Genetik Amniyosentezde Saptanan Koyu Amniyon Sıvısının Perinatal Sonuçlarla İlişkisinin Değerlendirilmesi



Benzer belgeler
Kliniğimizde fetusun ikinci trimester ultrasonografik taramasında pes ekinovarus saptanan hastaların perinatal ve ortopedik sonuçları

Genetik Amaçlı Amniyosentez Uygulanan 183 Olgunun Prospektif Analizi

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Genetik Amaçlı Uygulanan Bir Yıllık Amniosentez Olgularının Değerlendirilmesi

Kısa Serviks Tanı ve Yönetim. Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

FETAL ULTRASONOGRAFİK SOFT MARKERLARA YAKLAŞIM

BİYOKİMYASAL TARAMA TESTLERİ HALA GEÇERLİLİĞİNİ KORUYOR MU? STRATEJİ NE OLMALI?

CVS ve AS Gebelik Kaybına Yol Açar mı?

Yüksek Riskli Gebeliklerde 2. Trimester Genetik Amniyosentez: 165 Olgunun Klinik Değerlendirmesi

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

Bebekte doğum öncesinde kromozomsal ve genetik anormalliklerin tespiti amacıyla yapılır.

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Rekürren Gebelik. Ultrasonografi. 20mm. Spontan abortuslarda muhtemel nedenler. 14mm. başvurular kanamalardır Gebeliklerin %25 inde.

The Fetal Medicine Foundation

İleri Anne Yaşı ve Gebelik Komplikasyonları İlişkisinin Araştırılması

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

NIPT güncel T 21 tarama protokollerine nasıl entegre edilmeli. Dr. H. Fehmi Yazıcıoğlu Perinatolog

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE YÖNETİM

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Artmış Ense Pilisi ve Nukal Kalınlık(NT) Büşranur Çavdarlı Ankara Numune EAH Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi

Birinci trimester tarama testi parametrelerinin amniyosentez sonuçlarına göre karşılaştırılması

GENETIC AMNIOSENTESIS RESULTS OF THE PREGNANT WOMEN WITH A POSITIVE SCREENING TEST WHO REFERED TO OUR PERINATOLOGY CLINIC

İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER

Biyokimyasal Aneuploidi Taraması

Manisa ili üçüncü basamak 2012 y l amniyosentez sonuçlar

PRETERM-POSTTERM EYLEM

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

ÜÇLÜ TEST İLE DOWN SENDROMU TARAMASI YAPILAN GEBELERDE YANLIŞ POZİTİFLİK VE OBSTETRİK KOMPLİKASYON İLİŞKİSİ

İkinci Trimester Amniyotik Sıvı TNF-alfa ve IL-6 Düzeylerinin Preterm Doğumu ve Yenidoğan Yoğun Bakım İhtiyacını Tahmin Etmedeki Rolü

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Artmış Maternal Serum Human Koryonik Gonadotropin Düzeyleri Saptanan Olgularda Gebelik Sonuçları

İleri Yaş Gebeliklerde Amniyosenteze Yaklaşım

Mozaisizm- Kimerizm. Dr. Serdar Ceylaner Tıbbi Genetik Uzmanı

Kliniğimizde Kordosentez Uygulaması ve Sonuçlarımız

ÖZET PERKUTAN UMBLİKAL KAN ÖRNEKLEMESİ: KLİNİGİMİZDEKİ UYGULAMALAR. sun prenatal tanısında önemli olanaklar sağlanmıştır

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE MYOMETRIYAL ELASTROSONOGRAFIK DEĞIŞIKLIKLER. Dr. Rukiye KIZILIRMAK

Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013

FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ

4 Boyutlu ultrasonla normal ve riskli gebeliklerdeki fetal davranışın belirlenmesi DOÇ.DR. ALİN BAŞGÜL YİĞİTER

KLİNİĞİMİZDE TANISI KONMUŞ HOLOPROSENSEFALİLİ FETUSLARIN SONUÇLARI

Klini imizde 7 Y ll k Amniosentez Sonuçlar

500 GEBEDE RİSK FAKTÖRLERİ NEONATAL MORBİDİTE VE MORTALİTE

kinci Trimester Genetik Amniyosentez Sonras Gebelik Sonuçlar : 1070 Olgunun De erlendirmesi

Çoğul Gebelikler. Aneuploidi Taraması. Prof Dr. İskender Başer GATA Kadın Dogum AD (E)

İNTRAUTERİN GELİŞME GERİLİĞİ OLAN FETUSLARDA NÖRON SPESİFİK ENOLAZ VE TROPONİN T DÜZEYLERİ

AGE SUMMARY PRIMIPAR AGE

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

Gebelik ve Rubella Enfeksiyonu

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

İkinci Trimester Tarama ve Yorum

Araştırma. Halil Gürsoy PALA 1, Serdar BALCI 2, Namık DEMİR DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 26, SAYI 3, (ARALIK) 2012,

Fetus - Amru.os sıvısı - Anne organizması arasındaki ilişki ve denge önemlidir. Amnios sıvısı total protein düzeyi çeşitli araştırmalara konu

SPİNAL ANOMALİLER VE NTD TANISI (1. VE 2. ÜÇAY)

Gebelerde Anti HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Aralıklarla Beta HCH ölçümü ne için yapılır?

Uzm. Dr. Ayşe Burcu Akıncı

Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür.

Geç Başlangıçlı Fetal Gelişim Kısıtlılığı. Prof Dr Rıza Madazlı İÜ-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD

Amniyosentez ve Kordosentez ile Prenatal Tan : 181 Olgunun De erlendirilmesi

FETAL ULTRASONOGRAFİK ÖLÇÜMLER

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

İkiz Eşinin İntrauterin Ölümü

Prof Dr Sabahattin ALTUNYURT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Non-İnvaziv Prenatal Tarama (NİPT) Uluslararası kalite güvenceniz

Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL

PRETERM EYLEM ÖNGÖRÜSÜ. Doç. Dr. Derya EROĞLU

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

TOTAL PLASENTA PREVİALI GEBELERDE KISA SERVİKAL UZUNLUK VE ANTEPARTUM KANAMA RİSKİ

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

İlk Üç Ayda Plasenta Yetmezliğinin Öngörüsü. Doç. Dr. Halil Aslan İstanbul Kanuni Sultan Süleyman EAH Perinatoloji Kliniği

nvazif Prenatal Tan Yöntemleri Uygulanan 2295 Olgunun Retrospektif Analizi

Yedi Y ll k kinci Trimester Genetik Amniyosentez Sonuçlar m z

İnci TUNCER S.Ü. Selçuklu Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KONYA

NORMAL KARYOTİPTE NUKAL SAYDAMLIK VE ENSE DERİSİ KALINLIĞI NIN ANNE YAŞI VE GESTASYONEL YAŞ İLE DEĞİŞİMİ

Can AKAL, Sinem Ayşe DURU, Barış OLTEN. Danışman: Filiz YANIK ÖZET

Gebelik ve Trombositopeni

Ablasyo Plasenta Olgularının Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi THE RETROSPECTIVE ANALYSIS OF CASES WITH ABLATIO PLACENTA

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

Üniversite klini inde uygulanan amniyosentez sonuçlar ve retrospektif analizi

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Laboratuvarı nda Doğum Öncesi Tanı Çalışmalarının İki Yıllık Değerlendirmesi

AMNİYOSENTEZ: Ne kadar invazif? Prof. Dr. Hayri ERMİŞ İstanbul Tıp Fakültesi, Kadın Hast. Ve Doğum AD Prerinatoloji BD

DÖNEM IV GRUP C DERS PROGRAMI

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012;4(3):24-28

DOWN SENDROMU TARAMA TESTİ (1. TRİMESTER)

