TCK 21 maddesi hakkındaki YARGITAY KARARLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TCK 21 maddesi hakkındaki YARGITAY KARARLARI"

Transkript

1 TCK 21 maddesi hakkındaki YARGITAY KARARLARI 5237 sayılı TCY'nın 21. maddesinin 1. fikrasında; kast, suçun yasal tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi şeklinde tanımlanmış, öğretide de, genel kabul gören düşünceye göre, suçun yasal tanımında yer alan objektif unsurların bilinmesi ve istenmesi biçiminde tarif edilmiştir. Görüldüğü gibi kast, bilme ve isteme şeklinde ifade edilen iki unsurdan oluşmaktadır. Fail, hareketinin yasal tipi gerçekleştireceğini biliyor ve bunu istiyorsa kasten hareket ettiği kabul edilmelidir, ancak failin hareketiyle hedeflediği doğrudan sonuçların yanı sıra, hareketinin zorunlu sonuçları ya da kaçınılmaz yan sonuçları da, açık bir isteme olamasa dahi kast kapsamında değerlendirilmelidir. Olası kast ise anılan Yasanın 21. maddesinin 2. fıkrasında; "kişinin, öngörmesine rağ men, fiili işlemesi" şeklinde tanımlanmış, bu kast türü ile ilgili başkaca ayırıcı bir unsura yer verilmemiş, 5237 sayılı Yasanın 22. maddesinin 2. fıkrasında bilinçli taksirin; "Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır" şeklinde tanımlanması nedeniyle, bu kast türünün bilinçli taksirle karıştırılacağı hususu öğretide dile getirilmiştir. Yasa koyucu da, madde metninde yer vermediği "kabul lenme" ölçüsüne, madde gerekçesinde; "olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşeceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir" şeklinde açıklamak suretiyle, olası kastı bilinçli taksirden ayıracak ölçüyü ortaya koymuştur. Olası kast ile doğrudan kast arasındaki ayırıcı ölçüye gelince, buradaki en belirgin unsur, doğrudan kasttaki bilme unsurudur. Fail hareketinin yasal tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle he deflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilme lidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bazı sonuçları da doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açısında da, doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir. Olası kastı doğrudan kasttan ayıran ölçüt, suçun yasal tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp, muhtemel olmasıdır. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanık ile katılanın suç tarihinden 1 yıl önce ailelerinin rızası ile gayri resmi olarak evlendiği, birlikte yaşadıkları dönem içerisinde geçimsizliklerinin olduğu, olaydan iki gün öncede sanık ile katılanın tartıştığı, tartışma sırasında sanığın katılanı darp ettiği, bu olaydan sonra katılanın ailesinin evine gittiği, olay günü maktül Mustafa K...'ın katılan Öz gül'ü hastaneye götürmek üzere köy meydanında bulunan minibüse bindiği sırada sanık ile karşılaştığı, maktülün sanığa "kızımın koluna neden vurdun, kanı bozuk, şerefsiz" dediği, sanığın da "eşimi nereye götürüyorsun" şeklinde cevap vermesi üzerine maktulün "bunu sana yar etmeyeceğim Sandıklı'ya götürüyorum, orada satacağım" şeklinde yanıt verdiği, maktül ile sanık arasındaki tartışmanın minibüste bulunan yolcular tarafından yatıştırıldığı, tartışma sona erdikten sonra sanığın minibüsün yanından ayrıldığı, koşarak evine gidip ruhsatsız av tüfeğini alarak minibüsün geçiş güzergahında bulunan ilkokulun bahçe duvarı nın arkasında beklemeye başladığı, köy meydanından hareket edip yolcu alabilmek için düşük hızla seyreden minibüsünün ilkokulun yanından geçtiği sırada sanığın, maktül ve katılanın minibüste oturduğu koltuklara doğru 6-7 metre mesafeden hedef gözeterek av tüfeği ile 3 el ateş ettiği, sanığın gerçekleştirdiği eylem sonucu cam kenarında oturan katı lan ve yanında oturan babasının yaralandığı, yaralı Mustafa K...'ın kaldırıldığı hastanede öldüğü tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Katılan ve maktülün içinde bulunduğu minibüsün geçişi sırasında sanığın 6 7 metrelik mesafeden cam kenarında oturan katılan ile yanında oturan maktülü hedef alarak av tüfe ğiyle ardı ardına 3 el ateş etmesi, maktülün sol omuz ve kol bölgesinden, katılanın boyun bölgesinden yaralanması, olayda kullanılan av tüfeğinin öldürmeye elverişli silah olması, av tüfeğinden atılan fişeklerin maktülün otopsi raporunda belirtildiği üzere saçma ile sıkıştırılmış bilye içerikli özel yapım fişekler olması, maktülde ölüm sonucunu oluşturan yaralanmaların d okuz gülle tabir edilen

2 bilyelerin isabeti sonucu oluşması, katılana rastlantı sonucu bilye isabet etmemekle beraber hayati organlarının bulunduğu boyun bölgesine saçmaların isabet etmesi, sanığın cam kenarında oturan katılanı gördüğü halde eylemini gerçekleştirmesi, soruşturma aşamasında katılan ve maktulün bulunduğu bölgeye doğru ateş ettiğini açıkça ifade etmesi ve sanığın eylemi nedeniyle katılana göre daha iç bölgede oturan babası Mustafa K...'ın öldüğü gerçeği karşısında, sanığın eylemini zorunlu ve kaçı nılmaz sonuçlarını bilerek gerçekleştirdiğinin ve olay sırasında öldürme kastıyla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Bu nedenle, yerel mahkemece sanığın katılan Özgül'e yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. CGK , 2011/ /207 Uyuşmazlık konularında sağlıklı bir hukuksal çözüme ulaşılabilmesi bakımından kast ve suça teşebbüs kavramları üzerinde kısaca durulmasında yarar görülmektedir sayılı TCY'nın maddesinin ikinci cümlesinde kast; "suçun kanuni tanımın daki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi " şeklinde tanımlanmış, aynı Yasa maddesinin ikinci fıkrasında ise; "kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır" denilmek suretiyle de "olası kast" tanımına yer verilmiştir. Kasten işlenebilen suçlarda failin cezalandırılabilmesinin temel şartı, eylemin iradi olarak gerçekleştirilmesidir. Suç niteliğinin belirlenebilmesi, sanığın kastının saptanması ile mümkündür. Esasen failin iç dünyasını ilgilendiren kastının belirlenmesinde, dışa yansıyan, olay öncesi, olay sırası ve sonrasındaki davranışları ölçü olarak alınmalıdır. Yerleşik yarg sal kararlarda kast, hareket ve netice ile fail arasındaki ruhsal bağ olarak tanımlanmakta; kasten öldürmeye kalkışma ve yaralama suçlarını birbirinden ayıran başlıca ölçütler ise mağdur ile fail arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, atış veya darbe sayısı ile mesafesi, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve sayıları, hedef seçme olanağı olup olmadığı, olayın akışı ve nedeni, failin işlemeyi kastettiği cürmün meydana gelmesine iradesi dışında bir engel bulu nup bulunmadığı şeklinde sıralanmaktadır. Tüm bu olgular olaysal olarak değerlendirilip sanığın kastı belirlenmelidir. TCY'nın 35/1. maddesinde ; "kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşeb büsten dolayı sorumlu tutulur" şeklinde tanımlanan suça teşebbüsün varlığından söz edebilmek için; kasıtlı bir suçu işleme kararı bulunmalı, elverişli hareketlerle suçun doğrudan doğruya icrasına başlanmalı, failin elinde olmayan nedenlerle suç tamamlanmamalı ya da sonuç gerçekleşmemelidir. Bu açıklamalardan sonra kasten öldürme ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yara lama suçlarının da incelenmesi gerekmektedir. TCY'nın "Kasten Öldürme" başlıklı 81. maddesi; "bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır,"neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama" başlıklı 87. maddesinin 4. fıkrası ise; "Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hiillerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hiillerde ise oniki yıldan on altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur," Şeklinde hükümler içermektedir. TCY'nın 87. maddesinin gerekçesinde ; "Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucun da ölüm meydana gelmiş olması haline ilişkin hükme yer verilmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış bu kasten yaralama hallerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, genel hükümler kitabında yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara ilişkin hükümler, burada da geçerlidir" açıklamasına yer verilmiştir. 765 sayılı TCY'nda objektif sorumluluk esasına dayanan düzenlemelere yer verilmiş iken, 5237 sayılı Yasada objektif sorumluluk esası benim senmemiştir. Suçu, "yasada tanımımlanmış haksızlık" olarak öngören yeni suç teorisinde bir hareketi yapan kişi, bu harek etin tüm sonuçlarından her koşulda sorumlu tutulmamakta, bir başka anlatımla kusursuz sorumluluk terkedilmiş olmaktadır. 765 sayılı Yasadaki objektif sorumluluk esasının yerine, 5237 sayılı TCY 'nda haksızlığın bir gerçekleştirilme şekli olarak kast taksir kombinasyonuna, yani neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlara yer verilmiştir. Bu nedenle ilk uyuşmazlığın çözümü için 5237 sayılı

