EVLĐ BĐREYLERDE OLUMLU YANILSAMA: ĐLĐŞKĐ BAĞLANIMI ĐLE NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EVLĐ BĐREYLERDE OLUMLU YANILSAMA: ĐLĐŞKĐ BAĞLANIMI ĐLE NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐLER"

Transkript

1 T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ (SOSYAL PSĐKOLOJĐ) ANABĐLĐM DALI EVLĐ BĐREYLERDE OLUMLU YANILSAMA: ĐLĐŞKĐ BAĞLANIMI ĐLE NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐLER Yüksek Lisans Tezi Özge AKBALIK DOĞAN Ankara- 2010

2 T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ (SOSYAL PSĐKOLOJĐ) ANABĐLĐM DALI EVLĐ BĐREYLERDE OLUMLU YANILSAMA: ĐLĐŞKĐ BAĞLANIMI ĐLE NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐLER Yüksek Lisans Tezi Özge AKBALIK DOĞAN Tez Danışmanı Yrd. Doç. Ayda BÜYÜKŞAHĐN SUNAL Ankara- 2010

3

4

5 ĐÇĐNDEKĐLER 1. BÖLÜM GĐRĐŞ Yakın Đlişkilerde Olumlu Yanılsama (Positive Illusions) Kuramı Evliliklerde Olumlu Yanılsamalar Olumlu Yanılsamalarla Đlgili Yapılan Çalışmalar Yükleme Kuramı Evlilik Đlişkilerindeki Nedensel ve Sorumluluk Yüklemeleri Yüklemeler Ve Olumlu Yanılsamalar Đlişki Bağlanımı Đlişki Bağlanımı Ve Olumlu Yanılsamalar Araştırmanın Amacı Araştırmanın Denenceleri BÖLÜM YÖNTEM Katılımcılar Veri Toplama Araçları Demografik Bilgi Formu Olumlu Çarpıtma Ölçeği Đlişki Đstikrarı Ölçeği Đlişkide Yükleme Ölçeği Đşlem..46 i

6 3. BÖLÜM BULGULAR Katılımcıların OÇÖ, ĐĐÖ ve ĐYÖ ile Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlara Đlişkin Bulgular Olumlu Yanılsama Ölçeğinden Alınan Puanlar ile Đlgili Bulgular Đlişki Đstikrarı Ölçeğinden Alınan Puanlarla Đlgili Bulgular Đlişkide Yükleme Ölçeğinden Alınan Puanlara Đlişkin Bulgular Đlişkisel Değişkenlerle Đlgili Bulgular Olumlu Yanılsama Düzeylerine Göre Oluşturulan Grupların ĐĐÖ ve ĐYÖ ile Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlar Açısından Karşılaştırılması Değişkenler Arasındaki Korelasyonlar Olumlu Yanılsamalar ve Bazı Değişkenler Arasındaki Korelasyonlar Regresyon Analizi Sonuçları Olumlu Yanılsama Toplam Puanı Đçin Yapılan Regresyon Analizi Sonuçları Evlilik Doyumu Puanını Yordayan Değişkenler Đçin Yapılan Regresyon Analizi Sonuçları Đdealleştirilmiş Çarpıtma Puanını Yordayan Değişkenler Đçin Yapılan Regresyon Analizi Sonuçları...71 ii

7 Evliliğe Đlişkin Đdealler Puanını Yordayan Değişkenler Đçin Yapılan Regresyon Analizi Sonuçları BÖLÜM TARTIŞMA Demografik Değişkenlere Đlişkin Bulguların Tartışılması Olumlu Yanılsama Ölçeğinden Alınan Puanların Demografik Değişkenler Açısından Tartışılması Đlişki Đstikrarı Ölçeğinden Alınan Puanların Demografik Değişkenler Açısından Tartışılması Đlişkide Yükleme Ölçeğinden Alınan Puanların Demografik Değişkenler Açısından Tartışılması Đlişkisel Değişkenlerden Alınan Puanların Demografik Değişkenler Açısından Tartışılması Olumlu Yanılsama Düzeylerine Göre Oluşturulan Grupların Ölçeklerden Aldıkları Puanların Tartışılması Olumlu Yanılsama Düzeylerine Göre Oluşturulan Grupların Đlişki Đstikrarı Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tartışılması Olumlu Yanılsama Düzeylerine Göre Oluşturulan Grupların Đlişkide Yükleme Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tartışılması Olumlu Yanılsama Düzeylerine Göre Oluşturulan Grupların Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanların Tartışılması Olumlu Yanılsamaları Yordamak Amacıyla Tüm Katılımcılar Đçin Yapılan Regresyon Analizlerine Đlişkin Sonuçların Tartışılması..94 iii

8 Olumlu Yanılsama Toplam Puanı ve Tüm Alt Boyutlar Đçin Yapılan Regresyon Analizi Sonuçlarının Tartışılması 95 GENEL TARTIŞMA..102 ÖNERĐLER VE ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI ÖZET SUMMARY.107 KAYNAKÇA EKLER 129 EK EK EK EK EK ÇĐZELGELER Çizelge 1. Tüm Değişkenlere Uygulanan MANOVA Sonuçlarından Elde Edilen ANOVA lar Đçin F Değerleri 49 Çizelge 2. Katılımcıların Olumlu Yanılsama Ölçeğinden ve Ölçeğin Alt Boyutlarından Aldıkları Puanlara Đlişkin Ortalamalar..50 Çizelge 3. Katılımcıların Đlişki Đstikrarı Ölçeğinden ve Ölçeğin Alt Boyutlarından Aldıkları Puanlara Đlişkin Ortalamalar..54 Çizelge 4. Katılımcıların Đlişkide Yükleme Ölçeğinden ve Ölçeğin Alt Boyutlarından Aldıkları Puanlara Đlişkin Ortalamalar..56 iv

9 Çizelge 5. Katılımcıların Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlara Đlişkin Ortalamalar...60 Çizelge 6. Olumlu Yanılsama Ölçeğinden Yüksek ve Düşük Puan Alan Grupların Đlişki Đstikrarı ile Yükleme Ölçeklerinden ve Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlar Açısından Karşılaştırılması.63 Çizelge 7. Olumlu Yanılsama Toplam Puanlarını Yordayan Değişkenler..68 Çizelge 8. Evlilik Doyumu Puanlarını Yordayan Değişkenler...70 Çizelge 9. Đdealleştirilmiş Çarpıtma Puanlarını Yordayan Değişkenler..72 Çizelge 10. Evlilik Đdealleri Puanlarını Yordayan Değişkenler..75 v

10 1. BÖLÜM GĐRĐŞ..bu sonsuz, bu bahar tadı, bu sarhoşluk Senden değilse düşteyim demektir Uyanmam öyleyse, gerçekten öyleyse.. Đ.D Evlilik, yaşamın en önemli aşamalarından biridir. Bireyler, eş seçerken ve evlenirken birçok açıdan doyum alacaklarına inanırlar. Ayrıca, evlenirken eşlerinin, en mükemmel seçim olduğuna inanma eğilimindedirler. Bu düşünce de, evlilik gibi alınması çok zor bir kararın temelini oluşturur. Evlilik kararlarında, mutlu olma ve yaşamın geri kalanını idealindeki eş le birlikte paylaşma duygusu yatar. Bu inançla evlenen bireyler, eşleriyle ilgili bazı sıkıntılı ya da olumsuz durumlarla karşılaştıklarında, bu durumları önemsememe yoluna gidebilirler. Bazen de eşlerinin sıradan davranışlarını, olduğundan daha önemli ya da erdemli kabul edebilirler. Bu şekilde, zihinlerinde evlenirken idealleştirdikleri eş imajını korumuş olurlar. Burada olumlu yanılsama (positive illusion) kavramı ortaya çıkmaktadır. Bireyler, olumlu yanılsamalarla, evliliklerine ve eşlerine ilişkin gerçekçi olmayan olumlu değerlendirmeler yaparlar. 1

11 Bireylerin, yakın ilişki yaşadıkları partnerlerini idealleştirilmiş imgelerle ve gerçekte olduklarından daha olumlu görme eğilimi son yıllarda pek çok araştırmaya konu olmuştur. Olumlu yanılsama olarak adlandırılan bu eğilim, bireyin partnerini, partnerin kendi kendini değerlendirdiğinden daha olumlu değerlendirmesi olarak tanımlanabilir (Murray, 1999). Bu kapsamda, Gagne ve Lydon (2004), bireylerin, ilişkileriyle ilgili değerlendirmelerinin doğru olmaktan çok yanlı ve olumlu olduğunu ileri sürmektedirler. Alanyazında; olumlu yanılsama, idealleştirme, olumlu çarpıtma gibi yakın anlamları içeren kelimeler olarak kullanılan bu kavram, bu çalışmada da kimi zaman birbirinin yerine kullanılacaktır. Olumlu yanılsama kuramı, bireylerin ilişki gelişimi süresince partnerlerine ilişkin idealleştirilmiş imajlar oluşturduklarını öne sürer. Bazı araştırmacılar, ilişki istikrarı ve doyumu için bireylerin partnerlerini idealleştirmelerinin olumlu yanlarını vurgularken (Murray, Holmes ve Griffin, 1996a; Murray, Holmes ve Griffin, 1996b), bazıları da ilişkilerde doyum ve istikrarın partnerin olumlu ve olumsuz özelliklerini ancak daha gerçekçi bir bakışla görerek sağlanacağını belirtirler (Brehm, 1992). Ayrıca, partneri idealleştirilmiş imgelerle görmenin ve partnerin kusurlarını göz ardı etmenin ilişki ilerledikçe bireyde daha büyük hayal kırıklıklarına yol açacağını da öne sürmüşlerdir (Swann, Hixon ve De La Ronde, 1992). Bu görüşlere rağmen, son yıllarda artmaya devam eden bulgular, partnere ilişkin idealleştirilmiş imgeler oluşturmanın yakın ilişkilerde doyum ve istikrarın artmasıyla oldukça ilişkili olduğunu göstermektedir (Fowers, Lyon ve Montel, 1996; Miller, 2

