Müge Ýplikçi & Ümran Kartal



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ



ünite1 Sosyal Bilgiler

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Simge Özer Pýnarbaþý

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Kanguru Matematik Türkiye 2015

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn


3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme


Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Kanguru Matematik Türkiye 2015


ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Kanguru Matematik Türkiye 2017

3. KENT VE SAÐLIK SEMPOZYUMU EÞÝTSÝZLÝKLER KAÇINILMAZ MIDIR?


Kanguru Matematik Türkiye 2017

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012



Nokia HS-2R Radyolu kulaklýk seti Kullaným Kýlavuzu baský

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:


DERSHANELERÝ MATEMATÝK

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM


3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Aile Hekimliðinde Genogram

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II


Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Kullanım kılavuzunuz NOKIA CK-1W

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

Kanguru Matematik Türkiye 2017

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Kanguru Matematik Türkiye 2017


BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

ünite1 1. Aþaðýdaki kavram ve gösterimi çiftlerinden hangisi doðrudur? A. ýþýn, B. doðru parçasý, d C. nokta, A D. doðru,

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

m3/saat AISI

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Gelir Vergisi Kesintisi

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik


5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

4. 5. x x = 200!

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - I

Kanguru Matematik Türkiye 2018

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI


Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Transkript:

Cýmbýzýn Çektikleri Müge Ýplikçi & Ümran Kartal

www.altkitap.com Cýmbýzýn Çektikleri Müge Ýplikçi & Ümran Kartal

altkitap - inceleme 4 Cýmbýzýn Çektikleri Müge Ýplikçi & Ümran Kartal Aðustos 2001 Yayýna Hazýrlayan: Tuðba Onmuþ Düzelti: Murat Gülsoy Tasarým: Faruk Ulay Tasarým Uygulama: Murat Gülsoy 2001 altkitap ve Müge Ýplikçi & Ümran Kartal Yapýtýn tüm yayýn haklarý saklýdýr. Tanýtým için yapýlacak kýsa alýntýlar dýþýnda yayýncýnýn izni olmaksýzýn hiçbir yolla çoðaltýlamaz. www.altkitap.com editor@altkitap.com

Yazarlar Hakkýnda Müge Ýplikçi 1966 yýlýnda Ýstanbul'da doðdu. 1998'de Perende, 2000'de Columbus'un Kadýnlarý, geçtiðimiz Nisan ayýnýn baþýnda da Arkasý Yarýn adlý öykü kitaplarý yayýnlandý. Bir yýlý aþkýn süredir Açýk Radyo'da kadýn ve popüler kültür aðýrlýklý Sabun Köpüðü adlý programý hazýrlayýp sunanlar arasýnda. Halen Bilgi Üniversitesi Ýletiþim Fakültesinde öðretim görevlisi. Ümran Kartal 1973 yýlýnda Ýstanbul'da doðdu. Ýstanbul Üniversitesi'nde Amerikan Kültürü ve Edebiyatý eðitimi aldý. Halen Ýstanbul Üniversitesi Kadýn Sorunlarý ve Araþtýrmalarý Merkezi'nde yüksek lisans öðrencisi. Varlýk dergisiyle baþladýðý yazý ve çevirilerine çeþitli edebiyat dergilerinde devam etmektedir. Þu anda Radikal Gazetesi Kitap Eki'nin editörlüðünü yapýyor.

Önsöz - Tuðba Onmuþ i Kendine Bakmak Dünyayý Umursamak Cýmbýzýn Çektikleri'nin iki yazarý var. Bu kitapta iki kadýn yan yana, bazen beraber, bazen tek baþlarýna kadýnlara, kadýnlýk durumuna bakýyorlar. Kitabý oluþturan 15 metinde farklý konulara deðiniliyor. Ýlk yazý olan Ýmgeler ve Kadýnlar'da Müge Ýplikçi'nin Richard Allen'ýn yaklaþýmýndan yola çýkarak önerdiði toplumsal cinsiyet kavramýnýn eksik olmadýðý bir görme biçimi oluþturma çabasý, metinlerin ortak noktasýný oluþturuyor. Yazar bu yöntemin cesur ve önyargýsýz olmayý gerektirdiðinin altýný çiziyor. Müge Ýplikçi ve Ümran Kartal hiç kuþkusuz bu ön koþulu yerine getiriyorlar ve Cýmbýzýn Çektikleri'nde bize böylesi bir yaklaþýmýn, temizlikten internete, depremden annelik durumuna, tatilden magazine bir çok konunun incelenmesinde neler vaad ettiðini gösteriyorlar. Örneðin Sanal Düþler'de kadýnlarýn toplumsal cinsiyet farklýlýklarýndan kaçýp sýðýndýlarý bilgisayar teknolojisinin erkekler tarafýndan, erkeklere göre tasarlanmýþ olduðunu hatýrlatýyor, farklýlýðýn devam ettirilmesine ve hatta daha da artmasýna aracý olduðunu göz ardý etmemize engel oluyorlar. Ya da Evlilik Kaidesinin Eskimeyen Zemini'nde olduðu gibi bizi Aile Hukukuyla yüzleþmeye ve Ben Kimim? diyen iç sesimizi dinlemeye veya Ah Þu Kýrýk, Yaþlý, Arlanmaz Kalplerimiz'de olduðu gibi Time dergisinin seçtiði yüzyýlýn düþünür ve bilim insanlarý arasýna kendine yer açabilen tek kadýnýn çevreci Rachel Carson olmasý üzerine düþünmeye zorluyorlar. Deprem ve savaþ. Kadýnlarýn bu iki felaketin neden olduðu acýlarý ve acýlarýn en hasý ölümü nasýl göðüslediklerine dair yazýlar, kitabýn belki de en can alýcý bölümünü oluþturuyor. Kadýnýn mahremiyetinin felaket karþýsýndaki çaresizliði, Elif Güzel'in Gamze Kara'nýn, Ülker Uzun'un hikayeleri sadece yürek burkmayý deðil yaþananlarý farklýlýk, ötekilik baðlamýnda deðerlendirmeyi de amaçlýyor. Ayný þekilde kucaðýndaki çocuðu, kocasý, sevdikleri gözlerinin önünde katledilen Kosovalý kadýnlar, bize sadece insanoðlunun ne kadar gaddar olabileceðini deðil, toplumun kadýna yüklediði rollerin savaþta nasýl darmadaðýn olduðunu da anlatýyorlar. Bir sonraki bölümdeki yazýlarda, sistemin yeniden üretilmesinin en önemli araçlarýndan olan aile ve annelik kurumlarýnýn incelenmesinde