3 TCY 'nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen kast-taksir kombinasyonu, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suç üzerinde durulmalıdır sayılı TCY'nın "Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Suç" başlıklı 23. maddesi; "Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilme si için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir" şeklindedir. Buna göre; failin gerçekleştirdiği bir eylemde, kastettiğinden daha ağır veya başka bir sonucun meydana gelmesi halinde, sorumlu tutulabilmesi için, netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olmasının kabulü gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesind en taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluğun kaldırılmasının doğal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır. Öğretid e de, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç ve görünüşte ya da gerçek olmayan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç olarak iki farklı şekli bulunduğu kabul edilmektedir. Gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda, failin hareketi ile kastettiğinden daha ağır bir netice meydana gelmekte olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla bağımsız bir suç tipi ortaya çıkmaktadır. Örneğin, yaralama suçunda mağdurun ölmesi, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç halidir. Görünüşte neticesi sebe biyle ağırlaşmış suçlarda ise, failin hareketi sonucunda suçun oluşması için aranan neticeden başka, niteliği farklı olan daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla temel suç niteliği aynı kalmakla beraber yalnızca ceza ağırlaştırılmaktadır. Örneğin, cinsel istismar suçunda mağdurun ruh veya beden sağlığının bozulması, görü nüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç halidir. (Prof. Dr. Nur Centel, Doç. Dr. Hamide Zafer, Doç. Dr. Özlem Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, 6. Bası, s. 410; Prof. D r. Mehmet Emin Artuk, Prof. Dr. Ahmet Gökcen, Doç. Dr. A. Caner Yenidünya, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Ankara, 2009, C. 1, s. 495) 5237 sayılı T CY 'nın 23. maddesinde düzenlenmiş olan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel kuralın, özel hükümler arasında kendisine yer bulduğu maddelerin başın da gelen TCY 'nın 87. maddenin 4. fıkrasına göre, gerçekleştirilen kasten yaralama eylemi aynı Yasanın 86. maddesinin bir veya üçüncü fıkraları kapsamında bulunur ve bunun sonucunda da ölüm meydana gelirse, en azından taksirle hareket etmiş olmak koşuluyla faile belirtilen cezaların verileceği öngörülmektedir. Bu durum karşısında kasten yaralama neticesinde mağdurun ölmesine ilişkin olarak TCY'nın 87/4. maddesinin uygulanabilmesi için; a-failin yaralama kastı ile hareket etmesi, b-mağdurun TCY'nın 86. maddesinin birinci veya üçüncü fıkrasında düzenlenen şekilde yaralanmış olması, c-failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi, d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması, Koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Buna göre, fail mağduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, mağdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail mağdurun yaralanmasını değil ölme sini istemiş ve ölüm meydana gelmiş ise kasten öldürmeden; mağdurun ölebileceğini öngör mesine karşın olursa olsun diyerek bu sonucu göze almış ve kabullenıniş ise, bu durumda da neticesi sebebiyle ağırlaşan suçtan değil, olası kastla öldürmeden sorumlu tutulacaktır. O halde, kasten öldürme suçu ile kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu ara sındaki ayırıcı ölçütlerden en önemlisi manevi unsur farklılığıdır. Bu durum karşısında eylem vasıflandırılmadan önce çözülmesi gereken konu, failin kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğudur. Türk Ceza Yasasının 2 1/1. maddesine göre, suçun yasal tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gün ve , gün ve 248-

4 82, gün ve ile gün ve sayılı kararları ile de; suç nedeni, kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, isabet alınan bölge, darbe adedi ve şiddeti, failin suçtan önceki ve sonraki davranışları, aradaki husumet, hedef seçme olanağının bulu nup bulunmadığı, mağdurdaki yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmak suretiyle kastın saptanması gerektiği belirtilmiş olup, kastın belirlenmesi açısından her bir olay da kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, bu olguların olaysal olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;sanıkların olay tarihinden önce maktul ve mağdurun ikamet etmekte olduğu mahallede bir kavgaya karıştıkları, olayın yargıya intikal ettiği ve ilgililer hakkında kamu davası açıl dığı, ancak yerel mahkemece getirtilip incelenen evraklara göre mağdur ve maktulün bu olayla herhangi bir ilgilerinin bulunmadığı, olay gecesi sanıkların, tanıklarla birlikte bir aracın içinde alkol almakta olan mağdur ve maktulü gördükleri ve önceki olayı bahane ederek mağdur ve maktule sataştıkları, tanıkların ve kolluğun müdahalesi üzerine olayın büyümesinin önlendiği, aynı gece aradan kısa süre geçtikten sonra sanıkların, yeniden mak tul, mağdur ve tanıkların bulundukları yere geldikleri, sanık Fatih K... 'ın ele geçirileme yen, ancak sanık savunmaları ve tanık beyanları doğrultusunda yerel mahkemece odun olduğu ve silahtan sayıldığı kabul edilen sopayla önce maktulün kafasının arka bölgesine vurarak maktulü yere düşürdüğü, daha sonra da aynı sopayla maktulün kardeşi olan katıla nın kafasına vurduğu, diğer sanıkların da aynı nitelikteki sopalarla mağdurun kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine vurdukları, mağdur ve maktulün yere düşmesi üzerine olay yerinden ayrıldıkları, tanıkların, mağdur ve maktulü evlerine götürdükleri, mağdur ve mak tulün ertesi gün ailesi tarafından hastaneye kaldırıldıkları, maktulün olaydan onyedi gün sonra öldüğü, ölü muayene ve otopsi ile adli raporlar doğrultusunda, maktulün künt kafa travması sonucu öldüğü, kafatası iç yüzeyinde oksipital kemik orta hattan sol arka fosaysa ve oradan foremen magnuma uzanan ve çevresinde sonlanan kırık battı görüldüğü ve sanı ğın eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu, mağdurun ise kafasına aldığı darbe sonucu bayati tehlike geçirecek ve vücudunda yaşam fonksiyonlarını ikinci derecede etki leyecek nitelikte kemik kırılmasına neden olacak şekilde yaralandığı sabit olup, sanıkların ilk tartışma olayının polislerce yatıştırılmasından kısa süre soma, olay yerinden uzaklaşmak yerine, olayda kullanılan ve öldürücü nitelikte olduklarında kuşku bulunmayan sopalarla inşaat alanı olan, yakınında yerleşim yeri olmayan ve mağdur ile maktulün yardım isteme lerine olanak bulunmayan olay mahalline gelmeleri, mağdur ve maktule vurarak yere dü şürmeleri, yerde de vurmaya devam etmeleri, akabinde de olay yerinden kaçmaları, hedef alınan vücut bölgeleri, kullandıkları vasıta ve yaralanmaların nitelikleri ile darbelerin şiddeti birlikte değerlendirildiğinde, sanık Fatih K.'ın maktule yönelik eyleminin kasten öldürme, her üç sanığın katılana yönelik eylemlerinin de kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla, Özel Daire bozma karan yerinde olup, yerel mahkeme direnme hükmünün suç niteliğinin yanılgılı belirlenmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. CGK , 2012/ /1780 Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun hukuki niteliğinin belirlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya içeriğinden; Olay yeri krokisine göre; bulunan mermilere ait iki kovan ile maktulün olduğu yer arasındaki mesafenin 1210 cm olduğu, Adli Tıp Kurumu raporuna göre; maktulün ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı, medulla spinalis ve büyük damar harabiyeti ile kanamadan ileri geldiği, vücudunda bir adet mermi çekirdeği giriş ve çıkış deliği bulunduğu; kanında, idrarında ve iç organ parçalarında aranan gruplara ait uyutucu, uyuşturucu madde ile toksik maddelere rastlanılmadığı, kanında alkol tespit edilmediği, (Tanıkların... beyanda bulundukları anlaşılmaktadır.) Esasen somut olayımızın; "Antalya Emniyet Müdürlüğünde, Motosiklet Timler Amirliğine bağlı iki kişilik timde sürücü polis memuru olarak görev yapan sanık ve arkadaşı Ahmet Ü.'ün, olay günü saat sıralarında, Antalya Yeşildere

5 Mahallesine giriş yap tıkları sokakta, karşıdan gelmekte olan maktulün yönetimindeki motosikletin yanlarından geçtiği esnada, hızlanarak yol aldığını fark etmeleri üzerine durumlarından şüphelenerek geriye dönüp maktulün yönetimindeki motosikleti takibe aldıkları, yapılan uyanlara rağmen maktulün arkasında arkadaşı olduğu halde hızla kaçmaya devam ettiği, bir süre sonra yakalanacağını anlayınca durduğu, polis memurlarının ve maktulün arkadaşının motorlarından inmesini takiben, motordan inmeyen maktulün yeniden kaçmaya devam etmesi üzerine sanığın "dur" şeklinde bağırarak, iki el ateş ettiği ve maktul Çağdaş G.'in de boyun sağ arka orta kısmına aldığı bir adet ateşli silah yaralaması sonucu hayatını kaybettiği" şeklinde gerçekleştiği hususunda Özel Daire ve yerel mahkeme arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; suçun hukuki niteliğinin belirlenmesine ilişkindir. Diğer bir anlatımla, sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu mu, yoksa meydana gelen ölüm neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu mu oluşturacağıdır. Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi bakımından; kast, olası kast, taksir, bilinçli taksir ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç kavramlarının incelenerek karşılaştırılması gerekmektedir. 765 sayılı TCY'nda tanımlanmamış bulunmasına karşın, 5237 sayılı TCY'nın 21. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde kast; "suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi" şeklinde tanımlanmış, aynı Yasa maddesinin 2. fıkrasında ise; "kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır" denilmek suretiyle "olası kast" tanımı na yer verilmiştir. Doğrudan kast, failin hareketinin yasal tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesini gerektirir. Ancak, failin hareketiyle hedeflediği doğrudan sonuçların yanısıra, hareketinin zorunlu sonuçları ya da kaçınılmaz yan sonuçları da, açık bir isteme olmasa dahi doğrudan kast kapsamında değerlendirilmelidir. Öğreti ve uygulamada "dolaylı kast," "belirli olmayan kast," "gayrimuayyen kast," "olursa olsun kastı" olarak da adlandırılan olası kast, 5237 sayılı TCY'nın 21. maddesinin 2. fıkrasında; "öngörmesine rağmen, fiili işlemesi" şeklinde tanımlanmıştır. Olası kast ile doğrudan kast arasındaki ayırıcı ölçütteki en belirgin unsurlar, doğrudan kasttaki bilme ve isteme unsurlarıdır. Fail hareketinin yasal tipi gerçekleştireceğini biliyorsa ve bunu da istiyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilm elidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bazı sonuçları da doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açı sında da, doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir. Olası kastı, doğrudan kasttan ayıran diğer ölçüt ise; suçun yasal tanımındaki unsurla rın gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp, muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda, bu ihtimalin gerçekleşmesini kabullenerek, olursa olsun düşüncesi ile ve ona katlanmayı da göze alarak hareket etmekte ve muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için de önlem almamaktadır. Taksirdeki düzenlemeye bakıldığında; kural olarak suç, ancak kastla işlenebilir, fakat, yasada açıkça gösterilen hallerde suçlar taksirle de işlenebilir. Taksir, 5237 sayılı TCY'nın 22/2. maddesinde ; "dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi" şeklinde tanımlanmıştır. Öte yandan, olası kastın, başka bir ayırıcı unsura yer verilmemesi nedeniyle, anılan Yasanın 22. maddesinin 3. fıkrasında; "kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır" şeklinde tanımlanan bilinçli taksirle karıştırılabileceği hususu öğretide dile getirilmiş ise de, yasa koyucu, madde metninde yer vermediği "kabullenme" ölçütüne, madde gerekçesinde; "olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşeceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir, diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabul lenmektedir" şeklinde açıklama yapmak suretiyle, olası kastı bilinçli taksirden ayıracak ölçütü ortaya koymuştur. Olası kast ve bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçütleri, yargısal kararlar ve bilimsel gö rüşlerden de yararlanmak suretiyle şu şekilde belirlemek olanaklıdır.

6 Gerek olası kast, gerekse bilinçli taksirde netice fail tarafından öngörülmektedir. Bilinçli taksirde, öngörülen neticenin gerçekleşmeyeceği ümit edilmekte, olası kastta ise bu netice fail tarafından göze alınmakta ve kabullenilmektedir. Olası kastta fail öngördüğü sonucun meydana gelmesini kabullenip, sonucun meydana gelmemesi için herhangi bir önlem almazken, bilinçli taksirde fail neticeyi öngörmesine rağmen, şansa veya başka etkenlere, hatta kendi bilgi veya becerisine güvenerek öngörülen sonucun gerçekleşmeye ceği inancıyla hareket etmektedir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç ise, Yasanın 23/ 1. maddesinde; "Bir fiilin, kastedi lenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir" biçiminde düzenlenmiştir. Burada fail, yaralama suçuna kastetmekte, fakat eylem ölümle sonuçlanmaktadır. Bir başka deyişle, failin kastettiğinden daha farklı bir netice meydana gelmektedir. Failin, meydana gelen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için; netice açısından en azından taksirle hareket etmiş olması gerekmektedir. Kişi bu neticenin meydana gelmesin den taksirle de sorumlu tutulamıyorsa, sadece nedensellik bağının bulunmuş olması, o kişiyi neticeden sorumlu tutmamız için yeterli olmayacaktır sayılı TCY'nın 23. maddesinde düzenlenmiş bulunan kast-taksir kombinasyonunun, özel hükümler arasında işlerlik kazandığı maddelerin başında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu düzenleyen 87. madde gelmektedir. 86. maddenin 1. veya 3. fıkra sına uyan bir eylemi kasten işleyen fail, bu fiilinin neticesi olarak ölümün meydana geldiği hallerde, 87. maddenin 4. fıkrası uyarınca sorumlu tutulacaktır. Diğer taraftan; failin, neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan sorumlu tutulabilmesi için açıkça yaralamaya dönük bir eylemde bulunması şart olmayıp, olayın olağan seyri ve gelişmesi sonucu yaralamanın meydana gelebileceğini öngörebilir durumda olmasına rağmen, hareketine devam etmesi ve ölümün bu harekete bağlı olarak meydana gelmesi de yeterlidir. Bu açıklamalara göre; muhakkak görünen neticenin failce bilinmesi ve istenmesi halinde doğrudan kast, öngörülen olası neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması du rumunda olası kast, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet verilmesi halinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmek suretiyle neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir, öngörülebilir neticenin objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş olması nedeniyle öngörülemediği hallerde ise basit taksir söz konusu olacaktır. Öte yandan, uyuşmazlığın çözümü için polisin hangi hallerde silah kullanma yetkisinin bulunduğunun da üzerinde durulmalıdır sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Yasasının "Zor ve Silah Kullanma" başlıklı 16. maddesi; "Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak ama cıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet, maddi güç ve kanuni şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir. İkinci fıkrada yer alan; Bedeni kuvvet; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedeni gücü, Maddi güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedeni kuvvetin dışın da kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fiziki engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını, ifade eder. Zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır. Ancak, direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulun durularak, ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir. Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder. Ancak, toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale

7 eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir. Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur. Polis; Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında, Bedeni kuvvet ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde, silah kullanmaya yetkilidir. Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde 'dur' çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir. Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zo r veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, polisin silah kullanma yetkisi ancak, yasanın sınırlarını çizdiği çerçevede, kademeli, ölçülülük ilkesine uygun ve son çare olarak mümkün olabilmektedir. Somut olay, bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; Sanığın, yerleşim alanın olduğu cadde üzerinde "dur" ihtarına uymayarak, motosikleti ile uzaklaşmakta olan maktulün arkasından, durdurmak gayesiyle önce havaya, sonra maktulün bulunduğu istikamete olmak üzere toplam iki kez ateş ettiği sırada, kurşunlardan birisinin isabet etmesi sonucu maktulün ölümüne neden olduğunda kuşku bulunmayan olayda, sanığın eyleminde, maktulü öldürme kastı ile hedef olarak ateş ettiğine, diğer bir anlatımla sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğine dair yeterli kanıtın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Yasasının 16. maddesinde belirtilen "silah kullanma" koşullarının gerçekleşmediğinde herhangi bir duraksamanın yaşanmadığı olayda, kullanılan silahın niteliği, elverişliliği ve etki alanı, atış mesafesi, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer kanıtlar göz önünde bulundurulduğunda; kaçmak isteyen maktulü durdurmak amacıyla hareket eden sanığın, elindeki elverişli silahla ve silahın etki alanı içerisinde bulunan maktulün kaçış istikametine doğru ateş etmesi sonucunda, mermilerden birinin maktule isabet edebileceğini ve eyleminin yaralanmayla sonuçlanabileceğini öngördüğü, ancak buna rağmen hareketine devam ettiği ve ölümün bu harekete bağlı olarak meydana geldiği görülmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun O gün ve sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır. Bu nedenle, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCY'nın 87/4. maddesinde düzenlenmiş bulunan "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçunu oluşturduğunun ve dolayısıyla Özel Daire bozma kararının isabetli olduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca, "5237 sayılı TCY'nın 53. maddesinin 1. fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle suçun işlenmesi" koşulu gerçekleşmediği halde, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi ile de uygulama yapılmasında isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla direnme hükmünün suçun hukuki niteliğindeki yanılgı ve TCY 'nın 53/5. maddesinin uygulanması isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmelidir. CGK , 2011/ /214 Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin olası kastla öldünne suçunu mu, yoksa bilinçli taksirle öldünne suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya içeriğine göre; Olay gecesi sanık İbrahim A. ile incelemeye konu olmayan sanık Fırat Ç.'ın, bir otelde düğünde karşılaştıkları, aralarında Fırat Ç.'ın ağabeyi ile İbrahim A. arasındaki bir bilgisa yar ve

8 bilezik meselesi yüzünden tartışma çıktığı, sanık İbrahim A. 'un düğünü terk ederek Diyarbakır Caddesi ile Üniversite Caddesi 'nin kesiştiği yerde bulunan Meydan Çayevi isimli kahvehaneye geldiği, saat sıralarında Fırat Ç.'ın da aynı çayevinin önüne geldiği, İbrahim A. ile Fırat Ç.'ın, çayevinin önünde üzerlerinde bulunan tabancaları ile ateş ettikleri, ancak birbirlerine doğru ateş ettiklerine ilişkin dosyada kesin bir delil bulunamadığı, olay yerine metre mesafede bulunan ve sanık İbrahim A.'un da oturduğu Bele diye Lojmanları 4. Kat, 13 numaralı, Mehmet Şafi B. isimli şahsa ait evde beyaz eşya tamiri ile uğraşan maktul Veysi Cihet O.' un, silah seslerini duyarak pencereden bakmak istediği sırada, İbrahim A. 'un silahından çıkan kurşunun, evin camını kırmak suretiyle maktulün kafa bölgesine isabet ederek, ölü muayene ve otopsi tutanağına göre; ateşli silah yarasına bağlı beyin harabiyeti sonucu gelişen beyin kanaması neticesi ölümüne neden olduğu, Sanığın kullanmış olduğu tabancanın, CZ marka ve 9 milimetre çapında olduğu ve her iki sanığa ait tabancaların ruhsatının bulunmadığı, Olay yerinde beş adet boş kovan ele geçirildiği ve ekspertiz raporuna göre, üç adet kovanın sanık Fırat Ç.'ın tabancasından, iki adet kovanın ise sanık İbrahim A. 'un tabancasından çıktığı, Ölü muayene ve otopsi işlemi sırasında maktulün kafa bölgesinden çıkartılan mermi çekirdeği parçasının ise, İbrahim A. 'a ait silahtan atılmış olduğu, Sanıkların tartıştıkları yerde konumları gereği ; Fırat Ç.'ın silahından çıkan bir kurşu nun, o sırada cadde üzerinde seyir halinde bulunan bir araca isabet ettiği, Fırat Ç.'ın olaydan hemen sonra yakalandığı, kaçan İbrahim A. 'un i se d aha sonra kendiliğinden suç aleti ile birlikte teslim olduğu, Anlaşılmaktadır. (....) Somut olayın bu şekildeki oluşumunda ve sanığın, doğrudan öldürme kastı ile hareket etmediğinde Özel Daire ile yerel mahkeme arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu mu, yoksa bilinçli taksirle öldürme suçunu mu oluşturacağı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi bakımından ; kast, olası kast ve taksir kavramlarının incelenerek karşılaştırılması gerekmektedir. 765 sayılı TCY'nda tanımlanmamış bulunmasına karşın, 5237 sayılı TCY'nın 21. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde kast; "suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi" şeklinde tanımlanmış, aynı Yasa maddesinin 2. fıkrasında ise; "kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır" denilmek suretiyle "olası kast" tanımına yer verilmiştir. Doğrudan kast, failin hareketinin yasal tipi gerçekleştireceğini bilme si ve istemesini gerektirir. Ancak, failin hareketiyle hedeflediği doğrudan sonuçların yanısıra, hareketinin zorunlu sonuçlan ya da kaçınılmaz yan sonuçlan da, açık bir isteme olmasa dahi doğrudan kast kapsamında değerlendirilmelidir. Öğreti ve uygulamada "dolaylı kast," "belirli olmayan kast," "gayrimuayyen kast," "olursa olsun kastı" olarak da adlandırılan olası kast, 5237 sayılı TCY'nın 21. maddesinin 2. fıkrasında; "öngörmesine rağmen, fiili işlemesi" şeklinde tanımlanmıştır. Taksir ise, 5237 sayılı TCY'nın 22/2. maddesinde; "dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi" şeklinde tanımlanmıştır. Başka bir ayırıcı unsura yer verilmemesi nedeniyle, aynı Yasanın 22. maddesinin 2. fıkrasında; "kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır" şeklinde tanımlanan bilinçli taksirle karıştırılabileceği hususu öğretide dile getirilmiş, yasa koyucu madde metninde yer vennediği "kabullenme" ölçüsüne, madde gerekçesinde; "olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşeceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir, diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir" şeklinde açıklama yapmak suretiyle, olası kastı bilinçli taksirden ayıracak ölçüyü ortaya koymuştur. Taksir, istisnai bir kusurluluk şeklidir. Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için bir takım önlemler alma ve bazı davranış kural larına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama zorunlulu ğundan

9 doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirir. Fail, tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme olanak ve ödevinin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gün ve ; gün ve ; gün ve ; gün ve ; gün ve 1/ sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, öğretide ve uygulamada taksirin unsurları; 1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması, 2-Hareketin iradiliği, 3-Neticenin iradi olmaması, 4-Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması, 5-Neticenin öngörülebilir olması, şeklinde kabul edilmektedir. Bütün suçlarda olduğu gibi, taksirli suçlarda da hareket ile sonuç arasında bir neden sellik bağının varlığı cezalandırmanın koşuludur. Taksirli suçlarda nedensellik bağının varlığının kabulü için, failin hareketinden bağımsız bir etkenin sonuca tek başına neden olmaması gerekir. Sonucun tamamen mağdurun kusurlu hareketinden kaynaklanması halin de bir başkasını bu sonuçtan sorumlu tutına olanağı bulunmamaktadır. Olası kast ve bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüleri, yargısal kararlar ve bilimsel gö rüşlerden de yararlanmak suretiyle şu şekilde belirlemek olanaklıdır. Gerek olası kast, gerekse bilinçli taksirde netice fail tarafından öngörülmektedir. Bilinçli taksirde, öngörülen neticenin gerçekleşmeyeceği ümit edilmekte, olası kastta ise bu netice fail tarafından göze alınmakta ve kabullenilmektedir. Olası kastta fail öngördüğü sonucun meydana gelmesini kabullenip, sonucun meydana gelmemesi için herhangi bir önlem almazken, bilinçli taksirde fail neticeyi öngörmesine rağmen, şansa veya başka etkenlere, hatta kendi bilgi veya becerisine güvenerek öngörülen sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Oluşu hususunda Özel Daire ile yerel mahkeme arasında uyuşmazlık bulunmayan so mut olay, bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; Sanığın, şehir merkezinde, iki caddenin kesiştiği yerde bulunan çayevinin önünde tabanca ile iki el havaya ateş ettiği ve maktulün de, sanığın tabancasından çıkan merminin isabeti sonucu öldüğü hususunda bir kuşku bulunmamasına karşın, sanığın; maktulü doğrudan hedef aldığına ilişkin yeterli kanıt bulunmamaktadır. Buna göre atış mesafesi, kullanılan silahın niteliği, elverişliliği ve etki alam, tanık an latımları ve dosyadaki kanıtlar gözönünde bulundurulduğunda; tartıştığı diğer sanığı korku tarak olay yerinden kaçırmak gayesiyle hareket eden ve kimseyi özelikle hedef almayan sanığın, doğrudan öldürme veya yaralama kastı ile hareket etmediği, ancak elindeki elverişli silahla ve silahın etki alanı içerisinde kendisinin de ohırduğu ve maktulün öldüğü apart man da dahil olmak üzere çok sayıda yüksek katlı ev bulunan şehir merkezinde havaya doğru iki el ateş etmesi sonucunda, mermilerden birinin herhangi birisine isabet edebileceğini öngördüğü, buna rağmen ateş etmek suretiyle öngördüğü neticeyi göze aldığı ve kabullendiği, bunun sonucunda d a maktulün ölümüne neden olduğu olayda, eyleminin, "olası kastla öldürme" suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir. Bu itibarla; suç vasfının belirlenmesi yönünden isabetsiz bulunan yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir. Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ile bir kısım Kurul Üyesi ise; "sanığın öldürme ve yaralama kastıyla hareket etmediği, dolayısıyla eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı" görüşüyle karşıoy kullanmışlardır. Açıklanan nedenlerle; Batman Ağır Ceza Mahkemesinin gün ve sayılı direnme hükmünün, suç vasfının belirlenmesindeki yanılgı nedeniyle BOZULMASINA, Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi. CGK , 2011/ /120 Kural olarak suç, ancak kastla işlenebilir. Ancak, yasada açıkça gösterilen hallerde

10 suçlar taksirle de işlenebilir sayılı TCY'nın maddesinde taksir; "dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir" şeklinde tanımlanmıştır. Yasanın 22. maddesinin 3. fıkrasında ise, bilinçli taksir düzenlenmiştir. Buna göre; "Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır". Olası kast ise, 21. maddenin 2. fıkrasında; "Kişinin, suçun kanuni tanımındaki un surların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir" şeklinde yer almıştır. Yasanın 23/l. maddesinde de; "Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticeni n oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir" biçiminde, neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama suçuna yer verilmiştir. Bu bağlamda; 765 sayılı TCY'nın 452/ l.maddesinde düzenlenmiş bulunan "kastı aşan adam öldürme" suçu ile 5237 sayılı TCY'nın 87/4.maddesinde yer verilen "meydana gelen ölüm neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu" arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Burada fail, yaralama suçuna kastetmekte, fakat eylem ölümle sonuçlanmaktadır. Bir başka deyişle, failin kastettiğinden daha farklı bir netice meydana gelmektedir. Failin, meydana gelen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için; netice açısından en azından taksirle hareket etmiş olması gerekmektedir. Kişi bu neticenin meydana gelmesin den taksirle de sorumlu tutulamıyorsa, sadece nedensellik bağının bulunmuş olması, o kişi yi neticeden sorumlu tutmamız için yeterli olmayacaktır sayılı TCY'nın 23. maddesinde düzenlenmiş bulunan kast taksir kombinasyonu nun, özel hükümler arasında işlerlik kazandığı maddelerin başında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu düzenleyen 87. madde gelmektedir. 86. maddenin 1. veya 3. fıkrasına uyan bir eylemi kasten işleyen fail, bu fiilinin neticesi olarak ölümün meydana geldiği hallerde, 87. maddenin 4. fıkrası uyarınca sorumlu tutulacaktır. Öte yandan; failin, neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan sorumlu tutulabilmesi için açıkça yaralamaya dönük bir eylemde bulunması şart olmayıp, olayın olağan seyri ve olağan gelişmesi sonucu yaralamanın meydana gelebileceğini öngörebilir d urumda olmasına rağmen hareketine devam etmesi ve ölümün bu harekete bağlı olarak m eydana gelmesi d e yeterlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Kendisine ait işyerinde bulunan hurda demirlerin çalınmasından duyduğu infialle, maktûl v e arkadaşlarının bulunduğu yere gelerek, at arabalarıyla kaçmakta olan maktül v e arkadaşlarını korkutarak durdurmak gayesiyle önce havaya, sonra sürekli aynı istikamette olmak üzere at arabalarının tekerleklerine ve yere doğru birden çok k ez ateş ettiği sırada, asfalttan seken kurşunlardan birisinin isabet etmesi sonucu maktülün ölümüne neden olan sanığın eyleminin; kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarını oluşturacağı söylenemese de, gerçekleştirilen eylemin yaralamayla sonuçlanabileceğinin öngörülmüş, buna karşılık "ölüm" neticesının öngörülememiş olması karşısında, Ceza Genel Kurulunun / , / , / ve / gün ve sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCY'nın 452/1. maddesinde yer alan "kastın aşılması suretiyle adam öldürıne" suçunun, 5237 sayılı TCY'ndaki karşılığını oluşturan ve b u Yasanın 87/4. maddesinde düzenlenmiş bulunan "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçunu oluşturduğunun ve bu nedenle Özel Daire bozma kararının isabetli olduğunun kabulü gerekir. CGK , 2009/ /108 Sanık Salih A.'ın mağdurlar Ayşe, Hasan, Mehmet ve Doğan'ı olası kastla silahla yaralama suçları nedeniyle kurulan hükümlerde ceza tayin edilirken, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, suçun olası kastla işlenınesi dolayısıyla TCK.nun 2112.maddesirıin TCK.nun 86/3-e. maddesinden sonra,mağdur Bünyamin'i silahla olası kast ile yaralama suçunda ise TCK'nun 87/3 maddesinden sonra

11 TCK'nun 21/2 maddesinin uygulanınaması yasaya aykırı ise de, sonuç ceza miktarı değişmeyeceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. 1.CD , 5203/9319 Sanığın topluluğa karşı silah tevcih ettiği, bunun üzerine mağdur Deniz K. 'nın ve arkadaşlarının silahı sanığın elinden almak istedikleri ve sanığın elini tuttukları, bu arada silahın ateş alarak mağduru elinden yaraladığı anlaşılmakla TCK'nın 21.maddesinde belirtilen olası kast hükümlerinin uygulama alanının değerlendirilmemesi, bozmayı gerektirmiştir. 3.CD , 2011/ /41383 Sanık Ahmet hakkında tasarlayarak olası kastla öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hüküm yönünden; Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık Ahmet'in, eniştesi olan maktul ile ortak olarak oto yıkama işi yaptıkları, sanığın işyerine geç gelmesi ve eniştesi maktulün yıkanan araçların sayısını az gösterdiğinden bahisle maktule karşı husumet beslediği ve eniştesinden bunun hesabını sormayı planladığı bu amaçla diğer sanık Ali ile anlaştığı ve sanık Ali'ye "maktulü iyice döv, gerekirse öldür" dediği ancak sanık Ali'nin "adam öldürmekle benim işim olmaz" demesi üzerine "o zaman döv, gözünü korkut" dediği ve maktulün dövülmesi konusunda anlaştıkları, olay günü de maktulü takip eden sanık Ali 'nin, maktulün hayati bölgelerini hedef alarak künt cisimle darp etmek suretiyle, künt kafa travmaya bağlı kafa kemik kırıklarıyla beraber beyin kanaması sonucu ölümüne neden olduğu olayda ; Sanık Ahmet'in maktulün dövülmesini ve gerekirse öldürülmesini istediği, sanık Ali' nin ise öldürmek istemediğini beyan etmesi üzerine maktulün dövülmesi ve gözünün korkutulması konusunda anlaştıkları ancak olay esnasında sanık Ali'nin istek dışına çıkarak maktûlün hayati bölgelerine künt cisimle vurması sonucu ölümün meydana geldiği göz önüne alındığında, sanık Ahmet'in anlaşma konusu nedeniyle oluşan sonuçtan sorumlu tutulması gerektiği, bu nedenle olayın oluş şekli ve suçun işlenmesindeki özellikler göz önüne alınarak TCK.nun 61.maddesi uyarınca teşdiden TCK.nun 38.maddesi yollamasıyla 87/4. maddesinin ikinci cümlesi gereğince cezalandırılması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , 4586/9095 Maktulün, sanığa yönelik herhangi bir haksız hareketinin bulunmadığı gibi olası kastla gerçekleştirilen eylem bakımından tahrik hükmünün uygulanamayacağı da gözetilmeksizin haksız tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , 2651/9006 Sanık Mesut'un, mağdurlar Aydın, Cevdet ve Fazlı yı silahla yaralama suçuna teşebbüsten, mağdur Metin'i olası kastla yaralama suçundan mahkûmiyetine dair kurulan hükümler yönünden; Olay gün ve saatine karşılık gelen günlerin ve olay sırasındaki hava koşullarının Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden sorulması, bildirilen gün ve saatte mağdurlar Metin, Aydın, Cevdet ve Fazlı ile olay yeri inceleme raporunu düzenleyen kolluk görevlileri de hazır edilerek, uzman bilirkişi marifetiyle, denetime olanak verecek biçimde temsili ve tatbiki keşif yapılarak, mağdurların bulunduğu konum, işyerinin giriş kapısının metal dış kaplamasında bulunan iki adet delik ve atış mesafesi değerlendirilmek suretiyle, atış sırasında sanık Mesut'un mağdurları görüp teşhis etme olanağının bulunup bulunmadığı da belirlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , / TA 6... plakalı araca doğru tehdit kastıyla ateş ederken aracın içinde bulunanların isabet alarak yaralanabileceğini öngörebilecek durumda olan sanığın yaptığı atışlar sırasın da mağdur

12 Murat'ın isabet alarak yaralanması karşısında eyleminin olası kastla yaralama suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nun 86/2-3e, 2112 ve 62. maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine, kasten silahla yaralama suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , 2009/ /8006 Sanığın kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarıyla ilgili olarak; Sanığın tartıştığı mağdur Aykut'a yanında bulunan kişi ya da kişilerin isabet alıp yaralanabilecekleri ya da ölebileceklerini öngörmesine karşın ateş ettiği sırada olay yerinde bulunan maktul Volkan'ın isabet alarak öldüğü olayda; sanığın maktule yönelik eyleminden dolayı TCK.nun 8111, 21/2, 62, 53 maddeleri uyarınca olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, Sanığın hedef alarak tabancayla ateş ettiği Aykut'un olay nedeniyle isabet almadığı anlaşılmakla, teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35. maddesi uygulanırken, ceza adaletinin temini açısından alt sınıra yakın ceza tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde 12 yıl hapis cezası tayin edilmesi, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , 4734/8039 Mağdurlar Serdar ve Ergin'e yönelik eylemler yönünden; sanıklar, tüfekle etkili mesafeden mağdur Engin'e ateş ettikleri sırada, mağdur Engin'in yanında bulunmakta olan mağdurlar Serdar ve Ergin'in de isabet alıp ölebilecekleri veya yaralanabileceklerini öngörebilecek durumda olduklarından, olası kastla hareket ettiklerinin kabulüyle, olası kastla işlenen suçlarda meydana gelen sonuca göre eylemin nitelendirmesi gerektiğinden, sanıkların mağdurlar Serdar ve Ergin'e yönelik eylemlerinin olası kastla yaralama kabul edilerek, mağdur Serdar'a yönelik eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK. nun 8611, 86/3-e, 21/2. maddeleri, mağdur Ergin'e yönelik eylemlerine uyan aynı yasanın TCK. nun 86/2, 86/3-e, 21/2. Maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde olası kastla insan öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , 1872/8562 Dosya kapsamı, oluşa ve mahkemenin gösterdiği gerekçeye göre, olaydan önce av tüfeği satın alarak inşaata saklayan ve olay gecesi misafirliğe giden babası maktul ile annesinin ne zaman döneceğini öğrenmek için üç kez annesini arayarak, dönüş saatini öğrenip, dönüş yolu üzerinde pusu kurup av tüfeği ile maktulü vuran sanığın eylemini tasarlayarak öldürme olarak nitelendiren mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki tasarlamanın oluşmadığı gerekçesiyle bozma içeren düşünce benimsenmemiştir. 1.CD , /8733 Oluşa ve dosya içeriğine göre; kendisiyle arkadaşlığını bitiren ve tekrar birlikte olma isteğine olumsuz cevap veren mağdur Ayşegül'ü cezalandırmak isteyen sanığın, olay tarihinde cadde üzerinde beraber yürümekte olan Ayşegül ve yanındaki arkadaşı mağdur katılan Münevver'in arkalarından yaklaşarak aracıyla hızlı bir şekilde çarptığı, aracın altında kalan Münevver'in yaklaşık metre sürüklendiği, grafilerinde dirsek çıkığı, sağ pupiş kolu kırığı ve sağ ayak 4. parmak proksimal falank kırıkları tespit edilen katılanın basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte yaralandığı olayda; suçta kullanılan vasıta, sanığın hızlanarak mağdur Ayşegül ve yanında yürüyen katılana çarpması, yaklaşık metre kadar aracın altında sürüklemesi ve meydana gelen yaralanmanın niteliği dikkate alındığında kastın bölünemeyeceği de gözetilerek sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerekirken, olası kastla yaralama suçundan hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, bozmayı gerektirmiştir. 1.CD , 2011/ /8670 Oluş ve dosya içeriğine göre; 15 yaşındaki kızı İnci'nin, kütüphanede tanıştığı 20 ya şındaki maktulle rızaen cinsel ilişkiye girdiğini olay tarihinden iki gün önce öğrenen sanığın, olay günü İnci'ye,

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI SUÇUN MANEVİ UNSURLARI SUÇUN MANEVİ UNSURLARI Failin sorumlu tutulabilmesi için, ceza normunda yasaklanan fiilin gerçekleştirilmesi yetmez, ayrıca haksızlık teşkil eden bu fiil ile kişi arasında manevi

