ORTA KULAK ENFEKSİYONLARI (OTİTİS MEDİA)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ORTA KULAK ENFEKSİYONLARI (OTİTİS MEDİA)"

Transkript

1 ORTA KULAK ENFEKSİYONLARI (OTİTİS MEDİA) 61

2 OTİTİS MEDİA TANIMLAR Otitis media (OM); mastoid hava hücreleri, östaki borusu ve orta kulak boşluğundan oluşan orta kulak mukozasının inflamasyonudur. Kulak zarında perforasyon olmadan orta kulakta effüzyon toplanması ile karakterize (AOM, EOM) veya perforasyon (AOM, KOM) ile karakterize olabilirler. Otitis medialar; klinik farklılıklarına göre Akut otitis media (AOM), Efüzyonlu otitis media (EOM), Kronik otitis media (KOM) olmak üzere 3 ana başlıkta incelenir. OM süresine görede ayrıca sınıflandırılır: 3 haftayı geçmeyen enfeksiyonlar (AOM, EOM) akut, 3 ay boyunca iyileşmeyen enfeksiyonlar (AOM, EOM) kronik otitis media (KOM) olarak kabul edilir. Aradaki geçiş dönemine ise subakut otitis media denir. Bu dönemde yapılacak yerinde müdahalelerle kronikleşmesi önlenebilir. Kronik EOM da zar intakttır. KOM; ya AOM sonrası gelişen perfore bir timpanik membranla yada EOM sonrası gelişen adhezyonlarla karakterizedir. Kulak akıntısı varsa süpüratif (aktif), yoksa non-süpüratif KOM denir. MİKROBİYOLOJİ ÜSY enfeksiyonlarının büyük bir kısmı viral olmasına karşın, virüsler primer olarak AOM un çok az bir yüzdesini oluştururlar. Belirli bazı solunum yolu virüsleri (RSV, influenza virüsleri, parainfluenza virüsleri, rhinovirus ve adenovirus) respiratuar mukozada inflamasyona ikincil olarak östaki disfonksiyonuna yol açmaktadır. Bunun sonucunda da bakteriyel kolonizasyon ve adherens artmakta ve AOM gelişmektedir. AOM'da en sık bakteriyel etken Streptococcus pneumoniae'dir (%35). Bunu Haemophilus influenzae (%25) and Moraxella catarrhalis (%15) takip eder. Bu 3 mikroorganizma bakteriyel etyolojisi olan bütün AOM olgularının %75'den fazlasından sorumludur. Geri kalan kısımda A grubu beta hemolitik Streptokoklar, stafilokoklar ve diğer bazı bakteriler ve virüsler yer alır. Altı haftadan daha küçük yenidoganlarda S. pneumoniae ve H. influenzae yine en sık patojenlerdir ancak gram-negatif basillerde (Escherichia coli, Klebsiella susları ve Pseudomonas aeruginosa) oldukça sık (%20) etyolojik ajan olarak saptanırlar. AOM nın etkenleri arasında S. pneumoniae patojenitesi en yüksek olandır, tedavisiz iyileşmez. H. İnfluenzae ve M. Catarrhalis ise spontan tedavisiz olarak iyileşebilir. Mastoidit komplikasyonuna en sık yol açan bu nedenle S. Pneumoniae dır. Eskiden EOM ile ilişkili olan orta kulak efüzyonunun steril olduğunu ileri sürülürken (bunun sebebi de timpanosentez ile elde edilen orta kulak sıvı kültürlerinin steril olmasıdır), gelişen teknolojiyle yeni çalışmalar bu görüsü degistirmektedir, çünkü kronik EOM lu olgularda %

3 oranında orta kulak sıvı kültürlerinde üreme saptanmıstır. AOM a benzer şekilde S.pneumoniae, H influenzae, M catarrhalis en sık saptanmıs olan bakterilerdir. Ayrıca PCR (polymerase chain reaction) ile EOM lu olgulardan elde edilen orta kulak sıvılarında bakteri DNA sı saptanmıştır. PATOGENEZ OM, östaki disfonksiyonu ile açıklanmaya çalışılmaktadır. AOM; Östaki tüpünün koruma görevinin bozulması ile olurken, EOM ise ventilasyon başta olmak üzere her 3 fonksiyonun bozulmasından etkilenir. OM gelişiminde rol oynayan başlıca iki faktör vardır: I. Mukosilier klirensin bozulması: Östaki tüpünün drenaj ve koruma görevlerinin bozulması ile olur. Koruma görevinin bozulmasında çocuklardaki östaki borusunun anatomik ve histolojik olarak yetişkinlerden farklı olması önemli bir etkendir. Bu durum nazofarengeal içerigin östaki tüpü yolu ile orta kulaga reflüsüne yol açar, böylece OK mukozasında rekürren veya kronik enfeksiyon ve/veya enflamasyonlar olusur. Östaki borusu çocukta düz (10 derece) ve kısadır (17 mm). Çocuk büyüdükçe gelişmeye paralel olarak östaki borusu uzar (35 mm) ve açılı (erişkinde 45 derece) bir hal alır. Bu değişiklik tensör veli palatini kasının daha etkin çalışmasını sağlar. Yaş ilerledikçe östaki borusunun kıkırdak yapısı daha matür hale gelir, elastikiyeti artar. Mastoid hücrelerin gelişimi kızlarda 8-10, erkekte yaşlarında tamamlanır. Mastoid hava hücrelerinin yetersizliği mastoid hava rezervuarında yetersizliğe ve hücreleri döşeyen mukoza vasıtasıyla olan gaz değişiminde yetersizliğe neden olur. Bu yüzden orta kulakta negatif basınç daha kolay oluşurken, ortamdan karbondioksitin uzaklaştırılması da daha zor olur. AOM, Östaki tüpünün koruma görevinin bozulması ile olur. Östaki borusunun drenaj fonksiyonunda aksaklığa ise siliyer yetmezlik neden olur. Pasif sigara içiciliği ve sık geçirilen ÜSYE nazofarenksteki siliyer aktiviteyi olumsuz etkiler. Bu bozuklukla AOM ve EOM sıklıkla gelişir. II. Orta kulakta havalanma yetersizliği: Östaki tüpünün 3 önemli görevinden biri olan ventilasyonun bozulması ile daha çok EOM oluşur. EOM sıklıkla AOM sonrası oluşmakla beraber, AOM olmadan bu şekilde de gelişebilir. Östaki tüpünde obstrüksiyon mevcuttur ama bu obstrüksiyonun adenoid vejetasyona bağlı mekanik bir obstrüksiyon olmadığı gösterilmiştir. Adenoid hipertrofisi nazofarinkste obtrüksiyon yapmasa bile 2 yolla; östaki lenfatik drenajını bozarak ve patojen kolonizasyonunu arttırarak, EOM fizyopatolojisinde rol alır. EOM da fonksiyonel bir obstrüksiyon vardır. Ödem, visköz sıvılar veya her ikisine bağlı olabilir. Östaki tüpünde tıkanıklık nedeniyle OK ta negatif hava basıncı oluşur, oksijen azalırken CO 2 parsiyel basıncı artar. Bu durum goblet hücrelerinde artışa (OK ta sıvı toplanır) ve mukoperiosteumda ödeme neden olur. Biriken sıvının kıvamı giderek seröz halden mukoid hale geçer. 63

4 Havalanma yetersizliğinde suçlanan bir diğer faktörde mastoid hava hücrelerinin yetersizliğidir. Mastoid havalanmasının EOM prognozunu gösteren en önemli indikatör olduğunu savunanlar vardır. Efüzyonlu otitlerde ventilasyon tüpü takılması ile mastoid hücre gelişimi artmaktadır. RİSK FAKTÖRLERİ (PREDİSPOZAN NEDENLER) OM (AOM, EOM) etyolojisi enfeksiyöz, alerjik, konağa ait, çevresel ve diğer faktörler olmak üzere 4 kısıma ayrılabilir. Herbir madde içinde çok çeşitli faktörler OM gelişimine katkıda bulunur. 1. Enfeksiyöz faktörler: Rekürren infeksiyonlar (ÜSYE, rinosinüzit, adenoidit) OM gelişiminde en önemli predispozan faktördür. Virüsler, Östaki tüpü fonksiyonunu bozarak sıklıkla AOM a neden olur. AOM da uzamış (3 ayı geçen) orta kulak sıvı yapımına neden olup, bunun sonucunda da kronik EOM gelişimine yol açmaktadırlar. Kısaca; EOM un en önemli sebebi AOM dur. AOM un en önemli sebebi ÜSYE dir. 2. Konak Faktörleri Anatomik anomaliler: İmmatür haldeki Östaki tüpünün kısa ve açısının daha düz olması ve yetersiz mastoid pnömatizasyon önemlidir. Adenoid hipertrofisi nazofarinkste obtrüksiyon yapmasa bile östaki lenfatik drenajını bozarak ve patojen kolonizasyonunu arttırarak, yani mekanik değil rezervuar etkisi ile OM fizyopatolojisinde rol alır. Siliaların fizyolojik disfonksiyonu: Pasif sigara içiciliği ve sık geçirilen ÜSYE nazofarenksteki siliyer aktiviteyi olumsuz etkiler. Östaki tüpü mukozasındaki silier disfonksiyon ve ödem gibi anomaliler orta kulağa bakteriyel invazyonu kolaylaştırmaktadır ve bunun sonucunda da OM gelişmektedir. Bağışıklık sistemi: Yenidoğanın immatür bağısıklık sistemi, prematurite Konjenital patolojiler: Damak ya da ilgili kaslarla ilgili anatomik anomalileri olan çocuklar (yarık damak, Down sendromu) yada silier fonksiyon bozukluğu olanlar (kistik fibroz, siliyer diskinezi; Östaki borusunun drenaj fonksiyonunda aksaklığa yol açar) OM sıklıgının arttıgı spesifik anomalilerdir. Genetik predispozisyon: Kardeş ya da anne babada öykünün olması Yaşın küçük olması: YD ve küçük çocuklar OM gelişimi açısından risk altındadırlar. Büyüme-gelişme tamamlandıkça OM gelişme riski azalır. OM prevalansı 8-18 ayda ilk pikini yapar. İkinci sıklığın artıs dönemi ise çocuğun kreşe yada okula başladığı dönemlerdir (45yas). OM her yasta görülebilse de olguların %80-90 ı 6 yasından önce görülmektedir. Hayatlarının ilk senesinde AOM geçiren çocuklarda rekürren OM ve EOM riski ilk orta kulak enfeksiyonunu 1 yasından sonra geçirenlere gore artmıstır. İlk atağın erken yaşta geçirilmesi: hem ROM, hemde EOM gelişimi için bir risk faktörüdür. Cinsiyetin erkek olması: Cinsiyetler arasında fark yoktur diyen yayınlarda çoktur. 64

