Jonathan Dauber. Knowledge of God and the Development of Early Kabbalah. Leiden: Brill, x sayfa.

Benzer belgeler
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2 (2012), ss

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s.

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s.

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İBN MEYMUN FELSEFESİNDE TANRI

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ BÖLÜM DİN FELSEFESİ /...13 Mehmet Sait Reçber

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Fadıl Ayğan. Eylül 2015

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İktisat Tarihi I. 6-7 Ekim

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME)

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

KABALA İLMİNE ÖNSÖZ VE GİRİŞ DERSLERİ. Bölüm B Ders 5 İlk İnsanın Ruhunun Yapısı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

1. LİDER 2. LİDERLİK 3. YÖNETİCİ LİDER FARKI

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

DİNİ GELİŞİM. Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

BİR KADIN FELSEFECİNİN GÖZÜNDEN ARİSTOTELES VE FEMİNİZM:

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Mark Zuckerberg, Facebook ve Aldatıcı Reklamlar. Mark Zuckerberg, Facebook adlı sosyal medya sitesinin kurucularından biridir.

İLİM HALKALARI PROJESİ

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

Çatışma Çözme ve Müzakere için İletişim Becerileri

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi

Kitap Tanıtımı -I. Yrd. Doç. Dr. Önder BİLGİN

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı. 2. yıl 4. yarıyıl Lisans Zorunlu

Yahudilerde, Hristiyanlarda, Müslümanlarda Mesih ve Mehdi Öğretisi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969.

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.)

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

EĞİTİMİN İŞLEVLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Temel Kavramlar Bilgi :

MUALLİM-İ SANÎ NİN TEMEL GAYESİ: DİN- FELSEFE UZLAŞTIRMASI Benazir KARUÇ *


İÇİNDEKİLER. Bölüm I GİRİŞ. Bölüm II EĞİTİMİN KELİME ANLAMLARI VE FARKLI AÇILARDAN GÖRÜNÜŞÜ

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

İbrahim Kalın'ın yeni kitabı "Akıl ve Erdem" çıktı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Ders Adı : YÜZYIL ASYA TÜRK TARİHİ I Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 5. Ders Bilgileri.

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 2 İş Ahlakı-İş Ahlakının Tarihçesi

KENAN KOLDAY. İnsanın gelişimini akıl, beden ve ruhun bütünlüğü açısından holistik bir şekilde ele alan Kenan Kolday ın yaşam amacı;

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Bireysel Emeklilik Sistemi ve Muhasebesi

Transkript:

Jonathan Dauber. Knowledge of God and the Development of Early Kabbalah. Leiden: Brill, 2012. x + 275 sayfa. Ravza Aydın Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü ravzaaydin@sakarya.edu.tr Felsefe ve kabala, Ortaçağ Yahudi kültüründe genellikle birbirine zıt ve muhalif iki alan olarak kabul edilmiştir. Hatta, bu dönemde kabalanın ortaya çıkışı rasyonel düşünceye karşıt bir tepkisellik olarak algılanmıştır. Nitekim Abelson a göre kabala, felsefenin rasyonalitesi içinde boğulmuş olan Yahudilere, Yahudiliğin sadece akıl dini değil, aynı zamanda hislerin de dini olduğunu göstermiştir. 2 Bununla birlikte, felsefe ve kabala arasında her zaman zıtlık ilişkisinin kurulmadığı, özellikle Rönesans ve Barok dönemleri İtalyan Yahudi kabalistlerin yazılarında göze çarpmaktadır. Huss, bu noktadan hareketle Ortaçağ dönemindeki felsefe ve kabala arasındaki karşıtlık ve etkileşimlerle ilgili üç görüş belirtmektedir. İlk görüşe göre kabala ve felsefe arasında semantik açıdan farklılıklar bulunmaktadır. İkinci görüşe göre felsefe ve kabala arasında bir hiyerarşi kurulmuş olup, her ne kadar felsefi bilginin varlığı kabul edilmiş olsa da, felsefe, kabalaya nazaran daha aşağı bir mertebede yer almıştır. Son görüşe göre ise, kabala hakiki, içsel, köken olarak Yahudilere ait ve kutsal bilgi olarak kabul görürken, felsefe hatalı, dışsal, köken olarak Yahudi olmayan ve şeytani bir bilgi olarak kabul edilmiştir. 3 Kabalistlerin genel itibariyle filozoflara karşı negatif tutumları olmasına rağmen, gerek Ortaçağ daki çıkış noktaları gerek zaman içerisinde ve bölgesel olarak etkisi altında kaldıkları yazınsal ve düşünsel ortama bakılacak olursa, birbirleriyle yakından ilgili ve birbirlerine bağlı düşünsel gelenekler hâlini aldıkları dönemler de olmuştur. Özellikle kabalistler çıkış hedeflerine muhalif bir tavır takınarak, görüşlerini temellendirme hususunda filozofların kullandıkları vasıtalardan istifade etmişlerdir. Jonathan Dauber çalışmasında, kabalanın tanımını yapmak veya ne vakit ortaya çıktığını tespit etmekten ziyade, özellikle ilk dönem kabalistlerinin gelişim göstermesinde etkili olan faktörleri yansıtmayı ve bu faktörler arasında fel- 2 Joshua Abelson, Yahudi Mistisizmine Giriş: Kabbalah, çev. Cengiz Erengil (İstanbul: Ayna Yayınevi, 2012), 18. 3 Ortaçağ dönemi kabala ve felsefe arasındaki etkileşim ve kabalistlerin felsefeye yaklaşımlarına dair kısa bir giriş için bkz. Boaz Huss, Mysticism Versus Philosophy in Kabbalistic Literature, Micrologus 9 (2001): 125-35. 165

166 sefi çevrenin ne kadar önemli olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Dauber, eserin Ortaçağ da felsefe ve kabala arasındaki ilişkinin yeniden kavramsallaştırmasına da katkıda bulunacağını ümit etmektedir (s. 14). Yazar, giriş kısmında felsefi çevrenin önemine geçmeden önce, genel itibariyle kabalayı etkileyen faktörlere yer vermektedir. İlk faktör olarak kabalanın, XII. yüzyıl Batı Avrupa Rönesansı, akabinde Scholem in de zikrettiği Hristiyan düşüncesi ve maneviyatındaki gelişmelerin ışığında gelişim gösterdiği fikrini ele almaktadır (s. 2). Aynı dönemde İbranice felsefe geleneğinin ortaya çıkışının da kabala yazını üzerinde önemli bir etkisi olduğunu vurgulamakta, bu düşünsel ve yazın faaliyetinin kabala üzerindeki etkisini, özellikle kitabın her bölümünde üzerinde durduğu Tanrı meselesine dair görüşler üzerinden okuyucuya sunmaktadır. Yazar, özellikle Languedoc ve Catalonia bölgelerindeki Yahudi cemaatlerinde kök salmaya başlayan İbranice felsefe materyallerinin, kabalistlerin düşünsel ve yazınsal faaliyetlerini önemli ölçüde etkilemiş olduğunu temel tez olarak öne sürmektedir (s. 3). Creativity in the First Kabbalists Writings başlıklı ilk bölümde yazarın amacı, kabalistlerin Tanrı yı araştırmalarının aslında soyut bir mesele olarak kalmadığı, entelektüel bir çaba sarf ederek çalışmalarında ne kadar yaratıcı olduklarını göstermektir. Yazar tezini kanıtlamak için, örneklerini XII. yüzyılda kabalanın sistemli bir hâl almaya başlamasında önemli etkisi olan Rav Yitshak ın halkasında yer alan kabalistlerden seçmektedir. Bu bağlamda yazar, bu halkadaki kabalistlerin sadece kabbalot (gelenek) ile yetinmeyip, yeni yorumsal yaklaşımlara açık olduklarını, fakat bunu en cesur şekilde Rav Jacob ben Sheshet in dile getirdiğini belirtmektedir. Bu bölümde felsefeden etkilenen ve bunu çalışmalarında kullanan kabalistlerin yanı sıra kabbalotu devam ettirme çabasında bulunanlara da yer verilmektedir. Bunlar arasında Tora nın gerçek anlamını Maimonidesçi düşüncenin değil, kabalistik hikmetin ortaya koyabileceği (s. 38) ve İsrail de, Tanrı bilgisinin Maimonides destekçileri sebebiyle inkıtaa uğradığı iddialarında bulunan Rav Ezra yer almaktadır. Ancak Dauber, Rav Ezra nın her ne kadar yenilik karşıtı olsa da, Maimonides ile mücadele ederken dahi onun yorumbilimsel yaklaşımından istifade ettiğini özellikle belirtmektedir (s. 52). The Philosophic Ethos başlıklı ikinci bölümde Dauber, İbrani felsefe geleneğinin gelişimine imkân veren tarihsel durumların izini sürerek, felsefi çevrenin, Ortaçağ kabalasının oluşmasında etkili olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Yazar ilk olarak Languedoc ve sonrasında Catalonia bölgelerinde etkin dünya görüşleri ve felsefe çevrelerini tasvir etmektedir. Languedoc da felsefi geleneğin yayılmasında Rav Abraham bar Hiyya ve Rav Abraham ibn Ezra nın önemli katkıları olduğunu belirten yazar, her ne kadar ayrıntısına inmese de, bu bölgede felsefenin hayat bulmasında Yahudiler in Endülüs ten

alıp bu iki bölgeye taşıdıkları ilmin etkili olduğunu söylemektedir. Bu dönemin teolojik tartışmaları açısından önem arz eden konuları arasında yer alan Tanrı ya dair sorgulamaların, kabalistlerin de halka tartışmalarına dâhil olduğunu ifade eden Dauber, felsefenin kabalistler üzerindeki etkisini özellikle bu mesele ekseninde yansıtmaya çalışmaktadır. Ona göre, Maimonides in Mişna Tora başlıklı çalışmasında dile getirdiği bir insan bütün yaşamı boyunca tanrı bilgisinin peşinde olmalı (s. 71) görüşü, Languedoc ve Catalonia Yahudileri arasında son derece etkili olmuştur. Bu etkileşimden hareketle, Bar Hiyya ve Bahya ibn Pakuda gibi kabalistler de çalışmalarının girişinde Tanrı yı araştırmanın ehemmiyeti üzerinde durmuşlardır (s. 69). Bu dönem kabalistleri arasında, Tanrı yı araştırmanın düşünsel ehemmiyetine vâkıf olanların bulunmasının yanı sıra, yazar, bazı kabalistlerin bu tür bir incelemeyi halahik bir emir olarak algıladıklarına temas etmektedir. Zira, gerek kabalistler gerek filozoflar Yeremya 9: 23 ü de delil getirerek iman-akıl, sevgi, ibadet şeklinde devam eden bir akım olduğunu ileri sürmektedirler. Dauber in bu konuyla ilgili dikkat çektiği noktalardan biri, kabalistlerin Tanrı yı araştırmanın ehemmiyeti üzerinde durup bunu felsefi vasıtalarla gerçekleştirmelerine rağmen, hepsinin Maimonides düşüncesinde yer alan entelektüel nitelikli bir Tanrı sevgisi üzerinde durmadıklarıdır. Maimonides e göre, entelektüel çaba sarf edilerek elde edilen Tanrı algısı ile kişi bilinçli olarak Tanrı ya kulluk edebilir ve sadece bu şekilde Tanrı ve insan arasında sıkı bir bağ kurulabilir (s. 95). Investigating God in Rabbinic and Later Jewish Literature başlıklı üçüncü bölümde Dauber, önceki bölümde bahsettiği Yahudi filozof ve kabalistlerin, Tanrı nın varlığının sorgulanması, iman, akıl, sevgi ve kulluk arasında kullandıkları pasajların rabbani literatürde nasıl ele alındığına yer verir. Rabbani literatürdeki yazarların görüşlerinin felsefi açıklamalarla çelişen taraflarını sunmakta, bölümün sonunda ise rabbani literatür dışı eserlerde felsefi ortamın rolünü tasvir etmektedir. Tesniye 4:39 da yer alan pasaj ekseninde, Tanrı yı bilmek, bilme yolunda çaba sarf etmek, felsefi literatürde emir olarak algılanmıştır. Ancak yazar, rabbani literatürde bu tarz emri içeren herhangi bir pasaja rastlanmadığına işaret etmektedir. Yazar, Tesniye 4:39 u Tanrı nın varlığını araştırmayı emir boyutunda ele alan filozof ve kabalistlere nazaran, rabbani dönem yazarlarının sadece bir Tanrının var olduğunun bildirisi şeklinde algıladıklarını belirtir (s. 99). Tanrı ile ilgili bu tarz rabbani yorumların, aslında Rav Yitshak ın halkası tarafından bilindiğini, ancak bu halkadaki kabalistlerin, filozofların kaynaklarını yeni yaklaşım metodu olarak kullandıklarının altını çizmektedir. The Philosophic Ethos in the Writings of the First Kabbalists başlıklı dördüncü bölümde genel itibariyle Rav Yitshak ın halkasındaki kabalistlerin, Tanrı yı araştırmanın önemine vâkıf olduklarını ve bunu kabul etmekle gelenek dışı bir harekette bulunduklarını iddia edilmektedir. Aslına bakılırsa bu 167

168 bölümde ele alınan konu ilk bölümlerde üzerinde durulan meselelerin ayrıntılı örneklerine yer veren bir tekrar görünümündedir. Daha önce kabalistlerin ve filozofların müştereken kullandıkları pasajlardan hareketle, kabalistlerin görüşlerine yer verilen bölümü ayrıcalıklı kılan taraf, Rav Abraham b. David in Ba ale ha-nefesh başlıklı çalışmasından yola çıkarak, Tanrı nın basitliği meselesinin gündeme taşınmasıdır. Aynı konu ayrıca sefirot sistemini basitlik olarak anlaşılan birlik nosyonuyla bağdaştırmaya çalışan Asher ben David in çalışmasından örneklerle zenginleştirilmektedir (s. 138). Dauber in çalışmasının ilk bölümünde temas edilen Maimonides karşıtlığının kabala üzerindeki etkisi hakkındaki açıklamalar bu bölümde sunulan ve dikkat çeken fikirlerdendir. Bu Rav Ezra örneği üzerinden sunulmaktadır. Yazara göre, Rav Ezra her ne kadar Maimonides karşıtı bir tutum sergilemiş olsa da, Tanrı bilgisi hususunda onun izinden gitmiştir. Maimonides e göre, bir kimse Tanrı yı sadece bilmiyorsa, aynı zamanda ona dair bilgisini felsefi olarak doğrulaması gerekir. Yazar, basit bir imanı kabul etmeme hususunda Rav Ezra nın da Maimonides ile hemfikir olduğunu ifade etmektedir (s. 151). Akıl yolu ile Tanrı nın varlığının kanıtlanması hususunda ise, Maimonides in kullandığı İbrahim Peygamber figürü sunularak, Maimonides e kadar kimsenin İbrahim Peygamber i filozof olarak görmediği dile getirilmektedir. 4 Yazarın belirttiği önemli hususlardan bir diğeri, Rav Yitshak ın halkasındaki kabalistlerin de Hz. İbrahim in, Tanrı ya akli muhakeme gücüyle ulaştığını ileri sürmesidir. Hatta Hz. İbrahim in sevgisinin, Tanrı bilgisinden kaynaklandığını ifade ettiklerini zikretmektedir (s. 167). Yahudilik te Hz. İbrahim genelde Tanrı varlığını sorgulamayan emunah nın, yani sorgusuz sualsiz bir iman anlayışının tam anlamıyla yansıtıldığı bir figür olarak sunulmaktadır. Bununla birlikte yazarın, kabalistlerin bakış açısından hareketle sunduğu İbrahim figürü ise geleneğin dışında, Maimonides in peygamber anlayışına yakın bir peygamber anlayışına sahip olduklarının göstergesidir. Yazar bu bölümde, Rav Yitshak ın halkasının, Tanrı bilgisini kulluğun ön şartı olarak kabul ettiklerini vurgular. İbadet ederken kimin huzurunda oluğunu bil pasajından hareketle Tanrı ya entelektüel anlamda bağlanılmasının ehemmiyetine vâkıf olduklarından ve bu gelişimi göstermelerinde felsefenin önemli katkısından bahsetmektedir. Kitapta, dönemin öne çıkan eserleri ve kabalistlerine de yer verilmektedir. Bu bağlamda Investigating God in Sefer ha-bahir başlıklı beşinci bölümde Dauber, Rav Yitshak ın halkasında yer alan ilk kabalistlerin, Tanrı bilgisi hususundaki görüşlerinin nasıl şekillendiğini göstermek amacıyla hocalarının 4 Câhil bir kimsenin peygamber olmasının, bir eşek yahut kurbağanın peygamberliği kadar imkânsız olduğunu belirten Maimonides, Peygamberin entelektüel seviyesine ehemmiyet vermektedir (bkz. Musa b. Meymun, Delâletü l-hâirîn, nşr. Hüseyin Atay [Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1974], II: 32, 395).

çalışmasını okuyucuya sunmaktadır. Yazıldığı dönemin genel panoramasına ve kitabın içeriğine yer veren yazar, çalışmanın kabala veya Tanrı yı araştırma açısından sistematik bir çalışma olamayacağını vurgulamaktadır (s. 216). The Philosophic Ethos in the Writings of Nahmanides başlıklı son ana bölüm, XIII. yüzyıl rabbinik otoritelerden birisi olan Rav Moşe ben Nahman ın kabala hakkındaki görüşlerine ayrılmıştır. Yazar bununla, ilk bölümlerde ağırlıklı olarak üzerinde durduğu ilk dönem kabalistlerinin yenilikçi duruşlarıyla, kabalanın mantıki açıklamaya, yenilenmeye konu olmayacak bir saha olduğunu ileri süren Nahmanides in görüşleri arasındaki farkı okuyucuya sunmayı amaçlamaktadır. Dauber, Nahmanides in yeniliğe açık olma hususunda aslında ikilemde olduğunu; kendi değer algısının, Tanrı ya inanarak O nun inayetinin farkına varmakta yattığını belirtmektedir (s. 218). Ona göre, Tanrı yı idrak etmeyi insanın yaradılışının nedeni olarak sunan Nahmanides, filozoflar veya Rav Yitshak ın halkasındaki kabalistler gibi, söz konusu idraki ilahî bir emir olarak algılamaz. Nahmanides in eserlerinde rastlanan felsefi çevreye yönelik müphem tavır, alındığı gibi aktarılması gereken ve ayrıntılarına inilemeyecek kapalı bir bilgi sistemi nitelemesinden kaynaklanmaktadır (s. 239). Sonuç kısmında yazar, bu kitabı yazmadaki amacını ve iddialarını ne ölçüde gerçekleştirebildiğinin bir özetini sunmaktadır. Felsefenin sadece kabalanın ortaya çıkışına vesile olmadığını, ilk dönem kabalistlerinin fikirlerini işlemede felsefi vasıtadan da istifade ettiklerini okuyucuya göstermek olan Dauber, bu tezini ana kaynaklara başvurarak ve Yahudi düşünceleri arasındaki bağlantıları göstererek sunmuştur. Rav Yitshak ın halkasındaki kabalistlerin çalışmalarında felsefi çevrenin rengini görmek adına asıl kaynaklardan alıntılar sunması, dönemin Yahudi düşüncesi hakkında genel bir fikir vermektedir. Ancak yazar, felsefi çevrenin etkisini salt Yahudi düşüncesi olarak ele almakta, genel anlamda diğer inanç sistemleriyle olan etkileşimi yüzeysel olarak belirtmektedir. Oysa, bilhassa Ortaçağ döneminde Tanrı meselesinin üzerinde ısrarla durulmasının sebebine de yer verilebilirdi. Zira Ortaçağ dönemine kadar Philo dışında Yahudiler Tanrı meselesi üzerine kafa yormamışlardır. Bu dönemde Yahudi düşünürlerin söz konusu mesele üzerine eğilmelerinin asıl sebebi ise, nasıl bir Tanrı algısına sahip olduklarını başka inançlara mensup düşünürlere kanıtlama çabasıdır. Dolayısıyla geleneğe aykırı davranma hususunda Yahudi düşünürler ve kabalistler arasında zamansal olarak çok fark bulunmamaktadır. Aslında kabalistler de, Yahudi düşünürlerin kaçınılmaz olarak etkilenmiş oldukları dışsal felsefi çevreden kendi paylarına düşeni almışlardır. Bununla birlikte eserin, kabalanın geçirmiş olduğu evreleri ele alan çalışmalar arasında, Yahudi felsefesi çevresinin kabala üzerindeki etkisini okuyucuya nitelikli bir şekilde sunduğu söylenebilir. 169