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 28.11.2013 01.12.2013 / MALATYA Grup Adı : CEZA HUKUKU 3. GRUP Grup Konusu : Yaralama, öldürme suçları Grup Başkanı : Muzaffer ÖZDEMİR Yargıtay

Detaylı

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI SUÇUN MANEVİ UNSURLARI SUÇUN MANEVİ UNSURLARI Failin sorumlu tutulabilmesi için, ceza normunda yasaklanan fiilin gerçekleştirilmesi yetmez, ayrıca haksızlık teşkil eden bu fiil ile kişi arasında manevi

Detaylı

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. KASTEN ÖLDÜRME HAYATA KARŞI SUÇLAR Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. (Madde 48- (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.) Nitelikli

Detaylı

SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ. Hasan Tahsin Gökcan. Yargıtay Üyesi

SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ. Hasan Tahsin Gökcan. Yargıtay Üyesi SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ Hasan Tahsin Gökcan Yargıtay Üyesi Sağlık Hizmetinden Kaynaklanan Suçlar A) Manevi unsura göre 1- Kasten işlenen suçlar 2- Taksirle işlenen suçlar 3-

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SINAVI (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) 11.06.2015 16:00

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SINAVI (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) 11.06.2015 16:00 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SINAVI (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) 11.06.2015 16:00 Açıklamalar: Sınav süresi 3 saattir. Cevaplarınızı tükenmez kalemle, okunaklı

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programı Genel Hukuk-1 Dersleri Kamu Hukuku Alt Dalları (Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku) ve Bu Dallar ile İlgili Temel

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SINAVI (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) 11.06.2015 16:00

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SINAVI (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) 11.06.2015 16:00 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SINAVI (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) 11.06.2015 16:00 Açıklamalar: Sınav süresi 3 saattir. Cevaplarınızı tükenmez kalemle, okunaklı

Detaylı

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart 2016 Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi K. Ahmet Sevimli Kimdir? 1972 yılında İstanbul da doğdu. 1990 yılında Bursa

Detaylı

YAĞMA SUÇU HIRSIZLIK İLE YAĞMA ARASINDAKİ FARKLAR

YAĞMA SUÇU HIRSIZLIK İLE YAĞMA ARASINDAKİ FARKLAR YAĞMA SUÇU HIRSIZLIK İLE YAĞMA ARASINDAKİ FARKLAR ÖZET: Hırsızlık suçunun davamı olarak gerçekleşen cebir ve tehdit yağma suçunu değil, hırsızlık ve tehdit veya hırsızlık ve yaralama suçunu oluşturur.

Detaylı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Genel Hükümler Dersi Vize Sınav Soruları (İkinci Öğretim Öğrencileri) CEVAP ANAHTARI

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Genel Hükümler Dersi Vize Sınav Soruları (İkinci Öğretim Öğrencileri) CEVAP ANAHTARI İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Genel Hükümler Dersi Vize Sınav Soruları (İkinci Öğretim Öğrencileri) CEVAP ANAHTARI OLAY I Uzak yol gemi kaptanı olan A, yurtdışında seferde olduğu sırada

Detaylı

Arş. Gör. F. Umay GENÇ

Arş. Gör. F. Umay GENÇ SUÇ TEORİSİ SUÇUN UNSURLARI Tipe Uygunluk (Maddi ve Manevi Unsurlar) Arş. Gör. F. Umay GENÇ SUÇUN UNSURLARI Arş. Gör. F. Umay GENÇ Maddi unsurlar Manevi unsurlar Hukuka aykırılık unsuru Hukuka aykırılık

Detaylı

SOSYAL HAYATI DÜZENLEYEN KURALLAR. Objektif Ahlak Kuralları. Günah Sevap

SOSYAL HAYATI DÜZENLEYEN KURALLAR. Objektif Ahlak Kuralları. Günah Sevap k ı l ş a d Vatan p a t i K Butik acı H r e p l A GENEL KÜLTÜR SOSYAL HAYATI DÜZENLEYEN KURALLAR GENEL HUKUK BİLGİSİ Hukuk Ahlak Din Görgü Subjektif Ahlak Objektif Ahlak Dünyevi Kurallar Uhrevi Kurallar

Detaylı

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T. 17.9.2001 E. 2001/4012 K. 2001/8028 MANEVİ TAZMİNAT - YANSIMA ZARAR

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T. 17.9.2001 E. 2001/4012 K. 2001/8028 MANEVİ TAZMİNAT - YANSIMA ZARAR YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T. 17.9.2001 E. 2001/4012 K. 2001/8028 MANEVİ TAZMİNAT - YANSIMA ZARAR ÖZET : Manevi tazminatı ancak cismani zarara uğrayan kimse isteyebilir. Yansıma suretiyle bir zarardan sözedilerek

Detaylı

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D Tanımlar Cinsel saldırı çeşitleri Yasal düzenlemeler Acil hekiminin sorumlulukları Cinsel saldırı,

Detaylı

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA Hükümlü V.B.'ın, genel güvenliği tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı TCY.nın 170/1-c ve 50/1-a maddeleri

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI Hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bir kişinin malvarlığı ya da şahısvarlığında zarara yol açan eyleme haksız fiil denir. Haksız fiil faili malvarlığı

Detaylı

Birinci Olay (TOPLAM 39 PUAN) OLAY I

Birinci Olay (TOPLAM 39 PUAN) OLAY I İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Genel Hükümler Dersi Vize Sınav Soruları (Çift Numaralı Öğrenciler 12 Ocak 2016, 11.00) CEVAP ANAHTARI OLAY I Bayan A, 14 yaşındaki erkek arkadaşı B ile

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX BİRİNCİ BÖLÜM KOLLUK HUKUKU KAPSAMINDA KOLLUĞUN ÖNEMLİ GÖREV VE YETKİLERİ

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ KANUN NO: 5237. Taksir. (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde. cezalandırılır.

TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ KANUN NO: 5237. Taksir. (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde. cezalandırılır. TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ KANUN NO: 5237 Taksir Madde 22- cezalandırılır. (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde (2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla,

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII SUNUŞ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR... XVII

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII SUNUŞ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR... XVII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII SUNUŞ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR... XVII BİRİNCİ BÖLÜM BİR KUSURLULUK ŞEKLİ OLARAK TAKSİR A. TAKSİR KAVRAMINI AÇIKLAYAN TEORİLER... B. TAKSİRİN UNSURLARI... C. TAKSİRLİ

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi Esas Sayısı : 2010/52 Karar Sayısı : 2011/113 Karar Günü : 30.6.2011 R.G. Tarih-Sayı : 15.10.2011-28085 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU : 26.9.2004

Detaylı

ABELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USÜL SUÇA TEŞEBBÜS

ABELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USÜL SUÇA TEŞEBBÜS ABELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USÜL SUÇA TEŞEBBÜS İrtikap ve resmi evrakta sahtecilik suçundan sanıklar A.. K... ve

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

YARALAMA - ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS AYRIMI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI:

YARALAMA - ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS AYRIMI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI: YARALAMA - ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS AYRIMI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI: Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığın sabit

Detaylı

adli psikiyatride epilepsi

adli psikiyatride epilepsi adli psikiyatride epilepsi Mustafa Sercan AİBÜ İzzet Baysal Tıp Fakültesi Psikiyatri AD TPD Adli Psikiyatri Bilimsel Çalışma Birimi suç hukukun suç saydığı eylem, ya da eylemsizlik (ihmal vb.) 04 Haziran

Detaylı

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr ANAYASAL KURALLAR Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir (Ay. m. 56/1). Çevreyi geliştirmek,

Detaylı

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42) 5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel saldırı Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42) Madde 102- (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan

Detaylı

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS PLANI BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ, GENEL BİLGİLER, HUKUK DEVLETİ VE CEZA HUKUKU 1. CEZA HUKUKU KAVRAMI VE GÖREVİ I. CEZA HUKUKUNUN ANLAMI VE TANIMI II. MADDİ CEZA HUKUKU VE YAKIN

Detaylı

T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu. Karar Tarihi:

T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu. Karar Tarihi: KASTEN YARALAMA SUÇU - HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KESİNLEŞMİŞ MAHKUMİYET NİTELİĞİNDE OLMADIĞI - DOSYAYA AKTARILMAYAN BU SORUŞTURMALARIN KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI İLE SONUÇLANMIŞ OLMASININ

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ Özeti : Mevzuat hükümlerine aykırılığı gümrük idarelerince tespit edildiği tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra

Detaylı

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA Esas No : 1995/1983 Karar No: 1997/519 Temyiz İsteminde Bulunan :. : Türk Dişhekimleri Birliği : Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA İstemin Özeti : Dişhekimi olan davacıya, Türk Dişhekimleri

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013 HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI Denizli 07-10 KASIM 2013 Grup Adı Grup Konusu : Ceza Grubu 6. Grup : İhaleye Fesat Karıştırma Suçları, Zimmet, Rüşvet, İrtikâp, Görevi Kötüye

Detaylı

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. HIV bulaştırma ile ilgili özel bir yasa yoktur.ve buna gerek de yoktur.türk Ceza Kanununun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar başlığı altında Kasten Yaralama suçlaması bu konuda yeterli düzenlemedir.

Detaylı

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK Devletin yargı gücünü temsil eden adalet organlarının bir suçun işlenmip işlenmediği konuusnda ortaya çıkan ceza uyuşmazlığını çözerken izleyecekleri yöntemini gösteren normlar bütünündne oluşan hukuk

Detaylı

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İsmail ERCAN THEMIS CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ KISIM CEZA HUKUKUNA GİRİŞ Birinci Bölüm Ceza Hukuku ve İşlevi I. CEZA HUKUKU... 3 II. CEZA HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ... 3 III.

Detaylı

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İsmail ERCAN THEMIS CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ KISIM CEZA HUKUKUNA GİRİŞ Birinci Bölüm Ceza Hukuku ve İşlevi I. CEZA HUKUKU... 19 II. CEZA HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ... 19 III.

Detaylı

Basında Sorumluluk Rejimi. Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU. Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU

Basında Sorumluluk Rejimi. Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU. Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU Basında Sorumluluk Rejimi Ünite 8 Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 8 BASINDA SORUMLULUK REJİMİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU İçindekiler 8.1.

Detaylı

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. (1) Ana babanın parasal durumları iyi olsa bile, ilerde birgün yardıma muhtaç olmayacaklarını önceden kestirmek olanaksız bulunmasına

Detaylı

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU (TCK MD. 265)

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU (TCK MD. 265) GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU (TCK MD. 265) Bayram YÜKSEKKAYA 1 1 Avukat, Adana Barosu. 1 ÖZET: Devlet; üstün-egemen güç olarak tanımlanan/tanınan, kurumların kurumu olarak tabir edilen ve yadsınamayacak

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/37925 Karar No. 2014/7 Tarihi: 13.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2,18-21 6356 S. TSK/25 GEÇERSİZ FESİH ALT İŞVEREN ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAAYA

Detaylı

İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI İÇİNDEKİLER... XIII

İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI İÇİNDEKİLER... XIII BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI... XIII Birinci Bölüm CEZA HUKUKUNUN İŞLEVİ VE UYGULANMASI 1. CEZA HUKUKUNUN İŞLEVİ... 1 I. CEZA HUKUKUNUN HUKUK SİSTEMİMİZ

Detaylı

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER GİRİŞ Gelişen bilişim teknolojilerinin bütün kamu kurumlarında kullanılması hukuk alanında bir kısım etkiler meydana getirmistir. Kamu tüzel kişileri tarafından bilgisayar teknolojileri kullanılarak yerine

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/841 Karar No. 2014/834 Tarihi: 24.01.2014 İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 PROFOSYONEL SENDİKA YÖNETİCİSİNİN HİZMET ÖDENEĞİ HUKUKA AYKIRI BULUNARAK İPTAL

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/34997 Karar No. 2017/13786 Tarihi: 12.06.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59 MEVSİMLİK İŞ MEVSİMLİK İŞTE ÇALIŞANLARIN YILLIK İZİN HAKLARININ BULUNMADIĞI

Detaylı

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA: Sanık. 30/08/2014 tarihinde emniyet görevlileri tarafından yapılan üst aramasında uyuşturucu olduğu değerlendirilen madde ele geçirildiği, ekspertiz raporu uyarınca ele geçirilen maddenin uyuşturucu niteliğine

Detaylı

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ Geçtiğimiz 28 Mayıs ta kendisinden ayrılan iki çocuğunun annesi dini nikahlı eşi 29 yaşındaki Ayşegül Aslan ı çalıştığı işyerinde silahla öldüren, işyeri sahibini

Detaylı

Trafiği Kontrol ve Düzenleme Görevini Yürütürken Yaralanması Halinde Nakdi Tazminat Ödeneceği )

Trafiği Kontrol ve Düzenleme Görevini Yürütürken Yaralanması Halinde Nakdi Tazminat Ödeneceği ) T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 2007/45 K. 2011/256 T. 21.4.2011 TRAFİK POLİSİNİN YARALANMASI ( Yürütülen Görev Güvenlik ve Asayişin Korunması Kapsamında Bir Kolluk Hizmeti Olduğundan

Detaylı

İşveren ve Yöneticilerin İş Kazalarından Kaynaklanan Cezai Sorumluluğu

İşveren ve Yöneticilerin İş Kazalarından Kaynaklanan Cezai Sorumluluğu İşveren ve Yöneticilerin İş Kazalarından Kaynaklanan Cezai Sorumluluğu (The Criminal Liability of Employers and Managers Resulting from Occupational Accident) Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 7. Kasım 2018

Detaylı

SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 4. Sağlık Hukukunda Cezai Sorumluluk. Öğr. Gör. Hüseyin ARI

SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 4. Sağlık Hukukunda Cezai Sorumluluk. Öğr. Gör. Hüseyin ARI SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI Ders 4 Sağlık Hukukunda Cezai Sorumluluk Ceza Hukuku Ceza hukuku amacı ise TCK md1 de belirtildiği gibi «kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini,

Detaylı

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T. 31.3.2014 AVUKATIN BAŞKA BİR AVUKATA KARŞI ASİL YA DA VEKİL SIFATIYLA TAKİP EDECEĞİ DAVA ( Barosuna Bir Yazı İle Bildirmemesi/Türkiye

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/28980 Karar No. 2013/435 Tarihi: 23.01.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA ÖZETİ 4857 sayılı

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR Başvuru Numarası: 2013/8492 Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM Başkan : Alparslan ALTAN ler : Serdar ÖZGÜLDÜR Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM M. Emin

Detaylı

TIBBĠ UYGULAMA HATALARINDA HEKĠMĠN CEZAĠ SORUMLULUĞU

TIBBĠ UYGULAMA HATALARINDA HEKĠMĠN CEZAĠ SORUMLULUĞU Av. Hayrettin Çil Aralık 2010 TIBBĠ UYGULAMA HATALARINDA HEKĠMĠN CEZAĠ SORUMLULUĞU 1. GĠRĠġ Son yıllarda teknolojideki gelişmeler tıp alanına da yansımış, geliştirilen tıbbi cihazlar tanı/tedavi süreçlerinde

Detaylı

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T. 20.1.2016 TEDBİR NAFAKASI İSTEMİ (Tarafların Gerçekleşen Ekonomik ve Sosyal Durumları İle Günün Ekonomik Koşullarına Göre Takdir Edilen Nafaka

Detaylı

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI "ÖZET" Yerel mahkemece, sanığın satmak amacıyla uyuşturucu

Detaylı

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada;

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada; Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada; (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya

Detaylı

Daire üyesi H. A.; şekli unsurun her koşulda yerine getirilebilmesi imkanı bulunamayacağından bahisle> karşı oy kullanmıştır.

Daire üyesi H. A.; şekli unsurun her koşulda yerine getirilebilmesi imkanı bulunamayacağından bahisle> karşı oy kullanmıştır. RUHSATSIZ SİLAH BULUNDURMAK SUÇU - USULÜNE GÖRE ALINMIŞ ARAMA KARARINA İSTİNADEN HERHANGİ BİR HAK İHLALİNE NEDEN OLUNMADAN YAPILAN ARAMA SONUNDA ELE GEÇEN DELİLLERİN MAHKUMİYET HÜKMÜNE DAYANAK TEŞKİL EDEMEMELERİ

Detaylı

1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU NUN EK 2. MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN SUÇ VE CEZALAR. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı

1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU NUN EK 2. MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN SUÇ VE CEZALAR. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı 1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU NUN EK 2. MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN SUÇ VE LAR T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Ertan ÖRS Müfettiş Aydın BAZİN Müfettiş Kasım 2013, Antalya

Detaylı

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA T.C. Sekizinci Daire Esas No : 1994 / 6599 Karar No : 1995 / 4209 Temyiz İsteminde Bulunan :.. :.. Karşı Taraf :Türk Dişhekimleri Birliği :Av. Tezcan Çakır-Meşrutiyet Cad. 3/15 06640 / ANKARA İstemin Özeti

Detaylı

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS: 2014/77 KARAR: 2015/1712 MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI

TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar Çocukların Cinsel İstismarı Madde 103 (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası

Detaylı

İŞ KAZALARINDA TEKNİK BİLİRKİŞİLİK. Prof. Dr. Talat CANBOLAT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İŞ KAZALARINDA TEKNİK BİLİRKİŞİLİK. Prof. Dr. Talat CANBOLAT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İŞ KAZALARINDA TEKNİK BİLİRKİŞİLİK Prof. Dr. Talat CANBOLAT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi T.Canbolat - Teknik Bilirkişilik 07.12.2017 1 SGK İstatistik YIL İŞ KAZASI M.H. ÖLÜM 2014 221.366 494 1.626

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNU İLE GETİRİLEN ÇEVRE SUÇLARI. Emekli Yargıtay Hakimi / Avukat Zafer ERGÜN Tel:

TÜRK CEZA KANUNU İLE GETİRİLEN ÇEVRE SUÇLARI. Emekli Yargıtay Hakimi / Avukat Zafer ERGÜN   Tel: TÜRK CEZA KANUNU İLE GETİRİLEN ÇEVRE SUÇLARI Emekli Yargıtay Hakimi / Avukat Zafer ERGÜN E-mail: avukatzaferergun@gmail.com Tel: 0505 772 39 18 İçerik Ceza Hukuku ve Çevre Suçları Çevrenin Tanımı TCK da

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/18150 Karar No. 2014/5855 Tarihi: 14.03.2014 İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3 YURT DIŞI HİZMET BORÇLANMASI YURT DIŞINDA BAŞLAYAN SİGORTALI- LIĞIN TÜRKİYE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/4466 Karar No. 2014/3445 Tarihi: 24.02.2014 İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13 İŞ KAZASININ UNSURLARI İŞ SÖZLEŞMESİ İLE ESER SÖZLEŞMESİNİN FARKI ÖZETİ Olayın,

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A. : Görevi Kötüye Kullanma (Her iki sanık yönünden) SUÇ TARİHİ : 2014

GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A. : Görevi Kötüye Kullanma (Her iki sanık yönünden) SUÇ TARİHİ : 2014 T.C. ORHANELİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ DOSYA NO : 2015/24 Esas KARAR NO : 2015/170 [C.SAVCILIĞI ESAS NO] : 2014/311 GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A HAKİM : NURDAN ÖZKAN 125242 KATİP : ZEYNEP

Detaylı

2Amaçlarımız CEZA HUKUKUNA GİRİŞ. Anahtar Kavramlar. İçindekiler

2Amaçlarımız CEZA HUKUKUNA GİRİŞ. Anahtar Kavramlar. İçindekiler CEZA HUKUKUNA GİRİŞ 2Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Suçun maddi unsurlarını açıklayabilecek, Suçun manevi unsurlarını açıklayabilecek bilgi ve becerisine sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar

Detaylı

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR 1 İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KURALLARINA UYMAYAN İŞVERENLERİN KARŞILAŞABİLECEKLERİ YAPTIRIMLAR A- İŞ KAZASI MEYDANA GELMEDEN: (İş güvenliği kurallarını

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582 T.C D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785 Karar No : 2012/3582 Anahtar Kelimeler : Haciz İşlemi, İhtiyati Haciz, Şirket Ortağı, Teminat, Kişiye Özgü Ev Eşyaları Özeti: Teşebbüsün muvazaalı olduğu

Detaylı

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme İnfaz Hukukunun Zaman Bakımından Uygulanması Zaman bakımından uygulama Madde 7- (1) İşlendiği zaman

Detaylı

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT TIBBİ MÜDAHALEDE KÖTÜ UYGULAMA Tıbbi müdahale; tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi tarafından, doğrudan veya dolaylı olsa da tedavi amacına yönelik olarak gerçekleştirilen

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU T.C YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2013/21-2216 Karar No. 2015/1349 Tarihi: 15.05.2015 İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT

Detaylı

T.C. DANIŞTAY Sekizinci Daire Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754

T.C. DANIŞTAY Sekizinci Daire Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754 Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754 Temyiz İsteminde Bulunan : Nejat Öz :Av. N.Nilgün Öz 2.Noter yanı ALANYA Karşı Taraf : Türk Dişhekimleri Birliği : Av. Tezcan Çakır Meşrutiyet Cad. 3-15 ANKARA

Detaylı

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - DAVANIN CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİ DOLMADAN AÇILDIĞI - TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ÇERÇEVESİNDE HUKUKEN GEÇERLİ TÜM DELİLLERİ SORULUP TOPLANARAK KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

Detaylı

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Tanım Cinsel eylem nedir? Cinsel doyum sağlayan her türlü eylem cinsel içerikli eylem olarak tanımlanmaktadır.

Detaylı

KASTEN YARALAMA FİİLİ SONRASI GERÇEKLEŞEN ÖLÜM

KASTEN YARALAMA FİİLİ SONRASI GERÇEKLEŞEN ÖLÜM KASTEN YARALAMA FİİLİ SONRASI GERÇEKLEŞEN ÖLÜM ÖZET: Olay öncesi sanıkla maktul arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmaması, yaranın yeri, sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi ve yaralanan

Detaylı

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2013/13336 KARAR NO : 2013/13573 Y A R G

Detaylı

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891) ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891) Karar Tarihi: 10/5/2017 Başvuru Numarası : 2014 8891 İKİNCİ BÖLÜM KARAR Başkan Üyeler Raportör

Detaylı

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi 02.11.2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

Detaylı

CEZA HUKUKU Çıkmış Sorular ve Çözümleri Ceza Hukukunun Temel İlkeleri ve Uygulama Alanı

CEZA HUKUKU Çıkmış Sorular ve Çözümleri Ceza Hukukunun Temel İlkeleri ve Uygulama Alanı Ceza Hukukunun Temel İlkeleri ve Uygulama Alanı SAYIŞTAY 2006 Suçluların geri verilmesiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Suçluların geri verilmesi sadece mahkûmları değil, sanıkları

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/26324 Karar No. 2015/14105 Tarihi: 07.09.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ

Detaylı

Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır:

Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır: ADLİ TIP PROSEDÜRÜ Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır: 1. Kriminal olaylarda meydana gelen lezyonların saptanıp tanınması 2. Travmatik lezyonların niteliğinin belirlenmesi 3. İnsana ait her türlü

Detaylı

Sayı : [02] /556/ /01/2013

Sayı : [02] /556/ /01/2013 T.C. ADALET BAKANLIĞI Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Sayı : 49453461-045.02[02]-504-2013/556/2392 29/01/2013 Konu : Yakalanan araçların teslimi... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA 1 / 5 İlgi : 04/01/2013 tarihli

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/5438 Karar No. 2016/20280 Tarihi: 17.11.2016 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ ÖZETİ İşyeri devri halinde

Detaylı

ADLİ RAPOR YAZIMI DR.MAHMUT FIRAT KAYNAK ACİL TIP UZMANI KEAH&2017

ADLİ RAPOR YAZIMI DR.MAHMUT FIRAT KAYNAK ACİL TIP UZMANI KEAH&2017 ADLİ RAPOR YAZIMI DR.MAHMUT FIRAT KAYNAK ACİL TIP UZMANI KEAH&2017 Aklımdaki Sorular Adli vaka ne demek? Adli olgu bildirimini kime-nasıl-ne zaman yapmalıyım? Adli olgu bildirimi yapmak zorunda mıyım?

Detaylı

Y.2C.D E.1992/2986 K.1992/3118 c:18 s:7 TEMMUZ 1992 s: MİLLİ PARK - SUÇ SAPTAMA TUTANAĞI - TEKERRÜR - TECİLLİ MAHKUMİYET

Y.2C.D E.1992/2986 K.1992/3118 c:18 s:7 TEMMUZ 1992 s: MİLLİ PARK - SUÇ SAPTAMA TUTANAĞI - TEKERRÜR - TECİLLİ MAHKUMİYET AKLİ DURUM ÖZET: Akli durum TCK.nun 46.maddesine uyan ve cezai ehliyeti bulunmayan sanığa yapılan tebligat geçersiz olup temyiz süresinin ceryanı ve hükmün kesinleşmesi bakımından hukuki değer ifade etmediği

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/28964 Karar No. 2015/29704 Tarihi: 02.11.2015 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9 SENDİKALARIN DEMOKRATİK İŞLEYİŞE SAHİP OLUP OLMADIĞINI SENDİKA GENEL KURULLARININ

Detaylı

YENİ TCK DA OLASI KAST VE BİLİNÇLİ TAKSİR

YENİ TCK DA OLASI KAST VE BİLİNÇLİ TAKSİR YENİ TCK DA OLASI KAST VE BİLİNÇLİ TAKSİR Av. M. İhsan DARENDE Yeni TCK da gerek tanımlama biçimi, gerekse gerekçede verilen örnekler itibariyle, en çok karışıklığa yol açacak hususlardan birisi, olası

Detaylı

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ Prof. Dr. Faruk AŞICIOĞLU Adli Tıp Uzmanı &Tıbbi Biyoloji Bilim Dr. Adli Tıp Enstitüsü ADLİ PSİKİYATRİ NEDİR? ADLİ PSİKİYATRİST KİMDİR? Hukuki çatışmaların çözümünde psikiyatri

Detaylı

BİLİRKİŞİ RAPORU ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI

BİLİRKİŞİ RAPORU ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BİLİRKİŞİ RAPORU ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Soruşturma No : 2016 / Konu : Trafik Kazası; Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Neden Olma Olay Tarihi : 09.06.2016 Yaralılar : Gülten, Ceren Şüpheli

Detaylı

İÇİNDEKİLER KASTEN ÖLDÜRME

İÇİNDEKİLER KASTEN ÖLDÜRME İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V İÇİNDEKİLER... VII KASTEN ÖLDÜRME Kasten Öldürme (Md. 81)... 1 I. GENEL OLARAK...1 II. KORUNAN HUKUKİ YARAR...3 III. MADDİ UNSUR...4 IV. 1. Fail...4 2. Mağdur...4 3. Suçun Konusu...7

Detaylı

I. Korunan hukuki değer:

I. Korunan hukuki değer: I. Korunan hukuki değer: Eziyet suçunda korunan hukuki değer, 4pkı işkencede olduğu gibi söz konusu hareketlere hedef olan kişinin vücut bütünlüğü, ruh ve beden sağlığı, şeref ve haysiye@dir. Ancak işkenceden

Detaylı

Anahtar Kelimeler : İmar Planının Yargı Kararıyla İptali, İmar Hukukunda Kazanılmış Hak, Yapı Ruhsatı

Anahtar Kelimeler : İmar Planının Yargı Kararıyla İptali, İmar Hukukunda Kazanılmış Hak, Yapı Ruhsatı T.C. D A N I Ş T A Y Esas No : 2012/477 Karar No : 2014/3990 Anahtar Kelimeler : İmar Planının Yargı Kararıyla İptali, İmar Hukukunda Kazanılmış Hak, Yapı Ruhsatı Özeti: Yapı ruhsatının ve dayanağı uygulama

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1856 Karar No. 2014/215 Tarihi: 16.01.2014 İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 REKABET YASAĞI SÖZLEŞMELERİNDE GÖREVLİ MAHKEMENİN TİCARET MAHKE- MESİ OLDUĞU

Detaylı