Önsöz - Tuðba Onmuþ ii toplumsal cinsiyeti içeren bir yaklaþýmýn ne kadar uygun düþtüðüne dair örnekler sunuluyor. Otorite ve Seher'de Seher'in kendisini býrakýp giden öz annesinin, kendisini hiç sevmeyen üvey annesinin ve öfkesi kýzýný öldürecek kadar büyük olan babasýnýn iç içe geçmiþ hikayeleri, anneliðin kutsal olduðu çýkarsamasýnýn, Tanrý Meyveyi Kutsasýn'daki damýzlýk kýzýn öyküsü ise annelik kimliðinin erkek egemenliðinin ve cinsiyet eþitsizliðinin yeniden üretilmesindeki rolünün sorgulanmasýna temel oluþturuyor. Sirenlerin Büyüsü aþkýn, 'sahici aþkýn' 'yaþayan varlýða biçim veren en önemli kategorilerden biri' olduðunu hatýrlatýrken tecavüz edilip öldürülen kýzlarý Berivan ve Esra'nýn annesi Tahsisa'nýn acýsý, AB destekli fahiþe eðitiminin öznesi seks iþçilerinin öfkesi farklý biçimlerde de olsa toplumsal cinsiyetçi rollerin sorgulanmasýna aracýlýk ediyor. Bu sorgulamada kullanýlan bir baþka araç ise yanýlsamalar: Sayýklamalar'da, gazetelerin magazin eklerinden hareketle kadýnýn, erkeðin biçimlendirdiði bir nesne olmaya indirgendiði bu görme biçimi eleþtirilerek kadýn, 'kendisi için varolmaya' davet ediliyor. Klima'da insanýn rüzgarýn efendisi olma çabasý alaya alýnýp doðayla olan iliþkisinin yeniden kurulmasý çaðrýsý yapýlýyor. Yok-Ülke Tatil Köyü, bu mekanlarýn ihtiyaç duyulduðunda hayal edilen, yanýna varýldýðýnda ise bir hiç olduðu anlaþýlan bir seraptan ibaret olduðunu Temizlik, Deterjan ve Kadýn ise kadýnýn bedeni ve evine iliþkin temizlik ve kir kavramlarýnýn yeniden tanýmýnýn gerekli olduðunu gösteriyor. Cýmbýz, fazlasýyla kadýnlara mahsus, kadýnlarýn kendilerini rahatsýz eden 'þeyleri' ortadan kaldýrmak için kullandýklarý bir alet. Müge Ýplikçi ve Ümran Kartal'ýn cýmbýzýna yakalananlar, elinde cýmbýz olup aynada kendine bakmanýn dünyayý umursamanýn ta kendisi olduðunu gösteriyor.

Ýçindekiler 1. BÖLÜM ÝMGELER VE KADINLAR Müge Ýplikçi 1 SANAL DÜÞLER Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 7 EVLÝLÝK KAÝDESÝNÝN ESKÝMEYEN ZEMÝNÝ Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 14 2. BÖLÜM FELAKET VE MAHREMÝYET Ümran Kartal 19 HANGÝ TAÞLAR, HANGÝ KAN, HANGÝ DEMÝR Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 24 SAVAÞ VE KADIN: HAYAT GÜZEL DEÐÝL ARTIK Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 36 3. BÖLÜM OTORÝTE VE SEHER Müge Ýplikçi 44 TANRI MEYVEYÝ KUTSASIN Ümran Kartal 49 SÝRENLERÝN ÞARKILARI Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 57 ÇÖZÜLEMEYEN SIRLAR ÝÇÝN Gerçekle ilgili ama gerçek olmayan bir öyküdür bu Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 67 TEMÝZLÝK DÜÞLERÝ Ümran Kartal 73 4. BÖLÜM SAYIKLAMALAR Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 76 AH ÞU KIRIK, YAÞLI, ARLANMAZ KALPLERÝMÝZ Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 83 KLÝMA Müge Ýplikçi 86 YOK-ÜLKE TATÝL KÖYÜ Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 90 TEMÝZLÝK, DETERJAN VE KADIN Müge Ýplikçi & Ümran Kartal 94

1 1. BÖLÜM ÝMGELER VE KADINLAR Müge Ýplikçi "... Bir evin önünde duran bir adam fotoðrafý görürsek, adamýn bu evin sahibi olup olmadýðýný nasýl anlayabiliriz? Bir evin önünde bu kez bir kadýn görürsek, ayný olasýlýklarý kafamýzdan geçirir miyiz? Son model bir arabada arabayý kullanan adam ve yanýnda oturan kadýn için kafamýzdan geçenler ayný mýdýr?.. Ortak bir imgenin okunmasý bildik kalýplara baðlýyken, özel imgeler farklý biçimlerdeki yorumlara daha fazla açýktýr... Herhangi birinin bir gazeteyi edilgen bir biçimde okumasý gibi, kendi fotoðrafýmý da ayný kültürel çerçeve içinde okumam söz konusu olabilir -bir gazete fotoðrafýný okur gibi. Anlamanýn (okumanýn) kiþiye has en özel konumu bile geleneklerden süzülür; eski fotoðraflardaki 'çerçeveli' imgelerin bizlerin bugünkü durumumuzu anlatmasýný bekleriz." 1 Richard Allen'in sanat ve imgelere getirdiði yaklaþýmý, temsilin anlamýnda yatan düþüncenin, temsilin görünüþünde yatmasý ve söylem ve gelenekler doðrultusunda onu nasýl tanýmladýðýmýzda belirginleþmiþ olmasýdýr. "Yeni hiçbir þey görmeyiz," der Allen, "hepsi daha önce gördüklerimizden oluþmuþ yeni anlama ve görme biçimleridir." 2 Bu noktada bakýþ açýsýnýn yeniliðine deðinir ve daha önceden gördüðümüz þeylerin yeniden ve farklý kodlarla görünmesini tartýþýr. Tam da bu noktada görme biçimlerinin ele alýnýþ yöntemini tarihsel olarak masaya yatýrýr ve tüm bu incelemelerde eksik olanýn bugüne kadar toplumsal cinsiyet kavramýnýn gözden kaçýrýlmasý olduðunu savlar. Toplumsal cinsiyetçiliðin atlanýlmasý, her imgenin temsil ediliþ biçimi ve seyredenin onu algýlayýþýnda objektif bir senteze ulaþýlmasýný engeller. Hele de temsil edilenin kadýn ve temsil ediliþ biçiminin

