İnsanlık tarihi boyunca her ne kadar çaba gösterilirse gösterilsin savaşlar, saldırılar, çatışmalar

Benzer belgeler
Yrd. Doç. Dr. AHMET HAMDİ TOPAL. KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yard. Doç. Dr. SEMİN TÖNER ŞEN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ULUSLARARASI HUKUKTA SOYKIRIM, ETNİK TEMİZLİK VE SALDIRI

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

F. Şeyda TÜRKAY KAHRAMAN ULUSLARARASI SİLAHLI ÇATIŞMALAR HUKUKUNDA KÜLTÜREL VARLIKLARIN KORUNMASI

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Muratcan GÖKDEMİR İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ NDE SORUŞTURMA USULÜ

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Geçici Koruma Uluslararası Standartlar. BMMYK Kasım 2014

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Etkin Soruşturma Yükümlülüğü (CMK m. 172/3)

ULUSLARARASI HUKUK TEMEL METİNLER

Uluslararası Hukukta Devlet Görevlilerinin Yargı Bağışıklığı

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

ÖĞRETİDE VE UYGULAMADA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE İCRASI

SİLAHLI ÇATIŞMALAR HUKUKUNUN UYGULANMASINDA AD HOC MAHKEMELERİN ROLÜ. Arda Özkan

Madde 87 Açık denizlerin serbestliği

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

ÖZEL CEZA HUKUKU Cilt I ULUSLARARASI SUÇLAR

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

İNSAN HAKLARI SORULARI

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR LİSTESİ... xv GİRİŞ...1

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Vatana İhanet, Anayasal Suç, İnsanlık Suçu

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

DEVLETİN HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN ULUSLARARASI SORUMLULUĞU

1. İdam Cezası. I. Giriş

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU. Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014

ÖZGENUR YİĞİT ULUSLARARASI HUKUK, AVRUPA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN ETKİLİ BAŞVURU HAKKI

DİPLOMASİ AJANLARI DA DAHİL OLMAK ÜZERE ULUSLARARASI KORUNMAYA SAHİP KİŞİLERE KARŞI İŞLENEN SUÇLARIN ÖNLENMESİ VE CEZALANDIRILMASINA DAİR SÖZLEŞME 1

Türkiye - AB İlişkileri: Hukuki Boyut

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

İÇİNDEKİLER (ÖZET) ve YAZARLAR LİSTESİ

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları: Yatırım Kavramı ve En Çok Gözetilen Ulus Kayıtları

İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.

Siber Savaşın Hukuki Boyutu. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

AÇLIK GREVİ GİRİŞ I- AÇLIK GREVİNİN TANIMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

PROGRAM Eylül Avukatlar için Eğitici Eğitimler. Birinci Aşama: Hak Temelli Eğitimler. Point Hotel, Ankara

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER. Genel Kurul GENEL KURUL KARARI. [Üçüncü Komite raporu üzerine (A/53/625/Add.2)]

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hukuki Boyutu. Savaş Suçu

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2

Dr. SALİH OKTAR. TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE ÇOCUK DÜŞÜRME SUÇLARI (TCK. m )

A B C D E B. Çalışan. C. Memur. D. İşveren. E. İşçi

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ UYGULAMA TALİMATI 1 ADİL TAZMİN TALEPLERİ

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

SAVCILARIN ROLÜNE DAİR İLKELER

Uluslararası Mülteci Hukuku Kapsamında Uluslararası Koruma. BMMYK Kasim 2014

Avukatlar için Eğitici Eğitimler TASLAK PROGRAM. 28 Eylül 1 Ekim Birinci Aşama: Hak Temelli Eğitimler. Wyndham Hotel, İzmir.

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII ÖNSÖZ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XV KISALTMALAR... XXI

Çocuğa özgüadlialanı ifade eden çocuk adalet sisteminin temel fikir ve amacı; adaletmekanizması ile bir şekilde karşı karşıya gelen çocukların, özel

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

: İstanbul Barosu Başkanlığı

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ. Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE BÜYÜK VERİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Devletler Umumi Hukuku II HUK208. Zorunlu. Lisans. Bahar. Örgün Eğitim. Türkçe

Indorama Ventures Public Company Limited

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Devrim Öncesinde Yemen

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

YRD. DOÇ. DR. ULAŞ KARAN. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Anayasa Hukuku Işığında EŞİTLİK İLKESİ VE AYRIMCILIK YASAĞI

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI

III. ÜLKE İLE İLGİLİ UYUŞMAZLIKLARDA İLERİ SÜRÜLEN BAZI SİYASÎ ESASLAR 23

Transkript:

İNSANCIL HUKUK Barış, çatışmanın yokluğu değil, çatışma ile başa çıkabilme yeteneğidir. Mahatma Ghandi İnsanlık tarihi boyunca her ne kadar çaba gösterilirse gösterilsin savaşlar, saldırılar, çatışmalar sona erdirilememiştir. Önü alınamayan bu durum neticesinde oluşan zararları en düşük seviyeye indirebilmek, mağdurları olabildiğince korumak adına ortaya çıkan hukuk dalı, insancıl hukuktur. İnsancıl Hukukun tarihi, savaş ve çatışmanın var olduğu en eski zamana dayanmaktadır. İnsanlığın en eski zamanlarından bu yana gerek verilen kayıpların azaltılması, gerek başka kaygılarla, savaşta karşı karşıya gelen taraflar genel itibariyle savaş kuralları belirlemişlerdir ve S. Müberra ALTINOK* belirlemektedirler. Bu kurallara, genel adıyla günümüzde savaş hukuku veya silahlı çatışmalar hukuku denmektedir. İnsancıl hukukun pratikte savaş hukuku veya silahlı çatışmalar hukuku ile eş anlamda kullanılmasının dışında bu iki kavramdan farkı, öncekilerin konusunun savaşın tarafı olan devletler ve tarafı olmayan devletler arasındaki hukuk ilişkilerini düzenlemesi iken, insancıl hukukun konusunun savaş veya çatışma sırasında savaş mağdurlarının, sivillerin, hasta ve yaralıların ve savaş esirlerinin, çevre ve kültürel mirasın korunması ve savaştan kaynaklanan zararları en aza indirmek olmasıdır.1 İnsancıl hukukun İnsan Hakları Hukukundan farkı ise, insan hakları hukukunun savaş veya barış zamanlarındaki insan olmaktan kaynaklanan temel hakları konu edinmesi; insancıl hukukun ise savaş veya çatışma zamanlarındaki insan haklarını korumayı konu edinmesidir. Savaş ve silahlı çatışma zamanlarındaki zararı azaltmanın en verimli yolu, devletlerin savaş ve silahlı çatışmalardaki sorumluluk alanlarının genişleterek ve bu şekilde devletlerin birbirine karşı sorumlu kılındığı, ihlalleri baskılayıcı bir uluslararası devletler düzeni oluşturulması ve insan başta olmak üzere çevre ve diğer unsurların en az zararı görerek süreçten çıkabilmesinin sağlanmasıdır. Dolayısıyla savaşın hem uluslararası, hem de uluslararası nitelikte olmayan hali dâhil olmak üzere, silahlı çatışmalar süresince uluslararası toplumu sorumlu kılan düzenlemeler, bu anlamda önem teşkil etmektedir. Bu düzenlemelerin temelini Lahey ve Cenevre Sözleşmeleri oluşturmaktadır. Bu sözleşmelerde insancıl hukuk kurallarına, ihlal durumlarına, ihlal durumlarındaki yaptırım türlerine ve sınırlarına değinilmektedir. A. İnsancıl Hukuk Kuralları Savaş Hukukunda ve buna bağlı olarak İnsancıl Hukukta, süjelerin kim olduğu ve statülerinin ne olduğu, kuralların esas noktasını teşkil etmektedir. Bireylere tanınan haklar, yüklenen yükümlülükler, sözleşmeler kapsamındaki beklenen davranış normları ve cezalandırılma şartları, statünün niteliğine göre değişmektedir. Savaş, saldırı veya çatışma sırasındaki kişilerin temelini, savaşanlar oluşturmaktadır. Savaşan kişilere uygulanacak kurallar, savaşçı statüsünde olanlar, gerillalar ve paralı askerler olmak üzere üç farklı statünün varlığına göre değişmektedir. Savaşanların dışında, çatışma alanının kapsamında başka süjeler de doğal olarak bulunmaktadır. Bunlar ise, savaş esirleri ve son olarak sivil halk ve devletlerin korunmasına yönelik sözleşmelerle bağlı oldukları değerlendirildiğinde, çevredir. I. Savaşan Kişilere Yönelik Kurallar i. Savaşçı Statüde Sayılanlar Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde savaşçı olarak kabul edilebilecekler: çatışan devletin silahlı kuvvetleri, örgütlü bir komuta düzeni içinde uzaktan görülebilecek şekilde ayırt edici işaretler taşımak şartıyla devletin ordusunda yer alan ve çatışan bir birime bağlı milis kuvvetler, örgütlenmiş direniş hareketi mensupları ve silahları açıkça taşımak, * 16.10.2018 tarihinde avukatlık stajını tamamlamıştır. 1 Özsoy, Ş.: İnsancıl Hukukun Gelişimi, İnsan Hakları Yıllığı, Cilt 19-20, 1997-1998, s. 112-115, 118. 2018/2 Hukuk Gündemi 35