5 3. Alerji ile ilişkili faktörler: Allerjik bireylerde mukozal inflamatuar değişiklikler ve östaki disfonksiyonu daha kolay gelişir. Bazı çalışmalara göre EOM lu olgularda alerjik rinit yada astma gibi alerjik hastalıkların daha sıktır, OM lu olguların çogunda pozitif deri alerji testi veya RAST (radioallergosorbent testing) saptanır. OM da orta kulak efüzyonunda mast hücreleri bulunmustur ancak IgE ve eozinofil düzeyleri anlamlı degildir. Bazı çalışmalarda ise OM ve alerjinin beraber olduğu durumlarda agresif alerji tedavisi ile orta kulak hastalıgı iyileşmediği ancak alerjik nasal semptomların düzeldiği bildirilmiştir. 4. Çevresel ve diğer faktörler Anne sütü ile beslenmeme: Hayatın ilk 3-6 ayında anne sütü ile beslenmenin YD ı OK enfeksiyonlarından koruduğu gösterilmiştir. Bu etki anne sütü bırakıldıktan 4-12 ay sonrasına kadar sürer. Anne sütü ile beslenme ilk OM atağının oluşmasını geciktirir ve bu da rekürrensi önler. Anne sütü ile beslenmeyi erken bırakmış çocuklarda risk artmaktadır. azaltılabilir. mukosilier klirensi bozarak OM riskini arttırır. patojen bakterilerle nazofarengeal kolonizasyon ve OM gelişim riski artmaktadır. Biberonla beslenme: OM riskini artırdığı gösterilmiştir. Uygun baş pozisyonu ile OM riski Pasif sigara içiciliği: Pasif sigara dumanına maruz kalma silier fonksiyonu ve dolayısıyla Kreşe gitme: Pek çok çocuğun yakın teması sonucunda solunum yolu enfeksiyonları, İklim, mevsim: Uzun, soğuk iklimde daha sık, sonbahar ve kış aylarında daha sıktır. Düşük sosyoekonomik düzey: Yetersiz sağlık koşulları nedeniyle risk artar Kalabalık yaşam: Enfeksiyöz ajanlarla karşılaşma riski artar. Diğer faktörler: Dalma, tampon varlığı, reflü, barotravma. AKUT OTİTİS MEDİA Akut süpüratif otitis media (AOM) orta kulak mukozasının ani başlayan ve klinik olarak açık infeksiyon bulguları ile seyreden bir hastalığıdır. Tüm yaş gruplarında görülse de temel olarak çocukluk dönemi hastalığıdır, hatta çocukluk çağı hastalıkları arasında üst solunum yolu enfeksiyonlarından (ÜSYE) sonra en sık görülen ikinci hastalıktır. Tüm çocukların % 90 ında 2 yaşına kadar saptanmış en az 1 AOM mevcuttur. AOM tekrarlayan bir hastalıktır, 7 yaşına kadar tüm çocukların üçte birinden fazlası en az 6 AOM atağı geçirmektedir. 65

6 ETYOPATOGENEZ VE RİSK FAKTÖRLERİ Etyopatogenezde suçlanan mekanizma tuba östakinin koruma görevindeki bozukluk nedeniyle mikroorganizmaların tuba östaki yolu ile orta kulağa ulaşmalarıdır. AOM genellikle en önemli etyolojik faktör olan ÜSYE yi takiben görülür. AOM bakteriyel bir enfeksiyon olarak kabul edilmektedir. Patogenez ve risk faktörleri yukarda ayrıntılı anlatıldı. KLİNİK Hastalığın doğal seyrinde 6 farklı evre gözlenebilir: 1. Hiperemi: Orta kulak mukozasında ödem ve vasküler dolgunluk artmıştır. Hastada hafif ateş ateş ve hafif kulak ağrısı vardır. Muayenede kulak zarı hiperemik bozulmamıştır. görünür ancak landmarklar 2. Eksüdasyon: Orta kulak ve mastoid hücrelerde genişleyen kapillerden sızan basınçlı eksüda birikir. Eksüda içindeki enflamatuvar ve toksik materyaller Hiperemi evresi nedeniyle ağrı ve ateş artar, İTİK gelişir (infantlarda kusma, konvülziyonlar olabilir). Muayenede kulak zarı yine hiperemiktir ancak en önemli bulgu kulak zarında bombe görünümdür. Landmarklar ve ışık üçgeni kaybolmuştur. Pnömotik otoskopide zar hareketleri kısıtlıdır. Eksüdasyon evresi 3. Süpürasyon: Sıkışan pürülan akıntı sonucu önce kulak zarı delinir, önce kanlı pürülan akıntı ve sonrasında pürülan akıntı başlar, hastanın şikayetleri hızla azalır, ağrı kesilir, ateş düşer. Otoskopide perforasyon yerinden pulsatil püy gelişi izlenebilir. Bu evre, özelliklede günümüzde antibiyotikler sayesinde, her zaman görülmez, süpüre olmadan rezolusyon gerçekleşir. 4. Rezolüsyon: Etkin antibiyotiklerin kullanılması sonucu yada spontan rezolusyonla hastaların büyük kısmı ilk üç evreden herhangi birini takiben rezolüsyon evresine girer. Ancak OK taki sıvının tam olarak kaybolması için 2-4 haftalık bir süreç gerekir. Bu dönemde yapılacak kontrollerde OK ta sıvı varlığının görülmesi, hastalığın devam ettiğini düşündürmemelidir. 66

7 5. Koalesans: AOM yi takiben % 1-5 vakada infeksiyon mastoid hava hücrelerinde devam eder. Antibiyotiklerin yanlış yada yetersiz kullanılması sonucu olabilir. Hastalık ya 2 hafta boyunca bir iyileşme göstermez yada iyileştikten birkaç gün sonra kulak akıntısı tekrar başlar. Bu süreçte mastoid hücreler arasındaki septalarda dekalsifikasyon gelişir (akut koalesan mastoidit). Muayenede kulak arkasında hiperemi ve ödem gözlenir. 6. Komplikasyon: Komplikasyonlar enfeksiyonun orta kulak sınırlarının dışına taşması ile oluşur. AOM yi takiben görülebileceği gibi KOM u takiben de görülebilir; intrakraniyal komplikasyonlar menenjit, ekstradural abse, subdural abse, beyin absesi, lateral sinüs tromboflebiti ve otitik hidrosefalidir. Labirintit, petrozit ve fasiyal sinir paralizisi ise görülebilecek ekstrakraniyal komplikasyonlardır. Ayrıca koalesan mastoidit subperiostal yayılarak abselere yol açabilir. TANI Otoskopik muayene ile tanı konur. AŞAĞIDAKİ SEMPTOMLARIN 1 VEYA Bulunduğu evreye göre otoskopide değişik DAHA FAZLASI AOM GELİŞMİŞ muayene bulguları görülebilir. Kulak zarında hiperemi, bombeleşme, toplu iğne başı (OTOSKOPİK BULGUYLA BERABER) büyüklüğünde perforasyonlar yada pulse eden görmek Otalji (Kulak ağrısı) Ateş Çoğu hekim kızarıklığı tanı kriteri olarak Otore (Kulak akıntısı) Huzursuzluk Yeni gelişmiş iştahsızlık pürülan mümkündür. sekresyon kabul etmektedirler. Ancak ağlama, DKY dan serümen temizlenmesi sırasında oluşan iritasyon ve ateş (otit dışında başka nedenle OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜRÜR (bulantı, kusma, ishal gibi olabilir) kulak zarında hiperemiye neden olabilir. Bu yüzden kulak zarının rengi ASOM nonspesifik semptomlar eşlik edebilir) tanısını koymadaki önemi azdır. Bu renginden çok daha önemli tanısal bilgi eşlik etmesi şarttır. Bu bulgular: Kulak zarının pozisyonu ve hareketliliği verir. Bu nedenle AOM tanısında pnömatik otoskopi önemlidir. Bu yöntem ile kulak zarının mobilitesi (hareketliliği) değerlendirilir. Otoskopide AOM tanısına en çok yaklaştıran tipik bulgu; mobilitesi azalmış, bombeleşmiş, kırmızı kulak zarıdır. semptomlara anormal kulak otoskopik zarının bulgularının Bombeleşme Kızarıklık Orta kulakta effüzyon görüntüsü Pnömotik otoskopide azalmış zar hareketliliği 67