12 Caughlin ve Huston, 2003; Murray, Holmes ve Griffin, 1996a; Murray, Holmes ve Griffin, 1996b). Bu çalışmanın temel amacı da, evlilik ilişkilerindeki önemi üzerinde durulan olumlu yanılsamaların ilişkiler için olası yapıcı etkilerinin belirlenmesidir. Bu amaçla, evlilik ilişkilerindeki olumlu yanılsamalar ile ilişkili olduğu düşünülen Rusbult un (1980) yatırım modeli değişkenlerinin (ilişki istikrarı, yatırım, seçeneklerin niteliği ve ilişki bağlanımı), yüklemelerin ve ilişkisel değişkenlerin olumlu yanılsamaları ne derece yordadığının belirlenmesi, çalışmanın bir diğer amacıdır. Ayrıca, olumlu yanılsama düzeylerine göre oluşturulan grupların, yukarıda sözü edilen değişkenler açısından karşılaştırılması, çalışmanın bir diğer amacıdır. Çalışmanın bu bölümünde, sözü edilen değişkenlere ilişkin araştırmalar ve kuramsal yaklaşımlar aktarılacaktır. Đlk olarak, evlilik ilişkilerindeki olumlu yanılsamalara ilişkin kuramsal açıklamalar yapılarak, konu ile ilgili araştırmalar özetlenecektir. Daha sonra, yatırım modeli kapsamında ilişki bağlanımı aktarılacak ve bağlanımın olumlu yanılsamalarla ilişkisi üzerinde durulacaktır. Ayrıca, çalışmanın bir diğer değişkeni olan yüklemeler konusuna ve araştırma sonuçlarına değinilecek ve evliliklerdeki olumlu yanılsamalarla olan ilişkisi aktarılacak ve son olarak da çalışmanın amacı belirtilecektir. 3

13 1.1. Yakın Đlişkilerde Olumlu Yanılsama (Positive Illusion) Kuramı Olumlu yanılsama kuramı ilk olarak Taylor (1983) tarafından sağlık konusunda yapılan çalışmalarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalarda, özellikle benliğe ilişkin, benliği yücelten olumlu yanılsamalar vurgulanmıştır. Taylor ve Brown (1988, 1994), olumlu yanılsamanın bireylerin zihinsel sağlıkları ve genel iyilik halleri için olumlu işlevleri olabileceğini belirtmektedirler. Ayrıca, Taylor ve Brown (1988) olumlu yanılsamanın zihinsel sağlıkla ilişkili olabilecek, mutluluk, işyerinde yaratıcılık ya da başka insanları önemsemek gibi yeteneklerle de ilişkili olduğunu vurgulamışlardır ve bununla ilgili araştırma sonuçlarına ulaşmak da mümkündür (Bruckbauer ve Ward, 1993; Kitchens, 2003; Myers ve Diener, 1995; Taylor, Kemeny, Reed, Bower ve Gruenewald, 2000; Taylor ve Armor, 1996). Alanyazın incelendiğinde, benliğe ilişkin olumlu yanılsamalar ve zihinsel sağlıkla ilgili Taylor ve Brown un (1988) görüşünden farklı açıklamaların olduğunu görmek mümkündür. Örneğin, Jahoda (1958) gerçeklik ve zihin sağlığı arasındaki ilişkiyi açıklarken, gerçekliğin, zihinsel sağlık için önemli bir belirleyici olduğunu öne sürmüştür. Yine Jourard ve Ladsman (1980), gerçekliğin abartılmadan, var olduğu şekliyle algılanmasının zihin sağlığı için öneminden bahsetmişlerdir. Zihinsel olarak sağlıklı olmanın, gerçeği çarpıtmadan ve abartmadan algılamayla ilişkili olduğunu vurgulayan görüşler olsa da; araştırmacılar, olumlu yanılsamanın 4

14 zihinsel olarak sağlıklı normal bireylerde var olan bilişler olduğunu (Taylor ve Brown, 1994) ve yaygın, sürekli ve sistematik olduğunu belirtmişlerdir (Taylor ve Brown, 1988; s. 194). Taylor ve Brown (1988), yanılsama olarak tanımladıkları üç tür abartılı benlik algısı belirtmişlerdir. Bunlar, kendini aşırı olumlu değerlendirme (overly positive self-evaluations), gerçekçi olmayan iyimserlik (unrealistic optimism) ve abartılmış kontrol algılarıdır (exaggerated perceptions of control). Kendini aşırı olumlu değerlendirme, bireylerin kendilerinin olumlu yönlerine daha fazla odaklanmalarıyla ilişkilidir. Diğer bir yanılsama ögesi olan gerçekçi olmayan iyimserlik, bireylerin kendilerini değerlendirirken gerçekçi olmayan bir biçimde olumlu değerlendirmeleridir. Sonuncu unsur olan abartılı kontrol algıları ise, bireylerin olaylar üzerinde daha fazla kontrole sahip olduklarını düşünmeleri ile ilişkilidir. Başka bir deyişle, insanların çoğu, benlikleriyle ilgili gerçekçi olmayan iyimser görüşlere ve geleceklerinin başka insanlarınkinden daha iyi olacağı konusunda iyimser bir inanca sahiptir ve çevrelerini kontrol edebilme yetenekleri konusunda abartılmış inançlar besler. Özellikle benlikle ilgili gerçekçi olmayan iyimserlik, bir yandan insanların kendilerini daha iyi hissetmesini sağlarken, bir yandan da daha olumlu sosyal ilişkilerle ve sağlıkla ilgili sorunlarla daha olumlu başaçıkmayla ilişkilendirilmiştir (Taylor ve Brown, 1994). Taylor ve Brown (1988), bireylerin, olumlu yanılsamaları sergilerken, farklı bilişsel stratejiler kullandıklarını öne sürmüşlerdir. Örneğin, bireyler sosyal ve bilişsel süzgeçler kullanarak, benlikleriyle ilgili bilgileri abartılı bir biçimde olumlu algılayıp olumsuz bilgileri de eleyerek, benliklerini tehdit etmeyecek bir duruma getirirler. Ek olarak, bireyler kendileri ve başka insanlar arasında 5

15 karşılaştırma yaparken, onların başarılarını daha az takdir ederler ve başarısızlıkları için onları daha fazla suçlarlar. Olumlu yanılsamaları sürdürmek için kullandıkları bilişsel stratejilerle, benliklerini tanımlayıcı daha olumlu kişilik özellikleri kullanırken, başka insanlara daha olumsuz kişilik özellikleri yüklemek eğiliminde olurlar (Brown, 1986). Çalışmaları çoğunlukla benliğe ve zihinsel sağlığa ilişkin olumlu yanılsamalar üzerinde yoğunlaşsa da, Taylor ve Brown (1988) olumlu yanılsamanın yakın ilişkiler konusunda da ele alınabileceğini belirtmişlerdir. Olumlu yanılsama kuramına göre, yakın ilişkilerde bireyler partnerlerini ve ilişkilerini olumlu algılamak eğilimindedirler. Olumlu yanılsama konusunda evli çiftlerle (Fowers, Fışıloğlu ve Procacci, 2008; Fowers, Lyon ve Montel, 1996; Miller, 2004), flört eden bireylerle (Murray, Holmes ve Griffin, 1996b), en iyi arkadaşlar, yakın aile üyeleri ve romantik partnerlerle (Endo, Heine ve Lehman, 2000) yapılan çalışmalar mevcuttur. Yapılan çalışmalar, olumlu yanılsama ve idealleştirme sürecinin ilişki doyumu, ilişki istikrarı, aşk ve güven ile ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Yakın ilişkilerde olumlu yanılsama konusuyla ilgili alanyazın incelendiğinde, özellikle Murray ın çalışmaları dikkat çekicidir. Murray (1994) yanılsamayı, bireyin partnerinde gördüğü bazı olumlu özellikler olarak tanımlamıştır. Belirli bir düzeye kadar, idealleştirmelerin flört ilişkisi ve evliliklerde ilişki doyumunun tamamlayıcı bir ögesi olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, ilişkilerle ilgili olumlu yanılsamaları; partnerin kusurlarını olumlu 6

16 özelliklere dönüştürmek, partneri onun kendini değerlendirdiğinden daha olumlu değerlendirmek ve başka ilişkilerin başına gelebilecek olası olumsuzlukların kendi ilişkilerinin başına gelmeyeceğine inanmak olarak da tanımlamak mümkündür. Bunların bir sonucu olarak ilişkilerini ve partnerlerini idealleştiren bireyler, ilişkilerinin geleceğine ilişkin daha az kaygı duyarlar ve bu da onların ilişkilerine daha çok güvenmelerini sağlayabilir. Araştırmacılar (Murray ve Holmes, 1997), Taylor ve Brown un (1988) yanılsamalarla ilgili tanımladıkları üç öge olan, benliğe ilişkin gerçekçi olmayan olumlu değerlendirmeler, gerçekçi olmayan iyimserlik ve abartılmış kontrol algılarını yakın ilişkiler bağlamında değerlendirmişlerdir. Araştırmacıların görüşleri şöyle özetlenebilir: idealleştirilmiş benlik görüşleri partnere ilişkin idealleştirilmiş imgelere yansır; abartılmış kişisel kontrol algısı abartılmış partner kontrolü algısına yansır ve son olarak, bireyin benliğine ilişkin gerçekçi olmayan iyimserlik algısı, ilişkisi ile ilgili gerçekçi olmayan iyimserlik algısına yansır (Murray ve Holmes, 1997). Murray a (1994) göre, bireyin kendine ilişkin benlik imgesi ve partnere ilişkin şemaları, yanılsamaların temelini oluşturur ve bireyin kendisiyle ilgili imgeleri ne kadar olumluysa, partnerine ilişkin izlenimleri de o derece idealleşir. Bu noktada da, mutluluk ve doyumun bireyin kendisini ve çevresini katı bir gerçeklikle değil, ancak daha olumlu bir bakış açısı içinde görmekle bağlantılı olabileceği belirtilmektedir (Murray ve Holmes, 1997). 7