Universitäts-Frauenklinik Essen

İzole Fetal Ventrikülomegali Saptanan Olguların Değerlendirilmesi Evaluation of Isolated Fetal Ventriculomegaly Cases Kadın Hastalıkları ve Doğum

Transkript:

doi:10.5222/iksst.2015.008 Araştırma Genetik Amniyosentezde Saptanan Koyu Amniyon Sıvısının Perinatal Sonuçlarla İlişkisinin Değerlendirilmesi Evaluation of the Association Between the Dark Amniotik Fluid Detected in Genetic Amniocentesis and Related Perinatal Outcome İbrahim Polat*, Ali Ekiz*, Başak Kaya*, Deniz Kanber Açar*, Melih Bestel**, Salim Sezer*, Selin Dikmen**, Gökhan Yıldırım* * Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Perinatoloji Bilim Dalı ** Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı ÖZET Amaç: Bu retrospektif çalışmada, genetik amniyosentezde saptanan koyu amniyotik sıvının karyotip sonuçlarıyla ve perinatal sonuçlarla ilişkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perinatoloji Kliniğinde Temmuz 2012-Nisan 2014 tarihleri arasında yapılan genetik amniyosentezlerin verileri hastane kayıtlarından elde edildi. Toplamda 25 olgunun karyotip sonuçları ve perinatal sonuçları değerlendirildi. Bulgular: Kliniğimizde 22 aylık dönemde 838 genetik amniyosentez girişimi yapıldı. Toplam 25 (%2,98) olguda koyu amniyotik sıvı saptandı. Bu hastaların 15 inde amniyosentez nedeni anöploidi taramasında risk artışı iken 10 unda ise ultrasonografide tespit edilen majör anomaliydi. Ultrasonografide majör anomali tespit edilen hastalardan 6 sında tıbbi terminasyon uygulandı, yalnızca bir hastada gebelik canlı doğum ile sonuçlandı. Tarama testinde risk artışı olan hastalardan birinde amniyosentez sonrası spontan abortus gerçekleşti ve birinde ise 30. gebelik haftasında preterm membran rüptürü gerçekleşti. Diğer hastalarda gebelik komplikasyonlarına rastlanmadı. Sonuç: Genetik amniyosentez esnasında saptanan koyu amniyon sıvısı etiyolojisinde ön planda gebeliğin erken dönemlerindeki kanama suçlanmaktadır, ancak gerçek etiyoloji hâlâ açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu duruma gebelik sonuçları ve karyotip sonuçları üzerine negatif etkisi de tartışmalıdır. Anahtar kelimeler: amniyosentez, koyu amniyotik sıvı, perinatal sonuç SUMMARY Objective: In this retrospective study, we aimed to evaluate the association between dark amniotic fluid detected in the genetic amniocenthesis and perinatal outcome and karyotype results. Material and Method: Data about genetic amniocentesis performed in Kanuni Sultan Suleyman Education and Research Hospital, Department of Maternal Fetal Medicine, between July 2012 and April 2014 were obtained from hospital medical records. Twenty-five cases were evaluated in terms of karyotype test results and perinatal outcomes. Results: 838 genetic amniocentesis procedures were performed during this 22 month period. In our clinic dark amniotic fluid was detected in 25 (2.98%) cases. The indication of amniocentesis for 15 patients was increased risk in the prenatal screening for aneuploidy whereas 10 of them had major fetal anomalies as detected in ultrasound evaluation. Medical termination of pregnancy was performed in 6 patients in whom major anomalies were detected during ultrasonographic examination and only one of them pregnancy was ended up with a birth of a live baby. One of the patients whose screening tests detected a risky pregnancy had an abortion following amniocentesis, and another patient had preterm membrane rupture at 30th week of gestation. None of the other patients had any other pregnancy-related complications. Conclusion: Bleeding at the early phase of pregnancy is thought to be the reason of dark amniotic fluid during amniocentesis but the actual etiology is still unknown and controversies exist about negative association on pregnancy outcomes and karyotype test results. Key words: amniocentesis, dark amniotic fluid, perinatal outcome Alındığı tarih: 20.11.2014 Kabul tarihi: 08.12.2014 Yazışma adresi: Uzm. Dr. Ali Ekiz, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Turgut Özal Cad. No. 1 Küçükçekmece 34100 İstanbul e-posta: draekiz@gmail.com 8

İ. Polat ve ark., Genetik Amniyosentezde Saptanan Koyu Amniyon Sıvısının Perinatal Sonuçlarla İlişkisinin Değerlendirilmesi GİRİŞ Amniyosentez ilk kez 1950 lerde fetal cinsiyet tayini amaçlı kullanıma girmiştir. 1966 yılında fetal karyotipleme amaçlı klinik kullanımının başlaması ile birlikte, günümüzde en sık kullanılan invaziv prenatal tanı testi haline gelmiştir (1). Amniyosentezin en sık endikasyonlarını prenatal genetik amaçlı çalışmalar ve fetal akciğer matüritesinin değerlendirilmesi oluşturmaktadır. Fetal karyotiplemenin yanı sıra enzimatik analiz ve konjenital enfeksiyon tanısı amaçlarıyla da kullanılmaktadır. Amniyosentez fetal anöploidi, tek gen hastalıkları ve yapısal anomaliler açısından risk altında olan grupta standart tanı testi hâline gelmiştir (2). İşleme bağlı komplikasyonlar arasında amniyotik sıvı kaçağı, gebelik kaybı, enfeksiyon, örnekleme başarısızlığı ve fetal travma sıralanabilir (3,4). Ultrason eşliğinde yapılan işlemlerde girişim sayısının azaldığı, örnekleme başarısının arttığı, kanlı amniyon elde etme insidansının azaldığı ve işlem güvenliğinin arttığı belirtilmiştir (3,5). Biz bu retrospektif çalışmada, 22 aylık dönemde kliniğimizde yapılan genetik amniyosentezlerde koyu amniyotik sıvı saptanan olgularının karyotip sonuçları ve perinatal sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve yöntem Kliniğimizde Temmuz 2012-Nisan 2014 tarihleri arasında genetik analiz amaçlı yapılan toplam 838 amniyosentez girişimi içinde amniyon sıvısı koyu olarak saptanan olgular ve bu olguların gebelik sonuçları incelendi. Toplam 838 olgunun amniyon materyallerinin, işlemi takiben görsel incelemesi sonucunda 25 olgunun amnion materyali koyu olarak değerlendirildi. Görsel inceleme sırasında santrifüje edilmemiş 10 ml amniyon materyalinin arkasında yer alan yazının okunamayacak kadar opak olması materyalin koyu olarak değerlendirilmesinde kriter olarak kullanıldı. Travmatik ya da yineleyen girişimler nedenli kanlı örnekler çalışmaya dâhil edilmedi. Girişimler son adet tarihine göre 16-20. gebelik haftaları arasında uygulandı ve işlemden önce gebelik yaşı ultrason ile doğrulandı. Girişim öncesi tüm hastalardan aydınlatılmış onam alındı. Girişim ultrason ile fetus sayısının belirlenmesi, fetal kardiyak aktivite kontrolünü takiben, plasental yerleşim yeri ve kord insersiyon bölgesi değerlendirilerek girişim için fetal yapı ve kord içermeyen uygun amniyotik cep belirlendi. Povidon-iyodin ile cilt temizliğini takiben 20-Gauge(G), 90 mm spinal iğne ile ultrason eşliğinde hedeflenen amniyotik cebe giriş sağlanarak amniyotik sıvı aspire edildi. Maternal kontaminasyonu önlemek amacıyla ilk 2 cc amniyotik sıvı inceleme haricinde tutuldu ve 20 cc amniyotik sıvı aspire edildi. Karyotip analizi sonuçları ve perinatal sonuçlar hastane kayıtlarından elde edildi. Bulgular Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Perinatoloji Kliniğinde yaklaşık 2 yıl içerisinde yapılan toplam 838 genetik amniyosentez girişiminde 25 (%2,98) olguda koyu amniyotik sıvı saptanmıştır. Bu olguların demografik özelliklerinin incelenmesinde ortalama yaş 32,2 ve yaş aralığı 22-41 olarak saptandı. Olguların ortalama gebelik sayısının 2,7 (1-8 min-max) olduğu, ortalama doğum sayısının 1,1 (0-3 min-max) olduğu belirlendi. Tüm işlemler 16-20. gebelik haftaları arasında yapıldı ve işlem sırasındaki ortalama gebelik haftası 17,5 idi (Tablo 1). Tablo 1. Hastaların demografik özellikler. Parametre Yaş Gravide Parite Gebelik haftası Ortalama ve Standart Sapma 32.2±5.1 2.7±1.7 1.1±0.8 17.5±1.4 Tüm olgular işlem öncesinde plasental yerleşim bölgesi açısından değerlendirildi; 8 olguda uterus ön duvar yerleşimli, 12 olguda uterus arka duvar yerleşimli ve 5 olguda uterus yan duvar yerleşimli plasenta izlendi. Yirmi iki girişim transamniyotik, 3 girişim ise transplasental yapıldı. Amniyosentez endikasyonları incelendiğinde 15 (%60) girişimin tarama testindeki risk artışı nedeniyle yapıldığı görüldü. İki olguda akrania, 1 olguda kranioraşişizis, 3 olguda kistik higroma, 1 olguda nukal fold artışı, 2 olguda erken başlangıçlı intrauterin gelişme geriliği (IUGG) ve 1 olguda letal iskelet displazisine işaret eden tüm uzun kemiklerde kısalık ve belirgin dar toraks izlenmesi üzerine toplam 10 (%40) girişimin anormal ultrason bulgusu endikasyonu ile yapıldığı saptandı. 9

