TÜRKÇENİN KURALLARI DIŞINA ÇIKAN BİR TOPLULUK: İKİNCİ YENİCİLER. Ömer Tuğrul KARA

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRKÇENİN KURALLARI DIŞINA ÇIKAN BİR TOPLULUK: İKİNCİ YENİCİLER. Ömer Tuğrul KARA"

Transkript

1 Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS) Eylül 2013 September 2013 Yıl 6, Sayı XV, ss Year 6, Issue XV, pp DOI No: TÜRKÇENİN KURALLARI DIŞINA ÇIKAN BİR TOPLULUK: İKİNCİ YENİCİLER Ömer Tuğrul KARA Özet Türk şiirinde yenileşme hareketi Tanzimat Dönemiyle başlamış, geleneksel kalıplardan kurtulan Türk şiirinin, şekil ve içerik yapısında büyük değişiklikler görülmüştür. Şairler sosyal hayata yön verme, toplumun yaşamını yeniden düzenleme ve mevcut edebî anlayışları yıkma gibi hedeflerle eserlerini ortaya koymaya başlamışlardır. Türk şiirinde 1954 ten sonra görülmeye başlayan İkinci Yeni şiir hareketi, ortaya koyduğu iddialar ve toplu çıkışlarıyla dilde değişimin bir halkası olmuştur. Bu topluluğun göze çarpan en önemli özelliği Türkçeyi kullanış biçimlerindeki farklılıktır. İkinci Yenicilerin kabul görmüş kuralların dışına çıkması, topluluğun genetiğini ortaya koymuştur. Şairler okuyucunun hayal dünyasında farklı çağrışımlar meydana getirebilmek için Türkçenin kuralları dışına çıkmışlardır. Bu çalışmada İkinci Yenicilerin Türkçenin kuralları karşısındaki duruşları irdelenmiş, İkinci Yeni şiiri hakkında verilen teorik bilgilerden sonra, topluluk şairlerinin şiirlerinde görülen Türkçenin kuralları dışına çıkan ses, biçim, dil bilgisi, yazım ve noktalama, anlamla ilgili sapmalar örneklenmiştir. Bu sapmaların nedenleri tartışılmaya çalışılmıştır. İkinci yenicilerin dil mühendisliği girişimi en küçük birim olan sesten başlayıp olağandışı sözcüklerin oluşturulmasına, söz dizimindeki köklü değişiklere kadar uzanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Türkçe, İkinci Yeniciler, Dil, Çağrışım, Sapma Yrd. Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü.

2 Ömer Tuğrul Kara A Community Breaking The Rules Of Turkish; Second Newish Abstract The renovation movement in Turkish Poem started with the Tanzimat Reform Era and in Turkish Poetry eluding from traditional patterns a great deal of difference was observed in terms of form and content. Poets start to write their works with the objectives such as rotating the social life, rearranging the social life and eradicating the available literary understandings. Second Newish poetry movement appearing 1945 onwards in Turkish poetry has been a part of alteration in language with its arguments and its mass protests. The most important feature of this community is the difference in their way of using Turkish. Going beyond the accepted rules, the second newish show their genetics. Poets go beyond the available rules to make different evocations in the imaginary world of the readers. In this study, it is investigated the Second Newishs standing against Turkish rules and after giving some theoretical information about Second Newish Poems, some variations in the poets of this community s poems in terms of semantic, orthography and punctuation, grammar, phonology and morphology are exemplified. The reasons of these variations are brought into question. The attempt of Second newishs linguistics engineering goes from the smallest unit sound to forming of unusual words and to the fundamental changes in syntax. Keywords: Turkish, Second Newish, Language, Evocation, Variaton Giriş Türk şairleri Tanzimat Dönemiyle birlikte yenileşme hareketlerine hız verirler. Tanzimat la başlayan bu hareket bir süre eski şiirle - divan şiiriyle- Batılı Türk şiirinin hesaplaşması ve kavgası şeklinde devam eder. Ancak dönemin toplumsal ve siyasal olaylarının tesiri; edebî anlayışı değiştirmiş, şiirimizin yönünü bütünüyle Batı ya çevirmiştir. Geleneksel kalıplardan kurtulan Türk şiirinin, şekil ve içerik yapısında büyük değişiklikler görülmeye başlar. Şairler sosyal hayata yön verme, toplumun yaşamını yeniden düzenleme ve mevcut edebi anlayışları yıkma gibi hedeflerle eserlerini ortaya koymaya başlarlar. Gerek Batı ve gerekse Türk edebiyatının çeşitli türlerinde ve özellikle şiirdeki çıkışların temelinde bu tutum hâkimdir. Türk şiirinde 1954 ten sonra görülmeye başlayan İkinci Yeni şiir hareketi, ortaya koyduğu iddialar ve toplu çıkışlarıyla dilde değişimin bir halkası olmuştur. Bu topluluğun göze çarpan en önemli özelliği Türkçeyi kullanış biçimlerindeki farklılıktır. İkinci Yenicilerin kabul görmüş kuralların dışına çıkması, bugünkü söyleyişle dil [452]

3 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler sapmalarına başvurmaları, topluluğun genetiğini ortaya koymuştur. Türkçenin yazım, ses, kelime, anlatım, dil bilgisi, anlamsal kurallarını değiştirme örnekleri özellikle 1950 den itibaren görülmeye başlanmıştır. Bu dönemden itibaren, özellikle İkinci Yenicilerin, var olan dil ve edebiyat anlayışına karşı çıktıkları dikkati çeker. Şiirin dili, biçimi farklılaştırılmaya çalışılmış, yeni kullanımlar denenerek anlama farklı yollar getirilmeye çalışılmıştır. Bir bildirgelerinin olmamasına rağmen çok ilginçtir ki topluluk üyeleri belli ilkeler doğrultusunda bir araya gelerek dil anlayışlarında aykırılıklar meydana getirmişlerdir. Topluluk sanatçıları şiirde kelimenin anlamıyla oynamakla kalmamış, şiirin biçim özelliklerini de kendilerine göre yapılandırmaya çalışmışlardır. Bu durum edebiyatçılar arasında dilin imkânlarını genişletmek ya da dilin mevcut kurallarını ihlal etmek olarak yorumlanmıştır. İkinci Yeni şiirinin bu özelliği Türkçenin yapısını zorlamakla kendini gösterir. İlk bakışta dildeki deformasyon bizi rahatsız eder ancak bu, zihnin, hayal gücünün, belleğin zorlanması anlamına da geldiği için kötü değildir çünkü zihni rehavetten kurtarır, okuru farklı açılımlar yakalamaya iter (Şen Elmas, 2010: 31). Bu çalışmada İkinci Yenicilerin Türkçenin kuralları karşısındaki duruşları irdelenmiş, İkinci Yeni şiiri hakkında verilen teorik bilgilerden sonra, topluluğun şairlerinin şiirlerinde görülen Türkçenin kuralları dışına çıkan sapmalar örneklenmiştir. Bu sapmaların nedenleri tartışılmaya çalışılmıştır. İkinci Yenici şairlerin bir anlamsızlık anlamı usun dışına çıkmak anlayışında olmaları (Berk, 1992: 104), dili şahsi bir malzeme yaparak ona rastlantısal bir anlamlılık kazandırmaları (Bezirci, 2005: 31), bu topluluğu bilinen dil kurallarının dışına sürüklemiştir. İkinci Yeni şiirinin en önemli hususiyetlerinden olan çağrışım gücü fazla olan kelimelerin tercih edilmesi ve imgeyi kullanma hassasiyeti edebiyatımızda yeni bir ses getirir. Atilla İlhan bu yeni anlayışı özgü ve imgeci olarak niteler (İlhan, 1996:245). İlhan Berk in Yeditepe dergisinde çıkan yazılarında söylediği Anlamın yeri düz yazıdır. Bir şey anlamak isteyenler düz yazı okusunlar. Şiir bir şey anlatmaz. Güzellik bir şey anlatmaz çünkü gibi bugün için anlaşılması kolay ama o günlerde ateşli çıkışlara neden olan cümleleri hemen İkinci Yeni şiirin anlamsız şiir olarak damgalanmasına yetmiştir (Doğan, 2008: 176). [453]

4 Ömer Tuğrul Kara A. İkinci Yeniciler Orhan Veli ve arkadaşlarının kurduğu Garip Akımı, I. Dünya Savaşı döneminde şekillenmiştir. Garipçiler eserlerini bu siyasal ve toplumsal gerilim ortamında vermişlerdir. O dönemin sıkıntıları yaşamak istemeyen Garipçiler eserlerinde bütün kalıpları altüst eden bir özgürlüğü tercih etmişlerdir. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunmuşlar ve şekilciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas almışlardır. Ancak şiiri küçük adamların içine, bilindik mahallelerin arasına sokan bu akım değişen toplumsal koşulları kucaklayamamış, güçsüz taklitçilerinin etkisiyle zayıflamıştır. Bir süre sonra toplumdaki değişmeler Türk şiirine de yansımaya başlamıştır. Türk şiirinde bir şeyler değişmektedir. Şairler, Garip şiirinin uzantısı olmaktan çıkmak istemiş ve yeni bir arayışın içine girmişlerdir. Bu arayış 1956 yılına kadar, genellikle Yeditepe dergisi çevresinde gelişir. Cemal Süreya; Gül (1954) ü, Güzelleme (1954) yi, Üvercinka (1955) yı yazar. Bu şiirler bir geçiş döneminin bütün özelliklerini taşır. Bir yanlarıyla kopuşu, öte yandan çıkılan kaynağı en açık şekilde gösterirler. Gül şiirinde geçen Gülün tam ortasında ağlıyorum dizesinde Cemal Süreya, Garip akımına gönderme yaparken, aynı şiirde Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene dizesiyle alışılmamış bir söyleşi dile getirir (Doğan, 2008: 19-20). Bu durum yeni şiirin ve değişimin ilk izleridir. İkinci Yeni nin bir manifestosu yoktur. Dolayısıyla bu hareketin prensipleri sonradan hem şiirler yayımlandıkça hem de şiir üzerine yazılar ve pek çoğu tartışmaların ürünü olan makaleler neşredildikten sonra belirmeye başlamıştır (Kolcu, 2009: 55). Garip in sonu, İkinci Yeni nin başlangıcıdır. İkinci Yeniciler bir sonraki kuşağın şairleridir. Estetik ve yapısal unsurları şiir dışına itmeyi amaçlayan Garip akımının şiir anlayışına tepki olarak doğmuştur. (Karabulut, 2011: 149). Garip şiirinin arı şiir arayışı yüzünden getirdiği yasaklardan kurtulunmuş, imge yine başköşeye oturtulmuş, iç biçim oyunlarına, yazınsal sanatlara yönelinerek sadelik aranılışından uzaklaşılmıştı (Fuat, 2008: 216). Garip şiirinin açtığı çığırda ortaya konan kötü örnekler nedeniyle Türk şiirinin 1940 lı yılların sonunda içine düştüğü bunalım, maruz kaldığı tıkanıklık İkinci Yeni nin ortaya çıkışındaki en önemli etmenlerden biridir. Türk şiirindeki geleneksel sesi ve biçemi yıkan, geçmişten gelen verili değerleri neredeyse tümüyle inkâr eden ve özellikle küçük insan tipinin, daha bilinen bir ifadeyle [454]