8 AOM geçirmekte olan çocukların üçte ikisinde ateş saptanır. Ancak 40 C dereceden daha yüksek ateş nadirdir ve bakteriyemi veya baska bir komplikasyonun göstergesi olabilir. Yenidogan ve süt çocuklarında tek semptom huzursuzluk olabilir. Diapozon testleri ile iletim tipi işitme kaybı doğrulanabilir ama çocuklarda AOM tanısı otoskopi ile konur uyum sorunu olabilir. Odyometrik inceleme şart değildir, tanıyı desteklemek için gerekirse istenir. Ampirik tedaviden fayda görmeyen, toksik tabloya sahip yada komplikasyon gelişen hastalarda timpanosentez ile orta kulak sıvısının alınıp kültür ile patojen mikroorganizmanın saptanması şarttır. AKUT OTİTİS MEDİA TEDAVİSİ Antibiyotik ve destek tedavisinden oluşur. Antibiyotikler: AOM tedavisinde yaklaşım farklılıkları vardır. Avrupada bazı ülkelerde komplike olmamış AOM da ilk basamak sadece semptomatik tedavidir (ağrı varsa giderilmesi). Hasta 72 saat sadece analjezik-antipiretik verilerek yada parasentez yapılarak takip edilmekte, 3 gün sonra düzelme olmazsa antibiyotik başlanmaktadır. Bunun amacı antibiyotik gereksiz kullanımının önüne geçmektir. Çünkü AOM, en çok antibiyotik reçete edilen hastalıktır. Oysa ki AOM ların önemli bir kısmı tedavisiz düzelmektedir. Ancak bu metodda AOM a bağlı potansiyel komplikasyon riski vardır. Gözlem ve bekleme seçeneği, hastayı yakın takip imkanının olmadığı ülkemizde dahil birçok ülkede pek kullanılmamakta, AOM düşünülmüşse ampirik antibiyotik tedavisi + dekonjestan + analjezik-antipiretik başlanmaktadır. Parasentez rutin yapmaya gerek yoktur. Eksüdasyon safhasında başvuran hastalarda ileri derecede kulak zarı bombeleşmesi ve ağrı varsa yapılması hastanın semptomlarını hafifletir. En uygun kadran kulak zarının arka-alt kadranıdır. Ampirik antibakteriyel tedavi; en sık görülen 3 bakteriye (S. Pneumonia, H. İnfluenza, M. Catarrhalis) etkili olacak şekilde düzenlenmelidir. Amoksisilin ilk basamak tedavi seçeneğidir. Dozu mg/kg/gün (40 kg dan düşük hafif olgularda:ağrı az, ateş<39) ve mg/kg/gün (40 kg dan fazla tüm olgular ayrıca riskli gruplarda ve şiddetli olgularda: ağrı şiddetli, ateş>39) arasında değişir mg/kg/gün ile mg/kg/gün verilen 2 ayrı grubun karşılaştırıldığı bir çalışmada iyileşme yönünden dozlar arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Son yıllarda S. Pneumonia da penisilinin normal tedavi dozuna (40-45 mg/kg/gün) karşı direnç artmaktadır (%20). Ancak bu direnç doz artırılarak yenilebilmektedir. Klavulanat eklemeye gerek yoktur çünkü S. Pneumonia betalaktamaz üretemez. Bu artan direnç nedeniyle tüm AOM hastalarında ilk basamak olarak 80mg/kg/gün Amoksisilin önerilmektedir. Yüksek doz 68

9 amoksisilin ile saat sonunda cevap alınmayan olgularda (muhtemelen dirençli S. pneumoniae ve beta laktamaz üreten H. influenzae veya M. Catarrhalis etken mikroorganizmadır) ikinci basamak antibiyotik tedavisine geçilmelidir. Bunlar, dirençli S. pneumoniae ve betalaktamaz üreten H. influenzae veya M. Catarrhalis suşlarına karşı etkilidir. Dirençli olgularda amoksisilin aşağıdaki 3 gruptan biri ile değiştirilmelidir: Beta laktamaz inhibitörleri: Yüksek doz Amoksisilin-klavulanat (80-90 mg/kg/gün amoksisilin, 6.4mg/kg/gün klavulanat olacak sekilde) ilk ve en sık tercih edilir. Ampisilin sulbaktamda kullanılabilir. Cefaclor, cefprozil de kullanılabilir. 2. kuşak oral sefalosporinler: En sık Sefuroksim aksetil (30 mg/kg/gün) tercih edilir. IM seftriakson: Betalaktamaz üreten H. influenza veya M. Catarrhalis suslarına ve diğer gram negatiflere karsı mükemmel etkilidir ancak S. Pneumonia ya etkisi zayıftır. Daha çok atipik seyirli, yüksek ateşli, genel durumu daha kötü olgularda tercih edilir, hatta yukardaki 2 seçenek atlanarak IM seftriakson başlanabilir. 50mg/kg gün, 1 kez, IM, 3 gün ardarda yapılır. Yayınlanan kılavuzlarda Amoksisilin ilk seçenek olarak önerilmekle birlikte son yıllarda M. Catarrhalis in %80-100, H. İnfluenza nın %20 civarında olan betalaktamaz üreterek katkısız penisilinlere (amoksisilin) direnç geliştirmeleri ve bu mikroorganizmaların görülme sıklığında artış olması ve ayrıca amoksisilinin günde 3 kez kullanımının (8 saat arayla alınmalı) zorluğu nedeniyle tedaviye direk olarak 2. basamaktan başlamaya meyil vardır. ancak yakın geçmiste başka bir nedenle amoksisilin kullanmıs bir hastada ilk seçenek amoksisilin klavulanat veya ikinci veya üçüncü jenerasyon sefalosporin olabilir. Penisiline alerjisi olan çocuklarda Sefalosporinler, Makrolidler ve Trimetoprim-sulfametaksozol dısında seçenek yoktur. Sefalosporinler tercih edilmelidir ancak penisiline alerjisi olanların %10-15 de sefalosporinlere karsı çapraz reaksiyon mevcuttur. Bu durumda (Penisilin ve sefalosporin alerjisi olanlarda) makrolidler (roksitromisin, klaritromisin, azitromisin) tercih edilebilir. Ancak hem makrolidlere hemde Trimetoprim-sulfametaksozola artmış bir pnömokok direnci olduğu hatırlanmalıdır. Klasik antibiyotik tedavilerine cevap vermeyen, genel durumu iyi olmayan, yüksek ateşli olgular hospitalize edilerek parenteral antibiyoterapi (Sefuroksim aksetil, seftriakson) başlanmalıdır. Bunlarda ve ayrıca septisemi yada komplikasyon geliştiği düşünülen hastalarda, 6 aylıktan küçük çocuklarda gram negatif basillerinde sık etken olması nedeniyle tedavilere cevap vermiyorsa biran evvel timpanosentez (parasentez) yapılmalı, kültür sonucuna göre uygun antibiyotik seçilmelidir. Şiddetli ağrısı olan olgularda da parasentez yapılmalıdır. AOM tedavisinde yardımcı ilaçlar: Dekonjestanlar; lokal (ksilometazolin..) ya da sistemik (12 yaş altında önerilmez, psödoefedrin..) uygulamalar ile Östaki borusu ventilasyonunu iyileştirir. 69

10 Ağrı için parasetamol veya ibuprofen verilebilir. Antihistaminikler sekresyon kurutucu etkisinden dolayı kullanılmamalıdır. Mukolitikler, steroidler endike değildir. AOM da antimikrobiyal tedavinin süresi en az 10 gün olmalıdır. Bu süreçte iyileşip birkaç gün sonra başlangıç semptomlarının yeniden ortaya çıkması (ateş, kulak ağrısı, otore, genel durumun kötüleşmesi) koalesan mastoidit ve ilişkili diğer komplikasyonların başlangıcını düşündürür. REKÜRREN AKUT OTİTİS MEDİA (RAOM) Son 6 ay içerisinde 3, ya da son bir yıl içerisinde 4 AOM atağı geçirilmesi halinde RAOM tanısı konur. Özellikle yaşamın ilk 3 yılında çocukların kognitif fonksiyonlarında kayba yol açacağı için daha da önemlidir. Ataklar arasında tamamen normal olabilir yada orta kulakta sıvı mevcut olabilir. Altta yatan IgA eksikliği veya hipogammaglobulinemi gibi immunolojik bir bozukluk yanında adenoid vejetasyon (hipertrofi veya adenoidit), yarık damak, respiratuar allerji, paranazal sinüs enfeksiyonları, nazofarenks patolojileri araştırılmalıdır. Etken patojenler AOM ile aynıdır. Tedavide amaç atak sıklığını azaltarak işitme kaybı süresini kısaltmak ve uzun dönem sekelleri önlemektir. Tedavide temel seçenekler varsa predispozan faktörlerin ortadan kaldırılması (ör: adenoidektomi), antibiyotik profilaksisi ve VT uygulamasıdır. Antibiyotik profilaksisi ise şu şekilde yapılır: Amoksisilinin tedavi edici dozunun yarısı kış ayı boyunca (3-6 ay) verilir. Bu dönemde hasta yine atak geçirirse başka antibiyotiğe geçilir. Buna rağmen sık atakları devam eden çocuklarda cerrahi (VT uygulaması) yapılır, 3 yaşından büyükse adenoidektomi de yapılır. Aktif bağışıklama (influenza aşıları, pnömokok aşıları ile immunizasyon) atakların sıklığının azaltılmasında faydalı olabilir. AOM un en sık etkeni olan S. Pnömonia nın birçok tipi vardır. Pnömokok aşıları tüm tipleri içermez, en sık görülen tipleri içeren bir aşıdır. Bu aşı ile %10 oranında AOM sıklığında azalma ve VT uygulamasında azalma bildirilmiştir. Influenza virüsü OM etkeni değildir ancak influenza enfeksiyonları (ÜSYE) OM için zemin hazırlamaktadır. Bu virüse karşı hazırlanan influenza aşıları, artmıs ÜSYE ve OM riski olan çocuklara önerilmektedir. 2 yaşından küçük olup RAOM olan çocuklara RSV aşısıda önerilebilir. EFÜZYONLU OTİTİS MEDİA TANIM Effüzyonlu otitis media (EOM), intakt kulak zarı arkasında akut enfeksiyon yakınmaları ve bulguları olmaksızın orta kulakta seröz yada mukoid sıvı birikmesi ile karakterize bir 70

11 enflamasyon tablosudur. Terminolojide EOM ile aynı anlamı taşıyan birçok isimlendirme bulunmaktadır (seröz OM, mukoid OM, kataral OM, sekretuar OM, non-süpüratif OM, orta kulak efüzyonu, glue ear). EPİDEMİYOLOJİ/ İNSİDANS Çocukluk çağı hastalığı olup sıklığı yaşla birlikte azalır. EOM açısından yapılan insidans çalışmaları, okul öncesi çocukların yarısının en az bir EOM epizodu geçirdiğini göstermektedir. Erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla 2 kat daha sık görülmektedir. Çocukluk çağında görülen iletim tipi işitme kayıplarının en sık sebebidir. EOM, erişkinlerde çocuklardan çok daha seyrek görülür ancak çok daha ciddi nedenlere bağlı olabilir. Erişkin EOM sında, özellikle tek taraflı olanlarda, ilk ekarte edilecek patoloji nazofarinks Ca ya da lenfoma olmalıdır. Bunlara ek olarak radyoterapi, paranazal sinüs hastalıkları, adenoid hipertrofisi, barotravma, nazogastrik sonda da diğer etkenler arasında sayılabilir. Primere yönelik tedavi yanında VT uygulaması yapılır. PATOGENEZ VE RİSK FAKTÖRLERİ EOM oluşum mekanizması ve EOM nın oluşmasında etkisi olan risk faktörleri yukarda ayrıca anlatıldı. Özetle Östaki tüpünün ya ventilasyon fonksiyonunu yada drenaj ve koruma fonksiyonunu bozarak orta kulak mukozasının metaplaziye uğraması ve sekretuar karakter kazanması sonucu EOM a sebeb olurlar. KLİNİK EOM klinik olarak bulgu ve belirtileri bariz olmayan sessiz seyreden bir hastalıktır. Pek çok olguda tek belirti işitme kaybıdır. Ağrı, ateş ya da kulak akıntısı gibi belirtilerin olmaması, işitme kaybınında çoğunlukla fark edilmemesi nedeniyle bazı olgularda tanı gecikebilir. TANI Öykü + FM (otoskopi) + odyometrik inceleme ile konur. Otoskopik muayene tanıda en önemli yeri tutar, kulak zarı sarı, mat ve vaskülarize (damarlarda belirginleşme) görülür. Bazen hava kabarcıkları ve sıvı seviyesi görülebilir. AOM da zarda bombeleşme görülürken EOM da başlangıçta nötraldir, ileri EOM (efüzyon, retraksiyon ve hava kabarcıkları görülmekte) vakalarda ise retraksiyon ve adhezyonlar görülür. 71