Ultrasonografik incelemede kranioraşişizis saptanan 1 olguda kültürde üreme olmaz iken, nukal fold artışı ve kistik higroma izlenmesi üzerine yapılan 2 (%8) girişimin kültür sonucunda Trizomi 21 saptandı. Akrania saptanması üzerine genetik amaçlı yapılan 2 girişimin sonucunda normal karyotip saptandı. Kistik higroma saptanan diğer 2 olgunun kültür sonuçlarında sayısal ve yapısal kromozomal anomali tespit edilmedi ve her iki gebelik sırasıyla 20 ve 22. gebelik haftalarında intrauterin ölümle sonuçlandı. Amniyosentez endikasyonları ve sonuçları Tablo 2 de gösterilmiştir. Erken başlangıçlı intrauterin gelişme geriliği saptanan 2 fetusun amniyosentez kültür sonuçları normal karyotip olarak gelirken, bu gebeliklerden biri 28. gebelik haftasında intrauterin ölümle sonuçlandı, diğeri ise 29. haftada fetal distres endikasyonu ile sezaryen ile sonlandırıldı. Tarama testinde risk artışı nedeniyle girişim yapılan 1 (%4) hastada işlem sonrası erken membran rüptürü ve gebelik kaybı izlendi. Tarama testinde risk artışı nedeniyle girişim yapılan 1 olguda ise 30. haftada erken membran rüptürü nedenli preterm doğum gerçekleşti. Tablo 2. Amniyosentez endikasyonları ve sonuçları. Endikasyonlar Tarama testi pozitifliği Patolojik sonografik bulgu Sonuçlar Trizomi 21 Kültürde üreme yok Normal karyotip Tüm olgular incelendiğinde 13 (%52) gebeliğin miad doğum ile sonlandığı, fetal anomali ve anöploidi endikasyonları ile 6 (%24) gebeliğin termine edildiği, 3 (%12) intrauterin fetal ölüm olgusunun olduğu, 2 (%8) gebeliğin preterm doğum ile sonlandığı ve 1 (%4) gebeliğin işlem sonrası kayıp ile sonlandığı görüldü. İşlem sonrası gebelik kaybı izlenen olguda işlem öncesi vajinal kanama öyküsü yoktu. On iki (%48) olgunun anamnezinde amniyosentez öncesi vajinal kanama öyküsü mevcuttu. Major ultrason anomalisi nedeniyle yapılan genetik amniyosentezde koyu amniyon sıvısı saptanan olgulardan yalnızca biri canlı doğum ile sonuçlandı. Antenatal anöploidi tarama testi pozitifliği nedeniyle % 15/25 (%60) 10/25 (%40) % 2/25 (%8) 1/25 (%4) 22/25 (%88) yapılan genetik amniyosentez yapılan 15 olgunun yalnızca ikisinde (%13,3) kötü perinatal sonuçla karşılaşıldı. Geriye kalan 13 hastada (%86,6) karyotip anomalisi saptanmadı ve miadında komplikasyonsuz doğum izlendi. Tartışma Genetik inceleme amaçlı yapılan amniyosentezde saptanan koyu amniyotik sıvının etiyolojisi ve gebelik sonuçları üzerine olan etkisi tartışmalıdır. İkinci trimesterde genetik amaçlı yapılan amniyosentezlerde koyu amniyotik sıvı saptanma insidansının %0,4-6,8 arasında olduğu bildirilmiştir (6-10). Çoğu çalışmada amniyotik sıvının opasitesinin kantitatif olarak belirlenmemiş olması ve bazı çalışmalarda ise işlem öncesi fetal kardiyak aktivitenin ultrason ile doğrulanmamış olması koyu amniyotik sıvı saptanma insidansındaki çalışmalar arası görülen farklılıkların nedenleri arasında sayılabilir. Kliniğimizin 838 olguluk deneyiminde koyu amniyotik sıvı saptanan 25 olgunun insidansı %2,97 olup, literatürle uyumlu gözükmektedir (6-10). İşlemin ultrason eşliğinde yapılıyor olması, işlemin tekniğindeki ilerlemeler, her girişimde uterusa olabiliyorsa tek giriş yapılması eski çalışmalara göre insidansımızdaki düşüklüğü açıklayabilir. Hankins ve ark. (8) 1227 ikinci trimester amniyosentezinde 83 yeşil veya kahverengi amniyotik sıvı saptayarak %6,76 ile literatürdeki en yüksek insidansa ulaşmışlardır. Kahverengi ve yeşil amniyotik sıvının her ikisinin de işlem öncesi meydana gelen fetal veya maternal kaynaklı kanama sonucu oluşabileceğinin belirtildiği çalışmada, amniyotik sıvının renginin işlem öncesinde amniyotik sıvıya karışan, hemolize uğrayan ve işlem sırasında geriye kalan serbest hemoglobin miktarına bağlı olabileceği belirtilmiştir (8). Daha eski çalışmalarda koyu amniyotik sıvı varlığı mekonyum pasajı ile ilişkilendirilirken (11,12), sonraki çalışmalarda Hankins ve ark. (8) benzer şekilde çözünebilir kan pigmentleri koyu amniyotik sıvı varlığından sorumlu tutulmuştur. İlk trimesterde meydana gelen vajinal kanamanın ve başarısız girişim öyküsünün koyu amniyotik sıvı etiyolojisinde yer alabileceği belirtilmiştir (7,13,14). Çeşitli çalışmalarda koyu amniyotik sıvı saptanan olgularda 10

