Osmanlý Ýmparatorluðu'nun Batýlýlaþma Döneminde Resim Sanatýnýn Ortaya Çýkýþý ve Osmanlý Kimliðinin Resimsel Anlatýmý



Benzer belgeler
ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ


TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

ünite1 Sosyal Bilgiler

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý


Simge Özer Pýnarbaþý

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme


Eisenhower'dan Reagan'a Jules Feiffer'ýn Amerikasý

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden


Kanguru Matematik Türkiye 2017

Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa.


Mustafa Kemal: Çocukluk, Eðitim ve Askerlik Hayatý. Dört Þehir - Liderlik Yolunda Mustafa Kemal. Deðer Yayýnlarý, temelde okul derslerinize yar-

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.


Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

TEST Türk Tarihinde Yolculuk - 4

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Anka nýn Sonbaharý: Osmanlý da Ýktisadî Modernleþme ve Uluslararasý Sermaye Ali Akyýldýz Ýstanbul: Ýletiþim Yayýnlarý, 2005.

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

Hiç Bitmeyen Destek. Örnek 100. Çözüm. Vakýflar 1. Bir hizmetin gelecekte

Weimar Dönemi Kadýn Devrimci Ruhu ile Käthe Kollwitz

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

4. Osmanlýlar topraðýný iyi ekip biçmeyen ya da üç yýl üst üste boþ býrakanlardan topraðýný alýp baþkasýna vermekle neyi amaçlamýþtýr?

Birinci Basamakta Çalýþan Saðlýk Personelinin Aile Hekimliði Mevzuatýnda Yer Alan Bazý Konularý Benimseme Durumu




3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

Kanguru Matematik Türkiye 2015

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ


Yrd. Doç. Dr.. Faruk F

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

tib Tüm Ýktisatçýlar Birliði Yayýnlarý no: 13 Türkiye de kadýnýn sosyo-ekonomik durumu

ünite1 Bir Kahraman Doğuyor Bir Kahraman Doğuyor T.C. Ýnkýlâp Tarihi ve Atatürkçülük TEST

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

Kanguru Matematik Türkiye 2017

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM


Tarihsel Süreç Ýçerisinde Japon Baský Sanatýna Bir Bakýþ

Kanguru Matematik Türkiye 2018

KÜRESELLEÞEN DÜNYADA TÜRKÝYE VE DEMOKRATÝKLEÞME

1. Mondros Ateþkes Antlaþmasý ndan sonra baþlayan iþgallere karþý ilk direniþ nerede, kimlere karþý olmuþtur?

Kanguru Matematik Türkiye 2018

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

Ýran-Türkiye Ýliþkilerine Genel Bir Bakýþ

Ýslâm Filozoflarýndan Felsefe Metinleri

AÐLAYAN VAKIF ESERLERÝ SERGÝSÝ

Aile Hekimliðinde Genogram

8. SINIF T.C. Inkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Kanguru Matematik Türkiye 2018

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * Yemek Yapalım: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Bir Kahraman Doðuyor. 2. ÜNÝTE Milli Uyanýþ: Yurdumuzun Ýþgaline Tepkiler

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

Eðitimde Kalite Arayýþlarý Ve Eðitim Fakültelerinin Yeniden Yapýlandýrýlmasý. Erol KARACA

3. KENT VE SAÐLIK SEMPOZYUMU EÞÝTSÝZLÝKLER KAÇINILMAZ MIDIR?

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Transkript:

Beykent Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Ayazaða Mah. Hadýmkoru Yolu Mevkii Þiþli / ÝSTANBUL Tel: 0 212 289 64 85 E-posta: apapila@beykent.edu.tr Osmanlý Ýmparatorluðu'nun Batýlýlaþma Döneminde Resim Sanatýnýn Ortaya Çýkýþý ve Osmanlý Kimliðinin Resimsel Anlatýmý Yrd. Doç. Dr. Aytül Papila Özet Sanat, bireysel ve toplumsal kimliklerin ifade araçlarýndan biridir. Toplumsal deðiþim süreçlerinde bazý kimlikler ortadan kalkarken, yeni kimlikler ortaya çýkar. Bu yazý, Osmanlý Batýlýlaþmasýnýn baþladýðý 18. yüzyýldan, Cumhuriyet dönemine kadar üretilen figüratif resimler üzerinden Osmanlý toplumunun bireysel ve toplumsal kimliklerinin irdelenmesini amaçlamaktadýr. Ressamlarýn kendilerini ve toplumlarýný anlatýrken kulllandýklarý üslup ve imgelerin anlamlarý üzerinde durulacaktýr. Anahtar Kelimeler kimlik Osmanlý imgesi batýlýlaþma Osmanlý resim sanatý Osmanlý kimliði THE EMERGENCE OF PAINTING AND PICTORIAL EXPRESSION OF OTTOMAN IDENTITY DURING THE WESTERNISATION PERIOD OF OTTOMAN EMPIRE Abstract Art is a means of reflectingindividual and social identities. During the periods of social changes, some identities disappear and new identities emerge. This essay questions the individual and social identities of Ottoman society on the figurative painting produced during the Westernisation period of Ottoman empire which begun in the 18th centuy and ended with the declaration of Turkish Republic. The styles and the meaning of the images produced by the artists during this period are criticised. Keywords identity Ottoman image westernisation Ottoman painting Ottoman identity 117

