TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA UYKU ENDOSKOPİSİ BULGULARININ MALLAMPATİ VE MÜLLER MANEVRASI BULGULARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI DR.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA UYKU ENDOSKOPİSİ BULGULARININ MALLAMPATİ VE MÜLLER MANEVRASI BULGULARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI DR."

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ I. KULAK-BURUN-BOĞAZ & BAŞ VE BOYUN CERRAHİSİ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. SUAT TURGUT UZMANLIK TEZİ TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA UYKU ENDOSKOPİSİ BULGULARININ MALLAMPATİ VE MÜLLER MANEVRASI BULGULARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI DR.MÜGE ÖZÇELİK İSTANBUL

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince eğitimimdeki büyük emek ve katkılarından dolayı klinik şefimiz Sayın Doç. Dr. Suat Turgut ve klinik şef yardımcımız Sayın Doç. Dr Çetin Vural a, Tezimi hazrlamamdaki yardım, emek ve eğitimimdeki katkılarından dolayı başta tez danışmanım, Op. Dr. Şenol Civelek olmak üzere başasistanlarım Op. Dr. Aslı Batur Çalış, Doç. Dr. İbrahim Ercan ve Doç. Dr. Burak Ömür Çakır a Beraber çalışmaktan büyük keyif duyduğum tüm asistan arkadaşlarıma, servis ve ameliyathane hemşirelerine ve yardımcı sağlık personeline, Yaşamım boyunca, maddi ve manevi anlamda her zaman yanımda olarak bugünlere gelmemi sağlayan değerli aileme, sonsuz teşekkürler ederim. Dr.Müge Özçelik 2

3 KISALTMALAR 4 1.GİRİŞ ve AMAÇ GENELBİLGİLER TUAS IN TARİHÇESİ UYKU FİZYOLOJİSİ ÜST SOLUNUM YOLU ANATOMİSİ ÜST SOLUNUM YOLU OBSTRÜKSİYONU FİZYOPATOLOJİSİ TANIM VE SINIFLAMA EPİDEMİYOLOJİ ve RİSK FAKTÖRLERİ KLİNİK DEĞERLENDİRME TANI YÖNTEMLERİ TEDAVİ MATERYAL METOD BULGULAR TARTIŞMA ÖZET KAYNAKLAR

4 KISALTMALAR : TUAS : Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu AHİ: Apne hipopne indeksi BKİ: Beden kitle indeksi EUS: Epworth uykululuk skalası MMS: Modifiye Mallampati Sınıflaması PSG: Polisomnografi EEG: Elektroensefalogram REM: Rapid eye movement (Hızlı göz hareketleri) Non-REM: Non-Rapid Eye Movement(Hızlı olmayan göz hareketleri) ÜSY: Üst Solunum Yolu USB: Uykuda solunum bozukluğu ÜSDS: Üst solunum yolu direnç sendromu UPP: Uvulopalatoplasti UPPP: Uvulopalatofaringoplasti CPAP: Continuous positive airway pressure (sürekli pozitif havayolu basıncı) Bi-PAP: Bilevel positive airway pressure 4

5 1.GİRİŞ ve AMAÇ: Hayatın en önemli komponentlerinden birini teşkil eden ve hayatımızın üçte birini kaplayan uyku, periyodik bir gereksinme olup dış uyarılardan bağımsız bir ritmisite ile ortaya çıkmaktadır (1). Uykuda solunum bozuklukları ise büyük bir hastalık grubunu kapsamakta olup bu hastalıkların en önemli grubunu uyku apne sendromu oluşturmaktadır. Tüm olguların % ini oluşturması nedeniyle uyku apne sendromu denildiğinde pratik olarak tıkayıcı uyku apne sendromu (TUAS) anlaşılmaktadır (2,3). Uyku apne sendromu terimi ilk kez 1973 yılında Guilleminault ve arkadaşları tarafından tıp literatürüne girmiş olup toplumda ki prevalansı % 3-5 arasında değişmektedir.hipertansiyon insidansının ve kardiyovasküler morbidite oranının bu hastalarda yüksek olması dolayısıyla günümüzde giderek önem kazanmaktadır(4,5) yılında Gastaut tarafından geliştirilmiş olan polisomnografi; TUAS tanısının ve hastalığın şiddetinin belirlenmesinde kullanılan bir tanı yöntemi olmakla birlikte apnenin fizyopatolojisine yönelik bilgi sağlamamaktadır(6).ancak bu hastalarda obstruktif patolojinin saptanması gerek hastalığın prognozu gerekse uygun tedavinin planlanması açısından son derece önemlidir. Bu amaçla uyku apne sendromunun tanımlanmasından günümüze kadar pek çok değerlendirme ve inceleme yöntemi geliştirilmiştir.muayene yöntemlerinin yanı sıra kraniofasiyal anormallikleri ve üst solunum yollarını değerlendirmeye yönelik sefalometrik incelemeler, BT ve MRI incelemeleri, akustik ve floroskopik ölçümler bu amaçla kullanılmış ancak pratik uygulamaları az ve tanıda ki değerleri sınırlı kalmıştır.(7). Bu hastalarda ilk yapılacak olan değerlendirme ayrıntılı bir kulak burun boğaz muayenesi olup özellikle orofarenksin değerlendirilmesi önemlidir. Bu amaçla Friedman ve ark.ları Mallampati sınıflamasını modifiye etmişler ve kullandıkları sınıflamanın TUAS lı hastalarda orofarenks ve dil kökü kaynaklı problemlerin değerlendirilmesinde yol gösterici olabileceğini savunmuşlardır(8).ancak yapılan çalışmalarda modifiye mallampati sınıflamasının bu açıdan tek başına yeterli olamayacağı ve cerrahi planlamada yanıltıcı olabileceğine yönelik düşünceler ileri sürülmüştür(9). 5

6 Uyku apne sendromu olan hastalarda, hasta uyanıkken farengeal kollapsı değerlendirmek için fiberoptik endoskopu ilk kullananlar Weitzman ve Hill olmuştur.(10,11). Borowiecki ve ark.ları ise 1978 yılında, kapalı bir hava yoluna karşı inspiratuar efor sarfedilmesine dayanan Müller manevrasının TUAS lı hastalarda farengeal kollaps eğilimini değerlendirmede kullanılabilecek bir yöntem olduğunu söylemişlerdir(12). İlk kez Sher ve ark.ları Müller manevrasını cerrahi planlama aşamasında kullanmışlar ve özellikle uvulopalatal bölge patolojilerinde yol gösterici olduğunu savunmuşlardır(13).ancak daha sonra yapılan çalışmalar ile Müller manevrasının hasta uyanık ve oturur halde yapılmasından dolayı cerrahi başarı oranlarını artırmada ve retrolingual bölge patolojilerinin değerlendirilmesinde yetersiz kaldığı gösterilmiştir(14). Wootson yaptığı çalışmada uyku ve uyanıklık sırasında üst solunum yolunun fizyolojik özelliklerinin farklı olduğunu göstermiştir(15). Bu nedenle son zamanlarda ki ağırlıklı görüş; TUAS lı hastalarda kullanılacak değerlendirme yönteminin asıl olarak uyku esnasındaki değişiklikleri göstermesi gerektiği yönündedir. Bu amaçla, ilk kez 1991 yılında Pringle ve Croft uyku sırasında fiberoptik endoskop ile üst solunum yollarının görüntülenmesine dayanan uyku endoskopisi sistemini geliştirmişler ve aynı çalışmada uyku endoskopisinin müller manevrasına göre daha avantajlı olduğunu savunmuşlardır(16). Uyku endoskopisinin horlama ve apneye yol açan bölgenin direk olarak görüntülenmesine imkan tanıması, yapılacak cerrahi müdahalenin planlanlanmasında klinisyene öenmli avantajlar sağlamaktadır. Bununla birlikte uyku endoskopisinin geçerliliğine yönelik tartışmalar da mevcut olup tartışılan konulardan birincisi, ilaç ile sağlanan sedasyonun fizyolojik uykuyu ne kadar doğru yansıttığı konusundadır. Bu durumun kaslarda ek bir gevşemeye yol açabileceği ve bu nedenle farengeal bölgenin kollabe olma eğiliminin artış göstereceğini savunan düşünceler mevcuttur(17). Tartışılan bir diğer konu ise uyku endoskopisi sırasında tek bir pozisyonda ve tek bir uyku döneminin değerlendirilebilmesidir. Bu tartışmalara açıklık getirmek amacıyla Osaka gurubunun PSG ölçümü ile yaptıkları çalışmada normal uyku ve sedasyon ile sağlanan uyku özellikleri değerlendirilmiş ve ikisi arasında belirgin farklılık bulunamamıştır(18). Bir diğer çalışmada ise horlama şikayeti bulunan ve bulunmayan hastalar ilaç ile indüklenmiş uyku altında 6

7 endoskopik açıdan değerlendirilmiş ve ilaç ile sağlanan sedasyon sırasında şikayeti olmayan hastalarda horlama ya da tıkanıklık gelişmediği görülmüştür(19). Uyku endoskopisinin geliştirilmesini takip eden 15 yılı aşkın zamanda bu yöntemin normal uyku halindeki fizyolojik değişiklikleri dinamik haliyle yansıtabilen en iyi yöntem olduğunu destekleyen çalışmalar giderek artmaktadır. Ancak hala, literatürde uyku endoskopisinin diğer yöntemlere üstünlüğünü vurgulayan ve sağladığı avantajları gösterecek nitelikte çalışmalar yeterli ve tatmin edici ölçüde değildir. Uyku endoskopisini mallampati ve müller ile tek tek karşılaştıran çalışmalar bulunmasına karşılık bu üç yöntemin birlikte değerlendirildiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu amaçla ; çalışmamızda TUAS tanısı almış 40 hastanın modifiye mallampati skorlaması ve Müller manevrası ile elde edilen verileri, uyku endoskopisi sırasında saptanan bulgularla karşılaştırıldı.elde edilen bulgular neticesinde modifiye mallampati değerlendirmesinde dil kökü hipertrofisi tespit edilmeyen hastalarda da uyku endoskopisi sırasında dil köküne bağlı üst solunum yolu tıkanıklığı gelişebildiği gözlendi. Yine hastaların Müller manevrası ile yapılan değerlendirmelerinin, uyku endoskopisine oranla yetersiz kaldığı ve uyku endoskopisinin bu açıdan Müller manevrasına göre daha üstün olduğu tespit edildi. Dolayısıyla uyku endoskopisinin TUAS lı hastalarda tıkanıklığın geliştiği bölgelerin doğru tespit edilmesi ve cerrahi işlemin planlanmasında diğer yöntemlere kıyasla klinisyene daha fazla avantaj sağlayacağı, bu sayede gereksiz ya da eksik cerrahi uygulamadan kaçınılabileceği düşünüldü. 7