5 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler işçi sınıfının şiiri olmayı amaç edindiğini poetikasında dillendiren, birçok örnekte bu iddiayı pratiğe döken Orhan Veli ve arkadaşlarının şiirinin (Garip) 1950 li yılların başlarında modası geçmeye başlamıştır (Karataş, 2008: 224). İkinci Yeni şairleri ise savaşın bittiği ve farklı toplumsal kutupların bulunduğu bir dönemde sanat anlayışlarını ortaya koymuşlardır. Bu şiir akımı birçok edebiyat eleştirmeni tarafından Çağdaş Türk Şiiri nin en son ve en özgün atılımı olarak kabul görülürken bazıları için de edebiyatta bir skandal olarak değerlendirilmiştir. Şiirde soyut, anlamsız ya da kapalı olmak, özde ve biçimde deformasyon a dayanmak, okurdan kopmak, topluma sırtını dönmek, us dışına çıkmak, bilinç dışının olanaklarından yararlanmak Garip akımının yalınlığına karşı çıkmak İkinci Yeni şirinin genel özellikleri arasında sayılabilir (Dirlikyapan, 2003: 1). Garip akımından sonraki bu ikinci değişim hareketi eski-yeni birçok şairi bünyesine katar. İkinci Yeniciler, edebiyat çevresinde benimsendiği kadar eleştirilere de maruz kalmıştır. Bu eleştirilerin başında İkinci Yenicilerin savundukları sanat ve dil anlayışlarındaki alışılmışın dışındaki tutumlar gelir. İkinci Yenicilerde anlam soyut bir karaktere bürünmüştür. Şiir dilinde ise gerek sözcüklerin ses ve biçim özelliklerinde gerekse de dilin sözdizimi açısından niteliklerinde büyük değişikliklere gidilmiştir. Bu durum İkinci Yenicilerin şiirlerine Soyut Şiir, Anlamsız Şiir, Kapalı Şiir gibi isimlerin verilmesine yol açmıştır. Asım Bezirci, İkinci Yeni Olayı adlı yapıtında İkinci Yeni şairlerinin şiir dilinde yaptıkları değişimi, Değiştirim, Karıştırım, Özgür Çağrışım, Soyutlama, Anlamsızlık, Us Dışına Çıkma, Güç Anlaşılma, Okurdan Uzaklaşma gibi başlıklar altında örneklerle göstermeye çalışmıştır (Karaca, 2008: 279). Bu hareketin kuramcısı ve isim babası Muzaffer İlhan Erdost tur. İkinci Yeni ismini Muzaffer Erdost 1956 yılındaki Pazar Postası dergisinde ilk kez kullanır (Korkmaz, 2009: 284). İkinci Yeni edebiyatı, edebiyat tarihi açısından Muzaffer Erdost un 19 Ağustos 1956 tarihli Son Havadis gazetesindeki İkinci Yeni başlıklı yazısıyla başlatılabilir (Eser, 2010: 39). Ancak unutulmamalıdır ki hareketin doğuşu bir süreçtir. İkinci Yeni; Fecri Ati, Yedi Meşaleciler, Garipçiler ya da Hisarcılar gibi ortak bir bildiriyle ve bir dergi etrafında toplanan şairlerce oluşturulmuş bir topluluk değildir. İlhan Berk, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Turgut Uyar, Sezai Karakoç gibi şairler, birbirlerinden habersizce 1950 li yıllardan itibaren Yenilik, Yeditepe, Şiir Sanatı, Pazar Postası, A, İstanbul gibi dergilerde dil, biçim, içerik, üslup yönünden daha önceki şiirden tamamen farklı şiirler yayımlamaya başlarlar. [455]

6 Ömer Tuğrul Kara Başlangıçta dağınık biçimde, kendiliğinden oluşmaya başlayan bu şiirsel değişim, söz konusu şairlerin şiir ve yazılarını 1956 dan itibaren Pazar Postası nda yayımlamaya başlamasıyla belirginleşmeye başlayan bir hareket niteliği kazanır. Bu adlara daha sonra Ülkü Tamer, Tevfik Akdağ, Yılmaz Gruda, Kemal Özer, Özdemir İnce, Nihat Ziyalan, Alim Atay, Seyfettin Başçılar, Ercüment Uçar gibi başka isimler de eklenir (Eser, 2010: 39). Bu isimlerin de ardından ünlü ve ünsüz kimi şairler bu kalkışma yla irtibatlandırılır: Ergin Günce, Metin Eloğlu, İlhan Berk, Sabahattin Kudret Aksal, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday. Geç takipçileri olarak da Ataol Behramoğlu, İsmet Özel, Süreyya Berfe, Egemen Berköz, Refik Durbaş ve Cahit Zarifoğlu anılır. Alim Atay, Doğan Türker, Aslan Ebiri ve Tekin Kipöz gibi tümüyle unutulan isimler de vardır (Ergülen, 2008: 236). İkinci Yeni adının ortaya atılması, taraftar bulması, yerleşmesi ve gelişmesinin Sartre, Camus, Kafka gibi Batı Avrupa yazarlarının savunduğu varoluşçuluk düşüncesinin, Fransız gerçeküstücülerinin; T.S. Eliot, Dylan Thomas ve E. E. Cumming gibi gizemci ya da biçimci şairlerin Türkiye de iyice tanınmasıyla paralellik taşıdığı bilinmektedir. İyi derecede Fransızca ya da Batı dillerinden birini bilen İkinci Yeni şairlerinin kaynaklarından biri de şüphesiz Batı şiiridir. Yani İkinci Yeni nin ortaya çıkmasında, Batı şiirinin ve o günkü dünya şiirinin etkisi büyüktür (Karataş, 2008: 225). İkinci Yeni temsilcileri, T.S Eliot, Rimbaud, Lautreamont, E. Pound, Dylan Thomas, Apollainaire gibi şairlerin; Satre, Camus, Beckett, Kierkegaard gibi düşünürlerin eserlerini okumuşlardır (Gökalp, 1993: 357). Bu akımın şekillenmesinde dünyadaki mevcut şiir anlayışın etkisi büyüktür. Dadaizm ve Letrizm gibi akımların dünyadaki yansımaları yeni şiir anlayışlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. O zamana kadar dünyada kabul gören şiirdeki açıklık, kolay anlaşılırlık ve akla uygunluk prensiplerinin karşısına kapalılık, kolay anlaşılmayan ve akıldışı gibi zıt unsurlar çıkmıştır. İkinci Yeniciler, bu son prensibi benimseyerek bu yönde eserler vermeye başlarlar. Bu grubun öncülerinden olan İlhan Berk, İkinci Yeni in Garip akımının şiir ilkelerini daraltmışlığına ve toplumcu şiirin tıkanmışlığına karşı çıktığını; İkinci Yeni nin bu tek düzeliğin ve tıkanıklığın önünü açmak, aklın, dilin, bilincin, alışkanlıkların üstüne yürümek amacıyla ortaya çıktığını ve bütün bunların şiir adına yapıldığın söyler (Berk, 1977: 526). Büyük bir şair topluluğunun benimsediği İkinci Yenicilerin genel özelliklerini Asım Bezirci şu şekilde belirtmiştir: [456]

7 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler gelenekten kopukluk, biçimcilik (formalizm), günlük konuşma dilinden uzaklık ve gramerde deformasyon (değiştirim), duyuları ve algıları karıştırma (karıştırım), özgür çağrışım, soyutlama, anlamsızlık, imgeleme, akıl dışılık, kapalılık, okurdan uzaklık, halka sırt çevirme, çevreden ayrılma ve kaçış (Bezirci, 1986: 46-47). İkinci Yeniciler içeriğin biçimi tayin edeceğini, hatta biz şiiri yazarız, ortaya çıkan biçim neyse odur şeklinde bir görüşü savunurlar. Bu görüşlerinin ışığında pek çok yeniliği edebiyatımıza taşımışlardır: Dilin bilinen mantığının dışına çıkmışlar, türetilmiş suni kelimelere itibar etmişler, alışılmış deyimleri farklı kılmışlar, şaşırtıcı isim ve sıfat tamlamaları kullanmışlar, noktalama işaretlerini reddetmişlerdir. İkinci Yeniciler, belirli bir metot ve sistem oluşturamadığı, ortak bir tavır belirleyemediği için dağınık bir hareket halindedirler. Bu akıma yöneltilen eleştirilerin merkezinde de bu neden yatmaktadır. Zaman içersinde bu tutumları birçok yazarın ve şairin eleştiri oklarını üzerine çekmiştir. Hatta bu akımın çizgisine yakın şairler bile tenkitte bulunmaktan çekinmemiştir: Belli bir temaya sarılmamış, boşta imgeler yığını, peş peşe itiş kakış doluşan, birbiriyle ilgisiz, sayıları arttıkça şiiri güzelleştireceği sanılan konserve imgeler. ( ) Sağduyuyu, mantığı, sözün gelişini hiçe sayış. Kesik, kopuk, uyuşmaz parçalardan kör mozaikler. Karanlıkta kısık kopuk, bunlu, yarım konuşmalar, sayıklamalar. Kaos (Necatigil: 1983: 445). İkinci Yenicileri eleştiren sadece Behçet Necatigil değildir. O dönemin bazı önemli şairleri de bu akımın içerisinde yer almayarak, bu şiir anlayışına uzak durmuşlardır: Fazıl Hüsnü Dağlarca, Özdemir Asaf, Atilla İlhan, Melih Cevdet Anday, Cahit Külebi bu şairlerden bazılarıdır. Tüm bunlara rağmen İkinci Yeni nin Türk şiirine geniş bir soluma ortamı, bir çeşit şiirsel özgürlük getirdiğini söyleyebiliriz. Bu hareket pek çok tenkide uğramış ve 1960 a doğru bu hareketin gücü zayıflamaya başlayarak kendisiyle birlikte canlı bir şiir ortamı da sönmüştür. B. İkinci Yenicilerin Türkçe Anlayışları Farklı tarzda şiir meydana getirme amacında olan İkinci Yeniciler düşünce yapılarına uygun bir şiirin, yeni bir şiir diliyle mümkün olabileceğine inanmış, kendi anlayışlarını kurma yolunda dile oldukça ağırlık vermişlerdir. İkinci Yeni şairleri daha ilk şiirlerinden itibaren zamanla bir harekete dönüşecek [457]

8 Ömer Tuğrul Kara olan yeni bir şiir dilinin örneklerini ortaya koymaya başlamışlardır. Anlaşılması güç imgelerin kurulması, neredeyse ansiklopedik bilgi isteyen özel bir söz varlığına yer verilmesi, sözdizimindeki bozulma bu şiirin en belirgin özelliklerini oluşturmaktadır. Bu akımın temsilcileri okuyanın dünyasında yeni soyut anlamlar oluşturabilmek için dilin tüm olanaklarından faydalanmışlardır. Bu amaçla dildeki ögeleri ses, biçim, sözdizimi ve anlam bakımından farklı bir duruma getirerek şiir dilini hem dil bilgisi hem de anlamla ilgili soyut değişimler üzerine kurmuşlardır. Büyük ölçüde dille oynayarak bir üslûp oluşturdukları da bir gerçektir. Aslında İkinci Yenicilerin dili, özellikle orta sınıf insanın günlük yaşamını, duygularını ve fikirlerini temel alan Garipçilerin konuşma diline tepki olarak ortaya çıkmıştır. Onlara göre Garipçiler, şiirde yozlaşmışlığın ve basitliğin sembolleridir. Bunun sonucunda oluşan dil ise gerek konuşma gerekse de yazma dilinden uzak, bilinen dil kurallarını altüst eden, kendi başına bir şiir dilidir. Bu şiir dilinin sadece Garipçilere ya da Toplumculara bir tepki olsun diye ortaya çıktığını düşünmek yanlış olur, İkinci Yenicilerin şiir dilinin şekillenmesinde; düşüncenin aklın denetimi olmadan ve ahlâk gibi engelleri hiçe sayarak, ortaya konmasını savunan Sürrealizm (Gerçeküstücülük) akımının etkisi de büyüktür. Gerçeküstücülük şairin önündeki tüm engelleri kaldıran, ahlaki baskıyı hiçe sayan, içinde kural geçen bütün anlayışları reddeden bir düşünce akımıdır. Dolayısıyla bu anlayışa sahip bir şair ne noktalama işaretini ne de dilin bilenen sözdizimini dikkate alacaktır. Dilin tüm kaideleri onların nazarında işlevsizdir. Her şair kendi hayal dünyasının soyut dil anlayışını oluşturmuştur. Okuyucunun bu tek taraflı dil anlayışını çözüp çözmeyeceği onlar için bir sorun teşkil etmez. İçerik nasıl olsa biçimi tayin edecektir. Cafer Şen e göre edebî topluluklarca dilde yapılan deformasyonlar bilinçlidir. Çünkü bu durum edebî eserin estetiğiyle ilgilidir. Eser reel gerçeklikten ve alışılagelen dilden ne kadar koparsa o kadar estetize olmaktadır (Şeh, 2010: 159). İkinci Yenicilerden Ece Ayhan ise bu deformasyonu yerleşik sözdizimi ile yazılmayacak her şeyi sözdiziminden yararlanarak dile getirmek olarak değerlendirmiştir (Ayhan, 1993: 187). Bu çalışmamızda İkinci Yenicilerin Türkçenin kuralları dışına çıkan anlayışlarını ve dil sapmalarını örneklerle incelemeye çalışacağız: [458]

9 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler 1. Şiirde Anlam Aykırılıkları Alışılmış dil geleneği ve zevkini derinden sarsan İkinci Yeni şairleri, amaçlarına uygun bir dil ortaya koyabilmek için en küçük birim olan kelime yi ön plana çıkarmışlardır. İkinci Yeni sanatçılarının Şiir geldi kelimeye dayandı, Şiir kelimelerle kurulur ya da Şiir salt kelimeciktir sözleri, bu şiir hareketiyle Dadaizm, Sürrealizm ya da Letrizm arasında benzerlikler kurulmasına yol açmıştır (Erdost, 1997: 62). Bu ifadelerle anlatılmak istenen ana fikir şiirin bir şeyler anlatmak için değil, kendisini kurmak için yazılmış olması gerçeğidir. Garipçiler şiir dilini, her türlü mecazdan, sanattan arındırarak düz yazıda olduğu gibi tek anlama dayalı olarak kullanır. Kelimelerin anlam yönünü ön plana çıkaran böyle bir dil anlayışı İkinci Yenicilere göre kelimeyi göz ardı etmek demektir. İkinci Yeni nin bir başka özelliği ise şiirde anlamı temel öge olarak değerlendirmemesidir. Temelde anlamın düzyazıya ait bir özellik olduğu ve şiiri biçem ve simgeci anlatımla özdeşleştirmek gerektiği konusunda tüm şairler hem fikirdir. Bununla birlikte bazı şairler anlama hiç önem vermemiş; bazıları da anlamı anlatımın var ettiği ikincil öge olarak ele almıştır (Gündoğdu, 2010: 265). İkinci Yeniciler şiire soktukları kelimelerin yapılarını ve anlamlarını değiştirmişler ve bu kelimelere kendi dünyalarının soyut bir karakteri olarak bakmışlardır. Bilinen kelimelerin yerleşmiş biçimleri dışında kullanılması İkinci Yeni de yaygın bir tutumdur (Kaplan, 1989: 20). Bu akımda kelime ve kelime grupları anlamı örten, zorlaştıran ve akıl dışı anlatıma yardımcı birer unsur olarak görev almıştır. Bu akımın şiirindeki anlam kapalılığını, anlaşılmaz kılma düşüncesinin bir parçası olarak görmek; kelime oyunculuğu olarak değerlendirmek aslında doğru bir yaklaşım değildir. Tüm eleştirilere rağmen şiirimizin İkinci Yeni den sonraki gelişimi düşünüldüğünde, bu arayışlar, yeni bir şiir diline bir adım olarak değerlendirilebilir. Zira bu hareketle birlikte Garipçilerin sıradan hayatın içinde ele aldığı adam veya Toplumcuların sınıf çatışmaları içerisinde ideolojik bir yaratık olarak ele aldığı insan, artık şehirli bir birey olarak kendi iç dünyasıyla şiirin konusu haline gelmiştir. Böylesine soyut bir konu beraberinde yeni bir kelime anlayışı getirmiştir. Bu tarzın en iyi örneklerini İkinci Yenicilerin önemli şairlerinden Edip Cansever ve İlhan Berk te görmekteyiz: [459]

10 Ömer Tuğrul Kara Ben seni çıkarım, belki o balkonları (Berk, 1961: 12). Bahçemizde bütün mürdümleri Anlatılmazlıkta olan bir şeyi (Cansever, 1966: 17). Kelimeleri ve kelime gruplarını anlamsızlığın anahtarı olarak kullanan başka İkinci Yeniciler de vardır: O karanlıklarda kalmış yaşamak yerlerini bulurum Çıkartır gösteririm (Uyar, 1959: 18). büyümüş. Bir firavunla yatar kalkardım sabahlara karşı ki (Ayhan, 1965: 16). Bu ters çevirmeler Ece Ayhan kadar olmasa da Cemal Süreya da örneğin "Bir yanda Sirkeci'nin tren dolu kadınları" dizesinde "kadın dolu trenleri" olacak yerde tren dolu kadınları biçiminde, Sezai Karakoç'ta "Ölüm bana günde iki kere göz kaş eder" dizesinde "kaş göz etmek" deyimi göz kaş etmek biçiminde kullanılmıştır (Karaca, 2008: 286). İkinci Yenicilerin dışındaki şiir akımları dilde yaygın olan Yaşlı adam, Kötü insan, Yanık ekmek gibi alışılmış kelime gruplarını veya Ahmet okula gitti gibi cümleleri kullanmaktadırlar. Oysa bu tip bir anlayış okuyucu tarafından kolaylıkla anlaşılacak ve zihinde çözülecektir. İkinci Yeniciler ise bu geleneksel dil anlayışını reddederek dilde pek rastlanmayan yaşlı sevinç, tren dolu kadınlar gibi daha önce görülmeyen kelime gruplarını ve ay Türkçe rakı çıkmıştır kapalı gibi cümleleri kullanmayı tercih etmişlerdir. Onlara göre alışılmamış kelime gruplarını şiirde kullanmak geniş bir düşünme, soyut olarak nesneleri kavrama gücü vermektedir. Böylelikle şiir, okuyucuya duygu ve düşünce zenginliği yaşatmakta ve güçlü bir anlatıma erişmektedir. Örneklerde görülen ters çevirmeler, aslında alışılmış şiir dilini bozma, anlama biçimini değiştirme; bir anlamda dilsel otoriteye karşı çıkma amacına yöneliktir; hatta bu yolla okurun bilincinde anlık şok etkisi yaratıldığı, okurun şaşırtıldığı da söylenebilir. Böylece çoğu İkinci Yeni şairi, söz konusu dil sapmalarıyla, şiirin alışılmışın dışında bir dille yazılabileceğini kanıtlama çabasındadır. Ece Ayhan ise, bu konuda diğerlerinden daha uca giderek alışılmış 'algı ortalaması'na meydan okumakta, kökleşmiş algılama biçimini sarsarak yıkmaya çalışmaktadır (Karaca, 2008: 286). [460]

11 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler Kelimelerin anlam ilişkileri, görevleri kasıtlı olarak birbirine karıştırılmıştır. Şiirde anlamı kapalı tutmak hatta anlamsızlığı oluşturmak için şairler bilinçli bir şekilde farklı dil anlayışlarını ortaya koyarlar. Hatta bazen bu kelimelerdeki anlamsızlığı harf düzeyine bile indirmişlerdir. Şair bilinçaltında yatan duygularını, düşüncelerini hatta rüyalarını mantıksal bir sıra izlemeden, anlamsız semboller halinde sunabilir: eee T aa uu SSe Cnnn eee (Berk, 1960: 39). Bir kelimenin görevini başka bir kelimeye yüklerler veya anlamca bir kelimeyle karşılamaya çalışmışlardır: peynirlerin kötü dükkanlara sarıldığı o kâğıtlarda (Uyar, 1962: 26). Bir yanda Sirkeci nin tren dolu kadınları (Süreya, 1966: 30). Birinci örnekte şair Turgut Uyar, peynirleri kâğıt yerine dükkânlara sarmakta, ikinci örnekte Cemal Süreya da trenin anlamını kadınlara yüklemektedir. Karıştırım (sinestezi), duyusal algılamanın birbirleriyle karıştırılarak anlamın yaygınlaştırılması ve zenginleştirilmesi amacıyla yapılan bir uygulamadır. Dış dünyadaki varlıkların, algılamaların yahut duyumsamaların karıştırılması anlamına gelir. Bir duyunun, algının yerine öbürü konulur, değişik izlenimler, karşıt duyumlar arasında eşitlik kurulur; duyulardan birine ilişkin algılar diğerine mal edilir. İkinci Yeni şairleri algılama şekillerimizin alıştığımız biçimde kullanılmasının şiiri daraltabileceği görüşündedirler. Duyular arasındaki gidiş geliş, bizi değişik açılımlara götürebilir, diye düşünmektedirler. Bu yüzden karıştırım dediğimiz yönteme başvurmaktadırlar (Şen Elmas, 2010: 35). İkinci Yeniciler alışılmamış bağdaştırmalar kullanarak okuyucunun duygu, düşünce ve çağrışım dünyasında bir farkındalık uyandırmaya çalışmışlardır. Bu farkındalık da kapalı bir anlatımla sağlanmaktadır. Şiirin anlaşılmasının güç olması okuyucunun yeni ve zengin çağrışımlara ulaşmasına engel değildir. [461]

12 Ömer Tuğrul Kara 2. Şiirde Yazım ve Noktalama Kurallarında Aykırılıklar a. Özel İsimlerin Küçük Harfle Başlatılması İkinci Yeniciler özel isimlerin yazımıyla ilgili kuralların dışına farklı bir yolla çıkarlar. Şiirlerinde özel isimleri kesme işaretiyle ayırmalarına rağmen dizeyi küçük harfle başlatırlar. Dipsiz kuyularda anaların kahrı azalmış galata da iki deli çocuk bacakları uzamış rıhtımda (Ayhan, 2001: 54) Dördüncü konuşmamızda (ben nerdeyim?) isa dan önce bu kentte bir karınca taciri (Ayhan, 2001: 38) Bu yazım biçimiyle şairin sözü edilen isimleri kavramlaştırmaya çalıştığı, özel bir anlama dönüştürdüğü söylenebilir. b. Cins İsimlerin Özel İsim Gibi Algılanması İkinci Yenicilerin yazım kurallarına meydana okumalarının bir başka örneği de cins isimleri özel isim gibi algılamalarıdır. Bu uygulamada dizelerdeki cins isimler özel isim gibi büyük harfle başlamaktadır: Artık bir özel ad oldun ey Duman! (Süreya, 1998:170). Mayıs mıdır artık Ekim mi olur Törenden arta kalan çiçekleri (Süreya, 1998: 173). c. Dize Başlarındaki Kelimelerin Küçük Harfle Yazılması İkinci Yenicilerden bazıları dize başındaki kelimeleri küçük harfle başlayarak yazmışlardır: Bir yaş büyüğüm babamdan [462]

13 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler 281). ve rüzgar bir törendeki gibi çekiştirir durur yağmurluğumu (Süreya, 1998:188). Sularda değil o aradığımız Bodrumlarda bodrumlarda bodrumlarda! (Süreya, 1998: 181). Bu tarz yazım kuralı ihlaline Turgut Uyar da sıklıkla başvurmuştur: kurşun eritip fesleğen dökmeye eski uzak bir yaz akşamı bir yaşlı baba çıkar gelir bir uykudaki akış tükenir (Karaca, 2008: d. Sözcüklerin Kurallara Aykırı Biçimde Bitişik Yazılması Dildeki kurulu düzene karşı çıkma eğilimi sözcüklerin ayrı veya bitişik yazımında da kendini göstermektedir. Özellikle dizelerdeki kelimelerin tamamının birbiri ardına bitişik yazılarak bir düzen oluşturulması dikkat çekicidir. İkinci Yenicilerin aykırı şairi İlhan Berk te bu eğilimin örneklerini verebiliriz: Eskir onüçaltmışdörtsıfırüç (Karaca, 2008: 283). yüzündengölgesigeçiyorbüyükbirkuşun (Karaca, 2008: 283). e. Noktayla İlgili Kural Dışı Uygulamalar Noktadan sonra başlayan cümlenin ilk harfinin büyük yazılması kuralı İkinci Yenici bazı şairler tarafından çiğnenmiştir: kanatır akışını akarsuların çıplak şimdiki başarılamamış bir geçmişten artakalan şaşkınlık şimdiki çıplak.yarı aydınlanmış bir duvardaki [463]

14 Ömer Tuğrul Kara bir yenilgiden çıkarılmış bir deney.bir yaşlılık. (Uyar, 1984: 207) Ey çavlan.bitmeyen temmuz güneşi.ey aslan (Uyar, 1984: 207) İlhan Berk ve Ece Ayhan ın düz yazı şiirlerinde nokta, kimi zaman bir yargı taşımasa dahi tek bir sözcüğün hemen sonrasında kullanılır ve işlevi o sözcüğe cümle değeri kazandırmaktan çok okuyucuyu o sözcükte bekletmek suretiyle sözcüğü iyice vurgulamaktır: İlenç. İşte beni bu selenli harfiyle hiç bırakmayacak olan ilenç, gittiğim her yere götürdüğüm, gittiğim görünmeyen köpeğim ilenç. ( ) Çiçek. Çiçek satıcılığıyla başlamışım serüvenlerime. İplere dizili çiçekler ve çocuklar, gül kurusu. ( ) Ece Ayhan ın üç paragraftan oluşan Bir Fotoğrafın Arabı isimli çalışmasında ilk iki paragrafında noktanın bu türlü kullanımını görmekteyiz. Birinci paragrafta ilenç, ikinci paragrafta ise çiçek kelimesi, tek bir sözcük olarak kendilerinden sonra noktanın kullanıldığı kelimelerdir. Bu kelimelerden sonra gelen cümlelerde ise bu kelimelerin şaire hissettirdikleri, şair tarafından nasıl algılandığı anlaşılır. Yani, hem İlenç. hem de Çiçek. kelimeleri kendinden sonra gelen cümlelerde sıfatlarıyla anlatılır ve adeta içleri doldurulur (Eser, 2010: 90) Bu tek sözcüklerin sonuna konan noktalar iki nokta (:) işlevi görüyor gibidir. (.) sonrasında açıklanan, daha çok söz konusu sözcüklerin şairdeki çağrışımlarıdır (Eser, 2010: 91). f. Uzun Çizgiyle İlgili Kural Dışı Uygulamalar İlhan Berk ve Ece Ayhan ın düzyazı şiirlerinde uzun çizginin konuşma çizgisi işlevinin dışında kullanıldığı ve yine diğer işaretler gibi uzun çizginin de görevi dışında kullanıldığı görülmektedir (Eser, 2010: 92). Uzun çizgi daha çok şairin hayal ve kavram dünyasını ifade etmektedir. söz gelimi Ece Ayhan'ın Bir Fotoğrafın Arabı adlı düzyazı şiirinde her üç paragrafın sonuna doğru kullandığı uzun çizgi dikkat çekicidir. Söz konusu uzun çizgilerden sonra gelen kelime grubu ya da cümlelerde şair, kendi içine [464]

15 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler dönerek bir çeşit kendisiyle konuşma / hesaplaşma sürecine girer. Kısaca ifade etmek gerekirse, İkinci Yeni düzyazı şiirinde uzun çizgiler hem şiiri hem de şairini okuyucudan, genel geçer olandan kendisine; bireysel, sübjektif ve çağrışımsal olan a çeviren bir sınır çizgisi işlevi görür (Eser, 2010: 92). İkinci Yeniciler uzun çizgiyi anlamlandırmanın bir unsuru olarak görmektedirler. Özellikle Ece Ayhan Epitafio isimli şiirinde dizelerin sonunda uzun çizgiyi kullanmış ve hemen sonrasında da nokta yerleştirmiştir. Böyle bir kullanış şekli okuyucuda bu işaretin anlamı tamamlayan farklı bir görsel unsur olduğu düşüncesini uyandırmaktadır. Boğulmuş geldiler denizden ikindi üzeri, yeşil çuhalı kahveler rıhtımında gizlenmiş çivit rengi evlerine. Falı İspanyol. (...) Görüyorlar, ne de güzel gülüyorlar öyle uzun uzun. Ama gelemeyecekler işte. Bohçaları derleniyor. Aceleleri var. Çürük. (Eser, 2010: 68) İlhan Berk in şiirlerinde de virgülden sonra uzun çizginin kullanıldığını görmekteyiz. Bu tarz kullanımın şiirde ezgi ve tonlama oluşturmak için yapıldığı düşünülebilir. Bir Hint sarısına dayanır, yavaşça, aşağılarda. Uzatıp eğrisini. Geniş ve rahat. Bir çıkma yapıp sağ kola: kıvrık, dilim dilim, dolaşıp dizlerini Fatih in Ve orada ölecektir (Eser, 2010: 94-95). g. Eğik Çizgiyle İlgili Kural Dışı Uygulamalar Topluluğun bazı şairleri kavramların arasına birden fazla eğik çizgi koyarak yüklemi olmayan havada kalan cümlelerin sıralanmasını sağlamışlardır. Şair sanki içinden geldiği gibi yazdıklarını otomatik bir şekilde sıralamış gibidir. Şairin çağrışım yağmurunun damlacıkları gibi cümleler ve kavramlar rastgele dizilmişlerdir. MISIRBALIKLARI prenses nefertiti / cebi kuş üzüntüyle dolu İzmirli tüccar ///. Mısırkalyoniğne (devam) baktım geçiyordu durdum isyana bir beyaz bir esmer (Berk 2007: 291) [465]

16 Ömer Tuğrul Kara Şiirde üç eğik çizginin (///) kullanılması ve şiirde yalnız bu kullanımlardan sonra yükleme yer verilmesi dikkat çekmektedir. h. Parantez İşaretiyle İlgili Kural Dışı Uygulamalar Ece Ayhan gibi kimi İkinci Yeniciler bu işareti kullanmazken, topluluğun diğer şairleri parantezi vurgulama, geçiş yapma, nesneleştirme gibi amaçlarla kullanmışlardır. Örneğin İlhan Berk Us Çarşafı isimli şiirinde eski ile yeni arasında bir geçiş aracı olarak parantezi kullanmıştır. (Şimdi kim bilir deniz kenarlarına çıkıyorsunuzdur) (Yorganlarım tütün kokuyordu)...ve adamlar oralarını alır donanmaya katılırlardı. Çıkardı sonra Padişah. (Birden bakıyorum ellerin değişik.) Padişah bağdaş kurar oturur. Senin ayakların giderdi gecede. Sonra o adam uzun, güzel seni alır. Sen. Padişah hep oturur. Bakar. (Bir kipti gider ipi okşar.) (O adam seni bırakmaz. O adam güler. Ayakların var ya senin (hiç olmadı ayakların senin) yaslanır göğüme benim. Padişah çıkar. Donanma durur. Belki hiç çıkmaz. (Berk, 2007: 291) 3. Şiirde Dil Bilgisi Kurallarında Aykırılıklar a. Eklerin Yanlış Kullanımı Şairler ekleri bilinen görevlerinin dışında kullanarak dil bilgisi kurallarını altüst ederler: Sokakları gerinerek sevmeye başlamaklar (Uyar, 1959: 15). kendimi bir yılların içlerine kapadım kendimi koyuverdim bir sulara (Uyar, 1968: 50). [466]

17 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler Burada -ler, -lar çokluk eki amacı dışında kullanılarak dil kurallarını zorlamaktadır. Ayrıca son örnekteki bir yılların, bir sulara kelime gruplarındaki belgisiz sıfat görevindeki bir kelimesi kendinden sonra gelen isimlerdeki çokluk ekiyle ters düşmektedir. Şair burada Türkçenin sınırlarını zorlamıştır. İkinci Yeniciler, sözdiziminde ve dil bilgisi kurallarında yaptıkları değişiklikleri her zaman savunmuşlar, bunu şiir dilinde yenilik olarak isimlendirmişlerdir. Kendi özel dillerini oluşturmuşlardır. Bu değişimi dile getiren şairlerden biri de Ece Ayhan dır: Bence bildiğimiz insan sözcüğü bir fiil dir hem gerçekte, hem bence. Ve ben insan aklına gelebilecek bütün zamanlarda bu insan fiilini çekmeye çalışırım. Tabii yeni bir sözdizimi ve yeni bir dil bilgisiyle. Hem çaktırmadan yürürlüğe salınmış algı ortalamasına kesinkes karşı olarak. Evet bütün işlediğim bu (Ünal, 2002: 87). Cemal Süreya nın Bun adlı şiirinde geçen ve yine anlamsızmış gibi görünen gözistan sözcüğü okurda anlatılan kadının gözlerinin ne denli büyük ya da ne denli etkileyici olduğu çağrışımını canlandırması bakımından ilginçtir. Daha pek çok şiirinde bu eğilimi görmekteyiz. Farsça kökenli istan eki ülke (yer) gösteren bir ek olmasına karşın şair tarafından göz göstergesiyle birleştirilmiştir. (Şen Elmas, 2010: 32). Gözleri göz değil gözistan (Süreya, 1998: 37). Yine Ece Ayhan ın kullandığı cehennet kelimesi de dikkat çekicidir. Okurun hayalinde hem cehennemi hem de cenneti çağrıştıran ama ikisi de olmayan, ikisinin arasında bir mekân imgesidir (Şen Elmas, 2010: 33). b. Fiillerin Mastar Haliyle Kullanımı İlhan BERK, dizelerinde cümle düzenini bozmasına rağmen fiilleri mastar haliyle alma isteği içerisindedir: Bir sabah çıkmak güneşler, aylar bir sabah çıkmak Bir ağacı bu evleri sarı ters bir kuşu düzeltmek (Doğan, 2008: 21). [467]

18 Ömer Tuğrul Kara c. Sözdizimindeki Tutarsızlıklar İkinci Yenicilerin bazı şairleri dizelerde geçen sıfatları isimlerden sonra kullanma eğilimindedirler. Bu Türkçenin sözdizimine aykırı bir durumdur. Ece Ayhan Bakışsız Bir Kedi Kara isimli şiir kitabının isminde bile Kara sıfatını isimden sonra kullanarak bu aykırılığı daha baştan uygulamaya koymuştur. Bütünleyemez mi sanıyorsunuz çalışır bir şiir kara Yukarda parçalanmış yüzleri Türkiye mezarlığının derinliklerinden çıkarıp (Ayhan, 2001: 135). İkinci Yenicilerin bir başka şairi Sezai Karakoç'ta sözdizimsel sapmalara Köpük şiirinde rastlayabiliriz: Bir kadını havlıyor, taşıyor o ıssız köpekler ki" dizesinde kadını havlamak, "Bu köpekler neyi havlıyor hangi kadını" (dizesinde neyi havlıyor dizimi yerine dil bilgisel olarak, kadına havlıyor, neye havlıyor denirse doğru olabilir.) Şair bu örneklerde söz dizimini bozmakta, böylece sözcükler arasında anlamsal ve dil bilgisel bağ kurulamamakta, bu durum da şiirin anlaşılmasını güçleştirmektedir. Gerçi şiiri düzyazıdan ayıran en önemli niteliklerden biri, devrik tümceyle yazılmasıdır. Ancak İkinci Yeni şiirindeki bu tür sapmalarda, devrik tümceden de öte, çoğu kez sözcüklerin birbirine ulanmadığı ya da öğelerden biri/birkaçı eksik olduğundan tümcenin tamamlanamadığı veya devrik tümcenin iki türlü anlaşılabildiği görülmektedir. Dolayısıyla bu tür sapmaların büyük bir bölümünü devrik tümce olarak kabul etmek mümkün değildir. Okur, bu tür dizelerle karşılaştığında ilk anda şaşırmakta, rastlantısal olarak dizilmiş izlenimi veren söz yığını karşısında bocalamakta, bu söz dizimini alışılmış mantıkla kavrayamamakta ve çeşitli olasılıkları düşünerek, bir bilmece çözer gibi düzyazının mantığıyla yeniden düzene sokmaya, şiiri anlamlandırmaya çalışmaktadır. Oysa İkinci Yeni şiiri, alışılmış dil mantığıyla çözülemez. Dolayısıyla bu şiirleri anlamlandırabilmek için düz yazı mantığının dışında yeni bir alımlama estetiğine gereksinim vardır (Karaca, 2008: 288). [468]

19 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler d. Farklı Kiplerin Peş Peşe Kullanılması İkinci Yenicilerden Ece Ayhan ın bazı şiirlerinde farklı türden kip kullandığını görürüz. Aslında yapılan bu kasıtlı uygulama şair için anlamsızlık denizine açılmanın bir başka yoludur: Süsüne Kaçılmamış Soğuk Haziran lar kalabalıklar ölmüştü. Bir arkadaş arkalarından yürüyor. Çelenkler ters çevrilir ve çiçekler, biraz çürük ama, lavanta lavanta kokmaya başlıyor. Eski Mecidiyeköy'den gelenler şunu düşünmüş olabilirler. "Bu kez süsüne kaçılmamış!" (Eser, 2010: 104). 4. Şiirde Biçimsel ve Sessel Aykırılıklar a. Kural Dışı Ekleme ve Türetmeler Şairler farklı türetme ve eklemelerle kelimelerin biçimsel yapısıyla oynamışlar, kelimeleri şiire özgü kavramlar haline dönüştürmüşlerdir. Bu tip kelimelerde Türkçenin kuralları dışında yapılanmalar göze çarpar: Sen elisürencil Öyle bir laf varsa işte o (Süreya,1998:155). Şu senin dolayık sesin var ya (Süreya, 1998: 158). Yakamda gizlilik rozeti, eh çobanıllık da çaba (Süreya,1998:164). b. Yöresel Ağız Kullanımı İkinci Yeni şairleri yöresel ağız özelliklerini şiir diline taşımış, günlük konuşma diliyle yazı dilini inşa etmeye çalışmışlardır: Nerde Öklid in üçgenleri nerde bu Na şunlar üç açısı üçü de yoksul (Süreya, 1998: 22). [469]

20 Ömer Tuğrul Kara Sen ne iydin güzeldiysen de çirkindiysen de Kocan ne iydi sonra Niyde ilinden gökyüzleri (Süreya, 1998: 42). İkinci Yeni şiirinde değişik amaçlarla ortak dildeki göstergelerin ses açısından değiştirilmesine sıkça rastlanır. Sessel sapmalar Türk şiirinde genellikle bölge ağızlarını yansıtmak veya sözü ölçüye uydurmak için bu türden sapmalara başvurulduğunu görüyoruz (Karaca, 2008: 280). c. Konuşma Dilini Yazıya Taşınma İkinci Yenicilerden Ece Ayhan günlük konuşmada kullandığımız ifadeleri yazıya taşıyarak, standart Türkçenin yapısını göz ardı etmiştir: ay Osmanlılaşmış abi tüfekçi olmuş ve korkunç tas gülmekler muhlis te (Ayhan, 2001: 62) d. Deyimlerin Biçimsel Yapısının Bozulması Cemal Süreya gibi kimi İkinci Yeni şairleri şiirlerinde deyimleri bilinen yapısını bozarak kullanmıştır: Güzinciğim ufak bir kadın bir öpüşlük canı var.... Şişeler de orda çuvalın üstünde Elimle koymuş gibi biliyorum (Süreya, 1998: 14). e. İsimlerin Biçimsel Olarak Bozulması İsimler tüm yazın türlerinde olduğu gibi şiirde de en fazla kullanılan kelime türüdür. Şiir dilinde kullanılan isimler elbette ki düzyazı türünde kullanılanlardan farklı değildir. Ancak bu isimlerin kullanılış farklılıkları düzyazı ile arasındaki ayrımı ortaya koyar. Özellikle de İkinci Yeni şairlerinin şiirleri söz konusu olduğunda dilin alışılagelmiş isim türündeki sözcüklerinden çok daha farklı kullanışlar karşımıza çıkar. En başta İkinci Yeni şiirinin başlıca özelliklerinden olan deformasyon özellikle de sözcüklerde meydana gelen [470]

21 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler deformasyon isimlerde de sıklıkla gözümüze çarpar. İsimlerde seslerin değiştirilmesiyle meydana gelen deformasyonlar, farklı eklerin alışılmadık bir biçimde isimlerle ya da farklı sözcük türleriyle kullanılması, bu şiirin dili kullanışını anlamak açısından önemlidir. İkinci Yeni şairleri özellikle de özgür çağrışım ve hayal gücünü zorlama noktasında birleştikleri için kelimeleri kullanışları bile alışılmışın dışındadır. Pek çok ismin anlamsızmış gibi görünen fakat özünde mutlaka bir şeyleri çağrıştıracak şekilde değişik kullanılışlarla karşımıza çıkması onların bu amaçlarını gerçekleştirme konusunda ne denli başarılı olduklarının da göstergesi sayılabilir. Başta Cemal Süreya olmak üzere İkinci Yeni şairlerinin hemen hepsinde bu şekilde kullanılan sözcüklere rastlamaktayız (Şen Elmas, 2010: 48). Gözleri göz değil gözistan (Süreya, 1998: 37). Cemal Süreya bu mısrada göz kelimesiyle ülke adı türeten istan ekini birleştirerek Türkçede olmayan ama okuyanın hayalinde hemen çeşitli çağrışımlara neden olabilecek bir isim kullanmıştır. İnsanın zihninde hemen anlatılan kişinin gözlerinin büyük olduğu ya da ne denli etkileyici olduğu hatta yüzünde en önemli ve dikkat çekici olan şeyin gözleri olduğu gibi çağrışımlar belirir (Şen Elmas, 2010: 49). f. Dizelerin Bilinen Kuralların Dışında Kullanılması İkinci Yenicilerden bazıları ise alt alta olan dizeleri farklı biçimlerde kullanmaya çalışmışlardır: Usul usul giyinir Sabahları evinde İşte do, sonra sırasıyla re mi fa sol la Sonunda da şapkası si (Süreya, 1998: 156). [471]

22 Ömer Tuğrul Kara Şelaleye Düşmüştür Zeytin dali: Celaliyim Celali. (Süreya, 1998: 186). g. Kelimeleri Alışılmadık Biçimlerde Kullanmak Alışılmamış kelimeleri kullanarak veya bilinen kelimeleri değişik biçimlerde sunarak bir eser oluşturma bu akımın şairlerinin başvurduğu bir başka ifade tarzıdır. Sanatçı bu eğilimle dile yeni bir güç kazandırmayı, göstergeleri ses ve anlam bakımından etkili kılmayı, okuyanın zihninde yeni tasarımlar ve duygu biçimleri oluşturmayı amaçlar (Aksan, 1993: 166). Dilde yeni oluşturulmuş sözcüklerin kullanılması anlam bulanıklığının en belirgin örneklerini ortaya çıkarır. Geleneksel gramer kurallarının dışında sözcüklerin yeni biçimlere dönüştürülmesi, eklerin kendi görevleri dışında kullanılarak suni sözcüklerin oluşturulması İkinci Yenicilerin sanat dili anlayışlarının bir parçasıdır. İkinci Yeni yle birlikte sözcüklerin, şiirde özel bir statü kazandığı görülmektedir. Bu nedenle bu akımın sanatçıları sözcüğe bir anlatma unsuru olarak cümleden daha çok önem vermişlerdir. Cemal Süreya nın Şiir geldi, kelimeye dayandı cümlesi bunu en iyi şekilde ifade etmektedir. Düz yazıda genellikle ana fikre önem verildiğinden kelimelerin anlamları ön plana çıkmaktadır. İkinci Yenicilere göre şiir sanatında kelimenin kendisinin önemi vardır. Yeni şiirde kelimelerin görevi hikâye etmek değil, soyut ve şiirsel bir yük taşımaktır. Bu yüzden kelimelerin anlamının hiçbir değeri yoktur, anlam değersiz olunca biçim de önemini kaybetmiştir. O yüzden bu sanatçılar için yeni oluşturulan sözcükler ve sözcüklere getirilen eklerin, anlamsızlığı oluşturma açısından önemi büyüktür. Bu durumu örneklendirmek için şairlerin şiir kitaplarının isimlerine bakmak gerekir: Galile Denizi, Mısırkalyoniğne, Bakışsız Bir Kedi Kara, Ortodoksluklar, Üvercinka, Dünyanın En Güzel Arabistanı, Yerçekimli Karanfil, Nerde Antigone gibi. Yine İkinci Yeni şairlerinin şiirlerini incelediğimizde kelime deformasyonlarından birçok örneği görürüz: bir bach konsertosunun dudakları gibi çilek korkunç hû Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal ağabeyler [472]

23 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler Kendini doğruyordu bir cinaedi Dimdoğru Ve bir melankonya çiceği saksıda (Ece Ayhan) Gözleri göz değil gözistan Geceler yukarda telcek-bulutcak Ilım günleri gelirdi taraçalar (Cemal Süreya) Vizansiyanın rengi eski bir yapraktır. (Turgut Uyar) Senleniyorsun böyle bir gecenin içinden bana (İlhan Berk) Şairler kendi iç dünyalarında oluşturdukları çağrışım ve yapısallığı dizelerdeki kelimelere şifreli bir şekilde yerleştirirler. Bu anlam girdabını çözmeyi ise genellikle okura bırakırken bazen de kendileri kelimenin şifresini verirler. Cemal Süreya nın en önemli eseri olan ve 29 şiirden oluşan şiir kitabı Üvercinka, güvercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bir sözcüktür (Celâl, 2008: 270). Sadece şiirin adı bile Cemal Süreya nın bir anlamda da İkinci Yeni nin dildeki deformasyonu belli bir mantığa göre ve çağrışım yakalamak adına yaptığını ispat eder. Üvercinka kelimesi hiçbir anlamı olmayan hiçbir dilde karşılığı bulunmayan bir sözcüktür. Ancak kelimenin kendisi zihnimizde bir takım çağrışımlar uyandırır. Her şeyden önce bu seslerin bir araya gelişi bize güvercin i çağrıştırır. Şiirde sözü edilen kadınla ve bu göstergeyle ilgili tasarımlar okuyanın zihninde hemen canlanır. Sözcüğün sonundaki ka ise, İslav kadın adlarının sonuna getirilen bir küçültme ekidir. Bütün bunlar zihnimizde birleşmekte ve zengin bir tasarımlar yumağı oluşturmaktadır (Aksan, 2006: 105). h. Dizelerin Kapalı İmgelere Dönüştürülmesi Verdiğimiz birçok örnekte olduğu gibi İkinci Yenicilerin şiirlerini, mısra düzenlerindeki değişiklikleriyle, kelimelerin farklı dizimiyle diğer şiirlerden kolaylıkla ayırabiliriz. İkinci Yenicilerin şiirlerindeki mısra uzunlukları da [473]

24 Ömer Tuğrul Kara dengesizdir. Birkaç cümleden meydana gelen uzun dizelerin yanı sıra tek bir kelimeyle oluşmuş dizeler de vardır. Kapalı anlatım şiir anlayışlarının vazgeçilmez unsurudur. İkinci Yeniciler en basit konuları bile anlaşılması güç bir söyleyişle vermeye çalışmışlardır. Ama aslında onların şiirlerini anlam açısından anlamsız ve güç anlaşılır şeklinde ikiye ayırmak daha doğru olacaktır. Çünkü söz diziminde mantık dışı değişikler olsa da aşağıda vereceğimiz örneğin dışındaki pek çok şiirde az da olsa bazı imgeleri ve anlamları okurun beyninde canlanabilir. Ancak İlhan Berk in Çivi Yazısı isimli kitabındaki şu dizenin anlaşılması mümkün değildir ve anlamsız şiirler grubuna girer: eee T aa uu SSe Cnnn eee (Berk, 1960: 39). Bu hareketin dikkat çekici bir başka özelliği de büyük-küçük harf ayırımına önem vermemek, noktalama işaretlerini hiç kullanmamak, yazım konusunda özensiz olmaktır. Noktalama işaretlerindeki bu özensizlik anlamayı daha da güçleştirmektedir. ı. Üslûp ya da Söyleyişte Biçimsel Dönüşümler Anlamda kapalılığı bırakmamak şartıyla şairler değişik üslûpları ve söyleyiş şekillerini kullanmışlardır. Turgut Uyar şaşırtıcı ve mizahi anlatımı Cemal Süreya mizah ve şaşırtıcılığın yanı sıra halk söyleyişini eserlerine yansıtmışlardır: Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük âmenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne benim dengemi bozmayınız (Uyar, 1959: 8). Hani ölmek işten değil (Süreya, 1965: 17). [474]

25 Türkçenin Kuralları Dışına Çıkan Bir Topluluk: İkinci Yeniciler i. Dilde Alışılmış Kalıpların Bozulması Garip şiirindeki günlük konuşma dilinin tersine, dilde alışılmış kalıplar zorlanmaya, sözdiziminde değiştirmelere, kimi zaman aşırıya kaçan bozmalara gidiliyordu. Belki Ahmet Haşim den bu yana ilk kez günlük dilden ayrı bir şiir dilinden söz ediliyor, Garip şiirinin kovduğu imge başköşeye oturtuluyor, şiirde soyutlamaların, imgelem yoluyla elde edilecek çağrışımların şiirde ne denli önemli olduğu ortaya konuyordu (Doğan, 2008: 174). Buna en güzel örnek Ece Ayhan ın bugüne bugün kelimesi yerine yarına yarın ; kız oğlan kız kelimesi yerine de oğlankızoğlan kelimesini kullanmasıdır. j. Ses Olaylarındaki Aykırılıklar Ses olaylarındaki kural dışı değişiklikler İkinci Yenicilerde sıklıkla rastladığımız uygulama biçimleridir: Konuşma diline hizmet eden ünsüz düşmesi en çok karşımıza çıkan ses olayıdır. Özellikle bu durumu İlhan Berk ve Edip Cansever de daha çok koymak fiiliyle gerçekleştirir. Aldı bir yaşamdan bir yaşamaya kodu nasıl (Berk, 1982: 61) Hep böyleydin sen tam ölümden konuşacağız komazdın gelip dururdun önümüze (Berk, 1982: 77) Kimseyi yoksul komadı (Berk, 1982: 103) Hayın Bolu Beyi boş komuş evleri (Berk, 1982: 122) Diyorum bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk (Cansever, 1992: 31) Tanışmaya komamışlar bizi güzelim dünyamızla (Cansever, 1992: 407) [475]

26 Ömer Tuğrul Kara k. Kural Dışı Ünlü Kaybı Kelimelerdeki ünlülerin kural dışı düşürülmesi ve kelimelerin eksik görüntüsü kapalı anlam oluşturmanın bir başka yoludur: Kelepçe kolum sıktı halim yamandır (Berk, 1982: 75) Serinliğim duyurmayın anama (Süreya, 1990: 122) l. Farklı Eklerle Farkı İsimlerin Birleştirilmesi İkinci Yeniciler farklı ekler ekleyerek kelimenin orijinaliyle ilişkili yeni bir kelime oluştururlar. O zaman bütün İstanbulistan Vizansiyadan kalan sarıdaydı Vizansiyanın rengi eski bir yapraktır (Uyar, 1984:143) Şair burada Bizansiya yı Vizansasiye şekline dönüştürürken İstanbul kelimesine istan ekini ekleyerek yeniden bir yer ismi oluşturmuştur. m. Eksik ya da Fazladan Ek Kullanımı Bazı şairler aşağıda verilen örneklerde de görüldüğü gibi dizelerde kelimelerin eklerini kullanmamakta bazen de fazladan ek eklemektedirler. Bu şiirin alışılmış durumuyla bağdaşmamaktadır. Bir sürü güvercin havalan. Saçların (Süreya, 1990: 21) Karşımızda binler mumluk bir lamba yanıyor (Uyar, 1984: 126). Sonuç 1950 lerden itibaren kendini hissettiren İkinci Yeni hareketi ortaya koyduğu iddialar ve toplu çıkışlarıyla yeni bir şiir arayışının sembolü olmuştur. Bu yeni bir arayışın sonucunda şiirde anlamın sınırlarını zorlamışlardır. İkinci Yeni hareketine bağlı sanatçılar, şiir sanatında dil kurallarının gerekli olmadığı düşüncesini savunmuşlardır. Böyle bir düşünceye sahip [476]

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GARİP AKIMI (I. YENİ) GARİP AKIMI (I. YENİ) Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayımladılar.

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 ŞİİR VE GÖRSELLİK Şiir, Fotoğraf ve Gerçeklik...15 Şiir, Fotoğraf ve Görme...25 Şiirin ve Fotoğrafın İşlevleri...29 Şiir, Fotoğraf ve İmge...32 Çoklu Okuma...38 Çözümleme Kılavuzu...50

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

ŞEHİT ÖĞRETMEN KUBİLAY MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2.DÖNEM 1.

ŞEHİT ÖĞRETMEN KUBİLAY MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2.DÖNEM 1. ŞEHİT ÖĞRETMEN KUBİLAY MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2.DÖNEM 1.YAZILI SORULARI Öğrencinin Adı Soyadı: 1 ) Bütün hüzünleri denemişim kendimde

Detaylı

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ OKUMA KÜLTÜRÜ (5 EYLÜL - 21 EKİM) - Konuşmacının sözünü kesmeden sabır ve saygıyla dinler. - Başkalarını rahatsız etmeden dinler/izler. - Dinleme/izleme yöntem ve tekniklerini

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖNSÖZ DİL NEDİR? / İsmet EMRE 1.Dil Nedir?... 1 2.Dilin Özellikleri.... 4 3.Günlük Dil ile Edebî Dil Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar... 5 3.1. Benzerlikler... 5 3.2. Farklılıklar...

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK

Detaylı

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ ATATÜRKÇÜLÜK (5 EYLÜL-27 EKİM) - Konuşmacının sözünü kesmeden sabır ve saygıyla dinler. - Başkalarını rahatsız etmeden dinler/izler. - Dinlenenle ilgili soru sormak, görüş

Detaylı

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere bağlaç denir. BAĞLAÇ Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir. Bağlaçlar da edatlar gibi tek başlarına anlamı olmayan sözcüklerdir. Bağlaçlar her

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK 3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 04 22 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem belirler.

Detaylı

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri 1. Yıl Ders Planı Türkiye Türkçesi ETO703 1 2 + 1 8 Türk dilinin kaynağı, gelişimi; Türkiye Türkçesinin diğer dil ve lehçelerle

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu 3. Yazma 3. SAYFA HABERİNDEN ŞİİRE 3. Sayfa Haberinden Haydar ERGÜLEN İN «Elmanın E si» Adlı Şiire SERDAR SOLKUN GALATASARAY LİSESİ TDE ÖĞRETMENİ Grup: Ortaöğretim öğrencileri ( Hazırlık sınıfları ve 9.

Detaylı

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 5. SINIF TÜRKÇE İ KURS I VE LERİ 3 4 5 Ön bilgilerini kullanarak okuduğunu anlamlandırır. Çok anlamlılık (temel, yan, mecaz ve terim Metinde verilen ipuçlarından hareketle, karşılaştığı yeni kelimelerin

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) 1.1: Eylemin anlamını zaman kavramıyla sınırlayan belirteç tümlecidir. (1 puan) 1.2: Merak uyandırarak okurun ilgisini canlı tutmak için (1 puan)

Detaylı

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ A B KAZANIM NO KAZANIMLAR 1 11 30027 1 / 31 Kelimelerin anlam oluşturmada birbirleriyle ilişkilerini belirler. 2 12 30027 Kelimelerin

Detaylı

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu Bilgin 1 Latife Sena Bilgin 21301075 TURK 102-021 Serbest1 Gönenç Tuzcu 26.09.2014 Tanrı Bin birinci gece şairi yarattı, Bin ikinci gece cemal'i, Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı, Başa döndü sonra, Kadını

Detaylı

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: Bu formun ç kt s n al p ço altarak ö rencilerinizin ücretsiz Morpa Kampüs yarıyıl tatili üyeli inden yararlanmalar n sa layabilirsiniz.! ISBN NUMARASI: 65482464 ISBN NUMARASI: 65482464! ISBN NUMARASI:

Detaylı

5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 1. TEMA: BİREY VE TOPLUM 2. TEMA: ATATÜRK 3. TEMA: DEĞERLERİMİZ 4. TEMA: DÜNYAMIZ VE UZAY 5. TEMA: ÜRETİM TÜKETİM VE VERİMLİLİK 6. TEMA: SAĞLIK VE ÇEVRE 7. TEMA: GÜZEL ÜLKEM

Detaylı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz: METİN ÇÖZÜMLEME METİN NEDİR? Bir olayın, bir duygunun bir düşüncenin yazıya dökülmüş haldir. Metin öncelikle yazı demektir. Metin kavramı aynı zamanda organik bir bütünlük demektir Metin kavramı öncelikle

Detaylı

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI Hesap Yapan Beyin Uyaranların kodlanması, bilgilerin saklanması, materyallerin dönüştürülmesi, düşünülmesi ve son olarak bilgiye tepki verilmesini içeren peş peşe

Detaylı

5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir.

5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir. 1- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bilgi yanlışlığı vardır? A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir. B) İyi bir aşçıydı. Cümlesinde özel isim kullanılmıştır. C) Tavuklar

Detaylı

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK 3.5 ÇÖZÜM

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK 3.5 ÇÖZÜM Biçimselleştirme Burada sunulan haliyle bu sembolik gösterim diline önermeler mantığı dili denir. Şimdi günlük dilden çeşitli cümlelerin sembolik biçimler şeklinde nasıl ifadelendirilebileceğini (yani

Detaylı

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ

Detaylı

SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE. Doç. Dr. Mutlu ERBAY

SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE. Doç. Dr. Mutlu ERBAY SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE Doç. Dr. Mutlu ERBAY İstanbul 2013 Yay n No : 2834 İletişim Dizisi : 97 1. Baskı - Şubat 2013 İSTANBUL ISBN 978-605 - 377-858 - 5 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye deki yay

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri 1. Yıl Ders Planı 1. Yarıyıl Türkçe Öğretiminde Çağdaş Yaklaşımlar ETO701 1 2 + 1 7 Türkçe öğretiminde geleneksel uygulamalardan

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu http://zikzakgrup.com/ OKUL ÖNCESİ MEKANİK YAZMA SÜRECİ MODEL HİKAYE PLAN, OLMA UNSURLARI SÜSLEME VE SÜRECİ YARATICILIK SUNUM VE ÖLÇÜM TÜRLER Anlama Ses Birlikte yazma Karakter Konu, Fikir, Noktalama

Detaylı

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın Irmak Tank Tank 1 Vedat Yazıcı TURK 101-40 21302283 AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye

Detaylı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ Furkan Güldemir, Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Tarihsel Süreç Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1 Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 4(2): 245-249 EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn978-975-267-891-0.

Detaylı

4. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 02 OCAK 20 OCAK

4. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 02 OCAK 20 OCAK 4. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 02 OCAK 20 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem

Detaylı

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 6. SINIF TÜRKÇE İ KURS I VE LERİ AY 1 Biçim Bilgisi Biçim Bilgisi Biçim Bilgisi 4 5 Çok anlamlılık (temel, yan, mecaz ve terim anlam) Çok anlamlılık (temel, yan, mecaz ve terim anlam) Kök ve eki kavrar.

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır. NOKTALAMA İŞARETLERİ Dilimizde ilk kez Tanzimat döneminde kullanılan noktalama işaretleri, yazının daha kolay anlaşılmasını sağlar. Yazının okunmasını kolaylaştırır ve anlam karışıklığına düşülmesine engel

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz: A N L A M D E Ğ İ Ş M E L E R İ Bu yazıda yeni şeyler bulacağınızı düşünüyoruz! Prof. Dr. Rıza Filizok Anlam bilimci G. Stern, kelimelerdeki anlam değişmelerini sebeplerine ve görevlerine göre şöyle snıflandırır:

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE KISA DÖNEMLİ MATERYAL YÖNTEM- i doğru kullanır. 1 2 3 4 Söylenen sözcüğü tekrar eder. Gösterilen ve söylenen nesnenin adını söyler. Gösterilen nesnenin adını söyler. Resmi

Detaylı

Metin: Toplumsal Davranış: El Öpme Edimindeki Göstergelerin Çözümlenesi, Göstergebilime Giriş, Fatma Erkman Akerson, Bilge Kültür Sanat, 2016

Metin: Toplumsal Davranış: El Öpme Edimindeki Göstergelerin Çözümlenesi, Göstergebilime Giriş, Fatma Erkman Akerson, Bilge Kültür Sanat, 2016 IŞIK ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE DERSİ 101 (TUR 101) 2018-2019/Güz DÖNEMİ E-İLETİ:nese.aksakal@isikun.edu.tr DERS TANIMI Derste; iletişim aracı olarak dil, dünya ve Türk dilleri, dil-kültüredebiyat ilişkisi üzerinde

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ OLUŞUMU CUMHURİYET

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır: EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM EDATLAR Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır: 1-GİBİ Cümleye benzerlik, eşitlik,

Detaylı

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz Adem in elması nasıl boğazında kaldı? Adem: Tanrım, kime görünelim kime görünmeyelim? Tanrı: Bana görünmeyin de kime görünürseniz görünün. Kovuldunuz. Havva: Ama

Detaylı

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler BEP Plan Hazırla T.C Çubuk Kaymakamlığı YILDIRIM BEYAZIT ORTAOKULU Müdürlüğü Türkçe Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : UMUT TİRAKİ Eğitsel Performans Kendi ve yakın çevresindeki kişilerin

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı BİÇİM BİLGİSİ (Kök, Ek ve

Detaylı

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ 1- Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış ( ) Gece yarısı arkadaşı sormuş ( ) ( ) Hocam ( ) uyudunuz mu ( ) ( ) Buyurun bir şey mi var ( ) ( ) Biraz borç para isteyecektim

Detaylı

ZAMİR Varlıkların veya onların isimlerinin yerini geçici veya kalıcı olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle, bazı eklere zamir denir. Zamirlerin Özellikleri: İsim soyludur.

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

İKİNCİ YENİ AKIMI EDA POLAT

İKİNCİ YENİ AKIMI EDA POLAT İKİNCİ YENİ AKIMI EDA POLAT İkinci yeni akımının ÖZELLİKLERİ İkinci yeni akımının ÖNCÜLERİ Cemal SÜREYYA İlhan Berk Edip CANSEVER Ece AYHAN Turgut UYAR Sezai KARAKOÇ Ülkü TAMER İsmet ÖZEL Öncülerinin;

Detaylı

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 : HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 : Temel Bilgiler Hazırlayan : Prof. Dr. Rıza FİLİZOK Bir anlatıyı (récit ), hikâyeyi yazan kişidir. YAZAR = Yazar, yaşayan yahut yaşamış olan gerçek bir şahıstır! Yazarın hitap ettiği

Detaylı

3.SINIFLAR BURSLULUK SINAVI MATEMATİK DERSİ KAZANIMLARI Üç basamaklı doğal sayıları okur ve yazar içinde herhangi bir sayıdan başlayarak birer,

3.SINIFLAR BURSLULUK SINAVI MATEMATİK DERSİ KAZANIMLARI Üç basamaklı doğal sayıları okur ve yazar içinde herhangi bir sayıdan başlayarak birer, 3.SINIFLAR BURSLULUK SINAVI MATEMATİK DERSİ KAZANIMLARI Üç basamaklı doğal sayıları okur ve yazar. 1000 içinde herhangi bir sayıdan başlayarak birer, onar ve yüzer ileriye doğru ritmik sayar. Üç basamaklı

Detaylı

Facebook. 1. Grup ve Sayfalar. Facebook ta birçok grup ve sayfa üzerinden İngilizce öğrenen kişilerle iletişime geçebilir ve

Facebook. 1. Grup ve Sayfalar. Facebook ta birçok grup ve sayfa üzerinden İngilizce öğrenen kişilerle iletişime geçebilir ve Hayatın hemen hemen her alanında bir şekilde karşımıza çıkan Facebook ve Twitter, İngilizce öğrenmek için iyi bir araç olabilir mi? İngilizce eğitimi uzun ve önemli bir süreçtir. Genelde ilkokul çağlarında

Detaylı

KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. Eğitimde Sanatın Önceliği. Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ Sanat, günlük yaşayışa bir anlam ve biçim kazandırma çabasıdır. Sanat, yalnızca resim, müzik,

Detaylı

Türkçe. Cümlede Anlam 19.02.2015. Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Türkçe. Cümlede Anlam 19.02.2015. Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler 16-20 MART 3. HAFTA Cümledeki sözcük sayısı, anlatmak istediğimiz duygu ya da düşünceye göre değişir. Cümledeki sözcük sayısı arttıkça, anlatılmak istenen daha

Detaylı

gösteren gösterilen biçim anlam

gösteren gösterilen biçim anlam Anlam ve Kavram Her kelime bir göstergedir. Bir gösterge gösteren ve gösterilen olmak üzere iki ögeden oluşur. Gösteren, kelimenin kulakla işitilen sesi, yani kelimenin dış yapısıdır. Gösterilen ise kelimenin

Detaylı

TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir)

TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir) TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir) GİRİŞ Ana dili, bir toplumun en küçük birimi olan aile içerisinde filizlenmeye başlar. Çevresiyle

Detaylı

KARİYER GELİŞİMİ VE MESLEKİ REHBERLİK

KARİYER GELİŞİMİ VE MESLEKİ REHBERLİK KARİYER GELİŞİMİ VE MESLEKİ REHBERLİK Kariyer gelişimi ve mesleki rehberlik bir süreçtir. Çünkü meslek seçimi insan hayatında ömür boyu sürecek tesirleri ile kendini hissettirir. İnsanlar Mesleklerini

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

İLETİŞİM NEDİR? SINIFTA İLETİŞİM

İLETİŞİM NEDİR? SINIFTA İLETİŞİM SINIFTA İLETİŞİM Yrd. Doç. Dr. İbrahim GÜL Duygu, düşünce ya da bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirim, haberleşme, komünikasyon. Çeşitli yollarla yapılır. 1 İletişimin

Detaylı

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ * Koyu renkle yazılmış kazanımlar; ulusal sınavlarda (SBS...gibi) sınav sorusu olarak çıkabilen konulardır; diğer kazanımlarımız temel ana dili becerilerini geliştirmeye

Detaylı

PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ

PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ C E N T R U L NAŢIONAL DE EVALUARE ŞI E X A M I N A R E PROGRAMA DE EXAMEN PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ BACALAUREAT 2011 TIP PROGRAMĂ: PROFIL TEOLOGIC ŞI PEDAGOGIC Pagina 1 din 5

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (11 Mayıs -19 Haziran 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

Uluslararası IV. Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Haziran 2004 İKİNCİ YENİ ŞİİRİNDE SAPMALAR

Uluslararası IV. Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Haziran 2004 İKİNCİ YENİ ŞİİRİNDE SAPMALAR 1 Uluslararası IV. Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 17-19 Haziran 2004 İKİNCİ YENİ ŞİİRİNDE SAPMALAR Yrd. Doç. Dr. Hulusi GEÇGEL ÖZET İkinci Yeni, Cumhuriyet döneminde

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ AY HAFTA 016-017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE DERS SAATİ KONU ADI 1 FİİLİMSİLER SÖZCÜKTE ANLAM KAZANIMLAR Fiilimsiyle, fiil ve isim soylu kelimeler arasındaki farkları kavrar.

Detaylı

ÖZEL BİLGE OKULLARI 3. SINIFLAR ŞUBAT AYI BÜLTENİ

ÖZEL BİLGE OKULLARI 3. SINIFLAR ŞUBAT AYI BÜLTENİ ÖZEL BİLGE OKULLARI 3. SINIFLAR ŞUBAT AYI BÜLTENİ Şubat Ayı Kazanımlarımız Türkçe, Matematik Fen Bilimleri ve Hayat Bilgisi Dersi Konularımız 3. SINIFLAR ŞUBAT AYI BULTENI BÜLTENİMİZDE NELER VAR? Şubat

Detaylı

Bu cümledeki boşluğa aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?

Bu cümledeki boşluğa aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur? 7. Sınıf Türkçe Deneme Sınavı 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman zarfı yoktur? A) Adana ya gidip üç beş gün kalacağım. B) Toplantı saatini dün Pınar dan öğrendim. C) Eşyalarımızı toplayıp hemen

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı FİİLLER (Anlam-Kip-Kişi- Anlam

Detaylı

A NEW LIFE STYLE IN THE WORLD NEW S 15

A NEW LIFE STYLE IN THE WORLD NEW S 15 A NEW LIFE STYLE IN THE WORLD NEW S 15 index Mira Avangarde Trend Combo Angel 4-7 8-13 14-19 20-27 28-35 Nazar Eslem Ottoman 36-41 42-47 48-53 Chester Dilara Lady 54-61 62-67 68-73 4 5 Hayal kurmak önemlidir.

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ Aylin YAZICIOĞLU Afyon Kocatepe Üniversitesi,Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı ÖZET: Eğitim,bireylerde istendik davranışları

Detaylı

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir. CÜMLENİN ÖĞELERİ TEMEL ÖĞELER Yüklem (Fiil, Eylem) Cümledeki işi, hareketi, yargıyı bildiren çekimli unsura yüklem denir. Yükleme, cümlede yargı bildiren çekimli öge de diyebiliriz. Yüklem, yukarıda belirttiğimiz

Detaylı

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUEN GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUEN GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUEN GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ 1 SONBAHAR VE YAPRAKLAR Sonbahar Mevsimin de gözlemlediğimiz hava olaylarını isimlendirdik. Sonbahar mevsimine ait giysileri ayırt ettik. Rüzgâr

Detaylı

Kullanım Durumu Diyagramları (Use-case Diyagramları)

Kullanım Durumu Diyagramları (Use-case Diyagramları) Kullanım Durumu Diyagramları (Use-case Diyagramları) Analiz aşaması projeler için hayati önem taşır. İyi bir analizden geçmemiş projelerin başarı şansı azdır. Analiz ile birlikte kendimize Ne? sorusunu

Detaylı

Bu dörtlükte geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisinin eş seslisi yoktur?

Bu dörtlükte geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisinin eş seslisi yoktur? 7. Sınıf Tarama Testi 3 1 1. Aşağıda kil erden hangisi eş sesli (sesteş) bir kelime değildir? A) An B) Büyük C) Boz D) Dil 2. Başarılı bir konuşma, her şeyden önce dinleyicilerin seviyesine, ilgi ve beğenilerine

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II İÇİNDEKİLER BÖLÜM I EDEBİYAT NEDİR? TÜRK EDEBİYATI NIN GEÇİRDİĞİ EVRELER NELERDİR?... 1 1. İslamiyet Öncesi Dönem... 2 2. İslamiyet in Etkisi Altındaki Dönem... 2 3. Batı Etkisindeki Dönem... 3 a. Tanzimat

Detaylı

Baleybelen Müfredatı

Baleybelen Müfredatı Baleybelen Müfredatı Dil veya Lisan, İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal veya yapay bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, temeli tarihin

Detaylı

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya Yazar Selma Baş ISBN: 978-605-2233-13-9 1. Baskı Temmuz, 2018 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 277 Web: grafikeryayin.com Kapak, Sayfa Tasarımı, Baskı ve

Detaylı

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu:

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu: Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu: Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) dil öğrencilerinin bilgi beceri ve yeterlilik düzeylerinin belirlenmesinde standart

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık Erken (Filizlenen) Okuryazarlık Hazırlayan: Berrin Baydık Hazırlayan: Berrin Baydık 1 Okul ve okul sonrası başarı için gerekli. 0-8 yaş Doğumdan okul yaşına kadar geçen sürede yalnızca okuma değil, yazma

Detaylı

2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 3

2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 3 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 3 ( Bu mektup 10 Şubat 2014-11 Nisan 2014 tarihleri arasında yapılacak çalışmaları belirtmektedir.) HAYAT BİLGİSİ 2.TEMAMIZ :BENİM EŞSİZ

Detaylı

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Mart 2009 Kendi Yaşam Öykünüzü Yazın Diyelim ki edebiyatla uğraşmak, yazı yazmak, bir yazar olmak istiyorsunuz. Bu

Detaylı

1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayınlamıştır.

1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayınlamıştır. GARİPÇİLER GARİP HAREKETİ 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayınlamıştır. Kitaplarına seçtikleri isim ve Bu kitap, sizi alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir.

Detaylı

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe 1 Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe Yurt dışındaki Üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde son yıllarda

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı