EPİLEPTİK HASTALARDA DİŞ PROBLEMLERİNİN KULLANDIĞI İLAÇLAR VE NÖBET TİPİYLE İLİŞKİSİNİ ARAŞTIRAN ANKET ÇALIŞMASI BİTİRME TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EPİLEPTİK HASTALARDA DİŞ PROBLEMLERİNİN KULLANDIĞI İLAÇLAR VE NÖBET TİPİYLE İLİŞKİSİNİ ARAŞTIRAN ANKET ÇALIŞMASI BİTİRME TEZİ"

Transkript

1 T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı EPİLEPTİK HASTALARDA DİŞ PROBLEMLERİNİN KULLANDIĞI İLAÇLAR VE NÖBET TİPİYLE İLİŞKİSİNİ ARAŞTIRAN ANKET ÇALIŞMASI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi REZAN UÇAR DANIŞMAN ÖĞRETİM ÜYESİ: DOÇ. DR. FİKRET BADEMKIRAN İZMİR-2013

2 İÇİNDEKİLER: 1. NÖBET BOZUKLUKLARI Etiyoloji Semptomlar ve Bulgular Epileptik Nöbetlerin Klinik ve Elektroensefelografik Sınıflaması Basit Parsiyel Nöbetler Kompleks Parsiyel Nöbetler Jeneralize Nöbetler Tedavi Diş Hekimi Açısından Epilepsi ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ ANKET SONUÇLARI VE İSTATİSTİKLER TARTIŞMA SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ.40

3 1. NÖBET BOZUKLUKLARI : Nöbet; beynin kortikal gri maddesinden kaynaklanan, normal beyin işlevini geçici olarak bozan, anormal, düzensiz bir elektrik deşarjıdır. Nöbet tipik olarak, değişmiş farkındalık, anormal duygulanımlar, istemsiz hareketler ya da konvülsiyonlara yol açar. İzole bir nöbet normal bir beyinde geri dönebilir stresörlerce (örn. Hipoksi, hipoglisemi, çocuklarda ateş) tetiklenebilir. Nöbet bozukluğu (epilepsi) tanısı stresörlere bağlı olmayan 2 ya da daha fazla nöbet geçiren hastalarda konur. (1) Epilepsi; beyindeki sinir hücrelerinin artmış uyarılabilirliğinden (nöronal hipereksitabilite) kaynaklanan klinik bir durumdur. Gri maddedeki artmış, hızlı ve yerel elektriksel boşalımlardan köken alır ve klinikte belli bir süreye sınırlı olarak, bilinç, davranış, duygu, hareket veya algılama fonksiyonlarında, ani başlayan, kısa süreli ve geçici, stereotipik değişiklik durumu gözlenir. Epilepsi nöbeti; tek bir tetiklenmiş nöbeti ifade eder. Epilepsi; ise kronik olark tekrarlayan, tetiklenmemiş (non-provake ) nöbetlere giden tabloyu tanımlar. Nöbetler zaman içinde her hasta için belli bir kalıpta, kendiliğinden veya bazı tetikleyen faktörler zemininde tekrarlar. Nöbetler arasında hasta genellikle normal yaşantısını sürdürür. Nöbet ararlıkları ve tipleri hastadan hastaya son derece değişken olabilir. Ancak aynı hastada bir veya belirli birkaç nöbet tipi tekrarlama eğilimi gösterir. 2

4 Epilepsi sendromu; belli nöbet tipleriyle birlikte ona eşlik eden klinik ve laboratuar bulgularının tümünü tanımlar. Etyoloji, odağın anatomik yerleşimi, nöbeti tetikleyen faktörler, başlangıç yaşı, prognoz, tedaviye yanıt ve EEG bulguları sendromun belirlenmesinde önem taşır. Epilepsi hastalığı; ise iyi tanımlanmış, tek bir etiyoloji olan durumdur. Örneğin progresif miyoklonus epilepsi çeşitli etiyolojileri kapsayan bir sendromu belirtirlen, Lafora hastalığı bu sendrom içinde yer alan ancak tek bir etiyolojiye bağlı, dolayısıyla özgül bir apilepsi hastalığıdır. Epilepsinin insidansı toplumdan topmuma değişmekle birlikte genellikle yılda 20-50/ olarak bildirilmektedir. Aktif epilepsi (son 5 yıl içinde geçirilmiş en az bir nöbet) prevelansı ise 4-10/1000 olarak verilmektedir. Yaşam boyu birikmiş insidens ise yaklaşık %3 olarak saptanır ki bu farklılık epilepsinin bazı hastalarda geçici bir doğası olmasından kaynaklanmaktadır. Epilepsi insidensinin en yüksek olduğu iki dönem, yaşamın ilk yılı ve 60 yaş sonrasıdır. Epilepsi çocukluk ve ergenlik çağında en sık, erişkinlerde ise beyin damar hastalıklarının ardından ikinci sıklıkta rastalanan nörolojik hastalık olarak belirmektedir. (2) 1.1. ETYOLOJİ : Nöbet bozuklukları semptomatik (örneğin beyin tümörü ya da inme gibi saptanabiilir nedenlere bağlı) yada idiyopatik (bilinen bir neden yoktur) olarak sınıflandırılır. İdiyopatik nöbet hastalarının muhtemelen genetik temeli vardır. Nöbetler jeneralize ya da parsiyel olarak ayrılır. Jeneralize nöbetlerde, aşırı elektrik aktivite başlangıçtan itibaren her iki hemsiferin tüm 3

5 korteksini etkiler ve genellikle şuur kaybı olur. Jeneralize nöbetler en sık metabolik hastalıklar, daha ender olarak da genetik hastalıklar nedeni ile gelişir. Jeneralize nöbetler, infantil spazmları, absans, tonik-klonik, atonik ve myoklonik nöbetleri içerir. Parsiyel nöbetler (fokal başlangıçlı) genellikle yapısal bozukluklara bağlıdır. Aşırı nöonla boşalımlar bir serebral korteksle başlar. Parsiyel nöbetler basit (bilinç bozukluğu yoktur) ya da kompleks (bilinç bulanıklığı, ama tam bilinç kaybı olmaz) olabilir. Parsiyel nöbetler yayılarak tüm korteksi etkileyebilir, jeneralize bir nöbete dönüşebilir. Bu aktivasyon bazen o kadar hızlı gerçekleşir ki, başlangıçtaki parsiyel nöbet komponenti klinik olarak tanınamayabilir, ya da kısa bir parsiyel nöbetten sonra jeneralize nöbet gelişebilir (sekonder jeneralizasyon olarak tanımlanır). İdiyopatik nöbet bozuklukları genellikle 2-14 yaşları arasında görülür.semptomatik nöbetlerin insidansı doğumda ve yaşlılarda en yüksektir. İki yaşından önceki nöbetlerin nedeni genellikle gelişimsel bozukluklar, doğum yaralanmaları ve metabolik hatsalıklardır. Erişkinlerde başlayan nöbetlerin çoğu serebral travmaya, tümörlere ya da serebrovasküler olaylara sekonder olarak gelişir. Nöbetlerin yaklaşık yarısında neden saptanamaz. Yaşlılardaki nöbet bozuklukları genellikle tümörlere ve inmelere bağlıdır. Posttravmatik nöbetler, kafatası kırığı, fokal nörolojik defisit ya da intrakraniyal kanama oluşturan kafa travmalarının %25-75 inde görülebilir. Psikiyatrik bozukluğu olan hastalar bazen nöbet taklidi yaparlar (non-epileptik nöbet ya da psödonöbet olarak isimlendirilir). (1) Etyoloji : 4

6 Bilinmeyen (muhtemelen genetik) Bilinen genetik-kromozomal anormallikler Perinatal hasarlar MSS infeksiyonları Tümörler Serebrovasküler hastalıklar Kafa travması Dejeneratif beyin hastalıkları Metabolik ve hormonal hastalıklar İlaçlar ve alkol yoksunluğu Diğeleri (porfiri, eklampsi vb.) (2) 1.2. SEMPTOMLAR VE BULGULAR : Nöbetler, duysal ya da psişik auraları takiben (örn. Çürümüş et kokusu, midede rahatsızlık hissi) oluşabilir. Çoğu nöbet yaklaşık 1-2 dk içinde kendiliğinden durur. Nöbeti takiben (en sık jeneralize nöbetten sonra) postiktal bir dönem gelişebilir. Postiktal dönem, derin uyku, baş ağrısı, konfüzyon ve kaslarda hassasiyet ile karakterize olup dakikalar ya da saatler sürebilir. Bazen postiktal dönemde Todd paralizisi, nöbetin odağının karşı tarafında geçici nörolojik defisitler görülebilir. Çoğu hasta iki nöbet arasında nörolojik olarak normaldir, ama yüksek dozda kullanılan antiepileptik ilaçlar uyanıklığı azaltabilir. İlerleyici 5

7 mental bir kötüleşme, nöbetin sonucundan çok, muhtemelen nöbeti oluşturan bir başka nörolojik hastalığa bağlıdır. Ender olarak nöbetler dirençlidir. (1) 1.3. Epileptik Nöbetlerin Klinik ve Elektroensefalografik Sınıflaması; II. Parsiyel (fokal,lokal) Nöbetler A. Basit parsiyel nöbetler (bilinç durumu bozulmaksızın) 1. Motor semptomlu a. Fokal motor b. Yayılan fokal motor (jacksonian) c. Versif d. Postural e. Fonatuvar (vokalizan veya konuşmanın durması) 2. Somatosensoryel veya özel duysal semptomlu a. Somatosensoryel b. Görsel c. İşitsel d. Olfaktor e. Gustatuvar f. Vertigo hissi 3. Otonomik semptomlu 6

8 4. Psişik semptomlu a. Disfazik b. Dismnezik (ör. Deja-vu) c. Kognitif (hayal durumu, zaman hissinin bozulması) d. Afektif (korku, öfke vb.) e. İlluzyonlar (ör. makropsi) f. Halüsinasyonlar (ör. müzik parçaları) B. Kompleks parsiyel nöbetler (bilinç bozukluğu ile giden) 1. Basit parsiyel başlangıcı izleyen bilinç bozukluğu a. Basit parsiyel özelliklerin ardından bilinç bozukluğu b. Otomatizmlerle giden 2. Bilinç durumunun başlangıçtan itibaren bozulması a. Sadece bilinç bozukluğu ile giden b. Otomatizmlerle giden C. Sekonder jeneralize nöbete dönüşen 1. Basit parsiyel nöbetin (A) jeneralize nöbete dönüşmesi 2. Komplek parsiyel nöbetin (B) jeneralize nöbete dönüşmesi 3. Basit parsiyel nöbetin kompleks parsiyel nöbete dönüşmesi ve ardından jeneralize nöbete dönüşmesi 7

9 II. Jeneralize Nöbetler (konvulzif veya non-konvulzif) A. 1. Absans nöbetleri a. Sadece bilinç bozukluğu ile giden b. Hafif klonik komponentli c. Atonik komponentli d. Tonik komponentli e. Otomatizmli f. Otonomik komponentli 2. Atipik absans a. Tonus değişikliği A.1 den daha belirgin olan b. Başlangıç ve/veya sonlanmanın ani olmaması B. Miyoklonik nöbetler (tek veya çok) C. Klonil nöbetler D. Tonik nöbetler E. Tonik-klonik nöbetler F. Atonik nöbetler (astatik) III. Sınıflandırılmayan Epileptik Nöbetler (yetersiz bilgi) Epilepsi Sendrom Sınıflamasında Temel Alınan Özellikler Şunlardır: Nöbet tipleri 8

10 Başlangıç yaşı EEG bozukluğunun tipi Eşlik eden nörolojik bulgular (2) Basit Parsiyel Nöbetler : Bilinç bulanıklığı olmadan motor, duysal ya da psikomotor belirtiler olur. Özel bulgular tutulan bölgeyi yansıtır. Jaksoniyen nöbetlerde, fokal motor belirtiler tek elde başlayarak kola doğru yayılır. Diğer fokal nöbetler ilk önce yüzü etkileyip kola ve bazen bacağa yayışır. Bazı parsiyel motor nöbetler kolu yukarı doğru kaldırmakla başlar ve başın kalkmış kola doğru dönmesi ile devam eder. Bazıları ise jeneralize konvulsiyonlara dönüşür Kompleks Parsiyel Nöbetler : Nöbetten önce aura olur. Nöbet sırasında, hastalar sabit bakabili, amaçsız otomatizmaları olabilir, anlaşılmaz sesler çıkarabilir, söylenenleri anlamaz ve dıştan gelen yardımları reddedebilir. Bilinç bozulmuştur, ama hastaların çevre ile kısmi ilgileri vardır (örn. Bilinçli olarak ağrılı uyarandan kaçınırlar). Motor belirtiler 1-2 dk sonra geriler, ama konfüzyon ve dezoriyentasyon 1-2 dakika daha devam edebilir. Jeneralize bir nöbetten sonra hastalar eğer sabitlendiyse nöbet sırasında ya da bilinçleri yerine gelirken ani çıkışlar yapabilir. Ancak, provake edilmemiş agresif harekeletlerin görülmesi oldukça enderdir. Sol temporal lob nöbetleri, sözel bellek bozukluklarına neden olabilir; sağ temporal lob nöbetleri ise görsel-uzaysal bellek bozukluğu 9

11 oluşturabilir. Psikiyatrik bozuklukların insidansı temporal lob nöbeti olan hastalarda normal populasyona göre daha yüksektir: %33 ün psikoloijik rahatsızlıkları, %10 unun ise şizofreniform ya da depresif psikoz bozukluğu vardır. Nöbetlerin arasında hastların çoğunn davranışlarında değişiklik görülür, bunlar arasında dindarlık, hipergrafi (aşırı yazma dürtüsü), diğer insanlara aşırı bağımlılık ve sesüalite değişiklikleri sayılabilir Jeneralize Nöbetler : Genellikle şuur kaybı olur ve motor fonksiyonlarda başlangıçtan itibaren anormallik görülür. İnfantil spazmlar, kolların ani fleksiyonu, gövdenin öne doğru fleksiyonu ve bacakların ekstansiyonu ile karakterizedir. Nöbetler bir kaç saniye sürer ama gün içerisinde bir çok kez tekrarlayabilir. Hayatın ilk 5 yılı içerisinde görülür. Daha sonra diğer nöbet tipleri görülmeye başlanır. Gelişim geriliği genellikle eşlik eder. Absans nöbetleri (eskiden petit mal olarak isimlendirilirdi) sn lik bilinç kaybı ile beraber göz kapaklarında kırpıştırmadır; aksiyel tonus kaybolabilir ya da kaybolmayabilir. Hastalar düşmez ya da kasılmaz, aniden yapmakta oldukları harekete ara verirler, aynı şekilde kaldıkları yerden devam ederler. Postiktal belirti görülmez ve hastalar nöbet geçirdiklerinin farkında olmazlar. Absans nöbetleri genetiktir ve çocuklarda daha çok görülür. Tedavisiz bu tip nöbetler, gün içerisinde bir çok kez tekrarlayabilir. Nçbetler genellikle hastalar rahat bir şekilde oturuyorken olur, hiperventilasyon ile tetiklenebilir ama egzersiz sırasında pek görülmez. Atipik absans nöbetleri daha uzun sürer, eşlik eden atmalar ve ototmatizmalar daha 10

12 belirgindir ve şuur daha az etkilenir. Bir çok hastanın sinir sistemini etkileyen bir hastlık öyküsü, gelişim geriliği ve başka nöbet tipleri de vardır. Atipik absans nöbetleri genellikle erişkinlikte de devam eder. Atonik nöbetler çocuklarda görülür. Kısa süreli, kas tonusunun ve şuurun tam kaybı ile karakterizedir. Çocuklar yere düşerek ya da kapaklanarak özellikle kafa travması olmak üzere, travma riski altındadır. Jeneralize tonik-klonik nöbetler (bazen primer jeneralize nöbet olarak da isimlendirilir) genellikle bir çığlık ile başlar, bilinç kaybı ve düşme ile devam eder, daha sonra ekstremite, göve ve baş kaslarının tonik klonik kasılmaları olur. İdrar ve dışkı inkontinansı, ağızdan köpük gelmesi görülebilir. Nöbetler genellikle 1-2 dakika sürer. Sekonder jeneralize tonikklonik nöbetler, basit parsiyel ya da kompleks parsiyel nöbetler ile başlar. Myoklonik nöbetler kısa süreli, bir ya da birden çok ekstremitede ya da gövdede ani ve hızlı atmalardır. Tekrarlayıcı özellikte olup tonik-klonik nöbete neden olabilirler. Bilateral motor hareketlerin görüldüğü nöbetlerden farklı olarak, jeneralize bir nöbet olmazsa bilinç kaybı gelişmez. Jüvenil miyoklonik epilepsi çocuklukta ve ergenlikte görülür. Nöbetler, bilateral, senkron, bir kaç miyoklonik atma ile başlar, olguların %90 ında jeneralize tonik-klonik nöbet takip eder. Genellikle sabah uykudan uyanırken görülür (özellikle uykusuzluk ya da alkol kullanımından sonra). Febril nöbetler, ateşle birlikte ortaya çıkar, intrakraniyal bir infeksiyon yokluğunda provake edilmiş bir nöbet tipi olarak kabul edilmelidir. 3 ay ile 4 yaş arası çocukların yaklaşık %4 ünü etkiler. İyi huylu febril nöbetler kısa süreli, bir kez olan, jeneralize tonik-klonik nöbetlerdir. 11

13 Komplike febril nöbetler ise fokal, >15 dakika süren, ya da bir gün içerisinde 2 ya da daha fazla nöbetlerdir. Genel olarak febril nöbeti olan hastaların yaklaşık %2 sinde epilepsi gelişir. Ancak, epilepsi gelişme riski ya da febril nöbetlerin tekrarlama ihtimali, komplike febril nöbeti ve daha önceden var olan nörolojik anomalisi olanlarda, <1 yaşın altındakilerde, ailede epilepsi öyküsü olanlarda daha yüksektir. (1) 1.4. TEDAVİ : Bir antiepileptiğin uygun dozu, kan düzeyinden bağımsız olarak tüm nöbetleri kontrol edebildiği ve en düşük yan etkiye neden olduğu dozdur. düşünülebilir : Epilepside farmakolojik tedavinin hedefleri 3 basamakta Nöbetleri baskılamak ; ANTİEPİLEPTİK tedavi (şu an için kullanılan ilaçlar) Epilepsiyi tedavi etmek ; ANTİEPİLEPTOJENİK tedavi Hücre ölümünü engellemek ; NÖROPROTEKTİF tedavi (2) Jeneralize tonik-klonik nöbetler için, fenitoin, karbamezepin ve valproat tercih edilir. Erişkinlerde fenitoin bölünmüş dozlarda ya da yatmadan önce tek doz olarak verilebilr. Nöbetler devam ederse, kan düzeyi takip edilerek toplam günlük doz 600 mg a kadar çıkabilir. Daha yüksek dozlarda, toksik belirtileri azaltmak için bölünmüş dozlar verilebilir Parsiyel nöbetler için, tedavide karbamezepin, karbamezepin türevleri (örn. okskarbazepin) ya da fenitoin kullanılır. Valproat daha az 12

14 etkilidir ama denenebilir. Yeni ilaçlar (örn. Gabapentin, lamotrijin, tiagabin, topiramat, vigabatrin, zonisamid) etkili görünmektedir ama standart antiepileptiklere göre etkinlikleri belirlenmemiştir. Saf absans nöbetleri için etosüksimid tercih edilir. Atipik absans nöbetlernde ve diğer nöbet tiplerini de eşlik ettiği absans nöbetlerinde valproat uygundur. Klonozepam etkili olduğu halde genellikle bu ilaca tolerans gelişir. Asetazolamid dirençli nöbetler için saklanır. İnfantik spazmlar, atonik nöbetler ve miyoklonik nöbetlerin tedavisi zordur. Valproat tercih edilir, daha sonra klonozepam denenebilir. Etosüksimid de asetozolamid gibi (absans nöbetinde verilen ile aynı doz) bazen etkilidir.lamotrijinin de etkisi olabilir; genellikle lamotrijinin dozunu etkileyen diğer antiepileptikler ile birlikte kullanılır. Fenitoinin belirli düzeyde etkisi vardır. İnfantil spazmlarda 8-10 hafta süre ile kullanılan kortikostreoidler oldukça etkilidir. AKTH ünite IM/günde bir kez kullanılabilir. Ketojenik diyet faydalıdır ancak uygulaması zordur. Karbamezepin, primer jeneralize epilepsisi ya da miyoklonik nöbetleri olan hastaların durumunu kötüleştirebilir. Jüvenil miyoklonik epilepsi sadece belli anti epileptiklerden fayda görür (örn. valproat) ve diğerleri ile şiddeti artar (örn. karbamezepin); genellikle hayat boyu tedavi önerilir. Febril nöbetlerde eğer çocuğun ateşsiz olduğu dönemde başka nöbeti olmamışsa antiepileptik kullanımı önerilmez. Daha önceleri, bir çok klinisyen non febril nöbetleri önlemek için kompleks febril nöbeti olan çouklara ilaç vermeyi tercih etmiştir. Ama bu yaklaşımın etkili olduğu gözlemlenmemiştir. 13

15 Ayrıca uzun dönem fenobarbital kullanımı öğrenme kapasitesini düşürmektedir. (1) Yan Etkileri : Tüm antiepileptikler alerjik skarletiniform ya da morbiliform döküntü yapabilir ve hiç biri hamilelik sırasında tamamen güvenli değildir. Karbamezepin kullanan hastalarda, tedavinin ilk yılı boyunca tam kan sayımı takip edilmelidir. Eğer lökosit sayılarında düşüş görülürse ilaç kesilmelidir. Doza bağlı nötropeni (nötrofil sayısı <1000/mikrolitre) sıktır ve eğer başka hiçbir antiepileptik, ilacın yerini almayacaksa, doz düşürülerek aynı ilaç devam edilebilir. Valproat alan hastaların ilk yıl 3 ayda bir karaciğer fonksiyon testlerinin ölçüklemsi gerekir. Eğer serum transaminaz ya da amonyal seviyesi anlamlı derecede yükselirse (üst sınırın <2 kat üzerinde) ilaç kesilmelidir. Amonyak seviyesi normalin üst ınırının 1,5 katı kadar artışı tolere edilebilir. Fetal antiepileptik ilaç sendromu (yarık dudak, yarık damak, kardiyak defektler, mikrosefali, büyüme ve gelişme geriliği, yüz anomalileri, dijital hipoplazi) hamilelikleri sırasında santiepileptik kullanan kadınların çocuklarının %4 ünde görülür. Sık kullanılan antiepileptikler arasında, karbamezepin az bir farkla güvenli, valproat ise en teratojenik olan gibi görülmektedir. Ama hamilelik sırasında kontrol esilmeyen dirençli nöbetlerde fetal zarar ve ölüm görülebileceğinden, kullanılmakta olan antiepileptiğin devamı önerilir. Riskler iyice tartılmalıdır: etil alkol herhangi bir antiepileptikten daha zararlıdır. Folat preperatları nöral tüp defekti riskini azalttığından önerilmektedir ve kullanılmalıdır. (1) 14

16 Tablo 1. Yerleşmiş ve yeni antiepileptik ilaçların bazı ciddi ve diğer yan etkileri (1) İLAÇ CİDDİ YAN DİĞER ETKİ YAN ETKİ Karbamezepin Aplastik anemi, hepatotoksisite, Stevens-Johnson sendromu, lupus benzeri tablo, ilaç hipersensitivite sendromu Sersemlik, ataksi, diplopi, bulantı, yorgunluk hissi, lökopeni, döküntü, trombositopeni, hiponatremi, davranış bozukluğu, tikler Etosüksimid Kemik iliği depresyonu, hepatotoksisite, lupus, psikoz, Stevens_Johnson sendromu Bulantı, gastrik irritasyon, başağrısı, döküntü Felbamat Aplastik anemi, hepatik yetersizlik, Stevens_Johnson Anoreksi, kusma, insomni, başağrısı, 15

17 sendromu somnolans Gabapentin Bilinmiyor Somnolans, sersemlik, insomni, başağrısı, diplopi, görme bulanıklığı, bulantı, kusma, döküntü, ajitasyon Lamotrijin Stevens-Johnson sendromu ya da toksik epidermal nekroz, akut hepatik yetmezlik/multiorgan yetmezliği Sersemlik, ataksi, imsomni, başağrısı, diplopi, görme bulanıklığı, bulantı, kusma, döküntü, ajitasyon Levirasetam Bilinmiyor Bulantı, başağrısı, sersemlik, yorgunluk, somnolans, davranış 16

18 değişikliği Okskarbazepin Döküntü Bulantı, başağrısı, sersemlik, yorgunluk, hiponatremi Fenobarbital Hepatotoksisite, bağ dokusu ve kemik iliği bozukluğu, Stevens- Johnson sendromu, ilaç hipersensitivite sendromu Sedasyon, ataksi, nistagmus, döküntü, depresyon, çocuklarda hiperaktivite, öğrenme güçlüğü Fenitoin Aplastik anemi, hepatik yetersizlik, Stevens-Johnson sendromu, lupus benzeri tablo, psödolenfoma, retroperitoneal fibroz, serebellar atrofi, ilaç hipersensitivite sendromu Dişeti hipertrofisi, hirsutizm, ataksi, nistagmus, diplopi, döküntü, anoreksi, bulantı, makrositoz, periferik nöropati, osteoporoz 17

19 Tiagabin Stupor, nonkonvulsif status Bulantı, başağrısı, sersemlik, yorgunluk, güçsüzlük Topiramat Böbrek taşı, dar açılı glokom Bulantı, başağrısı, sersemlik, yorgunluk, kognitif yavaşlama, kelime bulma güçlüğü, parestezi, kilo kaybı, terleme azalması Na-Valproat Hepatotoksisite (<2 yaş çocukta ve polifarmaside belirgin), hiperamonyemi, lökopeni, trombositopeni, Bulantı, kusma, saç dökülmesi, tremor, amenore, kilo artışı, konstipasyon, polikistik over 18

20 pankreatit sendromu Zonisamid Böbrek taşı, aplastik anemi Bulantı, başağrısı, sersemlik, yorgunluk, parestezi, döküntü, konuşma bozuklupu, terleme azalması (özellikle çocuklarda), zayıflama Vigabatrin Kalıcı görme alanı defekti Kilo artışı, ödem halsizlik, psikoz Pregabalin Bilinmiyor Karaciğer enzimlerinde geçici hafif yükselme, uyuklama, yorgunluk hali, 19

21 baş dönmesi ve kilo artışı Lakozamid Bilinmiyor Uyuklama hareketlerde yavaşlama 1.5. DİŞ HEKİMİ AÇISINDAN EPİLEPSİ : Kontrol altındaki hastaların rutin diş tedavileri yapılabilir. Çocuklarda diş eti büyümesi (fibröz hiperplazi) ortaya çıkar. Karaciğerde metabolize olan ilaçlara bağlı olarak (carbamezepine) karaciğerde yorulma oluşur. Bu nedenle karaciğeri stimüle edici ilaçlar verilmemelidir. Ayda 1 veya daha fazla nöbet geçirenlere dental tedavi yapılmaz. Hastalara hareketli protez yapımından kaçınılmalıdır. Lokal anestezi uygulamaları yapılabilir. Çok küçük yaştan itibaren ilaç kullananlarda ve diş eti hiperplazisi olanlarda diş sürmesi gecikebilir. Diş eti hiperplazisi ilaca başladıktan sonraki 4. ayda meydana gelir. Bu hastalara narkotik maddeler verilmez. Valproate kullananlarda kanama eğilimi mevcuttur. Epilepsi İle Beraber Gözlenen Dental Problemler : Dental travma İlaca bağlı gingival hiperplazi Bazı ilaçlardan kaynaklanan artmış kanama eğilimi 20

22 Süt ve daimi dişlerin dilantine bağlı displazileri İlaç tedavisi sonucu kserostomia,yumuşak doku lezyonları ve ülserasyonlar İlaç tedavisinin sonucu olarak iletişim kabiliyetlerinde eksiklik,koordinasyon eksikliği, öğrenme ve duygusal bozukluklar. Maloklüzyon 2. ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ : Epilepsi hastalarında diş problemlerinin kullandığı ilaçlar ve nöbet tipi arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Alt Problemler: I. Ege Universitesi Hastanesinde tedavi gören epilepsi hastalarının demografik ve bireysel özellikleri nasıldır? a) Yaşı b) Cinsiyeti c) Eğitim düzeyi d) Hastalığın nedeni e) İlk tanıyı aldığı zaman aralığı f) Nöbet tipi g) Nöbet sonrası halsizlik, yorgunluk hissedip hissetmediği h) Nöbet sıklığı 21

23 ı) Nöbeti tetikleyen bir dışsal nedenin olup olmadığı i) İlaçların yan etkisini yaşayıp yaşamadığı j) Nöbet sırasında bir diş travması yaşayıp yaşamadığı k) İlaca bağlı dişeti büyümesi olup olmadığı l) ilaca bağlı dişeti kanaması olup olmadığı m) Protez kullanıp kullanmadığı n) Düzenli bir şekilde dişlerini fırçalayıp fırçalamadığı o) Hastalık dolayısıyla diş problemlerinde artış yaşayıp yaşamadığı ö) Epilepsi dışında herhangi bir hastalığının olup olmadığı p) Kullandığı ilaç sayısı II. Epilepsi hastalarının kullandığı ilaçlar ile dişeti kanaması arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? III. Epilepsi hastalarının kullandığı ilaçlar ile dişeti büyümesi arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? IV. Epilepsi hastalarının nöbet tipi ile diş travmaları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 3. ANKET SONUÇLARI-İSTATİSTİKLER: Tablo 2. Anket yapılan hastaların yaş dağılımları Yaş 22

24 Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent ,0 3,0 3, ,0 3,0 6, ,0 3,0 9, ,1 9,1 18, ,5 1,5 19, ,6 7,6 27, ,1 6,1 33, ,1 6,1 39, ,6 7,6 47,1 Valid ,0 3,0 50, ,5 4,5 54, ,5 4,5 59,1 23

25 36 3 4,5 4,5 63, ,0 3,0 66, ,0 3,0 69, ,5 1,5 71, ,5 1,5 72, ,5 4,5 77, ,0 3,0 80, ,5 1,5 81, ,5 1,5 83, ,5 1,5 84, ,5 1,5 86, ,0 3,0 89, ,5 1,5 90, ,0 3,0 93,9 24

26 59 1 1,5 1,5 95, ,5 1,5 97, ,5 1,5 98, ,5 1,5 100,0 Total ,0 100,0 Tablo 3. Anket yapılan hastaların cinsiyet dağılımları Cinsiyet Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Kadın 41 62,1 62,1 62,1 Valid Erkek 25 37,9 37,9 100,0 Total ,0 100,0 kadındır. Anket yapılan epilepsi hastalarının yüzde 37,9 u erkek yüzde 62,1 i Tablo 4. Anket yapılan hastaların eğitim düzeyi dağılımları 25

27 Eğitim Düzeyi Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Okur yazar değil 3 4,5 4,5 4,5 Okur yazar 1 1,5 1,5 6,1 İlköğretim 27 40,9 40,9 47,0 Ortaöğretim 17 25,8 25,8 72,7 Lisans 18 27,3 27,3 100,0 Total ,0 100,0 Anket yapılan epilepsi hastalarının yüzde 4.5 i okur yazar değildi, yüzde 1.5 i eğitim görmemiştir fakat okuma yazma biliyordur, yüzde 40,9 u ilköğretim mezunudur, yüzde 25.8 i ortaöğretim mezunudur yüzde 27.3 ü lisans mezunudur. Tablo 5. Anket yapılan hastaların hastalığının etiyolojisini veren dağılım Hastalığın etiyolojisi Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent 26

28 Valid Genetik 12 18,2 18,2 18,2 Semptomatik 37 56,0 56,0 74,2 İdiopatik 17 25,8 25,8 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 18,2 sinin hastalığının etiyolojisi genetiktir, yüzde 56,0 inin hastalığının etiyolojisi semptomatiktir, yüzde 25,8 inin hastalığının etiyolojisi idiyopatiktir. Tablo 6. Anket yapılan hastalarının ilk tanıyı ne zaman aldığını veren dağılım İlk tanı ne zaman alındı? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid 0-2 yıl 7 10,6 10,6 10,6 4-6 yıl 10 15,2 15,2 25, yıl 14 21,2 21,2 47,0 10 ve üstü 35 53,0 53,0 100,0 27

29 İlk tanı ne zaman alındı? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid 0-2 yıl 7 10,6 10,6 10,6 4-6 yıl 10 15,2 15,2 25, yıl 14 21,2 21,2 47,0 10 ve üstü 35 53,0 53,0 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 10,6 sı ilk tanıyı ilk 2 yıl içerisinde almıştır, yüzde 15,2 si ilk tanıyı 4-6 yıl içerisinde almıştır, yüzde 21,2 si ilk tanıyı 6-10 yıl içerisinde almıştır, yüzde 53 ü 10 sene veya 10 seneden daha uzun bir zaman içerisinde almıştır. Tablo 7. Anket yapılan hastaların nöbet tipini veren dağılım Nöbet tipi Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent 28

30 Valid Basit parsiyel nöbet 8 12,1 12,1 12,1 Kompleks parsiyel nöbet 6 9,1 9,1 21,2 Jeneralize nöbet (konvulzif veya non- konvülzif) 52 78,8 78,8 100,0 Total ,0 100,0 Anket yapılan hastaların yüzde 12,1 inin nöbet tipi basit parsiyel nöbettir, yüzde 9,1 inin nöbet tipi kompleks parsiyel nöbettir, yüzde 78,8 inin nöbet tipi jeneralize nöbettir. Tablo 8. Anket yapılan hastaların nöbetten sonra yorgunluk veya halsizlik hissedip hissetmediğini veren dağılım Yorgunluk ve halsizlik hissediliyor mu? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 47 71,2 71,2 71,2 Hayır 19 28,8 28,8 100,0 Total ,0 100,0 29

31 Anket yapılan hastaların yüzde 71,2 si nöbetten sonra yorgunluk ve halsizlik hissetmektedir, yüzde 28,8 i ise nöbetten sonra yorgunluk ve halsizlik hissetmemektedir. Tablo 9. Anket yapılan hastaların nöbet sıklığını veren dağılım Nöbet sıklığı Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Gündebir veya daha fazla 8 12,1 12,1 12,1 Haftada bir 18 27,3 27,3 39,4 Ayda bir 12 18,2 18,2 57,6 Yılda bir 10 15,1 15,1 72,7 Yılda birden az 18 27,3 27,3 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 12.1 i günde bir kere veya daha fazla nöbet geçirmektedir, yüzde 27,3 ü haftada bir nöbet geçirmektedir, yüzde 18,2 si ayda bir nöbet geçirmektedir, yüzde 15,2 si yılda bir nöbet geçirmektedir, yüzde 27,3 ü yılda birden az nöbet geçirmektedir. 30

32 Tablo 10. Anket yapılan hastaların nöbetini tetikleyen bir dışsal neden olup olmadığını veren dağılım Nöbeti tetikleyen dışsal neden var mı? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 43 65,2 65,2 65,2 Hayır 23 34,8 34,8 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 65,2 sinin nöbetini tetikleyen bir dışsal neden vardır. Yüzde 34,8 inin nöbetini tetikleyen dışsal bir neden yoktur. Tablo 11. Anket yapılan hastaların ilaçların yan etkisini yaşayıp yaşamadığını veren dağılım İlaçların yan etkisini yaşadınız mı? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 29 43,9 43,9 43,9 31

33 Hayır 37 56,1 56,1 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 43,9 u ilaçların yan etkisini yaşamıştır. Yüzde 56,1 i ilaçların yan etkisini yaşamamıştır. Tablo 12. Anket yapılan hastaların nöbet sırasında diş travması yaşayıp yaşamadığını veren dağılım Nöbet sırasında diş travması yaşadını mı? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 30 45,5 45,5 45,5 Hayır 36 54,5 54,5 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 45,5 i nöbet sırasında diş travması yaşamıştır. Yüzde 54,5 i nöbet sırasında diş travması yaşamamıştır. Tablo 13. Anket yapılan hastalarda ilaca bağlı dişeti büyümesi olup olmadığını veren dağılım 32

34 İlaca bağlı dişeti büyümesi oldu mu? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 4 6,1 6,1 6,1 Hayır 62 93,9 93,9 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 6,1 inde ilaca bağlı dişeti büyümesi olmuştur. Yüzde 93,9 unda ilaca bağlı dişeti büyümesi olmamıştır. Tablo 14. Anket yapılan hastalarda ilaca bağlı dişeti kanaması olup olmadığını veren dağılım İlaca bağlı dişeti kanaması oldu mu? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 9 13,6 13,6 13,6 Hayır 57 86,4 86,4 100,0 33

35 İlaca bağlı dişeti kanaması oldu mu? Cumulative Frequency Percent Valid Percent Percent Valid Evet 9 13,6 13,6 13,6 Hayır 57 86,4 86,4 100,0 Total ,0 100,0 Hastaların yüzde 13,6 sında ilaca bağlı dişeti kanaması olmaktadır. Yüzde 86,4 ünde ilaca bağlı dişeti kanaması olmamaktadır. Tablo 15. Anket yapılan hastalarda hastanın kullandığı ilaçlar işe dişeti büyümesi arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını gösteren tablo Chi-Square Test Value df Asymp. Sig. (2-sided) Person Chi- 4,564 a 2 0,102 Square 34

36 Likelihood Ratio 4, ,104 Linear-by-Linear 0, ,793 Association N of Valid Cases 66 Sonuçlara göre hastanın kullandığı ilaçlar ile dişeti büyümesi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Tablo 16. Anket yapılan hastalarda hastanın kullandığı ilaçlarla dişeti kanaması arasında anlamlı bir ilişki bulunup bulunmadığını gösteren tablo Chi-Square Test Value df Asymp. Sig. (2-sided) Person Chi-Square 3,643 a 2 0,162 Likelihood Ratio 3, ,191 Linear-by-Linear 0, ,599 Association N of Valid Cases 66 35

37 Sonuçlara göre hastanın kullandığı ilaçlar ile dişeti kanaması arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Tablo 17. Anket yapılan hastalarda hastanın nöbet tipi ile geçirdiği trav- malar arasında anlamlı bir ilişki bulunup bulunmadığını gösteren tablo Chi-Square Test Value df Asymp. Sig. (2-sided) Person Chi- 0,704 a 2 0,703 Square Likelihood Ratio 0, ,699 Linear-by-Linear 0, ,443 Association N of Valid Cases 66 Sonuçlara göre hastanın nöbet tipi ile geçirdiği travmalar arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. 4. TARTIŞMA Epilepsi hastalarında görülen diş problemleri birçok nedenle oluşmaktadır. Bunlar, epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı olabileceği gibi 36

38 (3), epileptik nöbetler esnasındaki tonik-klonik kasılmalara yada iyatrojenik olarak nöbet esnasında yanlış uygulama sonucu dişlerin arasına sokulmaya çalışılan sert cisimlere bağlı olabilir (4). Diş problemlerini bunlar dışında epileptik hastalarda mental retardasyon veya sosyo-kültürel seviye düşüklüğü de artırmaktadır (5). Bunlar arasında özellikle fenitoine bağlı diş eti hipertrofisi uzun dönem sorunlara neden olmakta ve tedaviye yanıtı sıkıntılı olmaktadır (6). Her ne kadar bizim hasta grubumuzdaki diş eti hipertrofisi %6 düzeyinde karşılaşılmış olsa da, bunun nedeni erken dönemde fark edilerek uzun döneme yayılmadan gerekli önlemler alınarak (fenitoinin kesilmesi, ağız bakımı gibi) sorun olmaktan çıkarılmasıdır. Hastalarımızın yüzde 45,5 i herhangi bir nöbet sırasında diş travması yaşamamıştır. Travmanın şiddeti olasılıkla diş probleminin günlük aktivite üzerine olan olumsuzlukları ile doğru orantılıdır. Antiepileptik ilaçların yan etkisi sadece diş eti hipertrofisi olmayıp, diş eti kanamasına eğilim, ağız florasındaki değişiklikler ve kemik gelişimi üzerine olan olumsuz etkiler de olabilir. Hastalarımızın % 43,9 u bir şekilde ilaçların yan etkisini yaşamıştır. Bazı hastalar ilaç yan etkileri nedeniyle ilaçları kesme yoluna giderek nöbet sıklığının artmasına ve travmatik diş problemlerinin artmasına neden olmuştur. Günümüzde giderek artan daha etkili ve yan etki profili daha az, antiepileptik ilaçlar geliştirme çabasına rağmen henüz istenilen düzeye ulaşılmış görünmemektedir. Tüm bu veriler ışığında; epilepsi hastalarında artmış diş problemlerin tek bir faktöre bağlı olmadığı multifaktöryel nedenlerle oluştuğu ve Nöroloji uzmanlarının Diş hekimleri ile koordineli çalışarak bu sorunların üstesinden gelmeleri gerektiği kanısı yaygındır. 37

39 5. SONUÇ Epilepsi; beyindeki sinir hücrelerinin artmış uyarılabilirliğinden kaynaklanan klinik bir durumdur. Hastalarda kullandığı ilaçlara bağlı olarak dental yan etkiler ya da nöbetlere bağlı dental travmalar görülebilir. Epilepsi hastalarında görülebilecek dental problemler dental travma, ilaca bağlı gingival hiperplazi, bazı ilaçlardan kaynaklanan artmış kanama eğilimi, süt ve daimi dişlerin dilantine bağlı displazileri, ilaç tedavisi sonucu kserostomia, yumuşak doku lezyonları ve ülserasyonlar, ilaç tedavisinin sonucu olarak iletişim kabiliyetlerinde eksiklik, koordinasyon eksikliği, öğrenme ve duygusal bozukluklar ve maloklüzyondur. Yapılan araştırmaya ve istatistiksel olarak bakılan sonuca göre epilepsi hastalarının kullandıkları ilaçlar ile dişeti kanamaları ve dişeti büyümeleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bunun gibi hastaların nöbet tipi ile dental travma hikayeleri arasında da anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak epilepsi hastalığı bu hastaların kullandığı ilaçlar ile dişeti kanaması, dişeti büyümesi yada dental travma doğrudan ilişkilendirilemez. 38

40 6. KAYNAKLAR 1- Susan T Schindler : The Merk Manuel, 1. ed. Keryn A.G. Lane, 2. ed. Susan C. Short, 3. ed. Michelle A. Hoffman; 2006,S: Betül Baykan, Nerses Bebek, Candan Gürses, Ayşen Gökyiğit: İTF Nöroloji, ed. Dr. A. Emre Göre, İhsan Kafadar, Burcu Tufan, Huriye Elif Sinan. Fenitoin Kullanımına Bağlı Dişeti Hiperplazisi: Bir Olgu Sunumu Okmeydanı Tıp Dergisi; 2012,28(1), Gülbu Tanrıverdi, Melike Yalçın Gürsoy, Halil Murat Şen, Handan Işın ÖZIŞIK KARAMAN. Epilepside Geleneksel Tıp Uygulamaları: Çanakkale Örneği Epilepsi;2013,19(1), Ünal Ayrancı, Bir Grup ilkokul Öğrencisinde Diş Çürüğü Saptama Araştırması;2005,14,3 6- Gülen Kamak, Mehmet Özgöz: Fenitoine Bağlı Dişeti Büyümesinin Tedavisi ve Uzun Dönem Takip Sonuçları: Olgu Raporu;2012,

41 7. ÖZGEÇMİŞ : 26 Ağustos 1991 tarihinde Diyarbakır ilinde doğdum. İlköğrenimimi Misak-ı Milli İlköğretim Okulunda, ortaöğrenimimi İzmir Anadolu Kız Lisesinde tamamladım yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım. 40

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı olarak

Detaylı

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER (FN)- TANIM FEBRİL NÖBET (FN): 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda, santral sinir sistemi enfeksiyonu veya başka bir etken bulunmaması koşuluyla ateşle birlikte

Detaylı

Konvülsiyon Geçiren Çocuk; Ateşli ve Ateşsiz. Doç.Dr. Gülşen KÖSE Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Konvülsiyon Geçiren Çocuk; Ateşli ve Ateşsiz. Doç.Dr. Gülşen KÖSE Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konvülsiyon Geçiren Çocuk; Ateşli ve Ateşsiz Doç.Dr. Gülşen KÖSE Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konuşma akışı Konvülsiyon tanımı ve nedenleri Akut semptomatik konvülsiyonlar Febril

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West sendromu Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı

Detaylı

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29 Portal Adres ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29 : www.haberahval.com İçeriği : Gündem Tarih : 05.08.2014 : http://www.haberahval.com/engelli-atamasi-suba-03082014.html 1/9 ENGELLI ATAMASI EKPSS

Detaylı

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji Nöbet? Bilinç bozukluğu ve Motor fenomenler içeren olay. Nöbet... Van Gogh Epileptik nöbet neden olur? İnhibisyon Eksitasyon

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM Prof. Dr. Hayri Ermiş İstanbul Tıp Fakültesi, Kadın Hast. Ve Doğum A.B.D. Perinatoloji B.D. Gebeliğin kriz sıklığına etkisi? Gebelerin 1/3 ünde kriz

Detaylı

Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım

Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım Konvülziyon (nöbet): Beyindeki nöronların anormal elektriksel deşarjı sonucu oluşan nörolojik fonksiyonel epizottur. Bilinç kaybı, anormal motor aktivite, davranışsal ve

Detaylı

Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri. Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN

Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri. Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN Akış 1-Ġlk nöbette tedavi kararı 2-Ġyi huylu epilepsilerde tedavi kararı: Rolandik Epilepsi 3-Ġlaç tedavisinin düzenlenmesı İlk Nöbet - Tanım:

Detaylı

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Dr. Berker Duman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD, Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları

Detaylı

ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR. Prof.Dr.A.Tanju ÖZÇELİKAY

ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR. Prof.Dr.A.Tanju ÖZÇELİKAY ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR Prof.Dr.A.Tanju ÖZÇELİKAY Epilepsi: Beynin elektriksel fonksiyonundaki değişimler sonucu, Ani olarak başlayan, kısa süren ve kendiliğinden geçen, genellikle bilinç kaybına neden olan

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EPİLEPTİK NÖBETLER. Doç. Dr. Sema SALTIK

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EPİLEPTİK NÖBETLER. Doç. Dr. Sema SALTIK ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EPİLEPTİK NÖBETLER Doç. Dr. Sema SALTIK NÖBET Bir grup kortikal nöronun aşırı ve senkronize deşarjına bağlı olarak ortaya çıkan ve klinikte gelip geçici motor, duysal, duyumsal, duygusal,

Detaylı

Epilepsi Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Epilepsi Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Epilepsi Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Ebru Nur VANLI YAVUZ, Betül BAYKAN İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul Epilepsi tedavisinde ilk basamak, tanının doğru

Detaylı

ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ. Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD

ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ. Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD Prognoz açısından Epilepsiler ve Epileptik sendromlar 1) Çok iyi prognoz: %20-30 2) İyi prognoz:

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir. KULLANMA TALİMATI KEPPRA 1000 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Kroskarmelos sodyum, makrogol 6000, kolloidal anhidrus

Detaylı

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 Nöbet Beyin hücrelerindeki aşırı ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak serebral fonskiyonların baskılanması ile sonuçlanan bir durum Epilepsi

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı FK: Hedefler 1. Basit ve Komplike FK ları tanımlamak 2. Etyopatogenetik değerlendirmeyi yapmak

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANTİEPİLEPTİKLER Karbamezepin Okskarbazepin Lamotrijin Riluzol Valproik

Detaylı

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Tiroid Hastalıkları Gebelerin %2-3 ünde tiroid disfonksiyonu var Gebelik tiroid fonksiyonlarını

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

Yetişkinlerde Nöbet ve Status Epileptikus

Yetişkinlerde Nöbet ve Status Epileptikus Yetişkinlerde Nöbet ve Status Epileptikus Dr. Bora KAYA 24.12.2011 KEAH ACİL TIP - BORA KAYA 1 Nöbetler Nöbet, beyindeki nöronların uygunsuz elektriksel boşalmasının neden olduğu anormal nörolojik fonksiyonlar

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir ulyis@yahoo.com SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ *NON-EPİLEPTİK PAROKSİSMAL OLAYLAR İYİ HUYLU NÖBETLER EPİLEPTİK ENSEFALOPATİLER Bu gerçekten

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Sunu Planı Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi ve fizyolojisi Etiyoloji Klinik Tanı Tedavi Tanım ve Epidemiyoloji

Detaylı

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme Temel farmakoterapi ilkeleri Az sayıda ilaç Daha önce kullanılan veya ailede kullanılan ilaç Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması Psikolojik desteğin de sağlanması Hastayı

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Dr.Nazan Aydın-Perinatal Dönem Yaklaşımı. Dr.Nazan Aydın-Perinatal Dönem Yaklaşımı

Dr.Nazan Aydın-Perinatal Dönem Yaklaşımı. Dr.Nazan Aydın-Perinatal Dönem Yaklaşımı PERİNATAL DÖNEMDE PSİKİYATRİK GÖRÜŞMEDE ESASLAR Dr.Nazan Aydın Herşeyden önce Kendini tanıtmak Perinatal hastaların en çok ihtiyaç duydukları Dinleyen, Şefkatli, Sevecen, Bilgili, Bir Doktor Perinatal

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı

Antiepileptik ilaçlar

Antiepileptik ilaçlar Antiepileptik ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009 Konuşma planı Antiepileptik ilaçların toplu

Detaylı

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet Emin Demirkol Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ Bu çalışmada

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD Tanım Orbitomeatal çizginin üzerinde hissedilen ağrılar baş ağrıları olarak değerlendirilir Epidemiyoloji Çocuklarda

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LAMICTAL DC 50 mg çözünür / çiğneme tableti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her tablet 50 mg lamotrijin içerir. Yardımcı maddeler: Kalsiyum karbonat, hidroksipropil selüloz, alüminyum magnezyum

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

HASTAYA YAKLAŞIM. Dr. Mustafa SEVER Acil Tıp T p Uzmanı Acil Tıp T p AD Mart 2007

HASTAYA YAKLAŞIM. Dr. Mustafa SEVER Acil Tıp T p Uzmanı Acil Tıp T p AD Mart 2007 NÖBET GEÇİREN HASTAYA YAKLAŞIM Dr. Mustafa SEVER Acil Tıp T p Uzmanı HrÜTF Acil Tıp T p AD Mart 2007 Konvülsiyon Tanım: Beyindeki nöronlarn ronların n anormal elektriksel deşarj arjı sonucu oluşan nörolojik

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür KULLANMA TALİMATI XYZAL 5 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür Yardımcı maddeler: Mikrokristalin selülöz, laktoz monohidrat, kolloidal anhidrus

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

Alkol ve Madde Kullanımında Zehirlenme

Alkol ve Madde Kullanımında Zehirlenme Alkol ve Madde Kullanımında Zehirlenme Prof. Dr. Hakan Coşkunol Ege Üniversitesi BATI ENSTİTÜSÜ Alkol ve Madde Kullanım Biçimleri Nelerdir? Kullanmama Sosyal Kullanım Rekreasyonel Kullanım Riskli Kullanım

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu. 21 Ekim 2016 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu. 21 Ekim 2016 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 21 Ekim 2016 Cuma İnt. Dr. Nurdan Baydoğan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

KEPPRA 1000 mg FİLM TABLET KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir.

KEPPRA 1000 mg FİLM TABLET KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir. KULLANMA TALİMATI KEPPRA 1000 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Kroskarmelos sodyum, makrogol 6000, kolloidal anhidrus

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SEMİYOLOJİK NÖBET SINIFLAMASINDA MODÜLER EĞİTİM.

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SEMİYOLOJİK NÖBET SINIFLAMASINDA MODÜLER EĞİTİM. T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SEMİYOLOJİK NÖBET SINIFLAMASINDA MODÜLER EĞİTİM Doktora Tezi Arş.Gör. Ayşegül İŞLER DANIŞMAN Doç.Dr. Zümrüt BAŞBAKKAL İZMİR 2006 T.C.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Bir supozituvar, 800 mg fenprobamat içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Bir supozituvar, 800 mg fenprobamat içerir. KULLANMA TALİMATI GAMAKUİL Supozituvar Anüse (makata) uygulanır. Etkin madde: Bir supozituvar, 800 mg fenprobamat içerir. Yardımcı madde: Witepsol H 15 Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI

Detaylı

05.01.2011. Epidemiyoloji ISI-İLİŞKİLİ ACİLLER. Patofizyoloji. Klinik. Prickly heat. Heat edema

05.01.2011. Epidemiyoloji ISI-İLİŞKİLİ ACİLLER. Patofizyoloji. Klinik. Prickly heat. Heat edema ISI-İLİŞKİLİ ACİLLER Haldun Akoğlu Epidemiyoloji Isı artışı ile ilişkili ölümler daha çok yaşlılarda görülmekte < 40 yaş; 1/1000 000 > 85 yaş; 5/1000 000 Patofizyoloji Isı üretimi ile ısı kaybı arasındaki

Detaylı

KOMPLEKS PARSİYEL EPİLEPSİLİ HASTALARDA KLİNİK VE PSİKOSOSYAL PROGNOZ

KOMPLEKS PARSİYEL EPİLEPSİLİ HASTALARDA KLİNİK VE PSİKOSOSYAL PROGNOZ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI KOMPLEKS PARSİYEL EPİLEPSİLİ HASTALARDA KLİNİK VE PSİKOSOSYAL PROGNOZ Dr. Fatih ERBEY UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof.

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Narkolepsi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Klasik Tanım Gündüz z aşıa şırı uykululuk Katapleksi Uyku paralizisi Hipnogojik halüsinasyonlar Genişletilmi letilmiş

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI ANTHĐX 10 mg tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir tablette 10 mg rupatadine eşdeğer 12,80 mg rupatadin fumarat bulunur. Yardımcı maddeler: Laktoz, mikrokristalin selüloz, kırmızı

Detaylı

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA) DABİGATRAN (PRADAXA) NE İÇİN KULLANILIR? Dabigatran (PRADAXA) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Birçok kişi için = Uyku ilacı Uyku hekimi için =??? Kabus 1979 Sınıflaması Diagnostic Classification of Sleep and Arousal Disorders

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri Ergenin yaşına, gelişim düzeyine uygun Bireysel, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklara

Detaylı

KONFÜZYON KONFÜZYON 19.10.2010 DR.ÖMER DOĞAN ALATAŞ

KONFÜZYON KONFÜZYON 19.10.2010 DR.ÖMER DOĞAN ALATAŞ KONFÜZYON KONFÜZYON DR.ÖMER DOĞAN ALATAŞ BAKIŞ Konfüzyon bir bulgu değil semptomdur Bir çok klinisyen konfüzyonu tanımlamada zorlanmıştır Konfüzyon terimi hafıza, dikkat,farkındalık gibi yüksek serebral

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür 500 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR İNSUFOR, tip 2 diabetes mellitus tedavisinde, özellikle fazla kilolu

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. EPİTAM 500 mg film tablet. Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 500 mg levetirasetam içerir.

KULLANMA TALİMATI. EPİTAM 500 mg film tablet. Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 500 mg levetirasetam içerir. KULLANMA TALİMATI EPİTAM 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 500 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Mikrokristalin selüloz (Comprecel M 102), hidroksi propil

Detaylı

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik www.onurcelik.com Vestibuler sistem Periferik Otolitik yapılar Utrikulus Sakkulus Semisirküler kanallar Vestibüler ganglion Vestibüler sinir Vestibuler

Detaylı

KULLANMA TALİMATI 1 / 8

KULLANMA TALİMATI 1 / 8 KULLANMA TALİMATI L-CETAM 250 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablet 250 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Mısır nişastası, prejelatinize nişasta, povidon K30,

Detaylı

Beyin Tümörü Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanabilir ya da vücudun başka bir yerindeki habis tümörün genellikle kan yolu

Detaylı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi KALP KRİZİ Kalp krizi (miyokard

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir. KULLANMA TALİMATI KEPPRA 1000 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film kaplı tablette 1000 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Kroskarmelos sodyum, makrogol 6000, kolloidal anhidrus

Detaylı

KOMA STATUS EPİLEPTİKUS BEYİN ÖLÜMÜ

KOMA STATUS EPİLEPTİKUS BEYİN ÖLÜMÜ KOMA STATUS EPİLEPTİKUS BEYİN ÖLÜMÜ Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD Bilinç Değişikliği Bilinç değişiklikleri yoğun bakım ünitesinde en sık nöroloji konsultasyonu

Detaylı

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI Prof. Dr. Reyhan ERSOY Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı HİPOGLİSEMİ VE DİYABETES MELLİTUS Hipoglisemi Diyabetes

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. EPİXX 1000 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her tablet 1000 mg levetirasetam içerir.

KULLANMA TALİMATI. EPİXX 1000 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her tablet 1000 mg levetirasetam içerir. KULLANMA TALİMATI EPİXX 1000 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her tablet 1000 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Nişasta, talk, aerosil 200, PVP K-30, magnezyum stearat, HPMC E-15,

Detaylı

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir. Konuşma gecikmesi Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir. Aylara göre konuşmanın normal gelişimi: 2. ay mırıldanma, yabancılara

Detaylı

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Latince gerilme anlamına gelir. İstemli kasların tonik spazmıyla karakterize akut bir toksemidir. Etken: Clostridium tetani

Detaylı

8 Merdiven çıkmak, yürümek gibi hareketler baş ağrınızın şiddetini etkiliyor mu? (azaltıyor, etkisiz, arttırıyor)

8 Merdiven çıkmak, yürümek gibi hareketler baş ağrınızın şiddetini etkiliyor mu? (azaltıyor, etkisiz, arttırıyor) Baş ağrısı yakınması ile gelen hastalarda şu yol izlenmelidir: Anamnez FM NM Gerekirse tetkikler/primer-sekonder baş ağrısı ayrımı Tanı Tedavi Baş ağrısı anamnezi alırken şu sorular sorulmalıdır: 1 Başınızın

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. SIRDALUD 2 mg tablet Ağız yoluyla alınır.

KULLANMA TALİMATI. SIRDALUD 2 mg tablet Ağız yoluyla alınır. KULLANMA TALİMATI SIRDALUD 2 mg tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: 2 mg tizanidine eşdeğer miktarda 2.288 mg tizanidin hidroklorür içermektedir. Yardımcı maddeler: Kolloidal silikon dioksit (aerosil

Detaylı

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI DEDBT01944 Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg Mümkün olduğunca normal bir yaşam www.lilly-pharma.de www.lilly-diabetes.de

Detaylı

Tanımlar. Epidemiyoloji. Patofizyoloji 9/27/2012 ERİŞKİNLERDE NÖBET VE STATUS EPİLEPTİKUS

Tanımlar. Epidemiyoloji. Patofizyoloji 9/27/2012 ERİŞKİNLERDE NÖBET VE STATUS EPİLEPTİKUS 2 Tanımlar ERİŞKİNLERDE NÖBET VE STATUS EPİLEPTİKUS Dr. Savaş Arslan AÜTF Acil Tıp A.D. 06/03/2012 Nöbet: Beyin nöronlarının anormal elektriksel deşarjı sonucu oluşan, anormal nörolojik fonksiyon epizotudur.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir ml de 100 mg levetirasetam içerir. KEPPRA steril konsantre infüzyon çözeltisi 5 ml'lik cam flakonlardadır.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir ml de 100 mg levetirasetam içerir. KEPPRA steril konsantre infüzyon çözeltisi 5 ml'lik cam flakonlardadır. KULLANMA TALİMATI KEPPRA 500 mg/5 ml konsantre infüzyon çözelti içeren flakon Damar içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ml de 100 mg levetirasetam içerir. KEPPRA steril konsantre infüzyon çözeltisi 5

Detaylı

GLASKOW KOMA SKALASI HAZIRLAYAN: NURTEN ŞİŞMAN

GLASKOW KOMA SKALASI HAZIRLAYAN: NURTEN ŞİŞMAN GLASKOW KOMA SKALASI HAZIRLAYAN: NURTEN ŞİŞMAN TANIM Glaskow koma skalası genel olarak kişinin nörolojik değerlendirmesini yapmak için geliştirilmiş bir kriterdir. Hastanın şuur seviyesinin derecesi belirlenir

Detaylı

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları Dr. Aksel Siva Nöroloji Anabilim Dalı ve Baş Ağrısı Kliniği İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Istanbul GÜNCEL TIP AKADEMİSİ 17 19 Nisan

Detaylı

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ GÜLDER GÜMÜŞKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ HASTANESİ TROMBOSİT NEDİR? 1 Kemik iliğinde yapılan kan hücrelerinden biridir. Pıhtılaşma hücreleri olarak bilinir. 1mm 3 kanda

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. KEPPRA 500 mg/5 ml konsantre infüzyon çözelti içeren flakon Damar içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. KEPPRA 500 mg/5 ml konsantre infüzyon çözelti içeren flakon Damar içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI KEPPRA 500 mg/5 ml konsantre infüzyon çözelti içeren flakon Damar içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ml de 100 mg levetirasetam içerir. KEPPRA steril konsantre infüzyon çözeltisi 5

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU KLK-HAB-BES İlk yayın Tarihi : 15 Mart 2006 Revizyon No : 04 Revizyon Tarihi : 03 Ağustos 2012 İçindekiler A) Malnütrisyon

Detaylı

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Nokturnal paroksismal olaylar Jeneralize & parsiyel epileptik nöbetler Parasomniler Normal uyku varyantları

Detaylı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi

Detaylı

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Yavuz Ayhan, Ayşe Elif Anıl Yağcıoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Araştırmacı Danışman Konuşmacı

Detaylı