Giriþ Kimlik kavramý, "insanýn toplumsal olarak adlandýrýlma süreci" olarak açýklanabilir. (Papila, S. 1, 2007) Bireysel ve toplumsal kimliklerin, toplumsal yapýlar içerisindeki varlýklarý, ekonomik, sýnýfsal, siyasi, psikolojik boyutlarýyla tanýmlanmaktadýr. Toplumsal deðiþim süreçleri içerisinde bazý kimlikler varlýðýný korumakta, bazýlarý yeni tanýmlar (adlar) kazanmakta, bazýlarý yok olurken, yeni kimlikler de ortaya çýkmaktadýr. Osmanlý Ýmparatorluðu'nun, 18. yüzyýlda baþladýðý Batýlýlaþma hareketinin hedefi, kendisinden ileride olduðunu kabul ettiði Avrupa toplumunun sanatsal, teknik ve bilimsel bilgi birikimini edinerek, ayný düzeye gelebilmek, hatta geçebilmekti. Batýlýlaþma hareketinin getirdiði devlet ve toplumsal kurumlarýn yapýsýndaki deðiþim, Osmanlý toplumunda yeni kimlikleri ortaya çýkardýðý gibi, varolanlarý da görünür hale getirdi. Bu yazýnýn amacý, Türk Batýlýlaþmasýnýn ilk aþamasý olan, 18. yüzyýldan Cumhuriyet'e kadar, toplumsal deðiþimin bir göstergesi olan resim sanatýnýn ortaya çýkýþý ve figüratif resimler üzerinden yeni Osmanlý toplumunun bireysel ve toplumsal kimliklerinin ifadelerini ortaya çýkarmaktýr. Osmanlý Ýmparatorluðu'nun Batýlýlaþma Çabalarý Ýçerisinde Resim Sanatýnýn Ortaya Çýkýþý Kimlik kavramýný oluþturan, "ben" ve "öteki" iliþkisi, Osmanlý ve Avrupa iliþkisine uyarlanabilir. Osmanlý Ýmparatorluðu ve Avrupa, "kimliklerini" tanýmlarken, diðerini "öteki" olarak ifade etmiþlerdir. 18. yüzyýla kadar, kendini Doðulu ve Ýslami referanslara baðlý olarak tanýmlayan Osmanlý Ýmparatorluðu'nun, güçlü olduðu sürece, "kimliði" ile ilgili bir sorunu yoktu. Mutlakiyetçi devlet anlayýþý içerisinde, teb'asýna bakýþý, dinsel farklýlýklarla tanýmlanan "kulluk" iliþkisiydi. Avrupalýlar için, "Frenk, kafir, gavur", sözcüklerini kullanan Osmanlýlar, dinsel bir referansla hareket ederek, kendi gibi olmayaný, "öteki"yi, Müslüman olmayan þeklinde tanýmlamakta ve Avrupa'yý oluþturan uluslar arasýndaki siyasi ve kültürel farklar üzerinde durmamaktaydý. Avrupa ile iliþki kurmak önemsenmediðinden, bu iliþkiler, Ýmparatorluðun gayrimüslim teb'asýna býrakýlmýþtý. 118

Avrupa'nýn Doðu hakkýndaki görüþleri, Haçlý Seferleriyle birlikte oluþmaya baþladý. Ortaçað Avrupa'sýnýn yoksulluðuna karþýn, Doðu'nun her türlü lüksü, zenginliði barýndýran bir bolluk ülkesi olarak görülmesi, bu topraklarý ele geçirilecek bir hedefe dönüþtürmüþtü. Türklerin 14. yüzyýldan baþlayarak Doðu Akdeniz'de büyük bir güç olarak ortaya çýkýþý ve Batý'ya doðru ilerleyiþinin yarattýðý korku, Avrupa'da Türkler hakkýnda "barbar, ilkel, þiddet düþkünü bir toplum" imgesini ortaya çýkardý. Avrupa'nýn Rönesans ile baþlayan kültürel ve ekonomik deðiþiþimi, merkantilizm ve bunu izleyen yayýlmacýlýk politikalarýnýn Doðu Akdeniz'de Osmanlýlar tarafýndan durdurulmasý, Osmanlý'yý daha yakýndan tanýma çabasýný doðurdu. 16. yüzyýldan itibaren, Avrupa'lý devletler, Ýstanbul'da bulundurduklarý elçiler, tüccarlar ve gezginler aracýlýðýyla bilgi toplamaya baþladýlar. 16. yüzyýldan, Sanayi Devriminin gerçekleþtiði 18. yüzyýlýn sonlarýna kadar, Avrupalý'larýn yarattýðý Osmanlý imgesi, "korkulan barbar düþman ve saygý duyulan güçlü devlet" arasýnda aþaðýlama-yüceltme ikilemine dayalý bir deðiþkenlik göstermekteydi. Bu dönemde, bazý Avrupa'lý düþünürlerin kendi toplumlarýný eleþtirmek amacýyla yarattýklarý "öteki" kavramýyla ilintili olarak Osmanlý imgesi, 16. yüzyýlda, Müslüman dünyayý birleþtiren, merkeziyetçi bir devlet yapýsýna sahip, güçlü bir düþman olarak tanýmlanýrken, Avrupa'nýn ayný dönemdeki siyasi, dinsel ve toplumsal bölünmüþlüðüne iþaret edilmekteydi. Ancak, 18. yüzyýla gelindiðinde, Avrupa'nýn dünya üzerinde saðladýðý egemenliðin getirdiði kendine güvenin ifadesi olarak, "despotik Osmanlý imgesi, hukukun üstünlüðünün egemen olduðu, özgür bir toplum imgesinin karþýtý olarak tanýmlanmýþtýr." (Çýrakman, 2001, S. 44). Avrupa'nýn, Avrupalý olmayana karþý üstünlüðü düþüncesi, 16. yüzyýlda baþlayan sömürgeleþme hareketleri sýrasýnda ortaya çýkmýþtýr. Bu düþünce baþlangýçta, ele geçirilen kýtalardaki "ilkel" olarak adlandýrýlan halklar için geçerliyken, 18. yüzyýldan sonra, Osmanlý'nýn yönetimindeki Doðu için de geçerli olmaya baþlamýþtýr. Osmanlý Ýmparatorluðunun gücünü yitirmesi, imgesinin korkutuculuðunu yitirmesi ile paraleldir. 19. yüzyýlýn baþýnda, Romantik sanatçýlarýn kendi toplumlarýndan kaçmak için yarattýklarý "öteki", Doðu toplumlarý olmuþtur. Oryantalizm'in Doðu'nun tarihsel ve toplumsal gerçekliðini yansýtmaktan uzak yüzeysel imgeleri, özellikle Osmanlý'nýn hükmettiði coðrafyanýn "gerçekliði" olarak algýlanmaya baþlanmýþtýr. Doðu toplumlarýnýn ayrýcalýklý üst sýnýflarýna özgü bir kurum olan harem ve Osmanlý'nýn hamam kültürünün Batýlý 119

sanatçýlar tarafýndan erkek egemen bir bakýþla yansýtýldýðý resimler, Batýlý sanatçýnýn kendi toplumunda bulamadýðý ve Doðu'da varolduðunu zannettikleri "cinsel özgürlüðün" simgesine dönüþmüþtür. Her ikisi de erkek egemen toplumlar olan Avrupa ve Doðu'nun kadýný edilgenleþtiren, ikinci sýnýf kabul eden bakýþý, bu resimler üzerinden olumlanmýþtýr. Oryantalist resimlerde, giyim, günlük kullaným eþyalarý, þehirsel görünümler gibi diðer kültürel farklýlýklar abartýlarak Doðulu'nun yabancýlýðýnýn altý çizilmiþtir. Bu imgeler, Osmanlý'nýn kendini Batý'ya anlatmaya baþlamasýndan sonra sürekli karþýsýna çýkmýþ ve bazý Türk sanatçýlar tarafýndan da benimsenmiþtir. Osmanlý kimliðinin deðiþme süreci, 17. yüzyýlda Avrupa'lý devletlere karþý askeri yenilgiler ve toprak kayýplarýnýn sonucunda Batý'dan geri kalýndýðý düþüncesiyle baþladý. Osmanlý'nýn varlýðýný ve gücünü sürdürmesi için bulunan çözüm, daha önceden küçümsenen ve önemsenmeyen düþmandan öðrenilecek þeylerin olduðunun kabul edilmesiydi. 18. yüzyýlda baþlayan Osmanlý Batýlýlaþmasý, hükümdarlarýn kiþiliðine baðlý olarak belirledikleri çizgiler üzerinden, Ýstanbul merkezli devlet bürokrasisi tarafýndan yürütülmüþtür. Kesintiler, duraklamalar ve geri dönüþlerle Cumhuriyet'e kadar devam eden bu sürecin aþamalarý, sanat eserleri üzerinden izlenebilir. Batýyla kurulan ilk iliþki, Sultan III. Ahmed döneminde Paris'e elçi gönderilmesi olmuþ, bu gezinin sanat üzerindeki ilk etkileri, Osmanlý mimarlýðýnda görülmüþtür.16. yüzyýlda klasikleþen Osmanlý mimari üslubu, Batý'nýn Barok ve Rokoko üsluplarý etkisiyle deðiþmeye baþlamýþ, Türk Barok'u olarak adlandýrýlan yeni bir üslup ortaya çýkmýþtýr. Batýlýlaþma hareketinin en etkili aþamasý olan, askeri eðitimin Batý'lý bir yapýya dönüþtürülmesi, Batý tarzý resim sanatýný ortaya çýkarmýþtýr. III. Selim döneminde, 1793 yýlýnda açýlan askeri mühendislik okullarýnda (Mühendishane-i Berr-i Hümayun ve Mühendishane-i Bahr-i Hümayun) Fransýz askeri okullarýn eðitimi uygulanmýþtýr. Batý tarzý resim yapan ilk Türk sanatçýlarý, askeri okul öðrencileridir. Bu okullarda, daha çok askeri amaçlarla verilen resim derslerinde, perspektif kurallarý ve ýþýk-gölge gibi tekniklerle, nesneleri iki boyutlu yüzeylerde üçüncü boyut yanýlsamasýyla birlikte göstermek öðretilmiþtir. 19. yüzyýlýn baþýnda eser veren ilk Türk ressamlarý, Ýstanbul'dan 120

mazaralar ve mimari betimlemeler üzerinde yoðunlaþmýþ, portre ve doðada figürden kaçýnmýþlardýr. Bireysel ve toplumsal kimliklerin görsel olarak en iyi anlatým aracý olan insan figüründen kaçýþýn nedenleri arasýnda, bu sanatçýlarýn figür üzerinde eðitim görmemeleri kadar, Ýslam sanatýndaki figür yasaðýnýn etkisiyle biçimlenen Osmanlý sanatýnýn geleneksel kurallarýndan henüz kurtulamamýþ olmalarý sayýlabilir. Osmanlý Batýlýlaþmasý, henüz, "Batýlýlaþmýþ insan" yaratamamýþtýr. Osmanlý sanatýnýn soyuta yaklaþan görsel dilinin, bireylerin bilinçaltýnda devam ettiði görülmektedir. Ýstanbul'un bir baþkent olarak saðladýðý olanaklar ve kozmopolit yapýsý, Türk resim sanatýnýn merkezi haline getirmiþtir. Batýlýlaþma hareketleri, 1839'daki Tanzimat Fermaný ile yeni bir boyut kazanmýþtýr. Bu tarihe kadar yalnýzca Osmanlý devletinin sorunu olan Batýlýlaþma, bu tarihten sonra, Avrupa Devletleri'ni de doðrudan ilgilendiren ve zaman zaman müdahalelerde bulunduklarý bir sürece dönüþmüþtür. Tanzimat Fermanýný izleyen 1859'daki Islahat Fermaný, 1877'deki I. Meþrutiyet ve 1908'deki II. Meþrutiyet, Osmanlý'nýn reform hareketlerinin aþamalarýný göstermektedir. Bütün bu hareketlerde, devletin iç yapýsýnýn deðiþtirilmesi, "demokratikleþtirilmesi" ile yýkýlýþýn önüne geçmek ve uluslararasý ortamda Avrupalý'larýn desteðini kazanmak istenmiþtir. Osmanlý'nýn teb'asýna bakýþý, "kul"dan, haklarý ve özgürlükleri yasal olarak tanýmlanan "birey" e doðru dönüþtürülmeye çalýþýlmýþ, ancak bu çaba, iç yapýdaki geleneksel unsurlar tarafýndan engellenmiþtir. 19. yüzyýlda, Batý tarzý resim sanatýnýn varlýðý ve geliþmesi, Osmanlý hükümdarlarý ve devlet bürokrasisi tarafýndan Batýlýlaþmanýn en önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilmiþ ve desteklenmiþtir. 1835 yýlýndan baþlayarak, yetenekli öðrencilerin Avrupa baþkentlerine resim eðitimi görmek için gönderilmeleri de yer alýr. Önceleri Avrupa'nýn Viyana, Berlin, Paris ve Londra gibi baþkentlerine öðrenci gönderilirken, daha sonra merkez haline gelen Paris'te, öðrencilerin daha iyi eðitim alabilmeleri için, 1861'de Mekteb-i Osmani açýlmýþtýr. Bu uygulamanýn amaçlarý arasýnda, bu gençlerin daha iyi eðitim almalarýnýn yanýnda, geleceðin Osmanlý toplumunun üst düzey bireyleri olarak hedeflenen "Batýlý kimliðini" yaþayarak edinmeleri sayýlabilir. Paris'te resim eðitimi alan, dönemin ünlü ressamlarýnýn atölyelerinde çalýþan Þeker Ahmet Paþa ve Süleyman Seyyid'in manzara ve natürmort üzerinde yoðunlaþmalarý, yaptýklarý sýnýrlý figür çalýþmalarýnda, "erkek 121

figürlerini" seçmiþ olmalarý, Batý sanatýný "eðitim" ve yaþayarak benimseyen "yeni Osmanlý bireyinin" ortaya çýkýþýnýn zorluðunu göstermektedir. Bu iki sanatçýnýn figürü konu alan iki resmi, Batýlýlaþmanýn iki farklý yüzünü yansýtmaktadýr. Þeker Ahmet Paþa'nýn "Kendi Portresi" (Resim 1), "Batýlýlaþma hareketlerinin ortaya çýkardýðý yeni bireyi yansýtmaktadýr. Karþýmýzda duran orta yaþlý erkek, fesi dýþýnda, Batýlý giysiler giymektedir. Elinde tuttuðu fýrça ve palet, bize mesleðini, ressam olduðunu göstermektedir. Figürün yüz ifadesi ve duruþu, kendinden emin, gururlu, toplumsal konumundan oldukça hoþnut bir kiþi olduðunu anlatmaktadýr. Resim teknik olarak, Paþa'nýn Paris'teki eðitimi sýrasýnda etkilendiði, Fransýz Akademik sanatýn izlerini taþýmaktadýr. Resim 1. Þeker Ahmet Paþa, Sanatkârýn Kendi Portresi (tarihsiz), 116 x 84 cm., tuval üstüne yaðlýboya, MSGSÜ Resim Heykel Müzesi, Ýstanbul Paþa'nýn giysilerinin Batýlý'lýðý, yeni Osmanlý bireyinin dýþ görünümünün, hedeflenen kimliðe uyum saðlamasý amacýný yanstýmaktadýr. II. Mahmut döneminde, devlet memurlarýnýn Batý tarzý giyinmeleri kuralý getirilmiþ, Batýlý giysilere fes eklenerek Osmanlý ve Ýslami bir iþaret verilmek istenmiþti. Bu deðiþimin tüm topluma uygulanmasýyla, dinsel, ýrksal ve sýnýfsal farklýlýklarýn silinerek, "kýyafetin ayrýcalýk göstergesi olmasý engellenmeye çalýþýlmýþtý". (Kýrpýk, 2007, S. 14). Giyim tarzýnýn tekdüze hale getirilerek, Osmanlý toplumunu oluþturan farklý dinler, ýrklar ve sýnýflardan gelen bireylerin kimlik iþaretlerinin ortadan kaldýrýlmasý, herkesin eþit olduðu yeni Osmanlý 122

bireyinin gerçekleþtirilmesi, bir demokratikleþme çabasý olarak görülebilir. Bu ifadeler elbette, yalnýzca "erkek kimliði" için geçerlidir. Süleyman Seyyid'in Ýhtiyar Adam (Derviþ) resmi, (Resim 2), Batýlýlaþmanýn etkisinin yansýmadýðý, alt toplumsal sýnýftan bir insaný yansýtmasý açýsýndan önemlidir. Resimde, türbe ya da cami avlusunda geleneksel giysileri içerisinde yaþlý bir derviþi görmekteyiz. Ýzleyiciye bakmayan yaþlý adamýn yüz ifadesinin, giysilerinin ve duruþunun doðallýðý, poz vermemiþesine sunulmasý, konunun Oryantalizm'e yakýnlýðýna karþýn, sanatçýnýn Oryantalist bir teþhircilik ya da yapaylýktan kaçýndýðýný göstermektedir. Bu resim, 19. yüzyýl Osmanlý toplumunun içinde barýndýrdýðý Doðulu kimliðinin bir görüntüsüdür. Resim 2. Süleyman Seyyid, Ýhtiyar Adam (Derviþ), tuval üstüne yaðlýboya, 35 x 32 cm., özel koleksiyon 19. yüzyýlda, Osmanlý devleti, eðitimli insan gücü gereksinimini, Ýmparatorluðu oluþturan farklý uluslardan gençleri askeri ve devlet okullarýnda eðiterek karþýlamaktaydý. Bu gençler, Tanzimat dönemi sonrasýnda sayýca ve nitelik olarak artan okullarda ya da yurt dýþýnda eðitim gördükten sonra, devletin üst kademelerinde görev almaktaydýlar. Devlet okullarýný seçenler, genellikle, Ýstanbul merkezli devlet bürokrasisinin üst kesiminden insanlarýn çocuklarýyken, askeri okullarý, Osmanlý toplumunun orta ve alt sýnýflarýndan gelen gençler seçmekteydi. Devlet okullarýnda ya da yurt dýþýnda eðitim gören, üst toplumsal sýnýflardan gelen sanatçýlar, yaþamlarý ve eserlerinde, daha özgür davranýp, Osmanlý toplumunun geleneksel kurallarýna baþkaldýrýrken, 123

orta sýnýftan gelen sanatçýlar, ayný eðitimi almýþ olsalar bile, konumlarý gereði, daha temkinli hareket etmiþlerdir. Osman Hamdi Bey (1842-1910) ve Mihri Müþfik'in (1886-1954) yaþamlarý ve eserleriyle, 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra, Türk sanatýnda öncü rolü oynamýþ olmalarý, sýnýfsal kimlikleriyle açýklanabilir. Osman Hamdi Bey'in babasý, Ýbrahim Edhem Paþa'nýn, bakanlýk ve sadrazamlýk gibi Osmanlý bürokrasisinin en üst düzeyinde yer almasý, onun Paris'e hukuk öðrenimi için gönderilmesinde etkili olmuþtur. Paris'teki eðitimi sýrasýnda, bir yandan da resim eðitimi alan, ressamlarýn atölyelerine devam eden Osman Hamdi Bey, ülkeye dönüþünden sonra uzun bir süre üst düzey devlet memuru olarak görev yapmýþtýr. Emekli olduktan sonra asýl ilgi alanlarý olan arkeoloji ve sanata yönelmiþ, Türk arkeolojisinin kurucusu olmuþ, sanat eðitiminin kurumsallaþmasý için Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulmasýna öncülük etmiþtir. 1883'ten baþlayarak 27 yýl müdürlüðünü yaptýðý Sanayi-i Nefise Mektebi'nin müfredatýný, akademik atölye resmine dayalý olarak belirlemiþ, okulda Türk sanatýnda daha önceden üzerinde yeterince durulmamýþ olan "figür anatomisi ve portre sorununa önem verilmiþtir." (Tansuð, 1986, S. 108). Bir ressam olarak Osman Hamdi Bey, Fransa'da eðitim aldýðý Gerome'un etkisiyle, Oryantalist bir figüratif anlayýþý benimsemiþtir. Bu etkinin en belirgin olduðu Harem resmi, (Resim 3), figürlerin cinselliðinin çýplaklýkla vurgulanmadýðý, üçüncü boyut etkisinin azaltýldýðý, arka plandaki çinilerin dekoratif görüntüsüyle minyatüre yaklaþan bir Oryantalizm yorumudur. Türbe Kapýsý Önünde Üç Sakallý Adam (Konuþan Hocalar) (Resim 4) resminde, bakýmsýz bir türbenin avlusundaki figürlerin üçü de, sanatçýnýn kendisidir. Bir Batýlý gibi yetiþtirilen ve yaþayan sanatçýnýn, kendisini, çok sayýdaki resminde kýyafet balosundaymýþ gibi giysilerini deðiþtirerek büründüðü Doðulu kimliklerinin bir görüntüsüdür. Osman Hamdi Bey'in resimleri, Batýnýn Doðu'ya bakýþýnýn bir Doðulu tarafýndan içselleþtirilmesi olarak görülebilir. Batýlýlaþma çabasýndaki bir toplum içerisinde yetiþen ve örnek almasý gereken toplumun Batý toplumu olduðu öðretilen bir insanýn, Batýnýn kültürünü benimserken, ne kadar eleþtirel davranabileceði tartýþýlabilir. Ayrýca, Osmanlý, Doðu toplumu içerisinden kopmaya ve bütünleþmek istediði Batý'ya ait 124

deðerleri benimsemeye çalýþmaktadýr. Hem Doðulu olmayý reddederek, Doðu'ya Batý'nýn gözüyle bakmaya çalýþmak, hem de kendisini anlatmak isterken, Batý'nýn Doðu için yarattýðý kalýplarý kullanmak, Osman Hamdi Bey'in kiþiliðinde, Osmanlý toplumunun kimlik karmaþasýna iþaret etmektedir. Resim 3. Osman Hamdi Bey, Harem Resim 4. Osman Hamdi Bey, Kompozisyon, Türbe Kapýsý, Önünde Üç Sakallý Adam (Konuþan Hocalar), tuval üzerine yaðlýboya, 140 x 105,5 cm. MSGSÜ Resim Heykel Oryantalist imgelerin Osmanlý toplumuna etkilerinin diðer bir örneði de, Halife Abdülmecid'in "Harem'de Beethoven" (Resim 5) resmidir. Bu resimdeki harem, Oryantalist ressamlarýn erkek izleyicinin erotik hayalgücüne seslenmek için yarattýklarý, çýplak kadýn figürlerinin edilgen olarak sunulduðu bir mekân yerine, kadýn ve erkeklerin Batýlý giysiler içerisinde, Batý müziðini icra ettikleri bir mekân, "üst sýnýfa ait bir aile ortamý" olarak gösterilmiþtir. Zeynep Yasa Yaman, bu resim için, 125

"Avrupalý'nýn düþsel kadýn/harem fantezilerinin karþýsýna, Doðulu'nun Avrupa tasavvuruna göre "öteki"leþtirerek Avrupalýlaþtýrdýðý kadýn anlayýþýyla çýkan erkek/sanatçý bakýþý, harem/kadýn iliþkisini de tersine çeviriyor" demektedir. (Yaman, 2006, S. 11), Ancak resimde, ötekileþtirme tam olarak gerçekleþmemekte, Halife Abdülmecid, Batýnýn ürettiði Oryantalist Harem imgesini, "aile ortamý" imgesiyle deðiþtirmek isterken, Oryantalizmi bütünüyle reddetmemekte, dýþ görünüþleri, davranýþlarý ve eðitimleri Batýlý gibi olsa bile, haremin ve çok eþliliðin bir kurum olarak, varlýðýný sürdürdüðünü kanýtlamaktadýr. Resim 5. Halife Abdülmecid Efendi Haremde Beethoven, 155,5 x 211 cm. Tuval üstüne yaðlýboya, MSGSÜ, Resim Heykel Müzesi, Ýstanbul 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra Türk resim sanatýnda kadýn figürünün ortaya çýkmasýnda, Tanzimatýn getirdiði, kadýnlarýn eðitim yoluyla toplumsal yaþama katýlýmýnýn arttýrýlmasý düþüncesinin büyük etkisi vardýr. Tanzimattan sonra, orta sýnýftan kýz çocuklarý, büyük þehirlerdeki devlete ait kýz okullarýnda, üst sýnýf ise, "konaklarýnda" özel eðitim görmeye baþlamýþlardýr. Ýlk kadýn ressamlar ve resmi yapýlan ilk kadýnlar, eðitimli üst sýnýfýn üyeleridir. "Tuvalde betimlenen kadýn figürleri, yeni bir kimliðin temsilcileridir."(ýnankur, 2001, S. 1). Bu yeni kadýn kimliðinin, ilk Türk kadýn ressam Mihri Müþfik'in yaþamý ve eserlerinde somutlaþtýðýný söyleyebiliriz. Babasý, Mehmet Rasim Paþa'nýn saðladýðý olanaklar ve özgürlük, sanatçýnýn yaþamýnda belirleyici olmuþtur. Bu sayede, ressam olmak için, Ýstanbul'da özel dersler almýþ, sanat eðitimini Roma ve Paris'te sürdürmüþ ve bu þehirlerin sanat ortamýnda yer alabilecek kadar bireysel davranabilmiþtir. Evlenerek Ýstanbul'a dönüþünden kýsa bir süre sonra, üst sýnýf Ýnas 126

Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulmasýna öncülük etmiþtir. Ýstanbul'daki üst sýnýf ailelerinin, kýz öðrencilere eðitim verecek bir okul isteði, 1908'de ilan edilen II. Meþrutiyet'in getirdiði özgürlük ortamýnda gerçekleþtirilmiþtir. Mihri Müþfik, 1914'te okulun ilk müdürü olmuþ, eðitim müfredatýný belirlemiþtir. Öðrencilerini, kadýn ve erkek modeller üzerinde çalýþmaya, açýk havada resim yapmaya ve kadýn ressamlarý ilk kez birlikte sergi açmaya teþvik etmiþtir. Ýstanbul'daki yaþantýsý, kendisinin de bir üyesi olduðu, Osmanlý toplumunun en üst sýnýfý arasýnda geçmiþ ve bu sýnýfý oluþturan harem kadýnlarýnýn, büyükelçi ve paþalarýn eþlerinin resimlerini yapmýþtýr. Mihri Müþfik'in Letta Asým Balo'ya Giderken adlý resmi, (Resim 6), Asým Paþa'nýn Avusturya'lý eþinin portresidir. "Bu resim, Asým Paþa'nýn Sofya'ya büyükelçi olarak atanmasý sýrasýnda çekilen bir fotoðraftan yararlanýlarak yapýlmýþ olmalýdýr." (Ýnankur, 2001, S. 6) Resimde dikkat çekici olan, Letta Asým'ýn, giyimi ve duruþuyla, ayný dönemdeki herhangi bir Avrupa ülkesinin büyükelçisinin eþinin dýþ görünüþüne sahip olmasýdýr. Ancak bu görüntü, tüm Osmanlý kadýnlarýnýn sahip olduðu özgürlüðü deðil, üst sýnýfýn "gizli ayrýcalýðýný" yansýtmaktadýr. Figürün giysisinin dekoltesiyle bizi þaþýrtan bu resim, halka sergilenmek için deðil, Letta Asým'ýn evinde saklanmak için yapýlmýþtýr. Letta Asým da diðer tüm üst düzey Osmanlý kadýnlarý gibi, konaðýnda ya da saray gibi halka açýk olmayan mekânlarda Batýlý tarzda giyinebilirken, sokaða çýkarken ferace, yaþmak ya da çarþaf giymek zorundaydý. Bu durum, Osmanlý toplumundaki kadýnýn ikileminden, mahremde göreceli özgürken, sokaktaysa toplumun geleneksel kurallarýna uymuþ gibi davranmak zorunluluðundan kaynaklanmaktaydý. Batýlýlaþmayla bazý haklara sahip olan Osmanlý kadýný, kimliðini, hâlâ erkeðin yüzyýllardýr deðiþmeyen egemen bakýþýyla belirlediði sýnýrlar içerisinde ifade edebilmekteydi. Mihri Müþfik'in Ahmet Rýza Bey'in Annesi Naile Haným resmi, (Resim 7) geleneksel bir Osmanlý kadýnýnýn portresidir. Naile Haným'ýn giysileri, oturuþu, elinde tuttuðu tesbihi, geçmiþi yansýtmaktadýr. Otoriter yüz ifadesi, Osmanlý toplumunda, kadýnlarýn yaþlanarak kazandýðý gücü, evindeki diðer kadýnlarý yönetecek konuma gelmiþ olduðunu göstermektedir. Resim, kafesli pencereleri ve divanýyla bir Osmanlý evini betimlemekle birlikte, Naile Haným'ýn ceketi, sýrtýný dayadýðý duvardaki Rokoko süslemeler ve perdenin kordonu gibi detaylarda, Batýlýlaþmanýn 127

izleri görülmektedir. Bu ayrýntýlar, geleneðin, Batýlýlaþmayý yüzeysel bir süs olarak algýladýðýný düþündürmektedir. Mihri Müþfik'in kendi portresi, (Resim 8), 20. yüzyýlda sanatçýnýn Batýlý kimliðini göstergesidir. Figürün duruþu ve yüz ifadesi, Art-Nouveau döneminin grafik illüstrasyonlarýný çaðrýþtýrmaktadýr. Sanatçýnýn yaþlý kadýn portresinin (Resim 9) gerçekçiliðiyse, Türk sanatýnda nadirdir. Resim 6: Mihri Müþfik, Hariciye Hazýrý Asým Bey'in Eþi Letta Asým Baloya Giderken, (1911-1912), 178,5 x 96,5 cm. Tuval üstüne yaðlýboya, MSGSÜ Ýstanbul Resim Heykel Müzesi Resim 7. Mihri Müþfik, Ahmet Rýza Bey'in Annesi Naile Haným, tuval üstüne yaðlýboya 128

Batýlýlaþma döneminde, Türk sanatçýlarý, politik kimliklerini eserlerine sýnýrlý olarak yansýtmýþlardýr. Türk ressamlarýn Paris'te eðitim gördükleri dönemde etkili olan Gerçekçilik akýmýnýn Türk sanatýnda ayný düþünsel altyapýyla görülmemesi, Osmanlý toplumunda burjuvazi-iþçi sýnýfý çeliþkisinin olmayýþý nedeniyledir. Osmanlý toplumu, kapitalizme henüz geçememiþtir. Sanatçýlarýn devletin iç ve dýþ politikalarýný eleþtirmeleri, devletle kurduklarý sýký baðlar nedeniyle pek mümkün olmadýðý gibi, özellikle II. Abdülhamid döneminde devlete karþý her türlü eleþtirinin aðýr cezalandýýrýlmýþ olmasý, sanatçýlarý politik konulardan uzak tutmuþtur. Türk sanatýndaki tarihsel resimler, devlet politikalarýný eleþtirmekten çok, olumlamayý amaçlamaktadýr. 1853-56'daki Kýrým Savaþý, 1877-78 tarihli Osmanlý-Rus savaþý ve 1897 tarihli Osmanlý-Yunan savaþlarýný konu alan tarihsel resimler atölyelerde yapýlmýþtýr. 20. yüzyýlýn baþýnda Batýlý devletlerin saldýrýlarýyla daðýlmakta olan Osmanlý Ýmparatorluðu, kendi gerçekliðini yansýtmalarý için sanatýlarý görevlendirmiþtir. II. Meþrutiyetle birlikte Osmanlý'nhýn yönetiminde söz sahibi olan Ýttihat ve Terakki Cemiyeti'nin bu konuya özel önem verdiði bilinmektedir. Savaþlarýn yarattýðý bireysel ve toplumsal sonuçlarý, gözleme dayalý olarak yansýtmalarý için, sanatçýlar Balkan ve Çanakkale cephelerine gönderilmiþtir. Resim 8. Mihri Müþfik, Otoportre, Sevgili Vecih'ciðime Ýstanbul Hatýrasý, (tarihsiz), 12,5 x 8 cm., kaðýt üstüne suluboya, özel koleksiyon Resim 9. Mihri Müþfik, Yaþlý Kadýn Portresi, kaðýt üstüne pastel (tarihsiz), 40x 30 cm. MSGSÜ Ýstanbul Resim Heykel Müzesi 129

Resim 10. Namýk Ýsmail, Tifüs, 1917, tuval üstüne yaðlýboya Ankara Resim Heykel Müzesi Resim 11. Namýk Ýsmail, Kendi Portresi, Nejat Eczacýbaþý Vakfý Koleksiyonu, 1918, mukavva üstüne yaðlýboya, 39, 5 x 36 cm. Resim 12. Avni Lifij: Pipolu Adam (Sanatkârýn Kendi Portresi), 1906, 65 x 46 tuval üstüne yaðlýboya, MSGSÜ Resim Heykel Müzesi, Ýstanbul 1917 sonbaharýnda Harbiye Nezareti tarafýndan kurulan Þiþli Atölyesi'nde görev alan Ali Sami Boyar, Ali Cemal, Namýk Ýsmail, Ýbrahim Çallý gibi sanatçýlara, savaþýn atmosferini yaratmak için, modeller ve eþyalar ordu tarafýndan saðlanmýþtýr. Bu sanatçýlarýn bir kýsmý, Paris'te resim eðitimi alýrken I. Dünya Savaþý'nýn çýkmasýyla, 1914'te ülkeye dönmüþlerdir. Türk sanatýnda Ýzlenimcilik akýmýný baþlatan yine bu sanatçýlardýr. 130

Namýk Ýsmail'in Tifüs (1917) resminin konusu, (Resim 10), sanatçýnýn yaþadýðý bir olayý, Doðu Cephesinde askerken Erzurum'da yakalandýðý tifüs salgýnýdýr.resmin karamsar atmosferi, savaþlaraýn Anadolu'da yarattýðý yýkým, umutsuzluk ve ölümü anlatmaktadýr. Osmanlý'nýn son dönemine ait iki sanatçý portresi, Namýk Ýsmail ve Avni Lifij'in kendi portreleri (Resim 11 ve Resim 12), Osmanlý Batýlýlaþmasýnýn sonucunu yansýtmaktadýr. Namýk Ýsmail'in Batýlý bir sanatçýdan ayýrd edilemeyen görüntüsü ile Avni Lifij'in sanatçý kiþiliðinin altýný çizdiði, hedonistçe izleyiciye baktýðý portresinde, Osmanlýlýðýný iþaret eden resmin üzerine eski yazý ile düþtüðü notlardýr. Sonuç Osmanlý Batýlýlaþmasýnýn getirdiði toplumsal dönüþüm içerisinde kendiliðinden baþlayan resim sanatý, devlet tarafýndan sahiplenilerek Batýlýlaþmanýn bir göstergesi olarak desteklenmiþtir. Bu desteklerle yurt dýþýna eðitim gören ya da Ýstanbul'daki eðitimi sonrasýnda baþarýlý bulunanlar, resim öðretmenliði gibi konumlarda devlet memuru olarak görevlendirilmiþlerdir. Sanat eserinin alýcýsýnýn devlet ve devlet bürokrasisi olmasý, burjuva sýnýfýnýn bulunmayýþý ve halkýn resim sanatýna yabancýlýðý, yalnýzca resim yaparak yaþamýný sürdüren, baðýmsýz bir ressam kimliðini ortaya çýkarmamýþtýr. Yurt dýþýnda eðitim gören Türk sanatçýlar, Batýlýlaþma sürecinde örnek ülke olarak seçilen Fransa'da eðitim görürlerken, Fransýz sanatçýlarýn "kimliðini" benimsemek istemiþlerdir. Ancak bu noktada, Osmanlý toplumunda yetiþmiþ gençlerin, Paris'teki yaþamlarý ve eðitimlerinin, onlarý ne kadar Batýlý yaptýðý tartýþma konusudur. Bu durum, eserlerinin üsluplarý izlenerek açýklanabilir. Þeker Ahmet Paþa ve Süleyman Seyyid gibi sanatçýlarýn etkilendikleri Akademik sanat ile Osman Hamdi Bey'i etkilemiþ olan Oryantalizm'in düþünsel altyapýlarý sanatçýlarýmýz için anlaþýlmaz gelmemiþtir. Batýlýlaþmanýn, Türk sanatçýlar üzerinde bir kimlik bunalýmý yarattýðý, Doðu'lu mu yoksa Batý'lý mý olduklarýna karar veremedikleri görülür. I. Dünya savaþý öncesinde, Dýþavurumculuk, Kübizm ve Fütürizm gibi modern akýmlarýn etkin olduðu ve sanatsal anlatým biçimleri 131

üzerinde büyük tartýþmalarýn yaþandýðý sýralarda Paris'te bulunan Türk sanatçýlarýnýn, Ýzlenimcilik akýmýný yeðlemeleri dikkat çekicidir. Türk sanatçýlarýn modern akýmlardan uzak kalmalarýnýn nedenleri arasýnda, Türk sanatýnýn henüz geliþme aþamasýnda olup, anlatým biçimleri ve yöntemleri konusundaki sorunlarýn henüz çözülmemiþ olmasý kadar, Osmanlý toplumunun tüm Batýlýlaþma çabasýna karþýn, geleneksel toplumsal yapýsýný ve üretim biçimlerini deðiþtirememiþ olmasý yatmaktadýr. Batýdan alýnan bazý kurumlarýn Osmanlý toplumunda kök salmasýna karþýn, modernizmin kökenindeki kapitalizm, bilim devrimi ve bunlarý izleyen teknolojik geliþme gerçekleþtirilememiþtir. Modern yaþamýn doðadan kopuk, "yabancýlaþmýþ" bireyi, Osmanlý toplumunda henüz ortaya çýkmadýðýndan, modern sanatçýnýn varlýðýndan söz edilemez. Türk resim sanatýnýn bu dönemde yansýttýðý kimliklerin büyük kýsmý, Batýlýlaþmayý gerçekleþtiren üst toplumsal sýnýfa aittir. Sanatçýlarýn toplumsal ve ekonomik sorunlara deðinmemelerinin nedenleri arasýnda, üst sýnýftan gelen kadýn-erkek sanatçýlarýn bu sorunlardan çok etkilenmeyecek þekilde yaþamlarýný sürdürmeleri, orta ve alt sýnýflardan gelenlerinse, konumlarý gereði yaþadýklarý toplumu eleþtircek cesareti bulamamýþ olmalarý sayýlabilir. Politik sorunlar ise, devletin belirlediði çizgide ifade edilmiþtir. Bu nedenle, ressamlarýn politik kimlikleri sýnýrlý olarak eserlerine yansýmýþtýr. Bu dönemde, Osmanlý'nýn kadýn kimliði üzerinde, Batýlýlaþma öncesine göre daha çok düþünülmüþ, ancak, dinsel baskýlar nedeniyle sýnýrlý bir geliþme yaþanmýþtýr. Üst sýnýf kadýnlarýnýn Batýlýlaþmayla kazandýklarý "göreceli" özgürlük, yine bu sýnýfa ait "harem" in varlýðýyla çeliþmektedir. Orta ve alt sýnýflardaki kadýnlarýn sýnýrlý betimlemeleri, bu kadýnlarýn yaþam koþullarýnda Batýlýlaþma'nýn etkisinin olmadýðýný düþündürmektedir. Genel olarak kadýnlarýn, özgürleþtirilmesi ya da sýnýrlanmasýnýn "erkeklerin tavrýna" baðlý olarak gerçekleþtiði, kadýnlarýn kendi yaþamlarý üzerinde söz sahibi olmadýklarý görülmektedir. Kadýn kimliði, genç kýz, eþ, anne gibi, erkeklerle iliþkileri üzerinden tanýmlanmaktadýr. Betimelenen erkek kimliklerinin, (asker, üst düzey memur, hükümdar, ressam, derviþ, hoca, gibi) çeþitliliði, erkeklerin kadýnlara göre, geçmiþte olduðu gibi Batýlýlaþma döneminde de toplumsal yaþama katýlým açýsýndan daha avantajlý olduðunu göstermektedir. Batýlýlaþmanýn 132

getirdiði eðitime dayalý ressamlýk, memurluk gibi meslekler erkeklere sunulmaktadýr. Alt sýnýfa ait kimliklerin, Batýlýlaþma ile geleneksel arasýndaki eski-yeni çeliþkisinin içerisinde sýnýfsal gerçeklikleri vurgulanmadan sunulmasý dikkat çekicidir. Bu eserleri üreten tüm sanatçýlar, yeni bir dili öðrenmek ve kendilerini bu dilde ifade etmek için gösterdikleri çaba nedeniyle takdir edilmelidirler. Kaynakça BAÞARAN, Serdar, "Türk 'Primitif' Resmi ve Fahri Kaptan Hakkýnda Yazýlanlar Üzerine Düþünceler", Artist Dergisi, Mayýs 2007, sayý 5/78, s.20-27 CEZAR, Mustafa, Sanatta Batýya Açýlýþ ve Osman Hamdi, Erol Kerim Aksoy Kültür, Eðitim, Spor, Saðlýk Vakfý Yayýný, No:1.Cilt:1, 1995. ÇIRAKMAN, Aslý, Avrupa Fikrinden Avrupa Merkezciliðe, Doðu- Batý Dergisi, yýl 4, sayý 14, Þubat-Mart 2001, s. 28-46 GERMANER, Semra-ÝNANKUR, Zeynep, Oryantalizm ve Türkiye, Türk Kültürüne hizmet Vakfý, Ýstanbul, 1989 GÖREN, Ahmet Kamil, Türk Resminde Savaþ Temasý ve Betimleme Anlayýþýndaki Dönüþümlerine Ýliþkin Bir Deneme, Ý. Ü. Sosyoloji Yýllýðý- Kitap 12, Semavi Eyice'ye Saygý, Tarihte Doðu-Batý Çatýþmasý, Ýstanbul, 2005, s. 477-486 ÝNANKUR, Zeynep, "The Changing Image of Women in 19th Century Ottoman Painting", EJOS, IV, 2001, Proceedings of the 11th International Congress of Turkish Art, Utrecht, The Netherlands, August 23-28, 1999, s. 1-21 KIRPIK, Cevdet, "Osmanlý Ýmparatorluðu'nda Modernleþme Sancýlarý, Fes-Þapka Çatýþmasý", Toplumsal Tarih, s. 162, Haziran 2007, Ýstanbul, s. 14-22 PAPÝLA, Aytül, "Kimliðin Anlatým Aracý Olarak Sanat", Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, s. 1, s. 1-25, Ýstanbul, 2007 133

SAÐLAM, Mümtaz, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasý Sanat Koleksiyonu 1, Batýlý Anlamda Türk Resim Sanatýnýn Geliþme Aþamalarý ve Koleksiyondan Örnekler, Ankara, 2004 SAÐLAM, Mümtaz, Kimlik Sorunlarý Açýsýndan Yeni Kadýn ve Resim Ýliþkisi, Sanat Dünyamýz, Yapý Kredi Yayýnlarý, sayý 63, Ýstanbul 1996, s. 159-166 TANSUÐ, Sezer, Çaðdaþ Türk Sanatý, Remzi Kitabevi, Ýstanbul 1986 YAMAN, Zeynep Yasa, Kadýnlar, Resimler, Öyküler, Modernleþme Sürecindeki Türk Resminde Kadýn Ýmgesinin Dönüþümü", Suna ve Ýnan Kýraç Vakfý Yayýný, Ýstanbul, 2006 http://www.sanalmuze.org 134