DERLEME REVIEW Hacettepe T p Dergisi 2011; 42:110-114 Halk sa l bak fl aç s ve geneti i de ifltirilmifl organizmalar Dilek Aslan 1 1 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara ÖZET Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO), modern biyoteknoloji kullanılarak modifiye bir gen veya insan dışında herhangi bir organizmadan gen aktarılarak genetik özellikleri değiştirilmiş organizma olarak tanımlanmaktadır. Dünyada en sık ekimi yapılan GDO lu ürünler arasında mısır, soya, pamuk ve kanola bitkisi gelmektedir. GDO lu ürün ekiminin en fazla olduğu ilk beş ülke ise Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Brezilya, Hindistan ve Çin dir. Dünyada GDO larla ilgili Birleşmiş Milletlerin 2003 yılında yürürlüğe koyduğu Kartagena Biyogüvenlik Sözleşmesi öncü bir düzenleme olmuştur. Türkiye sözleşmeyi 2004 yılında imzalamıştır. Ülkemizde konu ile ilgili Biyogüvenlik Kanununun 2010 yılında çıkarılmış olmasına rağmen yasal düzenleme de dahil olmak üzere GDO lu ürünlerin halen tartışılan pek çok noktası bulunmaktadır. GDO lu ürünlerle ilgili ihtiyatlılık ilkesi çerçevesinde tutum alınması halk sağlığı bakış açısı ile önemli ve öncelikli bir gerekliliktir. Anahtar Kelimeler: Genetiği değiştirilmiş organizma, sağlık, halk sağlığı. ABSTRACT Genetically modified organisms in public health perspective Genetically modified organism (GMO) is defined as an organism whose genetic characteristics have been changed by the insertion of a modified gene or a gene from another organism except human being using modern biotechnology. Nowadays, the most frequently planted GMOs are corn, soybean, cotton, and canola. United States of America, Argentina, Brazil, India, and China are the top five countries those produce GMOs in the world. Cartagena Bio-Safety Convention of United Nations has been a pioneer regulation on GMOs worldwide. The Turkish Republic signed the convention in 2004. Although the Turkish Biosafety Law has been put into force in 2010, there are still major uncertain topics to be cleared out about GMOs including legal regulations in our country. In public health perspective, precautionary principle should be the major guide about GMOs. Key Words: Organism, genetically modified, health, public health. 110 H ACETTEPE T IP D ERG S
Halk sa l bak fl aç s ve geneti i de ifltirilmifl organizmalar Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) modern biyoteknoloji kullanılarak modifiye bir gen veya insan dışında herhangi bir organizmadan gen aktarılarak genetik özellikleri değiştirilmiş organizma olarak tanımlanmaktadır. GDO lara transgenik ürünler de denilmektedir [1-3]. Dünyada en sık ekimi yapılan GDO lu ürünlerin başında mısır, soya, pamuk ve kanola bitkisi gelmektedir. GDO lu ürün ekiminin en fazla olduğu ilk beş ülke ise Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Brezilya, Hindistan ve Çin dir [4]. Günümüzde GDO larla ilgili farklı tartışmalar yaşanmaktadır. Konunun farklı boyutları olması bu tartışmaların taraflarının da çeşitliliği için bir zemin oluşturmaktadır. Bu bağlamda, sağlık, ziraat, ekonomi, çevre örgütleri gibi bileşenlerin değerlendirmeleri her ne kadar kendi bilim alanları ile sınırlı gibi görünse de hemen hepsi tartışmalarını halk sağlığı bakış açısı ile sürdürmeye gayret etmektedir. Halk sağlığı bakış açısı, toplum sağlığı yararını en üst düzeyde tutan bir yaklaşım olup, her bireyin ya da kurumun önceliğinde olması gereken değer ve kavramlar bütünüdür. Bugün sağlığı ilgilendiren her konuda halk sağlığı bakış açısı ile hareket edilmesi bir zorunluluktur. GDO ve halk sağlığı bakış açısı denildiğinde akla gelen ilk ilke ihtiyatlılık ilkesi olmalıdır. Rio