17 Bu bilgiler doğrultusunda, araştırmacılar yanılsamalarla ilgili olabilecek bazı varsayımlar öne sürmüşlerdir. Đnsanlar romantik ilişkilerinin ilk dönemlerinde partnerlerine karşı yoğun sevgi ve aşk duygusu hissederler. Partnerlerinin olumlu özellikleri ve erdemleri üzerine odaklanan bireyler, ilişkilerinin başarılı olacağı ve devam edeceğine dair inançlar beslerler (Holmes ve Boon, 1990). Aşık olan ve ilişkisinden doyum alan bireyler partnerlerinin erdemlerini abartmak eğilimindedir ve kimi zaman da onların kusurlarını görmede tıpkı kör bir göz gibi olurlar (Murray, Holmes ve Griffin, 1996b; s. 1155). Çünkü insanlar birlikte oldukları partnerin gerçekten doğru insan olduğuna inanmaya ihtiyaç duyarlar. Özellikle ilişki ilerledikçe ve karşılıklı bağımlılık arttıkça, partnerle ilgili olumsuz özellikler ve kusurlar ortaya çıkmaya başlar (Braiker ve Kelly, 1979). Sprecher ve Felmlee ye (1993) göre, evli çiftler ilişkilerine yüksek düzeyde duygusal yatırım yapmaktadırlar ve bu yatırımlar da ilişkilerinde olası çatışma durumlarını arttırabilir. Özellikle ilişkide çocukların oluşu ve evli bireylerin algıladıkları seçenek partnerin yoksunluğu gibi durumlar, bireylerin ilişkiyi bitirme ve yeni bir eş bulmasını zorlaştırmaktadır. Murray a (1994) göre böyle bir durumda, ilişkiyi bitirmeye yönelik karar almak zorlaştıkça, bireyler partnerlerinin sadece çok önemli ve büyük hatalarını fark edebilirler. Bu durum da, insanların birlikte oldukları kişinin gerçekten doğru insan olduğuna ilişkin inancını zedeleyebilir (Murray, 1999). Ancak daha önce de belirtildiği gibi, evli bireyler ilişkilerine daha fazla yatırım yapmaktadırlar (Murray, 1994). Böyle bir ikilem içinde kalan bireyler, eşlerine ilişkin olumlu imgelerini ve şemalarını 8

18 devam ettirmek için onların kusurlarını, bir şekilde farklı yollarla açıklamak isteğine girebilirler (Brickman, 1987; Holmes ve Rempel, 1989). Araştırmalar, insanların bu ikilemi gidermek için bazı bilişsel yollar kullandıklarını göstermektedir. Örneğin Murray ve Holmes (1997), bireylerin partnerlerinin olumlu özelliklerini ve erdemlerini abartmak, olumsuz özelliklerini ve kusurlarını da önemsizleştirmek eğiliminde olduğunu öne sürmüştür. Brickman da (1987), buna benzer bir görüşle, bireylerin, partnerlerinin erdemlerini ve olumlu yönlerini abartarak onların kusurlarını makul kılmaya çalıştıklarını vurgulamaktadır. Böylelikle, bu bilişsel stratejiler bireylerin ilişkilerine ve partnerlerine olan inançlarını ve güvenlerini kaybetmemelerini sağlayabilir. Partnerlerin olumlu özelliklerini ve erdemlerini vurgulamanın, olumsuz özelliklerini ve kusurlarını da önemsizleştirmenin ilişkilerde güven ve doyumu sağlaması açısından önemi üzerinde durulsa da, tüm hataları kolaylıkla kabul edilebilir bir biçeme getirmenin zor olduğu düşünülebilir. Araştırmacılar, böyle durumlarda bireylerin Evet, ama biçeminde bazı yapılar oluşturduklarını öne sürmektedirler (Murray 1999; Murray ve Holmes, 1999). Bu görüşe göre, bireyler partnerlerinin belirli kusurlarını onaylamak ya da bunların önemini azaltmak için Evet, ama gibi tutarlı algılar geliştirirler. Murray ve Holmes (1999), bu denenceyi doğrulamak için boylamsal bir çalışma yapmışlardır. Çalışmada, bireylerden partnerlerinin en büyük kusurlarıyla ilgili birer kısa öykü yazmaları istenmiştir. Bireylerin, ilişkileri ve partnerleriyle ilgili yazdıkları 9

19 kısa öykülerden çıkan sonuçlar, araştırmacıların denencelerini destekler niteliktedir. Buna göre, bireyler partnerlerinin olumlu özelliklerini yüceltirken, onların kusurlarını ya Evet, ama ile başlayan cümlelerle çürütürler ya da bu kusurları ilişki için olumlu bir özelliğe dönüştürürler. Örneğin, partnerinin inatçılığını onun sağlam inançlara sahip olmasıyla açıklamışlardır. Benzer biçimde, partneri kıskanç olan bir birey, onun bu özelliğini, partnerinin ona olan sevgisinin bir göstergesi olduğu şeklinde yorumlamıştır. Bir başka birey de, partnerinin anlatımsız ve ifadesiz tavırlarını, onu suçlamıyorum, çünkü o olayları zihninde farklı biçimde çözüyor (Murray ve Holmes, 1999; s.28) gibi açıklamalarla önemsizleştirmiştir. Ayrıca yine araştırma sonuçlarına göre, bazı bireyler partnerlerinin olumlu özelliklerinin önemini abartmaktadırlar. Örneğin, partnerinin destekleyici tavırlarını vurgulayan bir birey, partnerinin sevgisinden hiçbir zaman şüphe duymayacağını, çünkü onun kendisini her zaman çok iyi hissettirdiğini (Murray ve Holmes, 1999; s.27) ifade etmiştir. Araştırmacılar bu sonuçlara dayanarak, partnerinin olumlu özelliklerini yücelten ya da onlara özel anlamlar ve değerler yükleyen bireylerin ilişkilerinde daha fazla iyilik ve olumlu yanılsama bildirdiklerini ve partnere ait olumlu özelliklerin önemini arttırmanın ilişki istikrarını da yordadığını belirtmişlerdir (Murray ve Holmes, 1999). Evliliklerdeki olumlu yanılsamalar konusuna getirilen bir başka açıklama da (Scheer, 2006), bilişsel çelişki kuramına dayanmaktadır. Bilişsel çelişki, bireylerin tutumlarına ters düşen bir davranışta bulunduklarında, yaşamaları olası olan sıkıntı verici ve istenmeyen bir durum olarak 10

20 tanımlanabilir (Festinger, 1957). Böyle durumlarda, bireyler genellikle tutumlarını değiştirerek bu çelişkiyi azaltmaya çalışırlar. Araştırmacılar bilişsel çelişkinin evliliklerde de yaşanma olasılığını belirtmişlerdir. Özellikle, evlilikler muhtemelen bir seçim sonucu yapıldığı ve davranışsal olarak da bir bağlılık gerektirdiği için, yaşanacak olumsuzluklar karşısında bireylerin ilişkilerine olan inançlarında bir çelişki yaşamaları olasıdır. Örneğin, ben, evliyim ve mutsuzum ve evlendiğim için pişmanım diyen bir birey evliliği ile ilgili büyük bir çelişki yaşayacaktır (Fowers ve Pomerantz,1992; akt. Scheer, 2006). Bilişsel çelişki kuramına göre, birey böyle bir durumda yaşadığı çelişkiyi azaltmak için, ya evliliğini bitirecektir, ya da evliliğine ilişkin tutumlarını değiştirecektir. Evlilik söz konusu olduğunda da, çoğu zaman, tutumları değiştirmek davranışı değiştirmekten daha kolaydır. Bireylerin evliliklerine yaptıkları yatırımlar arttıkça, boşanma kararını almaları zorlaşabilir. Çiftler, evliliklerindeki sorunları görmezden gelerek ya da bunların önemini azaltarak, evliliklerine ilişkin tutumlarını değiştirebilirler. Böylece, daha az bilişsel çelişki yaşayabilirler. Özellikle bazı araştırmacılar (Gagne ve Lydon, 2004; Murray, 1999; Murray, Holmes, Aloni, Pinkus, Derrick ve Leder, 2009), insanların, partnerlerinin hatalarını örtmek için onları idealleştirdiklerini ortaya koymaktadırlar. Özetlemek gerekirse, bireylerin ilişkilerindeki kusurları görmezden gelmeye çalışıp, olumlu yönler üzerinde odaklanmaları, ilişkileri için gerçekçi olmayan inançlar geliştirmelerine neden olur, ki bu da olumlu yanılsamaların en önemli özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır (Scheer, 2006). 11

21 Buraya kadar aktarılanları özetlemek gerekirse, partnerlerin birbirlerini ve ilişkilerini olumlu bir bakışla görmeleri, doyum veren ve sürekli ilişkilerin belirgin bir özelliğidir (Murray, 1999; Murray ve Holmes, 1996). Özellikle ilişkilerin ilk dönemlerindeki idealleştirme süreci, ilişki ilerledikçe doyumun, aşkın ve güvenin artmasını ve çatışmaların azalmasını yordayabilir (Murray ve Holmes, 1997) Evliliklerde Olumlu Yanılsamalar Alanyazın incelendiğinde evlilik ilişkilerinde olumlu yanılsama ile ilgili yapılan çalışmalara rastlamak mümkündür (Fowers, Fışıloğlu ve Procacci, 2008; Fowers, Lyon ve Montel, 1996; Fowers ve arkadaşları, 2001; Miller, 2004; Miller, Niehuis ve Huston, 2006; Murray ve Holmes, 1997). Fowers ve Pomerantz (1992), evlilikle ilgili gerçekçi olmayan olumlu inançları evliliğe ilişkin olumlu yanılsamalar (positive marital illusions) olarak tanımlamışlardır (akt. Fowers, Lyon ve Montel, 1996). Fowers, Lyon ve Montel e (1996) göre, evliliğe ilişkin olumlu yanılsamaların dört belirgin özelliği vardır (akt. Scheer, 2002). Birincisi, ilk olarak Fowers ve Applegate (1995) tarafından kullanılmış olan idealleştirilmiş çarpıtma (idealistic distortion) kavramıdır. Yazarlar idealleştirilmiş çarpıtmayı, bireyin eşi ve evliliği ile ilgili sahip olduğu gerçekçi olmayan görüşleri tanımlamak üzere kullanmışlardır. Fowers, Applegate, Olson ve Pomerantz ın (1994) oldukça büyük bir örneklem grubuyla yaptıkları çalışma 12