8 2. GENEL BİLGİLER 2.1-TUAS IN TARİHÇESİ: TUAS ın tarihçesi milattan öncesine dayanmaktadır. Hastalık antik çağda tanınmış olup, Büyük İskender devrinde Karadeniz Ereğli sinde yaşayan zalim Dionysius un TUAS ın bütün belirtilerine sahip olduğu tarih kitaplarında belirtilmiştir. Dionysius un aşırı derecede şişman olduğu, sık sık uyukladığı, horladığı ve uyksunda boğulacak kadar solunumunun durduğu anlatılmaktadır (20). Bundan 165 yıl önce ise Charles Dickens The posthumous papers of the Pickwick Club adlı eserinde hastalığı çok güzel bir şekilde tanımlamıştır.19. yüzyıl sonlarında İngiliz doktorlardan Hill ve Wells, burun tıkanıklığı ve farengeal hastalıklara bağlı solunum problemlerini yazmışlardır yılında William Osler yazdığı Principles and Practice Medicine isimli kitabında bazı şişman kişilerde horlama ve uyku bozukluğundan söz etmiş ve hastaların çoğunun Pickwick Paper deki kişilere benzediğini işaret etmiştir (20, 21, 22). Elektroensefalografinin(EEG) 1959'da Berger tarafından kullanılmaya baslanmasıyla beraber uykunun kompleks bir aktivite oldugu ve uyanıklık ile uyku arasında farklar bulunduğu anlaşılmıştır (23). Elektrookülografinin kullanılmasıyla yavas ve hızlı göz hareketleri tanımlanmıs, REM fazı sırasında; rüya görme, solunumsal ve kardiyovasküler fenomenlerin farkına varılmıstır (24). Burwell ve ark. 1956'da, "Pickwick sendromu" ile obezite, asırı uykululuk ve solunum sorunlarının iliskili oldugunu savundukları makaleleri ile önemli bir tespit yapmışlardır (25). Seksene yakın uyku hastalığının birbirinden ayırt edilmesinde ve özellikle TUAS tanısında çok önemli yeri olan polisomnografi, 1965 yılında ilk kez Gestaut ve arkadaşları tarafından uygulanmıştır(2). Uyku apne sendromu terimi 1973 yılında, Stanford Üniversitesi nde uyku kliniği kuran,guilleminault ve arkadaşları tarafından tıp literatürüne girmiştir (26) yılında Tilkian ve arkadaşları, TUAS daki hemodinamik ve ritim bozukluklarını yayınlamışlardır (27 ). TUAS ın tedavisinde 1978 yılında Mata trakeostomiyi, 1952 yılında İkematsu palatofarengoplasti tekniğini, 1981 yılında Fujita uvulopalatofarengoplasti tekniğini 8

9 tanımlamışlardır yılında Sulvian, uyku apnesinin tedavisinde nazal CPAP kullanmaya başlamış ve çok olumlu sonuçlar elde ettiğini bildirmiştir. LASER in tıp alanına kullanıma girmesi ile de TUAS da palatal ve lingual cerrahide LASER kullanımı ile ilgili teknikler tanımlanmaya başlanmıştır (20, 28, 29). 2.2-UYKU FİZYOLOJİSİ: Erişkin bir insanın uyku süresi, kalıtıma bağlı olarak 4 ile 12 saat arasında değişmekle birlikte ortalama 9.5 saattir. Uykunun en önemli özelliği, birbirini oldukça düzenli şekilde izleyen uyanıklık ve uyku evreleri şeklinde gerçekleşmesidir. Sağlıklı insanın uykusunda başlıca REM (Rapid Eye Movement) ve non REM (Non-Rapid Eye Movement-NREM) olmak üzere ve gecede 4-6 kez tekrarlayan bir döngünün yaklaşık 90 dakika sürdüğü başlıca 2 evre vardır. Non REM evresi uykunun %75-80 ini teşkil eder ve kendi içinde 4 evreye ayrılır. (30). Rechtscaffen ve Kales in standardize ettiği kurallara göre Non-REM dönemindeki uyku dönemleri şunlardır(31). Uyanıklık: Uyanıklık durumunu gösterir. Alfa aktivitesi ve /veya düşük voltajlı, karışık frekanslı EEG ile karakterizedir. Evre 1: İlk uyanıklıktan uykuya geçiş dönemidir. Alfa aktivitesi uykuya dalışla kaybolur ve polimorf, teta frekansında bir faaliyete dönüşür. EEG de santral bölgelerde asimetrik olabilen verteks sharp ları bu dönem için karakteristiktir. Evre 2: Kortikal bioelektrik aktivite daha yavaşlamıştır. Kas tonusu azalmaya devam eder. EEG de bu faza özgü grafiksel elemanlar ortaya çıkar. K kompleksleri yaklaşık yarım saniye süreli, temel aktiviteden daha yüksek amplitüdlü yavaş dalga kompleksleridir. Uyku iğleri, oldukça sinüzoidal yüksek frekanslı kısa süreli biyoelektrik aktivitelerdir. Bunlar K komplekslerinin önünde ve arkasında olabildikleri gibi bağımsız olarak da görülebilir. Evre 3: Kas tonusu daha önceki evrelere göre daha da düşmüştür. EEG de hakim frekans deltaya doğru kaymaya başlamıştır. 9

10 Evre 4: Tabloya delta frekansındaki kortikal faaliyet hakimdir. Evre 4 uykunun en derin safhası olarak kabul edilir. Üçüncü ve dördüncü dönemler genellikle birlikte değerlendirilerek yavaş dalga uykusu (SWS =Slow wave sleep) adını alır. REM Dönemi: Polisomnografide göz küresi kanallarında hızlı göz hareketleri yazdırılır. (REM =Rapid Eye Movements =Hızlı Göz Hareketleri),diafragma gibi önemli bazı iskelet kasları haricinde kas tonusu pratik olarak 0 a yaklaşmıştır. Seyrek olarak seyirme tarzında kısa süreli tonus değişiklikler karakteristiktir. REM dışındaki dönemlerin tümüne Non- REM adı verilir (32). Uyku periyodu süresi, ilk uykuya dalışla son uyanış arasındaki süredir. Toplam uyku süresi ise uyku periyodu süresi içinde geçen, gece içindeki uyanıklıkların çıkarılması ile elde edilen rakamın dakika cinsinden ifade edilmesiyle bulunur (33). Uyku, solunum sisteminde rezistansın arttığı, solunum hızı ve ritminin bozulduğu, kimyasal ve mekanik reseptörlerin duyarlılığının ve ventilasyonun azaldığı, kan gazlarında olumsuz değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir.non-rem uykusunda dakika ventilasyonu % 5-10 oranında azalır. Fazik REM uykusunda dakika ventilasyonu % 40 oranında azalır. Uykuda hipoksik ve hiperkapnik ventilatuar yanıtlar azalır. REM döneminde solunum kasları hipotonisi nedeni ile fonksiyonel rezidüel kapasite azalır (34). Uyku apneli hastalarda uykuya geçiş evresi uzamış, Non-REM döneminin 3. ve 4. evrelerinde kısalma vardır. Ayrıca uyku apneli hastalarda REM döneminde iskelet kaslarındaki gevşeme nedeniyle bu dönem daha da önem kazanmaktadır. Apne atakları REM uykusunda artarken uyku apneli hastalarda total REM uykusu süresi kısalmaktadır (35). Özellikle uykudaki solunum bozukluğu olan olguların klinik önemini sadece Apne /Hipopne indeksi, oksijen desatürasyonunun en düşük düzeyi gibi değerlerle değerlendirmek yeterli olmamaktadır. Bunun yanı sıra uyku kalitesini tam olarak değerlendirmek için Non-REM/REM döngüsü ve kısa süreli uyanmalar(aruosal) ile ortaya çıkan bölünmelerin de birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir (36). 10

11 2.3-ANATOMİ Üst havayolu burun, farenks, larenks ve ekstratorasik trakeadan oluşmaktadır. Bizim konumuzla ilgili en önemli kısmı üstte nazofarenksten başlayıp, altta glottik aralıkta sonlanan farengeal havayolu oluşturmasına rağmen, burnun önemi de gözardı edilemez. Farenks sindirim sistemi ve solunum sisteminin fibromuskuler yapıda ortak bir yoludur. Anatomik olarak nazofarenks, orofarenks ve hipofarenks şeklinde sınıflandırılır. Yaklaşık 15 cm uzunlukta olup, kafa tabanından başlayarak, süperiorda krikoid kartilajın alt kenarına ve arkada altıncı servikal vertebranın alt kenarına uzanır. Hyoid kemik hizası en geniş kısmı, yaklaşık 5 cm, özefagus ile devam ettiği alt ucu ise en dar kısmı, yaklaşık 1. 5 cm dir. Nazofarenks, yumuşak damağın üstünde ve nazal kavitelerin posterior uzanımıdır. Nazofarenks posterior duvarı ve çatısının müköz membranında, farengeal tonsil olarak bilinen bir lenfoid doku birikimi mevcuttur. Orofarenks, orofarengeal istmustan oral kavitenin devamıdır. Üstten yumuşak damak, alttan dil kökü, yanlardan palatoglossal ve palatofarengeal plikalar ile sınırlıdır. Yumuşak damaktan epiglotun üst kenarına kadar uzanır.orofarenksin her iki yanında palatin plikalar arasında tonsilla palatina adı verilen lenfoid doku birikimi mevcuttur. Tonsilla palatinanın boyutları kişiden kişiye farklılık gösterir. Çocuklarda genelde büyük iken, ileri yaşlarda genellikle küçülmüştür ve sıklıkla görülmez. Yaygın olarak tonsilla palatinanın en büyük çapı 2 cm dir ve genellikle palatin arklar arasındaki mesafeyi doldurmaz. Orofarenksin üst sınırını oluşturan yumuşak damak, damağın arka üstte birlik fibromuskuler kısmıdır. Yumuşak damak hareketli, sert damağın posterior kenarına bağlı fibromuskuler bir katlantıdır. Konik bir oluşum olan uvulanın asıldığı serbest bir kenar ile posteroinferiorda sonlanır. Yanlarda farenks duvarı ile devam eder, palatoglossal ve palatofarengeal plikalar ile sırasıyla dil ve farenks birleşir.tensor veli palatina kasının genişleyen tendonu tarafından oluşturulan palatin aponevroz ile yumuşak damak desteklenir. Orofarenksin üstden alt sınırını oluşturan dil kökü, oral kavite içerisinde yer alan oldukça hareketli muskuler bir organ olan dilin arka kısmıdır, dil kökü esas olarak ağız tabanına bağlıdır. 11