12 EOM tanısında en önemli muayene yöntemlerinden birisi de pnömatik otoskopidir. Bu yöntem ile kulak zarının mobilitesi (hareketliliği) değerlendirilir. Diapozon testleri ile iletim tipi işitme kaybı doğrulanabilir ama çocuklarda uyum sorunu olabilir. Effüzyonlu otitis media nın farklı görünümleri Odyometrik inceleme şart olmamakla beraber tanının desteklenmesi ve hastalığın prognozunun belirlenmesi için sıklıkla kullanılır. Odyogramda iletim tipi işitme kaybının varlığı (genellikle 2040 db arasında) ve timpanogramda düz çizgi çizmesi (Tip B timpanogram) yada orta kulak basıncının ( ) 200 dekapaskal'ın (dapa) üzerinde olması (Tip C timpanogram) orta kulakta efüzyon lehine yorumlanabilir. Akustik reflektometri kulak zarından yansıyan sesin ölçülmesidir. Yansıyan ses ne kadar yüksek ise orta kulakta efüzyon olma ihtimali o kadar artar. Hızlı ve kolay uygulanabilen bir yöntem olmakla beraber yaygın kullanım alanı bulamamıştır. Laboratuar ve görüntüleme yöntemlerinin tanıda değeri yoktur. KRONİK EOM A BAĞLI SEKELLER Tedavi edilmeyen olgularda timpanik membranda atrofi, retraksiyon poşu, adheziv otit, miringoskleroz, SNİK, kronik otit ve kolesteatomaya ilerler. Dil ve konuşma bozuklukları gelişebilir. Timpanik efüzyonlarda membranda zarın fibröz atrofi: Uzun tabakasında süreli gelişen Atrofik timpanik membran ia dejenerasyon neticesinde zar translüsen bir hale gelir. Genellikle tedavi gerektirmez. 72

13 Retraksiyon ve adheziv otit: Östaki tüpünün kronik disfonksiyonu sonucu gelişen zardaki çökmedir. Yani kronik EOM sonucu sık görülür. Havalanmadaki yetersizlik nedeniyle uzun süre devam eden düşük basınç sonucu zarda çökme gelişir, kulak zarı titreşim yeteneğini yitirir ve İTİK a sebeb olur. Zardaki çökmenin 3 evresi vardır: Retraksiyon evresi: Medialdeki yapılara temas Efüzyonlu otitis media retraksiyon evresi etmeyen retrakte kulak zarı, yada inkusla temas halinde retraksiyon halinde olabilir. vardır. Atelektazi: Promontoriuma 1-2 mm mesafe Adhezyon (Adheziv otitis media): Promontoriuma tamamen yapışmıştır. İlk 2 evrede VT tatbik edilebilir ancak düzeltmez, sadece ilerlemeyi durdurabilir. En şiddetli hali olan adhezyon evresinde ise (adheziv otitis media) VT Efüzyonlu otitis media adhezyon evresi (Adheziv otitis media) faydasızdır, timpanoplasti gerekir. Adheziv otitis media evresinde kemikçiklerde sıklıkla destrüksiyon gelişeceği için cerrahi sırasında bakılmalıdır. Retraksiyon poşlarında kolesteatom gelişebilir. KOM ve kolesteatom: EOM uzun sürdüğü zaman KOM a dönüşür. Oluşan retraksiyon poşlarında kolesteatom gelişebilir. Timpanoskleroz: Submukozal alanda hyalin kollajen plaklar birikmesiyle karakterize ilerleyici hyalinizasyonudur. Sebebi bilinmemekte ancak tekrarlayan geçirilmiş enfeksiyonlar, VT Miringoskleroz tatbiki, otoimmünite gibi nedenler suçlanmaktadır. Orta kulak boşluklarında her yerde görülebilir ancak en sık ve özellikle klinik önemi olan kulak zarında ve kemik zincirinde olmasıdır. Sadece zarda görülene miringoskleroz denir, zarda hareket kısıtlılığına yol açabilir. Kemikçikleri tutanlarda kulak zarı salim olmasına karşın iletim tipi işitme kaybına yol açabilir. Tedavi semptomatik olanlarda (İTİK olanlarda) cerrahidir. SNİK: EOM veya KOM, İTİK ile seyreder. Ancak toksik/enfeksiyöz ajanların yuvarlak pencereden veya destrüksiyonla iç kulağa ulaşmasıyla SNİK gelişebilir. EFÜZYONLU OTİTİS MEDİA TEDAVİSİ EOM tedavisinde, konservatif, medikal tedavi ve cerrahi tedavi yöntemleri uygulanır: 73

14 1- Konservatif Tedavi (izle-gör): EOM olgularının çogu bir AOM epizodunun ardından gelisir. AOM sonrası olguların %60 ında orta kulakta effüzyon gelişir. Gelişen effüzyonların ilk ayda %60 ı, 2. ayda %80 i, 3. ayda %90 ı kaybolur. Bu nedenle her hastaya ventilasyon tüpü (VT) takılmasını önermek mantıklı değildir çünkü %90 olguda 3 ay içinde kendiliğinden iyileşme meydana gelir. 3 aydan daha uzun süren EOM da spontan gerileme şansı düşüktür (%20). Riskli grup dışındaki hastalar birer ay gibi aralarla izlenebilirler. 2- Medikal Tedavi: Takipler sonunda %10 hastada ya kısmi iyileşme olur yada hiçbir düzelme olmaz. Bu olgularda sekelleri önlemek için ve ventilasyon tüpü takma işlemine karar vermeden önce, acil bir endikasyon yoksa, iki hafta süre ile uygun antibiyotik tedavisi ile yapılacak medikal tedavi endikedir gün süreli antibiyotik kullanımı iyileşmede anlamlı bir farklılık sağlar. 2 hafta sonraki kontrolde düzelme görülürse bir kür daha devam edilir ancak düzelme yoksa cerrahi önerilir. EOM tedavisinde sadece antimikrobiyallerin etkinligi kanıtlanmıstır. Antibiyotikler dışında çok sayıda ajanla (mukolitik, NSAİD, dekonjestan, antihistaminik, steroid) ilgili çesitli çalısmalar mevcuttur ancak etkileri tartışmalıdır: Antibiyotikler: EOM medikal tedavisinde etkinliği ispatlanmış tek ilaçtır. EOM sıvısının steril olmadığı sıklıkla izole edilen şu üç bakteriyi (S.pneumonia, H.influenza ve M.catarrhalis) içerdiği gösterilmiştir. Bu nedenle antibiyotik seçerken bu hesaba katılmalıdır. Önerilen antibakteriyel ajanlar olarak amoksilin (yüksek direnç nedeniyle artık ilk seçenek olarak kullanılmamakta), amoksisilin-klavulanat (ilk seçenek), ikinci ve üçüncü kuşak bazı sefalosporinler ve yeni makrolidler (penisilin alerjisi varsa) sayılabilir. Dekonjestan: Dekonjesyonla orta kulağın daha iyi ventile olması amaçlanır. Kısıtlı süre ile (beş gün) sistemik ve topikal dekonjestan kullanımı EOM tedavisi için uygundur ve bu süre içinde bir yan etki ya da rebound etkisi oluşmaz. Antihistaminik: Son çalışmalar, orta kulağın alerjinin hedef organı olmadığı ve EOM nın iyileşmesinde alerji tedavisinin anlamlı bir etkinliği olmadığını göstermektedir. Hastada alerji nedeniyle başka şikayetleri için önerilebilir ancak salt EOM tedavisinde yeri yoktur. NSAID: Faydası gösterilmemiştir, EOM tedavisinde kullanılmamalıdır. Steroid: Atopik bünyelilerde ve allerjisi olanlarda olumlu etkisi gösterilmişse de yan etkilerinin fazlalığı nedeniyle önerilmez. Mukolitikler: Faydası gösterilmemiştir. 3- Cerrahi Tedavi: Medikal tedaviye yanıt vermeyen hastalarda yapılması gereken tedavi cerrahi yöntemdir. Ancak bazı riskli olgularda ve takip edilmesinde sorun yaşanılacağı düşünülen hastalarda da cerrahi tedavi konservatif ve medikal tedavi beklenmeden öncelikli olarak düşünülmelidir. Komplikasyonlara (sekeller) ait bulguların (retraksiyon, atelektazi) 74

15 olması, işitme kaybının bilateral aşırı olması (40 db ve üzeri), sensorinöral kayıp başlaması ve efüzyonlu otitle birlikte rekürren otit olması bu riskli grupları oluşturur. VT ile beraber adenoidektomi EOM DA CERRAHİ TEDAVİNİN ÖNCELİKLE DÜŞÜNÜLMESİ GEREKTİĞİ RİSKLİ GRUBLAR yapılmış olgularda, sadece VT uygulanan olgulara göre daha fazla düzelme gözlenmiştir. Adenoidektomi Komplikasyon ve sekellere ait bulguların (retraksiyon, özellikle nazofarenksteki enfeksiyon odağını ortadan kaldırması açısından etkilidir. Böylece atelektazi) olması etki edilmiş olur. Bu nedenle 3 yasından büyük olması (40 db ve üzeri) rekürren otit atağı sayısı azaltılarak EOM seyrine çocuklarda eklenmelidir. adenoidektomi Tonsillektominin yeri yoktur de ancak işleme İşitme kaybının bilateral aşırı Sensorinöral kayıp başlaması Efüzyonlu otitle rekürren otit olması zaten adenoidektomi ve/veya tonsillektomi planlanmış birlikte hastalarda efüzyon da varsa VT bu operasyon sırasında tatbik edilmelidir. Ventilasyon tüpü (VT) tatbiki: Antimikrobiyal tedaviye cevap vermeyen ve en az 3 ay süren bilateral EOM veya en az 6 ay süren unilateral EOM olgularında VT tatbiki önerilmektedir. Kulak zarına yapılan insizyonla (miringotomi denir, ön-üst veya ön-arka kadrana yapılabilir, arka-üst kadrana yapılmamalıdır) takılan küçük, tübüler implantlardır. EOM da VT takılmadan salt miringotomi önerilmemektedir. OK ta efüzyon olmaması VT takılması gerekçesini ortadan kaldırmaz. VT uygulamasının endikasyonları: Kronik EOM: Major endikasyonudur. Rekürren AOM: 6 ay içerisinde en az 3 veya bir yılda en az 4 veya daha fazla AOM atağı geçirmis olmak. Rekürren EOM: Her bir atak 3 aydan kısa ancak hasta kümülatif olarak 12 ayın en az 6 ayını EOM ile geçiriyorsa. Östaki tüp disfonksiyonu: Barotravma veya OK effüzyonu olmayan ancak medikal tedaviye cevap vermeyen fluktuan isitme azlıgı, dengesizlik, vertigo, tinnitus, otofoni ve retraksiyon posları, atelektazi gibi şikayetlerle giden hastalıklarda (ör: patolous tuba östaki) endikedir. VT lerine timpanostomi tüpleri yada basınç eşitleyici tüp de Ventilasyon tüpü denir. Teflon, silikon, paslanmaz çelik ve titanyumdan yapılan modelleri vardır. Genellikle 75

16 Sheppard ve Paparella modelleri kullanılır ama aslında bunların birbirlerine üstünlükleri yoktur ve sonuçları benzerdir. Cerrahiye rağmen sık rekürrens gösteren EOM olguları için zarda uzun süreli kalan T-tüpler kullanılır. VT tatbiki, OK efüzyonunu kısa vadede ve en etkin şekilde gideren yöntemdir ve bugün dünyada en çok uygulanan cerrahilerden birisidir. VT, Östaki borusunun havalandırma ve klirens fonksiyonlarını karşılar; ama koruma fonksiyonunu bozar. VT uygulamasında yaş sınırı yoktur. VT nin kalış süresi ortalama 6 ay-1 yıl arasındadır. Kalış daha uzunda sürse genellikle tüp düşene kadar beklenir. T-tüpleri üç sene kadar kaldıktan sonra alınır. Postoperatif karşılaşılan en sık sorunlar otore (tedavi olarak antibiyotik başlanır) ve tüpün tıkanmasıdır. Tüp atıldıktan sonra gelişen komplikasyonlar ise perforasyon ve miringosklerozdur. VT uygulaması, nadiren iatrojenik kolesteatom nedenidir. TUBA ÖSTAKİ HASTALIKLARI AOM ve EOM gelişiminde önemli bir faktör olan tuba östakinin patolojilerinden burada bahsedilecektir. Ancak önce tuba östakinin görevlerini hatırlamakta fayda var. Çünkü oluşan patolojiler tuba östakinin bu 3 önemli görevindeki bozukluklarla alakalıdır. TUBA ÖSTAKİ FONKSİYONLARI Östaki borusunun bilinen üç fonksiyonu vardır; Ventilasyon (Havalandırma):OK boşluğunun atmosferik basınçla dengelenmesini sağlar. Zarın ideal titreşimini sağlayabilmesi normal gerginlikte olmasına yani her iki taraf hava basıncının dengede olmasına bağlıdır. Drenaj (Temizleme): Orta kulakta üretilen normal veya patolojik sıvıların nazofarinkse boşaltılmasını sağlar. Östaki borusunu kaplayan titrek tüyü kübik epitelin silier aktivitesi ile sağlanır. Koruma: Orta kulağın nazofaringeal mikroorganizma ve sekresyonlardan korunmasını sağlar. TUBA ÖSTAKİ MUAYENESİ Otoskopide zarın normal olması, TÖ nün muhtemelen normal olduğunu düşündürür. Retraksiyonlar TÖ disfonksiyonu düşündürür. Nazofaringoskopi ile tuba ağzı değerlendirilebilir, adenoid veya tümöral kitle görülebilir. Timpanometri tanıda ipuçları verir. Negatif basınç saptanması, ventilasyonda problem olduğunu düşündürür. İnsuflasyon manevraları tanıda yardımcıdır. Valsalva manevrası (ağzın burnun tıkanarak havanın dışarı verilmeye çalışılması, 76

17 bu esnada çıtırtı sesi duyulması yada otoskopide dışa hareket görülür) ile tubanın açık olup olmadığı anlaşılabilir. Valsalvanın tersi hareketle (yutkunma) yapılan Toynbee manevrasıda tubal açıklığı test eder (zarın içe hareketi görülür). TUBA ÖSTAKİ PATOLOJİLERİ En sık görülen tubal obstruksiyondur. Ayrıca tubal disfonksiyon, barotravma, patent tuba östaki (patulous tuba eustachii) patolojilerine rastlanabilir. Tubal obstrüksiyon: AOM ve EOM gelişimine yol açabilir. Obstruksiyon fonksiyonel (M.tensor veli palatini fonksiyon yetersizliği) yada mekanik (kronik inflamasyon, adenoid, polip, kitle, alerjik ödem..) olabilir. ÜSYE sırasında akut olarakta tıkanabilir, nazal dekonjestanlar tedavide yeterli olur. Kronik obstruksiyonlarda primer neden tedavi edilmeli, neden bulunamazsa dekonjestan verilmelidir. Valsalva manevrası önerilir. Son çare VT gerekebilir. Tubal disfonksiyon: Tubal disfonksiyon dolayısıyla EOM sıktır. Yarık damakta M.tensor veli palatini fonksiyonu bozuktur. Bu hastalarda sıklıkla VT gerekir. Basınç değişiklikleri yavaş yavaş olursa TÖ uyum sağlar ancak ani değişikliklerde barotravmaya yol açabilir. ÜSYE bu durumu kolaylaştırır. Aniden artma sonucu (dalış, uçağın inişi) tubal kollaps olur, OK ta negatif basınç gelişir, zarda retraksiyondan perforasyona değişen bir tablo çıkar. Muayenede retrakte zar ve arkasında sıvı veya kan görülebilir. İTİK ve timpanogramda negatif basınç saptanır. Genelde 2-3 gün içinde düzelir ancak bazen 1-2 hafta sürebilir. Nadiren dirençli olgularda VT gerekebilir. ÜSYE varken uçuş yapmamak, iniş sırasında valsalva yapmak yada sakız çiğnemek, dekonjestan kullanmak önleyici olabilir. Barotravma: Orta kulaktaki basıncın, tuba disfonksiyonuna bağlı olarak, dış atmosfer basıncına göre ani ve yüksek miktarda artışı veya azalışı sonucu ortaya çıkan patolojik durumdur. Tuba basıncın arttığı durumlarda bir miktar açılarak orta kulağı rahatlatır, basıncı dengeler. Günlük hayatta orta kulakta ani basınç artışına neden olabilecek bir durum yok denecek kadar azdır. Orta kulakta ani basınç düşmesi ise tubayı kollabe edebilir ve olayı bir kısır döngüye sokabilir. Bu tür bir tabloya uçakların inişi esnasında karşılaşılır. İniş esnasında, dış atmosferdeki basınç artışına uyum sağlayamayan orta kulakta basınç sabit kalır. Dış atmosfere göre negatif olan orta kulak basıncının etkisi ile zar çöker, mukozadan seröz mayi sızar, hatta kanama görülebilir. Buna bağlı olarak şiddetli kulak ağrısı, işitme kaybı ve çınlama görülür. Timpanik membran yırtılabilir. Yuvarlak ve oval pencere yırtılmaları ve fistülleri görülebilir. Korunma tedaviden daha etkilidir. Üst solunum yolu enfeksiyonları esnasında yolculuk yapılmaması, yolculuk esnasında ve özellikle inerken sakız çiğneme, esneme gibi eylemlerle tubanın açılmaya çalışılması gerekir. Otoskleroz nedeniyle opere edilmiş kişiler daha dikkatli olmalıdır. Parasentez, negatif basıncı kaldırarak düzelmeyi sağlayabilir. 77

18 Patent tuba (Patulous tuba Eustachii): Östaki tüpünün yeterli şekilde kapanamaması ve sürekli açık kalmasıdır. Bu nedenle her solunum hareketi sırasında bir miktar hava rahatlıkla orta kulak boşluğuna girer ve burundan solunum sırasında hasta, solunum seslerini duyar. Yatar pozisyonda sesler kaybolur ya da azalır. Otoskopi ile solunum ritmine uyarak timpan membran hareketi saptanabilir. Tanıda timpanometri çok faydalıdır, anormal komplians gözlenir. Yani hem soluk alıp verirken hemde nefesini tuttuğunda timpanogram yapılır, solunum sırasında eğri fluktuasyon verir, nefesini tuttuğunda ise normalleşir. Havanın aşırı girmesi yanında bir başka sorun nazofarengeal sekresyonlarında kolaylıkla girmesidir, bu da rekürren AOM a yol açar. Patent tuba özellikle anormal kilo kayıplarında ve torus tubarius çevresine uygulanan RT de ortaya çıkar. Hastalara yeniden kilo alması önerilir. Düzelmeyen vakalarda VT takılması semptomları düzeltir. Ancak esas tedavi tuba çevresine yapılmalıdır. Bunun için değişik yöntemler denenmiştir. Teflon enjeksiyonu yaparak tuba açıklığını azaltmak amaçlanmıştır ancak total obstruksiyon riski vardır. Başka materyallerin enjeksiyonuda denenmiştir. Palatal myoklonus: Palatal kasların istem dışı kasılmasıdır. Palatal kaslar dakikada kez olmak üzere kasılırlar. Patent tuba östakiye ve objektif tinnitusa neden olabilir. Uyku, koma, barbitüratlar kasılmaları etkilemez. Tanı için damak kasları gözlenir. Timpanometri de önemlidir. Tinnitus ritmine uygun olarak, kompliansta ritmik azalma saptanması karakteristiktir. Tedavide önce ilaçlar verilir (Fenitoin, karbamazepin, valproik asid). Ağzın açılması, damak kaslarına dil baskısı ile dokunma, ağzın su ile doldurulması kasılmaları geçici olarak ortadan kaldırabilir. Cerrahi olarak ise basit vakalarda VT takılması ses şiddetini azaltır. Ayrıca tensor veli palatini kasını kesmek, hamulusu kırmak yada kası hamulustan kurtarmak myoklonusu ortadan kaldırabilir. Kas içine botox enjeksiyonu da güncel yaklaşımlar arasındadır. KRONİK OTİTİS MEDİA TANIM Kronik otitis media (KOM), orta kulak (kavum timpani, östaki ve mastoid hücreler) mukozasının 3 aydan fazla süren kronik enflamasyonu ve enfeksiyonu ile karakterize hastalığıdır. Bazen iç ve dış kulakta etkilenir. ETYOPATOGENEZ Genellikle sinsi başlangıçlı olan KOM gelişiminde etyopatogenezinde tek bir neden olmayabilir. Rol oynayan faktörler şunlardır: 78

19 a. AOM çoğunlukla sekel bırakmadan iyileşmesine rağmen bazen OK ta irreversibl değişikliklere yol açabilir. Tekrarlayan AOM lar yani RAOM (Rekürren AOM) lar TM da perforasyona yol açabilir. Eğer bu tablo, 3 aydan fazla sürerse kronikleştiği kabul edilir. Bunda sebeb sıklıkla yetersiz yada yanlış tedavidir. AOM (veya RAOM) ve EOM, KOM un en sık ve en önemli sebebleri olarak kabul edilirler. b. EOM, AOM ile KOM arasında bir süreç olarak kabul edilir. 3 ay içinde düzelmeyen EOM, KOM öncülü olarak düşünülmelidir. c. Östaki borusunun fonksiyon bozukluğu ve mastoid hücrelerin herediter yetersiz pnömotizasyonu da önemli bir etmendir. Genellikle retraksiyon poşu yada adheziv otit sonucu gelişen kolesteatomlar sözkonusudur ve bunların büyük çoğunluğu arka kadrana veya pars flaksidaya lokalizedir. Bu gibi vakalarda zarın arka yarımı patoloji gösterirken ön kısmı sağlamdır. d. TM da persistan perforasyon e. Hasta ile ilgili faktörler (debilite, direnç düşüklüğü, bağışıklık yetmezliği, kronik sinüs enfeksiyonları, sık ÜSYE, alerji, ayrıca sosyo-ekonomik faktörlerin olumsuz etkileri ve kötü çevre koşulları çoğu araştırıcı tarafından kabul edilmektedir) MİKROBİYOLOJİ Sıklıkla izole edilen mikroorganizmalar; P. Aeruginosa (%30), S. Aureus (%25) ve daha az olarak diğer enterik gram negatif ve anaerobik bakterilerdir. P. Aeruginosa sıklıkla kolesteatomlu KOM larda görülür. FİZYOPATOGENEZ KOM, OK ta degişik patolojik süreçler (mukozal enflamasyon, mukozal hipertrofi, mukozal ödem, polip, granulasyon, timpanoskleroz, kemik erimesi, kolesteatom, kolesterol granuloması) oluşturabilir. Mukozada en fazla görülen patoloji mukozal ödem ve hipertrofidir (kalınlaşma). Ödem fazlalaşırsa polip oluşumu görülür. Hastalığın aktif döneminde mukoza, mukoid ya da mukopürulan sekresyon salgılar. Uzun süreli, persistan akıntı olduğu durumlarda mukozada granulasyon dokusu da oluşabilir. İyileşme döneminde mukoza timpanosklerotik degişiklikler gosterir. Timpanoskleroz, submukozada amorf hyalin plakların oluşmasıyla karakterizedir. Bu plaklar fibroblast invazyonu sonucu tunika propria tabakasında kollajenden zengin konnektif dokudan oluşmaktadır. Timpanoskleroz orta kulağın her tarafında oluşabileceği gibi en çok kemikciklerin çevresinde ve timpanik membranda yerleşir. Intakt timpanik membranın arkasında da timpanoskleroz bulunabilir. 79

20 KLİNİK KOM'da timpanik membran perforedir. Perforasyon çok küçükten total perforasyona kadar değişebilir. Perforasyonun yeri çok onemlidir, santral ya da marjinal olabilir. Perforasyon anulusa kadar uzanıyorsa marjinal, uzanmıyorsa santral perforasyon olarak isimlendirilir. Pars flaksida perforasyonlarıda marjinaldir. Santral perforasyonlar (zarın pars tensa bölümünde görülür) genellikle komplikasyon yönünden tehlikesizdir. OK mukozası perforasyon içerisinden değerlendirildiğinde genellikle doğal görünümlüdür. Akıntı, koleasteatoma ya da polip izlenmez. TM ın sağlam kalan kısımlarında (bakiye zar) ya da orta kulakta timpanoskleroz izlenebilir. Bu tip perforasyonlarda bazen zar perforasyonu iyileşebilir ancak iyileştiği zaman orta tabaka olan fibroz tabaka oluşmaz ve zar çok ince olur (psödomembran). Marjinal perforasyonlar ve attik perforasyonlar Santral perforasyon ve bakiye zarda timpanoskleroz koleasteatom gelişebildiği için tehlikelidir. OK ta supurasyon, koleasteatoma, polip oluşumları sıklıkla Psödomembranla kapanmış santral perforasyon izlenebilir. Perforasyonun spontan iyileşmesi beklenmez. KOM da hastalığın aktif dönemine kronik süpüratif otitis media (KSOM), inaktif dönemine kronik non-süpüratif otitis media denir. Kemikcikler, KOM'nın hafif şiddette olduğu durumlar dışında genellikle hasara uğrarlar. En sık inkusun uzun kolu nekroza uğrar. Malleus ve stapes daha az etkilenirler. Kemikçiklerdeki Kronik süpüratif otitis media (pürülan akıntı ve DKY na uzanan polip) destruksiyon osteomiyelitten ziyade tromboz ve subepitelyal dokudaki osteolitik enzim ve kollajenazlara bağlıdır. Mastoid hücreler, KOM'da her zaman inflamasyondan etkilenirler. Mastoid kemikte ortaya çıkan skleroz hücrelerin hacmini küçültür. Mastoid pnömatizasyon azlığı ile KOM arasında sebep sonuç ilişkisi hep araştırma konusudur. 80

21 Orta kulak dışındaki yapılarda KOM'da etkilenirler. Enfeksiyoz toksinlerin iç kulağa geçişi koklear hasara yol açabilir. Aynca tromboflebit ya da kemik destruksiyonu yoluyla KOM'a baglı temporal kemik içinde veya intrakranyal bölgede komplikasyonlar gelişebilir. SEMPTOMLAR Klinik: En sık 2 semptom akıntı ve işitme kaybıdır. Akıntı: KOM da en sık başvuru nedenidir. Akıntı, intermittan veya süreklidir. İntermittan olduğu dönemde bir ÜSYE veya kulağa su kaçışını takiben aktif dönem oluşur. Tubotimpanik KOM da akıntı genelde seromukoid yapıda ve kokusuz iken (enfekte olgularda akıntı pürülan olabilir), attiko-antral mukopürülan, KOM da sıklıkla Kronik süpüratif otitis media (granülasyon ve serömukoid akıntı) kıvamlı, sarı-yeşil ve kokulu bir akıntı vardır. Özellikle kolesteatomlu KOM larda çok tipik bir koku vardır. P. Aeruginosa kaynaklı akıntılar genellikle yeşil renklidir. İşitme kaybı: Daha çok iletim tipi, bazen mikst tip bir işitme kaybı bulunur. Nadiren toksinlerin iç kulağa geçişi ile SNİK olabilir. İşitme kaybının sebebi sıklıkla perforasyonlar ve kemikçik destrüksiyonlarıdır. Ayrıca perforasyonların lokalizasyonları, akıntı niteliği, miktarı, osteit, granülasyonlar, polipler, kolesteatom, timpanoskleroz ve mevcut debrisler işitme kaybının miktarını etkiler. Ağrı: Kronik otitlerde ağrı oluşmaz. Ağrının ortaya çıkması komplikasyonların habercisi olabilir. Ayrıca KSOM a otitis eksterna eşlik ederse de ağrı bulunabilir. Kanama: Genellikle granülasyon ve poliplerden kaynaklanır. Baş Dönmesi: Enfeksiyonlar sırasında yuvarlak pencere membranının geçirgenliği artar ve bakteriyel toksinler kolaylıkla labirente geçerek sınırlı labirentite yol açar. KOM SINIFLANDIRMASI KOM; perforasyonun yerleşim yerine göre tubotimpanik ve attikoantral olmak üzere ikiye ayrılır: I. Tubotimpanik KOM: Pars tensada, santral yerleşimli değişik boyutlarda perforasyon bulunur. Kronik süpüratif otitis media (aktif dönem) yada kronik non-süpüratif otitis media (kuru ve akıntısız dönemler, inaktif dönem) şeklinde hastalık görülebilir. Aktif dönem enfeksiyonu ÜSYE ile, östaki borusu yoluyla veya dış kulak kanalı Tubotimpanik KOM 81