22 sonucuna göre, evli bireylerde evlilik doyumu ve idealleştirilmiş çarpıtma arasında yüksek düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Bir diğer özellik de, evliliğe ilişkin idealleştirmeler (marital idealization) olarak tanımlanmıştır. Buna göre, evli bireyler eşlerinin başka insanlardan daha iyi olduğuna inanmak eğilimindedirler. Eşin idealleştirilmesi de, evliliklerdeki olumlu yanılsamanın bir göstergesidir. Özellikle, olumlu yanılsama ile ilgili alanyazın incelendiğinde, bireylerin partnerleriyle ilgili algılarının ortalama bir partnere ilişkin algılarla karşılaştırıldığı çalışmaları görmek mümkündür (Endo, Heine ve Lehman, 2000; Murray ve Holmes, 1997; Murray, Holmes ve Griffin, 1996a; Murray, Holmes ve Griffin, 1996b). Bu çalışmalarda da, bireylerin kendi partnerlerinin özelliklerini ortalama bir partnerin özelliklerinden daha olumlu değerlendirdikleri vurgulanmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, kendi partnerini idealleştiren, partnerini ortalama bir partnerden daha olumlu değerlendiren bireylerin uzun süreli ve doyum veren ilişkiler yaşamaları daha olasıdır. Fowers, Lyon ve Montel in (1996) evliliğe ait olumlu yanılsamalarla ilgili belirttikleri bir başka özellik de evliliğe ilişkin yüklemelerdir (marital attributions). Evliliğe ilişkin yüklemelerde, bireyler evliliklerine ve eşlerine olumlu özellikler yüklemek eğilimindedir. Özellikle, ilişkilerinden doyum alan çiftler, ilişkilerindeki olumlu olaylar için eşlerini övmek; olumsuz olaylar söz konusu olduğunda ise, kendilerini partnerlerinden daha fazla suçlamak eğilimindedirler (Fincham ve Bradbury, 1989; Fincham, Beach ve Baucom, 13

23 1987). Araştırmacılar (Fincham ve Bradbury, 1989; Fincham, Beach ve Baucom, 1987), bireylerin, eşlerini başka insanlardan daha olumlu görme eğilimlerini, partner odaklı yükleme yanlılığı (partner- centric attribution bias) olarak tanımlamaktadırlar. Tıpkı evli çiftlerin eşlerini idealleştirmelerinde olduğu gibi, eşe olumlu özellikler yüklemek de evliliklerdeki olumlu yanılsamanın bir örneği olarak belirtilebilir. Fowers, Lyon ve Montel in (1996) evliliğe ait olumlu yanılsamalarla ilgili belirttikleri son özellik ise, evliliğin geleceğiyle ilgili tahminlerdir (predictions of the future of the marriage). Buna göre, bireyler evliliklerinin boşanma ile sonuçlanma ihtimalinin düşük olacağına dair tahminlerde bulunmak eğilimindedirler ve boşanmaya ilişkin inançlar da, evliliklerdeki olumlu yanılsamaların en belirgin özelliğidir (Fowers, Lyon ve Montel, 1996; Fowers, Lyon, Montel ve Shaked, 2001; Heaton ve Albrecht, 1991). Örneğin, Fowers, Lyon ve Montel in (1996), 110 evli bireyle yaptıkları çalışma sonucuna göre, katılımcılar evliliklerinin boşanma ile sonuçlanacağına sadece % 10 ihtimal vermişlerdir. Yine bu çalışmada, tüm katılımcıların yarısı, boşanma olasılıklarının hiç olmadığını belirtmiştir. Dahası, Heaton ve Albrecht (1991), 8000 evli bireyle yaptıkları çalışma sonucunda, katılımcıların %75 inin gelecekte boşanma ihtimallerinin çok düşük olduğunu belirttiklerini vurgulamıştır. Olumlu yanılsamaların, bireylerin partnerlerini ve ilişkilerini daha olumlu algılama eğilimi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, çiftlerin boşanma ihtimallerini bu derece düşük görmeleri de anlaşılır bir sonuç olarak 14

24 değerlendirilebilir. Partnerine ve ilişkisinin geleceğine dair inancı yüksek olan bir birey, boşanma ihtimalini de oldukça düşük görecektir. Buraya kadar aktarılanları özetlemek gerekirse, evliliklerde olumlu yanılsamaların dört belirgin özelliğinden bahsedilebilir (Fowers, Lyon ve Montel, 1996). Bunlar, olumlu çarpıtma olarak adlandırılan, eşini ve evliliğini gerçekçi olmayan olumlu ifadelerle tanımlama eğilimi; evliliğe ilişkin idealleştirme olarak tanımlanan bireyin eşini başka insanlardan daha olumlu görme eğilimi; evliliğe ilişkin gerçekçi olmayan yüklemeler ve son olarak da, bireyin evliliğinin geleceği ile ilgili gerçekçi olmayan olumlu tahminleri olarak özetlenebilir Olumlu Yanılsamalarla Đlgili Yapılan Çalışmalar Alanyazın incelendiğinde, araştırmanın değişkenleri olan olumlu yanılsama, ilişki istikrarı ve yüklemeler konusunu kapsayan, Türkiye de yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ülkemizde olumlu yanılsamalar ile yapılmış tek çalışma, Fowers, Fışıloğlu ve Procacci (2008) tarafından yapılmış olan Türk ve Amerikalı evli örneklem grubunu kapsayan, kültürler arası bir çalışmadır. Daha önce de belirtildiği gibi, ülkemizde ilgili değişkenler kullanılarak yapılmış Türkçe bir araştırmaya rastlanmadığından, bu çalışmanın, önemli olabileceği düşünülmektedir. 15

25 Türk ve Amerikalı evli bireylerin karşılaştırıldığı kültürlerarası bir çalışmada (Fowers, Fışıloğlu ve Procacci, 2008), Amerikalı evli bireyler, akraba evliliği olan Türkler ve akraba evliliği olmayan Türkler, olumlu yanılsama düzeyleri açısından karşılaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, üç grup da, kendini, eşlerini ve ilişkilerini benzer şekilde daha olumlu değerlendirmişlerdir. Araştırmacılara göre, bu sonuç da, Taylor ve Brown un olumlu yanılsamalarla ilgili öne sürdükleri görüşlerle tutarlıdır. Ayrıca, benliğe ilişkin olumlu değerlendirmeler yapma konusunda kültürel bir fark bulunmazken, başkalarına ilişkin olumlu değerlendirmelerde kültürel fark bulunmuştur. Buna göre, akraba evliliği yapan Türk örnekleminin başkalarına ilişkin değerlendirmeleri, kendilerine ilişkin değerlendirmelerden farklı değildir. Olumlu yanılsama konusunda kültürlerarası yapılan benzer çalışmalar da, Endo, Heine ve Lehman (2000) ile Brown ve Kaboyashi (2002) tarafından yapılmıştır. Her iki çalışma da, Japon ve Kuzey Amerikalı (Avrupalı Amerikalı ve Asyalı Amerikalı) örneklem grubuyla yürütülmüştür. Araştırma bulguları, benzer sonuçlar göstermektedir. Buna göre, Kuzey Amerikalılar romantik ilişkilerini Japonlara göre daha çok gerçekçi olmayan olumlu ifadelerle tanımlamışlardır. Ayrıca, Endo, Heine ve Lehman ın (2000) çalışmasında, Japonların ilişki partnerlerini kendilerinden daha olumlu görme eğilimleri, diğer iki kültürden daha yüksek bulunmuştur. Fowers, Lyon ve Montel (1996), bir çalışmalarında, evliliğe ilişkin olumlu yanılsamaların; Taylor ve Brown un (1988) belirttiği gibi, benlikle ilgili 16

26 iyimser olumlu yanılsamaların doğal bir sonucu olup olmadığını araştırmışlardır. Sonuçlara göre, olumlu yanılsamanın benliğe ilişkin iyimser değerlendirmelerle bir ilişkisi bulunmamıştır. Araştırmacılara göre, olumlu yanılsama, iyimserlik ya da kötümserliğin bir sonucu değil, bireyin evlilik doyumuyla ilişkilidir. Bununla birlikte, farklı bir çalışmada Srivastava, McGonical, Richards, Butler ve Gross (2006), yakın ilişkilerde iyimserlik konusunu araştırmışlardır. Araştırma sonuçları, ilişkideki iyimserliğin yani bir ilişkiden olumlu sonuçlar beklemenin, ilişkiden alınan doyumu büyük ölçüde etkilediğini göstermiştir. Hem iyimser bireyler hem de onların eşleri ilişkilerinden daha fazla doyum aldıklarını ve çatışma anında daha yapıcı olduklarını belirtmişlerdir. Alanyazın incelendiğinde, özellikle Murray ın (Murray ve Holmes, 1997; Murray, Holmes ve Griffin, 1996a; Murray, Holmes ve Griffin, 1996b) olumlu yanılsama üzerine yapmış olduğu çok sayıda çalışması karşımıza çıkmaktadır. Hem flört eden çiftlerle hem de evlilerle yaptıkları pek çok çalışmada, olumlu yanılsamanın daha fazla ilişki doyumu, ilişki istikrarı, aşk ve güven sağladığını belirtmişlerdir. Ayrıca, birbirini idealleştiren ve daha olumlu gören çiftlerin daha az çatışma ve kuşku yaşadıklarını da ortaya koymuşlardır (Murray, Holmes ve Griffin, 1996b). Olumlu yanılsama ile ilgili yaptıkları farklı iki çalışmada, araştırmacılar partnerin fiziksel çekiciliği ile ilgili olumlu yanılsamalar ve ilişki kalitesini incelenmişledir (Barelds ve Dijkstra 2009; Dijkstra ve Barelds, 2008). 17

27 Araştırmacılar, olumlu yanılsamanın bir sonucu olarak, partnerin kendi kendini değerlendirmesiyle karşılaştırıldığında, bireyin partnerini fiziksel olarak daha çekici bulduğunu belirtmişlerdir. Sözü edilen bu çalışmaların sonuçlarına göre; kendi çekiciliklerini değerlendirmeleriyle karşılaştırıldığında, bireyler eşlerini fiziksel olarak (hem yüze hem de bedene ilişkin çekicilik) daha çekici bulmaktadırlar. Aynı zamanda, çiftlerin ilişki kalitelerinin de değerlendirildiği araştırmada, partnerinin fiziksel çekiciliği ile ilgili daha fazla olumlu yanılsamalara sahip olan bireylerin, ilişki kaliteleri ve ilişki uyumlarının da daha yüksek olduğu belirtilmiştir. Ayrıca partnerinin fiziksel çekiciliği konusunda olumlu yanılsamalara sahip olan bireylerin, ilişkilerinde yaşadıkları sorunların çözümünde daha yapıcı davrandıkları belirtilmiştir. Kaplar (2006) çalışmasında; özgeci beyaz yalanlar söylemeye ilişkin tutumlar, olumlu yanılsamalar ve ilişki doyumu arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışmada özgeci beyaz yalanlar; görece küçük ve önemsiz konularla ilgili olarak, bir başkasını korumak için söylenen bir tür beyaz yalan olarak tanımlanmıştır. Çalışma sonuçları, özgeci beyaz yalanlar söylemeye yönelik olumlu tutumları, ilişki doyumunun ve olumlu yanılsamaların olumsuz yönde yordadığını göstermiştir. Buraya kadar özetlenen çalışmalarda görüldüğü gibi, olumlu yanılsamalar konusunda yapılan çalışmalar oldukça çeşitlidir. Özellikle yükleme kuramının, olumlu yanılsamalar konusu ile oldukça ilişkili olduğu 18