İ. Polat ve ark., Genetik Amniyosentezde Saptanan Koyu Amniyon Sıvısının Perinatal Sonuçlarla İlişkisinin Değerlendirilmesi erken gebelikte vajinal kanama oranları %38-75 arasında değişmektedir (6-8,11). Olgularımızda da işlem öncesinde erken gebelikte bildirilen vajinal kanama oranı %48 olarak saptandı. Koyu amniyotik sıvı varlığının gebelik sonuçları üzerine olan etkisi de tartışmalıdır. Koyu amniyotik sıvı saptanan olgularda %30 kadar yüksek fetal kayıp oranları bildirilirken (12,13), fetal kayıp oranlarında küçük bir artış olduğunu ya da değişiklik olmadığını belirten çalışmalar da mevcuttur (6-8,11). Hankins ve ark. (8) çalışma ve kontrol grupları arasında gebelik kaybı açısından anlamlı fark saptamazken, iki grup arasındaki anlamlı olarak saptanan tek farkın işlem öncesi vajinal kanama oranları olduğunu belirtmişlerdir. Gebeliğin ikinci trimesterinde koyu amniyotik sıvı saptanan olgularda amniyotik sıvı alfafetoprotein (AFP) seviyelerinin yüksek saptanması durumunda bunun kötü gebelik sonuçları ile ilişkili olabildiği ancak tek başına koyu amniyotik sıvı varlığının kötü gebelik sonuçlarını gösteren prognostik bir faktör olmadığı sonucuna varmışlardır. Benzer dönemde yapılan diğer çalışmalarda ise işlem öncesi vajinal kanama ve gebelik kayıp oranlarının her ikisinin de çalışma grubunda anlamlı şekilde artmış olduğu saptanmıştır (6,7). Kötü gebelik sonuçları açısından en riskli grubun da işlem öncesi vajinal kanama tarifleyen koyu amniyotik sıvı saptanan olgular olduğu belirtilmiştir (7). Koyu amnion tanısının görsel olarak konulması ve bunun da değerlendiren kişiye bağlı olarak değişiklik göstermesi nedeniyle literatürde çok farklı koyu amniyotik sıvı insidansı mevcuttur. Mevcut literatürde intrauterin fetal ölüm, fetal anomali, fetal anöploidi, preterm doğum, IUGG gibi diğer kötü gebelik sonuçları açısından anlamlı bir artış izlenmemiştir (6-8). Koyu amniyotik sıvı saptanan olgularda kültür başarısızlığı oranları %0 (6,13) ile %20 (12) arasında değişmektedir. Kültür başarısızlığı açısından da koyu amniyotik sıvılı olgularda anlamlı fark tespit edilmemiştir (6). Çalışmamızda koyu amniyotik sıvı tespit ettiğimiz amniyosentezlerde kütür başarısızlığı saptamadık. Serimizde kötü perinatal sonuçlarla daha çok ultrason anomalisi tespit edilen grupta karşılaşıldı. Ultrasonografik bulgu tespit edilmeyip yalnızca tarama testindeki risk artışına bağlı amniyosentez yapılan olgularda ise bir preterm membran rüptürü ve bir amniyosentez sonrası abortus saptandı. İşleme bağlı gebelik kaybı oranı eski çalışmalarda yaklaşık %1 olarak belirtilirken (15), daha güncel çalışmalarda kayıp oranının %0,6 olduğu bildirilmiştir (9). İkinci trimester amniyosentezinde işleme bağlı kayıp oranlarının irdelendiği çalışmalarda, işleme bağlı kayıp riskinin ileri maternal yaş, işlem öncesi vajinal kanama varlığı, birinci ve ikinci trimester yineleyen gebelik kaybı öyküsü ile arttığı, bu durumların dışında özellikle 35 yaş altı grupta gerçek risk artışının minimal olduğu belirtilmiştir (9,16). Sonuç olarak, genetik amniyosentez esnasında saptanan koyu amnion sıvısında etiyolojisinde ön planda gebeliğin erken dönemlerindeki kanama suçlanmaktadır. Literatürde koyu amniyotik sıvı ile spontan abortus arasında artmış ilişki bildiren çalışmalar olsa da bu durumun gebelik sonuçları ve karyotip sonuçları üzerine negatif etkisi tartışmalıdır. Kaynaklar 1. Steele MW, Breg WR. Chromosome analysis of human amniotic fluid cells. Lancet 1966;1(7434):383-5. http://dx.doi.org/10.1016/s0140-6736(66)91387-0 2. Seeds JW. Diagnostic midtrimester amniocentesis: How safe? AJOG 2004;191:608-16. http://dx.doi.org/10.1016/j.ajog.2004.05.078 3. Romero R, Jeanty P, Reece EA, Grannum P, Bracken M, et al. Sonographically monitored amniocentesis to decrease intraoperative complications. Obstet Gynecol 1985;65(3):426-30. 4. Center for Disease Control and Prevention. Chorionic villus sampling and amniocentesis: recommendations for prenatal counseling. MMWR Recomm Rep 1995; 44(9):1-12. 5. Williamson RA, Varner MW, Grant SS. Reduction in amniocentesis risks using a real-time needle guide procedure. Obstet Gynecol 1985;65(5):751-5. 6. Hess LW, Anderson RL, Golbus MS. Significance of opaque discolored amniotic fluid at second-trimester amniocentesis. Obstet Gynecol 1986;67(1):44-6. 7. Zorn EM, Hanson FW, Greve LC, Phelps-Sandall B, Tennant FR. Analysis of the significance of discolored amniotic fluid detected at midtrimester amniocentesis. Am J Obstet Gynecol 1986;154(6):1234-40. http://dx.doi.org/10.1016/0002-9378(86)90705-2 8. Hankins GD, Rowe J, Quirk JG Jr, Trubey R, Strickland DM. Significance of brown and/or green amniotic fluid at the time of second trimester genetic amniocentesis. Obstet Gynecol 1984;64(3):353-8. 9. Antsaklis A, Papantoniou N, Xygakis A, Msogitis S, Tzortzis E, et al. Genetic amniocentesis in women 20-34 years old: associated risks. Prenat Diagn 2000; 20(3):247-50. http://dx.doi.org/10.1002/(sici)1097-0223(200003) 20:3<247::AID-PD794>3.0.CO;2-O 10. Kong CW, Leung TN, Leung TY, Chan LW, Sahota DS, et al. Risk factors for procedure-related fetal losses 11

after mid-trimester genetic amniocentesis. Prenat Diagn 2006;26(10):925-30. 11. Karp LE, Schiller HS. Meconium staining of amniotic fluid at mid-trimester amniocentesis. Obstet Gynecol 1977;50(1 Suppl):47-9. 12. King CR, Prescott G, Pernoll M. Significance of meconium in mid-trimester diagnostic amniocentesis. Am J Obstet Gynecol 1978;132(6):667-9. 13. Golbus MS, Loughman WD, Epstein CJ, Halbasch G, Stephens JD, et al. Prenatal genetic diagnosis in 3000 amniocenteses. N Engl J Med 1979;300(4):157-63. http://dx.doi.org/10.1056/nejm197901253000402 14. Cruikshank DP, Varner MW, Cruikshank JE, Grant SS, Donnelly E. Midtrimester amniocentesis. An analysis of 923 cases with neonatal follow-up. Am J Obstet Gynecol 1983;146(2):204-11. 15. Tabor A, Philip J, Madsen M, Bang J, Obel EB, et al. Randomised controlled trial of genetic amniocentesis in 4606 low-risk women. Lancet 1986;1(8493):1287-93. http://dx.doi.org/10.1016/s0140-6736(86)91218-3 16. Papantoniou NE, Daskalakis GJ, Tziotis JG, Kitmirides SJ, Mesogitis SA, et al. Risk factors predisposing to fetal loss following a second trimester amniocentesis. BJOG 2001;108(10):1053-6. http://dx.doi.org/10.1111/j.1471-0528.2001.00246.x 12