JĐNEKOMASTĐNĐN SONOGRAFĐK VE MAMOGRAFĐK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ, HĐSTOPATOLOJĐK KARŞILAŞTIRILMASI VE OLGULARA YAKLAŞIM PROTOKOLÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "JĐNEKOMASTĐNĐN SONOGRAFĐK VE MAMOGRAFĐK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ, HĐSTOPATOLOJĐK KARŞILAŞTIRILMASI VE OLGULARA YAKLAŞIM PROTOKOLÜ"

Transkript

1 T.C SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADĐ KONUK EĞĐTĐM VE ARAŞTIRMA HASTANESĐ RADYODĐAGNOSTĐK BÖLÜMÜ ŞEF: DR. A.TAN CĐMĐLLĐ JĐNEKOMASTĐNĐN SONOGRAFĐK VE MAMOGRAFĐK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ, HĐSTOPATOLOJĐK KARŞILAŞTIRILMASI VE OLGULARA YAKLAŞIM PROTOKOLÜ UZMANLIK TEZĐ DR. FATMA BEYAZAL ÇELĐKER ĐSTANBUL-2005

2 ÖNSÖZ Radyoloji asistanlık süresi bilgilenme yolculuğumda, insan- hayat- sağlık eksenine sevgi, samimiyet ve höşgörü iklimini ekleyerek zihnimi ve yüreğimi insanlık yararına zenginleştiren klinik şefi Rad. Dr. A. Tan CĐMĐLLĐ ve şef yardımcısı Rad. Dr. Sibel BAYRAMOĞLU na, Çalışmaların terli yoğunluğu ardında, hayatın dengesini tüketen bitkinliği zihnin gerisine atıp zaman düşünden bu ana uyanmama vesile olan Rad. Dr. Sinan GĐRGĐN ne, Kolay zordur, zorsa imkansız felsefesiyle, kendisinden her şart ve zeminde engel atlayarak başarılı olmam gerektiğini öğrendiğim Rad.Dr. Ercan ĐNCĐ ye, Çalışmayı içsel bir bağlılık halinde algılama şemamda yerini alan Rad.Dr. Gülseren Yirik, Rad.Dr. Aylin Karahasanoğlu, Rad. Dr. Filiz Đslim, Rad. Dr. Nuray Baysal, Rad. Dr. Nurten Turan Güner e, Hemşire hanım, teknisyen ve tüm asistan arkadaşlarım a MR rotasyonu sırasında bilgi, gözlem ve tecrübelerini özveriyle paylaşan Doç.Dr. Özkan Ünal, Doç.Dr. Halil Arslan, Doç. Dr. Mustafa Harman, Yrd. Doç. Dr. Ömer Etlik ve Rad. Dr. Arzu Turan a, Öncelikle varlık olmama vesile olup beni hayata hazırlayan, başarılı olmam için en büyük güç ve otorite kabul ettiğim fedakarlıklarını sunan anneme ve babama, Birey olarak sosyal bütünleyicim olan tüm aile ve kardeşlerime, Yüreğini kaleme ekleyerek çalışmalarımın duygusal dizaynını oluşturup edebiyat dünyamda cümlelerimin elinden tutan ablam Meryem Beyazal a, Problemlerle dolu olduğum zaman yeni bir çözüm için boşluk oluşturabilmeyi öğrendiğimde yanıbaşımda bulduğum, maddi manevi destek ve katkılarını esirgemeyen eşim Metin Çeliker ve kızım Nihan Serra ya. Sonsuz teşekkürler Bildiklerimiz bize daima bilmediklerimize işaret eder Fatma Beyazal Çeliker 2

3 ĐÇĐNDEKĐLER GĐRĐŞ GENEL BĐLGĐLER 1.1. Jinekomastinin tanımı Jinekomastinin hormon ilişkisi Fizyolojik jinekomastiler Jinekomasti -tümör ilişkisi Jinekomasti- ilaç ilişkisi Doğumsal hastalıklarda jşnekomasti Edinsel hastalıklarda jinekomasti Jinekomastinin diğer nadir nedenleri Jinekomastili hastanın değerlendirilmesi Jinekomastinin radyolojik değerlendirilmesi Jinekomastide tedavi Erkek meme kanseri Erkek memesinde görülen diğer hastalıklar GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR 47 3

4 GĐRĐŞ Jinekomasti, çeşitli faktörlerin etkisiyle erkek memesinde fibroepitelyal yapıların gelişimi ve kadın memesine benzer bir görünüm kazanması olarak tanımlanabilir. Bu gelişim duktal yapıları ve stromayı etkiler. Jinekomastili hastalarda lobüller nadiren bulunurlar(1). Jinekomasti ilk defa 1848 de Basedow tarafından tariflenmiştir. Bir hastalıktan çok bir semptomdur. Fizyolojik değişiklikler, hastalıklar, tümörler ve alınan bazı ilaçlar sonucu jinekomasti gelişebilir. Ancak esas mekanizma artmış östrojen stimülasyonudur. Erkek meme lezyonlarının ayırıcı tanısında hastanın klinik muayenesi önemlidir. Ancak ileri yaştaki olgular jinekomasti tanısı konmadan malignite şüphesiyle direk cerrahiye yönlendirilmekte, altta yatan nedenler çoğunlukla göz ardı edilmektedir. Bu çalışmada, Türk popülasyonunda da sıkça rastlanan jinekomastinin benign durumlardan maligniteye kadar değişen birçok etken sonucu ortaya çıkabildiğini gördük. Amacımız, tedaviden çok altta yatan durumu ortaya çıkarmak ve ĐĐAB ile karşılaştırılması yaparak tanı koymada ultrasonografi, mamografik tetkiklerin yeterliliği literatür bilgileri eşliğinde gözden geçirmektir. 4

5 1.GENEL BĐLGĐLER 1.1. Jinekomastinin Tanımı Jinekomasti sıkça görülen bir durumdur. Bir çalışmada 44 yaş üzeri erkek populasyonda (palpe edilen meme dokusu bulunan) %57 oranında görüldüğü bildirilmiştir (2). Başka bir çalışmada %65 oranında erkek populasyonunu etkilediği bildirilmektedir (3). Jinekomasti erkek memesinde stromal elemanların ve duktal yapının hiperplazisi ile karakterizedir. Bunun kliniğe yansıması yumuşak, mobil, hassas bir kitle olarak retroareolar alanda palpe edilmesidir. Areola büyüyebilir ve küçük areolar glandlar göze çarpabilir. Sıklıkla meme başı büyüktür ve belirgindir. Meme hassasiyeti gelişim evresinde görülebilir. Sıklıkla bilateral ve simetrik olmasına rağmen unilateral ve belirgin asimetrik olabilir. Sıklıkla benigndir fakat bazen herhangi bir yerdeki hastalık için önemli bir ipucu olabilir. Psödojinekomasti adipoz doku artışına bağlı meme büyümesidir. Pseudojinekomasti öncelikle fizik muayene ile ayırt edilmeye çalışılır, gerekirse radyolojik tetkiklere başvurulur. Ultrasonografide (US) de normal erkek memesinden ayrımı zordur. Mamografide lipomato meme gibi ışın geçirgen görülür. Biopsi örneklerinde adipoz doku ya lipom ya da psödojinekomasti tanısı konulur. Tanı meme biopsisinin klinik korelasyonuyla konur. Lipomda biopside fibröz kapsül gösterilebilirse de sıklıkla yalnız adipoz doku görülür. 5

6 Histolojik olarak jinekomastide epitel veya stromal hücrelerin hiperplazisi veya fibro doku artışı vardır. Görünüm bu durumun sürekliliği ile koreledir. Başlangıcında sellularite artışıyla birlikte artmış fibroz doku görülür. Bu fibroz dokunun artışı uzun süreli jinekomastinin cerrahisiz tedavi zorluğunu açıklar. Bir çok durum jinekomastiye neden olabilir Jinekomasti hormon ilişkisi Endojen veya ekzojen uzun süreli östrojen meme büyümesini stimüle eder. Jinekomastide östrojen /androjen oranın artışı tek başına östrojen artışından daha önemlidir. Jinekomasti gelişimi, periferal hedef hücre androjen sensitivitesi azlığı ve sirkülasyondaki androjen ve östrojen düzeyindeki belirgin değişiklikler sonucu östrojen /androjen oranının memedeki etkilerinin sonucu olduğu düşünülmektedir. Bütün bunlara rağmen deneysel çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. Bunlar sadece jinekomastin değerlendirilmesinde faydalıdır. Erkeklerde başlıca androjenik aktivite sirkülasyonu testesterona bağlıdır ve bu testesteron tamamına yakını testiküler sekresyonla ilişkilidir. Buna karşı erkekteki majör östrojenik etki sirküle östradiöl ve östronla ilişkilidir ve kaynağı yağ gibi periferal dokuların androjenleri ve androjen prekürsörlerinin dönüşümüne bağlıdır. Androjen prekürsörlerinin önemli kısmı androjen kökenlidir. Testis kaynaklı endokrin disfonksiyonu, öncelikle androjen ve daha az oranda östrojen azlığına, dolayısıyla östrojen/adrojen oranı artışına neden olarak jinekomastiye yol açabilir. Genel düşünce bir dizi testiküler hastalıklardan kaynaklandığı şeklindedir. Androjenlerin ve östrojenlerin rölüne ek olarak gonadotropinlerin de jinekomastiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. LH ve beta hcg sertoli ve leydig hücrelerinde östradiöl sekresyonu artırır. Jinekomastiyle testiküler 6

7 disfonksiyonun bir formu olan primer testiküler yetmezlikte (yüksek ganodotropin düzeyleri) sık görülür. Daha az sıklıkla bazı pitüiter hastalıkların eşlik ettiği düşük gonadotropin düzeylerinin görüldüğü testiküler disfoksiyonlarda da jinekomasti görülebilir. Bu durumda ACTH sekresyonu azalabilir. Sirkülasyondaki östrojen prekürsörü olan androjenler de birlikte azalır ve östrojen/androjen oranı düşer. Hiperprolaktinemi nadiren jinekomastiye neden olabilir. Bununla birlikte östrojen /androjen oran artışı yapan hastalıklar sekonder etkilerinden bağımsız olarak hiperprolaktinemi ve jinekomastiyle sonuçlanabilir. Ayrıca hiperprolaktinemili hasta bir başka nedenden jinekomasti olabilir. Erkekte galaktore ve jinekomasti varlığında hiperprolaktinemi olması daha muhtemeldir. Primer testiküler disfonksiyonda görülen jinekomastide düşük, normal serum testeron düzeyleri, artmış serum LH ve FSH ve normal veya yüksek serum ösrojen düzeyleri görülür. Sonuç olarak östrojen/androjen oranı yükselip jinekomastiye neden olabilir Fizyolojik Jinekomasti Fizyolojik jinekomastiler neonatal dönemde, ergenlik çağında veya yaşlılık döneminde olabilir. Neonatal jinekomasti; maternal-fötal birimde artmış östrojen düzeyi ile ilişkilidir. Maternal östrojenlerin stimülasyonu sonucu memelerde ortaya çıkan bu gelişme geçicidir ve yeni doğan çocukların %60- %90 ında görülebilir (4). Genellikle memeler birkaç hafta içinde normale döner. Pubertal jinekomasti; fizyolojik jinekomastinin en sık şeklidir. Seksüel matürasyon sırasında görülur. Pubertal jinekomasti normal 7

8 adölesanların üçte ikisi gibi bir çoğunluğu etkileyebilir (5). Pubertal jinekomastiler olguların büyük bir kısmında bilateraldir. Ancak tek memede de görülebilir. Genellikle büyüyen memede biraz hassasiyet vardır. Birkaç ay, birkaç yıl, bazen erişkin çağı boyunca izlenebilir. Pubertal dönemde yapılan hormonal çalışmalar geçici östrojen/androjen oran artışını düşündürmektedir. Bu özellikl gündüz saatlerinde belirgindir. Ancak bunun patogenezi bilinmemektedir. Bununla birlikte bazı olgularda androjeni östrojene dönüştüren aromataz enzim aktivitesinin arttığı bildirilmektedir. Pubertede devam eden jinekomasti esansiyel jinekomasti olarak adlandırılır. Bazı vakalarda kadın memesi görünümünde olur. Bunlar hormon düzeyleri normal erişkinlerde görülürse persistan pubertal makromasti adı verilir. Yaşlılarda görülen fizyolojik jinekomasti, genellikle yaşları arasında olur. Bu yaştaki erkeklerde testis fonksiyonları azalmıştır. Meme hipertrofisi başlangıçta tek taraflı olabilir ve zamanla diğer meme de olaya katılır. Bu hipertrofiler genellikle 6-12 ay içerisinde kendiliğinden gerilerler Jinekomasti- Tümör Đlişkisi Klinik olarak, jinekomasti ile ilk karşılaşıldığında başlangıçta östrojen üreten neoplazi düşünülmelidir. Eğer serum östrojen düzeyleri yüksekse abdomen ve testiste kitlesel lezyon görülebilir. Sıklıkla östrojen üretiminde pitüiter supresyon otomasyonu vardır. Serum LH ve FSH düzeylerinin azalmasına yol açar sonuç olarak sekonder hipogonadizm ve testiküler atrofi gelişir. Testiküler tümörler daha sık östrojen üretimi yapan tümörlerdir. Serum östrojen düzeyleri artışına yol açabilir. Ve serum beta HCG esas olarak hemen her zaman yüksektir. Jinekomasti gelişimi koryonik 8

9 gonadotropin stimülasyonuna bağlı östrojen/androjen oran artışı sonucudur (6). Leydig ve sertoli hücreli tümörler direkt olarak östradiol sekresyonu yaparlar. Leydig hücreli tümörler tüm testis tümörelerinin üçte birini oluşturur ve bunların %30 unda jinekomasti gelişir. Jinekomasti tipik olarak ağrılı, 2 hafta ile 16 yıl arasında ( ortalama 27 ay ) gelişim süreci olabilir. Hastaların % 50 sinde jinekomasti gelişimi testiste palpabl tümör gelişiminden önce gelir. Ancak testis ultrasonografisinde kitle gösterilebilir (6). Sıklıkla tümörlerde paraneoplastik gonadotropin üretimi, özellikle beta HCG sayesinde jinekomastiye yol açar. Beta hcg ve LH yüksek düzeyleri testiküler östrojen üretimi disproporsiyone olarak östrojen/androjen üretimine karşı stimüle eder ve sirkülasyondaki östrojen/andojen oranı artar. Zaman zaman ektopik beta HCG kaynağı belli değildir. Bu durumda organları drene eden venlerin kateterizasyonu kaynağı bulmada yardımcıdır. Böyle vakalarda okült testiküler tümör olasılığı dikkate alınmalıdır. Steroid üreten organ tümörleri (testis, adrenal ) jinekomastinin sık nedeni değildir. Fakat erkek meme büyümesinde rol oynar. Feminizan andrenal tümörler genellikle malign olup, sıklıkla boyutları büyüktür ve palpe edilebilir. BT ve MR ile kolayca tanınabilir. Biyokimyasal olarak büyük miktarlarda steroid prekürsörleri salgılar ve ürin 17.ketosteroidleri arttırır ve bunlar östrojene dönüşümde periferal substrattır. Serum östradiöl düzeyleri çok yüksektir. Bir çalışmada adrenal tümörlü 52 hastada %98 oranında jinekomasti görüldüğü bildirilmiştir (7). 9

10 1.5. Jinekomasti- Đlaç Đlişkisi Đlaç ilişkili jimekomasti sıklıkla kanser kemoterapik ajanlarla görülür. Vinkristin, busulfan, nitrözürea, prokarbazin, siklofosfamid, klorambusil gibi kemoterapotik ajanlar testiküler hasar oluşturarak jinekomastiye neden olurlar. Bunların birkaç yıl kullanılması özellikle alkalin ajanlar spermatogenik epitelde yüksek toksisite gösterirler. Primer testiküler yetmezlik ile azospermi, testislerde küçülme ve yüksek LH, FSH seviyesi görülür. Serum testesteron genellikle normaldir veya hafif düşüktür. Kemoterapi ilişkili jinekomasti tedavi sırasında veya sonrasında olabilir sıklıkla spontan geriler. Tedavinin etkinliğinde veya tümor için prognostik belirleyici değildir. Tümör için verilen kemoterapide betahcg üretimi varsa kemoterapi ilişkili jinekomasti tümör rekürensinden ayırt edilmeldir. Bu, serum beta HCG ölçülerek yapılır, LH ile aktive olmaz. Prostat kanserinde kullanılan ekzojen östrojen östrojen/androjen oranını etkileyerek jinekomastiye neden olabilir. Ayrıca dijital preparatları, oral kontraseptifler, kellikte kullanılan östrojen içeren kremler, marijuana ekstratları, tetrahidrokanabiolün östrojenik aktivite göstererek jinekomasti oluşturduğu bildirilmektedir. Antifungal ajanlar testesteron biosentezini inhibe eder. Bununla birlikte tedavi dozunda jinekomasti oluşturması düşük orandadır. Đlacın kısa süreli kullanımında serum testeron düzeyi genelde normal seviyededir. Zollinger-Ellison sendrom tedavisinde yüksek dozda kullanılan simetidin ve daha az sıklıkla diğer H2-reseptör antagonistleri memede androjen reseptörlerini bloke eder. Haitilerde görülen epidemik jinekomastilerde, insektisitler androjen aktivasyonunu memede bloke ederler. 10

11 Spironolakton diüretik olarak kullanılır ve androjen üretimini bloke eder. Yüksek dozlarda uzun süreli kullanımı meme büyümesi yapar. Primer hiperaldesteronizm tedavisinde nörotransmiter agonistleri, antagonistleri, antihipertansifler, psikiyatrik bozukluklarda kullanılan trisiklik antidepresanlar, fenotiazinler henüz etki mekanizması bilinmemekle birlikte jinekomasti yapabilir Doğumsal Anomalilerde Jinekomasti Klinefelter s sendromunda, %50 hastada jinekomasti görülür. Bu olgularda serum testesteron normal veya belirgin düşük, serum östrodiol normaldir. Anorşi de; testis, fötal gelişimde durur. Eksternal genitaller erkek fenotipinde olur ve jinekomasti görülebilir. Hipogonadizm, myotonik distrofi, Orak hücreli anemide %10 jinekomasti eşlik edebilir. Konjenital enzim defektleri nadirdir. 17-ketosteroid redüktaz eksikliğinde de jinekomasti görülebilir. Testiküler feminizasyon, Reifenstein`s sendromunda jinekomasti olabileceği bildirilmektedir Kazanılmış Hastalıklarda Jinekomasti Testise travma ve radyasyon testiküler hipofonksiyona neden olabilir. Postpubertal kabakulak enfeksiyonu testiküler atrofi, hipogonadizm ve jinekomastiye yol açabilir. Leptomonas enfeksiyonu doğrudan jinekomasti yapabilir. 11

12 Spinal kord zedelenmesi testiküler disfonksiyona ve %10 olguda jinekomastiye neden olabilir. Renal yetmezlik ve siroz yüksek östrojen üretimine ve özellikle serumda östrona dönüşümünde artışta yol açar. Tirotoksikozda serumda yüksek östradiol düzeyiyle ilişkili jinekomasti olabilir Jinekomastinin Diğer Nadir Nedenleri Tutsaklarda jinekomasti kötü diyet sonrasında görülür ve diyet düzenlenmesi ile düzelir. Bazen çok zayıf kişilerde normal kiloya dönme sırasında da jinekomasti olabilir. Akciğer kanserlerinde tümörün beta hcg üretimine bağlı jinekomasti olabilir. HIV enfeksiyonunda geçici jinekomasti olduğu bildirilmektedir. Nadiren primer olarak androjenlerin östrojene dönüşümüyle oluşan jinekomasti vardır (10 vakadan az bildirilmiştir), ancak bu dönüşümün natürü bilinmemektedir. Alkolik erkeklerde %20 jinekomasti olabilir. Kallman sendromunda adrenal androjenlerin periferal aromatizasyonuna bağlı jinekomasti olabilir. Paraplejide, Reifenstein sendromu (XY) da küçük testis, infertilite ve jinekomasti görülebilir. 12

13 Bir çalışmada jinekomasti nedenleri sıklık sırasına göre belirlenmiş olup tablo halinde belirtilmiştir (3). Jinekomasti % Đdiopatik 25 Pubertal 25 Đlaçlar Siroz ve malnutrisyonel 8 Primer hipogonadizm 8 Testiküler tümör 3 Sekonder hipogonadizm 2 Hipertiroidizm 2 Renal hastalık 1 Diğer etkenler Jinekomastili Hastanın Değerlendirilmesi Jinekomastinin temelinde bulunan hastalık bulunmalıdır. Özellikle tümörlerin dışlanması önemlidir. Başlangıç yaşı ve özgeçmiş dikkatli değerlendirilmelidir. Đlaç kullanımı, pubertal gelişim, hipogonadizm semptomları, fertilite, sistemik hastalık semptomları (böbrek, karaciğer, tiroid ) jinekomasti ile ilişkisi araştırılmalıdır. Fizik muayene dikkatli yapılmalıdır. Tek taraflı, çok sert, irregüler meme büyümesi kanseri düşündürmelidir. Mamografi, US ve biopsi tanı koymada yardımcıdır. Başlangıç laboratuvar inceleme; serum LH, FSH, testesteron, östradiol, prolaktin, beta HCG, KC, böbrek ve tiroid fonksiyon testleri 13

14 içermelidir. Bu tarama jinekomasti ilişkili birçok hastalığı ekarte eder. Küçük testisler, düşük serum testeron, yüksek LH, FSH jinekomasti varlığında primer testiküler yetmezliği düşündürür. Yüksek östradiol ile beraber yüksek beta HCG veya düşük LH, FSH testiküler ve adrenal tümörü dışlar. Abdominal BT ve testiküler US özellikle bu durumlarda faydalıdır. Östrojen reseptörlerinin değerlendirilmesi jinekomastide yararlıdır Jinekomastinin Radyolojik Olarak Değerlendirilmesi Normal erkek memesi, subareolar alanda birkaç rudimente duktal yapılar, az miktarda fibroz doku ve yağdan oluşur (9). Mamografik olarak minimal duktal ve interlober konnektif doku içeren homojene yakın radyolüsen görülür. Psödojinekomasti mamografi ile jinekomastiden kolaylıkla ayırt edilebilir. Büyümüş memede sadece yağa ait radyolüsen alanın genişlediği görülür. Jinekomastinin erken mamografik bulgusu, subareolar alanda duktal yapıların görülmesidir. Hastalık ilerleme gösterdikçe subareolar alanda veya memenin büyük bir kısmında artmış dansite olarak görülür (10). Görünüm homojen ve nonhomojen olabilir. Mamografide diffüz artmış dansite varlığında jinekomasti kanseri maskeleyabilir (11). Jinekomasti kronik enflamasyonu taklit edebilir. Mamografik Görünümle Patolojik Korelasyon Jinekomastide nodüler, dendritik ve diffüz olmak üzere üç mamografik desen tanımlanmıştır. 14

15 Nodüler jinekomasti; meme başından uzanım gösteren yelpaze şeklinde görülür. Simetrik veya üst dış kadranda belirgin olabilir. Dansite genellikle çevre yağlı dokuya yavaş uzanım gösterir. Nödüler desen patolojik klasifikasyonla korele edilirse erken faz jinekomasti adını alır. Histolojik analizinde intraduktal seyrek epitelle birlikte hücresel stromanın hiperplazisi ve çevreleyen ödemle karakterizedir. Bu evre geri dönüşümlüdür. Etken faktör ortadan kaldırıldığında düzelir. Dendritik jinekomasti; derin yağlı dokulara radyal tarzda belirgin uzanım gösteren retroareolar yumuşak doku dansitesi şeklinde görülür. Dendritik desen patolojik klasifikasyonda fibröz jinekomasti karşılığıdır. Bu uzun süreli jinekomasti varlığını gösterir. Fibröz jinekomastinin histolojik karakteristiği duktal proliferasyon ve fibrotik stromadır. Diffüz glandüler jinekomasti; mamografik görünümü heterojen dens kadın memesine benzer. Mamografi bu üç deseni tanımlamada büyük oranda yeterlidir ancak subareolar çok küçük dansite izlendiğinde jinekomastinin varlığını tanımlamak ve tiplendirme yapmak büyük ölçüde olanaksızdır (21). Jinekomastide Ultrasonografi Ultrasonografik tetkik erkek memesinde mamografiye tamamlayıcı yöntemdir. Normal erkek memesinde pektoral kas ve cilt arasında hipoekoik yağlı doku görülebilir (12). Jinekomastide duktal hiperplazi meme başının arkasında triangüler hipoekoik alan şeklinde görülür. Fibroglandüler doku heterojen yapı olarak görülür (13). Jinekomastinin tipine göre, glandüler hiperplaziden diffüz fibrotik proliferasyona dek değişen süreçlerin oluşturduğu karakteristik üç sonografik desen 15

16 tanımlanmıştır. Glandüler hiperplazinin başlangıcında bu alan fokal homojen hipoekoik yapı olarak görülür. Bu, retroareolar bölgeden başlayan hipoekoik alan memeye doğru üçgen şeklinde dalanlım gösterir. Süreç ilerlerse fibrozis gelişir ve ultrasonda meme parankimi içerisinde hiperekoik alanlar ve meme völümü artışı şeklinde izlenir (14). Nadiren erken karsinom ve erken evre fokal jinekomastinin ultrasonda ayrımı zordur. Her ikisi de hipoekoik görülür. Jinekomasti diffüz olduğunda parankimal dokunun genel olarak artmış ekojenitesinden dolayı ayırıcı tanıda daha az sorun oluşturur Jinekomastide Tedavi Temel nedene bağlıdır. Östrojen prekürsörü veya beta hcg üreten tümörlerin çıkarılması genellikle gerekir ve küratiftir. Jinekomastide medikal tedavinin yeri yoktur Erkek Meme Kanseri Erkek meme kanseri jinekomastiden belirgin oranda az görülür. Yaklaşık %1 oranındadır. Tüm erkek kanser vakaları içindeyse bu oran %0.17 dir. Hızlı progresyon gösterdiğinden erken tanı önemlidir. Göğüs duvarına invazyon hızlıdır. Prognozu kadın meme kanserinden daha kötüdür. Meme kanserinin kliniğe yansıması sert, fikse ve ağrısız kitle şeklindedir. Meme başından kanlı akıntı gelmesi sıkça görülebilir. Kanser gelişiminde risk faktörleri; ileri yaş, iyonizan radyasyona maruziyet, kriptorşidizm, testiküler travma, Klinefelter s sendromu, karaciğer fonksiyon bozukluğu, ailesel meme kanseri öyküsü ve daha önceden göğüs travması sayılabilir. 16

17 Erkek meme kanseri histolojik tipleri ya infiltratif duktal karsinom (IDK) veya duktal karsinoma in situ (DKIS) şeklindedir. Bunun nedeni normalde erkek memesinde sadece duktal yapıların bulunmasıdır. Jinekomastili erkeklerde bile lobül formasyonu nadirdir. Bununla birlikte kadınlarda görülen diğer kanser tipleri erkeklerde de görülebilir (15). Erkek meme lezyonlarının çeşitli mamografik görüntüleri vardır. Mamografik görünüm patolojik tanıyla korele olabilir. Erkeklerde meme kanseri genellikle subareolar ve meme başına göre ekzantrik yerleşimlidir. Bazen periferal lokalizasyonda da yerleşebilir. Lezyon iyi sınırlı, kötü sınırlı veya spiküle konturlu olabilir. Yuvarlak, oval, irregüler ve sıklıkla lobüledir. Kalsifikasyon çok az, kaba ve daha az sıklıkta olmak üzere kadın memesindeki gibi granüler veya dallanan tarzda olabilir. Lezyon sıklıkla iyi sınırlıdır ve kalsifikasyon nadirdir. Kalsifikasyon izlenirse kadın meme kalsifikasyonlarından daha kabadır. Erkek meme kanseri karakteristik mamografik özellikleriyle tanınmasına rağmen benign nodüler lezyonların mamografik görünümleri ve bu bulgular arasında önemli benzerlik vardır. Jinekomastinin mamografik görünümü kanser görünümüne benzemez ancak bazı durumlarda kanser maskelenebilir. Sekonder özellikler deride kalınlaşma, meme başı retraksiyonu ve aksiller lenfadenopatilerdir. Deri kalınlaşması ve meme başı retraksiyonu önemli bulgu olmakla birlikte kanser için spesifik değildir (16). Evans ve arkadaşlarının çalışmasında meme başı retraksiyonu meme kanserli erkek olguların %58 inde olduğunu bildirmişlerdir (21). Jinekomasti ve meme kanseri erkek memesinde iki önemli hastalıktır. Bu iki antite erkek memesinde subkutanöz dokuya ait lezyonlardan (yağ nekrozu, lipom, epidermal inklüzyon kisti) daha sık görülür. Bazı lezyonlar kadınlarda sık görülmesine rağmen (fibroadenom gibi) erkek memesinde görülmez (17) ya da çok nadirdir. 17

18 Jinekomasti ve meme kanseri birçok benzerlik gösterir. Jinekomastili olguların % 0-20 oranında meme kanseri (18) ve erkek meme kanserli olguların %40 ın üzerinde jinekomasti birlikteliği gösterilmiştir ancak nedeni tanımlanmamıştır (19) Başka bir çalışmada erkek meme kanserli olguların %50 sinde jinekomasti olduğu bildirilmiştir. Yine aynı çalışmada meme kanserli olguların %8 inde meme kanseri jinekomasti tarafından gizlenmişti (20). Erkek meme kanseri mamografik özellikleri ile tanınabilir fakat benign nodüler lezyonlarla meme kanserinin mamografik görünümleri örtüşebilir. Malign ve benign lezyonlar düzgün sınırlı veya kötü sınırlı olabilirler. Kaba kalsifikasyonlar benign ve malign lezyonlarda bulunabilir. Meme başından uzak lokalizasyonda yerleşim benign lezyonlar için yararlı bir bulgudur fakat kesin değildir. Önceki çalışmalarda meme başı retraksiyonu yalnız kanser olgularında izlendiği ancak bazı kanserli olgularda retraksiyon görülmediği belirtilmektedir. Nodüler lezyonlarda mamografik ve klinik olarak malignensi kesin olarak ekarte edilemiyorsa doku tanısının yapılması gerekir. Jinekomasti ve meme kanserinin mamografik görünümleri biribirine benzemez. Yalnız jinekomasti kronik enflamatuar durumları taklit edebilir. Klinik ve mamografik olarak şüpheli lezyon eşlik etmiyorsa jinekomastilerde rutin biopsi önerilmez. Kanser için şüpheli bulgu yoksa mamografik olarak jinekomasti tanı konabilir ve biopsi gerekmez (22). Erkek memesinde bifazik tümörler: Fibroadenom ve sistosarkoma filloides her ikisi de löbüler formasyonundan köken alır. Fibroadenom benign tümördür ve sıklıkla fibrokistik değişikliklere sekonder gelişir. Sistosarkoma filloides, nadir görülen, lokal agresif davranış gösteren, uzak metastazı sık olmayan 18

19 tümördür. Sistosarkoma filloides histolojik görünümüne göre düşük dereceli ve yüksek dereceli olmak üzere iki tipe ayrılır. Düşük dereceli tümörde mitotik aktivite ve sitolojik atipi yoktur. Yüksek dereceli tümörde belirgin atipi ve yüksek mikotik aktivite vardır ve infiltrasyon gösterir (23). Normalde erkek memesinde lobül formasyonunun olmayışı bu tümörlerin erkeklerde çok nadir olduğunu açıklar. Şimdiye kadar 2 fibroadenom ve 5 sistosarkoma filloides tanımlanmıştır (24, 25, 26, 27). Bifazik tümörler erkeklerde orta yaş ve yaşlılarda görülür. Tek vaka 15 yaşında, iki vaka 40 yaşından küçük olarak tanımlanmıştır. Ancak jinekomasti varlığı veya lobül formasyonu bahsedilmemiştir (23). Jinekomasti varlığı yalnız 5 vakada sonradan bildirilmiştir (25, 27), bunların ikisinde lobüler formasyondan bahsedilmiştir (25, 26). Bir diğer bir çalışmada 5 vakada lezyonu çevreleyen meme dokusundaki jinekomasti kadar lobül formasyonu da gösterilmiştir. Jinekomastinin sıklığı, bifazik tümörlerle ilişkisinde proliferatif zemin; bunların oluşumuna zemin oluşturduğunu düşündürmektedir. Jinekomasti bilinen nedenleriyle birlikte majör olarak idyopatiktir. Jinekomasti sıklığına rağmen bifazik tümörler nadir görülür. Bu da bifazik tümörlerin gelişiminde bazı faktörlerin rol oynadığını düşündürmektedir. Önceki vakaların bazılarında tümörü çevreleyen meme dokusunda lobüler gelişim bildirilmiştir. Lobüler gelişim jinekomastide sık görülen bir durum değildir. Altmış beş vakalık bir çalışmada 8 olguda; lobül formasyonunun olduğu gösterilmiş ve bu 8 vaka da uzun süreli östrojen tedavisi öyküsü bildirilmiştir (28). Kadın memesindeki gibi fibroadenomlar lobüllerden orjinlendiği için jinekomastide lobüler gelişime neden olabilecek faktörleri incelemek gerekir. Multiple fibroadenomlu bir vakada spironolakton kullanımına bağlı her iki memede masif büyümeyle lobüler formasyonu bahsedilmiştir (24). 19

20 Aynı hasta 23 yıl digoxin ve furosemid kullanmaktayken ek spironolakton alınmasından sonra yavaş seyirli meme büyümesi başladığı tesbit edilmiştir. Clark tarafından yapılan bir çalışmada spironolakton kullanımının jinekomasti gelişiminde etkili olduğu bildirilmiştir (29). Clark ın çalışmasında dijital glikozitleri alan 3 hastada spironolakton stoplanınca regrese olan jinekomasti varlığından bahsedilmiştir. Andersen s serisinde 76 hastanın 12 sinde jinekomasti gelişiminin ilaç kullanımına bağlı olduğunu ve bunlardan 5 inin digoksin kullandığını bildirmiştir (30). Ancak ilaç kullanımının ne durumda ve miktarda lobüller gelişime neden olduğu bilinmemektedir. Kadın memesinde fibroadenom östrojenik stimülasyonla ilişkilidir. Bir çalışmada erkek memesinde saptanan 5 fibroadenom vakası, prostatektomi ve bilateral orşiektomi sonrasında 3 yıldır östrojen tedavisi aldığı bildirilmiştir (30). Fibroadenomu çevreleyen meme dokusunda jinekomasti ile lobüler formasyon izlenmiştir. Schwartz ve Wilens (32) jinekomastili 25 cerrahi spesimenin birinde ve 28 otopsi serisinin 8 inde kötü gelişimli lobül formasyonunu bildirmiştir. Hastaların tümü prostat karsinomu için uzun süreli östrojen tedavisi öyküsü belirtilmiştir. Östrojen tedavisinin uzunluğu ve yoğunluğu lobül formasyonuyla sonuçlanabilir. Bannayan ve Hadju, 351 vakalık jinekomasti serilerinde 21 lobül formasyonu bildirmişlerdir (29). Ancak her hangi bir patolojiyle ilişkileri bildirilmemiştir. Anderson ve Gram, lobüler gelişimde hormonal terapinin bir rolü olduğunu ispatlayamamışlardır (24). Tanısal ve prognostik önem taşıyan, gençlerde ve yetişkinlerdeki jinekomastide lobül gelişimi halen açıklığa kavuşturulmamıştır. Çalışmalar, literatür bilgileri baz alınarak jinekomastide lobül formasyonu sık görülmez, ancak önemli bir bulgudur. Erkek memesinde genellikle görülmeyen lobüler orijinli meme lezyonlarının gelişiminde rol oynar (45). 20

21 1.13. Erkek Memesinde Görülen Diğer Hastalıklar Mamografide radyolüsen Lezyonlar: Normal erkek mamografilerinde lüsen yağla birlikte meme başından uzanan konnektif dokuyla birkaç duktal eleman izlenebilir. Daha önceki çalışmalarda mamografisi normal değerlendirilen olgularda patolojik tanı; lipom, yağ nekrozu, adipoz doku ve hematom olarak değerlendirilmiştir. Lipomlar; benign meme lezyonudur. Tek veya birden çok olabilir. Klinik olarak asemptomatiktir. Subkutanöz dokuda iyi sınırlı kitle şeklinde palpe edilir. Mamografide lipomlar çevreleyen ince radyopak kapsülü olan lüsen nodül şeklinde görülür. Ancak çevreleyen yağ dokusuyla maskelenebilir. USG incelemede iyi sınırlı, internal ekolar içeren solid lezyon olarak görülür. Belirgin akustik gölgesi veya çevreleyen meme dokusunda distorsiyon olmaz. Yağ nekrozu; travma biopsi veya cerrahiye sekonder gelişir. Yağ nekrozunu klinik ve radyolojik olarak malignensiden ayırt edilemez. Tanısı biopsi örneği alınarak histolojik analizi sonucu konur. Yağ nekrozunun mamografik görünümü çeşitli formlarda olabilir; lüsen nodülden irregüler, spiküle konturlu kitleye kadar farklı görünümlerde olabilir. Radyografik olarak karsinomdan ayrımı zordur. Özellikle yapısal distorsiyon, deride kalınlaşma veya retraksiyon gibi malignensinin sekonder bulguları varsa ayrım yapılamayabilir (34). Yağ nekrozunda kalsifikasyon meydana gelebilir ve yumurta kabuğu veya dallanan şekilde görülebilir (35). Yağ nekrozunun USG görünümü çeşitlidir ve nonspesifiktir. Malignensi bulguları içerebilir. Lenf Nodları: Üst dış kadranda iyi sınırlı nodül, santralinde lüsensi veya hiler çentiğin varlığı intramamarian lenf nodu için patognomoniktir (17). 21

22 Đnklüzyon kisti: Epidermal inklüzyon kisti genellikle yuvarlak, iyi sınırlı, 1-5 cm e kadar ulaşabilen dens kitle şeklindedir. Kistler keratin laminası ve epidermis duvarı ile kompozedir. Eğer kist rüptüre olursa enflamatuar reaksiyon ortaya çıkar ve kistin rüptürü sonucu sınırları ve kenarları ayırt edilemez. Bu durumda bunların mamografide malign lezyonlardan ayırt edilmesi çok zordur (33). Subkutan leiomyom: Erkek memesinde subkutanöz leomiyom lokalize deri kalınlaşması ve retraksiyonla birlikte spiküle konturlu lezyon olarak tanımlanmıştır (34). Ancak Alan H. Ve arkadaşlarının çalışmasında tek subkutan leomiyom vakasında meme başının büyümesi tek bulgu olarak bildirilmiştir (21). Subareolar Apse: Subareolar apse duktus ektazisi ile birlikte olan kronik lezyondur. Apse ve duktus her ikisi eksizyonla tedavi edilmedikçe tekrarlama riski vardır(36). Erkek memesinde bu lezyonun mamografik görünümü tanımlanmamakla birlikte bir çalışmada iki subareolar apsenin mamografik görünümleri değerlendirilmiştir. Birincisinde apse görünümü belirsiz sınırlı ve punktat kalsifikasyonlar içeren nödül şeklinde, ikincisinde net ayırt edilebilir kitle izlenmemekle birlikte sadece meme başından uzanan radial dansitelerden bahsedilmiştir. Mamografik görünümüyle jinekomastiyi düşündürüyordu. Fakat görünümler tekrar gözden geçirildiğinde cilt kalınlaşmasının farkedilmesi doğru tanı koymada yararlı olmuştur (37). 22

23 2. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışma Ocak 2002 ile Haziran 2004 tarihleri arasında Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniğinde yapıldı. Yaş sınırlaması yapılmaksızın klinik olarak memede büyüme, memede kitle ve/veya hassasiyet saptanan erkek olgular değerlendirmeye alındı. Her iki memenin ultrasonografi tetkiki ve mediolateral oblik pozisyonda ( MLO ) bilateral mamografisi çekildi. idi. Olgular 10 yaş ve 94 yaş arasında olup yaş ortalaması 40.9+/-22 Semptomlar sıklıkla meme büyümesi veya kitle şeklindeydi. 28 hastada ağrı veya hassasiyet meme büyümesine eşlik ediyordu. Görüntüleme yöntemleriyle jinekomasti düşünülen olgularda neden olabilecek olasılıklar incelendi. Bunun için karaciğer, böbrek, tiroid fonksiyon testleri, östrojen, testesteron, prolaktin, FSH, LH, TSH hormon analizi yapıldı. Đlaç kullanım öyküsü, konjenital veya kronik hastalık varlığı, majör travma ve radyasyona maruziyet ve beslenme alışkanlıkları sorgulandı. Laboratuar tetkikleri sonucuna göre olgulara testis ve batın US, Toraks BT ve kranial MR gibi ileri tetkikler eklendi. Mamografiler nodüler, dendritik ve diffüz tip olarak sınıflandırıldı. Sonografik görünümlerine göre; retroareolar bölgede hipoekoik yer kaplayan oluşum, hiperekoik zonla çevrili hipoekoik alan, farklı oranlarda hiperekoik-hipoekoik alanlar içeren mikst eko deseni olmak üzere üç tipe ayrıldı. 23

24 3. BULGULAR Klinik bulgular, ultrason, mamografi tetkikleri ve sitoloji sonuçlarına göre 70 olguya jinekomasti tanısı konuldu. 4 olgu adipomasti olarak değerlendirildi. 42 olguda tek taraflı, 28 olgu çift taraflı jinekomasti mevcuttu. Mammografide 8 (%11.43) olguda subareolar triangüler dansite, 16 (%22.86) olguda subareolar noduler dansite, 43 (%61.42) olguda diffüz heterojen dansite izlenmekteydi. 3 (%4.29) olguda mamografide retroareolar alanda jinekomasti için şüpheli dansite artışı izlenmekteydi. Bu olgular ince iğne aspirasyon biopsisi ile jinekomasti tanısı aldı. 5 (%7.14) olgu klinik olarak tek taraflı meme büyümesi tesbit edilmesine rağmen mammografide bilateral jinekomasti izlenmekteydi ancak diğer memede daha küçük dansite mevcuttu. 10 (%14.28) olguda klinik olarak bilateral jinekomasti asimetrik olup büyük memede hassasiyet mevcuttu. 18 (%25.72) olgu klinik ve radyolojik olarak simetrikti. Simetrik jinekomastilerin 9 (%12.85) diffüz, 4 (%5.71) nodüler, 5 (%7.14) dendritik tip olarak sınıflandırıldı. Ultrasonografide, 20 ( %28.57 ) olguda retromamarian alanda yuvarlak veya üçgen şekilli hipoekoik alan, 14 (%20.00 ) olguda retroareolar heterojen ekoda, 36 (%51.43) olguda ise hipoekoik ve heterojen patern kombinasyonu şeklinde görüldü. Ağrılı meme büyümesi olan 1 (%1.35 ) olgu ve ağrısız meme büyümesi olan 3 ( %4.05) olguda US ile jinekomasti için şüpheli olmasına rağmen mammografide bilateral büyümüş memede psödojinekomasti ile uyumlu olabilecek homojen radyolüsen alan izlendi. 15 olguya ultrasonografi eşliğinde ince iğne aspirasyon biopsisi, 6 olguya cerrahi rezeksiyon yapıldı. Bu olgular sitolojik ve histolojik olarak jinekomasti tanısı aldı. 24

25 Tablo 1. AD-SOYAD YAŞ TARAF SEMPTOM 1 F.K 17 SAĞ AĞRI 2 H.K.T 20 SOL AĞRI 3 A.K 70 BĐLATERAL AĞRISIZ 4 S.K 29 BĐLATERAL ADĐPOMASTĐ AĞRISIZ 5 S.Ü 19 SOL AĞRISIZ 6 E.Ç 27 SOL AĞRISIZ 7 M.O 22 BĐLATERAL AĞRI 8 H.F 15 SAĞ AĞRI 9 Z.E 23 BĐLATERAL AĞRI 10 Đ.K 24 SOL AĞRI 11 T.Ç 70 SOL AĞRISIZ 12 B.A 35 SAĞ AĞRI 13 M.A 21 SOL AĞRI 14 U.S 21 SAĞ AĞRI 15 H.B 70 SAĞ AĞRI 16 C.A 60 SAĞ AĞRI 17 M.A 41 BĐLATERAL AĞRISIZ 18 T.G 30 SAĞ AĞRI 19 E.K 18 BĐLATERAL AĞRI 20 H.D 94 BĐLATERAL AĞRISIZ 25

26 21 E.Ö 12 SAĞ AĞRI 22 T.G 19 BĐLATERAL AĞRI 23 Đ.A 64 BĐLATERAL TEK TARAF AĞRILI 24 D.Ö 74 SAĞ AĞRISIZ 25 A.Ş 43 BĐLATERAL TEK TARAF AĞRILI 26 S.A 65 SAĞ AĞRISIZ 27 Ö.K 75 SAĞ AĞRISIZ 28 A.Ö 52 SOL AĞRI 29 M.E.D 72 BĐLATERAL AĞRISIZ 30 Ş.Ö 52 BĐLATERAL ADĐPOMASTĐ AĞRISIZ 31 M.Ş 78 SAĞ AĞRISIZ 32 O.Y 17 BĐLATERAL AĞRILI 33 S.K 57 SOL AĞRISIZ 34 M.A 64 SOL AĞRILI 35 B.A.Y 17 SOL AĞRILI 36 S.Y 55 SOL AĞRISIZ 37 H.D 16 BĐLATERAL AĞRILI 38 M.D 64 BĐLATERAL AĞRISIZ 39 K.G 62 BĐLATERAL AĞRISIZ 40 M.A.S 35 BĐLATERAL AĞRILI 26

27 41 A.Y 77 SOL AĞRISIZ 42 D.Ç 27 SOL AĞRISIZ 43 S.A 53 BĐLATERAL AĞRISIZ 44 A.A 11 SAĞ AĞRISIZ 45 E.Ö 13 BĐLATERAL AĞRI 46 Đ.S 55 SOL AĞRI 47 E.Y 57 SAĞ AĞRI 48 B.Ü 56 BĐLATERAL AĞRISIZ 49 S.A 39 BĐLATERAL ADĐPOMASTĐ TEK TARAF AĞRILI 50 Ş.E 56 BĐLATERAL AĞRISIZ 51 S.A 14 BĐLATERAL AĞRISIZ 52 M.I 78 BĐLATERAL AĞRISIZ 53 M.A 16 BĐLATERAL AĞRISIZ 54 H.T 44 BĐLATERAL AĞRISIZ 55 S.Ç 65 BĐLATERAL AĞRI 56 E.K 19 BĐLATERAL AĞRISIZ 57 B.K 17 SOL AĞRI 58 M.Ç 76 BĐLATERAL AĞRISIZ 59 A.E 59 BĐLATERAL AĞRISIZ 60 M.R.A 15 SOL AĞRI 61 M.Ç 15 SAĞ AĞRI 62 A.K 14 SAĞ AĞRI 27

28 63 S.A 26 SAĞ AĞRI 64 A.K 31 SAĞ AĞRI 65 U.U 10 SAĞ AĞRI 66 Đ.K 60 SOL AĞRISIZ 67 H.K 53 SAĞ AĞRISIZ 68 M.A 49 SOL AĞRISIZ 69 S.K 38 SOLDA LĐPOM AĞRISIZ 70 D.Ç 14 BĐLATERAL AĞRI 71 L.Ç 22 SOL AĞRI 72 K.K 68 SOL AĞRISIZ 73 Đ.S 18 SAĞ AĞRI 74 A.L 44 SOL AĞRISIZ Tablo 2. YAŞ DAĞILIMINA GÖRE SINIFLAMA TEK ÇĐFT ADÖLESAN DĐĞER TOPLAM

29 Tablo 3. MEME BÜYÜMESĐ OLAN OLGULARDA KLĐNĐK VE GÖRÜNTÜLEME BULGULARI Klinik bulgular Mamografi Normal Şüpheli dansite nodüler dendritik diffüz USG hipoekoik santrali hipoekoik, çevresi hiperekoik heterojen Tek taraflı memede büyüme/kitle Bilateral memede büyüme/kitle TOPLAM Tablo 4. JĐNEKOMASTĐLĐ OLGULARDA KLĐNĐK BULGULAR Ağrı -hassasiyet Asemptomatik Tek taraflı 26 (%37.14) 16 (%22.86) Çift taraflı 12 (%17.14) 16 (%22.86) TOPLAM 38 (%54.28) 32 (%45.72) 29

30 Tablo 5. JĐNEKOMASTĐLĐ OLGULARDA HORMON ANALĐZĐ DÜŞÜK YÜKSEK LH 3 FSH 3 PROLAKTĐN 2 TSH 2 1 ÖSTRADĐOL 12 TESTESTERON 4 TOPLAM 6 21 Tablo 6. JĐNEKOMASTĐLĐ OLGULARDA PATOLOJĐK KORELASYON SĐTOLOJĐK JĐNEKOMASTĐ HĐSTOLOJĐK JĐNEKOMASTĐ Bilateral meme büyümesi ve/veya kitlesi Tek taraflı meme büyümesi ve/veya kitlesi TOPLAM

31 Tablo 7. ETĐOLOJĐLERĐNE GÖRE SINIFLANDIRMA Bizim çalışmamızda % Literatür % Đdiopatik Pubertal Đlaçlar Siroz ve malnutrisyon Primer hipogonadizm - 8 Testiküler tümör Sekonder hipogonadizm Hipertiroidizm - 2 Renal hastalık Diğer etkenler (2 hiperprolaktinemili ve 1 diabetli olgu) 31

32 Resim 1a. 17 yaşında solda ağrı ve hassasiyetle birlikte meme büyümesi olan olgu.. TEK TARAFLI DĐFFÜZ JĐNEKOMASTĐ Resim 1b. Aynı Olgunun Testis Us tetkikinde; TESTĐKÜLER MĐKROLĐTĐASĐS 32

33 Resim 2a. 24 yaşında ağrısız meme büyümesi olan olgu. TEK TARAFLI DĐFFÜZ JĐNEKOMASTĐ Resim 2b. Aynı olgunun US tetkikinde; santrali hipoekoik, çevresi hiperekoik görünüm ( MĐKST TĐP JĐNEKOMASTĐ) 33

34 RESĐM yaşında sağ memede ağrısız büyüme olan olgu. SAĞDA DĐFFÜZ, SOLDA NODÜLER ASĐMETRĐK JĐNEKOMASTĐ 34

35 Resim yaşında sağda ağrılı meme büyümesi olan olgu. TEK TARAFLI DENDRĐTĐK TĐP JĐNEKOMASTĐ Resim yaşında solda ağrılı meme büyümesi olan olgu. TEK TARAFLI NODÜLER 35

36 Resim yaşında bilateral ağrılı meme büyümesi olan olgu. BĐLATERAL SĐMETRĐK NODÜLER TĐP JĐNEKOMASTĐ 36

37 Resim yaşında sağ memede ağrılı meme büyümesi olan olgu. SAĞDA DĐFFÜZ, SOLDA DENDRĐTĐK TĐP JĐNEKOMASTĐ 37

38 Resim 8a. 22 yaşında her iki meme de ağrılı meme büyümesi olan olgu BĐLATERAL SĐMETRĐK DĐFFÜZ TĐP JĐNEKOMASTĐ Resim 8b. Aynı olgunun sonografik incelemede bilateral heterojen ekoda MĐKST TĐP JĐNEKOMASTĐ izleniyor 38

39 Bibibibibibbibibibibbi Resim yaşında bilateral ağrısı ve solda meme büyümesi olan olgu. SAĞ NORMAL, SOLDA DĐFFÜZ TĐP JĐNEKOMASTĐ 39

40 Resim yaşında sağda ağrılı meme büyümesi olan olgu. SAĞDA NODÜLER, SOLDA DENDRĐTĐK TĐP BĐLATERAL ASĐMETRĐK JĐNEKOMASTĐ 40

41 Resim 11a. 77 yaşında bilateral ağrısız meme büyümesi olan olgu. SAĞDA ADĐPOMASTĐ, SOLDA DĐFFÜZ TĐP JĐNEKOMASTĐ Resim 11b. Aynı olgunun bilateral meme USG tetkikinde; sağ memede yağlı dokuyla uyumlu eko paterni, solda MĐKST TĐP JĐNEKOMASTĐ ile uyumlu görünüm 41

42 Resim 12a. 27 yaşında solda ağrısız meme büyümesi olan olgu. SOLDA NÖDÜLER TĐP JĐNEKOMASTĐ, SAĞDA ŞÜPHELĐ ĐĐAB ile jinekomasti tanısı aldı Resim 12b. Aynı olgunun US tetkikinde; solda daha belirgin olmak üzere bilateral retroareolar bölgede HĐPOEKOĐK görünüm 42

43 Resim yaşında her iki memede şişlik tarifleyen olgu. BĐLATERAL ADĐPOMASTĐ 43

44 4. TARTIŞMA Normal erkek memesi rudimente birkaç sekretuar duktus, konnektif doku ve yağdan oluşur. Mamografide normal erkek memesi yağlı dokuya ait radyolüsen alanlar içerisinde meme başından perifere doğru uzanan konnektif doku, cooper ligaman ve duktal elemanlara ait birkaç lineer dansite şeklinde izlenir (38). Jinekomastide ise hipervaskülariteyle birlikte stromal yapıların proliferasyonu ve duktal yapıların hiperplazisi vardır. Stromal ve duktal yapıların proliferasyonu erken dönemde dağınık yerleşimli intraduktal epitelyal hiperplazi ile karakterizedir. Geç dönemde sellüler stroma artışı ve hiyalinizasyon görülür. Fizyolojik ve patolojik birçok durum jinekomastiye neden olabilir. Fizyolojik jinekomasti neonatal, pubertal ve yaşlılık döneminde görülür. Pubertal jinekomasti fizyolojik jinekomastinin en sık şeklidir. Mahoney, pubertal jinekomastiyi testesteron yapımı henüz düşükken, periferik dokularda adrenal androjenlerin östrojenlere dönüşümündeki artma ile izah etmiştir (38). Bizim çalışmamızda 23 (%31.42) sayıda pubertal jinekomasti mevcuttur. Östrojen/androjen oranını östrojen lehine değiştiren birçok hastalık jinekomastiye neden olabilir. Eğer östrojen yüksek seviyede ise öncelikle östrojen üreten malignensi düşünülmelidir. Testiküler tümörler en sık östrojen üretimi yapan tümörlerdir. Serum beta HCG bu tümörlerde sıklıkla yüksektir. Jinekomasti gelişimi, koryonik gonadotropin stimülasyonuna bağlı östrojen/ androjen oran artışıyla açıklanır (40). Çalışmamızda radyolojik olarak 3 testis tümörü izledik. Bunun dışında 5 (%7.14 ) olguda testiküler mikrolitiasis saptadık. Bu olguların hepsi genç yaş gurubuydu. Bu olgularda hormon analizi normal bulundu. Olası testis kanseri açısından olgular sonografik takibe alındı. Đki yıllık testis 44

45 sonografisi takiplerinde progresyon saptanmadı. Testiküler mikrolitiazis ile jinekomasti birlikteliğine literatürde rastlamadık. Sürrenal kaynaklı tümörler yüksek miktarda steroid prekürsörleri salgılayarak östrojen dönüşümü için kaynak olur. Bir çalışmada adrenal tümörlü 52 hastada %98 oranında jinekomasti görüldüğü bildirilmiştir (41). Bizim çalışmamızda sürrenallere ait özellik saptanmadı. Akciğer kanserlerinde tümörün beta HCG üretimine bağlı jinekomasti gelişebilir. Altmış iki yaşında bir olgumuzda (%1.4) akciğerde küçük hücreli kanserle birlikte jinekomasti mevcuttu. Üç olgumuzda santral skuamöz hücreli akciğer kanseri saptadık. Ancak bu olgularımızda laboratuvar bulguları normal sınırlarda bulundu ve eş zamanlı idyopatik jinekomasti sınıflamasına alındı. Hiperprolaktinemi varlığında galaktore ve jinekomasti gelişebilir. Nodüler tip jinekomastisi olan 2 (%2.85) olgumuzda prolaktin seviyesi yüksekti. Hipofize yönelik yapılan MR tetkikinde patoloji saptanmayan bu olgularda, 3 aylık medikal tedavisi sonrası prolaktin düzeyinin normale döndüğü ve jinekomastide belirgin gerileme olduğu gözlendi. Tedavide elde edilen bu yanıt erken faz jinekomasti ile uyumlu bulunmuştur (21). Bir çok ilaç jinekomastiye neden olabilir (42). Çalışmamızda 1 olguda kemoterapi, 15 olguda dijital glikozitleri, 1 olguda antidepresan, 1 olguda sedef hastalığı için ilaç kullanımı mevcuttu. Takiplerde olguların bir kısmında ilaç bırakıldıktan sonra jinekomastide boyut olarak gerileme olduğu görüldü. Đlaç kullanımına bağlı gelişen jinekomasti sayısı 18 (%25.71) olarak bulundu. Karaciğer ve böbrek yetmezliğinde jinekomasti gelişebilir. Çalışmamızda, 8 (%11.47) olguda karaciğer fonksiyonları yetersizdi. 4 (%5.71) olguda böbrek yetmezliği tesbit edildi. 45

46 Nadir olarak tutsaklarda kötü diyet sonrası jinekomasti görülebilir. Bir (%1.42) olgumuzda açlık grevinden sonra aşırı kilo kaybı sonrası normal kiloya dönünce jinekomasti geliştiğini saptadık. Klinik olarak jinekomasti retroareolar alanda yumuşak, mobil kitle şeklinde veya diffüz meme büyümesi olarak palpe edilir. Genellikle bilateraldir. Ancak bizim çalışmamızda 28 (%40.00)sayıda bilateral, 42 (%60.00) sayıda tek taraflı jinekomasti mevcuttur (Tablo 4.). Literatür bilgilerinin aksine çalışmamızda jinekomasti sıklıkla tek taraflıydı. Ağrı ve hassasiyet olabilir (43). Ağrı ve hassasiyet 28 (%40.00) olguda ifade ediliyordu. Jinekomastinin erken mamografik bulgusu, subareolar alanda duktal yapıların görülmesidir. Hastalık ilerleme gösterdikçe subareolar alanda veya memenin büyük bir kısmında artmış dansite olarak görülür (10). Görünüm homojen ve nonhomojen olabilir. Mamografik görünümlerine göre jinekomasti üç tipe ayrılmış olup bu tiplendirmenin bilinmesi ayırıcı tanıyı kolaylaştırmaktadır ancak diffüz artmış dansite varlığında jinekomasti kanseri maskeleyabilir (11). Bizim çalışmamızda mamografik sınıflandırma kullanılarak 67 ( %95.72) olguda jinekomasti tanındı. Ultrasonografik tetkik erkek memesinde mamografiye tamamlayıcı yöntemdir. Normal erkek memesinde pektoral kas ve cilt arasında hipoekoik yağlı doku görülebilir (12). Jinekomastinin tipine göre, glandüler hiperplaziden diffüz fibrotik proliferasyona dek değişen süreçlerin oluşturduğu karakteristik üç sonografik desen ( retroareolar hipoekoik, hiperekoik zonla çevrili santrali hipoekoik ve mikst eko) tanımlanmıştır (13,14). Nadiren erken evre karsinom, jinekomasti ve psödojinekomastinin ultrasonda ayrımı zordur. Her üçü de hipoekoik görülür. Çalışmamızda US da hipoekoik izlenen 25 olgunun mamografi 46

47 korelasyonunda 20 sinde jinekomasti, 4 ünde psödojinekomasti olduğu izlendi ve patolojik olarak doğrulandı. Erkek meme kanseri klinik olarak sert, fikse kitle şeklinde palpe edilir. Kanlı veya seröz meme başı akıntısı, meme başı retraksiyonu, deride kalınlaşma ve patolojik aksiler lenfadenopatiler eşlik edebilir. Ancak bu bulgular kanser için spesifik değildir (44). Evans ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada meme başı retraksiyonu kanserli olguların %58 inde gördüklerini bildirmişlerdir (21). Jinekomastili 1 olguda meme başında retraksiyon mevcuttu. Bu olguya olası malignite açısından eksizyonel biopsi yapıldı. Patolojisinde jinekomastiye eşlik eden malignite saptanmadı. Bir olguda seröz meme başı akıntısı mevcuttu. Sitolojik olarak jinekomasti ile birlikte intraduktal papillom olarak değerlendirildi. Bir olguda meme üst dış kadranda ele gelen ağrısız mobil kitle ince iğne aspirasyon biopsisi sonucu lipom olarak değerlendirildi. Bu olgunun mamografisininde lipom düzgün sınırlı ince kapsülü olan radyolüsen alan olarak izlendi. Sonografise bu lokalizasyonda mobil düzgün sınırlı hipoekoik alan izlendi. Literatürde jinekomastili olguların % 0-20 oranında meme kanseri olabileceği bildirilmektedir (18). Başka bir çalışmada meme kanserli olguların %50 sinde jinekomasti birlikteliği bildirilmektedir (20). Ancak çalışmamızda olguların hiçbirinde eşlik eden meme kanseri saptamadık. 47

48 5. SONUÇ Bu çalışmada klinik muayene ile, ağrısız veya eşlik eden ağrı veya hassasiyet bulunan meme büyümesi saptanan farklı yaş gurubunda 74 erkek olgu değerlendirildi. Jinekomasti tanısı alan 70 olgu sonografik ve mamografik görünümlerine göre sınıflandırıldı. Psödojinekomasti tanısı alan 4 olguda sonografik görünüm şüpheli olup, tanı mamografiyle konuldu. Mamografide şüpheli olan 3 olgu biopsiyle erken evre jinekomasti tanısı aldı. Mamografik tiplendirmede diffüz tip, sonografik tiplendirmede mikst tip jinekomasti sıklıktaydı. Jinekomastiye neden olan veya eşlik eden hastalıklar araştırıldı. Literatürde %25 oranda bildirilen pubertal jinekomasti bizim çalışmamızda %31.42 oranında olup yüksekti. Literatürde ikinci sıklıkta bildirilen idyopatik jinekomasti çalışmamızda %15 olarak bulundu. Bizim çalışmamızda ikinci sıklığı ilaç kullanımına sekonder oluşan jinekomasti oluşturmaktaydı (%25.71). Bu oran literatürde %10-20 olarak verilmiştir (3). Ayrıca literatür bilgilerinde jinekomastili olguların %8 inde neden olarak bildirilen primer hipogonadizm çalışmamızda izlenmedi. Sonuç olarak jinekomasti hastalıktan çok bir semptomdur. Fizyolojik ve patolojik bir çok nedenle olabileceği gibi idyopatik de olabilir. Jinekomasti tanısında sonografi, mamografi veya kombine kullanımları yüksek oranda yeterli olup şüphe durumunda ince iğne aspirasyon biopsisi yapılmalıdır. 48

49 6. ÖZET Jinekomasti, erkek memesinde fibroepitelyal yapıların gelişmesidir. Fizyolojik olabileceği gibi patolojik birçok durumla da birlikte olabilir. Kolay ulaşılabilir, noniyonize ve düşük maliyetli olması nedeniyle tanıda öncelikle ultrason yapılmalıdır. Tanıyı doğrulamak ve desteklemek için mamogafi çekilir. Şüpheli durumlarda ĐĐAB yapılmalıdır. Tanıdan sonra, neden olabilecek veya eşlik edebilecek hastalıklar açısından olgular değerlendirilmeli, birlikte olabilecek veya ayırıcı tanıda bulunabilecek kanser mutlaka dışlanmalıdır. Jinekomastide medikal tedavinin yeri yoktur. Cerrahi yalnız kozmetik amaçlı yapılır. NOT: Bu çalışma, 2004 Ulusal Radyoloji Kongresinde sözlü bildiri olarak sunulmuştur. 49

50 7. KAYNAKLAR 1. Donegan WL, Spratt JS. Common benign contitions of the breast Gynecomastia. cancer of breast, London W.B. Saunders, 1995; s Nutall FQ. Gynecomastia as a physical finding in normal man. J Clin Endocrinol Metab. 1979; 48: Braunstein GD. Gynecomastia. N Engl J Med 1993; 328: Braunstein GD, Harris JR, Lippman ME, Morrow M, Hellman Gynecomastia. In Diseases of the breast: Philadelphia, New York: Lippincott-Raven, 1996; s Wilson JD, Aiman J. Mac Donald PC. The pathogenesis of gynecomastia. Prog Intern Med. 1980; 25: Robert E, Scully. The New England of Medicine April 20; Gabrilove JL, Wotiz HH, Darfman RJ. Feminizing adrenocortical tumors in the male. A review of 52 cases including a case report. Medicine 1965; 44: Williams MJ. Gynecomastia. Its incidence, recognition and host characterization in 447 autopsy cases. Am. J. Med. 1993; 34: Stewart RAL, Howlett DC., Hearn FJ. Clinical Radiology 1997; 52: Michels LG, Gold RH, Arndt RD. Radiography of gynecomastia and other disorders of male breast. Radiology 1997; 122: Harper P. The male breast. Imaging characteristics. In Ultrasound mammography, Baltimore P. Harper. University Park Press, 7. baskı 1985; s

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster 2 ( ID: 63)/lenfomalı iki olguda meme tutulumu Poster 4 ( ID: 87)/Olgu Sunumu: Meme Amfizemi Poster 6 ( ID:

Detaylı

Ergende Meme Sorunları. Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi

Ergende Meme Sorunları. Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi Ergende Meme Sorunları Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi PLAN Gelişim Anomalileri Asimetrik meme gelişimi, Aksesuar meme dokusu, Meme dokusunun olmaması

Detaylı

Proliferatif Meme değişiklikleri (nodüler, fibrokistik değişiklikler) Fibroadenomlar (Sık görülen, dev, juvenil, filloides)

Proliferatif Meme değişiklikleri (nodüler, fibrokistik değişiklikler) Fibroadenomlar (Sık görülen, dev, juvenil, filloides) Ergende Meme Sorunları Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi PLAN Gelişim Anomalileri Asimetrik meme gelişimi, Aksesuar meme dokusu, Meme dokusunun olmaması

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi MEMENİN PAGET HASTALIĞI Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi Meme başındaki eritamatöz ve ekzamatöz değişiklikler ilk kez 1856 da Velpeau tarafından tariflenmiştir. 1874 de ilk kez Sir James

Detaylı

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu 29 yaşında erkek aktif şikayeti yok Dış merkezde yapılan üriner sistem ultrasonografisinde insidental olarak sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması üzerine hasta polikliniğimize

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak 2009 11:39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak 2009 09:19

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak 2009 11:39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak 2009 09:19 1) Çocuklarda en sık görülen testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir? (1998 NİSAN) a) Klasik seminom b) Teratom c) Yolk sak tümörü d) Kariokarsinom e) Spermatositik seminom Testisde en sık görülen tümör

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı Görüntüleme Birimi Meme Kanserinde Tanı Yöntemleri 1. Fizik muayene 2. Serolojik Testler 3. Görüntüleme 4. Biyopsi Patolojik

Detaylı

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI AMAÇ Kanser ön ya da kesin tanılı hastalarda radyolojik algoritmayı belirlemek ÖĞRENİM HEDEFLERİ Kanser riski olan hastalara doğru radyolojik tetkik

Detaylı

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenme hedefleri Adrenal bez kitlelerinin BT ile değerlendirilmesinde temel prensip ve bulguları öğrenmek

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları

Detaylı

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz Olgu Sunumu Olgu: 60y, E 2 ayda 5 kilo zayıflama ve karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş. (Kasım 2009) Ailede kanser öyküsü yok. BATIN USG: *Karaciğerde en büyüğü VIII. segmentte 61.2x53.1 mm boyutunda

Detaylı

TIP ÖĞRENCİSİ İÇİN DERS NOTLARI MEME RADYOLOJİSİ

TIP ÖĞRENCİSİ İÇİN DERS NOTLARI MEME RADYOLOJİSİ TIP ÖĞRENCİSİ İÇİN DERS NOTLARI MEME RADYOLOJİSİ Hazırlayan: Prof.Dr.Ayşenur Memiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Memede tanı yöntemleri ve tanı basamakları: Meme hastalıklarına

Detaylı

Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi

Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi Mamografi hangi amaçlar için kullanılmaktadır Tanı Takip Tarama TANI AMACI: Palpasyonda malign kitle düşünülen

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

Androjenler ve Anabolik Steroidler

Androjenler ve Anabolik Steroidler Androjenler ve Anabolik Steroidler Sentezleri Androjenler kolesterolden sentezlenirler. Testosteron, testisin interstisyel (leydig ) hücrelerinde, 5-Pregnonolon dan sentezlenir. Testosteron salındıktan

Detaylı

Yıl: 2000 35 Yaş, Kadın, S.B., İstanbullu, ev hanımı, evli

Yıl: 2000 35 Yaş, Kadın, S.B., İstanbullu, ev hanımı, evli Yıl: 2000 35 Yaş, Kadın, S.B., İstanbullu, ev hanımı, evli Şikayeti: Sağ memede kitle Hikayesi: Sağ memede olan kitlenin son bir ayda daha da büyümesi üzerine doktora başvurmuş. Menarş: 14 İlk doğum yaşı:

Detaylı

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Basit Guatr Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Amaç Basit (nontoksik) diffüz ve nodüler guatrı öğrenmek, tanı ve takip prensiplerini irdelemek. Öğrenim hedefleri 1.Tanım 2.Epidemiyoloji 3.Etiyoloji ve patogenez

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik: Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Karsinoid Tümörler Giriş Ender görülen akciğer tümörleridirler Rezeksiyon uygulanan akciğer tümörlerinin %0,4- %3 ünü oluştururlar Benign-malign

Detaylı

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI 27.11.2014 GEBELİK VE LAKTASYON DÖNEMİNDE MEME KANSERİ Dr.Pınar Uyar Göçün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 41 y, kadın Sağ memeden

Detaylı

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ Haziran 1999 erkek Başvuru Ekim 2014 2 aydır sağ testiste şişlik. Bitlis. Karın ağrısı ve şişlik ile Ankara ya sevk. Ankara da Üroloji AD da

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

MEME KANSERİ TARAMASI

MEME KANSERİ TARAMASI MEME KANSERİ TARAMASI Meme Kanseri Taramanızı Yaptırdınız Mı? MEME KANSERİ TARAMASI NE DEMEKTİR? Kadınlarda görülen kanserlerin %33 ü ve kansere bağlı ölümlerin de %20 si meme kanserine bağlıdır. Meme

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Soliter Pulmoner Nodül Tanım: Genel bir tanımı olmasa da 3 cm den küçük, akciğer parankimi ile çevrili, beraberinde herhangi patolojinin eşlik

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2

Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2 MEME MRG A. Kullanım alanları I. Standart endikasyonlar Ia.Yüksek riskli olgularda tarama Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonu saptanan olgular.

Detaylı

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya Meme Olgu Sunumu 3 Kasım 2016 Antalya Gürdeniz Serin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Olgu 35 yaşında kadın Sağ meme de kitle Özgeçmişinde: SLE - Renal Tx Radyoloji Mamografi: Sağ

Detaylı

SELİM M MEME HASTALIKLARI. Doç.. Dr. Mehmet Ferahman

SELİM M MEME HASTALIKLARI. Doç.. Dr. Mehmet Ferahman SELİM M MEME HASTALIKLARI Doç.. Dr. Mehmet Ferahman MEMENİN N ANATOMİSİ MEMENİN N ANATOMİSİ MEME ANATOMİSİ MEME GELİŞİ İŞİMİ KONJENİTAL ANOMALİLER LER Amastia Polimastia Symmastia Athelia Polithelia Aksesuar

Detaylı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. GİRİŞ: Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. Foliküler adenomlar iyi sınırlı tek lezyon şeklinde olup, genellikle adenomu normal tiroid dokusundan ayıran kapsülleri vardır. Sıklıkla

Detaylı

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta

Detaylı

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Erken Evre Akciğer Kanserinde Erken Evre Akciğer Kanserinde Görüntüleme Dr. Figen Başaran aran Demirkazık Hacettepe Universitesi Radyoloji Anabilim Dalı Kasım 2005 Mayıs 2006 Müsinöz ve nonmüsinöz tipte bronkioloalveoler komponenti

Detaylı

Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi

Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi Nodül nedir? Tiroid nodülü, +roid bezinde oluşan ve radyolojik olarak +roid bezinden ayrı bir lezyon

Detaylı

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi Dr. Handan Onur XXI. Düzen Klinik Laboratuvar Günleri, Ankara, 23 Ekim 2011 MEME KANSERİ Meme Kanseri Sıklıkla meme başına

Detaylı

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi Nöroendokrin tümörlerde 2004 WHO sınıflaması Tümör Tipi Tipik Karsinoid Atipik Karsinoid Büyük Hücreli nöroendokrin

Detaylı

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi 1 Öğrenme hedefleri Metastazların genel özellikleri Görüntüleme Teknikleri Tedavi sonrası metastaz takibi Ayırıcı tanı 2 Metastatik Hastalık Total

Detaylı

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM NE YAKLAŞIM Prof. Dr. Sibel Güldiken TÜTF, İç Hastalıkları AD, Endokrinoloji BD PREVALANSI Palpasyon ile %3-8 Otopsi serilerinde %50 US ile incelemelerde %30-70 Yaş ilerledikçe sıklık artmakta Kadınlarda

Detaylı

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir IIP (İdiopatik İnterstisyel Pnömoniler) 2002 yılında ATS-ERS bir sınıflama

Detaylı

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri TESTOSTERON (TOTAL) Kullanım amacı: Erkeklerde ve kadınlarda farklı kullanım amaçları vardır. Erkeklerde en çok, libido kaybı, erektil fonksiyon bozukluğu, jinekomasti, osteoporoz ve infertilite gibi belirti

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM Tanım Az diferansiye tiroid karsinomları, iyi diferansiye ve anaplastik

Detaylı

Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Üroloji ABD

Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Üroloji ABD Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Üroloji ABD Tanım İnfertilite, cinsel yönden aktif ve kontrasepsiyon uygulamayan bir çiftin bir yıl içerisinde gebelik elde edememesi durumudur (WHO). Epidemiyoloji Çiftlerin yaklaşık

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER OLGU SUNUMU Dr Tülin Öztürk İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 25. Ulusal Patoloji Kongresi 14-17

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Onkoloji Bilim Dalı. 14 Temmuz 2017 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Onkoloji Bilim Dalı. 14 Temmuz 2017 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Onkoloji Bilim Dalı 14 Temmuz 2017 Cuma Arş. Gör. Ayşenur Bostan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve

Detaylı

Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı

Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı Dr. Zeynep Yazıcı Uludağ Üniversitesi, Tıp Fak., Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa Primer karaciğer kitleleri Tüm pediatrik solid tm lerin %1-4 ü ~%65 i

Detaylı

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Akciğer karsinomlarının gelişiminde preinvaziv epitelyal lezyonlar; Akciğer karsinomlarının gelişiminde

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle OLGU 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle Meme USG; Sağ memeyi bütünüyle dolduran, düzgün sınırlı, içerisinde yer yer kistik alanların ve kalsifikasyonların izlendiği, yoğun vasküler sinyal

Detaylı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı ASİT Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 2006-2007 Eğitim yılı Ders programı Asitin tanımı Fizik muayene bulguları Asit miktarının ifadesi Asit yapan nedenler Asitli hastada ayırıcı tanı

Detaylı

İnsidental Adrenal Kitlelerinde ve Adrenal Metastazlarda Güncel Değerlendirme ve Cerrahi Girişim Kararı

İnsidental Adrenal Kitlelerinde ve Adrenal Metastazlarda Güncel Değerlendirme ve Cerrahi Girişim Kararı İnsidental Adrenal Kitlelerinde ve Adrenal Metastazlarda Güncel Değerlendirme ve Cerrahi Girişim Kararı Doç. Dr. Semih Görgülü GATA Genel Cerrahi AD Meme ve Endokrin Cerrahi Ünitesi Ankara Sunum Planı

Detaylı

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Doç. Dr. Tuncay Göksel Ege Ü.T.F. Göğüs Hast. A.D. SONUÇ Konuşması Yöntemi Toraks Derneği Akciğer ve Plevra Maligniteleri Rehberi 2006 + Kurs Konuşmaları Prognozu

Detaylı

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU Sayfa No 1 / 6 Adı Soyadı: Tarih:.. Baba Adı: Dosya No:.. Yaşı: Telefon:.. Evli/Bekar: Eşinin Adı:.. Eşinin Yaşı:. Korunma Yöntemi:.. Korunma Süresi:. İnfertilite Süresi:. Primer: Sekonder:. Şimdiki Eşinden

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ Doç. Dr. Mert Saynak Clinical Radiation Oncology, Third Edition OLGU 30 yaşında bir hentbol oyuncusu, Migren tanısı var Son maçı esnasında

Detaylı

Hipofiz beyin tabanında burnun arkasında optik sinirlerin altında yer alan küçük bir bezdir.

Hipofiz beyin tabanında burnun arkasında optik sinirlerin altında yer alan küçük bir bezdir. PROLAKATİNOMA NEDİR? Hipofiz beyin tabanında burnun arkasında optik sinirlerin altında yer alan küçük bir bezdir. Hipofiz tiroid, overler, testisler ve adrenal bezleri kontrol eden hormonları üretir. Hipofiz

Detaylı

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD Multipl Myeloma da PET/BT Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD İskelet sisteminin en sık görülen primer neoplazmı Radyolojik olarak iskelette çok sayıda destrüktif lezyon ve yaygın

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Prof. Dr. Şahsine Tolunay Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 17.10.2015 OLGU 43 yaşında kadın 2 çocuğu var Sol memede ağrı ve kitle yakınması mevcut

Detaylı

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi okült (gizli, saklı, bilinmeyen, anlaşılmaz) okült + kanser primeri bilinmeyen

Detaylı

Adrenal kitlelerde yönetsel sorunlar

Adrenal kitlelerde yönetsel sorunlar Adrenal kitlelerde yönetsel sorunlar İnsidental saptanan adrenal kitlelerde karşılaşılabilecek sorunlar DR. SEMRA GÜNAY OKMEYDANI EAH MEME VE ENDOKRİN CERRAHİ KLİNİĞİ İSTANBUL 8.ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği İnsidental kanser Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Tanım Preoperatif tanı yöntemleriyle saptanamayan, ancak benign hastalıklar nedeniyle

Detaylı

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU Op.Dr.Hakan YETİMALAR Doç.Dr.İncim BEZİRCİOĞLU Dr. Gonca Gül GÜLBAŞ TANRISEVER İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi Ayırıcı Tanı Nasıl Yapılmalı? Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Kayseri PKOS Tanı Kriterleri NIH 1990

Detaylı

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Tiroid kanserleri bütün kanserler içinde yaklaşık % 1 oranında görülmekte olup, özellikle kadınlarda

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Cinsel Kimlik Bozuklukları

Cinsel Kimlik Bozuklukları Endokrinolog Gözü ile Cinsel Kimlik Bozuklukları Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Cinsel Kimlik Bozukluğu (Transseksüalite) Bir kişinin normal seksuel

Detaylı

ULUSAL KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği. 15-18 Ekim 2015. Liberty Hotels Lykia - Ölüdeniz / Fethiye - Muğla AMAÇ

ULUSAL KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği. 15-18 Ekim 2015. Liberty Hotels Lykia - Ölüdeniz / Fethiye - Muğla AMAÇ KÖPEK MEME TÜMÖRLERİNDE TEDAVİ SEÇENEKLERİ AMAÇ Yaşam kalitesini ve süresini uzatmak Nüks veya yeni tümör oluşumlarını engellemek Yrd.Doç.Dr. Nilgün GÜLTİKEN Metastaz oluşumunu engellemek Tümör dokusunda

Detaylı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç İNFERTİLİTE NEDENLERİ İlknur M. Gönenç ERKEK İNFERTİLİTE NEDENLERİ Endokrin Bozukluklar Hipotalamik disfonksiyon (Kallmann) Hipoffizer yetmezlik ( tm., rad, cerrahi ) Hiperprolaktinemi, Adrenal hiperplazi

Detaylı

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 KANSER NEDİR? Kanser; Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak

Detaylı

HR Pozitif, HER2 negatif Metastatik Meme Kanserinde Tedavi. Dr. Deniz Tural Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

HR Pozitif, HER2 negatif Metastatik Meme Kanserinde Tedavi. Dr. Deniz Tural Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji HR Pozitif, HER2 negatif Metastatik Meme Dr. Deniz Tural Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji İnsidans ve Epidemiyoloji İnsidans ve Epidemiyoloji İnsidans ve Epidemiyoloji

Detaylı

MEME TÜBERKÜLOZU : USG, MAMOGRAFİ VE MRG BULGULARI : OLGU SUNUMU TUBERCULOSIS OF BREAST: US, MAMMOGRAPHIC AND MRI FINDINGS : A CASE REPORT

MEME TÜBERKÜLOZU : USG, MAMOGRAFİ VE MRG BULGULARI : OLGU SUNUMU TUBERCULOSIS OF BREAST: US, MAMMOGRAPHIC AND MRI FINDINGS : A CASE REPORT Ege Tıp Dergisi 42 (1): 69 72, 2003 MEME TÜBERKÜLOZU : USG, MAMOGRAFİ VE MRG BULGULARI : OLGU SUNUMU TUBERCULOSIS OF BREAST: US, MAMMOGRAPHIC AND MRI FINDINGS : A CASE REPORT Bünyamin GÜNEY Çağlar AKSU

Detaylı

Hodgkin lenfoma tedavisinde Radyoterapinin Rolü. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Hodgkin lenfoma tedavisinde Radyoterapinin Rolü. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD Hodgkin lenfoma tedavisinde Radyoterapinin Rolü Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD 15-30 yaş arası ve > 55 yaş olmak üzere iki dönemde sıklık artışı (+) Erkek ve kadınlarda en

Detaylı

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI ÖĞRENME HEDEFLERI PA AC grafisi çekim tekniği Teknik değerlendirme Radyolojik anatomi Radyolojik

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır. Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.yine

Detaylı

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD RT nin amacı: - Mikroskopik rezidüel hastalığı önlemek - Multisentrik hastalık gelişimini önlemek

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

I- GİRİŞ VE AMAÇ Meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde de sürekli araştırma ve geliştirme peşinde koşan tıp dünyası üçüncü bin yıla girerken büyük

I- GİRİŞ VE AMAÇ Meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde de sürekli araştırma ve geliştirme peşinde koşan tıp dünyası üçüncü bin yıla girerken büyük I- GİRİŞ VE AMAÇ Meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde de sürekli araştırma ve geliştirme peşinde koşan tıp dünyası üçüncü bin yıla girerken büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Böylece meme hastalıklarında

Detaylı

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Irmak DURUR SUBAŞI Dışkapı Yıldırı Beyazıt EAH Radyoloji Kli iği Meme Kanserinde Lokal-Bölgesel Evreleme Me e ka seri de

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Kliniği Ergenlik problemleri Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Kliniği Ergenlik İnsan gelişiminde seksüel olgunlaşmanın ve büyümenin tamamlandığı sonunda üreme kapasitesinin elde

Detaylı

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature. MEME HAMA}lTOMU (LENFANGİOMİYOM) R., İlhan('"), F., Kabukçuoğlu (*), A. İplikçi("'), O., İplikçi(") ÖZET 984-988 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Datı biyopsi materyeli içerisinde

Detaylı

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ TORAKS DEĞERLENDİRME ŞEKLİ 2 ( ID: 64)/OLGU Sİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ SONRASINDA GELİŞEN ORGANİZE PNÖMONİ (OP/ BOOP) Poster 3 ( ID: 66)/Akut Pulmoner Emboli: Spiral

Detaylı

MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır.

MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır. MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır. Meme Hastalıkları Benign Meme Hastalıkları Konjenital Meme Hastalıkları

Detaylı

KLİNİK OLARAK BELİRGİN OLMAYAN ADRENAL KİTLEYE (İNSİDENTALOMA) YAKLAŞIM

KLİNİK OLARAK BELİRGİN OLMAYAN ADRENAL KİTLEYE (İNSİDENTALOMA) YAKLAŞIM KLİNİK OLARAK BELİRGİN OLMAYAN ADRENAL KİTLEYE (İNSİDENTALOMA) YAKLAŞIM Adrenal bezler, her iki böbreğin üzerinde yerleşmiş üçgen biçiminde organlardır. Vücut metabolizmasını, su ve tuz dengesini düzenlemelerinin

Detaylı

Erkek meme kanseri-3 olgu sunumu

Erkek meme kanseri-3 olgu sunumu Cumhuriyet Tıp Dergisi Cumhuriyet Tıp Derg 2013; Ek sayı:22-26 Olgu sunumu-case report Erkek meme kanseri-3 olgu sunumu Male breast cancer-3 cases report http://dx.doi.org/10.7197/1305-0028.2253 Kemal

Detaylı

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Zeliha Korkmaz Dişli 1, Necla Tokgöz 2, Fatma Ceyda Akın Öçalan 3, Mehmet Fa>h Korkmaz 4, Ramazan Bıyıklıoğlu 2 1 Anesteziyoloji Bölümü, Malatya Devlet Hastanesi 2

Detaylı

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon KOLANJİOKARSİNOMA Prof.Dr.Ömer ŞENTÜRK Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Safra kanalı epitelinden köken alır (en sık adenokarsinom) Anatomik olarak 3 gruba ayrılır icca (intrahepatik) pcca (perihiler)

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

Vaka Sunumu. Uz Dr Alper Ata Mersin Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü 23 Şubat 2013

Vaka Sunumu. Uz Dr Alper Ata Mersin Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü 23 Şubat 2013 Uz Dr Alper Ata Mersin Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü 23 Şubat 2013 İ.K. 40 Y, Erkek, seyyar satıcı, Mersin Şikayeti; (2007) sağ ayak üst yüzeyinde düzensiz sınırlı, koyu renkli, yeni gelişen cilt

Detaylı

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Tümör (kanser), Vücudumuzun herhangi bir hücre veya hücre topluluğunun kontrolsüz bir şekilde çoğalması, büyümesi,

Detaylı

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI TİROİD NODÜLÜNDE AMELİYAT ENDİKASYONLARI Tüm tiroid nodülleri ameliyat endikasyonudur Nodülün hızlı büyümesi (6 ayda çapın > %20) İİAB gerektirmeksizin ameliyat

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. ALĠ MURAT SEDEF Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. ALĠ MURAT SEDEF Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu BAġKENT ÜNĠVERSĠTESĠ MEDĠKAL ONKOLOJĠ

Detaylı