28 düşünülmektedir. Bundan sonraki bölümde, yükleme kuramı, özellikle evlilik ilişkilerinde yapılan yüklemeler açısından ele alınacaktır Yükleme Kuramı Alanyazında oldukça geniş bir yer tutan yükleme kuramı, özellikle sosyal psikoloji alanında en etkin kuramsal yaklaşımlardan biridir. Yakın ilişkiler bağlamında yapılan yükleme çalışmaları da, yükleme araştırmalarının büyük bir bölümünü oluşturur. Bu çalışmada da, yükleme kuramı yakın ilişkiler kapsamında ele alınacaktır. Bireyler, çevrelerinde yaşanan olayların ve insan davranışlarının nedenlerini arama eğilimindedirler. Yükleme kuramı, genel olarak, bireylerin davranışların nedenlerine ilişkin olarak sordukları sorularla ilgilenir. Başka bir ifadeyle, insanların, davranışlara ilişkin açıklamaları nasıl yaptığı ve neden diye başlayan soruları nasıl cevapladıkları, yükleme kuramının temel ilgi alanını oluşturur (Tutarel- Kışlak, 1995). Ayrıca yükleme kuramı, kendi içinde yüklemelerle ilgili birden çok kuramsal yaklaşımı barındırır. Yükleme kuramı ile ilgili ilk çalışmalar, Heider ın (1958), sağduyu psikolojisi adını verdiği çalışmalarla başlamıştır. Heider e göre, insanlarda iki temel güdü vardır. Bunlar, dünya hakkında tutarlı ve dengeli bir görüş oluşturma ve çevre üzerinde kontrol sağlamaktır. Bunları sağlamanın en temel yolu da, bireylerin nasıl davranacaklarını öngörmektir. Bu sayede, 19

29 insanların olası durumlarda nasıl davranacaklarını öngörebilir ve çevremizi kontrol edilebilir olarak algılayabiliriz. Diğer taraftan, tahmin edilemeyen ya da olumsuz bir durumla karşılaştığımızda nedensel yüklemeleri daha fazla yapmak eğilimindeyizdir; çünkü böyle durumlar daha büyük bir öngörü gereksinimi yaratır (Wong ve Weiner, 1981). Heider (1958), insanların davranışları için nedensel çıkarsamalar yapmanın sadece psikologlara özgü olmadığını, her insanın başkalarının davranışlarını açıklamak için nedensel çıkarsamalar yaptıklarını belirterek, sağduyu psikolojisi görüşünü ortaya koymaktadır. Heider e göre, insanlar nedensel çıkarsamalar yaparken, bunları iki ayrı nedenden birine bağlayabilirler. Bunlar, içsel nedenler ve dışsal nedenlerdir. Đçsel nedenler; kişilik özellikleri, güdüler, tutumlar, ruh hali, yetenek ve çaba gibi bireye ait özelliklerden oluşurken, dışsal nedenler ise; gelenekler, şans, kader, çevre ya da başka insanlar gibi, bireyin dışında gerçekleşen etmenlerden oluşmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse, sağduyu psikolojisine göre, insanlar bir olayın nedenlerine ilişkin çıkarsamalar yaparken, ya içsel nedenlere ya da dışsal nedenlere yükleme yapmaktadırlar. Bunun dışında, Heider (1958), insanların bir olayı ya da davranışı açıklarken, nedensellik kadar sorumluluk algılarına da önem verdiklerini belirtmiştir. Buna göre, insanlar olayları açıklarken sadece neden sorusunun cevabıyla değil, olaydan kimin sorumlu olduğuyla da ilgilenirler. Heider e göre, bireyin belirli bir davranışı yapmasındaki niyet önemlidir. Diğer bir ifadeyle, bir davranışın 20

30 kasıtlı mı yoksa kasıtsız olarak mı yapıldığı, bir insanın bir başkasının davranışı açıklarken kullandığı önemli bir bilgidir. Yükleme kuramı ile ilgili çalışmalar yapan bir diğer kuramcı da Kelley dir (1967). Kelley, Heider in sağduyu psikolojisini temel alarak Küp Kuramı nı geliştirmiştir. Heider (1958) kuramında, insanların, davranışların nedenlerini açıklamaya yönelik olarak içsel ya da dışsal yüklemeler yaptıklarını belirtmiştir; ancak hangi durumlarda içsel, hangi durumlarda dışsal yüklemeler yaptıklarını belirtmemiştir. Kelley (1976) kuramında, bir davranışı içsel ya da dışsal nedenlerle açıklarken, bunu üç temel bilgiye dayandırdığımızı ileri sürmüştür. Bu bilgiler; fikir birliği (consensus), tutarlılık (consistency) ve belirginliktir (distinctiveness). Fikir birliği, kişi boyutu ile ilgili olup, belirli bir durumda başka insanların da aynı tür tepkileri verip vermediğini ortaya koymaktadır. Tutarlılık, zaman ve durumla ilgili bilgidir ve kişinin bir uyarıcıya başka zaman ve durumlarda da tutarlı olarak aynı tür tepkiler verip vermemesini ifade etmektedir. Son olarak, belirginlik, nesne boyutu ile ilişkilidir ve kişinin farklı uyarıcı ya da nesnelere karşı da aynı tür tepkiler verip vermemesini anlatmak için kullanılır. Sonuç olarak, bireyler bu üç bilgiden yararlanarak, belirli davranışları ve durumları açıklarken, içsel ya da dışsal etmenlere yüklemeler yaparlar. Jones ve Davis (1965) de, uygun çıkarsamalar kuramı ile yüklemeler konusunda çalışmalar yapmışlardır. Uygun çıkarsamalar kuramı, insanların bir davranışın nedenlerini nasıl açıkladıkları ile ilgili bir kuramdır. Jones ve 21

31 Davis e göre, başka insanların davranışları onların kişisel özelliklerinin bir sonucudur. Kuram, insanların, başkalarının davranışları ve kişilik özellikleri arasında bir uygunluk çıkarımı yapmak eğilimde olduklarını ileri sürer. Temel sorun, hangi durumlarda davranışın, o kişinin gerçek niyetinden kaynakladığına karar vermektir. Kurama göre, davranışa ilişkin çıkarsamalar yapmak için ilk etmen, o davranışın toplumsal onaylanabilirlik derecesidir. Eğer davranışın toplumsal onaylanabilirlik derecesi düşük ise, davranışı kişinin istikrarlı kişilik özelliklerine yükleyebiliriz. Bunun nedeni, dışsal güçlere rağmen, eğer kişi o davranışı yapmışsa, büyük olasılıkla bu davranış onun içsel özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Davranışlarla ilgili çıkarsamalar yapmak için kullanılan bir başka dayanak da, davranışın kişinin özgür iradesi ile seçilip seçilmediğidir. Kişinin kendi iradesiyle seçilen bir davranışın içsel özelliklere yüklenme olasılığı yüksek olur. Yükleme kuramı ile ilgili çalışmalar yapan bir diğer isim de Weiner dir. Weiner in yükleme kuramı başarı ve başarısızlık üzerine kurulmuştur. Weiner ve arkadaşlarına göre (1972), insanların başarı ya da başarısızlığı yükledikleri dört önemli öge vardır. Bunlar; yetenek, çaba, işin zorluğu/kolaylığı ve şanstır. Bu ögeler de; istikrarlılık, denetim odağı ve kontrol edilebilirlik olmak üzere üç nedensel boyutta sınıflandırılmıştır. Çaba ve şans, istikrarsız yani değişebilen nedenler olarak tanımlanırken; yetenek ve işin zorluğu/kolaylığı istikrarlı yani değişmez özelliklerdir. Kontrol edilebilirlik boyutu, başarı ve başarısızlığın ne derecede bireyin kendi iradesinde olduğu ile ilgilidir. Denetim odağı boyutu ise, Heider in kuramında 22

32 olduğu gibi, içsel ya da dışsal nedenlerle ilgilidir. Yani, başarı ve başarısızlığın yetenek ve çaba gibi içsel nedenlere mi; yoksa, şans ya da işin zorluğu/kolaylığı gibi dışsal nedenlere mi yükleneceğini belirtir. Özetlemek gerekirse, birden çok yükleme kuramı vardır ve yükleme kuramları, insanların hem kendi davranışlarını, hem de başka insanların davranışlarını açıklamada nasıl bir yol izlediklerini açıklayan bir kuramdır. Daha önce de belirtildiği gibi, yükleme kuramı, kendi içinde yüklemelerle ilgili birden çok kuramsal yaklaşımı barındırır. Bu çalışmada da, yüklemeler evlilik ilişkileri bağlamında incelenecek ve olumlu yanılsamalar ile ilişkisi üzerinde durulacaktır. Yüklemeleri Evlilik Đlişkilerindeki Nedensel Yükleme ve Sorumluluk Evlilik ilişkilerindeki yüklemelerle ilgili çalışmalar incelendiğinde, araştırmacıların evliliğin niteliğini, eşlerin ilişkilerinde yaşadıkları olayları açıklayış biçimlerine ve yaptıkları yüklemelere göre değerlendirdikleri görülmektedir (Tutarel- Kışlak, 1999). Çiftlerin evlilik ilişkilerinde, eşlerinin davranışlarına ilişkin yaptıkları yüklemeler; nedensellik ve sorumluluk olmak üzere iki boyutta değerlendirilmektedir (Bradbury ve Fincham, 1992; Fincham, Beach ve Nelson, 1987;). Nedensellik boyutu, eşin bir olayla ilgili açıklamalarını içerirken, sorumluluk boyutu ise, olayın ya da bir davranışın sorumluluğu ile ilgilidir (Fincham ve Bradbury, 1992). Tutarel- Kışlak (1999), 23