22 yoluyla gelip akıntı ve işitme kaybı ile seyreder. İşitme kaybının derecesi perforasyonun yeri ve boyutlarına, kemikçik tahribatına ve iç kulağın etkilenmesine göre değişmekle beraber, genelde azdır. II. Attiko-antral KOM: Perforasyon pars flaksida yada pars tensanın posterosuperiorundadır. Çok büyük çoğunluğu kolesteatom ile beraberdir. Bu nedenle bu tipi kolesteatomlu KOM olarakta adlandıranlar vardır ancak kolesteatomsuz olan az bir kısımda olduğu için 2 ye ayırmak gerekir: a. Mukozal (kolesteatomsuz) otitis media: Tubotimpanik tipe göre benign özelliği daha az olup, agresif özellikleri daha fazladır. Geniş ya da totale yakın perforasyon mevcuttur. Uzun süren kokusuz, mukoid ve mukopürülan akıntılarla karakterizedir. İşitme kaybı az yada çok olabilir. b. Kolesteatomlu otitis media: En tehlikeli OM tipidir. Bu tip otitlerde kolesteatom oluşumu, edinsel (akkiz) ve konjenital olmak üzere iki grupta incelenir: 1. Konjenital kolesteatom: Herhangi bir enfeksiyon veya otit öyküsü olmaksızın sağlam kulak zarı arkasında gelişen kolesteatomdur. Orta kulağın embriyolojik gelişimi sırasında temporal kemik içinde (orta kulak, petröz kemik ve mastoidde) hapis kalan yassı epitelden oluşur. Erkek çocuklarda daha sıktır (3/1). Büyük çoğunluğu 4-5 yaşlarında rastlantı sonucu tanınır. Otoskopide sağlam kulak zarı arkasında sıklıkla anterosuperiorda yada manubrium çevresinde beyazımsı bir kitle saptanır. 2. Edinsel (akkiz) kolesteatom: Yavaş ve sinsi bir gelişim gösterir. Bu gelişim şekline göre 2 ye ayrılır: Primer akkiz kolesteatom: Retraksiyon poşlarından gelişir. Pars flaksidadaki retraksiyon ceplerinde biriken keratinize epitelin çoğalmasıyla meydana gelir. Östaki tüpü disfonksiyonu muhtemeldir. Sekonder akkiz koleteatom: Perforasyondan gelişir. Bir perforasyondan orta kulağa giren keratinize epitelin çoğalmasıyla meydana gelir. TANI Anamnez ve FM (Otoskopi-otomikroskopi) yeterlidir, tanı koydurucudur. Otoskopi-otomikroskopi: Özellikle mikroskopun tanıda kullanılmasıyla tanı daha da kolaylaşmıştır. Muayenede DKY da akıntı, epitelyal döküntüler ve kurutlar varsa küret ve aspiratörle temizlenmelidir. Kolesteatomda debrisler genelde beyaz ve tabakalar halinde, yumuşak, kolay parçalanan özelliktedir. Aspirasyon ve debrislerin temizlenmesinden sonra kulak zarı görülebilir. Kulak zarında tanı için önemli noktalar şunlardır. Perforasyon var mıdır? Varsa marjinal veya attik perforasyonu mudur? Retraksiyon poşu, adeziv otit veya atelektazi var mıdır? Retraksiyon poşunun hudutları görülebilmekte midir? Attik lateral duvarı (skutum) 82

23 yenmiş midir? DKY ve orta kulakta polip veya granülasyon dokusu var mıdır? İlerlemiş ve normal kulak zarı görüntüsü tümüyle kaybolmuş vakalarda anulus ve ortakulak yapıları debrisler temizlendikten sonra değerlendirilir. Özellikle arka üst kadranda ve dışkulak yolu arka üstündeki kabuklanmalar dikkatle değerlendirilmeli altında bir kolesteatom olasılığı göz ardı edilmemelidir. Kabuk sert ise yumuşatılarak temizlenmeye çalışılmalıdır. İntakt kulak zarı arkasında özellikle manibrium çevresinde beyaz yuvarlak kitle kolesteatomu bize düşündürmelidir. Kolesteatomlu kronik otitlerde karşı kulak da mutlaka iyice muayene edilerek değerlendirilmelidir. Karşı kulağın durumu ameliyat seçimi ve takipte ayrıca önem taşır. Odyolojik testler: İşitme testleri tanı için şart değildir ancak takipte gerekir. İşitme kaybının derinliği ve tipi saptanır. Tedavi sonuçlarını değerlendirebilmek amacıyla mutlaka yapılmalıdır. KOM da yapılan odyometrik testler saf ses odyometrisi ve konuşmayı ayırtetme skorlarıdır. Küçük perforasyonlarda db, orta genişlikteki perforasyonlarda 30 db, beraberinde kemikçik zincir hasarı varsa db, totale yakın ve pencereleri gören perforasyonlarda db e varan kayıplar beklenir. Kemikçik zincir hasarı varken intakt TM a sahip kişilerde ise db kayıp görülür. Kemik yolu değerleri ve konuşmayı ayırtetme, koklear hasara bağlı olarak değişir. Timpanograma gerek yoktur, tip B çıkar. Radyolojik görüntüleme: Tanıda şart değildir ancak komplikasyonlu olgularda yada cerrahi planlanan hastalarda ek bilgiler vereceği için gerekir. Kolesteatomun yerleşimi ve genişliği konusunda bizi aydınlatır ve ameliyat biçimini tesbit etmede bize yardımcı olur. Otitlerin değerlendirilmesinde temporal BT bugün en fazla başvurulan, en güvenilir tekniktir. MR, intrakranial komplikasyonlarda gerekebilir. Günümüzde direk grafilerin (Schuller, Law..) pek değeri kalmamıştır. TEDAVİ KOM tedavisi cerrahidir. Hangi kronik otit tipi olursa olsun cerrahi tedaviye adaydır. Medikal tedavi ise cerrahiye hazırlık için yapılır. Medikal tedavi: Eğer orta kulakta infeksiyon varsa antiseptik ajanlar (alkol borik sature solusyon), topikal antibiyotik (psodomonasların en sık görülmesi nedeniyle buna etkili kinolon grubundan siprofloksasin) ve steroidli damlalar (ödemi azaltmak için kullanılır, 3x5 damla, 2-3 hafta süreyle) uygulanarak infeksiyon tedavi edilir. Kulağa su girişi yasaklanır, banyoda tıkaç kullanması önerilir. Hasta ara ara çağırılarak kulak temizliği yapılmalıdır. Sistemik antibiyotiklere sadece yukardaki tedaviye dirençli olgularda kültür sonucuna göre gerek duyulur. Sistemik antibiyotik tedavisinin yada sistemik + topikal antibiyotik tedavisinin sadece topikal tedaviye üstünlüğü gösterilmemiştir. Nadiren tubotimpanik küçük perforasyonlu bir 83

OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI Akut Otitis Media (AOM)» Orta kulağı döşeyen solunum epitelinin inflamasyonu» Özellikle timpan boşluğunun yangısı» EN SIK ANTİBİYOTİK YAZMA NEDENİ 2 6 ay 9 ay 15 ay 24 ay 36

Detaylı

Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu. Kocaeli Üniversitesi 9 Ekim 2018 Tıp Fakültesi. Genel Pediatri Poliklinik Olgu Sunumu

Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu. Kocaeli Üniversitesi 9 Ekim 2018 Tıp Fakültesi. Genel Pediatri Poliklinik Olgu Sunumu Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu Kocaeli Üniversitesi 9 Ekim 2018 Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı İnt. Dr. ve Hastalıkları Yağmur ÇAKIR Anabilim Dalı Genel Pediatri Poliklinik Olgu Sunumu 11 Aralık

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

Otitis medianın risk faktörlerini tam olarak sayabilmeli ve bunlardan daha önemli olanlar hakkında kısaca ayrıntı anlatabilmelidir.

Otitis medianın risk faktörlerini tam olarak sayabilmeli ve bunlardan daha önemli olanlar hakkında kısaca ayrıntı anlatabilmelidir. Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 Öğrenim Hedefleri Otitis medianın etkilediği yapıların anatomisini daha önce anlatılan dersleri tekrar gözden geçirerek yeterince bilmelidir. Otitis media, effüzyonlu otitis

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

YENİ KILAVUZLAR EŞLİĞİNDE OTİT TANI VE TEDAVİSİ

YENİ KILAVUZLAR EŞLİĞİNDE OTİT TANI VE TEDAVİSİ YENİ KILAVUZLAR EŞLİĞİNDE OTİT TANI VE TEDAVİSİ Prof. Dr. Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı www.erginciftci.com OTİT Kulağın Hangi Bölümü? KULAK OTİTİS

Detaylı

H60 Otitis eksterna H60.0 Dış kulak apseleri H60.1 Dış kulak sellüliti H60.2 Malign otittis eksterna H60.3 Enfektif otitis eksterna, diğer

H60 Otitis eksterna H60.0 Dış kulak apseleri H60.1 Dış kulak sellüliti H60.2 Malign otittis eksterna H60.3 Enfektif otitis eksterna, diğer Dış kulak hastalıkları (H60-H62) Otitis eksterna H60 H60.0 Dış kulak apseleri Aurikula veya dış kulak yolunda vezikül Aurikula veya dış kulak yolunda karbonkül Aurikula veya dış kulak yolunda fronkül H60.1

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

AKUT OTİTİS MEDİA. Prof.Dr.Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD

AKUT OTİTİS MEDİA. Prof.Dr.Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD AKUT OTİTİS MEDİA Prof.Dr.Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD AKUT OTİTİS MEDİA TANIM Akut semptomların olması + Orta kulak sıvısı (Kulak ağrısı, ateş...) EPİDEMİYOLOJİ

Detaylı

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Çocuklarda: %8.6-15.4 Erişkinde: %20 AKINTI KAŞINTI Allerjik Selam Allerjik Rinit Bulguları AKSIRMA ATAKLARI

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016 ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ Mehmet Ceyhan 2016 PNÖMONİ Akciğer parankiminin inflamasyonudur Anatomik olarak; Lober pnömoni Bronkopnömoni İnterstisiyel pnömoni Patolojik olarak: Alveollerde konsolidasyon ve/veya

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

ORTA KULAK HASTALIKLARI

ORTA KULAK HASTALIKLARI ORTA KULAK HASTALIKLARI Uygun bir otolojik muayene ile otalji etyolojisi tespit edilmediğinde refere ağrı (vuran ağrı, yansıyan ağrı) düşünülmelidir. Dış ve orta kulağın hissi 5. 7. 9. 10. ve C1-2-3 ile

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr. Şeniz Şengül GENEL ÇOCUK POLİKLİNİĞİ OLGU SUNUMU Int.Dr.Şeniz Şengül

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

KANITLARIN KATEGORİSİ

KANITLARIN KATEGORİSİ EPOS 2007 AMAÇLAR VE HEDEFLER Rinosinüzit, topluma büyük bir mali yük oluşturan, önemli ve gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Bu el kitabı, rinosinüzitin tanısı ve tedavisi hakkında kanıta dayalı öneriler

Detaylı

ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Abdullah Sayıner

ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Abdullah Sayıner ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI Prof. Dr. Abdullah Sayıner Akut bronşit Beş günden daha uzun süren öksürük (+/- balgam) Etkenlerin tamama yakını viruslar Çok küçük bir bölümünden Mycoplasma, Chlamydia,

Detaylı

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 12/o4/2014 Akılcı antibiyotik kullanımı Antibiyotiklere

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER (FN)- TANIM FEBRİL NÖBET (FN): 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda, santral sinir sistemi enfeksiyonu veya başka bir etken bulunmaması koşuluyla ateşle birlikte

Detaylı

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) Dr.Gülbin Bingöl Karakoç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi K.İnci 1: Bebek K, 2 günlük kız hasta Meme emememe, morarma yakınması

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?

