TOPLUMSAL HAREKETLER VE PROLETER KAMUSAL ALAN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TOPLUMSAL HAREKETLER VE PROLETER KAMUSAL ALAN"

Transkript

1 Ekonomik!'aklaşım, Cilt: 17, Sayı: 60-61, ss TOPLUMSAL HAREKETLER VE PROLETER KAMUSAL ALAN Mustafa Kemal COŞKUN* ÖZET Kamıısal alan iizerine yapıjan tartişmalar özellikle 1980'lerden sonra oldukça artmıştır. Bu tartişmalarda toplumsalhareketlerin kamusal alandaki yeri ve işlevi meselesi ise her zaman önemli olmuştur. Bu çalişma, proleter kamusal alan kavramı ile toplumsal hareketler ilişkisini anlamaya yönelik bir çaba(br. Habermas'ın kamusal alan kavramtnm tek, özerk, hegemonik, ulusal ve kuşatıcı olduğu, toplumsal hareketlerin ise, tersine, alternatifikarşıt kamular yaratabildiği, dolayısıyla çoğul kamularm bulunduğu söylenebilir. Proleter bir kamusal alan ise ancak S!11!f temelli toplumsal hareketler ile kültiir/kimlik temelli toplumsal hareketler arasındaki ittifaktarla etkili olabilir. Anahtar Kelime/er: Btujuva Liberal Kamusal alan, Proleter Kamusal Alan, Eski ve Yeni Toplumsal Hareketler. ABSTRACT Social Movements and Proletarian Public Splıe~ e Tlıe discussions on the public sphere have fairly increased especially after J980s. At these discussions, t!ıe issue of the place and function of the social movements in public splıere lıas always been important. This study is an attempt to comprehend t!ıe relationslıip between tlıe notian of proletarian public splıere and tlıe social nwvenıents. W/ıile it can be said that Habermasian public sphere notian is /ıegenwnic, singular, autonomous, national and overarcfıing, conversely, the social movenıetıts can ereare altemative/counter or proletarian public splıeres, tlıerefore, rizere are multiplicity of publics. An proletarian pub!ic splıere can be effective the alliances betwl!en the social movenıents based on class and the social movenıents based on cultur!identity. Keywords: Bourgeois Liberal?ublic Sp/ıere, and Neıv Social Movements. Proletarian?ublic Sphere, Old Araş. Gör. Dr.. Ankara Üniversitesi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakciltesi. Sosyoloji Bö!UnıU.

2 144 Mustafa Kemal COŞKUN GİRİŞ: BURJUVA LiBERAL KAMUSAL ALAN Kamusal alan, katılımcı demokrasi, toplumsal hareketler, sivil toplum gibi kavramlar günümüzde toplumsal gelişmeleri ve değişmeleri anlamak, incelemek amacını güden çalışına ve tartışınalarda sıkça göndermede bulu~ulan kavramlardır. Farklı disiplinler içinde yapılan çalışmalarda bu türden kavramların sürekli olarak bir tartışma konusu olduğu da söylenebilir. Bu kavramlar çerçevesinde yapılan tartışmaların 1980'1erin sonu ile 1990'ların başında oldukça hararetlendiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Modern demokratik yapının kamusal alana yaygınlaşmış bir demokrasi anlayışıyla geliştirilmesi gerektiği çerçevesinde değerlendirilen müzakereci, agonistik ve örgütsel demokrasi yaklaşımları, demokrasinin şimdilerde yaşamış olduğu meşruiyet krizi karşısında getirilen çözüm önerileri arasında önemli bir yere sahiptir. Örneğin Habermas, Rousseau'daki önceden oluşmuş bir müzakere sürecini içermeyen genel irade kavramını "kamusal olmayan kanaatler demokrasisi" biçiminde eleştirerek, irade oluşumundaki müzakere etme sürecini meşruluğun kaynağına yerleştirmektedir (Hasdemir, 2005: 28-29). "Müzakereci demokrasi" teorisi sivil toplum alanını, kamusal alanda siyasi ve ahlaki açılardan özgür ve eşit bireylerin rasyonel bir diyalog ile konsensüse varabilecekleri bir alan olarak kavrar. Nitekim, Habermas'a (1987) göre, modernizm endüstriyel gelişmeyi sağlayarak bireylerin bir kısım ihtiyaçlarını giderebilmiş, fakat sivil toplum özel alan olarak, siyasal toplum ise kamusal alan olarak ayrıldığından dolayı yeterince demokratik olamamış ve bireylerin hak ve özgürlüklerine yönelik demokratik taleplerin gerçekleştirilmesi eksik kalmıştı. Modernliğin Habermas tarafından "bitmemiş bir proje" olarak adiandıniması da bu nedenledir. Habermas gibi başka düşünürler de (Arendt, 1994; Sennett, 1996; Bauman, 2000) günümüzde modern ulus-devlet tanımlamasındaki kamusallık fikrinin yeniden gözden geçirilmek zorunda olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu durumda, liberal demokrasinin işleyişinde bir "meşruiyet krizi" oluşmuş, bir tür devlet-toplum ilişkisi olarak düşünülen demokrasinin de geliştirilmesi ihtiyacı doğmuştu. Bu türden yaklaşımlar, vatandaşların kendilerini ilgilendiren sorunlar hakkında kendilerinin karar almasına dayalı bir anlayışa dayanmaktadır. Bunların uygulanabildiği alanın ise, eski toplumsal hareketlerden farklı olarak yaşam niteliğine vurgu yapan yeni toplumsal hareketlerı olduğu vurgulanmakta, bu hareketlerin gerek savundukları değerlerin ı Yeni toplumsal hareket kuramcıları buradaki "eski.. ve 'yeni.. kavramlarını kronolojik olmaklan öıe bu hareketlerin savundukları değerler ve çıkarlar açısından değerlendirirler. Eski hareketler ile işçi ve emekçi hareketleri aniatılmak istenir. Yeni toplumsal harekeller ise genellikle farklı ölçütler kullanılarak sııııflanır. Örneğin, kimileri çevre, anti-nükleer ve barış hareketlerini yeni toplumsal hareket olarak gösterirken. bazıları buna bir de feminist hareketi eklcnıektcdir. Aynı zamanda. Avrupalı yazarlar karşı kültürel hareketleri, alternatif ekonomi ve i~lıirliği hareketlerini, göçmen hareketlerini yeni toplumsal hareket olarak sınıflcırken_ Amerikalı yazarlar tıunlara ek olarak siyah sivil haklar hareketini, gcy ve lczbi ycn hareketlerini eklemekledir Aslında söylenen basitçe ~udur: Glinliınüzde işçi hareketi "devrimci

3 Toplumsal Hareketler ve Proleter Kamusal Alan 145 gerekse örgütsel yapılarının bu demokrasi yaklaşımlarının uygulanmasında daha uygun olduğu ileri sürülmektedir. Ne var ki Habermas'dan Laclau ve Mouffe ile Hirst'e kadar gelen kuramcılar, çoğunlukla burjuva liberal kamusal alanı idealize etmektedirler. Fraser'ın deyişiyle söylenirse (1990: 60-6!), örneğin Habermas, liberal ya da buıjuva olmayan, rakip kamusal alanları incelerneyi ihmal ettiği içindir ki bir buıjuva kamusal alanı idealleştirmektedir. Dolayısıyla hem müzakereci ve örgütsel demokrasi hem de agonistik demokrasi savunucuları, içinde müzakerelerin, mücadelelerin, hasımlıkların yaşandığı tek ve kapsayıcı bir kamusal alanı demokrasinin zorunlu koşulu olması gerekçesiyle birbirleriyle çatışma içinde olan kamusal alanların çoğulluğuna tercih eder. Böylece de "müzakere" sürecinin bizzat kendisinin bir toplumsal hareketi ehlileştirici/düzene koyucu yanı unutularak toplumsal hareketlerin değiştirici gücü genellikle tek ve kapsayıcı burjuva liberal bir kamusal alana sıkıştırılır. Oysa "ehlileşmiş olmak", toplumsal hareketlerin sadece "sistemin bir kenar süsü" (Bora, 1997: 32) olması anlamında intiharı anlamına gelir. Süreç böyle işlediği müddetçe toplumsal hareketlerin bir bütün olarak sistemi etkileme potansiyelleri de ortadan kalkacaktır. Diğer taraftan, buıjuva liberal bir kamusal alan söyleminin bugün sosyal bilimlerde hegemonik bir üstünlüğünün var olduğundan da bahsedilebilir. Zira, Habermas'ın burjuva kamusal alan kavramiaştırmasına karşılık Negt ve Kluge'nin (1993) yaptığı "proleter karşıt kamusal alan" kavramlaştırması ne gerektiği gibi değerlendirilebiimiş ne de çok fazla tartışılmıştır. Kaldı ki, çalışmalarının Almanca ilk baskısı 1972 tarihli olmasına rağmen, İngilizce'de tam biçimiyle 2 ancak 1993 yılında yayınlanması da bunun bir kanıtı olarak gösterilebilir. Negt ve Kluge, Habermas'ın daha sol ve Marksist bir eleştirisini yaparak proleter bir karşıt kamusal alanın ve bunun buıjuva kamusal alan ile ilişkisinin araştırması üzerine yoğunlaşırlar. Habermascı burjuva kamusal alan anlayışına karşılık geliştirilen çoğul kamular ve bunlar arasında proleter bir kamusal alan anlay ışı yeni bir çerçeve sunmaktadır. Bu yaklaşımın temel önemi, hem burjuva kamusal alanın örgütlü çıkarlarına muhalefet etme olanağını yaratması hem de gerek eski gerek yeni toplumsal hareketler arasında kurulabilecek ittifakları olanaklı kılmasında yatmaktadır. Çoklu kamular ve proleter bir kamusal alanın varlığının kabulü, aynı zamanda burjuva kamusal alanın idealleştirilmesine karşılık bu alanın özne konumunu kaybetmiş, yerine. kültürel malların üretimine ve bu üretimin amaçlarına odaklanan yeni çatışma zeminlerinin yaratt ığı 'yeni toplumsal hareketler" geçmiştir (Touraine, 1995: ). Aslı nda ' eski" hareketleri n eskiliği ve 'yeni" hareketlerin yeniliğ inin oldukça tartışmalı olduğunu belirtmek gereki r. işçi ve emekçi hareketleri kronolojik olarak eski olmasına rağm e n hiç de 'eskimiş" d eği ldir. Eski hareketler yerine işçi ve emekçi hareketleri demek daha uygun olmakla birlikte literatlirde 'eski ve yeni hareketler'' ifadesi daha yaygın olarak kullanıldığından bu ça lı ş mad a da böyle kullanı la cak tır. 1 Birkaç bölümlinlin in gili zce yay ınlandı ğ ı bir ça lışma için, bkz. Labanyi

4 146 Mustafa Kemal COŞKUN aslında sınıf tahakkümünün bir aracı olarak kurulmuş olduğunu ve "ideal" ile ' gerçekte ne olduğu" arasındaki farkı (Bunte, 1975: 53-55) anlamamıza yarayacaktır. Bu çalışınada iddia edilecek olan şudur: (l) Negt ve Kluge'nin çalışmalarına dayanarak, çoğul kamuları n, yani buıjuva kamusal alandan ' farklı ve ona karşıt olarak bir proleter kamusal alanın varlığının kabulünün Habermas, Laclau ve Mouffe'un önerdiği kamusal alan kavramına göre anlam üretmeye daha uygun olduğu; (2) böylesi bir proleter/karşıt kamusal alanın yeni ve eski toplumsal hareketlerin ortak mücadelesi ile burjuva kamusal alana rakip olabilme potansiyelinin varlığı. Zira, halkl_a ilişkiler denildiğinde halk kelimesinin çoğul bir niteliğe sahip olduğu, burada birbirinden farklı nitelikteki kamuların söz konusu edildiği söylenebilir (Hasdemir, 2005). KAMULARlN ÇOGULLUGU Karşıt kamuların varlığının kabul edilmesi, sivil toplumculuğun ya da çoğulculuğun kutsanması anlamına gelmemekte, tersine, hakimiyet koşulları altında oluşmuş olan kamusal alanların varlığını (Fraser, 1990: 70) ve bu yolla da burjuva kamusal alanın hakimiyetine karşı mücadele etme olanaklarının koşullarının yaratılmasını savunmak anlamına gelir. Aynı zamanda böyle bir yaklaşım, başta sınıfsal eşitsizlikler olmak üzere, cinsiyetçi, ırkçı vb. eşitsizlikleri kamusal alan oluşumunun temeline yerleştirerek mücadeleyi bu türden eşitsizliklere yöneltir. Dolayısıyla da, sivil toplum ve siyasal toplum ayrımı yapmayarak çoğul kamusal alanların politik karar alma süreçlerine katılımlarını, siyasal topluma müdahale etme ve onu değiştirme güçlerini artırır. Burada şu kısa hikayeyi anımsamakta fayda var belki. "Me-ti Özdeyişler" kitabında, öz ve biçim ilişkisini açıkladığı bir bölümde Bertolt Brecht kısa bir öykü anlatır: ' Bay Keuner bir resmi izliyordu, resimdeki şeylere çok başına buyruk bir biçim verilmiş olduğunu gördü. Dedi ki -'kimi sa natçılar dünyayı gözlemlerken birçok filozofun yaptığıııı yapıyorlar. Biçim için çaba gösterirken özü yitiriyorlar. Bir kez bir bahçıvaııın yanında çalı,ştıydım. Elime bir bahçe makası tutuşturup. bir defne ağacını budamaını istedi. Ağaç bir saksı içindeydi ve bir kutlama günü için kiraya verilmişti. Bunun için küre biçiminde olması gerekiyordu. Hemen sağdan soldan fışkırınış filizleri budamaya başladım. Ne kadar çok çaba tüketmiştim küre biçimini yakalamak için, aına epey zaman bunu başaraınadım. Birinde bir tarafından, diğerinde öbür tarafından çok kesmiş oluyordum. Sonuçta bir küre oldu yd u, aına küre küçücüklli. Bahçıvan düş kırıklığı içinde iyi. bu küre. aına defne nerede'" dcdiydi.''

5 Toplumsal Hareketler Pe Proleter Kamusal Alan 147 Habermas'ın buıjuva kamusal alanı da öyle budanmış ve küçülmüştür ki, örneğin proleter yaşam alanını ya da burjuva yaşam alanından farklı/alternatif yaşam alanlarını içermez. Aslına bakılırsa küre yapayım derken defneyi kaybetmektedir. Negt ve Kluge'nin belirttiği gibi: ''Kamusal alan kavramının hüküm süren yorumlarındaki çarpıcı olan şey. bir çok olguyu bir araya getirmeye çalışmaları, fakat en önemli iki yaşam alanını dışlama larıdır: bütün endüstriyel aygıtlar ve ailedeki toplumsallaşına. Bu yorumlara göre kamusal a lan, sözde toplumun tümünü temsil etmesine rağmen temelini herhangi bir belirli yaşam bağlamını özel olarak ifade etmeyen bir ara alandan almaktadır. Bütün buıjuva kamusal alan biçimlerinin karakteristik zayıflığı şu çelişkiden ortaya çıkar : burjuva kamusal alanı tözsel yaşam çıkarlarını dışla r, buna rağmen bir bütün olarak toplumu temsil ettiğini iddia eder Burjuva kamusal alanı tözsel yaşam çıkarlarına yeterince ot u rmadığından kapitalist üretimin daha maddi çıkarlarıyla müttefik olmak zorunda kalı r. Burjuva kamusal a l anı için proleter yaşanu "kendinde bir şey" olarak kalır: buıjuva kamusal alanı üzerinde bir etkiye sahiptir, fakat onun tarafından anlaşılmaz bir şey olarak kalır." (Negt ve Ki u ge, I 993: xl vi). Aslında burjuva kamusal alanın genel iradeyi temsil ett i ği iddiası, en başından beri güçlü bir dışlama mekanizması olarak çalışır. Hem işçiler, kadınlar gibi temel toplumsal grupların hem de her türlü farklılığın dışlanması söz konusudur (Hansen, 1993: xxvii-xxviii). Negt ve Kluge (1993: xliii), argümanlarının temel amaçlarını, proleter kamusal alana gerçeklik kazandırma çabalarının incelenmesi ve gelişmiş kapitalist toplumlarda ortaya çıkan çelişkiterin karşıt bir kamusal alan açısından taşıdığı potansiyeli irdelemek olarak açıklarlar. Çalışmalarının daha en başında Negt ve Kluge (1993: 1), bütün kamusal alan biçimlerinin "işçi sınıfının bu alandan ne derecede yararlanabildiği", "egemen sınıfların hangi çıkarlarını kamusal alan aracılığıyla sürdürebildiği" sor u ları etrafında incelenmesi gerektiğini belirtirler. Dolayısıyla Negt ve Kluge'nin kamusal alan yaklaşımı, burjuva kamusal alanın dışarıda bıraktığı, kapitalist ekonomik sistemin sömürüp parçaladığı toplumsal emek gücünün tecrübelerinin yeniden güçlendirilmesinin yaratacağı bir devrimci potansiyel oldijğu anlayışına dayanır. Bu nedenle de kamusal alanı, devlet ve toplum arasındaki bir ara alan 3 olarak ele almayıp, kamusal alan analizini maddi ve Hab e rnıascı ınü z akereci demokrasi anlayışı. Habermas ' ın bahsettiği meşru i yet ve motivasyon krizlerini ortadan kaldıracak bir devletisi vil toplum/ekonomi ayrıınıyla mümkün kılınmaktadır. Nitekim, gerek Habermas ve diğer mli zakereci demokrasi kuranıcıları gerekse Laclau ve Mouffe il e diğer postmarksistl er ve agonistik demokrasi kuramcı13rı, böylesi bir si vil toplum/siyasal topluın/ekonomik toplu nı a y rıını y la i ş e ba ş lamaktadırlar. Oysa Negı ve Kluge kamusal alanı bunlar arasında bir alan olarak

6 148 Mustafa Kemal COŞKUN toplumsal yeniden üretim zemininden yola çıkarak kavraınlaştırırlar (Özbek, 2004: 37). Bu türden bir kavraınsallaştırına, her şeyin kültür/kimlik temelinde açıklanınaya çalışıldığı ve emek kategorisinin politik söylemden dışlandığı günümüz neo-liberal dünyasında emek gücünün hala önemli bir mücadele alanı olduğunu düşünenler için oldukça önemli açılınılar sağlar. Zira Negt ve Kluge'nin kamusal alan anlayışı, prosedür ya da ınüzakereyi bütünüyle reddetnıese bile bunları merkezine almaz, daha çok, kamusal alanın üretimle ilişkisini vurgulayarak yaşamsal tecrübelerle ilgilenir. Hansen'in açıkladığı biçimiyle Negt ve Kluge'nin yaptığı, üç farklı kamusal yaşam tipini birbirinden ayırınaktır. Onlara göre toplumsal tecrübenin örgütlenınesinde; (l) klasik liberal burjuva kamusal alan, (2) (endüstriyel-ticari alanları içeren) üretimin kamusal alanları, (3) proleter kamusal alan bulunmaktadır. Bu kamusal alan tipleri, aynı mekanı payiaşarak ya da karşılıklı olarak üst üste bindiklerinden birbirlerinden izole edilerek ya da birbirlerinden apayrı olarak kavranamazlar (Hansen, 1993: xxix). Klasik kamusal alan ile üretimsel kamusal alanın Q.irleşmesinde tekrar ortaya çıkan şey, proleter yaşam bağlamlarının reddedilmesidir. Yaşam bağlaını üretimin ve kamusal alanın bir parçası olur, aynı zamanda ise özerk bir bütün olarak kamusal alanın somut bütünlüğünde tanımlanmadığı için dıştanır (Negt ve Kluge, 1993: 17). Proleter yaşanı bağlaını, böylece, iki eşit ama birbiriyle çelişkili parçaya ayrılır. Birincisi, üretimsel kamusal alanlarda emilir ve endüstrileşme sürecine katılır, ikincisi, toplumu belirleyen üretimsel kamusal alan ve üretim sistemleri tarafından kurulmuş çatı ile ilişkisinden diskalifiye edilir. Proleter kamusal alan bu durumda da tecrübesel değerini kaybetmez, ne var ki tecrübe, toplumsal iletişimle "anlaşılamaz" kılınır: sonunda özel bir tecrübe olur (Negt ve Kluge, 1993: 18). Burjuva sınıfında bireylerin çıkarları hem özel hem de kamusal biçimlerde örgütlenir. Bunun aksine işçilerin çıkarları sadece bir yaşanı bağlaınına, başka bir deyişle bir proleter kamusal alana girdilerse örgütlenebilir (Negt ve Kluge, 1993: 57). Proleter kamusal alan, egemen burjuva kamusal alanda var olan yaşam bağlaıniarını oluınsuzlar, üstelik bu, yeni değildir, geçmişte ingiliz Çartist hareketinde, İtalya'daki Maksimalist harekette bile ortaya çıkmıştır. Egemen kamusal alan, yaşam bağlamları arasındaki ilişkiselliği yıkar, bu perspektife göre bağımlı grupların yaşam bağlamları parçalıdır. Buna karşılık tecrübe eden öznelerin perspektifinden "ise bu yaşam bağlamları egemen kamusallığın bütünlüksüz görünmesine neden olan başka bir ufuk oluşturur. Burada üç ayrı öge birbirini diyalektik olarak etkiler: (1) Kapitalist yeniden üretim tecrübesi, (2) tecrübe eden görmeyip, bizzat devrimci mücadelenin ge li ş tirildiği, tecrübenin örgüt l endiğ i bir alan olarak kavrarlar. Bu nokta oldukça önemlidir, çünk ü bu tür bir kavranısallaştırnıa işçi sınırıılı tekrar mücadele alanına soka r ve burjuvaziye karşı direnişi o l a naklı kılar.

7 Toplumsal Hareketler 11e Proleter Kamusal Alan 149 öznelerin kamusal ifade ve temsiliyet ağlarından izole edilmiş olması, (3) kapitalist üretim tecrübesinde temellenen direnmeler (Hansen, 1993: xxxii). Dolayısıyla proleter kamusal alan kavramı, toplumsal üretim nosyonu kavramıyla yakından ilişkilidir. Kluge bir söyleşisinde bunu şu cümlelerle ifade eder: 'Haberıııas sadece söylemsel bir biçimde çalışır. Negt"in ve benim kamusal alan (Öffentlichkeit) kavramıııı ı z üretim alanından yola çıkar. Bunu hukuk biliminden bir örnekle yorumlayacağım. Biz, bir üretim yasası olduğunu söylüyoruz. Bir işçi bir şey üzerine çalıştığı zaman, o şey ona aittir. Birisinin üzerinde çalıştığı bir şeyi elinden almak adaletsizliktir. Biz, bu türden yasaları masallarda buluruz, öyle ki, insanların gerçekten anlayabildiği şey bu yasadır. Ne var ki. bizim, bir şeyi onu yapmıa değil de ona sahip olana veren dağıtım ilkelerine dayalı bir Roma hukukumuz var. Habermas'ın kamusal alanı dağıtınısal bir alanken, biz üretimsel bir alandan bahsediyoruz. Üzerinde çalışılması gereken, özel yaşamın en ıııahrcm alanlarında işleyen bu üretimsel alandır, zira l933'teki çöküşün kökenieri onda bulunmaktadır. (...)Bu nedenle kamusal alan, fethedilmenıesi için farklı yollarla güçlendiri lmelidir. Eğer politikanın kabı olarak kamusal alan yetersizse ve bu nedenle Nazi'ler tarafından fethedildiyse, o zaman Habermas ' ın yaptığı gibi, 18. ve 19. yüzyılların başarılarını çalışmak, eski kamusal alan kavramlaştırmalarını savunmak ve tekrar etmek faydasızdır, zira onun içinde nesnel olarak ahlaki bir direniş olanaklı olmamıştı. Bu, içinde direniş potansiyelinin saklı olduğu üretim alanıııı incelememiz gerektiği anlaıruna gelir" (Liebman, 1988: 42). Dolayısıyla Negt ve Kluge'ye göre kamusal alan, belirli kurumlara, faaliyetlere (kamu otoritesi, kamuoyu, kamu, basm, caddeler ve meydanlar gibi) işaret eder, aynı zamanda da genel bir toplumsal deneyim ufkudur (l993: 16). Bu nedenle kamusal alan, içerisinde toplumsal tecrübenin örgütlenebildiği bir alan olduğu zaman ancak proleterya için bir kullanım değerine sahip olabilir. Buradaki proleterya kavramı, Negt ve Kluge'nin kavrayışmda, üretim araçlarından yoksunluk, mülksüzlük olarak ortaya çıkar, bu nedenle de sömürü ya da tahakküm altında olan tüm üretici emek biçimlerini kapsar (Özbek, 2004: 53). Bu tartışmalardan ortaya çıkan sonuç şudur: proleter kamusal alan, doğrudan emek-sermaye çelişkisi üzerinde yükselen, sınıf mücadelesini öne çıkaran, anti-kapitalist ve kurucu nitelikteki politik eylemlilikleriri oluşturduğu bir alandır. Diğer taraftan proleter kamusal alanda işçi sınıfının pratik politik tecrübesi meselenin düğüm noktasını oluşturur. İşçi sınıfı kendi tecrübelerinin kamusal alanın dar ufkuyla tanımlanmasına izin vermeksizin burjuva kamusal alanıyla nasıl başa

8 ıso Mustafa Kemal COŞKUN çıkacağını ve bu alandaki tehditleri bilmelidir.-ı Aslında işçi sınıfı açısından burjuva kamusal alanın kullanım değeri bulunmamaktadır. Eğer kitleler kamusal alanın gücüyle daha fazla güçlenmiş bir egemen sınıfla savaşmaya çalışırlarsa, bu ümitsiz bir savaş olacaktır. Zira kamusal alanı oluşturanlar aslında kendileri olduğu için bu durumda daima kendilerine karşı savaşıyorlar demektir (Negt ve Kluge, 1993: xlviixlviii). Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi Negt ve Kluge'nin kamusal alan anlayışları, işçi sınıfının örgütlenmesi ve mücadele edebilmesi açısından önemli açılımlar getirmektedir. Diğer taraftan karşıt kamusal alanların çoğubaşması başka bir çok problemi de ortaya çıkarır. Zira bu türden kamusal alanların çoğalması, Fraser'ın deyişiyle, toplumsal güçlerin de çoğaldığı anlamına gelmez. Eğer ittifak kurmak için bir takım çabalar olmazsa, bu çoğul kamusallık içinde tekil grupların muhalefeti, ya çokkültürlü çoğulculuk piyasasında nötrleşir ya da kutuplaşmalara doğru gidilir ki, her ikisi de sisteme karşı yapılacak bir mücadeleyi engelleyici işlev görürler. Dolayısıyla pek çok farklı kanıuyu barındıran bir toplum olacak, bu kamulardan bir tanesi de -elbetteki egemen sınıflar değil ama ezilenler açısındankamuların farklılıklarını ortak kesen çizgilerde herkesi ilgilendiren siyasalar üzerinde müzakerede bulunabilecekleri bir ortak kamu olacaktır (Fraser, 1990: 70). Dolayısıyla bugünkü ihtiyaç, burjuva kamusal alanından farklı olarak kapitalist sömürü altında ezilen, ötekileştirilen, aynıncılığa uğrayanların bu farklı kamular arasında bir arada oluşturacakları kapsayıcı, genel bir kamusal alanın varlığıdır. Bu genel ve kapsayıcı bir karşıt kamusal alan yaratma olanağı ise, eski ve yenı toplumsal hareketlerin bir arada mücadele edebilecekleri, ittifaklar kurabilecekleri bir alanın oluşması anlamına gelir. Aslında bu hareketlerin genel yapılarına ve temel özelliklerine bakıldığında böyle bir olanağın her zaman var olduğu da söylenebilir. Zira bir takım araştırmalar böyle bir olanağın varlığını da kanıtlamıştır. Nitekim Offe'ye göre (1985: ) yeni hareketlerin aktörleri, kendilerini yerleşik siyasal ve ekonomik kodlarla tanımlayamamaktadırlar. Buna rağmen, yeni toplumsal hareketlerin tabanı bütünüyle belirsiz değildir. Bu hareketlerin tabanını yeni orta sınıf, eski orta sınıfın unsurları (çiftçiler, esnaf ve zanaatkarlar) ve doğrudan emek piyasasında bulunmayanlar, yani öğrenciler, işsizler ve ev kadınları ol~şturmaktadır. Diğer taraftan, yeni toplumsal hareketler tarafından dile getirilen bireysel özgürlük, eşitlik, katılım, barış ve dayanışmacı toplumsal örgütlenme gibi değerler hiç de "yeni" değildir. Bu değerler ve ahlaki normlar, burjuvazi ve işçi sınıfının ilerlemeci hareketlerinden miras alınmıştır. Dolayısıyla bu " Elbette ki bu. küreselleşme ile birlikte gerek emek süreçlerindeki gerekse üretimin yapısındaki değişim ve dünüşliınlin i şçi sı nıfı tarafından idrak edi lm esiyle ilgilidir. Böyle bir bilinç ge liştiril emezse burjuva kamusal alanıyla m ticade k etmek de olanaksız olacakt ır.

9 Toplumsal Hareketler ve Proleter Kamusal Alan ısı hareketler ne "anti-modernist" ne de ''postmateryalist" bir özelliğe sahiptir. Daha çok modernleşmenin modern bir eleştirisi olarak görülmelidir. Bu anlamda yeni hareketlerin yükselişi, "hakim" ve bazı "yeni" değerlerin bir çatışmasından çok, modern kültürün değerlerinin kendi içindeki iç çelişki ve t~tars ı zlıklarının sonucu gibi görünmektedir (Offe, 1985: ; Bagguley, 1992: 31). Benzer olarak Wallerstein kapitalizmin içsel mantığı ile ırkçlık ve cinsiyetçilik arasında, yani üretim ile üretim dışı alanlar arasında bağlantılar kurmaya çabalar (Savran, 1992: 16). Wallerstein, kapitalizmin iki temel özelliğinden bahseder. Bunlardan birincisi, artı değeri artırmak için ücretli emekle çalışanların çoğalmasıdır. Buna bağlı olarak ikinci özelliği ise emek gücünün değerini azaltmak için ücretli emek arasında yapısal bir takım tabakalaşmalar yaratmaktır. Bu anlamda cinsiyetçilik, ırk ayrımcılığı türünden ayrımlar kapitalizmin lehine olarak tabakalaşmış ve farklılaşmış bir ücretli emek yaratır. Dolayısıyla kapitalizm bir taraftan bütün insanların ücretli emeğe katılımını sağlarken diğer taraftan emek gücü arasında ırkçı, cinsiyetçi vb. ayrımlar üretir (Wallerstein ve Balibar; 1993: 47-49). Ne var ki bu ayrımlar kadınların ya da etnik azınlıkların ücretli emeğe katılımını engelleyecek kadar aynıncı olamazlar. Çünkü ücretli emeğe onların da katılımı önemlidir. Diğer taraftan, kapitalist sistem ücretli emek içindeki bu katmanlaşmanın ortadan kalkmasını sağlayacak biçimde de eşitlikçi değildir. Bu nedenle Wallerstein'a göre örneğin cinsiyetçi ve ırkçı ayrımiara karşı mücadele eden toplumsal hareketler kapitalizmi tehdit edebilecek potansiyel bir güç taşımaktadırlar. Diğer taraftan Arrighi, Wallerstein ve Hopkins'e göre yeni toplumsal hareketler henüz kendilerine uygun örgütlenme biçimleri geliştirememişlerdir ve kitleleri bir anlamda apolitiktir (Arrighi, vd., 1995). Eski ve yeni toplumsal hareketler arasında kurulabilecek bir ittifak ve yaratılacak genel bir proleter kamusal alan bu hareketlerin politikleşmesi gibi bir işlev de görebi lir. Williams'a göre son yılların en önemli toplumsal hareketleri örgütlü sınıfın çıkarları ve kurumları dışında gelişmeye başlamıştır. Ne var ki, barış hareketi, ekoloji hareketi, kadın hareketleri, insan hakları savunucuları, üçüncü dünya ile dayanışma, kültürel yoksulluk ve bozulmaya karşı kampanyalar vb. türden hareketlerin hepsi de yanlış bir biçimde "sınıf politikasının ötesine geçmek" biçiminde yorumlanmıştır. Williams, belli başlı çıkar gruplarının sınırlarının da; olduğunu kabul etmekle birlikte, çevre, barış, insan hakları gibi sorunların hepsinin de bizi tekrar sanayi üretim tarzının başlıca sistemlerine ve özellikle de sınıflar sistemine götürmektedir. Bu anlamda yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkması ile ileri kapitalizm arasında çok güçlü bağlar bulunmaktadır. Kaldı ki Williams'a göre, bazı sendikaların yeni toplumsal üretim gruplarının, yeni toplumsal üretim biçimlerinin oluşturulmasına yönelik önerileri, yeni toplumsal hareketlerle bir takım bağlantı biçimlerini olanaklı kılacak önemli

10 152 Mustafa Kemal COŞKUN gelişmelerdendir (Williams. 1989: 167). Dolayısıyla yeni toplumsal hareketler kesinlikle s ınıf dışı sayılamazlar. Benzer olarak Klandermans, yeni toplumsal hareketlerin geleneksel örgütlenme biçimlerinden ayn olarak ele alınmasının basitleştirme anlamına geldiğini ileri sürerek, bu hareketlerin eski hareketler tarafından sağlanan fırsat ve kaynakları kullandığını bejirtir. Bu anlamda Klandermans' ın ( 1990: ) vurguladı ğı gibi eski ve yeni arasında yapılan ayrım tamamen bulanıktır. Benzer olarak Duyvendak (1995: 17), orta sınıfların eski emek hareketlerinde, orta sınıf dışındaki diğer sınıfların ise yeni toplumsal hareketlerde bulunmadığı düşüncesinin bütünüyle doğru olmadığını ileri sürer 5 aşırı Williams'ın belirttiği gibi her iki hareket biçimi arasında oluşabilecek bağlantılar, hem eski hem de yeni hareketleri güçlendiren ve geliştiren bir işlev görebildiği gibi, bu hareketlerin bir bütün olarak sistemi etkileme ve değiştirme şanslarını da artırır. Bu anlamda, Türkiye'de hem demokratik bir kamusal alanın oluşumunu hem de işçi sınıfının egemen kamusal alanın dışına çıkarak sisteme karşı bir mücadele perspektifi geliştirebilmesini eski ve yeni toplumsal hareketler arasında kurulabilecek ittifaklar belirleyecektir. Çünkü böylesi bir ittifak, hem eski tip hareketlerin hem de yeni hareketlerin birbirlerini etkileyerek yapılarını daha demokratik bir biçime dönüştürmelerine katkı yapabilir. Her iki harekette de böylesi bir potansiyel bulunmaktadır. 6 Diğer taraftan böylesi bir ittifak, yeni toplumsal hareketlerin popülerleşerek, siyasal anlamda toplumsal muhalefet boyutunun giderek törpülenmesi ve ortadan kalkması ihtimalini de en aza indirir. Nitekim, bazı toplumsal hareketler siyaseti sadece siyasal partilere özgü bir faaliyet alanı olarak görmekte, kendilerini bunun dışında tutmaktadırlar. Bu süreç böyle devam ettiği müddetçe, yeni toplumsal hareketler tarafından dillendirilen sorunların ve onların duyarlı olduğu konuların sistem tarafından kuşatılarak dönüştürülmesi gibi bir sorun ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi bugün küreselleşme süreci işçi sınıfı üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bunlardan birincisi, devletin sermayenin lehine olarak işçi haklarından 'Ayrıca Türkiye' deki toplumsa l hareketler örneği için, bkz. Coşkun, Son y ıllarda se ndikacılık alanında "toplumsal hareket sendikacılığı" adı altında yap ılan tanışmalar da böylesi bir olana,ğın var lığını göstermek tedir. Bu anlayışın en önemli özelliği, Waterınan a göre:'güçlü ve çok renkli bir sivi l toplum oluşturma mücadelesi ve ren ama s ınıfsa l olmayan ya da ya rı sınıfsal özellik taşıyan dcın ok.ratik hareketlerle bağlantı kurmayı. onlarla ilişki içinde olmayı önemsemesi" ve ''tüm toplumsa l ilişkiler ve yapı ların (ekonomik, siyasa l, toplumsal, konutsal, cinsel, kültürel gibi) değişimini s iirdürııı ek için çal ışma s ı (aktaran. Akkaya, 2004) gerekt iğidir. Yeni toplumsal hareket sendikacıl ığının ''yeni'' olup olmaması bir tarafa. eski tip toplumsal hareketlerin diğer toplumsal hareketlerle ili şki l er kurması gerek tiğini önerdiği için önemli bir başlangıç olarak göriilmclidir. Diğer taraftan send ik a ların yeni top lumsa l hareketlerin dillcndirdiği sorunlarla çok fazla içli dışlı olmasının işyerierindeki sorunlardan ve sın ıfın ç ıkarlarından giderek uzaklaşabileceklerine ili şk in eleştiriler de yap ılmaktadır

11 Toplumsal Hareketler ı e Proleter Kamusal Akuı 153 vazgeçmiş olmasıdır ki, bu durum Polulantzas'ın (1977: 155) bahsettiği devlet ve egemen sınıflar arasındaki göreli özerkliğin giderek daha fazla ortadan kalkması anlamına gelir. Bir başka etki, işgücünün içsel yapısının değişmesi ve çeşitlilik kazanması, buna bağlı olarak da yüksek vasıflı profesyonel çalışanların artmasıdır. Bu değişimin genellikle yeni toplumsal hareketlerin temelini oluşturduğu ileri sürülür. Bu gelişmelere karşılık olarak söylendiğinde özellikle Türkiye'deki sendikal hareketin durumunun pek de iç açıcı olduğu söylenemez. Genel anlamıyla ılımlı, uysal, reformist ve bürokratik bir sendikal yapılanınanın geliştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Genellikle yeni kazanımlar için mücadele etme yerine varolanı korumaya ve daha az kaybetıneye açık bir sendikal anlayışın varlığı söz konusudur. Bir yandan üretimden dışlanma korkusu, diğer yandan kendi içinde parçalanmış olması nedeniyle emeğin kendisi etkin bir karşı koyuş sergileyeınemektedir (Öngen, 2005: 55). SONUÇ: PROLETER BİR KAMUSAL ALAN İMKANI Bütün bunlar göz önünde tutulduğunda günümüzde sendikaların, buıjuva liberal kamusal alanın dışında karşıt bir kamusal alan oluşturduğunu söylemek pek de olanaklı değildir. Ne var ki bir mücadele sürecine girdikleri dönemlerde, örneğin grev, direniş, fabrika işgalleri eylemlilikleri sırasında sendikaların kısmi de olsa müzakereye ve eşit katılıma dayalı bir proleter kamusal alan geliştirebildikleri söylenebilir 7 Bu nedenle her ne kadar şimdilerde gerilemiş olsa bile bu türden bir kamusal alan yaratma potansiyeli sendikaların yapısında içkin olarak vardır. Dolayısıyla bugün, Türkiye'deki sendikal hareketin kendisini devletten ve buıjuva kamusal alandan farklı bir alana yerleştirınesi, proleter bir kamusal alan geleneği yaratması zorunlu görünmektedir. Böylece kamusal alanı işçi sınıfının katılımıyla yeniden düzenlemek olanaklı olabilecektir. Ancak bunun, tek başına sendikaların mücadelesiyle gerçekleştirilmesi zor görünmektedir. Yukarıda değinildiği gibi, 7 Türkiye'de bu sorumı tartışanlar genellikle 1980 sonrasını milat olarak kabul ederler ve ileri sürdükleri müzakereci idealleri 1980 öncesi emek örgütlerinde. yani eski toplumsal hareketlerde aramazlar. Oysa bazı araştırmaların da gösterdiği gibi Türkiye'de 1980 öncesinde fabrikalarda ve maden ocaklarında yaşaııan bir takım öz yönetim örnekleri vardır 1968 yılında Alpagut maden ocağında yönetime el koyan maden işçileri tüm işçilerin katıldığı işçi genel kurulları oluşturmuş ve bu uygulama katılımcı karar alma süreçlerini uygulayan bir özyönetim örneği olmuştur. Aynı zamanda 1970'de Günterm Ka zan Fabrikası ' nda, 1977 yılında ise Aşkale maden ocağında benzer özyönetim deneyimleri yaşanmıştır. K;ıldı ki. işyerlerinde işçiler tarafından pratiğ e aktarılan özyönetiın örnekleri sadece Türkiye'de değil. a y nı zamanda Endonezya ve Cezayir gibi ülkelerde de görülmüştür (Yaraşır. 2002: 39-42, ) Bu örnekler emek örgütlerinin bireylerin kendisi ile ilgili kararlara kendisinin katılımına hiç de yabancı olmadığını gö s terdiği gibi. bu anlamda yeni toplumsal hareketlerle bir rekabet içinde olamayacağını da göstermektedir. llu nedenle de eski ve yeni toplumsal hareketler arasındaki a y rım. bireylerin bu örglillenme tiirleriııdc kararlara katılım lıiçiıni üzerinden kurulamaz.

12 154 Mustafa Kemal COŞKUN buıjuva kamusal alana karşılık olarak ezilenlerin, yoksunların, yoksulların, sömürülenlerin bütünü tarafından geliştirilecek ortak, kapsayıcı bir proleter kamusal alanla mümkün olabilir. Nasıl ki bugün egemen sınıflar örgütlü bir güç olarak hareket etmektedir, işçi sınıfı da bir siyasal birlik olarak hareket etme yeteneğini olabildiğince geliştirmek zorundadır. Bu, ezilenlerin rı;ücadelesinde sınıf pratiklerinin hala önemini koruduğunu gösterir. Proleter kamusal alan perspektifi bu gerçegı bir kez daha görmemize yardımcı olan bir yaklaşım olarak değerlendi ri lebilir. KAYNAKÇA Akkaya, Y. (2004). "Toplumsal Hareket Sendikacılığı Eski?", Ne Kadar Yeni, Ne Kadar Akşit, B - Tabakoğlu, B. - Serdar, A. (2002). "Ulus-Devlet ve Cemaatçi Kültür Arasında Sıkışan/Gelişen Sivil Toplum: Türkiye'de Sivil Toplum Kuruluşları ", A. A. Dikmen, (der.), Cumhuriyet Döneminde Siyasal Düşünce ve Modernleşme içinde, 7. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, Ankara: imaj Yayıncılık. Arendt, H. (1994). İnsanlık Durumu, (çev.: B. Sina Şener), İstanbul: İletişim Yayınları. Arrighi, G. - Hopkins, T. -Wallerstein, I. (1995). Sistem Karşıtı Hareketler, (çev.: C. Kanat-B. Somay-S. Sökmen), İstanbul: Metis Yayınları. Bagguley, P. (1992). "Social Change, the Middle Class and the Emergence of 'New Social Movements': A Critica! Analysis", The Sociological Review, 38, Bauman, Z. (2000). Siyaset Aray1ş1, (çev.: T. Birkan), İstanbul: Metis Yayınları. Bora, T. (1997). "Sivil Toplum, Sivil inisiyatifler ve Siyaseti Yeniden Kurmak", Ağaçkakwı, Coşkun, M. K. (2006). "Süreklilik ve Kopuş Teorileri Bağlamında Türkiye'de Eski ve Yeni Toplumsal Hareketler", SBF Dergisi, 61/l. Duyvendak, J. W..( 1995). Tlze Power of Politics: New Social Mavemen ts in Fraııce, San Francisco: Westview Press. Fraser, N. (1990). "Rethinking the Public Sphere: A Contribution to the Critique of Actually Existing Democracy", Social Text, 25/26, Habermas, J. (1987). The Plıilosophi c al Discourses of Modern.ity, Cambridge: Polity Press.

13 Toplumsal Hareketler ve Proleter Kamusal Alan 155 Hansen, M. (1993). "Foreword", O. Negt-A. Kluge,?ublic Splıere and Experience içinde, Minneapolis: University of Minnesota Press. Hasdemir, Tuba Asrak (2005), Halkla İlişkiler ve Kamusal İletişim: Sentetik Bir Çerçeve Denemesi, İletişim Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı:20, Kış-Bahar. Klandermans, P. B. (1990). "Linking the 'Old' and 'New': Mavement Networksin the Netherlands", R. J. Dalton - M. Kuechler, (der.), Challenging the Political Orcler: New Social and Political Movements in Western Democracies, New York: Oxford University Press. Labanyi, P. (1988). "The Public Sphere and Experience: Selections", October, 46, s Liebman, S. (1988). "On New German Cinema, Art, Enlightenment, and the Public Sphere: An Interview with Alexander Kluge", October, 46. Negt, 0.-Kluge, A. (1993).?ublic Splıere and Experience, Minneapolis: University of Minnesota Press. Offe, C. (1985). "New Social Movements: Challenging the Boundaries of Institutional Politics", Social Research, 52/4. Öngen, T. (2005). "İşçi Sınıfının Yapısı ve Mücadele Pratiklerini Belirleyen Nesnel Koşullar", 1. Sınıf Çalışmalan Sempo:::yumu Bildiriler Kitabı içinde, İstanbul: Sosyal Araştırmalar Vakfı. Özbek, M. (2004). "Giriş : Kamusal Alanın Sınırları", M. Özbek (der.), Kamusal Alan içinde, İstanbul: Hi! Yayınları. Poulantzas, N. (1977). "Kapitalist Devlet: Miliband ve Laclau'ya Cevap", M. Belge,- A. Aksoy, (der), Kapitalist Devlet Sorunu, (çev.: Y. Berkman), İstanbul: Birikim Yayınları. Savran, G. (1992). "Marksizm ve 'Yeni Toplumsal Hareketler' Tartışması, Suuf Bilinci, ll, s Sennett, R. (1996). Kamtısal İnsanuı Çöküşü, (çev. S. Durak-A. Yılmaz), İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Touraine, A. (1995). Modernliğin Eleştirisi, İstanbul: YKY Wallerstein, I.-Balibar, E. (1993). Irk, Ulus, Suuf, İstanbul: Metis Yayınları. Williams, R. (l989). 2000'e Doğru, istanbul: Ayrıntı Yayınları. Yaraşır, V. (2002). Sokakta Politika, İstanbul: Gendaş Yayınları.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 6. Hafta Ders Notları - 23/10/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ..i İÇİNDEKİLER.iii KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. DEMOKRASİ TEORİSİNİN KAVRAMSAL ÇÖZÜMLENMESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ...9

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

A Framework for an Emancipatory Social Science

A Framework for an Emancipatory Social Science Lecture 1 A Framework for an Emancipatory Social Science Erik Olin Wright University of Wisconsin - Madison November, 2007 Çerçeveeve I. Ö Özgürleştirici Sosyal Bilim nedir? II. Üç Vazife III. Sosyalizm'in

Detaylı

2. Iletisim Adresi : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü,

2. Iletisim Adresi : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, 1. Kisisel Bilgiler (Ad,Soyad) : H. Tülin Öngen (Hoşgör) Doğum yeri ve tarihi: Ankara, 1949 Mezun olduğu okullar: İzmir Kız Lisesi (İzmir, 1964-1967) W. Groves High School (Birmingham, Michigan, A.B.D.

Detaylı

Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine Düşünceler

Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine Düşünceler Kitap Eleştirisi: Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı: Poulantzas Kitabı Üzerine Düşünceler 67 Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI İKİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI I. EKONOMİ, TOPLUM BİLİMİ VE SOSYAL POLİTİKA...7 A. EKONOMİ BİLİMİ...7 B. TOPLUM

Detaylı

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, 24 Kasım 2011 Perşembe günü Üniversitemiz Merkez Kampüsü Hünkar Salonu nda, hem Üniversitemizin

Detaylı

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 23/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 23/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 23/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr.Önder Kutlu Doç.Dr. Betül Karagöz Doç.Dr. Fazıl Yozgat Doç.Dr. Mustafa Talas Yrd.Doç.Dr. Bülent Kara Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

Herkes katılabilsin diye... Mahalle sakinlerinin katılımını sağlamanın yolları ve geniş katılımı sağlamanın temel kuralları için tavsiyeler

Herkes katılabilsin diye... Mahalle sakinlerinin katılımını sağlamanın yolları ve geniş katılımı sağlamanın temel kuralları için tavsiyeler Herkes katılabilsin diye... Mahalle sakinlerinin katılımını sağlamanın yolları ve geniş katılımı sağlamanın temel kuralları için tavsiyeler Prof. Dr. Reiner Staubach ve Tülin Kabis-Staubach (Planerladen

Detaylı

STRATEJİK YÖNETİM UYGULAMALARI. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat

STRATEJİK YÖNETİM UYGULAMALARI. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat STRATEJİK YÖNETİM UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat HAFTA 1: Giriş ve Temel Kavramlar 1/29 NİÇİN STRATEJİK YÖNETİM? İşletmeler olarak hangi koşullarda strateji geliştirmeye ihtiyaç duymayız?

Detaylı

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen Karl Heinrich MARX 1818-1883 Eserleri Kutsal Aile (1845) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1848) Fransa'da Sınıf Kavgaları (1850) Ekonominin Eleştirisi (1859) Kapital (Das Kapital-1867-1894).

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Giriş I SBG103 1 3+0 3 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli Dersin

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 173-220arası

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1 İşgücü Piyasasında Gelişmeler: 04-06 Döneminde lar ve lerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? KEİG Platformu Türkiye de kadınların işgücüne ve istihdama katılım oranları benzer gelişmişlik seviyesindeki

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Genel sosyolojinin bir alt dalı. İktisat, din, aile, suç vb

Detaylı

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM 7 Mart 2018, İstanbul Giriş tarafından hazırlanan ve özet sonuçları kamuoyuna açıklanan Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği

Detaylı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı İşsizlik ve İstihdam Raporu- 2017 15 2017, İstanbul ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı Bir yılda 670 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 872 bine yükseldi İşsizlik

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Şubat 2017 15 Şubat 2017, İstanbul İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı Bir yılda 590 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 715 bine

Detaylı

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Nisan 2017 18 Nisan 2017, İstanbul TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK! Bir yılda 700 bin kişi işsizler ordusuna katıldı Geniş tanımlı

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK SİYASİ TARİHİ I TST207 3 3 + 0 3 4

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK SİYASİ TARİHİ I TST207 3 3 + 0 3 4 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK SİYASİ TARİHİ I TST207 3 3 + 0 3 4 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi

Detaylı

DEMOKRASİ TEORİLERİ VE TOPLUMSAL HAREKETLER

DEMOKRASİ TEORİLERİ VE TOPLUMSAL HAREKETLER Mustafa Kemal Coşkun DEMOKRASİ TEORİLERİ VE TOPLUMSAL HAREKETLER it dipnot yayınları Gelecek güzel ve aydınlık günler için mücadele edenlere, bu uğurda düşenlere, ve elbette ki, anneme, babama. İçindekiler

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ 2012 1 PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ KAPSAM MADDE 1- Parti içi eğitim çalışmaları, Parti Tüzük ve Programında belirtilen amaç ve hedeflerini, partinin

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTİSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTİSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTİSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS PROGRAMI VE DERS İÇERİKLERİ Zorunlu Dersler I. Dönem SOS 501 Sosyal Bilimlerde Metodoloji 3 0 3 8 SOS

Detaylı

SENDİKAL HAREKET, İŞYERİ TEMSİLCİLERİ ve ÖRGÜTLENME STRATEJİLER GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 2011

SENDİKAL HAREKET, İŞYERİ TEMSİLCİLERİ ve ÖRGÜTLENME STRATEJİLER GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 2011 SENDİKAL HAREKET, İŞYERİ TEMSİLCİLERİ ve ÖRGÜTLENME STRATEJİLER GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 2011 1 SENDİKA NEDİR? Emekçilerin,ekonomik, demokratik, kültürel, hukuksal ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

İşyeri Temsilcileri Rehberi

İşyeri Temsilcileri Rehberi İşyeri Temsilcileri Rehberi Bir sendika için en önemli kadrolardan birisi işyeri temsilcisidir. İşyeri düzeyinde ise işyeri temsilcisi sendika örgütlenmenin olmazsa olmazıdır. Bir işyerinde işyeri temsilcisinin

Detaylı

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI İşsizlik ve İstihdam Raporu-Haziran 2017 15 Haziran 2017, İstanbul İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI Bir yılda 619 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 642 bine yükseldi Geniş

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

ECE Hizmetleri Yoksullara Nasıl Yaygınlaştırılır ve Kadınlar için Güçlendirme Stratejisi Olarak Nasıl Kullanılır?

ECE Hizmetleri Yoksullara Nasıl Yaygınlaştırılır ve Kadınlar için Güçlendirme Stratejisi Olarak Nasıl Kullanılır? ECE Hizmetleri Yoksullara Nasıl Yaygınlaştırılır ve Kadınlar için Güçlendirme Stratejisi Olarak Nasıl Kullanılır? Kadın ve Çocuk Merkezleri ECE Hizmetleri Sunan Kadın Kooperatifleri Kadın Emeğii Değerlendirme

Detaylı

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN

Detaylı

İş Yeri Hakları Politikası

İş Yeri Hakları Politikası İş Yeri Hakları Politikası İş Yeri Hakları Politikası Çalışanlarımızla olan ilişkilerimize değer veririz. İşimizin başarısı, küresel işletmemizdeki her bir çalışana bağlıdır. İş yerinde insan haklarının

Detaylı

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi SOSYOLOJİ (TOPLUM BİLİMİ) 1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi Sosyoloji (Toplum Bilimi) Toplumsal grupları, örgütlenmeleri, kurumları, kurumlar arası ilişkileri,

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204)

ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204) 3. Hafta Ders Notları 20-21/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 3. Hafta Ders Notları - 19/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 3. Hafta Ders Notları - 19/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 3. Hafta Ders Notları - 19/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ...

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ... 1 DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ... Türkiye sendikal hareketi ciddi bir tıkanıklık yaşamaktadır. Emekçilerin karşı karşıya olduğu sorunlara

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 43

Detaylı

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim?

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim? Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim? 0 Yüzbinlerce insanın savaşlar nedeniyle öldüğü, göç etmek ve hatta kış mevsimini geçirmek için organlarını, hatta bedenlerini zenginlere satmak zorunda kaldığı ve

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Evra ÇETİN. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi nin 8-11. maddeleri Bağlamında. Çalışanların Hakları

Yrd. Doç. Dr. Evra ÇETİN. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi nin 8-11. maddeleri Bağlamında. Çalışanların Hakları Yrd. Doç. Dr. Evra ÇETİN İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi nin 8-11. maddeleri Bağlamında Çalışanların Hakları İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII GİRİŞ...1 I. Konunun Önemi...1 II. Çalışan Kavramının

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup 1- Çalışma ilişkilerinin ve endüstriyel demokrasinin başlangıcı kabul edilen tarih? Cevap: 1879 Fransız ihtilalı 2- Amerika da başlayan işçi işveren ilişkilerinde devletin müdahalesi zorunlu kılan ve kısa

Detaylı

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ/SİYASET BİLİMİ ANABİLİM DALI FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA Doktora Tezi

Detaylı

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 09/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 09/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 09/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

KENTSEL TASARIM ve KATILIM

KENTSEL TASARIM ve KATILIM KENTSEL TASARIM ve KATILIM Kentsel Tasarım Kamusal Mekan Kamusal Mekan Olarak Yeşil Alan Katılım OET Ya sonra? Kentsel Tasarım Kentsel tasarım, çağdaş yaşama hizmet eden yapılar ve kamusal mekan arasında

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016 İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016 İşsizlikte patlama! İki yılda 473 bin yeni işsiz! Geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyonu aştı Tarım istihdamı 420 bin, imalat sanayi 47 azaldı Toplam istihdam artışının

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) KISA ÖZET

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016 İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016 Geniş tanımlı işsiz 5 milyon 660 bin İstihdam artışında kamu lokomotif! Tarım dışı genç kadın işsizliği yüzde 24,8! Özet 15 Ağustos 2016, İstanbul Türkiye Devrimci

Detaylı

Haberi okumak ve yazmak aslında ne demektir?

Haberi okumak ve yazmak aslında ne demektir? Haberi okumak ve yazmak aslında ne demektir? Çiler Dursun 1 - aslında sözcüğü, haber ile ilgili yaygın ön kabullerin yeniden gözden geçirilmesi gereğine işaret etmektedir. haber nedir? haberi okumak ve

Detaylı

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I Prof. Dr. Coşkun ÇAKIR Ders saati: Salı, 09.00 10.30 Perşembe, 09.00 10.30 Ders Asistanı: Mustafa Batman Ofis saati: Salı, 11.00-12.00 Perşembe, 11.00 12.00 Ders Tanımı

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ 1. Sosyoloji Nedir... 3 2. Sosyolojinin Tanımı ve Konusu... 6 3. Sosyolojinin Temel Kavramları... 9 4. Sosyolojinin Alt Dalları... 14

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 06-07 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış

Detaylı

İSTİHDAM SORUNLARI NEDENLER - SONUÇLAR BÜLENT ŞIK. Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Bşk.

İSTİHDAM SORUNLARI NEDENLER - SONUÇLAR BÜLENT ŞIK. Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Bşk. İSTİHDAM SORUNLARI NEDENLER - SONUÇLAR BÜLENT ŞIK Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Bşk. İSTİHDAM / İŞSİZLİK 2010 yılında yapılan bir anket çallışmasına göre * Katılanların %80 i ülkemizin temel meselesi

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

Doç.Dr. ÖZLEM BALKIZ. Eğitim Bilgileri. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Sosyoloji Pr. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı

Doç.Dr. ÖZLEM BALKIZ. Eğitim Bilgileri. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Sosyoloji Pr. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı Doç.Dr. ÖZLEM BALKIZ Fen-edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1988-1992 Lisans Ege Üniversitesi 1992-1996 Yüksek Lisans Ege Üniversitesi 1996-2002 Doktora

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA KİTABIN YAZARLARI Prof. Dr. AŞKIN KESER Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü nde

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Onay Doç.Dr. Fahri Çaki Doç.Dr. İbrahim Mazman Yrd.Doç.Dr. Ali Babahan Yrd.Doç.Dr. Arif Olgun Közleme Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI

SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI Bu politika prosedürü ile Mioro Hediyelik Eşya San.ve Tic. A.Ş., kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerimizin,topluluğumuz için önemini ve önceliğini vurgular. Mioro A.Ş. sahip

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ

INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ Siyaset, siyasal sistemler ve siyaset bilimine ait temel kurum ve kavramlar; öğrencilerin farklı siyasal sistemlerin işleyişlerini anlamalarına yönelik olarak siyaset

Detaylı

Etik, Biyoetik, Hukuk: Temel Kavramlar ve Yaklaşımlar

Etik, Biyoetik, Hukuk: Temel Kavramlar ve Yaklaşımlar Etik, Biyoetik, Hukuk: Temel Kavramlar ve Yaklaşımlar Hazırlayan:Esma BÖLÜK 1 Ahlak insanlara özgüdür. Bununla birlikte tarih, gelenekler, eğitim, dini inançlar gibi pek çok kültürel unsurdan etkilenir.

Detaylı

Bu çalışmada Devrimci İşçi Sendikaları

Bu çalışmada Devrimci İşçi Sendikaları TEZ ÖZETLERİ HAZIRLAYANLAR: ASLI KAYHAN MERVE MENEKŞE ÖZER TÜRKİYE'DE SENDİKA SİYASET İLİŞKİSİ: DİSK ÖRNEĞİ (1967-1975) YAZAR: SÜREYYA ALGÜL DANIŞMAN: Prof. Dr. DENİZ VARDAR Marmara Üniversitesi Sosyal

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI ESKİ VE YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER: TÜRKİYE DE DEMOKRATİK AÇILIMLAR

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI ESKİ VE YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER: TÜRKİYE DE DEMOKRATİK AÇILIMLAR T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI ESKİ VE YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER: TÜRKİYE DE DEMOKRATİK AÇILIMLAR Doktora Tezi Mustafa Kemal Coşkun Ankara, 2004 T.C. ANKARA

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Ekonomi Politik IR502 Seçmeli 3 0 0 3 7.5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ Mustafa Ekici TRT Kurdî Kanal Koordinatörü EBU HAMZA EL MISRİ Ben kimim? sorusu, bütün kimlik tanımlarının çıkış noktasını oluşturmaktadır. Kişi, bu sorunun cevabını toplumsallaşma

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 2. Hafta Ders Notları - 25/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Latin Amerika da Toplum ve Siyaset PSIR 453 7-8 3 + 0 3 6

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Latin Amerika da Toplum ve Siyaset PSIR 453 7-8 3 + 0 3 6 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Latin Amerika da Toplum ve Siyaset PSIR 453 7-8 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli Dersin

Detaylı

DERS PROFİLİ. POLS 337 Güz 5 3+0+0 3 6

DERS PROFİLİ. POLS 337 Güz 5 3+0+0 3 6 DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Siyasal Partiler ve Çıkar Grupları POLS 337 Güz 5 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 17 Aralık 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU Aralık 2018 KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK Resmi İşsiz Sayısı 330 Bin Artarak 3 Milyon 750

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI İşsizlik ve İstihdam Raporu-Temmuz 2017 17 Temmuz 2017, İstanbul İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI 463 bin yeni işsize karşılık 519 bin yeni istihdam İstihdam artışı yavaşladı

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ Doç. Dr. O. Can ÜNVER 15 Nisan 2017 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ KAMU DİPLOMASİSİ SERTİFİKA PROGRAMI İletişim Nedir? İletişim, bireyler, insan grupları,

Detaylı

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Medya ve İletişim Merkezi İstanbul Enstitüsü İstanbul Enstitüsü

Detaylı

SOSYAL HİZMETLERİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI. Doç.Dr.Ertan Kahramanoğlu Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü

SOSYAL HİZMETLERİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI. Doç.Dr.Ertan Kahramanoğlu Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü SOSYAL HİZMETLERİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI Doç.Dr.Ertan Kahramanoğlu Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü SOSYAL HİZMETLER, insanların iyilik halinin geliştirilmesinde;

Detaylı