33 ilişkilerde yükleme ölçeğinin geçerlik ve güvenirliğini yaptığı çalışmasında, nedensellik yüklemelerinin; odak, istikrar ve genellik boyutlarından, sorumluluk yüklemelerinin ise; kasıt, güdü ve suçlama boyutlarından oluştuğunu ifade etmektedir. Alanyazın incelendiğinde, evlilik ilişkilerindeki nedensel ve sorumluluk yüklemelerinin, uyumlu-uyumsuz eş davranışlarıyla (Fincham ve Bradbury, 1988; Holtzwoth- Munroe ve Jacobson, 1985; Tutarel- Kışlak, 1997), evlilikte yaşanan stresle (Bradbury ve Fincham, 1990), doyumla (Fincham ve arkadaşları, 2000; Fincham ve Bradbury, 1989; Günay, 2007) ve cinsiyet farkıyla (Curun, 2006; Tutarel- Kışlak, 1995;) ilişkisinin incelendiği çalışmalara rastlamak mümkündür. Çalışmalardan elde edilen bulguları özetlemek gerekirse; araştırmacılar, evliliklerinde uyumsuzluk yaşayan bireylerin, bu uyumsuzluğun nedenini eşlerinde aradıklarını ve ilişkilerindeki olumsuz olayları değişmez ve kalıcı olarak gördüklerini belirtmişlerdir (Fincham ve Bradbury, 1992; Holtzwoth- Munroe ve Jacobson, 1985). Ayrıca, uyumsuz bireyler, eşlerinin olumlu davranışlarını ise, çevresel etmenlerle açıklamakta ve bu davranışı değişebilir olarak görmektedirler. Başka bir ifadeyle, uyumsuz eşler, eşlerinin olumsuz davranışlarını onların kişilik özellikleriyle açıklarken, olumlu davranışlarını ise çevresel etmenlere yüklemektedirler (Jacobson ve arkadaşları, 1985). Tersine, uyumlu olan bireylerin ise, olumlu eş davranışlarını kalıcı ve genel bir özellik olarak görme eğiliminde oldukları belirtilmektedir (Holtzwoth- Munroe ve Jacobson, 1985). 24

34 Stresli olan ve olmayan çiftlerin evlilik yüklemelerinde, benzer sonuçlar elde edilmiştir. Buna göre, evliliklerinde mutlu olan çiftlerle karşılaştırıldıklarında, stresli olan bireyler, eşlerinin olumsuz davranışlarını evliliklerinin tüm alanı için genellemekte ve ilişkilerinde yaşadıkları olumsuz olayların önemini arttıran nedensel ve sorumluluk yüklemeleri yapmaktadırlar (Bradbury ve Fincham, 1990). Evlilikten alınan doyum, evlilik ilişkilerindeki yüklemelerle ilişkisi en çok araştırılan değişkenlerden birisidir. Alanyazında karşımıza çıkan pek çok çalışma, yüklemelerin olumlu ya da olumsuz olmasının, ilişkiden alınan doyumla yüksek derecede ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır (Bradbury ve Fincham, 1990; Curun, 2006; Dowd, Means, Pope ve Humphries, 2000; Fincham ve Bradbury, 1989; Fincham ve arkadaşları, 2000). Bradbury ve Fincham a (1990) göre, sorunlu evlilik olayları karşısında, eşe ilişkin olumsuz yüklemeler yapıldıkça, bireyin ilişkiden aldığı doyum da düşmektedir. Kısaca, eşler ilişkilerinde yaşadıkları olumsuz olayların sorumluluğunu eşlerinde gördüklerinde ve bunun kasıtlı ve niyetli olarak yapıldığını düşündüklerinde (sorumluluk yüklemeleri); ayrıca bu davranışları değişmez ve genel olarak açıkladıklarında (nedensel yüklemeler), ilişki doyumları düşmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, Tutarel-Kışlak (1995), cinsiyet, evlilik uyumu, depresyon ile nedensel ve sorumluluk yüklemeleri arasındaki ilişkileri incelemiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, evlilik uyumu ile yüklemeler arasında olumsuz yönde anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Eşleriyle uyumsuz olan bireylerin, uyumlu olan bireylerle karşılaştırıldığında 25

35 olumsuz eş davranışlarına daha fazla yükleme yaptıkları gözlenmiştir. Benzer bir sonuçla, depresif olmayanlarla karşılaştırıldığında, depresif bireylerin eşlerinin olumsuz davranışlarına daha fazla yükleme yaptıkları gözlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, evlilikteki uyum arttıkça, eşin olumsuz davrandığı durumlarda bile, buna olumlu tepkilerle karşılık verildiği ve sorunun devam ettirilmediği görülmektedir. Cinsiyet değişkeni açısından yapılan değerlendirmelerde, kadınların erkeklerden daha fazla nedensel ve bencil güdüye yüklemelerde bulundukları görülmüştür. Ayrıca, erkeklerle karşılaştırıldığında kadınların, uyum puanlarının ve depresyon puanlarının yüklemeleri daha fazla etkilediği bulunmuştur. Günay (2007) evli bireylerle yaptığı çalışmasında, evlilik çatışması, nedensel ve sorumluluk yüklemeleri, doyum ve evliliğe ilişkin değerlendirmeler arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışmanın sonuçları, nedensel ve sorumluluk yüklemelerinin ilişki doyumunu azalttığını ve yüklemeler konusunda kadın ve erkekler arasında anlamlı bir farkın bulunmadığını göstermektedir. Ek olarak, çalışmada evlilik doyumu açısından da cinsiyet farkının bulunmadığı belirtilmiştir. Buraya kadar aktarılanlardan da görüldüğü gibi, evlilik ilişkilerindeki yüklemeler; doyum, stres, depresyon ve uyum gibi pek çok değişkenle ilişkilidir. Bu çalışmada da, evliliklerdeki nedensel ve sorumluluk yüklemeleri ile olumlu yanılsamalar arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Ancak, alanyazın incelendiğinde, araştırmanın temel değişkeni olan olumlu 26

36 yanılsamalar ile nedensel ve sorumluluk yüklemeleri konusunda ülkemizde yapılmış bir çalışmaya rastlanmamaktadır. Bir sonraki bölümde, evlilik ilişkilerindeki yüklemeler ve olumlu yanılsamalar arasındaki ilişki aktarılarak, konu ile ilgili yurtdışında yapılmış çalışmalar özetlenecektir Yüklemeler Ve Olumlu Yanılsamalar Yükleme kuramı, insanların, davranışlara ve olaylara ilişkin nasıl açıklamalar yaptıklarına ve neden diye başlayan soruları nasıl cevapladıklarına açıklamalar getirmeye çalışır (Tutarel- Kışlak, 1995). Özellikle yakın ilişkiler bağlamında, yükleme kuramıyla ilgili birçok çalışmaya rastlamak mümkündür (Bradbury ve Fincham, 1990; Bradbury ve Fincham, 1992; Curun, 2006; Fincham ve Bradbury, 1988; Holtzwoth- Munroe ve Jacobson, 1985; Işınsu- Halat, 2009; Tutarel- Kışlak, 1997). Ek olarak, bu çalışmaların pek çoğu (Bradbury ve Fincham, 1990; Fincham ve Bradbury, 1992, 1993; Karney ve Bradbury, 2000) evlilik doyumu ile yüklemeler arasında oldukça yüksek düzeyde bir ilişkinin bulunduğunu belirtmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi, çalışmanın temel değişkeni olan olumlu yanılsamalar konusunda en çok ele alınan değişkenlerden biri de ilişki doyumudur (Fowers, Lyon ve Montel, 1996; Miller, Caughlin ve Huston, 2003; Murray, Holmes ve Griffin, 1996a; Murray, Holmes ve Griffin, 1996b; Murray ve Holmes, 1999). Bu nedenle, olumlu yanılsamalar ile yüklemeler konusunun paralellik göstereceği düşünülerek, bu çalışmada bu iki değişken arasındaki ilişki, evlilik ilişkisi kapsamında ele alınacaktır. 27

37 Evlilik ilişkilerindeki olumlu yanılsamalar ile yüklemeler konusunu temel alan çalışmalar oldukça sınırlı sayıdadır. Bu nedenle, Fowers, Lyon ve Montel in (1996) konu ile ilgili açıklamaları dikkat çekicidir. Yazarlar, evliliğe ilişkin yüklemelerin (marital attributions), olumlu yanılsamaların temel özelliklerinden biri olduğunu belirtmişlerdir. Buna göre, olumlu yanılsama düzeyleri yüksek olan bireyler, evliliklerine ve ilişkilerine daha olumlu yüklemeler yapmak eğilimindedirler. Yüklemeler konusunda belirtildiği gibi, araştırmacılar evlilikte yüklemeleri nedensel yüklemeler ve sorumluluk yüklemeleri olarak iki boyutta ele almışlar ve her iki yükleme biçiminin de evlilik doyumunda belirleyici olduğunu vurgulamışlardır (Bradbury ve Fincham, 1990; Fincham, Beach ve Nelson, 1987). Özellikle olumlu yanılsamaların temel sayıltısı olan, eşi olduğundan daha olumlu değerlendirmenin doyumu arttırdığı göz önüne alındığında, bu bireylerin evliliklerine ve eşlerine daha olumlu yüklemeler yapmaları anlaşılabilir bir durumdur. Yüklemeler konusunda belirtildiği gibi, araştırmacılar (Fincham ve Bradbury, 1989; Fincham, Beach ve Baucom, 1987), bireylerin, eşlerini başka insanlardan daha olumlu görme eğilimlerini, partner odaklı yükleme yanlılığı (partner- centric attribution bias) olarak tanımlamaktadırlar. Olumlu yanılsamaların bir sonucu olarak, bu tür bir yükleme yanlılığında, ilişkilerinden doyum alan çiftler, ilişkilerindeki olumlu olaylar için eşlerini sorumlu tutmak eğilimindedirler. Ek olarak, doyum düzeyi yüksek olan bireyler, ilişkilerinde yaşadıkları olumsuz olaylar için, partnerlerinden çok kendilerini suçlamak eğilimindedirler (Fincham ve Bradbury, 1989; Fincham, 28