Detaylı

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların

Detaylı

Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz

Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz Klinik Pediatri, 2003;2(2):64-68. Çocuklarda Rinosinüzitlerin Tedavisi Prof. Dr. Sadýk DEMÝRSOY* Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz membranlarýn (nöroepitel dahil), bu kavitelerdeki sývýlarýn,

Detaylı

Prof. Dr. Fügen YÖRÜK. Dr. Özge Leyla ŞENGEZER. Clinical Infectious Diseases Advance Access published March 20, 2012

Prof. Dr. Fügen YÖRÜK. Dr. Özge Leyla ŞENGEZER. Clinical Infectious Diseases Advance Access published March 20, 2012 IDSA CLİNİCAL PRACTİCE GUİDELİNE FOR ACUTE BACTERİAL RHİNOSİNUSİTİS İN CHİLDREN AND ADULTS Anthony W. Chow,1 Michael S. Benninger,2 Itzhak Brook,3 Jan L. Brozek,4,5 Ellie J. C. Goldstein,6,7 Lauri A. Hicks,8

Detaylı

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU Anabilim Dalı / Klinik Adı: Hastanın Adı, Soyadı: Baba adı: Doğum tarihi: Ana adı: TC Kimlik No: Planlanan girişimin adı: MİRİNGOTOMİ (Kulak zarının çizilmesi) veya VENTİLASYON

Detaylı

Çocukta Kusma ve İshal

Çocukta Kusma ve İshal Tanım Çocukta Kusma ve İshal Dr. Hasan Kaya Acil Tıp AD Akut gastroenterit 24 saat içinde 3 ten fazla ya da anne sütü ile beslenen bebeklerde her zamankinden daha sık ve daha sulu dışkılamadır. Yenidoğan

Detaylı

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri

Detaylı

SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI 2 » Olgu» Epidemiyoloji» Klinik özellikler» Tanı» Tedavi yaklaşımı 3 » Dört yaşında kız hasta» Yakınması: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük ve ateş» Öykü: Üç gün

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5 Şimdi KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Yaşlılık Düşük bağışıklık Hırıltılı öksürük Kirli ortam Pasif içicilik Zamanı Tekrarlayan

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Çocuklarda Ak lc Antibiyotik Kullan m Sempozyum Dizisi No: 33 Aral k 2002; s. 35-39 Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m Prof. Dr. Necla

Detaylı

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Prof Dr Salim Çalışkan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi FC 12y K Tekrarlayan İYE İYE dikkat çeken noktalar Çocukluk çağında 2.en sık enfeksiyondur Böbrek parankimi zarar görebilir (skar) Skara

Detaylı

Timpanogram ve Akustik Immitance Akustik Refleksler

Timpanogram ve Akustik Immitance Akustik Refleksler Timpanogram ve Akustik Refleksler Akustik Immitance ESNEKLİK (COMPLIANCE) Aynı ağırlığın bağlandığı iki yaydan kalın olanın (A) esnemeye karşı direnci yani sertliği (stiffness) daha fazlayken; ince olan

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet Sunum planı Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet En sık hekime başvuru nedeni Okul çağındaki çocuklarda %35-40 viral enfeksiyonlar sonrası 10 gün %10 çocukta 25 günü geçer. Neye öksürük

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR Dr. Selçuk Yücel Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı İstanbul Tarihsel Dogma VUR İYE Skar gelişimi

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ *Bahar Kandemir, *İbrahim Erayman, **Sevgi Pekcan, ***Ümmügülsüm Dikici, *Selver Can, ***Mehmet Özdemir, *Mehmet Bitirgen *

Detaylı

PNÖMOKOK ENFEKSİYONLARINDA SON DURUM. Doç.Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ 20 Ocak 2014 Eskişehir

PNÖMOKOK ENFEKSİYONLARINDA SON DURUM. Doç.Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ 20 Ocak 2014 Eskişehir PNÖMOKOK ENFEKSİYONLARINDA SON DURUM Doç.Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ 20 Ocak 2014 Eskişehir Amaç: Hastalıkları oluşmadan Önlemek!!!! PNÖMOKOK Streptococcus pneumoniae Gram pozitif diplokok Polisakarid kapsül

Detaylı

TC Sağlık Bakanlığı nın Beşeri ve Tıbbi Ürünlerin Tanıtımı Faaliyetleri hakkında yayınladığı yönetmelik gereği bu toplantıda Akılcı İlaç Kullanımı

TC Sağlık Bakanlığı nın Beşeri ve Tıbbi Ürünlerin Tanıtımı Faaliyetleri hakkında yayınladığı yönetmelik gereği bu toplantıda Akılcı İlaç Kullanımı TC Sağlık Bakanlığı nın Beşeri ve Tıbbi Ürünlerin Tanıtımı Faaliyetleri hakkında yayınladığı yönetmelik gereği bu toplantıda Akılcı İlaç Kullanımı oturumu yer almaktadır. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarında

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER Dr. Kaya Süer Near East University Medical Faculty Infectious Diseases and Clinical Microbiology Pnömoni : Akciğer parankiminde inflamasyon ve konsolidasyon ile seyreden yangısal

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik

Detaylı

EPİSTAKSİS Genel bilgiler Klinik Bulgular Tedavi

EPİSTAKSİS Genel bilgiler Klinik Bulgular Tedavi EPİSTAKSİS Genel bilgiler Kulak burun boğaz acillerinin en sık görülen nedenlerindendir. Basit kanama ve sızıntıdan hayatı tehdit edebilecek burun kanamalarına kadar değişik şiddette görülür. Travma, inflamasyon,

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

OTİTİS MEDİA KOMPLİKASYONLARI

OTİTİS MEDİA KOMPLİKASYONLARI OTİTİS MEDİA KOMPLİKASYONLARI Otitis media komplikasyonları, enfeksiyonun temporal kemiğin havalı boşlukları dışına yayılması sonucunda ortaya çıkarlar. Otitis mediaya bağlı komplikasyonlar intratemporal

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

Dr. Derya SEYMAN. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Dr. Derya SEYMAN. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Dr. Derya SEYMAN Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Genişlemiş Spektrumlu beta-laktamaz Üreten Escherichia coli veya Klebsiella pneumoniae ya

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI Konu: KBB hastalıklarında tanı ve muayene yöntemleri Amaç: Bu dersin sonunda dönem 3 öğrencileri KBB hastalıklarında tanı ve muayene yöntemlerini KBB hastalıklarında

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Bakterilerde antimikrobiyal direncinin artması sonucu,yeni antibiyotik üretiminin azlığı nedeni ile tedavi seçenekleri kısıtlanmıştır. Bu durum eski antibiyotiklere

Detaylı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül

Detaylı

Kateter İnfeksiyonlarında Mikrobiyoloji Doç. Dr. Deniz Akduman Karaelmas Üniversitesi it i Tıp Fakültesi İnfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Kateter infeksiyonlarında etkenler; kateter

Detaylı

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta M. Bülent ERTUĞRUL, M. Özlem SAYLAK-ERSOY, Çetin TURAN, Barçın ÖZTÜRK, Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması Bölüm 11 Astım ve Cerrahi İşlemler Astım ve Cerrahi İşlemler Dr. Gözde KÖYCÜ ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

Detaylı

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda; 3. SINIF VE Bu sınıfta öğrencilere, yaşamın evreleri içinde ve organ sistemleri temelinde hastalık oluşumunun genel özellikleri, nedenleri, temel mekanizmaları, patolojik bulguları, laboratuvar ve görüntüleme

Detaylı

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

ÇIKAR ÇATIŞMALARI. Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur

ÇIKAR ÇATIŞMALARI. Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur ÇIKAR ÇATIŞMALARI Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur Araştırma desteği Türk Toraks Derneği GlaxoSmithKline 32 yaşında hasta, beş

Detaylı

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR? Saman nezlesi tanımı yanlış isimlendirilmektedir. Çünkü saman bu olaya neden olmaz. Hastalık; akan / kaşınan burun ve göz, hapşırma, boğaz kaşıntısı ve burun, boğazda çok miktarda akıntıdan oluşmaktadır.

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI Hepatit B aşısı bilinen en etkili aşılardan biridir. Hepati B aşısı inaktif ölü bir aşıdır, aşı içinde hastalık yapacak virus bulunmaz. Hepatit B aşısı 3 doz halinde yapılmalıdır.

Detaylı

OTOAKUSTİK EMİSYONLAR. Mehmet AKŞİT, Ph.D DUYSEL Odyolojik Tanı Merkezi

OTOAKUSTİK EMİSYONLAR. Mehmet AKŞİT, Ph.D DUYSEL Odyolojik Tanı Merkezi OTOAKUSTİK EMİSYONLAR Mehmet AKŞİT, Ph.D Otoakustik Emisyonlar Thomas Gold (1948) Tüylü hücrelerin aktif elemanlar olabileceğini ve bunları aktivasyonundan emisyonların elde edilebileceğini öne sürdü.

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü Doküman No: ENF.TL.11 Yayın Tarihi:19.11.2008 Revizyon Tarihi: 27.03.2013 Revizyon No: 02 Sayfa: 1 / 9 GENEL İLKELER : Cerrahide profilaktik antibiyotik kullanımının genel kabul gören bazı temel prensipleri

Detaylı

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Neden? Daha az yan etki Ekonomik veriler DİRENÇ! Kollateral hasar! Kinolon Karbapenem Uzun süreli antibiyotik baskısı Üriner Sistem

Detaylı

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin Dr Emel YILMAZ UÜTF-Enf Hast ve Kl Mikrob AD İEÇG-KLİMİK 21.10.2017 İnfektif Endokardit Koruyucu uygulamalara

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı