YEREL YÖNETİMLER VE ORGANLARI: ORGANLAR ARASI İLİŞKİLERİN ÜÇ BOYUTLU ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Erbay Arıkboğa

Benzer belgeler
Yeniden Yapılanma Sonrasında Belediye Meclisleri: İstanbul Örneği. Erbay ARIKBOĞA Tarkan OKTAY Nail YILMAZ

KAMU YÖNETİMİ. 8.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE...

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE DE BELEDİYELERİN BÜYÜKLÜĞÜ VE KENTİN BÜTÜNLÜĞÜ SORUNU: REFORM VE UYGULAMA ANALİZİ Erbay Arıkboğa *

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

ERDEM ERCAN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YEREL YÖNETİMLERDE MALİ ÖZERKLİK (ANAYASAL VE YASAL BOYUTUYLA)

Karşılaştırmalı Bir Çerçevede Türkiye de Mali Yerelleşme Düzeyi ve Belediyelerde Özgelir Yaratma Kapasitesi Üzerinde Etkisi

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İhtisas komisyonları

Yerel Yönetimlerde Bütçe Hakkı Sorunlar ve Çözüm Önerileri

ANAYASA HUKUKU DERSİ

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Büyükşehir Belediyesinin Organları

KENT YÖNETİMİNE KATILIM DÜNYA ÖRNEKLERİ

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

ANAYASA HUKUKU DERSİ

AFET YÖNETİM SİSTEMLERİ

Genel Müdürümüz Sayın İsmail GÜNEŞ, Dünya Meteoroloji Örgütü İcra Konseyi Üyeliğine Seçildi

T.C. EYYÜBİYE BELEDİYESİ STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMELİĞİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

YEREL YÖNETİMLERDE İNTERNET KULLANIMI ve BULDAN BELEDİYE Sİ ÖRNEĞİ

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

MAHALLİ İDARELER TEŞKİLATI VE SPOR H.SUNAY A.Ü. SBF

GYS. Ceza ve Tevkifevleri. Saymanlık. Adalet Bakanlığı

Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

2. BÖLÜM Sinop Kent Konseyi Gençlik Meclisi Amacı, İlkeleri, Oluşumu ve Organları

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 5.TOPLANTI YILI ŞUBAT AYI TOPLANTILARI'NIN 2.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

KAMU YÖNETİMİ. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

Öğrencinin adı ve soyadı: Numarası:

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

TÜRK İDARİ TEŞKİLAT YAPISI

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ

Prof. Dr. Semih ÖZ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

T.C. İSTANBUL İLİ SİLİVRİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

YEREL YÖNETİMLER MALİYESİ «GİRİŞ» Prof. Dr. H. Hakan Yılmaz

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL PROJELER DAİRESİ BAŞKANLIĞI KENT KOLEJİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

Belediye başkanlığının sona ermesi

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2011/2012 Ekim)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SİVİL SAVUNMA UZMANLIĞI GÖREV, SORUMLULUK VE YETKİ ESASLARINI BELİRLEYEN İÇ YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL 7. DÖNEM TEMMUZ AYININ 1. TOPLANTISININ 3.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİLGİ İŞLEM DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İ Ç İ N D E K İ L E R

Cari: 5393 Sayılı. Belediye Kanunu

YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK PLAN ve UYGULAMA ÖRNEKLİ PERFORMANS ESASLI BÜTÇE. Dr. Ali İhsan ÖZEROĞLU Hatice KÖSE

III-13 KAMU İDARELERİNCE HAZIRLANACAK PERFORMANS PROGRAMLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

T.C. ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. ÜMRANİYE BELEDİYE BAŞKANLIĞI GENÇLİK VE SPOR HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Birinci Bölüm AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

KÜRESEL KRİZLERİN YEREL YÖNETİMLERE ETKİLERİ. Erol KAYA

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

KADIN DOSTU KENTLER - 2

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

BELEDİYE MECLİSLERİ: İSTANBUL ÖRNEĞİ

Yerel Yönetimler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

2013 YILI FAALİYET RAPORU

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

FİNLANDİYA ÜLKE RAPORU

Doç. Dr. Melikşah YASİN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. İdarenin Yasama Tarafından Denetlenmesi

11. HAFTA YÖNETİMİN FONKSİYONLARI ÖRGÜTLEME. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT

ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKLERİNDE SPOR YÖNETİMİ VE YAPISI (II) (6) Doç. Dr. Hakan SUNAY

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE ÖZEL OKULLAR Murat YALÇIN > muratmetueds@yahoo.com

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli gelir ve giderlerin yönetimi merkezden gerçekleştirilir.

Transkript:

YEREL YÖNETİMLER VE ORGANLARI: ORGANLAR ARASI İLİŞKİLERİN ÜÇ BOYUTLU ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Erbay Arıkboğa Giriş 1- Organlara İlişkin Farklı Modeller: Farklı Çözümler, Farklı Sorunlar 1.1. Meclis-Başkan Modeli 1.2. Komisyon Modeli 1.3. Profesyonel Yönetici (City Manager) Modeli 1.4. Encümen Modeli 2- Organlar Temelinde Türkiye deki Yerel Yönetimlerin Analizi Türkiye de Yerel Yönetim Birimleri ve Organları 3- Organlar Arası İlişkiler 3.1. Yasal/kurumsal boyut 3.1.1. Yürütme organı 3.1.2. Encümenin işlevi 3.1.3. Karar organı Karar alma işlevi Denetim işlevi 3.2. Siyasal boyut Yerel Seçim Sisteminin Siyasal Boyuta Katkısı 3.3. Bölgesel/beldesel boyut Temsil Adaletsizliğinin Bölgesel Boyuta Katkısı Sonuç GİRİŞ Yerel yönetimler, yetkili oldukları coğrafi alandaki çeşitli kamu hizmetlerini sunma yetki ve sorumluluğu ile donatılan ve bu amaçla kendilerine idari ve mali özerklik tanınan kuruluşlardır. Yerel yönetimler sorumluluk alanlarındaki hizmetleri yerine getirirken beşeri ve mali kaynakları kullanır ve gerekli araç-gereç ve diğer donanımlardan yararlanırlar. Ancak yerel yönetimler sadece bir takım hizmetleri sunan kuruluşlar değildir; aynı zamanda, bu hizmetleri belli yerel, toplumsal, siyasal önceliklere göre sunan kuruluşlardır. Bu nedenle, çeşitli kentlerdeki yerel hizmetler arasında bir tekdüzelik değil, doğal olarak, bir farklılaşma ve çeşitlilik gözlenir. Bu durum, bölgenin yerel niteliklerinin ve yerel yönetimlerin özerk kuruluşlar olmalarının bir sonucudur. Yerel yönetimler söz konusu farklılığı, büyük oranda, yerel halkın oylarıyla seçilmiş organları aracılığı ile gerçekleştirirler. Yani karar ve yürütme organları marifetiyle. Bu çalışmada yerel yönetimler, organları üzerinden analiz edilmektedir. Çalışmada, daha ziyade, yerel yönetim organları arasındaki ilişkilere odaklanılmaktadır. Bu bağlamda ilk olarak, organlar arası ilişkiler temelinde, çeşitli ülkelerde yerel yönetimlerin nasıl farklılaştığına bakılmaktadır. Bu amaçla farklı ülkelerde uygulanan belli başlı modellere değinilmekte ve bunların temel nitelikleri kısaca belirtilmektedir. Buradaki amaç, organlar