2 egemen bir erkek söylemi gerçeðinde tortulandýðý düþünülecek olursa. Temsil edilen nesnelerin herhangi bir söylemde (kültürün genel geçer anlamý olsun, alt kültür ya da popüler kültür ürünlerinde olsun) göstergebilimsel ve dilbilimsel açýlýmýna girdiðimizde toplumsal cinsiyet kavramýnýn kadýn ve erkeði nasýl dönüþtürdüðü, neyi sürekli olarak meþrulaþtýrdýðý gerçeðine de el atmak kaçýnýlmaz görünüyor. Þifrenin çözümü diye tanýmlayabileceðimiz bir yönteme gereksinimimiz var; elbette toplumsal cinsiyet kavramýný düþünerek deðerlendirmek durumunda olduðumuz bir yöntem bu. Cesur ve önyargýsýz olmamýzý gerektiren bir yöntem... *** Lana Rakow "Popüler Kültüre Feminist Yaklaþýmlar" adlý makalesinde 3 dört önemli feminist yaklaþým üzerinde durmaktadýr. Ýmgeler ve Temsiller Yaklaþýmý, Yeniden Ele Alma ve Deðer Biçme Yaklaþýmý, Alýmlama ve Deneyim Yaklaþýmý ve Kültürel Kuram Yaklaþýmý. Aslýnda her biri birbiriyle yakýndan baðlantýlý olan bu yaklaþýmlarda genel olarak irdelenen mevcut sistemin içindeki aygýtlarýn sorgulanmasý ve belirgin bir reddetme yoluyla yeni bir yapýlanma oluþturulmasýna gidilmesidir. Rakow'a göre Ýmgeler ve Temsiller yaklaþýmýnda feministler birbirleriyle iliþkili þu sorulara yanýt aramýþlardýr: 1- (Popüler kültürün içinde) ne tür imgeler söz konusudur ve bu imgeler kadýnlarýn kültürdeki konumuna iliþkin neleri açýða çýkarýrlar? 2- Bu imgeler kimlerin imgeleridir ve kimlere hizmet ederler? 3- Bu imgelerin sonuçlarý nelerdir? 4- Bu tür imgeler nasýl anlam kazanýrlar? 4 Betty Freidan'ýn kadýn dergilerindeki imgeleri ele aldýðý çalýþmasýnda diþilik 5 ana temaydý. Freidan'a göre "ev kadýnlarý olarak hizmet gören kadýnlarýn gerçek yaþamsal iþlevleri ve en önemli rolleri ev için daha çok þey satýn almaktý." 6 Freidan'ý izleyen, imgelere yönelik birtakým çalýþmalar diþilik söylemi üzerinde durmuþ ve popüler kültür imgelerinin çoðunlukla erkeklerin kadýnlarla ilgili imgelerinden oluþtuðu fikrinde odaklanmýþtýr. Kadýn imgelerinin tarihsel kökünü inceleyen bir diðer grupsa býkýp usanmadan yeniden üretilen ve meþrulaþtýrýlan bir imgeler açýlýmý üzerinde durmuþtur.

3 Lana Rakow makalesinde Gaye Tuchman'ýn medyadaki imgeleri "simgesel yok etme" biçiminde ele alýþýna deðinmekte ve gene Tuchman'ýn çalýþmasý doðrultusunda söz konusu olguyu deðerlendirmektedir: Medyada kadýnlar yeterince temsil edilmemekte ve önemsizleþtirilmektedirler. 7 Ýmgelerin gönderme yaptýklarý söylemlerin Amerikalý liberal feministlerce "mevcut ekonomik sistem içersinde cinsiyetçiliðin ortadan kaldýrýlabileceðini varsaydýðý" fikrinden yola çýkan Rakow; öte yandan Elizabeth Cowie ve Griselda Pollock'un kadýn imgeleri kavramýnýn "ideolojik söylemler içinde bir gösteren olarak kadýn nosyonunun yerini almasý" gerekliliðine dikkat çekmelerine de deðinir. Rakow, ayrýca, Tuchman'ýn imgeler kavramýnýn, çerçeve çözümlemesi ya da söylem kavramý ile yer deðiþtirmesi gerekliliðini ileri sürerken, Rosalind Coward hemen tüm imgelerin nasýl okunabileceðini belirleyen cinsiyetçi kodlarýn da bir sorun oluþturduðuna dikkat çeker. Feminizmin imgeler ve temsiller yaklaþýmýna bir baþka açýdan baktýðýmýzda, yani kültürün popüler kültürle olan dirsek temasý ve bunun açýlýmý olabilecek ürünlerin yansýttýklarý ideoloji kavramý üzerinde durduðumuzda, kültürle ideolojinin organik baðýný görmezden gelemeyiz. Bu konuda Bernard Roloff ve Georg SeeBlen'in çalýþmasýna bakmakta yarar var: "Güzel bir kadýnýn görünüþünün, gerçek güzelliðin nasýl olmasý gerektiði konusundaki anlayýþ ve görüþümüz, bizim bireysel deneyimlerimizden çýkardýðýmýz bir deðerler demetine dayanmamakta; doðrudan devraldýðýmýz kültürel þablonun ürünü olma özelliðini korumaktadýr." 8 Bu iki araþtýrmacýya göre "düzenli, kocaman, enfes göðüsleri olan bir kadýn, bu özellikten daha fazla ateþli ve daha fazla tutkulu bir sevgili deðildir." 9 Bedenin ideal ölçülere uymasý, simetrik bir surat bir kadýn için çoðunlukla sosyal geçerliliði olan ölçülerdir. Hatta bir iþ gücü, bir emekçi olarak bile deðerini bu özellikler belirler. Roloff ve SeeBlen'e göre erotik güzellikte saklý olan bu ideal, aslýnda cinsel baskýnýn bir baþka boyutunu simgeler. Rosalind Coward, bu tipteki bir bakýþ açýsýný, tarihsel bir bazda ele alýndýðýnda "statükoyu korumak isteyen bazý insanlarýn, erkeklerin kadýnlara bakmalarýnýn doðal düzenin bir parçasý olduðunu" 10