12 İstirahat esnasında dil, ağız boşluğunun büyük kısmını doldurur. Dil kısmen ağızda, kısmen de orofarenkste yerleşim gösterir.hipofarenks, farenksin larengeal kısmıdır. Epiglotun alt kenarından krikoid kartilajın alt kenarına uzanır. Arkada servikal 4-6 vertebralar ile ilişkilidir. Larenksin girişinin her iki tarafında priform reses yer alır.(resim 1) Resim 1.Üst SolunumYolu Anatomisi 2.4-ÜST SOLUNUM YOLU OBSTRÜKSİYONU FİZYOPATOLOJİSİ Tıkayıcı uyku apne sendromu; uyku sırasında tekrarlayan üst solunum yolu obstrüksiyonu dönemleri ile karakterizedir. Risk faktörleri genellikle bilinmekle beraber oluşum mekanizmaları halen tam olarak anlaşılamamıştır. Uyanıklık ve uyku döneminde üst hava yolunun hemen hemen daima devam eden açıklığı, büyük ölçüde üst hava yolunun morfolojik düzenine bağlıdır. Uykuda solunum bozuklukları ise üst solunum yolu açıklığının gece boyunca uyanık hale göre göreceli olarak azalmasından kaynaklanır. İnspire edilen havayı ısıtan, nemlendiren ve filtre eden nazal pasaj, kemik ve kartilaj ile çevrilidir. Larenks ve ekstratorasik trakea ise açıklığını kartilaj desteği ile sağlar. Farenks ise üst hava yolunun en çok kollabe olan kısmını oluşturur (37). Uykuda solunum bozukluğu olan hastalarda en sık rastlanılan yapısal anomali şiddeti ve seviyesi bireysel farklılık gösteren farengeal kollapsibilitedir.(resim 2) Üst solunum 12

13 yollarında kollaps fizyolojik olarak ekspirasyonun sonunda ortaya çıkmaktadır ve bu durum statik kollaps olarak adlandırılmaktadır. Apneli olgularda ise ekspirasyon sonunda ortaya çıkan bu kollaps yanında inspirasyon esnasında lümende genişleme yerine dinamik kollaps olarak adlandırılan kapanma meydana gelmektedir. Sonuç olarak obstruktif apne mekanik anlamda ekspirasyonda ortaya çıkan bir problem iken biyolojik anlamda hipoksemi veya uykuda yüzeyelleşmeler nedeni ile inspiratuar bir hastalık olarak kabul edilmektedir.(38) Üst solunum yolu genişliği havayolunu kollabe etme özelliğinde olan basınç kuvvetleri ile (Negatif intraluminal basınç ve artmış doku-ekstraluminal basınç) ile havayolu açıklığını sağlamaya çalışan etkenler(farengeal dilatatör kasların kasılması) arasındaki dengeye bağlıdır. Bu yüzden farenksin duvar içi basıncı (Ptm) lümen içi basıncı ile çevre basıncı arasındaki farka eşittir.(şekil 1). Ptm azaldıkça havayolu lümeni daralır, Ptm nin sıfır olduğu nokta farenksin kapanma basıncıdır. Resim 2. Uyku Sırasında Üst Solunum Yolunda Gelişen Obstruksiyon 13

14 Plümeniçi Pdoku Ptransmural Ptm = Pdoku- Plümeniçi Şekil 1: Üst solunum yolu lümen genişliği Ptm olarak adlandırılan, Pdoku ve Plümen içi arasındaki basınç farkı tarafından belirlenir. TUAS lı hastalarda farenksin lümen içi basıncının artmasını açıklamaya yönelik olarak iki temel fizik kurali vardır. Bunlar Bernoulli ilkesi ve Venturi prensibi dir (39,40) Bernoulli ilkesi : Bir sütun içinden geçen hava akımı, o sütünun çeperine, kenarlarına kısmi bir vakum veya negatif basınç etkisi yapar. Bu etki hava akımı arttıkça artar. Venturi Prensibi: Daralmış bir pasaja giren sıvı veya hava akımının hızı artar. Bu iki temel ilkeye göre Venturi etkisiyle daralmış üst hava yolundan geçen hava akımı normale göre daha hızlanır. Bernoulli ilkesine göre de hızlanmış olan bu hava, hava yolu çeperine normalden daha fazla negatif basınç etkisi yapar. Bu basınç üst hava yolu kaslarının hava yolunu açık tutmayı sağlayan tonusunu aşınca kollaps ve apne gelişir. Bu kasların tonusu, özellikle derin uykuda iyice azalınca uyku apnesi tablosu daha kolay ortaya çıkar. Apneyi takiben kanda O 2 basıncı düşer, C0 2 basıncı yükselir ve Ph düşer. Bu gelişmeler santral sinir sistemi kemoreseptörlerini uyararak, kişinin apneden kurtulması için refleks olarak uyanmasına veya daha hafif uyku evresine geçmesine neden olur. Bunun sonucunda tekrar kasların tonusunun artması ile negatif basınç aşılır ve kollabe olan bölge açılır. Hava akımı tekrar başlar, apne ortadan kalkar ; O2 basıncı yükselir, CO 2 basıncı düşer ve Ph 14

15 yükselir, hasta tekrar uykuya dalar. Bu şekilde uykuya dalma, apne, uyanma periyodları uyku boyunca devam eder. (40) (Şekil 2) Uyku Küçük Hava Yolu Rezistans Rezistans CO 2 Santral Solunum Kontrol Mekanizmalarında Arausal Hiperventilasyon Santral apnehipopne periyodik solunum obstruksiyonu CO 2 Şekil 2.Tıkayıcı Uyku Apne Sendromunda Küçük Hava Yolu Etkileşimi 2.5-UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ TANIMLANMASI VE SINIFLAMASI: Uyku bozuklukları, ilk kez 1979 yılında sınıflandırılmıştır. İlk sınıflamada 4 ana grupta ele alınan uyku bozuklukları 1991 yılında detaylı olarak incelenmiş ve ICSD (International Classification of Sleep Disorders) adıyla yayınlanmıştır(41). Son olarak 2005 yılında 2. versiyonu yayınlanan ve halen tüm dünyada büyük oranda kabul gören Uluslararası uyku bozuklukları sınıflandırması ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders version 2) ye göre 85 hastalık listelenmiştir. Bu hastalıklar 8 kategoride ele alınmıştır(42). Uykuda, solunum paterninde patolojik düzeydeki değişikliklere bağlı olarak gelişen ve bu hastalarda morbidite ve mortalitenin artmasına yolaçan klinik tablolara uykuda solunum bozuklukları (USB) denilmektedir. Solunum düzensizliklerinin çeşidi, sayısı ve 15

16 süresi hastalığın türünü ve şiddetini belirler.uykuda solunum bozuklukları ilk sınıflamada dissomniler başlığı altında yer alan intrensek uyku bozukluklarının bir alt grubu olarak sınıflandırılmış ve bu gruplandırma içinde basit horlama, üst solunum yolu direnç sendromu (ÜSDS), obstruktif uyku apne sendromu,santral uyku apne sendromu ve santral alveolar hipoventilasyon sendromu tanımları yer almıştır (41) de yapılan son sınıflandırmada ise USB ; Santral Uyku Apne Sendromu, Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu, Uykuyla ilişkili Hipoventilasyon/ Hipoksemik Sendromlar, Diğer Uykuyla ilişkili Solunum Bozuklukları olmak üzere 4 temel gruba ayrılmıştır (42). Ancak eski sınıflamada da yer alan bir takım terimler hala kullanılmakta olup, hastalıkların anlaşılabilmesi için bu tanımların bilinmesi önemlidir. Horlama : Horlama üst solunum yollarında direnç artışına bağlı olarak genellikle inspirasyon sırasında farengeal bölgedeki yumuşak dokuların vibrasyonu ile ortaya çıkan sesin dışarıdan duyulması olarak tanımlanabilir(43,44). O2 desatürasyonu: Kandaki oksijen satürasyonunun %90 ın altına düşmesi veya uyanıklık halindeki oksijen saturasyonundan en az %3 lük bir düşüs göstermesidir (43,44). Arousal: Uyku sırasında mevcut fazdan bir önceki faza veya uyanıklık durumuna geçiş, Non-REM fazında EEG frekansında 3 sn den uzun süren artış olması, REM fazında ise EMG aktivitesinde azalma ile belirlenir. Arousal oksijen desaturasyonuna yanıt olarak ortaya çıkar, uyanmalara neden olarak uykuyu böler, uykunun verimliliğini azaltır. Gece boyunca PCO 2 düzeyindeki artış ve O 2 saturasyonunda ki azalmalar arousallara neden olmaktadır (43,44). Hipopne: Hava akımında en az 10 sn süre ile hava akımında %50 azalma olması ya da %50 den daha az azalma ile birlikte oksijen saturasyonunda %3 den fazla düşme veya bir uyanmışlık gelişimi olarak tanımlanmaktadır. (44,45) Apne:En az 10 saniye süreyle ağız ve burundan hava akımının durmasıdır.obstruktif, Santral ve mikst olmak üzere 3 tipe ayrılmaktadır.(şekil 3) - Obstrüktif uyku apnesi: Oro-nazal hava akımının en az 10 sn süre ile kesilmesi, bu sırada torakal ve abdominal solunum hareketlerinin giderek artan bir amplitüdle devam etmesi ile karakterize bir olaydır. 16

17 - Santral apne: Santral olarak solunum kaslarına giden uyarının olmaması, solunum güdüsünün kaybı ve respiratuar efor olmaksızın hava akımının en az 10 saniye durmasıdır. - Mikst apne: Genel olarak santral apne ile başlayan, fakat her iki karakterde en az 10 saniye hava akımının kesilmesidir. Apne indeksi: Tüm uyku süresince oluşan apnelerin saatlik ortalamasıdır. Hipopne indeksi: Tüm uyku süresince oluşan hipopnelerin saatlik ortalamasıdır. Apne-Hipopne indeksi (AHI): Tüm uyku süresince apne ve hipopnelerin saatlik ortalaması olarak tanımlanır (44,45). Şekil 3: Apne Tipleri Basit Horlama: AHI nin saatte 5 in altında olduğu, uyku esnasında O2 saturasyonunun hep %90 nın üzerinde seyrettiği ve inspirasyon sırasında özofageal basıncın -10 cmh 2 O nun altına düşmediği hastalarda basit horlamadan bahsedilmektedir(45). Altıbin kişiyi kapsayan epidemiyolojik bir çalışmada horlama, erkeklerin %24 ünde, kadınların ise %14 ünde saptanmıştır (45) Üst Solunum Yolu Direnç Sendromu(ÜSDS): 1993 yılında Guilleminault tarafından tanımlanmış, apne ve/veya hipopneye yol açmadan, üst solunum yolunda rezistans artışı sonucu, intratorasik basınçta belirgin artışa yol açan ve sonunda kısa süreli, sık tekrarlayan arousallarla ve sık uyku bölünmesi ile sonlanan, bu nedenle gündüz aşırı uyku hali ile karakterize bir USB tablosudur. Üst solunum yollarında uyku sırasında parsiyel veya geçici daralma ile apne, hipopne ve arteriel oksijen saturasyonunda düşme olmaksızın solunum eforunda artış görülür(45). 17

18 Tıkayıcı Uyku Apnesi Sendromu(TUAS): Uyku sırasında en az 10 saniye süreli, tekrarlayıcı apne ataklarıyla seyreden, bu apne ataklarına uyanıklık reaksiyonları, oksijen saturasyonunun da uyanıklığa göre en az %3-4 lük düşmeninde eşlik ettiği ve bu durum nedeniyle gündüz uykululuk şikayetlerinin bulunduğu bir tablodur.yedi saatlik bir gece uykusunda hem REM, hem non-rem evrelerinde 30 dan fazla apne ve / veya hipopne nöbeti olması veya AHI nin 5 ten fazla olması ile karakterizedir. AHI oranına göre 3 grupta sınıflandırılabilir. Hastalığın ciddiyeti; AHI nin yanısıra, apne ve/veya hipopne süresine, ortalama desatürasyon değerine, en düşük desatürasyon değerine ve eşlik eden elektrokardiyografik değişikliklere de bağlıdır(44,45).tıkayıcı uyku apnesi sendromu şiddetine göre; Hafif : 5<AHI<20, Orta : 20<AHI<40, Ciddi : AHI > 40 olmak üzere, 3 gruba ayrılır Santral Uyku Apne Sendromu: Apne epizodları sırasında solunum çabasının da olmaması ile karakterize,sıklıkla altta yatan nörolojik bozuklukla ilişkili bir klinik tablodur. Santral uyku apne sendromu apneik hastaların % 5-10 unu teşkil eder.sık tekrarlayan arousallar ve uyku bölünmeleri nedeniyle gün boyu aşırı uyku hali ile karakterizedir (45). Overlap Sendromu: 1985 yılında ilk kez Flenley tarafından kullanılan bu terim OSAS ile birlikte astım, kistik fibrozis, interstisyel pulmoner fibrozis,koah gibi solunum sistemi hastalıklarının beraber seyretmesi olarak adlandırılır. Hastaların gündüzde varolan solunum problemleri geceleri solunum durmalarının etkisi ile daha da belirginlik kazanmaktadır. Bu hastalarda apnelere eşlik eden oksijen düşmeleri daha belirgindir ve gece boyunca özellikle uykunun REM döneminde çok daha belirgin hale gelerek telafi edilemeyecek boyutlara ulaşır(46) UYKU APNE SENDROMUNDA EPİDEMİYOLOJİ VE RİSK FAKTÖRLERİ Epidemiyoloji: Yapılan çalışmaların artmasıyla uykuda solunum bozukluklarının toplumda oldukça yaygın olduğu ortaya çıkmıştır. Toplumda basit horlama insidansının %30-40 civarında olduğu belirtilmektedir. Otuz yaşın altındaki erkeklerde basit horlama oranı %10 iken bu 18

19 oran 60 yaşın üzerinde %60 a kadar çıkmaktadır(47). Günlük uykusuzluğun eşlik ettiği obstruktif uyku apne sendromunun ise toplumda erkeklerde %3 ila 7, kadınlarda % 2 ila 5 oranında görüldüğü bildirilmektedir(48) yılında Young ve ark. yaptıkları bir çalışmada, yaşları arasında değişen, sağlıklı görünen bir popülasyonda 1453 kişide habitüel horlama saptamışlar ve bunların 602 sine PSG uygulamışlardır. AHI değerinin >5, >10, >20 oluşuna göre sırasıyla kadınlarda % 9, % 5, % 4; erkeklerde ise % 24, % 15, % 9 gibi yüksek oranlarda TUAS prevalansı saptamışlardır(49). Tıkayıcı uyku apnesinin insidansı basit horlamaya göre daha düşük oranda olmakla birlikte yapılan son çalışmalarda bu oranın beklenilenden daha fazla olduğu görülmektedir. Ülkemizde TUAS prevelansı üzerine Köktürk ve arkadaşlarının yaptığı tek çalışmada horlaması olan bireylerde TUAS prevelansının % olarak tahmin edilmiştir(50). TUAS lı hastalarda hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyen bir takım risk faktörleri bulunmaktadır Risk Faktörleri I. Genel faktörler: a. Yaş: Yaş artıkça prevalansın arttığı bilinmektedir. En yüksek prevalans yaş gurubundadır. Ancak 65 yaşından sonra TUAS görülme sıklığı bazı yayınlara göre azalmaktadır(51,52).yaşlanma ile kilo alımı, üst solunum yolu dilatatör kas tonusunun azalması, doku elastikiyetinin bozulması, vücut yağ dağılımı ve artan diğer hastalıklar, kullanılan ilaçlar uyku apne sendromu riskini arttırmaktadır(51). b. Cinsiyet: 80 li yıllarda yapılan çalışmalarda kadın/erkek oranları 1/7-1/10 gibi değerlerde bulunmuştur. Oysa ki 90 lı yıllarda yapılan çalışmalarda kadınlarda da oldukça yüksek prevelans saptanmış ve her yaş grubu için kadın/erkek oranı 1/3 olarak belirtilmiştir (53). Başlangıçta kadınlarda böylesine az görülmesi östrojenle ilişkilendirilmiş ve hatta bulguları ağır erkek olgularda östrojen kullanılmışsa da izleme çalışmaları bu yaklaşımın geçerli olmadığını ortaya koymuştur. Erkeklerde daha sık görülmesinin nedeni androjenik yağ dağılımının santral niteliği olup boyun çevresinde yoğunlaşması olarak gösterilmektedir(54). 19

20 c. Obezite: Özellikle santral obezite ÜSY çevresinde yağ birikimi ile ÜSY açıklığı ve kompliyansını etkileyerek, abdominal yağ birikimi ile de solunum paternini etkileyerek TUAS a eğilimi arttırmaktadır. Obezitenin en önemli göstergesi, Beden Kitle İndeksidir (BKİ)(kg/m2 beden ağırlığının boyun karesine oranı). Normalde kadınlarda 19-24, erkeklerde olup, obezite ve 40 ın üzeri morbid obezite olarak isimlendirilir. BKİ nin 28 in üzerinde olması uyku apne sendromu riskini obez olmayanlara göre 8-12 kat arttırmaktadır. Uyku apnesi saptananların % 70 inde obezite bulunmuştur.bki otuzun üzerinde olanların % 60 ında AHİ beşten, %26 sında on beşten büyük bulunmuştur. Genel olarak her 10 kilo artışında uykuda apne riskini iki kat arttırdığı ileri sürülmektedir. Günümüzde, obezite uyku sendromu ilişkisinin iki yönlü olduğu düşünülmektedir. Obezite, bir başına apneye yol açabilecek bir faktördür. Öte yandan uyku apne sendromu olgularında gelişen metabolik değişmeler, giderek obeziteye yol açabilmaktedir. Bu nedenle tedavi yaklaşımlarının bu noktaları da kapsayacak şekilde planlanması daha uygun olacaktır(55,56). d-boyun Çevresi : TUAS ta boyun çapı önemli bir risk faktörü olup, erkeklerde 43 cm (17 inch), kadınlarda ise 38cm (15 inch) üstü anlamlı kabul edilmektedir. Bu olgularda boyun çevresi üst hava yolundaki adipoz doku ya da yumuşak doku kitlesini göstermektedir. Boyun çevresi artmış olgularda cilt kalınlığının da artmış olması ÜSY da adipoz doku kitlesinin götergesi olup, Katz ve arkadaşları da apnesi olmayan hastalara göre TUAS ı olan hastalarda boyun çevresini daha kalın bulmuşlardır(57,58). TUAS lılarda lateral farengeal dokunun etrafındaki artmış adipoz dokunun hava yoluna basısı nedeniyle lateral daralma meydana gelmektedir. Aynı zamanda nedeni bilinmemekle beraber bu olgularda lateral farengeal duvarların kalınlığı da artmaktadır (58). e. Horlama: Uyku sırasında ÜSY nun daralmasına bağlı gelişen türbülan akımın farenks boyunca iletilmesi ile oluşan sestir. ÜSY nundaki daralma tüm segmenti kaplar ve tam tıkanma oluşursa apne gelişmektedir. Nonapneik basit horlama; yaşlanma, kilo alma ve aşırı horlamaya bağlı yumuşak damaktaki vibrasyon hasarı nedeniyle, ilerleyen yıllarda apneye neden olabileceğinden, uyku apne sendromu için predispozan faktör kabul edilmektedir. Horlamanın, kadınlarda, yaş, sigara kullanımı, BKİ ve diğer kardiovaskuler 20

21 hastalık risk faktörlerinden bağımsız olarak kardiovaskuler hastalıklar için orta derecede ve anlamlı olarak riski arttırdığı ortaya konmuştur.(56) f-alkol, ilaçlar ve sigara: Alkol ve sedatif hipnotik ilaçlar ÜSY nöromuskuler aktivitesini azaltarak ve arousal eşiğini arttırarak TUAS için bir risk teşkil ederler ve /veya TUAS ı ağırlaştırırlar.issa ve ark. yaptıgı bir çalısmada, alkolün, farenksin dilatatör kas aktivitesini bozdugu ve apnelere santral cevabı azalttıgı için TUAS ın siddetini arttırdıgı göstermistir(59). Sigaranın etkisi net olarak bilinmemekle beraber hava yolu inflamasyonunu arttırarak TUAS a eğilimi arttırdığı bildirilmektedir. g. Eşlik eden hastalıklar: Hipertansiyon, koroner arter hastalığı, aritmi gibi kardiovasküler; kronik obstruktif akciğer hastalığı(koah), bronşial hiperreaktivite gibi pulmoner; ve hipotiroidi, akromegali, diabetes mellitus gibi endokrinolojik hastalıklar başta olmak üzere birçok sisteme ait hastalığı olanlarda uyku apne sendromu riski artmaktadır. Bunların bir kısmı uyku apne sendromu için predispozan faktör, bir kısmı ise uyku apne sendromunun sonucudur. Özellikle kardiovasküler sistemde ortaya çıkan değişmeler, uyku apne sendromunun komplikasyonları olarak değerlendirilmektedir(60,61).solunum sistemindeki patolojiler uyku apne sendromu ile neden sonuç ilişkisi içinde ele alınabilir.nörolojik patolojiler açısından uyku apne sendromunun ele alınması önem taşımaktadır. Genel olarak nörolojik hastalıkların prodromal döneminde uyku bozuklukları bir ön belirti olabileceği gibi tablonun gidiş ve nekahet dönemlerinde de uyku bozuklukları görülebilmektedir. II. Nöromüsküler Faktörler: Uyku apneli hastalarda tam olarak bilinmeyen bir mekanizma ile dilatatör kasların tonik aktivitesinin azalması, ÜSY nun kollabe olmasına yol açmaktadır. III. Santral Faktörler: Sağlıklı kişilerde, arteryel kandaki karbondioksit belli bir değerin üstüne çıktığında, solunum düzenini sağlayan sistemler uyarılarak solunum düzenlenmektedir. Uyku apneli hastalarda, beyin sapındaki solunumu düzenleyen sistemlerin, kandaki karbondioksit düzeyinin yükselmesine karşı duyarlığı azalmakta ve solunum düzenlemesi bozulmaktadır. Bu değişimin başlangıçta varolan bir yatkınlıkla mı ilişkili olduğu, yoksa hastalık içinde gelişen bir durum mu olduğu henüz açıklık kazanmış değildir(62). 21

22 IV. Anatomik Faktörler: Üst hava yolunda anatomik darlık veya tıkanıklığa neden olan faktörler burundan epiglot düzeyine kadar her yerde olabilir. Yapısal olarak üst solunum yolu darlıkları en çok görülen patolojilerdir. Bunların üstüne diğer faktörler de gelişince kolaylıkla üst solunum yolunda tıkanmalar oluşmaktadır. Burunda septum deviasyonu, konka hipertrofisi, adenoid hipertrofisi, tonsil hipertrofisi, makroglossi, mikrognati, maksiller hipoplazi ve vokal kord paralizisi, üst hava yolu obstruksiyonunun başlıca anatomik nedenleridir (63). TUAS lı hastalarda görülebilecek anatomik anomaliler 1. a.büyük ödemli uvula b.geniş arka plika mukozası c. Lateral ve posterior faregeal duvardan kaynaklanan büyük mukozal kıvrımlar 2. Yumuşak damağın aşağı uzanmasına bağlı oluşan palatal ark düşüklüğü 3. Büyük dil 4 Floppy veya omega şeklinde epigot, ariepiglottik plika fazlalığı 5. Tonsil hipertrofisi 6. Lateral duvar fazlalığı V. Mekanik Faktörler: Uyku apneli hastaların uyanıkken de havayolu çapı normal kişilere göre dardır. Farenksteki retropalatal bölge, obstrüksiyonun primer yeri olup yatar pozisyonda, mekanik olarak tıkanıklık oluşmasına uygun hale gelmektedir. Diğer mekanik faktörler ise mukozanın yağ dokusu ve boyun yapısıdır. Dokulardaki yağ miktarının fazlalığı, elastikiyeti bozduğundan solunum gibi aktif, çeşitli yapılar arasında koordinasyonun sonucunda düzenlenen işlevleri kolaylıkla bozabilmektedir.boynun kısa ve kalın oluşu, başta dil kası olmak üzere, üst solunum bölgesiyle ilişkili yapıların yerleşimlerinin farklı olmasına, uyku sırasında kolaylıkla tıkanmaya yol açmaktadır(62,63). 3-TUAS VE HORLAMADA KLİNİK DEĞERLENDİRME 3.1.Tanı Uykuda solunum durması ya da horlama yakınması ile başvuran hastaların tanısında izlenecek temel değerlendirme yöntemleri şöyledir; 22

23 I.-Anamnez ve Fizik Muayene II-.KBB muayenesi III-.Fleksibl fiberoptik nazofarengoskopi IV-.Görüntüleme yöntemleri(bt, MRG, Sefalometrik analizler) V-.Polisomnografi I.Anamnez ve Fizik Muayene: a.anamnez : TUAS tanısında hasta hikayesi çok önemlidir. Bu değerlendirmeyi yatak partneri ve ailesiyle yapmak önem taşır, çünkü bu hastalar horlamalarının ve uyanmalarının büyük bir kısmının farkına varmazlar. Hastalarda görülen başlıca semptomlar; aşırı horlama, nefes durması, rahat uyku uyuyamama ve gündüz uyuklamalardır(64). -Horlama: Uykuda inspirasyonun parsiyel olarak engellenmesiyle orofarenkste oluşan gürültülü vibratuvar sestir. TUAS lı hastalarda habitüel horlama (haftada en az 5 gece veya daha fazla ) görülmekte olup, sık tekrarlayan apneler nedeniyle horlamanın düzensiz olması tipiktir. Horlamaya genellikle sabah uyandığında ağız, boğaz kuruluğu da eşlik eder. -Tanıklı Apne: TUAS lı hastaların uyku sırasında oluşan apnelerin farkında olmamaları nedeniyle, genellikle bunlara tanıklık eden eşleri ve yakınları hastanın hekime başvurmasını sağlarlar. Apne epizodları 20 ile 60 saniye arasında değişmekte olup, nadiren 2 dakikaya uzayabilir. Hasta eşleri, gürütülü ve düzensiz horlamanın aralıklarla kesildiğini, ağız ve burundan solunumun durmasına rağmen göğüs ve karın hareketlerinin paradoksal olarak devam ettiğini tanımlayabilirler. Bu aşamada apne ataklarının yaklaşık sıklığının, süresinin ve bu esnada hastanın nefes almak için bir çapa sarfedip sarfetmediğinin sorulması apnenin tipi ve şiddeti konusunda bir ön fikir edinmek açısından önemlidir(65). -Gündüz Aşırı Uyku Hali: TUAS lı hastalarda sık tekrarlayan apnelere bağlı olarak uykunun bölünme sıklığı arttıkça gün boyu aşırı uykululuk hali de görülmeye başlanılır. Apnenin şiddetini tahmin etmek için uyuklamanın genelde istirahat halinde mi yoksa bir işle uğraşıyorken mi meydana geldiğini sorgulamak önemlidir(64). Günümüzde gündüz aşırı uyku halinin değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntem Epworth Uykululuk Skalası (Epworth Uykululuk Skalası = EUS) (Tablo 1). Subjektif bir değerlendirme olan bu test sekiz adet soru ile günlük aktivite sırasında uykuya yatkınlığın sorgulandığı bir formdur, 8-10 puan ve üzeri anlamlı kabul edilir(66). Johns ve ark.larının yaptığı çalışmada 23

24 TUAS lı olgularda EUS ortalamaları, nokturnal oksijen desaturasyonu ile ilişkili bulmazken;apne sıklığı ile yakından ilişkili olarak saptanmıştır(67). -Nöropsikiyatrik semptomlar: Hipersomnolans algı fonksiyonunda ve motor yeteneklerde gerilemeye yol açabilir. Konsantrasyon bozukluğu, hafıza kaybı, başağrısı ve kişilik değişikliği hasta ve yakınları tarafından sıklıkla belirtilmekle birlikte günlük yaşantılarında ki aksamalar ve çevreye uyum göstermekte yaşadıkları zorluklar nedeniyle anksiyete,agresyon ve depresyon gibi psikiyatrik bozukluklarda görülebilir. Cinsel fonksiyonlarda bozulmaya bu hastalarda sık rastlanılır. Cinsel fonksiyon bozukluğunun ortaya çıkmasında uykuda solunum bozukluğuna bağlı olarak gelişen yorgunluk, isteksizlik veya psikiyatrik bozukluklar, hem de bu hastalığın yarattığı hormanal değişiklikler rol oynar(68). -Kardiyopulmoner semptomlar: Uyku apnesi, hipertansiyon, aritmi, miyokard enfarktüsü(me), serebrovasküler olaylar, pulmoner hipertansiyon ve konjestif kalp yetmezliğinin içinde bulunduğu pek çok bozuklukla ilişkilendirilmiştir(69,70). Bu nedenle bu hastaların ek hastalıklar açısından da sorgulanması önem taşımaktadır. TUAS ile hipertansiyon ilişkisi yaklaşık 20 yıldır bilinmekte olup bu hastalarda sıklığı yaklaşık %50 oranındadır(71). Guilleminault ve ark.ları uyku apnesi olan hastaların uyku çalışması sırasında %48 inde kardiyak aritmi tespit etmişler ve trakeotomi uygulanan hastalarda iyileşme olduğunu belirtmişlerdir.(72) Bunun yanı sıra konjestif kalp yetmezlikli hastalar arasında da TUAS sıklığı %11 ile %37 arasında bildirilmiştir(73). TUAS ile koroner arter hastalıkları arasındaki ilişki de çeşitli çalışmalarla gösterilmiş ve myokard enfarktüsü ile ilişkili olduğu bildirilmiştir.(74). Bütün bunların yanı sıra TUAS lı hastalarda yakın zamanda kilo alma hikayesi mevcuttur. Ek olarak hastalarda nokturnal poliüri çok sık görülen bir semptomdur. Gece 2-3 kez hissedilen idrar yapma ihtiyacı hastalığın ilerlemiş dönemlerinde görülen tipik bir belirtidir. Gece terlemesi, uykuda aşırı hareketli ve huzursuz uyuma, uykuya dalma da ve sürdürmede zorluk gibi belirtiler de hikayede mutlaka sorgulanmalıdır(45). 24

25 Epworth Uykululuk Skalası: 1- Otururken, okurken 2- TV seyrederken 3- Tiyatro,toplantı salonları gibi yerlerde inaktif olarak otururken 4- Araç içinde mola vermeden 1 saatlik yolculuk yaparken 5- Öğleden sonra dinlenirken 6- Birisiyle konuşurken 7- Alkolsüz bir öğle yemeği sonrası otururken 8- Araç kullanırken trafikteki birkaç dakikalık duraklamalarda İç geçmesi,uyuklama, hafif uykuya dalma olur mu? sorularına hastaların; 0= Asla yok. 1= Hafif derecede var. 2= Orta derecede var. 3= İleri derecede var. seçeneklerden biriyle yanıt vermesi istenir. -Toplam skorun 10 dan büyük olması TUAS için anlamlıdır. -Toplam skorun 8 den büyük, 10 dan küçük olması primer horlama için anlamlı kabul edilir. Tablo 1.Epworth Uykululuk Skalası b-fizik Muayene: TUAS ta fizik muayenin tanısal değeri sınırlı olsa da, hastaların mortalite ve morbiditesini arttıran ve TUAS a eşlik eden durumların belirlenmesinde önemlidir. Hastanın genel durumu (obezite, alt çene pozisyonu, maksiler hipoplazi olup olmadığı) obstruksiyon bölgesinin tayini tedavi ve yaklaşımının seçiminde rol oynamaktadır.uyku apnesi olan hastaların boy ve kilosunun, boyun çevresinin ölçülmesi önemlidir. Obstruktif uyku apnesi ve horlama oluşumunda büyük öneme sahip olan obezitenin değerlendirilmesi için beden kitle indeksi (BKİ) kullanılmaktadır. BKİ hastanın boyu ve ağırlığı tespit edildikten sonra Kilo(kg)/ [Boy(m) ] 2 formülü kullanılarak 25

26 hesaplanır. Boyun çevresi krikotiroid membran hizasında ölçülmelidir.erkeklerde boyun çevresinin 17 inch(43.18 cm) büyük olması bir risk faktörü olarak değerlendirilir. 17 inch den daha büyük boyun çevresine sahip erkeklerin %30 unda uyku apnesi sendromu mevcuttur. Kadınlarda bu değer 15 inch.(38.10 cm) dir(57). II-KBB Muayenesi TUAS etyolojisinde pek çok faktör sorumlu tutulmasına rağmen, obstruksiyonun asıl meydana geldiği ve kollabe olma özelliğine sahip olan ÜSY undaki muhtemel obstruksiyon bölgelerinin tespiti ve obstruksiyonun şiddetinin artmasına yol açabilecek bulguların tayini için üst solunum yollarının ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. a.kraniyofasiyal İskelet Yapısı: Hastanın ilk değerlendirmesinde maksilla ve mandibulanın yapısı ile dental oklüzyonu kabaca değerlendirilir. Özellikle zayıf ya da normal kilolu hastalarda kraniyofasiyal iskelet yapısı detaylı olarak incelenmelidir.maksiler hipoplazi değerlendirilirken nazion dan subnazale ye uzanan düzlemden faydanılır. Naziondan inen vertikal çizgi normalda subnazalden geçmelidir. Subnazale bu vertikal çizginin posteriorunda kalıyorsa maksiller hipoplaziden bahsetmek mümkündür. Yine horizontal Frankfort pozisyonunda vermillion sınırından indirilen vertikal çizgiyle prognion (çenenin en öndeki çıkıntı yeri) arasında 2 mm den fazla mesafe varsa retrognatizm vardır.retrognatizmi olan hastalarda dil kökü ve yumuşak dokular posteriora doğru yer değiştireceğinden orofarenks ve hipofarenks seviyesinde obstruksiyon gelişme riski yüksektir(75). b Burun Muayenesi: Endonazal deformiteler başlı başına obstruksiyon oluşturmalarının yanı sıra, burun rezistansını yükseltmek suretiyle farenksteki negatif intraluminal basıncını artırarak farenksin kollapsına yol açarlar. Ayrıca CPAP kullanacak hastalarda burun anatomisinin bilinmesi ve gerektiğinde deformitelerin düzeltilmesi lazımdır. Burun muayenesinde eksternal çatı, septum, internal nazal valv ve konkalar muayene edilir. c.oral Kavite ve Orofarenks muayenesi:uyku apnesi hastalarında problemin sıklıkla bulunduğu bölge olan oral kavite ve orofarenks muayenesinde iki lokalizasyon öne çıkarmaktadır; retropalatal ve retrolingual bölgeler. Oral kavitenin muayenesi dil ve 26

27 yumuşak damağın nötral pozisyonunun tayini ile başlar. Dilin büyüklüğü ve pozisyonu saptanır. Dilin değerlendirmesinde en sık kullanılan yöntemlerden bir tanesi modifiye mallampati sınıflamasıdır(mms). Hastaların orofarengeal muayenesinde dil kökü ve damağın pozisyonlarının birbiriyle ilişkilerini belirlemek için kullanılan Mallampati sınıflamasının Friedman modifikasyonu hasta oturur pozisyonda, ağzı açık ve dil nötral pozisyonda iken yumuşak damağın görünümü değerlendirilerek yapılır.hastalar aşağıdaki kriterlere uygun olarak sınıflandırılır. (8,75).(Şekil 4) Oral kaviteden sonra yumuşak damak, tonsil, uvula ve farengeal duvarların meydana getirdiği orofarenks incelenmelidir. Yumuşak damak yapı itibariyle çok farklı konfigürasyonlara sahip olabilir. Kabaca düşük, kalın, bilobüle ya da posterior farengeal duvara yakın yerleşimli olarak sınıflandırılabilir.uvulanın boyu 1 cm yi aşıyorsa uzun olarak kabul edilir. Tonsillerin büyüklüğü de önem taşır. Orofarenksi, dolayısıyla solunum yolunu daraltan tonsiller de az ya da çok uyku apnesinden sorumludurlar. Çeşitli çalışmalarda tonsil boyutu ile AHI arasında bir ilişki bulunduğu saptanmıştır(76,77) Şekil 4. Modifiye Mallampati Sınıflandırması Grade 1:Yumuşak damak,uvula,plikalar ve tonsillerin tamamı görülür Grade 2: Uvulanın tamamı görülürken,plikalar ve tonsillerin üst kısmı görülür Grade 3: Yalnızca yumuşak damak ve sert damak tam olarak görülebilmektedir. Grade 4: Yalnızca sert damak görülebilmektedir 27

28 d.endoskopik Muayene Yöntemleri -Uyanık Fiberoptik Endoskopi : Hasta uyanık iken yapılan fiberoptik endoskopi burundan trakeaya kadar tüm üst hava yollarının görüntülenmesini sağlar. Hastalara nazal topikal anestezi sonrası oturur ve/veya supin pozisyonda fiberoptik endoskop ile nazofarengolarengoskopik muayene yapılır. Nazal girişten başlayarak, nazal mukoza, konkalar, nazofarenks, yumuşak damak dorsal yüzü, lateral farengeal duvarlar, orofarenks, hipofarenks, dil kökü, supraglottik ve glottik bölge endoskopik olarak incelenir. Ayrıca üst hava yolunda obstruksiyon oluşturan kitlesel lezyonlar da tespit edilebilir. -Müller Manevrası : Negatif intralüminal basınç esnasında üst hava yolunun çapının değerlendirilmesi uykuda solunum bozukluğu olan hastalarda üst hava yolu kapanmasının patofizyolojisinin anlaşılabilmesi ve dolayısıyla yapılacak cerrahi tedavinin belirlenebilmesi için önemlidir. Müller manevrası üst hava yolunda kollaps oluşturarak uykuda oluşan apneyi taklit etme ve kollabe olmaya yatkınlık olan veya kollabe olan bölgenin saptanması esasına dayanır. Bu muayene yöntemi kolay uygulanabilen, zaman kazandıran noninvaziv bir yöntemdir. Endoskop retropalatal bölgeye ilerletilerek hastanın burun pasajı doktor tarafından kapatılmış iken ve hasta ağzını kapatmış iken zorlu inspirasyon yapması istenir. Hem retropalatal hem de retrolingual bölge de müller manevrası tekrarlanarak bu bölgelerde oluşan kollaps subjektif olarak değerlendirilir(tablo 2). Ancak bu teknik obstruksiyonun farklı seviyelerini eş zamanlı gösteremez. Aynı zamanda uygulamanın hasta uyanık ve oturur pozisyonda iken yapılmasından dolayı uyku anındakine eşdeğer değerlendirme sağlayamayacağı bilinmelidir.bu nedenle müller manevrası ile saptanan obstruksiyon bulgular, uyku sırasındaki obstrüksiyon yerinin kesin bir göstergesi değildir.(78) Skor Daralma 1 + %0- %25 kollaps 2+ %26-%50 kollaps 3+ %51- %75 kollaps 4+ %76-%100 kollaps Tablo 2:Müller Manevrasının Lümen Darlık Oranına Göre Skorlaması 28

29 Resim 3.Fiberoptik nazofarengoskopi sırasında Müller manevrası ile retropalatal(a) ve hipofarengeal (B) seviyelerin gözlenmesi. -Uyku Endoskopisi : Uykuda hava yolu özelliklerinde değişiklikler meydana gelmektedir. Fiberoptik endoskopik muayene hastanın uyanık olduğu dönemde yapıldığında kas tonüsleri uyku durumundan farklılık gösterdiğinden, uykudaki obstruksiyon bölgesinin gösterilmesinde yanıltıcı olabilmektedir. İlk kez 1991 yılında Pringle ve Croft uykuda fiberoptik endoskopi tekniğini uygulamış ve bu teknik ile horlamanın kaynaklandığı obstruksiyon bölgesinin tespitinin, uyanıkken yapılan fiberoptik endoskopi ile Müller manevrasının sonuçlarından daha üstün olduğunu öne sürmüşlerdir.(16,79) Temel olarak bu teknik uyku esnasında horlama sesinin kaynaklandığı ya da apne gelişiminin oluşmasından sorumlu bölgenin direk olarak görülebilmesini sağlayan dinamik bir değerlendirme yöntemidir. Uyku Endoskopisi özellikle cerrahi operasyon planlanan, ağır TUAS olmayan, eşlik eden ciddi hastalığı ve morbid obezitesi olmayan hastalarda tercih edilir.bunun yanı sıra uygulama endikasyonları arasında basit horlama hastaları, üst solunum yolu direnç sendromu olan ve başarısız cerrahi girişim öyküsü bulunan hastalarda yer almaktadır. Uygulama genel anestezi ekipmanlarının bulunduğu sessiz ve karanlık bir ortamda anestezi 29

30 uzmanı eşliğinde uygulanır.hasta supin pozisyonda yatırılır. İşlem öncesi hastanın iritasyonunu önlemek ve nazal kaviteden geçisi kolaylaştırmak için intranazal topikal anestezik ve dekonjestan uygulamak önemlidir. Bunun yanı sekresyonun yaratacağı olumsuz etkisiyi engellemek için yarım saat önce antikolinerjik bir ajan uygulanması ve hastaya uyumadan önce tükürüğünü yutmasının hatırlatılması gerekir. İşlemin uygulanması boyunca hasta, oksijen saturasyonu ve kardiyak ritim takibi açısından monitörize edilir. Ciddi oksijen saturasyonunu engellemek için bir kanül ya da maske yardımıyla oksijen verilmesi yardımcı olacaktır. Sedasyonu sağlamak için değişik ilaçlar kullanılmışsada günümüzde sıklıkla Propofol ve midazalom kombinasyonu kullanılır. Midazolam (Dormicum) gibi çabuk etkili sedatifler ile sedasyon başlatılır ve propofol (dipirivan) infuzyonu ( µg/ kg/min) ile horlama ve apne oluşacak seviyeye kadar devam edilir. Hastanın spontan solunumunu sürdürmesine dikkat edilir. Bu sebeple, horlama oluşturacak yeterli kas gevşemesini sağlayan, ancak solunum depresyonu oluşturmayan sedasyon seviyesinin sağlanması önemlidir. Hasta horlamaya başladığı anda obstruksiyon veya darlık saptanan bölge tespit edilir(69,71). Darlık görülen bölgeler genel olarak; yumuşak damak, lateral farengeal duvar, tonsiller, dil kökü, epiglot, hipofarinks düzeyindedir. Saptanan bulguların derecelendirilmesiyle ilgili farklı görüşler mevcut olmakla birlikte günümüzde henüz fikir birliğine varılmış bir sınıflama sistemi bulunmamaktadır(79,80). Uyku endoskopisinin bir diğer avantajı özellikle maksillofasiyal problemi olan hastalarda mandibula ilerletme manevrası ile farenks ve dil kökü düzeyindeki açılmanın görülmesine ve böylelikle özellikle oral aygıt kullanımından yarar görecek hastaların belirlenmesine imkan tanımasıdır.(81). 4. UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ: 4.1-Polisomnografi: Uykuda ortaya çıkan hastalıkların tam teşhisi polisomnografik tetkik ile ortaya konur. Polisomnografi bir çok fizyolojik parametrenin uyku laboratuarında, gece uyku sırasında simultane olarak kaydedilmesi, analizi ve yorumlanması işlemidir. Bu tetkikde 30

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR Dr. Sibel Özkurt Pamukkale Üniversitesi Tıp T p Fak. Göğüs s Hastalıklar kları Anabilim Dalı Organizmanın çevreyle iletişiminin değişik şiddette uyaranlar

Detaylı

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi TANIM Horlama ve buna eşlik eden solunum düzensizlikleri ile karakterize klinik tablolardır.

Detaylı

OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR

OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR Doç. Dr. Hüseyin LAKADAMYALI Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uykuda Solunum Bozuklukları: Uyku sırasında solunum paterninde

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Dr. Hikmet YILMAZ XVII. Uyku Tıbbı Hekimliği Sertifikasyon Kursu Uyku Tıbbı Teknisyenliği Sertifikasyon Kursu 26 Şubat-2 Mart 2014 Spice Otel, Belek, Antalya

Detaylı

Dr. Oğuz Köktürk. Tablo-1: Uykuda solunum bozuklukları

Dr. Oğuz Köktürk. Tablo-1: Uykuda solunum bozuklukları UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI TANINIZ NEDİR, NASIL TEDAVİ EDERSİNİZ? Olgu Sunuları Dr. Oğuz Köktürk Uyku vücudumuzun fiziksel ve ruhsal olarak dinlendiği, yenilendiği, yeni bir güne hazırlandığı dönem ve

Detaylı

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU. Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D.

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU. Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D. OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D. 1 Sunum Planı Tanım - görülme sıklığı Klinik tanı - Risk faktörleri - Yakınma ve öykü - Fizik muayene Tanı yöntemleri

Detaylı

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği Uykuda Solunum Olayları Skorlaması Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği Uyku Skorlaması 2003 te Board of Directors of the American Academy of Sleep Medicine 2004-2006 2007

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Amaç Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Uyku Bozuklukları Laboratuvarı nda tetkik edilen 86 hastanın klinik ve polisomnografik

Detaylı

Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı?

Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı? Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı? Dr. Selma FIRAT GÜVEN Atatürk Göğüs Hasalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara CPAP Yüksek devirli bir jeneratör Basıncı

Detaylı

ÜST SOLUNUM YOLU. Dr. Zeynep Zeren Uçar. kları ve Cerrahisi

ÜST SOLUNUM YOLU. Dr. Zeynep Zeren Uçar. kları ve Cerrahisi ÜST SOLUNUM YOLU DİRENÇ SENDROMU Dr. Zeynep Zeren Uçar İzmir Göğüs G s Hastalıklar kları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma rma Hastanesi 9 SORUDA ÜSYDS 1. Tanımı 2. Tarihçe e ( Uyku bozuklukları sınıflamasında

Detaylı

Prof. Dr. Mehmet Ünlü. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD.

Prof. Dr. Mehmet Ünlü. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD. Prof. Dr. Mehmet Ünlü Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD. Uyku sırasında solunum şeklinde patolojik düzeydeki değişikliklere bağlı olarak gelişen Hastalarda morbidite ve

Detaylı

Uykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama

Uykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama Uykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama Hikmet Fırat SB Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH, Uyku Bozuklukları Tanı Tedavi Merkezi, Ankara Uykuda solunum bozuklukları skorlamasında temel elektrodlar; Thermistör

Detaylı

Horlama hastalığı umutsuz değil

Horlama hastalığı umutsuz değil Horlama hastalığı umutsuz değil Normal erişkin insanların en az %45'i zaman zaman horlamaktadır. %25'i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte

Detaylı

TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA HEMŞİRELİK İZLEM STANDARDININ GELİŞTİRİLMESİ

TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA HEMŞİRELİK İZLEM STANDARDININ GELİŞTİRİLMESİ EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DOKTORA PROGRAMI TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA HEMŞİRELİK İZLEM STANDARDININ GELİŞTİRİLMESİ Doktora Tezi Nurdan GEZER

Detaylı

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Solunum Olayları Skorlaması Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi Uyku Skorlaması 2003 te Board of Directors of the American Academy of Sleep Medicine 2004-2006 2007 de yayınlandı

Detaylı

PROF. DR. TÜLİN TANER

PROF. DR. TÜLİN TANER Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları PROF. DR. TÜLİN TANER Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti AnaBilim Dalı TTD Okulu Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu Ankara 26 27 Mart

Detaylı

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Birçok kişi için = Uyku ilacı Uyku hekimi için =??? Kabus 1979 Sınıflaması Diagnostic Classification of Sleep and Arousal Disorders

Detaylı

Uykuda Solunumsal Skorlama; Geçmişten -------Günümüze. Dr. Hikmet Fırat

Uykuda Solunumsal Skorlama; Geçmişten -------Günümüze. Dr. Hikmet Fırat Uykuda Solunumsal Skorlama; Geçmişten -------Günümüze Dr. Hikmet Fırat SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit. ve Araş. Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tbc Kliniği & Uyku Bozuklukları Tanı - Tedavi Merkezi SKORLAMA

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA HİPOTİROİDİ SIKLIĞI (UZMANLIK

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR

Detaylı

UYKU APNE SENDROMUNUN KLİNİĞİ -Olgunun Değerlendirilmesi- Dr. Özen KAÇMAZ BAŞOĞLU 21 Mart 2009, Ankara TTD Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu

UYKU APNE SENDROMUNUN KLİNİĞİ -Olgunun Değerlendirilmesi- Dr. Özen KAÇMAZ BAŞOĞLU 21 Mart 2009, Ankara TTD Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu UYKU APNE SENDROMUNUN KLİNİĞİ -Olgunun Değerlendirilmesi- Dr. Özen KAÇMAZ BAŞOĞLU 21 Mart 2009, Ankara TTD Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu 1 Sunum Planı OSAS tanım-prevalansı Klinik tanı - Risk faktörleri

Detaylı

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI Bariatrik ameliyatlar sadece kilo kaybı sağlayarak fiziksel değişim sağlamazlar, asıl önemli olan kilo kaybı sonrası vücudumuz için bu 7 önemli

Detaylı

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Doç.Dr.Nalan Kayrak Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji İstanbul Cerrahi Hastanesi Çocuklarda Uyku Yapısı Erişkinlerdekinden Farklıdır REM süresi daha

Detaylı

CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon)

CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon) CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon) Doç. Dr. Tansu Ulukavak Çiftçi Gazi Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. Tanım CPAP titrasyonu; obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) tanısı almış, uygun endikasyondaki

Detaylı

GÖĞÜS HASTALIKLARI UYKU LABORATUVARI HASTA DEĞERLENDĠRME FORMU. Genel Bilgiler

GÖĞÜS HASTALIKLARI UYKU LABORATUVARI HASTA DEĞERLENDĠRME FORMU. Genel Bilgiler Doküman No: SHB.FR.01 Yayın Tarihi: 21.01.2015 Revizyon Tarihi: 30.03.2018 Revizyon No: 00 Sayfa 1 / 8 Genel Bilgiler Adı, Soyadı: Dosya No: Hasta Kayıt No: Cinsiyet: GörüĢmenin Yapıldığı Tarih: PSG Randevu

Detaylı

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? Burcu Zeydan, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

POLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI

POLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI Sema Saraç POLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI Uykuda solunum bozukluklarının (USB) tanısında altın standart yöntem polisomnografidir (PSG). Uyku laboratuarında yapılan PSG lerin büyük çoğunluğu USB

Detaylı

Genel Önlemler. Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara

Genel Önlemler. Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara Genel Önlemler Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara OSAS tedavisinde altın standart tedavi yöntemi PAP tedavisidir. Yaşam tarzı değişikliği Obezite Alkol Sigara Egzersiz(aşırı yorgunluk!!!)

Detaylı

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması Dr. Ahmet U. Demir Solunum fizyolojisi Bronş Ağacı Bronş sistemi İleti havayolları: trakea (1) bronşlar (2-7) non respiratuar bronşioller (8-19) Gaz değişimi: respiratuar

Detaylı

DİYABET VE UYKU BOZUKLUKLARI

DİYABET VE UYKU BOZUKLUKLARI DİYABET VE UYKU BOZUKLUKLARI Prof. Dr. Yusuf ÖZKAN F.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, ELAZIĞ 49. Diyabet Kongresi, 18 Nisan 2013, ANTALYA Sunu planı Diyabet

Detaylı

Uykunun Skorlanması. Prof. Dr. Murat AKSU

Uykunun Skorlanması. Prof. Dr. Murat AKSU Uykunun Skorlanması Prof. Dr. Murat AKSU Evreler: Evre W Evre N1 Evre N2 Evre N3 Evre R Çalışmanın başlangıcından itibaren 30 saniyelik epoklar Her epok= bir evre Bir epokta 2 veya daha fazla uyku evresi

Detaylı

CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi

CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi Teknisyen : Evren SÖNMEZIŞIK CPAP OSAS tedavisinde birinci seçenektir.

Detaylı

Tarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları. Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Tarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları. Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Solunum Bozukluklarında Pozitif Havayolu Basınç (PAP) Tedavisi Tarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları

Detaylı

UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI. Dr. Selda KORKMAZ

UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI. Dr. Selda KORKMAZ UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI Dr. Selda KORKMAZ UYKU EVRELERİ: AASM-2007 a. Evre W b. Evre N1 c. Evre N2 d. Evre N3 e. Evre R EPOKLARIN SKORLANMASI Çalışmanın başlangıcından itibaren 30 saniyelik epoklar

Detaylı

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. www.uykubozuklugu.com

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. www.uykubozuklugu.com CPAP TEDAVİSİ Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi www.uykubozuklugu.com UZUN DÖNEMDE Hipertansiyon Felç Aritmiler İnfarktüs KISA DÖNEMDE Yaşam Kalitesinde kötüleşme

Detaylı

Polisomnografi Raporunun Hazırlanması ve Yorumlanması

Polisomnografi Raporunun Hazırlanması ve Yorumlanması Polisomnografi Raporunun Hazırlanması ve Yorumlanması Dr. Hikmet FIRAT SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit & Araş Hast. Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Tanı & Tedavi Merkezi ANKARA KONU AKIŞ

Detaylı

BÖLÜM UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI

BÖLÜM UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI BÖLÜM 14 UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Uyku Apne Sendromu 47 Uyku Apne Sendromu Prof. Dr. Oya İtil Uyku, organizmanın çevreyle iletişiminin, çeşitli uyaranlarla geri döndürülebilir biçimde, geçici, kısmi

Detaylı

Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları

Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları Dr. Selma FIRAT GÜVEN Atatürk Göğüs Hasalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara CPAP (Continious Positive

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Uykunun Evrelendirilmesi ve. Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri

Uykunun Evrelendirilmesi ve. Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri Uykunun Evrelendirilmesi ve Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri Prof. Murat AKSU Uykunun evrelendirilmesi EEG EOG EMG F4- M1 C4-M1 O2-M1 Çene EMG si: Orta hatta Mandibulanın inferior kenarının 1 cm üstü

Detaylı

Solunumsal Olayların Skorlanması

Solunumsal Olayların Skorlanması Solunumsal Olayların Skorlanması Dr. Hikmet FıratF SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit & Araş Hast. Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Merkezi SOLUNUMSAL OLAYLAR Solunum parametreleri PSG nin vazgeçilmez

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ Prof.Dr. Yusuf K. KEMALOĞLU Gazi Ün. Tıp Fak. KBB Hast. AD, Ankara http://w3.gazi.edu.tr/web/yusufk/ http://www.kbb.gazi.edu.tr Uykuda Solunum Bozuklukları

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Uyku Bozuklukları

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

HORLAMA VE UYKU APNELERİ

HORLAMA VE UYKU APNELERİ HORLAMA VE UYKU APNELERİ Uyku fizyolojisi: Normal bir erişkinin uyku ihtiyacı 7.5-8.5 saat civarındadır. Bu süreyi belirleyen bazı faktörler mevcuttur. Kişinin genetik yapısı, sirkadyen ritm çalar saat

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Uyku tanımı Uyku Fizyolojisi (uyku evreleri) Sirkadiyen ritim Uyku yoksunluğu İdeal uyku Uyku ile ilgili bazı hastalıklar

Detaylı

Uyku Hastalıklarında PAP Tedavisi. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Uyku Hastalıklarında PAP Tedavisi. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Hastalıklarında PAP Tedavisi Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi UZUN DÖNEMDE Hipertansiyon Felç Aritmiler İnfarktüs KISA DÖNEMDE Yaşam Kalitesinde kötüleşme

Detaylı

OVERLAP SENDROMU. Dr. Gökhan Kırbaş. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi

OVERLAP SENDROMU. Dr. Gökhan Kırbaş. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi OVERLAP SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR 2007 ANKARA

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

UYKU APNE SENDROMU KLİNİĞİ Olgunun Değerlendirilmesi. Doç. Dr. Ahmet URSAVAŞ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

UYKU APNE SENDROMU KLİNİĞİ Olgunun Değerlendirilmesi. Doç. Dr. Ahmet URSAVAŞ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı UYKU APNE SENDROMU KLİNİĞİ Olgunun Değerlendirilmesi Doç. Dr. Ahmet URSAVAŞ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Sunum Planı Anamnez Semptomlar Risk faktörleri Fizik muayene

Detaylı

BIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları. Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

BIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları. Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı BIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı BIPAP Bilevel Positive Airway Pressure (İki Seviyeli Pozitif Havayolu Basıncı) Uyku apne sendromu nedeniyle

Detaylı

Dr. Akın Kaya. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi

Dr. Akın Kaya. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi Dr. Akın Kaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi Yoğun Bakım Ünitesinde Obez Hastalar Günümüzde, toplumlarda; Obezite prevelansı yüksek ve artmaya devam ediyor.

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ Dr. Zeynep Zeren Uçar İzmir Göğüs Hastalıkları Hastanesi UYKUDA SOLUNUM BOZUKLULARI OUAS SUAS CSS UHHS Obstrüktif Uyku Apne

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Solunum Kayıtlar. tları Artefaktları,, Sorunlar ve. Dr. Banu Eriş Gülbay AÜTF Göğüs Hastalıkları AD

Solunum Kayıtlar. tları Artefaktları,, Sorunlar ve. Dr. Banu Eriş Gülbay AÜTF Göğüs Hastalıkları AD Solunum Kayıtlar tları Artefaktları,, Sorunlar ve Çözümleri Dr. Banu Eriş Gülbay AÜTF Göğüs Hastalıkları AD Solunum Monitörizasyonu Uyku ile ilişkili Solunum hastalıklarının tanısını koymak ve doğru olarak

Detaylı

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Hareket Bozuklukları Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi İçerik Periyodik Ektremite Hareketleri - PLM Bruksizm RBD Periyodik Ekstremite Hareketleri (PLM) Stereotipiktir,

Detaylı

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kan Gazı Nedir? Kanın a s i t ve b a z d u r u m u n u b e l i r l e m e a m a c ı y l a kan gazı değerlerinin belirlenmesi gerekir. Ortaya çıkan

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRENİM HEDEFLERİ SFT parametrelerini tanımlayabilmeli, SFT ölçümünün doğru yapılıp yapılmadığını açıklayabilmeli, SFT sonuçlarını yorumlayarak olası tanıyı

Detaylı

Endotrakeal Entübasyon

Endotrakeal Entübasyon Endotrakeal Entübasyon Hazırlayan Doç. Dr. Erkan GÖKSU Yönetiminin amacı Primer amaçlar: bütünlüğünü korumak Oksijenizasyonu sağlamak Ventilasyonu sağlamak Aspirasyonu engellemek Sekonder Resüsitasyon

Detaylı

Uykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar

Uykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar Uykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar Doç. Dr. Mehmet Ünlü Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD. Uykuda solunum bozuklukları Uyku sırasında solunum şeklinde patolojik

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI VE TANIMLAR (ICSD-3) Prof. Dr. Turan Acıcan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI VE TANIMLAR (ICSD-3) Prof. Dr. Turan Acıcan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI VE TANIMLAR (ICSD-3) Prof. Dr. Turan Acıcan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD AASM 2014- ICSD-3 ICSD-3 1. İnsomnia 2. Uyku ilişkili solunum

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR.LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: OP.DR. ŞEREF ÜNVER

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR.LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: OP.DR. ŞEREF ÜNVER T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR.LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: OP.DR. ŞEREF ÜNVER BASİT HORLAMA VE OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMUNDA PİLLAR PALATAL İMPLANT VE

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Dr. Oğuz Köktürk Uyku sağlıklı bir yaşam için mutlak gerekli bir olgudur.yaşamımızın üçte birini uykuda geçirmemize rağmen bu konuda bildiklerimiz yakın zamana kadar bir sır

Detaylı

Arousal & Kardiyak Skorlama MUSTAFA GAZİAYGÜNEŞ UYKU TEKN.

Arousal & Kardiyak Skorlama MUSTAFA GAZİAYGÜNEŞ UYKU TEKN. Arousal & Kardiyak Skorlama MUSTAFA GAZİAYGÜNEŞ UYKU TEKN. Arousal,uykunun EEG frekansındaki ani değişim ile yüzeyselleşmesidir. Aurosalın Kuralları KURAL 1 EEG frekans değişikliğinin arousal olarak skorlanması

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

Solunumsal Çabaya Bağlı Arousal (=Respiratory Effort Related Arousal =RERA)

Solunumsal Çabaya Bağlı Arousal (=Respiratory Effort Related Arousal =RERA) BASİT HORLAMA TANI VE TEDAVİSİ ÜST SOLUNUM YOLU REZİSTANS SENDROMU (UARS) TANI VE TEDAVİSİ Dr. Remzi Altın BASİT HORLAMA TANI VE TEDAVİSİ Erişkin insanların yaklaşık 50'i horlar. Horlama, erkeklerde ve

Detaylı

SOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI TEMEL BİLGB

SOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI TEMEL BİLGB POLİSOMNOGRAF SOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI TEMEL BİLGB LGİLERLER Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ UÜTF Göğüs G s Hastalıklar kları AD BURSA www.uykubozuklugu.com POLİSOMNOGRAF SOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI

Detaylı

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Prof. Dr. Hakan Kaynak Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi Normal Uyku Uykunun Dönemleri Nasıl Uyuyoruz? Richardson GS: The human circadian system

Detaylı

DENİZLİ İL MERKEZİ OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU SEMPTOM PREVALANSI

DENİZLİ İL MERKEZİ OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU SEMPTOM PREVALANSI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI DENİZLİ İL MERKEZİ OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU SEMPTOM PREVALANSI UZMANLIK TEZİ DR.BAHATTİN POLAT DOÇ.DR. SİBEL ÖZKURT DENİZLİ-2007

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Sibel KÜÇÜK Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Solunum Sistemi Hastalıklarında Evde Bakımın Amacı Progresyonu önlemek,

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

Çocuklarda ve Gençlerde Uykuda Solunum Bozuklukları. Dr. Uğur Özçelik Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Çocuklarda ve Gençlerde Uykuda Solunum Bozuklukları. Dr. Uğur Özçelik Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Çocuklarda ve Gençlerde Uykuda Solunum Bozuklukları Dr. Uğur Özçelik Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Çocuklarda uykuda solunum bozuklukları (ICSD3) Obstruktif uyku apne sendromu

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Dr. Oya İTİL 1. Obstrüktif Uyku Apne Sendromu ( OSAS) 2. Santral Uyku Apne Sendromu ( CSAS) 3. Üst Solunum Yolu Rezistans Sendromu ( UARS) 4. Obezite Hipoventilasyon Sendromu

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa ICSD3: Parasomniler Farklar & Yenilikler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa Uyku bozuklukları sınıflaması Ortak bilimsel dil kullanmak Standart tanı ve tedavi yaklaşımları için uygun zemin Hastalık

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

UAS da Oto CPAP Titrasyonu

UAS da Oto CPAP Titrasyonu TUTD 14.Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 2. Ulusal Uyku Tıbbı Teknisyenliği Kongresi 6-10 Ekim 2013 Hilton Otel-Bodrum UAS da Oto CPAP Titrasyonu Doç.Dr.Sadık Ardıç Acıbadem Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

Horlama toplumda insanlıkla beraber mevcut olmasına rağmen genellikle normal

Horlama toplumda insanlıkla beraber mevcut olmasına rağmen genellikle normal DERLEME Hacettepe Tıp Dergisi 2004; 35:222-226 Horlama ve obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) tedavisi Taflk n Yücel 1 1 Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı,

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

SANTRAL UYKU APNE SENDROMU. Doç. Dr. Banu Eriş Gülbay A.Ü.T.F Göğüs Hastalıkları AD

SANTRAL UYKU APNE SENDROMU. Doç. Dr. Banu Eriş Gülbay A.Ü.T.F Göğüs Hastalıkları AD SANTRAL UYKU APNE SENDROMU Doç. Dr. Banu Eriş Gülbay A.Ü.T.F Göğüs Hastalıkları AD Santral Uyku Apne Sendromu Tanım Patofizyoloji Epidemiyoloji Sınıflama* Klinik özellikler ve sonuçları Tanısal değerlendirme

Detaylı

Uykuya Bağlı Solunumsal Hastalıkların Sınıflaması ve Tanımlar

Uykuya Bağlı Solunumsal Hastalıkların Sınıflaması ve Tanımlar Türk Toraks Derneği Uyku Merkezi Kursu Ankara-2007 Uykuya Bağlı Solunumsal Hastalıkların Sınıflaması ve Tanımlar Doç.Dr.Sadık ARDIÇ SB Dışkapı Yıldırım Beyazit Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları

Detaylı

FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ

FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ Fiziksel Aktivite Kassal kontraksiyon ve enerji harcaması gerektiren her türlü hareket Egzersiz Sağlık durumunu iyileştirmek Fiziksel uygunluğu

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

SOLUNUMSAL OLAYLARIN SKORLANMASI VE KARDİYAK FONKSİYONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

SOLUNUMSAL OLAYLARIN SKORLANMASI VE KARDİYAK FONKSİYONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ SOLUNUMSAL OLAYLARIN SKORLANMASI VE KARDİYAK FONKSİYONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.K.Murat Özcan Uyku bozuklukları Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi (AASM) tarafından 6 ana başlık altında 67 ayrı hastalık

Detaylı