da 1992 yılında düzenlenmiş olan Çevre ve Kalkınma Konferansında yapılan tanıma göre toplumda yaşayan bireylerin sağlığına yönelik riskler/risklerin boyutu hakkında bir şüphe durumunda karar vericiler konu ile ilgili uygulamalarda risklerin önlenmesine yönelik gerekli önlemleri almalıdır şeklindedir [5,6]. İhtiyatlılık ilkesinin bu konu için öncelenmesi gereken bir yaklaşım olması gereğine zemin oluşturan bazı araştırma sonuçları aşağıda sunulmuştur: 1. Brezilya da soyaya aminoasit profilini güçlendirmek için fındık-ceviz gibi sert kabuklu yemiş gen proteininin aktırılması sonucu meydana gelen ürün, allerjik reaksiyonları artırması nedeniyle piyasadan çekilmiştir [7]. 2. Genetiği değiştirilmiş mısır ile 90 gün boyunca beslenen farelerde hepatorenal toksisite saptanmıştır. Araştırmanın sonuç kısmında bu ürünle ilgili daha uzun süreli çalışmalar yapılması gerektiği önerisinin yanı sıra, genetiğiyle oynanmış ürünün çok da güvenli olmadığı uyarısına yer verilmiştir [8]. 3. Cisterna ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada genetiği değiştirilmiş gıdalarla beslenen genç ve yaşlı farelerin RNA larında bazı modifikasyonlar gerçekleştiği, immüno-sitokimyasal ve in situ-hibridizasyon sonuçlarına göre öncü-mrna transkripsiyonunda geçici bir azalma ve öncü-mrna nın matürasyonunda daha az verimlilik saptanmıştır [9]. 4. Hayvan deneylerinde ortaya çıkan riskler tartışılırken bir konuya daha dikkat çekilmiştir. Riskten etkilenimin incelendiği bu çalışmalarda maruz kalınan sürenin en fazla 90 gün olarak değerlendirildiği, bu sürenin gerçek yaşamda olası maruz kalınan sürenin çok altında olduğu vurgusu yapılmaktadır. Bu konuda Seralini ve arkadaşları yapılan çalışmalarda bu sürelerin gerçeğe daha yakın bir biçimde kurgulanması gerektiği üzerinde yoğunlaşmıştır [10]. Yukarıda bahsedilen GDO lu ürünlerin sağlık etkisini ortaya koyan bilimsel çalışmaların yanı sıra bu ürünlerin en çok tartışılma nedenlerinin başında biyoçeşitliliğin yok olması gelmektedir. Bu konuda çeşitli görüş ve değerlendirmeler bulunmaktadır [3,11,12]. GDO larla ilgili uluslararası en önemli yaklaşım Kartagena Biyogüvenlik Protokolünde ortaya konmuş ve benimsenmiştir. Bu protokol 11 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir [13-15]. Protokol, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından 2004 yılında imzalanmıştır. Bugün bu protokolü imzalamayan ülkeler halen mevcuttur [16]. Protokolün imzalanmasından sonraki dönemde ülkemizde Biyogüvenlik Kanunu 18 Mart 2010 tarihinde TBMM de kabul edilmiş, 26 Mart 2010 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanmış ve 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir [17]. Kanuna göre; İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı göz önünde bulundurularak GDO ya da ürünlerinin ithalatı, ihracatı, deneysel amaçlı serbest bırakılması, piyasaya sürülmesiyle genetiği değiştirilmiş mikroorganizmaların kapalı alanda kullanımına, bilimsel esaslara göre yapılacak risk değerlendirmesine göre karar verilir. Risk değerlendirme sonuçlarına göre risk oluşturmayacağı belirlenen başvurular için verilen kararın geçerlilik süresi on yıldır [Madde 3]. GDO ve ürünlerine ilişkin aşağıdaki fiillerin yapılması yasaktır [Madde 5]: GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi, GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı, Cilt 42 Say 3 2011 111
Aslan 112 GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması. GDO lu ürünlerle ilgili iki ayrı yönetmelik bulunmaktadır. Birinci yönetmelik Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından çıkarılan Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik olup, bu doküman 28 Nisan 2010 tarihli ve 27565 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır [18]. GDO lu ürünler konusunda çıkarılan bir diğer yönetmelik ise Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik tir. Bu belge de 13 Ağustos 2010 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir [19]. Yasal düzenlemeler ayrıntılı olarak incelendiğinde bazı konularda netlik olmadığı ifade edilebilir. Bu konuda göze çarpan iki önemli örnek aşağıda paylaşılmıştır [17-19]: 1. Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğinin 14. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan Bu Yönetmelik hükümlerine göre izin verilen GDO lu gıdaların %0.9 un üzerinde GDO içermesi halinde, 16/11/1997 tarihli ve 23172 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde yer alan gerekliliklere ilave olarak aşağıdaki hususlar çerçevesinde etiketlenmeleri zorunludur ifadesinin gereğinin uygulanabilmesi uygulanabilir görünmemektedir. Bu değerlendirmenin yapılabilmesi için mevcut yükü karşılayacak altyapıda eksiklikler olduğu düşünülmektedir. 2. Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğinin 5. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan GDO lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır ifadesi de gerçek yaşamla çelişmektedir. Bebekler için yasaklanan bir ürünün gebe kadınlar için yasak olmaması çelişkidir. Türkiye de ve dünyada yapılan çalışmalar GDO lu ürünlerle ilgili olarak toplumda farklı görüş, algı ve yaklaşımların varlığına dikkat çekmektedir: 1. Özdemir ve arkadaşları tarafından Samsun da üniversite öğrencileri arasında yapılmış olan bir çalışmanın sonuçlarına göre araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğunun GDO ların üretimi, kullanımı, yaygınlığı ve olası sakıncaları hakkında gerçek duruma yakın şekilde bilgi sahibi oldukları; diğer yandan güvenirliği, çevresel etkileri, sosyoekonomik etkileri ve yönetilebilirliği açılarından söz konusu ürünlerin üretimi ve kullanımına karşı tutum içinde oldukları ortaya konulmuştur [4]. 2. Koçak ve arkadaşları tarafından 2010 yılında 524 tıp fakültesi öğrencisi arasında yapılmış bir çalışma; katılımcıların çoğunluğunun (%71.4) GDO lu ürünler hakkında yeterince bilgilendirilmediğini ortaya koymaktadır. Benzer bir biçimde çoğunluk (%83.2) araştırmanın yapıldığı sırada satın aldıkları gıdalarda genetiği değiştirilmiş ürünlerin olabileceğini belirtmişlerdir [20]. 3. Dannberg tarafından yapılan bir meta-analiz sonucu GDO lu ürünler konusunda Avrupa kıtasında yaşayan bireylerin ürünlerin üzerinde ilgili bilgileri görme konusunda daha talep eden konumda ve katı olduğunu ortaya koymaktadır. Gerçekte bunun nedeni konu ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olma, konunun bütün boyutlarıyla ilgili bilgi düzeyinin daha fazla olması gibi başlıklar olabilir. Bu konuda daha az talep eden toplumların bilgi edinme hakları ile ilgili farkındalık düzeylerinin ve bu durumu etkileyen koşulların belirleyici olduğu da düşünülmelidir [21]. 4. Macaristan da Cerjak ve arkadaşları tarafından 360 kişi arasında yapılan bir çalışmada tüketicilerin çoğunluğunun (%70) GDO lu ürünlerle ilgili olumsuz düşünce içinde oldukları saptanmıştır. GDO lu ürünlere mesafeli yaklaşımın temel nedenleri sağlık ve çevresel zararlar konusundaki çekinceleri olmuştur [22]. Yukarıda belirtilen bu farklılıklar ülkelerin GDO lu ürünlerle ilgili aldıkları önlem ve yasal düzenlemeler için de zemin oluşturabilmektedir. Bu bilgilerin ardından GDO lu ürünlerin ticari olarak üretilmesinin öne çıkan gerekçelerinin hatırlanmasında yarar bulunmaktadır: 1. Bu konuda en önemli gerekçenin dünyadaki açlık sorununa çözüm olacağı kabulü olmuştur. Ticari üretimine 1990 lı yıllarda başlanan GDO lu ürünlerin bu soruna çözüm olamadığı söylenebilir. Günümüzde 2011 yılı resmi kayıtlarına göre dünyada 1 milyarın üzerinde insanın aç olduğu belirtilmektedir [23]. 2. GDO lu ürünlerin öne çıkan avantajlarından birisi de zirai mücadele ilaçlarının kullanımının azaltılacağı olarak belirtilmiştir. Kefi tarafından, GDO nun transgenik kimi ürünlerin yetiştirilmesinde pestisid kullanımının azalmasının olası olduğu, ancak azalmalar ülke bazında incelendiğinde en büyük transgenik mısır üreticilerinden olan Arjantin de adı geçen üretim sonucu pestisid kullanımının azalmadığının dikkat çekici olduğu vurgulanmıştır [3]. H ACETTEPE T IP D ERG S
Halk sa l bak fl aç s ve geneti i de ifltirilmifl organizmalar 3. Ucuz gıda üretimi, GDO lu ürünlerin (gıdaların) üretilmesinin en önemli gerekçelerinden birisi olmuştur. Ancak Kefi tarafından, genetiği değiştirilmiş tohumların, klasik çeşitlerin tohumlarına kıyasla, değiştirilen özelliğine bağlı olarak %25-100 arasında daha pahalı olduğu ifade edilmiştir. Benzer şekilde GDO lu ürünlere ilişkin teknolojinin uluslararası şirketlerin tekelinde olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle pek çok gelişmekte olan ülke için dışa tam bağımlılık söz konusu olabilecektir [3]. Aslan ve İlhan GDO lu ürünlerin üretimi, tüketim izni gibi konularda karar verirken aşağıdaki sorulara akıllarda sağlık açısından herhangi bir şüphe bırakmamasının önemine vurgu yapmışlardır [11]: 1. Etik, halk sağlığı ve değerler perspektifleri GDO lu ürünler ile ilgili risk değerlendirme ve yönetim süreçlerinin sınırlarının çizilmesi sürecini nasıl etkilemektedir? 2. Var olan kanıta dayalı çalışmaların sonuçları bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmekte midir? 3. GDO ve insan sağlığı ilişkisi net olarak ortaya konulmuş mudur? 4. GDO nun çevreye/çevre sağlığına etkileri değerlendirilmekte midir? 5. GDO lu ürünlerin başlıca tarım, sağlık, ekonomik, etik/hukuksal boyutları ile ilgili durum analizlerinin yapılmasına gereksinim vardır. Sonuç olarak; GDO larla ilgili kafaların karışık olduğu kimi konular olduğu söylenebilir. Dünyada bu konuda genel bir yaklaşım sergilenmeye çalışılmaktadır, ancak ülkelerin güçlü-güçsüz dengesi, GDO piyasasını elinde tutan lobiler, yasal düzenlemelerdeki çeşitlilik, toplumun GDO lar konusunda bilgi ve algılarındaki farklılıklar gibi durumun netlik kazanmasını zorlaştıran faktörler olabilmektedir. Türkiye de 2010 yılında bu konuda kanunun çıkmış olması olumlu bir gelişmedir, ancak kanuna dair özellikle meslek örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin yapmakta oldukları eleştirilerin haklı gerekçeleri bulunmaktadır. Bu eleştiriler kanun yapıcılar, idari mekanizmalar ve yöneticiler tarafından dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde GDO lu ürünler konusunda doğru ve sağlıklı uygulamaların kesintiye uğraması muhtemeldir [5,6]. Kaynaklar 1. Directive 2001/18/EC of the European Parliament and of the Council of 12 March 2001 on the deliberate release into the environment of genetically modified organisms and repealing Concil Directive 90/220/EEC-Commission Decleration. OJ L 106, 17/04/2001. P.0001-0039. 2. Twenty questions on Genetically Modified Food. http://www.who.int/foodsafety/publications/biotech/en/ 20questions_en.pdf Erişim tarihi: 22 Mayıs 2011. 3. Kefi S. Genetiği değiştirilmiş organizmaların Türkiye tarımı açısından değerlendirilmesi. Aslan D, Şengelen M (Yayına hazırlayanlar) Farklı Boyutlarıyla Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar. 1. Baskı. Ankara Tabip Odası Yayınları, 2010: 85-92. 4. Özdemir O, Güneş MH, Demir S. Üniversite öğrencilerinin genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO lara) yönelik bilgi düzeyleri-tutumları ve sürdürülebilir tüketim eğitimi açısından değerlendirilmesi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2010; 29:53-68. 5. Çamur D, Vaizoğlu S. Çevreye ilişkin önemli toplantı ve belgeler. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007; 6:297-306. 6. Petrini C, Vecchia P. Statements and definitions of the precautionary principle. IEEE Technology and Society Magazine, Winter 2002/2003; 4-7. 7. Engeseth JN, Safety of Genetically engineered foods. In: Helferich WG, Winters K (eds). Toxicology of Foods. CRC Press, Boca Raton, FL, 2000: 77-89. 8. Seralini GE, Cellier D, de Vendomois JS. New analysis of a rat feeding study with a genetically modified maize reveals signs of hepatorenal toxicity. Archives of environmental cortamination and toxicology. Arc Environ Contam Toxicol 2007; 52:596-602. 9. Cisterna B, Flach F, Vecchio L, Barabino SM, Battistelli S, Martin TE, et al. Can a genetically-modified organism-containing diet influence embryo development? A preliminary study on pre-implantation mouse embryos. Eur J Histochem 2008; 52:263-7. 10. Seralini GE, de Vendômois JS, Cellier D, Sultan C, Buiatti M, Gallagher L, et al. How subchronic and chronic health effects can be neglected for GMOs, pesticides or chemicals. International Journal of Biological Sciences 2009; 5:438-43. 11. Aslan D, İlhan B. Genetiği değiştirilmiş organizmalar: Kısa bir değerlendirme. Aslan D, Şengelen M (Yayına hazırlayanlar) Farklı Boyutlarıyla Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar. 1. Baskı. Ankara Tabip Odası Yayınları, 2010: 49-53. 12. Özdemir O. Genetik olarak değiştirilmiş organizmaların tarımsal üretimde kullanımı, yönetimi ve Avrupa Birliği ne uyumlaştırılması. Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi Bahar 2004; 3:33-47. 13. About the protocol. http://bch.cbd.int/protocol/background/ Erişim tarihi: 24 Mayıs 2011. 14. Kothamasi D, Vermeylen S. Genetically modified organisms in agriculture: Can regulations work? Environment, Development and Sustainability 2011; 13:535-46. 15. Premanandh J. Global consensus-need of the hour for genetically modified organisms (GMO) labeling. Journal of Commercial Biotechnology 2011; 17:37-44. 16. Parties to the Protocol and signatories to the Supplementary Protocol. http://bch.cbd.int/protocol/parties/ Erişim tarihi: 25 Mayıs 2011. 17. Biyogüvenlik Kanunu. http://www.resmi-gazete.org/gundem/duyurular/ilac-eczacilik-genel-mudurlugu/biyoguvenlik-kanunu-nbsp-nbsp-30-03-2010.html Erişim tarihi: 25 Mayıs 2011. 18. Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik. http://www.tarim.gov.tr/files/mevzuat/yonetmelik_son/gdo_20100428.htm Erişim tarihi: 25 Mayıs 2011. Cilt 42 Say 3 2011 113
Aslan 19. Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik. http://www.tbbdm.gov.tr/home/regulationshome/nationalregulationsdetails/biyog%c3%bcvenlikkurulu_ve_komitelerin_%c3%87al%c4%b1%c5%9fma Usul_ve_Esaslar%C4%B1na_Dair_Y%C3%B6netmelik.aspx Erişim tarihi: 25 Mayıs 2011. 20. Koçak N, Türker T, Kılıç S, Hasde M. Tıp fakültesi öğrencilerinin genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarının belirlenmesi. Gülhane Tıp Dergisi 2010; 52:198-204. 21. Dannenberg A. The dispersion and development of consumer preferences for genetically modified food-a metaanalysis. Ecological Economies 2009; 68:2181-92. 22. Cerjak M, Kovacic D, Ggic I. What are the concerns of Croatian traditional food consumers regarding GM food? British Food Journal 2011; 11:37-49. 23. What is hunger? http://www.wfp.org/hunger/what-is Erişim tarihi: 24 Mayıs 2011. 114 H ACETTEPE T IP D ERG S