savaş kurallarına uymak şartıyla, hükümetin talebi üzerine veya düşman işgaline karşı halk tarafından oluşturulan kitlesel ayaklanmaya katılanlar dır. Savaşçıların, silahlı çatışmalara doğrudan katılma hakkı vardır. Yukarıda belirtilen üç sınıftan ilk iki sınıf, doğrudan çatışmada savaş esiri sayılabilecekken üçüncü sınıfın savaş esiri sayılması için yukarıda belirtilen iki şartın dışında ilaveten uzaktan görünür ayırt edici işaret bulundurmak ve savaş kurallarına uygun hareket etme şartı aranır.2 ii. Gerillaların Statüsü Gerillaların savaşçı statüsüne sahip olup olmadığı tartışmalıdır. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi 2. Maddesinde, bu statüye sahip olabilmenin şartları olarak, çatışan taraflardan birine bağlı olma ve sorumlu bir komutanın yönettiği, uzaktan ayırt edici işaretlere sahip silahları açıktan taşıyan ve savaş kurallarına uygun bir kişi olmak belirtilmiştir. Daha sonra, savaşçı statüsünün verilmesi 1977 tarihli I. Protokolle kolaylaştırılmıştır. Buna göre, silahlı çatışmaya dair uluslararası hukuk kurallarına uymayı sağlayacak bir iç disiplinin varlığı, ilke olarak sivil halktan ayrılması, savaşçı statüsü için yeterlidir. Bu şartlar, muğlak ve düşük sınırda olması ve uluslararası örf ve âdete aykırı olması iddiasıyla, NATO devletleri tarafından kabul edilmemiştir.3 iii. Paralı Askerlerin Statüsü Yukarıda belirtildiği üzere paralı asker, yalnızca maddi kazanç için silahlı çatışmalarda yer alan kişilerdir. Savaşan statüsünden yararlanamazlar.4 II. Savaş Esirleri, Yaralılar ve Sivillere Yönelik Kurallar i. Savaş Esirleri Savaş esirlerine ilişkin düzenlemelere, 1929 ve 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri ve 1977 tarihli I. Protokolde yer verilmiştir. Savaşta esir alınma halinde, bu durum düşman devlete bildirilir. Savaş esirlerine insani muamelede bulunulmalı, teşhir edilmemeli, hakarete uğramamalı, tutsak kampları savaş alanına yeterli uzaklıkta bulunmalı, yaralı ve hastalar tedavi edilmelidir. Esirlere misilleme yapılması ve toplu cezalar uygulanması da yasaklanmıştır. Savaş esirlerinin sorgulaması yapılabilir, esirin bu sorgulamada isim, rütbe, doğum tarihi ve kimlik numarası bilgilerini söyleme yükümlülüğü vardır, daha fazla konuşma zorunluluğu yoktur. Daha fazla bilgi almak için zor kullanma ve cezalandırma yasaklanmıştır.5 Savaşta esir almanın temel gerekçesi, esirin düşman devlet ordusuna katılıp destek olmasını engellemektir. Bu sebeple, bu kişiler cezalandırılmak amacıyla cezaevinde tutulamazlar, esir kampında tutulurlar. Savaşta işledikleri suçlar varsa, savaş suçları veya adi suçlar olarak bu suçlardan yargılanırlar. Çatışma durunca, savaş esirlerinin beklenmeksizin serbest bırakılması gerekir.6 Ancak kurallar bu yönde olmasına rağmen ne yazık ki, 1990-1991 Körfez krizinde, 2003 Amerika nın Irak ı işgalinde, son olarak da Suriye İç Savaşında, bu kurallara açık şekilde uyulmadığı görülmektedir. II. Protokolde, uluslararası olmayan silahlı çatışmalarla yakalananların savaş esiri statüsüne tabi olmayacağı; ancak 1949 Cenevre Sözleşmeleri nde yine de bu kişilere asgari insani muamelenin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Asgari 2 Sur,M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.264-265. 3 Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.264. 4 Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.264-265. 5 Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.265-266. 6 Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.266. 36 Hukuk Gündemi 2018/2

insani muamele, yargı güvencesini, hasta ve yaralıların tedavisini, silahı bırakanların vurulmamasını ve onur kırıcı hareket edilmemesini kapsar.7 ii. Sivil Halkın Korunması Sivil halkın korunmasına ilişkin hükümlerin çoğunluğu, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Protokollerinde yer almaktadır. Bu hükümlerde halkın askeri gerekler dışında göçe tabi tutulamayacağı; bu tür bir önlem gerekliyse de sağlık ve güvenlik açısından uygun bir yere taşınmanın sağlanması; zorunlu çalıştırma yapılacaksa da insanca muamele ile yaptırılabileceği; halkın yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli gıda maddelerine, tarımsal ürünlere, hayvanlara, tarım ve içme sularına, baraj ve elektrik santrallerine, tarihsel, sanatsal yapıtlara, ibadethanelere saldırılamayacağı belirtilmiştir. Ancak yine ne yazık ki son olarak Suriye de görülen odur ki, bu hususta da uluslararası yükümlülük tamamıyla ihlal edilmiştir. iii. Çevrenin Korunması Çevrenin korunmasının yer aldığı başlıca düzenlemeler, 1976 Sözleşmesi ve 1977 I. Protokoldür. İran-Irak ve Irak-Kuveyt savaşlarında, petrol tesislerinin ateşe verilmesiyle çevreye çok büyük zararlar verilmiş, Güvenlik Konseyi 1991 yılında Irak ın sorumluluğuna hükmettiğinde, sorumlu tuttuğu zararlar kapsamında çevreye verdiği zararları da ayrıca saymıştır. B. İnsancıl Hukuk İhlallerinin Türleri Nüremberg ve Tokyo Mahkemeleriyle başlayıp Eski Yugoslavya ve Ruanda Mahkemeleriyle devam eden yargılamalarla, hakkında örf ve adet kuralı oluşmuş olan ve Roma Statüsünde yerini bulan insancıl hukuk ihlali türleri; soykırım, barışa karşı suçlar (saldırı suçu), savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardır.8 I. Barışa Karşı Suçlar (Saldırı Suçu) Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşması ile ilke olarak kuvvet kullanımının yasaklanmasıyla birlikte; BM Anlaşması başta olmak üzere uluslararası düzenlemelere aykırı olarak silahlı kuvvet kullanılması, saldırı olarak nitelendirilmektedir.9 Nüremberg Mahkemesi Statüsü m.6/2.a da bir saldırı savaşının veya uluslararası antlaşmalara ve garantilere aykırı bir savaşın planlanması, başlatılması, yapılması, bunlara ilişkin ortak bir plana katılınmasının, saldırı suçunu teşkil edeceği belirtilmiştir.10 Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma Statüsü nde barışa karşı suçlar (saldırı suçu), ertelenmiş bir suç olarak belirlenmiştir. Tanımı yapılamamış, kuruluşundan 7 yıl sonra tanımı, unsurları, yargılama yetkisine ilişkin hususlarda değişiklik yapılarak statüye eklenmesine karar verilmiştir.11 Son olarak 2010 da yapılan Roma Statüsü ne Taraf Devletler Genel Kurul Toplantısında, saldırının tanımı ve yapılacak değişiklikler hakkında görüş birliğine varılmıştır. Bu görüş birliğine göre saldırı suçu, devletin askeri veya siyasi fiili üzerinde etkili bir kontrol yetkisi bulunan bir kişi tarafından planlanan, hazırlanan, başlatılan veya yürütülen bir saldırı fiili anlamına gelmektedir.12 7 Sur,M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.266-267. 8 Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.268, Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.196. 9 Pazarcı, H., Uluslararası Hukuk, 2007, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, s.648, Sur,M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.271-272. Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.193. 10 Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.271. 11 Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.196. 12 Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.196. 2018/2 Hukuk Gündemi 37

II. İnsanlığa Karşı Suçlar Bir fiilin insanlığa karşı suç olarak kabul edilebilmesi için, Nüremberg, Tokya ve Eski Yugoslavya Hakkındaki Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüleri açısından, uluslararası veya ulusal bir silahlı çatışma sırasında gerçekleşmesi gerekmektedir. İstisnai olarak bu durum, Ruanda ve Roma Statülerinde yer almamıştır. İnsanlığa karşı suç, Roma Statüsü nde; Bir sivil halka karşı genel ya da sistematik bir biçimde girişilen saldırılara bağlı ve bu saldırının bilincinde olarak işlenen; kasten öldürme, toplu yok etme, köleleştirme, halkın sürülmesi, hapsetme, özgürlüğünden başka şekillerde yoksun bırakma, işkence, ırza geçme, cinsel köleleştirme, fuhuşa zorlama, hamileliğe zorlama, zorla kısırlaştırma vb. her türlü cinsel zorlama, siyasal, ırkçı, ulusal, etnik, kültürel, dinsel ya da cinsel nedenlerle ya da uluslararası hukukta kabul edilemez olarak benimsenen evrensel başka ölçütlere bağlı olarak herhangi bir gruba ya da herhangi bir belirlenebilir topluluğa zulmetme, zorla kaybetme, hiçbir canlı bırakmama emrinde bulunma, apartheid, fizik bütünlüğüne veya fizik ya da ruh sağlığına ağır kayıplara ya da büyük acılara bilinçli olarak neden olacak nitelikte diğer insanlık dışı muameleler. şeklinde açıklanmıştır. Bir devletin yukarıdaki kapsama dâhil olacak şekilde kendi vatandaşı olan sivillere karşı muamelesi de, insanlığa karşı suç kapsamına girmektedir.13 III. Soykırım Suçu Soykırım suçu, 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme de düzenlenmiştir. Sözleşmeye göre soykırım suçu ister barış ister savaş zamanında işlensin, ne zaman işlendiğine bakılmaksızın önleme ve cezalandırma yükümlülüğünü doğuracaktır. Bu çerçevede taraf devletler hem uluslararası, hem de uluslararası olmayan silahlı çatışmalar sırasında soykırımdan kaçınmak yükümlülüğü altındadırlar.14 Sözleşmenin ikinci maddesinde; ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu, kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla öldürme, ciddi fiziksel veya ruhsal zarar verme, grubun fiziksel varlığını kısmen veya tamamen sona erdirecek şekilde yaşam şartlarını değiştirme, doğumları engelleme ve çocukları zorla başka bir gruba nakletme fiilleri soykırım olarak sayılmıştır.15 Soykırım suçunun ayırt edici özelliği, yukarıda sayılan suçların özel bir suç işleme kastı ile, belirli bir ulusal, etnik, ırksal veya dini grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmayı hedeflemesidir. IV. Savaş Suçları Savaş suçlarının uluslararası hukuktaki kabulü, 1906 tarihli Kara Savaşında Yaralılara ve Hastalara İlişkin Cenevre Sözleşmesine dayanmaktadır. Londra Antlaşmasına kadar bu kapsamdaki suçluların yargılanmasını ulusal mahkemeler yaparken, Londra Antlaşması ve Nüremberg Mahkemesi Statüsü ile birlikte, suçluların yargılanmasının uluslararası düzeyde yapılması kararlaştırılmıştır.16 Nüremberg Statüsü nde savaş suçları: kasten öldürme, kötü muamele ya da sivil halkın ya da işgal altındaki sivil halkın sürgünü, kölelik ya da başka amaçla çalıştırma, savaş tutsaklarına ya da denizdeki kişilere kötü muamele, rehinelerin öldürülmesi, kamu ya da özel mülkiyetin yağmalanması, gereksiz yere kentlerin, kasaba ve köylerin yok edilmesi ya da askeri gereklilik olmadan bunların yakılıp yıkılması ile sınırlı olmamak üzere savaş yasalarını ve yapılagelişlerini ihlaller 13 Pazarcı, H., Uluslararası Hukuk, 2007, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, s.651. Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.178-179. 14 Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.185. 15 Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.185. 16 Pazarcı, H., Uluslararası Hukuk, 2007, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, s.651. 38 Hukuk Gündemi 2018/2

şeklinde belirtilmiştir.17 1998 tarihli Roma Statüsü nün 8. maddesinin 2. fıkrası savaş suçlarına ilişkin olarak ilk bendinde 1949 Cenevre Sözleşmelerinin ağır ihlallerini ve ikinci bendinde uluslararası silahlı çatışmalara uygulanabilir yasaların ve yapılageliş kurallarının diğer ihlallerini savaş suçu olarak tanımlamış ve cezalandırma öngörmüştür. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi ne göre ise hem uluslararası hem de uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalarda, uygulanabilir yasaların ve kuralların ağır ihlalleri, savaş suçları olarak tanımlanmış ve cezalandırılması öngörülmüştür.18 C. İnsancıl Hukukun İhlallerinin Engellenmesi, Kurallara Riayet Edilmesinin Sağlanması ve Bu Kuralların Uygulanması Milletlerarası hukukun önemli bir kısıtı, kurallarının merkezi bir organ tarafından uygulanmamasıdır. Bu çerçevede, milli hukuktan esaslı bir şekilde ayrılmaktadır. Bu hususta tek istisna, BM Şartı nın VII. Bölümü uyarınca Güvenlik Konseyi nin barışın bozulması, tehdidi ve bir saldırı fiilinin vukuu durumunda kullanabileceği zorlayıcı tedbirlerdir. Güvenlik Konseyi nin son uygulamalarında bu tedbirlerin genişletildiği görülmektedir. Örnek olarak Konsey, bir kararında Irak ı insancıl kuruluşlara yardıma ihtiyaç duyan kişilere yardım ulaştırmak üzere izin vermeye zorlamıştır. Güvenlik Konseyi Yugoslavya ve Somali deki savaşta da tedbirlerini katılaştırmıştır. Konsey, Yugoslavya da Bosna hava sahası üzerinde uçuşları yasaklamış, denetimleri arttırmış ve insancıl yardım konvoylarının korunmasını sağlamak amacıyla silahlı kuvvetler tarafından kontrol ve yardım tedbirleri uygulanmak üzere yetkilendirme yapmıştır. Bu eylemler ise, Şartın VII. Bölümüne dayandırılmıştır.19 Bütün bu uygulamalar ciddi, yaygın ve sürekli insan hakları ihlallerinin artık iç mesele sayılamayacağını ve devletler topluluğunun organları vasıtasıyla duruma müdahale edilebileceğini göstermektedir. Diğer yandan, mevcut belgelerin etkili uygulanmasını gerçekleştirebilmek için, devletler topluluğunda yeterli bir siyasi irade mevcut olmayıp milletlerarası toplum üyeleri, milletlerarası hukukun uygulanması açısından farklı yöntemlere başvurmaktadır.20 Zarara karşılık misilleme ve meşru müdafaa, milletlerarası hukuk yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde klasik savaşa varmayan bireysel zorlama biçimleri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca tazminat talepleri, bireylerin cezalandırılması veya bireylerin mal ve servetine karşı alınan tedbirler de söz konusu yükümlülüklerin, özellikle insancıl hukuka ilişkin olanlarına riayet edilmesini sağlayan zorlayıcı yöntemler arasında belirtilebilir. Savaş suçlularının cezalandırılması, milletlerarası insancıl hukukun uygulanması açısından özel bir anlam taşımaktadır. Cenevre Sözleşmesi uyarınca hem uluslararası, hem de ulusal düzeyde zorlayıcı uygulamalar bakımından özel belgeler ve kurumlar kabul edilmiştir. İnsancıl hukuka uyulmasını sağlamak için savaşanlarca çeşitli yollara başvurulabilmektedir. Savaşanlar, adhoc soruşturma yapılması hususunda anlaşabilirler. Bu durumda, insancıl hukuk ihlali açık bir şekilde kanıtlanırsa mağdur devlet, suçlu devlete karşı dünya kamuoyunu etkilemek üzere gerçeklerin duyurulması, suçu işleyenin protesto edilmesi ve suçluların cezalandırılması ve/veya tazminat ödenmesi, tarafsız bir üçüncü kişinin müdahalesinin aranması, misilleme uygulanması ve çatışma süresince veya düşmanca davranışa son verilmesi durumunda bireysel suçluların cezalandırılması yollarına başvurabilir.21 I. Misilleme Savaş sırasında savaş hukukunun en etkili yaptırımı, karşılıklılık ilkesine dayanan misillemedir. Misilleme, barış zamanında yasak olmakla birlikte, savaş hukukunda yeri vardır. Misilleme, savaş hukuku kurallarının ihlal edilmesi durumunda normalde hukuka aykırı olacak bir eylemin, diğer taraf da hukuka aykırı uygulamalara başvurduğu için haklı görüldüğü, bir zorlayıcı tedbirdir.22 II. Koruyucu Güç 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri ve 1977 tarihli Ek Protokol I e taraf devletler, ilgili belgelere saygı gösterme, saygı gösterilmesini sağlama ve içerdiği ilkeleri yayma yükümlülüğü altındadırlar. Aynı zamanda misillemenin 17 Pazarcı, H., Uluslararası Hukuk, 2007, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, s.652 18 Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul, s.202, Pazarcı, H., Uluslararası Hukuk, 2007, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, s.652-653. 19 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.151. 20 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.152. 21 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.153. 22 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.155 2018/2 Hukuk Gündemi 39

yasaklanmasına rağmen, çeşitli zorlama yolları mevcuttur. Bu yollardan biri, çatışma taraflarından birinin kontrolü altında bulunan ister savaş esiri, ister işgal altındaki sivil olsun, diğer çatışma tarafının vatandaşlarının haklarını korumak için atanmış, Koruyucu Güç kavramıdır.23 III. Milletlerarası Kızılhaç Teşkilatı Milletlerarası Kızılhaç Teşkilatı, insancıl hukukun geliştirilmesinde ve uygulanmasında önemli katkıları olan bir kurumdur. Görev alanı, Cenevre Sözleşmelerinin uygulanması da dâhil çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Faaliyetlerini birçok devlette sürdürmektedir. Savaş esirlerini ziyaret etmekte, insancıl hukukun icrasını sağlamak üzere başka görevleri de üstlenmektedir. 1973 teki Ortadoğu Savaşında, Kızılhaç Teşkilatı esirlerin değişiminde önemli bir görev icra etmiştir.24 IV. Milletlerarası Kızılhaç Komitesi Milletlerarası Kızılhaç Komitesi, Cenevre de mukim bağımsız bir insancıl teşkilattır. Ana amacı, silahlı çatışma mağdurlarına yardım ve koruma sağlamaktır. Uygulamada, Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri ne uyulmasını izlemektedir. Savaş esirlerini ziyaret, kayıp kişilere ilişkin bilgi toplama ve nakil, hastane ve güvenlik bölgelerinin tesisini kolaylaştırmak için iyi mesai sunmak gibi görevleri bulunmaktadır. Teşkilatın çeşitli yabancı ülkelerde daimi ve geçici temsilcileri mevcuttur.25 V. Milletlerarası Soruşturma Komisyonu Ek Protokol I, Sözleşme ve Protokollerin ağır ihlallerinin ve diğer ihlallerin soruşturulması için bir Milletlerarası Soruşturma Komisyonu kurulmasını öngörmüştür. Böylelikle, ihlalin barışçıl yollarla çözümlenmesi amaçlanmıştır. Komisyon, esas itibariyle milletlerarası insancıl hukukun ağır ve diğer ciddi ihlallerinin araştırılmasını amaçlamakta olup, silahlı çatışma sırasında milletlerarası insancıl hukuka riayetin sağlanmasında önemli bir vasıtadır. Komisyon, yetkisini kabul eden devletlerce seçilen 15 kişiden oluşur. Araştırma yapan bir organ olup, mahkeme veya yargı işlevi gören bir organ niteliğini taşımamaktadır. İdari masrafları, yetkisini kabul eden devletlerce karşılanır.26 E. İnsancıl Hukukla İlgili Suçlar, Suçların Cezalandırılması ve Milletlerarası Ceza Mahkemeleri İnsancıl hukuk ihlallerinde sorumluluk devletin ve bireyin sorumluluğu olarak değerlendirilmektedir. Devletin sorumluluğu bir başka yazının konusu olup, burada bireylerin sorumluluğuna değinilecektir. Erga omnes nitelikteki tüm uluslararası toplumun haklarının ihlalini teşkil eden suçlar hususunda bireyleri yargılamak ve cezalandırmak üzere, milletlerarası ceza mahkemelerinin kurulması için önemli adımlar atılmıştır. Bu nitelikteki ilk mahkemeler, yukarıda belirtildiği gibi Milletlerarası Nüremberg ve Tokyo Askeri Mahkemeleridir. Her iki mahkeme de milletlerarası niteliği haiz olmasa da, gerçek kişilerin milletlerarası bir hukuk süjesi olarak kabul edilmesinin öncüsü olmuşlardır. Günümüzde, BM Şartı nın VII Bölümü uyarınca kurulan Eski Yugoslavya için Milletlerarası Ceza Mahkemesi ve Ruanda için Milletlerarası Ceza Mahkemesi de, bu anlayışın yürürlük kazanması açısından önemli bir gelişme teşkil etmiştir. Milletlerarası ceza mahkemeleri iki başlık altında incelenebilir: I. Ad Hoc Mahkemeler Yukarıda belirtildiği üzere BM Güvenlik Konseyi Şartı VII. Bölümü uyarınca kurulan iki milletlerarası ceza mahkemesi (Eski Yugoslavya ve Ruanda Mahkemeleri) adhoc mahkemelerdir. Bu mahkemeler, yargılamalarında referans noktası 23 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.157. 24 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.158. 25 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.159. 26 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s. 159. 40 Hukuk Gündemi 2018/2

olarak, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri nin ağır ihlalleri, savaş hukuku kurul ve örflerinin ihlalleri, soykırım, insanlığa karşı suçları27 almakta, bu çerçevede işlenmiş bir suç olup olmadığını tespit etmektedirler. II. Daimi Milletlerarası Ceza Mahkemesi BM, 1950 lerden beri, suçun nerede ve ne zaman işlendiğine bakılmaksızın yetki kullanabilecek daimi bir milletlerarası ceza mahkemesinin kurulmasını tasarlamaktadır. Nihayet 1998 de, Roma da Milletlerarası Ceza Mahkemesi statüsünün kabul edildiği bir diplomatik konferansla, bu çalışmalar sonuçlanmıştır. Mahkemenin statüsü Nüremberg ilkelerinin kabulüne dayanır. Bu mahkemenin yetkisi dâhilindeki suçlar, savaş suçları, soykırım, insanlığa karşı suçlar ve saldırıdır. Mahkeme, Statü nün 8. maddesi uyarınca savaş suçları açısından yetki kullanır. Bu suçlar, ister milletlerarası isterse milletlerarası olmayan silahlı çatışma boyunca işlensin, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmelerinin ve 1977 tarihli Ek Protokollerde bahsedilen bazı suçlar ile milletlerarası insancıl hukukun ciddi ihlallerinin çoğunu kapsamaktadır.28 F. Sonuç İnsancıl Hukukun tarihi, insanlığın savaş tarihine, yani ilk insanların savaşlarda koydukları kurallar kadar eskiye dayanmaktadır. İnsancıl Hukuk un Silahlı Çatışma ve Savaş Hukukundan farkı, taraf devletlerle değil taraf olmayan sivillerin, çevrenin mağdur olmasının önüne geçilmesi ve korunması ile ilgilenmesi; İnsan Hakları Hukuku ndan farkı ise, İnsan Hakları Hukukunun hem savaş hem barış zamanında geçerliyken, insancıl hukukun silahlı çatışma ve savaş zamanında geçerli olmasıdır. İnsancıl Hukuka ilişkin olarak uluslararası devletlerin tamamının hakkının ihlali niteliğindeki, savaş sırasındaki ciddi ihlal içeren suçlar, Lahey ve Cenevre Sözleşmeleri temel olmak üzere çok sayıda sözleşmede düzenlenmiş; Nüremberg ve Tokyo Mahkemeleri ile başlayan yargı sistemi, Eski Yugoslavya ve Ruanda Mahkemeleri ile devam etmiş; Roma Statüsü ile Uluslararası Ceza Mahkemesi ile son haline kavuşmuştur. İnsancıl Hukukun uygulana alanı aktif silahlı çatışma hali olduğu için, bu ateş hattında kurallara riayet edilip edilmediğinin belirlenmesi veya doğrudan aktif şekilde riayet edilmesinin sağlanması güç olabilmektedir. İhlaller ancak çatışma sona erdikten sonra belirlenebilmekte, sorumluluğa ancak bundan sonra gidilebilmektedir. Bu çerçevede, dünya savaşlarından bugüne yaşanan savaş ve çatışmalarda çatışma anında denetimin sağlanarak ihlallerin önlenmesi anlamında, ön alıcı bir seviyenin yakalandığını söylemek güçtür. Ancak, ihlal sona erdikten sonra da olsa bir yargılama sistemi getirilmiş olması, devletin sorumluluğuna gidilebilir hale gelmesi; yaptırım en azından devletin itibarının uluslararası toplumda zedelenmesi neticesini vereceğinden ve bu durum uluslararası ilişkilerde devletler açısından önemli olduğundan, İnsancıl Hukuk noktasındaki gelecekte ümit edilen gelişmelerin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Son olarak, uluslararası hukuk alanında yaptırımların uygulanabilmesi için, insancıl hukuk kapsamında gün geçtikçe sayısı artan çatışmalar ve bir o kadar da mağdur olan sivil ve zarar gören çevre düşünüldüğünde, yapıcı çözüm ancak bu hususların önünü almak amacıyla bir araya gelen uluslararası toplumun yapacağı konsensusta aranabilecektir. Devletlerin imzalanan sözleşme sayısını arttırmak yerine yapıcı çözümler adına, hiçbir çatışmanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin mağduriyetinin önünü almak için daha fazla müzakerede bulunarak daha fazla somut işbirliği içerisinde bulunmaları gerekmektedir. Kaynakça 1) Dülger, K., Devletin Uluslarararası İnsancıl Hukuk İhlalinden Doğan Sorumluluğu, 2015, Beta Yayınları, İstanbul. 2) Özsoy, Ş., İnsancıl Hukukun Gelişimi, İnsan Hakları Yıllığı, Cilt 19-20, 1997-1998. 3) Pazarcı, H., Uluslararası Hukuk, 2007, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara. 4) Sur, M., Uluslararası Hukukun Esasları, 2006, Beta Yayınları, İstanbul. 5) Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul. 27 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s. 163. 28 Tütüncü, A., İnsancıl Hukuka Giriş, 2006, Beta Yayınları, İstanbul, s.164. 2018/2 Hukuk Gündemi 41