4 söyleyerek dile getirmektedir. Bu statüko korunurken, erkeklerin doðal nesnel güzellik deðerlendirmelerinin estetik deðeriyle deðil, kadýn imgelerinin erkekleri rahatlatýcý bir þekilde ortaya konmasý ve kullanýlmasýyla elde edildiðini söylemektedir Coward. "... Erkekler kadýnlara dikkatle bakmalarýný kadýnlarýn estetik çekicilikleri gerekçesiyle savunuyorlar. Fakat kadýnlarýn bu sözde estetik deðeri, kadýn bedeninin 'uzaktan' görünüþü hakkýnda kararlaþtýrýlmýþ bir tercihten baþka bir þey deðildir. Kadýnlarýn estetik çekiciliði, kadýnlarýn vücuduna bakmak, kadýnlarý uzakta, ayrý tutmak tercihini ve bunu yapabilme gücünü gizler. Belki de uzaktan cinsellik, erkeklerin kadýnlarla girebildiði tamamen güvenli olan tek iliþkidir." 11 John Berger'e göre ise kadýn her þeyi gözlemek zorundadýr ve "kendi varlýðýný algýlayýþý, kendisi olarak bir baþkasý tarafýndan beðenilme duygusuyla tanýmlanýr." 12 Kadýn olarak doðmak, erkeklerin mülkiyetinde olan özel, çevrelenmiþ bir yerde doðmak demektir diye aktarmaktadýr Berger ve kadýnýn toplumsal kimliðinin kýsýtlý bir koþulda yatmakta olduðunu söylemektedir. Fakat bu, ortaya bir çift kimlik sorunu çýkarýr. Kendisi ve kendisini seyreden bir diðeri. Kadýn bu kimlikle dolaþan biridir, bir yandan yaþamýn içindeki rollerini gerçekleþtirir, bir diðer yandan da sürekli olarak kendini seyreder. Ancak bu toplumsal bir þartlanmadýr ve "kadýn oluruz" tanýmlamasýný birebir açýklamaktadýr. Kadýnýn kendini gözlemesi öðretilmiþtir ve hayatýnýn sonuna kadar yaþayan ve bu yaþamý gözleyen biri olarak kalýr. Böylesi bir denetleme mekanizmasýnýn onu ne kadar saðlýklý bir birey kýldýðý ise tartýþmaya açýktýr. Berger bunu "gözleyen" ve "gözlenen" kiþilikler olarak tanýmlamaktadýr. 13 Bunu daha da geniþletir ve erkeklerin davrandýklarý gibi, kadýnlarýnsa göründükleri gibi olduðunu ileri sürer. söz konusu tutumun erkek-kadýn iliþkisini tanýmlamasýnýn yaný sýra kadýnlarýn kendileriyle olan iliþkilerini de tanýmladýðýný söylemektedir. Kadýnýn kendisiyle olan bu iliþkisinden, kendisinin bir nesneye dönüþmüþ olduðu gerçeðine varan Berger, kadýný seyirlik bir nesne olarak aktarmaktadýr. Ona göre kadýn kendi baþýna çýplak deðildir, seyircinin onu gördüðü biçimde çýplaktýr. 14 Kadýn kendini seyreden seyirciye bakar ve seyirci aracýlýðýyla kendini seyreder. Dolayýsýyla bu bakýþ, seyredilme pratiðine dayalý ve kendi özneliðini ortaya koymaktan uzak bir bakýþtýr. Neyin temsil edilmesi

5 isteniyorsa o ortaya konmuþ, kadýn bu temsilde bakanýn gözleriyle kendine bakarken, ayný zamanda o kimliðe yabancýlaþmýþtýr. "Çýplak kadýn resmi yapýlýyordu" demektedir Berger, "çünkü çýplak kadýna bakmaktan zevk duyuluyordu; kadýnýn eline bir ayna veriliyordu ve resme 'kendine hayranlýk' deniliyordu. Böylece çýplaklýðý, zevk için resme geçirilen kadýn ahlak açýsýndan suçlanýyordu." 15 Ona göre resimlerde yer alan aynanýn iþlevi çok baþkaydý; ayna, kadýnýn kendisini her þeyden önce ve her þeyden çok seyirlik bir þey olarak gördüðünü anlatmak için konuluyordu resme. Tam da bu noktada çýplaklýkla nü olmanýn farkýna deðinen Berger, çýplaklýðýn insanýn kendisi olmasý, nü olmanýn ise baþkalarýna çýplak görünmek olduðunu savlamaktadýr. Çýplak vücudun nü olarak algýlanabilmesi, ancak ve ancak bir nesne olarak algýlanmasýyla koþut gidebilmektedir. Bu noktada pornografinin günümüzdeki anlamýný tartýþmakta yarar görüyorum. Bu kavramýn iyilik ya da kötülüðünü tartýþmak yerine, bunun kavramsallaþmasýnda etkili olan aygýtlarýn deðerlendirilmesinden yanayým. Kadýnlarýn bu noktada bir açlýðý gidermek için bulunduklarýný söylüyor Berger. Kendi açlýklarýný doyurmak için deðil, diyor. Ben de bu noktada sormak istiyorum: Kadýný çift kimliðe taþýyan bir sistemi eleþtirmek yerine, bunun bir sonraki etabý olabilecek pornografi ya da nü olgusunu eleþtirmek ne derece saðlýklý bir çýkarsama olabilir? Bernard Roloff ve Georg SeeBlen'in tekeþliliðe burada özel bir dikkat çekmeleri de rastlantý olmamalý. Güzellik idealinin öneminin bu doðrultuda arttýðýný vurgularken "bir mülk olarak kadýnýn deðerinin nicelik düzleminden nitelik düzlemine kaydýðýna" da parmak basmakta ve burjuva toplumunun ahlaksal düzlem açýsýndan alabildiðine karmaþýk ve grift yapýsýnýn, kadýnýn deðerini sadece fiziksel, görünüþle baðlantýlý ölçütler üzerinden belirlenemez hale getirmiþ olduðunu aktarmaktadýrlar. Öte yandan Catherine King "Making Things Mean..." baþlýklý makalesinde göstergelerin daima kayýp gittiðini ya da yer deðiþtirdiðini, ama gösterenin daima ayný kaldýðýný vurgulamaktadýr. Bununla baðlantýlý olarak, toplumsal cinsiyetçiliðin kendini nasýl ürettiði yolunda kadýn-erkek ayrýmýnýn en akla gelmez kurumlarda bile kendini

