AKCİĞER KİST HİDATİĞİNDE SEROLOJİK TESTLERİN (spesifik IgE, spesifik IgG ve İndirekt Hemaglütinasyon Testi) TANISAL DEĞERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AKCİĞER KİST HİDATİĞİNDE SEROLOJİK TESTLERİN (spesifik IgE, spesifik IgG ve İndirekt Hemaglütinasyon Testi) TANISAL DEĞERİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI YEDİKULE GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ MERKEZİ ŞEF UZM. DR. SAADETTİN ÇIKRIKÇIOĞLU AKCİĞER KİST HİDATİĞİNDE SEROLOJİK TESTLERİN (spesifik IgE, spesifik IgG ve İndirekt Hemaglütinasyon Testi) TANISAL DEĞERİ (Uzmanlık Tezi) 1

2 Dr.H.Didem Erkan İstanbul-2004 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerini sınırsızca paylaşan, her zaman eğitimi ön planda tutan, hoşgörüsünü ve inceliğini hiçbir zaman esirgemeyen, benim her açıdan ileri görüşlü ve yenilikçi bir doktor olarak yetişmemde büyük payı olan saygıdeğer hocam Sn. Şef Dr. Saadettin Çıkrıkçıoğlu na, Uzmanlık eğitimim boyunca benden tecrübe, bilgi ve güleryüzlerini sakınmayan, her zaman çalışma şevki vererek destek olan, eğitimimde büyük katkıları bulunan Şef Yard. Dr. Hayati Özyurt ve Şef Yard. Dr. Murat Kıyık a Birlikte çalıştığımız dönem boyunca bilgi aktarımı konusunda açık görüşlü olan, görgü ve nezaketi benden esirgemeyen ve tüm hayatım süresince bana örnek teşkil edecek olan tutum ve davranışlarından dolayı Sn Şef Doç. Dr. Filiz Koşar ve Başhekimimiz Sn Şef Doç. Dr. Sedat Altın a Hastanemizde yapılan bilimsel toplantı ve olgu sunumlarında bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım Sn. Şef Doç. Dr. Güngör Çamsarı ya, Sn. Şef Dr. Arman Poluman a, Sn. Şef Doç. Dr. Veysel Yılmaz a, Sn. Şef Dr. Emel Çağlar a, Sn. Şef Doç. Dr. Esin Tuncay a, 2

3 Hastanemizde cerrahi konseylerde bilgi ve birikimlerinden faydalanma şansı bulduğum Sn. Şef Doç. Dr. Atilla Gürses e, Sn. Şef Doç. Dr. Mehmet Ali Bedirhan a, Uzmanlık eğitimim boyunca benden güleryüz,destek ve tecrübelerini esirgemeyen hastanemizin diğer servislerinin şef muavini ve uzmanlarına, Tüm asistanlığım süresince bana çalışma şevki veren, birlikte çalışmaktan her zaman zevk aldığım, bana bilgi ve tecrübelerini aktarırken yaşamla ilgili deneyimlerini de esirgemeden önüme sunan değerli uzman doktorlarımız Dr. Cem Tigin, Dr. Tunç Karadeli, Dr. Lütfiye Kılıç, Dr. İsa Kirişçi, Dr. Ufuk Gezen, Dr. Ebru Artan a Güçlükleri birlikte göğüslediğimiz, yardımlarına her zaman güvendiğim, arkadaşlıklarından daima zevk aldığım değerli asistan arkadaşlarım Dr. Naciye Mutlu, Dr. Gülçin Pala, Dr. Kürşat Epöztürk, Dr. Begüm Koşar, Dr. Yavuz Selim İntepe, Dr. Asuman Yeğen, Dr. Gülşah Şafak ve diğer servislerdeki arkadaşlarıma, Rotasyonlarım sırasında bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım Sn. Şef Doç. Dr. Yüksel Altuntaş, Sn. Şef Dr. Murat Ulusoy, Sn. Şef. Doç. Dr. Paşa Göktaş a Uzmanlık eğitimim boyunca birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum 1.,6.,7. servis ve diğer servis hemşire ve personeline, Beni dünyaya getiren,bu mesleği seçmemde öncülük eden,yetişmemde büyük katkıları olan, maddi ve manevi desteklerini her zaman arkamda hissettiğim çok sevgili anneme, babama, aynı zamanda meslektaşlarım olan yengeme ve ağabeyime, 3

4 Teşekkür eder,saygı ve sevgilerimi sunarım. Dr. H. Didem Erkan İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER... 6 MATERYAL VE METOD BULGULAR

5 TARTIŞMA VE SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR GİRİŞ VE AMAÇ Hidatik kist hastalığı dünyanın her yerinde özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan toplumlarda daha sık görülen önemli bir sağlık sorunudur. En yüksek prevalans koyun yetiştiren toplumlarda görülmekte olup ülkemizde de prevalansın de 50 civarında olduğu söylenebilir (84). 5

6 Hidatik kist hastalığında parazitolojik tanı; ameliyat, ekspektorasyon, ince iğne biyopsisi gibi yollarla elde edilen kist sıvılarında kroşe ve skolekslerin mikroskop ile, kist membranlarının histolojik yapısının makroskobik ve mikroskobik muayenesi ile olmaktadır. (1). Bununla beraber kist hidatik içinde her zaman kız kistler gibi özgün histolojik materyaller olmayabilmektedir. Steril kist adı verilen bu durum özellikle sığırlarda sık görülmekte ve tüm kistlerin % 90 ını oluşturabilmektedir. Ancak bu durumda steril kistin duvarı histolojik olarak incelenirse yine hidatik kiste özgü olan endokist-egzokist ve perikist tabakaları gözlenmektedir. Diğer yandan bazı olgularda kist duvarının da dejenere olduğu bilinmektedir (2). Belirgin bir klinik tablonun olmaması ve yukarıdaki nedenlerden dolayı araştırmacılar kist hidatik tanısında serolojik testlere yönelmişlerdir. Serolojik testler sadece hasta olguları saptamak için kullanılmaz; asemptomatik kist taşıyıcılarının belirlenmesinde, hastalığın toplumdaki yaygınlığını ve varsa bir kontrol programının etkinliğini göstermek amacıyla da kullanılabilir (3). Buna ek olarak serolojik testler, olguların tedaviye verdikleri yanıtın izlenmesinde pahalı radyolojik tetkiklerin yerine kullanılabilir. Cerrahi sonrası küçük bir kist gizli kalmış olabilir veya cerrahi esnasında sekonder enfeksiyon gelişmiş olabilir. Diğer yandan ekinokok suşu kemoterapiye dirençli olabilir (4). Bu çalışmanın amacı kist hidatik tanısında kullanılan immünolojik tetkiklerin tanı değerinin incelenmesi ve birbirleriyle kıyaslanmasıdır. GENEL BİLGİLER AKCİĞER HİDATİK KİST HASTALIĞI 6

7 Hidatik kist hastalığı (hidatidoz ya da ekinokokkoz) tarım ve hayvancılıkla uğraşan, çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik önlemlerinin yetersiz kaldığı tüm toplumlarda görülen önemli bir paraziter hastalıktır. Epidemiyoloji Ekinokokların dört farklı türü vardır. En sık görülenleri kistik ekinokokkoza neden olan Echinococcus granulosus ile alveoler ekinokokkoza neden olan Echinococcus multilocularis tir. Diğer iki tipi Echinococcus vogeli ve Echinococcus oligarthrus polikistik ekinokokkoza neden olmakla birlikte, insanlarda nadiren hastalığa yol açar. En yaygın olanı E. granulosus tur. Akciğer hidatik kisti E. granulosus un (EG) larva formlarının (metasestod) neden olduğu zoonotik bir infeksiyondur. EG nin değişik coğrafi bölgelerde morfolojisi ve biyolojisi de değişiklikler göstermektedir. Genetik yapıları ve biyolojik ölçütlerine göre 6 farklı EG tiplemesi yapılmıştır (koyun, sığır,at, deve,domuz ve geyik tipleri). İnsanları en sık infekte eden ve ülkemizde de en sık görülen koyun tipi EG dir. Koyun tipi EG nin yalnızca intestinal parazitoza neden olduğu, organ hastalığına yol açmadığı son (kesin) konağı, genellikle köpek olmak üzere, kurt, çakal, sırtlan gibi etcil memeliler; organ hastalığına neden olduğu ara konağı ise, koyun, keçi, sığır gibi otçul memeliler ve insanlardır. Kedilerde geliştiği gösterilememiştir. İnsana bulaşma sıklıkla infekte köpeklerden olmaktadır. İnfekte köpeklerin anüslerinde, kıllarında ve yattığı yerlerde çok sayıda yumurta bulunur ve insana fekal-oral kontaminasyonla kolayca bulaşabilir. Ayrıca kirlenmiş gıda ve su yoluyla bu yumurtalar alındığında infeksiyon oluşabilir. 7

8 Sindirim yoluyla alınan yumurtadan ince barsakta embriyon çıkar ve çengelleriyle barsak duvarına oradan kan damarlarına girerek karaciğere ulaşır. Bu nedenle en sık yerleşim yeri karaciğerdir (%60-70) Burada tutunamazsa akciğerlere (%20-25) geçer, ardından sistemik dolaşıma katılarak herhangi bir organa ulaşabilir (%10). Yerleştiği organda hidatik kist oluşturur. Çocuklarda en sık yerleşim yeri akciğerdir. Akciğerde sıklıkla sağda ve alt loblarda yerleşir. Akciğerlere ulaşma hematojen, lenfatik, transdiyafragmatik ve nadiren inhaler yolla olabilir. Ülkemizde her bölgede bulunmaktadır. Prevalansın de 50, insidansın ise 2 civarında olduğu tahmin edilmektedir (5-13,14) Şekil 1:Echinococcus granulosus un (koyun tipi) yaşam çemberi ( 83 ) Klinik 8