temelinde, tek bir modelin değil farklı modellerin söz konusu olduğu ve her modelin belli avantajlarının yanında dezavantajlarının da olduğuna dikkat çekmektir. Çalışma, farklı modellere ilişkin kısa açıklamaların ardından asıl olarak Türk Yerel Yönetim Sistemine odaklanmaktadır. Çalışmada, Türkiye de yerel yönetim organları arasındaki ilişkiler üç boyutta analiz edilmektedir. Birincisi yasal/kurumsal boyuttur; bu boyut, yürütme organı ile karar organı arasındaki ilişkilere yasal/kurumsal perspektiften bakmakta ve organlar arasındaki güç dağılımına ilişkin analizleri içermektedir. İkincisi siyasal boyuttur. Bu boyut başkan ve meclis üyelerinin genellikle siyasi kimliklere sahip olmalarının bir sonucudur. Siyasal boyut, mevcut yasal/kurumsal boyutun ötesinde, kendi ilişki ağlarına da sahiptir ve yasal/kurumsal boyutla aynı anda işlemektedir. Üçüncü boyut, özellikle büyükşehir belediye (BŞB) meclislerinde açığa çıkan ya da açığa çıkması beklenen bir boyuttur. BŞB meclisi üyelerinin çift kimlikli olmaları ve beldeler arası temsil adaletsizliği böylesi bir bölgesel niteliğe yol açmaktadır. Çalışmada bunlar ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. 1- ORGANLARA İLİŞKİN FARKLI MODELLER: FARKLI ÇÖZÜMLER, FARKLI SORUNLAR Çeşitli ülkeler yerel yönetim sistemlerini kurarken, gücü, karar organı ile yürütme organı arasında benzer şekilde dağıtmamışlardır. Ulusal düzeyde yasama ve yürütme arasındaki ilişkinin, temelde başkanlık sistemi ile parlamenter sistem şeklinde ayrılmasına benzer şekilde, yerel düzeyde de bu ilişki farklılaşmaktadır. Çeşitli ülkelerde uygulanan modellere bakıldığında, dört farklı modelden söz edilebileceği görülmektedir. Bu modeller meclis-başkan modeli, komisyon modeli, profesyonel yönetici modeli ve encümen modelidir. Yine bu modeller kendi içinde de farklılaşmaktadır. Örneğin meclis-başkan modeli, belediye başkanının güçlü ya da zayıf olmasına göre, güçlü belediye başkanı ve zayıf belediye başkanı modeli olarak ikiye ayrılmaktadır. Komisyon modeli ise, komisyonla meclis arasındaki iç içeliğe ya da kısmen bağımsızlığa bağlı olarak farklılaşmaktadır. Tablo 1 de söz konusu modeller ve temel nitelikleri şematik olarak gösterilmektedir. Tablo 1: Organlar Temelinde Yerel Yönetim Modelleri Modeller Meclis-başkan modeli Temel nitelikleri Yürütme organı tek kişiden ibarettir ve seçimle işbaşına gelir. Güçlü başkan modeli Başkan yürütmeye tamamen hakimdir. Meclis yürütmenin dışındadır. Zayıf başkan modeli Komisyon modeli Yürütme ile meclis iç içe Yürütme ile meclis kısmen bağımsız Başkan yürütmeye kısmen hakimdir. Yürütmeye ilişkin bazı alanlar komisyonlara bırakılabilmektedir. Yürütme organı tek kişiden ibaret değildir, komisyon ya da komisyonlar söz konusudur. Yürütme görevini meclis komisyonları üstlenir. Komisyonlarla meclisin görev süreleri ve üyeleri örtüşür. Başkanın (siyasi liderin) görevi yönetsel değil siyasaldır. Yürütme görevini meclis komisyonları üstlenir. Komisyonlarla meclisin görev süreleri farklılaşır ve komisyonlara meclis üyesi olmayan kişiler de seçilir. Başkanın (siyasi liderin) görevi yönetsel değil siyasaldır.

Profesyonel yönetici (city manager) modeli Encümen modeli Yürütme görevi tamamen profesyonel yöneticiye (city manager) aittir. Meclis yürütmenin dışındadır. Başkanın (siyasi liderin) görevi yönetsel değil siyasaldır. Yürütme organı tek kişiden ibaret değildir, yürütme yetkisi bir kurula (encümene) aittir. Ancak encümen üyeleri doğrudan halk tarafından seçilmektedir. Meclis, yürütmenin dışındadır. Encümenin başı (başkanı) aynı zamanda siyasal liderdir. Bu modelleri birbirinden ayıran temel husus, yürütme organı ile karar organının oluşumu ve aralarındaki ilişkilerdir. Bu açıdan söz konusu modeller, ulusal düzeydeki yasama-yürütme ilişkisini andırmaktadır. Bu bağlamda modellerin ayrıntılarına geçmeden önce, ulusal düzeyde başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasındaki temel farklılıklara dikkat çekmek yararlı olacaktır. Lijphart, başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasında üç kritik farkın olduğunu belirtir. Bu farklar şunlardır: (i) Başkanlık sisteminde yürütme yetkisi tek kişide toplanmaktadır, parlamenter sistemde ise yürütme organı kolektif bir niteliğe sahiptir. (ii) Başkanlık sisteminde yürütme organı (başkan), halk tarafından seçilerek iş başına gelir; parlamenter sistemde ise yürütme organı (başbakan ve bakanlar), yasama organına dayanır ve/veya onun içinden çıkar. (iii) Başkanlık sisteminde yürütme organı belli bir görev süresi için seçilir ve yasama organı başkanı istifaya zorlayamaz; buna karşılık parlamenter sistemde hükümet, yasama organının güvenoyuna dayalıdır ve güvensizlik oyuyla görevden uzaklaştırılabilir (Lijphart, 2006: 119 20). Bu noktada, güçlü başkan modelinin başkanlık sistemine, komisyon modelinin ise kısmen parlamenter sisteme benzediği genel olarak söylenebilir. Ancak yerel düzeydeki modeller başkanlık ya da parlamenter sistemlere göre çok daha karma sistemler niteliğindedir. Aşağıda bu modeller kısaca açıklanmaktadır. 1.1. Meclis-Başkan Modeli Bu modelin en temel özelliği, yürütme görevinin komisyonlar eliyle yürütülmeyip tek kişiye verilmesidir. Bu modelde yönetsel ve siyasal fonksiyonlar aynı kişide birleşmiştir. Yerel yönetimin başkanı, yani belediye başkanı, yürütme görevine sahip olduğu gibi, aynı zamanda kurumun siyasal bir lideridir ve doğrudan seçimle işbaşına gelmektedir. Başkan, yönetsel görevlerinin yanında, belediyeyi temsil etmek, kente gelen konukları karşılamak vb. nitelikteki görevleri de yerine getirmektedir. Buna karşılık meclis ise karar organıdır ve temelde yürütmenin dışındadır. Meclis-başkan modeli, prensipte kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır (Yalçındağ, 1969: 160 61). Bu model, yürütme gücünün başkanda ne derece toplandığına bağlı olarak kendi içinde farklılaşmaktadır. Örneğin güçlü başkan modelinde, başkan yürütmeye tamamen hakimdir, yerel yönetim kuruluşunun bütün hizmet birimleri (idari teşkilat), başkanın hiyerarşik kontrolü altındadır; başkan belediye personelini atama yetkisine sahiptir; ayrıca başkana meclis kararlarını veto etme yetkisi de tanınmaktadır ve bu yetki kimi zaman ağırlıklı veto yetkisi niteliğindedir. Yani meclisin, veto edilen bir kararında direnebilmesi için basit çoğunluğun ötesinde belli bir çoğunluğa ulaşması gerekmektedir. Güçlü başkan modelinde, başkanın sistem içindeki ağırlığı, başkana, örneğin kentte belirli bir konum da vermektedir. Bu konum, başkanı, kentin siyasal/toplumsal lideri haline getirmekte ve topluluğun çeşitli sosyal sorunlarının da başkana iletilmesine neden olabilmektedir. Buna karşılık zayıf başkan modelinde, başkanın gücü biraz törpülenmiştir. Örneğin bu modelde başkanın meclisten bağımsız şekilde personel atayabilmesi sınırlandırılabilmektedir; yine başkan, genellikle meclis kararlarını veto etme yetkisine sahip değildir. Bu modelde bazı durumlarda, bazı hizmet alanlarına ilişkin yürütme yetkisinin de başkanın yetki alanının dışına çıkarıldığı

görülmektedir. Bazı alanlar ayrı yöneticilerin sorumluluğuna bırakılırken, bazı alanlar ise meclis komisyonlarının sorumluluğuna bırakılabilmektedir (Yalçındağ, 1969: 160 67). Her iki modelin bazı zayıf yanları söz konusudur. Güçlü başkan modelinde tek kişide aşırı yetki toplanmasının yol açabileceği sakıncaların yanı sıra, hem yönetsel hem de siyasal nitelikteki pek çok sorunun tek bir kişiye bırakılmış olması, başkanın üstesinden gelemeyeceği bir sorumluluğun altına girmesine de neden olabilmektedir. Bununla birlikte, bu sorunu aşmaya yönelik çeşitli çözümler de söz konusudur. Örneğin İtalya da belediye başkanı, üyelerini kendisinin atadığı bir encümenden (Giunta) yararlanmakta ve yürütme yetkisini encümenle birlikte kullanmaktadır (CDLR, 2000: 15). Yine başkan yardımcıları yoluyla, başkanın sorumluluğu değil ama iş yükü hafifletilebilmektedir. Buna karşılık zayıf başkan modelinin de çeşitli sakıncaları söz konusudur. Öncelikle yürütmenin kısmen dağıtılmış olması bir koordinasyon sorununa yol açmaktadır. Diğer taraftan başkanın güçsüzlüğü, ortaya çıkan yetki boşluğunun kimi zaman, bölgedeki çeşitli yerel aktörlerce doldurulmasına yol açabilmektedir. Özellikle, siyasi partilerin yerel örgütleri, yerel yönetim üzerinde fiili bir hakimiyet kurabilmektedirler (Yalçındağ, 1969: 160 67). Başkan-meclis modeli görece yaygın bir uygulama alanına sahiptir. Örneğin başta ABD nin çeşitli eyaletleri olmak üzere, Almanya daki bazı eyaletlerde, Fransa ve İtalya da ve yine komşularımız Bulgaristan ve Yunanistan da bu model uygulanmaktadır (MİGM, 1999). Türkiye de de bu model geçerlidir. 1.2. Komisyon Modeli Bu modelin tipik özelliği, yürütme görevinin tek bir kişiye değil, komisyonlara verilmiş olmasıdır. Yine yürütme görevini üstlenen kişiler doğrudan seçilerek değil, meclis tarafından seçilerek belirlenirler. Bu bakımdan komisyon modeli, parlamenter sisteme kısmen benzemektedir, ancak bu modelde tek bir yürütme organı yerine, genelde görev alanlarına göre adem-i merkezileşmiş çok sayıda yürütme organı söz konusudur. Bu modelde güç, mecliste toplanmıştır. Karar alma gücüne sahip olan meclis, ilave olarak, yürütme gücüne de sahiptir ve/veya onu etkili bir şekilde kontrol etmektedir. Komisyonlar, kendi sorumluluk alanlarındaki idari birimlerle (müdürlükler vs.) yakın ilişki içinde olup onlara emir ve direktif verirler. Yürütme sorumluluğunun komisyonlara bırakılmış olmasının diğer bir boyutu da, bu komisyonların tek bir partiden değil, genelde birçok partiden seçilen üyelerden oluşmasıdır. Böylece yürütme organ(lar)ı, siyasal olarak heterojen bir yapıya sahip olmaktadır. Diğer taraftan komisyon modelinde de, örneğin belediye başkanı gibi, meclis üyeleri tarafından seçilmiş bir kişi bulunabilir. Ancak bunun görevi yönetsel değil, daha ziyade siyasaldır. Komisyon modeli, yönetsel görevlerle siyasal görevleri birbirinden ayırmaktadır (Yalçındağ, 1969: 144 vd., MİGM, 1999). Şekil 1 de başkan-meclis modeli ile komisyon modelinin örgütsel görünümü karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir.

Şekil 1: Meclis-Başkan Modeli ile Komisyon Modelinin Tipik Örgütsel Görünümü Belde Halkı Belediye meclisi Belediye başkanı Danışman amiri amiri Tipik meclis-başkan modeli: Tüm idari birimler hiyerarşik olarak başkana bağlıdır Belde Halkı Belediye başkanı Belediye meclisi Komisyon Komisyon Komisyon Üst yönetici Tipik komisyon modeli: ler ilgisine göre farklı komisyonlara bağlıdır Komisyon modeli de kendi içinde, yürütme ile meclisin içi içeliğine ya da bağımsızlığına bağlı olarak farklılaşma göstermektedir. Bu modelin bazı uygulamalarında, meclis ile yürütme sorumluluğunu üstlenen komisyonlar arasında bir iç içelik söz konusudur. Meclisler eğitim ve kültür, sosyal hizmetler, ulaşım, plan ve bütçe vb. alanlardaki komisyonlara kendi üyeleri arasından üye seçmektedir ve bu komisyonların görev süresi, meclisin görev süresinden bağımsız değildir. Bu komisyonların sayısı ve niteliği yerel yönetimin büyüklüğüne göre ve bir yerel yönetimden diğerine değişebilmektedir. Sürekli ya da geçici nitelikte komisyonlar kurulabilmektedir. Buna karşılık komisyon modelinin bazı uygulamalarında ise, meclis ile komisyonlar birbirinden bağımsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu da iki yolla yapılmaktadır: Birincisi meclisin görev süresi ile komisyonların görev süresi farklılaştırılmaktadır. İkinci olarak komisyonlara meclis dışından da, özellikle komisyonun görev alanında uzman kişilerden, üye seçilmektedir. Komisyon modelinin örneklerine Avrupa da sıkça rastlanabilmektedir. İngiltere ve Almanya nın bazı eyaletlerinin yanı sıra İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde de komisyon modeli görülmektedir. Komisyon modeli çeşitli yararlarının yanı sıra, yürütmenin dağıtılmış olması dolayısıyla ciddi bir koordinasyon sorununa yol açmaktadır. Ayrıca yerel yönetimler, hizmet etkinliğinden bağımsız olarak, denetimsiz biçimde, çok sayıda komisyonun kurulması yoluna

gidebilmektedirler. Bu nedenle çeşitli ülkelerde, örneğin Danimarka da, komisyonların birleştirilmesi ya da sayılarının azaltılması yönünde çalışmalar görülmektedir (Yalçındağ, 1969: 144 vd., MİGM, 1999, CDLR, 1998a: 9). Diğer taraftan Avrupa da, 1990 sonrasında gözlenen bir eğilim de, yerel yönetimlerde siyasal liderliğin güçlendirilmesi çabasıdır. Bu amaçla bazı ülkelerin, bir alternatif model olarak, belediye başkanının seçimle göreve gelmesi yöntemini benimsediği görülmektedir. Bazı ülkeler ise yerel yönetim sistemlerinde, siyasal liderlik kurumunu ve yürütme organını güçlendirici mekanizmalara yer vermektedirler (Erençin, 2007: 336 vd).