38 Beach ve Baucom, 1987). Özetlemek gerekirse, eşe ilişkin olumlu yanılsamalar ve idealleştirmelerin bir sonucu olarak, bireyler eşlerine daha olumlu yüklemeler yapmak eğilimindedirler Đlişki Bağlanımı Yakın ilişkilerde bağlanım konusu ile ilgili alanyazın incelendiğinde, bu kavramla ilgili olarak geliştirilen birden fazla model olduğu görülmektedir (Johnson, 1973; Levinger, 1965; Rusbult, 1980). Bağlanım, ilişkiyi sürdürmeye yönelik bir eğilim ya da istek olarak tanımlanabilir (Rusbult, 1983). Ek olarak, Rusbult (1980), bağlanımın, bireyin bir ilişkide kalma ya da ilişkiyi bitirme kararını da etkileyeceğini öngörmektedir. Bazı araştırmacılara göre bağlanım; devam eden ilişkilerin en belirgin özelliğidir ve neden bazı ilişkiler devam ederken bazılarının sona erdiğini anlamamızı sağlar (Adams ve Jones, 1999). Rusbult (1980, 1983) karşılıklı bağımlılık kuramını (Thibaut ve Kelley, 1959) temel alarak, bağlanımla ilgili en önemli modellerden biri olan Yatırım Modeli ni geliştirmiştir. Bu çalışmada da, bağlanım konusu Rusbult un geliştirdiği yatırım modeli bağlamında ele alınacaktır. Yakın ilişkilerde bağlanımla ilgili en önemli kuramlardan biri olan ve Rusbult (1980) tarafından geliştirilen Yatırım modeli, Thibaut ve Kelley nin (1959) karşılıklı bağımlılık kuramını temel almaktadır. Karşılıklı bağımlılık kuramı, bireylerin ilişkilerini değerlendirirken kullandıkları iki ölçüt üzerinde durur. Buna göre, bireyler ilişkilerinden aldıkları doyumu değerlendirirken 29

Evliliklerde Olumlu Yanılsama: İlişki Bağlanımı ile Nedensellik ve Sorumluluk Yüklemeleri Arasındaki İlişkiler

Evliliklerde Olumlu Yanılsama: İlişki Bağlanımı ile Nedensellik ve Sorumluluk Yüklemeleri Arasındaki İlişkiler Türk Psikoloji Dergisi, Haziran 2011, 26 (67), 70-82 Evliliklerde Olumlu Yanılsama: İlişki Bağlanımı ile Nedensellik ve Sorumluluk Yüklemeleri Arasındaki İlişkiler Özge Akbalık Doğan Ankara Üniversitesi

Detaylı

sorular sorular - sorular

sorular sorular - sorular sorular sorular - sorular Yabancı bir ülkeye gittiniz. Kendinizi gergin ve sıkıntılı hissediyorsunuz; insanlara kalacağınız otelin yerini sorduğunuzda biraz uzak davrandıklarını düşündünüz. Niçin? Neden?

Detaylı

KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI

KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI n İLİŞKİ DOYUMU için KD (Mutlu muyum?) n İLİŞKİ BAĞLANIMI için KDseç (Sürdürmeli miyim?) YATIRIM MODELİ (Rusbult, 1980,1983) n BAĞLANIMIN belirleyicileri; q İlişki doyumu (KD)

Detaylı

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi?

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? İZLENİM OLUŞTURMA İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? Sosyal grupları tanımlayıcı birtakım özelliklere göre mi düşünürsünüz? Yoksa somut bir örneğe

Detaylı

Sosyal Algı. Atıflar

Sosyal Algı. Atıflar Sosyal Algı ve Atıflar Sosyal Algı Toplumun da etkisiyle kişiler yada nesneler hakkında oluşturduğumuz tutumlar sosyal algıya karşılık gelir. Başkaları hakkında veya başka nesneler hakkında kararlar verirken

Detaylı

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir ilişkinin nasıl dağıldığı sorusu, neden dağıldığı sorusuyla ilişkili fakat, onunla aynı şey değildir. Duck (1984) ilişki dağılması, evresinden ve onları izleyen yeniden

Detaylı

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ? Ayrılma ve Boşanma AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ? İlişki kaybı genellikle bir çok insan için çok zorlu bir sorun olan boşanma ile eş tutulur. Yine de kayıp değişik biçimlerde gelebilir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III BÖLÜM 1 SOSYAL PSİKOLOJİNİN KONUSU VE GELİŞİMİ 1.1.Sosyal Psikolojinin Konusu ve Alanı 1.2.Sosyal Psikolojinin Bilim Olarak Ortaya Çıkışı 1.3.Sosyal Psikolojinin Gelişimi BÖLÜM 2

Detaylı

UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ BAĞLANTILAR

UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ BAĞLANTILAR T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ (SOSYAL PSĐKOLOJĐ) ANABĐLĐM DALI YATIRIM KURAMI BAĞLAMINDA EVLĐ ÇĐFTLERDE UYUM, NEDENSEL VE SORUMLULUK YÜKLEMELERĐ ĐLE YALNIZLIK ARASINDAKĐ

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YAKIN İLİŞKİLERDE BAĞLANIM: YATIRIM MODELİNİN BAĞLANMA STİLLERİ VE BAZI İLİŞKİSEL DEĞİŞKENLER YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler

Detaylı

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik Nitel Araştırmada Geçerlik ve Bilimsel araştırmanın en önemli ölçütlerinden biri olarak kabul edilen geçerlik ve güvenirlik araştırmalarda en yaygın olarak kullanılan iki en önemli ölçüttür. Araştırmalarda

Detaylı

Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI

Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Rokeach İnsanların sahip oldukları değerler uzun zamandır psikolog ve sosyologların ilgisini çekmiştir.

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler 1 KİŞİLİK Tutarlı davranışlar ortaya çıkmasına neden olan özellikler Doğuştan mı, sonradan mı? Çevresel etmenler.. (aile, okul, arkadaş, sosyal

Detaylı

Psikolojiye Giriş. Bağlayıcılar. Benlik ve Diğerleri. İnsanların Dünyasında Birey Olmak: Benlik ve Diğerleri Ders 16. Milgram ın çalışması

Psikolojiye Giriş. Bağlayıcılar. Benlik ve Diğerleri. İnsanların Dünyasında Birey Olmak: Benlik ve Diğerleri Ders 16. Milgram ın çalışması Okuma Raporu Psikolojiye Giriş İnsanların Dünyasında Birey Olmak: Benlik ve Diğerleri Ders 16 Birine aşıksın Ama o sana aşık değil O kişinin kalbini kazanmada yardımcı olmak üzere sosyal psikolojinin görüşlerinden

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN Kuramsal Çerçeve GİRİŞ Psikolojik dayanıklılık üzerine yapılan

Detaylı

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK G İ R İ Ş 1 İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine karşı niçin dostluk veya düşmanlık

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİM DALI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİM DALI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI YÜKLEMELER, İLETİŞİM ÇATIŞMALARI, CİNSİYET VE CİNSİYET ROLÜ YÖNELİMİ İLE EVLİLİK DOYUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ Doktora

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

Kişilerarası İlişkiler

Kişilerarası İlişkiler Kişilerarası İlişkiler Kişilerarası İlişkilere Giriş Yaşamımızın ¾ ünü başkalarıyla birlikte geçiriyoruz (Learson ve ark., 1982) (anne, baba, kardeş, öğretmen, arkadaş, meslektaş vb) Hepimiz, kişilerarası

Detaylı

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19

Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19 5 İÇİNDEKİLER Önsöz... 13 Giriş... 17 Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19 İletişimin gelişimi... 21 Psikolojinin Gelişimi... 23 Yapısalcılık ve işlevselcilik... 25 Psikodinamik bakış açısı...

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 8 Bilimsel Süreci* 1. Gözlem alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi Toplama Yazın Taraması 3.

Detaylı

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş sorular...sorular...sorular İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine

Detaylı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR? Bilişsel Öğrenme 2 Öğrenme kuramları, araştırmacılar tarafından öğrenme olgusunu açıklamak üzere ortaya konulmuş açıklamalardır. Bir öğrenme kuramı, organizmanın davranışlarında meydana gelen ve hastalık,

Detaylı

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU Öğretmenlerin Ve Anne-Babaların Öz-Yetkinlik İnançları, Tükenmişlik Algıları Ve Çocukların Problem Davranışları Proje Yürütücüsü: Prof.

Detaylı

B E N L İ K. kavramının inşa edilmesi

B E N L İ K. kavramının inşa edilmesi B E N L İ K kavramının inşa edilmesi sorular sorular - sorular Siz diğerlerinden farklı mısınız, yoksa benzer mi? Herkes için aynı kişi misiniz? (Eğer öyle değilseniz siz bu farklı benlerinizi nasıl bütünleştiriyorsunuz?)

Detaylı

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Şemaları Biliş, bireyin kendi iç koşulları ve içinde yaşadığı fiziksel ve toplumsal çevreye ilişkin olarak işlediği bir bilgi, inanç ya da düşünce olarak tanımlanabilir.

Detaylı

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir? Özgüven Nedir? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik,

Detaylı

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Temmuz-Aralık 2002 KİTAP TANITIMI Yrd. Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK Çukurova Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological

Detaylı

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Ezgi Özserezli O Evlilik ilişkisi, kişilerin psikolojik sağlığını temelden etkilemektedir.

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

Sosyal Kimlik Kuramı (Tajfel, 1978; Tajfel ve Turner, 1979)

Sosyal Kimlik Kuramı (Tajfel, 1978; Tajfel ve Turner, 1979) Sosyal Kimlik Kuramı (Tajfel, 1978; Tajfel ve Turner, 1979) Araştırmalara göre gruplararası ilişkilerde etnosentrik tutumlar ve rekabet çok kolay ortaya çıkar ama çatışmayı çözmek zordur. 1. Gruplararası

Detaylı

Sosyal Psikolojiye Giriş ve Araştırma Yöntemleri

Sosyal Psikolojiye Giriş ve Araştırma Yöntemleri Sosyal Psikolojiye Giriş ve Araştırma Yöntemleri Ne biliyoruz? TV de izlenen şiddet, izleyicilerde şiddeti artırır mı? Pornografik yayınlar (örneğin cinsel içerikli filmler), erkeklerde cinsel şiddeti

Detaylı

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması Meryem Fulya GÖRHAN Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim

Detaylı

Kişiler arası sevgi ve çekicilik

Kişiler arası sevgi ve çekicilik Kişiler arası sevgi ve çekicilik Diğerleriyle neden birlikte olmak isteriz? Bebeklerde BaĞlanma Güvenli Kaçınmacı Kaygılı Toplumsal ilişkilerin yararları Bağlanma Toplumsal kaynaşma Değer doğrulaması Güvenilebilir

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ (Behavior): Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinlikleridir. Duygular, tutumlar, zihinsel süreçler

Detaylı

T.C ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

T.C ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI T.C ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EVLİ ÖĞRETMENLERİN YÜKLEME TARZLARI VE EVLİLİK DOYUM ALGILARININ BAZI DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Melis

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Nedensellik BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Ders İçeriği Kuram, kuramsal açıklama Nedensel açıklama, nedensellik Zaman sırası, ilişki, alternatiflerin elenmesi İyi nedensel ilişki, nedensel mekanizma

Detaylı

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- EĞİTİM VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ: EĞİTİM PSİKOLOJİSİ.... 4 2. ÜNİTE-GELİŞİMİN TEMELLERİ........7 3. ÜNİTE-FİZİKSEL

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.