6 gösterdiðini söyler." 16 Herhangi bir metnin (ya da özellikle bir reklam metni ya da söylenler) üst okumada çok rastlanýlan kodlarý içermesi, alt okumada karþýmýza çýkan farklý anlamlarý iyi bir analiz yoluyla silmesi de buna koþut bir açýmlama olabilir. Sonuç olarak geleneksel erkek bakýþ açýsý kendini sürdürmektedir. Gene Richard Allen'a dönecek olursak, söylem hakkýnda yeterli bilgi olmadýðý sürece herhangi bir imgedeki þifrenin saðlýklý okunamayacaðýný ve imgenin gerçekte ne ile ilgili olduðunun anlaþýlamayacaðýný savunmaktadýr Allen. Ki haklýdýr. Herhangi bir resimde üzgün ya da mutlu birini "görmemiz", aldýðýmýz kültür ve bu kültürün bizde yarattýðý bilgiyle olasýdýr, ona göre. Ancak resimdeki kiþi ile yer ve diðer unsurlarýn arasýndaki baðý çözmenin böylesi bir kültür etkinliðiyle olanaklý olmadýðýný da belirtir. Ancak öte yandan kültür endüstrisi, her þeyi bizce ve haklý, bizce ve bizce olmayaný haksýz ve dýþarda býrakmaya meyilli ucunu her an "bize karþý" býkýp usanmadan törpülemektedir. Dipnotlar 1 Richard Allen, "Analysing Representations", Imagining Women, Polity Press (Open University), der. F. Banner, Lizbeth Goodman, R. Allen, Linda Jones, Catherine King, s. 23. 2 "A.g.m", s. 26. 3 Lana Rakow, "Feminist Approaches to Popular Culture: giving patriarchy its due", Communication, cilt 9, 1986, s. 19-41, aktaranlar: F. Mutlu Binark, Süleyman Irvan, Kadýn ve Popüler Kültür, Ark Yayýnlarý, 1995, s. 15. 4 "A.g.m", s. 22. 5 Bu noktada diþiliði kadýnlýk kavramýndan ayrý tutmak durumundayýz. Diþilik biyolojik bir olgu ve bir çýkýþ noktasý sayýlabilecekken, kadýnlýk varýlacak bir konum olarak algýlanmalýdýr. Belki de Elaine Showalter'in tanýmlamasý doðrultusunda feminizm kavramýný diþilik ile kadýnlýk arasýndaki bir köprü olarak düþünebiliriz. 6 "A.g.m", s. 22. 7 "A.g.m", s. 24. 8 Bernard Roloff-Georg SeeBlen, Erotik Sinema, çev.: Veysel Atayman, Alan Yayýncýlýk, Ýstanbul, Nisan 1996, s. 55. 9 A.g.e., s. 55. 10 Rosalind Coward, Kadýnlýk Arzularý, çev.: Alev Türker, Ayrýntý, Þubat 1993, s. 79. 11 A.g.e., s. 80. 12 John Berger, Görme Biçimleri, çeviren: Yurdanur Salman, Metis, Aralýk 1986, s. 46. 13 A.g.e., s. 46. 14 A.g.e., s. 50. 15 A.g.e., s. 51. 16 Catherine King, "Making Things Mean: Cultural Representation in Objects", Imagining Woman. Polity Press, s. 19.

7 SANAL DÜÞLER Müge Ýplikçi & Ümran Kartal ABD ve Sovyetler Birliði dünyanýn en güçlü ülkeleri Ama nüfuslarý dünya nüfusunun sadece sekizde biri Afrikalýlar da dünya nüfusunun sekizde biri Nijeryalýlar zaten bunun dörtte biri/ Asyalýlar tüm dünya nüfusunun yarýsý Çinliler zaten bunun yarýsý Ortadoðu'daki ulus sayýsý yirmi iki Dünyadaki insanlarýn çoðu/ Sarý, Siyah, Kahverengi, Yoksul, Kadýn Ve Hýristiyan deðil Ve Ýngilizce konuþmuyor. 2000 yýlýnda Dünyanýn en büyük yirmi kent Tek bir þeye sahip olacak ortak Ne Avrupa'da olacak ne de Amerika Birleþik Devletleri'nde O kentlerden biri Audre Lorde, 1 Ocak 1989 Chandra Talpade Mohanty Üçüncü Dünya ülkeleri kadýnlarýyla ilgili kitabýn genel hatlarýný çizdiði giriþ yazýsýnýn baþýnda Lorde'un bu þiirini kullanmýþtý. Geçen zaman Lorde'un ne kadar haklý olduðunu kanýtladý. Evet, Sovyetler, gücüyle birlikte tarihin tozlu sayfalarýna gömüldü ancak sömürü bitmedi, bitirilemiyor. Kadýnlar ve diðer tüm ötekilerin durumu malûm. Ama gene de hemen belirtelim bu yazý slogan türevinde bir metin olmayacak. Bunun açmazlarýný yaþadýk, yaþýyoruz. Bu yazýda Kahrolsun Batý ya da Kahrolsun Teknoloji gibi tehlikeli polemiklere düþmeyeceðimizin de altýný çizmekte yarar var. Bunlar ciddi ve üzerine gidilmesi gereken sorunlar, ancak gene belirtmekte yarar var ki ötekinin kendi benini yaratýp diðer öteki üzerine (mesela kadýnýn kadýna) kurduðu hiyerarþi de en az yukarýdaki husus kadar önemli ve ciddi iç hesaplaþmalarý gerektiriyor.

8 Bunun dýþýnda hayat hýzla akýp gidiyor, bu da malûm bir durum. Unuttuklarýmýz, görmezden geldiklerimiz ve tekrar hatýrladýklarýmýzla hýzla akýyor. Ancak hiyerarþinin deðiþik çehrelerdeki yüzü stereotip söylemler ve kurgular yaratmaya devam ediyor. Bilgisayarýn yaþamýmýza hýzla girdiði ve girme hýzýnýn büyük bir ivmeyle arttýðý günümüzde yaratýlmýþ olan alternatif hareketlere sýcak bakma potansiyelimiz ne olabilir? Postfeminizmin bir türevi olan siberfeminizm, bu anlamda bizim gibi ülkelerde bir alternatif yaratabilir mi? Düþünmeye deðer. Ancak hemen belirtelim: Zararý yararýndan fazla olabilir. Mohanty bizi 90'lý yýllardan uyarýyor: Batý'nýn gözündeki Üçüncü Dünyalýlýk ve çoðu Batýlý feministin gözündeki Üçüncü Dünya ülkesi kadýný olmak nereye kadar "bu kadýnlarý" belirleyecek? Siberfeminizm neyin alternatifi? Rosi Braidotti'nin "Cyberfeminism with a Difference" adlý makalesinde önemli noktalar var. Bir kere teknolojiyi kullanarak onu kendi saflarýna çekebilme gücü, kadýnýn teknoloji karþýsýndaki ona dayatýlan çaresizliðini yenmesi, ancak ve ancak yeni iletiþim yollarýnýn öðrenilmesi ve bu yollarýn iþleyiþ biçimlerinin üstesinden gelinmesi ile mümkün. Toplumsal cinsiyet, teknoloji ve kültür arasýnda arap saçýna dönmüþ baðlarýn ayrýþtýrýlmasý için teknoloji, teknolojinin kullanýmý artýk þart ötesi. Kendilerini bu anlamda "gerilla kýzlar" olarak gören siberfeministler bunun bir komün hareketi olduðunu söylerken bir gerçeðin altýný çizmeden duramýyorlar: Bir kahramana ihtiyacýmýz yok. Virtual Reality (yani bilgisayarýn o sanal dünyasýnýn gerçekliði)'den bitap düþmüþ bir halde siber ortamýn o koca koca erkek "bebeklerin" oyun alanlarý olmasýndan býktýklarý için böyle bir harekete yöneldiklerini söylüyorlar. Bunu yaparken de eðlendiklerini ve gülmeyi bir silah olarak seçtiklerini gizlemiyorlar. Kendi siber düþlerini yaratmak için önemli bir taktik bu. Onlara göre artýk yaþýný baþýný almýþ "yeniden kazanýlmýþ" (recycled) hippilerin görüntüsü -60'lý yýllarda uyuþturucuya olan ilgilerini artýk video ve bilgisayar baðýmlýsý olarak sürdüren bu hippilerin görüntüsüiçin þöyle diyor bu kötü kýzlar: Canýnýz cehenneme. Evet çýldýracaðýz, diyorlar. Kendi "ortak" halisünasyonlarýmýzla kafayý bulup çýldýracaðýz. Çünkü artýk aþk yok, diyorlar. Aþk

9 metropollerde öldü. Çünkü sesimiz gittikçe kuruyor ve soluyordu. Tenimiz sertleþiyordu. Kafkavari olay örgüsü yavaþ yavaþ bizde vuku bulmaya baþlýyordu. Demek ki kýsa bir süre sonra devasa bir böcek olacaðýmýz o gün çok yakýn. Hýristiyan-sonrasý kuþaðýn anti- Lazaruslarýyýz. Estetiðin trajik ölümünü içeren çaðýn yerini fotokopi makineleri aldý. IBM kullanan bir Walter Benjamin'e ne dersiniz? Spielberg'in doðum yapan erkek fantezilerinden býkmadýnýz mý? Siberpunk düþlerine bakýn bir: Bedenin, büyük koskocaman evrensel bir rahim (Matrix) içersinde eriyip gitmesi can sýkýcý bir fantezi deðil mi sizce? Medya kültürünün çaðdaþ erkek ve kadýn anlayýþý ise insanýn kanýný dondurmaz da ne yapar? James Cameron ve David Cronenberg insansonrasý erkek öznenin (post-human masculine subject) yeniden üretilmesi için ellerinden geleni yapýyorlar. Cameron filmlerinde Arnold Schwarzeneger ile hiper-gerçeklikte bir erkek bedenini kameranýn önünde dolandýrýrken Cronenberg fallik erkekliðin görüntüsünü iki ayrý biçimde sunuyor bizlere: Bir tarafta psikopat bir katil, diðer tarafta diþiliðin çok fazla hâkim olduðu isterik, nevrozlu bir erkek. Bu sözde ütopyalardan býkmýþtýr gerilla kýzlar. Artýk onlarýn yeni ütopyalara ihtiyaçlarý vardýr. Kendi "rahim" düþlerini kurmak, ölümle olan iliþkilerini bizzat belirlemek, kendilerine sunulmuþ olan zaman ve mekâný kafalarýna göre dönüþtürüp, kendilerince bir zaman ve mekân haline getirmekten yanadýrlar. Aksi takdirde gerçekten sistemin belirlediði tanýmlar içersinde "çýldýracaklardýr". Diðer bütün kýzlara öðütleri "sakýn kýzmayýn" olacaktýr. Kýzmak ve öfke size güç kaybettirir. Kadýnsý feminist öfkeden uzak durun, bu sizin en büyük düþmanýnýzdýr, diyeceklerdir. Karþý taraf sizin bu yanýnýzý çok iyi biliyor... Ve ekleyeceklerdir: Hele birbirinizi o kadýnsý öfkeyle asla zehirlemeyin. Bu sadece sistemin iþine yarar, bilesiniz. Karþýlýklý hoþgörünün sizleri uzlaþmacý bir yerlere vardýracaðýný göreceksiniz ve gücünüz artacak! Gerilla kýzlar bu taktikleri verirken Batý kültürünün kendi gibi olmayan öteki kültürleri nasýl da oradan oraya savurduðunu bildiklerini, bunu anladýklarýný söylerler. Teknoloji de bir masaldýr onlara göre. Anlatýcýsý erkektir, beyazdýr, güçtür ve yüzü Batý'nýn ta kendisidir. Yüzyýllardýr devam eden gelenek deðiþmemiþtir.

10 Kendine ait sanal bir oda Gerilla kýzlar iþte bu teknoloji masalýnýn kadýnlar üzerindeki etkisini ele almayý kendilerine görev edinmiþlerdir. Bunu yaparken siberfeminizme belli bir tanýmlama getirmeye de gerek duymazlar. Onlarý ilgilendiren küresel teknolojinin beraberinde getirdiði yeni sosyal durumlardýr. Siberfeminizmin kadýnlýðý yüceltmek deðil, yerleþmiþ toplumsal cinsiyet rollerini parçalamak amacý taþýdýðýný belirtirler. Siberortamýn kadýna kendi gerçeklerini, kendi beden ve kimliklerini yaþama fýrsatý saðladýðýna inanýrlar. Ancak kendilerince kurmaya çalýþtýklarý o sanal dünyanýn gerçeðin týpkýsý olduðu gerçeðini atlarlar. Orada kendilerine ait bir oda kurma çabasý içerisindedirler. Böyle bir þey gerçek dünyada bir odaya sahip olmaktan daha kolay görünmektedir, çünkü zaman ve mekân sýnýrsýzdýr burada. Özgürleþmek daha kolay gibi görünmektedir. VNS Matrix grubu böyle bir oda kurmaya çalýþan, siberfeminizm konu olduðunda sözü edilecek ilk ve en önemli site. Siberfeminizmin teorisinden çok günlük hayattaki pratiðiyle ilgilenir. VNS Matrix grubu amacýný teknolojik kültürü çevreleyen egemenlik ve kontrol anlatýlarýný çözümlemek ve siberortamdaki toplum, kimlik ve cinsiyet iliþkilerini incelemek olarak belirlemiþ. Manifestolarýnda, elektronik sanat projelerinde yapmaya çalýþtýklarý þeyin kadýný yabancýlaþtýran eril bir ortam olan teknolojinin ataerkil yapýsýný kýrmak, teknolojinin kadýn üzerindeki negatif etkilerini engellemek olduðunu belirtiyorlar. 1991'de Avustralya'da kurulan bu sitenin sorguladýðý en önemli þey kadýn dilinin ve bedeninin teknolojiyle nasýl baðdaþtýrýlacaðý, teknolojinin kadýn yararýna nasýl kullanýlacaðý. Bunun için çeþitli projeler geliþtirmiþler, e-postayla katýlýmýn saðlandýðý performanslar, on-line toplantýlar yapýyorlar. Böylece interneti, feminizmin ortaya çýkmaya baþladýðý yýllardaki bilinç yükseltme gruplarý gibi, fikir üretme ve araþtýrma yapma kanalý olarak kullanmýþ oluyorlar. Tek fark, burada kadýnlar yüz yüze deðil, ekran ekrana, tuþ tuþa, bir hat üzerinden fikirlerini paylaþýyorlar. Dayanýþmanýn elektronik hali. Bu elektronik dayanýþmaya ve sanal odaya örnek diðer siteler ise Manifesto, Technowhores, Ambitious Bitch, Women with Beards. Bütün bu siberfeminist gerilla kýzlar saldýrgan bir yapýya sahipler, ne de olsa onlar internet dünyasýnýn eylemcileri, isyancýlarý. Sanal dünyanýn

11 beden ötesi bir yer olmadýðýna inanýyor hepsi, bedenin burada da capcanlý varlýðýný sürdürdüðünü savunuyorlar. Dil ve iktidar iliþkilerini, bu iliþkilerin beden, cinsellik, erotizm ve feminizm yoluyla nasýl oluþturulduðuna dair mizahi bir yaklaþým getiriyorlar, kapkara bir þekilde tabii! Women with Beards (Sakallý Kýzlar) grubu özellikle ilgi çekici. Sakallý kadýnlarýn fotoðraflarýyla dolu bir site. Burada ister istemez, "Sorgulanmasý gereken erkeklik öðeleri kullanýlarak erkek egemen söyleme karþý çýkýlabilir mi? / Toplumsal cinsiyet rolleri erkeklere öykünerek mi deðiþtiriliyor?" sorularýný akla getiriyor bu sakallý kýzlar sitesi. Silah olarak neden erkekleþmeyi tercih ediyorlar? Kendilerine ait sanal bir oda yaratma yolunda kendi kendilerine ters düþmüyorlar mý? Bunun ardýndan, "gerçek"te bile tam olarak yaratýlamayan bir odanýn "sanal"da yaratýlmasýnýn ne faydasý olabileceði sorusunu sormadan edemiyoruz. Aklýmýz yine Rosi Braidotti'nin "Cyberfeminism with a Difference" adlý makalesinde teknolojinin yeni imgeler ve temsiller yaratmadýðýna, eskinin yeniden tekrar edildiðine dair sözleri geliyor: "Sanal gerçeklik toplumsal cinsiyet rollerinin çözümlendiði bir dünya vaat ediyor, ama en bayaðý imgeleri yaratýyor. Örneðin pornografi, cinsellikle ilgili olmaktan çýkýp bir iktidar iliþkisine dönüþüyor." Kime göre? Kimin için? Üçüncü Dünya'ya farklýlýklar sunar Batý. Farklýlýk prensibini sunar, ardýndan da hiyerarþik biçimde bu farklýlýklarý ORGANÝZE eder. Bu bilinen bir hakikattir. Gerilla kýzlarýn Tanrý tanýmadýklarý bir evrende önemli bir hakikat. Ancak siberfeminizmin gündeme getirdiði konular dahilinde siberfeminizm bir ideoloji deðildir,/ siberfeminizm erkek düþmaný deðildir,/ siberfeminizm bir kurum deðildir,/ siberfeminizm sahte deðildir,/ siberfeminizm satýlýk deðildir,/ siberfeminizm bilimkurgu deðildir,/ siberfeminizm korku filmi deðildir,/ siberfeminizm romantik deðildir,/ siberfeminizm post-modern deðildir,/ siberfeminizm mitolojiyle ilgilenmez,/ siberfeminizm tek bir dile haiz deðildir,/ siberfeminizm sýkýcý deðildir,/ siberfeminizm bir yapý deðildir,/ siberfeminizm gelenek deðildir,/ siberfeminizm materyalistik deðildir,/ siberfenimizm tamamlanmýþ bir þey deðildir, vb. Batý'nýn dýþýndaki dünyalar üzerine söylediði pek de bir þey yoktur...

12 Siberfeminizmin politika, beden, toplumsal cinsiyet, iþçi konularýna bakýþta bir deðiþiklik yarattýðýna dair hipotezler üretilir. Sanal ve gerçek dünyadaki erkek egemen söyleme karþý duran bir görüþten doðmuþlardýr, ancak bilginin erkek egemen dünyasýnýn tam da içinden gelen bir doðumdur bu. Bir baþka hipotezde ise siberfeminizmin yeni medya ve teknolojiyi eleþtirmesi, siberortamýn özgür, çoðulcu ve bedensiz olduðuna dair düþünceleri yýkmasý gerektiði ileri sürülür. Beden siberfeministler için çok önemlidir, siberortamda bedenin yok olmadýðýna inanýrlar. Kendine ait bir söylemi, dili olan bu ortam yine iktidar iliþkilerine, bilgi üretimine açýk bir dünyadýr. Burada söz konusu olan iktidar ve bilginin kimin elinde olduðu, bu ortamýn kime göre, kimin için olduðudur. Sýrasý gelmiþken siber sözcüðünün Yunan dilinde "yönetici", "dümen", "yön vermek" anlamýna geldiðini hatýrlatmakta fayda var, týpký kaptanýn gemisine yön verdiði gibi. Burada önemli olan "kaptan kim" sorusudur. Manuel Castells'a göre iktidar, toplumlarýn kendi kurumlarýný düzenledikleri, insanlarýn kendi yaþamlarýný kurduklarý bilgi kodlarýnda ve temsil imgelerinde yatmaktadýr. 1 Böylece "kaptan", bilgi kodlarý ve temsil imgeleriyle yüklü gemisiyle "world wide web" denizinde rotasýný çizmektedir. Ýngilizce'de gemiye "she" (kadýn yerine kullanýlan zamir) denildiðini hatýrlarsak kaptanýn cinsiyeti üzerine yorum yapmaya hiç gerek kalmayacak, yukarýda sorduðumuz sorular kendiliðinden yanýtýný bulacaktýr. Güvenlik Arayýþý "Siberuzay. Her ulustan milyonlarca yasal kullanýcýnýn, matematiksel kavramlarý öðrenen çocuklarýn her gün yaþadýðý anlaþmalý halüsinasyon... Ýnsan sistemindeki her bilgisayarýn kanýtlarýndan yansýtýlan verilerin grafiksel sunumu. Kavranamayacak bir karmaþýklýk. Zihnin uzaysýzlýðýnda, ýþýk çizgileri; öbekler ve takýmyýldýzlar þeklinde düzenlenen veriler. Þehrin ýþýklarý gibi, gitgide uzaklaþan..." 2 Ýþte siberfeministlerin kendi kimliklerini aradýklarý, kendilerini gerçek dünyadaki bastýrýlmýþlýklarýndan kurtarmaya çalýþtýklarý, güvence aradýklarý, kendilerine bir ad koymaya çalýþtýklarý, gerçekte yazamadýklarý tarihlerini sanalda yazmaya çalýþtýklarý yerin tanýmý. Güvenliðin onlarý belirsizliðe býraktýðý kentlerden kaçýp sýðýndýklarý yerin tanýmý.

13 Siberuzayýn bir halüsinasyon, bir karmaþýklýk olarak tanýmlanmasý siberfeminizmin güveni doðru yerde arayýp aramadýðý sorusunu akla getiriyor. Ve yine Rosi Braidotti'nin makalesindeki bir cümleyi: "Asýl kaybeden kadýnlardýr." Çünkü kadýnlarýn toplumsal cinsiyet farklýlýklarýndan kaçýp sýðýndýklarý bilgisayar teknolojisi, farklýlýðý daha da artýrýyor. Bunun yanýnda Birinci ve Üçüncü Dünya ülkelerinin teknolojiye eriþimi arasýndaki fark da artýyor. Ýlk bilgisayar programcýsýnýn Lord Byron'ýn kýzý Ada Lovelace olduðu unutularak bütün bilgisayar literatürü, internet dizayný erkekler tarafýndan erkeklere göre hazýrlanýyor. Bu þekilde yaratýlan siberortamýn, emniyetsiz ve belirsiz bir metropolün devamý olduðu gerçeði her nedense göz ardý ediliyor. Sonsöz Kýyasýya eleþtirdiðimiz söylemlerden elbette dolaylý olarak hepimiz nasibimizi alýyoruz. Teknoloji anlamýnda, hemen birçok þeyde olduðu üzere belli bir manipülasyon içinde olsak bile bizim de kendimize has siborglarýmýz var. Donna Harraway'in dediði bizler için de geçerli: Hepimiz birer siborguz. Protezler, estetik ameliyatlar... Hemen Ajda Pekkan deyip kenara çekilmeyelim. Donna Harraway'e göre iletiþimin kablolu-kablosuz boyutlarýna maruz kalan hepimiz, küpelerimiz, bileziklerimizle hepimiz... Ancak Üçüncü Dünyalýlaþtýrma prensibine karþýlýk herhangi bir prensip sunmayan-sunamayan bir -izm'in dünyanýn sadece sekizde birinden (belki de artýk çok daha az bir oranýndan) bahsetmediðini ve aslýnda ondan farklý bir izleyici kitlesine hitap etmediðini kim iddia edebilir? Dipnotlar 1 Manuel Castells, The Power of Identity, Blackwell Publishers Ltd., Oxford, 1997, s. 359. 2 William Gibson, Neuromancer, çeviren: Melike Altýntaþ, Sarmal Yayýnevi, Ýstanbul, 1998, s.6. VNS Matrix: sysx.org/vns/ manifesto: sysx.org/vns/manifesto.html technowhores: media.wwmin.ac.uk/ cutting/ technnowo.htm women with beards: dds.nl/beards/ ambitious bitch: edita.fi/ kustannus/ bitch/ index.html