Bülten Büyüme ve Huzura İhtiyacımız Var

Transkript

1 Bülten Büyüme ve Huzura İhtiyacımız Var Sunuş ve Yönetici Özeti TL cinsinden varlıklar yılbaşından bugüne kadar olağan üstü kazançlar elde etti. Bu üstün performansın temel sebebi olan yeniden dengelenmenin ise sonu gelmek üzere. Rallinin devamı için Türkiye nin daha iyimser büyüme verileri kadar bölgede huzura da ihtiyacı var. Ancak, küresel arka plan riskli varlıklarda yeni ralliler için çok olumlu ve siyasi riskler ancak 2013 de gündeme oturacak. 4Ç den itibaren ise büyümede mütevazi bir canlanma öngörüyoruz. Temel senaryomuzda TL nin değerlenmesinin çok zor olduğunu ve hisselerin MSCI GOP Endeksi kazancına bağlantılı olarak yukarı hareket edeceğini öngörüyoruz. Tahvil fiyatlarını tahmin etmek çok riskli çünkü zıt rüzgârlar piyasayı etkisi altına aldı. Temel veriler daha yüksek getirileri işaret ederken, sıcak para akım dinamikleri rallinin süreceği yönünde. Küresel Arka Plan: Kırılgan Toparlanma Ekim ayı itibari ile küresel ekonomide zayıf geçen iki çeyrekten sonra iyileşmenin ilk işaretlerini alıyoruz. Büyümenin korelasyonu yüksek öncü göstergesi olan JP Morgan Global PMI ın son aylarda sergilediği yön değişikliğini Grafik 1. de gösteriyoruz. ABD ekonomisi şoklara beklenenden daha fazla dayanıklılık gösterirken, Çin ve AB ekonomilerinin ise dibe eriştiği görülüyor. Dördüncü çeyrekte daha hızlı küresel Grafik 1. JP Morgan Global PMI aktivite olacağı tezimizi destekleyeceği için çok önemli bulduğumuz, büyük ekonomilerde kritik trendleri içeren üç grafiği görebiliriz. (Grafik ve 4.) Büyük ekonomilerden Japonya ve İngiltere küresel talebin merhametine kalmışken, bir çok gelişmekte olan ülkenin de faiz indirimleri yoluyla çıktı açıklarını bir an önce kapatacağını düşünüyoruz. Çekirdek enflasyon tüm dünyada düşük seyrederken, Fed önderliğindeki birçok büyük merkez bankası, finansal likiditeyi artıran parasal gevşeme hamlesini sürdürüyor. IMF nin 2013 için %3.6 olan büyüme tahminine büyük ölçüde katılıyoruz. Yeni Kara Kuğu lar baş göstermeyeceğini varsayarak, büyümenin 2014 e kadar hızlanarak devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak bir kaç kaygı verici riskin pusuda yattığını da göz ardı etmemeliyiz. Bu risklerin en önemlisi Amerika da mali uçurum. Son anketler bölünmüş bir Kongre nin nerdeyse kesinleştiğini ve çok çetin bir başkanlık yarışının süregeldiğini gösteriyor. Bölünmüş Kongre 2013 bütçesi için zorlu pazarlıklar demektir. Zira her iki partide pazarlıkları uzatarak seçmene şov yapmak niyetinde. Dahası, piyasalar Cumhuriyetçiler in tulum çıkartmaları Grafik 2. Sanayi Üretimdeki Büyüme (Çin) % Grafik 3. Yapı İzinleri ve Başlanan Yapılar Grafik 4. Ekonomik Güvence ZEW indeksi (Almanya)

2 durumunda ne olacağını henüz tam hesaplamadılar. Mali Uçurum a meydan verilmez, ama bütçe kesintileri ve FED e QE leri durdurması için yapılabilecek baskılar hala resesyon yaratabilir. Sonuç olarak Kongre nin resesyondan kaçınmak için duyarlı davranacağını ummaktan başka çare yok. Amerika nın büyümesi yıllık olarak % 1 veya altına düşerse, küresel iyileşme kolaylıkla tersine dönebilir. Kırılgan toparlanmaya ikinci tehdit ise petrol ve gıda fiyatlarıdır. Güney Yarımküre ve gelecek sene küresel tahıl mahsulünün fiyat baskılarını rahatlatacak seviyede düzelmesini bekliyoruz. Ancak iklim değişikliği nedeniyle meteorolojik tahminlerinin de ekonomide olduğu gibi şansa kaldığını not etmeden geçemiyoruz. (Grafik 5.) Grafik 5. EUR/USD Paritesi ve Petrol Fiyatları Enerji piyasalarındaki arz-talep dengesi fiyatların yükseleceğine dair bir işaret vermiyor ama, Suriye Savaşı ve İran ve Batı arasındaki tansiyon yeni arz şokları yaratabilir. Jeopolitik analizlerimize göre bu şokların olasılığı Amerikan ve İsrail seçimlerinden sonra artabilir. Küresel ekonomi için Brent fiyatlarının varil başına 130 doları aşması halinde alarm çanları çalınacaktır. Birçok uzmanın tersine, AB deki çok borçlu ülkelerin PIIGS krizini çok endişe verici bulmuyoruz. Euro nun korunması Liderlerin ve Avrupa Merkez Bankası nın en temel hedefi. Bunu geçmiş tecrübelerden çok iyi öğrendik. PIIGS krizini çözmek için yeterli aşamayı kaydedememiş olabilirler ama Grexit in veya İspanya nın iflasının çok uzak riskler olduğunu görüyoruz. AB den gelebilecek en önemli tehdit, IMF nin çoktan 2013 yılı tahminlerinde iskonto ettiği uzayan bir resesyon olur. QE3, hemen ardından gelecek olan AMB OMT ve toparlanan küresel büyüme görünümü oldukça ucuz kalan (11.5x 2013 F/K) MSCI GOP un yükselmesi için yeterli olacaktır. MSCI GOP un yıl sonuna kadar %10- %15 civarında kazanması temel senaryomuz olarak kalmaktadır. Birçok GOP para biriminin Dolar ve Euro ya karşı artacağını bekliyoruz. Birçok gelişmekte olan ekonomide parasal gevşeme ve dezenflasyonun sonuna geliniyor. Uzun vadeli tahvillerde daha fazla kazanç ancak değerli kur ve çok yüksek finansal girdi senaryoları eşliğinde mümkün görünüyor. Türkiye Politikası: Önümüzde türbülans var Türkiye Irak ın istilasından beri politikada en zor döneme giriyor. AKP nin anketlerdeki üstünlüğü hala tartışmasız ama üç önemli problem sonunda piyasaların karşısına çıkacak. Birincisi Ankara artık Suriye savaşında taraf ve bölgesel gerginliklerin isteksiz aktörü. Suriye Krizi çok çeşitli yollarla savaşın komşu ülkelere yayılma potansiyelinin yükselmesine sebep oluyor. İkinci olarak Kürt sorununun bir türlü çözülememesi ve dış destek PKK nın azarak terör saldırılarını tüm yurda yaymasına geçit veriyor. Son olarak Erdoğan ın 2014 de başkanlık koltuğuna oturma isteği geride lider boşluğu yaratmaya kadir. Ancak bu potansiyel sorunların ekonomi ve piyasalar üzerindeki olası etkileri şimdilik belirsizliğini koruyor. CDS ve döviz opsiyon fiyatlarını gözden geçirdiğimizde risk primlerinde çok fazla bulaşma yaşanmadığını saptıyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarına göre bölgedeki gelişmeler kaygı uyandırıcı boyutta değil. Bize göre de eğer Türkiye resmi olarak bölgede askeri bir kampanyaya girmez veya AKP anketlerde %45 in altına inmezse tehlikeler iskonto edilmez. Ankara Suriye deki savaşla ilgili son derece sert bir tutum sergiliyor, fakat tek taraflı müdahaleye niyetsiz görünüyor. Ayrıca, Rusya ve Esat dan gelen son açıklamaların tansiyonun azaltılması yönünde olması da Türkiye nin savaşa girmeyeceğini gösteriyor. Ancak bu yöndeki fikrimiz Beyaz Saray ve/veya NATO nun askeri bir müdahale istemesi halinde değişir. Bu durumda, Ankara nın da operasyona askeri destek vermesi çok olasıdır. AKP içinde liderlik çekişmesi, Erdoğan ın yeni anayasaya başkanlık sistemi maddesini yerleştirip referanduma götürmesi kararı akabinde başlayacaktır. Gelecek yılın ilk çeyreği, Anayasa nın tamamlanması ve meclise götürülmesi için ilk tarih. O vakte kadar risk primini belirgin yükseltecek, politik istikrar algılamasını bozacak çok vahim hadiselerin yaşanmayacağını düşünüyoruz. Türkiye Ekonomisi: Büyümeye İhtiyaç Var Tablo 1. de temel makro-parametreler için tahminlerimiz yer alıyor yılında politika yapıcılar ekonomiyi daha sürdürülebilir bir patikaya başarılı

3 Tablo 1. Seçilmiş Makro Göstergeler: Kaynak: TCMB, Hazine, TÜİK, GloobalSource hesap ve tahminleri. t=tahmin 1/2010 sonrası haftalık repo oranı Grafik 6. GSYH Büyümesi (takvim-mevsimsellik etkisinden arındırılmış, 3-aylık, %) Grafik 7. Büyüme Göstergeleri (Mevsimsellikten arındırılmış) bir şekilde geçirmeyi başardılar. Yeni denge daha düşük cari açık, enflasyon ve büyüme içeriyor. Bu geçişi yeniden dengelenme olarak adlandırıyoruz. Bu geçiş TL cinsinden varlıkların bütün yıl boyunca benzer piyasalar göre daha iyi performans göstermesi sağladı. Ancak yeniden dengelenmenin temel hedefi enflasyonun %5 e yakın ve cari açığın GSYIH ın %6 sını geçmeden büyümenin hızını yıl için %5 e çıkartmaktı. Ne yazık ki acı reçeteler içeren ve zaman isteyen yapısal reformlar olmadan Türkiye nin bu hedeflere varması pek mümkün görünmüyor. Ama iyi tarafından bakarsak, büyüme 2013 yılı boyunca yavaş kalarak enflasyon ve cari açık riskini yatıştıracak. Büyüme açısından (Bakınız: Grafik 6.), piyasaların ortak görüşüne ve son Orta Vadeli Program a (OVP) kıyasla daha kötümseriz. Büyümenin 2012 için %3, 2013 için ise %3.5 olacağını tahmin ediyoruz. (Son büyüme göstergeleri için: Bakınız Grafik 7.) Bu tahminlerimizi üreten gözlemler şöyle: Büyümeyi canlandırabilmek için gereken makro- politika esnekliğin çok sınırlı olması, hane halkı ve şirket bilançolarında kaldıracın hızlı artışı, bölgesel gelişmelerin ekonomik güven için olumsuz etkileri ve çok sınırlı ihracat büyümesi. Kamu dışı aktörlerin kaldıraç oranları AB ortalamaları hala çok gerisinde ve kesinlikle sürdürülebilir ancak yukarıdaki tabloda gösterildiği gibi harcanabilir gelir büyümesi geriden gelirken, borçlar uzun süredir çok hızlı bir şekilde büyümekte (Hane halkı için durumu Grafik 8. de sunuyoruz). Güven demişken, dış şokların ve medya tarafından çalınan savaş tamtamlarını indekslerdeki son düşüşlerin arkasındaki nedenler olarak görüyoruz. Suriye ile bir savaş veya PIIGS krizi beklemesek de her iki sorunun da kısa sürede çözülemeyeceğinden yola çıkarak Grafik 9. da da görüldüğü gibi güvenin baskılanacağı görüşündeyiz. Oldukça büyük bir çıktı açığına rağmen, Merkez Bankası nın 2012 ve 2013 enflasyon hedeflerini geniş bir marjda ıskalayacağı kesin. Bunun birinci nedeni Ankara nın geleneği haline gelen yönlendirilen fiyatların ve vergilerin her yıl yükseltilmesidir. (Grafik 10.) Bu törenin gelecek yıl da devam edeceğini öngörüyoruz. İkinci olarak da dezenflasyonun önemli bir bölümünün bugüne kadar Lira nın değerlenmesi ile satın alındığını saptadık. Artık bu trendin

4 de sonuna yaklaşıyoruz. (Grafik 11.) TL nin daha fazla güçlenmesi cari açık üzerinde ters etki yapacaktır. Çok önemli bir nokta ise para ve mali politikaların enflasyonist beklentileri bastırmak için doğru sinyaller üretememesi. Aktörlerin hiç birinde enflasyonun %5 e yakınsayacağına dair inanç yok. Son olarak 2013 ve 4Ç de iç talepteki ılımlı iyileşme ve yüksek seyreden emtia fiyatları enflasyonu yapışkan hale getiriyor. TÜFE nin bu yılı %7.3 kapatacağını ve 2013 de de %7.5 civarında gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Cari açık GSYIH ın %10 undan kabaca % 7.5 una düşmesi en önemli makrogelişmelerden biriydi (Grafik 12. ye bakınız.), ama bundan dış ticaret açığının büyüme elastisitesinin değiştiği sonucunu çıkarmak çok zor. Bir başka deyişle büyüme geri geldiğinde cari açık da geri gelecektir. İhracat büyüme trendlerini analiz ederken altın satışlarını hesaplarımıza katmadık, çünkü İran ın altın alımlarının daha çok ambargolarla ilgili olduğu kanaatindeyiz. Altın dışı ihracatın TUIK-TİM verilerinde görüldüğü kadar artmadığını düşünüyoruz. Grafik 8. Hanehalkı Yükümlüklerinin Harcanabilir Gelire Oranı Grafik 9. Tüketici Güveni ve Reel Sektör Güveni Stoklardaki erime ve çok zayıf iç talep enerji dışı ithalattaki gözle görülür düşüşün başlıca nedenleri oldu. İç talepte ılımlı bir iyileşme ve yüksek emtia fiyatları cari açığı 2013 de GSYIH ın %7.5 u civarında tutabilir. (Grafik 13.) Ancak yaşamakta olduğumuz QE dünyasında cari açığın ödemeler dengesinde krizler tetikleyeceği konusunda daha az kaygılıyız. Finansmanın başlıca kalemleri olan kısa vadeli krediler ve sıcak para akımları 2013 boyunca sürecek. (Grafik 14.) Grafik 10. TÜFE ve Çekirdek Enflasyon (12-aylık, %) Eğer basının müjdelediği üzere Fitch kredi notunu BBB sınıfına terfi ettiriyorsa, Türkiye nin borç taşıma kapasitesi önemli ölçüde artacak. Ek olarak Yabancı Doğrudan Yatırım ın TANAP başta olmak üzere devreye girecek birkaç büyük uluslararası proje sayesinde gelecek yıllarda artarak cari açığın finansmanındaki oranını %15-20 den %25 e çıkartması çok olası. Son olarak Hazine tarafından sukuk pazarının keşfi ile kurumların eskiye göre çok daha çeşitli dış finansmana erişim elde etmesini olumlu gelişmeler olarak görüyoruz. (Tablo 2. ) Mevcut durumda para ve maliye

5 Grafik 11. Çekirdek Enflasyon ve Döviz Kuru Sepeti (yıllık, %) Grafik 12. Cari Denge Grafik 13. Dış Ticaret Açığı (geçen yılın aynı ayına gore fark) politikalarını oldukça gevşek olarak tanımlayabiliriz (Grafik 15. ve 16. ya bakınız). Geçerli politika politika faiz oranı, (efektif günlük fonlama oranı) önümüzdeki aylık enflasyon beklentilerinden düşük ki bu da negatif reel faiz oranlarını ifade eder. Bütçe tarafında ise 9 aylık gerçekleşmelere göre vergi gelirleri ve faiz dışı harcamalar arasındaki fark giderek ikincisi lehine artmaktadır. IMF ile birlikte, eğer trendin altında büyüme var ise mali ve parasal gevşeme konusunda daha fazla toleranslı olmaya başladık. Bununla beraber Ankara ekonomide daha fazla genişletici politikalar izleme kapasitesinin artık doğal sınırlarına yaklaştı. Para politikası yönünden yukarıda açıkladığımız gibi MB enflasyon hedeflerini büyük bir ihtimalle ıskalayacak. Eğer, çok zor elde ettiği enflasyon ile mücadeledeki kredibilitesini korumak istiyorsa, frenlere basmak zorunda. Bütçe politikası açısından son açıklanan OVP iki yıl içinde manşet açığı %2 ye düşürmeye söz veriyor. OVP nin varsayımlarını çok gerçekçi bulmasak da AKP nin bütçe disiplini hususunda ciddiyeti ve taahhüttüne inanıyoruz. Hükümet Türkiye ekonomisinin istikrarı için mali disiplinin çok önemli olduğunun farkında. Fakat, AKP gelecek bir kaç yıl içinde faiz dışı harcamaları kısmak için çok da gönüllü olamayacak. Zira bir taraftan güvenlik harcamaları artıyor diğer yandan ise seçimlerden önce seçmenleri mutlu etmek için yapılacak popülist harcamalar kapıda bekliyor. Zorunlu olarak AKP bütçe hedefini denkleştirmek için özelleştirme gelirlerini ve fiyat-vergi artışlarına başvuracak. Bu yöntem de bütçe politikasının ekonomiye desteğinin sınırlı olacağını gösteriyor. Bizim ekonomik senaryomuzun başlıca riskleri bölgesel karışıklıkların güveni, beklentilerimizin çok ötesinde bozması ve petrol fiyatlarının öngörülenin ötesinde artmasıdır. Piyasalar: Temel Veriler Risk İştahına Karşı Küresel Arka Plan bölümünde riskli varlıklar için ılımlı iyimserlik içeren küresel senaryomuzun ana hatlarını çizmiştik. Mütevazi bir küresel iyileşme ve büyük merkez bankalarının çok çeşitli vasıtalarla parasal genişlemeye başvurması S&P500 ve dolaylı olarak

6 MSCI GOP Endeksi için her zaman son derece destekleyici olmaktadır. (Grafik 17.) Buna ek olarak şunu da kaydetmeliyiz ki son zamanlarda GOP sabit gelirli varlıklarına gösterilen ilgi QE3 ün ötesinde bir dizi yapısal nedenden kaynaklanmakta. Bernanke nin bütün teminatlarına rağmen GOP para birimlerinin çoğunun dolara ve daha ilerde de AMB OMT başlattığı zaman Euro ya karşı değer kazanacağını tahmin ediyoruz. Bu küresel çerçeveyi kullanarak, daha önceki bölümlerde ana hatlarını çizdiğimiz politik ve ekonomik senaryomuz üstünde piyasa tahminlerimizi oluşturuyoruz. TL nin değerlenmesinin bittiği düşüncesindeyiz. Cari açık yakında artışa geçerek TL üzerinde ters baskı yapmaya başlayabilir. MB uzun vadeli enflasyon beklentileri tehlike işaretleri sergileyinceye kadar efektif fonlama oranını olabildiği kadar düşük tutmaya çalışacak ki bu süreç carry trade i caydırıcı niteliktedir. Geçmişin tersine ihracatçılara sunabileceği tek çare kur avantajı olduğundan, Banka değerli döviz kuru istemiyor. Kısaca döviz kuru küresel risk iştahı ve para politikası dinamikleri arasında sıkışmış durumda. Ancak, sıcak para akımlarının bol olması MB nın döviz kurunu rahatça belirlemesini sağlıyor. Para politikasının ikincil hedefinin de TL yi döviz sepetine karşı 2.00 ve 2.10 arasında tutmaya çalışmak olduğu görüşündeyiz. GOP sabit getirili varlıklara artan fon ilgisi, kredi notu artırım beklentileri ve MB nın piyasa dostu politikaları getiri eğrisi boyunca ciddi bir ralli sağladı. Ancak bu boğa pazarının artık sonuna gelindiğini düşünüyoruz. Daha önce bahsedildiği gibi gevşek para politikası ve bütçe genişlemesi yönünden en iyi dönem büyük ihtimalle geride kaldı. Ayrıca Hazine nin gelecek yıl çevirmesi gereken borçların 122 milyar TL den 160 milyar TL ye çıkması da getirilerde yukarı yönlü baskı yaratabilir. (Tablo 2.) Ancak olumsuzluğumuzun en büyük nedeni 2013 yılı enflasyon beklentimizin ortak görüşe göre yüksek olması. Halen iskontolu benchmark DİBS de kotasyonlar önümüzdeki 24 aylık enflasyon beklentilerine göre beklenen reel faiz oranlarının 125 baz puan civarında olduğunu gösteriyor. Beklenen enflasyonun 2013 tahminimize yakınsayacağını varsayarsak bileşik Grafik 14. Sermaye Hesabı ve Cari Denge Tablo 2. Finansman Tablosu: Grafik 15. Seçilmiş Piyasa Göstergeleri

7 Grafik 16. TCMB Politika, Gecelik (O/N) ve Fonlama Faiz Oranları (%) Grafik 17. S&P 500 Endeksi Grafik 18. Uzun Vadeli Görünüm: Reel Effektif Döviz Kuru getiriler altı ay içerisinde %8.75 e çıkabilir. Yıl boyunca hisse senetleri olağanüstü performans gösterdi. Dolar bazında prim MSCI GOP ün nerdeyse 3 katına çıktı. Yine de İMKB nin doruk noktasına henüz çıkmadığını düşünüyoruz. İMKB deki GOP fonlarının ağırlığının yüksek olduğunu, kuvvetli Lira dan gelen yardımın ve daha düşük uzun vade getirilerin sürmesinin beklenemeyeceğini kabul ediyoruz. Ek olarak ileriye dönük F/K nın benzer piyasalar ile arasındaki farkın artık kapandığını da teslim ediyoruz. Ancak iki karşı argümanımız var. Birincisi Türk hisse senetlerinin yeniden sınıflandırılmasının zamanıdır. Cari açık bir şekilde kontrol altında iken ve finansmanı ikinci derecede bir problem olarak algılanırken, İMKB riskler bazında değil, büyüme üzerinden değerlendirilmelidir. Türkiye %3.5 büyüme ile bile Rusya hariç Orta ve Doğu Avrupa ve bir çok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesine göre çok daha iyi durumda. Dolayısı ile İMKB nin bölgesel F/K ya primle işlem görmesi daha normaldir. İkinci olarak, PIIGS krizinde ani bir alevlenmenin yaşanmayacağı senaryolarda bile Türkiye nin bölgesel güvenli liman statüsü prime layıktır. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri hala süregelen Avrupa Bankaları nın kaldıraç azaltma işlemlerinden dolayı yavaş büyüyor, ve krizlere çok daha hassas. Ankara nın Suriye ile gerginliği medyada gayet geniş bir şekilde yer alsa da bir çok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesine göre Türkiye son derece istikrarlı ve politik şoklara dirençli konumunu sürdürüyor. Derin likiditesi ve kaliteli şirketleri ile İMKB en azından MSCI GOP ortalaması kadar ek primi hak ediyor. Ancak bütün bunları söyledikten sonra, mütevazi bir fiyat hedefimiz var. Bu yılın sonuna kadar TL cinsinden %10-12 kazanç bekliyoruz. Jeopolitik risk en büyük olumsuzluk olmaya devam ediyor. Bunu takip eden ikinci risk ise petrol fiyatlarındaki ani artışlar. Bunun ötesinde, piyasaların 2013 yılı için en azından %4-4.5 büyüme için bahse girmiş olduğunu hatırlatalım. Bizim kötümser senaryomuz gerçekleşirse, 2013 ün başlarında İMKB MSCI GOP un gerisinde kalabilir.

8 Tablo 2. Seçilmiş Piyasa Göstergeleri İletişim: Elif Pehlivanlı Direktör, Pazarlama ve İş Geliştirme Bu raporu hazırlayan Egeli & Co. Bağımsız Danışma Kurulu Üyesi, Sn. Dr. Atilla Yeşilada ya teşekkür ederiz. Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. ( Egeli & Co. ) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri: PYS./ PY. 35/946 ve PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden gelmektedir. Egeli & Co. yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır. YASAL UYARI: Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.