insan hakları için yasama, yürütme ve yargıyı izleme bülteni - 26 haziran 2011

Benzer belgeler
2 Kasım Sayın Bakan,

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARI

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDAKİ TUTUKLULUK HALİNİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA İFADE ETTİĞİ ANLAM VE BUNUN İÇ HUKUKUMUZDAKİ YANSIMASI:

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

MAHPUS SAYISI: 246 BİN 416!

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

YARGIDA ÇİFTE STANDARTA SON HASAN POLAT A ÖZGÜRLÜK

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

MUSA ANTER ve JİTEM ANA DAVALARI NASIL BİRLEŞTİ? Yazar: Duru Yavan

OSMAN KAVALA DOSYASI YARGIYI YARGILAMA

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR TUNCAY YAZICI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/735)

CEZA YARGILAMASI KAPSAMINDA İHAM UYGULAMASINDA KLON DAVA KAVRAMI

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ MEHMET HÜSEYİN ÇİÇEK - TÜRKİYE DAVASI AHİM 3. DAİRE

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

Cumhuriyet Halk Partisi

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

10 Mart 2016 Perşembe Günü Saat 09:30'da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları BİRİNCİ BÖLÜM

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

İstanbul 13. Müebbet çıktı

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ PROF. ONUR HAMZAOĞLU NA

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Transkript:

19 insan hakları için yasama, yürütme ve yargıyı izleme bülteni - 26 haziran 2011

2 19 Merhaba, 12 Haziran da yapılan genel seçimlerinin ardından 19. sayımızı sizinle paylaşıyoruz. Bu sayımızda yer alan ilk haberimiz; istikrarlı biçimde namus gerekçesiyle işlenen tüm cinayetleri, töre cinayeti kapsamına sokarak, sanıklara verilen cezada haksız tahrik indirimi yapılmasını engelleyen ve bu nedenle kadın örgütlerinden alkış toplayan Yargıtay ın, ne yazık ki eskiye tavrına dönmesiyle ilgili. Haberde yer alan kararda Yargıtay Ceza Genel Kurulu, büyük eleştirilere neden olan Bir cinayetin töre cinayeti sayılması için aile meclisi kararı gerekir içtihadına geri döndü. İkinci haberimiz, Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın ın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nın, Ankara da 1990 lı yıllarda işlenen dört faili meçhul cinayetle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanması ve sorgusundaki itiraflarla ilgili. Çarkın sorgusunda Altındağ Nüfus Müdürü Necip Baskın, Avukat Yusuf Ekinci ve Avukat Faik Candan ın öldürülmesi olaylarına bizzat katıldığını, sanatçı Yılmaz Erdoğan ve Mustafa Erdoğan ın amcası, Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan ı ise kendisinin de dahil olduğu çetenin farklı isimlerinin öldürdüğünü belirtti. Çarkın dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ın bilgisiyle hareket ettiğine yönelik de bilgiler verdi. Çarkın ın itirafları, Tansu Çiller in başbakanlığı döneminde kurulduğu iddia edilen anti terör timi nin varlığını ve karanlık eylemlerini ortaya koyarken, dikkatlerin Ağar ın sadece çeteye yardım iddiasıyla yargılandığı davaya çevirdi. Bu sayımızda yer alan bir diğer haberimiz ise; 12 Haziran 2011 seçiminde Diyarbakır dan bağımsız milletvekili seçilen BDP li Hatip Dicle nin vekilliğini düşüren Yüksek Seçim Kurulu nun kararına ilişkin, soru işaretlerine neden olan noktalara dikkat çekiyor. Gerekçeli karar,

319 Dicle dosyasının işleme konulması için seçime kadar beklendiğini ortaya koyuyor. Seçimlerle ilgili ikinci haberimiz ise Yüksek Seçim Kurulu nun açıkladığı kesin sonuçlarla ilgili. Diyarbakır dan seçilen bağımsız milletvekili Leyla Zana hakkındaki haber ise seçimlerle ilgili son haberimiz. Diyarbakır Başsavcılığı nın, 12 Eylül askeri darbesinden kaynaklı uygulamaların sembolü haline gelen ve Kürt sorununun boyutlanmasında büyük etkisi olduğu belirtilen Diyarbakır Cezaevi nde yaşananlarla ilgili 30 yıl sonra başlattığı soruşturma da yine haberlerimiz arasında yer alıyor. Haberde Diyarbakır Başsavcılığı nın, tanık ifadelerini almak için harekete geçmesinin ardından, mağdurların verdikleri ifadelerde açık biçimde suçladıkları ve isimlerini verdikleri bazı görevlilerin, koruma başvurusu yaptıkları belirtiliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Türkiye hakkında verdiği kararlar ise Uluslarası 7 Kararlar bölümümüzde yer alıyor. Bu bölümdeki ilk haberimiz Mualla Gökçe İçen in, TSK da sivil memur olarak çalışırken emre itaatsizlik ve üste hakaret suçlarından askeri mahkemede yargılanması ve 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasının ardından AİHM e yaptığı başvuru hakkında. İkinci haber ise Emrullah Derman ın, 14 Ocak 1999 tarihinde hırsızlık suçlamasıyla gözaltına alınmasının ve hakkındaki suçlamaları kabul ettiğini belirten bir belgeyi imzalamamasının ardından gözaltında tutulduğu karakolda işkenceye uğramasına ilişkin. Son karar ise; Ramazan Keloğlan, Gökhan Yıldırım ve Tarık Kuruldak ın askeri okuldan atıldıkları için Milli Savunma Bakanlığı na karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nde dava açmaları yla,ancak savunmanın gizli olarak nitelendirilen bazı bilgi ve belgelere dayandırılarak davanın ertelenmesiyle ilgili. Keyfili okumalar diliyoruz.

Namus Cinayetleri Yeniden İndirim Kapsamında İZLEM 19 YARGI- Yerel Kararlar Uzun süredir istikrarlı biçimde namus gerekçesiyle işlenen tüm cinayetleri töre cinayeti kapsamına sokarak, sanıklara verilen cezada haksız tahrik indirimi yapmayan ve bu nedenle kadın örgütlerinden alkış toplayan Yargıtay, eskiye döndü. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, büyük eleştirilere neden olan, Bir cinayetin töre cinayeti sayılması için aile meclisi kararı gerekir içtihadına geri dönerek, nişanlısı ile telefonda konuşan kişiyi öldüren sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını indirdi. Yargıtay ın bu yorumuna göre sanığa sadece 12 ila 18 yıl arasında bir ceza verilebilecek. İçtihada göre, namusunu gerekçe göstererek cinayet işleyen ve bunu ailesinin baskısıyla değil, kendi iradesiyle yaptığını söyleyen her sanık, düşük cezalar alacak. Yargıtay, bununla da kalmayarak, yepyeni bir tartışma başlattı. Kararda, namus cinayetlerinin, töre cinayetlerinden farklı olarak bir bölgeye has olmadığı vurgulanarak, örtülü biçimde töre cinayetlerinin etnik temelli olduğu yorumu yapıldı. 2005 te yürürlüğe giren yeni TCK da, töre cinayetlerinin engellenmesi için çarpıcı bir düzenleme yapıldı. TCK da, töre saikiyle öldürme eyleminin gerçekleşmesi halinde, sanığın cezasında haksız tahrik

519 YARGI- Yerel Kararlar indirimi yapılmayacağı düzenlendi. Kadın örgütlerinin, tüm namus cinayetlerinin bu kapsama alınması yönündeki ısrarı ise sonuç vermedi. Hukuk Geliştirdi Ancak kadın örgütlerinin beklentisini Yargıtay, içtihat geliştirerek karşıladı. Mahkemeler, bir cinayetin töre nedeniyle mi namus nedeniyle mi işlendiğini belirlemek için aile meclisi kararı olup olmadığını aramaya başladı. Başlangıçta aynı yönde kararlara imza atan Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise daha sonra ısrarla, aile meclisi kararı olup olmadığına bakmaksızın, namus nedeniyle işlenen cinayetleri töre cinayeti kapsamına aldı ve sanıkların cezasında indirim yapmadı. Yeniden Değişti Ancak özellikle namus cinayetlerinin arttığı bir dönemde, Yargıtay, bu uygulamadan geri döndü. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Başsavcılığı nın tartışma yaratacak itirazı üzerine önüne gelen dosyada, nişanlısı ile telefonlaşan kişiyi öldüren sanığa töre cinayetinden verilen ağırlaştırılmış müebbet hapsin bozulması gerektiğine karar verdi. Karara konu olay şöyle gelişti: Erzincan da yaşayan C.Ö, nişanlısı N. nin telefonunda G.A ya ait aramalar gördü. C.Ö, nişanlısından neden G.A ile telefonlaştığını sordu. N. ise G.A nın kendisini arayarak rahatsız ettiğini söyledi. Bunun üzerine C.Ö, G.A yı ısrarla aramaya ve küfür ve tehdit içeren mesajlar atmaya başladı. G.A ise sonunda C.Ö yü arayarak olayları konuşmak istediğini söyledi ve bulunduğu kahvenin adresini verdi. Burada yaşanan tartışmada, C.Ö., G.A. yı öldürdü. Tesadüfen oradan geçen G.A nın babası ise C.Ö yü sopayla yaraladı. Kız da Aramış Davana, C.Ö. nün nişanlısının da ölen G.A. yı defalarca aradığı ve mesaj attığı ortaya çıktı. Yapılan soruşturma, C.Ö. nün nişanlasının daha önce G.A. ile çıktığı, G.A. askerdeyken C.Ö. ile nişanlandığını da ortaya koydu.

6 Kızın, G.A. ya askerde mektup gönderdiği de anlaşıldı. C.Ö. ise öldürdüğü G.A. nın kız arkadaşı için, Vaktiyle güzel dolaştık. Motorun teki, kaşar gibi ifadeler kullandığını iddia etti. Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi, buna rağmen, C.Ö. yü kasten öldürmek suçundan müebbet hapse mahkum etti. Mahkeme, cezayı haksız tahrik olduğu gerekçesiyle önce 24 yıla sonra da iyi hal gerekçesiyle 20 yıla indirdi. Kararda, şu ifadeler kullanıldı: C.Ö, yaşadığı sosyal çevre ve eğitim durumu da nazara alınarak olayı namus meselesi olarak değerlendirmiştir. Maktül, sanığın içinde bulunduğu psikolojik durumu bilebilecek olmasına rağmen, olayı yokuşa sürüp C.Ö yü tahrik edici ifadeler kullanmıştır. C.Ö de hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında uğradığı haksız tahrik sonunda eylemi gerçekleştirmiştir. 19 YARGI-Yerel Kararlar Çevre Muhafazakar Şüphesiz, eğitimli ve modern insanların böyle bir durumda oturup medeni şekilde konuşması gerekir. Ancak nispeten muhafazakar bir çevrede yaşayan sanık ile maktülün birbirlerinin kadına bakış açısı, namus anlayışları nazara alındığında özellikle maktülün sanık ile nişanlandığını bildiği kız ile ilişkisinde daha dikkatli olması, en azından sanığın namusu gördüğü kız hakkında tahrik edici ifadeler kullanmaması gerekirdi. 1. Ceza Dairesi Israr Etti Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yerleşik kararlarını tekrarlayarak bu kararı bozdu. Kararda, C.Ö. nün nişanlısıyla görüşülmesini namus ve şerefi eksiltici bir davranış olarak görmesinin töre anlamına geldiği vurgulandı. Bu nedenle cezada haksız tahrik indirimi yapılamayacağı kaydedildi. Yerel mahkeme de bu karara uyarak, sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi nin onadığı bu karara Yargıtay Başsavcılığı itiraz etti.

Yine Aile Meclisi İtiraz başvurusunda, aile meclisi yorumu tekrarlanarak, Töre saikiyle işlenen suçlar, bireysel bir tepkiden ziyade aile fertlerinin çoğu kez de aşiret üyeleri gibi geniş bir insan kitlesinin karar sürecine dahil olmasını gerektirir. Faille mağdur arasında bir akrabalık ilişkisinin olması yasal bir zorunluluk değilse de töre cinayetleri genellikle geniş aile yapısı içinde aile bireylerine karşı işlenmektedir denildi. 7 Bölgenin İşi Başvuruda, tartışma yaratacak ifadeler de kullanılarak, şöyle denildi: Araştırmalar, namus cinayetlerinin töre cinayetlerinden farklı olarak algılandığını ve namus cinayetlerinin daha ziyade bireysel bir eylem olarak değerlendirildiğini, töre ile veya herhangi bir bölge ile ilişkilendirilmediği görülür. Öldüren Kocaya İndirim Gerekir Örneğin, rızasıyla başka bir kişiyle ilişkide bulunan kadının kocası tarafından öldürülmesinde, koca namusunu temizlemek saikiyle hareket etmektedir. Fakat kadının eylemi hukuk düzeni tarafından kabul görmez. Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıştır. Koca hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir. Sanığın nişanlısının maktül ile rızasıyla ilişkide bulunduğunu bilmesi halinde dahi haksız tahrik uygulanmalıdır. Başkasının nişanlısı ile ilişki yaşayan kişinin eylemi de öbür nişanlı bakımından haksız eylem oluşturur. Genel Kurul da Katıldı Başsavcılığın tartışma yaratacak bu gerekçelerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu da katıldı. Genel Kurul, başsavcılığın eylemin planlayarak yapılmadığını da belirterek cezanın bozulması talebiyle yaptığı itirazı yerinde buldu. Buna göre sanığa 12-18 yıl arası hapis cezası verilecek. YARGI-Yerel Kararlar 711

8 Şimdi Gözler Ağar Davasında İZLEM YARGI-Yerel Kararlar 19 Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nın, Ankara da 1990 lı yıllarda işlenen 4 faili meçhul cinayetle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklandı. Çarkın, tutuklanmasıyla sonuçlanan sorgusunda, Altındağ Nüfus Müdürü Necip Baskın, Avukat Yusuf Ekinci ve Avukat Faik Candan ın öldürülmesi olaylarına bizzat katıldığını, sanatçı Yılmaz Erdoğan ve Mustafa Erdoğan ın amcası, Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan ı ise kendisinin de dahil olduğu çetenin farklı isimlerinin öldürdüğünü itiraf etti. Çarkın, Erdoğan a tetiği, Bursa da öldürülen Susurluk hükümlüsü Oğuz Yorulmaz ın çektiğini de söyledi. Kendisi ve özel harekatta görevli arkadaşlarının Şahin e bağlı olarak çalıştıklarını, cinayetleri de Şahin in bilgisi ve talimatıyla işlediklerini anlatan Çarkın, Şahin in de dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ın bilgisiyle hareket ettiğine yönelik bilgiler verdi. Çarkın ın itirafları, Tansu Çiller in başbakanlığı döneminde kurulduğu iddia edilen anti terör timi nin varlığını ve karanlık eylemlerini ortaya koyarken, dikkatler Ağar ın sadece çeteye yardım iddiasıyla yargılandığı davaya çevrildi. Çarkın ın, savcıya, Beni etkin

pişmanlıktan yararlandırırsanız, 3 arkadaşım daha ifade verecek dediği öğrenildi. 21 Mart ta, İstanbul da Nevruz kutlamalarına katıldıktan sonra Benimle birlikte olanları, bu ülkeye ihanet edenleri söyleyeceğime yemin ediyorum diyen, eski Bakan Mehmet Ağar ve eski Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim Şahin in konuşmasını da şart koşan Çarkın, sözünde durdu. Ankara Başsavcılığı nın talimatıyla gözaltına alınan ve ilk ifadesinde, 4 cinayetle de ilgili ayrıntılı bilgisi olduğunu anlatan Çarkın, cinayetlerin işlendiği Gölbaşı ve çevresinde keşfe götürüldü. Burada da cinayetleri ayrıntılarıyla anlatan Çarkın, dün yeniden savcılığa çıkartıldı. Savcı Hakan Yüksel tarafından sorgulanan Çarkın, tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemede de Çarkın ın tutuklanmasına hükmetti. 3 üne Katıldım Alınan bilgiye göre Çarkın, tutuklanmasına neden olan ifadelerinde çarpıcı itiraflarda bulundu. Benzer bir ifadeyi İstanbul Başsavcılığı na da verdiğini anlatan Çarkın, 1992-1994 yıllarında Ankara da işlenen cinayetlerin failinin, kendisinin de içerisinde bulunduğu çete olduğunu anlattı. Altındağ Nüfus Müdürü Necip Baskın, Avukat Yusuf Ekinci ve Avukat Faik Candan ın öldürülmesi olaylarında bizzat yer aldığını kaydeden Çarkın, bu cinayetlerin nasıl ve ne şekilde işlendiğini, bu isimleri nasıl kaçırıp, nasıl öldürdüklerini ayrıntılı biçimde anlattı. Yorulmaz Öldürdü Susurluk çetesinin lideri Abdullah Çatlı nın almaya çalıştığı ihaleleri inceleyen Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan ın öldürülmesi olayına ilişkin de çarpıcı bilgiler aktaran Çarkın, bu cinayette tetiği çeken ismin Susurluk hükümlüsü Oğuz Yorulmaz olduğunu, Yorulmaz ın da sonradan bildiklerini anlatmaması için öldürüldüğünü belirtti. YARGI-Yerel Kararlar 919

10 Şahin in Talimatı Bütün cinayetleri, halen Ergenekon davasında tutuklu bulunan İbrahim Şahin in bilgisi ve talimatıyla işlediklerini anlatan Çarkın, Olan biten herşeyden, Şahin ve kamuoyunun bildiği isimlerin haberi var dedi. Çarkın, Şahin in bağlı olduğu isim olarak ise eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ı işaret etti. Üç Arkadaşım da Konuşacak Çarkın ın, savcıya, Beni etkin pişmanlıktan yararlandırırsanız, 3 arkadaşım daha ifade verecek dediği öğrenildi. Çarkın ın isim vermemesine karşın, bu kişilerin de Susurluk davasında yargılanan, özel harekatçı polislerden olduğu sanılıyor. 19 YARGI-Yerel Kararlar Çiller Dönemi Çarkın ın anlatımlarının, dönemin Başbakanı Tansu Çiller in de bilgisiyle, Kürt işadamı ve insan hakları savunucularına karşı kurulduğu iddia edilen, antiterör timi olarak da anılan Susurluk çetesinin varlığını ortaya koyacak nitelikte olduğu kaydedildi. İfadelerde ismi geçenlerin de savcılık tarafından sorgulanabileceği kaydedildi. Bu kapsamda, Çarkın ın sorgulanmasını sağlayan, avukat Ekinci nin kendisi gibi avukat eşi Ülkü ve avukat oğlu Sertaç Ekinci nin şubat ayında verdikleri dilekçede gösterilen Ağar, Şahin gibi isimlerin de savcılığa çağrılabileceği kaydedildi. Şimdi Gözler Ağar Davasında Çarkın ın açıklamalarının ardından dikkatler, Ağar ın yargılandığı ve sadece çeteye yardım iddiasıyla cezalandırılmasının istendiği Susurluk davasına çevrildi. Mahkeme, bu davada, Çarkın ın İstanbul da verdiği ifadelerin, üzerinde gizlilik kararı yoksa getirtilmesine karar vermişti. Ancak dosyada gizlilik kararı olduğu için ifadelerin gönderilmeyebileceği belirtiliyordu. Ankara Başsavcılığı nın aldığı ifadelerin basına yansımasının ardından savcılığın bu davadaki mütalaasını değiştirebileceği ve yargılamanın yön değiştirebileceği belirtiliyor. Emri Kim Veriyorsa Katil O dur Bugüne kadar, devlet adına görev yaptıkları, suç işlemediklerini, suçlularla mücadele ettiklerini anlatan Çarkın, 21 Mart ta Nevruz kutlamalarında görüntülendikten sonra çarpıcı açıklamalar yaptı. Açıklamalarından sonra İstanbul da sorgulanan Çarkın,

11 gazetecilere ise şunları söyledi: Ben 1986 da Güneydoğu ya ilk gönderilen 320 kişilik Özel Harekât grubu içindeydim. 1990 a kadar bölgede kaldım. Hepimiz kana bulaşmıştık. Öyle korkunç şeyler yapıldı ki o halka. B.. yedirdik bu millete. Pınarcık katliamını provokasyon amaçlı JİTEM in oluşturduğu gruplar yaptı. Öcalan ın önerdiği hakikatleri araştırma komisyonu açılsın, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum gider her şeyi anlatırım. Benimle birlikte olanları, bu ülkeye ihanet edenleri söyleyeceğime yemin ediyorum. Ama o komisyona başkaları da gelmeli. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve daha başkaları da gelmeli. Hata yaptıysam bedelini ödemeye hazırım. Ama emri kim veriyorsa katil odur. O dönem bize başkanlık yapan İbrahim Şahin in şu anki halini görüyorum da çıldırıyorum. Adli Tıp ta rapor peşinde. Biz onun odasına girmeden önce salavat getirirdik. Beni kandıramazsın İbrahim Şahin. Mehmet Ağar da çıksın hesabını versin. Veli Küçük Paşa Bunların Başı Çarkın ın, Namık Erdoğan cinayetini işlediğini ve sonradan öldürüldüğünü iddia ettiği özel harekatçı, Susurluk hükümlüsü Oğuz Yorulmaz ın annesi Nurhan Yorulmaz ise Susurluk davası sanığı Veli Küçük ün çetenin başı olduğunu iddia ederken şunları anlatmıştı: Oğlum ölmeden önce, Anne bana bir şey olursa Mehmet Ağar dan git, hakkımı ara dedi. Bunun üzerine Mehmet Ağar a gittim. Ağar dan hiç bir şey göremedim. Başsağlığı bile dilemedi bana. Benimle beraber odasına bir sürü insan aldı. Ben onların yanında nasıl konuşayım? Sizin oğlunuz Memur gibi yaşamadı dedi. Ben de Oğlumu bu hallere siz getirdiniz dedim. Bunun üzerine hemen lafı değiştirdi, başka şeyler konuşmaya başladı, odadakiler duymasın diye. Bunlar sürüklediler benim oğlumu, memuriyetten karşıma çete çıkarttılar. 17 Yıl Önce Söyledik Öldürülen Namık Erdoğan ın yeğeni, sanatçı Mustafa Erdoğan ise gelişmelerle ilgili olarak Hürriyet gazetesinin internet sitesine, Biz katilleri 17 yıl önce de söylemiştik. Ama o dönemin savcıları bir şey yapmamıştı. Ama yine de 17 yıl sonra böyle bir gelişmenin olması ülkemiz adına daha da umutlu olmamı sağlıyor. Umarım amcamı öldürenler gereken cezayı alırlar dedi. 19 YARGI-Yerel Kararlar

12 BDP nin Başka Adayı İşaret Etmesinin Önü Kesildi İZLEM YÜRÜTME 19 12 Haziran seçiminde Diyarbakır dan bağımsız milletvekili seçilen BDP li Hatip Dicle nin vekilliğini düşüren Yüksek Seçim Kurulu nun gerekçeli kararı, Dicle dosyasının işleme konulması için seçime kadar neden beklendiği ortaya koyarken, 22 Mart ta verilen kararın işleme konulması için neden 9 Haziran a kadar beklendiği soru işaretlerine yol açtı. Dosyanın bu tarihe kadar işleme konulmaması ise tedbir amacıyla Diyarbakır da bağımsız yedek adaylar da bulunduran BDP nin bu isimlerden birisini işaret etmesini engelledi. Yaşanan süreç, 1994 te, DEP milletvekiliyken dokunulmazlığının kaldırılarak cezaevine konulması nedeniyle vekilliğini kaybeden Dicle nin bu kez de cezaevinde bulunduğu süreçte yeni bir ceza alması nedeniyle vekil olmasını engelledi. Karar,

13 Ak Partili Oya Eronat a vekillik yolunu açarken, mahsuplaşma konusunda hangi hesap yapılırsa yapılsın, Dicle hakkındaki kararın değişmeyeceğini de ortaya koydu. BDP nin vekil sayısı 35 e düşerken, Ak Parti nin vekil sayısı 327 ye yükseldi. YSK nın kararının gerekçesi, Resmi Gazete de yayımlandı. Karar, Dicle hakkında ilginç bir sürecin yaşandığını da ortaya koydu. 22 Mart ta Çıktı Kararda yer alan bilgilere göre, 2007 de terör örgütünün propagandasını yaptığı iddiasıyla yargılanmaya başlanan Dicle, 2009 da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi nce 1 yıl 8 ay hapse mahkum edildi. Temyiz incelemesi 2 yıl yapılmayan dosyanın Yargıtay aşaması, daha milletvekili adaylık başvuruları bile yapılmadan önce 22 Mart 2011 de tamamlandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu tarihte Dicle nin cezasını onadı. Bu karara göre, Dicle nin aday olma koşulları zaten ortadan kalkmıştı. Ancak kararın, Dicle nin kaydına işlenmemesi, sürecin farklı gelişmesine yol açtı. Dicle, sabıkası kaydına işlenmediği için 11 Nisan 2011 de adaylık başvurusu yaptı. 19 Nisan da geçici, 29 Nisan da kesin aday listeleri açıklanmasına rağmen, Dicle nin bu sabıkası kayıtlara yansımadı. YSK, ilk etapta, Dicle ye, 1994 te açılan DEP davasından aldığı mahkumiyet nedeniyle aday yapmadı. Karara, Dicle nin memnu haklarının iadesine yönelik kararının bulunmaması gerekçe gösterildi. Ancak YSK nın büyük bir hata yaptığı, yeni TCK ya göre memnu hakların iadesi kararı gerekmediği anlaşıldı. Dicle de bunu anlatan bir mahkeme kararı sunarak vekillik hakkını elde etti. 9 Haziran a Kadar Gelmedi Dicle, hakkındaki süreç bu aşamadan sonra daha ilginç bir hal aldı. Kesinleşen kararlarda yapılan YÜRÜTME 19

14 itirazların infazı durdurmamasına rağmen, Yargıtay Başsavcılığı, 22 Mart ta çıkan kararın infaz yazısını 11 Mayıs ta Ankara Başsavcılığı na gönderdi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise 11 Mayıs ta savcılıktan gelen dosyayla ilgili işlem yaparak infazın başlatılması için 2 Haziran da yeniden savcılığa yazı gönderdi. Geçen 7 günde, YSK ya savcılıktan bildirim olmadı. Buna karşılık, Dicle nin mahkum olduğu haberleri 9 Haziran da basına yansıdı. Konunun basına yansımasının hemen ardından savcılık da sabıka yazısını YSK ya gönderdi. Seçime 3 gün kala toplanan YSK ise bağlayıcı bir karar almak yerine, kararı savunma alacağı gerekçesiyle seçim sonrasına erteledi. Bu süreç, hem BDP nin farklı bir 19 YÜRÜTME aday göstermesini engelledi hem de Dicle ye verilen 77 bin 709 oy boşa gitmiş oldu. Basından Duyduk YSK, kararında da kararın 9 Haziran da ellerine ulaştığı, Seçimden üç gün önce yazılı ve görsel medyada, adı geçenin yargılandığı bir başka davada verilen mahkûmiyet kararının Yargıtay ca onanarak kesinleştiği ve bu mahkûmiyetinin milletvekili seçilmesine engel oluşturduğu yolunda haberler

15 yayınlanması, yine aynı tarihte Ankara Cumhuriyet Bassavcılığı İnfaz Bürosu nun da bu hususu açıklayan bir yazıyı ve ekinde buna dair belgeleri göndermesi sonucu konu incelenmiştir ifadeleriyle anlatıldı. Dört Örnek Kararda, seçildikten sonra seçilme yeterliliği bulunmadığı anlaşılan, eski milletvekilleri Merve Kavakçı, Bahattin Şeker, Ahmet Kavakvar ve Fehmi Işıklar gibi isimlerin vekilliklerinin YSK tarafından tam kanunsuzluk hali nedeniyle düşürüldüğü anımsatılarak, anayasanın 1 yılın üzerinde hapis cezası alan ve terör suçundan mahkum olanların vekil seçilemeyeceklerine ilişkin 76. maddesi uyarınca, Dicle nin de aynı nedenle vekil seçilme yeterliliğini yitirdiği ifade edildi. Mahsup da Yetmez Kararda, kararın kesinleşmesinin, vekil seçilmeye engel oluşturması için yeterli olduğu, cezanın infazının başlamamış olması ya da şartla salıverilmenin bu durumu etkilemediği kaydedildi. Kararda, cezanın tümüyle infazı anlamına gelen bihakkın salıverilmenin bile vekil seçilmek için yeterli olmadığı, Adli Sicil Kanunu na göre, cezanın infazının bütünüyle bitmesinin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra, mahkemeden yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınmasıyla seçilme hakkının yeniden kazanılabileceği ifade edildi. Kararda, KCK davasından tutuklu bulunan Dicle nin cezasının tutuklu sayıldığı süreden düşürülerek, mahsup edilmesine rağmen, mahsup kararlarının seçilme yeterliliğini sağlayacak nitelikteki kararlar olmadığı da kaydedildi. 1 yıl 8 aylık cezası, KCK davasından tutuklu kaldığı süreden düşüldüğünde, Dicle nin bihakkın tahliye tarihinin 8 Kasım 2011 de gerçekleşeceğini anımsatan YSK, 9 Haziran da cezanın tamamı bitmiş olsa bile infazdan sonra 3 yıllık sürenin geçmiş olması zorunluluğu nedeniyle Dicle nin vekil seçilemeyeceği anlatıldı. Bu yoruma göre, mahsup kararına itiraz ederek, DEP davasında fazladan yattığı 4 yılın da cezadan düşülmesini isteyen Dicle nin itirazı kabul edilse de vekillik durumunu etkilemeyecek. 19 YÜRÜTME

16 AK Parti nin Başarısının Ardındaki Rakam: Yüzde 4,6 İZLEM 19 YÜRÜTME Yüksek Seçim Kurulu, 12 Haziran seçiminin kesin sonuçlarını açıkladı. Tablo, Ak Parti nin seçimdeki yüzde 50 lik başarısının nedenlerini de ortaya koydu. Kesin sonuçlara göre, TBMM de temsil edilecek olan Ak Parti, CHP, MHP ve BDP destekli bağımsızlar dışında kalan 12 parti, sadece 1 milyon 981 bin 558 oy alabildi. Bu sayı, gümrük kapıları dahil, oy kullanan seçmenlerin sadece yüzde 4,6 sına denk geliyor. Önceki seçimlerde, yüzde 15 lere yaklaşan TBMM ye giremeyen partilerin aldığı toplam

oy oranı, bu seçimde Meclis te temsil edilmek isteyen sağ seçmenin Ak Parti ye yönelmesi nedeniyle eridi. 17 YSK, genel seçimin üzerinden 11 gün geçmesinin ardından, kesin sonuçları açıkladı. Dicle Yerine Eronat Resmi sonuçlara göre, 12 Haziran seçiminde Ak Parti 327, CHP 135, MHP 53 ve BDP destekli bağımsızlar 35 milletvekilliği kazandı. Listede, YSK nın vekilliğini iptal ettiği BDP destekli Diyarbakır bağımsız milletvekili Hatip Dicle nin yerine, Ak Partili Oya Eronat ın ismi yer aldı. Gurbetçiler Katılımı Düşürdü Gümrükler dahil 52 milyon 806 bin 322 kayıtlı seçmenden 43 milyon 914 bin 948 inin sandığa gittiği seçimde, 42 milyon 941 bin 763 geçerli oy kullanılırken, 973 bin 185 oy geçersiz sayıldı. Gümrüklerde kullanılan oylar dahil, geçerli oylar dikkate alındığında, Ak Parti nin oy oranı yüzde 49.83, CHP nin yüzde 25.98, MHP nin yüzde 13.01 olarak gerçekleşti. YSK, seçimin katılım oranını ise yüzde 83.16 olarak açıkladı. 2007 seçiminde ise katılım oranı yüzde 84. 25 olarak açıklanmıştı. Seçimlere rekor katılım olduğunun belirtilmesine rağmen katılım oranının 2007 den düşük olması, yenilenen yurtiçi ve yurtdışı seçmen kütüklerinden kaynaklanıyor. YÜRÜTME 19

18 2007 seçiminde, kayıtlı 42 milyon 799 bin 303 seçmenden 36 milyon 56 bin 293 ü oy kullanmıştı. Bu seçimde ise kayıtlı seçmen sayısı 52 milyon, geçerli oy kullanan seçmen sayısı 42 milyon 941 bin oldu. Seçmen sayısı artmasına rağmen, Türkiye deki seçmenlerin yüzde 87 si sandığa gitti. Ancak yurtdışı seçmen sayısının 2,5 milyon olarak ilk kez belirlenmesi ve bu seçmenlerden sadece 129 bininin oy kullanması katılım oranını düşürdü. 19 YÜRÜTME AK Parti nin Rekorunun Sırrı Bu Rakamda Adnan Menderesli Demokrat Parti, 1950 de yüzde 52,6, 1954 te yüzde 57,6 oy almış, 1957 de ise oy kaybederek yüzde 47,3 le iktidar olmuştu. Ak Parti, 1950 ve 1954 teki oranlara ulaşamasa da ivmesini sürekli artırarak, 3. genel seçiminde de oylarını artırdı ve bu anlamda bir rekora imza attı. Ak Parti nin 12 Haziran seçiminde, yüzde 49,83 e ulaşmasını, TBMM ye giren tüm sağ partilerin oylarını çekmesi sağladı. Ak Parti, 2002 de, ANAP ve DYP nin oylarını blok olarak alarak iktidara gelmiş, merkez sağ partileri oyundışı bırakmıştı. 12 Haziran da sağ partiler, tabeladan bütünüyle silindi. 2007 de 2,3 oy alan Saadet Partisi yüzde 1,22 ye gerilerken, yüzde 3 oy alan Genç Parti seçime bile giremedi. Yüzde 5,4 oy alabilen Demokrat Parti nin oyları ise yüzde 0,6 ya düştü. 2009 yerel seçiminde oylarını yüzde 5,2 ye yükselten Saadet Partisi, DP, ANAP ve BBP nin oy oranı yüzde 12 yi buluyordu. Ancak bu seçime bu partilerden sadece SP ile DP girdi. TBMM de temsil olanağı bulan Ak Parti, CHP, MHP ve bağımsızlar dışında kalan toplam 12 parti, 1 milyon 981 bin 558 oy alabildi. Bu

19 oran, geçerli oyların yüzde 4,6 sına denk geliyor. Bu da 12 partinin, baraj bir yana, yüzde 5 i bile geçemediğini ortaya koydu. İstanbul Bile Yeter Ak Parti, seçimin kilit kenti İstanbul 1. bölgede 1 milyon 391 bin, 2. bölgede 1 milyon 273 bin, 3. bölgede 1 milyon 265 bin oy aldı. Sadece İstanbul dan 4 milyona yakın oy alan Ak Parti nin İstanbul un 2 bölgesinden aldığı oy sayısı bile 12 partiyi geride bıraktı. Ak Parti nin İstanbul dan aldığı oylar, Türkiye genelinde 5,5 milyon seçmenden oy alan MHP ye de yaklaştı. CHP de Pay Kaptı Kılıçdaroğlu nun enerjisi ve projeleriyle seçime giren, hedefini yüzde 30 ve üstü olarak koyan CHP de oylarını artırmasına rağmen umduğu sonucu elde edemedi. 2007 de yüzde 20,8, 2009 yerel seçiminde yüzde 23,1 oy alan CHP, oy oranını yüzde 25,9 a, 2007 de 7 milyon 200 bin, 2009 da 9 milyon 200 bin olan seçmen sayısını ise 11 milyon 155 bine yükseltti. Oylarını yükseltmesi, CHP nin de TBMM ye giremeyen partilerin yüzde 5 in altına düşen oylarından pay kapmasını sağladı. 30 Oyla Kaybetti İstanbul 1. Bölge de, Ak Parti ve MHP nin 1 milletvekili konusunda karşılıklı itirazları olmuştu. Kesin sonuçlar, AK Parti nin gümrüklerden aldığı oylarla, 1 vekilliği MHP den aldığını ortaya koydu. Sonuçlara göre, MHP bu vekilliği sadece 30 oyla kaybetti. 19 YYÜRÜTME

20 Leyla Zana nın Davası da Seçilmesine Rağmen Sürecek İZLEM 19 YARGI - Yerel Kararlar Yargıtay 9. Ceza Dairesi nin Diyarbakır dan BDP desteğiyle bağımsız milletvekili seçildiği 12 Haziran seçiminden önce, Leyla Zana ya, terör örgütünün üyeliği ve propagandasını yapmak suçundan verilen 10 yıl hapis cezası kararını usul yönünden bozduğu ortaya çıktı. Yargıtay ın cezayı onaması halinde, Zana nın da Diyarbakır dan seçilmiş olmasına rağmen seçim öncesi terör örgütü propagandasını yaptığı gerekçesiyle yargılandığı davada aldığı ceza kesinleşen Hatip Dicle örneğinde olduğu gibi, vekilliğinin iptali riski doğacaktı. Yargıtay ın, Zana yı kurtaran kararının, yerel mahkemenin mahkumiyet kararını avukatının bulunmadığı duruşmada vermesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Zana nın eylemlerinin terör örgütü PKK üyeliği boyutuna ulaştığını, bu nedenle sanığın Türk Ceza Kanunu nun (TCK) Terör örgütüne üye olmak suçunu kapsayan 314/2. maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti. Mahkeme, sanık Zana hakkında verilen hapis cezası, suçun terör suçu olması nedeniyle artırılarak 12 yıla çıkarmış,

Zana nın yargılama sırasındaki davranışları dikkate alınarak, verilen cezayı 10 yıla indirmişti. Mahkeme ayrıca, Zana ya verilen ceza süresinin 2 yıldan fazla olması nedeniyle, TCK nın Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma hükmünü içeren 53/1. maddesi uyarınca seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasını da kararlaştırmıştı. 21 Seçimden Önce İnceleme Bu kararın temyiz incelemesi, Zana nın milletvekili seçildiği 12 Haziran seçiminden kısa süre önce 27 Mayıs ta yapıldı. Yargıtay 9. Ceza Mahkemesi, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararını usulden bozdu. Daire nin kararında, Sanık müdafinin şehir dışında başka bir mahkemede duruşmasının bulunduğuna ilişkin mesleki mazeretinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle talebinin reddine karar verilerek hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması kanuna aykırı görüldüğünden bozulmasına karar verilmiştir denildi. Tartışma Yaratabilirdi Daire, 27 Mayıs ta, yerel mahkemenin verdiği kararı onasa, Zana nın vekilliği de Dicle nin gibi tartışmalı hale gelecekti. Anayasaya göre, kesinleşmiş 1 yıldan fazla cezası bulunanlar ve terör suçundan mahkum olanlar seçime giremediğinden, Zana, seçilse bile vekilliği iptal edilebilecekti. Ancak usul yönünden verilen bozma kararı Zana yı kurtardı. Buna göre, bu aşamadan sonra cezasının kesinleşmesi bile Zana nın vekilliğini etkilemeyecek. Ancak anayasanın 14. maddesi gereğince, Zana nın dokunulmazlığına rağmen, terör suçundan açılmış olması nedeniyle söz konusu davanın görülmesine devam edilecek. YARGI - Yerel Kararlar 19

22 Mağdurlar, Uluslararası Kurumlardan, Soruşturmanın Takibini İsteyecek İZLEM 19 YARGI - Yerel Kararlar Diyarbakır Başsavcılığı nın, 12 Eylül askeri darbesinden kaynaklı uygulamaların sembolü haline gelen ve Kürt sorununun boyutlanmasında büyük etkisi olduğu belirtilen Diyarbakır Cezaevi nde yaşananlarla ilgili 30 yıl sonra başlattığı soruşturma boyutlanıyor. Diyarbakır Başsavcılığı nın, tanık ifadelerini almak için harekete geçmesinin ardından, mağdurların verdikleri ifadelerde açık biçimde suçladıkları ve isimlerini verdikleri bazı görevlilerin, koruma başvurusu yaptıkları öğrenildi. Diyarbakır Cezaevi nde işkence gören mağdurları örgütleyen 78 liler Girişimi ise soruşturmanın güvence altına alınabilmesi için Uluslararası Ceza Mahkemesi, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü, AB gibi uluslararası kurum ve kuruluşlara başvurmaya hazırlanıyor. Hedef Haline Gelmişler Diyarbakır Başsavcılığı nın, Diyarbakır Cezaevi nde 1980-1988 döneminde yaşananlara ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında, cezaevinde görev yapan ancak gerçekleştirilen işkencelere tanık olduğunu belirterek, ifade verebileceğini 78 liler Girişimi ne bildiren görevlileri dinleme kararının ardından

ilginç gelişmeler yaşandı. Alınan bilgiye göre, cezaevindeki insan haklarına aykırı uygulamaların en sert yaşandığı dönemde cezaevinde görev yapan ve diğer görevlilerin isimleri gizlenmesine rağmen bütün mahkumlarca tanınan bazı sembol isimler, yaşadıkları kentlerde koruma başvurusu yapmaya başladı. Hedef haline getirildiklerini düşünen bu görevlilerin, hayati tehlikelerinin olabileceğini belirttikleri ve yaşadıkları kentlerde koruma talebinde bulundukları bilgisinin 78 liler Girişimi ne ulaştığı ifade edildi. 23 Uluslararası Koruma Girişimin, Diyarbakır Cezaevi nde insanlık suçu işlendiği gerekçesiyle, soruşturmanın güvence altına alınması için uluslararası temaslarda bulunacağı da öğrenildi. Buna göre girişim, Türkiye nin tarafı olmadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü gibi uluslararası kurum ve kuruluşlara başvurarak, soruşturmanın yakından izlenmesini talep etmeyi tasarlıyor. Yeniden Yargılayın Başlatılan soruşturma nedeniyle umutlanan bazı mağdurların, 78 liler Girişimi ne başvurarak, soruşturma bittikten sonra yeniden yargılanmayı talep ettikleri öğrenildi. Alınan bilgiye göre bazı mağdurlar, işkence altında verdikleri ifadelerle, kendileriyle hiç ilgisi olmayan davalardan mahkum olduklarını, bu nedenle 12 Eylül mağdurlarına tanınan bazı haklardan yararlanamadıklarını kaydetti. Mağdurlar, bu nedenle, gerçekler açığa çıktıktan sonra dosyalarının yeniden ele alınmasını talep etti. Hukukçuların ise bu konu üzerinde çalıştığı bildirildi. YARGI- Yerel Kararlar 19

24 AİHM: Sivil Memurların Askeri Mahkemede Yargılanması Sözleşme yi İhlal Ediyor 19 YARGI Uluslararası Kararlar Karar Adı: Icen c. Turkiye Başvuru Tarihi: 15 Kasım 2006, Başvuru Numarası: 45912/06, Karar Tarihi: 31 Mayıs 2011, Kararı Veren Daire: 2. Daire. Mualla Gökçe İçen, TSK da sivil memur olarak çalışırken emre itaatsizlik ve üste hakaret suçlarından askeri mahkemede yargılandı ve 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Sivil bir memur olmasına rağmen askeri mahkemede yargılanmasının Sözleşme yi ihlal ettiğini ileri süren İçen, dosyayı AİHM e taşıdı. Dosyayı inceleyen Mahkeme, konuyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemeleri hatırlattıktan sonra (par. 14-17), askerlerin bağımsız ve tarafsız askeri

mahkemelerde yargılanabileceğini ama sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının ancak belli şartlar altında mümkün olabileceğini ve Sözleşme ye uygunluk bakımından sıkı bir denetime tabi tutulması gerektiğini vurguladı (par. 30). Sivillerin kısmen askerlerden oluşan bir mahkeme önünde yargılanmasının bile ancak belli koşullarda mümkün olabileceğine dikkat çeken Mahkeme, sivillerin bütünüyle askerlerden oluşan bir mahkeme önünde yargılanmasının ise çok istisnai durumlarda söz konusu olabileceğini belirtti (par. 32). Sivillerin askeri mahkemeler önünde yargılanmaması ilkesinin uluslararası düzenlemelerde artık giderek daha fazla benimsendiğini hatırlatan (par. 33) Mahkeme, demokratik toplumların anayasal oluşumunda ordunun yerinin ulusal güvenlikle sınırlı kalması gerektiğine ve yargı erkinin ise sivil toplumun alanında kalması gerektiğine dikkat çekti (par. 34). Ayrıca Mahkeme, demokratik bir toplumda, sivillerin genel olarak sivil mahkemeler önünde yargılanmasına rağmen bazı sivillerin askeri mahkemeler önünde yargılanmasının bu siviller bakımından adalet önünde eşitsizliğe yol açacağına ve bu eşitsizliğin ancak ve ancak somut bazı gerekçelerle haklılaştırılabileceğine de dikkat çekti (par. 35). Dava konusu olayı bu değerlendirmeler çerçevesinde analiz eden Mahkeme, Türkiye de sivil memurların askeri mahkemede yargılanmasına yol açan düzenlemelerin genel ve soyut bir şekilde öngörüldüğüne ve uygulandığına; ve bu durumu haklılaştıran somut bir gerekçenin hükümet tarafından sunulamadığına dikkat çekti. Bu tür bir düzenlemenin sivil memur olan başvurucuyu diğer sivillere nazaran adalet önünde eşitsiz bir konuma getirdiğini kabul eden Mahkeme olayda Sözleşme nin 6. maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaştı ve Türkiye yi 15,000 Euro tazminata mahkûm etti (par. 44-46). 25 YARGI Uluslararası Kararlar 19

26 Tutuklu Nakil İşleminde Mahkumiyet Karar Adı: Fırat Can v. Türkiye Başvuru Tarihi: 24 Ocak 2008, Başvuru Numarası: 6644/08, Karar Tarihi: 24 Mayıs 2011, Kararı Veren Daire: 2. Daire. 19 YARGI Uluslararası Kararlar Fırat Can, yasadışı örgüt üyesi olma suçlamasıyla 5 Şubat 1997 de gözaltına alındı ve tutuklandı. Hakkında açılan ceza davası halen devam etmekte olan Can, 14 yıldır tutuklu kaldığı süre boyunca tutukluluğuna itiraz etmesine rağmen bu itirazları reddedildi. İstanbul Bayrampaşa Cezaevi nden Kırklareli E-Tipi Cezaevi ne nakli sırasında jandarma tarafından kötü muamele gördüğünü iddia eden Can ın bu iddiaları Kırklareli Adli Tıp tan alınan bir doktor raporuyla belgelendi (par. 20). Kötü muamele nedeniyle ilgili jandarma görevlisine karşı açılan ceza davası ile, kendisi hakkında açılan ceza davası halen sonuçlanmayan Can, dosyayı AİHM e taşıdı. Meseleyi önce Sözleşme nin 3. maddesi açısından inceleyen Mahkeme, Sözleşme ye taraf bir devletin gözaltına alınan ya da tutuklu bir kimsenin vücut bütünlüğünü koruma yükümlülüğü altında olduğunu ve bu gibi işlemler sırasında bir kimsenin vücudunda oluşan yaraların kaynağının kötü muamele olmadığının görevliler tarafından inandırıcı bir şekilde kanıtlanması gerektiğini hatırlattıktan sonra (par. 40), olayda bu tür bir kanıtlamanın ilgili görevliler ve hükümet tarafından yapılamadığına dikkat çekti (par. 41). Bu gibi iddiaların hızlı ve etkili bir şekilde soruşturulması ve işkence ya da kötü muamele iddiasına konu olan uygulamayı gerçekleştiren görevlilerin soruşturma ya da yargılama aşamasında görevden el çektirilmesi ve

27 bu görevlilerin mahkûm olmaları halinde memuriyetten çıkarılmaları gerektiğini vurgulayan Mahkeme (par. 43), olaya karışan bir jandarma görevlisinin ancak 7 ay sonra soruşturulduğuna ve bazı jandarma görevlilerinin ise ne şüpheli, ne sanık ne de tanık olarak saptanmadığına, soruşturulmadığına ve sorgulanmadığına dikkat çekti. Böylece, ilgili savcının süreç boyunca pasif kaldığı tespitinde bulunan Mahkeme, söz konusu jandarma görevlisine karşı açılan dava sürecinin de halen devam etmekte olduğuna ve bu jandarma görevlisinin soruşturma ve yargılama süreci boyunca görevine devam ettiğine de dikkat çekti (par. 45). Böylece, olaya karışan jandarma görevlilerine dokunulmadığını saptayan Mahkeme, bütün bu nedenlerle olayda etkili ve bağımsız bir soruşturma yürütülmediği sonucuna vararak Sözleşme nin 3. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti (par. 47-50). Ardından dosyayı Sözleşme nin 5. maddesi açısından inceleyen Mahkeme, başvurucunun ceza davasından önce yaklaşık 12 yıl 2 ay tutuklu kaldığına dikkat çektikten sonra (par. 59), konuyla ilgili içtihadını hatırlattı ve bu sürenin Sözleşme yi ihlal ettiğini tekrarladı (par. 61, 62). Ayrıca Mahkeme, başvurucunun tutukluluğuna yaptığı itirazlar ilgili mahkeme tarafından değerlendirilirken gerekli yargısal güvencelerin öngörülmemesinin (örneğin herhangi bir duruşma yapılmamasının) etkili bir yargısal korumayı ortadan kaldırdığına da dikkat çekerek, olayda Sözleşme nin 5. maddesinin bu açıdan da ihlal edildiğine hükmetti (par. 65-67). Nihayet Mahkeme, halen devam etmekte olan yargı sürecinin makul bir sürede tamamlanmamış olduğunu saptayarak ve ilgili içtihadını da hatırlatarak, olayda Sözleşme nin 6. maddesinin ihlal edildiğine de karar verdi (par. 74, 75) ve tüm bu nedenlerle Türkiye yi toplam 23,400 Euro tazminata mahkûm etti. 19 YARGI Uluslararası Kararlar

28 Karakolda İşkence ve Kötü Muamele Ağır Tazminata Yol Açtı Karar Adı: Derman v. Türkiye, Başvuru Tarihi: 26 Şubat 2002, Başvuru Numarası: 21789/02, Karar Tarihi: 31 Mayıs 2011, Kararı Veren Daire: 2. Daire. 19 YARGI Uluslararası Kararlar Emrullah Derman, 14 Ocak 1999 tarihinde hırsızlık suçlamasıyla gözaltına alındı ve hakkındaki suçlamaları kabul ettiğini belirten bir belgeyi imzalaması istendi. Bunu reddeden Derman, gözaltında tutulduğu karakolda dövüldü, gözleri bağlandı, hakarete uğradı, soyuldu, üzerine su sıkıldı ve falakaya yatırıldı (par. 6). Derman ın suç duyurusu üzerine ilgili polisler hakkında dava açıldı; ancak dava sonunda polislere verilen ceza 10 aya indirildi ve ertelendi (par. 15). Bunun üzerine Derman, dosyayı AİHM e taşıdı. Dosyayı inceleyen Mahkeme, ilgili polislere verilen ve ertelenen cezanın bu haliyle yeterli olmadığına; iç hukuktaki mahkemenin takdir yetkisini polislere verilen cezayı en aza indirmek için kullandığına; dolayısıyla, işkence ve kötü muameleye ilişkin ceza sisteminin bu haliyle yeteri kadar caydırıcı bir nitelik taşımadığına dikkat çekerek, olayda Sözleşme nin 3. Maddesinin ihlal edildiğine hükmetti (par. 28-31) ve Türkiye yi 42,000 Euro tazminata mahkûm etti. Askeri Okuldan Atılan

29 Öğrencilere Tazminat Karar Adı: Keloglan ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru Tarihleri: 19 Mart 2007, 10 Ekim 2007 ve 10 Nisan 2008, Başvuru Numaraları: 14019/07, 46287/07 ve 19387/08, Karar Tarihi: 31 Mayıs 2011, Kararı Veren Daire: 2. Daire. Ramazan Keloğlan, Gökhan Yıldırım ve Tarık Kuruldak askeri okulda öğrenciydi. Askeri öğrenci olmanın gerektirdiği nitelikleri taşımadıkları gerekçesiyle okuldan atılan Keloğlan, Yıldırım ve Kuruldak, Milli Savunma Bakanlığı na karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nde dava açtı. Milli Savunma Bakanlığı savunmasında gizli olarak nitelendirilen bazı bilgi ve belgelere dayandı ve bu bilgi ve belgeler Keloğlan, Yıldırım ve Kuruldak a gösterilmedi. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Milli Savunma Bakanlığı nın savunmasını kabul ederek davayı reddetti. Bunun üzerine, Keloğlan, Yıldırım ve Kuruldak olayda adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle dosyayı AİHM e taşıdı. Dosyayı inceleyen Mahkeme, konuyla ilgili içtihadını hatırlattıktan sonra (par. 15), hakkındaki bilgi ve belgelerin davacılara gösterilmediği bu tür bir yargılama sürecinin çekişmeli yargı hakkı nı ihlal ettiğini ve bu durumu haklılaştıracak herhangi bir gerekçe de bulunmadığını belirterek, olayda Sözleşme nin 6. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti ve Türkiye yi toplam 19,500 Euro tazminata mahkûm etti (par. 15vd). 19 YARGI Uluslararası Kararlar