Detaylı

PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak Öfkenin Gerçek Nedeni Ne? ÖFKE kıskançlık, üzüntü, merak,

Detaylı

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU Hazırlayanlar: Yrd. Doç. Dr. M. Deniz Giray Yrd. Doç. Dr. Duygu Güngör İzmir Üniversitesi Fen-Edebiyat

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon

Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon İçerik Korelasyon Korelasyon Türleri Korelasyon Katsayısı Regresyon KORELASYON Korelasyon iki ya da daha fazla değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi gösterir.

Detaylı

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ VERİ BANKASI ÖRNEĞİ www.calismapsikolojisi.net Yrd. Doç. Dr. Burcu KÜMBÜL GÜLER Kocaeli Üniversitesi Gündem İnsan Kaynakları ve Çalışma

Detaylı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal Gestalt Psikoloji Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal örgütlenme" konularında yoğunlaşmış

Detaylı

KPSS'de 4 soru hatalı iddiası

KPSS'de 4 soru hatalı iddiası On5yirmi5.com KPSS'de 4 soru hatalı iddiası Yargı Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Can OKTAYLAR, 6-7 Temmuz 2013 tarihinde yapılan KPSS'de 4 sorunun hatalı olduğunu iddia etti. Yayın Tarihi : 18 Temmuz

Detaylı

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL PSI 501 İleri İstatistik Zorunlu 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 II. YARIYIL Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 III. YARIYIL

Detaylı

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi* Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi* Fatih BAYRAKTAR, Ankara Üniversitesi DTCF Psikoloji Bölümü Gözde ÖZDİKMENLİ DEMİR,

Detaylı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar Doç. Dr. Ersin KAVİ Davranış Nedir? İnsan hem içten,hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.

Detaylı

1. Hafta İlişkilerin Önemi

1. Hafta İlişkilerin Önemi 1. Hafta İlişkilerin Önemi Ø İnsanlar hiç değilse, en az sayıda, kalıcı olumlu ve anlamlı kişilerarası ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek için yaygın bir güdüye sahiptirler. Ø İnsanlar diğer insanlara

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça

Detaylı

Tutum ve Tutum Ölçekleri

Tutum ve Tutum Ölçekleri Tutum ve Tutum Ölçekleri tutum bireye atfedilen ve bireyin psikolojik bir obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilim Smith ( 1968 ) psikolojik obje birey için

Detaylı

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II Tutumların Yapısı Kağıtçıbaşı, Ç. (2012). Günümüzde insan ve insanlar. Evrim Yayınevi. İstanbul. A. X partisine oy verirken, kardeşi neden Y partisine

Detaylı

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI Çevredeki nesneleri ve olayları, tanıma, kavrama ve anlama, etiketleme ve tepki vermeye hazırlanma gibi işlemlerdir. ALGI Duyu organlarıyla gelen bilginin anlamlandırılmasıdır.

Detaylı

n ÇATIŞMA VE KÖTÜYE KULLANMA

n ÇATIŞMA VE KÖTÜYE KULLANMA n ÇATIŞMA VE KÖTÜYE KULLANMA n Peterson (1983) çatışmayı bir kişinin eylemlerinin diğer kişinin eylemlerini engellediği durumlarda meydana gelen bir bireylerarası süreç olarak tanımlar. Çatışmanın Temelleri

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM PDR BÜLTENİ Bülten Tarihi: Aralık 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Psikolojik Danışma ve

Detaylı

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Ünite 6 NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Doç. Dr. Cevat ELMA Bu ünitede gücün (erkin) yöneticiler tarafından bir etkileme aracı olarak nasıl kullanıldığına

Detaylı

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER 224-235 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Enver CANER 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya Çalışın.

Detaylı

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Yaşa bağlı organizmadaki değişimleri inceler Çocuk psikolojisi Ergen Psikolojisi Yetişkin Psikolojisi Deneysel Psikoloji Temel psikolojik süreçler

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

28.04.2014 SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.

28.04.2014 SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu. SİSTEM SOSYAL BİR SİSTEM OLARAK SINIF Sınıfta Kültür ve İklim Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sistem: Aralarında anlamlı ilişkiler bulunan, bir amaç doğrultusunda bir araya getirilen

Detaylı

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) Ne zaman kullanırız? Ortalamalar arasında fark olup olmadığına bakmak istediğimizde Sürekli bir ölçüm (continuous data) ve 2 ya da daha fazla grubumuz olduğu

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ EYLEM ARAŞTIRMASI 1 KAZANIMLAR Eylem araştırmalarının ortaya çıkış nedenini ve felsefi temelini açıklayabileceğiz Eylem araştırmalarının araştırma sorularını belirleyebileceğiz

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYAL PSİKOLOJİ

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYAL PSİKOLOJİ HEDEFLER İÇİNDEKİLER SOSYAL PSİKOLOJİ Sosyal Psikoloji Nedir? Sosyal Psikolojinin Çalışma Konuları Sosyal Etki Ve Uyma Davranışı Tutumlar Sosyal Psikolojide Temel Kuramlar PSİKOLOJİ Bu üniteyi çalıştıktan

Detaylı

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ Tutum Tutum bir kişinin diğer bir kişi, bir olay veya çevresi ile ilgili olarak negatif veya pozitif tavırdır. Tutum Tutumlar değerler gibi sosyal ve duygusal inşalardır

Detaylı

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Tuna USLU Gedik Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Özel Gebze Doğa Hastanesi Sağlık Hizmetleri A.Ş.

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA GİRİŞ: Yaygın anksiyete bozukluğu, birtakım olay ya da etkinliklerle ilgili olarak, bireyin denetlemekte zorlandığı,

Detaylı

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

VERİ TOPLMA ARAÇLARI VERİ TOPLMA ARAÇLARI GÖZLEM GÖRÜŞME ANKET ANKET Anket, insanların yaşam koşullarını, davranışlarını, inançlarını veya tutumlarını betimlemeye yönelik bir dizi sorudan oluşan bir araştırma materyalidir.

Detaylı

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU MART, 2017 MUĞLA T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ.... ANABİLİM DALI.... BİLİM

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

???? Doç.Dr.Hacer HARLAK

???? Doç.Dr.Hacer HARLAK ???? TUTUMLAR ve ilişkili kavramlar Tutum terimi Tutum attitude Lat. Aptus eyleme uygun ve hazır Bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir

Detaylı

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Uzaktan Eğitim Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Kurucuları: Max wertheimer, Wolfgang,Köhler, Kurt Koffka ve Kurt Lewin Gestalt kuramına göre bütün,parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalarına

Detaylı

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity İskender GÜMÜŞ* Nebi Sümer, Nevin Solak, Mehmet Harma İşsiz Yaşam: İşsizliğin

Detaylı

ÖNSÖZ 5 1 İLETİŞİM SÜRECİ VE EĞİTİM...

ÖNSÖZ 5 1 İLETİŞİM SÜRECİ VE EĞİTİM... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 Bölüm 1 İLETİŞİM SÜRECİ VE EĞİTİM... 13 İletişim Sürecinin Ögeleri... 13 İletişim Sürecinin İşleme Süreci... 14 Kod ve Kodlama... 14 Etkili İletişimde Kodlama ve Kod Açımlama... 15

Detaylı

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. DR.HASAN ERİŞ İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle yönetimin temel görevlerinden birisi, örgütü oluşturan

Detaylı

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir?

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir? 82. Belgin öğretmen öğrencilerinden, Nasıl bir okul düşlerdiniz? sorusuna karşılık olarak özgün ve yaratıcı fikir, öneri ve değerlendirmeleri açıkça ve akıllarına ilk geldiği şekilde söylemelerini ister.

Detaylı

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi Bir Üniversiteye Bağlı Kanser Hastanesinde Çalışan Hemşire ve Doktorlar Arasındaki Empati Eğilimi ve Tükenmişlik Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Türkiye nin Ortasından Bir Örneklem Pervin HORASAN Erciyes

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing,

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Prentice Hall, Inc., New Jersey, 15 th Edition Tüketici

Detaylı

Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler

Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler Uzm. Ahu ÖZTÜRK Doç. Dr. Melike SAYIL, Doç. Dr. Asiye

Detaylı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ 2017-06 EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI Kübra Nur UZUN* *kubraslann@gmail.com İstanbul Ticaret Üniversitesi

Detaylı

PSİ3541 - PSİ362 Doç.Dr. Hacer HARLAK. UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999)

PSİ3541 - PSİ362 Doç.Dr. Hacer HARLAK. UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal psikologların iki şapkası Emprik araştırmalara dayanan kuramlar inşa eden bilimci Laboratuvar dışındaki pratik sorunları çözmek

Detaylı

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi,

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi, Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi, ***İnsanların trafikteki davranışlarını ve bu davranışların altında yatan psikolojik süreçleri inceleyen bir psikoloji alt alanıdır. Burada özellikle sürücülerin

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK EYLÜL-2013 Bilgisayar, uzun ve çok karmaşık hesapları bile büyük bir hızla yapabilen, mantıksal (lojik) bağlantılara

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 ) 4. SUNUM 1 Gözlem ya da deneme sonucu elde edilmiş sonuçların, rastlantıya bağlı olup olmadığının incelenmesinde kullanılan istatistiksel yöntemlere HİPOTEZ TESTLERİ denir. Sonuçların rastlantıya bağlı

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı