Avrupa Birliği bu yıl birlikteliğin 50. yılını kutluyor. Avrupa ailesini kuran Roma Antlaşması 25 Mart 1957 de imzalanmıştır.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Avrupa Birliği bu yıl birlikteliğin 50. yılını kutluyor. Avrupa ailesini kuran Roma Antlaşması 25 Mart 1957 de imzalanmıştır."

Transkript

1 T.C. MALİYE BAKANLIĞI AB VE DIŞ İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI MART 2007 SAYI 2 BU SAYIDA: KOFI ANNAN SONRASI KÜRESEL SİSTEM KÜRESELLEŞMENİN BÖLGESELLEŞMESİ 2 4 Avrupa Birliği bu yıl birlikteliğin 50. yılını kutluyor. Avrupa ailesini kuran Roma Antlaşması 25 Mart 1957 de imzalanmıştır. AB ÜLKELERİNDE MALİ DİSİPLİNE İLİŞKİN KURALLAR: 6 PAKTA NE OLDU? AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ 9 YABANCI DOĞRUDAN YATIRIMLAR AB ÜYELİĞİ VE 11 TÜRKİYE HIRVATİSTAN: 13 AB SÜRECİNDE HIZLI BİR TREN Bir yandan kültür, dil ve gelenek farklılıkları korunurken diğer yandan özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve eşitlik gibi ortak ilkelere dayalı bir BİRLİK in temellerini atmıştır. Bu çerçevede, Avrupa Birliği bu yıl düzenleyeceği konferans, fuar, festival, kültürel etkinlikler, dans, müzik, tiyatro ve spor gösterileri ile barış ve istikrarı, özgürlük ve demokrasiyi, refahı ve büyümeyi kutlayacaktır. T.C. Maliye Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı nın internet sayfası güncellenerek yeni yüzü ile hizmete açılmıştır. Katkılarından dolayı Devlet Bütçe Uzmanları Ali RENÇBER ve Ali Yıldırım EKER e teşekkür ederiz. Sayfamıza ilişkin görüş ve önerilerinizi e-posta yolu ile bize ulaştırabilirsiniz.

2 KOFİ ANNAN SONRASI KÜRESEL SİSTEM LATİF YILMAZ Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan 2006 yılı sonunda 10 yıldır sürdürmüş olduğu görevini Ban Kimoon a bırakmıştır. Annan ayrılmasına kısa bir süre kala yaptığı konuşmalarda önemli noktalara değinmiştir. Bu konuşmalardan bir tanesi de 11 Aralık 2006 tarihinde ABD de bulunan Truman kütüphanesinde gerçekleşmiştir 1. Annan genel olarak konuşmasında küresel sorunlarla baş edebilmek ve daha etkin bir uluslararası işbirliği için çağrı yapmakta, ülkeler arası ilişkilerin ve uluslararası kuruluşların demokratikleşmesinin önemine değinmektedir. Mevcut küreselleşme ve uluslararası ilişkiler altında geçen on yıllara baktığımızda ülkeler gün geçtikçe daha ağır problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle fakir ülkeler mevcut küresel yönetimden ağır şekilde etkilenmektedirler. Yoksulluk, yoksunluk, eğitim, sağlık ve çevre sorunları bu ülkelerin yaşadıkları en önemli sorunlardan bazılarıdır. Şüphesiz ki bu sorunların bir kısmı söz konusu ülkelerin yönetim zafiyetlerinden kaynaklanmaktadır, ancak uluslararası sistemdeki adaletsizlikler ve küreselleşmenin zengin ülkeler lehine yönetilmesi de fakir ülkelerin sorunlarının çözülmesini zorlaştırmaktadır. Bu resme bir de uluslararası güvenlik sorunlarını ve istikrarsızlığı eklediğimizde çözüm adına uluslararası adımların atılması hayati derecede önem arz etmektedir. Bu bağlamda Kofi Annan nın işaret ettiği sorunlar oldukça önemlidir. Annan söz konusu konuşmasında, küresel sorunlarla mücadele için tarihsel olarak dört önemli dersin ortaya çıktığını ifade etmektedir Bunlar; bütün ülkelerin güvenlikle ilgili konularda sorumluluklarının olduğu, küresel refahtan herkesin, sadece varlıklıların değil fakir ve güçsüzlerin de faydalanmalarının sağlanması, zenginliğin ve güvenliğin hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına bağlı olduğu ve son olarak uluslararası düzeyde ülkelerin hesap verebilir olmalarının gerektiğidir. Annan a göre bütün bunların eksiksiz olarak gerçekleşmesi etkin bir küresel işbirliğine ve demokratik bir küresel sisteme bağlıdır. Mevcut küresel sisteme baktığımızda en önemli sorun demokrasi eksikliği gibi gözükmektedir. Ulus içi konularda demokrasiye yapılan vurgu, maalesef uluslararası konularda unutulmaktadır 2. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü bir ülke için ne kadar değerli ise uluslararası sistemin de etkin çalışması için o kadar önemlidir. Bu anlamda küresel sitemin daha demokratik hale getirilmesi, uluslararası konularda zengin ülkeler kadar fakir ülkelerin de söz sahibi olması, sistemin daha etkin çalışması ve barış ortamının sağlanması için önemlidir. Bu amaçla, özellikle IMF, Dünya Bankası ve BM gibi uluslararası kuruluşların daha da demokratikleşmeleri çözüm için atılacak adımların en başında gelmektedir. Ekonomik konular düşünüldüğünde IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü nün halihazırdaki yapıları ve işleyişleri büyük oranda gelişmekte olan ve fakir ülkelerin aleyhine gözükmektedir. Özellikle fakir ülkelerin bu kurumlar tarafından alınan kararlarda çok az söz sahibi oldukları bilinen gerçeklerden sadece bir tanesidir. Ayrıca bütün bunlara ek olarak, fakir kesimlerin 1 Kofi A. Annan, Truman Library speech, < 2 Stiglitz, J. (2004) "The Future of Global Governance," Initiative for Policy Dialogue Working Paper Series, Task Force on Governance of Globalization, November < FutureofGlobalGovernance11_8.pdf> 2

3 temsilcilerinden ziyade zengin kesimlerin temsilcileri olan iş ve finans dünyası bu kuruluşlarda alınan kararları etkilemektedir. Halbuki bu kurumların daha demokratik bir yapıya kavuşmaları için, özellikle sendikaların ve güçsüzleri temsil eden sivil toplum örgütlerinin de bu kuruluşların politikalarının oluşturulmaları safhasında söz sahibi olmaları gerekmektedir. Sonuç olarak, günümüz dünyasında yaşanan küresel terörizmin, istikrarsızlığın, güvenlik sorunlarının, fakirliğin ve eşitsizliklerin temelinde büyük oranda mevcut küresel yönetimin zayıf olması yatmaktadır. Ekonomik küreselleşme olanca hızıyla ilerlerken, bunu düzenleyecek siyasal altyapı ve kurumlar oldukça zayıf kalmaktadır. Tren hızlandıkça, zamanla rayların gözden geçirilmesi hatta değiştirilmesi gerekir. Bu anlamda, mevcut küresel yönetim, küreselleşmenin beraberinde getirdiği sorunları çözmekten acizdir. Söz konusu sorunları çözebilecek, adalet temelleri üzerine dayanan demokratik küresel kurumlara ve yönetime ihtiyacımız vardır. Bu noktada Annan ın da konuşmasında belirttiği gibi uluslararası işbirliğinin daha da arttırılması ve ülkeler arası ilişkilerin ve uluslararası kuruluşların daha da demokratikleşmeleri çözüme giden yolun haritasıdır. AVRUPA KOMİSYONU ARA DÖNEM MAKROEKONOMİK TAHMİNLERİ Avrupa Komisyonu ara dönem makroekonomik tahminlerini Şubat ayında yayımlamıştır. Buna göre, Avrupa Birliği nde ekonomik büyüme canlı bir şekilde devam etmekte olup, 2007 yılı için büyüme tahminleri AB nin tamamı için %2,7, Avro bölgesi için is %2,4 olarak tahmin edilmektedir yılında istihdam piyasasındaki iyileşme sayesinde artan iç talep sonucunda büyüme 2000li yılların en yüksek seviyesinde, yani AB nin tamamında %2,9, Avro bölgesinde ise %2,7 oranında gerçekleşmiştir. Enflasyon oranının ise, 2007 yılında Avro bölgesinde %1,8, AB de ise %2,0 oranına düşmesi beklenmektedir. Bu ara dönem raporunda AB ekonomisine ilişkin genel tahminlerin yanı sıra, ayrıntılı olarak en büyük yedi ülkenin (Almanya, İspanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Polonya ve Birleşik Krallık) büyüme ve enflasyon oranı tahminlerine yer verilmektedir. Raporun tamamına aşağıdaki adresten erişilebilir: 3

4 KÜRESELLEŞMENİN BÖLGESELLEŞMESİ ORHAN ELÇİ Küreselleşme bir yandan dünyayı küçük bir köy haline getirirken, diğer yandan da özellikle kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla insanların, diğer yaşam şekillerini görmeleriyle kendilerinin ne gibi şartlarda yaşadıklarını fark etmelerine ve bu şartlar gördüklerinden kötü ise iyileştirme bilincini geliştirmelerine neden olmuştur. Bu bilincin sonucu olarak daha iyi yaşayanlar ile daha kötü yaşayanlar arasında başlayacak ve savaşa varacak kavgalar kimsenin yararına olmayacaktır. Kendisi Avrupa da kalıcı bir barış sağlamak üzere kurulmuş olan Avrupa Birliği nin de böyle bir kavgaya müsaade etmesi beklenemezdi. Kuruluşu esnasında ekonomik ve sosyal uyumu kendine görev edinen Birlik içerisinde bölgesel gelişmişlik farklılıklarının fark edilir düzeye çıkması ile de bölgesel politikalar belirlenmiş ve geliştirilen yapısal araçlarla bu farklılıklar giderilmeye çalışılmıştır. Sayısal veriler bu farklılıkları gidermede başarılı olunduğunu göstermektedir. Bu aşamada sorulması gereken soru bu farklılığın giderilme nedenidir. Hakim konumundan vazgeçmek isteyecek bir canlının olmayacağı düşünülürse geri kalmış bölgelerin, ileriye gitmiş bölgelerce tam anlamıyla geliştirilmelerine inanmak pek gerçekçi olmayacaktır. Gelişmenin dinamik bir yapıya sahip olduğu da göz önüne alınırsa bir gün dünyanın her milimetre karesinin aynı gelişmişlik düzeyine ulaşması söz konusu olmayacaktır. Geri kalmış yerlerde suni olarak desteklenmiş hızlı bir gelişme sağlanırken, hali hazırda alıp başını gitmiş yerlerde yavaş da olsa gelişim devam edecektir. O halde hakim konumunu kimselere kaptırmak istemeyen gelişmiş otoriteleri bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını gidermeye iten neden nedir? Para kazanmak yaşamı devam ettirebilmenin gereksinimlerinin başında gelmektedir. Para birikimi de gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerindendir. Para kazanmanın yollarından biri satılabilecek mallar üretmektir. Tekrar vurgulanacak olursa önemli olan üretmek değil, satılabilecek mallar üretmektir. Kendisi yeterince gelişmiş bölgelerin ürettiği malları kendi bölgesinde satabilme potansiyeli bellidir. Esas olan yeni pazarlar bulmaktır. Bu açıdan hedef pazarlar geri kalmış bölgelerdir. Gelişim yarışında havlu atmış bu bölgeler ipi göğüslemiş bölgelerin mallarını satabilecekleri en uygun pazarları oluşturmaktadırlar. Satın alma gücü düşük bu bölgelere bu güç dışarıdan enjekte edilecektir. Bölgeler arası ekonomik ve sosyal uyum Antlaşma maddeleri ile hüküm altına alınmalı, geri dönülmez bir nitelik kazandırılmalıdır. Egemenlik devri ile imzalanan antlaşmalara dayanarak güçlü bir yasal niteliğe sahip olan gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi görevini gerçekleştirmek üzere antlaşmanın yetkili kıldığı organların fon oluşturmaları kaçınılmazdır. Böylelikle gelişmiş ülkelerin gelişmişlik göstergeleri olan para birikimlerinden bir kısmı, sonra kayıtsız ve şartsız ve fazlasıyla geri alınmak üzere geri kalmış bölgelerin kalkındırılmasına tahsis edilmiştir. Elde edilen başarı da bu geri dönüşümle sağlanmıştır. Amaç kimi kalkındırmak? Üretilen mallara Pazar bulunmuşken kazanılacak parayı artıracak bir diğer yol da üretim miktarını artırmaktır. Gelişmiş bölgelerde istihdam piyasaları da nispeten oturmuştur. Her ne kadar işsizlik küresel bir problem olsa da gelişmiş bölgelerde baş edilemeyecek bir problem değildir. Ancak üretimi artırabilmek için üretim sürecine daha fazla işçi dahil etmek gerekmektedir. Geri kalmış ülkelerde işsizlik sorunu baş edilemeyecek düzeyde bir problemdir. 4

5 Üretimi artırabilmenin hedef kitlesi de yine az gelişmiş bölgelerdedir. O halde Birlik içerisinde işçilerin serbest dolaşımının, çalışma ve yerleşme haklarının sağlanması şarttır. Bu da antlaşmalarla hükme bağlanmıştır. Gelişmiş bölgelerdeki üretim teknikleri vasıflı işçi çalıştırmayı gerektirmektedir. Geri kalmış bölgelerde ise potansiyel işçiler vasıfsızdır. Mesleki eğitimler ile bu işçiler vasıflandırılmalıdır. Bunun yanında potansiyel işçi sayısını artırmak için de kadın erkek eşitliği sağlanmalı, kadınların iş gücü piyasasına katılımı teşvik edilmeli ve hatta hamilelik ve anneliğin başlangıç dönemlerinde özel izinler düzenlenmeli, annelerin işlerine devam edebilmelerini sağlamak için de kreşler, anaokulları açılmalıdır. Kadın erkek eşitliğini sağlamadaki, çocuklara yönelik eğitim birimleri oluşturmadaki amaç insan sevgisi ve eşitlikçi zihniyetten mi kaynaklanmaktadır? Bölgesel farklılıkları gidermeye yönelik olarak harcanan paraların geri dönüşündeki başarı, para kazanma hırsını artırmış ve aday ülkeler ile potansiyel aday ülkelerdeki bölgesel farklılıkların da giderilmesi hedefler arasına alınmıştır. Bölgeler arası gelişmişlik düzeyinde uçurumlar olan ve en gelişmiş bölgesi bile Avrupa Birliği ortalamasının altında kalan Türkiye de bu kapsamdadır. Bölgesel politikalar yoluyla kullanılan yapısal araçlar ile bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının giderilebilmesi, bu projenin bölgesel düzeyde sahiplenilmesini gerektirmektedir. Ancak geleneksel olarak oldukça merkezi bir yönetim yapısına sahip Türkiye de böyle bir sahiplenme henüz gelişmemiştir. Konuya ilişkin tartışmalar merkezi düzeydedir. Hali hazırda katılım öncesi fonlardan yararlanabilecek olan Türkiye, yapısal fonlar ve uyum fonundan yararlanabilmek için Birliğe üye olmak zorunda olduğunu aklından çıkarmamalıdır. O halde 35 başlık altında devam eden müzakere sürecinde başlıklar arası önem sırası yapılmamalı ve üyeliğe giden yolda her başlığa ilişkin çalışmalar söz konusu başlığın kapatılması azmiyle devam ettirilmelidir. MALİ KONTROL BAŞLIĞINDA MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI İÇİN İLK ADIM ATILDI * 14 Şubat 2007 tarihinde Brüksel de toplanan AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER), Mali Kontrol başlığında Türkiye ye Müzakere Pozisyon Belgesini hazırlaması için davet mektubu göndermeyi kararlaştırdı. Bu başlıkta müzakerelerin başlaması için herhangi bir açılış kriteri öngörülmedi. Bunun yanı sıra toplantıda, Sermayenin Serbest Dolaşımı başlığında da bir mektup gönderilerek, bu başlıkta müzakerelerin açılması için Türkiye'nin iki açılış kriterini karşılaması gerektiğine karar verildi. Söz konusu açılış kriterleri, Türkiye'nin sermaye hareketleriyle ve ödemelerle ilgili yasal düzenlemelerde AB müktesebatına uyum stratejisini sunması ve kara parayla mücadelede eylem planı hazırlamasını içeriyor. * 5

6 AB ÜLKELERİNDE MALİ DİSİPLİNE İLİŞKİN KURALLAR: PAKTA NE OLDU? HÜLYA SOYLU AB de ekonomi politikaları her ne kadar ulusal devletlerin yetkisine bırakılsa da, parasal birlik aşaması bu yetkinin kullanılma alanını düzenlemektedir. Ancak, işlerin istenildiği gibi gitmemesi ekonomi politikası alanında yeniden değişikliklere gidilmesine yol açmaktadır. Bu noktada gelişmeleri tarihsel bir perspektif içerisinde özetlemek yararlı olacaktır. İstikrar ve Büyüme Paktı, ekonomik ve parasal birliğin üçüncü aşaması olan Avrupa Birliği nde tek para kullanımıyla birlikte gündeme gelmiştir. İlk haliyle İstikrar Paktı, 1995 yılında Almanya Maliye Eski Bakanı Theo Waigel tarafından geliştirilmiştir. İstikrar ve Büyüme Paktı olarak tekrar isimlendirilen Paktın temel bileşenleri üzerinde mutabakat, Aralık 1996 Dublin Bakanlar Konseyi Zirvesinde sağlanmış ve resmi olarak Temmuz 1997 de Amsterdam Zirvesinde kabul edilmiştir. Bu tür bir düzenlemede, Ekonomik ve Parasal Birlik aşamasının yaklaşmasıyla Alman kamuoyunun, Avro nun Alman Markı kadar güçlü olması konusundaki şüpheleri etkili olmaktadır. Alman Hükümeti, İstikrar ve Büyüme Paktını yeni sistemde enflasyon düzeyinin düşük olacağı tezini desteklemek için kullanmıştır.3 Pakt, Avrupa Merkez Bankasının temel misyonu olan fiyat istikrarını sağlamasını kolaylaştırmaya yöneliktir. Vurgu yaptığı temel noktalar, Avrupa Merkez Bankasının siyasi etkilerden bağımsız olduğu, ulusal hükümet açıklarının finanse edilmeyeceği, açıkların parasal olarak karşılanmasının yasak olduğu ve üye ülkelerin aşırı açıklardan -ki bu durum Gayrisafi Yurtiçi Hasıla nın (GSYİH) %3 ünün üstünde olması olarak tanımlanmıştır- kaçınacakları şeklindedir. Orijinal haliyle İstikrar ve Büyüme Paktı, dengeye yakın veya fazla bütçe oluşmasına yönelik orta vadeli hedefler öngörmektedir. Söz konusu hedefleri sağlamaya yönelik olarak da, aşırı açık ve borç durumunu düzeltemeyen ülkelere mali cezaların getirilmesine ilişkin bir zaman çizelgesi ortaya koymaktadır. Pakt, AB Konseyi Kararı ve iki tane Konsey Tüzüğünden oluşmaktadır.4 Söz konusu Konsey Kararı tüm tarafları, üye ülkeleri, Komisyonu ve Konseyi Maastricht Antlaşmasını ve İstikrar ve Büyüme Paktını sıkı bir şekilde ve ivedilikle uygulamaya davet etmektedir. Konsey Tüzükleri ise, iki tamamlayıcı unsurdan oluştuğu görülür: Önleyici unsur : Bu bölüm, bütçe pozisyonlarının güçlendirilmesine ve ekonomi politikalarının koordinasyonuna atıfta bulunmaktadır. Burada, tek paraya katılan ülkeler, Komisyona bir istikrar programı sunmaya davet edilmektedir. Söz konusu istikrar programlarının, her yıl güncelleştirilmesi ve üye ülkelerin orta vadeli bütçe hedefleri, ekonomik gelişmeler hakkında temel varsayımlar ve hem açık hem de borç oranına ilişkin izlenen yollar gibi detayları içermesi zorunludur. Avro dışında 3 Philip Arestis, Kevin McCauley and Malcolm Sawyer, An Alternative Stability and Growth Pact for the European Union, University of East London, 1999, s Avrupa Komidyonu web sitesi İlgili düzenlemeler: * Resolution of the European Council on the Stability and Growth Pact Amsterdam, 17 June 1997 * Council Regulation (EC) No 1466/97 of 7 July 1997 on the strengthening of the surveillance of budgetary positions and the surveillance and coordination of economic policies * Council Regulation (EC) No 1467/97 of 7 July 1997 on speeding up and clarifying the implementation of the excessive deficit procedure. 6

7 kalan ülkelerin ise, çerçeve olarak istikrar programlarına benzer bir uyum planı (covergence plan) sunmaları gerekmektedir. Bu tür programların erken uyarı sistemi olarak işlev görmesi amaçlanmakta ve bir üye ülkenin referans değerleri ihlal etmeye yakın olduğu zaman, işaretler vermesi beklenmektedir. Düzeltici/caydırıcı unsur : İkinci Konsey Tüzüğü ile getirilmiştir. Burada amaç, aşırı açık prosedürü uygulamasının açıklığa kavuşturulması ve hızlandırılmasıdır. Ayrıca, Maastricht Antlaşması çerçevesinde müsaade edilen hareket serbestisi alanını en aza indirme çabası bulunmaktadır. Süreç, şu şekilde işlemektedir: Ülkelerin bütçe verileri, her yıl istikrar programlarının sunulacağı tarih olan 1 Mart ta incelenmek üzere Komisyon un elinde olacaktır. Konsey (üye ülke maliye bakanlarından oluşan ECOFIN) istikrar raporlarını inceleyecek ve raporun sunulması tarihini takip eden 2 ay içerisinde Komisyonun kararına ilişkin görüş ortaya koyacaktır. İstikrar programı, ülkenin orta vadeli bütçe hedefinden önemli ölçüde ayrıldığını gösteriyorsa bu durumda Konsey istikrar programının güçlendirilmesi için tavsiyede bulunacaktır. Durum devam ederse, üye ülkenin referans değerlerini ihlal ettiği yönünde hüküm getirilecektir. Pakt, aşırı açık veren üye ülkeyi yaptırımdan korunmasına izin verecek hükümler hakkında detaylı bilgiler içermektedir. Buna göre, ekonomik gerileme söz konusu ve üretim %2 den daha fazla düşmüş ise, bu durumda üye ülke yaptırımdan muaf olacaktır; ancak açık gerileme durduğu zaman düzeltilecektir. Üretim % asasında bir düşüş göstermişse o zaman Konsey, aşırı açık yönünde bir karar verirken takdir hakkını kullanabilecektir. Burada ani gerilemeler, önceki dönemlere göre kümülatif üretim kaybı ve hükümet açıklarının yatırım harcamalarını aşıp aşmadığı gibi diğer faktörler de göz önüne alınacaktır. Konsey, mali durumu inceleme altında olan ülke ile ilgili bütün bilgileri dikkatle incelediğinde aşırı açığın olup olmadığına ilişkin bir karar vermek zorundadır. Bu kararı alırken Konsey, nitelikli çoğunlukla hareket edecek ve Maastricht Antlaşması uyarınca, Avro alanında olmayan ülkeler ve hakkında karar verilecek ülke de dahil olmak üzere tüm üye ülkeler bir oy hakkına sahiptir. İlgili üye ülkenin referans değerlerini ihlal ettiği sonucu çıkarsa, Konsey tarafından önerilen düzeltici önlemleri uygulaması için dört aylık bir süresi bulunmaktadır. Eğer ülke, Konsey tavsiyelerine uyarsa, aşırı açık devam edebilir; ancak bütçe açığı tespitin yapıldığı tarihi izleyen bir yıl içerisinde düzeltilmelidir. Düzeltici önlemleri uygulamayan ülke, Maastricht Antlaşması Madde 104c (11) uyarınca bir dizi yaptırıma tabi tutulacaktır. Bu yaptırımlardan biri, depozito şeklinde olmak zorundadır. Bu durumda, yaptırımlar hakkında karar verme yetkisi, ilgili üye ülke hariç Avro bölgesindeki ülkelerde olacaktır. Depozito, GSYİH nin %0.2 si kadar sabit unsur, verilen açık oranı ile %3 referans değeri arasındaki farkın 1/10 u kadar değişken unsurdan oluşmaktadır. Bütçe açığı iki yıl içerisinde düzeltilmezse depozito kalkmakta ve para cezası yerini almaktadır. Eğer açık iki yıl içerisinde düzeltilirse, depozito geri verilmekte ve böylece ceza, ödenmeyen faiz olmaktadır. Bu duruma getirilen eleştiriler, yüksek açık ve borca ilişkin gözetim mekanizmaları ve yaptırımların, ulusal hükümetlerin mali yetkilerini kısıtladığı yönündedir. Örneğin, bir ekonomik gerileme ile karşı karşıya olan ve borç seviyesi çok yüksek bir ülke, Maastricht limitlerini ihlal etme korkusuyla genişleyici maliye politikası izleyemeyecek veya sınırları ihlal etmiş olacaktır. Nitekim, üye ülkeler tarafından söz konusu üst sınırların sık sık aşılması, Paktın 7

8 kredibilitesini tehlikeye düşürmüştür yılında Almanya ve Portekiz e yönelik erken uyarı mekanizmasının işlemesi için Konseyin gösterdiği isteksizliğin ardından, 2003 yılında Almanya ve Fransa ya karşı başlatılan aşırı açık prosedürünün, Konseyin Komisyon tavsiyesini onaylamaması nedeniyle de facto (fiilen) askıya alınması, krizi açıkça ortaya koymuştur. Bunun üzerine birtakım gelişmeler yaşanmıştır. 5 Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi nin isteği üzerine bir tebliğ yayımlamıştır. Tebliğde, ana yapı korunmakla birlikte ülkeye özgü koşullar ve reformların dikkate alınması, kamu borcu seviyesine daha fazla önem verilmesi, belirli koşullarda aşırı açığın düzeltilmesi için daha fazla süre tanınması suretiyle Pakt yumuşatılmıştır. Mart 2005 tarihinde de ECOFIN, bir anlaşmaya vararak raporunda, aynı doğrultuda Paktın önleyici ve düzeltici unsurlarına birtakım değişiklikler getirmiştir. Rapora göre, önleyici unsurda orta vadeli bütçe hedefleri, yapısal koşullar dahilinde artık borç oranı ve potansiyel büyüme düzeyi temelinde ülkeden ülkeye değişiklik arz edecektir. Bu çerçevede hedefler, GSYİH nin %1 i düzeyinde bir bütçe açığı ile denge durumunun bir miktar üstünde bir fazla verme aralığında olacaktır. Denge durumunun bir miktar üstünde bütçe fazlası verme hedefi, borç yükü ağır ülkelere uygulanacaktır. Uzun vadeli mali kazançları olabilecek yapısal reformlar, gerek hedeften geçici nitelikte sapma yaşandığı zaman, gerekse orta vadedeki hedefe yönelik düzeltmede dikkate alınacaktır. Bütçe açığı durumunda GSYİH nin %0,5 i oranında yıllık minimum düzeltmenin yapılması zorunluluğu bulunmaktadır; ancak orta vadedeki hedefe giden yol için daha detaylı hükümler öngörülebilir. Düzeltici unsurda ise, referans açık değerinin gerekçesi olabilecek istisnai nitelikte konjonktüre bağlı koşulların tanımında bir değişikliğe gidilmiştir. Avrupa Komisyonu ihlal durumunu değerlendirirken, Lizbon gündemi ile Ar-Ge ve yenilik alanlarındaki politikaların uygulanması, borcun sürdürülebilirliği, kamu finansmanının kalitesi ve Avrupa bütünleşmesinden doğan mali yükümlülükleri dikkate alacaktır. Ancak, %3 açık limitinin sınırlı ve geçici nitelikte olması gerekmektedir. Yine, emeklilik reformları uygulaması da, açığın düzeltilip düzeltilmediği hususunun değerlendirilmesinde dikkate alınacaktır. Aşırı açığın düzeltilmesi için son süreye ilişkin olarak ise, Konseye söz konusu süreyi birtakım özel koşulların bulunması halinde bir yıl daha uzatma imkanı vermektedir. Böylece süre, 2 yıla çıkmaktadır. Konsey bütçeyi olumsuz yönde etkileyecek öngörülmeyen bir ekonomik durum olması halinde ise, süreyi daha da fazla uzatabilir. Paktın ilk çıkış zamanında katı hükümlerin bulunması ve bu konunun önderliğini Almanya nın yapması, halihazırdaki durumla çelişmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, söz konusu olan Almanya ve Fransa gibi motor ülkeler olunca ve Paktın kuralları diğer ülkeler tarafından da sık sık ihlal edilince, hukukun üstünlüğüne zarar vermemek adına bu tür bir yöntemin izlenmesi kaçınılmaz olmuştur. Pek tabii, ulusal devletlerde bu konuda bir değişikliğe gitme ihtiyacının hasıl olduğunu da dikkat dahilinde tutmak gerekir. 5 Marco, Buti, Will the New Stability and Growth Pact Succeed? An Economic and Political Perspective, European Commission (EC) Economic Papers, January 2006 s İlgili düzenlemeler: * COM(2006) 304 final, Communication From the Commission to the Council and the European Parliament, Public Finances in EMU 2006 The first year of the revised Stability and Growth Pact, * Council Regulation 1056/2005 amending Regulation (EC) No 1467/97 on speeding up and clarifying the implementation of the excessive deficit procedure 8

9 AVRUPA BİRLİĞİ (AB) BÜTÇESİ MÜGE HAYRİYE GÜVENÇ AB Bütçesi, Birliğin kurulduğu yıllardan günümüze kadar olan süre içerisinde gittikçe artan bir öneme sahip oldu ve bu da beraberinde AB bütçesinin Birliğe üye ülkeler tarafından siyasileştirilerek hemen hemen her platformda tartışılan bir alanına dönüştürülmesini getirdi. Birlik, yıllar içerisinde pek çok kez genişleyerek üye sayısını artırdı. Birliğin üye sayısını artıran genişleme dalgalarını, derinleşme yani Birliğin müdahale alanına giren politika alanlarının artması ve Birlik çapında üretilen yasal düzenlemelerin sayı ve içerik bakımından çoğalması takip etti. Birliğe üye ülke sayısında ve Birliğin müdahale alanına giren politikaların kapsamında meydana gelen bu artışların etkisi AB bütçesinin yapısında ve finansal kaynaklarında çok belirgin bir şekilde gözlenebilir. Kabul etmek gerekir ki AB bütçesi, Birliğin genişleme ve derinleşme süreçleri üzerinde hem ekonomik hem de siyasi olarak çok büyük bir öneme ve etkiye sahiptir. Bütçenin büyüklüğü, gelir ve gider kalemlerinin yapısı ve fonların tahsisi, AB nin kurumsal ve siyasi pek çok sürecinin kaynağını teşkil eden çatışma ve uzlaşma alanlarını açıklayan ve Birliğin önceliklerini tanımlayan bir niteliktedir. Pazar bütünleşmesinin tamamlanması için uygulanması gerekli olan bütün politikalar AB bütçesi tarafından finanse edilmektedir. Avrupa bütünleşme sürecinin hız kazandığı dönemlerde bütçenin büyüklüğünde ve yapısında bütünleşme sürecini destekleyecek değişiklikler yapılması bunun en büyük göstergesidir. Diğer yandan, AB bütçesine her yıl üye ülkeler tarafından aktarılan mali kaynaklar, AB bütçesi üye ülkelerin ulusal bütçeleriyle karşılaştırıldığı zaman her ne kadar küçük olarak ifade ediliyor olsa da hiç de azımsanmayacak büyüklüktedir. Bu da üye ülkelerin zamanla bütçeye aktarılan ve bütçe tarafından tahsis edilen kaynaklar üzerinde giderek artan derecede kontrole sahip olmak istemelerine yol açmıştır yılında imzalanan Lüxemburg Anlaşması ile Birliğe kazandırılan Öz Kaynaklar Sistemi, Birliğin üye ülkelerin katkılarından bağımsız olarak kendi kaynaklarına sahip olmasının yolunu açmış ve Birliğe finansal bir özerklik sağlamıştır. Birliğin kuruluşunu temsil eden 1957 tarihli Roma Anlaşması ndan 1971 yılına kadar geçen süre içerisinde kömür ve çelik üretimi üzerinden alınan vergiler ile üye devletlerin her yıl düzenli olarak aktardıkları katkılarla finanse edilen Birlik bütçesi, 1971 yılında oluşturulan Öz Kaynaklar Sistemi ile uluslararası kuruluşların bütçelerinden ayrılarak daha farklı bir yapıya kavuşturulmuştur. O zamana kadar üye ülkelerin yaptıkları katkılar nedeniyle kendi ulusal çıkarlarını maksimize etmek için bir yol olarak gördükleri bütçe kaynakları bir anlamda ülkelerin müzakere konusu olmaktan çıkarılmış ve Birliğin ortak amaçlarının başarılmasında kullanılması için daha üst bir seviyeye taşınmıştır. Ancak Birliğin sahip olduğu bu mali bağımsızlık uluslararası alanlarda meydana gelen pek çok gelişmenin Birliğin uygulamalarına yansıtılması ve son yıllarda Birlik çapında kabul edilen pek çok düzenleme nedeniyle azalmaya başlamıştır yılında Öz Kaynaklar Sistemi içerisinde tanımlanan ve Birliğin tek gerçek öz kaynağı olarak anılan geleneksel öz kaynaklardan tarım vergileri ve gümrük vergileri Dünya Ticaret Örgütü kararları doğrultusunda azaltılmaya başlanmış ve bu da Birlik bütçesinin önemli bir gelir kaynağını sekteye uğratmıştır. Bunun yanı sıra, 1971 yılında Öz Kaynaklar Sistemi içerisinde tanımlanarak 1979 yılında Birlik bütçesine aktarılmaya başlanan KDV ye dayalı kaynağın doğası gereği azalan oranlı bir yapıya sahip olması 9

10 bu kaynağın adilliğinin üye ülkeler tarafından sorgulanmasına yol açmıştır. Buna göre, Birliğin daha az refaha sahip olan ülkelerinde tüketimin milli gelir içerisindeki payı yüksek olduğundan, bu ülkeler Birliğe üye daha zengin ülkelere kıyasla Birlik bütçesine daha fazla KDV ye dayalı kaynak aktarmak durumunda kalmışlardır. Bu da zamanla KDV ye dayalı kaynağın adilliğinin tartışılmasına yol açmış ve bunun sonucunda 1999 yılında yapılan Berlin Konseyi kararları doğrultusunda bu kaynağın 2004 yılından itibaren üye ülkelerin uyumlaştırılmış KDV matrahlarının sadece %0,5 oranında alınması uygun bulunmuştur. Birlik bütçesindeki payları yıllar içerisinde giderek azalan geleneksel öz kaynaklar ile KDV ye dayalı kaynak yerlerini artan oranlarda GSMH ya dayalı kaynağa devretmiştir. AB ortak politikalarının bir savunucusu olan ve her platformda AB ye daha supranasyonel bir yapı kazandırmak için çaba sarf eden Avrupa Komisyonu bile genişleyen ve derinleşen Birliğin artan ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bu sürecin önüne geçememiştir. Üye ülkelerin her yıl GSMH larından bütçeye belli bir oranda aktardıkları mali yardımlardan oluşan GSMH ya dayalı kaynağın Birlik bütçesinin en önemli gelir kaynağı olması beraberinde üye ülkelerin Birliğe tahsis edilen mali kaynaklar üzerinde daha fazla söz sahibi olmak ve bu mali kaynakları kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirmek istemelerini getirmiştir yılı Haziran ayında yaşanan bütçe krizleri ve Mali Perspektifinin ancak uzun süren tartışmalar sonucunda kabul edilmesi bu sürecin en belirgin kanıtıdır. Çıkmaza sürüklenen bütçe tartışmaları her defasında üye ülkeler arasında sağlanan uzlaşı yani bir anlamda her ülkenin kendi çıkarından biraz olsun feragat etmesi yolu ile sonuca bağlanabilmiştir. Birliğin ekonomik ve siyasi bütünleşmesini finansal anlamda mümkün kılan ve pek çok ulusal bütçeden yapısal olarak farklılıklar göstererek Avrupa Birliği gibi kendine özgü bir yapıya sahip olan böyle bir oluşumun problemsiz işlemesi doğal olarak mümkün değildir. Nitekim pek çok iç ve dış etken AB bütçesinin etkin bir yapıya sahip olup, Birliğin ortak amaçlarının başarılması için faaliyet göstermesini engellemektedir. Ancak Birliğin ortak politikalarının finansmanı için bu kadar hayati bir öneme sahip olan ve dolayısıyla Birliğin ömrünü biçerek gelecekte alması muhtemel yapısını şekillendirecek olan AB bütçesinin Birlik vatandaşları ile bütçe arasında doğrudan bir bağ oluşturacak yeni bir kaynak tahsis edilmesi yolu ile bir an önce yeniden bağımsızlığına kavuşturulması ve üye ülkelerin ulusal çıkarlarının konuşulduğu bir platformdan çok Birliğin ortak amaçlarının başarılması için gerekli olan tartışmaların yapıldığı bir alana dönüştürülmesi gerekmektedir. 10

11 YABANCI DOĞRUDAN YATIRIMLAR, AB ÜYELİĞİ ve TÜRKİYE PELİN KUZEY Günümüzde, özel yatırımlar ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi, yoksulluğun azaltılabilmesi için en önemli araçlardan biri haline gelmiştir. Özel yatırımların ekonominin üretim kapasitesinin artırılması, yeni iş alanları yaratılması, yeni teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması ve gelir artışını sağlanması üzerinde doğrudan etkileri olduğu uluslararası kuruluşlar, politik ve akademik çevrelerce kabul edilmektedir. OECD Yatırım Komitesi ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı bu alanda yaptıkları çalışmalarla üye ülkelere rehberlik eden kuruluşlardır. OECD tarafından hazırlanan Yatırım Politika Çerçevesi (YPÇ), ekonomilerin özel yatırım açığını kapatabilmelerine yardımcı olmak, bu sayede kalkınmayı teşvik etmek, yoksullukla mücadeleyi desteklemek ve tüm devletlerin küresel ekonominin yönetiminde sorumluluk almalarını sağlamayı hedeflemektedir. YPÇ sağlıklı bir yatırım ortamı yaratılması için gerekli on politika alanına ilişkin önerilerden oluşmaktadır. Bu politika alanları yatırım politikası, yatırımların teşviki ve kolaylaştırılması, ticaret, rekabet, vergi, kurumsal iyi yönetişim, kurumsal sorumluluk, kamu yönetimi, altyapı ve finans sektörünün gelişimi ve insan kaynakları yönetimini kapsamaktadır. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı tarafından her yıl yayınlanan Dünya Yatırım Raporlarında ise ülkelerin bölgeler itibarı ile yatırım performansları değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, döneminde 916 milyar Amerikan Doları seviyesine ulaşan Yabancı Doğrudan Yatırımlardan dünyanın gelişmiş ekonomilerinin % 59.4, gelişmekte olan ülkelerin %35.9, Güney Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğuna üye devletlerin ise %4.7 oranında pay aldığı görülmektedir. Global karşılaştırmalarda karşımıza çıkan bu oranlar YDY nin gelişmekte olan ülkeler açısından ne derece önem arzettiğini gerçeğini bir parça gölgelemektedir. Nitekim, YDY gelişmekte olan ülkelerin yatırım seviyelerini iç tasarruf oranlarının üzerine çekmelerini sağlayacak bir araçtır ve bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde büyüme ve kalkınmayı hızlandırmak açısından hayati öneme sahiptir. YDY nin önemi sabit sermaye yatırımlarının kompozisyonu incelendiğinde daha açıkça ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde YDY nin toplam yatırımların %4 ila %11 ini oluşturduğu görülürken, gelişmekte olan ülkelerde bu oranın %30 seviyesine kadar tırmanabildiği görülmektedir. Öte yandan, Yabancı Doğrudan Yatırım akımlarında yıllık bazda büyük ölçekli bir artış görülmemesine karşın, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmayı sağlayabilmek için her geçen gün daha da çetinleşen rekabet koşullarında daha fazla yatırım çekebilmek için rakipleri ile mücadele etmeleri gerekmektedir. Bu çerçevede Yatırım Teşvik Kuruluşları Birliği ne üye kuruluşların sayısının günden güne arttığı, ülkelerin YDY rejimlerinin standart kurallara bağlandığı görülmektedir. Gerek ülkeler gerekse bölgeler arasında kızışan rekabet nedeniyle, Yabancı Doğrudan Yatırım pastasından daha büyük pay alabilmek amacıyla, ülkelerin farklı teşvik mekanizmaları kullanmaları ve çok yönlü bir yaklaşım benimsemeleri gerekmektedir. Günümüzde sağlanan teşvikler finansal, mali ve altyapıya ilişkin teşvikler olarak sıralanmaktadır. Bunlar arasında kıyaslama yapmak gerekirse, finansal teşvikler en az tercih edilen, mali teşvikler en az itiraz edilen, 11

12 altyapıya ilişkin teşvikler ise en çok tercih edilen teşvikler durumundadır. Yatırım ortamının yanı sıra, ülkelerin dikkat etmeleri gereken bir diğer unsur Yabancı Doğrudan Yatırımların niteliğidir. Yüksek katma değeri olan, teknoloji yoğun yatırımlar nitelikli ve her ülke için cazip olan yatırımlardır. Türkiye 1990 lı yıllarda ve 2000 lerin başında Yabancı Doğrudan Yatırımlar açısından fakir bir görünüm sergilerken, 2005 yılı ile birlikte büyük bir sıçrama gerçekleştirmiştir döneminde yıllık ortalama 790 milyon dolar seviyesinde seyreden Yabancı Doğrudan yatırımlar 2004 yılında milyon dolara, 2005 yılında ise milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Türkiye nin Yabancı Doğrudan Yatırım oranlarında sağladığı bu artışın önemli nedenlerinden birinin Avrupa Birliği üyeliği perspektifinin birinci politika önceliği haline getirilmesi olduğu düşünülmektedir. Bilindiği üzere, 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel gerçekleştirilen AB Konseyi Zirvesi'nde, Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına oybirliğiyle karar vermesinin ardından Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönem açılmıştır. Bu durum, 2005 yılında nerede ise 2004 yılı seviyesinin dört katına ulaşan Yabancı Doğrudan Yatırımlar açısından AB üyelik perspektifinin ne kadar önem taşıdığı gözler önüne serilmektedir. Geçtiğimiz son genişleme dalgası ile Avrupa Birliği ne üye olan Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri, Malta ve Kıbrıs ın durumu incelendiğinde de benzer sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Nitekim, 1994 yılında Essen Avrupa Konseyi Zirvesinde Avrupa Birliği nin genişlemesine ilişkin kararın almasının ardından özellikle Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya ya giren YDY rakamlarında büyük artışlar görülmüştür. Bunun yanı sıra 1997 yılında Avrupa Birliği nin beş aday ülke ile müzakerelere başlama kararının ardından bu ülkelere akan YDY oranında ikinci bir artış yaşanmıştır. Müzakerelerin açılması yönünde kararın alındığı ülkeler YDY açısından cazip yatırım bölgeleri haline gelirken, AB kararlarının yatırımcıları etkilediği bir ortamda, iyi performans gösteren ülkeler katılımın getirdiği meyvelerden en çok yararlanan ülkeler olmuşlardır. Daha iyi performans sergileyen ülkeler ekonomik kalkınma açısından düşük performans sergileyen ülkelerle aralarındaki farkı açarken, Avrupa Birliği ne katılım tarihinin gecikeceği izlenimini veren ülkelere akan YDY oranı inişe geçmiş ve yatırımcılar YDY stratejilerinde değişiklik yaparak daha farklı pazar arayışlarına girmişlerdir. Bu çerçevede, ülkemizin yabancı doğrudan yatırım potansiyelinin tam olarak kullanılabilmesi, 2005 yılında sağlanan artışın istikrarlı hale getirilmesi ve Çin ve Hindistan gibi büyük rakiplerin söz konusu olduğu bir ortamda rekabet gücümüzün korunabilmesi amacıyla amacıyla mali alana, yatırım ortamının ve işgücü piyasasının iyileştirilmesine, finans sektörünün etkinliğinin ve rekabet gücünün, teknoloji hazmedebilme ve yenilik kapasitesinin arttırılması ve eğitim sisteminin iyileştirilmesine ilişkin reformlarını sürdürülürken AB perspektifi birinci politika önceliği olmaya devam etmelidir. Müzakere sürecinde, ülkemizin göstereceği performans sağlanacak Yabancı Doğrudan Yatırım oranları açısından belirleyici olacaktır. Bu nedenle Sermayenin Serbest Dolaşımı, Vergilendirme, Rekabet gibi yatırım ortamını doğrudan ilgilendirecek fasıllarda AB müktesebatına hızlı uyum sağlanması adaylık sürecinin meyvelerinden azami düzeyde faydalanabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. 12

13 HIRVATİSTAN: AB SÜRECİNDE HIZLI BİR TREN NİHAL SAMSUN KARABACAK AB müzakerelerine Türkiye ile aynı tarihte başlayan Hırvatistan, bu süreçte oldukça hızla ilerlemekte olup, 2-3 yıl içerisinde AB ye tam üye olması beklenmektedir. Bu çalışmada, bu ülke hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra, Hırvatistan ın AB ile ilişkilerine değinilecektir. Ülke Bilgisi Hırvatistan Cumhuriyeti, 4,4 milyonluk bir nüfusa sahip, komşuları Bosna Hersek, Macaristan, Sırbistan, Karadağ, Slovenya olan bir Batı Balkan ülkesidir. Çok partili parlamenter demokrasi ile yönetilen Hırvatistan, tam bağımsızlığını tarihinde kazanmış ve bu tarihten itibaren işleyen bir demokrasiye sahip olmuştur. Hırvatistan da, yıllık GSYİH 27,6 milyar Avro, kişi başına düşen GSYİH ise 6200 Avro dur. Para birimi Kuna olup, Şubat 2007 itibariyle, Avrupa Merkez Bankası verilerine göre, 1 Avro 7.35 Kuna ya eşittir. 6 Hırvatistan ın ekonomik durumuna göz attığımızda, reel büyüme oranı 2006 yılının ilk yarısında %4,8 oranında artmıştır. Yine 2006 nın ilk yarısında, cari açık seviyesi artmış ve GSYİH nın %7.7 si oranında gerçekleşmiştir. Aynı dönemde, dış ticaret açıkları GSYİH nın %24,8 ine yükselmiştir. Yabancı Doğrudan Yatırımlar (FDI), 2006 yılında da cari açıkların önemli bölümünü finanse etmiştir. Yıllık ortalama TÜFE artışı 2005 yılında %3,3 oranında olmuş, bu büyük ölçüde akaryakıt, ulaşım ve yiyecek fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmıştır. Hırvatistan da işsizlik oranı ise 2005 yılında %12,7 ye düşmüştür. Mali konsolidasyon 2005 ve 2006 yıllarında da devam etmiştir. Genel bütçe açıkları 2005 yılında azalarak GSYİH nın %3,9 u, kamu borç oranı ise GSYİH nın %44 ü oranında gerçekleşmiştir. Mali konsolidasyonun devam ettirilmesi, yapısal reformların, özellikle sağlık, sosyal yardım ve devlet yardımları alanlarında, hızlandırılmasını gerektirmektedir. KİTlerin yeniden yapılandırılması ve özelleştirme alanlarında da geçtiğimiz yıl fazla bir ilerleme kaydedilmemiştir. 7 Hırvatistan ın AB Macerası Hırvatistan-AB ilişkileri, Avrupa Birliği nin Batı Balkanlardaki ülkelere (Arnavutluk, Bosna Hersek, Hırvatistan, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya, Sırbistan, Karadağ) yönelik İstikrar ve Ortaklık Süreci ile başlamıştır. Balkan ülkelerinin kalkınmasını ve gelecekte AB üyeliği için hazırlanmasını destekleyen bu süreç, üç temel araçtan oluşmaktadır: İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları, özerk ticaret önlemleri ve önemli miktarda mali yardım. Kasım 2000 deki Zagreb Zirvesi ile başlayan bu süreç kapsamında, Hırvatistan ile AB arasında 29 Ekim 2001 tarihinde İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma 1 Şubat 2005 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Anlaşma, siyasi diyalog, bölgesel işbirliği, 2007 yılı itibariyle sanayi ürünleri ve tarım ürünlerinin çoğu için bir serbest ticaret alanı yaratılması suretiyle malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı, Hırvat mevzuatının özellikle rekabet, fikri mülkiyet ve kamu alımları alanlarında AB müktesebatı ile uyumlaştırılması ve adalet, özgürlük ve güvenlik alanları da dahil AB politikalarının tüm alanlarında işbirliği yapılmasını kapsamaktadır. Komisyon bu esnada teknik danışmanlık ve mali yardım sağlayacaktır. Hırvatistan, 21 Şubat 2003 tarihinde AB ye tam üyelik başvurusunda bulunmuş, bu 6 European Commission, DG Enlargement, < > 7 European Commission, Enlargement Papers, Western Balkans in Transition, No. 30, December 2006, s

14 başvuru hakkındaki Komisyon un görüşü 20 Nisan 2004 tarihinde yayımlanmıştır. Buna göre, - Hırvatistan işleyen bir demokrasiye ve hukukun üstünlüğünü garanti eden istikrarlı kurumlara sahiptir ve temel haklar açısından ciddi bir sorun görülmemektedir. Bununla birlikte, Hırvatistan ın azınlık hakları, yargı reformu, bölgesel işbirliği ve yolsuzlukla mücadele alanlarında daha fazla çaba göstermesi ve Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi (ICTY) ile tam bir işbirliği içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. - Hırvatistan ın, reform programını sürdürmesi ve zayıflıkları gidermesi koşuluyla, orta vadede AB nin rekabetçi baskıları ve piyasa güçleriyle baş edebilen işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olduğu kabul edilebilir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, Komisyon Hırvatistan ile AB müzakerelerinin açılmasını önermiştir Haziran 2004 tarihli Zirvede, Hırvatistan ın aday ülke olduğu kararlaştırılmıştır. Aralık 2004 Zirvesinde ise, Hırvatistan ın Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi ile tam işbirliği yapması koşulu ile, tam üyelik müzakerelerinin 17 Mart 2005 tarihinde açılması kararlaştırılmış, ancak bunun yerine getirilmemesi üzerine müzakerelerin açılması ertelenmiştir. Ekim ayının başında, işbirliğinin tam olarak gerçekleştiğinin teyit edilmesi üzerine, Türkiye ile aynı gün, yani 3 Ekim 2005 tarihinde, Hırvatistan ile tam üyelik müzakerelerine başlanmıştır. Hırvatistan ın tarama süreci de Türkiye ile aynı anda tamamlamıştır. Bunun ardından, Hırvatistan ın ülkemize kıyasla oldukça hızlı bir şekilde tüm fasıllarda ilerleme kaydettiği görülmektedir. Bu çerçevede, tarama süreci tamamlanan 33 fasıldan 2 sinde (Bilim Araştırma ve Eğitim Kültür) müzakereler geçici olarak kapatılmış, 13 fasılda (Vergilendirme, Ekonomik ve Parasal Birlik, İstatistik, Gümrük Birliği ve Mali Kontrol dahil) açılış kriteri olmaksızın müzakeler başlatılmış ve 7 fasılda da müzakerelerin açılması için açılış kriteri iletilmiştir. 8 Hırvatistan, tüm fasıllarda AB ye tam uyum için üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeye ve müzakereleri bir an önce tamamlamaya çalışmaktadır. Diğer yandan, halen bir aday ülke olan Hırvatistan için de AB tarafından mali yardım sağlanmakta ve her yıl düzenli raporlar yayımlanmaktadır. Bu raporlardan İlerleme Raporu aday ülkenin üyelik yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesinin yanı sıra, siyasi ve ekonomik kriterlere uyum düzeyi hakkında da güncel bilgi sağlamaktadır İlerleme Raporu Değerlendirmeleri Siyasi Kriterler Hırvatistan ın AB üyeliği yolunda kat ettiği ilerlemelerin değerlendirildiği son İlerleme Raporu, 8 Kasım 2006 tarihinde yayınlanmıştır. Bu rapora göre, Hırvatistan siyasi kriterleri karşılamaya devam etmektedir. Genel olarak bir takım ilerlemeler kaydedilmekle birlikte, belirli alanlarda daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü daha da geliştirilmiştir. Ancak, yargı, kamu yönetimi ve yolsuzlukla mücadele konularının iyileştirilmesi önemlidir. Bu çerçevede, ilk olarak, kamu yönetimi reformuna ilişkin strateji hazırlıklarına başlanmıştır. Mevzuat değişikliğinin yanı sıra, kamu hizmetleri üzerindeki siyasi etkinin azaltılması, kamu personelinin kalıcılığının sağlanması ve kalifiye personel istihdam edilmesi gerekmektedir. İkinci olarak, yargı reformu 8 Hırvatistan Cumhuriyeti Dışişleri ve Avrupa Entegrasyonu Bakanlığı, < > 14

15 stratejisinin uygulamasına başlanmıştır. Yargının işleyişini iyileştirmek için bir takım yasal ve kurumsal düzenlemelere gidilmiştir. Reform çalışmaları halen başlangıç düzeyinde olduğundan bir takım eksiklikleri barındırmaktadır. Üçüncü olarak, 2006 yılında yeni bir yolsuzlukla mücadele programı kabul edilmiş ve Yolsuzluk ve Organize Suçları Önleme Ofisi (USKOK) güçlendirilmiştir. Ancak, yolsuzluk ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Diğer yandan, insan hakları ve azınlıkların korunması alanlarında yavaş da olsa ilerleme görülmektedir. Uygun yasal mevzuat bulunmakla birlikte, uygulama hızlandırılmalıdır. 9 Ekonomik Kriterler Hırvatistan ın işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olduğu söylenebilir. İstikrara yönelik makroekonomi politikaları düşük enflasyon, döviz kuru istikrarı ve büyüme artışını beraberinde getirmiştir. Özel yatırımlar artmış, işsizlik azalmıştır. Mali konsolidasyon sürdürülmüş ve bu, gelirlerdeki güçlü artışla desteklenmiştir. Bankacılık sektörü büyümeye devam etmiştir. Hırvat ekonomisi AB ile önemli ölçüde entegre durumdadır. Bununla birlikte, dış ticaret ve cari hesaplardaki dengesizlikler ve yüksek dış borç makroekonomik istikrara yönelik potansiyel riskler olarak görülmektedir. Yapısal reformlar yavaş ilerlemektedir. IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği ekonomi politikalarının önemli bir çıpası olmaya devam etmiştir. Ancak, yetkililer IMF ile yapılan anlaşmanın tamamlanmasının ardından yeni bir anlaşma yapılmamasına karar vermiştir. Zaman zaman, ilgili bakanlık ve kuruluşlar arasındaki zayıf iletişim ve işbirliği, ekonomi politikasının kalitesini düşürmektedir. 10 Görüldüğü üzere, işleyen bir demokrasiye yalnızca 9 yıl önce sahip olan Hırvatistan, AB ile entegrasyonda en hızlı Balkan ülkesi olmuştur. Tanıtıcı tarama toplantılarına birlikte katılım sağladığımız Hırvat heyetlerinin bu çalışmalarda ve AB sürecinde oldukça organize ve hazırlıklı oldukları görülmüştür. Yapılan görüşmelerde, AB ye yakın zamanda üye olacağını düşünen Hırvatistan ın henüz tarama süreci başlamadan önce mevzuatını büyük ölçüde AB müktesebatı ile uyumlaştırmış ve gerekli kurumları kurmuş olduğu öğrenilmiştir. AB halkı tarafından da AB ye tam üye olması beklenen ve istenen Hırvatistan, tam üyelik yolunda büyük bir azim ve kararlılıkla ilerlemektedir. 9 < > 10 European Commission, Enlargement Papers, Progress towards meeting the economic criteria for accession: the assessment of the 2006 Progress reports, No. 29, December 2006, s.6, 13 15

16 T.C. MALİYE BAKANLIĞI AB VE DIŞ İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI İlkadım Caddesi No:2 Kat: Dikmen/ANKARA Telefon: (312) Faks: (312) e-posta: Bu Bülten T.C. Maliye Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı AB Uzman ve Uzman Yardımcıları Tarafından Hazırlanmıştır T.C. Maliye Bakanlığı Tüm hakları saklıdır.

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü AVRUPA BİRLİĞİNEDİR? Hukuki olarak: Uluslar arası örgüt Fiili olarak: Bir uluslararası örgütten daha fazlası Devlet gibi hareket

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ NİSAN 2016 ANKARA İçindekiler GİRİŞ... 2 AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ... 2 I. AB BÜTÇESİNİN GELİRLERİ... 2 II. AB BÜTÇESİNİN HARCAMALARI... 4 1. Akıllı ve Kapsayıcı Büyüme... 4 2. Sürdürülebilir

Detaylı

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

G20 BİLGİLENDİRME NOTU G20 BİLGİLENDİRME NOTU A. Finans Hattı Gündemi a. Büyüme Çerçevesi Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme için küresel politikalarda işbirliğinin sağlamlaştırılması Etkili bir hesap verebilirlik mekanizması

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Avrupa Komisyonu SCHUMANN Roma Antlaşması Brüksel Almanya - Avrupa Parlamentosu Đktisadi Kalkınma Vakfı Adalet ve Özgürlükler AB - AVRO Politikaları AB Konseyi Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Üye Devlet

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ İZMİR TİCARET ODASI TÜRKİYEHIRVATİSTANMAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ DENİZ İNAN Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü Stajyeri TEMMUZ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ Avrupa

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) Değerli Katılımcılar, Değerli Konuklar, Türkiye, yapısal reformlar ile

Detaylı

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ 1 AB ÜYELİK (KOPENHAG) KRİTERLERİ Siyasi Kriterler demokrasiyi, hukukun

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004 AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004 AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİK MÜZAKERELERİ Avrupa Birliği üyesi devlet ve hükümet başkanları, 16-17 Aralık 2004 tarihinde

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Kasım 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı SİYASİ GELİŞMELER HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER AB Liderleri 27 Haziran da Jean- Claude Juncker i AB Komisyon Başkan adayı olarak belirledi. Schulz yeniden AP Başkanı oldu. AB Liderleri Jean-Claude

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR «GENÇ TARIMCILAR GELECEĞE HAZIRLANIYOR» GÜNÜMÜZ TARIMINDA GERÇEKLER, HEDEFLER VE FIRSATLAR PANELİ TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR Prof.Dr. Cengiz SAYIN Akdeniz Üniversitesi / Ziraat Fakültesi

Detaylı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Yrd. Doç. Dr. Elif UÇKAN DAĞDEMĠR Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi 1. GĠRĠġ Avrupa Birliği (AB)

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013 Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program 22 Kasım 201 Büyüme Tahminleri (%) 4, 4,1 Küresel Büyüme Tahminleri (%) 4,1,2,0 ABD Büyüme Tahminleri (%) 2,,,,,,1,6,6 2,8 2,6 2,4 2,2

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM ABD Merkez Bankası FED, 18 Aralık tarihinde tahvil alım programında azaltıma giderek toplam tahvil alım miktarını 85 milyar dolardan 75 milyar

Detaylı

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır.

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır. IMF ye Genel Bakış Biz kimiz? Uluslararası Para Fonu (IMF) parasal konularda küresel işbirliğini arttırmak, mali istikrarı sağlamak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdamı ve sürdürülebilir

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2009 yılında ülkemiz halı ihracatı % 7,2 oranında düşüşle 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk çeyreğinin sonunda

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları

Detaylı

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER DOÇ. DR. ÇİĞDEM NAS İKTİSADİ KALKINMA VAKFI GENEL SEKRETERİ SUNUM PLANI AB İLE İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTALARI MÜZAKERELERDE SON DURUM VE SORUNLAR

Detaylı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 YILI DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı Ocak-Mart döneminde, Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatı % 13,7 artışla 247,8 milyon dolara yükselmiştir. Aynı dönemde

Detaylı

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum 1.2.2. YATIRIMLAR 1.2.2.1. Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum Kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının 2018 yılında reel olarak yüzde 1,4 oranında artması beklenmektedir. Bu dönemde, kamu kesimi

Detaylı

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Eylül 2013 Sunum Planı STA ların Yasal Çerçevesi Türkiye nin

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016 ORTA VADELİ PROGRAM (2017-2019) 4 Ekim 2016 İçindekiler 1. Dünya Ekonomisi 2. Orta Vadeli Programın Temel Amaçları ve Büyüme Stratejisi 3. Orta Vadeli Programın (2017-2019) Temel Makroekonomik Büyüklükleri

Detaylı

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI)

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI) İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI) T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ ve MALİ YARDIMLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI Hülya TEKİN AB Uzmanı

Detaylı

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012 AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012 ZİRVE SONRASINDA YAPILAN AÇIKLAMA * Son aylarda ekonomik istikrara ilişkin bazı olumlu sinyaller gözlemlense de, finansal piyasalardaki gerginlik ekonomik aktiviteyi

Detaylı

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ TARİHSEL GELİŞİM Avrupa Komisyonu tarafından sunulan öneri üzerine, Avrupa Konseyi 17 Temmuz 2006 tarihinde yeni bir Katılım

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2004-31.12.2004 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN GELİŞİMİ VE NEDENLERİ III. AVRO BÖLGESİNDEKİ BORÇ KRİZİNİN SİSTEMİK NEDENLERİ 10

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN GELİŞİMİ VE NEDENLERİ III. AVRO BÖLGESİNDEKİ BORÇ KRİZİNİN SİSTEMİK NEDENLERİ 10 İÇİNDEKİLER TABLOLAR LİSTESİ GRAFİKLER LİSTESİ ŞEKİLLER LİSTESİ KISALTMALAR LİSTESİ vii ix xiv xvi GİRİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN GELİŞİMİ VE NEDENLERİ I. EKONOMİK VE PARASAL BİRLİKTE

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI Türk mali sektörü 27 yılının ilk altı ayında büyümesini sürdürmüştür. Bu dönemde bankacılık sektörüne yabancı yatırımcı ilgisi de devam etmiştir. Grafik II.1. Mali Sektörün

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ DERS NOTLARI 1 1999 17 Ağustos 1999 depremi Marmara bölgesinde Üretim,

Detaylı

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim. 4 Ekim 2009 Tarihinde, DPT Müsteşar Yardımcısı Erhan USTA nın Euro50 Group Seminerinde İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planına İlişkin Konuşma Metni Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Detaylı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan

Detaylı

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

FASIL 5 KAMU ALIMLARI FASIL 5 KAMU ALIMLARI Öncelik 5.1 Kamu alımları konusunda tutarlı bir politika oluşturulması ve bu politikanın uygulanmasının izlenmesi görevinin bir kuruma verilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 5.1.1

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Türkiye den AB ne Göç 1961 den itibaren göçün değişen doğası 60 lar : Batı Avrupa da niteliksiz işgücü ihtiyacı

Detaylı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ DEĞERLENDİRMEK ÜZERE DÜZENLEDİĞİ BASIN TOPLANTISI KONUŞMA METNİ

Detaylı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen

Detaylı

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk yarısının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 19,7 oranında artarak

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 17 Ağustos 2015, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 Sayı: 2015-34 BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Nisan 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 1,19 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu HAZIRLAYAN 18.11.2013 RAPOR Doç. Dr. Nazan Susam Doç. Dr. Murat Şeker Araş. Gör. Erkan Kılıçer Türkiye Ekonomisi Bütçe Büyüklükleri

Detaylı

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR Sermaye Hareketleri ve Döviz Kuru Politikaları Türkiye Ekonomi Kurumu Paneli Doç.Dr.Erdem BAŞÇI Başkan Yardımcısı, TCMB 11 Aralık 2010, Ankara 1 Konuşma Planı 1. Merkez

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Aralık 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi 2002-2013 Dönemi

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi 2002-2013 Dönemi Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi 2002-2013 Dönemi Mehmet ATASEVER Mayıs, 2015 Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi 2002-2013

Detaylı

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI 212 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 212 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 213 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI 16 EKİM 212 MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI www.maliye.gov.tr EKONOMİK GÖRÜNÜM Küresel

Detaylı

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ÇERÇEVE SUNU Gülçiçek ÖZKORKMAZ Başkanlık Baş Danışmanı Mukim Özel Temsilciler Direktörü ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ve TÜRKİYE ÜZERİNE

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ Bilindiği üzere; Belçika, Federal Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg tarafından, 1951 yılında Paris te imzalanan bir Antlaşma ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)

Detaylı

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk iki ayının

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 28 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI 18 Mart 2016 tarihinde gerçekleştirilen Türkiye-AB Zirvesi nde 33 No lu Mali ve Bütçesel Hükümler Faslının

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ İLKER GİRİT 04.11.2015 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI İÇERİK Birliğin Kuruluşu Birliğin Gelişimi Antlaşmalar

Detaylı

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545 Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545 Finansal Krizler İkinci Dünya Savaşı ndan sonra başlayıp 1990 sonrasında ivme kazanan ulusal ve uluslararası finansal

Detaylı

TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 11 Aralık 2015

TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 11 Aralık 2015 TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 11 Aralık 2015 1 KONU BAŞLIKLARI Sorun1: Tasarruf Açığı ve Cari Açık Sorun2: Dev Projelerin ve Teknoloji Yatırımlarının Finansmanı Sorun3: Bankalar ve Faize

Detaylı

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1 Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ 2014 Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2014 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık Ekonomide Değişim www.pwc.com.tr 15. ÇözümOrtaklığı Platformu Temel göstergelerde neler değişti? Ortalama Büyüme, % Milli gelir hesaplama yönteminde revizyon Ekonomik Büyüme Oranları % 12.0 10.0 8.0 6.0

Detaylı

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET Avrupa Konseyi üyesi olmayan devlet (Belarus) ÜYE ÜLKELER KURULUŞUN MERKEZİ VE BÜROLARI BÜTÇE Almanya, Arnavutluk, Andorra, Avusturya, Azerbaycan, Belçika,

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk dört ayının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 23,1 oranında artarak

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 15 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Çağlar Kuzlukluoğlu İnci

Detaylı

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri www.pwc.com.tr. 12. Çözüm Ortaklığı Platformu Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri İçerik 1. 2013 Nasıl Geçti? 2. 2014 e İlişkin Beklentiler 3. Makroekonomiyle Vergi

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ ve KADIN Avrupa Birliği Bakanlığı Sunum İçeriği AB nin kadın-erkek eşitliği ile ilgili temel ilkeleri AB nin kadın istihdamı hedefi AB de toplumsal cinsiyete duyarlı

Detaylı

GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit)

GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit) GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit) GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN Girişimcinin finansman ihtiyacı: Finansman ihtiyacının karşılanmasında

Detaylı

1960 ile 2012 arasında ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir.

1960 ile 2012 arasında ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir. MESAJ 1 GEÇTIĞIMIZ ONYILLARDA KAYDEDILEN ISTIKRARLI BÜYÜME TÜRKIYE YI YÜKSEK GELIR EŞIĞINE GETIRIRKEN, REFAH PAYLAŞILMIŞ VE ORTA SINIFIN BÜYÜKLÜĞÜ IKI KATINA ÇIKMIŞTIR. 1960 ile 2012 arasında ortalama

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EKİİM 2014 1 2014 YILI EYLÜL AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı ihracatı

Detaylı

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012 Liberalleşmenin Türkiye Enerji Piyasasına Etkileri i 22 Şubat 2012 Liberalleşmenin son kullanıcılara yararları somutları çeşitli sektörlerde kanıtlanmıştır Telekom Havayolu Liberalleşme öncesi > Genellikle

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE Çisel İLERİ 13 Ocak 2017 İKV Kamuoyu Araştırması 2016 Araştırmanın Künyesi: Nisan 2016 Türkiye genelinde 18 il 1254 katılımcı 7 bölge Araştırmayı nerede yaptık? AB yi duydunuz

Detaylı

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası OTP harcamalarının AB bütçesinin önemli bölümünü kapsaması, bu politikayı bütçe tartışmalarının da odak noktası yaparken, 2014-2020 Mali Çerçeve içinde tarım, kırsal

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 170 Aralık 2015 İKV DEĞERLENDİRME NOTU EKONOMİK VE PARASAL POLİTİKA FASLININ MÜZAKEREYE AÇILMASI VE EKONOMİ YÖNETİŞİMİ Sema Gençay Çapanoğlu İKV Kıdemli Uzmanı Deniz SERVANTIE 27 Ekim 2014 İKTİSADİ KALKINMA

Detaylı

TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ: MÜZAKERELERİN GİDİŞATI NEREYE?

TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ: MÜZAKERELERİN GİDİŞATI NEREYE? Araştırma Notu 08/4 05.05.2008 TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ: MÜZAKERELERİN GİDİŞATI NEREYE? Cengiz Aktar ve Barış Gençer Baykan Türkiye nin Avrupa Birliği (AB) tam üyelik hedefi muazzam ekonomik, toplumsal

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018 Busiad Hazırlayan:Doç.Dr.Metin 05.02.2018 1 ENFLASYON Aralık 2017 itibariyle tüketici fiyatlarının, %0,69 olarak gerçekleştiği ve %12,98 olan yıllık enflasyonun %11,92 düzeyine düştüğü görülmüş-tü. Ocak

Detaylı

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM 1 SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM Temmuz 2018 Sağlık harcamaları ekonomik kriz sonrası yaşadığı düşüşten sonra artma eğilimi göstermiştir. 2016 yılında sağlık harcamaları, 2017 yılında beklenenden daha

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Şirket Finansmanı ve Halka Açılmada Yeni Yol Haritası: Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Şirketleri Panelinde Yaptığı Konuşma 21.03.2008 Oditoryum,

Detaylı

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014 6. Kamu Maliyesi 214 yılının ilk yarısı itibarıyla bütçe performansı, özellikle faiz dışı harcamalarda gözlenen yüksek artışın ve yılın ikinci çeyreğinde belirginleşen iç talebe dayalı vergilerdeki yavaşlamanın

Detaylı