9 Hastalık çoğu kez asemptomatik seyreder. Semptomlar çoğunlukla kistin lokalizasyonu veya büyüklüğüne bağlıdır. Öksürük, göğüs ağrısı ve hemoptizi en sık karşılaşılan semptomlardır. En tanısal semptom kist sıvısı veya membranlarının ekspektorasyonudur. Bu kistin perfore olduğu anlamına gelir. Perforasyon sonrası hastanın genel durumu bozulabilir. Nefes darlığı ve göğüs ağrısı artar. Bazen anafilaksiye bağlı ölümler gelişebilir. Yerleşim yerlerine göre paryetal plevra iritasyonu ile göğüs ağrısı, diyafragma iritasyonu ile omuz ve karın ağrısı gelişebilir. Vena cava superior sendromu ve Horner sendromu oluşabilir. İnfekte hidatik kistlerde akciğer apsesine benzer bir klinik tablo söz konusudur. İnfeksiyona ikincil bronşektazi, ampiyem gibi komplikasyonlar da gelişebilir. Hastalığın diğer komplikasyonları, boğulma, hemoptizi, alerjik reaksiyonlar, plevra veya peritona açılma, bronkoplevral veya bronkobiliyer fistül ve ikincil amiloidoz olarak sıralanabilir (14). Tanı Öyküde endemik bölgede yaşama önemli bir bulgudur. Kist sıvısı ve membranlarının ekspektorasyonu akciğer hidatik kistlerinin tanısı için önemlidir. Tanı için rutin laboratuvar incelemelerinin fazla önemi yoktur. Kanda eozinofili hastaların %25 inde görülmektedir ve tanı için özgül değildir. Fizik muayene tanıda nadiren yardımcıdır. Kist hidatikte serolojik yöntemlerin uygulanması 1906 yılında Ghedini, 1908 yılında Ymaz-Apphatic ve Lorentz ile yine aynı yılda Weinberg ve Parvu tarafından kompleman birleşmesi yönteminin kullanılmasıyla başlamış ve daha sonra çeşitli immünolojik yöntemler 9

10 geliştirilmiştir (15). Anti-ekinokok antikorlarının tespiti için indirekt hemaglütinasyon (IHA), indirekt immünofluoresans (IFAT), lateks aglütinasyon, solid faz radyoimmünoassay, immünoelektroforez, counter immünoelektroforez ve ELISA (Enzyme-linked immunosorbent assay) gibi teknikler kullanılabilirken ekinokok antijenlerinin tespiti için koaglütinasyon, counter-current immünoelektroforez ve ELISA kullanılmaktadır (3,4). Antikorlar cerrahi rezeksiyondan sonra bile uzun yıllar sebat edebileceğinden (16) aktif veya yeni enfeksiyonu araştırmak açısından ekinokok antijenlerine bakılması daha doğrudur. Ancak kist hidatikli hastaların ancak % 33-85'inde serumda solübl ekinokok antijenleri gösterilebilmiştir (17). Akciğer hidatik kistlerinin serolojik tanısında duyarlılığı en yüksek test olan IgG ELISA tercih edilmelidir. İndirekt hemaglütinasyon testi (IHA) ikinci sırada yer alır ve gerek tanı gerekse tedavinin izlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu amaçla en sık olarak postoperatif dönemde cerrahi tedavinin etkinliğini izlemek için kullanılır. Her iki testin birlikte kullanımı tanı olasılığını artırır. Hastalığın iyileşmesi ile serolojik titrasyonlar da aşamalı olarak azalır ama yıllarca pozitif de kalabilir. Serolojide yıllar sonra oluşan artış yeni kist oluşumuna işaret edebilir. 1- Casoni cilt testi: İlk kez 1912 yılında Casoni tarafından kullanılan Casoni cilt testinde derinin içine insan veya hayvan orijinli steril kist sıvısı verilmektedir (18). Her ne kadar bazı araştırıcılar kist hidatik olgularının % 'inde Casoni testini pozitif bulduklarını bildirseler de (19) bu intradermal test olguların % 'inde pozitif çıkmaktadır (15,20,21). Akciğer kistlerinde ise Casoni pozitifliği % 50 civarındadır (22). Bununla beraber Casoni test sonuçlarının değeri düşüktür. Çünkü testte kullanılan antijenin yüksek azot ve protein konsantrasyonuna sahip oluşu ve kan grubu maddelerinden zenginliği nedeniyle % 30-40'a varan yalancı pozitiflikler ile karşılaşılmaktadır (18). Her ne kadar erken cilt reaksiyonunun geç reaksiyondan daha duyarlı olduğu söylenmiş olsa da (20) erken 10

11 reaksiyonun mu yoksa geç reaksiyonun mu mevcut enfeksiyonu gösterdiği net değildir (19). Bunlara ek olarak kistin lokalizasyonuna göre Casoni testinin duyarlılığı değişmektedir. Mesela periton hidatidozunda duyarsız olduğu ifade edilmektedir (20). Diğer yandan Casoni testinde enjekte edilen antijen kişiyi duyarlı hale getirebilir ve bu kişi sonraki serolojik testlere yalancı pozitif yanıt verebilir (18). 2- Kompleman birleşmesi: (Weinberg testi) İlk kez 1906 yılında Ghedini tarafından kullanılmıştır. Bağışık serumdaki antikor, ekinokok antijeninin varlığında komplemanı bağlamaktadır (18). Weinberg testi tüm kist hidatik olgularının % 62 'sinde (23), akciğer kistli olguların ancak % 'inde pozitif çıkmaktadır (21,24). Weinberg testinde antijenin standardize edilmesinde bazı problemler vardır. Hidatik kist sıvısındaki bazı bileşikler doğrudan kompleman aktivasyonuna yol açtığından yanlış pozitiflik sıktır (25). Testin özgüllüğü % düzeyindedir (18,24). Hidatik kistin cerrahi yolla çıkarılmasını takiben uzun dönemli izlemde Casoni ve Weinberg testlerinin 2-5 yıl süreyle pozitif kalması nedeniyle rekürrensleri göstermede değerleri yoktur (26). Diğer serolojik testlerde olduğu gibi Weinberg reaksiyonunun da akciğer kistli olgularda duyarlılığının düşük olmasının nedeni bu olgulardaki antikor düzeyinin düşüklüğüdür (22). 3- Lateks aglütinasyon testi: İlk kez 1960 yılında kullanılan bu testte ekinokok antijenleri ile kaplanmış lateks partikülleri kullanılmaktadır. Hasta serumu ile karşılaşan lateks partikülleri 10 dakikada çökmektedir. Test daha çok pratikliği nedeniyle seroepidemiyolojik çalışmalar için kullanılmıştır (27). Testin duyarlılığı % 83, özgüllüğü % 94'dür (28). 11

12 4- İndirekt hemaglütinasyon testi (IHA): Testte tannik asitle duyarlaştırılmış eritrositlerin yüzey gerilimlerinin değişmesi sonucu antijen tutma özelliklerinden yararlanılmaktadır. Antijen ile kaplı koyun eritrositleri hasta serumuyla karşılaşınca çökmektedir (18). IHA ilk kez 1957 de Garabedian ve arkadaşları tarafından kullanılmış, 16 hasta olgunun 13 'ünde (% 81) pozitif bulunmuştur (29). Testin duyarlılığı genellikle % arasında değişmekle beraber (23,25,28,30-32) % 54 (33), % 56 (34) veya % 65 gibi (20,31) düşük duyarlılık oranı bulan çalışmalar da vardır. Bununla beraber testin özgüllüğü % arasında değişmektedir (16,22,24,28,30-32). Kistin lokalizasyonuna göre antikor yanıtının değiştiği, akciğer kistlerinde serolojik testlerin duyarlılıklarının azaldığı bilinmektedir (16,28). Bazı araştırıcılar akciğer kistlerinin % 73'ünde, karaciğer kistlerinin % 89'unda IHA testini pozitif bulmuş iken (32) başka bazı araştırıcılar akciğer kistlerinin % 59 'unda, karaciğer kistlerinin ise % 76'sında IHA pozitifliğine rastlamışlardır (22). Akciğer kistlerinde görülen düşük seropozitivitenin bir nedeni immün kompleksler olabilir. Karaciğer kistli hastalarda IHA % 75 pozitif çıkmış ve % 12 'sinde immün kompleks tespit edilmiş iken akciğer kistlerinin % 42 'sinde IHA pozitif çıkmış ve % 50 'sinde immün komplekslere rastlanmıştır (34). Ekinokok türü ile ortak antijenler nedeniyle Taenia solium, Taenia saginata, Ascaris lumbricoides, Fasciola hepatica, Toxoplasma gondii ve Plasmodium enfeksiyonlarında da yanlış pozitiflik görülebilir (26). Bu nedenle kist hidatik tanısı için IHA'da 1/360 ve üzerindeki titreler anlamlıdır. Çünkü düşük titrelerde yanlış pozitiflik riski artmaktadır (35). 5- İndirekt immünofluoresan test (IFAT): Fluoressein izosiyanat, fluoressein izotiyosiyanat veya Rodamin B200 gibi fluoresans verici maddelerle işaretlenmiş antikor, antijen ile bağlanınca fluoresan mikroskop altında görülebilir hale gelmektedir. Pozitif preparatlar sarı-yeşil fluoresans vermektedir. Kist hidatik tanısında IFAT 'ı ilk kez 1964 yılında Azevedo ve Rombert kullanmıştır (36). Testin duyarlılığı % 90-98, özgüllüğü %

13 civarındadır (22,23). Akciğer yerleşimli kistlerde duyarlılık % 81, karaciğer kistlerinde ise % 90 bulunmuştur (22). 6- ELISA: ELISA testinde polistren plaklara emdirilmiş antijen molekülleri ve antiimmünoglobulin eklenmiş renksiz enzimin bulunduğu ortama hasta serumu dökülür. Serumda antikor varsa antijen-antikor-anti-immünoglobulin kompleksi oluşur ve enzim kromojen madde bağlı substratı ile birleşir. Test spektrofotometre ile değerlendirildiğinde absorbans ölçümleri kriter alınır ve belli bir eşik değerin (cut-off) üstü pozitif olarak kabul edilir. ELISA sonucu çıplak gözle de değerlendirilebilir. Oluşan renk, optik dansite değerleri ile irdelenir. Optik dansite değerleri pratikte antikor konsantrasyonunun belirlenmesinde de kullanılabilmektedir (18). Mesela IgG ELISA testinde anti-insan IgG antikorlarına bağlı enzim alkalen fosfataz ise substratı olan renksiz nitrofenol fosfatı sarı renkli nitrofenoksite çevirecektir (37). Ülkemizde yapılan iki çalışmada IgG-ELISA 'nın özgüllüğü % (24,38) bulunmuş iken diğer araştırmalarda hep % 98 'in üzerinde sonuçlar alınmıştır (22,28,31). IgG ELISA son derece özgün bir test olmasına karşın duyarlılığı konusunda % (31,33) gibi oranlar yanında % (22,28) oranlarını bildirenler de vardır. Hasta olguları IgG ELISA nın yakalayamamasının nedeni kaliteli antijenlerin kullanılmaması olabilir. Saflaştırılmış ekinokok antijenlerinin kullanıldığı ELISA 'nın duyarlılığı % 73 iken işlenmemiş kist hidatik sıvısı kullanıldığında bu oran % 45 e düşmüştür (39). Bu kadar düşük oranların nedeni anti-immünoglobuline konjuge edilen enzimin kötü kalitesi de olabilir. Araştırmalar Antijen 5'in 38 kda 'lık alt ünitesine göre Antijen B 'nin 12 kda 'lık alt ünitinin kullanılmasının ELISA'nın duyarlılık ve özgüllüğünü arttıracağını düşündürmektedir (40). Bir araştırmada Antijen B'ye yönelik IgG 'nin ELISA ile araştırılmasının duyarlılığı % 93 ve özgüllüğü % 90 bulunmuştur (41). Bununla beraber antijen olarak işlenmemiş kist sıvısı yerine Antijen 5 veya Antijen B gibi saflaştırılmış özgün antijenlere bakılması testin özgüllüğünü arttırırken duyarlılığını azaltması beklenir. IgG ELISA pratik bir test değildir. 13

14 100 test kapasiteli her yeni özgün IgG ELISA kiti kullanılmadan önce, cut-off noktasının tespiti ve standardizasyonu için, 11 aynı sağlıklı bireyin serumuyla yeniden test yapılması gerekmektedir (24). 7- İmmünoelektroforez: Testte bir jelin içine optimal konsantrasyonlarda antijen ve antikor molekülleri konulur. Antijen, antikor ile karşılaştığında çökerek presipitasyon bandı oluşturur. İlk kez Chordi ve Kagan hasta serumuyla karşılaşan kist sıvısı antijenlerinin hep aynı bölgede çok belirgin bir presipitasyon bandı verdiklerini gözlemişler, bu banda Arc5 ve bunu yapan antijene de Antijen 5 adını vermişlerdir (42). Önceleri testin kist hidatiğe özgün olduğu sanılmış ama daha sonra Taenia enfeksiyonlarında da pozitif çıkabileceği anlaşılmıştır. Bununla beraber testin özgüllüğü % 97 'nin üzerindedir. Duyarlılığı ise % arasında değişmektedir (6,13,31). Bazı araştırmacılar ise Arc5 görülmedikçe testin pek bir özgüllüğü olmadığını, uygulanmasının kolay olmadığını belirtmektedirler (25). 8- Dot-ELISA: ELISA'nın bir modifikasyonu olup ekinokok antijenleri yapıştırılmış nitroselüloz bir membrana 0.5 ml hasta kanı dökülür. Serumda antikor varsa bu antijenlere yapışıp kalır. Daha sonra enzimle işaretli antikor ve etiket antikor eklenerek antijen-antikor reaksiyonu çıplak gözle görünür hale gelir. Test 30 dakikada sonuç vermekle beraber pahalı olup enzim bazlı materyalin sıcağa dayanırlılığı düşüktür (2). 9- Sodyum dodesil sülfat poliakrilamid jel elektroforezi: Bu teknikle mikroorganizma protein ekstraktlarının molekül ağırlıklarına göre migrasyonel separasyona tabii tutularak fraksiyonize edilmeleri, bir yandan antijenik profillerinin tespitine imkan sağlarken, diğer yandan fraksiyonların nitroselüloz asetat membrana kopyalanarak immobilize edilmeleri, bu fraksiyonlara karşı hasta serumunda oluşmuş antikorların tespitine de imkan 14

15 vermiştir. Hatta hastalığın dönemine göre farklı protein fraksiyonlarına karşı antikor cevabı verilmesi nedeniyle bu teknik ile hastalıklarda dönem tespiti de mümkün hale gelmiştir. Bu teknikte multimerik proteinler gibi makromoleküller sodyum dodesil sülfat veya üre gibi ajanlarla polipetid bileşenlerine ayrılabilmektedir. Bu denatüre edici ajanlar uzaklaştırıldığında ayrıştırılan proteinler yeniden oluşabilmektedir (1). 10- Ko-aglütinasyon: Serumda ekinokok antijeninin olup olmadığını gösteren bir testtir. Testte IgG'nin Fc kısmını, taşıdığı A proteini ile bağlayabilen Staphylococcus aureus Cowan 1 suşu kullanılır. Tavşanlar işlenmemiş kist sıvısı ile immünize edildikten sonra serumları alınır ve anti-ekinokok antikorları içeren hiperimmün serum üretilmiş olur. Mueller- Hinton agarda üretilen S. aureus Cowan 1 suşu formalin veya ısıyla öldürülüp hiperimmün seruma maruz bırakılır. Bu seruma eşit miktarda hasta serumu dökülünce mikroskopta bakterilerin küme küme yığıldıkları görülür. Test ucuz ve kullanılan materyal ısıya dayanıklıdır (3). Testin duyarlılığı % 95, özgüllüğü % 84'dür (4). Tedavi Takibinde Serolojik Testler Kistin cerrahi prosedür ile çıkarılması hidatik kist antijenlerinin dökülmesine ve dolayısıyla immün yanıtın uyarılmasına neden olmaktadır (16,23,28). Bu nedenle seropozitif olgularda nüks olmaksızın cerrahiden sonraki 3 aylık dönemde antikor titreleri yükselmeye devam etmektedir. Ancak postoperatif 6. aydan sonra antikor titreleri yükselmeye devam ediyorsa o zaman relaps düşünülmelidir (16,28). Kür elde edilen olgularda anti-ekinokok IgG antikorları kistin çıkarılmasını takiben birinci yılın sonunda azalmaya başlasa da pozitiflik 6 yıl sürebilmektedir (28). Cerrahi sonrası antikor titrelerindeki düşme akciğer kist hidatiğinde karaciğer kist hidatiğinden daha hızlı ve belirgin olmaktadır(25). Cerrahi işlem sonrası antijen 15

16 düzeyleri yedinci günden sonra hızla azalmaktadır. Cerrahi rezeksiyon sonrası birinci ayda, kemoterapi sonrası 6. ayda serumda ekinokok antijeni kalmamaktadır (4). Bu nedenle erken postoperatif dönemde açığa çıkan antijenler, antikorlar ile kompleks oluşturup antikor düzeylerinde geçici bir düşüşe yol açabilirler (28). Cerrahi tedavi yapılan kist hidatik olgularının takibinde en iyi testler IHA ve IgG-ELISA bulunmuş iken kemoterapi ile tedavi edilenlerin takibinde kür ile en iyi korelasyon gösteren IgE-ELISA çıkmıştır. Diğer antikor alt tiplerine göre (IgA, IgG) ekinokok larvalarının öldüğünü gösteren en iyi parametre antiekinokok IgE düzeyidir (17,28). Dördüncü yıl sonunda kür sağlananların % 64 'ünde, rekürrens olanların % 100 'ünde IHA pozitif çıkmış iken IgE-ELISA ve immünoelektroforez kür sağlananların hiçbirisinde pozitif çıkmamıştır. Ancak rekürrens olanların % 46 sında immünoelektroforez pozitif iken IgE-ELISA % 100 'ünde pozitif çıkmıştır (25). Spesifik IgE- ELISA nın operasyon öncesi tanı duyarlılığı % arasında değişmekte iken (16,41) kemoterapi takibinde % 100 düzeyinde duyarlılık ve özgüllüğe kavuşmaktadır. Yalnız cerrahi kür elde edilen pek çok olguda anti-ekinokok IgE düzeyinin uzun zaman yüksek kalabileceği de unutulmamalıdır (28). Ekinokok Antijenlerine verilen İmmün Yanıt Hidatik kiste karşı sıvısal ve hücresel immün yanıt verilebilmekle beraber parazitin immünolojik kontrolünde esas rolü T lenfositler oynamakta; T lenfositler, makrofaj ve nötrofil lökositleri metasestodlara saldırmak için programlamaktadır (43). T lenfositleri bu koordinatör rolü dışında ekinokok metasestodlarına doğrudan toksik etki de gösterebilmektedir(44). Kist hidatik aynı zamanda konakçıda poliklonal B hücre aktivasyonuna yol açarak değişik sınıflarda (IgG, IgM, IgA ve IgE) antikorların oluşumuna yol açmaktadır (45,46). Bu antikor sınıflarından hangisinin enfeksiyondan sonra ilk belirdiği bilinmese de (47) IgG antikor yanıtı, IgM ve IgA yanıtlarına göre daha sık görülmektedir (4). 16

17 Akciğer kist hidatikli hastalarda cerrahi rezeksiyon sonrası anti-ekinokok IgM düzeyleri 4-6 ay içinde, karaciğer kist hidatiklilerde ise 12 ay içinde normale dönerken IgG antikorları serumda daha uzun süre yüksek düzeyde kalmaktadır (46). Echinococcus granulosus antijenlerine karşı verilen IgG antikor yanıtı özellikle IgG1 ve IgG4 ü ilgilendirmektedir (48). IgG1 ve IgE antiparaziter immün yanıtta önemli rol oynayan antikorlardır. Schistosomiasis de yumurta çıkaran olgularda spesifik IgG1 ve IgG4 düzeyleri, kronik olgularda ise spesifik IgG4 ve IgE düzeyleri artmaktadır (49). Keneler gibi ektoparazitler, T lenfositler ile eozinofil ve bazofil lökosit aracılı, IgG1 bağımlı bir mekanizmayla immün rejeksiyona uğrayabilmektedirler (50). Oncocerca volvulus a verilen koruyucu immünitede IgE ve IgG1 in primer rolü üstlendiği sanılmaktadır (51). Hem IgG1 hem IgE nin sentezinin IL-4 tarafından tetiklendiği düşünüldüğünde (52) bu parazitlerin kontrolünde T helper 2 fenotipinde bir lenfosit alt tipinin görev aldığı anlaşılabilir. Ekinokoka duyarlı T lenfositleri oluşturmak için köpeğe oral yol ile adet, radyasyon ile inaktive edilmiş E. granulosus protoskoleksleri verilmiş ancak zaman içinde bu koruyucu direnç azalmıştır (43). Koruyucu direncin azalmasında parazitin neden olduğu immünosupresyonun rolü olabilir. Vücudunda üreme gösteren metasestod taşıyan olgularda CD8(+) T lenfositlerin arttığı saptanmıştır (44). Hidatidoz olgularında bazen açığa çıkan anti- HLA (Human Leukocyte Antigens) antikorları konakçı savunmasının bozulmasına neden olabilir (53). Yine deneysel çalışmalar kiste komşu akciğer dokularının mikobakteriyel enfeksiyona daha duyarlı olduğunu göstermektedir (54). Bir başka çalışmada ise antiekinokok antikorlarının tek başına parazitin büyümesini veya dokuya infiltre olmasını engelleyememesinin nedeni olarak metasestoddan salınan ve komplemanı nötralize eden faktörler sorumlu tutulmuştur (43). 17

18 E.granulosus ile enfekte olmuş köpekte 2-3 hafta sonra anti-ekinokok antikorlarının ortaya çıktığı ELISA ile gösterilmiştir (43). Bununla beraber hidatik kiste verilen antikor yanıtı olgudan olguya çok değişik olabilmektedir. Bazı olgularda antikorlar immün kompleks oluşturup dokuda çökerek amiloidozis, membranöz nefropati gibi hastalıklara yol açabilirken (45) bazı araştırıcılar % 10 olgunun seronegatif olduğunu ifade etmektedirler (47). Ekinokok antijenlerine verilen antikor yanıtı, ekinokok suşunun tipine, konakçıya ve kistin lokalizasyonuna göre değişmektedir (55,56). Karaciğer ve periton hidatik kisti genellikle akciğer, beyin ve göz enfeksiyonlarına göre daha kuvvetli bir antikor reaksiyonu oluşturur (47,55). Kist hidatikte serolojik tanı için ekinokok antijenlerinin doğal enfeksiyona maruz kalmış at, fare, domuz, koyun, sığır, deve, insan gibi konakçılardan toplanması gerekmektedir (57). Ekinokok antijenleri, kist sıvısından, kist membranından veya protoskolekslerden elde edilebilirse de serolojik tanıda kullanıma en uygun olanın kist sıvısı olduğu anlaşılmıştır. İnsan ve koyun kistlerinde sığır ve domuz kistlerine oranla, karaciğer kistlerinde de akciğer kistlerine oranla daha fazla antijen proteini olduğu gözlenmiştir. Koyundan elde edilen antijenler insan ve inek antijenlerine göre daha hassas sonuç vermektedir (58). Koyun hidatik sıvı antijenleri diğer parazitlerle en az çapraz reaksiyon veren ve Echinococcus türüne ait tüm özgün fraksiyonları içeren bir komplekstir (59). Ekinokokun Antijenik Bileşenleri İmmünize tavşan serumunda E. granulosus için 23 ve E. multilocularis için 27 farklı antijenik komponent olduğu gösterilmiştir (60). Bununla beraber dikkatler kist sıvısı ve protoskolekslerde bulunan iki majör lipoproteinde yoğunlaşmıştır. Antijen 5, çimlenme 18

19 zarında, protoskolekslerin parankiminde ve boşaltım sistemlerinde bulunur (58,60). İmmünodifüzyon veya immünoelektroforez testlerinde bir jelin içine optimal konsantrasyonlarda antijen ve antikor molekülleri konulunca, molekül göçü esnasında antijen antikor ile karşılaştığında çökerek presipitasyon bandı meydana getirir. Chordi ve Kagan, kist sıvı antijenlerinin aynı bölgede çok belirgin bir presipitasyon bandı verdiğini gözlemişler ve Arc5 fenomeninden sorumlu antijenin adı böylece antijen 5 olmuştur (61,62). Antijen 5, molekül ağırlıkları kda ve kda olan iki alt üniteden oluşmaktadır (63,64). Enfeksiyondan sonra ilk saptanabilir düzeye ulaşan antikorlardan biri de antijen 5 e yönelik antikorlardır. Buna karşın her olguda antijen 5 e yönelik antikor bulunmayabilir (43). Kist hidatikli olguların % 74 ünde, alveoler ekinokokkozis olanların % 58 inde immünoelektroforezde Arc5 bandı gözlenmiştir (64). Antijen 5 e yönelik antikorların alveoler ekinokokkozis dışında nörosistiserkozis olgularında da gözlenmesi (64) bu antijenin diğer Ekinokok türleri dışında Taenia solium tarafından da üretilebileceğini göstermektedir (62). Normal insan serumunda veya diğer parazit enfeksiyonu olanların serumunda antijen 5 i bağlayan antikorlar olsa da bunlar immünoelektroforezde Arc5 bandını oluşturamazlar (65). Antijen B, termostabil bir lipoprotein olup 100 C ye 15 dakika dayanabilmektedir. Dış kütikülde, çimlenme kapsülünde ve protoskolekslerin dış örtüsünde bulunur (58,60,62). Antijen B, molekül ağırlıkları 8-12 kda, 16 kda ve kda olan üç alt üniteden oluşmaktadır (60,62). Antijen B, antijen 5 e göre daha az immünoreaktiftir (55). Önceleri antijen B nin E. granulosus için spesifik olduğu sanılmış fakat daha sonra E. multilocularis ve Schistosoma türlerince de ekspresse edilebileceği anlaşılmıştır (55). Bununla beraber sodyum dodesil sülfat poliakrilamid jel elektroforezi ve immünoblotting gibi ileri teknikler ile yapılan çalışmalar antijen B nin en küçük alt ünitesinin (8 kda) ekinokok türüne özgü olduğunu göstermektedir (57,62). 19

20 Kist Hidatik Serolojisinde Çapraz Reaksiyonlar Koyun, keçi, domuz ve insan kökenli hidatik kist sıvılarında molekül ağırlıkları kda arasında değişen en az 15 protein fraksiyonu olduğu, ancak bu fraksiyonlardan 8 kda ve 116 kda luk fraksiyonlara sadece operasyonla kist hidatik olduğu ispatlanmış olgularda rastlandığı bildirilmiştir. Diğer fraksiyonlar ise başka bir parazit enfeksiyonlu hasta serumlarıyla çapraz reaksiyon vermiştir (66). Kist hidatik tanısında kullanılan serolojik testler ortak antijenler nedeniyle, Taenia solium, Taenia saginata, Hymenolepis nana, Ascaris lumbricoides, Enterobius vermicularis, Fasciola hepatica, Schistosoma mansoni, Toxocara canis, Toxoplasma gondii, Trichinella spiralis, Oncocerca volvulus, Plasmodium enfeksiyonlarında yanlış pozitiflik verebilir (67-69). En fazla yanlış pozitiflik oranı Taenia türlerinde olmakla beraber bu enfeksiyonların % 3-6 kadarında hidatidoz serolojisi pozitif çıkmaktadır (67). Bu yanlış pozitifliklerden başlıca disülfid köprüsüyle birbirine bağlanan 38 kda ve 20 kda lık bir molekül sorumludur (70). Serolojik testlerde kullanılan antijenler, evcil hayvanlardaki fertil kist hidatik sıvısından soyutlanmaktadır. Bununla beraber kist sıvısında sadece parazit kökenli materyal değil aynı zamanda konakçının serum komponentleri de bulunmaktadır (58,65). Konakçı kökenli protein ve antikorlar ise yanlış negatiflik ve pozitifliğin bir başka nedenidir. P1 antijeni hem kist sıvısında hem de kanserli hastaların serumunda bulunabilen bir antijendir (71). Yapılan bir araştırmada 200 sağlıklı bireyin birinde ve 270 kanserli hastanın ise 17 sinde (% 6.3) kist hidatik serolojisi pozitif çıkmıştır (64). Hodgkin hastalığı, lenfoma, lösemi, multipl myelom, akciğer kanseri ve hepatosellüler karsinom yanlış pozitifliğin 20

21 bildirildiği kanser tipleridir (72,73). Bununla beraber tüberküloz, siroz ve kollagen doku hastalıkları seyrinde de yanlış pozitiflik görülebilmektedir (58). Fosforilkolin surfaktanın yapısında yer alan ve yüzey geriliminin düşmesinden sorumlu en önemli moleküllerden biridir (74). Ekinokok dış yüzeyine yer yer koyduğu fosforilkolin molekülleri sayesinde kendi antijenik yapısını konakçıdan saklayabilir, modifiye edebilir ve bu sayede parazite yüksek afiniteli yerine düşük afiniteli antikor oluşumuna neden olur. Normal insanlarda anti-fosforilkolin antikorları bulunabilir ve bu da başka bir yanlış pozitiflik nedenidir (70). Görüntüleme Yöntemleri Tanıda en çok yol gösterici olan radyolojik görüntüleme yöntemleridir. PA Akciğer grafisinde komplike olmamış intakt kistler düzgün sınırlı, oval veya sferik, homojen dansite artışı şeklinde gözlenir. Kistin büyüklüğüne bağlı olarak komşu akciğer dokusunda atelektatik alanlar gözlenebilir. Karaciğer kistlerinde sık görülen kalsifikasyon akciğerde nadiren görülmektedir. Derin inspirasyonda lezyonun ekspirium grafilerine göre daha oval görülmesi Escurado-Nemerow arazı olarak adlandırılmaktadır. Apekste lokalize kistler pancoast tümörünü taklit edebilmektedir. Perikist ile kistin membranı arasına hava girdiğinde intakt kistin üzerinde hilal şeklinde gölge oluşur ve Hilal arazı (Moon sign) olarak adlandırılır (Şekil 2). Rüptüre olan kistlerde membran içine az miktarda hava girdiğinde Çift kubbe arazı (Double-dome arc sign) ortaya çıkar (Şekil 4). Kaya suyunun bir kısmı ekspektore edildiğinde membranın kaya suyu üzerindeki görünümü suda yüzen nilüfer çiçeğine benzetildiğinden Nilüfer arazı (Water-Lily sign, Camalote sign) olarak adlandırılmıştır (Şekil 3). Kaya suyu tamamen ekspektore edildiğinde kist boşluğunda sadece germinatif membran bulunabilir. 21

22 Sağ alt lob lezyonlarıyla karaciğer kubbe kistlerinin ayrımında pnömoperitoneum yardımcı olabilir. Bilgisayarlı tomografi (BT) hidatik kist değerlendirilmesinde ve gelişen komplikasyonların belirlenmesinde direkt radyografiye üstün bir görüntüleme yöntemidir. Akciğer hidatik kist düşünülen bütün olgulara uygulanmalıdır. BT, hidatik kistin küçük olduğu çaplarda erken tanısında ve rüptüre olmuş kistlerin diğer akciğer hastalıklarıyla karışabilecek radyografik görünümler verdiği durumlarda ayırıcı tanıya imkan vermektedir. Perfore olan kistlerde membranın katlantıları arasına giren hava kabarcıklarının bulunması akciğerin benign veya malign abseleriyle ayırıcı tanı veren önemli bir BT bulgusudur. BT ayrıca kistin boyutları ve vital yapılara olan komşuluğuyla ilgili preoperatif değerlendirmeyi sağlar. MR görüntülemenin akciğer hidatik kistlerinin tanısında BT den bir üstünlüğü bulunmamaktadır(5,14). Ancak kalp ve vertebra gibi çevre doku ilişkisi olan olgularda istenebilir. Rutin uygulanması önerilmemektedir. Ultrasonografinin (USG) göğüs duvarına komşu hidatik kistler dışında akciğerlerde tanı değeri sınırlıdır. Ancak akciğerde hidatik kist saptanan hastaların tümü, karaciğer kistleri açısından batın USG ile değerlendirilmelidir. Karaciğerde de benzer kistik lezyonların gösterilmesi, hem tanıyı desteklemesi, hem de bu durumun tedavi protokolünü etkilemesi açısından önemlidir. Birçok hastalığı taklit eden bir hastalık olması nedeniyle, ayırıcı tanı açısından gereken olgularda bronkoskopi uygulanabilir (5,14) 22

23 Kist hidatiğin PA akciğer grafisindeki radyolojik görüntülerinin mekanizması: ( 83 ) 23

24 Şekil 2. Hilal belirtisi ( air crescent sign) Şekil 3. Şekil 4. Nilüfer belirtisi (water-lily apprearence) Çift kubbe belirtisi (double arc sign) 24

25 Tedavi Akciğer hidatik kistlerinin öncelikli tedavisi cerrahidir, bazı durumlarda sadece tıbbi bazen de kombine tedavi uygulanır. Tıbbi Tedavi Komplike olmayan küçük kistlerde, çok fazla sayıda kist bulunması halinde, cerrahi tedaviyi tolere edemeyecek hastalarda (kronik eşlik eden hastalıklar, genel durum bozukluğu, vs.) ve operasyonu kabul etmeyen olgularda tıbbi tedavi uygulanır. Kist hidatikte uzun yıllar tek tedavinin cerrahi olduğu düşünülmüşse de son yıllarda ilaç tedavisiyle de iyi sonuçlar alınmaya başlamıştır. İlaç tedavisiyle kistin geriletilip daha sonra cerrahiyle alınması, cerrahi tedavi uygulanan vakalarda nükslerin önlenmesi amacıyla ilaç uygulaması yapılmaktadır.ilaç olarak benzimidazol grubundan albendazol ve mebendazol kullanılmaktadır. Mebendazol kist duvarındaki mikrotübüllerin fonksiyonun bozarak glikoz ve diğer maddelerin alınmasını önler. Mebendazol yağlı yiyeceklerle alınırsa emilimi artar 30-50mg/kg/gün şeklinde bölünmüş dozlar olarak alınabilir.akciğer kist hidatiklerinde segmentektomi,lobektomi,pnömonektomi yapılabilir, medikal tedavi de verilir. USG ve CT eşliğinde perkutan yolla kist içine hipertonik solusyon uygulamalarıyla kız kistlerin öldürülmesi ve germinatif membranın ayrılması sağlanabilir, yaşamını yitiren kistin yerinde ölü boşluk yalancı tümör görünümü oluşabilir. Ayrıca hastalıktan korunmada hastalıklı köpeklerin piraziquantel gibi larva formuna etkili bir ilaçla tedavi edilmesi uygundur.hastalıklı etlerin imhası da bir o kadar önemlidir. 25

26 Tıbbi tedavide seçilmesi gereken diğer bir ilaç da albendazoldür. Erişkinde ve çocuklarda doz mg/kg/gün olup iki doz şeklinde verilmesi önerilir. Alternatif olarak mebendazol mg/kg/gün verilebilir. 4 haftalık kürler arasında 1-2 haftalık ilaçsız dönemler bırakılır. Tıbbi tedavi sırasında olgular aylık kontrollerde görüntüleme yöntemleri, karaciğer fonksiyon testleri ve tam kan sayımı ile izlenmelidir. En az üç ay tıbbi tedavi sonrası kistte küçülme veya yapısal değişiklikler varsa tedavi süresi uzatılabilir, aksi durumda veya tedavi süresi içinde cerrahi gerektiren komplikasyonların gelişmesi durumunda cerrahi tedavi uygulanır. Pre ve postoperatif adjuvan kemoterapi uygulamasının protoskoleksleri inaktive ederek nüks riskini azalttığı, ayrıca kist içi basıncı düşürerek kistin çıkarılmasını kolaylaştırdığı ileri sürülmekte ve cerrahi girişimden önce başlamak ve post-operatif dönemde de sürmek üzere rutin kullanımı önerilmektedir. Spontan veya iyatrojenik olarak kist içeriğinden sızıntı olursa, ikincil hidatik kist hastalığı riskini azaltmak için mebendazol ve albendazol kullanımının zorunlu hale geleceği vurgulanmaktadır. Adjuvan kemoterapi süresinin ne kadar olması gerektiği tam olarak bilinmemekle beraber, cerrahiden en az 4 gün önce başlanması ve cerrahi sonrası, albendazol için en az 1 ay, mebendazol için en az 3 ay kullanılması önerilmektedir. Cerrahi Tedavi Akciğer hidatik kistlerinin temel tedavisi cerrahidir. Özellikle karaciğer kistlerinde uygulanan perkutan aspirasyon ve medikal tadavi akciğer hidatik kistlerinde oluşabilecek komplikasyonlar (anaflaksi, asfiksi, bronşial disseminasyon, apseleşme vb.) göz önüne alındığında kabul görmeyen yöntemlerdir. 26

27 Cerrahi tedavide standard yaklaşım yeterli eksporsure sağlaması nedeniyle 5-6. interkostal aralıktan uygulanan posterolateral torakotomidir. Hatta izole karaciğer kubbe kistlerinde bile 7. interkostal aralıktan uygulanan posterolateral torakotominin, oluşabilecek komplikasyonları kontrol altına almak ve cerrahi kolaylık sağlaması nedeniyle daha uygun olduğu bildirilmektedir. Bilateral akciğer hidatik kistli olgular 2-4 hafta arayla uygulanacak sağ ve sol torakotomilerle tedavi edilebilir. Bu durumda önceliğin intakt, multipl veya çapı daha büyük kistlerin bulunduğu tarafa verilmesi gerekmektedir. Son yıllarda median sternotomi ile her iki akciğere aynı seansta müdahele edilmesinin postoperatif ağrıyı, hastane yatış süresi ve maliyetini azalttığı bildirilmektedir. Ancak posterior yerleşimli veya hayati yapılara yapışıklık bulunduğu düşünülen lezyonlarda yeterli eksposure sağlanamayabilir. Benzer şekilde bilateral akciğer kisti ile birlikte karaciğer kistide bulunan olgularda median sternotomi transdiafragmatik yaklaşım veya laparatomi ile kombine edilebilir. Hidatik kist cerrahisinde ana prensip, mümkün olduğunca fonksiyonel akciğer dokusu korunarak kistin çıkarılması ve kalan kavitenin obliterasyonudur. Bu amaçla literatürde farklı cerrahi teknikler tanımlanmaktadır. En sık kullanılan cerrahi metod olan kistotomi+kapitonaj tekniğinde intratorasik kontaminasyonu önlemek için germisid sıvı ile ıslatılmış kompreslerle etraf dokular korunarak kaya suyu hızla aspire edilerek mebran çıkarılır. Perikistik kavite hipertonik NaCl veya betadinli solusyonlarla irrige edilir. Kaviteye açılan bronşlar absorbabl sutürlerle kapatıldıktan sonra perikistik kavite oblitere edilir (kapitonaj). İşlem sırasında en sık kullanılan sutür materyali Poliglactin (Vicryl) dir. Perez Fontana metodu olarak adlandırılan perikistektomi+kapitonaj tekniğinde membranla birlikte perikistik dokununda rezeke edilmesidir. Pek çok yazar tarafından gereksiz ve morbiditesi yüksek bir işlem olduğundan kabul görmemektedir. Periferik yerleşimli intakt kistlerde perikistin insizyonu ile ulaşılan hidatik membranın rüptüre edilmeden çıkarılması enükleasyon (Barrett tekniği) olarak adlandırılmaktadır. Küçük çaplı ve 27

28 periferik yerleşimli kistlerde kolaylıkla uygulanabilmekteyse de büyük çaplı kistlerde rüptür riski nedeniyle sık kullanılmamaktadır. Olguların yaklaşık % sinde akciğer ve karaciğer hidatik kisti birlikte bulunmaktadır. Sağ akciğer ve karaciğer kubbe kistlerinin birlikte bulunduğu olgularda en iyi yaklaşım sağ 6-7. interkostal aralıktan uygulanan posterolateral torakotomi+transdiafragmatik yaklaşımdır. Bu olgularda öncelikle akciğer kistlerine müdahale edilir. Daha sonra karaciğer kisti palpe edilerek diafragma radial tarzda açılır. Uygun eksposure sağlanıp kontaminasyon önleyici tedbirler alındıktan sonra kaya suyu aspire edilir. Kistotomi uygulanarak germinatif membran uzaklaştırılır. Kavite germisid bir sıvıyla irrige edildikten sonra kistin büyüklüğüne göre uygun cerrahi yöntem (kapitonaj, intrafleksiyon, omentoplasti) uygulanır. Subdiafragmatik drenaj sağlandıktan sonra diafragma nonabsorbabl sutürlerle kapatılır. Cerrahi tedavide parankim koruyucu prosedürlere öncelik verilmelidir. Bu nedenle rezeksiyon mümkün olduğunca tercih edilmemesi gereken bir yöntemdir. Ancak bronşektazi veya destroyed lob oluşmuş olgularda uygulanabilir. Kaya suyunda bulunan skolekslerin yeni kist oluşturma potansiyellerinin bulunduğu bilinmektedir. Saidi hastalığın % 11.3 oranında nüksetiğini ve bunun büyük oranda intraoperatif skoleks yayılımına bağlı olduğunu bildirmektedir. Cerrahi işlem sırasında skolekslerin kist dışına çıkmadan germisid madde kullanılarak inaktive edilmesi nüksü önlemede gerekli bir yöntem olarak gözükmektedir. Ancak kullanılacak maddenin etkinliği ve toksisitesi iyi bilinmelidir. Hipertonik NaCl en sık kullanılan ajan olmasına rağmen % 10 un altındaki konsantrasyonlarda etkisiz olduğu gösterilmiştir. Kist içine verildiğinde uğrayacağı dilüsyon da göz önünde bulundurularak %20 lik konsantrasyonda kullanılması önerilmektedir. Betadine in etkinliği konusunda yapılan çalışmalar olumlu sonuçlar vermiştir ancak kullanılması gereken konsantrasyon konusu tartışmalıdır. Formalin, hidrojen peroksit, gümüş nitrat gibi ajanlar düşük etkinlikleri ve/veya toksik etkileri nedeniyle kullanılmamaktadır. Preoperatif olarak kısa süreli albendazol verilmesi eksperimental olarak 28

29 sekonder hidatidozu önlediği bildirilmesine rağmen bu konuda klinik çalışmanın bulunmayışı, perforasyon riski ve uygulama zorluğu göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavideki ana amaç hastalığın total eksizyonu ve maksimum parenkim korumadır. Segmentektomi, lobektomi ve pnömonektomiden olabildiğince kaçınılmalıdır. En sık uygulanan cerrahi teknik torakotomi ile kist içeriğinin tamamen boşaltılması (kistotomi) ve kist kavitesinin kapatılmasıdır (kapitonaj) Bilateral kistler olgunun özelliğine göre medyan sternotomi ile opere edilebilir. Lobun tamamının harap olması durumunda lobektomi önerilir. Hidatik kistlerin cerrahi ve tıbbi tedavisinin yanında alternatif tedavi yöntemleri de geliştirilmektedir. Perkütan tedavi (PAIR=Puncture-Aspiration-Injection-Reaspiration) konusunda henüz yeterli deneyim ve izlem mevcut olmaması nedeniyle akciğer hidatik kistlerinin tedavisinde önerilmemektedir (5,14). Korunma E. granulosus un gelişiminde insan ve hayvan sağlığı açısından daha çok kırsal çember önem taşır. Çünkü insan ve hayvanlar için esas bulaşma kaynağı köpekler, köpekler için ise bulaşma kaynağı hidatik kistli kasaplık hayvanlardır. Hidatidoz bir yandan toplum sağlığını ciddi olarak tehdit ederken, diğer yandan da koyun, keçi, sığır gibi kasaplık hayvanlarda et, süt, yapağı ve döl veriminin azalmasına, başta karaciğer ve akciğer olmak üzere kistli organların imhasına ve vücut direncinin kırılarak diğer hastalıklara yakalanma riskinin artmasına neden olarak ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Hidatidozla savaş ve korunma yöntemlerini, köpeklere yönelik önlemler, eğitim çalışmaları ve örgütlenme olarak üç ana başlık altında toplayabiliriz (5,14). 29

30 Köpeklere yönelik önlemler Türkiye de yapılan çeşitli araştırmalarda parazitin özellikle sokak köpeklerinde yaygın olduğu (% ) belirlenmiştir. Hidatik kist hastalığı ile mücadelede en önemli nokta parazitin biyolojik çemberinin kırılmasıdır. Bu da ancak, E. granulosus un başlıca son konağı olan ve insanlarla çok sık bir arada bulunan köpeklerin kontrol altına alınması ile mümkündür. Köpek sayısı ve hareketinin kontrolü ve köpeklerin parazitlerden arındırılması gerekmektedir. Eğitim çalışmaları Diğer tüm bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi hidatidozla savaşta da halkın sosyoekonomik durumunun iyileştirilmesi ve toplum sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşır. Hastalığın ciddiyeti ve sosyoekonomik boyutları halka anlatılmadan ve yeterli destek alınmadan hiçbir kontrol programı yürütülemez.. EG 95 aşısı Arjantin, Avusturya, Çin ve Yeni Zelanda da yapılan deneysel çalışmalarda, koyun ve keçilerde hidatik kistlere karşı %95 ten fazla koruyuculuk sağladığı gösterilmiştir. Oluşmuş kistler üzerine etkisi yoktur. Bugüne kadar başarılı kontrol programları uygulanmış olmakla beraber, bu, yalnızca lokal kontrolü sağlamış, henüz EG nin global dağılımına ilişkin bir değişiklik 30

31 gerçekleştirilememiştir. Bu yüzden pek çok endemik alanda halen bir sorun olarak devam etmektedir (5,14). MATERYAL VE METOD Çalışmaya, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Göğüs Hastalıkları kliniğine 2002 Mart-2004 Haziran ayı arasında yatırılan ve poliklinikten kist hidatik tanısı düşünülen 47 hasta alındı. Hastaların yaş, cinsiyet gibi demografik değerleri kaydedildi. PA akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografiye göre kistin sayısı (tek kist veya birden fazla), lokalizasyonu (sağ ya da sol akciğerde), ekstrapulmoner yerleşimi olup olmadığı tespit edildi. Ekstrapulmoner yerleşim açısından karaciğer, beyin, dalak ve diğer organlar incelendi. Radyolojik görünüm olarak intakt ya da perfore olup olmadığı tespit edildi. Bronkoskopi bulgusu olarak normal olup olmadığı bakıldı. Eğer endobronşiyal lezyon varsa kaydedildi. Hastalara uygulanan operasyon ve tipi (kistektomi, kapitonaj ve rezeksiyon) kaydedildi. Ekinokok IHA testi yapıldı. Titrasyon sonucu 1/32 ve altı negatif, 1/32-1/128 arası düşük pozitif, 1/256 ve üstü pozitif olarak değerlendirildi. 31

32 Ekinokok IgG, EIA (Enzim Immun Assay) yöntemiyle çalışıldı. Test, 8.0 U/mL nin altında negatif, 8-12 U/L sınırda ve 12 U/mL nin üstünde ise pozitif olarak değerlendirildi. Ekinokok IgE testi, Echinococcus (p2) spesifik IgE olarak ELISA yöntemi ile çalışıldı kua/l nin altında negatif olarak değerlendirildi. İstatistiksel analizler SPSS 11.0 programında chi-square yöntemleri ve pozitif prediktif ve negatif prediktif değer hesaplanmaları uygulanarak yapıldı. BULGULAR Klinik ve radyolojik kist hidatik düşünülen tanısı yaşları 13 ile 78 arasında değişen 47 hastanın yaş ortalaması 41.0±15.1 idi (Tablo Ia). Hastaların 19 u kadın(%40.4),28 i erkek(% 59.6) idi (Tablo Ib).Vakaların lokalizasyona göre dağılımı değerlendirildiğinde lezyonların 27 si(%57.1) sağ akciğerde,20 si(%42.9) sol akciğerde tespit edildi (Tablo II) (GrafikI). 40 vakada tek lezyon (%85.1), 7 vakada multipl (%14.9) sayıda lezyon tespit edildi.(tabloiii) (Grafik II).Vakaların 38 inde(%81.8) kistik lezyon intakt iken 9 hastada (%18.2) perfore radyolojik görünüm elde edildi (TabloIV) (Grafik III). Hastaların 43 ünde (%91.5) ekstrapulmoner yerleşim yokken 4 vakada (%8.5) ekstrapulmoner yerleşim mevcuttu (TabloV) (Grafik IV).Vakaların 47 sine birden bronkoskopi uygulandı,bunların 41 inde(% 87.2) bronkoskopide bulgu tespit edilmezken 6 vakada (%12.8) bronkoskopik bulguya rastlandı (TabloVI). 47 hastanın 46 sına cerrahi tedavi uygulanırken 1 hastaya medikal tedavi uygulandı.cerrahi tedavi uygulanan 31 kist hidatikli hastanın 27 sine (%87) kistektomi, 3 üne (%10) rezeksiyon ve 1 ine (%3) medikal tedavi uygulanmıştı. (TabloVII).Kistektomi uygulanan hastaların 17 sine (%65.3) ise aynı zamanda kapitonaj da yapılmıştır. Hastaların serolojik testleri değerlendirildiğinde İHA nın Sensitivitesi (Duyarlılık): % 93.5, Spesifitesi 32

33 (Özgüllük): % 93.8, Pozitif Prediktif Değeri: % 96.6, Negatif Prediktif Değeri: % 88.2 dir (Tablo VIII) (Grafik V).Spesifik İgG için bu değerler Sensitivitesi(Duyarlılık): % 90.3, Spesifitesi(Özgüllük): % 93.8, Pozitif Prediktif Değeri: % 96.5, Negatif Prediktif Değeri: % 83.3 (Tablo VIII) (Grafik VI). Spesifik İgE için bu değerler Sensitivitesi(Duyarlılık): % 80.6, Spesifitesi(Özgüllük): % 93.8, Pozitif Prediktif Değeri: % 96.1, Negatif Prediktif Değeri: % 71.4 olarak bulunmuştur (Tablo VIII)(Grafik VII). İHA ve İgG beraber değerlendirildiğinde herhangi birinin pozitifliğinde sonuç pozitif kabul edildiği taktirde Sensitivite(Duyarlılık):% 100,Spesifite(Özgüllük):%93.8,Pozitif Prediktif Değeri: %96,Negatif Prediktif Değeri: %100 olarak saptandı.aynı şekilde İHA ve İgE beraber değerlendirildiğinde de aynı sonuçlar elde edildi. (Sensitivite(Duyarlılık):%100, Spesifite(Özgüllük):%93.8, Pozitif Prediktif Değeri:% 96, Negatif Prediktif Değeri:%100 ). İgE ve İgG beraber değerlendirildiğinde ise Sensitivite (Duyarlılık):%93.5, Spesifite(Özgüllük):%93.8,Pozitif Prediktif Değeri:%96.6, Negatif Prediktif Değeri: %88.2 olarak saptandı..her üç testte beraber değerlendirilip herhangi birinin pozitifliği hastalık için pozitif kabul edildiğinde Sensitivite(Duyarlılık):%100, Spesifite (Özgüllük):%93.8, Pozitif Prediktif Değeri:%96, Negatif Prediktif Değeri:%100 olarak saptandı. 33

34 TABLOLAR Tablo Ia:Vakaların yaş dağılımı Ortalama S. Sapma Minimum Maximum N Tablo Ib:Vakaların cinsiyet dağılımı CINSIYET VAKA SAYISI % KADIN ERKEK Total TabloII:Vakaların lokalizasyonu VAKA SAYISI % SAG AKCIGER SOL AKCIGER Total TabloIII: Vakaların tek veya multipl olma sıklığı VAKA SAYISI % TEK MULTIPL Total Tablo IV:Vakaların perfore/intakt dağılımı RADYOLOJİ VAKA SAYISI % INTAKT

35 PERFORE RADYOLOJİK GORUNUM Total Tablo V:Vakaların yerleşim yerine göre dağılımı VAKA SAYISI % EKSTRAPULMONER YERLESIM YOK EKSTRAPULMONER YERLESIM VAR Total TabloVI: Hastaların bronkoskopik bulguları BRONKOSKOPİ VAKA SAYISI % BULGU YOK BULGU VAR Total TabloVII: Operasyon şekilleri TEDAVİ VAKA SAYISI % KISTEKTOMI REZEKSİYON 3 10 TIBBİ TEDAVİ 1 3 Total Tablo VIII:Kist hidatik hastalığında serolojik yöntemlerin tanısal değeri Ekinekok IHA Total Ekinekok IgG Total Ekinekok IgE Total POZITIF NEGATIF POZITIF NEGATIF POZITIF NEGATIF TANI AC KISTHIDATIK DIGER HASTALIKLAR Total N % 93.5% 6.3% 63.8% N % 6.5% 93.8% 36.2% N % 100.0% 100.0% TANI AC DIGER Total KISTHIDATIK HASTALIKLAR N % 90.3% 6.3% 61.7% N % 9.7% 93.8% 38.3% N % 100.0% 100.0% TANI AC DIGER Total KISTHIDATIK HASTALIKLAR N % 80.6% 6.3% 55.3% N % 19.4% 93.8% 44.7% N % 100.0% 100.0% 100.0% 35

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ KİST HİDATİK Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ Hidatik kist tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlarda görülen, hayvanlardan insanlara geçen endemik paraziter hastalık Sestod gurubunda yer alan bir parazit 1. Echinococcus

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

AKCİĞER KİST HİDATİĞİ. Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD

AKCİĞER KİST HİDATİĞİ. Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD AKCİĞER KİST HİDATİĞİ Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD Sınıfı : Cestoda Takım: Cyclophyllidea Familya: Taenidea Cinsi: Echinococcus Türü: Echinococcus granulosus Echinococcus multilocularis Echinococcus

Detaylı

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ KİST HİDATİK Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ Hidatik kist tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlarda görülen, hayvanlardan insanlara geçen endemik paraziter hastalık Sestod gurubunda yer alan bir parazit 1.Echinococcus

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ Dr. Ayhan HELVACI Giriş Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda yapılan eğitim birçok disiplinlerden

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 447 ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Hüseyin ÇAYCI Özlem YILMAZ ÖZET Yasal metroloji kapsamında bulunan ölçü aletlerinin, metrolojik ölçümleri dikkate alınmadan

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Endodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Endodonti

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. TÜRKİYE DE TÜBERKÜLOZUN DURUMU Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. DSÖ Küresel Tüberküloz Kontrolü 2010 Raporu Dünya için 3 büyük tehlikeden

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer kanserinin tanısında anamnez, fizik muayene, tam kan sayımı ve rutin biyokimya testlerinden sonra; Noninvaziv (akciger filmi, toraks BT, PET, balgam sitolojisi),

Detaylı

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) Buğday rüşeymi buğday başağının alt kısmında bulunan embriyodur. Buğdayın 1 tonundan sadece 1 kilogram rüşeym elde edilebilmektedir. Rüşeym özel yöntemlerle elde edilmediği

Detaylı

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. OTİZM NEDİR? Otizm, sosyal ve iletişim Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. GÖRÜLME SIKLIĞI Son verilere göre 110 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7 İÇİNDEKİLER 1 Projenin Amacı... 1 2 Giriş... 1 3 Yöntem... 1 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6 5 Kaynakça... 7 FARKLI ORTAMLARDA HANGİ RENK IŞIĞIN DAHA FAZLA SOĞURULDUĞUNUN ARAŞTIRILMASI Projenin Amacı : Atmosfer

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış. Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi

UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış. Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 Öncelikle 10. UROK kongresinde bana bu fırsatı

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. KULLANMA TALİMATI ASİST 1200 mg toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. Bu ilacı

Detaylı

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır. SOLUNUM SİSTEMİ Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden karşılanır. Hücre içerisinde besinlerden enerjinin üretilebilmesi için,

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI PVD Kaplama Kaplama yöntemleri kaplama malzemesinin bulunduğu fiziksel durum göz önüne alındığında; katı halden yapılan kaplamalar, çözeltiden yapılan kaplamalar, sıvı ya

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi Bir etkinliğin sonucunda elde edilen çıktıyı nicel ve/veya nitel olarak belirleyen bir kavramdır.

Detaylı

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ)

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ) CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ) Dr. İhsan Karadoğan V. Ulusal Kan Merkezleri ve Transfüzyon Tıbbı Kongresi 18-22 Kasım 2012 Antalya 1111 1111 1111 1111 UYGULAMA BASİT YORUM SON DERECE KARMAŞIK

Detaylı

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Yrd.Doç.Dr. Soner METE Ders Hakkında Çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehdit eden etmenleri, bu etmenlerin önlenmesine ilişkin yürütülen politikalar, işverenlerin

Detaylı

AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON

AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON Dünyamızın son yıllarda karşı karşıya kaldığı enerji krizi, araştırmacıları bir yandan yeni enerji kaynaklarına yöneltirken diğer yandan daha verimli sistemlerin tasarlanması

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

0 dan matematik. Bora Arslantürk. çalışma kitabı

0 dan matematik. Bora Arslantürk. çalışma kitabı 0 dan matematik 0 dan matematik 1 çalışma kitabı Sıfırdan başlanarak matematik ile ilgili sıkıntı yaşayan herkese hitap etmesi, Akıllı renklendirme ile göz yoran değil ayrım yapmayı, istenileni bulmayı

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 EDİTÖRLER Dr.Ünal HÜLÜR Turgut ALTUN Fatma İPEK Sibel ŞANLI İl Sağlık Müdürü Sağlık

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI Toplantı Sayısı: 2014/134 Toplantı Tarihi: 25.02.2014 Salı Toplantı Saati: 16.00 Toplantı Yeri: Dekanlık Toplantı

Detaylı

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI 1 AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI K.Oktay GÜVEN ÖZET Hastanelerde klinik tedavinin yanında hijyenik Ģartların sağlanması da önemlidir. Hastanelerde hijyenik ortamın yaratılabilmesi için hastane

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ 1-2 Kasım 2013 tarihlerinde TED Okulları nda görev yapan müdür yardımcılarına yönelik olarak Antalya da bir hizmet içi eğitim gerçekleştirilmiştir. 25 TED Okulu ndan

Detaylı

Cerrahi Alan Enfeksiyonu Önleme Talimatı

Cerrahi Alan Enfeksiyonu Önleme Talimatı 1. AMAÇ Cerrahi alan enfeksiyonlarının (CAE) önlenmesidir. 2. KAPSAM Ameliyat sürecinde hastaya sağlık hizmeti sunan tüm birimleri ve bireyleri kapsar. 3. GENEL ESASLAR Cerrahi alan enfeksiyonları; cerrahi

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

Mikobakteriyoloji Laboratuvarı: Sorular - Sorunlar

Mikobakteriyoloji Laboratuvarı: Sorular - Sorunlar Mikobakteriyoloji Laboratuvarı: Sorular - Sorunlar «Örnek Yönetimi ve Biyogüvenlik ile ilgili Sorunlar» Prof. Dr. Ali Albay 3. Klinik Mikrobiyoloji Kongresi 18-22 Kasım 2015, Antalya Sunum İçeriği Tüberküloz

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI 01.11.2008. 25-D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI 01.11.2008. 25-D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her VİTAMİN BİYOKİMYASI D VİTAMİNİ BU BÖLÜMDE ANLATILACAK KONULAR: Tarihsel Bakış D vitamininin kimyasal ve biyolojik fonksiyonları Besin kaynakları Hazırlayan: V. Murat BOSTANCI Toksisite 1 2 TARİHSEL BAKI

Detaylı

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM 1. Açıklama 1.1.Proje Ortaklarının Adları: Uzman Klinik Psikolog Özge Yaren YAVUZ ERDAN, Uzman Klinik Psikolog Elvan DEMİRBAĞ, Uzman Klinik Psikolog Nilay KONDUZ 1.2.Nihai

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015 Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.

Detaylı

RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN

RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN Taslak Yönetmelik Hakkındaki Görüşleri Taslağın geneli üzerindeki görüş ve Teklif Yönetmelik Başlığında ; test, kontrol ve kalibrasyon ifadeleri kullanılmıştır.

Detaylı

BOYAR MADDELERDE AKTİF KARBONUN ADSORPLANMA ÖZELLİĞİNE HİDROJEN PEROKSİTİN ETKİSİ

BOYAR MADDELERDE AKTİF KARBONUN ADSORPLANMA ÖZELLİĞİNE HİDROJEN PEROKSİTİN ETKİSİ TÜBİTAK BİDEB KİMYA LİSANS ÖĞRENCİLERİ KİMYAGERLİK, KİMYA ÖĞRETMENLİĞİ, KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BİYOMÜHENDİSLİK ARAŞTIRMA PROJESİ KİMYA 3 (Çalıştay 2012) KİMYA PROJE RAPORU GRUP AKTİF PROJE ADI BOYAR MADDELERDE

Detaylı

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015 ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015 3 Kasım 2015 tarihli Alpha Altın raporumuzda paylaştığımız görüşümüz; RSI indikatörü genel olarak dip/tepe fiyatlamalarında başarılı sonuçlar vermektedir. Günlük bazda

Detaylı

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/7193278-00

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/7193278-00 Müşteri : Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sok. No: 14 K2 Plaza Kat: 11 Kadıköy 34742 İstanbul Türkiye Konu : Seçilen Yakıt Özelliklerin Belirlenmesi için Dizel Yakıtlara İlişkin Testlerin, Doğrulanması

Detaylı

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar Journal of Language and Linguistic Studies Vol.2, No.2, October 2006 Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar Öz Problem durumu:tekrar, düzeltme ile başarı ve erişi arasında anlamlı bir

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

İSG Yasası & Uygulamalar

İSG Yasası & Uygulamalar İSG Yasası & Uygulamalar Dr. Rana GÜVEN, MSc. PhD. Genel Md. Yrd. 24 Mayıs 2013, Bursa İÇERİK Güvenlik Kültürü Kavramı Dünyada ve Türkiye de İSG İSG Yasası İSG Hizmetleri Yetkilendirme Hizmetleri Çalışma

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE Sayı :2010/800/ 25.11.2010 Konu : Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararla ilgili görüşlerimiz hk. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE İlgi: 9.11.2010 gün ve

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini), 31 Mart 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28250 Selçuk Üniversitesinden: YÖNETMELİK SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Sıkça Sorulan Sorular Başvuru Başvuru ne zaman bitiyor? 25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Bursluluğun

Detaylı

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ÇEVRE KORUMA VE KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Çevre neden bu kadar önemli? Sera etkisi artıyor Doğal kaynaklar bitiyor Maliyetler yükseliyor Gelir eşitsizliği uçurumu büyüyor 2002 yılında Johannesburg da

Detaylı

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir.

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir. A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER Halka arz tarihi: 16 Temmuz 2014 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Fonun Yatırım Amacı Portföy Yöneticileri Fon Toplam Değeri Portföyünde

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. KULLANMA TALİMATI KONTİL çiğneme tableti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum siklamat, povidon K-30, sukroz,

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD RT nin amacı: - Mikroskopik rezidüel hastalığı önlemek - Multisentrik hastalık gelişimini önlemek

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Çökelme sertleştirmesi işleminin, malzemenin mekanik özellikleri (sertlik, mukavemet vb) üzerindeki etkisinin incelenmesi ve çökelme sertleşmesinin

Detaylı

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ 5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ KONULAR 1. Kumanda Devreleri 2. Doğru Akım Motorları Kumanda Devreleri 3. Alternatif Akım Motorları Kumanda Devreleri GİRİŞ Otomatik kumanda devrelerinde motorun

Detaylı

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016 ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016 19 Ocak 2016 tarihli Alpha Altın raporumuzda paylaştığımız görüşümüz; Kısa dönemde 144 günlük ortalama $1110.82 trend değişimi için referans takip seviyesi olabilir.

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Hava kirliliğinin kaynakları Solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkili

Detaylı

Yöremizin Endemik Paraziter Hastalığı: Kist Hidatik

Yöremizin Endemik Paraziter Hastalığı: Kist Hidatik Derleme Kist hidatik Van Tıp Dergisi: 20(4): 288-293, 2013 Yöremizin Endemik Paraziter Hastalığı: Kist Hidatik Fuat Sayır, Ufuk Çobanoğlu Özet Ekinokokkosiz insanlarda kist formasyonu ile kendini gösteren

Detaylı

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015 2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015 2015 Ekim Ayı Tüketici Fiyat Endeksi ne (TÜFE) ilişkin veriler İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 3 Kasım 2015 tarihinde yayımlandı. TÜİK tarafından aylık yayımlanan

Detaylı