ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİ TEORİSİ BAĞLAMINDA SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİN KULLANIMI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİ TEORİSİ BAĞLAMINDA SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİN KULLANIMI"

Transkript

1 ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİ TEORİSİ BAĞLAMINDA SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİN KULLANIMI ÖZET Vedat ÇAKIR 1 Vesile ÇAKIR 2 Davison (1983) un ortaya attığı Üçüncü Kişi Etkisi Teorisi kişilerin medyanın başkaları üzerindeki etkisinin kendileri üzerindeki etkisinden daha büyük olduğuna inandığını savunmaktadır. Üstelik bu etki, kişinin kendisi ve başkaları arasındaki sosyal mesafe arttıkça büyümektedir. Bu araştırma, öncelikle Üçüncü Kişi Etkisinin sosyal paylaşım siteleri kullanımında da mevcut olup olmadığını, varsa teorinin hipotezlerini sosyal paylaşım siteleri bağlamında sınamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, denekler sosyal paylaşım sitelerinin bağımlılık yapıcı etkisinin kendilerinden daha çok diğerleri için geçerli olduğuna inanmaktadırlar. Söz konusu üçüncü kişi algısı, uzak çevre için yakın çevreden daha yüksektir ve deneklerin sosyal medyadan kaçınma davranışını pozitif yönde etkilemektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, Üçüncü Kişi Etkisi Teorisi THE USE OF SOCIAL SHARING SITES IN THE CONTEXT OF THIRD PERSON EFFECT ABSTRACT The Third Person Effect which is suggested by Davison (1983) argues that people believe the effect of media on others is much more when compared how it is on themselves. Yet, this effect grows when the distance between person s self and others increases. This research, first of all, tests the hypothesis if there The Third Person Effect exists in use of social sharing sites or not, and if there is, how it is in the context of social sharing sites. According to the conclusions of the research, the subjects believe that there is an addiction creating effect of social sharing sites for others more than themselves. The third person perception is higher for the afar surroundings than the closer surroundings and it effects the behaviour of subjects to avoid social media in a positive way. Keywords: Social Media, The Third Person Effect Theory. GİRİŞ 1980 ve 1990 lı yıllarda araştırmacılar insanların diğer insanlar hakkındaki düşüncelerinin önemini keşfettiler. Özellikle medya etkileri araştırmaları alanında bu önemli bir keşifti. İnsanlar medyadan ve onun üzerindeki içeriklerden, mesela reklamlardan kendilerinin etkilenmediğini ama başkalarının etkilendiğini düşünmekteydiler. Bu gerçekte medyanın etkisiz olduğu anlamına gelmiyordu. İnsanlar başkalarının etkilenme seviyesi hakkındaki kestirimlerine güvenerek bazı davranışlarda bulunuyorlardı. Etkilenmediklerini düşündükleri zaman bile, tam da bu düşüncenin verdiği rahatlıkla dolaylı olarak etkileniyorlardı. Bu bakış açısı üçüncü kişi teorisinin temelini oluşturmak- 1 Doç. Dr., Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi, vecakir@firat.edu.tr 2 Yrd. Doç. Dr., Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi, vcakir@firat.edu.tr 667

2 tadır. Üçüncü kişi etkisi teorisi 21 yy. iletişim araştırmalarında en popüler teoriler listesinin başlarında gelmektedir. Bu araştırma temel olarak öncelikle sosyal medya söz konusu olduğunda üçüncü kişi etkisinin mevcut olup olmadığını, etki mevcutsa bunun davranışsal sonuçları olup olmadığını araştırmaktadır. Özelde ise, sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisi olduğuna dair birinci ve üçüncü kişi algılamalarının bir karşılaştırmasını yaptıktan sonra, bu algılama farklılıklarının sosyal medya kullanımından kaçınma davranışına yol açıp açmadığını araştırmaktadır. 1. ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİ TEORİSİ Üçüncü kişi etkisi teorisi 21 yy. iletişim araştırmalarında en popüler teoriler listesinin başlarında gelmektedir. Üçüncü kişi etkisi teorisi (bazı kaynaklarda üçüncü kişi algısı) ilk defa Davison tarafından 1983 de yazılan The Third-Person Effect başlıklı bir makalede ortaya atılmıştır. Teori temelde medyanın medya etkilerine dair ön kabuller sayesinde etkili olduğunu savunmaktadır. Davison (1983:3) kavramı şöyle açıklar: İkna edici bir iletişime maruz kalan (bu iletişim ikna amacı taşısın taşımasın) izlerkitlenin birer üyesi olarak kişiler, iletişimin diğer insanlar üzerinde kendileri üzerinde olduğundan daha etkili olmasını beklerler. Davison a göre, ikna niyeti taşısın taşımasın bir iletiye maruz kalan bireyler, bu içeriğin ben (birinci kişi) ya da sen (ikinci kişi) üzerinde büyük bir etkisinin olmayacağına ama onlar (üçüncü kişi) üzerinde olacağına inanmaktadır. Duck ve arkadaşları (2000), kişinin kendisinin medya mesajlarından etkilenmediğini düşünme eğilimini aile ve arkadaşlar gibi yakın ilişkide olduğu kişilere doğru genişletme eğiliminde olduğunu belirtmektedir. Üçüncü kişi etkisinin algısal ve davranışsal olmak üzere iki boyutu vardır. Medyanın ben ve diğerleri üzerindeki algılanan etkisi farklıdır. Diğerleri üzerindeki etkinin daha büyük olduğu düşünülür. Bu subjektif değerlendirme teorinin algısal bileşenini temsil eder. Davison (1983) a göre, (1) ikna edici bir iletişime maruz kalan insanlar önce, bu iletişimin başka insanlar üzerinde kendilerinden daha etkili olduğunu düşünür (algısal bileşen); (2) sonra medya etkilerine dair bu algılamalar insanların belirli tavırları takınmalarına ya da belirli davranışlarda bulunmalarına neden olur. Bu da teorinin davranışsal bileşenidir. Davranışa sebep olan şey, kişinin diğerleri üzerindeki medya etkilerine dair algılamaları ya da beklentileridir. Burada sözü edilen medya etkisi doğrudan değil dolaylı, iki aşamalı bir etkidir. Davranışsal sonuçlar ortaya çıkarmakla birlikte temelde teori bir algısal distorsiyondur. Davison 1983 teki makalesinde teoriyi algısal bir distorsiyon olarak tanımlamakla birlikte 1996 ta yazdığı makalesinde teoriyle ilgili görüşlerini geliştirmiştir. Davison (1996:114) der ki, üçüncü kişi etkisi yalnızca bir psikolojik eğilimin tezahürü değildir, iletişimin türüne, kişilerin karakterlerine ve duruma göre değişen kompleks bir reaksiyondur. Yaş, eğitim gibi demografik özellikler tarafından belli bir ölçüde yordanabilir ve aynı şartlar altında ters üçüncü kişi etkisi gözlenebileceği gerçeği diğerlerini kendisinden daha fazla etkilenmiş olarak görme eğiliminin olası birkaç tepki biçiminden sadece biri olduğunu gösterir. Üçüncü kişi etkisi her durumda ve herkeste oluşmaz. Mesaj içeriği kişi açısından yararlı olarak algılanmadığında, konu kişisel olarak önemli algılanmadığında, kaynak olumsuz şekilde taraflı olarak görülüyorsa bu etkinin oluşması daha olasıdır (Perloff, 1993:167). Üçüncü kişi etkisini doğuran başka şartlarda sayılabilir. Perloff (2009: 261) a göre; (a) Mesajlar sakıncalı olarak algılandığında ya da kabul edildiği takdirde kişiyi de negatif göstereceğine inanılan mesajlar karşısında, 668

3 (b) Ben ile karşılaştırılan diğerleri etkiye karşı savunmasız görüldüğünde, (c) İzlerkitlenin kişinin kendisine referans almadığı, tanımlanmamış ve belirsiz diğer insanlardan oluştuğu düşünüldüğünde, (d) Mesaj geniş bir izlerkitleye erişen bir medya tarafından taşındığında üçüncü kişi etkisinin oluşması daha mümkündür. Üçüncü kişi etkisi kişinin diğer insanları kendisinden daha fazla etkilenmiş olarak görmesidir. Medyanın kişinin kendisi üzerindeki etkisi diğerleri üzerindeki etkiden daha büyük algılanmışsa buna ters üçüncü kişi etkisi denmektedir. Literatürde bu durum birinci kişi etkisi olarak da adlandırılmaktadır (Conners, 2005:4). İnsanlar, televizyondaki şiddetin, haberlerin ya da reklamların başkalarını etkilediğini düşünürler ama aynı etkiyi kendileri için öngörmezler. Bu çoğunlukla olumsuz olarak algılanan içerikler için böyledir. Ancak içerik olumlu değerlendirildiğinde bunun tersi olur. Yani sosyal normlara göre medya iyi bir şey söylediğinde, kişiler bunda kendilerine göre bir kişisel yarar algıladığında bundan etkilendiklerini kabul etmeye daha gönüllüdürler. Buna da ters üçüncü kişi etkisi ya da birinci kişi etkisi denmektedir. Kişiler medyanın diğer insanlar üzerinde kendilerinden daha fazla zararlı etkileri olduğuna inanma eğilimindedirler (Tal-Or ve ark., 2009:104) tezini savunan üçüncü kişi etkisi ile ilgili araştırmalardaki bulgulara göre etkinin boyutu (r²) orta seviyededir ve üniversite öğrencilerinde daha yaygındır (Paul ve ark., 2000). Üçüncü kişi etkisi pek çok çalışmada algısal bir boşluk olarak tanımlanırken, bu algısal boşluğun nedenleri halen tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak Perloff (1999:356), üçüncü kişi etkisi denilen bu algısal boşluk üzerine yapılmış çalışmaları incelediği bir meta analizde elde ettiği bulgular ışığında teoriye ilişkin bir model sunmuştur. Modelde bu algısal boşluğun oluşumunda eğitim, yaş, cinsiyet, ilgilenim gibi bazı dışsal değişkenlerin; algılanan öz bilgi, yüklemeler, öz yükseltme gibi bazı psikolojik süreçlerin rol aldığı belirtilmektedir. Modelde ayrıca dışsal ve içsel değişkenlerin etkileşimi ile ortaya çıkan farklı algılamaların niteliği ve bunların davranışsal sonuçları da sunulmaktadır (Tablo 1). Dışsal Değişkenler Tablo 1: Üçüncü Kişi Etkisi Teorisi Modeli Psikolojik Değişkenler/ Aracı Süreçler Üçüncü Kişi Etkisinin Kapsamı Eğitim Öz Yükseltme Ben-öteki ayrılığı Sansür Sonuçlar Kültür Algılanan bilgi Üçüncü kişi algılamaları Suskunluk sarmalı Yaş Yüklemeler Birinci kişi algılamaları Kamuoyu algılamaları Önceden varolan tutum Medya şeması İkna edici baskı İlgilenim Öz saygı Yansıtma Grup içi/grup dışı algılar 2. ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİ ALGILAMALARINA YÖN VEREN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER İnsanlar medyanın başkaları üzerinde kendilerinden daha fazla etkili olduğuna hükmederken psikolojik olarak bazı motivasyonların etkisindedir. Genel konuşmak gerekirse üçüncü kişi etkisi insanların kendilerini mümkün olan en iyi ışıkta algılama gereksiniminin oldukça kestirilebilir bir sonucudur. Bu, ben ve diğerleri arasındaki algısal boşluğu doğuran en temel gereksinimdir. 669

4 Üçüncü kişi etkisi teorisi ile ilgili araştırmalar, bir mesajın başkaları ve insanın kendisi üzerindeki etkilere dair algılamaları arasındaki farklılığın altında yatan sebepleri açıklarken sık sık psikolojideki Yüklem Teorisine ve bu teori içindeki kendine hizmet eden önyargı olgusuna başvurmaktadır. Yüklem teorisine göre insanlar karşılaştıkları olaylar karşısındaki davranışlarının nedenlerini kişilik, güdüler, zeka gibi içsel özelliklerine ya da kışkırtma, şans, şanssızlık gibi dış koşullara bağlarlar. Kişinin davranışını neye bağladığı hem bireylerarası ilişkileri hem de kişisel yönelimleri etkiler (Budak, 2000:846). Bu teori içinde yer alan kendine hizmet eden önyargı kavramı da, kişinin kendi başarılarını kişilik özelliklerine, yeteneklerine vb. bağlarken, başarısızlıklarının suçunu kendi dışındaki koşullara ve etkenlere yıkması olarak açıklanmaktadır (Budak, 2000:443). İnsanlar kendilerini gerçekçi olmayan biçimde olumlu olarak algılama eğiliminde olduklarından kendilerinin bir dizi alanda diğer insanlardan iyi olduklarına inanırlar. Hatta kontrolleri dışındaki durumlarda bir kontrol yanılsamasına sahip olma eğilimi de gösterirler. Son olarak insanlar kendilerinin diğer insanlara kıyasla olumsuz olaylar karşısında daha az, olumlu olaylar karşısında daha fazla değiştiklerine inanma şeklinde hiç de gerçekçi olmayan bir iyimserliğe sahiptir (Tal-Or ve ark., 2009:101) Öz Değerini Arttırma Motivasyonu Üçüncü kişi etkisi ile ilgili en yaygın açıklamalardan biri öz değerini arttırma motivasyonudur. Buna göre, insanlar kendilerini olumsuz ya da istemeyen, hoş karşılanmayan iknaya karşı bağışık olarak algılar, fakat diğerlerini böyle görmez. Bu insanın kendine öz saygısını koruması ve sürdürmesine yardım eder (Tal-Or ve ark., 2009:101). Kişinin kendini olumlu bir ışıkta görme yoğunluğunu ifade eden öz değerini yükseltme motivasyonu üçüncü kişi etkisinin önemli bir belirleyicisidir. İnsanlar arzu edilen, kişinin kendi menfaatlerini savunan ya da felsefik olarak uyuştuğu mesajlarla karşılaştığı zaman üçüncü kişi etkisi sergilemezler. Bu şartlar altında kişiler etkilenmiş olduklarını kabul ederler (Perloff, 1999:369). Burada bahsedilen kendini gerçekçi olmayan biçimde olumlu algılama, kendi hakkında gerçekçi olmayan iyimserlik, kontrol yanılsaması, öz değerini arttırma yönelimleri aslında birer kendine hizmet eden önyargıdır. Kişinin kendini değerlendirirken diğer kişileri referans aldığı bu önyargılar, üçüncü kişi etkisini açıklamada yardımcıdır. Üçüncü kişi etkisi teorisi insanların iyilik halini ve özsaygıyı sürdürmek için kendini olumlu değerlendirme motivasyonunu göz önüne alır ve insanların kendilerini diğer insanlardan daha zeki olduğunu ve medyadan diğerlerinden daha az etkilendiğini düşünme eğiliminde olduğunu söyler Gerçekçi Olmayan İyimserlik Kendine hizmet eden bir önyargı olan bu eğilime gerçekçi olmayan iyimserlik denilmektedir (Gunther ve Mundy, 1993:60). Kendini diğer insanlardan daha olumlu değerlendirme eğilimi anlamında gerçekçi olmayan iyimserlik, bazı akademisyenler tarafından üçüncü kişi etkisi teorisinde ben ve diğerleri hakkındaki algısal boşluğun kaynaklarını açıklamak için kullanılmıştır. Duck ve Mullin (1995:80) e göre üçüncü kişi etkisi sadece kendini ötekilerden daha az etkilenmiş olarak algılama eğilimi egoyu arttırma ve korumaya hizmet ettiğinde gerçekleşir. Kişiler pozitif benlik algısını korumayı istedikleri için gerçekçi olmayan iyimserlik eğilimi gösterirler. Buradan hareketle, olumsuz olarak tanımlanan medya etkilerinin daha büyük üçüncü kişi etkileri üreteceği savunulmaktadır. Bu da demektir ki, üçüncü kişi etkileri medya etkileri yararlı ya da aktif olarak kontrol edilebilen etkiler olarak tanımlanabiliyorsa daha küçüktür (Brosius ve Dirk, 1996:142). İnsanlar arzulanmayan ya da olumsuz deneyimler yaşama olasılıklarının başka insanlardan daha az olduğuna inanma eğilimindedirler. Bu iyimserlik insanların özsaygılarını güçlendirme girişimleriyle açıklanmaktadır. İnsanlar kendilerini yeteri kadar akıllı ve bu yüzden medya mesajlarına 670

5 inanmayan kişiler olarak görürken, diğerlerinin bu mesajlara inandıklarını düşünmek suretiyle özsaygılarını güçlendirirler. Yararlı sonuçları savunan bazı medya mesajlarına inanmak arzulanabilir bir durum olabilir (Paul ve ark., 2000:61). Bu durumlarda kişiler medyadan etkilendiklerini daha kolay kabul ederler ve ters üçüncü kişi etkisi meydana gelebilir. Gunther ve Mundy (1993:58) de teoriye aynı bakış açısıyla yaklaşarak, üçüncü kişi fenomeninin altında bir insanın dünyayı iyimser ya da kendine hizmet eder bakış acısıyla görme eğiliminin yattığını savunmaktadır. Böyle bir yanlı iyimserlik (gerçekçi olmayan iyimserlik), insanların zararlı sonuçlar doğurabilecek mesajlar karşısında başkaları üzerinde kendileri üzerindekinden büyük medya etkileri algılamalarına sebep olur, fakat kişinin kendisi ve başkaları üzerinde yararlı mesajların etkileri açısından bir algılama farklılığı yoktur Sosyal Mesafe İnsanlar kendilerini tanımlarken, davranışlarını açıklarken ben ve diğerleri arasında sosyal karşılaştırmalar yaparlar. Bu karşılaştırmalarda çevredeki her insan ile ben arasında algılanan mesafe aynı değildir. Sosyal mesafe ben ve diğerleri arasındaki benzerlik derecesi olarak tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle, insanlar diğer kişilerin kendilerine benzerlik seviyesini belirlemek için sosyal olarak kendilerini diğerleri ile kıyaslarlar (Gilkins, 2007:11). Böyle bakınca aslında üçüncü kişi etkisindeki sosyal mesafe kavramı sosyal karşılaştırma kavramına çok benzer, hatta onun bir türüdür. Sosyal karşılaştırmada insanlar kendilerini kendilerine göre üstün, aşağı ya da benzer olan diğer insanlarla kıyaslarlar. Bir bakıma bu değerlendirmelere bakarak kendi konumlarını belirlerler. Üçüncü kişi etkisi teorisine göre bu mesafe medya etkilerini değerlendirirken de etkili olur. Bu durumda medya etkilerini değerlendirirken insanlar aynı karşılaştırmaları yapmakta, diğer insanlar hakkında karara varırken sosyal karşılaştırmanın bir türü olan algılanan sosyal mesafeyi pek de bilinçli olmayan biçimde değerlendirmektedirler. Bu kez bu karşılaştırma kişinin beni daha az etkiliyor, erkek arkadaşlarımı daha çok etkiler vb. şeklinde ifade edebileceği algılamalara, yani üçüncü kişi etkilerine yol açmaktadır. Üçüncü kişi etkileri birinci ve üçüncü kişiler arasındaki psikolojik (algılanan) mesafeye göre değişir (Brosius ve Dirk, 1996:142). Ancak diğerleri nin nasıl tanımlandığı önemlidir. Diğerleri tanımlamaları genelleştikçe üçüncü kişi algılamaları artar. Diğerlerinin tanımlanma biçimi kişilerin diğerleri üzerindeki medya etkilerine dair algılamalarını etkiler. Belirsiz ve uzak olarak tanımlanan diğerleri olumsuz medya etkilerine karşı, daha yakın ve daha spesifik tanımlanmış diğer kişilerden daha savunmasız olarak algılanmaktadır (Perloff, 1999:364) Algılanan Benlik Bilgisi (Öz Bilgi) Bir bakıma, bizi ilgilendiren meselelerde hepimiz uzmanız, diğer insanların elde edemediği enformasyona sahibiz. Bu enformasyon teknik ya da olaylarla ilgili olmayabilir; bunu kendi deneyimlerimizle, hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız şeylerle yapmak zorunda kalabiliriz. Diğer insanlar bize göre, bizim bildiklerimizi bilmezler. Bu yüzden onların medyadan etkilenmiş olmaları daha olasıdır (Davison, 1983:9). Algılanan öz bilgi, insanların bazı konularda kendi bilgileri ile ilgili öz değerlendirmeleridir. Burada bahsedilen öz bilgi bir konu hakkında kişinin gerçekten sahip olduğu bilgi değil, kişinin kendi yeterliliğine ilişkin yaptığı subjektif bir değerlendirmedir. Yaş ve eğitim düzeyinin yanında, kendi lehine gerçekçi olmayan iyimserlik gibi motivasyonlar ve çok gazete okuma gibi medya kullanımı ve maruz kalma düzeyleri insanların kendilerini diğerlerinden 671

6 daha bilgili ve uzman görmelerine sebep olmaktadır. İnsanların kendi bilgi düzeyleri ile ilgili bu algılamaları da kendilerini zararlı medya etkilerine karşı daha az duyarlı ya da bağışık, diğerlerini ise daha savunmasız olarak görmelerine neden olabilmektedir (Perloff, 1999:366). Algılanan öz bilgi seviyesine bağlı olarak kişi kendisinin daha yaşlı olduğu için medya etkilerine karşı daha dirençli, pek çok insandan daha eğitimli olduğu için daha akıllı ya da diğer insanlardan daha fazla gazete okuduğu için diğerlerinden daha bilgili olduğuna inanma eğilimi gösterir. Algılanan öz bilgi düzeyi ya da uzmanlık algısı yükseldikçe üçüncü kişi etkileri de artar (Salwen ve Dupagne, 2001: ). Özetle algılanan bilgi ya da uzmanlık ile üçüncü kişi etkisi algılamaları arasında ilişki vardır. İnsanlar belirli konularda çeşitli gerekçelerle kendilerini daha bilgili, uzman, yeterli olarak gördüklerinde diğerlerini zararlı medya etkilerine karşı daha savunmasız, daha açık değerlendirmektedir. İnsanlar yine bu öz bilgi ya da uzmanlık değerlendirmelerine dayanarak bu medya etkilerinin kendilerinde aynı etkiyi yapmadığına inanmaktadır. Algılanan öz bilgi düzeyi arttıkça üçüncü kişi etkisi de artmaktadır Mesajın Kabul Edilebilirliği Mesajın etkisinin olumlu olduğu varsayıldığında, insanlar medya mesajlarının kendileri üzerindeki etkisini başkalarından daha fazla olduğunu düşünmektedirler (Gunther ve Thorson, 1992). Yani birinci kişi etkisi ya da ters üçüncü kişi etkisi oluşur. Medya içeriğinin olumsuz ya da arzulanmayan sonuçları olabileceğine dair algılamalar (şiddet, pornografi) ise üçüncü kişi etkisi yaratır. Çünkü kendini diğerlerinden daha az etkilenmiş olarak algılama egoyu yükseltme ve korumaya hizmet eder. Medya içeriği olumlu olarak algılandığında üçüncü kişi etkisi daha küçük olur. Medya etkilerine karşı hassasiyet konusunda insanların kendileri ve başkaları hakkındaki algılamaları arasında fark vardır. Ben ve diğerleri nin medya etkilerine karşı hassasiyeti algılamalarındaki farklılıklar içeriğin yapısına göre değişir: İnsanlar olumsuz medya içerikleri karşısında kendilerini daha dayanıklı ve dirençli, tersine anti sosyal davranışı değiştirmeye yardımcı olumlu bir medya içeriği karşısında ise daha hassas ve kolay etkilenebilen olarak görürler (Duck ve Mullin, 1995:80). Araştırmalar üçüncü kişi etkisinin negatif medya içeriği açısından (şiddet, pornografi, ürün reklamları vb.) pozitif medya içeriği açısından (kamu hizmeti reklamları gibi) olduğundan daha belirgin olduğunu göstermiştir (Duck ve ark., 2000:267). Sosyal olarak arzulanmayan, sakıncalı ya da negatif mesajlar pornografi, televizyonda şiddet, politik skandallar ve evlilik dışı ilişkiler, seksüel sapkınlıklar gibi kültürel tabulardır. Sosyal olarak arzulanan mesajlar ya da pozitif içerikler, insanların inanmakta sakınca görmediği, duymaktan rahatsızlık duymadığı konulardaki mesajlardır. Kamu hizmeti duyuruları böyle mesajlardır (Paul, ve ark., 2000:67-68). Örneğin emniyet kemeri kullanımını tavsiye eden, olumlu sosyal davranışları teşvik eden mesajlar vb. istenilen, cazip mesajlardır. Konuya ilişkin yapılan ampirik çalışmalar incelendiğinde, sakıncalı ve istenilmeyen mesajların diğerlerinden daha büyük bir üçüncü kişi etkisi yarattığı; istenilen, olumlu mesajların ise ters üçüncü kişi etkisi ya da birinci kişi etkisi yarattığı görülmektedir (Perloff, 1999:359). Mesajın kabul edilebilir/olumlu olarak, ya da sakıncalı/olumsuz olarak değerlendirilmesi, alıcının bunda kişisel ya da toplumsal bir yarar/zarar algılamasına ve yeni mesajın mevcut tutumlarla uyuşması/çatışmasına bağlıdır. 3. ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİNDE KİŞİSEL FAKTÖRLER 3.1. Demografik Özellikler İnsanların ben ve diğerleri üzerindeki medya etkilerine dair algılamaları arasındaki farklılıkların oluşmasında yaş, eğitim ve cinsiyet gibi demografik faktörler etkili olabilmektedir. Örneğin Willnat (1996:187) ın, üçüncü kişi etkisinin kamuoyunu etkileyerek dolaylı bir biçimde suskunluk sarmalı oluşumuna katkı yaptığı önemli bulgusunu 672

7 içeren çalışması, aynı zamanda eğitim seviyesi yüksek kişilerin üçüncü kişi algılamalarının daha fazla olduğunu da göstermektedir. Rucincki ve Salmon (1990:363) a göre de eğitim kişinin üstünlük hislerini arttırır; kendini methetme ve diğerlerini küçümseme yoluyla kişiyi diğer insanlardan uzaklaştırır ve bu şekilde üçüncü kişi algısına dolaylı bir etki yapar. Diğerleri cinsiyet açısından tanımlandığında klişeler devreye girer. Erkekler geleneksel olarak ekmeği kazanan, geçimi sağlayan, rekabetçi, başarılı olarak tanımlanmaktayken, kadınlar daha bağımlı, destekleyici, duygusal tepkiler veren, tüketici kişiler olarak tanımlanmaktadır. Kadın ve erkek cinsiyet gruplarının her ikisinin zihinlerine yerleşmiş bu klişeler, onların karşı cinsiyet grubunun medya etkileri karşısındaki durumunu algılama biçimine yansımaktadır. Ticari reklamların etkilerine ilişkin bir araştırmada erkek deneklerin kadın denekleri bu reklamların etkilerine daha açık, daha savunmasız gördüklerini ortaya çıkarmıştır (Duck ve ark., 2000:288) Ego-İlgilenimi Demografilerin yanında üçüncü kişi etkisi oluşumunda önemli bir başka kişisel değişken ego ilgilenimidir. İnsanlar medyada zaman ve yer tutan bir konu ile kendilerini ilgili hissettikleri zaman olaylara bozuk bir algısal yaklaşımla tutkuyla bakmaktadır. Güçlü tutumlara sahip ve grup aidiyetleri bulunan insanlar sıklıkla medyanın kendi aleyhlerine haberler yayınlama eğiliminde olduğuna inanmakta ve medyaya karşı düşmanca sayılabileek tutumlar geliştirmektedir (Perloff, 2009:261). Araştırmalar ego-ilgilenimli partizanların medyanın kendileri üzerindeki etkilerine dair algılamalarının üçüncü kişilerinkinden farklı olduğunu göstermektedir. Ego ilgilenimi birbirinin zıddı iki bozuk algı doğurur: (1) Diğerlerinin dünyayı kişinin kendisinin gördüğü gibi gördüğü şeklindeki ben merkezli bir inanç, (2) haberlerin medyada kapsadığı alanın (zaman ve yer) diğer insanları kendi tarafına karşı düşman ettiği ve rakip tarafa müttefik kıldığı şeklindeki algı (Perloff, 2009: ). Ego-ilgilenimi ile ilgili görülebilecek bir kavram olan referans gruplar kavramı da Davison (1983:11) a göre, üçüncü kişi algılamalarının açıklanmasında yardımcı olabilir. İkna edici iletişimin normatif bir referans grubunun üyeleri üzerindeki algılanan etkisi büyük olmamaktadır. Örneğin insanlar aidiyet hissettikleri politik gruplarının üyelerini bu grubun dışındaki insanlardan daha az etkilenmiş olarak algılamaktadır (Duck ve ark. 2000:272). Birer sosyal kimlik olarak cinsiyet gruplarında da benzer bir algısal ön yargı görülebilir Medya Kullanımı Paul ve arkadaşları (2000:79) na göre, kitle medyasının etkileri medyanın türüne göre farklılık göstermektedir. Örneğin aynı anda her yerde hazır bulunma özelliğinden ve yaygınlığından dolayı televizyonun basılı medyadan daha etkili ve ikna edici olduğu varsayılmaktadır. Konuya üçüncü kişi etkileri teorisi bağlamında algısal bir perspektiften bakınca basılı medyanın tüketicileri kendilerini diğerlerinden (diğer medya kullanıcıları) daha akıllı görebilmekte ve daha büyük bir üçüncü kişi etkisi sergileyebilmektedirler. Perloff (2009:261) da mesaj geniş bir izlerkitleye erişen bir medya tarafından taşındığında üçüncü kişi etkilerinin oluşmasının kolaylaşacağını savunur. Ancak Paul ve arkadaşlarının (2000) ın üçüncü kişi etkileri ile ilgili meta analizi çalışmasının sonuçları bu varsayım ile çelişmektedir. Bu çalışmada Paul ve arkadaşları üçüncü kişi etkisi algılamalarının büyüklüğü ile medya türü arasında anlamlı bir ilişki bulamamışlardır. Rucincki ve Salmon (1990) da genel olarak televizyon kullanımı ile üçüncü kişi etkisi arasında bir ilişki bulamamış, ancak televizyona maruz kalma düzeyi arttıkça kişilerin kendileri üzerinde algıladıkları medya etkilerinin arttığını bulmuşlardır. 673

8 4. ÜÇÜNCÜ KİŞİ ETKİSİ TEORİSİNİN DAVRANIŞSAL SONUÇLARI Sosyal etki alanı mesajların tutumlar ve davranışlar üzerindeki doğrudan etkilerini vurgulayan modellerle doludur. Sözgelimi, Sosyal Bilişsel Teori, Ayrıntılandırma Olasılığı Modeli gibi birçok perspektif mesajların etkilerinin konu ya da sorunlar hakkında insanların sahip olduğu tutum ya da inançları etkileme süreçlerini açıklayarak anlaşılabileceğini savunmaktadır. Ama Davison un konuya yaklaşımı oldukça farklıdır (Perloff, 2009:262). Üçüncü kişi etkisi modeli medyaya maruz kalma, tutumlar ve davranışlar arasında doğrudan bir ilişki varsayan doğrudan etki modellerinden farklı olarak iki aşamalı bir ikna süreci ortaya koyar. İnsanların iletişimin diğerleri üzerinde umdukları etki onları bazı davranışlara götürür. İletişimin gerçekleştirdiği herhangi bir etki buna maruz kalan kişinin davranışları yüzünden değil, diğerlerinin adına onların göstereceği davranışa ilişkin tahminde bulunan kişilerin bu tahminlere dayalı davranışları yüzünden gerçekleşebilir (Davison, 1983:3). Davison (1983) un makalesi ilgi çekici anekdotlar ve örneklerle dolu olmasına karşın ampirik açıdan sınırlılıklara sahip bir makaledir. Bu makalede çok küçük bir öğrenci örnekleminde, sadece üçüncü kişi etkisinin algısal bileşenlerine odaklanılmış, kişinin kendisi ve diğerleri üzerindeki medya etkilerine dair algılamalar arasındaki farklılığın bireysel tutumlar ve davranışlar açısından önemi ampirik olarak araştırılmamıştır. Ancak sonraki çalışmalar üçüncü kişi etkisinin farklı konulardaki davranışsal sonuçlarını ampirik olarak incelemeye çalışmıştır. Davranışsal sonuçları incelemek için yapılan çalışmalar büyük oranda olumsuz medya uyaranlarına ve farklı medya içeriklerinin kısıtlanması/sansüre kişilerin eğilimi konusuna odaklanmışlardır (Perloff, 1999; Golan ve Banning, 2008:210). Örneğin, Rojas ve arkadaşları (1996:163), genel olarak medya, televizyonda şiddet ve reklam konularında sansür yanlısı tutumda üçüncü kişi etkisinin rolü olduğunu, Gunther ve Hwa (1996:248) da medyanın diğerleri üzerindeki negatif etkilerini abartma eğiliminden dolayı insanların medyada sansürü desteklediğini bulmuştur. Üçüncü kişi algılamaları ve bazı davranışsal sonuçlar arasında pek çok çalışmada ilişki bulunmuş olmakla birlikte, bu araştırmaların ölçtüğü şeyin çoğu zaman gerçek davranış olmadığı, tutumlar ve eğilimlerin yanında davranışsal niyetler olduğu akılda tutulmalıdır. Üçüncü kişi etkisinin davranışsal sonuçları genel olarak üç grupta toplanabilmektedir (Tal-Or ve ark., 2009): Önleme, koordinasyon ve normatif etkiler Önleme Önleme davranışı açıkça zararlı mesajların yayılmasını sınırlama ya da durdurma dürtüsüyle ilgilidir (Tal-Or ve ark. 2009:105). Üçüncü kişi etkisinin hayatımızdaki rolüne dair belki de en ilginç spekülasyon alanını sansür oluşturur. Üçüncü kişi etkisi sansür tarafgirliğinin önemli bir belirleyicisidir (Perloff, 1999:368). Davison (1983:14) a göre, yayımı yasaklanmış enformasyondan olumsuz etkilendiğini kabul edecek bir sansürcü bulmak güçtür. Sansürcünün arkadaşları bozulma karşısında güvendedir ama genel olarak halkın korunması gerekmektedir. Medyanın diğer insanlar üzerinde daha güçlü bir olumsuz etkisi olduğuna inanan insanlar sansüre daha fazla destek verir. Algılanan olumsuz etkinin bir sonucu olarak kişilerin mesajların kısıtlanmasına destek verdiği çeşitli bağlamlarda (şiddet, reklam, pornografi vb.) gösterilmiştir. İnsanlar medyanın diğer insanlar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu düşündüklerinde, bu önyargıları sansür ve ifade özgürlüğüne karşı tutumlarına dayanarak oluşturabilmektedir (Tal- Or ve ark. 2009:105). Golan ve Banning (2008:211) e göre, üçüncü kişi etkisinin davranışsal bileşeni açıklamada koruma motivasyonu teorisi kullanılabilir. Bu teori insanların davranışlarının algılanan şiddetin, savunmasızlığın, öz etkinliğin bir fonksiyonu olduğunu iddia eder. Buradan hareketle insanlar başkalarını (örneğin başkalarının çocukla- 674

9 rı) medya etkilerine karşı savunmasız algıladıkları için sansür gibi kısıtlayıcı davranışlara destek vermektedir. Ancak üçüncü kişi etkisi teorisi önleme ya da kısıtlama davranışını açıklamada her zaman aynı derecede başarılı değildir. Perloff (1999) a göre pornografi, televizyonda şiddet ve reklama karşı kısıtlama ya da sansür tarafgirliğini yordadığına ilişkin bulgular netken, haberler ya da politik iletişim konularındaki sansür tarafgirliği konusunda üçüncü kişi algılamalarının etkisine dair bulgular biraz karışıktır. Buradan kişilerin herhangi bir medya ya da medya içeriğinin sansürlenmesi, kısıtlanması lehine davranışlar içine girmesinde üçüncü kişi algılamalarının etkili olduğu, ama bunun mesajın içeriğine, konusuna bağlı olduğu çıkarılabilir. Bunu da muhtemelen kişinin algıladığı kişisel ve sosyal yarar/zarar, bazı sosyal normlara uyma eğilimi ve kişinin konuyla ilgilenim derecesi belirlemektedir Koordinasyon Önleme davranışı zararlı mesajların gelecekte yayılmasının önlenebilirliği durumu ile ilgiliyken, diğer iki davranışsal tepki (koordinasyon ve normatif etkiler) halihazırda yayılmış bulunan mesajlarla ilgilidir. Koordinasyon tepkileri fayda maksimizasyonu için kişinin davranışlarını geçici olarak değiştirmesi şeklinde açıklanabilir (Tal-Or ve ark., 2009:106). Normatif Etkiler: Normatif etkiler aktif kabul, meydan okuma ya da daha dayanıklı sosyal normlar ile ilgilidir. Farz edilen medya etkileri gerileme ya da çekilme denilen normatif bir tepkinin altta yatan sebebi olabilir. Bir sosyal norma uymak insanların aksi durumda yapacakları bir şeyi yapmamalarına neden olur. Gerilemenin tersi durumda, başka bir zamanda medyanın diğer insanların kanılarını ve normları etkilediğine inanan insanlar bu algılanan trendleri hiçe sayarak onların tersine tepki verecektir (Tal-Or ve ark., 2009:107). Çalışmanın bu bölümünde yukarıdaki literatür taraması ışığında aşağıda sıralanan sorulara yanıtlar aranmaya çalışılacaktır: S.1. S.2. S.3. S.4. Üçüncü kişi etkisi sosyal paylaşım siteleri kullanımı için geçerli midir? Sosyal paylaşım sitelerinin kullanımında olası üçüncü kişi etkisi sosyal mesafeye göre ne tür farklılıklar göstermektedir? Sosyal paylaşım sitelerinin kullanımında olası üçüncü kişi etkisi deneklerin cinsiyetine göre ne tür farklılıklar göstermektedir. Sosyal paylaşım sitelerinin kullanımında olası üçüncü kişi etkisi deneklerin kaçınma davranışını ne yönde etkilemektedir? 5. YÖNTEM 5.1. Araştırmanın Uygulanması ve Örneklem Üçüncü kişi etkisi teorisi ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla Fırat Üniversitesi öğrencileri üzerinde bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Araştırmada örneklemin belirlenmesinde rastlantısal örneklem alma tekniklerinden basit rastlantısal örneklem alma tekniği esas alınarak Fırat Üniversitesi Kampüsünde öğrenim gören öğrenciden 450 si üzerinde yüz yüze anket tekniği uygulanmıştır. Ön inceleme 675

10 sonucu 410 anket analize tabi tutulmuştur Veri Toplama Araçları Araştırmaya katılanların üçüncü kişi etkisi bağlamında sosyal medya kullanımı ile ilgili görüşlerini belirlemek amacıyla üç bölümden oluşan bir soru formu hazırlanmıştır. Söz konusu formun ilk bölümünde katılımcıların cinsiyetlerinin yanı sıra sosyal medya kullanım alışkanlıklarını belirlemek amacıyla sorulan sorular yer almaktadır. Bu amaçla, son 6 ayda en sık kullandıkları sosyal paylaşım sitesi ve günlük ortalama sosyal medya kullanım süreleri sorulmuştur. İkinci bölümde sosyal medya kullanımı ile ilgili olarak deneklerin kendileri, yakın çevreleri ve uzak çevrelerine ilişkin görüşlerini ölçmeye yönelik sorular yer almaktadır. Bu bölümde sorulan sorular, 5 noktalı (1= Tamamen Katılmıyorum, 5= Tamamen Katılıyorum) Likert tipi ölçek ile sorulmuştur. Soru formunun son bölümünde sosyal medya kullanımından kaçınma davranışını ölçmeye yönelik 9 maddeden oluşan tek boyutlu bir ölçek kullanılmıştır. Ölçekte yer alan maddelere deneklerin ne oranda katılıp katılmadığı 5 noktalı (1= Tamamen Katılmıyorum, 5= Tamamen Katılıyorum) Likert tipi ölçek ile sorulmuştur. Ölçeğin güvenilirlik katsayısı (Cronbach s α) 0.81 olarak hesaplanmıştır Verilerin Analizi ve Kullanılan Testler Alan araştırması Mart 2012 tarihleri arasında katılımcılarla yüz yüze görüşme yolu ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler PASW 18 istatistik paket programı kullanılarak elektronik ortamda işlenmiştir. Verilerin analizinde sırasıyla; araştırmaya katılanların demografilerini ve sosyal medya kullanım alışkanlıklarını ortaya koymak amacıyla aritmetik ortalama ve frekans dağılımları gibi betimleyici istatistik teknikleri esas alınmıştır. Sosyal medya kullanımı ile ilgili olarak deneklerin kendileri ve çevreleri hakkındaki algılarını ölçmek için Tekrarlı Ölçümler İçin Tek Faktörlü ANOVA Analizi kullanılmıştır. Sosyal medya kullanımında olası üçüncü kişi etkisinin deneklerin cinsiyetine göre farklılaşıp farklılaşmadığının araştırılmasında da Bağımsız İki Örneklem T-Testi nden yararlanılmıştır. Söz konusu üçüncü kişi etkisinin deneklerin sosyal medyadan kaçınma davranışını etkileyip etkilemediğini sorgulamak için ise Doğrusal Regresyon Analizi kullanılmıştır. 6. BULGULAR 6.1. Araştırmaya Katılanların Bazı Özellikleri Katılımcıların demografik özellikleri ve sosyal medya kullanım alışkanlıklarına ilişkin bazı bulgular şöyledir: - Araştırmaya katılan öğrencilerin (N= 410) % 43.4 ü kız, % 56.6 sı erkek deneklerden oluşmaktadır. - Katılımcıların günlük ortalama sosyal medya kullanım süreleri incelendiğinde; en düşük günlük sosyal medya kullanım süresinin 5 dakika, en yüksek ise 14 saat olduğu görülmektedir. Deneklerin günlük ortalama sosyal medya kullanım sürelerine bakıldığında, % 63.2 ile 1 saatten daha az, % 16.6 ile 1-2 saat arası, % 9.8 ile 2-3 saat dilimlerinin öne çıktığı görülmektedir. 10 saat ve üzeri sosyal medya kullanım oranı ise % 1.5 tir. Sosyal medya kullanım süresinin aritmetik ortalaması (1.60 saat) dakikadır. - Katılımcıların sosyal medya sitelerini kullanım sıklıklarına bakıldığında % 88.5 lik kullanım ile Facebook un 676

11 en sık kullanılan sosyal medya sitesi olduğu görülmektedir. Facebook u sırasıyla % 5.2 ile Twitter, % 3.2 ile Windows Live hizmetleri takip etmektedir Katılımcıların Sosyal Medya Bağımlılığına Yönelik Algıları Sosyal medya kullanımının bağımlılık yapıcı etkisi ile ilgili olarak deneklerin kendileri ve diğerlerine ilişkin algılamalarını ölçmek amacıyla uygulanan Tekrarlı Ölçümler İçin Tek Faktörlü ANOVA Analizi sonuçları Tablo 2 de yer almaktadır. Tablo 2. Katılımcıların Sosyal Medya Bağımlılığı İle İlgili Algıları N Χ SS Üçüncü Kişi Algısı Χ Farkı Üçüncü Kişi Algısı SS Ben Kardeşlerim *** Kız arkadaşlarım *** Erkek arkadaşlarım *** Bana yakın diğer insanlar *** Tanımadığım diğer kızlar *** Tanımadığım diğer erkekler *** Analiz sonuçlarına göre, katılımcıların sosyal medya bağımlılığı algısı ile ilgili kendisinin ve diğerlerinin puanları arasında anlamlı bir farklılık vardır [F (6-2454) = , p.001]. Katılımcıların kendileri ile ilgili sosyal medya bağımlılığı algısının ortalaması ( Χ =2.22); kardeşlerinin ( Χ =2.49), kız arkadaşlarının ( Χ =3.06), erkek arkadaşlarının ( Χ =3.22), diğer yakınlarının ( Χ =3.10), tanımadığı diğer kızların ( Χ =3.47) ve tanımadığı diğer erkeklerin ( Χ =3.36) ortalamasından daha düşüktür. Üçüncü kişi etkisi sosyal paylaşım siteleri kullanımı için geçerli midir şeklinde sorulan ilk araştırma sorusuna cevap aramak amacıyla Tablo 2 de yer alan ben dışındaki kategorilere ait puanlar yeniden hesaplanarak diğerleri kategorisi oluşturulmuştur. Bu bağlamda araştırmaya katılanların sosyal paylaşım sitesi bağımlılığı ile ilgili kendi puanları ve diğerlerinin puanları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını araştırmak amacıyla İlişkili Örneklemler İçin T-Testi uygulanmıştır. Analiz sonuçları, deneklerin sosyal paylaşım sitesi bağımlılığı konusunda kendisi ve diğerleri arasında anlamlı bir farklılığın olduğunu göstermektedir [t (409) =-15.19, p.001]. Söz konusu anlamlı farklılığa göre, sosyal medya bağımlılığı konusunda deneklerin kendileri ile ilgili algıları ( Χ =2.22) diğerleri ( Χ =3.12) ile ilgili algılarından çok daha düşüktür. Yani üçüncü kişi etkisi teorisine uygun olarak denekler sosyal paylaşım sitelerinin bağımlılık yapıcı etkisinin kendilerinden daha çok diğerleri için geçerli olduğuna inanmaktadırlar. İkinci araştırma sorusuna cevap aramak amacıyla sosyal paylaşım sitelerinin kullanımında olası üçüncü kişi etkisinin sosyal mesafeye göre ne tür farklılıklar gösterdiği araştırılmıştır. Bu bağlamda Tablo 2 deki verilerden hareketle deneklerin kendisi, yakın çevresi ve uzak çevresi olmak üzere üç grup oluşturulmuştur. Tablo 2 de yer alan kardeşler, kız arkadaşlar, erkek arkadaşlar ve yakınındaki diğer insanlara ait puanlar yakın çevreyi oluşturmak üzere yeniden hesaplanmıştır. Tanımadığı diğer kızlar ve diğer erkeklere ait puanlar da uzak çevreyi oluşturmak üzere yeniden hesaplanmıştır. Tablo 3, deneklerin sosyal mesafeye göre sosyal medya bağımlılığı ile ilgili algılamalarını ölçen Tekrarlı Ölçümler İçin Tek Faktörlü ANOVA Analizi sonuçlarını göstermektedir. p 677

12 Tablo 3. Katılımcıların Sosyal Mesafeye Göre Sosyal Medya Bağımlılığı İle İlgili Algıları N Χ SS Üçüncü Kişi Algısı Χ Farkı Üçüncü Kişi Algısı SS Ben Yakın çevrem *** Uzak çevrem *** Tablo 3 e göre katılımcıların sosyal mesafe ile ilintili olarak sosyal medya bağımlılık puanları arasında anlamlı bir farklılık vardır [F (2-818) = , p.001]. Söz konusu anlamlı farklılığa göre, katılımcıların kendileri ile ilgili sosyal medya bağımlılığı algısı puanı ( Χ =2.22), yakın çevresinden ( Χ =2.97) uzak çevresine ( Χ =3.42) doğru bir artış göstermektedir. Yani denekler sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisinin olduğunu kabul etmekle birlikte, söz konusu etkinin yakın çevreden uzak çevreye doğru bir artışla daha çok diğer insanlar için geçerli olduğuna inanmaktadırlar. Bu durumda üçüncü kişi algısı uzak çevre için yakın çevreden daha yüksektir. p Sosyal paylaşım sitelerinin kullanımında olası üçüncü kişi etkisi deneklerin cinsiyetine göre ne tür farklılıklar göstermektedir şeklinde sorulan üçüncü araştırma sorusuna cevap aramak amacıyla uygulanan Bağımsız İki Örneklem T-Testi sonucuna göre, söz konusu etki deneklerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır [t (408) =-1.08, p>.05]. Yani cinsiyet farkı olmaksızın hem kızlar hem erkekler sosyal medya bağımlılığının kendilerinden çok diğer kızlar ve erkekler için geçerli olduğuna inanmaktadırlar Üçüncü Kişi Etkisinin Sosyal Medyadan Kaçınma Davranışına Etkisi Dördüncü ve son araştırma sorusu sosyal medya bağımlılığı konusundaki üçüncü kişi etkisinin deneklerin sosyal medyadan kaçınma davranışını nasıl etkilediğini sorgulamaktadır. Bu amaçla uygulanan Doğrusal Regresyon Analizi nde kaçınma isteği ve davranışı puanı bağımlı değişken, sosyal medya bağımlılığı ile ilgili deneklerin diğerler insanlara ait algıları da bağımsız değişken olarak alınmıştır. Analiz sonuçlarına göre, deneklerin sosyal medyanın diğer insanlarda bağımlılık yaptığı algısı sosyal medyadan kaçınma isteği ve davranışını açıklayan anlamlı bir model oluşturmaktadır [R=0.36, R²=0.13, F=58.98, p<.001]. Buna göre, sosyal medyadan kaçınma isteği ve davranışına ilişkin toplam varyansın %13 ünün sosyal medya bağımlılığı ile ilgili üçüncü kişi etkisi ile açıklandığı söylenebilir. Standardize edilmiş regresyon katsayısına göre deneklerin diğer insanlarda sosyal medyanın bağımlılık yaptığı algısı (β=.336, p<.001), sosyal medyadan kaçınma isteği ve davranışını pozitif yönde etkilemektedir. SONUÇ Davison (1983) un ortaya attığı Üçüncü Kişi Etkisi Teorisi kişilerin medyanın başkaları üzerindeki etkisinin kendileri üzerindeki etkisinden daha büyük olduğuna inandığını savunmaktadır. Teoriye göre bu etki, kişinin kendisi ve başkaları arasındaki sosyal mesafe arttıkça büyümektedir. Bu araştırmada söz konusu etkinin günümüzde özellikle gençler arasında yaygın olarak kullanılan sosyal medya kullanımı için geçerli olup olmadığı araştırılmış ve teorinin hipotezleri sosyal paylaşım siteleri bağlamında yapılan alan araştırmasıyla analiz edilmiştir. Alan araştırması, Fırat Üniversitesi Kampüsü nde eğitim gören ve tesadüfi örneklem yoluyla seçilen 410 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, deneklerin günlük ortalama sosyal medya kullanım süresi (1.60 saat) dakikadır ve deneklerin % 88.5 gibi önemli bir bölümünün en sık kullandığı sosyal paylaşım sitesi Facebook tur. 678

13 Araştırma sonuçları, deneklerin sosyal medya bağımlılığı konusunda kendileri ile ilgili algıları ile diğerleri hakkındaki algıları arasında önemli bir farklılığın olduğunu ortaya koymuştur. Buna göre üçüncü kişi etkisi sosyal medya kullanımı için geçerli bir teoridir. Denekler sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisi olduğunu kabul etmekle birlikte, söz konusu etkinin yakın çevreden uzak çevreye doğru bir artışla daha çok diğer insanlar için geçerli olduğuna inanmaktadırlar. Bu üçüncü kişi algısının uzak çevre için yakın çevreden daha yüksek olduğu bulgusu Teori nin hipotezleri ile örtüşmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, sosyal medya kullanımı ile ilgili üçüncü kişi etkisi deneklerin cinsiyeti ile anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Yani cinsiyet farkı olmaksızın hem kızlar hem erkekler sosyal medya bağımlılığının kendilerinden çok diğer kızlar ve erkekler için geçerli olduğuna inanmaktadırlar. Ancak sosyal medya bağımlılığı ile ilgili söz konusu etki, deneklerin sosyal medyadan kaçınma isteği ve davranışına pozitif yönde etki yapmaktadır. Sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisinin kendilerinden çok diğer insanlar için geçerli olduğu inancı insanları sosyal medyadan kaçınmaya ve kullanımını kısıtlamaya yönlendiren etkenlerden biridir. KAYNAKÇA Brosius, H. B. and Engel D. (1996). The Causes of Third-Person Effects: Unrealistic Optimism, Impersonal Impact, or Generalized Negative Attitudes towards Media Influence?, Journal of Public Opinion Research, 8(2), pp: Budak, S.(2000). Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara. Conners, J. L. (2005). Understanding the Third-Person Effect, Communication Research Trends, 24 (2), pp: Davison, W. P. (1996). The Third-Person Effect Revisited, International Journal of Public Opinion Research, 8 (2), pp: Duck, J. M. and Mullin, B. A. (1995). The Perceived Impact of the Mass Media: Reconsidering The Third Person Effect. European Journal of Social Psychology, 25 (1), pp: Duck, J.M. and Mullin B. A. (1995). The Perceived Impact of The Mass Media: Reconsidering the Third Person Effect, European Journal of Social Psychology, 25, pp: Duck, M. J., Hogg, A. M., and Terry, D. J. (2000). The Perceived Impact of Persuasive Messages on Us and Them, in Attitudes, Behavior, and Social Context: The Role of Norms and Group Membership, Eds: Michael A. Hogg, Deborah J. Terry, Lawrence Erlbaum, New York, pp: Gilkins, J. B. (2007). Question-Order Effects and the Third-Person Effect: Distinguishing Impact of Question-Order on the Third-Person Effect in the Context of Violent Video Games. Delaware University, the Thesis of Master of Arts in Communication. Golan, G. J. and Banning, S. A. (2008). Exploring a Link Between the Third-Person Effect and the Theory of Reasoned Action Beneficial Ads and Social Expectations, American Behavioral Scientist, 52 (2), pp:

14 Gunther A. C. and Hwa, A. P. (1996). Public Perceptions of Television Influence and Opinions About Censorship in Singapore, International Journal of Public Opinion Research, 8 (3), pp: Gunther, A. C. and Mundy, P. (1993). Biased Optimism and the Third-Person Effect, Journalism & Mass Communication Quarterly, 70( 1), pp: Gunther, A. C. and Thorson, E. (1992). Perceived Persuasive Effects of Product Commercials and Public Service Announcements: Third-Person Effects in New Domains. Communications Research, 19, pp: Paul, B., Salwen, M. B. and Dupagne, M. (2000). The Third-Person Effect: A Meta-Analysis of the Perceptual Hypothesis, Mass Communication and Society, 3:1, pp: Perloff, R. M. (1993). The Third-Person Effect: A Critical Review and Synthesis, International Journal of Public Opinion Research, 5 (2), pp: Perloff, R. M. (1999). The Third-Person Effect: A Critical Review and Synthesis, Media Psychology, 1, pp: Perloff, R. M. (2009). Mass Media, Social Perception, and the Third Person Effect, in Media Effects Advances in Theory and Research, Third Edition, Eds., Jennigs Bryant and Mary Beth Oliver, Lawrence Erlbaum, New York, pp: Rojas, H., Shah, D. V. and Faber R. J. (1996). For The Good of Others: Censorship And The Third-Person Effect, International Journal of Public Opinion Research, 8 (2), pp: Rucincki, D., and Salmon, C. T. (1990). The Other as the Vulnerable Voter: A Study of the Third-Person Effect in the 1988 U.S. Presidential Campaign, International Journal of Public Opinion Research, 2(4), pp: Salwen, M. B. and Dupagne, M. (2001). Third-Person Perception of Television Violence: The Role of Self- Perceived Knowledge, Mediapsychology, 3, pp: Tal Or, N., Tsfati, Y., and Gunther, A. C. (2009). The Influence of Presumed Media Influence: Origins and Implications of the Third-Person Perception. In The Sage Handbook of Media Processes and Effects. Eds., Nabi, R., & Oliver, M. B. Thousand Oaks, CA: Sage. pp: Willnat, L. (1996). Mass Media and Political Outspokenness in Hong Kong: Linking the Third-Person Effect and the Spiral of Silence, International Journal of Public Opinion Research, 8 (2), pp:

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ SPOR YAPAN VE YAPMAYAN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN İLETİŞİM BECERİLERİ İLE EMPATİK EĞİLİM DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Detaylı

Örneklemden elde edilen parametreler üzerinden kitle parametreleri tahmin edilmek istenmektedir.

Örneklemden elde edilen parametreler üzerinden kitle parametreleri tahmin edilmek istenmektedir. ÇIKARSAMALI İSTATİSTİKLER Çıkarsamalı istatistikler, örneklemden elde edilen değerler üzerinde kitleyi tanımlamak için uygulanan istatistiksel yöntemlerdir. Çıkarsamalı istatistikler; Tahmin Hipotez Testleri

Detaylı

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli Bölüm 6 Pazarları ve Satın alma Davranışı Bölüm Amaçları davranış modelinin unsurlarını öğrenmek davranışını etkileyen başlıca özellikleri belirtmek Alıcı karar sürecini açıklamak Satın Alma Davranışı

Detaylı

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı 10 Ağustos 2010 Diyarbakır 2 DİYARBAKIR DA ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ VE REFERANDUM ALGISI 10 Ağustos 2010 Doç. Dr. Behçet Oral Doç. Dr. İlhan

Detaylı

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.

Detaylı

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ

Detaylı

Sosyal Ağ Servislerinde Kullanıcı Güveni: Facebook ve Linkedin Karşılaştırması. A.Kübra Özkoç Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım Seminer

Sosyal Ağ Servislerinde Kullanıcı Güveni: Facebook ve Linkedin Karşılaştırması. A.Kübra Özkoç Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım Seminer Sosyal Ağ Servislerinde Kullanıcı Güveni: Facebook ve Linkedin Karşılaştırması A.Kübra Özkoç Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım Seminer Sosyal Ağ Servisleri, kişilerin fiziksel dünyada oluşturdukları

Detaylı

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Psikososyal Güvenlik İklimi Psikososyal güvenlik iklimi, örgütsel iklimin spesifik bir boyutu olup, çalışanların psikolojik

Detaylı

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği 1 Seçmeye Yönelik Motivasyonlarının İncelenmesi Derya ÇELİK, Ra aza GÜRBÜZ, Serhat AYDIN, Mustafa GÜLER, Duygu TAŞKIN, Gökay AÇIKYILDIZ

Detaylı

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN Kuramsal Çerçeve GİRİŞ Psikolojik dayanıklılık üzerine yapılan

Detaylı

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ İŞTİRME Araştırma rma SüreciS 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça saptanması

Detaylı

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU Öğretmen Akademisi Vakfı, Öğrenen Lider Öğretmen (ÖLÖ) eğitimi ile ilk ve ortaokul düzeyindeki öğretmenlere iletişim becerileri,

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Halil Coşkun ÇELİK 15 Mayıs 2008 Hemen hemen her bilim alanındaki gelişmeler, yapılmış sistematik araştırmaların katkılarına bağlıdır. Bu yüzden genel olarak araştırma,

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK EYLÜL-2013 Bilgisayar, uzun ve çok karmaşık hesapları bile büyük bir hızla yapabilen, mantıksal (lojik) bağlantılara

Detaylı

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Tuna USLU Gedik Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Özel Gebze Doğa Hastanesi Sağlık Hizmetleri A.Ş.

Detaylı

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BOŞ ZAMAN AKTİVİTELERİNE VERDİKLERİ ANLAMIN VE YAŞAM DOYUMLARININ İNCELENMESİ: AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Detaylı

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI www.muzikegitimcileri.net Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirisi, 26-28 Nisan 2006, Pamukkale Ünv. Eğt. Fak. Denizli GİRİŞ İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI Arş. Gör. Zeki NACAKCI

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

T.C. Ankara Üniversitesi. Elmadağ Meslek Yüksek Okulu. Bilgisayar Programcılığı Programı

T.C. Ankara Üniversitesi. Elmadağ Meslek Yüksek Okulu. Bilgisayar Programcılığı Programı T.C. Ankara Üniversitesi Elmadağ Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı Programı Ankara Üniversitesi Elmadağ Meslek Yüksek Okulu Öğrencileri Neden Facebook, Twitter Tarzı Sosyal Paylaşım Sitelerine

Detaylı

gelişmiş/olgunlaşmış

gelişmiş/olgunlaşmış UZMANLIĞI HALK OYUNLARI VE DANS EĞİTİCİ VE ÖĞRETİCİLİĞİ OLAN BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN EPİSTEMOLOJİK İNANÇLARIN İNCELENMESİ INVESTIGATION OF THE EPISTEMOLOGICAL BELIEFS OF PHYSICAL EDUCATION TEACHERS

Detaylı

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor Amaç Aşamalar Örneklem Analizler PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları nın amacı, yeni örneklemler

Detaylı

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bilimsel Araştırmaların Sınıflandırılması İlişki Aramayan Araştırmalar Betimsel Araştırmalar Deneysel Olmayan Araştırmalar İlişki Arayan Araştırmalar Sebep-Sonuç İlişkisine Dayalı

Detaylı

Hipotez Kurma. Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi. 4. Pazarlama Araştırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010

Hipotez Kurma. Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi. 4. Pazarlama Araştırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Hipotez Kurma Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi 4. Pazarlama Araştırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Hipotez Nedir? Araştırmacının ilgilendiği bir konuda ispatlanmamış bir önerme

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Ramazan YİRCİ Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Uğur ÖZALP Millî

Detaylı

İŞSİZ BİREYLERİN KREDİ KARTLARINA İLİŞKİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ YAPISAL EŞİTLİK MODELİYLE İNCELENMESİ: ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ

İŞSİZ BİREYLERİN KREDİ KARTLARINA İLİŞKİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ YAPISAL EŞİTLİK MODELİYLE İNCELENMESİ: ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ Makalenin Yayınlandığı Dergi: İktisat İşletme ve Finans Yayınlanma Tarihi: 2014-08-01 00:00:00 Cilt: 29, Sayı: 341, Yıl: 2014 Sayfa(lar): 57-86 ISSN: 1300-610X Digital Object Identifier (DOI): 10.3848/iif.2014.341.4074

Detaylı

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme Buket TAŞKIN & Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri

Detaylı

Örnek 4.1: Tablo 2 de verilen ham verilerin aritmetik ortalamasını hesaplayınız.

Örnek 4.1: Tablo 2 de verilen ham verilerin aritmetik ortalamasını hesaplayınız. .4. Merkezi Eğilim ve Dağılım Ölçüleri Merkezi eğilim ölçüleri kitleye ilişkin bir değişkenin bütün farklı değerlerinin çevresinde toplandığı merkezi bir değeri gösterirler. Dağılım ölçüleri ise değişkenin

Detaylı

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri Merve Güçlü GİRİŞ Öğretme evrensel bir uğraştır. Anne babalar çocuklarına, işverenler işçilerine, antrenörler

Detaylı

20. ULUSAL PAZARLAMA KONGRESİ Anadolu Üniversitesi - Eskişehir

20. ULUSAL PAZARLAMA KONGRESİ Anadolu Üniversitesi - Eskişehir 20. ULUSAL PAZARLAMA KONGRESİ Anadolu Üniversitesi - Eskişehir Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Marka Tercihlerine Etkisinde Marka İmajı ve Algılanan Kalitenin Aracılık Rolü: Üniversite Mezunları Üzerine Bir

Detaylı

PARAMETRİK TESTLER. Tek Örneklem t-testi. 200 öğrencinin matematik dersinden aldıkları notların ortalamasının 70 e eşit olup olmadığını test ediniz.

PARAMETRİK TESTLER. Tek Örneklem t-testi. 200 öğrencinin matematik dersinden aldıkları notların ortalamasının 70 e eşit olup olmadığını test ediniz. PARAMETRİK TESTLER Tek Örneklem t-testi 200 öğrencinin matematik dersinden aldıkları notların ortalamasının 70 e eşit olup olmadığını test ediniz. H0 (boş hipotez): 200 öğrencinin matematik dersinden aldıkları

Detaylı

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir. VERİ ANALİZİ GİRİŞ Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir. Bilimsel Bilgi: Kaynağı ve elde edilme süreçleri belli olan bilgidir. Sosyal İlişkiler Görgül Bulgular İşlevsel

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Gökhan GÜNEY Kara Harp Okulu gguney@kho.edu.tr Dr. Hakan BAYRAMLIK Kara Harp Okulu hbayramlik@kho.edu.tr

Detaylı

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça

Detaylı

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing,

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Prentice Hall, Inc., New Jersey, 15 th Edition Tüketici

Detaylı

MEDYANIN BOŞANMAYA ETKİSİ

MEDYANIN BOŞANMAYA ETKİSİ MEDYANIN BOŞANMAYA ETKİSİ Yrd. Doç. Dr. Şahin DOĞAN* Bu araştırmanın temel amacı halkın, medyanın boşanmaya etkisi konusundaki tutumlarının araştırılmasıdır. Bu amaçla Türkiye genelinde 33 ilde Şubat 2014

Detaylı

Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü-BARTIN Murat KUL Bartın Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-BARTIN

Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü-BARTIN Murat KUL Bartın Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-BARTIN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALMA DÜZEYLERİNİN MOTİVASYON DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ: KAYSERİ İLİ ÖRNEĞİ Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim

Detaylı

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1 İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları İbrahim Üstünalp Mersin Üniversitesi İngilizce Öğretmen Adaylarının

Detaylı

STRATEJİK PLANLAMANIN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ VE GAZİANTEP ÖRNEĞİ ANKET RAPORU

STRATEJİK PLANLAMANIN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ VE GAZİANTEP ÖRNEĞİ ANKET RAPORU STRATEJİK PLANLAMANIN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ VE GAZİANTEP ÖRNEĞİ ANKET RAPORU Şubat 10 2012 Yener YÜKSEL Mülkiye Başmüfettişi 0 İÇERİK Araştırmanın Amacı:... 3 Anket Ölçeklerinin Oluşturulması:... 3

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT Muğla Üniversitesi SBE Dergisi Güz 2001 Sayı 5 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET Erdoğan GAVCAR * Meltem ÜLKÜ

Detaylı

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME Fatih KALECİ 1, Ersen YAZICI 2 1 Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Matematik Eğitimi 2 Adnan Menderes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi,

Detaylı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı BULGULAR Çalışma tarihleri arasında Hastanesi Kliniği nde toplam 512 olgu ile gerçekleştirilmiştir. Olguların yaşları 18 ile 28 arasında değişmekte olup ortalama 21,10±1,61 yıldır. Olguların %66,4 ü (n=340)

Detaylı

KRİMİNOLOJİ Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ KRİMİNOLOJİ -2- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU tuba.topcuoglu@gmail.com 2 Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ Teori Temel kavramlar Temel önermeler Ampirik geçerlilik

Detaylı

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ Tutum Tutum bir kişinin diğer bir kişi, bir olay veya çevresi ile ilgili olarak negatif veya pozitif tavırdır. Tutum Tutumlar değerler gibi sosyal ve duygusal inşalardır

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI Arş.Gör. Duygu GÜR ERDOĞAN Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi dgur@sakarya.edu.tr Arş.Gör. Demet

Detaylı

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1 58 2009 Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı:25, s.58-64 ÖZET EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1 Bu çalışmanın

Detaylı

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım 2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. Tanım Regresyon analizi, bir değişkenin başka bir veya daha fazla değişkene olan bağımlılığını inceler. Amaç, bağımlı değişkenin kitle ortalamasını, açıklayıcı

Detaylı

City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI Ağustos 2013 Araştırma Künyesi PROJE ADI ARAŞTIRMA EVRENİ AMAÇ CSG OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI İstanbul da Yaşayan 18 Yaş Üzeri Bireyler. Katılımcıların 68

Detaylı

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA Algı Bireylerin çevrelerini anlamlandırabilmek adına duyumsal izlenimlerini düzenleme ve yorumlama sürecine verilen isimdir. davranışlarımız algıladığımız dünyaya göre

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu OCAK 2014 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI RAŞTIRMASI - S V.01A - 18 HAZİRANH 2004 - SONUÇ RAPORU Nükleer Silahlar Araştırması - Sonuç Raporu v.01a - 18 Haziran 2004 Proje Ekibi Güçlü Atılgan Proje Sorumlusu Infakto

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme Fatma Kübra ÇELEN & Prof. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

ÖZEL SEKTÖR DOSYASI: KOBİLERİN İSTİHDAMA KATKISI VE EKONOMİK BEKLENTİLERİ

ÖZEL SEKTÖR DOSYASI: KOBİLERİN İSTİHDAMA KATKISI VE EKONOMİK BEKLENTİLERİ ÖZEL SEKTÖR DOSYASI: KOBİLERİN İSTİHDAMA KATKISI VE EKONOMİK BEKLENTİLERİ Bu çalışma; (OKFRAM) ve İKSARA Araştırma ve Danışmanlık işbirliği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma örneklemi, Türkiye deki faal

Detaylı

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ , ss. 51-75. SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ Sefer YAVUZ * Özet Sanayi İşçilerinin Dini Yönelimleri ve Çalışma Tutumları Arasındaki İlişki - Çorum

Detaylı

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM PROJENİN AMACI Bu projenin temel amacı Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK G İ R İ Ş 1 İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine karşı niçin dostluk veya düşmanlık

Detaylı

Tekrarlı Ölçümler ANOVA

Tekrarlı Ölçümler ANOVA Tekrarlı Ölçümler ANOVA Repeated Measures ANOVA Aynı veya ilişkili örneklemlerin tekrarlı ölçümlerinin ortalamalarının aynı olup olmadığını test eder. Farklı zamanlardaki ölçümlerde aynı (ilişkili) kişiler

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - Kotler, Philip & Armstrong,

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2012 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2012 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2012 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu OCAK 2013 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK EYLÜL-2013 Temel olarak bir bilgisayar, çeşitli donanım parçalarını bir araya getirip uygun bir çalışma platformunu

Detaylı

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE Standart Eurobarometer 76 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE Bu araştırma Avrupa Komisyonu Basın ve İletişim Genel Müdürlüğü tarafından talep ve koordine edilmiştir. Bu rapor

Detaylı

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II Adı 1 1 PSY101 ye Giriş-I Açıklaması 6 3 ki temel konulara giriş niteliğinde bir derstir. İşlenecek konulara araştırma teknikleri, davranışın biyolojik kökenleri, algı, hafıza, dil, insan gelişimi, vb.

Detaylı

EĞİTİMDE YEŞİL İNSAN TÜKETİMDE YEŞİL ÜRÜN: NAZİLLİ İİBF VE NAZİLLİ MYO ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK BİR DUYARLILIK ANALİZİ ÇALIŞMASI

EĞİTİMDE YEŞİL İNSAN TÜKETİMDE YEŞİL ÜRÜN: NAZİLLİ İİBF VE NAZİLLİ MYO ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK BİR DUYARLILIK ANALİZİ ÇALIŞMASI EĞİTİMDE YEŞİL İNSAN TÜKETİMDE YEŞİL ÜRÜN: NAZİLLİ İİBF VE NAZİLLİ MYO ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK BİR DUYARLILIK ANALİZİ ÇALIŞMASI Hulusi DOĞAN Adnan Menderes Üniversitesi Doç. Dr. Nazilli İİBF Fakültesi hulusidogan@gmail.com

Detaylı

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş sorular...sorular...sorular İnsanın duygu düşünce ve davranışları başka insanlardan nasıl etkilenir, onları nasıl etkiler? İnsanlar birbirlerini nasıl algılar? İnsanlar birbirlerine

Detaylı

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015 Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015 Ön yargı Farklılık Tutumlar Korkular Kaygılar Tabular Hoşgörü Tahammül Farklılıklar Hepimiz birbirimizden farklıyız. Aşağıdakileri kabul ettiğimizde

Detaylı

Ankara ve Kastamonu Eğiticilerinin Mesleki Eğilime Göre Yönlendirme ve Kariyer Rehberliği Projesini Değerlendirme Sonuçları

Ankara ve Kastamonu Eğiticilerinin Mesleki Eğilime Göre Yönlendirme ve Kariyer Rehberliği Projesini Değerlendirme Sonuçları Ankara ve Kastamonu Eğiticilerinin Mesleki Eğilime Göre Yönlendirme ve Kariyer Rehberliği Projesini Değerlendirme Sonuçları Mesleki Eğilime Göre Yönlendirme ve Kariyer Rehberliği projesi kapsamında gerçekleştirilen

Detaylı

Sosyal Kimlik Kuramı (Tajfel, 1978; Tajfel ve Turner, 1979)

Sosyal Kimlik Kuramı (Tajfel, 1978; Tajfel ve Turner, 1979) Sosyal Kimlik Kuramı (Tajfel, 1978; Tajfel ve Turner, 1979) Araştırmalara göre gruplararası ilişkilerde etnosentrik tutumlar ve rekabet çok kolay ortaya çıkar ama çatışmayı çözmek zordur. 1. Gruplararası

Detaylı

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI 1 BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI 'Student t dağılımı' ya da kısaca 't dağılımı'; normal dağılım ve Z dağılımının da içerisinde bulunduğu 'sürekli olasılık dağılımları' ailesinde yer alan dağılımlardan bir

Detaylı

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi Fatma GÖLPEK SARI Prof. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi, Eğitim

Detaylı

3. TAHMİN En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1

3. TAHMİN En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1 3. TAHMİN 3.1. En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1 En Küçük Kareler (EKK) yöntemi, regresyon çözümlemesinde en yaygın olarak kullanılan, daha sonra ele alınacak bazı varsayımlar altında çok aranan istatistiki

Detaylı

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) Ne zaman kullanırız? Ortalamalar arasında fark olup olmadığına bakmak istediğimizde Sürekli bir ölçüm (continuous data) ve 2 ya da daha fazla grubumuz olduğu

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS İSTATİSTİK MATH 176 2 3 + 0 3 5. Program Öğrenim Çıktıları 1,5 2,3 2,5,12 8,12 1,2,5 2,12 1,3,4

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS İSTATİSTİK MATH 176 2 3 + 0 3 5. Program Öğrenim Çıktıları 1,5 2,3 2,5,12 8,12 1,2,5 2,12 1,3,4 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS İSTATİSTİK MATH 176 2 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Almanca Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ANKARA 2018 2 İçindekiler Sayfa 1. Giriş ve Amaç... 4 2. Gereç ve Yöntem... 4 2.1. Araştırmanının Türü ve Örneklem...

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 8 Bilimsel Süreci* 1. Gözlem alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi Toplama Yazın Taraması 3.

Detaylı

Parametrik İstatistiksel Yöntemler (t testi ve F testi)

Parametrik İstatistiksel Yöntemler (t testi ve F testi) Parametrik İstatistiksel Yöntemler (t testi ve F testi) Dr. Seher Yalçın 27.12.2016 1 İstatistiksel testler parametrik ve parametrik olmayan testler olmak üzere iki gruba ayrılır. Parametrik testler, ilgilenen

Detaylı

H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü BBY 208 Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri II (Bahar 2012) SPSS Ders Notları II (19 Nisan 2012)

H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü BBY 208 Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri II (Bahar 2012) SPSS Ders Notları II (19 Nisan 2012) H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü BBY 208 Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri II (Bahar 2012) SPSS Ders Notları II (19 Nisan 2012) Aşağıdaki analizlerde lise öğrencileri veri dosyası kullanılmıştır.

Detaylı

İLİŞKİSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMİ. Özlem Kaya

İLİŞKİSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMİ. Özlem Kaya İLİŞKİSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMİ Özlem Kaya Araştırmacılar, var olan durumları veya olayları betimlemenin yanı sıra, belirli değişkenler arasında ne tür bir ilişki olduğunu araştırarak, bu değişkenleri daha

Detaylı

NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI?

NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI? NASIL BİR? Yabancı dil bilen Evli Denizlili Genç Eğitimli Tanınan Yönetici Başarılı Orta yaşlı Bekar Varlıklı Giriş Belediye Başkanı Profili Araştırması, Denizli il merkezi ve çevre ilçelerde ikamet etmekte

Detaylı

5. BÖLÜM: BULGULAR Yerleşik Yabancılara Yönelik Bulgular

5. BÖLÜM: BULGULAR Yerleşik Yabancılara Yönelik Bulgular 5. BÖLÜM: BULGULAR Bu bölümde proje süresince belirlenmiş hedefler ışığında ulaşılan bulgulara yer verilmiştir. Bulgular, yerleşik yabancılar ve halk kütüphaneleri olmak üzere iki farklı bölümde sunulmuştur.

Detaylı

WEB BİLGİ SİSTEMLERİNDE KULLANILABİLİRLİK DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Yaşar Tonta Dr. İrem Soydal H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

WEB BİLGİ SİSTEMLERİNDE KULLANILABİLİRLİK DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Yaşar Tonta Dr. İrem Soydal H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü WEB BİLGİ SİSTEMLERİNDE KULLANILABİLİRLİK DEĞERLENDİRMESİ Prof. Dr. Yaşar Tonta Dr. İrem Soydal H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Kaliteli hizmet Kullanıcı memnuniyeti Beklentilerin karşılanması Sunulan

Detaylı

YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ. Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ ***

YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ. Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ *** D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Cilt:21 Sayı:2, Yıl:2006, ss:129-149 YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ *** ÖZET Psikolojinin güncel akımını oluşturan pozitif

Detaylı

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir.

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir. BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir. 1.1. Sonuçlar Araştırmada toplanan verilerin analizi ile elde edilen

Detaylı

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ Doç. Dr. Deniz Beste Çevik Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı beste@balikesir.edu.tr

Detaylı

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi?

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? İZLENİM OLUŞTURMA İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? Sosyal grupları tanımlayıcı birtakım özelliklere göre mi düşünürsünüz? Yoksa somut bir örneğe

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI Çevredeki nesneleri ve olayları, tanıma, kavrama ve anlama, etiketleme ve tepki vermeye hazırlanma gibi işlemlerdir. ALGI Duyu organlarıyla gelen bilginin anlamlandırılmasıdır.

Detaylı

Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE)

Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) 2015 İGR Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) Sıkça Sorulan Sorular Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksinin amacı nedir? İGE üç temel boyutta insani gelişmeye ilişkin kazanımların

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2011 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2011 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2011 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu ARALIK 2011 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

KARŞILAŞTIRMA İSTATİSTİĞİ, ANALİTİK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI, BİYOLOJİK DEĞİŞKENLİK. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2005

KARŞILAŞTIRMA İSTATİSTİĞİ, ANALİTİK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI, BİYOLOJİK DEĞİŞKENLİK. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2005 KARŞILAŞTIRMA İSTATİSTİĞİ, ANALİTİK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI, BİYOLOJİK DEĞİŞKENLİK Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2005 1 Karşılaştırma istatistiği Temel kavramlar: Örneklem ve evren:

Detaylı

M.Ü Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1995, Sayı : 7 Sayfa : ÖĞRETMEN ADAYLARININ BĠLGĠSAYAR TUTUMLARI. Dr.

M.Ü Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1995, Sayı : 7 Sayfa : ÖĞRETMEN ADAYLARININ BĠLGĠSAYAR TUTUMLARI. Dr. M.Ü Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1995, Sayı : 7 Sayfa : 51-60 ÖĞRETMEN ADAYLARININ BĠLGĠSAYAR TUTUMLARI GĠRĠġ Problem Dr. Levent Deniz 1 Bilgisayarlar günlük yaşantı içinde yer

Detaylı

2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler

2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler 2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler Klasik Küme Teorisi Klasik kümelerde bir nesnenin bir kümeye üye olması ve üye olmaması söz konusudur. Bu yaklaşıma göre istediğimiz özelliğe sahip olan bir birey, eleman

Detaylı

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 ) 4. SUNUM 1 Gözlem ya da deneme sonucu elde edilmiş sonuçların, rastlantıya bağlı olup olmadığının incelenmesinde kullanılan istatistiksel yöntemlere HİPOTEZ TESTLERİ denir. Sonuçların rastlantıya bağlı

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

Olasılık ve Normal Dağılım

Olasılık ve Normal Dağılım Olasılık ve Normal Dağılım P = 0 İmkansız P =.5 Yarı yarıya P = 1 Kesin Yazı-Tura 1.5 2 1.5 2.5.5.25 Para atışı 10 kere tekrarlandığında Yazı Sayısı f % 0 3 30 1 6 60 2 1 10 Toplam 10 100 Atış 1000 kere

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Korelasyon Analizi Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Korelasyon Analizi Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Korelasyon Analizi Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr 1 Bir değişkenin değerinin,

Detaylı