VİRÜSLERİN ÖZELLİKLERİ

Benzer belgeler
MÜCADELESİ: Ağaçlar arasında hava akımının iyi olması yani fazla sık dikilmemeleri ve gölgede bulunan ağaçların ışık alımının sağlanması

8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için

10.KONU: RNA Virüsleri ÇUBUK ŞEKİLLİ,TEK SARMALLI VİRÜSLER ( + 1 ssrna) Cins: Tobamovirus cinsi Tip üyesi:tobacco mosaic virus (1 ssrna) Bu cins

VİRÜSLERİN YAYILMA YOLLARI

2. Canlı (Paraziter) Hastalık Etmenleri

1. KONU: VİRÜSLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Prof.Dr. Filiz ERTUNÇ

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

2. KONU: BİTKİLERDE HASTALIK GELİŞİMİ

Virüsler Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

2. VİRUSLARIN MORFOLOJİSİ: Viruslar sadece elektron mikroskobu ile görülebilmektedirler. Viruslar morfolojik olarak 3 grupta toplanırlar.

12.KONU: COMOVİRİDAE TARAFINDAN OLUŞTURULAN HASTALIKLAR Comoviridae familyası üç cins içerir. Comovirus, Fabavirus ve Nepovirus Her biri 30 nm

Zeytin Bahçelerinde Yabancı Otlar Yabancı Otların Zararları

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Solanaceae Familyasında Görülen virüs ve bakteriyel hastalıklar

Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu

Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

a) Oksin b) Etilen c) Gibberellinler d) Maleic Hydrazide 3) Yedi noktalı gelin böceği aşağıdaki zararlı böceklerden hangisi ile beslenmektedir?

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

KALITSAL MADDE PROF. DR. SERKAN YILMAZ

Genetik materyal olarak tohum depolamanın üstünlükleri

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ

BİTKİ PATOJENİ VİRÜSLER

Prof.Dr.F.Sara DOLAR 7.KONU BİTKİ PATOJENİ VİRÜSLER

ZEYTİN BAHÇELERİNDE YABANCI OTLAR

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

ADIM ADIM YGS LYS 64. ADIM EŞEYSİZ ÜREME 2

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

ELMA KARALEKESİ Venturia inaequalis (Cke) Wint.

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE

BBP 206 FĐTOPATOLOJĐ DERSĐ

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

Bitkilerde Eşeyli Üreme

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ASMANIN ÇOĞALTILMASI

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 7. Hafta: Gövde

Ilıman iklim kuşağında Dinlenme

zeytinist

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

CANLININ İÇ YAPSINA YOLCULUK

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

VEJETATİF ÇOĞALTMA (EŞEYSİZ)

ADIM ADIM YGS-LYS 48. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta incelenir.

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

zeytinist

ARIKÖY TOPLU YAPI YÖNETİMİ BİTKİLER NE İSTER

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

ÜREME. Canlıların kendilerine benzer canlı fertler (yavrular) meydana getirerek neslini devam ettirmesine üreme denir.

FİTOPATOLOJİ DERS NOTLARI

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

PROJE ADI: BİTKİLERDE AŞILAMA

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir.

Budama. Örtüaltı tarımında. Bitkiyi dikine doğru büyütmek Işıklanma havalandırmayı daha effektif sağlamak

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

NERGİS ZARARLILARI

Toprağın katı fazını oluşturan kum, kil ve mil partiküllerinin toprak. kütlesi içindeki nispi miktarları ve bunların birbirlerine oranları toprağın

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

14.KONU: DNA VİRÜSLERİ

3.KONU: A. MAKROSKOBİK (DIŞ) SİMPTOMLAR

HÜCRE BÖLÜNMESİ A) MİTOZ BÖLÜNME a) Hazırlık evresi:

Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak /

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri

Solem Organik / Ürün Kullanımı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

AÇIK TARLADA PATLICAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Uygun koşullar altında gelişen bir bitkinin ilk çiçek taslaklarının görüldüğü zamana kadar geçen dönemi gençlik (juvenile) olarak isimlendirilir.

Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)

BAHÇE BİTKİLERİNİN ÇOĞALTILMASI

2. Histon olmayan kromozomal proteinler

BAHÇE BİTKİLERİNİN ÇOĞALTILMASI

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

DERS 4 KÜLTÜR BİTKİLERİNDE ZARARLI OLAN YABANCI OTLAR NEDEN YABANCI OT KONTROLÜ

SU BİTKİLERİ 3. Prof. Dr. Nilsun DEMİR

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

BİTKİ BİYOLOJİSİ #1 BİTKİSEL DOKULAR MERİSTEM SELİN HOCA

Transkript:

Doç.Dr. Mehmet Ali ŞEVİK 5. Bitki Patojeni Virüsler Günümüzde insan, hayvan, bitki, fungus ve bakteri gibi değişik canlılarda virüsler hastalık oluşturmaktadır. Bitki virüs hastalıklarıyla ilgili ilk bulgular 1880 li yıllarda yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Araştırıcılar bazı hastalıkların, hastalıklı bir bitkiden aşı kaleminin sağlıklı bir bitkiye aşılanmasıyla veya özsuyunun sağlıklı bitki dokuları üzerine sürülmesiyle bulaşabildiğini tespit etmişlerdir. 1890 lı yıllarda tütünlerde mozaik hastalığına bulaşıcı canlı bir sıvının neden olduğu ileri sürülmüştür. Ancak 1935 de Stanley adlı bir araştırıcı mozaik hastalığı ile bulaşık tütün bitkilerinin yapraklarından küçük, beyaz kristaller halinde etmeni izole etmiş ve saflaştırmıştır. Hastalık etmeninin çoğalabilmek için canlı hücrelere ihtiyaç duyan bir protein olduğunu ortaya atan araştırıcı, bu buluşuyla 1946 yılında kimya dalında Nobel ödülünü kazanmıştır. VİRÜSLERİN ÖZELLİKLERİ 1. Hücresel yapıları yoktur. 2.Nükleik asit ve onun etrafını çevreleyen protein yapısında bir kılıf bulunur. Buna kapsid veya kılıf proteini denir. Bazı virüslerde protein kılıfın etrafında ayrı bir katman bulunur. Bu çoğunlukla membran veya zarf olarak adlandırılır. Membran yapısı lipid, protein ve bazen de karbonhidrat içerir. 3. Virüsler yapılarında tek tip nükleik asit bulundurur. Bu ya RNA ya da DNA dır. Her ikisini birden içermezler. Hayvan virüslerinin çoğu DNA, bitki virüslerinin ise çoğu RNA yapısında genoma sahiptir. 4. Virüsler konukçu hücre dışında replike olamazlar (kendilerini yenileyemezler). Konukçu hücrenin protein sentezi veya nükleik asit çoğaltım sistemini kendileri için kullanırlar. Çok az virüs kendi nükleik asit sentezi için enzime sahiptir. 5. Virüslerin tamamı obligat parazittir. Yani tamamıyla konukçunun canlı hücresine bağımlıdır. 6. Virüsler elektron mikroskop ile görülebilirler. Boyutları nanometre ile ifade edilir. 7. Enerji (ATP) üretim sistemleri veya protein sentezi için bir mekanizmaya sahip değildirler. 8. Virüsler antibiyotiklere duyarlı değildirler, ancak interferon adı verilen madde insanlarda patojen virüsler üzerinde etkili olabilir. 9. Viral hastalıkların kontrolünde etkili ve tedavi edici bir kimyasalın olmaması, virüslerin çoğalmasının konukçu hücreye bağımlı olması ile yakından ilgilidir. Virüs çoğalmasını durdurmak için kullanılan antiviral maddelerin bir çoğu konukçu hücrenin nükleik asit veya protein sentezine olumsuz etkisi nedeniyle toksik etkiye sahiptir. 10. Virüsler hücre dışı ortamda kristalize haldedirler. Ancak hücre dışında virüsün enfeksiyon yeteneğini sürdürmesi virüs türlerine göre oldukça değişkendir. Bazı virüsler uzun süre kalabilir (örnek; TMV) bazıları (Apple mosaic virus; ApMV) ise birkaç dakikada hastalık oluşturma yeteneğini yitirir. VİRÜS PARTİKÜLÜNÜN MORFOLOJİK YAPISI Virüsün nükleik asiti protein yapısındaki bir kılıf içinde bulunur. Protein yapısında olan bu yapıya Kapsid ya da Kılıf denir. virüslerin gerçekte protein ve nükleik asitten (na) oluştuğunu, enfeksiyona na in neden olduğunu, proteinin ise sadece onu koruma işlemini yüklendiğini ortaya koymuştur. 1971 de ise protein kılıfı olmayan, sadece na den ibaret olan hastalık etmenleri, yani viroid ler tanımlanmıştır. VİRÜS ler ışık mikroskobu ile görülemeyecek kadar küçük sadece elektron mikroskobunda görülebilen ve konukçu organizmayı daha fazla virüs sentezlemeye teşvik eden bir dizi genetik koddan ibaret, nükleoprotein molekülleri olup sadece canlı hücrelerde çoğalabilirler (obligat parazit). Virüsler tek bir nükleik aside sahiptir. Hayvanlarda DNA olmasına karşın, bitkilerde genellikle RNA dır. Virüsler Alemi RNA ve DNA lı virüsler olarak önce 2 ye ayrılır. RNA lı virüsler 1-Tek sarmal pozitif RNA lı virüsler 2-Tek sarmal negatif RNA lı virüsler 3-Çift sarmal RNA lı virüsler DNA lı virüsler 1- Çift sarmal DNA lı virüsler 2-Tek sarmal DNA lı virüsler Virüs partikülleri değişik şekillerde olabilirler;*** Düzgün çubuk, Bükülebilir esnek iplikcikler, Küre, Çok yüzlü (pohedral) gibi. Basil (mermi) Virüslerin yapısı protein ve nükleik asitten (na) oluşmaktadır. Genellikle bir virüs partikülünün %5-40 ını nükleik asit,%60-95 ini ise protein oluşturmaktadır. 1

Virüslerin isimlendirilmesi Bir çok virüs bitkide oluşturduğu belirtiye göre isimlendirilmiştir. Örn. Tütün mozaik virüsü. İngilizce kelimelerin baş harfleri alınarak isimler kısaltılmış olarak kullanılır. Tobacco mosaic virus (TMV) Bitki dokusuna girişleri Konukçu dokulara sadece yaralardan girerler. Bu yaralar böcek emgileri, dolu, çeşitli tarım aletleri tarafından açılmış olabilir. Virüs bitki içerisine girdikten sonra hücreden hücreye geçerek hızlı bir şekilde çoğalır. Bazı virüsler ise doğrudan iletim demetlerine geçerek bitkinin büyüme noktalarına (uç meristem) veya yumru, rizom gibi diğer kısımlarına ulaşır ve böylece sistemik enfeksiyonu gerçekleştirirler. Virüslerin bitkiden bitkiye taşınma yolları Vejetatif çoğalma organlarıyla taşınma: yumru, rizom, soğan, aşı kalemi, aşı gözü Mekanik olarak bitki özsuyu ile taşınma (TMV) Tohumla bitkiden bitkiye taşınma Polen ile taşınma Böcek ile taşınma: Homoptera takımının Aphididae, Cicadellidae, Aleyrodidae familyaları önemlidir. - Persistent (kalıcı), Non-persistent (kalıcı olmayan), Semi persistent Akar ile taşınma: Tetranychidae ve Eriophiidae familyaları Nematod ile taşınma: Longidorus, Trichodorus, Paratrichodorus, Xiphinema türleri Fungus ile taşınma: Olpidium, Spongospora, Polymyxa, Pythium cinslerine bağlı türler Küsküt ile taşınma * Virüsleri konukçudan konukçuya taşıyan bu canlılara vektör denir. Üremeleri (replikasyonları) Virüs partikülü konukçu hücreye girdikten sonra önce na protein kılıftan ayrılır. Konukçu hücresinde virüsün teşviki ile RNA polimeraz ve RNA replikaz enzimleri salgılanır. Bu enzimler virüs RNA sının benzerinin sentezlenmesini sağlarlar. Yeni oluşan virüs na leri, üzerinde taşıdıkları genetik şifre yardımı ile, konukçu için gerekli protein sentezlenmesinde kullanılan bilgileri taşıyan ribozomları, virüs proteinlerini sentezlemeye teşvik ederler. Sonra na ve protein kılıf birleşerek virüs partikülünü oluşturur. Virüs partikülleri hücreden hücreye plasmodesmata adı verilen kanallardan geçerek yayılmaktadır. Bitkilerde meydana getirdiği belirtiler Virüslerin bitki içerisinde yayılışına bağlı olarak lokal ve sistemik olmak üzere 2 tip belirti oluşmaktadır. Lokal enfeksiyonlarda virüs sadece bitki dokusuna girdiği noktalarda küçük nekrotik lekeler oluşturmaktadır. Viral enfeksiyonların çoğunluğunu oluşturan sistemik enfeksiyonlarda ise virüs bitkinin tamamında etkili olarak sistemik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Bunlardan en yaygını mozaik, halkalı leke ve sarılıktır. Mozaik belirtileri 1-Tütün mozaik virüsü(tmv) belirtileri 2-Domates mozaik virüsü(tomv) belirtileri Halkalı leke belirtileri Sarılık simptomları Bazen bir bitkide virüs enfeksiyonu olduğu halde belirtiler ortaya çıkmaz. Bu şekilde konukçusunda enfeksiyon yaptığı halde belirti oluşturmayan virüslere latent virüsler denir. Bazen de virüs latent olmadığı halde çevre koşulları uygun olmadığından simptomlar maskelenebilmektedir. Sebzelerde önemli bazı viral etmenler. TMV: Tütün mozayik virüsü- Tobacco mosaic virus= TMV CMV: Hıyar mozayik virüsü- Cucumber mosaic virus= CMV ToMV: Domates mozayik virüsü- Tomato mosaic virus= TMV TSWV: Domates lekeli solgunluk virüsü- Tomato spotted wilt virus= TSWV TYLCV: Domates arı yaprak kıvırcıklık virüsü- Tomato yellow leaf curl virus= TYLCV Virüsler ile mücadele Virüs hastalıklarının mücadelesi zordur. Mücadelede amaç virüsün bulaşması ve yayılmasını önlemektir. Kültürel önlemler: Virüs ile bulaşık olmayan üretim materyalinin kullanılması, Fidelik, sera gibi küçük alanlarda toprak dezenfeksiyonu, Y. Otların ortadan kaldırılması, Vektörler ile mücadele, Dayanıklı çeşitlerin kullanımı 2

Doç.Dr. Mehmet Ali ŞEVİK Cross protection (çapraz korunma): virüsün hafif enfensiyon oluşturan ırkları bitkiye aşılanarak, şiddetli enfeksiyona neden olan ırklara karşı bağışıklık oluşturmak. Fiziksel mücadele: Sıcaklık uygulaması (35-54 C) Gelişmekte olan bitkiler sera şartlarında yüksek sıcaklığa maruz bırakılarak bitki bünyesindeki virüs inaktif hale getirilebilir. Kimyasal preparat yok. Yağsız süt püskürtmek (TMV 6. Viroidler Protein kılıfı olmayan, sadece nükleik asitten (RNA) ibaret olan hastalık etmenleri, yani "viroidler" tanımlanmıştır. Viroidler çok sayıda tarımsal üründe önemli düzeyde ürün kayıplarına neden olabilen küçük, dairesel, tek zincir şeklinde ribonükleik asit (RNA) molekül yapısındaki etmenlerdir. Viroidler yirminci yüzyılın ortalarına kadar bitki virüsleri olarak düşünülmüş, 1962 yılında patateslerde yapılan bir çalışmada patates iğ yumru hastalığına bir virüsün değil, farklı bir hastalık grubu olan viroidlerin neden olduğu saptanmıştır. Bu araştırıcılar, patates hücrelerinde serbest olarak bulunan, düşük moleküler ağırlığa sahip RNA ları izole etmişler ve protein kılıfına sahip olmayan bu yeni patojen grubuna VİROİD ismini vermişlerdir. Viroidlerin konukçuları arasında sebze, süs bitkileri ve çok yıllık odunsu bitkiler yer almaktadır. Bazı viroidler mekaniksel olarak, tohumla, polenle, böcek vektörlerle taşınmakla birlikte en yaygın taşınma şekli vejetatif çoğaltım materyalleri ile gerçekleşmektedir. Günümüzde dünya çapında yapılan çalışmalar ile 2 familya içinde yer alan 30 civarında viroid hastalık etmeni birçok kültür bitkisinde saptanmış durumdadır. Aynı şekilde ülkemizde bazı ürün gruplarında viroid hastalık etmenleri belirlenmiş durumdadır. Bitkilerde hastalığa yol açan bazı viroid etmenleri arasında; Potato spindle tuber viroid, Chrysanthemum stunt viroid, Citrus exocortis viroid, Hop stunt viroid, Citrus cachexia viroid, Citrus viroid III IV, Grapevine yellow speckle viroid 1 2, Avocado sunblotch viroid, Peach latent mosaic viroid yer almaktadır. - Mücadele açısından bu malzemenin, sodyum hipoklorit gibi bir dezenfektanla temizlenmesi önemlidir. Ayrıca sürgün ucu aşılama tekniği ile hastaliksiz bitki elde edilebilir - karantina ve sertifikasyon programları - Viroidlerin arazi içerisinde yayılışlarının engellenmesi amacıyla, viroidlerin taşınabilecekleri, konukçusu olabilecek yabancı otlar temizlenmelidir. - Bitkisel üretim alanları ile bu üretim materyallerinin üretileceği alanların birbirinden yeterince uzak şekilde tesis edilmelidir. - Özellikle vejetatif olarak çoğaltılan kültür bitkilerinde viroidlerden ari üretim materyali kullanılmalıdır. - Üretimde dayanıklı çeşitler kullanılmalıdır. 3

7. Çiçekli Parazitik Bitkiler ve Yabancı Otlar Kültür bitkilerinin yetiştirildiği alanlarda veya su kanalları, hava alanları, demir yolları gibi yerlerde bulunması istenmeyen bitkilere y. ot denilmektedir. Y. otlar yaşam süreleri bakımından 3 e ayrılır. Tek yıllık (yazlık-kışlık): yazlık tek yılık y.otların tohumları ilkbaharda çimlenir. Bunlar gelişmelerini sonbaharda tamamlayarak tohum oluşturur ve kışı bu şekilde geçirirler. Kışlık tek yıllıkların ise tohumları sonbaharda çimlenir, gelişmeleri kış boyunca sürer, ilkbaharda hızlanır ve sonbaharda tohum vererek ölürler. Yabani hardal (Sinapis arvensis), tilki kuyruğu (Alepecurus myosuroides) İki yıllık: gelişmelerini 2 yıl içinde tamamlar, 2. yıl tohum vererek ölürler. Yabani havuç (Daucus carota) Çok yıllık: 1-2 yıl içinde ölmez, stolon, rizom gibi yapıları ile yaşamlarını sürdürür, ayrıca tohum oluşturarak da yoğunluklarını arttırırlar. Tarla sarmaşığı (Convolvulus arvensis), ayrık (Agropyron repens), köy göçüren (Circium arvense) Morfolojik yapıları bakımından da 2 ye ayrılırlar. Geniş yapraklı y. otlar: Botanikte çift çenekliler olarak isimlendirilmekte ve Dicotyledoneae sınıfında yer alırlar. Dar yapraklı y. otlar: Tek çenekliler olup Monocotyledonae sınıfında ele alınırlar. Y. otların yaşam süreleri, biyolojileri, tohum, stolon ya da rizom ile çoğalıp çoğalmamaları, morfolojik özellikleri yani dar ya da geniş yapraklı olmaları onlarla mücadele açısından önem taşımaktadır. Boreava orientalis (Sarı ot) Acropyron repens (Ayrık) Agroptilon repens (kekre) Y. otların zararları: Kültür bitkilerinin suyuna ortak olurlar. Kültür bitkilerinden daha kuvvetli kök sistemine sahip olduklarından topraktan daha fazla miktarda besin elementi alırlar. Yoğun oldukları alanlarda toprak sıcaklığının birkaç derece düşmesine neden olurlar. Kültür bitkilerinin ışığına engel olurlar. Salgıladıkları maddelerle çevrelerinde bulunan kültür bitkilerine olumsuz etki yaparlar. Y. otlar ilaçlama ve hasatı zorlaştırır. Hastalık ve zararlılara konukçuluk ederler. İlave tarım ve işgücü ihtiyacı ortaya çıkararak ekonomik kayba neden olurlar. Ürüne karışınca toksik maddeler içeren y. Otlar tüketenlerde zehirlenmeye neden olurlar. Tarım alanları dışında hava lanları, kara yolları, demir yolları, su kanalları ve binaların dış yüzeyindeki çatlaklarda çimlenip gelişerek bunların çatlayıp bozulmasına neden olurlar. Y. ot türüne göre değişen ve tohumların çimlenmeden toprakta bekledikleri süreye dormansi denilmektedir. Dormansi dönemi, tohumların olgunlaşmak için beklediği primer dormansi ve çimlenmek için uygun koşulları bekledikleri sekonder dormansi olmak üzere 2 bölümde ele alınmaktadır. Tohumun çimlenmesinden sonra vejetatif ve generatif gelişme dönemleri gelmektedir. Gelişimleri tamamlayan y. otlar yeniden tohum oluşturarak dormansiye girmektedirler. Parazit Çiçekli Bitkiler Yaşaması için gerekli besin maddelerini sentezleyen veya mineralleri topraktan alamayan, beslenip gelişebilmek için konukçu bitkilere gerek duyan ve bu bitkiler üzerinde parazit olarak yaşayan bitkilere parazit çiçekli bitkiler denir. Bunlardan bazılarının kök sistemleri gelişmiştir ve krolofil sentezi de yapabilirler, fakat su ve mineral maddeler bakımından konukçuya bağımlıdırlar. Bunlara yarı parazitler denir. Bazılarının ne kök sistemleri, ne de klorofilleri vardır. Tamamen konukçuya bağımlı olan bu bitkilere ise tam parazitler denir. 1. Cuscuta spp. (Küsküt) Tam parazit bir bitkidir. Yaprak, kök gibi organlara sahip değildir. Besinini emeçleriyle konukçu bitkiden temin eder. 100 den fazla türü vardır. Konukçuları arasında yonca, soğan, ş.pancarı, patates, tütün ve süs bitkileri sayılabilir. Doğrudan zararı yanında bazı virüs hastalıklarını taşımak suretiyle de kültür bitkilerine zarar verir. Mücadelesi: Temiz tohum kullanımı, Evcil hayvanların bulaşık alanlara hareketini önlemek, Tarım aletlerinin bulaşık olmamasına dikkat etmek, Bulaşık alanlarda küsküt tohum oluşturmadan önce kimyasal ya da mekanik mücadele yapılabilir. Toprak ilaçlaması da tohumun çimlenmesinden hemen sonra paraziti öldürerek konukçuya ulaşmasını engeller. 4

2. Orabanche spp. (Canavar otu) Tek yıllık tam parazit bir bitkidir. Etli bir gövdesi, pul benzeri yaprakları ve çok sayıda sarımsı-beyaz veya leylak rengi çiçekleri vardır. Tohumları olumsuz koşullarda 10 yıldan fazla toprakta canlı kalabilir. Konukçuları; tütün, domates, patates, yonca Bitkiler sağlıklı gelişemez, cücelik görülür, % 10-70 arasında verim kaybına neden olur. Mücadelesi: Tohumun bulaşması önlenmeli, Konukçusu olmayan bitkiler yetiştirilmeli, Görülen parazit bitkiler tohum oluşturmadan imha edilmelidir. Glyphosate etkili maddeye sahip herbisitler kullanılabilir. 3. Viscum album (Ökse otu) Klorofil sentezi yapabilen, yarı parazit bir bitkidir. Su ve mineral maddeleri konukçu-dan sağlar. Küçük yeşil yaprakları, gövdesi, küçük çiçekleri ve içinde tek tohum taşıyan meyvesi vardır. Konukçuları; elma, kiraz, turunçgiller, ardıç gibi çok yıllık meyve ve süs ağaçları. Mücadele: Bulaşık kısımlar budanarak imha edilmeli. Y. Otlarla Mücadele: Öncelikle y. otların bulunmadıkları alanlara taşınmalarını, bulundukları yerlerde de yoğunluklarını artırmalarını önlemek için KÜLTÜREL ÖNLEMLER alınmalıdır. Bunlar, Y. ot tohumlarının kültür bitkisi tohumlarına karışmasının önlenmesi, temiz tohumluk kullanmak, Y. ot tohumları hayvan yemi olarak kullanılan kültür bit.leri tohumlarına karışabilir. Büyük bir kısmı gübre ile birlikte tarım alanlarına bulaşabilir. Bu nedenle, hayvan gübresi iyice fermente olduktan sonra kullanılmalıdır. Tarım aletlerinin temizliğine dikkat edilmelidir. Kültür bitkilerinin y. otlarla rekabette üstün olmaları için bazı kültürel uygulamalar etkili olabilmektedir. Örn: kültür bitkilerini ekerken normalden biraz daha fazla tohum kullanmak, ekim tarihini öne alarak veya geciktirerek kültür bit.nin y.otlardan az etkilenmeleri sağlamak, sayılabilir. Rotasyonda rekabet gücü yüksek bitkileri kullanmak da oldukça etkili bir kültürel uygulamadır. Özellikle kültür bitkilerinin bulunmadığı alanlarda, y. otları yakmak, su altında bırakmak, biçmek gibi MEKANİK UYGULAMALAR tercih edilebilir. Fidelik, sera gibi küçük alanlarda elle yolunarak y.otlar temizlenebilir. Sıraya ekilerek yetiştirilen k. bitkilerinde ise çapalama etkili bir yöntemdir. Ancak, işgücünün pahalı olduğu yerlerde ve çok geniş alanlarda uygulaması zordur. Y. otların ortadan kaldırılmasında sıcaklık veya değişik dalga boyundaki ışığın ya da elektromanyetik dalgaların kullanımı fiziksel mücadele içinde ele alınır. Bugün pratikte uygulanan tek FİZİKSEL MÜC. yöntemi sıcaklık uygulamasıdır. Bu da, toprak yüzeyinin özellikle sıcak yaz aylarında koyu renk plastik örtülerle kaplanarak, örtü altında toprak sıcaklığının yükselmesini sağlamak suretiyle yapılmaktadır. Işık alamayan y. otlar zarar görmektedir. Y. ot yoğunluğunun ekonomik zarar seviyesinin altında tutulması amacıyla, y. otlar üzerinde beslenen böcek veya patojenlerin kullanılması BİYOLOJİK MÜCADELE uygula-malarıdır. Biyolojik müc.de başarıya ulaşmış y.otlardan bazıları; Frenk inciri (Opuntia sp.) ve koyun kıran (Hypericum perforatum) dır. Frenk inciri ile savaşta bir kelebek (Cactoblastis cactorum), koyun kıranda ise 2 kın kanatlı böcek (Chrysolina hyperici ve C. quadrigemina) kullanılmıştır. Patojenlerle ilgili olarak da; Cyperus esculentus a karşı Puccinia canaliculata, Malva pusilla ya karşı Colletotrichum gloesporioides fungusları biyolojik müc.de kullanılmaktadır. Biyolojik müc. de başarılı olabilmek için uygulanan zararlı veya patojenin y. otlara özelleşmiş olması gerekir. Ayrıca, y.otun bulunduğu alana adapte olabilmelidir. Böyle bir adaptasyon söz konusu olursa biyolojik müc.de kullanılacak etmenin bir kez bulaştırılması yeterli olur. Aksi halde mücadele gerektiğinde kimyasallarda olduğu gibi tekrar tekrar uygulama yapılması gerekir. Şimdiye kadar fungal patojenler bu şekilde uygulanmıştır ve mikoherbisit olarak adlandırılmışlardır. Bir patojenin mikoherbisit olarak kullanılabilmesi için; Lab.da kolay ve ucuz bir şekilde üretilmesi, Preparat haline getirilebilmesi gerekir. KİMYASAL MÜCADELE: Herbisit kullanılarak y.otların ortadan kaldırılması KİMYASAL MÜCADELE olarak ele alınmaktadır. Şu anda y.otlara karşı en çok kullanılan mücadele yöntemidir. Kimyasal mücadelede kullanılan herbisitler 2 gruba ayrılmıştır. Bunlar total herbisitler ve seçici herbisitler dir. ETKİ ŞEKİLLERİNE GÖRE HERBİSİTLER 1. Selektif Herbisitler: Bu herbisitlerin seçicilik özellikleri olup bazı bitkileri öldürürken diğerlerine herhangi bir negatif etkisi olmaz. Bunlar 2 ye ayrılırlar. A. Sistemik selektif herbisitler: Bitkiler tarafından alındıktan sonra bitki bünyesinde taşınabilen herbisitlerdir. B. Kontak selektif herbisitler: Temas ettikleri bitki dokusunu öldüren herbisitlerdir. 2. Total herbisitler: Kullanıldıklarında ayrım yapmadan bütün bitkileri öldüren herbisitlerdir. HERBİSİTLER UYGULAMA DÖNEMLERİNE GÖRE 1. Ekimden önce uygulanan herbisitler (Pre-sowing): Kültür bitkisi ekiminden önce uygulanır ve çoğunlukla toprak işleme aletleriyle yüzeysel olarak toprağa karıştırılır. Böylece çimlenmiş ve çimlenmekte olan yabancı otları öldürür 2.* Çıkıştan önce uygulanan herbisitler (Pre-emergence): Bu herbisitler kültür bitkisi ekildikten sonra fakat çimlenip çıkmadan önce kullanılan herbisitlerdir. 3* Çıkıştan sonra uygulanan herbisitler (Post-emergence): Kültür bitkisinin çıkışından sonra uygulanan herbisitlerdir. 4* Toprağı sterilize eden herbisitler 5