T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ BİLİM DALI"

Transkript

1 viii T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ BİLİM DALI ARKEOLOJİK VE FİLOLOJİK BELGELER IŞIĞINDA M.Ö. 2. BİNDE ANADOLU DA GEYİK TASVİRLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Öznur OTLU Tez Danışmanı Prof. Dr. Süleyman Yücel ŞENYURT Ankara-2014

2

3 T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ BİLİM DALI ARKEOLOJİK VE FİLOLOJİK BELGELER IŞIĞINDA M.Ö. 2. BİNDE ANADOLU DA GEYİK TASVİRLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Öznur OTLU Tez Danışmanı Prof. Dr. Süleyman Yücel ŞENYURT Ankara-2014

4

5 4 ÖNSÖZ Anadolu kültür tarihinde Paleolitik çağlardan geç dönemlere kadar, arkeolojik eserler üzerinde, yazılı belgelerde geyik tasvirleri ve geyiklerle ilgili kült ve inançlar önemli bir yer tutmaktadır. Erken dönemlerden itibaren görülen geyik betimlemeleri M.Ö. 2. Binde daha yaygın ve çeşitli örneklerle temsil edilmiştir. Özellikle geyikle ilgili kült ve inançların daha iyi incelenebilmesi için Anadolu da yazının kullanılmaya başlandığı bu evreye ait filolojik belgelerin katkısı bu tezin zamansal sınırlamasında etkili olmuştur. Paleolitik Çağ mağara duvarlarından bilinen geyik tasvirlerini Neolitik Çağ Çatalhöyük duvar resimleriyle ve daha sonra da Erken Tunç Çağı Alacahöyük Kral Mezarları nda bulunan güneş kursları ve geyik heykelcikleri, geyik kültünün Anadolu da ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu göstermiştir. M.Ö. 2. Bin yıla ait Asur Ticaret Kolonileri Çağı ve Hitit Çağı buluntularıyla ön plana çıkan Orta Anadolu merkezlerinde geyik tasvirleri içeren arkeolojik buluntular ve filolojik belgelerin daha fazla çıkması konumuzun Orta Anadolu Bölgesinde yoğunlaştırılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Anadolu tasvir sanatında geyik betimlemelerinin bu kadar çeşitli ve çok sayıda eserde temsil edilmesinin dikkat çekiciliği ve danışman hocamın tavsiyesi bu konunun seçilmesinde en büyük faktör olmuştur. Bu denli kapsamlı bir konunun hazırlanması sırasında her zaman yakın ilgi ve yardımı esirgemeyen çalışmalarımı yönlendirerek fikirleriyle bana ışık tutan tez danışmanım Prof. Dr. S. Yücel ŞENYURT a teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca gerek kaynak desteği, gerekse değerli bilgileriyle çalışmalarıma önemli katkılarda bulunan Doç. Dr. Tunç SİPAHİ ye ve filolojik çalışmalarda kaynak sağlayan Dr.Mark WEEDEN a teşekkürlerimi sunarım. Öznur OTLU 2014

6 ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... ii KISALTMALAR DİZİNİ... vii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BAŞLANGICINDAN M.Ö. 2. BİNE KADAR ANADOLU DA GEYİK VE GEYİK TASVİRLERİ 1.1. GEYİK TÜRLERİ VE FİZYONOMİLERİ ANADOLU DA YAŞAYAN GEYİK TÜRLERİ Kızıl Geyik (Cervus elaphus) Alageyik (Dama dama) ANADOLU DA ARKEOLOJİK KAZILARDA ELE GEÇEN GEYİK İSKELET VE BOYNUZ KALINTILARI ANADOLU DA M.Ö. 2. BİN ÖNCESİNE AİT GEYİK TASVİRLERİ Paleolitik Çağ Neolitik Çağ Kalkolitik Çağ Erken Tunç Çağı... 24

7 iii İKİNCİ BÖLÜM ARKEOLOJİK BELGELER IŞIĞINDA M.Ö.2. BİNDE ANADOLU DA BULUNAN GEYİK TASVİRLERİ VE BUNLARIN YER ALDIĞI ESERLER 2.1. ANADOLU DA GEYİK TASVİRLERİ Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda Geyik Tasvirleri Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Damga Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Hayvanlar Arasında Geyik Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Av Hayvanı Olarak Geyik Doldurma Motifi Olarak Geyik Silindir Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Av Hayvanı Olarak Geyik Mitolojik Sahneler de Geyik Tapma Sahneleri nde Geyik Pişmiş Toprak Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Hydria Üzerinde Geyik Tasviri Hitit Çağı nda Geyik Tasvirleri Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Damga Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri... 39

8 iv Libasyon Sahneleri nde Geyik Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Diğer Sahnelerde Geyik Silindir Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Av Hayvanı ve Hayvanlar Arasında Geyik Mitolojik Sahneler de Geyik Kare Biçimli Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Dikdörtgen Prizma Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Çekiç Başlı Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Taş Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Alacahöyük Ortostatları Altınyayla Steli Yeniköy Kabartması Pişmiş Toprak Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Ağırşaklar Üzerinde Geyik Tasviri Çeşitli Kaplar Üzerinde Geyik Tasvirleri Eskiyapar Seramik Parçası Hüseyindede Vazosu Boğazköy Testisi Selimli Vazosu Boğazköy Seramik Parçası... 59

9 v Metal Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Gümüş Geyik Ritonu Taprammi Kabı Geyik Heykel ve Heykelcikleri Kalavassos Heykelciği Maşat Höyük Heykel Parçası GEYİK TASVİRLERİNİN İKONOGRAFİK YÖNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Geyik ile Betimlenen Tanrı ve Tanrıçalar Av Tanrısı Kırların Koruyucu Tanrısı Olarak Geyik Geyik Üstünde Kuşlu Çıplak Tanrıça Geyik Üstünde Çıplak Tanrıça ÜÇÜNCÜ BÖLÜM M.Ö. 2. BİNE AİT FİLOLOJİK BELGELERDE GEYİK VE ÖNEMİ 3.1.GEYİĞİN FİLOLOJİK BELGELERDEKİ YERİ VE ÖNEMİ HİTİT METİNLERİNDE GEYİĞİN YER ALDIĞI BAYRAMLAR AN.TAH.ŠUM. SAR Bayramı KI.LAM Bayramı EZEN AYÂLI Geyik Festivali GEYİĞİN METİNLERDEKİ TANIMLARI VE TASVİRLERİ Av Hayvanı Olarak Geyik... 78

10 vi Tanrı Hayvanı Olarak Geyik Kült Hayvanı Olarak Geyik Kurban Hayvanı Olarak Geyik Riton Olarak Geyik Hiyeroglif Olarak Geyik SONUÇ KAYNAKÇA KATALOG RESİMLER LEVHALAR ÖZET ABSTRACT

11 vii SİMGELER VE KISALTMALAR AA: Anadolu Araştırmaları, Ankara. Anatolia/Anadolu: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Eski Önasya Akdeniz Dilleri, Medeniyetleri Arastırma Enstitüsü Dergisi, Ankara. AnSt: Anatolian Studies, Journal of the British Institute of Archaeology, London. A.Ü.D.T.C.F: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara. ARIT: American Research Institute in Turkey AST: Araştırma Sonuçları Toplantısı Bildirileri, Ankara. AS: Assyriological Studies BIAA : British Institute of Archaeology at Ankara Belleten : Türk Tarih Kurumu, Ankara. BIAA: British Institute of Archaeology at Ankara Ç.:Çapı Çev.: Çeviren Çiz.: Çizim DTCFD: Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Dergisi, Ankara. Env.: Envanter G.:Genişlik HH: Hitit Hiyeroglifi

12 viii Hesperia: Journal of the American School of Classical Studies at Athens, Princeton. Hethitica: Bibliothèque des Cahiers de l'institut de linguistique de Louvain. JNES: Journal of Near Eastern Studies Kadmos: Zeitschrift für vor- und Frühgriechische Epigraphic KST: Kazı Sonuçları Toplantısı Bildirileri, Ankara. Lev.: Levha M: Metre MÖ: Milattan Önce Res.: Resim RLA: Reallexikon der Assyriologie Syria: Revue d Art Oriental et d Archéologie, publié par I Institut français d Archéologie de Beyrouth, Paris. Şek.: Şekil Taf.: Tafel TÜBA-AR: Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi U.:Uzunluk Vol.: Volume Y.:Yükseklik

13 1 GİRİŞ Çalışmamızda M.Ö.2. Binde Anadolu tasvir sanatında geyiğin yer aldığı sahneler ve geyikle ilişkili bu döneme ait filolojik belgeler araştırılmıştır. Tezin asıl konusu kapsamında Asur Ticaret Kolonileri Çağı (M.Ö /20) ve Hitit Çağı na (M.Ö /1180) tarihlenen merkezlerde bulunan geyik tasvirleri incelenmiş, ikonografik özelliklerine ve dönemlerine göre tasnif edilerek kataloglanmıştır. Bu kapsamda tezimiz yaklaşık M.Ö /1180 tarihleri arasındaki bir süreci kapsamaktadır. Çalışmamızda filolojik belgelerdeki geyik ve geyikle ilişkili, kültsel metinlerden yararlanılmıştır. Geyik konsepti ile vurgulanan dinsel öğeler arkeolojik verilerle birlikte değerlendirilmeye çalışılmıştır. Tez konusunun kapsamına alınan arkeolojik ve filolojik veriler Orta Anadolu kültür bölgesiyle sınırlandırılmıştır. T. Özgüç e göre M.Ö. 2. Binde Orta Anadolu Bölgesi nin tanımı Alacahöyük ün kuzeyi ve Orta Karadeniz, özellikle, Kızılırmak ile Yeşilırmak arasındaki bölüm, Alacahöyük güneyi Kayseri Bölgesi, Kuzey bölgesi Çorum, Amasya, Tokat ve Samsun ile kısmen Sivas ilerini içine alır 1. Esasen bu bölge, Anadolu nun tümüyle kıyaslandığında konuyla ilgili en fazla veri sunan bölgedir. Bu bölge dışında Doğu Anadolu da Trans- Kafkas kültürüne ait boyalı seramikler üzerinde geyik tasvirleri bulunmaktadır. Buradaki geyik tasvirleri farklı bir kültür bölgesinde yer aldıklarından tez kapsamının dışında tutularak sadece karşılaştırma malzemesi olarak kullanılmışlardır. Anadolu dışında Akdeniz de yer alan Kıbrıs, Mezopotamya ve özellikle Suriye kültür bölgelerindeki bazı merkezlerde bulunan ilgili geyik tasvirli eserlerle karşılaştırmalar yapılmıştır. Tez konumuzun seçilmesindeki temel amaç, M.Ö. 2. Binde Anadolu inançlarında çok önemli bir yere sahip olduğu anlaşılan geyik kültünün başta tasvirli eserler olmak üzere filolojik kaynaklardaki bilgilerin de yardımıyla daha kapsamlı olarak incelenmesidir. Diğer bir amaç ise Asur Ticaret Kolonileri Çağı ile Hitit Çağı sanatında önemli 1 Özgüç,T., 1964: 30.Tanımlama değiştirilmeden alınmıştır.

14 2 bir yere sahip olan geyik tasvirlerinin filolojik ve arkeolojik belgelere dayanarak değerlendirilmesi ve ikonografik özelliklerinin yorumlanması amaçlanmıştır. Elde edilen verilerin ışığında tasvir sanatında geyiğin ikonografik ve mitolojik yerinin bu vesile ile vurgulanabilmesi mümkün olabilecektir. Konumuza ilişkin ilk çalışmaları P. Stefan Przewoski başlatmıştır. 2 Bunun yanı sıra Kurt Bittel 3, Tahsin Özgüç, 4 Nimet Özgüç, 5 Sedat Alp, 6 Hans Güstav Güterbock 7 ve John David Hawkins, 8 gibi bilim insanları geyiğin yer aldığı konuları çeşitli vesilelerle incelemişlerdir. Son yıllarda sayısı artan yeni arkeolojik keşifler, yayınlar ve son görüşler; konuya yeni bakış açılarının oluşmasını sağlamıştır. Tezimizle ilgili arkeolojik ve filolojik verilerin ilk kez toplu halde bir araya getirilmesi, bunların bir bütün içinde ele alınmasının yanında malzemeye dayanan bir değerlendirmenin ilerideki çalışmalara bir ön kaynak oluşturacağı düşüncesindeyiz. Geyikle bağlantılı olarak ayrıntılı literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Milli Kütüphane, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi, Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi, Amerikan İlmi Araştırmalar Enstitüsü (ARIT) Kütüphanesi ve İngiliz Arkeoloji Enstitüsü (BIAA) Kütüphanesi ndeki kaynaklardan faydalanılmıştır. Ayrıca çeşitli müzelerde teşhir edilen geyik tasvirli eserleri bizzat yerinde görme olanağı elde edilmiş, derlenen malzeme üzerinde fotoğraf çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Arkeolojik malzeme üzerinde kütüphane araştırmasını takiben, günümüzde Anadolu da yaşayan geyik türlerinin yayılım alanları hakkında 2 Przeworski, 1940: Bittel, 1976: Özgüç, T.,1978: Özgüç, N.,1965: Alp,1972: Güterbock, 1943: Hawkins, 2004:

15 3 bilgi toplanmıştır. Bu bağlamda Biyoloji ve Veterinerlik Bölümlerinin kaynak kitapları taranmıştır. Filolojik belgelerde (Hitit çivi yazılı tabletlerinde) tespit edilen geyikler hakkında bize kapsamlı bilgi sunan H. Ertem in Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Dönemi Anadolu sunun Faunası 9, B. J. Collins in On the Trail of the Deer: Hittite Kurala and A History of The Animal World in The Ancient Near East 10 isimli kitaplarından ağırlıklı olarak yararlanılmış ve elde ettiğimiz filolojik veriler arkeolojik verilerle bütünleştirilmeye çalışılmıştır. Derlenen eserler kronolojik bir sıra içerisinde verilmiştir. Katalogda eserlerin dönemleri, ölçüleri, malzemeleri, envanter numaraları, bulunduğu tabakaya ve yayınlandığı kaynaklar ayrıca sıralanmıştır. Tez çalışmasının giriş bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi açıklanmıştır. Tezin I. Bölümünde Anadolu da yaşayan geyik türleri ve dünyada yaşayan geyik türleri hakkında detaylı bir sunum yapılmıştır. Ayrıca Anadolu da geyik tasvirlerinin ortaya çıkışı ve gelişim aşamalarını incelemek için Paleolitik Çağ dan Erken Tunç Çağı na kadar ilgili tüm arkeolojik verilerden yararlanılmıştır. Tezin II. Bölümde Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda ve Hitit Çağı nda Anadolu sanatında görülen geyikle ilgili tüm eser grupları incelenmiş, bunlar malzemelerine göre sınıflandırılmış ve konularına göre ikonogrofik yönden değerlendirilmişlerdir. Tezin III. Bölümün de geyik ile ilgili filolojik belgelerdeki bahisler, geyiğin kült törenlerindeki yeri ve önemi, Hitit kült festivallerindeki kutsallığıyla, bağlantılı olan tanrı ve tanrıçalar incelenmiştir. Sonuç kısmında geyik tasvirlerinin hangi merkezlerde, ne tip eserlerde ve hangi amaçla betimlenmiş ve nasıl kullanılmış oldukları ortaya konulmaya çalışılmıştır. 9 Ertem, 1965: Collins, 2003: 73.

16 4 Tezimiz filolojik tabanlı olmadığından mühürler üzerindeki hiyerogliflere sadece katalog kısmında değinilmiştir. Katalogdaki eserler, dönemlerine ve tiplerine göre numaralandırılmış, eserlerin buluntu yeri, tabakası, tanımı ve yayınlandığı kaynaklar belirtilmiştir. Levhalar kısmında eserler, katalog numarası, levha numarası, bulunduğu yer ve kaynakçası verilmiştir. Levhalar bölümünde ayrıntılı görsellerle desteklenmiştir. Çalışmamızın önemi Anadolu nun zengin coğrafyasında şekillenen geyiğin Anadolu uygarlıklarında başlıca kült hayvanlarından birisi olduğu anlaşılmıştır. Gerek arkeolojik buluntulardan gerekse filolojik belgelerden elde ettiğimiz verilerin ışığında geyik ve onunla ilişkili olan kültler değerlendirilmiştir. Böylece M.Ö. 2. Binde Yakındoğu nun bir başka bölgesinde bu denli zengin bir geyik kültünün olmadığı anlaşılmıştır. Her dönemde, Yakındoğu dan ve Asya ya kadar uzanan geniş bölgede yaygın bir geyik kültü ve kültürünün kendisini güçlü bir şekilde gösterdiği tespit edilmiştir. Geyiğin tanrısallaşması, yaşamla birleşmesinin ve çok sayıda kültsel nitelik kazanmasının M.Ö.2. Binde Anadolu gerçekleştiği görülmüştür. Konumuzla ilişkili olarak daha önce yapılan tezlerde sanatsal ve ikonografik ilişkin özel ve sınırlı konular ele alınmıştır. Ancak son yıllarda sayısı artan eser grublarının ele alınıp bunların filolojik belgelerle birarada değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu çalışmayla konuyla ilgili eserlerin geniş kapsamda ilk kez bir araya getirilmesi sağlanmıştır.

17 5 BİRİNCİ BÖLÜM BAŞLANGICINDAN M.Ö. 2. BİNE KADAR ANADOLU DA GEYİK VE GEYİK TASVİRLERİ 1.1.GEYİK TÜRLERİ VE FİZYONOMİLERİ Geyik, geyikgiller (Cervidae) familyasından geviş getiren otçul memeli hayvanların ortak adıdır. Çift toynaklılar takımında bulunan akraba familyalardaki benzer hayvanlar da genel olarak geyik diye tanımlanırlar. Dişi geyiklerin boynuzları yoktur. Erkek geyiklerin boynuzlarının içi genellikle doludur. Bu boynuzları her yıl belli tarihlerde düşer ve yerine yenileri çıkar. Boynuz, kafatası üzerindeki boynuz kökü olarak tabir edilen çıkıntıdan, kemik dokusundan sürer. Büyüme esnasında ince tüylü bir deri ile kaplı olan boynuzun yapısı süngerimsidir. Boynuz olgunlaşıp sertleşince bu deri dökülür. İlk yıllarda küçük olan boynuz büyüdükçe çatallaşır. Geyik boynuzları diğer geviş getiren çift toynaklıların boynuzlarından farklıdır. Çatallar ve uç sayısından geyiğin olası yaş tespiti yapılabilir. Geyikler, genellikle yüksek ayaklı, narince yapılı ve iyi koşabilen otçul hayvanlardır 11. İnsanoğlu doğayı kendi lehine kullanma eğilimi içerisinde doğanın dengesine müdahale etmeye başladığından beri, bazı yaban hayvanların doğal ortamlarındaki sayıları hızla azalmış, bazılarının nesli neredeyse tükenme noktasına yaklaşmış ve bazı türler ise yok olmaya başlamıştır. Özellikle üreme kapasitesi sınırlı olan ve insanlar için uygun av hayvanı niteliği taşıyan büyük memeli hayvanlar bu durumdan daha fazla etkilenmişlerdir 12. Dünya üzerindeki geyik türlerinin 19. yüzyıldan başlayarak çeşitli nedenleren dolayı soyları tükenmeye başlamıştır. Bugün Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya da yaklaşık olarak 15 geyik türü ile bunların da alt türleri yaşamaktadır Turan, 1984: Birecikligil, vd.,2013: Huş, 1974: 25.

18 6 Günümüzde ise Anadolu da geyiğin, Adapazarı nın Karasu ve Akyazı ormanlarında; İstanbul un Çilingoz, Soğuksu ve Beytepe yörelerinde, Sakarya Karasu ve Akyazı ormanlarında; İstanbul'da Çilingöz, Soğuksu ve Beytepe ormanlarında; Kırklareli Demirköy İlçesi nin Şarapnel ormanları; Çorum Kösedağı ormanları; Zonguldak Devrek Bölgesi ormanlarında; Artvin Sultanselim ormanlarında tespit edilmiştir 14. Türkiye faunası ile ilgili yapılan çalışmalarda Türkiye sınırları içerisinde iki geyik türünün yaşadığı bilinmektedir. Kızıl Geyik/Ulu Geyik (Cervus Elaphus) ve Alageyik (Res.1) (Cervus Dama-Dama Dama) dır. Kızıl geyik ve ala geyiğin Anadolu da yaygın olduğuna ilişkin arkeolojik veriler de mevcuttur ANADOLU DA YAŞAYAN GEYİK TÜRLERİ Kızıl Geyik (Cervus Elaphus) Görünüşü; İri hayvanlardır (Res.2). Erkekleri çatallı ve büyük boynuzlar taşırlar. Boynuzlarını her yıl Mart-Nisan aylarında atarlar. Bu aylarda erkek geyikler boynuzsuzdur veya çok kısa boynuz sürgünleri vardır. Yeni boynuz Ağustos ayına kadar gelişir. Bir deriyle kaplı olan boynuz Ağustos ta sertleşir, Haziran- Ağustos ayları arasında erkek geyiklerin tüylü bir deriyle kaplı boynuzları kalın ve küt görünür. Boğalar (erkek geyik) boynuzlarını genç ağaçlara ve sürgünlere sürerek boynuz derisini atarlar. Dişilerin boynuzu yoktur (Res.3). Geyikler yazın kızıl kahverengi, kışın ise gri- kahverengidirler. Karın kısmı açık renklidir. Kuyruk sokumu etrafında aşağı doğru inen açık renkli bir ayna bulunur. Erkeklerin çiftleşme mevsiminde ve kışın boyunlarında koyu renkli ve uzunca yele kılları bulunur Huş, 1974: Zeuner, 1963: Turan 1984: 48.

19 7 Kızıl geyiğin uzunluğu cm. ağırlığı yaşına ve yetişme yerine bağlı olarak Kg. dır. Kızıl geyiklerin büyük, dallı budaklı boynuzları vardır 17. Kızıl geyik doğduğu yıl boynuzsuzdur. İkinci yılın ilkbaharında ilk düz ve sivri şekilde boynuzları çıkar. İki yaşını tamamladığı zaman bu boynuzlar düşer ve bunun yerine yeni bir boynuz çıkar. Bu yeni boynuzun dip kısmında yuvarlak bir kısım bulunmakta olup buna boynuz kök veya gül denir. Bir de boynuzun kök kısmının üstünde bulunmak üzere bu ana boynuzdan ayrılmış bir çatal oluşur ki, buna da göz sürgünü denir. Göz sürgünün diğer bir adı da mücadele sürgünüdür. Kızıl geyik boynuzunun bu kısmını rakip boğalarla mücadele ettiği zaman kullanır. Her yıl çıkan yeni boynuzdaki sürgün veya uç sayısı birer birer artmak koşuluyla boynuz çatallı bir şekil alır. Mücadele sürgünden sonra çıkan sürgüne (Res.4) de orta sürgün, son bölümüne de uç veya çatal denir 18. Boynuz oluşumu yaşa göre bazı safhalar izler : (Res.5) Birinci boynuz sınıfında boynuz ince, çubuk biçiminde, dalsız budaksız ve dip kısmında gül denilen bölüm bulunmaz. İkincisinde boynuz kısmı ve ondan ayrılmış mücadele sürgünü bulunur. Üçüncüsünde dip kısmında gül kısmı, sonrada sırasıyla mücadele sürgünü, orta sürgünü bulunur. Dördüncünde gül göz, orta sürgün ve esas boynuzun son kısmında çatalı oluşturan kısmı yeralır. Beşincisinde iki şekil görülmektedir. Birincide boynuz oluşumu taç kısmında ve 3 sürgün bulunur. İkinci şekilde ise taç kısmı 2 sürgünden oluşur ve orta sürgünle göz sürgünü arasında buz ucu denilen bir sürgün vardır. Altıncı boynuz sınıfında ise Göz sürgünü, orta sürgün ve bu iki sürgün arasında buz ucu, taç kısmında da 3 sürgün (çatalı) bulunur Erençin,1977: Huş, 1974: Huş, 1963: 16.

20 8 Kızıl geyikler yapraklı ve karışık ormanları tercih ederler. İbreli ormanlarda da yaşarlar. Orman içi açıklıkların ve çayırlıkların bol olduğu ibreli ormanları severler. Yaz aylarında orman üst sınırına, yaylalara kadar çıkarlar. Yaşam tarzlarına baktığımızda genellikle gece yayılır. Gündüzleri kuytu ve sakin orman köşelerinde yatarak, geviş getirerek dinlenir. Geyiklerin erkeklerine boğa, dişilerine inek, yavrularına da dana denir. Sürüler halinde dolaşırlar. Boynuz atma zamanında erkekler ayrılır ve boynuz sürme sırasında ayrı sürüler teşkil ederler. Çiftleşme zamanı Eylül ayında güçlü boğalar tek tek ayrılır. Böğürerek dişileri etrafına toplarlar (Res.6). Bu böğürme devresinde boğalar arasında şiddetli boynuz düelloları yapılır. Güçlü olan boğa dişi sürüsüne sahip olur, 3-10 dişiden oluşan bir sürüyü döller 20. Yavrulama mevsiminde dişiler tek tek ayrılır. Gebelik süresi 252 gündür. Tek yavru doğururlar ve doğum Haziran ayında olur. Yavrular doğduklarında ve onu takip eden 3-4 hafta beyaz beneklidirler, sonra renkleri düzleşir 21. Ot, yaprak, taze sürgün ve çeşitli meyveleri yiyerek beslenirler. Çiftleşme zamanı erkekler çok uzaklardan duyulan kalın sesleri ile böğürürler. Dişiler kısa ve kesik belemelerle cevap verirler. Yavrular da annelerini ararken be ler anneleri de be leyerek cevap verir. Yaz aylarında çamura, batağa yatmaktan hoşlanırlar. Özellikle boğalar, çiftleşme mevsiminde ıslak toprakta, sulak yerde açtıkları çamurlu yataklarında bütün gün yatarlar yıl, bazıları 20 yıl kadar yaşarlar 22. Yayılış Alanı: Anadolu da kızıl geyikler, Trakya da Istıranca ormanlarında, Adapazarı, Bolu, Kastamonu, Sinop ormanlarında geniş yayılış gösterir. İç Anadolu nun kuzeyinde Kızılcahamam, Beypazarı, Nallıhan, Çerkeş, Ilgaz ormanlarında, Eskişehir, Kütahya çevresindeki ormanlarda, Afyon civarındaki Akdağ da, Marmara bölgesinde; Bursa, Bilecek ve Balıkesir bölgesinde ormanlarda, Manisa, Denizli çevresinde, Torosların 20 Turan, 1984: Turan, 1984: Turan, 1984: 50.

21 9 Akseri, Beyşehir kesiminde, K. Maraş ın Binboğa dağlarındaki ormanlarda, Doğu Karadenizde Artvin ormanlarında, Doğu Anadolu da Kığı, Hozat, Solhan ormanları ve Cudi dağında yayılış gösterir. Anadolu daki bu geniş yayılışa rağmen sayıları çok azalmış, birçok yayılış alanında nesli yok olma düzeyine gelmiş veya yok olmuştur. 23 Anadolu nun dışında Avrupa nın hemen hemen bütün ülkelerinde bilinmektedir. Kızıl geyikler Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarında o Kuzey Enlemleri arasında çok geniş bir alanda dağılım göstermektedir. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde büyük popülasyonları söz konusudur. Buna karşın Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Aysa kıtası ülkelerinde ya tümden yok olmuş (Ürdün, Türkmenistan, Suriye vb. gibi) ya da çok düşük popülasyon büyüklüklerine (Türkiye, Yunanistan) kadar azalış göstermiştir Alageyik (Dama Dama) Görünüşü; Erkekleri taşıdığı yaba biçimindeki boynuzları ile tanınır. Yazın rengi kiremit (Res.7) kırmızısı-kahverengi, üstü ve yanları iri beyaz beneklidir. Boynundan kuyruğa kadar uzanan siyah bir sırt çizgisi vardır. Kuyruğu oldukça uzun, kenarları beyaz, ortası siyah renklidir. Kuyruk etrafında genişçe bir beyaz ayna vardır. Karın kısmı açık renklidir. Kışın rengi koyu gri kahverengidir, benekleri kışın belirsizdir. Dişileri boynuzsuzdur (Res.8). Erkeklerin boynuzlarının orta sürgüden yukarısı yaba şeklindedir.2-3 yaşındaki erkeklerde boynuzlar henüz yabalaşmamıştır, çatallıdır, uç kısımlar yassıdır. Boynuz attıkları Mart, Nisan aylarında boynuzsuzdurlar. Haziran dan Ağustos a kadar boynuzları tüylü bir deri ile kaplı olduğundan kaba görünür Erençin, 1977: 108, Huş, 1974: Birecikligil, vd.,2013: Turan, 1984: 51.

22 10 Alageyik, büyüklük bakımından kızıl geyikten daha ufaktır. Vücudunun uzunluğu yaklaşık olarak cm. yüksekliği 90 cm., besili olduğu zaman Kg. gelebilir 26. Alageyiğin boynu ve bacakları kızıl geyiğe oranla daha kısa ve fakat kuyruğu daha uzundur. Alageyikler, genellikle tek yavru dünyaya getirmektedirler 27. Boynuz oluşması: Alageyiğin boynuzları yassı, uç kısmı da yaba ve kürek gibi geniştir. Tam olarak gelişmiş olan bir alageyik boynuzunda bir göz, bir orta sürgün ve bir kürek biçimindeki uç kısım bulunur (Res.9). Kızıl geyikte oluğu gibi alageyikte de boynuz oluşumu yaşa göre altı safhada oluşur. Birinci boynuz sınıfında iki yaşının başlarında çıkmaya başlayıp Mayıs ayında tamamı gelişmiş bir hale gelir. Gül kısmı yoktur. İlk boynuz bir yıl kalır ve gelen Mayıs ayında hayvan bu boynuzu atar. İkincisinde bir şişlik vardır ve gül kısmı henüz yoktur. Üçüncüsünde göz sürgünü, orta sürgün ve uç kısmı oluşmuştur. Gül kısmı da vardır. Birinci boynuz sınıfından üçüncüsüne kadar sürgün sayısı artmakta ve fakat bundan sonra kızıl geyiklerdekinin aksine, bir artış görülmemektedir. Buna karşılık üst kısım genişlemekte ve yassılaşarak bir kürek biçimini almaya başlar. Dördüncüsünde boynuzun sonu çatallaşmış bir durumdadır. Beşincisinde uç kısmındaki çatal genişlemekte ve küt uçlu olmaya başlamaktadır. Altıncısında boynuzun sonu bir kürek veya yaba biçimini almaktadır. Bundan sonra boynuzun kürek kesimi genişlemekte, büyümekte ve uçları da sivri bir şekle dönüşmektedir. Dama larda boynuz oluşumu kızıl geyiklerde görüldüğü gibi düzgün değildir. Her ne kadar birinci boynuz sınıfından beşincisine kadar bir düzen görülmekte ise de kürek oluşumundan sonra bu düzen bozulmaktadır (Res.10). 26 Huş, 1974: Sarıbaşak, 2005: 12.

23 11 Alageyik ve kızıl geyiğin boynuzlarının rengi aynı olmayıp kızıl geyiğinki daha koyu renklidir. Yaşama ortamında kızılağaç bulunmuyorsa o zaman geyiğin boynuzları daha açık renkte olur 28. Alageyiklerin yaşam alanları Akdeniz bölgesinde m. arasında alt tabakası makiden oluşan kızılçam ormanlarında yaşarlar. Eski yayılış alanlarında meşe ve diğer yapraklı karışımı ormanlarda yaşadıkları bilinmektedir. Tarım alanlarının bolca karıştığı kızılçam-maki ormanlarını tercih ederler. Yaşam tazlarına baktığımızda genellikle gece yayılırsa da akşam karanlığı ve sabahın erken saatlerinde daha hareketlidir. Küçük sürüler halinde dolaşır. Bahar ve yaz aylarında dişiler, yavrular ve genç erkekler bir aradadır. Erkekler 2-4 lü gruplar halinde, yaşlı boğalar tek dolaşır. Çiftleşme mevsimi Ekim ayıdır ve boğalar (erkek geyik) yalak denilen bir çukur kazar, kesik kesik böğürerek dişileri yanına çağırır. Boğaların kesik böğürmelerine hay diye bir haykırışla cevap verirler. Dişiler yavrularını hafif bir beleme ile çağırır, yavrular ise ıslığa benzer bir ses çıkarırlar. Haziran ayında tek yavru doğururlar yıl yaşarlar 29. Yayılış alanı: Avrupa da yaygın olarak bulunduğu fosil kayıtlarından bilinen alageyiğin, son buzul çağında neslinin tükendiği birçok bilim adamı tarafından öne sürülmüştür 30. Varlığını sürdürdüğü Anadolu dan alınarak Romalılar tarafından İngiltere, Almanya, Hollanda ve diğer Avrupa ülkelerine yeniden yerleştirme işlemleri 15. yüzyılda Rodos şövalyeleri tarafından da devam ettirilmiştir 31. Avrupa da önceleri park ve çiftliklerde beslenen bu hayvanlar, daha sonra kıtaya yayılmış buradan da dünyanın her tarafına götürülerek av hayvanı olarak yaygınlaştırılmıştır. Bu ülkelerde çiftlik hayvanı olarak kültüre edilen alageyikler hızla çoğalmışlardır. Eski çağlarda 28 Huş, 1974: Turan, 1984: Sarıbaşak, 2005: Sarıbaşak, 2005: 1.

24 12 Anadolu da var olduğu belirlenen alageyiklerin, Hitit Çağı nda anıtlara, kaya kabartmalarına ve diğer kalıntılara işlendiği, ayrıca resim ve yazıtlarda yoğun olarak geçtiği bilinmektedir 32. Kastamonu Kınık metal kabındaki geyikler karakteristik olarak alageyik (Dama dama) özeilikleri gösterirler. Bunun paralelleri olarak Alacahöyük ortostatları, Schimmel frizi ve Yeniköy kabartmasındaki betimlerde de alageyik tasvir edilmiştir 33. Bu tasvir geç dönemlere kadar gider. Roma Dönemi nde Tanrıça Diana *nın kutsal olduğu Efes te birçok sikkede alageyik betimi bulunmaktadır 34. Türkiye nin Suriye sınırı yakınlarında yer alan Malatya, Karatepe gibi rölyeflerde alageyik boynuzları belirgin bir şekilde betimlenmiştir 35. Türkiye de 1800 lü yılların ikinci yarısından itibaren alageyiğin geniş bir alana yayıldığı bilinmektedir. Alageyiklerin, Van Gölü nün kuzeyinde Patnos ta en az 14 lokal bölgede, Tuz Gölü nün kuzey doğusunda, 1905 yılına kadar Marmara denizinin güneyinde Karaboğa yakınlarında ve Ege Bölgesi nde yaşamakta olduğu belirtilmiştir lu yıllarda Van gölü civarına kadar yayılış gösterdiği saptanmıştır yılında sadece Batı Toros dağlarının kuzey ve güney eteklerinde yaşadığı ifade edilmektedir. Alageyiğin Kocaeli yarımadası, Keşan-Enez, Kazdağı etekleri ve Bandırma civarındaki dağlar ile Şemdinli nin Rubaruh bölgesinde yayılış gösterdiği de bilinmektedir. 18. yüzyılda Marmara da Keşan, Enez ve Biga, Ege de İzmir ili çevresi ve Muğla ilinden Adana ya kadar tüm Akdeniz bölgesinde doğal olarak var olduğu bilinen alageyik, günümüzde sadece Antalya-Düzlerçamı yöresinde az sayıda kalmıştır. Doğu Anadolu, Bandırma ve Kuzey Toroslar da Dama 32 Chapman, 1997: Emre Çınaroğlu, 1993: 693. **Artemis in, Roma'daki adı Diana dır. Diana Erken çağlardan beri Yunan mitolojisindeki Artemis ile bir tutulan bir tanrıçadır. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Erhat, 2007: Zeuner, 1963: Chapman, 1997: 271.

25 13 mesopotamica nın yaşadığı belirtmiş olmasına rağmen, bu konuda kanıt bulunamamıştır 36. Son yüzyıl içinde alageyikler, özellikle usulsüz avlanma, insan nüfusunun artmasına paralel olarak tarım arazileri ile yerleşim alanlarının genişlemesi, ormanların giderek daha fazla işletmeye açılması ve yapılan yolların orman bütünlüğünü bozması, tarımsal ilaç kullanımının artması, su kaynaklarının sulama ve diğer amaçlarla kullanımı sonucu azalması, keçi ve koyun gibi evcil hayvan sürülerinin kontrolsüz otlatılması ve yaşama ortamlarının bozulmasıyla hızla yok olma sürecine girmiştir ANADOLU DA ARKEOLOJİK KAZILARDA ELE GEÇEN GEYİK İSKELET VE BOYNUZ KALINTILARI Anadolu da geyiğin en eski izlerini, kazılarda ele geçen iskelet, boynuz kalıntıları ve heykelcikler vasıtasıyla tespit edebiliyoruz. Anadolu da Neolitik Çağ da Hallan Çemi, Göbekli Tepe ve Çayönü gibi Güneydoğu Anadolu nun en erken yerleşimlerinde kurak ormanlara özgü yaban koyunu ve keçisi, yaban domuzu ve geyikler avlanıp yeniliyordu 38. Geyiğin bu dönemde sadece etleri yenilmemiş, kemikleri ve boynuzları da alet endüstrisinde kullanılmıştır. Örneğin Tepecik-Çiftlik Höyüğü ndeki spatula ve kaşık tipi aletler sığır, kızıl geyik gibi büyükbaş hayvanların kaburga kemiği parçalarından yapılmıştır. Boynuz aletlerin yapımında boynuzun hem uzunlamasına, hem de enlemesine kesilmesi dikkat çekmektedir 39. Yine burada sap, uçlu aletler ve çentikli aletler dışında geyik boynuzu çatalından yapılmış bir orak sapı bulunmuştur 40. Neolitik Çağ da boğa, geyik, koç, leopar gibi hayvanların ekonomiye katkıları saptanmıştır. Bunlar diğer çöp toplayıcı leş yiyen 36 Sarıbaşak, 2005: Sarıbaşak, 2005: Ünal, 2007b: Bıçakçı, 2007: Bıçakçı, 2007:

26 14 hayvanlara zıttırlar. Geyik başları, leoparlar, boğa başları, köpekler, yılanlar ve kuşlar pozitif, kırmızı ve yararlı olarak görülür fakat akbabalar ve diğer benzeri hayvanlar negatif beyaz ve zararlı olarak düşünülmüşlerdir 41. Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı ndaki et tüketimiyle ilgili olarak şimdiye dek Arslantepe, Korucutepe, Norşuntepe, Tülintepe, Sos Höyük, Kurban Höyük, Titriş, Demircihöyük, Kuruçay, Semahöyük-Karataş ve İkiztepe de bulunan yabani ve ehli hayvanlara ait kemikler incelenmiştir ve değerlendirilmiştir. Bu hayvanlara baktığımızda sırasıyla sığır, koyun, keçi, domuz ile avlanan yabani hayvanlardan geyik türleri, camız, yaban koyunu, yaban domuzu ve tavşandır 42. Tarsus ta Yümüktepe de Kalkolitik Çağ a ait tapınak olduğu düşünülen bir yapının zemininde korunmuş geyik (Cervus elephus) boynuzları ve kırmızı kilden yapılmış kap parçaları bulunmuştur 43. Batı Anadolu'da, Kumtepe I de 44 Kallkolitik Çağ da alageyik (Dama dama) Beycesultan Erken Tunç Çağ ı 45 seviyelerinde geyik (Cervus elephus) kalıntıları bulunmuştur. Hacılar da III. seviye de Erken Kalkolitik Çağ a ait kızıl geyik (Cervus elephus) 35 boynuz ve 2 kafatası parçası, sap biçiminde boynuz parçaları, ayrıca Geç Neolitik Çağ da VII. ve IX. seviyelerinde eklem parçaları ayak tırnağı parçaları sap biçiminde boynuzlar bulunmuştur 46. Can Hasan da ise Son Kalkolitik tabakalarında da geyik kemikleri ele geçmiştir 47. Korucutepe de Kalkolitik Çağ a ait tabakalarda avcılığın olduğu tespit edilmiş, yabani hayvanlara ve ulugeyik kemiklerine rastlamıştır 48. Alacahöyük te K alanında, Tunç Çağı tabakasında geyik boynuzu, yine bu tabakada ele geçen kral mezarlarında geyik heykelcikleri, Truva nın I-IV. 41 Mellaart, 1970: Ünal, 2007b: Popko, 1995: Sperling, 1976: Llyord - Mellaart, 1965: Mellaart,1970: French, 1964a: Yiğit, 2005: 235.

27 15 tabakalarında, Alişar ın Ia (14M-12M), Son Kalkolitik tabakasında kemik kalıntıları, Truva nın III-V. tabakalarında geyik boynuzları ele geçmiştir 49. Bu merkezlerde veya diğer yerleşim yerlerinde bulunan geyik kemik kalıntıları ve boynuzları Neolitik Çağ da olduğu gibi Kalkolitik ve Erken Tunç Çağları nda da geyiğin tüketim amaçlı av hayvanı olarak ve alet endüstrisinde kullanıldığını gösteriyor. Erken Tunç Çağı insanlarının, kendilerinden önceki Neolitik ve Kalkolitik insanlarına kıyasla daha az et yedikleri anlaşılmıştır. Bu beslenme çeşidine ve tüketim miktarına aşağı yukarı Hititler Çağı ndaki duruma da yakın bir benzerlik göstermektedir. Kemiklerin korunma şekline ve parça alınma durumuna bakarak sadece hayvanların etlerinin değil, kemik ilikleriyle beyinlerinin de yendiği anlaşılmaktadır 50. Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda Acemhöyük ün ticaret yolları üzerinde bulunduğu; at eşek ve katırın taşıt hayvanı, evcilleştirilmiş sığır, keçi, koyunun et-süt hayvanı olduğu; geyik, karaca, tavşandan yaban et hayvanı olarak yararlanıldığı anlaşılmıştır. Bir boynuz da alet yapmak amacıyla işlenmiştir 51. Acemhöyük de son yapılan çalışmalarda kızıl geyik (Cervus elephus) tanımlanan tek geyik çeşididir. Acemhöyük de kızıl geyik boynuz parçaları yaygın olmasına rağmen, kafatası kalıntıları Erken ve Orta Tunç Çağı (XI, V, IV ve II. seviyelerinde) bulunmuş, ayrıca I.-II tabakalar kürek, omuz ve bacak kemiğini parçalarını da içermektedir. Kafatası kalıntıların varlığı kızıl geyiklerin avlanmış olduğunu göstermektedir. Kalkolitik ve Tunç Çağları nda Orta Anadolu ikonografisindeki kızıl geyik, kalıntıları da göz önüne alındığında, elit avcılık faaliyetlerinin varlığını göstermektedir Ertem, 1965: Ünal, 2007b: Deniz, 1985: Arbuckle, 2013:

28 16 Metinlerde ve en başta Boğazköy-Hattuşa, Keban Baraj Bölgesi kazıları ve Kuşaklı arkeolojik kazılarında elde edilen paleozoolojik bilgilere göre, eski Anadolu da Hititlerle çağdaş yabani ve evcil hayvan türleri şunlardır: Ceylan, geyik, sığır, camız, fil, koyun, keçi, yaban koyunu, yaban, keçisi, at, eşek, katır, domuz, yaban domuzu, köpek, tilki, kurt, porsuk, gelincik, ayı, aslan, kaplan, tavşan, yılan, kertenkele, kurbağa, salyangoz, karınca, çeşitli haşereler ve böcekler, arı, fare, kaz, çok sayıda ördek türü, yengeç, midye, istiridye vs. dir. Bahsi edilen hayvanların pek çoğu avlanmış ve etlerinin yenilmesinin yanında deri veya kemiklerinden de yararlanılmıştır 53. Yerleşim yerlerine ait bulunan kemik kalıntılarına baktığımızda ise Alacahöyük te Hitit Çağı na ait bir geyik boynuzu ve kemik kalıntısı ele geçmiştir 54. Boğazköy ün M.Ö yüzyıllara tarihlenen tabakalarında geyik boynuzları bulunmuştur 55. Boğazköy, Alişar, Ortaköy** ve Eskiyapar gibi merkezlerde geyik boynuzları ele geçmiştir. Özellikle Eskiyapar ** da Orta Hitit Çağı na ait kült yapısı olarak nitelendirilebilecek bir yapıda ( A yapısı) geyik boynuzları bulunmuştur. Boynuzların üzerindeki kesme izleri bunların işlendiğini gösterir. Boynuzlu geyik başlarının kült törenlerinde kullanıldığı bilinmektedir. Ön Asya da bu sevilen bir uygulamadır. Ninive de Orta Asur Çağı na ait bir mühür üzerinde altar ve boğa üzerinde geyik başı yer almaktadır 56. Akdeniz e baktığımızda ise Kıbrıs ta Sotira ve Myrthou yakınındaki Pigadhes deki mabette M.Ö. 13. yüzyıla ait Geç Tunç Çağı nda geyikle ilgili veriler 53 Ünal, 2005: Erkut,1992: Ertem, 1965:132. *Aygül Süel ile sözlü görüşme. *Tunç Sipahi ile sözlü görüşme ve kazı kayıtları. Kemikler üzerinde yapılan ancak henüz yayınlanmamış ön çalışmalardan faydalanılmıştır. 56 Porada, 1986: Ayrıntılı bilgi için Bkz. Fig. 8.

29 17 mevcuttur. Boynuzlar ve geyik kafasına ait parçalar kurban olarak sunulmuştur ve bunun dışında çok sayıda başka geyik parçaları, iki çift alın ile geyik boynuzu parçaları ele geçmiştir 57. Bütün bu veriler bize Paleolitik Çağ dan itibaren Hitit Çağı na kadar geyiğin üç önemli amaç için kullanıldığını gösteriyor: a) Kendisi tapınaklardaki törenlerde yer alan bir kült hayvanıdır, b) Eti bir besin kaynağıdır, c) Kemikleri ve boynuzları ise alet endüstrisinde kullanılmıştır. 1.4.ANADOLU SANATINDA BAŞLANGICINDAN M.Ö. 2. BİNE KADAR GEYİK TASVİRLERİNE GENEL BİR BAKIŞ Paleolitik Çağ Geyik, Paleolitik Çağ dan başlamak üzere bütün dönemlerde karşımıza çıkmıştır. Paleolitik Çağ da mağaralardaki Avrupa daki duvar resimlerinde geyik betimi görülmektedir. Anadolu da ise Paleolitik Çağ da Beldibi Mağara sında, kaya yüzeyinde oyularak yapılmış bir geyik tasviri yer alır. Bu geyik tasvirinin üzerine daha sonra boyama ile dağ keçisi tasviri yapılmıştır. Burada geyik, doğal ortamında koşarken tasvir edilmiştir. E. Bostancı ya göre; ayrıca Beldibi Mağara sının çevresindeki bir başka mağara içinde kaya yüzeyinde geyik boynuzu motifi mevcuttur 58. Geyik, geçmişten günümüze kadar Anadolu tasvir sanatının önemli bir unsuru olmuştur Neolitik Çağ Neolitik Çağ da Anadolu da en erken duvar resimlerine Çatalhöyük te rastlamaktayız. Çatalhöyük duvar resimleri konu çeşitliği bakımından oldukça 57 Zeuner, 1963: Bostancı,1959:

30 18 zengindir 59. Bu duvar resimleri 10.,11. ve 7., 5. tabakalarda ele geçmiştir. Bulunan duvar resmi örneklerinin en erkeni 10. tabakada, en geçi ise 11. tabakadadır. En gelişmiş ve en güzel örnekleri ise 7. ve 5. tabakalarda bulunmuştur 60. Bu duvar resimleri tapınaklarının ve evlerin duvarlarına yapılmıştır. Bu resimler Paleolitik Çağ insanının mağara duvarlarına yaptığı resimlerinin gelenek olarak devamıdır 61. Çatalhöyük duvar resimlerinde, işlenen konunun esas elemanı boğadır. Duvar resimlerinde boğa, insanlar ve diğer hayvanlarla birlikte verilmiştir 62. Çanak Çömlekli Neolitik Çağ da boğanın artık özel bir anlama sahip olduğu Çatalhöyük buluntuları ile belirginlik kazanır. Burada tapınak olarak adlandırılan yapılar genellikle boğa ve boynuzlu başlar ile tasvir edilmiştir 63. Bu dönemde boğanın yanına leopar, geyik ve koç gibi hayvanlar da katılır 64. Bunlardan konumuzla ilgili olan geyik, daha çok duvar resimlerinde av sahneleri içinde insanlarla birliktedir. Boğa başları ile aynı mekanı paylaşan dağ zirvesi üstünde duran başını geriye çevirmiş bir geyik, tasviri, duvar sıvası kesilerek biçimlendirilmiş bir kızıl geyik başının duvara tutturulmuş olduğu da anlaşılmıştır 65. Çatalhöyük III. tabakadaki mekan, doğu duvarında, işlenen geyik avı sahnesi sebebiyle av tapınağı olarak adlandırılmıştır. Ön odanın güney duvarına yalnızca kırmızı boya kullanarak yapılan büyük bir geyik avı sahnesi resmedilmiştir 66. Çatalhöyük 5 nolu tapınakta geyik de boğa gibi abartılı bir şekilde tasvir edilmiştir, bu tasvir tarzı geyiğin bu dönemde doğaüstü bir vasıf kazandığının bir göstergesidir. Tapınağın doğu duvarı büyük bir pano ile süslenmiştir. Bu pano kuzeydoğu köşeden ahşap dikmeye dek uzanır. 59 Popko, 1995: Mellaart, 1962: Mellaart, 1962: Öztan, 2011: Popko, 1995: Öztan, 2011: ,Popko 1995: Öztan, 2011: Hodder, 2007: 464.

31 19 Mellaart ın ifade ettiği üzere panoda geyik avı ile ilişkili dans sahneleri ve orijinal sayısının bilinmediği insan figürlerinden günümüze ulaşan en az 24 tanesi görülmektedir 67. Doğu duvarı, ok-yay ve değneklerle donanmış, leopar postundan giysiler ve başlıklar giymiş, dans eden avcılardan ve birkaç geyikten oluşan uzun bir sahneyle kaplıdır. Çatalhöyük te Neolitik Çağ da evcil koyun ve keçilerin, beslenmede ağırlıklı olarak tüketilmelerine karşın sanatta yabanıl hayvanların baskın çıkması genelleşmiş bir modelin parçasıdır; yaban hayvanlarının yanı sıra çoğu zaman da yaban hayvanlarının yırtıcı ya da güçlü görünümleri vurgulanır. Örneğin yaban domuzunun dişleriyle çene kemikleri, geyik boynuzları yerleşim alanına getirilir ve duvarlara yerleştirilir. Yaban domuzlarının dişlerinden kadınlar için kolye yapılır, bunların bazıları sonradan evlerin altına gömülen bireylerin yanına bırakılır. Yerleşim alanında bulunan geyiklerle yaban domuzlarının baş ve ayak kemikleri, bu hayvanların derilerinin kullanıldığını göstermektedir. Ama geyikle yaban domuzunun gövdesine yerleşim alanının çoğunda seyrek rastlanmaktadır (öte yandan en erken katmanlarda bütün geyik leşleri yerleşim alanına getirilmektedir) 68. Çatalhöyük te yerleşim yerlerine nelerin getirilebileceği ya da orada nelerin tüketilebileceği kuralara bağlanmıştır. Geyik gibi bol miktarda et sağlayabilecek domuzlarda en azından erken yerleşme katmanlarından sonra pek getirilmemektedir. Veriler bize farklı hayvan ve bitkilere yönelik tabuların ve özel tutumların olabileceğini düşündürmektedir. Domuz ve geyik sayılarının zamanla azalması, bundan dolayı da bu hayvanların daha uzaklarda öldürülüp parçalarının yerleşim alanına getirilmesi olasıdır. Eğer durum böyleyse, bu hayvanların yerleşim yerine getirilen parçalarının yenilebilir etli parçalar olmaması tuhaf gelebilir. Sembolik ve ayinsel ortamlarda daha çok hayvanların kafatasları kullanılırdı. İnsanlar kemik ve etleri uzaklardan taşımak istememiş olabilirler. Resimlerde hayvan postu 67 Mellaart, 1962: Hodder, 2006: 47.

32 giyen insanların tasvir edildiklerine bakarsak, postların yerleşim alanına getirildiği, domuz ve geyiklerde olduğu gibi küçük ayak kemiklerinin de postların üzerinde olduğunu söyleyebilir 69. Çatalhöyük sanatında görülen hayvanların çoğunun evcilleştirilmemiş olması av hayvanları olduğu gerçeğinden avcı-toplayıcı toplumların çoğunda etinden yararlanılan hayvanların avlanmasının genellikle hayvanın doğaüstü güçlerinin ele geçirildiği inancıyla iç içe girdiğine işaret etmektedir. Otacıların ruhlar dünyasına ulaşmak için gerek duydukları bazı hayvanlara doğaüstü güçler yüklenmiştir. Çatalhöyük tasvir sanatında av sahnelerini andıran resimler görülür. Oysa örneklerin çoğunda hayvanlara sataşılması ya da kızdırılması resimlenmiştir. Bu sahnelerde yaban domuzlarının gerdanları şişmiş, erkek geyiklerin penisi dikleşmiş, insanlar tehlikeli yaban hayvanlarının dilleriyle kuyruklarını çekerken, sırtlarını kaşımakta, belki çevrelerinde gürültü yapmaktadırlar. Bu avlanma sahnelerinin özel güçlerin insanlara geçmesi, boynuzlarla dişlerin ve bu gagaların evlere götürülmesini de ruhsal gücü kendine mal etmeleri olarak kabul edilir 70. Avcı- toplayıcı toplumların pek çoğunda şamanların hayvanları avcının tuzağına sürme yetenekleri olduğunu, dolayısıyla onların ayinleri sayesinde başarılı bir av gerçekleştirildiğine inanılır. Bu görüşe göre şamanların güçlerini toplum ötesinden, dışarıdan almaları gerekir. Bu nedenle büyücü şefler akbaba, koç, erkek geyik, yaban domuzu, çakal, tilki, ayının yanı sıra yaban öküzü ve leopar gibi fiziksel açıdan daha güçlü ve yırtıcı hayvanlara önem verirlerdi. Aslında farklı büyücü şefler farklı yaban hayvanlarıyla, kimi kedigiller, kimi boğalarla, kimi akbabalarla vb. ilişkili olduklarını ileri sürerlerdi 71. Şölenler kamusal etkinliklerdi, gerek ayinleri gerekse toplumsal değiş-tokuşu kapsardı. Yaban erkek sığırların önemi büyüktü. Bu etkinliklerin özelliği sığırların beslenmede önemli bir yerlerinin olmaması ancak toplumsal ve ayinsel ortamlarda önem kazanmalarıydı. Özel roller yüklenen bazı 69 Hodder, 2006: Hodder, 2006: Hodder, 2006:

33 21 hayvanlar vardı. En alttaki tabakalardan sonra yerleşim yerinde geyiklere ait arka kafatası kemiklerinin giderek azaldığı görülmektedir. Etli parçaları çok olan domuzlar da geyikler gibi yerleşim alanına pek getirilmezlerdi. Bu düzenlemenin dayanağı yerleşme yakınlarında domuzlarla geyiklerin kolay bulunmaması, dolayısıyla yalnızca avlandıklarında anı olarak getirilmeleriydi 72. Köşk Höyük te evlerinde ise sığır ve geyik başlarının boynuzları ile birlikte konutlarda saklandığı üç alan bulunmuştur. Diğer yandan bu iki hayvanın, sığır daha fazla sayıda olmak üzere yerleşimin geçim ekonomisi içinde olduğu saptanmıştır. III. (M.Ö ) tabakaya ait bir konutta rastlanan duvar resmi, şimdilik Köşk Höyük te ele geçen tek örnek olsa da yerleşimin bazı evlerinde de bu tip bezemelerin varlığını göstermesi bakımından önemlidir. Duvar resmi höyüğün doğu yamacına yakın bir yerdeki çok odalı yapılardan birinde, ortadaki büyük odanın batı duvarına yapılmıştır, 130 x 90 cm lik bir alanı kaplamaktadır. Doğrudan çamur sıva üzerine yapılmış resmin konusu uzun boynuzlu bir hayvanın (olasılıkla geyik) çevresinde avlanan, dans eden farklı pozlarda 20 figür yer alır. Kırmızı, sarı, beyaz, siyah renkler kullanılmıştır. Hayvanın tamamı kırmızı olmakla birlikte boynuz ve burnunun ucunda kısmen sarı boya bulunmaktadır. Burnu ve ağzı doğal bir biçimde işlenmiş, Çatalhöyük teki gibi özellikle ağzı açık dili dışarda gösterilmiştir 73. Çanak çömleğin kullanılmaya başladığı ilk dönemden itibaren kimi kaplar çizi, kabartma veya boya bezeme ile süslenmiştir. Bu yolla bir yandan kapların görüntüleri güzelleştirilmiş, diğer yandan bazı düşüncelerin ifade edilmesi sağlanmıştır. Arkeolojik buluntular çanak çömlek üzerine uygulanan bezeklerle kimi düşüncelerin anlatımında dönem veya bölgelere göre farkı tercihlerin olduğunu ortaya koymuştur. Köşk Höyük çanak çömleğinde özgün 72 Hodder, 2006: Öztan, 2007:

34 22 bir grubu kabartma bezemeler oluşturur 74. Bu dönemde kabartmalı anlatımlar açısından Köşk Höyük şimdilik en fazla çeşitliliğe sahip yerleşim olarak görülmektedir. Köşk Höyük III. tabakasında kabartma bezekli kaplar hem sayısal fazlalığı hem de konularındaki çeşitlilik bakımından ayrıcalıklı durumdadır. Kaplar üzerinde dönemin insan aktiviteleri, hayvan ve bitkileri hakkında görsel bitkiler sunmaktadır. Bu kaplarda hayvanların yer aldığı sahnelerde evcil ve yabani birçok tür değişik biçimlerde gösterilir 75. Buna karşın çanak çömlek üstüne kabartma olarak yapılmış bezemelerde boğa ve geyik tercih edilen hayvanlar arasında yer alır. Özellikle hayvanların sadece başları betimlenmiştir. Çoğu örnekte hayvan başları kap gövdelerinin üst kısmına gelecek biçimde betimlenmiştir. Parça halinde korunmuş örneklerin ikisinde hayvan başları dikme biçiminde hazırlanmış zeminlere oturtulmuştur. Kapların boyun ve gövdesi üstüne yapılan dikmelere hem boğa hem de geyik başları uygulanmıştır. Geyik daima büyük boynuzları ile betimlenmiştir. En büyük geyik türü olan kızıl geyik (cervus elaphus) tipindedirler. Sadece boynuzları işlenmiş bir örnek dışında başlar doğal olarak verilmiştir. Bu durumda boğa ve geyik başları arasındaki tek fark dişi ve erkeklerin yer değiştirmesidir. Genel hatları ile boğalara benzer biçimdedirler. Yüzleri biraz daha uzun, burunları incedir. Kaplar üstüne tek veya karşılıklı olarak iki tane işlenirler. Bir kabın boynunda ise boğa betimlerinde olduğu gibi bir dikme üstüne yerleştirilmiş iki baş yer almaktadır. Altta geniş boynuzları ile bir erkek, onun üstündeki ise boynuzsuz olan bir dişi geyik ifade edilmiştir 76. Burada incelenen örnekler göz önüne alındığında boğa ve geyiğin salt bir hayvan betiminden çok, başka bir amaçla işlendikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda boğayı bir tanrı simgesi olarak değerlendirildiğinde bunun anlamı güç, aynı zamanda doyuran, çoğaltan ve ürün artırıcı olarak da tanımlamak gerekir. Geyik ise Anadolu toprakları için her zaman bir alternatif geçim 74 Öztan, 2002: Öztan, 2011: Öztan, 2011:

35 23 kaynağı olan avcılıkla beslenmenin bir simgesi olarak görülmektedir 77. Arkeolojik buluntulardan elde edilen bilgilere göre geyik, boğa ile beraber Anadolu nun en eski hayvanları arasında olup, aynı zamanda en eski kültlerinden birini teşkil etmektedir Kalkolitik Çağ Kalkolitik Çağ da geyik betimlemeleri sınırlı örneklerle karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde tasvirler, kapların boyun ya da omuz kısmına kabartma olarak yapılmaktadır. Kabartmalar dönem özelliği olarak kabın yüzeyine, kap fırınlanmadan önce aplike olarak yapıştırılmıştır. Çatalhöyük te duvarlardaki dikmelere ve sekiler üzerine sıralanmış boğa başları ve boynuzları, duvar resimlerinde boğa, geyik çevresindeki aktivitelerle ifade edilen bu düşünceler, bunların hemen arkasından gelen dönemde Köşk Höyük te çömlekler üstündeki kabartmalara aktarılmıştır. Bu özel anlam Kalkolitik Çağ da kaplar üzerindeki boya veya kabartma ile yapılmış bukranion larda ve Norşuntepe duvar resiminde de izlenebilir 79. Doğudaki yerleşim yerleri arasında önemli bir yere sahip olan Norşuntepe de büyük bir oda bir fresk bulunmuştur. Bu fresk üzerinde hayvan tasviri (olasılıkla geyik) betimlenmiştir. Bu duvar üzerinde bir de niş yer almaktadır. Bu yapının bir tapınak ya da oda olduğu kesinleşmemiştir 80. Geyik, kültünün Mezopotamya da Ubeyd kültürüne kadar gittiği görülmektedir. Tell Ubeyd e Ninhursag Tapınağı nda geyik tasvirleri bulunmuştur Öztan, 2011: Popko, 1995: Öztan, 2011: Popko, 1995: Heimpel, :

36 Erken Tunç Çağı Erken Tunç Çağı nda, yeni malzemelerin üretime katılması ile aynı anlayış farklı malzeme gruplarında ortaya çıkar. Boğa ve geyiğin şüphesiz birer tanrı simgesi olarak en anlamlı ifadeleri bu çağın sistrum, güneş kursları ve metal heykelciklerinde yer alır. Kurslarda boğa, geyik ve güneş üçü ya da ikisi birlikte gösterilirken, bu iki hayvanın tekil heykelcikleri de aynı düşünce sonucunda üretilmişlerdir 82. Geyik Alacahöyük te heykelcik olarak ve güneş kursları üzerinde görülmektedir. Alacahöyük te kral mezarlarında çıkan geyik ve boğaya ait kült eşyası geyik ve boğaya tapılmanın kaynağının çok eskilere dayandığını göstermektedir 83. Erken Tunç Çağı na ait bu mezarlarda bulunan standartlar geyiğin öneminin anlaşılmasını sağlamıştır. Burada bulunan kızıl geyik ve özellikle onların abartılı boynuzları ona tapınıldığını göstermektedir 84. Erken Tunç Çağın daki geyik standartları geyik kültü ile bağlantılı bulunmaktadır 85. Geyiklerin yer aldığı kurslar şüphesiz güneşin sembolüdür 86. Benzer kurs örneklerini Çankırı yakınlarındaki Balıbağ mezarlığında, Çorum yakınlarındaki Horoztepe, Oymaağaç ve Amasya yakınlarındaki Mahmatlar da görüyoruz 87. Horoztepe de bulunan Hatti sanatı ürünü sistrumlar üzerinde geyik tasvir edilmiştir. Bu sistrumlar müzik aleti olarak yorumlanmıştır. Bir sistrumun sapan şeklinde gövdesi ve sapı olan kenar çerçevelerinin üst köşeleri düz bırakılmış ve gövdenin ortasında yatay bir çubuğa geçirilmiş iki tane disk şeklinde levha yapılmıştır. Sistrumun gövdesine yönleri yukarıya doğru iki geyik ve iki kuş yerleştirilmiştir Öztan, 2011: Ertem, 1965: Collins, 2003: Collins, 2002: Koşay, 1951: Popko, 1995: Özgüç-Akok, 1958: 20.

37 25 Boğazköy de Aşağı Şehir de bulunan bir geyik figürini Hitit Çağı na tarihlenmekle birlikte Erken Tunç Çağı na ait Horoztepe ve Alacahöyük te bulunan eserlerle karşılaştırılmaktadır. Tarihlemesi Hitit Çağı na yapılmış ama Erken Tunç Çağı özellikleriyle öne çıkmaktadır. Figürin bronzdan, kalın boynuzlu ve bacakları küt olarak yapılmıştır 89. Standartların fonksiyonları ile ilgili birçok açıklama ve veri öne sürülmüştür fakat hiçbiri kesin doğruluk kazanmamıştır. Çoğu bilim adamı ya standartların, tanrıların sembollerini temsil ettikleri söylemişlerdir. Güneş kursunun kendisi, güneş tanrıçasını, boğanın fırtına tanrısını, geyiğin ise koruyucu bir tanrıyı temsil ettiği kabul edilmiştir. 90. Hitit Çağı nda geyikler için yapılmış ağıllar mevcuttur, bu duruma kanıt olarak ise Alişar ın III. (6M- 5M;12T) tabakasından çıkarılan bir kap üzerindeki sahne gösterilmektedir 91. Bütün bunlar, Asur Ticaret Kolonileri Çağı ve onun devamında Hitit Çağı inanç sistemi içinde Hava/Fırtına Tanrısı (Hititler de Teşup) ve Kırların Koruyucu Tanrısı (Hititler de D LAMA LíL) nın kutsal hayvanları oldukları bilinen boğa ve geyiğin inanç sistemine Neolitik Çağ dan aktarılmış elemanlar olduklarını göstermektedir Boehmer, 1979: Popko, 1995: 46., Frankfort,1996: Ertem, 1965: Öztan, 2011:

38 26 İKİNCİ BÖLÜM ARKEOLOJİK BELGELER IŞIĞINDA M. Ö. 2. BİNDE ANADOLU DA BULUNAN GEYİK TASVİRLERİNİN YER ALDIĞI ESERLER 2.1.ANADOLU DA GEYİK TASVİRLERİ M.Ö.2. Bin yıl ile birlikte en yüksek seviyesine ulaşan Anadolu ikonografisinde figürler arasında boğa ve geyik ön plana çıkmıştır. Metinlerden ve özellikle arkeolojik buluntulardan elde edilen bilgilere göre geyik, boğa ile beraber Anadolu nun en eski hayvanları arasında olup aynı zamanda en eski kültlerinden birini teşkil etmektedir. M.Ö. 3. Bin den Hitit İmparatorluğu nun sonuna ve ondan sonra da M.S. 3. yüzyıla kadar devamlı olarak Anadolu da bu kültün kalıntılarına rastlanılmaktadır. Geyik kültü Anadolu nun yerli kültüdür. Mezopotamya sanatında da Anadolu daki gibi çeşitli geyik tasvirlerini içeren eserler olmasına rağmen Mezopotamya panteonunda geyik üzerinde duran bir tanrı yoktur 93. M.Ö.2. Bin yıl kapsamında geyiğin ikonografik ve filolojik tanımını yapabiliyoruz. Asur Ticaret Kolonileri Çağı ile birlikte Anadolu da yazının kullanılması birçok tanrı ve tanrıça tipinin tanınmasının yanı sıra ve mitolojik alt yapının öğrenilmesine vesile olmuştur. M.Ö.2. Bin ile birlikte Anadolu tasvir sanatında arkeolojik eser yoğunluğunun artması ikonografik ögelerin görselliğini zenginleştirmiştir. Ayrıca Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan itibaren yazılı belgelerdeki dini tasvirler ve tanımlar tamamlayıcı bilgiler vermiştir. Neolitik Çağ dan itibaren Anadolu inanç sisteminde önemli bir yer tutan geyik, M.Ö. 2. Bin yılın başından itibaren tasvir için en uygun ortamı sağlayan mühür yüzeylerinde yer almaya başlamıştır. Anadolu da M.Ö. 3. Binin ikinci yarısında yüksek bir seviyeye ulaşmış olan yerli sanat, Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda aldığı yeni aşı ile M.Ö. 16 yüzyıldan itibaren parlak eserler vermeye 93 Ertem, 1965: 132.

39 27 başlayan Hitit sanatına sağlam bir zemin hazırlamıştır 94. Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda av sahneleri tasvirlerin gerek işlendikleri yüzey, gerekse içerdikleri konu bakımından çeşitlenmiştir. İşlenen konular oldukça geniş bir yelpazeye sahiptirler. Bu konular arasında, geyik avı da bulunmaktadır. Bunların yanı sıra av, savaş ve koruyucu tanrılar da betimlenmiştir. Av sahneleri çok çeşitli ve kalabalık olarak işlenmiştir. Özellikle mühürler üzerinde ana tema olarak işlenen konuları; aslan avı, avcının aslan avı, mitolojik kahramanların aslan avı, çeşitli hayvanlar arasında aslan avı, tanrı huzurunda aslan avı, doğada aslan avı, ceylan avı, geyik avı, sığır avı, antilop avı olarak gruplandırabiliriz. Geyik avı sahneleri Neolitik Çağ da Çatalhöyük duvar resimlerinden başlayarak Alacahöyük ortostatlarına gelinceye kadar devam etmiştir 95. Önceleri geyik tasvirlerinin anlamları üzerinde gereği kadar durulmamıştır. İlk olarak, St. Przeworski bu geyik tasvirlerin kutsal olduğunu ve kültteki yerini ortaya koymuştur 96. K. Bittel, Alişar IV. (Demir Çağı) tabakasında geyik tasvirli bir krater parçasın (keskin kenarları düzeltildikten ve asılabilmesi için delindikten sonra) amulet olarak kullanıldığını, yani geyiğin dini anlamından yararlanıldığı, açık olarak, ortaya koymuştur. Nimet Özgüç ise Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan Hititlere geçen tanrılardan biri olan Kırların Koruyucu Tanrısı nın alametlerinden birinin geyik olduğunu belirtmektedir 97. Bu bağlamda M.Ö.2. Bin Anadolu Tasvir sanatında geyiğin yer aldığı eser gruplarını dönemlerine göre aşağıdaki sıralayabiliriz: 94 Özgüç, N., 1965:3. 95 Ünal, 2007b: Przeworski, 1940: Özgüç, T.,1978: 47.

40 Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda Geyik Tasvirleri Geyik Boğazköy mühür baskılarında yazı elemanı olarak, Kültepe mühür baskılarında ve Hitit Çağı na ait bazı mühür üzerinde tanrının hayvanı olarak tasvir edilmiştir 98. Mühürler ve mühür baskıları Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy, Konya-Karahöyük ve Adana gibi önemli merkezlerde karşımıza çıkmaktadır. Bu döneme ait konularına ve tiplerine göre sınıflandırılmıştır. Dönemin geyik tasvirlerinin çoğunluğu mühürler ve mühür baskıları üzerinde mevcuttur. Dolayısıyla bu eser grubu ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Asur Ticaret Kolonileri Çağı na ait ikinci eser grubu mühürlerden sonra kurşun figürün ve taş kalıplardır. Asur Ticaret Kolonileri Çağı nın erken safhasını temsil eden Kaniş-Karumun un II. katında ve Boğazköy ün, Acemhöyük ün, Alişar ın Karum un II. katı ile çağdaş katlarında açığa çıkartılan kurşun figürinlerin ve taş kalıpların sayısı oldukça fazladır. Bunlar, mühürlerde olduğu gibi, motifleri ve üslupları bakımından çeşitlilik göstermektedir. Bu eserlerin de muhtelif tanrı tiplerini veya karışık varlıkları tasvir etmektedir 99. Ayrıca bir örnekle temsil edilen pişmiş toprak kap üzerinde de görülmektedir. Bu döneme ait Kaniş-Karumun un II. Katında ve Boğazköy de bulunan üç kalıp, kompozisyon şemaları ve üslup bakımından birbirlerine çok yakın oldukları için aynı grupta ele alınmışlardır. Onları birleştiren ilk unsur, dört ayaklı hayvanlar cinsinden iki hayvan (geyik), baş başa vermek suretiyle, yarım çerçeve şeklinde bir kaide meydana getirmişlerdir. Çıplak olarak ve cepheden gösterilen insan Boğazköy de bir kadın, Kültepe, Yale kalıplarında da birer erkek kaide üzerinde, ayakta durmaktadır. Kollarını havaya kaldırmış olan bu tasvirler dört ayaklı hayvanlar cinsinden birer hayvan kavramışlardır. Her üçünün de de ortak betim hayvanlara hakimiyet olanağını, açıkça 98 Ertem, 1965: Emre, 1971: 55.

41 29 göstermektedir 100. Bu figürlerin enine yivlerle bezeli sivri bir külahla tanrılık vasfı, iri göğüslerle dişilik ve takke biçimli başlıkla da tanrıçalık vasfı ortaya konulmuştur. Kalıplardaki hayvanlar da, aynı şekilde şematik olarak yapılmıştır. Dört ayaklılar cinsinden olan bu hayvanların ancak, iki ayakları görülmektedir. Çünkü bunlar tam profilden tasvir edilmişlerdir. Gövde uzunca bir hatla, baş ile kuyruk kısa, bacaklar da orta uzunlukta ve daima aynı kalınlıktaki çizgili hatlarla yapılmıştır. Ancak hakim olanın hep aynı tipi tasvir ettiği söylenemez. Kaniş Karum unun Ib katında bulunmuş olan bir damga mühürde bir insan, hayvanlar hakimi olarak tasvir edilmiştir. Bu mühre dayanarak kalıplardaki motifin Asur Ticaret Kolonileri Çağı nın geç safhasında da yaşamaya devam ettiği görülmektedir 101. Bu kalıplara değinmemizdeki amaç tanrı ve tanrıçaların üzerinde durdukları hayvanların geyik olma olasılığınının yüksek olmasındandır. Çünkü üzerinde durdukları hayvanlar boynuzlu olup boynuzları da çatallıdır. Ayrıca hayvanlar üzerinde tasvir edilen tanrı ve tanrıçaları elinde hayvan tutmaları mühürlerdeki geyik üzerinde duran Kırların Koruyucu Tanrısı tasvirine benzemektedir. M.Ö.2. Bine tarihlenen Anadolu da bulunan Suriye kökenli silindir mühür ve baskılarında geyik tasvirler yer alır. Bunlara baktığımızda Besni (Pınarbaşı Köyü) mühründe tapma sahnesinin üst kısmında yatan bir çift geyik betimlenmiştir. Konya-Karahöyük te mitolojik sahne içinde otlayan geyik, Tilmen Höyük te mitolojik sahnede geyiğe arkasından saldıran arslan, Hatay çevresinde bulunan mühürde tapma sahnesinde bir figür boynundan tuttuğu geyiği karşısındaki kişiye sunmaktadır 102. Bu mühürlerdeki tasvirler Suriye Üslûbunda yapılmışlardır. 100 Emre, 1971: Emre,1971: Erkanal, 1993:

42 Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Damga Mühürler ve Baskıları Üzerinde Geyik Tasvirleri Bu döneme ait damga mühürlerde ve baskılarında yer alan geyikleri konulara ve betimlere göre tasnifleyebiliriz: Hayvanlar Arasında Geyik Asur Ticaret Kolonileri Çağı nın damga mühürlerinde çok sayıda hayvan tasviri yer almaktadır. Acemhöyük` ten bu gruba giren üç örnekten ilkinde üst üste sıralanan balık, aslan ve geyik tasviri vardır. Geyik başını aslana doğru çevirmiştir. Arslan ve geyiğin tasvir tarzı Kültepe de Ib katında ve onunla çağdaş şehirlerde bulunmuş olan mühürlerdeki tasvirlerden farklıdır. Acemhöyük mühründe hayvanların vücut kısımları ayrı ayrı işlenmiştir. Nimet Özgüç ün vurguladığı bu özellik, aslanının yelesinde, geyiğin boyun kısmında ve sağrısında, çok iyi, görülebilmektedir 103 (Levha 1. 1) Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Geyikli tanrı Asur Ticaret Kolonileri Çağı nın Anadolu grubuna giren silindir mühür baskılarında sıkça rastlanan Kırların Koruyucu Tanrı sının, damga mühürlerde de tasvir edildiği Acemhöyük baskısı göstermektedir. Çeşitli baskılarına sahip olduğumuz bu mühürde, Tanrı dağ koyunu üstünde oturan tanrıça ile beraber tasvir dilmiştir. Anadolu grubundaki mühürde tanrının alametlerine geyik, tavşan, kuş ve bir de eğri pala eklenmiştir 104 (Levha 1. 2). 103 Özgüç, N., 1968: Özgüç, N., 1977: 372.

43 Av Hayvanı Olarak Geyik Boğazköy de bulunmuş olan damga mühür baskısının yüzeyi 3 sıra iç içe çemberle çevrilmiştir. Merkezde kuş-adam bulunmaktadır, gagasıyla kulakları olan, sanki koyuna benzeyen bir hayvanla karşılıklı olarak durmaktadırlar. Mührün ikinci tasvir alanında ise sürü avı olduğu düşünülen bir sahne bulunmaktadır. Geyik, sığır gibi büyükbaş hayvanlar yürür vaziyettedir, arkalarından avcı yayını gerip oklarını fırlatmaktadır. Avcının sadece ayakları ve yayı görülmektedir. Elinde kuş tutan bir tanrı görülmektedir 105 (Lev.2.1 ) Doldurma Motifi Olarak Geyik Boğazköy de bulunan bu mührün ortasında geyik tasvir edilmiştir. Geyiğin etrafı ise çentikli, merdiven şeklinde bantla çevrelenmiştir. Mühürde geyiğin boynuzlarının betimlendiği alanın bir kısmı kırıktır 106 (Lev.2,2A,2B). Konya-Karahöyük teki bulla üzerinde yuvarlak bir damga mühür baskısı, ortasında bir geyik başı tasvir edilmiştir. Buradaki geyik başı belki mühür sahibinin adını ifade ediyordu 107 (Lev.3. 1,1A). Alişar da bulunan damga mühürde ise kavisli boynuzları ile geyik veya antilop ile süslenmiştir. Naturalist bir sahnenin yer aldığı bu mühür Alişar III. seviyede bulunmuştur. Bu mühür Kuzey Mezopotamya da Cemdet Nasr Dönemi seviyeleri ile çağdaştır Beran, 1967: Güterbock, 1987: Alp, 1972: Özgüç, N.,1959: 48.

44 Silindir Mühürler ve Baskıları Üzerinde Geyik Tasvirleri Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Acemhöyük, Kültepe ve Amasya müzesinde bulunan bu gruba giren ve aynı konunun işleşlendiği toplam onbir adet silindir mühür ve baskı örneği vardır. Acemhöyük` teki Anadolu grubundaki silindir mühür baskılarının çok sahneli olanları içinden seçilmiş bir örnekte birinci sahnede, bütün alametleri ile yani geyiği, tavşanı ve kuşu ile gösterilen Kırların Koruyucu Tanrısı nın huzurunda aynı kıyafette bir figür tasvir edilmiştir. İkinci sahnede, masaaltarın önünde Koruyucu Tanrıça; üçüncü sahnede ise boğasının başı ve yuları korunmuş olan Hava Tanrısının huzurunda bir figür yer almıştır 109 (Lev.3. 2). İlk örnekteki mühür baskısında iki sahne betimlenmiştir. Birinci sahnede; oturan, tahtının arkasında balık bulunan tanrıya gelen Koruyucu Tanrı tasvir edilmiştir. İkinci sahnede ise içinde bizon-adam bulunan dört köşeli bir kaidenin üstündeki sırtı konili boğanın ve sağ elinde gürz, sol elinde bumerang tutan boğa üzerindeki Hava Tanrısının huzurunda, geyik üzerinde duran, sağ elinde kartal ve tavşan, sol omzunda eğri silah tutan Av Tanrısı tasvir edilmiştir 110 (Lev.4. 1). İkinci örnekte geyik, antilop, aslan, maymun gibi hayvanlar ve kuşlar arasında, aslan avlayan kahraman tasvir edilmiştir 111 (Lev. 4.2,2A). Üçüncü örnekte tanrılar alayı geyik üstünde, sağ elinde kartal tutan Av Tanrısı, boğa üstünde sol eliyle yuları tutan Hava Tanrısı, sırtında oklu koni bulunan boğanın üstünde, sağ elinde yuları tutan ve başı hizasında yağmur 109 Özgüç, N., 1977: Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 1965: 43.

45 taneleriyle bulut bulunan Hava Tanrısı; aslan üzerinde Savaş Tanrısı tasvir edilmiştir 112 (Lev. 5.1,1A). Dördüncü örnekteki baskıda yine tanrılar alayında sağrısında mızrak ve oklarla donanmış, koni oturtulmuş boğanın üstünde sağ elinde kadeh, sol omzunda gürz tutan, sağ ayağını boğanın başına, solunu sırtına basan hava tanrısı; geyik üstünde sol omzunda eğri silah, sağ elinde tavşan tutan Av Tanrısı: oturan domuzun üstünde duran, sol omzunda gürz, sağ elinde hançer tutan iki yüzlü Usmu, boğa üstünde sağ elindeki kadehi ağzına doğru götüren Hava Tanrısı bulunur. Tanrının eli hizasında arma şeklinde kartal arkasında antilop ve hayvan başı, boğa ile domuz arasında baş aşağı maymun, Usmu ile Av Tanrısı arasında yüzü koyun yatmış bir hayvan yer almaktadır 113 (Lev. 5.2,2A). Beşinci örnekte geyik üstünde, sol elinde gagası ile bir yılanı yakalamış olan kuşu tutan çıplak tanrıça, dik kalkmış antilop, arkası üstü yatan, bir yılanı yakalamış olan kuşu tutan çıplak Tanrıça, dik kalkmış antilop arkası üstü yatan, adama basıp, burnuna bağlı ipi sol eliyle tutan Tanrı; başı hizasında bir küçük hayvan yer almaktadır 114 (Lev. 6.1,1A). Altıncı örnekte geyik üstünde, sağ elinde kuş(kartal), solunda silah tutan tanrı, karşısında kusarikku üstünde tanrı, aralarında baş aşağı düşen insan, oturan maymun, dik oturan hayvan, geyikli tanrının arkasında dik kalkmış aslan, domuza benzer küçük hayvan tasvir edilmiştir 115 (Lev. 7.1,1A ). Yedinci örnekte tanrıların karşılaşması sahnesi işlenmiştir. Hava Tanrısı sol tarafta, ileri uzattığı sol elinde gagası ile yılan yakalamış bir kartal ve tavşan sağında hayvanın burun halkasına bağlı yuları yutan ve yatan geyik üstündeki çıplak tanrıça; sol elinde kadeh sağında üstünde ayakta 112 Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 1965: Özgüç-Tunca, 2001:

46 34 durduğu ve arkası üstü ayaklarını yukarı kaldırmış adamın burun halkasına bağlı yuları tutan tanrı betimlenmiştir 116 (Lev.7.2,2A). Sekizinci örnekte Tanrılar alayı; sırtlarında oklu koni bulunan boğa üstünde, sağ eliyle ayaklı kadehle yular, sol omzunda balta tutan Hava Tanrısı ve aslan üstünde olması gereken sağ elinde kadeh, sol omzunda balta tutan ve önünde antilop bulunan Savaş Tanrısı var. Bu tanrının arkasında sağ elinde kartal, sol omzunda eğri silah olan geyik üzerinde takkeli Av Tanrısı var. Bu tanrının arkasında; boğa üzerinde bir elinde kadeh bir elinde boğanın yuları olan Hava Tanrısı var. Hava Tanrısının önünde hilalli bir kurs ve iri bir kuş var. Tanrıların kıyafetleri aynı ve ileriye uzattıkları bacakları açık yapılmış 117 (Lev.8.1). Dokuzuncu örnekte silindir mühür üzerinde pastoral bir sahne yer almaktadır. Mühür sahnesinde en iyi korunmuş olan betim bir geyiğe aittir. Geyiğin sağ tarafında kanatlı karışık bir yaratık olduğunu düşündüğümüz figür, belki de doğayla ilgili bir çeşit tanrı/tanrıçayı temsil etmektedir. Sahne üzerinde ayrıca, geyik ile bu tasvir arasında astral bir simge ya da bir çeşit süsleme motifi bulunmaktadır. Söz konusu silindir mühürdeki geyik betimi ise, alışılmış Koloni Çağı örneklerinden oldukça farklıdır 118 (Lev. 8.2A,2B). Tanrılar alayı, soldan sağa: Sağ elinde hançer, solunda topuz tutan domuz üstünde iki yüzlü tanrı (Usmu), önünde baş aşağı gösterilmiş koşan ceylan; önünde sıçrayan ceylan bulunan boğa üstünde sol eli kadehli sağ elinde yular tutan Hava Tanrısı; iki hayvan başı; önünde sıçrayan ceylan bulunan, sağrısına kanatlı kapı veya mabet, çömelen boğa üstünde sağ elinde kadeh solunda balta tutan Hava Tanrısı: Maymun; geyik üstünde sağ elinde kuş sol omzunda eğri silah Kırların Koruyucu Tanrısı, iki hayvan başı 116 Özgüç -Tunca, 2001: 60, Özgüç, N., 1965: Alparslan, vd., 2010: 93.

47 yer alır. Grubun altında arslan ve ceylanlardan oluşan friz bulunur 119 (Lev.9.1,1A) Av Hayvanı Olarak Geyik Bu gruba giren toplam iki örnek vardır. Bunlardan bir tanesi Konya- Karahöyük de diğeri ise Kültepe de ele geçmiştir. Konya-Karahöyük deki mühürde Ön Asya gliptiğinde nisbeten az rastlanan av sahnesinin tasvir edildiği eserde iyi bir işçilik görülmektedir. Fazla kalabalık olmayan sahneye figürler ölçülü olarak yerleştirilmiştir. Sahneyi teşkil eden unsurlar, avcı aslan, geyik ve antilop veya dağ koyunundan ibarettir. Farklı cins hayvanların yer almasıyla burada bir kır manzarası sağlanmışsa da, bu manzarayı tamamlayacak ağaç veya herhangi bir bitkisel motife yer verilmemiştir. Avcı ok ve yayla donanmış olup, yayını germe anında temsil edilmiştir. Kısa bir etekliği, uçları yukarı kıvrık ayakkabıları vardır. Başı açık olup, saçları ensesinde geniş bir topuz halinde toplanmıştır, okunu geyiğe doğru yöneltmiştir 120 (Lev.9. 2,2A). Eski Anadolu üslubundaki Kültepe den bilinen ikinci örnekte ise geyik avı sahnesi işlenmiştir. Sahnenin iki yanında rkalarında sırt sırta simetrik iki geyik duran birer ağaç bulunmaktadır. Ortada iki elinde tuttuğu mızrakları sağ ve solundaki başlarını geriye çevirmiş geyiklerin boyunlarına saplayan kısa etekli avcı ve soldaki geyiğin boynunu gagalayan bir kuş görünmektedir 121 (Lev.10.1,1A). 119 Özgüç, N., 2006: Özgüç, T.,1949: Özgüç, N.,2006: 35.

48 Mitolojik Sahneler de Geyik Bu gruba giren bu dönemde toplam beş örnek vardır. Bunlardan tamamı Kültepe Kaniş Karum undan ele geçmiştir. İlk örnekte tahtının içinde, altında ve sağında balık bulunan, keçi balığa basan ve sağ elinde kulplu fincanla hydria dan çıkan kamışı tutan Ea nın huzurunda: İbrik sunan, kısa etekli, diz çökmüş adam, aslan, geyik, ceylan yanında mızraklı, elbiseli avcı yer almaktadır 122 (Lev.10. 2,2A). İkinci örnekte uzun elbiseli bir adamı karnından hançerleyen kahraman ve aslanın hücumuna uğramış geyik tasvir edilmiştir 123 (Lev.11.1,1A). Üçüncü örnekte ceylan üstünde oturan, sağ omzunda, balta, sol elinde kadeh ve önündeki hydria` dan çıkan kamışlardan birini tutan tanrı; aslan, geyik, domuz, maymun, kuş balık gibi hayvanlar arasındadır. Kadehinin üst tarafında hilalli kurs yer alır 124 (Lev. 11.2,2A). Dördüncü örnekte avlanan aslan, koşan bir geyiğin başını ısıran ve ön ayakları ile boynunu pençeleyen aslan tasvir edilmiştir 125 (Lev.12. 1,1A). Son örnekte ise yüzü koyun üst üste yatan üç adam başı geriye dönük dik kalkmış aslan ve ceylan, geyiğe arkadan saldıran dik kalkmış aslan tasvir edilmiştir 126 (Lev.12.2,2A) Tapma Sahneleri nde Geyik Bu gruba giren bu dönemde toplam üç örnek vardır. Bunların tamamı Kültepe Kaniş Karum undan ele geçmiştir. 122 Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 1968: Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 2006: Özgüç, N., 2006:

49 37 İlk örnekte yatan, başını geriye çevirmiş ceylana karşılıklı olarak saldıran iki aslandan soldakinin sağrısına sol ayağı ile basan çömelmiş kısa etekli avcı mızrağını hayvanının sırtına saplamaktadır. Sağdakinin üzerinde yatmış geyik ve onun üstünde küçük gaga ağızlı testi tutan maymun; arada sağ ön pençesini kaldırmış ve boğanın boynuzunu ısıran küçük aslan, kuş ve üç hayvan başı yer almaktadır 127 (Lev.13. 1,1A). İkinci örnekte iki sahne işlenmiştir. İlk bölümde tapma sahnesi işlenmiştir. Hilalli güneş kursunun altında, hafif arkalıklı tahta oturup sağ elinde bir kap tutan tanrıya Lama korumasında iki tapan yer alır, arkadakini Lama elinden tutup getirir ve küçük çıplak adam yer alır. İkinci bölümde de tapma sahnesi işlenmiştir. Sola doğru yatmış ceylanın üstünde dik kalkmış geyiğe küçük tapan betimlenmişir 128 (Lev.13. 2,2A). Üçüncü örnekte ise tapma sahnesi: Şilteli tabureye oturup sağ elini yukarı kaldıran dizinin üstü kuşlu tanrıya geyik sunan kısa etekli tapan yer almaktadır 129 (Lev.14.1,1A) Pişmiş Toprak Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Hydria Üzerinde Geyik Tasviri Kaniş Karum da bir Hydria nın omzu üzerinde, tasvir edilmiş geyik, önündeki kutsal ağıla doğru ilerlemektedir. Ana geyiğin üstünde, başını arkaya çevirmiş, fakat çok silinmiş bir geyik yavrusu, güçlükle de olsa, görülebilmektedir. Bu sahnede geyik ağaç dallarına benzeyen motifler arasındadır. Bu, Acemhöyük te Nimet Özgüç tarafından keşfedilmiş olan boya ile süslü banyo kabının verdiği bilgileri doğrulayan ilk buluntudur. Bu çağda Anadolu`da bir vazo üstünde geyik resmine ilk defa rastlanmaktadır. 127 Özgüç, N.,2006: Özgüç, N.,2006: Özgüç, N.,2006: 142.

50 38 Buradaki kutsal ağıl, Cemdet Nasr Çağı silindir mühürlerindeki ağılları hatırlatmaktadır. T.Özgüç, Anadolu da bu geleneğin uzun zaman devam ettiğini ve Demir Çağı stilize geyik tasvirlerinin bu köke dayandığını ve kutsal olarak düşünüldüğünü söyler 130 (Lev.15. 1,1A) Hitit Çağı nda Geyik Tasvirleri Mühürler üzerindeki geyik tasvirlerini, Hitit kabartmaları ve mühürleri yardımıyla Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan, Hitit Çağı görsel sanatlarına geçmiş ve bazen kırlarda avcıların koruyucu tanrısı olarak Av Tanrısı ya da Kırların Koruyucu Tanrısı olarak adlandırılmıştır 131. Tasvirli sanatta avcılıkla ilgili en zengin malzeme, Alacahöyük kabartmaları, Kınık Gümüş Kâsesi üzerindeki av tasvirlerinden 132 ve Selimli Vazosu ndan 133 gelmektedir. Burada ok ve mızrak kullanılarak avlanan hayvanlar arasında yaban geyiği ve yaban domuzu vardır ve av köpeğinin insana yardımcı olduğu gözlemlenmektedir. Av silahı olarak ok, mızrak, kılıç ve bıçak kullanılıyordu. Anadolulu avcılar "avcı ağı" (aggati-) ve av çukurları gibi teknikleri, olasılıkla Mezopotamya dan öğrenmişlerdi 134. Geyik, Alacahöyük ve Malatya kabartmalarında av sahnelerinde, Alacahöyük, Karkamış ve Zincirli kabartmalarında yabani hayvanlarla birlikte ve yalnız olarak, Yeniköy ve Malatya kabartmalarında tanrı hayvanı olarak tasvir edilmiştir Özgüç, T.,1978: Alparslan, vd. 2010: Emre, 2002: Muscarella, 1974: Ünal, 2005: Ertem, 1965: 132.

51 Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Bu dönemdeki mühürleri Asur Ticaret Kollonileri Çağı mühürlerinden ayıran özellik mühürler üzerinde geyiğin hiyeroglif işareti olarak kullanılmasıdır Damga Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Libasyon Sahneleri nde Geyik Damga mühürlerde bu gruba giren bu dönemde üç mühür baskısı vardır. Bu mühürler Boğazköy de Nişantepe arşivinde bulunmuştur. İlk örnekte solda çift başlı kartalın üzerinde duran uzun mantolu ve koruma etekli bir erkek figürü ayakta durmaktadır. Kafasında bir boynuzlu şapkası vardır. Sol elinde bir testi tutmaktadır ve bu testiyle ayaklı bir şeyin üzerinde duran kaba sıvı dökmektedir. Bu figürün karşısında geyik durmaktadır. Bu da figürün geyiğe libasyon yaptığını göstermektedir. Figürlerin arasında iki ismin hiyeroglifi yer almaktadır. Bu hiyerogliflerin ikinci grubu geyik boynuzundan oluşmaktadır 136 (Lev.16. 1,1A,1B). İkinci örnekte ortada libasyon sahnesi ve tasvirin solunda kafasında boynuzlu başlığı ve üzerinde mantosu olan bir erkek figürü yer almaktadır. Sağ elini selam verir pozisyonda uzatmıştır. Sol elinde libasyon testisi vardır ve bu testiyi dökmek üzere aşağı doğru çevrilmiştir. Bu figürün karşısında bir geyik yer almaktadır. Erkek figürü geyiğe libasyon yaparken betimlenmiştir. Geyiğin bacakları arasında ayak biçimli hiyeroglif yer almaktadır 137 (Lev.16. 2). Üçüncü örnekte ise tasvirin ortasında geyik ve önünde duran koruma etekli bir erkek figürü yer almaktadır. Figürler ve işaretler oldukça yassı ve 136 Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: 153.

52 linear (geyik vücudu hariç) baskı oldukça büyüktür. Bu da mühür sahibinin yüksek makamlı olduğunu işaret etmektedir 138 (Lev. 17.1,1A) Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Bu gruba giren bu dönemde Boğazköy de Nişantepe arşivinde bulunmuş toplam beş örnek vardır. İlk önekte mühür bir bantla çevrelenmiştir. Mühürde geyik üzerinde duran Kırların Koruyucu Tanrısı, başında yüksek koni biçimli başlığı ile çıplak olarak betimlenmiştir. Tanrı sağ kolunu yukarı kaldırmış ve elinde ucu kıvrık asa tutmaktadır. Sol kolunu ise öne doğru uzatmış ve elinde kuş tutmaktadır. Tanrının sağ ve sol tarafı hiyerogliflerle çevrelenmiştir. Mührün üst kısmında yer alan kanatlı güneş kursu sahneyi kaplamaktadır 139 (Lev. 17.2,2A). İkinci mühürde geyiğin üzerinde ayakta duran oldukça şematik Kırların Koruyucu Tanrısı iki rozet ile çevrelenerek betimlenmiştir. Geyiğin altında bir rozet ve küçük bir üçgen bulunmaktadır 140 (Lev.17. 3,3A).Üçüncü örnekte ortada geyik (?) üzerinde duran uzun elbiseli bir tanrı yer almaktır 141 (Lev. 18.1,1A). Dördüncü mühür üzerindeki tasvirde geyik üzerinde duran Kırların Koruyucu Tanrısı, başında yüksek koni biçimli boynuzlu başlığı ve üzerinde uzun elbisesi bulunmaktadır. Sağ elinde bir asa tutmaktadır. Uzatmış olduğu sol kolunun üzerinde hiyeroglifler yer almaktadır 142 (Lev.18. 2,2A).Beşinci mührün üzerindeki tasvirde ise geyiğin üzerinde uzun elbiseli bir tanrı elleri 138 Herbordt, 2005: Herbordt, vd., 2011: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: 146.

53 kutsal jest pozisyonunda tutmaktadır. Tasvirin üst alanında bir hiyeroglif yer almaktadır 143 (Lev.18. 3,3A) Diğer Sahnelerde Geyik Diğer sahneler kendi içine iki gruba ayırabiliriz bunlar: Mühürlerde geyik tek başına bir doldurma motifi olarak ve sadece başı ya da tam olarak tasvir edilmiştir. İkinci gruba giren tasvirlerde ise geyik insan figürleri ve hayvanlarla betimlenmiştir. İlk gruba giren mühürler toplam on üç adettir ve bunlar Boğazköy de bulunmuştur. İlk örnekte mührün ortasında geyik kafası sağ boynuzunda bir diken görülmektedir. Geyiğin kafası plastik ve linear biçimlidir. Mühürde çeşitli hiyeroglifler yer almaktadır ve etrafı oldukça detaylı bir şekilde kura dekoruyla çevrelenmiştir. Mühür üzerindeki betimler kral mühürlerinin üzerinde de bulunmaktadır 144 (Lev. 19.1,1A). İkinci mühürde ortasında bir geyik başı tasvir edilmiştir. Geyik başının üzerinde ters U şeklinde bir işaret ile solda ve sağda hiyeroglifler yer almaktadır 145 (Lev.19. 2,2A). Üçüncü mühürde 180 derece döndürülmüş üçgen ve geyik kafası vardır. Sağda başka iki tane üçgen, bir rozet ve bir frag işareti ve bu işaretin üzerinde iki dikey çizgi bulunmaktadır 146 (Lev.19. 3,3A). Dördüncü mührün ortasında yukardan aşağıya doğru hiyeroglifler (zu( wa), bir geyik başı ve ti işareti vardır 147 (Lev.20. 1,1A). 143 Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: 235.

54 42 Beşinci mühür oldukça derin kazılmış tasvirli, yukarısında ayakta duran sırtında yatay çizgileri olan boynuzlu bir geyik ve çeşitli lejantlar yer almaktadır 148 (Lev.20. 2,2A). Altıncı mührün ortasında ayakta bir geyik durmaktadır. Geyiğin sırtının üzerinde ayak işareti yer almaktadır. Geyiğin sağ ve sol tarafını çevreleyen hiyeroglifler bulunmaktadır. Mührün üst kısmında yer alan kanatlı güneş kursu sahneyi kaplamaktadır 149 (Lev.20. 3,3A). Yedinci mühür üzerinde Hitit Büyük Kral mühülerinin tipik simgesi olan kanatlı güneş kursu Labarna unvanı ve Kurunta ismi yer almaktadır 150. Ortada ayakta duran bir geyik onun üzerinde ayak işareti bulunmaktadır. Geyiğin sağ ve sol tarafını çevreleyen hiyeroglifler bulunmaktadır 151 (Lev.21.1,1A). Sekizinci mührün ortasında ayakta bir geyik durmaktadır. Geyiğin sırtının üstünde yukardan aşağıya doğru hiyeroglif işareti bulunur 152 (Lev.21. 2,2A). Dokuzuncu mührün ortasında ismin bir parçasını oluşturan geyik durmaktadır. Geyiğin sırtının üstünde ismin diğer hiyeroglif işaretleri yer almaktadır 153 (Lev. 21.3,3A). Onuncu mührün ortasında ayakta duran bir geyik ve boynuzunda bir diken bulunmaktadır. Ön bacağının altında hiyeroglif işareti yer alır 154 (Lev.22. 1,1A). On birinci örnekte mührün ortasında ayakta bir geyik tasvir edilmiştir. Bu geyiğin sırtının üstünde ayak işareti altında ise bir yuvarlak küre yer almaktadır 155 (Lev.22. 2,2A). On ikinci örnekte mührün ortasında ayakta duran bir geyik tasvir edilmiştir. Geyiğin solunda ve sağında hiyeroglif yer 148 Beran, 1967: Herbordt, vd., 2011: Dinçol - Dinçol, 2005: Otten, 1987: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005:145.

55 almaktadır 156.(Lev.22. 3,3A). Son örnekte ise üst tarafında rozet onun altında ise ayakta duran bir geyik betimi yer almaktadır 157 (Lev.23. 1,1A) Silindir Mühürler Üzerinde Geyik Tasvirleri Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Bu gruba giren bu dönemde üç örnek vardır. Boğazköy de Nişantepe arşivinde bulunmuşlardır. İlk örnekte ortasında bir geyiğin üzerinde uzun mantolu bir erkek figürü ve bir tanrı karşı karşıya durmaktadır. Sol taraftaki figür çift başlı kartalın üzerinde durmakta ve mantonun haricinde boynuzlu başlığı ucu kıvrık ayakkabı giymiştir. Bu figür elleri libasyon yapar şekilde tutmaktadır. Sol elin üzerinde üçgen ve hiyeroglif durmaktadır. Geyiğin üzerindeki Kırların Koruyucu Tanrısı etek giymiş ve kalçasında yarımay biçimli kabzası olan bir kılıç tutmaktadır. Sağ eli libasyon biçiminde kalkmış ve sol eli ise göğüs hizasında yukarıya doğru kıvrılmış yamuk asanın ucunu tutmaktadır. Yukarıya kaldırmış olduğu elin üzerinde U biçimli işaret bulunmaktadır 158 (Lev.23. 2,2A,2B). İkinci örnekte mührün ortasında bir geyiğin üzerinde duran Kırlarının Koruyucu Tanrısı ve ona doğru yürüyen uzun mantolu bir erkek figürü ve tanrı ile karşı karşıya durmaktadır. Soldaki figür mantonun dışında kıvrık uçlu ayakkabı giymiştir. Bu figür elleri libasyon yapar şekilde tutmaktadır. Geyiğin üzerindeki tanrı etek giymiş ve sırtında ucu kıvrık bir asa durmaktadır. Sağ eli libasyon biçiminde kalkmış, sol eli ise göğüs hizasında yukarıya doğru kıvrılmış eğik asanın ucunu tutmaktadır 159 (Lev.23.3,3A). 156 Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005:207.

56 44 Son örnek ise iki libasyon sahnesinden oluşmaktadır. Sağda yatan bir geyik üzerine kurulmuş oturan bir tanrı sol eliyle omzuna bir asa yaslanmakta sağ eli selama kalkmış durumunda sol elinin üzerinde hiyeroglif vardır. Kırların Koruyucu Tanrısı ve onun karşısında uzun mantolu ucu kıvrık ayakkabılı, boynuzlu şapkalı başka bir tanrı yer almakta bu tanrının elleri kutsal jest şeklinde tutmaktadır. İkinci grup sol tarafta yatan atiloplar üzerinde oturan sivri sağa doğru uzanan başlıklı oturan tanrı betimlenmiştir. Sağ elini selama kaldırmış sol elinde ise ucu kıvrık bir asa tutmaktadır, muhtemelen bu figür geyiğin üzerinde oturan tanrının eşi Ala dır. Bu kadın figürünün karşısında etekli boynuz şapkalı ve omuzunda yay bulunan bir figür yer almaktadır 160 (Lev.24.1,1A,1B) Av Hayvanı Olarak ve Hayvanlar Arasında Geyik Bu gruba giren bu dönemde iki örnek vardır. Boğazköy de Nişantepe arşivinde bulunmuşlardır. Tasvirde kompozisyonun ortasında boynuzlu başlıklı ve koruma etekli sağa doğru dönmüş ok taşıyan sol elinde mızrak tutan bir avcı arkasında bir sığır üzerinde geyik boynuzu bulunmaktadır. Sol tarafın sonunda başka bir hiyeroglif grubu yer alır. Üzerinde bir eşek kafası ve okçu önünde aynı hiyeroglif grubu bulunmaktadır 161 (Lev.24. 2,2A,2B). Mühür baskısında kompozisyonun ortasında bir geyik yer alır. Geyiğin üst tarafında bir küre veya üçgen biçimli doldurma motifi geyiğin önünde hiyeroglifleri ve bir rozet bulunmaktadır. Geyiğin altında EUNUCHUS 2 yer almaktadır. Geyik sol ve sağ tarafından iki aslan tarafından koruma altına 160 Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: 162.

57 alınmıştır. Aslanın yelesi stilistik açıdan özgün tarz olarak tasvir edilmiştir 162 (Lev.25.1,1A) Mitolojik Sahneler de Geyik Bu gruba giren bu dönemde iki örnek vardır. Boğazköy de Nişantepe arşivinde bulunmuşlardır. Kompozisyonun ortasında bir geyik ve erkek figür karşılıklı olarak yer almaktadır. Geyiğin sırtının üst tarafında bir ayak ve uzatılmış bir üçgen ve bu üçgenin alt tarafı tam kapatılmamıştır. Geyiğin altında, erkek figürün ve çift başlı kartal bulunmaktadır. Sahnenin merkezini soldan ve sağdan çeviren çift başlı kartal yer almaktadır. Mührün iki ucunda da (sol taraftaki çıkmamış) yatan üç yapraklı bitki bulunmaktadır. Geyik ve insan arasında doldurma motifi olarak bir rozet yer alır 163 (Lev.25. 2,2A). Kompozisyonun ortasında karşılıklı duran iki tane geyik mevcuttur. Bunların her birinin arasında ti işaret yer alır. Geyiklerin arkasında ise birer tane kanatlı karışık varlıklar tasvir edilmiştir. Sol taraftaki geyikle karışık varlık arasında yine bazı hiyeroglifler yer alır 164 (Lev ,3A ) Kare Biçimli Mühürler Üzerinde Geyik Tasviri Bu gruba giren Boğazköy de bulunmuş bir örnek vardır. Mührün üzerinde HGG hiyeroglifleri ve semboller bulunmaktadır. Dört farklı sahne işlenmiştir. Bunlardan A sahnesinde tahtında oturan bir tanrı yer alır. Tanrı uzun bir elbise giymiş ve oturduğu tahtın ucu kıvrık yapılmıştır ve diz üstündeki kıvrımlar iki çentik ile gösterilir. Başında başlığı ve alnında bir 162 Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: Herbordt, 2005: 215.

58 46 boynuz vardır. Hiyeroglif olarak tati ismi ünvan olarak hançer veya şişe, sağlık ve yaşam işareti bulunmaktadır. B de ayakta duran bir geyik ve rozet (güneş sembolü) sağlık, hayat hiyeroglifleri yer alır. C de hayvanını önünde yarım daire üzerinde küçük kırık yaşam hayat hiyeroglifleri yer alır. D de ise ağzı açık bir aslan ve önünde bir ağaç yer alır 165 (Lev. 26.1,1A) Dikdörtgen Prizma Mühürler Üzerinde Geyik Tasviri Bu gruba giren Alacahöyük bulunmuş bir örnek vardır. Mührün ortasına dikey doğrultuda delik açılmıştır. Dört tarafının alt ve üst kenarları eğik çizgili bordürlerle süslenmiştir. Her bir yanı ana bir figürle gliptik sanatına uygun tarzda dizayn edilmiştir. Birinci ve üçüncünün yanları ikinci ve dördüncünün yanlarından daha geniştir. Birinci yüzde tanrı uzun bir sandalyeye oturmuş, uzun bir elbise giymiş ve bacakları tamamen kapanmış. Omuzlarının dışında baş ve vücudu profilden işlenmiştir. Her iki kolunu yukarı kaldırmıştır. Tanrının başlığında anlının üzerinde küçük bir boynuz çıkıntısı vardır. Ucu kıvrık ayakkabıları ile betimlenmiştir. Başının arkasında ve bacaklarının karşısında bitkisel semboller vardır. İkinci sahnede kanatlı tanrı uzun bacaklı, başı bacakları ve gövdesi profilden işlenmiştir. Tanrının üzerinde boynuzlu konik başlığı vardır. Omuzlarından yükselen geniş kanatları mevcuttur. Bacağının önünde bitkiye benzeyen bir sembol vardır. Üçüncü sahnede çatal boynuzlu geyiğin önünde bir ağaç vardır. İki bacağının arasında ve sırtında semboller görülmektedir. Dördüncü sahnede boynuzlu dağ keçisi yer almaktadır. Geyiğin yukarısında iki hiyeroglif işareti bulunmaktadır. Bunlar: Sağlık ve yaşam işaretleridir. Bacağının arasında ve önünde her iki tarafta bitkisel semboller bulunmaktadır. Dikdörtgen prizma mühürler Hitit gliptiğinde nadirdir. Güterbock a göre mühür Orta Hitit seviyesinde, Son Hitit seviyesine oldukça uzaktır 166 (Lev.26. 2,2A,2B,2C). T. 165 Güterbock- Boehmer, 1987: Özgüç, T.,1993: 485.

59 47 Özgüç e göre şekil ve teknik Alişar da bulunan dikdörtgen prizma şeklindeki mühürde oturan bir tanrı, bir geyiğin üzerinde konik şapkayla oturan bir başka tanrı üçgen ve ank işaretli kutsal ağaç ve bitkisel semboller bulunan mühür, Alacahöyük te bulunan mühürle mükemmel bir paralellik gösterir Çekiç Başlı Mühürler Üzerinde Geyik Tasviri Tarsus mührü olarakta bilinen mühür beş yüzlüdür. Kare olan esas mühür alanı çifte giyoş motifiyle çevrilidir. Burada oturan tanrıça karşında tapınma pozisyonunda kısa giysili figür, kral/rahip yer almaktadır 168. Diğer dört yüzünde de tanrılar, tanrıçalar, tapınan kişiler ve libasyon yapan uzun giysili kartal başlı karışık varlık yer almaktadır. Bu mühürde, tanrıların işlenişi özgün Hitit biçimini yansıtmaktadır. Tanrıların giysileri, sivri ve boynuzlu başlık, ucu kalkık ayakkabılar, yuvarlak tablalı konik ayaklı sunak, libasyon testisi ve HH işaretleri ve piktogramlar yer alır. Mührün her dikdörtgen yüzü ayrı bir kompozisyon alanı olarak kullanılmıştır. Burada böylece kült töreninin her evresi betimlenmiştir (Lev.27.1,1A,1B,1C). Tarsus mührüne konu bakımından çok yaklaşan Alacahöyük te Orta Hitit katında bulunan mühürdür 169. Kırların Koruyucu Tanrısı, Tarsus damga mühründe yine aynı elinde tavşan tutmakta ve tünemiş kartal (ya da başka bir yırtıcı kuş) ile birlikte taburede betimlenmektedir Özgüç, T.,1993: Darga, 1992: Darga,1992: Collins, 1989: 106.

60 Taş Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Alacahöyük Ortostatları Batı kulesinin ikinci taş sırasına ait olan blok kabartma bir hat ile yatay bir çizgi ile iki bölüme ayrılmış olup her bölüme bir kompozisyon işlenmiştir. Bloğun üst bölümündeki tasvirin işçiliği tamamlanmamıştır. Bu bloğun üst kısmında yaban domuzu avı, alt kısmında geyik avı bulunmaktadır. Geyik (DÁRA.MAŠ) 171 avı ve Kırların Koruyucu Tanrısı ( D LAMMA. LÍL) 172 na yapılan libasyon işlenmiştir. Bloğun sağ tarafında diz çökmüş yayını germiş, küpeli bir avcı görülmektedir. Ucu kıvrık ayakkabı ve yandan yırtmaçlı etek giymiştir. Avcının karşısında saldırmaya hazır yaban domuzu bulunmaktadır (Lev. 28.1,1A,1B). Bloğun alt bölümünde, tahribata rağmen, kalan izlerden üst bölümdeki gibi çömeldiği anlaşılan bir avcı ok ve yayla bu kez geyik (Dama Dama) avlamaktadır. Önünde, avcıya arkasını dönmüş dişi bir geyik, Hitit Çağı nda yaygın olarak karşımıza çıkan stilize bir bitkiyi yerken gösterilmiştir. On iki tek uçlu boynuzunun kökü gösterilmiş, hemen arkasında geriye yatmış kulağının içi, tüyleri göstermek amacıyla, dört çizgi ile süslenmiştir. Kaşları köşeli bir yay biçiminde olup, cepheden gösterilen gözleri iridir. Çene kası üç paralel çizgi ile belirtilmiştir. Boynu diğer geyiklere oranla daha kalındır. Çenenin alt kısmındaki bir halkaya bağlanmış ip, hayvanın boynuna paralel olarak ön sağ bacağa doğru uzanmakta, bu kısımda kabartma yüzeyi tahrip olduğundan, ön bacağa bağlanıp bağlanmadığı anlaşılamamaktadır. Ancak, karnın arka bölümünde yeniden görünerek, arka bacak önünde kaybolmakta ve nereye bağlanmış olduğu saptanamamaktadır. Bununla birlikte, geyiğin avlanmayı kolaylaştırmak, diğer geyikleri çekmek amacıyla avcı tarafından bağlanmış olduğu düşünülmüştür 173. Kınık kabındaki av sahnesi 174 konuya açıklık getirmiştir. Bu 171 Rüster-Neu,1989: Rüster-Neu, 1989: Baltacıoğlu, 1996: Mellink, 1970: 16-27,Emre-Çınaroğlu, 1993:685.

61 49 eserde avlanılacak geyikleri cezbetmek için hazırlanmış geyiğin çenesindeki halkaya bağlı ipin diğer ucu avcının kemerine tutturulmuştur. Böylece avcı diğer geyikleri avlamak için kendine bağladığı geyiği yem (decoy) kullanmıştır. Bu örneğe dayanılarak kabartmadaki ipin de geyiğin kaçmasını önlemek için avcıya ulaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Geyiğin gövdesine, ucu kıvrık asa biçimindeki süs, altında daire şekline ki kabartma, arka bacak üzerine üç yapraklı çiçek motifi yapılmıştır. Kısa kuyruğu, toynakları arka bacaklarındaki damarlar belirtilmiştir. Geyik avı sahnesindeki sola yönelmiş geyiğin boynunun, diğer bloğun alt frizindeki geyiklerin oyunlarına kıyasla daha kalın yapılmış olduğu görülmektedir. Bunun nedeni hayvanın böğürdüğü sırada yelesinin kabarmasıdır. Geyik avının en başarılı uygulandığı zamanın çiftleşme döneminde ve böğürme mevsiminde yapılan av olduğu belirtmektedir. Bundan da kabartmadaki av sahnesinin olasılıkla geyiklerin çiftleşme veya böğürme zamanında geçtiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Hititlerin av konusunda ustalıklarını da ortaya çıkarmaktadır 175. Alacahöyük kabartmasındaki gibi avcının çömelerek yaptığı ava ait bir sahne, Boğazköy de bulunmuş bir damga mühür baskısının korunmuş olan kısmında tasvir edilmiştir 176. Avcının ayakta, yay ve okla avladığı başka bir tasvir de Kınık kabı üzerinde bulunmaktadır. Kabartmanın işçiliği yukarıdan aşağıya doğru geliştirilmiştir. Sanatçı önce üst bölümü avcı ve yaban domuzu resmetmiştir, daha sonra alttaki bölüme diğer avcı ile geyiği tasvir etmiştir. Bu nedenle, hem geyik hem de avcı daha dar bir alana sıkıştırılmış gibi görünmektedir. Baltacıoğlu na göre; sanatçı ilk önce taşı yatay olarak iki bölüme ayıran kabartma hattına yapmış olmalıdır. Çünkü üst bölümdeki yaban domuzunun ayakları, alt bölümdeki avcının başı, yayının üst ucu ve geyiğin sol boynuzunun bir ucu, 175 Baltacıoğlu, 1996: Güterbock, 1957: 63.

62 50 bu hattın geçtiği yerlere rastlandığından bu kısımlarda kabartma hat kesintiye uğramıştır 177. Bloğun alt kısmında sağ tarafta bir bitki önünde sağa yönelik geyiğin arkasında aksi yöne kaçan daha küçük iki geyik ve arka planda sola yönelik başka bir geyik tasviri bulunmaktadır. Bloğun sol tarafında ve birinci geyiğin aksine, sola doğru kaçan geyiklerden ön planda bulunan ve birinci geyikten daha genç olan geyiğin üç çift uçlu boynuzu vardır 178. Boynuz kökü belirtilmiş, geriye doğru yatmış kulağının içi iki paralel çizgiyle bezenmiştir. Gözünün işaret edilmediği görülmektedir. Başı birinci geyiğe göre daha köşeli hatlara sahiptir. Gövde üzerinde ucu kıvrık asa biçimindeki bezeme ve alt kısmına daire şeklinde iki kabartma yapılmış, arka bacakları üzerinde üç yapraklı yonca motifi gösterilmemiş, kısa kuyruğu belirtilmiştir. Bu geyiğin arkasında beş çift uçlu boynuzları olan, başını geriye çevirmiş, kaçmaya çalışan daha yaşlı geyiğine boynuz kökü, arkaya yatmış kulağı ve yüz ayrıntıları gösterilmiştir. Geri planda taşın ortasına rastlayan alanda, sol tarafa kaçan yavru bir geyik tasvir edilmiştir. Yaklaşık iki yaşında olduğu anlaşılan geyiğin boynuzları yoktur. Arka bacaktaki üç yapraklı çiçek motifi ile kuyruğu ve toynakları gösterilmiştir. Bu kabartmanın birinci özelliği tasvir edilmiş hayvanların hepsinin ayrı yaşlarda verilmesidir. Yazılı kaynaklarda törenlerde kullanılan hayvanların yaşları konusunda ayrımlar yapılmış olduğu belirtilmektedir 179. Sanatçı kabartmadaki geyikleri, sürüler halinde yaşadıkları göstermek için toplu halde tasvir etmiştir. Kabartmanın ikinci özeliği de, hayvanların çeşitli planlarda, tamamen farklı hareketler yaparken gösterilmiş olmasıdır. 177 Baltacıoğlu, 1996: Huş, 1967: Ertem, 1965: 50,81.

63 Kabartmanın üçüncü özelliği, göze yakın olan hayvanın daha büyük, göze uzak olanının daha küçük yapılmış olmasıdır. Kabartmanın dördüncü özelliği ise, kompozisyonu oluştura elemanların, yani geyiklerin ve bitkilerin, tasvir alanına son derece dengeli bir biçimde yerleştirilmiş olmasıdır 180. Alacahöyük teki kabartmaların sahne sıralamasına baktığımız zaman ilk sahne batı kulesinin köşe taşındaki tahtında oturan tanrıça değildir. Tam tersine, bu kabartmalar törenin sonunda yer almaktadır. Bu bakımdan D KAL/ D LAMMA. LÍL 181 e yapılan libasyon sahnesi Fırtına Tanrısı na tapınma sahnesinden sonra değil, önce gelir. D KAL/ D LAMMA. LÍL in av ile ilgili olduğu için, bu tanrıya bağlı sahneleri, tanrılar için gerçekleştirilen eğlence sahneleri ve hayvanların tapınağa getirilmesi sahnelerinden sonra, tapınağın içinde gerçekleşen kral ile kraliçenin Fırtına Tanrısı na tapınma sahnesi gelmektedir. Yani, seyirci kabartmaları Eski Hitit sanatındaki kabartmalı vazolarda olduğu gibi, aşağıdan yukarıya doğru değil, aksine batı kulesinde ikinci taş sırasında sağdan sola doğru, ilk taş sırasında ise, soldan sağa doğru izlemelidir. Böylece libasyon sahnesi, törenin sonunda yer alan Fırtına Tanrısı na tapınma sahnesinin üzerinde yer almış olmayacaktır 182. Anadolu nun güneyinde Lübnan da Beyrut müzesinde bulunan bronzdan yapılmış tabak Hitit İmparatorluk Çağı'na tarihlenir. Bu eseri Anadolu da aynı dönemin eserleriyle karşılaştırdığımızda birçok benzer betime rastlamaktayız. Bu tabakta birinci sahnede Alacahöyük te bulunan sfenkste çift başlı kartal ve iki sinmiş tavşana en iyi paralel sfenksin iç tarafında bulunan kartal ve tavşandır. Bronz tabak üzerindeki motif farklı büyüklük oranlarına rağmen minyatür olarak resmedilmiştir. Kompozisyon ve stil bütün ayrıntılarıyla aynıdır. M.Ö 14. yüzyıla tarihlenir. İkinci sahnede aynı küçük sinmiş tavşanlar üç dallı çiçek ile ikinci kez bir ağacın altındadırlar. Bu 180 Baltacıoğlu, 1996: McMahon, 1988: Baltacıoğlu, 1996:

64 52 tabağın üzerindeki ağaca oldukça benzemektedir. Alalah daki fildişi plaka 6x6 cm. 4 tane üçgen biçimindeki resim alanından oluşmakta, bu resim alanında iki tavşan vardır. M.Ö 14. yüzyıla tarihlenmiştir. Üçüncü sahnede bu üç dallı çiçek ile bağlantılı olan geyik Alacahöyük te bulunan av ortostadı üzerinde resmedilmiştir. Geyiğin boynuzlarının resmedilmesi, uzun bedeni ve kaslarının sayısı da bu geyikle aynıdır. M.Ö 14. yüzyıla tarihlenmiştir. Dördüncü sahnede geyiğin önünde duran oldukça şematik olan ağaç ve gövdesinden sola ve sağa yatay şekilde ayrılan üç dallı kozalak biçimli meyveler Alalah/Tel Açana da bulunan fildişi kutuyla karşılaştırılmıştır 183. Ağacın şematik iskeletine ilişkin olarak Eski ve Orta Hitit Çağı mühür damgaları üzerinde benzerlikler görülmektedir. Altıncı sahnede "swastika" motifi bütün detaylarıyla Alacahöyük de bulunan altın testidekine benzemektedir Altınyayla Steli Eser, Hititlerin kabartma sanatından farklı özelliklere sahiptir. Bunu öncelikle kaya kabartmaları ve mimari destekliyor (Lev.29. 1,1A). Roma Dönemi mimari parçaların yanında kabartmalı Hitit taş bloğu, mezar taşı olarak dikilmiştir. Kabartmalı yüzeyi ve eğik üst tarafı hariç diğer yüzeyleri düzdür. Yatay ana hattı bulunan kabartmanın sol tarafında stilize kaya tasviri bulunmaktadır. Burada sağ tarafa yönelmiş bir geyik ve bu geyiğin üstünde yine sağ tarafa yönelmiş bir figür yer alır. Bu figür erkek olup, peştemal ve geniş bir kemer giymiş, boynuzlu sivri şapkasından dolayı da tanrıya benzemektedir. Uzatılmış sol elinin üstünde geyik boynuzundan bir hiyeroglif yer alır ve hiyeroglif Kurunta diye okunmaktadır 185. Bu tasvir Tanrı Kurunta yı 183 Correns, 1993: Correns, 1993: Müller-Karpe, 2003:

65 53 temsil etmektedir 186. Ayaklarında ucu kıvrık ayakkabıları, omuzunda sağ elinde tuttuğu yayı ve sol omuzunda oturan bir kuşla betimlenmiştir. Tanrının sağ tarafında ona dönmüş daha büyük bir figür durmaktadır. O da ucu kıvrık ayakkabılı ve kısa bir peştamel benzeri elbise giyinmiş olup vücudunun üst kısmında "V" şeklinde bantlar görülmektedir. Yüz ve kısmı tahrip olmuştur. Karşısında karışık varlıklar üzerinde duran elinde silah tutan bir figür yer alıyor. Bu figürle geyiğin arasında eğri bir şekilde aşağı giden bir çizgi fark edilmektedir ki bu tanrının önünde dökülen bir sıvının tasviri gibi durmaktadır. Bu bir libasyon sahnesidir. Eldeki testi fazla belli olmuyor. Figür kral olarak adlandırılmakta ve ayakta durarak Tanrı Kurunta ya bir kurban sunmaktadır. Bu krala ait yazıt eksik olduğundan ismi bilinmemektedir. Göğüs bölgesi ve yüzünün önü düz işlenmiştir 187. Diğer elinde litus ve kartal tutan Tanrı ve geyik dağların üzerinde durmaktadır. Yazılıkaya da 32. Nolu tanrı elinde geyik boynuzu tutuyor. Bunlar ikonografik olarak eserimizle bağlantılıdır 188. Geyiğin arka bacağı üzerindeki üç yapraklı çiçek motifi Alacahöyük ortostları üzerindeki geyik tasvirleri ile benzerlik göstermektedir Yeniköy Kabartması Steatitten altı düz üstü yuvarlatılmış stel benzeri küçük bir levhaya yapılmış kabartmada Kırların Koruyucu Tanrısı bir geyik üzerinde ayakta durmaktadır. Kırların Koruyucu Tanrısı nın ikonografik niteliklerini tüm Hitit özellikleriyle yansıtan bir eserdir 189 (Lev 30.1). Figür Yazılıkaya daki tanrı kabartmalarında olduğu gibi baş ve ayakları profilden, vücudu cepheden betimlenmiştir. Hem geyik hem de tanrı sol 186 Haas, 1994: Müller-Karpe, 2003: Osten-Sacken, 1988: Emre, 2002: 491.

66 54 profilden verilmiştir. Figürün şapkası dikey yivlerle süslenmiş ve tek boynuzlu yapılmıştır. Elbisesi kısa kollu ve kısa eteklidir. Belinde ucu kıvrık ve hilal kabzalı bir kılıç mevcuttur. Dirsekten kırıp önünde tuttuğu sol elinde ucu kıvrık lituus var ve ileriye uzattığı sağ eliyle bir kuş tutmaktadır. Kuşun kanadındaki ayrıntı iki yivle verilmeye çalışılmıştır. Geyiğin başı, boynuzları, toynakları gibi detayları belirgin yapılmıştır. Ön bacak adaleleri bir yivle belirtilmiştir 190. Taşın arkası düz ve işlenmemiştir. Kabartmanın ikonografisi ve biçimi Hitit Sanatı nın tipik özelliklerini yansıtmaktadır. Bu figür Hitit dininden ve sanatından iyi bilinen Kırların Koruyucu Tanrısı nı tasvir eden ilginç bir örnektir Pişmiş Toprak Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Ağırşak Üzerinde Geyik Tasviri Boğazköy de koni biçimli ağırşak üzerinde kazıma tekniğiyle yapılmış çizimler vardır bunlar: Boğa, geyik ve dağ keçisi başlarıdır. Kahverengimsi kilden ağırşağın üst kısmı pürüzsüz yapılmıştır 192 (Lev 30. 2) Çeşitli Kaplar Üzerinde Geyik Tasvirleri M.Ö.2.Binde seramikler üzerindeki geyik tasvirlerini ağırlıklı olarak Orta Anadolu bölgesindeki Hitit merkezlerinde görmekteyiz. Bunun yanı sıra Doğu Anadolu bölgesinden ele geçen Trans-Kafkasya seramikleri üzerinde de geyik betimlemeleri karşımıza çıkmaktadır. Örneğin Doğu Anadolu Bölgesinde Van-Urmiye Grubuna giren Paksoy koleksiyonundaki polikrom boyalı seramikde geometrik desenlerle süslü stilize edilmiş geyik avı sahnesi 190 Arık, 1937: Özgüç, T., 2002: Fischer, 1963: 152.

67 55 işlenmiştir 193. Bir diğer örnek ise Erzurum Müzesinde bulunan olasılıkla Van Gölü Havzasına yakın mezarlardan geldiği düşünülen Van- Urmiye Boyalıları nın son evresine tarihlenen bir çömlekte stilize sukuşları, insan figürü ve geyik motifi yer almaktadır 194. Bu örneklerden de anlaşıldığı gibi Hitit çekirdek bölgesindeki seramik anlayışından farklı, Kuzeydoğu kültürlerinin etkisiyle yine bu dönemde gelişen seramik grubudur Eskiyapar Seramik Parçası Geyik üzerindeki ayakta duran Kırların Koruyucu Tanrısı profilden işlenmiştir. Tanrının belden yukarısı ve sağ bacağının alt kısmı, geyiğin bacakları ve arkası eksiktir. Tanrı geniş kemerli, kısa elbiseli, sivri ucu yukarı kıvrık ayakkabılıdır. Bacakları uzun, diz kapağı ayrıntılarıyla işlenmiş. Aşağı doğru inen saç şeridi çok belirgin ve sırtındaki saç tutamı eteğinden de uzundur. Tanrı, geyiğin boynu dibine ve kürek kemiğine basmıştır. İnandıktepe kabartmalarındaki ayakkabıların aksine, sivri ucu kıvrıktır. Tanrı her iki frizi kaplayacak boyutta bu da tanrının uzun boylu olarak düşünüldüğünü gösterir. Geyiğin ay biçimli, 5 ve 7 çatallı boynuzlarının uçları friz şeridine bağlıdır. Kulağı, badem gözlü, burun deliği ve ağzı ve yanağı profilden işlenmiş boyun ise uzun, ince olarak verilmiştir 195 (Lev.31. 1,1A). Geyik üstünde duran Koruyucu Hitit Tanrısı na ( D LAMMA LíL e) kabartmalı vazo sanatında ilk defa rastlanmaktadır 196. Kabartmanın eksik olması, tanrının elinde veya ellerinde tuttuğu attribüt ü anlamak mümkün değildir. Buna rağmen attribütleri Yeniköy ve N.Schimmel gümüş ritonundaki tanrı tasvirlerinin attribut lerinden çok farklı olmamalıdır. 193 Paksoy, 2007: Özfırat, 2011: Özgüç, T.,1988: Brandenstein, 1943: 78.

68 56 Eskiyapar kabartması, Kırların Koruyucu Tanrısı nın en eski tasviri değildir. Çünkü Koruyucu Tanrının Anadolu da en eski tasviri, Kaniş Karum unun II. Katına ait yerli üsluptaki silindir mühür baskılarında tespit edilmiştir 197. Gri astarlı vazolarda kısa elbiseli figürlerde alttaki gömleğin sivri ucu gösterilmemiştir. Çünkü bunlar İnandıktepe kabartmalarında gördüğümüz alttaki gömleği giymemişlerdir. Bir gömlek giyildiği zaman, sivri uçlu kuyruk görülmez. Bu elbise örneklerini Alişar da ve gümüş geyik üstünde duran tanrıda görmek mümkündür. Geyiğin üslubu Asur Ticaret Kolonileri Çağı nın yerli silindir mühürlerinde gördüğümüz eski yüksek seviyeli üslubun devamıdır Hüseyindede Vazosu Hüseyindede vazosu, İnandıktepe vazosundan biraz daha büyüktür. Vazonun teknik özellikleri bu gruba ait vazolarla hemen hemen aynıdır. Vazonun iç kısmında, kulp hizasında yer alan bir kabartı, bu büyüklükteki kült kabının iki bölüm halinde yapıldığını ortaya koymaktadır. İnandıktepe-Bitik grubuna ait vazolarda olduğu gibi 4 dikey simetrik şerit kulp arasındaki alana aşağıdan yukarıya doğru birinci ve ikinci frizdeki kabartmalar yerleştirilmiştir. İç bükey silindirik boyunda yer alan üçüncü friz, vazonun en geniş sahnesini oluşturur. Diğer kabartmalı vazolarda da olduğu gibi ana tema ve merkezi sahne, bu kısımda yer almıştır. Ağız kenarı altında sonuncu frizler yatay ince yivlerle sınırlandırılmıştır. Vazonun geniş ağız kenarı üzerinde içi boş bir boru, buna bağlı karşılıklı boğa başları ve dikdörtgen bir tekne yer almıştır. Tekneye konulan sıvı, kanallar yardımıyla boğa başlarından geçerek, vazonun içine akmaktadır. Böylelikle vazonun hem bir libasyon kabı olma özelliği, hem de boğa kültüyle ilgisi vurgulanmıştır. Ağız kenarı üzerindeki bu 197 Özgüç, T.,1988: Özgüç, T.,1988: 53.

69 57 tip düzenleme, bize İnandıktepe, Eskiyapar ve Alacahöyük vazolarını hatırlatmaktadır 199 (Lev. 32.1,1A). Vazoya aplike edilen bazı figürlerin kalınlığı, 1.5 cm. ye ulaşmaktadır. Kabartma figürler kırmızı, krem ve siyah olmak üzere 3 renkte boyanmıştır. Renkler, vazonun kırmızı astarıyla son derece uyum içinde ve canlıdır. Vazonun teknik ve şekil özellikleri, onun kült törenlerine uygun bir tarzda hazırlandığını ortaya koymaktadır. Vazonun en alt bölümünde yer alan 4 dikey kulp arasında kalan birinci frizde yer alan, yerel boğalar gösterilmiştir. Dikey kulplar arsında betimlenen ikinci frizdeki alayda, sunu ve ibadet konusu işlenmiştir. İlk sahne, sunu amacıyla bir hayvan getiren ve elinde şişe biçimli bir kap taşıyan erkek figürü ile başlıyor. Hayvanın bir kısmı eksik, ancak ayağa ait kısım daha çok geyik ya da karacaya benziyor. Hayvanın bir iple çekiliyor. Erkeğin krem renkli, kısa ve kuyruklu elbisesi Erken Hitit sanatında bilinen bir öğedir. Erkeğin elinde alabastron gövdeli kabın paraleli, Eskiyapar ın Eski Hitit yapı katında açığa çıkartılmıştır. İkinci frizin ikinci sahnesi oldukça iyi korunmuştur. Burada bir erkek figürü, beraberinde bir alageyik götürmektedir. Geyik erkeğin elinde bir ipe bağlıdır. Hayvanın boynuzlarının şekli, Eskiyapar da ele geçen bir kabartmalı vazo parçası Kırların Koruyucu Tanrısı nın geyiğinden farksızdır 200. Hüseyindede vazosunda temsil edilen alageyik, yazılı belgelerde de belirtildiği gibi, olasılıkla tanrıya sunu için götürülüyor olmalıdır. Üçüncü sahnede kurbanlık koç götüren bir erkek figürüyle, önlerinde dua jestinde iki figür var. İkinci frizin son sahnesinde Eski hitit kabarmalı vazolarında sahnelere yabancı değildir. Frizde oturan tanrı huzurunda, müzik eşliğinde sunu yapılmaktadır. Krem boyalı dar banttan sonra, vazonun en geniş ve gösterişli kült sahnelerini oluşturan üçüncü bölüm başlıyor. Bitik ve İnandık vazolarında gösterildiği gibi kutsal evliliğin hazırlığı konu edilmiş, ancak Hüseyindede vazosunun yorumu farklıdır. Dördüncü ve son friz İnandıktepe vazosunda da gösterildiği gibi çok 199 Yıldırım, 2008: Yıldırım, 2008:

70 sayıda mabet müzisyeni ve dansçının yer aldığı bölümdür. Ancak İnadıktepe vazosundaki kutsal birleşme sahnesi burada yer almamıştır Boğazköy Testisi Tasvir alanı üzerinde zemin çizgisi ya da resim alanı çizgiyle sınırlandırılmamış serbest bir kompozisyonda, bir kabın her iki yanında durmakta olan iki dağ keçisi tasvir edilmiştir. Bunları da, kulpların arkasından iki geyik takip etmektedir (Lev A,1B). Kabartmalar sonradan eklenmiştir. Tasvirli kap, küçük, küt konik biçimli bir ayak, küresel bir gövde ve genişçe dışa çekik huni biçimli bir ağız kenarından oluşmaktadır. Ayak, dikey yerleştirilmiş ve birbirine paralel uzanan zikzak hatlarla, omuzda dik duran, iki tane kazıma, sivri üçgenlerle süslenmiştir. Keçiler başlarını arkaya çevirmiş geyiklerse öne doğru bakmaktadırlar 202. Hayvanlar büyük, öne doğru çıkmış ve kazınmış göz bebeklerine sahiptir. Başlarının aralarında boyun kıvrımları, tüm tasvirin bilinçli bir sadelik göstermesi ile orantılı olarak, sade, basit çentiklerle belirtilmiştir. Hayvanların gövdeleri tahta gibi düzdür omuzları ve arka baldırlarıysa, ele geçtiği kadarıyla kenarlı biçimde profillendirilmiştir. Öne doğru çıkmış leğen kemiği küçük bir kamburla belirtilmiştir. Geyiğin gövdesi çok sayıda, kama formunda, baskı bezeme üçgenle, boynuzu da birçok basamakla süslenmiştir. Bu kaptaki geyiklerle bağlantılı olarak N. Schimmel koleksiyonundaki gümüş geyik ritonu üzerinde yer alan geyik tasvirleriylede bağlantılıdır. Uzunca, yukarı kalkmış kafaları ve özellikleri gözlerin stilizasyonu nedeniyle bu kap, kült testisidir Yıldırım, 2008: Boehmer, 1983: Boehmer 1983:

71 Selimli Vazosu Selimli Vazosu Alacahöyük yakınlarında Selimiye de bulunmuştur. Vazo üzerinde geyik avı sahnesini betimleyen dört adet seramik parçası şeklinde ele geçmiştir. Parçalar Hitit İmparatorluk dönemine uzanmaktadır. Buluntular bütün bir kap şeklinde olmayıp parçalar halindedir. Kabartmalar genellikle; kült aktiviteleri, törenler, hayvanlar ve avlanma sahnelerini göstermektedir. Geyiğin vücut kıllarını ifade edebilmek için üçgen biçiminde figürler kullanılmıştır 204 (Lev.35. 1,1A) Boğazköy Seramik Parçası 4 nolu tapınağın güney kısmındaki bina kalıntıları arasında bulunmuştur. Pişmiş topraktan yapılmış kap parçasının üzerinde, sağ tarafa bakan bir geyik başı tasvir edilmiştir 205 (Lev.36. 1) Metal Eserler Üzerinde Geyik Tasvirleri Gümüş Geyik Ritonu Schimmel Koleksiyonundaki 206 geyik biçimli riton bacaklarını gövdesinin altına kıvırmış, otururken başını dik tutmuş pozda yapılmıştır. Gövdesinin yan tarafında kulpu vardır. 207 İki parça halinde yapılmış ve baş ile protom kısım birbirine eklenerek bir bütün oluşturulmuştur. Ekleme yeri bezekli bir şeritle kapatılmıştır. Bu şerit, boynuzlar ve kulaklar ayrı yapılıp kabın üzerine yerleştirilmiştir. Gözler, kaşlar ve şeritteki kare bezekler başka bir madde ile kakma tekniğiyle yapılmıştır; ancak bu elemanlar bugün yok 204 Muscarella, 1974: Parzinger-Sanz, 1992: McMahon, 1995:1991, Alp, 1983: 93.

72 60 olmuşlardır 208 (Lev.37.1,1A,1B). Geyiğin boynuzları büyük, kulaklarını dikmiş, hemen ayağa kalkacakmış bir pozda betimlenmiştir. Kabın ağız kısmında oldukça canlı figürlerle bezeli bir friz vardır. Frizde sırasıyla; çapraz boğa ayaklı tabure üzerinde oturan, tek boynuzlu ucu sivri şapkasıyla ve uzun elbisesiyle betimlenmiş tanrı, tanrının sağ elinde kadeh, ileriye uzattığı sol elinde iri bir kartal bulunmaktadır. Tanrının önünde geyik üzerinde sol elinde kartal, sağ elinde ucu kıvrık lituus tutan, başında takke biçimli külah olan, uzun saçlı, kısa elbiseli genç bir tanrı vardır. Buradaki tanrılar kült envanteri yazıtlarından bildiğimiz Kırların Koruyucu Tanrısı nın tariflerine uyan bir betimleme sergilemektedir 209. Bu tanrıların huzurunda kısa elbiseleriyle betimlenmiş üç erkek figürü vardır. Öndeki figür sağ elindeki gaga ağızlı testiden şarap dökerek sunum yapıyor. Bu figürün arkasında ekmek olması muhtemel yiyecek sunan bir figür ve arkasında çömelmiş, elindeki vazoyu tanrılara sunan üçüncü figür vardır. Bütün figürlerin ayaklarında uçları yukarıya doğru kıvrık ayakkabılar bulunmaktadır. Üçüncü figürün arkasında stilize bir ağaç (eya=hayat ağacı) ve ağacın altında ayaklarını toplamış ölü bir geyik; duvara asılmış içi oklarla dolu oktanlık ve posttan kalkan veya tulum; 210 toprağa saplanmış dik duran iki mızrak yer almaktadır. Geyik Tanrı/Kırların Koruyucu Tanrısı LAMMA nın kutsal kült hayvanıdır. Frizin baş figürleri olan tanrıların kimlikleri önlerinde, altından kakma oval levhacıklar üzerine HH işaretleriyle yazılmıştır Taprammi Kabı Kastamonu Kınık ta bulunan ve Kastamonu Kınık Taprammi Çanağı 212 olarak adlandıran eserdir. Metal eser üzerinde av sahnesi betimlenmiştir. 208 Darga, 1992: Darga, 199: Güterbock, 1989: Darga, 1992: Emre, 2002:

73 Çanak yarı küre biçimli, yuvarlak ağızlı, basit yükseltilmiş ağız kenarlıdır. Kabın dış yüzü 2 mm kalınlığında kabartma şeritlerle birbirinden ayrılan üç figürlü frize bölünmüştür. Kabın dibindeki 3,8 cm çapındaki yuvarlak alan 15 yapraklı bir rozetle bezeli. 2,4 cm. genişliğindeki ilk frizde hayat ağacının iki yanında üçerli gruplar halinde, yukarı kalkık, kıvrık kuyruklarıyla grifonlar yer alır. 2,7 cm. genişliğindeki orta bantta, beş dallı bir ağaç, karşılıklı iki avcı ve aslanlarla boğaların mücadelesi görülmektedir (Lev.38. 1,1A,39.1B). Avcılar, takke biçimi başlıklı, kısa kollu, kısa etekli giysili, sivri uçları yukarı kıvrık ayakkabılı olup, bellerinde hilal başlı, ucu kıvrık hançer taşırlar 213. Ağacın önündeki avcı sağ kolunu yukarıya kaldırmış; sol elinde tuttuğu mızrağını önündeki domuza saplar. Diğer avcı da iki eliyle kavradığı mızrağını önündeki geyiğe saplar. Ortada, boynuzlarını alçaltmış bir boğa, solda saldırmaya hazır kükreyen aslan görülmektedir. Sağdaki aslan da boğaya arkadan saldırmak üzeredir. Bunu izleyen sağdaki sahnede, arka bacakları üzerinde duran boğa boynuzlarını aslanın göğsüne dayamış; aslan dişlerini boğanın ensesine geçirmeye çalışıyor. Son av sahnesinde, avcı silahını hemen önündeki geyiğe doğrultmuştur. Avcının arkasında ön ayakları çapraz durumdaki kükreyen iki aslan arka bacakları üzerinde durmaktadır. Ağaç ile avcı arasına yerleştirilmiş tek kulplu kap, avcı ile domuz arasındaki rozet, domuzun üzerindeki çiçek demeti doldurma motif olarak yerleştirilmiştir. 3,3 cm. yüksekliğindeki son friz, ağzın hemen altında olduğundan en uzun ve tasvir alanı en geniş olanı, motif bakımından da en zengin olan bu frizde konu gene avdır 214. Başlangıçta stilize hayat ağacı önündeki takke biçimi başlıklı, kısa kollu gömlekli, kısa etekli, sivri uçları yukarı kalkık ayakkabılı bir erkek betimlenmiştir. Belinde hilal başlı, ucu kıvrık hançeriyle, bu kişi önündeki evcil geyiğin yularını beline bağlamıştır. Gerdiği yayından ona doğru gelen geyiklere doğru okunu fırlatır durumdadır. Avcının okunu yönelttiği hayvanlar 213 Emre, 2002: Ünal, 2005:

74 62 üst üste iki sıra halindedir. Evcil geyiğin önünde duran geyik henüz vurulmamış, onu izleyen geyik okla vurulmuş, kafası geriye dönük ve yıkılmak üzeredir. Diğer geyik, göğsünden vurulmuş, dizleri üzerine yıkılmıştır. Onu izleyen arka plandaki diğer geyik, sırtüstü yatmaktadır. Sonraki geyiğin de sırtına ok saplanmış, kafası geriye dönük şekildedir. Önündeki geyiğin arka bacakları ayrık, kafası arkaya düşmüştür. İlk beş geyiğin üzerinde, sırtüstü geyikler yatmaktadır 215. Geyikler grubunu dağ keçileri izliyor. Sıçrayan dağ keçisi, göğsünden vurulmuş, düşmek üzeredir. Ölü dağ keçileri farklı seviyelerde ve farklı pozisyonlarda işlenmiştir. Arkalarında hareket halindeki ve ölü dağ keçileri görülmektedir. Hayvanlar arasında rozetler, özellikle dağ keçilerinin arasında çiçekler doldurma motifi olarak kullanılmıştır. Kabın dış yüzünde ağız kenarı ile ilk friz arasında Hitit hiyeroglifleriyle yazılmış bir yazıt vardır, Kâtip Taprammi nin adı okunmuştur Geyik Heykel ve Heykelcikleri Kalavasos Heykelciği Kalavassos- Aylos Dimitrios`da bir çocuk mezarında bulunmuştur. Geyik üstünde bir Hitit koruyucu tanrısını tasvir edilmiştir. M.Ö arasına tarihlenir. Geyik üzerindeki figür sivri külahı ve kıvrık ayakkabılarının yanında fizyonomik özellikleriyle tipik Hitit tarzındadır 217 (Lev.40. 1). Gümüşten yapılmış ve Anadolu kökenli olduğu söylenen bir geyik ritonu da 215 Emre-Çınaroğlu, 1993: Emre-Çınaroğlu, 1993: Knapp, 2008: 315.

75 Miken de bulunmuştur 218. Bu geyik tasvirini N. Özgüç Karum II. kat eserlerine bağlamaktadır Maşat Höyük Heykel Parçası Maşat höyük sarayında bulunan Hitit Çağı na ait bodrum odalarından birinde boğa ve geyik heykellerinin parçaları dağınık halde bulunmuştur. Bu parçalar arasında boynuz, ayak, baş ve kulak kısımlarına yer alır. Bu heykel parçaları daha önce Boğazköy ve İnandık ta bulunmuş olanların tam benzeridir 220 (Lev.40. 2). Bu da bize Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan beri devam eden geyik kültünün önemini gösteriyor. Çünkü bu veri geyik heykelciklerinin sarayda da kullanıldığı ve bu döneme ait tek veridir. Şimdiye kadar arkeolojik kazılarda bu döneme ait pişmiş topraktan yapılmış geyik heykelciği bulunmamıştır. 2.2.GEYİK TASVİRLERİNİN İKONOGRAFİK YÖNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Anadolu da çok uzun bir geçmişe sahip olan geyik, en çok tapınılan hayvanlardan biridir 221. Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda Kaniş Karumu nda bulunmuş yerli stildeki mühürlerde çıplak tanrıçayı taşıyan geyik, aynı zamanda kartal ve tavşan tutan Av Tanrısı nı da taşırken tasvir edilmiş olup, N.Özgüç tarafından Hitit İmparatorluk Dönemi nin Kırların Koruyucu Tanrısı tipini temsil ettiği belirtmektedir 222. Bazı mühürlerde kutsal hayvanı geyik olan 218 Cline,1991: Özgüç, N.,1953: Özgüç,T.,1978: Ertem, 1965: Özgüç, N, 1965:

76 64 ve çıplak tasvir edilen tanrıça bazen geyik üzerinde durmakta ve elinde kuş tutmakta, bazen de bir kahramanın başına basmakta ve kucağında geyik bulunmaktadır 223. Tanrı tasvirli metinlerde kartalın hangi tanrının kutsal hayvanı olduğu bildirilmektedir 224. Viyanavanta şehrinde Kırların Koruyucu tanrısı tasvir edilmektedir. Tanrı, altından ve sağ elinde bir yay (?), sol elinde bir kartalla bir tavşan tutan, ayrıca bir kılıç ya da kama ile silahlı ve geyik üzerinde duran bir adam olarak tasvir edilmiş. Burada tanrının asıl kutsal hayvanı, üstünde durduğu geyiktir; elindeki kartalla tavşan, tanrının avda vurduğu hayvanlar ya da kırların hayvanları yani Kırların Koruyucu Tanrısı nın himaye ettiği bütün vahşi hayvanlar olmalıdır 225. Geyik tasvirleri Eski Hitit ve Hitit İmparatorluk Çağı nda çok çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır: 226 a) Tanrıyı kutsal hayvanı olarak taşımıştır 227. b) Avlanan hayvan olarak tasvir edilmiştir 228. c) Av hayvanlarını cezbetmek için kullanılmıştır 229. d) Tanrının kutsal hayvanı olarak içki kabı şeklinde yapılmıştır 230. e) Tanrının kutsal hayvanı olarak heykelcikleri yapılmıştır 231. f) Hitit hiyeroglif yazısında, tam hayvan şeklinde veya hayvanın başı ve boynuzu işaret olarak kullanılmıştır 232 (Lev.42.1,2,3,4,4A,5). 223 Özgüç, T.,1978: Collins, 1989: Güterbock,1943: Baltacıoğlu, 1996: Özgüç N.,1977: Muscarella, 1974: Emre Çınaroğlu, 1993: Bittel, 1976b: Boehmer, 1979:

77 Geyik ile Betimlenen Tanrı ve Tanrıçalar Av Tanrısı Kırların Koruyucu Tanrısı nın Hayvanı Olarak Geyik Av Tanrısı ya da Kırların Koruyucu Tanrısı D LAMMA. LíL. e Asur Ticaret Kolonileri Çağı ve Hitit Çağı boyunca büyük ayinlerde ve yerel festivallerde yaygın şekilde tapınılırdı 233. Tapala da ki bahar şenliklerinde kral ve kraliçe tanrıya sunu yapar. Kaliwišna nın Fırtına tanrısı ritüelinde söz konusu tanrıya ve İštar a ekmek ve sıvı sunusu yapılır. Tanrının İštar Šamuha festivalinde adının geçmesi geç dönemlerde de önemli olduğunu ve tapınım gördüğünü gösterir 234. D LAMMA.LíL aynı zamanda Viyanavanta kentinin Koruyucu tanrısıdır 235. KI.LAM festivali törenleri tanrıların kutsal hayvanları ile başlar; dansçılar ve Kırların Koruyucu tanrısı özelliği ile tanınan D LAMMA.LíL. in rahibi gelir ve şarkılar söylenir 236. Tanrının avcılık özelliği AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı ndaki bir bölümde de dikkati çeker, burada da köpek maskeli adamlardan ve avcılardan bahsedilir 237. Eskiyapar da Hitit Çağı katında bulunmuş bir kap parçası üzerinde koruyucu tanrı vardır. Schimmel koleksiyonundaki geyik ritonunda da tasvir edilen tanrı yine Kırların Koruyucu Tanrısı dır 238. M.Ö yy a tarihlenen Çorum Yeniköy de bulunmuş bir levhacıkda da tanrı geyiğin üzerine basmaktadır 239.Altınyayla stelinde de Kırların Koruyucu Tanrısı geyik üzerinde tasvir edilmiştir (Lev ). Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda Av Tanrısı betimlerde farklı şekillerde tasvir edilmiştir. Kuşla birlikte yapılan tasvirlerini dört tipte ele alabiliriz. 232 Laroche, 1958: b. 233 Collins, 1989: Haas, 1994: Güterbock,1943: Collins, 2002: Haas, 1994: McMahon, 1995: 1991, Collins, 2003:

78 66 Birinci tip; Av Tanrısı nın sadece kartal ile betimlendiği tiptir. Kültepe Kaniş mühürlerinden birinde diz çökmüş elinde kuşuyla betimlenmiştir. İkinci tip; Av Tanrısı eğri silahı ve kısa elbisesiyle betimlenmiştir. Kültepe-Kaniş mühürlerinde, elinde bir kartalla birlikte sık sık görülür 240. Av sahnesinde gösterilen bu tanrının en sade tipi, omzunda ucu kıvrık silah ve elinin üstünde tuttuğu veya boğazından yakaladığı kuşla tasvir edilen takkeli, kısa elbiseli olanıdır 241 (Lev ). Üçüncü tip; Av Tanrısı kartal, silah ve tavşanla ayakta betimlenmiştir. Pliseli, kuyruklu elbise giyen takkeli tanrının çıplak kahraman ile beraber görüldüğü bir mühürde elinde kuş, iki ön bacağından yakaladığı tavşan ve omzunda eğri silah vardır (Lev.41.1,4,5). Dördüncü tipi ise Av Tanrısı nın kuş, silah ve tavşan ile geyik üstünde betimlenen tipidir. Bu tanrının kartal ve tavşan tutmakta olan tipi üç yerli mühürde geyik üstünde durmaktadır. Geyik üstündeki tanrı ile sembolleri eğri silah, kuş ve tavşan olan tanrının aynı olduğunu ve İmparatorluk Çağı vesikalarının yardımıyla bu tanrıların kırlarda avcıları koruyan tanrı tipini temsil ettiklerini anlıyoruz 242 (Lev.41. 5). Hitit İmparatorluğu Çağı ndan kalan heykel tasviri metinlerinden anlaşıldığına göre, Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan Hititlere geçen tanrılardan biri de Av Tanrısıdır. H.G. Güterbock ile Brandenstein ın inceledikleri örneklerden de anlaşılacağı üzere 243 geyikli tanrı Asur Ticaret Koloni Çağı nda bazen bütün alametleriyle, bazen da alametlerinin bir kısmı ile tasvir edilmektedir. Hitit heykel tasviri metinlerinde Viyanavanta şehrinde yapılan tanrı heykelinin tarifi şöyledir: Viyanavanta: Kırların Koruyucu Tanrısı, tanrı tasviri 240 Collins, 1989: Özgüç,N., 1965: Özgüç,N., 1965: Güterbock, 1943:290.

79 67 2 altından bir adam heykelciği, ayakta durur, Kurutauuant, sağ elinde altından bir yay, sol elinde 4 altından bir kartal, altından bir tavşan altından bir kılıç, yanında altından meyveler vardır. 6 altından bir geyik üstünde.. Bu metinde Kırların Koruyucu Tanrısının alametleri, geyik, kartal, tavşan, yay, kılıç ve meyvelerdir. Asur Ticaret Koloni Çağı nda bunlardan yalnız geyik, kartal, tavşan, eğri silah tanrının alametlerini teşkil eder. Eğri silahının yerini kılıç almış olabilir. Kanişli şarkıcıların D LAMA şerefine şarkı söylemeleri de ilgi çekici bir husustur. Hitit Çağı nda diğer Koruyucu Tanrı nın alametleri Viyanavanta Tanrısı ndan farklıdır 244. Schimmel geyik ritonu yüzeyinde elinde bir kartalla birlikte geyik üstünde Kırların Koruyucu Tanrısı gösteriliyor. Ayrıca bu figürün arkasında X şeklinde bacakları olan taburede oturan bir elinde kadeh bir elinde kartal tutan tanrı da Kırların Koruyucu Tanrısıdır. Kırların Koruyucu Tanrısı, Tarsus damga mühründe yine aynı elinde tavşan tutmakta ve tünemiş kartal (ya da başka bir yırtıcı kuş) ile birlikte taburede betimlenmektedir 245. Kırların koruyucu tanrısı geyik, tavşan, kuş ve eğri silahıyla Acemhöyük damga mühürlerinde de görülmektedir 246 (Lev.41. 6) Geyik Üzerinde Kuşlu Çıplak Tanrıça Kültepe yerli mühürlerinin bir tanesinde takkeli çıplak bir kadın sol elinde bir kartal, sağ omzunda eğri silah ile tasvir edilmiştir. Ayaklarında uçları yukarı kalkık ayakkabılar vardır. Av Tanrısının esas alametlerine sahip 244 Özgüç,N., 1965: Collins, 1989: Özgüç, N., 1977: 373.

80 olan bu tanrıçanın, avla ilgili ve Av Tanrısı ailesine dâhil bulunması muhtemeldir Geyik Üstünde Çıplak Tanrıça Bu tanrıça Anadolu üslubundaki mühürlerden yalnız birinde görülmüştür. Geyik üstünde duran çıplak tanrıça da kuşlu tanrıça gibi takke giymiştir. Tanrıça, aslan üzerinde duran ve sol omzunda gürz tutmakta olan Harp Tanrısı ve boğası üstünde duran Hava Tanrısının karşısında yer almaktadır. Sol eliyle dik kalkmış antilobu sokmakta olan yılanı gagalayan bir kartalı, sağ eli ile de üstünde durduğu geyiğin yularını tutmaktadır 248 (Lev.41.4). Geyiği ve kuşu ile Av Tanrıları grubuna giren bu tanrıçanın Asur Ticaret Koloni Çağı ndaki adı ve panteondaki yeri bilinmemektedir. Anadolu nun eski tanrıçalarından olduğu bilinen Artemis in prototipi geyikli ve kuşlu tanrıçayı, ilerleyen zaman diliminde Yunan tanrıçasına bağlayabilecek örnekleri ele geçmemiştir Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 1965: Özgüç, N., 1965: 29.

81 69 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM M.Ö. 2. BİNE AİT FİLOLOJİK BELGELER IŞIĞINDA GEYİK 3.1.GEYİĞİN FİLOLOJİK BELGELERDEKİ YERİ VE ÖNEMİ Geyik Hitit metinlerinde ilk önce LU. LIM, AIALU olarak geçer. Geyiğin metinlerde çok farklı kullanımları vardır. Bunlar filolojik belgelerde şu şekilde geçerler; 1) Yazılışları: 250 A) LU. LIM LU. LUM LU. LIM. NITÁ LU. LIM. [SAL.AL.LAL] A.IA.LI A.IA.LU B) LU. LI. IM MEŠ 2) Geyik ideogramın yazılışında Hititçe metinlerde temel olarak kullanılan LU işareti ile UDU koyun anamına gelen işarettir 251. Akadça okunuşu LULĪMU dur. Landsberger e göre LULĪMU nun, av hayvanı şeklinde kullanılmasının yanında mabette ev hayvanı olarak da kullanıldığı görülmektedir. Hayvanın sütü tanrı NINGIRSU ya içki kurban etmek için kullanılmaktadır. LU.LIM in ev hayvanları sırasında geçtiğine ve bu yolla Anadolu da da ev hayvanı olarak kullanıldığına değinir. Bahsedilen metinde kaydedilen hayvanlar erkek ve dişileriyle birlikte yan yana gelmekte olup hepsinin toplamı 9 çifttir. LU.LIM cinsi (LU.LIM.NITÁ erkek geyik`` ve LU. 250 Ertem, 1965: Ertem, 1965: 130.

82 LIM.SAL.AL.LAL dişi geyik ) UR.GI 7 köpek; cinsinden sonra gelir. Başka bir metinde KU 6 balık, ANŠE.KUR. RA, ANŞE.GÌR.NUN. NA ve ANŠE dişi katır ile birlikte geçer. Bu bilgilere göre LU.LIM, daha ziyade ehlileşebilen geyik anlamında kullanılmış bir ideogram olmalıdır 253. Akadcada yine geyik anlamına gelen ve metinlerde geçen ikinci bir kelime daha vardır. Bu da DÀRA.BAR veya DÀRA.MAŠ 254 idyogramının karşılığı olan AIALU` dur. Geyiğin metinlerde yazılışları ile ilgili çeşitli görüşler vardır bunlar: Von Brandenstein auli- dolayısıyla AIALU ya temas ederek bu iki kelime arasında bağlantı kurmaya çalışır ve auli- için Hirsch (=geyik) anlamını teklif eder 255. Gurney ise von Brandenstein teklifini reddeder. Bossert e göre hiyeroglif Hititçe sindeki Hruua kelimesi= AIALU dur. Landsberger ve K. Balkan rutta- kelimesi üzerinde dururlar. Güterbock a göre ise kelime bir prensin isminde yer alır: LUGAL. AIALU 256 Ugaritçe de ise ayyāl olarak geçer 257. Yazılışlarda kaydedilen bir metinde kral ve kraliçe AIALU biçiminde bir BIBRU ile tanrı LAMA ya içki sunarlar. I.Hattušili Hašuua memleketini mağlûp ettiği zaman Hašuua lıların I.Hattušili ye altından bir geyik (A.IA.LU GUŠKIN) verdikleri, Hattušili nin de geyiğin başını kestiği; başka bir metinde ise ganimet olarak alınan kıymetli eşyalar arasında gümüş geyiğin (A.IA.LU KÙ. BABBAR) geçtiği görülür. Ayrıca başka bir metinde EZEN 4 AIALI AIALI bayramı kaydedilmiştir Rüster-Neu, 1989: Ertem, 1965: Collins, 2003: Ertem, 1965: Ertem,1965: Collins, 2003: Ertem, 1965: 131.

83 71 Ünal a ise göre AYALU/ AYALI/ AIYALE/ AYYALU ideyogramının karşılığı olan Akadça da DÀRA.MAŠ dır 259. Diğer bir yazımı da ali-/aliya- /aliyan-/aliyana dır. 260 EZEN AYALI ise Geyik Bayramı olarak geçer HİTİT METİNLERİNDE GEYİĞİN YER ALDIĞI BAYRAMLAR Hitit dini çok tanrılı bir dindir. Hititlerin dinsel ve dünyevi metinlerinde kesin olarak saptanabilen en erken unsur Hatti etkisidir. Arinna nın Güneş Tanrıçası Hava Tanrısı Taru, Güneş Tanrısı Estan, Savaş Tanrısı Wurunkatte, Taht Tanrıçası Halmasuit, Hattuşa Dahisi İnara, Kaybolan Tanrı Telepinu ve önemli önemsiz pek çok tanrı Hattiler e aittir. Bu tanrılar ikinci bin yıl inanç sisteminin temelini oluşturan Hitit öncesi yerel pantheondan varlıklarını sürdürmüşlerdir. Anadolulu olmayan halklarda Hitit dininin oluşumunda rol oynamıştır 262. Hurri, Mitanni, Luvi, Sümer, Akkad, Asur, Babil, Pala panteonları zamanla Hitit pateonuyla bütünleşmişlerdir 263. Hitit kralları tanrılara karşı sorumluluklarını onların tapınaklarını ziyaret ederek, tanrı ve tanrıçalar için ziyafetler düzenleyerek, merasimler sırasında yiyecek ve içecek sunarak yerine getirmekteydiler. Krallar bu sebeple yılın belirli zamanlarında düzenlenen bayramlar sırasında çeşitli dini merkezlerde bulunan tanrıların tapınaklarını ziyaret etmekteydiler. Bunlara kült gezileri denmektedir. Bu mecburi geziler sırasında kral dar anlamda Hatti Ülkesi nin belli başlı merkezlerini ziyaret ediyorlardı 264. Hititçe çivi yazılı metinlerde bayram, tören, merasim sözcükleri, EZEN /EZEN 4 sümeogramı ile ifade edilmektedir. Hititçede ise; šiyamana- 259 Ünal, 2007a: Ünal, 2007a: Ünal, 2007a: Macqueen, 2001: Haas, 2001: Sirgavaz, 2012: 21.

84 72 kelimesine karşılık gelmektedir 265. Ayrıca bayram sözcüğü, Akadca, išinnu(m)/eššinu(m) Hurrice, eli- kelimeleri ile ifade edilmektedir. Öte yandan bayram sözcüğü, tanrıya karşı bir şükranı dile getirmek için yapılan dušgarat- yani eğlence, sevinme, neşe, neşelenme anlamına gelmektedir. Eski Hitit tasvirli vazolarında ya da Alacahöyük ortostatlarında betimlenen sahneler, eğlencenin arkeolojik eserler üzerindeki yansımalarıdır 266. Hititlerde kral, tanrının temsilcisiydi. Kutlanması zorunlu olan 170 bayram töreni bulunmakta, 267 bayramlara kral bizzat başrahip sıfatı ile katılmaktaydı. Yılın değişik dönemlerinde yapılan bayramların çok değişik kutlanma nedenleri vardır. Bunlar arasında yağmurların yağması, kuraklığın ve kıtlığın yok olması, toprağın bereketinin artması, bol hasat mahsulü, hayvanların çoğalması, kralın gücünün artması, ülkenin refahı ve zenginliği yer alır AN.TAH.ŠUM. SAR Bayramı Bayram ilkbaharda kutlanır ve 38 gün sürerdi. Hititlerin en önemli bayramlarından biridir. AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı ilk defa I.Šuppiluliuma döneminde kutlanmaya başladığıdır ve kökenini M.Ö 15. yüzyıla kadar dayandırmak mümkündür. Söz konusu bayram hakkında bilgi veren metinlerin büyük bir bölümü III. Tuthaliya dönemine tarihlenmektedir. Bu bayram hakkında bilinen kraliyet ailesinin bayram sebebiyle ülkenin başlıca merkezlerini kapsayan bir geziye çıkma zorunluluğu olduğudur 269. AN.TAH.ŠUM SAR bayramı adını bir bitkiden almaktadır. Bu bitkinin ne olduğuna dair birçok araştırma yapılmış ve farklı öneriler ortaya atılmıştır. Bazı metinlerde bitki SAR postdeterminatifi olmadan da geçmektedir Ünal, 2007a: Sirgavaz, 2012: Ünal, 2003: Haas, 1994: Ardzinba, 2010: , Martino, 2003: 93., Güterbock, 1964: Ertem, 1974: 34.

85 73 İlkbaharda kullanıldığını metinlerden öğrendiğimiz. AN.TAH.ŠUM. SAR Bayramı na ait bir metin yerinde şöyle denilmektedir. AN.TAH.ŠUM SAR ın zamanı geçince tanrılara yine AN.TAH.ŠUM SAR koyarlar 271. İlkbaharda yetişen bu bitkinin, meyvesi bir süre daha kullanılmaktaydı 272. Erkut a göre; Arinna (Alacahöyük) kenti ortostatları üzerindeki tasvirler İlkbahar Bayramı nı yani Hititlerin en önemli bayramlarından biri olan AN. TAH.ŠUM. SAR bitkisi bayramını anlatır. Arinna kenti ortostatlarında geyiklerin önünde görülen ve oturan tanrıçanın elinde tuttuğu bitki ise AN.TAH.ŠUM. SAR bitkisidir. Bayramda adı geçen bitki, zambakgillerden soğanlı bir bitkidir. Fakat bu familyada birçok bitki adı geçmektedir. Bayramda geyik kültünün önemli bir yer tutması ve geyik ile Arinna nın Güneş Tanrıçası ve Arinna Kenti nin ilişkisinin metinlerle de kanıtlanması, bu bitkinin geyik sarımsağı ya da geyik körmeni olarak bilinen bitki olabileceğini göstermektedir 273. Öte yandan Ünal, hem AN.TAH.ŠUM. SAR 274 bitkisinin safran, çiğdem, crocus olduğuna işaret etmekte, hem de kabartmalardaki sahneleri Tanrıça Teteshapi ayinleriyle ilişkilendirmektedir 275. Alacahöyük te bulun bir tablette şu şekilde geçer KUBXV 22 no.lu metinde 12.(..)X Arinna kentinde geyikler ikinci yılda 13.( )Xmajestemi yaşatmış olacaksın X 276. Kral ve kraliçenin AN.TAH.ŠUM. SAR Bayramı nın otuz üçüncü veya dördüncü günü yaptıkları diğer bir ayinde Tauris tanrıçası için düzenlenen ayinle benzerlik gösterir. Bu ayine Piškurunuwa Dağı bayramı deniliyordu çünkü ayin, adı geçen dağın zirvesinde yapılıyordu ve öncelikle tanrılaştırılmış Piškurunuwa Dağı na adanıyordu 277. Kral bu dağın eteğine arabayla geliyor ve ardından, armağanları taşıyan din görevlileriyle birlikte dağa çıkıyordu: Kral (arabadan) iner ve saray oğlanlarının başı ona kalmus 271 Ertem, 1974: Sirgavaz, 2012: Erkut, 1998: Erkut, 1999: Ünal, 2003: 92,2007a: Erkut, 1992: Ardzinba, 2010: 24.

86 74 sunar 278. Testiciler ve aşçılar, kalın ekmekleri kaldırıp kralın önünde tutarlar. Ekmekçilerin ardından Alantsu neferleri ve kıta neferi yürür. Onlarla birlikte saray hizmetçisi karsuva ya gelir. Kral büyük olasılıkla dağda yapılmış olan mabedin kapısına yaklaşınca arabadan inerdi ve geyikler önünde adaklar sunulurdu. Kral arabadan iner ve yüce makamına oturur. Onun çevresinde dansçı bir kez döner ve sonra o (dansçı?) geyiklerin önünden geçer. Saki ise elinde altın testi tutar ve geyiklerin önünde adak sunar 279. Metinden anlaşıldığı üzere; kral AN.TAH.ŠUM SAR bayramında geyik kültü ile ilişkili muhtemel olan Piškurunuwa Dağı na gider ve burada bir kült seramonisine katılır 280. Piškurunuwa dağındaki ayinde geyiklerin kullanılması, ayinin yapıldığı tapınağın Güneş Tanrısı tapınağı olması açısından da ilgi çekmektedir: Kral ve Kraliçe Güneş Tanrısı tapınağına /./ Kral (ve) kraliçe tanrı önünde secde ederler, bir koyunu Güneş Tanrısı na sunarlar. Alantsu neferi söyler, kıta neferi haykırır. Burada adı geçen Güneş Tanrısı, aslında tanrıçadır, çünkü ona sığır kurban edilirdi. (Hititler de inek genelde dişi ilahlara kurban edilirdi). Hatta belki Piškurunuwa dağındaki tapınak Arinna kenti Güneş Tanrıçası na aitti (Hatti dilinde Vurunsemu): / / Ve o kurban eder. Bir sığır, üç koyunu / Güneş Tanrıçasına, tanrıça Mezzulla ya adak sunar./ Arinna kenti Güneş tanrıçasına, Gök (tanrıçasına) kurban verir. Arinna kentindeki geyiklerden bahsedildiği diğer bir Hitit metni ışığında geyik kültü ile Arinna kenti Güneş Tanrısı kültü arasındaki ilişki akla gelmektedir. Güneş tanrısı kültüyle ilişkilendirilen geyik inancı, eski Anadolu Hatti geleneğine bağlıdır, çünkü Anadolu da yapılmış arkeolojik kazılarda 278 Ardzinba, 2010: Ardzinba, 2010: Sirgavaz, 2012: 91.

87 75 bulunmuş olan, M.Ö Binyıllara ait kült eşyaları üzerindeki geyik tasvirleri bunun en güzel kanıtıdır 281. Mabetlerin ve halentuvanın çatısında ayin yapılması AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı nda çatıya yün götürülmesi ve kralın bu törenlerde yünle birlikte Hittit kentlerini gezerek Piškurunuwa Dağı na çıkması, burada geyikler önünde ayin düzenlenmesi ile karşılaştırılabilir. Geyikler ise Güneş kültüyle ilgilidir. Benzer ayin olarak iki Eski Hitit metninde kralın Güneş tanrısı ve büyük yıldız (=büyük güneş tanrısı) için dağa çıktığı kaydedilir. Bu iki ayini H. Otten karşılaştırmıştır. Kralın ayinlerde tapınak ve halentuva çatısına ve dağa çıkması, tanrılarla muhatap olmak üzere göklere çıkması şeklinde yorumlanabilir. Çünkü bu ayinde kral dünyanın dört yönünü de dolaşırdı 282. Kral bayram ritüelinde güneş tanrıçasının şerefine geyik şeklinde bir kaptan içtiği zaman bu geyiğin güneş tanrıçasıyla yakın bir ilişkide olduğunu anlatır. Bunu geyik tanrısı Lullayamma nın Güneş Tanrıçası Mezzulla için (adına) kurban edilme sırası takip eder. Alacahöyük de kral mezarlarında bulunan (standartlar) güneş kursları, güneşin geyikle kombinasyonunu gösterir 283. Koruyucu Tanrı, birçok Hitit metninde Fırtına Tanrısı, Güneş Tanrısı veya Arinna nın Güneş Tanrıçası ile birlikte üçlü bir grup oluşturmaktadırlar. Koruyucu tanrı daima üçüncü sırada yer almaktadır 284. Hitit metinlerinde adı geçen Zippalanda şehrinde bulunan Daha dağı önemli bir merkezdir. Metinlerde Daha dağı ile ilgili olarak Daha Dağı nın Koruyucu Tanrısı ( D LAMMA) ve Kırların Koruyucu Tanrısı ( D LAMMA. LÍL)lile bağlantısı karşımıza çıkmaktadır Ardzinba, 2010: Ardzinba, 2010: Haas, 1994: McMahon, 1988: 37-38,40,44, Popko, 1994: 38.

88 KI.LAM Bayramı KI.LAM kelimesinin Hititçe karşılığı aynı sözcüklerden bozma Éhilammar dır. KI.LAM= É.hilammar kapı, kapı yapısı, pazar yeri anlamlarına gelmektedir 286. Hitit krallarının kült gezileri gerçekleştirdiğin önemli bayramlardandır. Hasat zamanında ya da sonbaharda kutlanan bayram üç gün sürmektedir. Hattuşa da başlayan kutlamalarda, kral, festival için hazırlanır, tanrıların hayvanları nın geçit törenini izler ve çeşitli şehirlerin katılımıyla törenler gerçekleşirdi. Daha sonra kral ve heyeti Fırtına Tanrısı nın NA 4 huwašı sine ilerler ve burada törende sunumlar yerine getirilir. Son olarak da büyük toplantı gerçekleştirilirdi 287. KI.LAM bayramı, kraliyet çifti tarafından Hattuşa içinde tanrı ve tanrıçaların tapınaklarına yapılan kültsel ziyaretleri de içeriyordu 288. Kral ın KI. LAM bayramı sırasında; tanrı hayvanları nın geçit törenini katapuzna adı verilen bir yerden izlediğine dair ilgili metinde şöyle geçmektedir: Kral katapuzna (galeri veya balkon) binasında bulunduğu sürece ve bütün hayvanlar ve ev sahipleri kurban sahibi, ziyafeti veren kimse kral ın önünde geçit yaptıkları sürece hokkabazlar dans ederler 289. Anlaşılan önemli tanrıların sembolize eden kutsal hayvanlar, ritüel bir etkinlik çerçevesinde hayvan kılığına girmiş insanlar tarafından bir geçit töreni ile canlandırılıyordu. Hitit çivi yazılı metinlerde pars, aslan, kurt, köpek ve diğer bazı hayvanlar tanrı hayvanları olarak ifade edilmekteydi. Bunlar belirli somut tanrılarla ilişkilendiriliyordu. Bayramlarda gerçekleştirilen içki seromonilerinde kral ve kraliçenin hayvan biçimli kaplardan sıvı içmeleri de bununla doğrudan bağlantılıdır 290. Ünal da altın ve gümüşten geyik şeklindeki kaplara metinlerde atıflar olduğunu söyler. Bunların boynuzlu veya boynuzsuz oldukları bile belirtilmiştir. Bir başka metinle geyik şeklindeki bir ritonla LAMMA ya yani 286 Haas, 1994: Sirgavaz, 2012: Singer,1983: Singer,1983: Ardzinba, 2010: 47.

89 77 savaş tanrısına içki sunuluyor. Kırların LAMMA sı ise bir metinde kuruta giysili, sağ elinde altında bir yay sol elinde ise altında bir kartal ve tavşan tutan bir erkek heykeli olarak tanımlanıyor. Üzeri altından meyve motifleriyle bezeli altından bir kılıcı var; dört ayağı üzerinde dikilen bir geyik üzerinde duruyor. Bu tarif Yeniköy steatit kabartmasına ve Schimmel ritonuna gerçekten tıpa tıp uyuyor 291. KI.LAM bayramında sergilenen gösterilerin vazgeçilmez bir parçası olan hayvan maskeli insanların geçit töreni ve yaptıkları danslar, çivi yazılı metinlerde tasvir edilmiştir 292. Bu metinlerde kurt, köpek, boğa ve pars gibi hayvan maskeleri giyilmiş ancak geyik maskesine törenlerinde rastlanmamıştır. KI.LAM Festivalinde geyikler tüm hayvan listelerinin dışında ayrı bir hayvan olarak gösterilmişlerdir 293. Listede geyikler ayrı ve önde gelen bir grup olarak verilmişlerdir. Metinlerde KI.LAM bayramında Kırların Koruyucusu olan tanrının ( D LAMMA.LÍL) şarkıcısı da bu sıralamada yer alır. Bu festivalde yine aynı sıra içinde kıymetli metallerden yapılmış dört farklı geyik ritonu yapılmasından bahseder. Bu metinde önemli ayrıntılara yer verilmiştir ve burada bahsedilen geyik ritonlarından şöyledir 294. Metinde geyik dört farklı fonksiyonu ile anlatılmıştır 295. Biri altından yapılmış, bir tanesi boynuzlu ve gümüşten, bir tanesinin boynuzları gümüşle kaplanmış ve sonuncusu da gümüş boynuzsuzdur 296. KI.LAM festivalinde çok sayıda hayvan taşınmaktadır ama geyik bunların dışına tutulmuştur. Diğer bayram metinlerinde dizilerinde ya da sırala bu dörtlüye benzer belge yoktur. Kesin olmamakla birlikte festivalin diğer bir adı vardı listede geçen üç isim vardır. KI.LAM festivalinin şu bayramlarla bazı ilişkisi olabilir. Bunlar: EZEN 291 Ünal, 1993: Sirgavaz, 2012: Singer, 1983: Collins, 2010: Singer, 1983: Collins, 2010: 61.

90 BIBRI/BIBRU Ryton Festivali, EZEN AYÂLI Geyik Festivali, EZEN MEŠ šuppayaš LÙ SANGA-aš Kutsal Rahip Festivalleri dir EZEN AYÂLI Geyik Festivali Dini seramonilerde tanrının hayvanları geçit törenlerinde yer alır, bu hayvanlardan en yaygınlarından biri de geyiklerdir. Benzer durumlarda geyik tören boyunca taşınır diğer metinlerde tören alaylarında bulunmamıştır. KI. LAM festivalin bir özelliği olarak kabul edilebilir ve çok iyi bir gösteri olarak hizmet verebilir GEYİĞİN METİNLERDEKİ TANIMLARI VE TASVİRLERİ Geyikle ilgili metinler incelenirken, geyiğin metinlerdeki tanımları ve tasvirlerine baktığımızda geyiğin şu nitelikleri taşıdığını görmekteyiz: Av Hayvanı Olarak Geyik Anitta metninde sözü edilen "hayvanat bahçesi" nin işlevi ise henüz açıklık kazanmış değildir. Koruyucu Tanrı yla ilgili bir bayram tasvirinde IV. Tuthaliya olması muhtemel bir kral, Saliwanda Dağı nda ve Kurma ve Kella ırmaklarında toplam 14 adet yaban keçisi avlamakta ve bunlar kurban olarak gene Halenzuwa, Salmanku, Sehiriya gibi ırmaklara ve Anziya Pınarı na sunulmaktadır. Ayrıca avcılar tarafından avlanan av hayvanlarının etleri kurban malzemesi olarak belirli Tanrılara sunulmaktaydı Singer, 1983: Singer, 1983: Ünal, 2005: 152.

91 79 Hitit yazılı belgelerinde Kral Anitta gerçekleştirdiği bir avı, şu övgü dolu sözlerle anlatmaktadır: "And içerim ki! Gerçekleştirdiğim bu av da Neša şehrime; 2 aslan, 70 domuz, 60 yaban domuzu ve ayılar, leoparlar, aslanlar, ceylanlar ve vahşi keçilerden oluşan toplam 120 adet hayvan getirdim" demektedir. Anitta iddialarını desteklemek için ve prestij kazanmak amacıyla bu avı bir propaganda aracı olarak sunmaktadır. Ayrıca yazılı belgelerde Anitta nın avladığı bu hayvanların bir listesi de bulunmaktadır. Bu listedeki hayvanlar; leopar, aslan, ayı, domuz, kurt, geyik, ceylan, keçi olarak kaydedilmiştir 300. Maşat höyük arşivinde bulunan yönetici Habiri nin Hitit Kralı na yazdığı resmi bir mektupta ise Krali av seferlerinde av hayvanları için ayrılmış özel korunaklı bir alan içerisinde gerçekleştirildiğini belirtmiştir. Esir edilmiş bu vahşi hayvanlar genellikle dini gösteriler için kullanılırdı. Bu hayvanlar arasında vahşi memeliler geyik ve kuşlarda bulunmaktaydı 301. Hayvanların koruyucu tanrısı özellikle geyikle ilişkidir. Habiri nin Kraliyet oyun parkına vahşi hayvanlar toplamak için çaba göstermiştir. Ve bazı hayvanları yakalamakta zorlanmıştır. Habiri bu hayvanlar içersinde kūrala- ve šarmiya hayvanları yer almaktadır. Habiri av hayvanı olarak geyiği talep etmiştir. Hitit metinlerinde geyik listelerde sık sık aslanlar, leoparlar ve diğer büyük av hayvanlarıyla verilmiştir. Hitit kralları krali av parklarını bu tür hayvanlarla doldurmuşlardır. Bu av olasılıkla sadece elit kişiler tarafından geçekleştirilmiştir. Kral ın profesyonel avcı ekibinin görevi, bu hayvanı öldürmeden av olarak yakalamaktır. Geyikler ormanlarda doğal ortamlarında yaşıyorlardı. Kırların Koruyucu Tanrısı tarafından tutulan ok ve yay onun hayvanlar üzerindeki hakimiyetinin bir simgesidir. Krallar av silahlarını hem 300 Collins, 2002: Collins, 2002: 249.

92 80 yaşamda hem de yaşamdan sonra tutuyorlar. Kral da Kırların Koruyucu Tanrısı gibi hem koruyan hem de liderdir 302. Alacahöyük Kabartmaları ve Kınık Gümüş Kabı nın gösterdiği gibi, özellikle geyik avında, bu hayvanın yakalamış ve bir ağaca bağlamış türleri, yem (decoy) olarak kullanılıyordu. Gerçekten de Hitit kanunlarının 65. maddesi, eğitilmiş bir keçi, geyik ve dağ keçisinin çalınmasından bahseder ki, bunların da avcılıkta yem olarak kullanıldığına şüphe yoktur. Dini ayin, büyü ayinleri ve fal metinlerinde sık sık karşımıza çıkan LÙ MUŠEN.DÙ "kuşçu, kuş yakalayıcı, kuş falcısı", kuş falcılığında kullanılan kuşları yakalamak ve eğitmekle yükümlüydü 303. Hurri-Hititçe metninde nankör geyiğe karşı dilenen, "iç yağını avcılar, derisini de kuşçular alsın!" lanet sözünden hareketle bu kişinin "kürkçü" olduğu ileri sürülmüşse de bu asla kesin değildir. Kuş yakalamakta kullanılan yöntemler çok çeşitli olmalıydı. Elle yakalama, tuzağa düşürme, ağ, tuzak, kapan yanı sıra bolca ele geçen ikonografik malzemenin gösterdiği gibi doğanla yakalama da yaygınca kullanılıyordu Tanrı nın Hayvanı Olarak Geyik Kırların Koruyucu Tanrısı D LAMMA. LÍL in 305 kutsal hayvanı olan geyik, yazılı kaynaklarda ilk kez Anitta Metnin de geçmektedir 306. Tanrıça İnar ın hayvanın da geyik olduğu bilinmektedir 307. Tanrı LAMMA metinlerde Geyik Tanrı olarak da tercüme edilmektedir 308. Karatepe yazıtlarında geyik ya da geyik boynuzu gibi çatallı bir boynuzu olan hayvandan da bahsedilir. Koruyucu Tanrı Hatti de boynuzlu bir hayvan üzerinde durur. Bu hayvan hiyeroglifte D LAMMA şeklinde 302 Collins, 2010: Ünal, 2005: Ünal, 2005: Brandenstein, 1943: Neu, 1974: Singer, 1983: Güterbock, 1950: 92.

93 81 gösterilir 309. Yine M.Ö.13. Yüzyıl Hitit Kralı IV.Tuthaliya zamanına tarihlenen, dönemine ait Yalburt yazıtlarında 310 CERVUS 3.DEUS (Ku)runti(ya)/ Kurunti(ya) olarak okunur 311. Emirgazi yazıtlarında ise Geyik Tanrı ifadesi birkaç defa şöyle geçmektedir: fakat bu stellere zarar verecek ya da onları TANA yapmayacak kral onun için Arinna nın Güneş Tanrıçası, Göğün Fırtına Tanrısı, Geyik Tanrı, Dağ-Masası Tanrısı, ve tanrı TARZANU fakat bu stelleri sabit tutturmayacak ve onları mahvettirmeyecek ve kralı, Arinna nın Güneş Tanrıçası, Göğün Fırtına Tanrısı, GeyikTanrı, Dağ Masası Tanrısı ve..tanrı tamamen ölçü içinde tutacak. Ve dağ masası (üzerine) A.CERVUS koyacak olan (O) O VİTELLUS. olup olmadığı, Ben/Benim Güneşim (Majestem), Büyük Kral, Labarna, Tuthaliya [ ]tam yerine onu ver. Bana HASA vermeyecek olan (O), ona Geyik Tanrısı, Dağ Masası Tanrısı (ve)tanrı bana HASA veren (O), Geyik Tanrısı, Dağ Masası Tanrısı ve [ ] tanrı bolluk ve ANARSUHA içinde onun önünde koştu 312. Kırların Koruyucu Tanrısı bu yazıtlardanda anlaşılacağı üzere Hitit İmparatorluk Çağı nda geyikli Tanrı Kurunta-Kuruntiya olarak geçmektedir Kült Hayvanı Olarak Geyik AN.TAH.ŠUM. SAR bayramının 32. ve 34. günlerinde Piškurunuwa dağında geyiğe içki kurban edilmektedir. 313 Metnin ilgili satırlarının tercümesi şöyledir: Kral arabadan aşağı iner, Kral oturur. Bir dansöz kendi etrafında bir defa döner, geyiğin önünde durur. Bir saki altından bir Tapasina kabı ile 309 Barre, 1978: Harmanşah-Johnson, 2012: Hawkins, 2004: Hawkins, 1995: 88 89, Karauğuz, 2001: Erkut, 1998: 193.

94 82 geyiğe libasyon yapar. 314 Metinden anlaşıldığı üzere; kral AN.TAH.ŠUM SAR Bayramı nda geyik kültü ile ilişkili muhtemel olan Piskurunuwa dağına gider ve burada bir kült seramonisine katılır 315. Geyikler önünde yapılan kurban merasimi, bu hayvanların kutsal kült hayvanları olduklarına işaret etmektedir. Hititlerde özel bir geyik bayramı da EZEN AYÂLI; 316 geyik kültü kapsamında geyikleri ehlileştirerek ev hayvanları gibi bakıldığını göstermektedir Kurban Hayvanı Olarak Geyik Hitit ayinlerinde kurban edilen hayvanların listeleriyle sıkça karşılaşıyoruz fakat bunların hiyerarşisini yerine güvenli şekilde belirlemek zordur. Bazı ayinlerde boğadan sonra koyunlar, keçi geliyorsa, başka ayinlerde listenin başında keçi ve koyun geliyor ve boğa bunları takip ediyor. Bununla birlikte kurban ayinlerinde ilgili hayvanların şu sıralama sıkça görülmektedir: boğa (sığır),koyun, keçi, domuz, köpek (enik). Ayinlerde kurban edilen hayvanların listesi hiyerarşi özelliği taşımaktadır. Hitit ayinlerine ilişkin metinlerde belirli tanrılar için sadece somut olarak belirlenmiş hayvanların kurban edileceğini gösterir ve bu durum bir hiyerarşiye işaret etmektedir 318. Bu da bize kurban edilen hayvanlar içinde geyiğin yer almadığını gösteriyor. 314 Haas, 1970: Sirgavaz, 2012: Güterbock, 1970: Haas,1970: Ardzinba, 2010: 87.

95 Riton Olarak Geyik Tapınakların en önemli demirbaşları arasında BİBRU ları görmekteyiz 319. Riton Akadca BIBRU Hititçe halwani=hayvan şeklindeki kap olarak geçer 320. Metinlerde ritonların aslan, aslan boynu, sığır, yabani boğa, boğa, buzağı boynu, dana, sığır başı, koyun başı, koç, dağ koyunu, yaban koyunu, at domuz, erkek domuz, köpek, kuş, kartal ve geyik biçimli yapıldıklarından bahsedilmektedir 321. Geyik metinlerde riton olarak da yer almaktadır. Geyik ritonları törenlerde önemli bir yer tutar. BIBRU LU.LIM, Geyik BIBRU AIALI/AIALU, Geyik 322 anlamına gelmektedir. Hitit çivi yazılı metinlerinde; gümüşten, ağaçtan, pişmiş topraktan, kilden, taştan, beyaz taştan, lacivert taştan yapılmış hayvan şekilli kaplar (BIBRU) yer almaktadır 323.Bu kaplar tanrıların özel bayramları kutlanırken dini törenler sırasında libasyon yaparken kullanılıyor. Heykellerine tapınılan tanrıların birer kutsal hayvana sahip olmaları, bu hayvan biçimli kapların varlığını gerektirmiştir. Güterbock un belirttiği gibi, hangi tanrı içilecekse, o tanrıyla ilgili hayvanın BIBRU sunun kullanılma zorunluluğu düşünülebilir. Metinlerde BIBRU lar ile bir dizi tanrı, ya kral ya da kraliçe çifti tarafından içilmekte veya o tanrıların tapınaklarının kült eşyaları arasında sayılmaktadır. Bir metinde kral ve kraliçe çifti D LAMMA yı (koruyucu tanrı) oturak geyik BIBRU sundan içmektedir. Bibruları doldurmak libasyon anlamına gelmektedir. Aynı zamanda bu kap ile ya tanrının kendisi ya da hayvanı temsil edilmekteydi. Bundan dolayı kabı doldurmak tanrıyı içmek anlamına gelmektedir 324. KI.LAM festivali sırasında hayvan figürleri ve diğer kült sembolleri ile bir kıyaslama yapılmıştır Coşkun, 1992: Ünal, 2007b: Coşkun, 1992: Carruba, 1967: Ertem, 1988: Coşkun, 1992: Carruba, 1967: 90.

96 Hiyeroglif Olarak Geyik Hitit hiyeroglif yazısında geyik üç farkı şekilde yer alır. Tam hayvan şeklinde veya hayvan başı ve geyiğin boynuzu işaret olarak kullanmıştır 326. Boğazköy de Yazılıkaya daki bulunan 32 nolu kabartmada erkek tasviri boynuzlu sivri bir külah, kısa etek ve sağ omuzda orak biçimli kılıcıyla tasvir edilmiştir (Lev.42. 5). Kabartmada yer alan hiyeroglif işaretlerinden biri, bir geyik boynuzudur. Bu işaret belkide adı bilinmeyen bir koruyucu tanrıyı, belki de geyik tanrıyı ifade etmektedir 327. Yazılıkaya da tanrı LAMMA nın betimi şu şekildedir: Önünde bir boynuz bulunan külah biçimli şapkası üzerinde dikey çizgiler vardır. Figürün yüz hatlarında burnu ve kulakları, halka küpesi belirgindir. Elleri önedoğru uzanmış ve sağ dirseğinin arkasında bir tutam saçı görünmektedir. Beli kalın kemerli, dizlerine kadar inen bir etek giymektedir ve ayaklarında burnu yukarı kalkık ayakkabıları vardır. Omzunda bir orak, 328 önünde tanrı hiyeroglifi ve altında geyik boynuzuna benzer bir simge bulunan figürün kim olduğu tam tespit edilemese de bir Koruyucu tanrı olduğu düşünülmektedir. Yine de önündeki hiyerogliflerde Geyik Tanrı işareti okunabilmektedir 329. Laroche, tanrının Hititçe ideogramını D LAMA 330 şeklinde vermektedir. Laroche nin okuduğu bu ideogramda ok ve yay Koruyucu Tanrı nın simgesidir 331 ve bu sayede figürün bir koruyucu tanrıya ait olma olasılığını güçlenmektedir 332. Boynuzlu geyik başlarının kült törenlerinde kullanıldığına değinmiştik bunun bir örneği de Ön Asya da vardır. Ninive de Orta Asur Dönemi nde ait bir yöneticiye silindir mühür üzerinde altar ve üzerinde boynuzlu geyik başı 326 Laroche,1960: Seeher, 2011: Seeher, 2006: Cimok, 2008: Laroche, 1952: Darga, 2002: Güterbock, 1950: 92.

97 85 yer almaktadır 333. Bir diğer hiyeroglif ise Hatip Kaya Anıtı nda da CERVUS-ti MAGNUS. REX [HEROS Mu]wa-ta-li MAGNUS. REX HEROS FILIUS Büyük Kral, kahraman, Muwattalinin oğlu, Büyük Kral, kahraman Kurunta hiyeroglifidir 334.Son olarakta Altınyayla stelinde Tanrı Kurunta nın sol elinin üstünde geyik boynuzundan bir hiyeroglif ye alır ve bu hiyeroglif Kurunta diye okunmaktadır. Bu tasvir Tanrı Kurunta yı temsil etmektedir 335. Metinlerden anlaşıldığı üzere doğadaki geyik, önünde tören yapılan, sunumda bulunulan bir hayvandır. Geyikle birlikte kült açısından önem taşıyan boğa ve aslan gibi hayvanların bu özelliği yoktur. 333 Porada, 1986: Dinçol-Dinçol, 2005: Müller-Karpe, 2003:

98 86 SONUÇ Asya, Avrupa gibi kıtaların geçiş noktasında bulunan ülkemiz, gerek coğrafi konumu, gerekse değişik topografik yapı ve iklimler nedeniyle farklı ekosistemlere sahiptir. Türkiye ılıman kuşak ile subtropikal kuşak arasında yer alır. Bu nedenle birçok hayvan türünün yaşamasına imkân sağlayan Anadolu, geyiğin yaşam alanı için de uygun iklim koşullarını sağlamıştır. Bu uygun şartlarda yaşama imkanına sahip olan geyik Anadolu tarihinde ve sanatında özel bir yer edinmiştir. Anadolu sanatında ilk kez Paleolitik Çağ da görülen geyik tasvirleri farklı dönemlerde (Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı ve Hitit Çağı nda) farklı sanat eserleri üzerindeki betimlemelerle varlığını sürdürmüştür. Anadolu ya mahsus iki geyik türü vardır. Bunlar Kızıl geyik ve Alageyik tir. Geyik türlerini incelediğimizde Kızıl geyik / Ulu geyik (Cervus elaphus) in Anadolu nun kuzey ve orta kesimlerinde yaşadığı görülmektedir. Arkeolojik verilerde bunu destekler niteliktedir. Kazılarda elde edilen kemik kalıntıları, Tepecik-Çiftlik, Tarsus, Beycesultan, Hacılar, Can Hasan, Korucutepe, Çatalhöyük, Köşkhöyük, Acemhöyük, Alacahöyük, Boğazköy gibi merkezlerdeki, türün kızıl geyik olduğunu göstermektedir. Alageyik ise daha sıcak Akdeniz iklim kuşağını seven bir türdür ve yoğun olarak Anadolu nun güney kısımlarında yaşamaktadır. Bunun yanı sıra tasvirli eserlerde Kastamonu Kınık Kabı ndaki geyikler karakteristik olarak alageyik (dama dama) özeilikleri gösterirler. Bunun paralelleri olan Alacahöyük ortostatları, Schimmel frizi ve Yeniköy kabartması, Hüseyindede vazosu, Eskiyapar kabartmalı kap parçasında da alageyik tasvir edilmiştir. Bu veriler bize Anadolu nun erken dönemlerinde kızıl geyiğin yoğun olduğunu ancak M.Ö.2. Bine gelindiğinde olasılıkla bu türün azaldığını ve alageyiğin kendine daha geniş bir yayılım alanı bulduğunu ve buna bağlı olarak da sayılarında artış olduğunu göstermektedir. Roma Dönemi nde Diana nın

99 87 kutsal olduğu Efes te birçok sikkede alageyik betimi bulunmaktadır 336. Bu da tasvirin daha geç dönemlere kadar gittiğini kanıtlar nitelikte bir veridir. Günümüzde ise hızlı nüfus artışı ve sanayileşmenin beraberinde getirdiği bir takım olumsuz koşullar, dünya genelindeki memeli türlerden bazılarının neslinin azalmasına veya yok olmasına yol açmaktadır. Bunlar arasında alageyik ve kızıl geyik yer alır. Bugün Türkiye de kızıl geyiğin nesli tükenme noktasına gelmiştir ancak alageyik türü daha fazla korunabilmiştir. Tasvirlere baktığımızda Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Erken Tunç Çağı nda geyik kültünü farklı eser gruplarında, duvar resimleri, seramikler, sandartlar ve sistrumlar üzerinde ve heykelcik biçiminde, görmekteyiz. Geyiklerin standart ve kaide olarak kullanılan örnekleri Hattiler den (Erken Tunç Çağı) beri bilinmektedir. Alacahöyük kral mezarlarına bırakılan geyik heykelciklerinden bazıları gümüşle kaplanmış bazıları farklı işleme teknikleriyle yapılmıştır, ve bunların her birine farklı anlamlar yüklenmiştir 337. Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda ise geyiğin yer aldığı eserler önceki dönemler kadar çeşitli değildir. Bu döneme ait geyik heykelciği veya riton ele geçmemiştir. Sadece bir vazo üzerinde, mühürlerde, bunun yanında tam kesinleşmemiş olsa da kurşun figürünler üzerinde tasvir edildiği görülmüştür. Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda geyik tasvirine özellikle silindir ve damga mühürlerde rastlanmaktadır. Mühürlerin büyük bir kısmı Kaniş Karum u II. ve Ib katlarına tarihlenmektedir. Bunlara ek olarak geyik tasvirleri Boğazköy Acemhöyük, Konya-Karahöyük, Adana mühürlerinde görülmektedir. Bu eserler tiplerine göre silindir ve damga mühürler, konularına göre ayrılmıştır. Mühürlerde geyik, av hayvanı, Kırların Koruyucu Tanrısı nın hayvanı olarak, mitolojik ve tapma sahnelerinde ise diğer hayvanlarla birlikte verilmiştir. Mühürlerde çoğunlukla silindir tipi tercih edilmiştir. Bunun nedeni olarak hem mühür yüzeyinin oldukça kalabalık 336 Zeuner, 1963: Collins,2010: 61.

100 88 olması hem de bir mühürde birden fazla sahnenin betimlenmiş olduğu düşünülmektedir. Paleolitik Çağ dan itibaren gelişen, geyiğin başrollerden birini oluşturduğu ikonografik yapı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda ve Hititler vasıtasıyla geleceğe devredilmiştir. Geyik tasvirlerinde güçlü bir şekilde gördüğümüz devamlılık Hitit Çağı nda de devam etmektedir. Tasvirli sanat eserleri bunu göstermektedir. Hitit Çağı'na ait geyik ve geyik kültü ile ilgili filolojik belgelerin ortaya çıkmasıyla önemli bilgiler elde edilmiştir. Bu dönemde geyiğin yer aldığı tasvirli eserlerde çeşitlilik ve artış görülmektedir. Geyik ve geyikle ilgili sahneler; damga, silindir, dikdörtgen prizma ve kare biçimli mühürlerde, ayrıca pişmiş toprak, taş ve metal eserlerde de görülmektedir. Bu tasvirli eserlerin büyük bir kısmı Boğazköy, Konya-Karahöyük, Alacahöyük, Tarsus kazılarında mühür ve mühür baskıları olarak ele geçmiştir. Mühürler üzerinde geyik; libasyon sahnelerinde ve mitolojik sahnelerde, Kırların Koruyucu Tanrısı ve av hayvanı olararak diğer hayvanlarla birlikte tasvir edilmiştir. Eskiyapar da Hitit Çağı katında bulunmuş bir kap parçası üzerinde koruyucu tanrı tasviri betimlenmiştir. Schimmel koleksiyonundaki geyik ritonunda 338 ve Altınyayla stelinde de tasvir edilen tanrı yine Kırların Koruyucu tanrısıdır 339. Yeniköy de bulunmuş bir levhada da tanrı, geyiğin üzerine basmaktadır 340. Pişmiş toprak eserlerde de özellikle kabartmalı vazolarda geyik tasvirleri ile karşılaşmaktayız. Hitit Çağı na ait toplam 5 adet pişmiş toprak vazo ve seramik parçası üzerinde geyik tasviri görülmektedir. Alacahöyük yakınlarındaki Selimli de bir eser üzerinde geyik avı tasviri yer almaktadır. Hüseyindede vazosunda temsil edilen alageyik, yazılı belgelerde de 338 McMahon, 1995: 1991, Müller-Karpe, 2003: Collins, 2003:

101 89 belirtildiği gibi, olasılıkla tanrıya sunu için götürülüyor olmalıdır. Boğazköy Testisi nde doğal ortamda dağ keçileri betimlenmiştir. Yine Boğazköy de bunan seramik parçası ve ağırşak üzerinde geyik başı tasvir edilmiştir. Maşat Höyük te geyik heykel parçası, bulunmuştur 341. Taş eserler içersinde bu dönemde 3 adet eserde görülmektedir. Taş eserlerde geyik avı betimlemelerinin en güzel örneğini Alacahöyük Sfenksli Kapı orthostatlarında görmekteyiz 342.Ayrıca bu döneme ait 3 adet metal eser vardır. Metal eserlerde geyik avı sahnesini Kastamonu-Kınık ta Taprammi Kabı olarak adlandırılan eserde görmekteyiz. Av sahnelerinde görülen geyik doğal ortamında, geyiğe libasyon yapılırken veya avlanırken tasvir edilmiştir. Geyiğin diğer hayvanlarla mücadelesine rastlanmamıştır. Bu eser farklı yaşlardaki geyiklerin gelişimi göstermesi açısından önem taşımaktadır. Kırların Koruyucu Tanrısı Anadolu daki en ilginç tanrılarından biridir. Bu tanrı Hitit Çağı nda vahşi doğaya uygun hayvanlarından biri olarak sembolize edilmiştir. Anadolu nun çeşitli yerlerine yayılmış ve IV. Tuthaliya ya ait anıtlarda, dağların üzerinde duran Kırların Koruyucu Tanrısının hayvanı olan geyik kültü tasvir edilmiştir 343. Av Tanrısı ya da Kırların Koruyucu Tanrısı D LAMMA. LíL. e Asur Ticaret Kolonileri Çağı ve Hitit Çağı boyunca büyük ayinlerde ve yerel festivallerde yaygın bir şekilde tapınılmıştır 344. Hitit Çağı nda KI. LAM festivali törenleri tanrıların kutsal hayvanları ile başlar; dansçılar ve diğer göstericiler ile devam eder. Daha sonra bazen Av Tanrısı özelliği ile bazen de Kırların Koruyucu Tanrısı özelliği ile tanınan D LAMMA. LíL. in rahibi gelir ve şarkılar söylenir. 345 Tanrının avcılık özelliği AN.TAH.ŠUM SAR bayramındaki bir bölümde de dikkati çeker, burada da köpek maskeli adamlardan ve avcılardan bahsedilir 346. Bu dönemde Kralın 341 Özgüç,T.,1978: Özgüç, T., 2005: Hawkins in makalesi baskıda: Collins, 1989: Collins, 2002: Haas, 1994: 454.

102 90 Koruyucu Tanrısı olarak da bilinir. 347 Bütün bu tasvirler bize Geyikli Tanrı/Kurunti(ya) nın kültünün IV. Tuthaliya ile ilişkili olduğunu göstermektedir Karatepe yazıtlarında geyik ya da geyik boynuzu gibi çatallı boynuzu olan bir hayvandan bahsedilir. Koruyucu Tanrı Hatti de boynuzlu bir hayvan üzerinde durur. Bu hayvan hiyeroglifte D LAMMA şeklinde gösterilir 349. Yine M.Ö. 13. yüzyıl Hitit Kralı IV. Tuthaliya zamanına tarihlenen, Yalburt yazıtlarında 350 CERVUS 3.DEUS Kurunti(ya) okunur 351. Emirgazi yazıtlarında Geyik Tanrı ifadesi birkaç defa geçmektedir: 352 Hatip Kaya Anıtı nda da Kurunta hiyeroglifi okunur 353. Metinlerde kurt adam, köpek adam, leopar adam ve boğa maskeli adamlar geçmektedir. Ancak geyik maskeli adamlarlar geçmemektedir. Bunun nedeni diğer hayvanların vahşi özellikleriyle temsil edilmiş olması, geyiğin doğa hayvanı, koruyucu bir özelliğe sahip olduğunu ve ehli hayvanlar içinde yer alması ile gösterilebilir. Geyik eya 354 ağacıyla bütünleştirilir. Bir kült hayvanıyla ağacın birleştirilmesi geyiğe özgüdür. Geyiğin genel olarak sembolizmine göz atıldığında, yüksek, dallı budaklı boynuzlarının çoğu kez Hayat Ağacı na benzetildiği görülür. Dolayısıyla doğurganlığın, yeniden doğuşun simgesi olmaktadır 355. Yine metinlerden de anlaşıldığı üzere geyiğe doğal ortamda tören yapılmakta ve sunumlarda bulunulmaktadır. Hitit başkentinde Hattuşa hanedanı yıkılmış olsa da Anadolu da Hitit kültürünün etkisi sona ermemiştir. Varlıklarını, kültürel ve kısmen siyasi açıdan M.Ö.1. Bin yılda da devam ettirmiş ve Klasik Dönemlerde de etkilerini 347 Hawkins, 2004: Collins, 2003: Barre, 1978: Harmanşah-Johnson, 2012: Hawkins, 2004: Hawkins, 1995: 88 89, Karauğuz, 2001: Dinçol-Dinçol, 2005: Blasweiler, 2013: Oğuz, 2002: 857.

103 hissettirmişlerdir 356. Geç Hitit Çağı nda Malatya, Karasu ve Hacı Bebekli kabartmalarında Kırların Koruyucu Tanrısı tasvirinin devamlılığını görüyoruz 357. Frig Dönemi nde de pişmiş toprak eserler üzerinde, geyik stilistik biçimde tasvir edilmiştir. Boğazköy 358,Alacahöyük 359, Maşat Höyük, 360 Alişar 361 IV de, özellikle stilize edilmiş siluet tekniğindeki geyik figürleri karşımıza çıkmaktadır. Geyik, çabukluğun olduğu kadar ürkekliğin de simgesidir. Klasik Dönem lerde bu hayvan, avcı bakire Artemis e adanmıştır. Grek-Roma mitolojik ikonografisinde geyikler Artemis in arabasını çekmekte olup tanrıça bunları altın dizginlerle idare etmektedir. Anadolu da Hadrian ve Antonin dönemlerinde basılmış sikkeler üzerinde geyik Zeus la birlikte betimlenmiştir. Klasik Dönem Anadolu sunda geyik kendine geniş yayılma alanı bulmuştur 362. Eski kültlerde boğa ve geyik, halk kitlelerinde kendilerini korumuşlar ve tarih öncesi dönemlerden Roma Dönemi kültüne aktarılmışlardır 363. Geyik, M.Ö.1. Binde İskit sanatının başlıca motiflerinden biri olmuştur; özellikle tek başına temsil edildiği eserlerde bu sanatın adeta bir karakteristiği haline gelmiştir 364. Türk lerde geyik (buğu) toprağın dişiliğin sembolüdür ve Asya Türk efsanelerinde de yer alan geyik, hep dişidir 365. Yakın Doğu da olduğu gibi Orta Asya ve Avrasya kültürlerinin şamanizm inancında geyik ayrı bir önem taşımaktadır. Şamanlarda takılan başlıklarla üst dünya ile ilişki kurulmaktadır. Üst dünyanın ruhları ile iletişim kurmada, üzerinde kartala benzer bir şekil olan ya da önünde iki boynuz 356 Collins, 2002: Müller- Karpe, 2003: Akurgal, 1955: Koşay-Akok, 1966: 18-19, Koşay-Akok, 1973: Özgüç, 1982: Osten, 1937: 468; Akurgal, 1955: Oğuz, 2002: Przeworski, 1940: Oğuz, 2002: Oğuz, 2002:

104 92 bulunan taçlar kullanmışlardır. Bu boynuzlar göksel geyikleri ifade etmektedirler. Avrasya da M.S yy. kayalarda da geyik tasvirleri yer almaktadır. Böylece bu bölgelerde zengin bir geyik kültünün devamlılığını görüyoruz 366. Sonuç olarak Anadolu nun zengin coğrafyasında şekillenen Anadolu uygarlıklarında geyik, başlıca kült hayvanlarından birisi olmuştur. Gerek arkeolojik buluntulardan gerekse filolojik belgelerden elde ettiğimiz verilerin ışığında Yakındoğu nun bir başka bölgesinde böylesine zengin bir geyik kültü ile karşılaşmadık. Her dönemde, Yakındoğu dan ve Asya ya kadar uzanan geniş bölgede yaygın bir geyik kültü ve kültürü kendisini güçlü bir şekilde göstermektedir. Geyiğin tanrısallaşması, yaşamla birleşmesi ve çok sayıda kültsel nitelik kazanması M.Ö.2. Binde Anadolu gerçekleşmiştir. 366 Hoppál, 2012: 217.

105 KAYNAKÇA Akurgal, Ekrem; Phrygische Kunst, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, ALP, Sedat; Hitit Hiyeroglif Mühür ve Kitabelerindeki Bazı Şahıs Adlarının Okunusları Hakkında, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, ALP, Sedat; Konya Civarında Karahöyük Kazılarında Bulunan Silindir Ve Damga Mühürleri, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, ALP, Sedat; Beitrage Zur Enforschung Des Hethitischen Tempels, Kultanlagen Im Lichte Der Keilschrifttexte, Ankara, ALPARSLAN Meltem, ALPARSLAN Metin, ÖZDEMİR Celal ; Amasya Müzesinde Bulunan Bir Grup Mühür Veysel Donbaz a Sunulan Yazılar DUR. SAR É.DUB. BA. A Studies Presented in Honour of Veysel Donbaz, Ed. by. Şevket Dönmez, İstanbul, Ege Yayınları, 2010, s ARBUCKLE, Benjamin S.; Zooarchaeology at Acemhöyük 2013 Anatolia/ Anadolu 39, 2013, s ARDZİNBA, Vladislav; Eskiçağ Anadolu Ayinleri ve Mitleri, çev: Orhan Uravelli, Kafdav Yayıncılık, Ankara, ARIK, Remri Oğuz; Alaca Höyük Harfiyatı 1935`deki Çalışmalara Ve Keşiflere Ait ilk Rapor, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, ARIK, Remzi Oğuz; Alacahöyük Hafriyatının İlk Neticeleri, Belleten Sayı: 1 Cilt: 1 - Kolektif - Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1937a, s BALTACIOĞLU, Hatçe; Alaca Höyük Sfenksli Kapı Kabartmalarında Yaban Domuzu ve Geyik Avı, Ankara, BARRE, M.L. D LAMA and Rešep at Ugarit: The Hittite Connection, Journal of the American Oriental Society, Vol. 98, no.4: , 1978.

106 BERAN, Thomas; Die Hethitische Glyptik Von Boğazköy I, Berlin, Verlag Gebr. Mann, BİLGİ, Önder M.Ö. 2. Binyılda Orta Karadeniz Bölgesi, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara, s BİRECİKLİGİL, Sevil, ÇELEKLİ, Fadime, ÇELEKLİ, Abuzer, ÇİÇEK, Erdoğan; Karagöl Mevkiinde (Nurdağı, Gaziantep) Doğaya Salınan Kızıl Geyik (Cervus elaphus) ların İzleme Programı Nevşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt 2(1), 2013, s BITTEL, Kurt; Die Hethiter: D. Kunst Anatoliens vom Ende des 3. bis zum Anfang des 1. Jahrtausends vor Christus, Munich, Beck,1976. BIÇAKÇI, Erhan., ALGÜL, Çiler, BALCI, Semra, GORDON, M. ; "Tepecik Çiftlik"Türkiye`de Neolitik Dönem: Anadolu`da Uygarlığın Doğuşu ve Avrupa`ya Yayılımı - Yeni Kazılar, Yeni Bulgular, Ed. Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2007, s BLASWEILER, Joost; The Mother Of The Hunting Godand a Kursa On The Eya Tree Anatolia In The Bronze Age, Arnhem(nl) 5, 2013, s BOEHMER, R.Michael; Beitrag Zur Kenntnis Hethitischer Bildkunst, Heidelberg, BOEHMER, R.Michael; Die Kleinfunde Aus Der Unterstadt Von Boğazköy, Berlin, Gebr. Mann Verlag, BOEHMER, R.Michael; Die Reliefkeramik Von Boğazköy, Berlin, BOEHMER, R. Michael, Güterbock, H.Gustav; Glyptik aus dem Stadtgebiet von Boğazköy: Grabungskampagnen , , Berlin, BOSSERT, H. Theoder; Altanatolien, Berlin, 1942.

107 BOSTANCI, E. Yaşar; A New Paleolithic Site at Beldibi Anatolia/ Anadolu 4, 1959, s BRANDENSTEIN, C.Georg; Hethitische Götter nach Bildbeschreibungen, 46/2, Leipzig, CARRUBA, O; Rhyta In Den HethitischenTexten, Kadmos VI,1967, s CİMOK, Fatih: The Hittites and Hattuša, İstanbul, CLİNE, E.H; Hittite Objects in the Bronze Age Aegean AnSt 41, s ,1991. COLLINS, B.Jean; The Representation Of Wild Animals in Hittite Texts, Doktora Tezi, Yale Üniversity, COLLINS, B.Jean; A History of The Animal World in The Ancient Near East, Leiden, COLLINS, B. Jean; On the Trail of the Deer: Hittite Kurala Hittite Studies in Honor of Harry A. Hoffner Jr. On the Occasion of His 65th Birthday, Ed. by G.Beckman, R. Beal, G. McMahon, Indiana, 2003, s COLLINS, B.Jean; The Master of Animals in Old World Iconography, Ed by D.B Counts, B. Arnold, Budapest, 2010, s COŞKUN, Yaşar; Hitit Kap İsimleri, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1991 yılı Sonbahar Dönemi Konferansları, Ankara, 1992, s CORRENS, U. Moortgat; Ein Klenier Reliefierter Bronze-Teller Aus Der Hethitischen Grossreichs-Zeit Nimet Özgüç e Armağan Aspects Art AndIconography: Anatolia And Its Neighbors Studies in Honor of Nimet Özgüç, Ed. by. M. J. Mellink, E.Porada, T.Özgüç, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1993, s

108 CREPON, P ; Le thème du cerf dans l'iconographie anatolienne des origines à l époque hittit, Hethitica IV, 1981, s ÇINAROĞLU, Aykut; Kastamonu Kökenli Bir Grup Hitit Gümüş Eseri, Museum 4, , s DARGA, A. Muhibbe; Hitit Sanatı, İstanbul, Anadolu Sanat Yayınları, DENİZ, Eşref; Acemhöyük Saray Kazılarında Çıkan Kemik Kalıntıları Üzerinde Arkeobiyolojik Araştırmalar I. AST, Ankara, 1985, s DİNÇOL, Ali, DİNÇOL. Belkıs; Hititler Görsel Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi 1, Yayınlayan. Ragıp Yazır, İstanbul,1982, s DİNÇOL, Ali, DİNÇOL, Belkıs; "Büyükler, Prensler, Beyler - Mühürleri Işığında İmparatorluk Yönetiminin Zirvesindekiler" Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Ed. Wenzel Jacob, Ankara, 2002, s DİNÇOL, Ali, DİNÇOL. Belkıs; Anadolu da Bulunan İlk Çivi Yazılı Tunç Tablet ve Yeni Bir Hitit Kralının Ortaya Çıkışı AA XVIII/1 İstanbul, 2005, s EMRE, Kutlu; Anadolu Kurşun Figürinleri ve Taş Kalıpları, Ankara, Türk Tarih Kurumu, EMRE, Kutlu, ÇINAROĞLU, Aykut; A Group of Metal Hittite Vesselsfrom Kınık-Kastamonu Nimet Özgüç e Armağan Aspects Art AndIconography: Anatolia And Its Neighbors Studies in Honor of Nimet Özgüç, Ed. by. M. J. Mellink, E.Porada, T.Özgüç, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1993, s EMRE, Kutlu; "Kaya Kabartmaları, Steller, Orthostatlar- Görsel Sanat: Devletin ve Dinin Anıtsal İfadesi" Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Ed. Wenzel Jacob, Ankara, 2002, s

109 ERENÇİN, Zihni; Av Hayvanları ve Avcılık, Ankara, A.Ü. Veteriner Fak. Yayınları, ERHAT, Azra; Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitapevi, İstanbul, ERKANAL, Armağan; Anadolu da Bulunan Suriye Kökenli Mühürler ve Mühür Baskıları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, ERKUT, Sedat, Hitit Çağı nın Önemli Kült Kenti Arinna nın Yeri, Hittite and Other Anatolian and Near Eastern: Studies in Honour of Sedat Alp, Ed by. H. Otten, H. Ertem, E. Akurgal, A. Süel, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1992, s ERKUT, Sedat, Hititlerde AN.TAH.ŠUM. SAR Bitkisi ve Bayramı Üzerine bir İnceleme, III. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri Çorum Eylül, Ankara, 1998, s ERKUT, Sedat; The Planet An.Tah.Šum sar And Its Festival Among The Hittites Essays on Ancient Anatolia, Ed by H.I.H Prince Takahio Mikasa, Wiesbaden, 1999, s ERTEM, Hayri; Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Devri Anadolu sunun Faunası, A.Ü.D.T.C.F.Yayınları, Ankara, ERTEM, Hayri; Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Devri Anadolu sunun Florası, A.Ü.D.T.C.F.Yayınları, Ankara, ERTEM, Hayri; Korucutepe 1, Ankara, Türk Tarih Kurumu,1988. FISCHER, Franz; Die Hethitische Keramik Von Boğazköy, Berlin, Verlag Gebr. Mann, FRANKFORT, Henry; Asia Minor and The Hittites The Art and Architecture of the Ancient Orient, London, The Yale University Press,1996, s FRENCH, David; Excavations at Can Hasan 14. AST,1964, s.126.

110 GÜTERBOCK, H. Gustav; A note on The Stag Rhyton In The Schimmel Collection, Anatolia/Anadolu 22, 1989, s.1-6. Güterbock, H. Gustav; An Outline of Hittite AN.TAH.ŠUM Festival, JNES 19, 1960, s GÜTERBOCK, H. Gustav; Eti Tanrı Tasvirleri İle Tanrı Adları, Belleten XXVI, Cilt VII, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1943, s GÜTERBOCK, H. Gustav; Hittite Religion, Forgotten Religions, Ed.by V.Ferm,1950. GÜTERBOCK, H. Gustav; Hittite KURSA Hunting Bag, Essays in Ancient Civilization Presented to H.J. Kantor, Ed. by, Leonard, A.Jr- Williams, B.B, Chicago, 1989, s GÜTERBOCK, H. Gustav; Narration in Anatolian, Syrian and Assyrian Art: A Symposium, American Journal of Archaeology 61, Chicago, 1957, s GÜTERBOCK, H. Gustav; A View of Hittite Literature, Journal of the American Oriental Society, vol.84, no. 2: 1964, s GÜTERBOCK, H. Gustav; "To Drink a God", XXXIV. Uluslararası Assiriyoloji Kongresi, Ankara: 1987, GÜTERBOCK, H. Gustav; Siegel aus Boğazköy I-II, AfO Bieheft 5 und 7, Berlin, GÜTERBOCK, H. Gustav; Some Aspects of Hittite Festivals, Actes de la XVII Rencontre Assyriologique Internationale, Brussels, 1970, s HAAS, Volkert; Geschichte Der Hethitischen Religion, Köln, HAAS, Volkert; Hitit Dini Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Ed. Wenzel Jacob, Ankara 2002, s

111 HAAS, Volkert; Hethitische Orake, l Vorzeichen und Abwehrstrategien: Ein Beitrag Zur Hethitischen Kulturgeschichte, Walter de Gruyter, Berlin-New York, HARMANŞAH, Ömür, JOHNSON Peri; Yalburt Yaylası (Ilgın, Konya) Arkeolojik Yüzey Araştırma Projesi, 2010 Sezonu Sonuçları, 29.AST, Cilt 2, 2012, s HAWKINS, J.David; Hieroglyphic Inscription of the Sacred Pool Complex at Hattuša, With an Archaelogical Introduction by P. Neve, Weisbaden,1995. HAWKINS, J.David; TheStag-God of the Country Side and Related Problems Indo-European Perspectives, Studies in Honour of Anna Morpurgo Davies, Ed. By J.H.W.Penney, Oxford University Press, 2004, s HAWKINS, J. David; Gods of Commagane: The Cult of the Stag-God in the Inscriptions of Ancoz (yayınlanmamış makalesi). HEIMPEL, W. Reallexikon der Assyriologie und Vor der Asiatischen Archäologie 4. Band, Walter de Gruyter, Berlin, ,s HERBORDT, Suzanne; Die Prinzen- Und Beamtensiegel Der Hethitischen Grossreichszeit Auf Tonbullen Aus Dem Nisantepe-Archiv in Hattusa, Verlag Philipp von Zabern. Mainz am Rhein, Berlin, HERBORDT, Suzanne, BAWANYPECK Daliah; HAWKİNS John David; Die Siegel Der Gross Könige Und Grossköniginnen Auf Tonbullen Aus Dem Nişantepe-Archiv in Hattusa, Verlag Philipp von Zabern, Darmstadt/Mainz, HODDER, Ian., "Çatal Höyük- Yeni Çalışmalar" Anadolu da Uygarlığın Doğuşu ve Avrupa ya Yayılımı Türkiye de Neolitik Çağ Yeni Kazılar- Yeni Bulgular, Yay. Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, İstanbul 2007, s

112 HODDER, Ian; Çatalhöyük Leoparın Öyküsü Türkiye nin Antik Kasaba sının Gizemleri Günışığına Çıkıyor, İstanbul, HOPPÁL Mihály; Avrasya da Şamanlar, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, HUŞ, Savni; Av Hayvanları Bilgisi, İstanbul, Kutulmuş Matbaası, HUŞ, Savni; Av Hayvanları ve Avcılık, İstanbul, Kutulmuş Matbaası, KARAUĞUZ, Güngör; M.Ö II. Binde Konya Bölgesi Hitit Kaya Anıtları ve Yazıtları Üzerine Bazı Gözlemler 2001 Yılı Anadolu Medeniyetleri Müzesi Konferansları, Ankara, 2001, s KLENGEL, Horst; "Hitit Tarihi" Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Edit. Wenzel Jacob, Ankara, 2002, s KOŞAY, H. Zübeyir; Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan Alacahöyük Kazısı, `daki Çalışmalara ve Keşiflere Ait İlk Rapor, Türk Tarihi Kurumu Yayınları, Ankara, KOŞAY, H. Zübeyir; AKOK, Mahmut; Alaca Höyük Kazıları deki Çalışmalara ve Keşiflere Ait İlk Raporlar, Ankara,1966. KOŞAY, H. Zübeyir; AKOK, Mahmut; Alaca Höyük Kazıları deki Çalısmalara ve Kesiflere Ait İlk Raporlar, Ankara, KNAPP, A. Bernard; Prehistoric and Protohistoric Cyprus Identity, Insularity, and Connectivity, Oxford, University Press, LAROCHE, Emmanuel; Eflatun Pınar, Anatolia/Anadolu 3, 1958: s LAROCHE, Emmanuel; Le Panteon de Yazilikaya, Journal of Cuneiform Studies, 1952 vol.6,no.3: s LAROCHE, Emmanuel; Les Hiéroglyphes Hittites, Première Partie L écŗiture, Paris, 1960.

113 LOON, M. Nanning; Anatolian in the Second Millennium, B.C,Leiden, LOON, M. Nanning; Korucutepe I, Amsterdam,1975. LLOYD, Seton, MELLAART, James; Beycesultan II, London,1965. MARTİNO, Stefano; Hititler, Ankara, Dost Kitabevi Yayınları, MCMAHON, Gregory; The Hittite State Cult Of The Tutelary Deities, Chicago, MELLAART James; Excavations at Çatal Höyük, 12. AST 1961, 1962, s MELLAART, James; Excavations at Çatal Höyük, First Preliminary Report 1961, Anatolien Studies XII, 1962, s MELLAART, James; The Chalcolithic and Early Bronze Ages in the Near East and Anatolia, Beirut, MELLAART, James; Hacılar, I-II, Edimburg,1970. MELLAART, James; Çatal Höyük Anadolu da Bir Neolitik Kent, İstanbul, MELLINK, M. Johanna; Observations On The Sculptures Of Alaca Höyük, Anatolia /Anadolu 14, 1970, s MUSCARELLA, O,W., Ancient Art: The Norbert Schimmel Collection, Mainz, Germany, MÜLLER-KARPE, Vuslat/ Andreas; Die Stele von Altınyayla: Eine neues Relief der hethitischen Grossreichszeit, From Village to Cities: Studies Presented to Ufuk Esin, Ed. By M.Özdoğan, H. Hauptmann, N. Başgelen, Archaeologyand Art Puplications, İstanbul, 2003, s

114 NEU, E; Der Anitta Text, Studien zu den Bogazköy-Texten 18, Wiesbaden, OĞUZ, Burhan; Türkiye Halkının Kültür Kökenleri Tarım, Hayvancılık, Meteoroloji 2/A, İstanbul, OSTEN, Hans Henning Von Der; The Alishar Hüyük Seasons of , Part I-III, (OIP XXVIII-XXX), Chicago, OSTEN-SACKEN, E. ; Der klein asiatische Gott der Wildfluur, Istanbuler Mitteilungen, 1988, s OTTEN, Heinrich; Die Bronze Tafel IX. I.KST, Ankara,1987, s ÖZFIRAT, Aynur; Erzurum Müzesi nde İnsan Figürlü Bir Çömlek, Karadeniz den Fırat a Bilgi Üretimleri- Önder Bilgi ye Armağan Yazılar, Ed. by. Şevket Dönmez, Aliye Öztan, Ankara, Bilgin Kültür Sanat, 2011, s ÖZGÜÇ, Nimet; Türk Tarih Kurumu Tarafından Yapılan Kültepe Kazı Raporu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, V/12, Ankara,1953. ÖZGÜÇ, Nimet; Kültepe de 1950 Yıllarında Türk Tarih Kurumu AdınaYapılan Kazıda Bulunan Mühür ve Mühür Baskıları Hakkında Ön Rapor / Vor Bericht Über Die Siegel Und Siegel Abdrücke, Belleten, Cilt XVII, 1953, s ÖZGÜÇ, Nimet; Seals From Kültepe, Anatolia/Anadolu 4, Ankara, 1959, s ÖZGÜÇ, Nimet; Kültepe Mühür Baskılarında Anadolu Grubu, Ankara, ÖZGÜÇ, Nimet; Kaniş Karum`u I b katı Mühürleri ve Mühür Baskıları, Ankara, ÖZGÜÇ, Nimet; Acemhöyük Kazısı, Anatolia/Anadolu 10, 1968a, s.1-28.

115 ÖZGÜÇ, Nimet; Acemhöyük Saraylarında Bulunmus Olan Mühür Baskıları Belleten, Cilt XLI, 1977,s ÖZGÜÇ, Nimet; God and Goddesess with Identical Attributes during the Periods of Old AssyrianTrade Colonies, Florilegium Anstolicum. Melanges offerts â Emmanuel Laroche, Paris, 1979, s ÖZGÜÇ, Nimet, TUNCA, Önhan; Kültepe-Kaniş, Mühürlü Ve Yazıtlı Kil Bullalar, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, ÖZGÜÇ, Nimet; "Tanrı Alayları, Savaş ve Av Sahneleri-M.Ö Yüzyıllarda Anadolu Silindir ve Baskı Mühürlerinde Motif Zenginliği" Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Ed. Wenzel Jacob, Ankara, 2001, s ÖZGÜÇ, Nimet; Kültepe-Kaniş/Neşa, Yerli Peruwa ve Assur-imiti nin oğlu Assur lu Tüccar Uşur-şa-İştar ın Arşivlerine Ait Kil Zarfların Mühür Baskıları, Ankara, ÖZGÜÇ, Tahsin; Türk Tarih Kurumu Tarafından Yapılan Kültepe Kazısı Raporu 1948, Ankara, 1950a. ÖZGÜÇ, Tahsin; Kültepe Kazı Raporu 1948, Ankara ÖZGÜÇ, Tahsin, ÖZGÜÇ, Nimet; Kültepe Kazısı Raporu 1949, Ankara ÖZGÜÇ, Tahsin, Akok Mahmut; Horoztepe Eski Tunç Devri Mezarlığı ve İskanYeri, Ankara, ÖZGÜÇ, Tahsin; Kültepe-Kaniş, Ankara 1959a. ÖZGÜÇ, Tahsin; Kültepe-Kaniş,-Asur Ticaret Kolonilerinin Merkezinde Yapılan Yeni Araştırmalar, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1959b. ÖZGÜÇ, Tahsin; Maşat Höyük Kazıları ve Çevresindeki Araştırmalar, Ankara, Tarih Kurumu Basımevi, 1978.

116 ÖZGÜÇ, Tahsin; Maşat Höyük II, Boğazköy`ün Kuzeydoğusunda Bir Hitit Merkezi, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, ÖZGÜÇ, Tahsin; Kültepe- Kaniş II, Eski Yakındoğu nun Ticaret Merkezinde Yeni Araştırmalar, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, ÖZGÜÇ, Tahsin; İnandıktepe, Eski Hitit Çağında Önemli Bir Kült Merkezi, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, ÖZGÜÇ, Tahsin; Studies On Hittite Relief Vases, Seals, Figurines and Rock-Carvings Aspects Art And Iconography: Anatolia And Its Neighbors Studies in Honor of Nimet Özgüç, Ed. by. M. J. Mellink, E. Porada, T. Özgüç, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1993, s ÖZGÜÇ, Tahsin; "Alaca Höyük- Bir İmparatorluğun Çekirdek Bölgesinde Bir Kült Merkezi" Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Ed. Wenzel Jacob, Ankara 2002, s ÖZGÜÇ, Tahsin; Kültepe Kaniş/Neşa, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, ÖZTAN, Aliye; Anadolu Arkeolojisine Yeni katkılar/ Köşk Höyük: New Contributions to Anatolian Archaeology TÜBA- AR Sayı: 5, 2002, s ÖZTAN, Aliye; "Köşk Höyük-Niğde Bor Ovasında Bir Neolitik Yerleşim" Anadolu da Uygarlığın Doğuşu ve Avrupa ya Yayılımı Türkiye de Neolitik Çağ Yeni Kazılar- Yeni Bulgular, Yay. Nezih Başgelen, İstanbul 2007, s ÖZTAN, Aliye; Köşk Höyük, Yıl Önce Anadolu- İnsanlığın En Eski Anıtları, Ed. Clemens Lichter, Selma Gün, Karlsruhe, 2007, 469. ÖZTAN, Aliye; Köşk Höyük Kabartmalı Kaplarında Boğa ve Geyik Başı Betimlemeleri, Karadeniz den Fırat a Bilgi Üretimleri- Önder Bilgi ye Armağan Yazılar, Ed. by. Ş. Dönmez, A. Öztan, Ankara, Bilgin Kültür Sanat, 2011, s

117 PAKSOY, Gönül; Anadolu da Pişen Toprak-Earth Firen in Anatolia, Rezan Has Müzesi, PARZINGER, Hermann, SANZ, Roza; Die Oberstadt Von Hattuşa Hethitische Keramik Aus Dem Zentralen Tempelviertel, Berlin, Gerb. Mann Verlag,1992. POPKO, Maciej; Religions of Asia Minor, Warsam-Poland, Academic Publications Dialog, PORADA, Edith; A Subject for Continuing Conversation, Ancient Anatolia, Aspects of Change and Cultural Development, Essays in Honor of Mellink, 1986, s PRZEWOSKİ, P. Stefan; Le culte du cerf en Anatolie, Syria 21,1940,s RÜSTER, Christel, Erich Neu; Hethitisches Zeichenlexikon, Wiesbaden SARIBAŞAK, Halil ; Alageyik (Dama dama ) T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayınları, Antalya, 2005, s SEEHER, Jürgen; Boğazköy-Hattusa 1998 Yılı Çalısmaları, XXI. 1. KST, Ankara, 2000,s SEEHER, Jürgen; Hattuşa Rehberi, Hitit Başkentinde Bir Gün, İstanbul, SEEHER, Jürgen; Taşa Yontulu Tanrılar Hitit Kaya Tapınağı Yazılıkaya, Ege Yayınları, İstanbul, SINGER, Itamar; The Hittite KI.LAM Festival Part 1, Studien Zu den Boğazköy- Texten Heft 27, Wiesbaden, SPERLİNG, Jerome W.; Kumtepe in the Troad, Hesperia, 45-4, 1976, s

118 UERPMANN, Hans-Peter; The Ancient Distribution of Ungulate Mammals in the Middle East: Fauna and Archaeological Sites in Southwest Asia and Northeast Africa, Wiesbaden, ÜNAL, Ahmet; Boğazköy Metinleri Işığında Hititler Devri Anadolu sunda Filolojik ve Arkeolojik Veriler arasındaki İlişkilerden Örnekler, 1992 Yılı Anadolu Medeniyetleri Müzesi Konferansları, Ankara, ÜNAL, Ahmet; Hititler ve Hititler Devrinde Anadolu 2, İstanbul ÜNAL, Ahmet; Hititler ve Hititler Devrinde Anadolu 3, İstanbul ÜNAL, Ahmet; Multilinguales Handwörterbuch des Hethitischen /A Concise Multilingual Hittite Dictionary/ Hititçe Çok Dilli El Sözlüğü, Hamburg, 2007a. ÜNAL, Ahmet; Anadolu nun En Eski Yemekleri Hititler/Çağdaşı Toplumlarda Mutfak Kültürü, İstanbul, 2007b. TURAN, Nihat; Türkiye nin Av ve Yaban Hayvanları Mememliler, Ankara, Özel Yayın,1984. YAKAR, Jak; Anadolu nun Etnoarkeolojisi, Çev. Selen Hırçın Riegel, İstanbul, Homer Kitabevi, YILDIRIM, Tayfun; Hüseyindede Tepesinde Bulunan Yeni Bir Kült Vazosu V. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri, Çorum Eylül Acts of the V th International Congresks of Hititology, Çorum September 02-08, 2002, Ed by A, Süel, Ankara, 2008, s YİĞİT, Turgut; Tarih Öncesi ve Hitit Dönemi nde İšuwa Bölgesi Tarih Araştırmaları Dergisi, Sayı: 28 Cilt: 17, Ankara,1995, s ZEUNER, Frederick. E; A History of Domesticated Animals, Hutchinson of London,1963.

119 KATALOG Katalogda verilen eserlerin büyük bir kısmı pişmiş topraktan yapılmıştır, farklı malzemeden yapılanlar belirtilmiştir. Tamamı yayınlardan alındığından dolayı kazı, buluntu yerleri ve envanter numaraları ile beraber verilmiştir. Eserler cm. ve mm.cinsinden verilmiştir. K.1. Damga Mühür Baskısı (Levha 1. 1) Yeri: Acemhöyük Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Mühürde üst üste sıralanan balık aslan ve geyik tasviri yer alır. Geyik başını aslana doğru, çevirmiştir. Arslan ve geyiğin tasvir tarzı Kültepe de Ib katında ve onunla çağdaş şehirlerde bulunmuş olan mühürlerdeki tasvirlerden farklıdır. Acemhöyük mühründe hayvanların vücut kısımları ayrı ayrı işlenmiştir. Bu husus aslanının yelesinde, geyiğin boyun kısmında ve sağrısında, çok iyi, görülebilmektedir. Aslanın arka bacaklarıyla geyiğin sağrısı arasındaki boşlukta cinsi tanınamayan bir hayvan ile boğumlu saç örgüsü motifi vardır. Arslan kuyruğunu yukarıya, iri balığın üstüne kadar kaldırmıştır. Özgüç, N.,1965: 14. Levha XVI. Res. 3. K.2. Damga Mühür Baskısı (Levha 1. 2) Yeri: Acemhöyük Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Ac. i,1108 Kırların Koruyucu Tanrısı nın betimlendiği bir damga mühür baskısıdır. Tanrının yanında dağ koyunu üstünde başka bir figür daha bulunur. Mühürde tanrı simgeleri olan geyik, kuş ve tavşanla birlikte betimlenmiştir.

120 Özgüç, N., Lev. X Res.26. K.3. Damga Mühür Baskısı (Levha 2. 1) Yeri: Boğazköy Dönemi: Karum Dönemi Env. No: 209/a Ölçüleri: Ç:33 mm. Mühür 3 sıra iç içe çemberle çevrilmiştir. Merkezdeki kısımda kuşadam bulunmaktadır, gagasıyla kulakları olan, sanki koyuna benzeyen bir hayvanla karşılıklı olarak durmaktadırlar. Doldurucu motif olarak üçgen şekli kullanılmıştır. Merkezi çember saç örgüsü şekliyle çerçevelemiştir. Mührün ikinci tasvir alanında ise sürü avı olduğu düşünülen bir sahne bulunmaktadır. Geyik, sığır gibi büyükbaş hayvanlar yürür vaziyettedir, arkalarından avcı yayını gerip oklarını fırlatmaktadır. Avcının sadece ayakları ve yayı görülmektedir. Elinde kuş tutan bir tanrı da yer alır. Beran, 1967: 30 Lev III, Res K.4. Çekiç Başlı Mühür (Levha 2. 2,2A,2B) Yeri: Boğazköy Dönemi: Karum Dönemi Env. No: 76/419-J/2o,I/6 Ölçüleri: Y:2,6 cm.g:2,2 cm. Büyükkale` de 32 nolu evin kalıntıları arasında bulunmuştur. Mühür ince sarımsı yoğun kille yapılmıştır. Mührün ortasında bir geyik tasvir edilmiştir. Geyiğin etrafı ise çentikli, merdiven şeklinde bantla çevrelenmiştir. Geyiğin boynuzlarının betimlendiği alanın bir kısmı kırıktır. Mührün kulpu çekiç biçimlidir.

121 Güterbock, 1987: 23-24, Lev III, Res. 37. K.5. Damga Mühür Baskısı (Levha 3. 1,1A) Yeri: Konya -Karahöyük I.Katta Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No:54/119 Ölçüleri: Ç:2,4 cm Y: 1,4 cm. C çukurunda, 22 nolu odada bulunmuştur. Bir bulla üzerinde yuvarlak bir damga mührünün baskısı bulunur, damgalanmış olan mühür alanının ortasında bir geyik başı tasvir edilmiştir. Burada geyik başı belki mühür sahibinin adını ifade ediyordu. Orta alan içten dışa doğru bir daire, bir helezon bandı tekrar bir daire ve iki perçemle örülmüş örgü bandı ile çerçevelenmiştir. Örgü bandının perçemleri üçlüdür. Alp,1972: ,Lev.136 / 419, Şek.60. K.6. Silindir Mühür Baskısı (Levha 3. 2) Yeri: Acemhöyük Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Ac. 721 Mührün alanında üç farklı sahne vardır. Birinci sahnede, geyiği, tavşanı ve kuşu ile gösterilen koruyucu tanrının huzurunda aynı kıyafetle bir figür tasvir edilmiştir. İkinci sahnede, masa-altarın önünde Koruyucu Tanrıça; üçüncüde ancak boğanın başı ve yuları korunmuş olan Hava Tanrısının huzurunda bir figür yer almaktadır. Özgüç, N.,1977:371, Lev. VIII, Res. 23.

122 K.7. Silindir Mühür Baskısı (Levha 4. 1) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. a/k 497; b/k 313 Mühürde iki sahne betimlenmiştir. Birinci sahnede; oturan tahtının arkasında balık bulunan tanrıya gelen Koruyucu Tanrı tasvir edilmiştir. İkinci sahnede; içinde bizon-adam bulunan dört köşeli bir kaidenin üstündeki sırtı konili boğanın ve sağ elinde gürz, sol elinde bumerang tutan boğa üzerindeki Hava Tanrısının huzurunda, geyik üzerinde duran, sağ elinde kartalla tavşan, sol omzunda eğri silah tutan Av Tanrısı tasvir edilmiştir. Ayrıca boğanın önünde dört nokta, boğa ayaklı sunak yer alır. Özgüç,N.,1965: 41, Levha XXIII. Resim 69. K.8. Silindir Mühür Baskısı (Levha 4. 2,2A) Yeri: Kültepe II. Kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. d/k 23 Geyik, antilop, aslan, maymun gibi hayvanlar ve kuşlar arasında, aslan avlayan kahraman tasvir edilmiştir. Özgüç, N.,1965: 43 Lev. XXVII. Res. 81. K.9. Silindir Mühür Baskısı (Levha 5.1,1A) Yeri: Kültepe II. Kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. k/k 35.

123 Tanrılar alayı, geyik üstünde, sağ elinde kartal tutan Av Tanrısı, boğa üstünde sol eliyle yuları Tutan Hava Tanrısı, sırtında oklu koni bulunan boğanın üstünde, sağ elinde yular tutan ve başı hizasında yağmur taneleriyle bulut bulunan Hava Tanrısı; aslan üzerinde Savaş Tanrısı. Özgüç, N.,1965: 41, Lev. XXII. Res. 65. K.10. Silindir Mühür Baskısı (Levha 5. 2,2A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. c/k 807 Tanrılar alayı: sağrısında mızrak ve oklarla mücehhez koni oturtulmuş boğanın üstünde sağ elinde kadeh, sol omzunda gürz tutan, sağ ayağını boğanın başına, solunu sırtına basan hava tanrısı; geyik üstünde sol omzunda eğri silah, sağ elinde tavşan tutan Av Tanrısı; oturan domuzun üstünde duran, sol omzunda gürz, sağ elinde hançer tutan iki yüzlü tanrı (Usmu) ; boğa üstünde sağ elindeki kadehi ağzına doğru götüren tanrı (Hava Tanrısı). Tanrının eli hizasında arma şeklinde kartal arkasında antilop ve hayvan başı; boğa ile domuz arasında baş aşağı maymun; Usmu ile Av Tanrısı arasında yüzükoyun yatmış bir hayvan bulunmaktadır. Özgüç, N.,1965: 37, Lev. VII. Res. 19. K.11. Silindir Mühür Baskısı (Levha 6.1,1A) Yeri: Kültepe II. Kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. n/k 2088 Karşılıklı duran tanrılar: Sağ tarafta sağ elinde kadeh, sol omzunda gürz tutup, sağ ayağıyla aslana basan Savaş Tanrısı; oturmuş boğa üstünde sol elinde kadeh, sağ elinde boğanının yularını tutan Hava Tanrısı.Sol tarafta;

124 geyik üstünde, sol elinde gagası ile bir yılanı yakalamış olan kuşu tutan çıplak tanrıça, dik kalkmış antilop, arkası üstü yatan, bir yılanı yakalamış olan kuşu tutan çıplak Tanrıça; dik kalkmış antilop arkası üstü yatan, adama basıp, burnuna bağlı ipi sol eliyle tutan Tanrı; başı hizasında bir küçük hayvan yer almaktadır. Özgüç, N.,1965: 42,Lev. XXV Res. 76. K.12. Üçgen Bulla/ Silindir Mühür Baskısı (Levha 7.1,1A) Yeri: Kültepe Ib katı Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. z/t 15( b) Ölçüleri:3.6x4x 1.3 cm. Geç saray (warşama)bullalarından, Sarayın 12 nolu odasında pişmiş muska biçiminde geniş yüzünde iki silindir mührün kısmi baskısı vardır. Eski Anadolu üslubunda, sağda geyik üstünde, sağ elinde kuş(kartal), solunda silah (günz) tutan tanrı, karşısında kusarikku üstünde tanrı; aralarında baş aşağı düşen insan, oturan maymun, dik oturan hayvan, geyikli tanrının arkasında dik kalkmış arslan, domuza benzer küçük hayvan yer alır. Özgüç-Tunca, 2001: 63, Lev.19,78 Res. 111,112. K.13. Silindir Mühür Baskısı (Levha 7. 2,2A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt.d/k 7( c) Ölçüleri: Y: cm; U:5.1; G:2.6 cm. Perşuwa arşivin den bir mektup zarfı üstündeki yazıta göre DAMGARum mührüdür. Eski Anadolu Üslubunda Tanrıların karşılaşması sahnesi

125 işlenmiştir: Sağ tarafta sağ elinde kadeh, sol omzunda gürz tutan, sağ ayağı ile yatan aslanın sağrısına basan savaş tanrısı; arkasında sağ elinde kadeh sulunda hayvanını burun-halkasına geçirilmiş yuları tutan boğa üstünde Hava Tanrısı sol tarafta, ileri uzattığı sol elinde gagası ile yılan yakalamış bir kartal ve tavşan sağında hayvanın burun halkasına bağlı yuları yutan ve yatan geyik üstündeki çıplak tanrıça; sol elinde kadeh sağında üstünde ayakta duran ve arkası üstü ayaklarını yukarı kaldırmış adamın burun halkasına bağlı yuları tutan tanrı betimlenmiştir. Özgüç, N.,2006: 60,329, Lev.89 Res. CS.256. K.14. Silindir Mühür Baskısı (Levha 8. 1) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: At b/k 277; g/k 183 Tanrılar alayı; sırtlarında oklu koni bulunan boğa üstünde, sağ eliyle ayaklı kadehle yular, sol omzunda balta tutan Hava Tanrısı ve aslan üstünde olması gereken sağ elinde kadeh, sol omzunda balta tutan ve önünde antilop bulunan Savaş Tanrısı var. Bu tanrının arkasında sağ elinde kartal, sol omzunda eğri silah olan geyik üzerinde takkeli Av Tanrısı var. Bu tanrının arkasında; boğa üzerinde bir elinde kadeh bir elinde boğanın yuları olan Hava Tanrısı var. Hava Tanrısının önünde hilalli bir kurs ve iri bir kuş var. Tanrıların kıyafetleri aynı ve ileriye uzattıkları bacakları açık olarak verilmiştir. Özgüç, N.,1965: 41, Lev. XXI Res. 64. K.15. Silindir Mühür ve Baskısı (Levha 8. 2,2A,2B) Yeri: Adana Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Malzeme: Serpantin

126 Env. No: A Ölçüleri: Y:3,1cm; Çap: yak.1. 4 cm. İnce ip delikli silindir mühür üzerinde pastoral bir sahne yer almaktadır. Mühür sahnesinde en iyi korunmuş olan betim bir geyiğe aittir. Geyiğin sağ tarafında kanatlı karışık bir yaratık olduğunu düşündüğümüz figür, belki de doğayla ilgili bir çeşit tanrı/tanrıçayı temsil etmektedir. Sahne üzerinde ayrıca, geyik ile bu tasvir arasında astral bir simge ya da bir çeşit süsleme motifi bulunmaktadır. Mühürler üzerinde geyik tasviri, Hitit kabartmaları ve mühürleri yardımıyla Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan Hitit Çağı görsel sanatlarına geçmiş ve bazen kırlarda avcıların koruyucu tanrısı olarak Av Tanrısı ya da yukarıda bahsedildiği gibi Kırların Koruyucu Tanrısı olarak adlandırılmıştır. Söz konusu silindir mühürdeki geyik betimi ise, alışılmış Koloni Çağı örneklerinden oldukça farklıdır. Alparslan, vd. 2010: 93 Res. 2a-2b/Çiz. 2. K.16. Silindir Mühür Baskısı (Levha 9.1,1A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt.n/k 1922 A Ölçüleri: Y: 1.6; U:2.9; G:2 cm Kil zarf üzerindeki baskı Eski Anadolu üslûbundadır. Tanrılar alayı, soldan sağa: Sağ elinde hançer, solunda topuz tutan domuz üstünde iki yüzlü tanrı (Usmu), önünde baş aşağı gösterilmiş koşan ceylan; önünde sıçrayan ceylan bulunana boğa üstünde sol eli kadehli sağ elinde yular tutan Hava Tanrısı; iki hayvan başı; önünde sıçrayan ceylan bulunana, sağrısına kanatlı kapı veya mabet oturmuştur. Çömelen boğa üstünde sağ elinde kadeh solunda balta tutan Hava Tanrısı: Maymun; geyik üstünde sağ elinde kuş sol

127 omzunda eğri silah Kırların Koruyucu Tanrısı, iki hayvan başı yer alır. Grubun altında arslan ve ceylanlardan oluşan friz bulunur. Özgüç, N.,2006: 98, Lev/P1. 18,126 Res. CS.352. K.17. Silindir Mühür(Levha 9. 2,2A) Yeri: Konya-Karahöyük Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Malzeme: Serpantin Ölçüleri: Y:2. 6 cm.ç:1.1 cm Ön Asya gliptiğinde nisbeten az rastlanan av sahnesinin tasvir edildiği eserde iyi bir işçilik görülmektedir. Fazla kalabalık olmayan sahneye figürler ölçülü olarak yerleştirilmiştir. Sahneyi teşkil eden unsurlar, avcı aslan, geyik ve antilop veya dağ koyunundan ibarettir. Farklı cins hayvanların yer almasıyla burada bir kır manzarası sağlanmışsa da, bu manzarayı tamamlayacak ağaç veya herhangi bir bitkisel motife yer verilmemiştir. Avcı ok ve yayla donanmış olup, yayını germe anında temsil edilmiştir. Kısa bir etekliği, uçları yukarı kıvrık ayakkabıları vardır. Başı açık olup, saçları ensesinde geniş bir topuz halinde toplanmıştır, Okunu geyiğe doğru yöneltmiştir. Avcının hemen yanında yer alan aslan, ona doğru yürümekte olup başını da geyiğe çevirmiştir. Anadolu aslanlarının hepsinde olduğu gibi, ağzını açmış dili dışarı sarkmış. Pençeleri çok iyi belirtilmiş, kuyruğu yukarı doğru kıvrılmıştır. Gene avcıya doğru ilerleyen geyik, tıknaz işlenmiş olup, boynuzları, yüzü ve bilhassa ayakları belirgindir. Geyiğin sağrısına basarak iki arka ayağı üzerine kalkan ve sırtı avcıya dönük olan antilop sahneyi tamamlamaktadır. Özgüç-Özgüç, 1949: 42, Lev. XLVIII Res. 2.

128 K.18. Silindir Mühür ve Baskısı (Levha 10.1,1A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. d/k 37 ( a) Ölçüleri: Y: 5,6; U: 5,9; G:3,2cm Eski Anadolu üslubunda geyik avı sahnesi betimlenmiştir. Sahnenin iki yanında altlarında sırt sırta simetrik iki geyik duran birer ağaç bulunmaktadır. Ortada iki elinde tuttuğu mızrakları sağ ve solundaki başlarını geriye çevirmiş geyiklerin boyunlarına saplayan kısa etekli avcı ve soldaki geyiğin boynunu gagalayan bir kuş görünmektedir. Özgüç, N.,2006; 35, Lev. 12, Res. CS.320. K.19. Silindir Mühür Baskısı (Levha 10. 2,2A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. a/k 886 Tahtının içinde, altında ve sağında balık bulunan, keçi balığa basan ve sağ elinde kulplu fincanla hydria dan çıkan kamışı tutan Ea nın huzurunda: İbrik sunan, kısa etekli, diz çökmüş adam, aslan, geyik, ceylan yanında mızraklı, elbiseli avcı bulunur. Ea nın yanında hilalli kurs; figürler arasında hayvan başları yer almaktadır. Özgüç, N.,1965: 37 Lev. VIII, Res, 23. K.20. Silindir Mühür (Levha 11. 1,1A) Yeri: Kültepe Ib katı Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı

129 Env. No: K t. i/t 242 Malzeme: Taş Ölçüleri: Y: 3. 2; U: 1.4; G: 2,4 cm Uzun elbiseli bir adamı karnından hançerleyen kahraman ve aslanın hücumuna uğramış geyik tasvir edilmiştir. Özgüç, N.,1968: 31, Lev. XXIX Şek. 4. K.21. Silindir Mühür Baskısı (Levha 11. 2,2A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. g/k 13. Ceylan üstünde oturan, sağ omzunda, balta, sol elinde kadeh ve önündeki hydria` dan çıkan kamışlardan birini tutan tanrı; aslan, geyik domuz, maymun, kuş balık gibi hayvanlar arasındadır.kadehinin üst hilalli kurs yer almaktadır. Özgüç, N.,1965; 31 Lev. XXIX-Res. 25. K.22. Silindir Mühür Baskısı (Levha 12.1,1A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. d/k 37 ( d) Ölçüleri: Y: 5,6; U: 5,9; G:3,2 cm Eski Anadolu üslubunda. Avlanan arslan, koşan bir geyiğin başını ısıran ve ön ayakları ile boynunu pençeleyen arslan. Koyun dağ koyunu, bitki bulunmakatadır. Özgüç, N., 2006: 85 Lev.12, Res. CS.320.

130 K. 23. Silindir Mühür Baskısı (Levha 12. 2,2A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. n/k 1840( c) Ölçüleri: Y: 7. 1; U:5. 2; G:3.5cm Eski Asur üslubunda: Yüzü koyun üst üste yatan üç adam başı geriye dönük dik kalkmış aslan ve ceylan, geyiğe arkadan saldıran dik kalkmış aslan; beş hayvan başı beş nokta bulunmakatadır. Özgüç N.,2006: , Lev.56,Res.CS.617. K.24. Silindir Mühür Baskısı (Levha 13. 1,1A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. d/k 13 ( c) Ölçüleri: Y: 4.7; U: 4.1; G:2.4 cm Eski Anadolu üslubunda. Yatan, başını geriye çevirmiş ceylana karşılıklı olarak saldıran iki aslandan soldakinin sağrısına sol ayağı ile basan çömelmiş kısa etekli avcı mızrağını hayvanının sırtına saplamaktadır. Sağdakinin üzerinde yatmış geyik ve onun üstünde küçük gaga ağızlı testi tutan maymun; arada sağ ön pençesini kaldırmış ve boğanının boynuzunu ısıran küçük aslan, Kuş ve üç hayvan başı betimlenmiştir. Özgüç, N.,2006: 66, Lev.4,Res K.24. Silindir Mühür Baskısı (Levha 13. 2,2A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı

131 Env. No: Kt.n/k 1909( b) Ölçüleri: Y: 5.6; U:4.7; G:3.1cm Eski Suriye üslubunda, iki sahne; birinci tapma sahnesi: Hilalli güneş kursunun altında, hafif arkalıklı tahta oturup sağ elinde bir kap tutan tanrıya Lama korumasında iki tapan, arkadakini Lama elinden getirir; Küçük çıplak adam.,ikinci tapma sahnesi: Sola doğru yatmış ceylanın üstünde dik kalkmış geyiğe küçük tapan. Özgüç, N.,2006: 256, Lev. 73,Res. CS.743. K.26. Silindir Mühür Baskısı (Levha 14.1,1A) Yeri: Kültepe II. kat Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: Kt. n/k 1769 Ölçüleri: Y: 1. 5; U:5. 1; G:2.6 cm Kil zarf üzerinde Eski Anadolu üslubunda, tapma sahnesi: Şilteli tabureye oturup sağ elini yukarı kaldıran dizinin üstü kuşlu tanrıya geyik sunan kısa etekli tapan. İksir- kabı, boğa bacaklı, sunulu masa, hilâl, küre kulplu kap, konili boğa, heraldik arslan çifti, üç kuş, balık, kaplumbağa, üç hayvan başı yer almaktadır. Özgüç, N.,2006: 142 Lev/P1. 34,162 CS.543. K.27. Hydria (Levha 15.1,1A) Yeri: Kültepe Ib katı Dönemi: Asur Ticaret Kolonileri Çağı Env. No: aa-bb/18-19 Ölçüleri: Y:60 cm, G:46 cm

132 Nimet Özgüç Asur Ticaret Kolonileri Çağı ndan Hititlere geçen tanrılardan biri olan Kırların Koruyucu Tanrısının alametlerinden birinin geyik olduğunu belirtmektedir. Kaniş Karum da Ib katına ait bir evde insutu durumda bulunmuş olan kırmızı astarlı parlak perdahlı, 4 kulplu bir Hydria nın krem astarlı omzu üstünde, koyu kahverengi ile tasvir edilmiş bir geyik, önündeki kutsal ağıla doğru ilerlemektedir. Ana geyiğin üstünde, başını arkaya çevirmiş, fakat çok silinmiş bir geyik yavrusu, güçlükle de olsa, görülebilmektedir. Bu sahne en çok ağaç dallarına benzeyen motifler arasındadır. Hydrianın tekniği, şekli, omuzundaki süs şeridi ve kulpları arasındaki signe royal motifli 4 iri damga mühür baskısı, Ib katı için tipiktir. Bu, Acemhöyük te Nimet Özgüç tarafından keşfedilmiş olan boya ile süslü banyo kabının verdiği bilgileri doğrulayan ilk buluntudur. Bu çağda Anadolu` da bir vazo üstünde geyik resmine ilk defa rastlanmaktadır. Buradaki kutsal ağıl, bize Cemdet Nasr çağı silindir mühürlerindeki ağılları hatırlatıyor. Özgüç,1978: 47, Lev.81 Res K.28. Damga Mühür Baskısı (Levha 16.1,1A,1B) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Taprammi Yazıtı: LEPUS 2 +ra/i-mi EUNUCHUS 2 CERVUS 3 -ti REX(=GN) Env. No:91/1262 Çapı:22x 27 mm. Solda çift başlı kartalın üzerinde duran uzun mantolu ve koruma etekli bir erkek figürü ayakta durmaktadır. Kafasında bir boynuzlu şapkası vardır. Sol elinde bir testi tutmaktadır ve bu testiyle ayaklı bir şeyin üzerinde duran kaba sıvı dökmektedir. Bu figürün karşısında geyik durmaktadır. Bu geyiğin

133 üzerinde ayakta bir figür varmış ama bu figürden geriye kalan geyik boynuzunun üzerinde duran bir eldir. Figürlerin arasında iki ismin hiyeroglifi yer almaktadır. Mühür sahibinin adı aşağıdaki işaretlerden oluşmaktadır. Bunlar aşağıdan yukarıya doğru şöyledir: Tavşan, dikenli, LEPUS 2 ra/i üzerinde şu unvan ile EUNUCHUS 2 bulunur. Hiyerogliflerin ikinci grubu geyik boynuzundan oluşmaktadır. Ayağın üzerinde REX, burada söz konusu olan resmedilen tanrının adıdır. CERVUS-ti REX, bu da kralın koruyucu tanrısıdır (KAL LUGAL). Taprammi nin Ugarit mühür baskısının aynı şekilde EUNUCHUS 2 unvanı bulunmaktadır. Herbordt, 2005: 187, Taf.32, No: 409. K.29. Damga Mühür Baskısı (Levha 16. 2) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Malaruntiya Yazıtı: ma-la-cervus 2 -ti SCRIBA zwei Env. No:92/123 Çapı: 17 mm. Mühürde orta alanda libasyon sahnesi tasvirin solunda kafasında boynuzlu başlığı ve üzerinde mantosu olan bir erkek figürü yer almaktadır. Sağ elini selam verir pozisyonda uzatmıştır. Sol elinde libasyon testisi, bu testiyi dökmek üzere aşağı doğru çevrilmiştir. Bu figürün karşısında bir geyik yer almaktadır. Geyiğin bacakları arasında ayak biçimli hiyeroglif yer almaktadır. Geyiğin ve ayağın ismin parçaları olduğu zannedilmektedir. Bu yazının diğer parçasının da bir koç kafası (ma) ve (la) hayvanın üst tarafında bulunmaktadır. Figürlerin arasından en az bir SCRIBA işareti, orta alanın solunda ve sağında kenarda her birinin altında iki eğik çizgi bulunan SCRIBA

134 yer alır. Tasvir alanının alt tarafında çift başlı kartal bu kartal üç, üçgen ve altı rozet ile çevrelenmiştir. Kenar süslemeleri birbirine eklenmiş. SCRIBA işaretlerinden oluşmaktadır. Herbordt, 2005: 153,Taf. 18,No: 226. K.30. Damga Mühür Baskısı (Levha 17.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Taki- Teššup, Kuruntiya Yazıtı: tà-ki- TEŠŠUP -pa CERVUS 2 -ti REX. FILIUS Env. No: 91/1976 Çapı: 34 mm. Tasvirin ortasında önünde koruma etekli bir erkek figürü duran geyik yer almaktadır. Bu figür kutsal jest şeklinde yukarı kaldırmış. İki figürde sağlık işaretinin üzerinde durmaktadır. Aralarında (tà) altında(ki),(teššup) ve (pa) yer almaktadır. Resim kenarının solunda REX. FILIUS vardır. Geyiğin üzerinde bir ayak ve bir V biçimli işaret bulunmaktadır. Tasvir alanının yukarısında bir sağlık işareti bulunmaktadır. Kenar dekoru ise sırasıyla sağlık işareti ve uzatılmış üçgenlerden oluşmaktadır. Figürler ve işaretler rölyef oldukça yassı ve oldukça linear (geyik vücudu hariç) baskı oldukça büyüktür. Bu da mühür sahibinin yüksek makamlı olduğunu işaret etmektedir. Herbordt, 2005: 186, Taf. 31 No: 404. K.31. Damga Mühür Baskısı (Levha 17. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya

135 Yazıtı: CERVUS 2 IUDEX. LA MAGNUS. REX Env. No: Bo 90/989 Çapı:48 mm. Mühürde tasvir sahnesi bir bantla çevrelenmiş ve üzerindeki tasvirde geyik üzerinde duran Kırların Koruyucu Tanrısı, başında yüksek koni biçimli başlığı ile çıplak olarak betimlenmiştir. Tanrı kolunu yukarı kaldırmış ve elinde ucu kıvrık asa tutmaktadır. Sol kolunu ise öne doğru uzatmış ve elinde kuş tutmaktadır. Tanrının belinde sarkan bir kılıç yer almaktadır. Tanrının sağ ve sol tarafı IUDEX. LA ve MAGNUS. REX hiyeroglifleri ile çevrelenmiştir. Mührün üst kısmında yer alan kanatlı güneş kursu sahneyi kaplamaktadır. Bu güneş kursu iki bölüme ayıran ortada bir disk yer almaktadır. Herbordt, vd. 2011: 208,Taf. 51 No: K.33. Damga Mühür Baskısı (Levha 17. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: CERVUS 2- ti REX. FILIUS Env. No:90/654a Çapı:27 mm. Yuvarlak konkav biçimli mühürde geyiğin üzerinde ayakta duran oldukça şematik bir erkek figürü iki rozetle çevrelenelerek betimlenmiştir. İki tane yuvarlak biçimli element geyiğin baldır yüksekliğinde yer almaktadır. Geyiğin altında bir rozet ve küçük bir üçgen bulunmaktadır. Geyiğin önünde REX. FILIUS işareti eğriltilmiş şekilde bulunmaktadır. Herbordt, 2005: 146,Taf.14 No:184.

136 K.33. Damga Mühür Baskısı (Levha 18. 1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: CERVUS 2 (?)-ti REX. FILIUS Env. No:91/2336 Çapı:21 mm. Ortada geyik (?) üzerinde duran uzun elbiseli bir tanrı yer almaktadır. Geyiğin ön bacağının altında dört ışınlı yıldız yer almaktadır. Solunda ve sağında REX. FILIUS hiyeroglifi vardır. Herbordt, 2005: 146 Taf.15, No: 185. K.34. Damga Mühür Baskısı (Levha 18. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: HWI(?) CERVUS 2 -ti REX. FILIUS Env. No: 90/320 Çapı:24 mm. Mühür üzerindeki tasvirde geyik üzerinde duran koruyucu tanrı, başında yüksek koni biçimli boynuzlu başlığı ve üzerinde uzun elbisesi bulunmaktadır. Sağ elinde bir asa tutmaktadır. Bu asayı omzuna dayamıştır. Uzatmış olduğu sol kolunun üzerinde HWI(?) solunda ve sağında REX. FILIUS unvanı yer almaktadır. Herbordt, 2005: 146, Taf.15, No: 186.

137 K.35. Damga Mühür Baskısı (Levha 18. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: HWI(?) CERVUS 2 REX. FILIUS Env. No:91/361 Ölçüleri: 22 mm. Mührün üzerindeki tasvirde geyiğin üzerinde uzun elbiseli bir tanrı elleri kutsal jest pozisyonunda tutmaktadır. Figürün baş kısmı çok anlaşılamamaktadır. Tasvirin üst alanında bir hiyeroglif yer almaktadır. (HWI?) olabilir. Tasvirin kenarının sol tarafında REX. FILIUS yer almaktadır. Herbordt, 2005:146, Taf.15, No: 187. K.36. Damga Mühür Baskısı (Levha 19.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Hassawas- In(n)ara Yazıtı: REX-CERVUS+ ra/i REX. FILIUS MAGNUS. DOMUS. FILIUS Env. No:91/1800 Çapı: 38 mm. Mührün ortasında geyik kafası sağ boynuzunda bir diken görülmektedir. Geyiğin kafası plastik linear biçimlidir. Geyiğin yukarısında REX işareti bulunmaktadır. Bu da iki sağlık işaretiyle çevrelenmiştir. Solunda REX. FILIUS sağında MAGNUS. DOMUS. FILIUS. vardır. Kafasının altında iki stilize bitki vardır. Bu bitkiler sağlık işareti ve üçgeni çevrelemektedir.

138 Hayat ağacını çevreleyen antitetik grifonlar yer almaktadır. Grifonların kuyruğu yukarı doğru ama kuyruğun ucu aşağıya doğru sarkmış durumdadır. Grifonların her birinin arkasında kısaltılmış biçimde ağaç bulunmaktadır. Bu ağaç uzun ayakta duran dikdörtgenden ve iki üçgene sınırlandırılmıştır. Bu mühür oldukça büyüktür ve sahibinin üst düzey bir kişi olduğunu göstermektedir. Mührün üzerinde betimler ve mührü süsleyen bezemeler kral mühürlerinin üzerinde de bulunmaktadır. Herbordt, 2005: 137, Taf. 11,No:136. K.37. Damga Mühür Baskısı (Levha 19. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: x-runtiya Yazıtı: x-cervus-ti SACERDOS 2 Env. No: 91/2120 Çapı:17 mm. Mührün ortasında bir geyik başı tasvir edilmiştir. Geyik başının üzerinde ters U şeklinde bir işaret yer almaktadır. Solda ve sağda hiyeroglifler yer almaktadır. Geyik başının altında ayak işareti ve doldurma motifi olarak kullanılmış üç rozet bulunmaktadır. Herbordt, 2005: 215, Taf.45,No: 568. K.38. Damga Mühür Baskısı (Levha 19. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: +RA/I-BONUS 2 -CERVUS Yazıtı: +RA/I-BONUS 2 -CERVUS SCRIBA (?)

139 Env. No: 91/2135 Çapı:17 mm. Mühürde tasvir alanında yukarda +RA/I hiyeroglifi ve bunun altında 180 derece dönmüş üçgen ve geyik kafası vardır. Sağda başka iki tane üçgen, bir rozet ve bir frag işareti ve bu işaretin üzerinde iki dikey çizgi bulunmaktadır. Burada söz konusu olan ya SCRIBA veya DOMINUS dur. Herbordt, 2005: 234,Taf.55,No: 689. K.39. Damga Mühür Baskısı (Levha 20.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: zu(wa)-cervus-ti Yazıtı: zu(wa)-cervus-ti SCRIBA Env. No: Bo 91/856 a Ölçüleri: 19 mm. Tasvirin ortasında yukardan aşağıya doğru hiyeroglifler (zu(wa)), bir geyik kafası ve ti vardır. Solda ve sağda her iki tarafta üst üste SCRIBA işareti resim alanında yedi rozet, üç üçgen ve iki oval biçimlerden oluşan bir sürü doldurma motifi serpiştirilmiştir. Kenar süsleme birbirine eklenmiş SCRIBA işaretlerinden oluşmaktadır. Bu mühür üç durumda da ikinci bir mührün yuvarlanması ile bağlantılı olarak ortaya çıkmakta, sahibinin adı Tiwatamuwa dır. Herbordt, 2005: 235, Taf.55, No:696. K.40. Damga Mühür (Levha 20. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit Çağı

140 Env. No: 2582/c Malzeme: Serpantin Ölçüleri: Y:11mm, Ç: 39 mm. Boğazköy ün kuzeyinde Yekbaz ın batısında Evçi yakınlarında Hitit Çağı ve Hitit öncesi seramik kalıntılarıyla birlikte bulunmuştur. Yuvarlak takke biçimli, üst taraf ışın şeklinde oluklu, alt taraf ise yassı biçimde yapılmıştır. Mühür oldukça derin kazılmış tasvirli, yukarısında ayakta duran sırtında yatay çizgileri olan boynuzlu bir geyik yer almaktadır. Onun altında da tanımlanamayan başka bir yaratık tasvir edilmiştir, belki yatan bir insan olabilir. Sol üst tarafta dal motifi yer almaktadır. Beran,1967: 22,Taf.1 No: 57. K.41. Damga Mühür Baskısı (Levha 20. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Yazıtı:CERVUS 2 -ti IUDEX. LA[MAGNUS.]REX. Sahibi: Kuruntiya Env. No: Bo 90/1085 Çapı:34x37 mm. Mührün ortasında ayakta bir geyik durmaktadır. Geyiğin sırtının üzerinde ayak işareti yer almaktadır. Geyiğin sağ ve sol tarafını çevreleyen hiyeroglifler bulunmaktadır. Mührün üst kısmında kanatlı güneş kursu sahneyi kaplamaktadır. Bu güneş kursu iki bölüme ayıran ortada bir disk yer almaktadır. Herbordt, vd. 2011: 208, Taf. 51 No:137.1.

141 K.42. Damga Mühür Baskısı (Levha 21. 1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kurunta Tapınak 3 de bronz tabletle aynı zamanda bulunmuştur. Mühür üzerinde Hitit Büyük Kral mühülerinin tipik simgesi olan kanatlı güneş kursu Labarna unvanı ve Kurunta ismi yer almaktadır. Ortada ayakta duran bir geyik onun üzerinde ayak işareti bulunmaktadır. Geyiğin sağ ve sol tarafını çevreleyen hiyeroglifler bulunmaktadır. Otten, 1987:276,292,.Abb, Res. 20. K.43. Damga Mühür Baskısı (Levha 21. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Halparuntiya Yazıtı: TONITRUS. GENUFLECTERE-CERVUS 2 ti (TONITRUS. GENUFLECTERE-CERVUS 3 -ti) BONUS 2 SCRIBA-la SCRIBA- la BONUS 2 MAGNUS. VIR HWI; Env. No: 90/718 Çapı: 15 mm. Mühür yuvarlak yassı tiptedir ve ortasında bir geyik durmaktadır. Geyiğin sırtının üzerinde yukardan aşağıya doğru şu isimli hiyeroglif TONITRUS, GENUFLECTERE durmaktadır. Mühür sahibinin isminin hiyeroglifleri geyiğin arkasında kendini tekrarlamaktadır. Geyiğin boynuzları arasında SCRIBA bulunmaktadır. Geyiğin önünde ise BONUS 2 SCRIBA-la üzerinde sağlık işareti ve yaşam işareti durmaktadır. Sol üst köşede üst üste

142 BONUS, MAGNUS. VIR hiyeroglifi üzerinde üçgen yer alır. Onun sol yanında HIW Lebe yaşa yer almaktadır. Mührün üzerindeki tasvir üst üste gelmiş baskılardan oluşmaktadır. Bu mühür Šuppiluliuma dönemine tarihlenir o dönemde memurların kullandığı bir mühürdür. Herbordt, 2005: 131,Taf. 8, No: 108. K.44. Damga Mühür Baskısı (Levha 21. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Halparuntiya Yazıtı: TONITRUS. GENUFLECTERE CERVUS 2- ti (TONITRUS. GENUFLECTERE- (CERVUS 3 -ti ) SCRIBA-la Env. No:90/788 Çapı:12 mm. Mühür yuvarlak yassı biçimlidir ve ortasında ismin bir parçasını oluşturan geyik durmaktadır. Geyiğin sırtının üzerinde ismin diğer hiyeroglifleri yer almaktadır. Karnının altında büyük bir üçgen yer almaktadır. Geyiğin önünde ismin hiyeroglifleri tekrarlanıyor. Geyiğin arkasında SCRIBAla üzerinde yine sağlık işreti görülmektedir. Herbordt, 2005: 132, Taf.8, No: 109. K.45. Damga Mühür Baskısı (Levha 22.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: In(n)arawa Yazıtı: CERVUS 2 +ra/i-wá/ì EUNUCHUS 2 -DOMINUS

143 Env. No: 90/429 Çapı: 27 mm. Mal sahibi In(n)arawa` dır. Mührün ortasında ayakta duran bir geyik ve boynuzunda bir diken bulunmaktadır. Ön bacağının altında EUNUCHUS yazısı sol ve sağ kenarında bu yazının ikinci parçası DOMINUS bulunmaktadır. Herbordt, 2005: 137, Taf. 11,No:138. K.46. Damga Mühür Baskısı (Levha 22. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: CERVUS 2 (?)-ti Env. No:91/1260 Çapı:17 mm. Mührün ortasında bir geyik tasvir edilmiştir. Bu geyiğin sırtının üzerinde ayak işareti önde ise Ks işareti altında ise bir yuvarlak küre yer almaktadır. Herbordt, 2005:145, Taf 14. No: 181. K.47. Damga Mühür Baskısı (Levha 22. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya

144 Yazıtı: CERVUS 2 -ti -AURIGA Env. No:91/1448 Çapı:19 mm. Mührün ortasında bir geyik tasvir edilmiştir. Geyiğin solunda ve sağında hiyeroglif yer almaktadır. Geyiğin karnının alt kısmında ayak işareti yer almaktadır. Herbordt, 2005: 145, Taf.14, No:182. K.48. Damga Mühür Baskısı (Levha 23.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: CERVUS 2 -ti REX. FILIUS Env. No: 91/1014 Çap:15 mm. Yuvarlak yassı biçimli mührün alanının üst tarafında baklava motifi onun altında ise bir geyik yer alır. Geyiğin altında ayak işareti sağında ise REX. FILIUS yer almaktadır. Herbordt, 2005: 146, Taf. 14 No:183. K.49. Yüzük Mühür Baskısı (Levha 23. 2,2A,2B) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Tuwarsa Yazıtı: tu-wa/i[+ra/i]-sà (CAPRA) [ tu]-wa/i+ra/i-sà (CAPRA 2 )) SCRIBA

145 Env. No: 91/616 Çapı: 21x8 mm. Tasvir alanının ortasında bir geyiğin üzerinde uzun mantolu bir erkek figürü(solda) ve bir tanrı (sağda) karşı karşıya durmaktadır. Soldaki figür çift başlı kartalın üzerinde durmakta ve mantonun haricinde boynuzlu şapka kıvrık uçlu ayakkabı giymiştir. Bu figür elleri libasyon yapar şekilde tutmaktadır. Sol elin üzerinde üçgen ve BONUS 2 durmaktadır. Geyiğin üzerindeki tanrı etek giymiş ve kalçasında yarımay biçimli kabzası olan bir kılıç durmaktadır. Sağ eli libasyon yapar biçiminde kalkmış ve sol eli ise göğüs hizasında yukarıya doğru kıvrılmış yamuk asanın ucunu tutmaktadır. Yukarıya kaldırmış olduğu elin üzerinde U biçimli işaret bulunmaktadır. Figürlerin arasında ismin hiyeroglifleri üzerinde merkezi figür grubu sağlı sollu olarak üçgen veya yarı yuvarlak şeklinde duran antilop ile çevrelenmiştir. Bu antilop ile geyiğin sırtının üzerinde bulunan hiyeroglifler wa/it+ra/i tekrardan mühür sahibinin ismini oluşturmaktadır. Çizme burada görülmemektedir. Tasvir alanı bir çok rozet ve üçgen doldurma motifi ile süslenmiştir. Herbordt, 2005: 200, Taf.38,No:482. K.50. Yüzük Mühür Baskısı (Levha 23. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: zi/a (?)-a Yazıtı: zi/a (?)-a EUNUCHUS 2 VIR 2 Env. No: 91/1847 Çapı:25x10 mm. Mührün ortasında bir geyiğin üzerinde duran Kırlarının Koruyucu Tanrısı ve ona doğru yürüyen uzun mantolu bir erkek figürü ve tanrı ile karşı

146 karşıya durmaktadır. Soldaki figür mantonun haricinde kıvrık uçlu ayakkabı giymiştir. Bu figür elleri libasyon yapar şekilde tutmaktadır. Geyiğin üzerindeki tanrı etek giymiş ve sırtında ucu kıvrık bir asa durmaktadır. Sağ eli libasyon biçiminde kalkmış ve sol eli ise göğüs hizasında yukarıya doğru kıvrılmış asanın ucunu tutmaktadır. Yukarıya kaldırmış olduğu elin üzerinde U biçimli işaret bulunmaktadır. Geyiğin sırtının üzerinde bulunan hiyeroglifler wa/itra/i tekrardan mühür sahibinin ismini oluşturmaktadır. Tasvir alanı birçok rozet ve üçgen doldurma motifi ile doldurulmuştur. BONUS 2 VIR 2 ve EUNUCHUS 2 yazıtı yer alır. Herbordt, 2005: 207, Taf.41,No: 521. K.51. Yüzük Mühür Baskısı (Levha 24.1,1A,1B) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: LINGUA+CLAVUS-i(a) Yazıtı: LINGUA+CLAVUS-i(a) SCRIBA EUNUCHUS 2 DEUS CERVUS 3 -ti- REX Env. No: 90/1032 Çapı:28x9 mm. Tasvir iki tane libasyon sahnesinden oluşmaktadır. Sağda yatan bir geyik üzerine kurulmuş oturan bir tanrı sol eliyle omzuna bir asa yaslanmakta sağ eli selama kalkmış durumunda sol elinin üzerinde DEUS. CERVUS 3 -ti REX. hiyeroglifi vardır. Kralın Koruyucu Tanrısı karşısında uzun mantolu kıvrık ayakkabılı, boynuzlu şapkalı başka bir tanrı yer almakta bu tanrının elleri libasyon yapar şeklinde durmaktadır. Bu figür ile geyik arasında SCRIBA ve EUNUCHUS 2 hiyeroglifleri yer almaktadır. Oturan tanrının arkasında sağında ikiz başlı kartalın üzerinde yine (i(a)) SCRIBA ve EUNUCHUS hiyeroglifleri yer almaktadır. Sahnenin sol tarafının sonunda üç

147 ışınlı bir çiçek vardır. İkinci grupta sol tarafta yatan antiloplar üzerinde oturan sağa doğru uzanan sivri başlıklı oturan tanrı betimlenmiştir. Sağ elini ağzına doğru tutmakta ve sağ elini selama kaldırmış muhtemelen bu figür geyiğin üzerinde oturan tanrının eşi Ala dır. Bu kadın figürlerin karşısında etekli boynuz şapkalı ve omuzunda yay bulunan bir figür yer almaktadır. Figürlerin arasında tanrının sol elinin üzerinde (i(a)) ve SCRIBA vardır. Herbordt, 2005: 223, Taf.49 No: 622. K.52. Yüzük Mühür Baskısı (Levha 24. 2,2A,2B) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: (m)u-zi/a-runtiya Yazıtı:BOS 2 -zi/a-cervus 3 -ti (BOS2-zi/a-CERVUS 2 -ti) ta-pari-tà-sa 5 SACERDOS 2 DEUS. DOMUS [DOMINUS] Çapı:34x9 mm Env. No: 90/572 Yassı mühür halka biçimlidir. Tasvirde kompozisyonun ortasında boynuzlu başlıklı ve koruma etekli sağa doğru dönmüş ok taşıyıcısı sol elinde mızrak tutmakta arkasında SACERDOS 2, yazısı bir sığır üzerinde bir geyik boynuzu bulunmaktadır. Sol tarafın sonunda başka bir hiyeroglif grubu: üzerinde bir eşek kafası ve okçu önünde aynı hiyeroglif grubu bulunmaktadır. Ek olarak şu işaretler vardır sa5 bu da şu okumayı ta-pari-ta-sa 5 oluşturmaktadır. Ayak üzerinde bunların sağında bir geyik, geyiğin üzerinde sığır kafası ve (zi/a), sağ tarafın sonunda DOMUS üzerine DEUS işaretleri yer almaktadır. Bu unvan DEUS, DOMUS, DOMINUS tapınak ağasının unvanı olarak eklenmelidir. Hiyeroglif Luvice olarak mesleğin yazılışı dışındadır. Ta-pari-tà-sa 5 LÚ tapritassi- ile aynı oranda değerlendirilebilir.

148 Mühürde mesleği tapınak personeli olan Pecchioli Daddi unvanı bu ismin altına sıralanmıştır. Bu mührün diğer iki unvanı ve mesleği ile iyi uymaktadır. Herbordt, 2005: 162, Taf.22 No: 276. K.53. Yüzük Mühür Baskısı (Levha 25.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: CERVUS 2 -zi/a-pi-i(a)(?),walwi Yazıtı: CERVUS 2 -zi/a-pi-i(a)(?) LEO 2 EUNUCHUS 2 MAGNUS. PITHOS Env. No:90/1004 Çapı:22x8 mm. Mühürde baskısında kompozisyonun ortasında bir geyik yer alır. Geyiğin üst tarafında bir küre veya üçgen biçimli doldurma motifi geyiğin önünde hiyeroglifleri ve bir rozet bulunmaktadır. Geyiğin altında EUNUCHUS 2 bulunmaktadır. Geyik, sol ve sağ tarafından iki aslan koruma altına alınmıştır. Sol aslanın önünde EUNUCHUS 2 ve MAGNUS. PİTHOS ve üzerinde hiyeroglifleri ve de küçük bir küre vardır. Sağ aslanın önünde ise bir küre ve PITHOS vardır. Aslanın yelesi stiliztik açıdan özgün tarz olarak tasvir edilmiştir. Bu yele birden çok paralel çizgilerden oluşmaktadır. Herbordt, 2005:220,Taf.45 No: 604 K.54.Yüzük Mühür Baskısı (Levha 25. 2,2A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: Kuruntiya Yazıtı: CERVUS 2 -ti-i(a)(?) SCRIBA

149 Env. No: Çorum/7d Çapı: 26x10 mm Kompozisyonun ortasında bir geyikle, erkek figür karşılıklı olarak yer almaktadır. Geyiğin sırtının üzerinde bir ayak ve uzatılmış bir üçgen bu üçgenin alt tarafı tam kapatılmamıştır. Geyiğin altında, erkek figürün ve çift başlı kartalın altında SCRIBA bulunmaktadır. Sahnenin merkezini soldan ve sağdan çeviren çift başlı kartal yer almaktadır. Mührün iki ucunda da yatan üç yapraklı bitki bulunmaktadır. Geyik ve insan arasında doldurma motifi olarak bir rozet bulunmaktadır. Mührün oldukça küçük bir ölçeği vardır, aynı bulla üzerinde dört farklı mührün baskıları yer almaktadır. Herbordt, 2005:147, Taf.15, No: 191. K.55. Yüzük Mühür Baskısı (Levha 25. 3,3A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Sahibi: x-runtiya Yazıtı: x-cervus 2 -ti SCRIBA Env. No: 91/1840 Çapı: 20x7 mm. Kompozisyonun ortasında karşılıklı duran iki tane geyik yer alır. Bunların her birinin arasında ti işaret yer alır. Geyiklerin üst tarafına doğru tanımlanamayan birkaç işaret yer alır. Geyiğin çaprazında bir SCRIBA üzerinde rozet sağ tarafında ve üç küresel motif yer alır. Geyiklerin arkasında ise birer tane grifon tasvir edilmiştir. Sol taraftaki geyikle grifon arasında yine bazı hiyeroglifler yer alır. Herbordt, 2005: 215,Taf.45 No: 569.

150 K.56. Kare Biçimli Mühür (Levha 26.1,1A) Yeri: Boğazköy Dönemi: Eski Hitit Çağı Env. No:73/170-J/19 Malzeme: Siyah Sabuntaşı Ölçüleri: Y:1,15 cm Taban A:1.65x1,75 cm Mührün üzerinde HGG hiyeroglifler ve semboller bulunmaktadır. Dört farklı sahne işlenmiştir. Bunlardan A sahnesinde tahtında oturan bir tanrı yer alır. Tanrı uzun bir elbise giymiş ve oturduğu tahtın ucu kıvrık yapılmıştır ve diz üstündeki kıvrımlar iki çentik ile gösterilir. Başında başlığı ve alnında bir boynuz vardır. Hiyeroglif olarak tá-ti ismi ünvan olarak hançer veya şişe, sağlık ve yaşam işareti yer alır. B de ayakta duran bir geyik ve rozet (güneş sembolü) sağlık, hayat hiyeroglifleri yer alır. C de hayvanını önünde yarım daire üzerinde küçük kırık yaşam hayat hiyeroglifleri yer alır. D de ise ağzı açık bir aslan ve önünde bir ağaç yer alır. Güterbock-Boehmer,1987: 56, Taf, XV. No:148. K.57. Dikdörtgen Prizma Mühür (Levha 26.2,2A,2B,2C) Yeri: Alacahöyük Dönemi: Orta Hitit Çağı Env. No: AL. ii. 11/79 Malzeme: Diorit Ölçüleri: Y:2. 3 cm, G:1. 2 cm. Mühür 1.90 cm derinliğinde bulunmuştur ve ortasına dikey doğrultuda delik açılmış ve dört tarafının alt ve üst kenarları eğik çizgili bordürlerle

151 süslenmiştir. Her yanı bir ana figürle gliptik sanatına uygun olarak dizayn edilmiştir.1. ve 3. yanları 2.ve 4. yanlarından daha geniştir. 1.yüzde tanrı uzun bir sandalyeye oturmuş. Uzun bir elbise giymiş ve bacakları tamamen kapanmıştır. Omuzlarının dışındad baş ve vücudu profilden işlenmiştir. Her iki kolunu yukarı kaldırmıştır. Tanrının başlığında anlının üzerinde küçük bir boynuz çıkıntısı vardır. Ucu kıvrık ayakkabıları ile betimlenmiştir. Başının arkasında ve bacaklarının karşısında bitkisel semboller vardır.2.sahnede kanatlı tanrı uzun bacaklı, başı bacakları ve gövdesi profilden işlenmiş. Tanrının üzerinde boynuzlu konik başlığı vardır. Omuzlarından yükselen geniş kanatları ve tanrının ayaklarının arasında bir bitki motifi yer alır. Bacağının önünde bitkiye benzeyen bir sembol vardır. Kanatlı figür bir elini ileri doğru uzatmıştır.3.sahnede çatal boynuzlu geyiğin önünde bir ağaç vardır. İki bacağının arasında ve sırtında semboller vardır.4.sahnede boynuzlu dağ keçisi yer almaktadır. Geyiğin yukarısında iki hiyeroglif işareti yer almaktadır bunlar: sağlık ve yaşam işaretleridir. Bacağının arasında ve önünde her iki tarafta bitkisel semboller bulunmaktadır. Dikdörtgen prizma mühürler Hitit gliptiğinde nadirdir. Güterbock a göre mühür Orta Hitit seviyesinde, Son Hitit seviyesine oldukça uzaktır. Tahsin Özgüç e göre şekil ve teknik bakımından dikdörtgen prizma şeklinde Alişar da bulunan mühürde oturan bir tanrı, bir geyiğin üzerinde konik şapkayla oturan bir tanrı üçgen ve ank işaretli kutsal ağaç ve bitkisel semboller bulunan mühür, Alacahöyük te bulunan mühürle mükemmel bir paralellik gösterir. Özgüç, T.,1993: 483, Lev.83 No:1a.1b.1c.1. K.58. Çekiç Başlı Mühür (Levha 27. 1,1A,1B,1C) Yeri: Tarsus Dönemi: Eski Hitit Çağı Malzeme: Hematit

152 Oxford Ashmolean Museum da bulunantarsus mührü olarakta bilinen mühür beş yüzlüdür. Çekiç başlı sapının içinden yatay bir delik geçmektedir ve amulet olarak taşınmıştır. Kare olan esas mühür alanı çifte gioş motifiyle çevrilidir. Burada otuan tanrıça karşında tapınma pozisyonunda kısa giysili figür, kral/rahip yer almaktadır. Diğer dört yüzünde de tanrılar, tanrıçalar, tapınan kişiler ve libasyon yapan uzun giysili kartal başlı karışık varlık yer almaktadır. Bu mühürde, tanrıların işlenişi özgün Hitit biçimini yansıtmaktadır. Tanrıların giysileri, sivri ve boynuzlu başlık, ucu kalkık ayakkabılar, yuvarlak konik başlıklı, ayaklı sunak, libasyon testisi ve HH işaretleri ve piktogramlar yer alır. Mührün her dikdörtgen yüzü ayrı bir kompozisyon alanı olarak kullanılmıştır. Burada böylece kült törenin her evresi betimlenmiştir. Tarsus mührüne konu bakımından çok yaklaşan Alacahöyük te Orta Hitit katında bulunan mühürdür. Kırların Koruyucu Tanrısı, Tarsus damga mühründe yine aynı elinde tavşan tutmakta ve tünemiş kartal (ya da başka bir yırtıcı kuş) ile birlikte taburede betimlenmektedir. Darga,1992: 70-72, Res.49-50; Collins, 1989: 106. K.59. Sfenksli Kapı Kabartmalarında Geyik Avı Sahnesi (Levha 28.1,1A,1B) Yeri: Alacahöyük Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Env. No: 13 A,B,C,Ç Malzeme: Bazalt Ölçüleri: G: 2,17; Y: 1,71cm. Batı kulesinin ikinci taş sırasına ait olan blok kabartma bir hat ile yatay bir çizgi ile iki bölüme ayrılmış olup her bölüme bir kompozisyon işlenmiştir. Bloğun üst bölümündeki tasvirin işçiliği tamamlanmamıştır. Bu bloğun üst kısmında yaban domuzu avı, alt kısmında geyik avı bulunmaktadır.

153 Bloğun alt bölümünde, tahribata rağmen, kalan izlerden üst bölümdeki gibi çömeldiği anlaşılan bir avcı ok ve yayla bu kez geyik (Dama Dama) avlamaktadır. Önünde, avcıya arkasını dönmüş dişi bir geyik, Hitit Çağı nda yaygın olarak karşımıza çıkan stilize bir bitkiyi yerken gösterilmiştir. On iki tek uçlu boynuzunun kökü gösterilmiş, hemen arkasında geriye yatmış kulağının içi, tüyleri göstermek amacıyla, dört çizgi ile süslenmiştir. Kaşları köşeli bir yay biçiminde olup, cepheden gösterilen gözleri iridir. Çene kası üç paralel çizgi ile belirtilmiştir. Boynu diğer geyiklere oranla daha kalındır. Çenenin alt kısmındaki bir halkaya bağlanmış ip, hayvanın boynuna paralel olarak ön sağ bacağa doğru uzanmakta, bu kısımda kabartma yüzeyi tahrip olduğundan, ön bacağa bağlanıp bağlanmadığı anlaşılamamaktadır. Ancak, karnın arka bölümünde yeniden görünerek, arka bacak önünde kaybolmakta ve nereye bağlanmış olduğu saptanamamaktadır. Bununla birlikte, geyiğin avlanmayı kolaylaştırmak, diğer geyikleri çekmek amacıyla avcı tarafından bağlanmış olduğu düşünülmüştür Kınık kabındaki av sahnesi konuya açıklık getirmiştir. Bu eserde avlanılacak geyikleri cezbetmek için hazırlanmış geyiğin çenesindeki halkaya bağlı ipin diğer ucu avcının kemerine tutturulmuştur. Bu örneğe dayanılarak kabartmadaki ipin de geyiğin kaçmasını önlemek için avcıya ulaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Geyiğin gövdesine, ucu kıvrık asa biçimindeki süs, altında daire şekline ki kabartma, arka bacak üzerine üç yapraklı çiçek motifi yapılmıştır. Kısa kuyruğu, toynakları arka bacaklarındaki damarlar belirtilmiştir. Geyik avı sahnesindeki sola yönelmiş geyiğin boynunun, diğer bloğun alt frizindeki geyiklerin oyunlarına kıyasla daha kalın yapılmış olduğu görülmektedir. Bunun nedeni hayvanın böğürdüğü sırada yelesinin kabarmasıdır. Geyik avının en başarılı uygulandığı zamanın çiftleşme döneminde ve böğürme mevsiminde yapılan av olduğu belirtmektedir. Bundan da kabarmadaki av sahnesinin olasılıkla geyiklerin çiftleşme veya böğürme zamanında geçtiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Hititlerin av konusunda ustalıklarını da ortaya çıkarmaktadır. Alacahöyük kabartmasındaki avcının çömelerek yaptığı ava ait bir sahne, Boğazköy de

154 bulunmuş bir damga mühür baskısının korunmuş olan kısmında tasvir edilmiştir. Avcının ayakta, yay ve okla avladığı başka bir tasvir de Kınık kabı üzerinde bulunmaktadır. Kabartmanın işçiliği yukarıdan aşağıya doğru geliştirilmiştir. Sanatçı önce yüksekliği sol tarafta 58.cm, sağ tarafta 80 cm. olan üst bölümü avcı ve yaban domuzu resmetmiştir, daha sonra alttaki bölüme diğer avcı ile geyiği tasvir etmiştir. Çünkü alttaki bölümün yüksekliği cm. arasında değişmektedir. Bu nedenle, hem geyik hem de avcı daha dar bir alana sıkıştırılmış gibi görünmektedir. Sanatçı ilk önce taşı yatay olarak iki bölüme ayıran kabartma hattı yapmış olmalıdır. Çünkü üst bölümdeki yaban domuzunun ayakları, alt bölümdeki avcının başı, yayının üst ucu ve geyiğin sol boynuzunun bir ucu, bu hattın geçtiği yerlere rastlandığından bu kısımlarda kabartma hat kesintiye uğramıştır. Bloğun alt kısmında sağ tarafta bir bitki önünde sağa yönelik geyiğin arkasında aksi yöne kaçan daha küçük iki geyik ve arka planda sola yönelik başka bir geyik tasviri bulunmaktadır. Bloğun sol tarafında ve birinci geyiğin aksine, sola doğru kaçan geyiklerden ön planda bulunan ve birinci geyikten daha genç olan geyiğin üç çift uçlu boynuzu vardır. Boynuz kökü belirtilmiş, geriye doğru yatmış kulağının içi iki paralel çizgiyle bezenmiş. Gözünün işret edilmediği görülmektedir. Başı birinci geyiğe göre daha köşeli hatlara sahiptir. Gövde üzerinde ucu kıvrık asa biçimindeki bezeme ve alt kısmına daire şeklinde iki kabartma yapılmış, arka bacakları üzerinde üç yapraklı yonca motifi gösterilmemiş, kısa kuyruğu belirtilmiştir. Bu geyiğin arkasında beş çift uçlu boynuzları olan, başını geriye çevirmiş, kaçmaya çalışan daha yaşlı geyiğine boynuz kökü, arkaya yatmış kulağı ve yüz ayrıntıları gösterilmiştir. Geri palanda taşın ortasına rastlayan alanda, sol tarafa kaçan yavru bir geyik tasvir edilmiştir. Yaklaşık iki yaşında olduğu anlaşılan geyiğin boynuzları yoktur. Arka bacaktaki üç yapraklı çiçek motifi ile kuyruğu ve toynakları gösterilmiştir. Alacahöyük teki kabartmaların sahne sıralamasına baktığımız zaman ilk sahne batı kulesinin köşe taşındaki tahtında oturan tanrıça değildir. Tam tersine, bu kabartmalar törenin sonunda yer almaktadır. Bu bakımdan D KAL/

155 D LAMMA. LÍL e yapılan libasyon sahnesi Fırtına Tanrısı na tapınma sahnesinden sonra değil, önce gelir. D KAL/ D LAMMA. LÍL in av ile ilgili olduğu için, bu tanrıya bağlı sahneleri, tanrılar için gerçekleştirilen eğlence sahneleri ve hayvanların tapınağa getirilmesi sahnelerinden sonra, tapınağın içinde gerçekleşen kral ile kraliçenin Fırtına tanrısı na tapınma sahnesi gelmektedir. Yani, seyirci kabartmaları Eski Hitit sanatındaki kabartmalı vazolarında olduğu gibi, aşağıdan yukarıya doğru değil, asine bat kulesinde ikinci taş sırasında sağdan sola doğru, ilk taş sırasında ise, soldan sağa doğru izlemelidir. Böylece libasyon sahnesi, törenin sonunda yer alan Fırtına Tanrısı na tapınma sahnesinin üzerinde yer almış olmayacaktır. Baltacıoğlu,1996:1-23,Res.1-3;Güterbock, 1957: 63. K.60. Altınyayla Steli (Levha 29.1,1A) Yeri: Sivas/Altınyayla Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Malzeme: Kireçtaşı Ölçüleri: Y: 186 cm. G: 68 cm. Eser Hititlerin kabartma sanatı farklıdır. İlk olarak kaya kabartmaları ve mimari bunu destekliyor. Sivas ın Altınyayla ilçesinde bir mezarlıkta bulunmuştur. Hitit şehri Kusakli-Sarissa nin 16 km güney batısındaki anıtın oradan Altınyayla ya taşınmıştır. Roma Dönemi mimari parçaların yanında Hitit anıtı mezar taşı olarak dikilmiştir. Bulunduğu sırada taş eğilmiş bu yüzden yüzeyi hava şartlarına mağruz kalmış ve çok bozulmuştur. Stelin toplam yüksekliğini 1.86 cm ve genişliği 68 cm ve 38 cm derinliği olduğunun farkına varılmıştır. Stelin zarar görmesinden dolayı üst kısmın genişliği 58 cm, derinliği sadece 36 cm. Ağırlığı ise 1.2 tondur.

156 Kabartmalı yüzeyi üst tarafı eğik, diğer yüzeyleri düzdür. Kabartmalı yüzey 80 cm. yüksekliğinde ve 60cm genişliğindedir. Yatay ana hattı bulunan kabartmanın sol tarafında stilize kaya resmi bulunmaktadır. Burada sağ tarafa yönelmiş bir geyik ve bu geyiğin üstünde yine sağ tarafa yönelmiş bir figür yer alır. Bu figür erkek olup, peştemal ve geniş bir kemer giymişir ve boynuzlu sivri başlığından dolayı da tanrıya benzemektedir. Uzatılmış sol elinin üstünde geyik boynuzundan bir hiyeroglif ye alır ve bu Kurunta olarak okunmaktadır. Bu tasvir Tanrı Kurunta yı temsil etmektedir. Ayaklarında ucu kıvrık ayakkabıları, omuzunda sağ eliyle tutulmuş bir yay ve sol omuzunda oturan bir kuşla betimlenmiştir. Tanrının sağ tarafında ona dönmüş daha büyük bir kişi durmaktadır. O da ucu kıvrık ayakkabılı be kısa peştemalli giyinmiş ve vücudun üst kısmında V seklinde bantlar fark edilmektedir. Yüz ve baş kısmı tahrip olmuştur. Figür iki küçük cinin üstünde, bunlar kafalarıyla ve uzatılmış elleriyle figürü taşımaktadır. Bu figürle geyiğin arasında eğri bir şekilde aşağı giden bir çizgi fark edilmektedir ki bu tanrının önünde dökülen bir sıvının ışını gibidir. Libasyon sahnesinde figürün elindek ibrik fazla belli olmuyor. Figür kral olarak adlandırılmakta ve ayakta durarak Tanrı Kuruntaya bir kurban sunmaktadır. Bu kral a ait bir yazı eksik ve bu yüzden ismi bilinmiyor. Göğüs bölgesi ve yüzünün önü düz islenmiştir. Müller-Karpe, 2003: ,Res.1,2. K.61. Yeniköy Kabartması (Levha 30.1 ) Yeri: Çorum, Yeniköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı M.Ö yy Env. No: Malzeme: Steatit Ölçüleri: Y:6.3 cm.g:4.9 cm. Steatitten altı düz üstü yuvarlatılmış stel benzeri küçük bir levha üzerine yapılmış kabartma Kabartmada Kırların Koruyucu Tanrısı bir geyik

157 üzerinde ayakta durmaktadır. Kırların Koruyucu Tanrısı nın ikonografik özelliklerini, bütün Hititli özellikleri ile yansıtan bir eserdir. Figür Yazılıkaya daki tanrı kabartmalarında olduğu gibi baş ve ayakları profilden vücudu cepheden betimlenmiştir. Hem geyik hem de tanrı sol profilden verilmiştir. Figürün şapkası dikey yivlerle süslenmiş ve tek boynuzlu yapılmıştır. Elbisesi kısa kollu ve kısa eteklidir. Belinde ucu kıvrık ve hilal kabzalı bir kılıç vardır. Dirsekten kırıp önünde tuttuğu sol elinde ucu kıvrık lituus var ve ileriye uzattığı sağ eliyle bir kuş tutmaktadır. Kuşun kanadında ayrıntı iki yivle verilmeye çalışılmıştır. Geyiğin başı, boynuzları, toynakları gibi detayları belirgin yapılmıştır. Ön bacak adaleleri bir yivle belirtilmiştir. Taşın arkası düz ve işlenmemiştir. Kabartmanın ikonografisi ve biçimi Hitit Sanatının tipik özelliklerini yansıtmaktadır. Bu figür Hitit Dininden ve sanatından iyi bilinen Kırların Koruyucu Tanrısı nı tasvir eden ilginç bir örnektir. Arık, 1937: 26,217,Res. 36. Emre, 2001:491; Özgüç, 2001:487. K.62. Ağırşak (Levha 30. 2) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit Çağı Env. No: 251/0 Ölçüleri: Y:2.6 cm. Koni biçimli ağırşak üzerinde kazıma tekniğiyle yapılmış çizimler vardır. Bunlar: boğa, geyik ve dağ keçisi başlarıdır. Kahverengimsi topraktan yapılmış ağırşağın üst kısmı pürüzsüz yapılmıştır. Yeraltı şehri K/20, 4. katta bulunmuştur. Fischer,1963:152, Taf. 126.

158 K.63. Eskiyapar Seramik Parçası (Levha 31.1,1A) Yeri: Çorum, Eskiyapar Dönemi: Eski Hitit Çağı Env. No: c Ölçüleri: Y:15,5 cm, G:13 cm. Kabartmalı kap parçası gri, mika katkılı hamurlu, gri astarlı olarak pişmiş topraktan yapılmıştır. Geyik üzerindeki duran Kırların Koruyucu Tanrısı profilden işlenmiştir. Tanrı geniş kemerli, kısa elbiseli, sivri ucu yukarı kıvrık ayakkabılıdır. Bacakları uzun, diz kapağı ayrıntılarıyla işlenmiş. Sırtındaki saç tutamı eteğinden de uzundur. Sol dizi önünde frizleri ayıran şerit var. Tanrı her iki frizi kapsayacak boyutta Geyiğin on iki çatallı boynuzu bu şerde değiyor. Kulak göz, burun deliği ve ağız, uzun ince boyun incelikle işlemiştir. Tanrının önündeki kabartma nesnenin ne olduğu bilinmemektedir. Geyik üstünde duran Koruyucu Hitit Tanrısı na ( D LAMMA.LíL) e kabartmalı vazoda ilk defa rastlanmaktadır. Özgüç,T.,1988: 52-53, Lev. I Res. 3. K.64.Hüseyindede Vazosu (Levha 32.1,1A) Yeri: Çorum, Hüseyindede Dönemi: Eski Hitit Çağı Ölçüleri: Y:86.cm Hitit Çağı na ait Kabartmalı Vazo, İnandıktepe vazosundan biraz daha büyüktür. Vazonun teknik özellikleri bu gruba ait vazolarla hemen hemen aynıdır. Vazonun iç kısmında, kulp hizasında yer alan bir kabartı, bu büyüklükteki kült kabının iki bölüm halinde yapıldığını ortaya koymaktadır. Kaliteli hamur özelliğine sahip vazonun kırmızı astarı, yangın neticesinde yer yer renk değiştirmiştir. Astar, İnandıktepe vazosundaki gibi ağız kısmında da

159 devam etmiştir. Vazo iç bükey silindir boynu, oval gövdesi dikey kulpları ve yuvarlak dibiyle, yine inandık mabedinde ele geçen kabartmasız, boya ile nakışlı vazonun tam benzeridir. İnandıktepe-Bitik grubuna ait vazolarda olduğu gibi 4 dikey simetrik şerit kulp arasındaki alana aşağıdan yukarıya doğru 1. ve 2. Frizdeki kabartmalar yerleştirilmiştir. İç bükey silindirik boyunda yer alan 3. Friz, vazonun en geniş sahnesini oluşturur. Diğer kabartmalı vazolarda da olduğu gibi ana tema ve merkezi sahne, bu kısımda yer almıştır. Ağız kenarı altında sonuncu frizler yatay ince yivlerle sınırlandırılmıştır. Vazonun geniş ağız kenarı üzerinde içi boş bir boru, buna bağlı karşılıklı boğa başları ve dikdörtgen bir tekne yer almıştır. Tekneye konulan sıvı, kanallar yardımıyla boğa başlarından geçerek, vazonun içine akmaktadır. Böylelikle vazonun hem bir libasyon kabı olma özelliği, hem de boğa kültüyle ilgisi vurgulanmıştır. Ağız kenarı üzerindeki bu tip düzenleme, bize İnandıktepe, Eskiyapar ve Alacahöyük vazolarını hatırlatmaktadır. Oldukça kaliteli bir hamurdan hazırlanan kabartmalar, bu dönemin diğer kabartmalı vazolarında olduğu gibi ayrı ayrı hazırlanarak vazoya tutturulmuştur. Figürlerin yapıştırılacağı kesim önceden belirlenerek kertiklenmiş, böylelikle kabartmaların gövdeye daha iyi yapışmaları sağlanmıştır. Vazoya aplike edilen bazı figürlerin kalınlığı, 1.5 cm. ye ulaşmaktadır. Kabartma figürler kırmızı, krem ve siyah olmak üzere üç renkte boyanmıştır. Renkler, vazonun kırmızı astarıyla son derece uyum içinde ve canlıdır. Vazonun teknik ve şekil özellikleri, onun kült törenlerine uygun bir tarzda hazırlandığını ortaya koymaktadır. Vazonun en alt bölümünde yer alan 4 dikey kulp arasında kalan 1. frizde yer alan, yerel boğalar gösterilmiştir. Dikey kulplar arasında betimlenen ikinci frizdeki alayda, sunu ve ibadet konusu işlenmiştir. İlk sahne, sunu amacıyla bir hayvan getiren ve elinde şişe biçimli bir kap taşıyan erkek figürü ile başlıyor. Hayvanın bir kısmı eksik, ancak ayağa ait kısım daha çok geyik ya da karacaya benziyor. Hayvanın bir iple çekiliyor. Erkeğin krem renkli, kısa ve kuyruklu elbisesi Erken Hitit sanatında bilinen bir öğedir.

160 Erkeğin elinde alabastron gövdeli kabın paraleli, Eskiyapar ın Eski Hitit yapı katında açığa çıkartılmıştır. 2.Frizin ikinci sahnesi oldukça iyi korunmuştur. Burada bir erkek figürü, beraberinde bir alageyik götürmektedir. Geyik erkeğin elinde bir ipe bağlıdır. Hayvanın boynuzlarının şekli, Eskiyapar`da ele geçen bir kabartmalı vazo parçası koruyucu tanrının geyiğinden farksızdır. Hüseyindede vazosunda temsil edilen alageyik, yazılı belgelerde de belirtildiği gibi, olasılıkla tanrıya sunu için götürülüyor olmalıdır. Üçüncü sahnede kurbanlık koç götüren bir erkek figürüyle, önlerinde dua jestinde iki figür var. İkinci frizin son sahnesinde Eski Hitit kabarmalı vazolarında sahnelere yabancı değildir. Frizde oturan tanrı huzurunda, müzik eşliğinde sunu yapılmaktadır. Dar krem battan sonra, vazonun en geniş ve gösterişli kült sahnelerini oluşturan 3. bölüm başlıyor.16 cm yüksekliğindeki bu friz merkezi sahnenin işlendiği bölümdür. Bitik ve İnandık vazolarında gösterildiği gibi kutsal evliliğin hazırlığı konu edilmiş, ancak Hüseyindede vazosunun yorumu farklıdır. 4. ve son friz İnadıktepe vazosunda da gösterildiği gibi çok sayıda mabet müzisyeni ve dansçının yer aldığı bölümdür. Ancak İnadıktepe vazosundaki kutsal birleşme sahnesi burada yer almamıştır. Yıldırım, 2008: , Res.3. K.65. Testi (Levha A,1B) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı M.Ö.1400,14 yy ilk yarsı Env. No:73/468 a-e,74/15 a-f, 75/186 a,b, 76/302 a.b Ölçüleri: Y:47.0cm Ç:54,3 cm Tasvir alanı üzerinde zemin çizgisi ya da tasvir alanı sınır çizgileriyle sınırlandırılmamış, serbest bir kompozisyonda, bir kabın her iki yanında durmakta olan iki dağ keçisi tasvir edilmiştir. Bunlara da, kulpların arkasından iki geyik takip etmektedir. Bunların arasında, sırt çizgilerinin üst kısmında ince bir boyuna eşlik eder biçimde yukarı doğru çıkan bir testi kulpu vardır.

161 Boyundan da sadece ek parçası geçmektedir. Kabartmalar sonradan eklenmiştir. Tasvirli kap, küçük, küt konik biçimli bir ayak, küresel bir gövde ve genişçe dışa çekik huni biçimli bir ağız kenarından oluşmaktadır. Buna üç adet akıtacak yerleştirilmiştir, bu yüzden olasılıkla bira içilen bir kaptır. Ayak, dikey yerleştirilmiş ve birbirine paralel uzanan zikzak hatlarla, omuzda dik duran, iki tane kazma, sivri üçgenlerle süslenmiştir. Kabın üstündeki konturlar açık ve belirgin bir biçimde bu parçanın M.Ö. 14.yy ın ikinci yarısına tarihlendirilmesi için bir kanıttır. Ayak, üçgenler, dar boyun ve huni biçimli ağız çevresi koyu kırmızı renkte boyanmıştır. Keçilerin aynı renkteki boynuzları da kabın tümünü örten açık kahverengi renkli astardan ayrılmaktadır. Keçiler başlarını arkaya çevirmiş geyiklerse öne doğru bakmaktadırlar. Hayvanlar büyük, öne doğru çıkmış ve kazınmış göz bebeklerine sahiptir. Kafalarının aralarında boyun kıvrımları, tüm tasvirin bilinçli bir sadelik göstermesi ile orantılı olarak, sade, basit çentiklerle belirtilmiştir. Hayvanların gövdeleri tahta gibi düzdür omuzları ve arka baldırlarıysa, ele geçtiği kadarıyla kenarlı biçimde profillendirilmiştir. Öne doğru çıkmış leğen kemiği küçük bir kamburla belirtilmiştir. Geyiğin gövdesi çok sayıda, kama formunda, baskı bezeme üçgenle, boynuzu da bir çok basamakla süslenmiştir. Kabın alt kısmı ve boynu eksiktir. Boynu kabı çepeçevre saran bir şeritle kap gövdesinden ayrılmıştır. Bu kaptaki geyiklerle bağlantılı olarak N. Schimmel koleksiyonundaki gümüş geyik ritonu üzerinde yer alan geyik tasvirleri ile bağlantı kurulabilir. Uzunca, yukarı kalkmış kafaları ve özelliklede gözlerin stilizasyonu aracılığıyla bu kap, yaklaşık 1.40 m. yüksekliğindedir. Kült testileriyle bağlantılıdır. Boehmer, 1983: Taf. XXXIII, Res.97. K.66. Selimli Vazosu (Levha 35.1,1A) Yeri: Çorum, Selimiye Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Ölçüleri: Ç:4,0-4,1 cm, D: 1,5 cm: Dm;3, 75 cm.

162 Alacahöyük yakınlarındaki Selimiye de bulunmuş olan ve üzerinde geyik avı sahnesini betimlenen dört adet seramik parçası şeklinde ele geçmiştir. Parçalar Hitit İmparatorluk dönemine uzanmaktadır. Buluntular bütün bir kap şeklinde olmayıp parçalar halindedir. Kabartmalar genellikle; kült aktiviteler, törenler, hayvanlar ve avlanma sahnelerini göstermektedir. Geyiğin vücut kıllarını ifade edebilmek için üçgen biçiminde figürler kullanılmıştır. Muscarella,1974, Lev.132,68. K.67. Seramik Parçası (Levha 36.1 ) Yeri: Boğazköy Dönemi: Hitit Çağı Env. No: Bo 86/457 Ölçüleri: G: 8.5 cm, Y:7.1 cm Pişmiş toprak yapılmıştır. Sağ tarafa bakan bir geyik başı tasvir edilmiştir. 4 nolu tapınağın güney kısmındaki bina kalıntıları arasında bulunmuştur. (L/ 5- a/1) ; Ala Parzinger-Sanz, 1992: 111.Taf. 66, No: 43. K.68. Gümüş Geyik Ritonu (Levha 37.1,1A,1B) Yeri: New York, Norbert Schimmel Koleksiyonu Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı M.Ö Ölçüleri: U:17cm, Y.18cm, Geyik Vücudunun Uzunluğu: 12,5 cm Ağız Çapı: 6,5cm, Friz Uzunlu ğu: 4,5cm, A ğırlık: 322,5gr. Bacaklarını gövdesinin altına kıvırmış, oturur pozda başını dik tutmuş geyik biçimli bir ritondur. Kabın ağız kısmında oldukça canlı figürlerle bezeli bir friz vardır. Frizde sırasıyla; çapraz boğa ayaklı tabure üzerinde oturan, tek

163 boynuzlu ucu sivri şapkasıyla ve uzun elbisesiyle betimlenmiş tanrı vardır. Tanrının sağ elinde kadeh, ileriye uzattığı sol elinde iri bir kartal bulunmaktadır. Tanrının önünde, geyik üzerinde sol elinde kartal, sağ elinde ucu kıvrık silah (litius) tutan, başında takke biçimli külah olan, uzun saçlı, kısa elbiseli genç tanrı var. Bu tanrıların huzurunda kısa elbiseleriyle betimlenmiş üç erkek figürü var. Öndeki figür sağ elindeki gaga ağızlı testiden şarap boşaltarak sunum yapıyor. Bu figürün arkasında ekmek olması muhtemel bir yiyecek sunan figür ve arkasında çömelmiş elindeki vazoyu tanrılara sunan üçüncü figür var. Bütün figürlerin ayaklarında uçları yukarıya doğru kıvrık ayakkabılar var. Üçüncü figürün arkasında stilize bir ağaç ve altında ayaklarını toplamış ölü bir geyik; duvara asılmış içi oklarla dolu oktanlık ve posttan kalkan veya tulum; toprağa saplanmış dikey duran iki mızrak var. Muscarella, 1974, No.123, Darga, 1992: 37-40, Res.3. K.69. Taprammi Kabı (Levha 38.1,1A,39.1B) Yeri: Kastamonu, Kınık Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Env. No: Kastamonu Müzesi / 946 Malzeme: Tunç Ölçüleri: Y:6,4; Ç:18,7 cm Yarı küre biçimli, yuvarlak ağızlı, basit yükseltilmiş ağız kenarlıdır. Kabın dış yüzü 2 mm. kalınlığında kabartma şeritlerle birbirinden ayrılan üç figürlü frize bölünmüştür. Kabın dibindeki 3,8 cm çapındaki yuvarlak alan 15 yapraklı bir rozetle bezeli. 2,4 cm. genişliğindeki ilk frizde hayat ağacının iki yanında üçerli gruplar halinde, yukarı kalkık, kıvrık kuyruklarıyla grifonlar yer alır. 2,7 cm. genişliğindeki orta bantta, beş dallı bir ağaç, karşılıklı iki avcı ve aslanlarla boğaların mücadelesi görülmektedir. Avcılar, takke biçimi başlıklı, kısa kollu, kısa etekli giysili, sivri uçları yukarı k ıvrık ayakkabılı olup, bellerinde hilal başlı, ucu kıvrık hançer taşırlar. Ağacın önündeki avcı sağ

164 kolunu yukarıya kaldırmış; sol elinde tuttuğu mızrağını önündeki domuza saplar. Diğer avcı iki eliyle kavradığı mızrağını önündeki geyiğe saplar. Ortada, boynuzlarını alçaltmış bir boğa ve solda saldırmaya hazır kükreyen aslan vardır. Sağdaki aslan da boğaya arkadan saldırmak üzeredir. Bunu izleyen sağdaki sahnede, arka bacakları üzerinde duran boğa boynuzlarını aslanın göğsüne dayamış; aslan dişlerini boğanın ensesine geçirmeye çalışıyor. Son av sahnesinde, avcı silahını hemen önündeki geyiğe doğrultmuş. Avcının arkasında ön ayakları çapraz durumdaki kükreyen iki aslan arka bacakları üzerinde durmaktadır. Ağaç ile avcı arasına yerleştirilmiş tek kulplu kap, avcı ile domuz arasındaki rozet, domuzun üzerindeki çiçek demeti doldurma motifi olarak yerleştirilmiştir. 3,3 cm yüksekliğindeki son friz, ağzın hemen altında olduğundan en uzun ve tasvir alanı en geniş olanı, motif bakımından da en zengin olan bu frizde konu gene avdır. Başlangıçta stilize hayat ağacı önündeki takke biçimi başlıklı, kısa kollu gömlekli, kısa etekli, sivri uçları yukarı kalkık ayakkabılı bir erkek betimlenmiştir. Belinde hilal başlı, ucu kıvrık hançeriyle, bu kişi önündeki evcil geyiğin yularını beline bağlamıştır. Gerdiği yayından ona doğru gelen geyiklere okunu fırlatır durumdadır. Avcının okunu yönelttiği hayvanlar üst üste iki sıra halindedir. Evcil geyiğin önünde duran geyik henüz vurulmamış, onu izleyen geyik okla vurulmuş, kafası geriye dönük ve yıkılmak üzeredir. Diğer geyik, göğsünden vurulmuş, dizleri üzerine yıkılmış. Onu izleyen arka plandaki diğer geyik, sırtüstü yatıyor. Sonraki geyiğin de sırtına ok saplanmış, kafası geriye dönük. Önündeki geyiğin arka bacakları ayrık, kafası arkaya düşmüştür. İlk beş geyiğin üzerinde, sırtüstü geyikler yatmakta. Geyikler grubunu dağ keçileri izliyor. Hoplayan dağ keçisi, göğsünden vurulmuş, düşmek üzere. Ölü dağ keçileri farklı seviyelerde ve farklı pozisyonlarda işlenmiş. Arkalarında hareket halindeki ve ölü dağ keçileri görülmektedir. Hayvanlar arasında rozetler, özellikle dağ keçilerinin arasında çiçekler doldurma motifi olarak kullanılmıştır.

165 Emre, 2002: 486, Lev. X. Res. 17. Emre -Çınaroğlu, 1993: 163,164, 233. Çınaroğlu, : K.70. Kalavasos Heykelciği (Levha 40.1) Yeri: Kıbrıs, Kalavasos Dönemi: Hitit İmparatorluk Çağı Malzeme: Tunç Kalavassos-Aylos Dimitrios`da bir çocuk mezarında bulunmuştur. Geyik üstünde bir Hitit koruyucu tanrısını tasvir eder. M.Ö arasına tarihlenir. Sivri külahı ve kıvrık ayakkabılarının yanında fizyonomik özellikleriyle tipik Hitit tarzındadır. Knapp,2008: 315. K.71. Geyik Boynuzu (Levha 40. 2) Yeri: Tokat, Maşat Höyük Dönemi: Hitit Çağı III. yapı katı Ölçüleri: U: 10 cm. G: 3. 5 cm. Pişmiş topraktan geyik boynuzu kırmızı astarlı parlak perdahlı III. Hitit yapı katına aittir. Maşat höyük sarayında bulunan Hitit Çağı na ait bodrum odalarından birinde boğa ve geyik heykellerinin parçaları dağınık halde bulunmuştur. Bu parçalar arasında boynuz, ayak, baş ve kulak kısımlarına yer alır. Bu heykel parçaları daha önce Boğazköy ve İnandık ta bulunmuş olanların tam benzeridir. Özgüç,1978: 9 Lev.46 Res. 6.

166 ÖZET OTLU, Öznur; Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Işığında M.Ö. 2. Binde Anadolu da Geyik Tasvirleri, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2014 Bu çalışmada geyik tasvirleri ve geyik kültünün Anadolu da Paleolitik Çağlardan geç dönemlere kadar, varlığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. M.Ö.2. Binde Asur Ticaret Kolonileri Çağı nda (M.Ö /1720) ve özellikle Hitit Çağı nda (M.Ö /1180)Orta Anadolu merkezlerinde geniş bir yayılım gösteren geyik tasvirleri, arkeolojik ve filolojik kaynaklar bir araya getirilerek değerlendirilmiştir. İncelediğimiz dönemler içinde yer alan eser grupları tiplerine, malzemelerine, konularına göre ayrılmıştır. Geyik ve geyikle ilgili tasvirler Anadolu nun çevre kültürlerle ilişkisi de göz önünde bulundurularak Kıbrıs, Suriye ve Mezopotamya da bulunan eserlerle de karşılaştırılmıştır. Elde edilen veriler ışığında geyiğin, Geyikli Tanrı, Kırlarının Koruyucu Tanrısı/ D LAMMA.LíL in Hitit tasvir sanatındaki, inanç sistemindeki ve kült törenlerindeki yeri ve önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu dönemde geyiğin bağlantılı olduğu tanrı, tanrıça ve krallar yer aldığı mitolojik sahneler içersinde ikonografik olarak değerlendirilmiştir. Filolojik çalışmada özellikle Hitit metinlerinden yararlanılarak geyiğin çeşitli dillerdeki ideogramları, festivallerdeki yeri ve hiyeroglif yazısında geçen geyiğin kullanımlarına yer verilmiştir. Eski kültlerde geyik inanç sisteminde yerini korumuş, doğanın ve koruyuculuğun simgesi olmuş özellikle geyik boynuzunun yerle gök arasında bağlantı kurduğu düşünülmüş ve tarihöncesi dönemlerden günümüze kadar aktarılmıştır.

167 Anahtar Sözcükler 1 Geyik Tasvirleri 2 Geyik Kültü 3 M.Ö. 2.Bin 4 Anadolu 5 Hitit

168 ABSTRACT OTLU, Öznur; Stag Figures in Anatolia in the Second Millennium B.C in the light of archaeological and philological documents. Master Thesis, Ankara, The main focus of this thesis is to present stag figures and stag culture in Anatolia from Paleolithic era to late periods. Stag figures, which were exposed over large areas in the Second Millennium B.C Assyrian Colony Period ( B.C) and especially in Hittite Period ( B.C), were evaluated by collecting archaeological and philological sources. The artifact groups, which took place in the periods that we examined were analyzed by their types, materials and subjects. Stag and stag figures were compared with artifacts which were found in Cyprus, Syria and Mesopotamia by considering Anatolia s relations with neighborhood civilizations. In consideration of data, the place and importance of stag, Stag-God, Tutelary Deity of the God ( D LAMMA.LíL) in the Hittite figurative art, belief system and cult ceremony, tried to present. In this period; God, Goddess and Kings to whom Stag connected with and mythological stage where stag took place were iconographically evaluated. In philological works, specifically from Hittite texts ideograms of Stag from different languages, the place of Stag in festivals and Stag hieroglyphics were gathered. In the early cultures Stag kept its place in the belief system besides Stag became the symbol of protectiveness and this was transferred from prehistoric period to until today. Specially it was thought that antler made contact between earth and sky.

169 Key Words 1 Stag Figures 2 Stag Ceremony 3 Second Millennium B.C 4 Anatolia 5 Hittite

170 RESİMLER

171 Res.1:Alageyik ve Kızıl geyik( Res.2: Kızıl geyik ( http// upload.wikimedia.org/ wikimedia /commons)

172 Res. 3: Kızıl geyik-cervus elaphus dişi(http// upload.wikimedia. org/ wikimedia /commons) Res.4 a)göz sürgünü, b)buz sürgünü,c) Orta sürgün, d) Uç veya çatal (Turan, 1984:49)

173 Res.5:a- 1 yaşlı(kazaklı boğa),b- 2 yaşlı, c- 2-4 yaşlı,d- 3-5 yaşlı, e,f-6, 5 yaşından büyük geyik boynuzları(huş, 1974:31) Res.6: Kızıl geyik dişi sürülerle birlikte(http// upload.wikimedia. org/ wikimedia /commons)

174 Res.7:Alageyik-Dama dama otlarken (http// upload.wikimedia. org/ wikimedia /commons) Res.8:Alageyik(dişisi) http// upload..wikimedia. org/ wikimedia /commons)

175 Res.9:Alageyik te boynuz gelişmesi (Huş, 1963:36). Res.10:Alageyik te:a-1 yaşlı, b-2-3 yaşlı(çatallı), c- 4-5 yaşlı (yabalı), d-5-8 yaşlı, e- 8 den fazla yaşlı boğalar.

176 LEVHALAR

177 Levha 1 1 Özgüç, N.,1965: 14. Levha XVI. Res.3. 2 Özgüç, N.,1977:372 Lev. X Res.26

178 Levha 2 1 Beran, 1967: Lev III, Res.135; Alp,1950,Abb., A 2 B Güterbock, 1987: Levv III,Res.37.

179 Levha A Alp,1972: Lev.136 / 419, Şek Özgüç, N.,1977:371, Lev. VIII, Res. 23.

180 Levha 4 1 Özgüç N..,1965: Lev. XXIII. Res A A Özgüç, N., 1965: Lev. XXVII. Res. 81.

181 Levha A Özgüç, N.,1965: Lev. XXII. Res A Özgüç, N.,1965, Lev. VII. Res. 19

182 Levha A Özgüç, N.,1965,Lev. XXV, Res. 76.;Crepon,

183 Levha A Özgüç/Tunca, 2001: 63 Lev. Res A B Özgüç, N.,2006:60,329 Lev.89, CS 256.

184 Levha 8 1 Özgüç, N., 1965: 41, Lev. XXI Res A B 2 B Alparslan /Alparslan Özdemir, 2010: 93 Res. 2a-2b/Çiz. 2

185 Levha A Özgüç N., 2006.s.60,329 Lev.89, CS A Özgüç, T. Özgüç, N.,1949, Lev. XLVIII Res. 2.

186 Levha A Özgüç, N., 2006: Lev, 12, Res.CS A Özgüç, N., 1965: Lev. VIII. Res.23.

187 Levha A Özgüç, N.,1968: Lev. XXIX, Şek A Özgüç, N,1965, Lev. XXIX-Res.25

188 Levha A Özgüç, N.,2006, Lev.12, Res.CS A Özgüç N.,2006: Lev.56,Res. CS617.

189 Levha A Özgüç, N.,2006: 66 Lev, 4 CS A Özgüç, N.,2006: 256 Lev. 73,256,CS743.

190 Levha A Özgüç, N., 2006: Lev. 34, CS543.

191 Levha A Özgüç,1978,Lev.81 Res. 1-2.

192 Levha A 1 B Herbordt, 2005: Taf.32 No: Herbordt,2005,Taf. 18,No: 226.

193 Levha A Herbordt, 2005, Taf. 313 No: A Herbordt, H vd. 2011: 208,Taf. 511 No: A Herbordt, 2005,Taf.14 No:184.

194 Levha A Herbordt, 2005: Taf.15, No: A Herbordt, 2005: Taf. 15, No: A Herbordt, 2005: Taf.15, No: 187.

195 Levha A Herbordt, 2005: Taf. 11,No: A Herbordt 2005: Taf.45,No: A Herbordt 2005,Taf.55,No: 689.

196 Levha A Herbordt,2005:Taf.55,No: A Beran,1967:Taf.1 No A Herbordt,vd.2011: 208, Taf. 51 No:137.1.

197 Levha A Otten, 1987:s.277,292 Res.20,.Abb 2 2 A Herbordt, Taf. 8, No: A Herbordt, 2005: Taf.8, No: 109.

198 Levha A Herbordt, 2005: Taf. 11,No: A Herbordt, 2005: Taf No: A Herbordt, 2005:Taf.14 No:182.

199 Levha A Herbordt, 2005: Taf. 14 No: A 2 B Herbordt, 2005 Taf.38,No: A Herbordt Taf.41,No: 521.

200 Levha A 1 B Herbordt, 2005: Taf.49 No: A 2 B Herbordt, Taf.22 No: 276.

201 Levha A Herbordt, Taf.45 No: A Herbordt, 2005:Taf. 15,No: 191a,191b. 3 3 A Herbordt, 2005, Taf.45 No: 569.

202 Levha A Güterbock- Boehmer,1987.Taf, XV. No: A 2 B 2 C Özgüç,1993: Lev.83 No:1a.1b.1c.1.

203 Levha A 1 B 1 C Darga, 1992: 70, Res

204 Levha A 1 B Balltacıoğlu, 1996:22 Res.1-2.

205 Levha A Müller-Karpe, 2003: 317,318, Res.1-2.

206 Levha 30 1 Arık, 1937: 26,Res Fischer, 1963:Taf. 126 No.1165.

207 Levha A Özgüç,1988,Lev.I Res.3.

208 Levha A Yıldırım, 2008: 777, Res.2.

209 Levha 33 1 Çorum/Boğazköy Müzesi vitrin.

210 Levha 34 1 A 1 B Boehmer, 1983: Taf. XXXIII, Res. 97.

211 Levha A Darga,1992: 62 Res.45.

212 Levha 36 1 Parzinger/Sanz,1992:Taf. 66, No: 43.

213 Levha A 2 B Muscarella, 1974, No:123, Darga,1992: 37-40, Res.3.

214 Levha A Emre, 2005:486, Lev. X. Res. 17.

215 Levha 39 1 B Emre, 2005: 713, Res. 26.

216 Levha 40 1 Knapp,2008: Özgüç,1978:9 Lev.46 Res. 6.

217 Levha Kültepe, 6.Acemhöyük,7. Eskiyapar,8.Schimmel Collection,9. Yeniköy, Y 10.Altınyala steli. Müller-Karpe,2003:319,Özgüç, N., 1979:287.

218 Levha Laroche,1960: A Hawkins,2004: Seeher, 2011: 54.

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI 1.KONU: TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ 2.KONU: İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.K0NU TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ İnsan, düşünebilme

Detaylı

Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü

Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Arkeoloji insanların kültürlerini ortaya çıkarıp, belgelemek ve analizlerini yapmak suretiyle maddi kültür ve çevresel

Detaylı

AYI (Ursus arctos) SAYIMI

AYI (Ursus arctos) SAYIMI AYI (Ursus arctos) SAYIMI Artvin, Şavşat, Meydancık 22-24 Mayıs 2013 T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğü, Artvin Şube Müdürlüğü Telefon :

Detaylı

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö.2500-2000 Anadolu uzun bir duraklama sürecinden sonra Olgun Bronz Çağ da yeniden parlak bir dönem yaşar. Yazı henüz kullanılmamakla birlikte uygarlık üstün bir düzeye ulaşmıştır.

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

ANADOLU YABAN KOYUNU

ANADOLU YABAN KOYUNU ANADOLUʼNUN ÖZGÜN HAYVANLARI Cevat Sipahi* ANADOLU YABAN KOYUNU (Ovis gmelinii anatolica) Anadolu Yaban Koyunu, dünyadaki 5 yaban koyunu türünden biri olan Asya Muflonu nun (Ovis gmelinii) 15 alt türünden

Detaylı

ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı

ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı ANKARA KEÇİSİ Ankara keçisi bazı araştırıcılara göre Capra prisca isimli yaban

Detaylı

TARİH 1.

TARİH 1. TARİH 1 16.02.2017 ARİF ÖZBEYLİ ERBAA ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ... VE,TARİH YAZIYLA BAŞLAR TARİHİ ÖNCESİ DEVİRLER Taş Devri (MÖ.600.000-5500) Kalkolitik Dönem (MÖ.5500-2500) Maden Devri

Detaylı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI ALET SAPI : Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı değildir. Bıçak, kazıyıcı vb. keskin kenarlara sahip aletlerin elde kullanımının

Detaylı

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR BİTKİ TANIMA I Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR 1 PEP101_H02 Abies (Göknar); A. pinsapo (İspanyol Göknarı), A. concolor (Gümüşi Göknar, Kolorado Ak Gökn), A. nordmanniana (Doğu Karadeniz-Kafkas Göknarı), A. bornmülleriana

Detaylı

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( ) 2.Hafta (16-20.02.2015) ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA (2014-2015 Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR Ders İçeriği Planlama Sistemleri Envanter Uzaktan Algılama (UA) Uzaktan Algılamanın Tanımı ve Tarihsel

Detaylı

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir. KARATEPE Çambel, H., 1948, Karatepe. An Archaeological Introduction, Oriens I. pp.147-162 Çambel, H., 1949, Karatepe., Belleten XIII/49. s.21-34. Bossert, Th., Alkım, U.B., Çambel, H., 1950, Karatepe Kazıları

Detaylı

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER 1. TaĢ Çağı a) Eski Taş / Kaba Taş (Paleolitik Çağ) = (M.Ö. 2.000.000-10.000) b) Orta Taş / Yontma Taş (Mezolitik Çağ) = (M.Ö. 10.000-8.000) c) Yeni Taş / Cilalı

Detaylı

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU Resuloğlu yerleşimi ve mezarlık alanı Çorum / Uğurludağ sınırları içinde, Resuloğlu (Kaleboynu) Köyü nün kuş uçumu 900 m kuzeybatısındadır. Yerleşim

Detaylı

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir. KARATEPE Çambel, H., 1948, Karatepe. An Archaeological Introduction, Oriens I. pp.147-162 Çambel, H., 1949, Karatepe., Belleten XIII/49. s.21-34. Bossert, Th., Alkım, U.B., Çambel, H., 1950, Karatepe Kazıları

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri ANKARA KEÇİSİ Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri Verim Yönü : Tiftik ve et Genel Tanımı : Vücut küçük yapılı, ince ve

Detaylı

GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR

GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR En azından sanatla ilgisi olanlar, dünya tarihinin en eski çizimlerin, İspanya daki Altamira Mağarası ile Fransa daki Lasque Mağarası duvarına yapılmış hayvan resimleri

Detaylı

Akın Pala, akin@comu.edu.tr. http://akin.houseofpala.com

Akın Pala, akin@comu.edu.tr. http://akin.houseofpala.com Akın Pala, akin@comu.edu.tr http://akin.houseofpala.com 1 Küçükbaş Hayvan Yetiştirme 2 3 Kaç tür koyun var, verimlerine göre Etçi ırklar, Sütçü ırklar, Yapağıcı ırklar 4 Kaç tür koyun var, anatomi Yurdumuzda

Detaylı

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU T.C. KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI TÜRKĠYE KÜLTÜR PORTALI PROJESĠ TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU 2009 ANKARA 2.1. Anadolu da Ġlk Yerleşmeler 2.1.1.Çatalhöyük Anahtar Kelimeler: Çatalhöyük Daha çok Anadolu

Detaylı

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda) Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen Toros (Lübnan) Sediri (C. libani) Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda) Himalaya Sediri Atlas Sediri (C. deodora) (C. atlantica) Dünyada Kuzey Afrika,

Detaylı

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne almaçlı dizilmiştir. Tomurcuklar çok pullu, sapsız, sürgüne

Detaylı

BİTKİ TANIMA I. P E P 1 0 1 _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

BİTKİ TANIMA I. P E P 1 0 1 _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr. 1 BİTKİ TANIMA I Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR P E P 1 0 1 _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) C r y p t o m e r i a j a p o n i c a ( K a d i f

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

Göbekli. Uygarlık Tarihinin Karakutusu: Bugün Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta

Göbekli. Uygarlık Tarihinin Karakutusu: Bugün Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta Uygarlık Tarihinin Karakutusu: Göbekli Yazan: Yrd. Doç. Dr. TULGA ALBUSTANLIOĞLU Bugün Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta uygarlık tarihi bilgilerimizi altüst edecek önemli bir merkezde

Detaylı

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Porsuk Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Genel olarak 15-20 m boylanır. 2-2.5 m çap yapabilir. Yenice - Karakaya (Karabük)

Detaylı

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ Burcu Aslı ÖZKAN İlk Çağda Anadolu da kurulan bazı uygarlıklar Hitit, Frig,Urartu, Lidya. HİTİTLER MÖ(1700) Başkenti Hattuşa (Boğazköy) Malatya Orta Anadolu

Detaylı

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu 00052812/25 PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Ders 10: Geç Kalkolitik Dönem Kissonerga Mosphilia & Lamba Lakkous Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı

Detaylı

Dünya Miras Listesinde Bir Neolitik Kent. Çatalhöyük

Dünya Miras Listesinde Bir Neolitik Kent. Çatalhöyük Dünya Miras Listesinde Bir Neolitik Kent Çatalhöyük 1 2 Dünya miras listesinde bir Neolitik Kent Çatalhöyük Çatalhöyük; tarımı, sosyal hukuku, mimariyi ve sanatı özgün bir biçimde uygulayan ilk yerleşik

Detaylı

Konu 6: Çanak Çömlekli Neolitik

Konu 6: Çanak Çömlekli Neolitik Konu 6: Çanak Çömlekli Neolitik Çanak Çömlekli Neolitik Çağ, sadece çanak çömlek yapımının başlamasından daha fazla şey ifade eder. Çanak Çömlek Öncesi Neolitik, besin üretici yaşam tarzına doğru bir geçiş

Detaylı

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip 2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip karışıma katılabilmeleridir. Karışımdaki ağaç türleri

Detaylı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ! Bitkilerin kültüre alınmasının yerleşik

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm 1.1. ANADOLU ÇAĞLARI... 1 1.1.1. Tarih Öncesi Çağ... 1 1.1.1.1. Yontma Taş Devri (Paleolitik)... 1 1.1.1.2. Orta Taş Devri (Mezolitik)... 2 1.1.1.3. Cilalı Taş Devri (Neolitik)...

Detaylı

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

Pistacia terebinthus L. (Menengiç) Pistacia terebinthus L. (Menengiç) Genel coğrafi dağılışı batıda Kanarya adalarından başlayarak doğu Akdeniz ve Anadolu ya ulaşır. Türkiye de özellikle Batı ve Güney Anadolu daki maki formasyonu içerisinde

Detaylı

MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR

MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR Dünyanın en eski flütü 40 bin yıl önceye uzanıyor. Hititler in flüt, gitar, lir, arp, tef, çalpara, davul ve gayda kullandığını gösteren taş kabartmalar var.

Detaylı

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu XI. BÖLÜM URUK ÇAĞI Uruk döneminin önemli bir karakteristiği de yerleşim miktarında görülen artış ve gelişimdir. İlk kez yerleşimler kent olarak adlandırılabilecek ölçüde büyümüştür. Dönemde daha karmaşık

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDAKİ İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere olarak bitki ve hayvan topluluklarını

Detaylı

Hitit Çanak Çömleğinde Hayvan Tasvirleri

Hitit Çanak Çömleğinde Hayvan Tasvirleri Hitit Çanak Çömleğinde Hayvan Tasvirleri Ebru Oral Yrd. Doç. Dr., Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü. ebruorl@hotmail.com ANIMAL DEPICTIONS IN HITTITE POTTERY Abstract It

Detaylı

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 ) Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) İller ve Bölgeler (2) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam İstanbul 18.257

Detaylı

IX. BÖLÜM YONTMA KALEMİ, KAMA. Yontma kaleminin dip kısmı hafif bir bombeye sahip olmakla birlikte enine kesilmiş haldedir

IX. BÖLÜM YONTMA KALEMİ, KAMA. Yontma kaleminin dip kısmı hafif bir bombeye sahip olmakla birlikte enine kesilmiş haldedir IX. BÖLÜM YONTMA KALEMİ, KAMA H. Camps Fabrer yontma kalemini, Uç kısmında ikili kesici ağzı olan nesne şeklinde tanımlamaktadır. Bu kesici ağzın çentikli olduğu da aynı araştırmacı tarafından belirtilmiştir.

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Doğum Yeri ve Yılı: Ankara 1959. İlköğretim: Ankara Sarar İlkokulu Orta Öğretim: Ankara Özel Yükseliş Koleji Lisans: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations www.libridergi.org Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations SAYI IV (2018) T. AKÇAY, Yunan ve Roma da Ölü Kültü. Ankara 2017. Bilgin Kültür Sanat Yayınları,

Detaylı

UYGARLIKLAR TARİHİ-I AYDAN DEMİRKUŞ. 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır.

UYGARLIKLAR TARİHİ-I AYDAN DEMİRKUŞ. 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır. ETKİNLİK 1 SESSİZ SİNEMAYLA TARİHÖNCESİ ANADOLU ETKİNLİK ADIMLARI 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır. 2. Etkinliğe başlamadan önce hazırlık olarak Çalışma Kâğıdı nın birinci maddesinde yer alan

Detaylı

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 BAYRAM MERAL 1 Genel Yetenek - Cihan URAL Yazar Bayram MERAL ISBN 978-605-9459-31-0 Yayın ve Dağıtım Dizgi Tasarım Kapak Tasarımı Yayın Sertifika No. Baskı

Detaylı

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU Kutsal alanlardaki Onur Anıtları, kente ya da kentin kutsal alanlarına maddi ve

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER Gözler, etrafı tüy ve pullarla çevrilerek dış etkilerden korunmuş büyüme noktalarıdır. Bunlar, meyve ağaçlarında dal, yaprak ve çiçekleri oluştururlar. Genellikle şekilleri ve

Detaylı

P E P 1 0 1 _ H 0 5 C

P E P 1 0 1 _ H 0 5 C Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR BİTKİ TANIMA I P E P 1 0 1 _ H 0 5 C u p r e s s u s s e m p e r v i r e n s ( A d i s e r v i - A k d e n i z s e r v i s i ) C u p r e s s u s a r i z o n i c a ( A r i z o n

Detaylı

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 MARMARA BÖLGESi IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 COĞRAFİ KONUMU Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak

Detaylı

EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE YENİLİKÇİLİK ÖDÜLLERİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI ÖDÜL SÜRECİ. Rapor Yazım Esasları

EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE YENİLİKÇİLİK ÖDÜLLERİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI ÖDÜL SÜRECİ. Rapor Yazım Esasları Ek-1 EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE YENİLİKÇİLİK ÖDÜLLERİ 2015-2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI ÖDÜL SÜRECİ Raporun Biçimsel Düzeni Rapor Yazım Esasları Times New Roman, 11 punto, 1,15 satır aralığı kullanılacaktır. Paragraf

Detaylı

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

Yaşayan Bahar, ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik. Günün çevre haberi: "Yaşayan bahar" Baharın habercileri "kırlangıçlar" "leylekler" "ebabiller"... Tüm Avrupa'da doğa severler bu habercilerin yolunu gözlüyorlar... Siz de katılmak ister misiniz? "Yaşayan

Detaylı

SU BİTKİLERİ 11. Prof. Dr. Nilsun DEMİR

SU BİTKİLERİ 11. Prof. Dr. Nilsun DEMİR SU BİTKİLERİ 11 Prof. Dr. Nilsun DEMİR KÖK: BRYOPHYTA KARA YOSUNLARI Sınıf: Gerçek Kara yosunları (Musci) Sınıf: Ciğer Otları (Hepaticeae) - Toprak yüzeyine yatık büyürler, - Gövde yassıdır, yaprak şeklindedir,

Detaylı

Minti Monti. İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir. Kızıl Panda

Minti Monti. İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir. Kızıl Panda Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir ISSN: 2146-281X Kızıl Panda Himalayalar Yeryüzünün Zirvesi Sıradağlar Doğa Yürüyüşünde Yanına Hangi Malzemeleri Alırsın?

Detaylı

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1. SINIF 1. YARIYIL 1 2 YDİ 101 YDA 101 YDF 101 GUS 101 GUS 103 HYK 101 BED 101 3 ATA 101 Temel Yabancı Dil İngilizce/ Basic English Temel Yabancı Dil Almanca/ Basic

Detaylı

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti. E T KİNLİK 5 URARTULAR U Y G A R L I K L A R T A R İ H İ - I A Y D A N D E M İ R K U Ş K AY N A K 1 : 178 (Lloyd, Seton, Türkiye nin Tarihi, Tübitak Yayınları, 2007, s. 106) K AY N A K 2 Hitit İmparatorluğu

Detaylı

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu Ders 11: Philia Kültürü ve Anadolu Bağlantıları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001. ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. ESMA ÖZ I. Adı Soyadı Esma ÖZ E-posta: (kurum/özel) eoz@ybu.edu.tr; esmao443@gmail.com Cep Telefonu: 0506 934 32 13 İş Adresi: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Merkez

Detaylı

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu Emekli memur Mehmet Demirci kara avcılığı yaparken, bir ı kaya bloğu içinde omurga parçaları görmüş ve fotoğrafını

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

2006 YILI ALACA HÖYÜK KAZISI

2006 YILI ALACA HÖYÜK KAZISI 2006 YILI ALACA HÖYÜK KAZISI Aykut ÇINAROĞLU 1 Duygu ÇELİK Alaca Höyük te 2006 yılı kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü nün olurları ile 26 Haziran

Detaylı

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası 6. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi, 01-02 Kasım 2017, JW Marriott, Ankara Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası Dr. Yasin İLEMİN Yaban Hayatı Uzmanı Öğretim Görevlisi Muğla Sıtkı Koçman

Detaylı

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak Arazi Uygulamaları VII dersi kapsamında Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin.

Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. HİTİTLER nasıl yaşıyordu? Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. İpucu isterseniz, tahtada asılı duran resme bakın. Düşünün. Hayal

Detaylı

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM ZAMAN VE TAKVİM Takvim zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metoduna takvim adı verilir. DİKKAT: Takvimlerin ortaya çıkmasında insanların ekonomik uğraşları önemlidir. UYARI: Hicri takvimin başlangıcı

Detaylı

Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ

Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ Fen-edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya Ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1987-1991 Lisans Ege Üniversitesi 1991-1993 Yüksek Lisans Ege Üniversitesi

Detaylı

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI Timothy P. Harrison PATİNA KRALLIĞI NIN BAŞKENTİ TELL TAYINAT Kazı çalışmaları, bit hilani olarak adlandırılan birkaç büyük saray kompleksini ve zarif bir şekilde

Detaylı

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri) JUGLANDACEAE 6-7 cinsle temsil edilen bir familyadır. Odunları ve meyveleri bakımından değerlidir. Kışın yaprağını döken, çoğunlukla ağaç, bazıları da çalı formundadırlar. Yaprakları tüysü (bileşik) yapraklıdır.

Detaylı

Bugün hava nasıl olacak?

Bugün hava nasıl olacak? On5yirmi5.com Bugün hava nasıl olacak? Batı da sıcaklık 2-4 derece arasında düşerken, iç ve doğu kesimlerde 2-4 derece artacak. Çanakkale ve Balıkesir çevrelerinde ise kuvvetli yağış beklentisi var. Yayın

Detaylı

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur. STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur. 1 2 MİLAS MÜZE MÜDÜRÜ HALUK YALÇINKAYA TARAFINDAN YAZILMIŞ RAPOR Muğla, Yatağan

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Prehistorik Dönem Yapı Kültürü PREHİSTORİK DÖNEM NEDİR? Yazının bulunmasından önceki çağlara prehistorik (tarih öncesi çağlar) dönem denir.

Detaylı

Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir. Frig tarihini Frigler in yeterli sayıda yazılı belge bırakmamış

Detaylı

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk) TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk) Çoğunlukla boylu çalı ender 20 m boy, sık dallı, yuvarlak tepeli, kırmızı_kahverengi kabuk gelişi güzel çatlar ve dökülür İğne yapraklar 1-2.5

Detaylı

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprak Nedir? Toprağın Tanımı Toprağın İçindeki Maddeler Toprağın Canlılığı Toprak Neden Önemlidir? Toprağın İnsanlar İçin Önemi Toprağın Hayvanlar İçin Önemi

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız. TABLO ÜNİVERSİTE Tür ŞEHİR FAKÜLTE/YÜKSOKUL PROGRAM ADI AÇIKLAMA DİL 4 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ Devlet ADANA Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri MF-2 280,446 255,689 47 192.000 4 ANKARA ÜNİVERSİTESİ Devlet ANKARA

Detaylı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Oniki Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Camii, Kars Kalesi nin güneye bakan yamacında bulunmaktadır. Üzerinde yapım tarihini veren

Detaylı

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA TRA1 FLORA Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA Avrupa dan Asya ya geçiş, saatten saate belli oluyor. Yiten ormanların yerini sık ve bitek çayırlar alıyor. Tepeler yassılaşıyor. Bizim ormanlarımızda bulunmayan

Detaylı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.

Detaylı

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM Bulut Kuş OKUL Ağaç Çimenler Taş Ayşe Çocuklar Kedi Top Çiçekler Göl Yukarıdaki şekilde Ayşe nin okula giderken çevresinde gördüğü canlı ve cansız varlıkları inceleyelim.

Detaylı

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN Sakız Koyunu Prof.Dr.. Orhan KARACA Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN SAKIZ Türkiye ve Yunanistan ın ortak ırkıdır Adını, İzmir in Çeşme ilçesine komşu olan Yunanistan

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ HANEHALKI İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ BİLGİ NOTU 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 06/03/2014 tarihinde 2013 yılı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bir önceki yıla göre;

Detaylı

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI Daskyleion da 2011 sezonu kazıları Hisartepe Höyüğü nün doğu yamacında, yerleşimin ana girişinin aşağısında, Hellenistik Dönem yolunun iki yakasında; Akropolis te

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 20142012 YILI ALANSAL YILI YAĞIŞ YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2014

Detaylı

ilahiyat FAKÜLTES-İ. DERGiSi

ilahiyat FAKÜLTES-İ. DERGiSi ilahiyat FAKÜLTES-İ. DERGiSi 6. Sayı Aqıtürk Üniversitesi Basımevi -,ERZURUM, 191!6 ANADOLU'NUN TARİH ÖNCESi İNANÇLARI-"' \.,~- --- Doç.Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu Anadolu'nun tarih. öncesi dev1rleri, tarihin

Detaylı

PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK 1.1... 4 DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL

PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK 1.1... 4 DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK 1.1... 4 DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL YERLEŞİMLERDEKİ NÜFUS %'Sİ... 4 EK 1.2... 6 KİŞİ BAŞI REEL GSYİH,

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II 1. Laurocerasus officinalis 2. Salvia officinalis 3. Tilia tomentosa 4. Tilia cordata 5. Tilia platyphyllos 6. Tilia rubra 7. Quercus brantii 8. Castanea sativa

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

YEŞİLOVA HÖYÜĞÜ- İZMİR İN PREHİSTORİK YERLEŞİM ALANI

YEŞİLOVA HÖYÜĞÜ- İZMİR İN PREHİSTORİK YERLEŞİM ALANI YEŞİLOVA HÖYÜĞÜ- İZMİR İN PREHİSTORİK YERLEŞİM ALANI Yeşilova Höyüğü İzmir in Prehistorik Yerleşim Alanı içinde 2005 yılından beri kazısı süren bir yerleşim merkezidir. Kazı çalışmaları, Ege Üniversitesi,

Detaylı

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı Birecik ilçesi Şanlıurfa Merkez ilçesine 80 km uzaklıkta olup, yüzölçümü 852 km2 dir. İlçe merkez belediye ile birlikte 3 belediye ve bunlara bağlı 70 köy ve 75 mezradan

Detaylı

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız. 4 ANKARA ÜNİVERSİTESİ Devlet ANKARA Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Antropoloji TM-3 325,416 283,745 57 218.000 4 MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ Devlet BURDUR Fen-Edebiyat Fak. Antropoloji TM-3 289,322 243,240

Detaylı

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atol, hayatlarını sıcak denizlerde devam ettiren ve mercan ismi verilen deniz hayvanları iskeletlerinin artıklarının yığılması sonucu meydana gelen birikim şekilleridir.

Detaylı

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi) Yayılışı: Quercus ilex L. (Pırnal meşesi) Genel coğrafi yayılış alanı Batı Akdeniz kıyılarıdır. Ülkemizde, İstanbul, Zonguldak, Sinop, Çanakkale, Kuşadası nda 0-450 m ler arasında Carpinus, Laurus, Phillyrea

Detaylı

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34> 3.2.2. ECZANELER Osmanlı İmparatorluğu döneminde en eski eczane 1757 yılında Bahçekapı semtinde açılmış olan İki Kapılı Eczahane'dir. İstanbul'da sahibi Türk olan ilk eczahane ise "Eczahane-i Hamdi" adıyla

Detaylı

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ Yrd.Doç.Dr. Simay KIRCA 2017-2018 Güz Yarıyılı DERS 5 KÜLTÜREL PEYZAJLAR Kültür; toplumların yaşam biçimleri, gelenek ve göreneklerinin, üretim olanaklarının bileşkesi olarak

Detaylı