Editörden. kullandırdığı toplam kredilerdeki büyümenin de üzerinde bir rakam.



Benzer belgeler
SİRKÜLER 2014/ SAYILI TORBA KANUNDA AF VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI İLE İLGİLİ YAPILAN DÜZENLEMELER

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Sirküler Tarihi : Sirküler No : : 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Hak.

7143 SAYILI YENİ YAPILANDIRMA KANUNU VE GETİRDİKLERİ

A)- Bazı Alacakların Yapılandırılması Kapsamında Yapılandırılan Borçlar

SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRMA ŞARTLARI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

DENET İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK SİRKÜLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

7020 SAYILI KANUN İLE YENİDEN YAPILANDIRMA İMKANI E-BÜLTEN

SİRKÜLER 2017/16. Bu sirkülerimizde, 6770 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler özetlenmiştir.

- 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları,

6111 SAYILI KANUN ĠLE YAPILAN DÜZENLEMELER (4) (Madde 12-16)

V E R G İ A K T Ü E L

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

SGK DA YENİDEN YAPILANDIRMA

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

... GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜNE

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

7143 SAYILI YENİ YAPILANDIRMA KANUNU VE GETİRDİKLERİ

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %6,57; TR21 Bölgesinde ise %6,32 olarak gerçekleşti

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2015)

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

SİRKÜLER. Sayı: Mayıs

Artık çıkacak yapılandırmaların nasıl bir içeriğe sahip olduğunu önceden öngörmek mümkün olabiliyor. İşverenler için önemi.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/9

7143 SAYILI YENİ YAPILANDIRMA KANUNU VE GETİRDİKLERİ

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/29

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

Ekonomik Ticari Gelişmeler

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

TR21 Bölgesinde ana harcama gruplarında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış %22,61 ile Alkollü İçecekler ve Tütün grubunda gerçekleşti

Enflasyon arttı, ihracat yavaşlıyor

SİRKÜLER 2014/25. : 6552 Sayılı Kanun un Bazı Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri (Madde 76, 77, 80, 81)

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

NİSAN-MAYIS VAN İLİ İSTATİSTİKLERİ 2014

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2019 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU MART 2019 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,88, TR21 Bölgesinde ise %7,85 olarak gerçekleşti

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Sirküler No: 076 İstanbul, 12 Eylül 2014

Bankacılık, Aralık Sibel Alpsal Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü 4 Şubat 2015

ÖZEL SEKTÖRÜN YURTDIŞINDAN SAĞLADIĞI KISA VADELİ KREDİ BORCU İSTATİSTİKLERİ Ağustos İstatistik Genel Müdürlüğü Ödemeler Dengesi Müdürlüğü

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,76 TR21 Bölgesinde ise %7,65 olarak gerçekleşti

4. TOPLUMSAL RAPORLAR

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

ÖZET BAŞLIKLAR. Çemberlitaş, Binbirdirek Mh. Piyerloti Cd. Dostlukyurdu Sk. Yeşil Ap. No : 1 Kat : 2 D : 6 Fatih / İstanbul

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

MAYIS-HAZİRAN VAN İLİ İSTATİSTİKLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU OCAK 2019 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

İSO I. 500 SEKTÖREL BAZDA KREDİ VE BORÇLULUK DEĞERLENDİRMESİ. Haziran,2018

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

Araştırma Notu 15/179

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU KASIM 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

KANUN SA 7020 S YI A LI B

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

İZMİR SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ

BÜLTEN / Ekim Konu: Torba Yasa ile getirilen vergi borçlarının yapılandırılması imkanı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 HAZİRAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

/3-1 ÖZET :

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

SOSYAL GÜVENLİK PRİM ALACAKLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU EYLÜL 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

mali açıklamalar 2012/ Konu: Vergi Kanunlarında ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapıldı

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Ağustos 2015)

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

girmektedir.

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2014

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

Sayı : 2013/46 25/05/2013 SİRKÜLER

Sirküler No: 2017 / 38 Tarih:

Mali Bülten. No: 2010/87. Konu : Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ve Vergi Affına İlişkin Kanun Tasarısı. 1.Yasa Tasarısının Kapsamı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MART AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

BAKANLAR KURULU KARARI

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

Transkript:

Editörden TEKSTİL İŞVEREN BANKALAR TEKSTİLE DÖNDÜ AMA... 373 - Nisan 2011 Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Adına İmtiyaz Sahibi HALİT NARİN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü AV. BAŞAR AY Yayın Danışma Kurulu SEVİL BURSA TUĞRUL BORNOVALI AV. SAMİM ERGENELİ Basın Müşaviri MİNE ŞENKUL ERGÜVEN Yayın Kurulu LERZAN ÖZTÜRK AV. ÇİĞDEM SUBAŞI AV. ÖMER EMRE KAYNAK BORA KOCAMAN CEREN ERMİŞ MERVE ŞENEREN İdari Merkezi TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI Metrocity A Ofis Blok Büyükdere Cad. No: 171 K.19 34330 1. Levent-İstanbul Tel: (0212) 344 07 77 (pbx) Fax: (0212) 344 07 66-67 İnternet Adresi www.tekstilisveren.org.tr Ofset Hazırlık DÜNYA YAYINCILIK A.Ş. Tel: (0216) 681 18 39 Grafik Tasarım ve Uygulama ALİ BAYRAM Basıldığı Yer DÜNYA YAYINCILIK A.Ş. Globus Dünya Basınevi 100. Yıl Mah. 34440 Bağcılar-İstanbul Tel: (0212) 629 08 08 Basıldığı Tarih: 8 Nisan 2011 Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın ISSN: 1307-6566 Tekstil İşveren Dergisi, Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası tarafından aylık olarak yayınlanır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Dergide bulunan imzalı yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Malum bugünlerde bankacılık sektörü yeniden gündemde. Ekonomiyi soğutmak için alınan tedbirlerin ucunun bankalara dokunması yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Merkez Bankası, bankaların dağıttığı kredilere fren için munzam karşılıkları artırdı. Bunun üzerine 'krediler pahalanır' diyen bankacılık sektörü ayağa kalktı. En büyük tepki ise emekliliği geldiği için görevini bırakma kararı alan İş Bankası Genel Müdürü ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince'den geldi. Özince, "Merkez Bankası sürekli önlemler, polisiye tedbirler, diyor. Polislik bir şeyimiz varsa yerimizde durduğumuz kabahat. Polisiye tedbir, derken geriye bir tek gelip götürmek kaldı. Bu uygulanacaksa, teslim... Munzam karşılıklar daha da artsın. Hatta tamamını verelim" sözleriyle tepkisini dile getirdi. Tartışmalar nereye varır bilinmez ama şüphesiz bankacılık sektöründe yaşananlar tekstil ve hazır giyim sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Çünkü garip ama gerçek tekstil ve hazır giyim sektörü son yıllarda bankacılığın en büyük müşterilerinden biri haline gelmiş. Sektöre verilen krediler 9 yılda neredeyse 3 kat artmış. Üstelik bugüne kadar cimri davranan bankaların 2010 yılında tekstil ve hazır giyim sektörüne bakışı, verilen kredilere bakılırsa bayağı değişmiş. Bankaların tekstil sektörüne kullandırdığı toplam kredi 2010'da 17 milyar 208 milyon lira olurken bir önceki yıla göre de yüzde 35 artış yaşanmış. Bu artış tüm bankacılık sektörünün kullandırdığı toplam kredilerdeki büyümenin de üzerinde bir rakam. Yine verilere göre son 9 yılda tekstil ve hazır giyim sektörünün takipteki kredi oranı da yarı yarıya düşmüş. Bunu, biz değil, detaylarını kapak konusu olarak seçerek haber yaptığımız BDDK verileri söylüyor. Verilere göre 2002 yılında 6.6 milyar lira kredi kullanan tekstil ve hazır giyim sektörüne kullandırılan her 100 liralık kredinin 18 lirası takibe düşerken, bugün bu rakam yüzde 9'lar seviyesine kadar gelmiş. Ayrıca uzun bir süredir bankaların kara listesinde yer alan tekstil ve hazır giyim sektörü artık bu konumunu başka sektörlere devretmiş... BDDK verileri bize şunu da söylüyor: Ekonomideki iyileşme tekstil ve hazır giyime yansıyınca bankaların henüz tam olmasa da tekstil ve hazır giyime bakışı değişmiş, önce karşılıklı güven gelmeye başlamış. Ardından kredi muslukları açılınca tekstilci hammadde almış, yeni yatırım yapmış ve üretim çarkları yeniden dönmüş. Ve sonuçta karşımıza global krizden kısa sürede sıyrılarak hızla büyümeye geçen bir Türkiye ekonomisi çıkmış... Sonuçta 'tüketene' değil 'üretene' verilen krediler istisnalar dışında yerini bulmuş görünüyor. Peki, ya bundan sonrası? Bankalar, tekstil ve hazır giyime aynı şartlarda kredi kullandırmaya devam edecek mi? Bu sorunun cevabını Özince çok net olarak söylemiyor ama bundan sonra olacakları da şöyle özetliyor: "Korkarım şu olacak; biz milyonlarca müşteriye 'pardon kredi bitti, limite dayandık' diyemeyeceğimize göre büyük ihtimalle daha çok büyük müşterilerden çekileceğiz. Veyahut imkânı olan bankalarımız, eğer yurtdışında bir bankanın iştirakiyse oraya gönderecekler. Daha olmadı yurtdışındaki bankalarla birtakım yapılandırmalara girip, krediyi buradan verip, orada gösterecekler. Daha da olmadı birtakım kredilerini yurtdışındaki bankalara satacaklar..." Görüldüğü gibi bankacılık sektörü büyük bir "havuz problemi" ile karşı karşıya. Bundan sonrası için hesap-kitap biraz karışık. Umarız bu karışıklık, reel sektörün kredi musluklarının kapanmasına yol açmaz. Yoksa tüketime verilen kredileri yavaşlatayım derken, üretene darbe vurmuş oluruz. Sayı: 373 - Nisan 2011 1

İçindekiler 08 GÜNCEL Canlanan geleneksel pazarlarımız moda merkezlerini Türkiye'ye yöneltti 04 KAPAK Tekstil ve hazır giyime cimri davranan bankalar 2010 yılında kesenin ağzını açtı 10 GÜNCEL İthalatta ek vergi, tekstilde yüzde 11-20, konfeksiyonda yüzde 17-30 aralığında olacak 12 BİZDEN Sendikamızdan iş hukuku ve çalışma hayatına iki kaynak kitap 14 VERGİ DÜNYASI Yurtdışı hediyelik eşyada bazı ince noktalar 16 KONFERANS Bu fırsat bir daha gelmez, Torba Yasa fırsatını kaçırmayın 24 EKONOMİK DİYALOG Laf çok, tahmin yok! 20 GÜNCEL Tekstil ve hazır giyim sektörü iddiasını sanal dünyaya taşıyor Sayı: 373 - Nisan 2011 2

30 AYIN KONUSU Emtia fiyatlarında ufukta bir düşüş var mı? 26 HAZNEDAR Türk Ticaret Kanunu ndaki değişiklik üzerine 28 PARANIN MERKEZİNDEN Finansal istikrar ve rezervler 36 FİNANS Japonya depremi ve ekonomik etkileri 38 TEKNO-TEKSTİL Dijital baskı, tekstil sektörünün hizmetinde 42 ENERJİ Tükenmez enerji kaynağı: Biyokütle 50 TASARIM DÜNYASI Songül Cabacı, hayallerinin peşinde koşuyor 54 GEZİ 56 KÜLTÜR SANAT 60 MEDYADAN YANSIMALAR 62 İNGİLİZCE ÖZET Sayı: 373 - Nisan 2011 3

Kapak TEKSTİL VE HAZIR GİYİME CİMRİ DAVRANAN BANKALAR 2010 YILINDA KESENİN AĞZINI AÇTI Uzun yıllardır demode ve bitik bir sanayi nitelemeleri yapılmasına karşın uluslararası ticarette küresel bir oyuncu olduğunu her zaman Türk ve dünya kamuoyuna ispat eden tekstil ve hazır giyim sektörü, bir zamanlar batık kredi korkusuyla kendisine destek vermekten intina eden finans sektörüne de büyük bir sürpriz yaptırdı. Bankacılık sektörünün 2010 yılında toplam kredi hacmindeki artış yüzde 34 olurken, tekstil ve hazır giyim sektörüne kullandırdığı kredilerdeki artış ise yüzde 35 e ulaşarak ortalamayı aştı. Kredilerle ilgili son veriler, bugüne kadar tekstil ve hazır giyim sektörüne cimri davranan bankaların 2010 yılında tavır değiştirdiğini ortaya koydu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun (BDDK) son raporuna göre 2010 yılında kredi kartları dâhil bankalar, toplam 563.6 milyar lira kredi dağıttı. Aralık 2010 itibariyle tekstil sektörünün kullandığı toplam kredi ise 17 milyar 208 milyon lira oldu. Bankacılık sektörünün bu dönemde toplam kredi hacmindeki artış yüzde 34 olurken, tekstil ve hazır giyim sektörüne kullandırdığı kredilerdeki artış ise yüzde 35 e ulaşarak ortalamayı aştı. Böylece tekstil ve hazır giyim sektörüne verilen kredilerde 2002 yılından bu yana ilk kez ciddi bir sıçrama yaşanmış oldu. Tekstile verilen kredilerde bir diğer sürpriz ise bu yılın ilk ayında yaşandı. Hükümetin ekonomiyi soğutmak için banka kredilerine yönelik aldığı tedbirlere rağmen ocakta tekstil ve hazır giyime verilen krediler yüzde 5.8 artarak 18.2 milyar liraya çıktı. Bankacılık sektörünün gözdesi olan ve kredilerde aslan payını alan enerji, gıda, perakende, inşaat gibi sektörlerde ise Ocak 2011 de yavaşlama görüldü. 2010 da yüzde 50 lik artışla 18.9 milyar lira kredi kullanarak tekstili geçen gıda sektöründeki kredi genişlemesi ocakta sadece yüzde 1 oldu. Bankaların tekstil ve hazır giyime son bir yılda yeniden ilgi göstermesinde sektörün gösterdiği performans etkili oldu. Tekstil ve hazır giyim temsilcileri global krizin en can alıcı günlerinde kredi vermeyi kesen bankaların sektöre yeniden yönelmesinde yaşanan sipariş patlamasının da etkili olduğunu belirtiyor. Ayrıca uzun bir süredir bankaların kara listesinde yer alan sektörün artık bu konumunu başka sektörlere devretmesinin de kredi musluklarının açılmasında etkili olduğu ifade ediliyor. Sektör temsilcilerinin bu görüşünü BDDK verileri de doğruluyor. Verilere göre 2002 yılında 6.6 milyar lira kre- Sayı: 373 - Nisan 2011 4

di kullanan tekstil ve hazır giyim sektöründe takipteki krediler ise 1.2 milyar dolar oldu. Yani tekstil ve hazır giyime kullandırılan her 100 liralık kredinin 18 lirası takibe düşmüştü. Aynı dönemde genel ortalama da hemen hemen bu düzeydeydi. Ancak 2010 yılına gelindiğinde tekstile kullandırılan kredilerdeki takip oranı yüzde 9 a düştü. Bu oran 2011 Ocak ayında ise yüzde 8.2 ye kadar geriledi. Bu oran tüm sektörlere kullandırılan toplam nakdi kredilerdeki takip oranının üstünde olsa da tekstildeki batık kredi ortalamasını yükselten asıl nedenin sektörden elenenler den kaynaklandığı biliniyor. Bankaların tekstil ve hazır giyim sektörüne bakışında 2010 yılında pozitif gelişme yaşanmasına rağmen son 9 yıllık sürece bakıldığında aynı şeyi söylemek mümkün değil. Son 9 yılda bankacılık sektörünün kredi hacmi yüzde 1072 oranında büyüyerek 48 milyar liradan 563 milyar lira düzeyine ulaştı. Aynı dönemde tekstil ve hazır giyimin kullandığı kredilerdeki artış ise yüzde 160 ta kaldı. Oysa tekstil ve hazır giyime verilen krediler aynı hızla büyüseydi bugün sektöre ve- SEKTÖREL KREDİ DAĞILIMI (BİN TL) Sıra Sektör Takipteki kredi Toplam kredi 1 Tarım 942.866 22.548.878 2 Avcılık 1.119 12.307 3 Kereste ve Orman Ürünleri 31.602 796.054 4 Balıkçılık 23.507 474.634 5 Enerji Üreten Madenlerin Çıkarılması 49.712 3.271.673 6 Enerji Üretmeyen Madenlerin Çıkarılması 60.004 2.453.209 7 Gıda, Meşrubat ve Tütün 620.393 18.995.765 8 Tekstil ve Tekstil Ürünleri 1.550.130 17.208.537 9 Deri ve Deri Ürünleri San. 51.059 1.001.148 10 Ağaç ve Ağaç Ürünleri 47.091 1.625.776 11 Kağıt ve Kağıt Ürünleri 214.882 3.875.514 12 Petrol Rafineri ve Kok Kömürü 65.761 5.734.056 13 Kimya Ürünleri San. 253.911 6.778.321 14 Kauçuk ve Plastik Ürünler 232.396 4.930.975 15 Diğer Metal Dışı Madenler 181.870 6.411.126 16 Metal Ana San. 374.360 21.012.339 17 Makina ve Techizat San. 163.510 5.997.462 18 Elektrikli ve Optik Aletler 196.552 4.404.457 19 Ulaşım Araçları San. 343.392 7.292.221 20 Başka Yerlerde Sınıflandırılmamış İmalat 195.203 5.804.654 21 Elektrik, Gaz ve Su Kaynakları Ürt. Dağt. 32.397 16.289.145 22 İnşaat 1.278.101 31.389.846 23 Ferdi Kredi Diğer 2.418.296 64.993.320 24 Ferdi Kredi Konut 859.255 61.659.670 25 Ferdi Kredi Otomobil 360.511 6.026.445 26 Motorlu Araçlar ve Yakıtlarının Per. Satışı 312.651 10.114.985 27 Toptan Ticaret ve Komisyonculuk 1.338.835 31.785.345 28 Perakende Ticaret ve Kişisel Ürünler 722.579 17.552.083 29 Oteller 242.131 8.891.940 30 Restoranlar 35.096 972.252 31 Diğer Turizm 36.796 1.910.141 32 Demiryolu Taşımacılığı 1.380 308.216 33 Karayolu Yolcu Taşımacılığı 101.941 4.272.763 34 Karayolu Yük Taşımacılığı 123.892 3.140.062 35 Deniz Taşımacılığı 146.939 4.898.684 36 Hava Taşımacılığı 9.412 1.258.427 37 Diğer Taşımacılık Faaliyetleri 108.180 4.583.966 38 Haberleşme 34.132 6.163.689 39 Parasal Kurumlar (Banka, Leasing, Faktoring) 91.975 30.555.369 40 Diğer Finansal Aracılar 6.628 2.392.499 41 İsteğe Bağlı Sigorta ve Emeklilik Hiz. 8.365 2.460.201 42 Diğer Finansal Aracılık 4.123 260.151 43 Emlak Komisyonculuğu 8.924 1.474.157 44 Kiralama (Ulaşım Araç, Makina) 24.779 1.379.509 45 Bilgisayar ve İlgili Faaliyetler 159.963 1.129.908 46 Araştırma Danışmanlık 170.545 9.125.347 47 Kredi Kartları 3.860.266 49.051.250 48 Savunma ve Kamu Yönetimi 7.511 15.038.450 49 Eğitim 16.828 1.464.380 50 Sağlık ve Sosyal Hizmetler 65.908 4.381.206 51 Kanalizasyon ve Atıkların Tanzimi 1.972 442.385 52 Örgütsel Faaliyetler 2.797 639.027 53 Kültür Eğlence ve Spor Faal. 83.635 3.712.502 54 Diğer Bireysel Hizmetler 175.632 8.491.205 55 İşçi Çalıştıran Özel Kişiler 12.148 335.971 56 Uluslararası Örgüt ve Kuruluşlar 493 11.370 57 Diğer 1.528.075 14.404.511 58 Toplam 19.993.067 563.590.139 Sayı: 373 - Nisan 2011 5

Kapak TEKSTİL SEKTÖRÜNE KULLANDIRILAN KREDİLER (BİN TL) Takipteki krediler Kullandırılan krediler SEKTÖREL KREDİ DAĞILIMI (BİN TL) Enerji Gıda İnşaat Tekstil da toptan ticaret ve komisyonculuk sektörünün nakdi kredi hacmi bir önceki yıla göre yüzde 30.3 artışla 31 milyar 735.4 milyon TL ye ulaştı. En yüksek kredi hacmine sahip sektörlerden bir diğeri ise inşaat oldu. İnşaat sektörü kredileri 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 25.5 büyüyerek, 31 milyar 390 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Toptan ticaret ve komisyonculuk sektörü ile inşaat sektörünün aldığı krediler, toplam kredi hacminin (kredi kartları dahil) yüzde 11 ini oluşturdu. Tekstil sektörü ise Aralık 2010 itibariyle kullandığı 17.2 milyar lira ile kredi pastasından yüzde 3 pay aldı. 2010 yılında tarım sektörüne yönelik verilen krediler bir önrilen kredi 18 milyar değil 70.7 milyar lira düzeyinde olacaktı. Yine BDDK verilerine göre son 9 yılda tekstil sektörüne verilen kredilerdeki artış hemen hemen tüm sektörlerin gerisinde kaldı. Veriler bankacılık sektörünün son 9 yılda tekstil yerine özellikle inşaat, enerji ve perakende gibi sektörlere kesenin ağzını iyice açtığını ortaya koydu. Verilere göre enerji sektörüne 2003 yılı başında tekstilin 10 da biri kadar kredi kullandıran bankalar bugün bu rakamı ocak ayı itibariyle 17.2 milyar liraya ulaştırdı. Enerji kredi kullanımında tekstili yakalarken aynı gelişme gıdada da yaşandı. 2002 yılında tekstilin 3 te biri kadar kredi kullanan gıda sektörü bugün tekstili yakalamış durumda. Tekstili yakalayan bir diğer sektör ise perakende. Bu sektörün 2002 de kullandığı kredi sadece 273 milyon lira iken Ocak 2011 itibariyle tekstile kullandırılan 18.2 milyar lira kadar pay aldı. İnşaat sektörü ise kullandığı 32 milyarlık kredi ile tekstil ve hazır giyim sektörünü neredeyse 2 ye katlar hale geldi. BDDK nın 2010 raporuna göre kredi kartları dâhil nakdi kredi hacmi bir önceki yıla göre yüzde 34 artışla 563 milyar 590 milyon TL ye ulaşırken sektörel bazda incelendiğinde kredilerden en büyük payı toptan ticaret ve komisyonculuk, inşaat ve tarım sektörü aldı. 2010 yılın- Sayı: 373 - Nisan 2011 6

ceki yıla göre yüzde 47.9 artışla 15 milyar 246 milyon TL den 22 milyar 549 milyon TL ye yükseldi. Tarım sektörü kredilerinin toplam krediler içindeki payı yüzde 4 e ulaştı. Gıda, meşrubat ve tütün sanayine verilen kredilerin yüzde 49.6 artışla 18 milyar 996 milyon TL ye ulaştığı 2010 yılında, metal ana sanayi ve işlenmiş maden üretimi yüzde 43.2 artışla 21 milyar 12 milyon TL oldu. Perakende ticaret ve kişisel ürünler pazarına yönelik olarak verilen nakdi krediler geçen yıla göre yüzde 39 artışla 17 milyar 553 milyon TL ye ulaştı. BDDK verilerine göre 2009 yılsonunda yüzde 5.3 olarak gerçekleşen kredilerin takibe dönüşüm oranı sorunlu alacak bakiyesindeki azalışın yanı sıra kredi hacmindeki artış nedeniyle 2010 yılı içerisinde 1.7 puan azalarak Aralık 2010 itibarıyla yüzde 3.6 olarak gerçekleşti. Kredilerin takibe düşme oranının yüzde 3.6'ya gerilemesine karşın, bazı sektörlerde takibe düşme oranının bu düzeyin üzerinde gerçekleştiği görüldü. Kredilerin takibe düşme oranının en yüksek olduğu sektör yüzde 14.2 ile bilgisayar oldu. 2010 yılında bir önceki yıla göre kredi hacmini yüzde 25.8 oranında artışla 1 milyar 130 milyon TL ye taşıyan sektörde, takibe düşen kredilerde yüzde 67.4 oranında artış yaşandı. Tekstilde takipteki krediler ise bir önceki yıla göre yüzde 10.3 düşüşle 1 milyar 550 milyon TL ye indi. 2010 yılında inşaat sektöründe takibe düşen krediler bir önceki yıla göre yüzde 6.5 artışla 2 milyar 417 milyon TL düzeyine ulaşırken, her 100 TL lik krediden 4.1 TL si battı. 2010 yılında en çok krediyi çeken toptan ve perakende ticaret sektörünün takipteki kredileri 2009 yılına göre yüzde 20.2 gerilemeyle 1.3 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. 2010 yılında takibe düşen tarım kredileri ise bir önceki yıla göre yüzde 8 artışla 943 milyon TL ye ulaştı. Toptan ticaret sektöründe her 100 TL lik krediden 4.1 TL si, tarım sektöründe 4.2 TL'si takibe düştü. Bu dönemde takibe düşen krediler gıda, meşrubat ve tütün sanayinde yüzde 16.4 azalışla 620 milyon TL, metal ana sanayi ve işlenmiş maden üretimin yüzde 4.4 azalışla 374 milyon TL düzeyine geriledi. NAKDİ KREDİLERİN SEKTÖREL DAĞILIMI Yıllar Enerji Gıda İnşaat Perakende Tekstil 2002 607.792 2.264.464 6.202.883 273.273 6.606.092 2003 536.580 4.388.742 3.858.735 366.223 9.987.600 2004 678.250 4.047.563 3.755.439 955.583 8.411.004 2005 883.362 6.576.733 6.375.546 2.253.636 9.317.312 2006 1.902.166 8.081.981 9.537.786 4.137.078 10.579.493 2007 3.168.238 10.321.985 14.356.631 7.119.966 12.291.828 2008 6.911.567 12.241.954 20.910.055 10.107.197 13.564.402 2009 10.054.929 12.694.965 25.004.945 12.628.620 12.678.804 2010 16.289.145 18.995.765 31.389.846 17.552.083 17.208.537 2011* 17.266.367 19.105.996 32.337.071 18.231.526 18.209.745 (*) Ocak TEKSTİL SEKTÖRÜNE VERİLEN KREDİLER Yıllar Takipteki krediler Toplam krediler 2002 1.217.483 6.606.092 2003 1.080.485 9.987.600 2004 1.061.556 8.411.004 2005 1.353.587 9.317.312 2006 1.211.657 10.579.493 2007 1.610.314 12.291.828 2008 1.509.231 13.564.402 2009 1.728.203 12.678.804 2010 1.550.130 17.208.537 2011* 1.553.107 18.209.745 (*) Ocak Sayı: 373 - Nisan 2011 7

Güncel CANLANAN GELENEKSEL PAZARLARIMIZ MODA MERKEZLERİNİ TÜRKİYE'YE YÖNELTTİ Tekstil ve hazır giyim ihracatı isyan çıkan pazarlarda kan kaybı yaşıyor ancak geleneksel pazarımız Avrupa yönünü tamamen Türkiye ye döndü. Özellikle moda üssü ülkelerden Fransa, İngiltere ve İspanya ya ihracatta ilk 2 ayda beklenmedik artışlar yaşandı. Türkiye'nin tekstil ve hazır giyimdeki geleneksel pazarı Avrupa yönünü Türkiye'ye döndü. Sipariş artışında dünya konjonktüründe yaşanan gelişmelerin etkisi büyük oldu. Çin'in kendi iç piyasasına yönelmesi ve tekstilde üretime başlayan Mısır, Cezayir, Tunus, Yemen gibi ülkelere sipariş vermekten kaçınan alıcılar, Türk tekstilini Avrupa'nın gözdesi yaptı. Yaşanan müşteri artışı, kriz dışındaki birkaç Avrupa ülkesi hariç ihracat rakamlarına da yansıdı. En son açıklanan verilere göre Türkiye'nin toplam tekstil ihracatı yılın ilk 2 ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29.26 arttı. Hazır giyimdeki ihracat artışı ise yüzde 13.66 düzeyinde oldu. Bu dönemde 1.2 milyar dolarlık tekstil, 2.6 milyar dolarlık da hazır giyim ihracatı yapıldı. İlk 2 ayda en fazla hazır giyim ihracatı 768 milyon dolarla Almanya'ya gerçekleştirilirken, tekstilde en fazla ihracat yaptığımız ülke İtalya oldu. İtalya'ya tekstil ihracatı yüzde 61.5 artarak 157 milyon dolara çıktı. Tekstilde ikinci sırada ise Rusya pazarı yer aldı. Bu ülkeye de tekstil ihracatında yüzde 33'lük artış yaşanması dikkat çekti. Rusya'ya hazır giyim ihracatı da ilk 2 ayda yüzde 65 arttı. İlk 2 ayda tekstil ve hazır giyimcileri sevindiren en önemli gelişme Avrupa pazarından Türkiye'ye dönük yaşanan gözle görülür sipariş artışı oldu. Özellikle modanın kalbi sayılan İtalya, İspanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelere yapılan ihracattaki artış tekstil ve hazır giyimcileri memnun etti. Bu ülkelerden Fransa'ya tekstil ihracatı yüzde 19.1, İngiltere'ye yüzde 24.3, İspanya'ya ise yüzde 76.2 arttı. Yaşadığı kriz nedeniyle kemer sıkmak zorunda kalan Avrupa ülkelerinden İrlanda'ya tekstil ihracatı yüzde 40 azalırken, Yunanistan'a da hazır giyim ihracatımızda yüzde 22.6 düşüş yaşandı. İlk 2 ayda Amerika'ya yapılan ihracat da sürpriz yaptı. Amerika'ya tekstil ihracatı yüzde 83.2 artarken hazır giyimdeki ihracat artışı yüzde 8.3'te kaldı. Tekstil ve hazır giyim ihracatında Cezayir, Tunus ve Mısır gibi isyan ateşinin düştüğü pazarlarda ise kısmen gerilemeler yaşandı. İlk 2 ayda Libya pazarında ise ilginç bir durum ortaya çıktı. Rakamlar Libya'nın tekstilde yönünü tam Türkiye'ye dönmüşken operasyona takıldığını ortaya koydu. Askeri müdahalenin yaşandığı Libya pazarına geçen yılın ilk iki ayında 2.6 milyon dolarlık tekstil ihracatı yapılırken, bu rakam 2011 yılının aynı döneminde yüzde 150 artarak 6.5 milyon dolara çıktı. Giyim ihracatı ise 2 ayda geçen yılın aynı düzeyinde kaldı. Ancak askeri müdahalenin yaşandığı mart ayı ortasından itibaren bu ülkeye ihracat tamamen durdu. Tekstil ve hazır giyimciler isyan çıkan bölgelerde yapılan ihracatın küçük olduğunu bu nedenle başka pazarlara yönelerek rahatlıkla kapattıklarını anlatırken, aynı zamanda yeni bir rüzgâr yakaladıklarını da anlatıyorlar. Merter Sayı: 373 - Nisan 2011 8

Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Tan, Uzakdoğu'daki olumsuz koşullar, Çin'in tüketime yönelmesi ve Çin üreticisinin de iç tüketime hizmet etmeye ve üretmeye dönmesiyle dış siparişleri ötelediğini anlatarak bu durumun Türkiye için büyük avantaj yarattığını belirtiyor. Tan, "Mısır, Cezayir, Tunus gibi ülkelerin demokrasi sancısı yaşaması ülkemiz için müşteri potansiyelinin artmasını sağlamıştır. Şu an üreticilerimiz, ihracatçılarımız, imalatçılarımız ürünlerini diktirecek atölye bulamamaktadır. Mevcut atölyelerimizin yüzde 80'i tam kapasite ile vardiyalı bir şekilde çalışmaktadır" diyor. Derneğe her gün atölye aradığını söyleyen 15-20 telefon geldiğine işaret eden Ercan Tan, "Telefonlar hiç susmuyor. Şu anda siparişlere yetişemiyoruz. Herkes atölye arıyor. AB ülkelerinden gelen tüketicilerin nazını artık çekmiyoruz. Ortadoğu'dan, Rusya'dan yoğun talep var. Ancak 3-6 ay sonra bu talepleri karşılayamazsak onlar da yeni pazarlar arayacaklar. Mısır'ın bu durumda olması işimize yaradı, yoksa Mısır'a kaçacaklardı" diyor. İstanbul Tekstil Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ise Ortadoğu'da yaşanan gerginliğin tekstil ihracatına ciddi etki yapmadığını belirterek, Mısır'da kaybettikleri pazarı bölgedeki Suudi Arabistan, Irak, İran gibi ülkelerle telafi ettiklerini anlatıyor. Gülle, süreç bu şekilde iyi yönetildiği takdirde Türk tekstil ihracatının yüzde 40, hazır giyim ihracatının da en az yüzde 20 civarında artacağını belirtiyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika da yaşanan olayların beklendiği gibi tekstil sektörüne olumsuz bir yansıma yapmadığını söyleyen İstanbul Hazır giyim ve Konfeksiyon ihracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise "Özellikle hazır giyim sektörünün neredeyse hiç etkilenmediğini söylemek yanlış olmaz. Zaten bu bölgelere çok ciddi rakamlarda ihracat yapmıyoruz. Bölgenin diğer ülkelerinde artış oldu. Kısacası bir denge var. Abartılacak bir durum yok" diyor. BAZI ÜLKELERE YAPILAN İHRACAT (Ocak-Şubat) TEKSTİL KONFEKSİYON Ülke 2010 2011 Artış 2010 2011 Artış (Milyon $) (Milyon $) (%) (Milyon $) (Milyon $) (%) Fransa 24.5 29.2 19.1 183.3 220.9 20.5 Hollanda 20.6 24.8 20.3 123.0 151.5 23.1 Almanya 56.2 73.3 30.4 582.3 678.3 16.4 İtalya 97.2 157.6 61.5 162.9 174.8 7.3 İngiltere 35.0 43.5 24.3 297.1 327.4 10.1 İrlanda 1.5 0.9-40 11.4 10.6-7.0 Danimarka 3.9 4.0 2.5 71.4 94.5 32.3 Yunanistan 20.9 26.7 27.7 24.7 19.1-22.6 Portekiz 11.1 17.0 53.1 1.8 1.6-11.1 İspanya 23.6 41.6 76.2 169.8 205.0 20.7 Belçika 19.8 22.2 12.1 71.8 77.5 7.9 Norveç 0.3 0.3 0 14.8 16.1 8.7 İsveç 2.8 4.6 64.2 47.5 59.3 24.8 Finlandiya 1.3 3.4 161.5 5.5 7.8 41.8 Avusturya 3.4 5.0 47.0 24.2 24.7 2.0 Polonya 36.9 47.9 29.8 18.7 18.9 1.0 Romanya 40.9 45.5 10.1 29.1 24.0-17.5 Bulgaristan 31.8 34.1 7.3 9.4 14.5 54.2 Rusya 113.0 150.3 33.0 33.5 55.3 65.0 Sırbistan 13.7 12.9-5.9 1.8 0.8-55.5 Fas 18.6 26.8 44.0 2.1 2.4 14.2 Cezayir 15.0 6.0-60 13.6 8.7-36.0 Tunus 18.4 24.3 32.0 8.0 5.6-30 Libya 2.6 6.5 150 8.2 8.3 1.2 Mısır 24.7 26.3 6.4 5.7 4.7-17.5 ABD 20.3 37.2 83.2 59.7 64.7 8.3 Suriye 17.9 24.3 35.7 1.1 1.6 45.4 Irak 8.3 3.4-59.0 26.9 28.2 4.8 İran 43.1 57.1 32.5 15.8 14.0-11.3 Çin 20.4 22.1 8.3 4.3 8.0 86.0 Sayı: 373 - Nisan 2011 9

Güncel İTHALATTA EK VERGİ, TEKSTİLDE YÜZDE 11-20, KONFEKSİYONDA YÜZDE 17-30 ARALIĞINDA OLACAK Bakanlar Kurulu nun 2011/1476 Sayılı İthalat Rejimi Kararına Ek Karar ı, 24 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yerli tekstil ve hazır giyim üreticilerinin ithal ürünlere karşı uğradığı haksız rekabetin önüne geçmek için getirilen vergi, dokuma kumaşta yüzde 11-20, örme ve dokuma konfeksiyon ürünlerinde ise yüzde 17-30 aralığına çekildi. Dış Ticaret Müsteşarlığı 13 Ocak ta Resmi Gazete de yayınlanan tebliğ ile haksız ithalat a dur diyerek koruma önlemleri soruşturması açılmasını ve bu süreçte AB ve serbest ticaret anlaşması yapılan ülkeler hariç belirli kategorilerdeki dokuma kumaşların ithalatından yüzde 30, dokuma ve örme hazır giyim ithalatından ise yüzde 40 a varan oranlarda ek vergi getirilmesini öngörmüştü. Bakanlar Kurulu tarafından yapılan değerlendirme ertesinde, açılan korunma önlemi soruşturması paralelinde, söz konusu tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ithalatında uygulanacak ilave Gümrük Vergisi nin tüm ürün gruplarında 10 ar puan indirilmesine karar verildi. Uygulama, kararın yayınlandığı tarih olan 24 Mart'ı takip eden 120'nci günde, 22 Temmuz 2011 tarihinde yürürlüğe girecek ve ilave Gümrük Vergisi teminata bağlanmak suretiyle tahsil edilecek. İthalat rejiminde dokuma kumaşta 5111, 5112, 5208, 5209, 5210, 5211, 5407, 5408, 5512, 5513, 5514, 5515, 5516 lı, örme konfeksiyonda, 6101, 6102, 6103, 6104, 6105, 6106, 6107, 6108, 6109, 6110 ve 6112 li ve dokuma konfeksiyonda 6201, 6202, 6203, 6204, 6205, 6206, 6207, 6208 ve 6211 li Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu nda (GTİP) yer alan ve Karar da 12 li GTIP pozisyonunda isimleriyle belirtilen ürünlerin ithalatında, ilave gümrük vergisi teminata bağlanmak suretiyle alınacak. Söz konusu Karara göre, AB, EFTA ile Türkiye'nin serbest ticaret anlaşması bulunduğu İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Fas, Batı Şeria ve Gazze Şeridi, Tunus, Suriye, Mısır, Gürcistan, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve Kosova'dan gerçekleştirilecek ithalatta, ilave gümrük vergisi alınmayacak. En az gelişmiş ülkeler (EAGÜ), gelişme yolundaki ülkeler (GYO), özel teşvik düzenlemelerinden yararlanacak ülkeler (ÖTDÜ) ile diğer ülkelerden (DÜ) ithalatta alınacak ve teminata bağlanacak ilave gümrük vergisi oranları, vergi sütunlarında 'artı' işaretinden sonra parantez içerisinde gösterildi. Parantez içinde gösterilen nispi vergi artışı, 'MİN USD/KG' olarak gösterilen miktardan düşük hesaplanması durumunda minimum mik- tarlar, 'MAK USD/KG' olarak gösterilen miktardan yüksek olarak hesaplanması durumunda ise maksimum miktarlar dikkate alınarak söz konusu maktu vergiler ABD Doları cinsinden hesaplanarak teminata bağlanacak. Her halükarda hesaplanan toplam vergi oranı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun'da gösterilen hadlerin yüzde 50 artırılmış düzeyini aşamayacak. Aşması durumunda söz konusu kanunda gösterilen hadlerin yüzde 50 artırılmış düzeyi uygulanacak. DTM, yerli üreticilerin başvurusu üzerine, bazı tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ithalatında, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması'nın eki Korunma Tedbirleri Anlaşması kapsamı dışında olmak üzere, İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar çerçevesinde gümrük vergilerinin yükseltilmesine ilişkin korunma önlemini de içeren soruşturma başlatmıştı. Soruşturma açılmasına ilişkin kararları içeren tebliğler, 13 Ocak 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. Yerli üreticiler, 'dokuma kumaşların' ve 'hazır giyim eş- Sayı: 373 - Nisan 2011 10

yasının' ithalatında son yıllarda artış olduğu ve yerli üretimin bu ithalattan ciddi zarar gördüğü ve ciddi zarar tehdidine maruz kaldığını belirterek, DTM'ye başvurmuştu. Başvuruya ilişkin olarak yapılan ön incelemede yıllar itibarıyla ithalatın seyri ve yerli sanayinin ekonomik göstergelerine bakılmış, soruşturma açılması ve geçici önlem alınması için gerekli şartların oluştuğu tespit edilmişti. Ayrıca İthalat Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ön inceleme raporu, İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu'na sunulmuştu. Kurul, İthalat Genel Müdürlüğü tarafından sunulan ön inceleme raporunu değerlendirmiş ve başvuru konusu eşya için İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde korunma önlemi soruşturması açılmasına karar verirken, söz konusu ürünlerin ithalatında geçici önlem uygulanmasını, geçici korunma önleminin gümrük vergisinde artış şeklinde uygulanmasını önermişti. Kurul; gümrük vergisi artışının, Diğer ülkeler (DÜ) için tekstil ürünlerinde yüzde 30, konfeksiyon ürünlerinde yüzde 40 olarak uygulanmasını önermiş, ayrıca gelişme yolundaki ülkeler (GYÜ), en az gelişmiş ülkeler (EA- GÜ) ve özel teşvik düzenlemelerinden yararlanacak ülkeler (ÖTDÜ) için de yüzde 30-40'ın altında vergi oranları teklif etmişti. Kurul ayrıca, ilave gümrük vergisi için kilogram başına minimum ve maksimum tutarlar belirlemişti. Buna göre, kurul, tekstil ürünlerinde, kilogram başına, DÜ için maksimum 4.5 dolar, minimum 1.25 dolar, GYÜ için maksimum 4 dolar, minimum 1 dolar, EAGÜ ve ÖTDÜ için maksimum 3.75 dolar, minimum 0.75 dolar ilave vergi önermiş ve ilave verginin her halükarda 474 No lu Gümrük Giriş Cetveli Hakkında Kanunda başvuru konusu eşya için gösterilen vergi hadlerinin yüzde 50 fazlasını aşmayacak şekilde sınırlandırılmasını istemişti. Kurul, soruşturma kapsamında konfeksiyon ürünleri ithalatında, DÜ için yüzde 40, GYÜ için yüzde 37, EA- GÜ ve ÖTDÜ için yüzde 27 ilave gümrük oranları, vergi tutarının kilogram başına DÜ'ler için maksimum 20 dolar, minimum 5.5 dolar, GYÜ'ler için maksimum 18 dolar, minimum 4.5 dolar, EA- GÜ ve ÖTDÜ için maksimum 16 dolar, minimum 3.5 dolar olarak önermişti. Bakanlar Kurulu, İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu tarafından önerilen ilave gümrük vergilerini tekstil ürünlerinde yüzde 30'dan yüzde 20'ye, konfeksiyon ürünlerinde ise yüzde 40'tan yüzde 30'a indirerek uygulanmasına karar verdi. DTM'nin yapacağı inceleme sonucunda, tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin yerli üretim ve kullanım durumu tespit edilecek. İnceleme sonucunda, Bakanlar Kurulu nca ilave gümrük vergisi uygulanmamasına karar verilmesi halinde, teminata bağlanan tutar ilgiliye iade edilecek. İnceleme sonucunda, Bakanlar Kurulu nca ilave gümrük vergisinin teminata bağlanan miktardan daha düşük belirlenmesi halinde belirlenen ilave gümrük vergisi ile teminata bağlanan tutar arasındaki fark ilgiliye iade edilecek. Bakanlar Kurulu tarafından ilave gümrük vergisinin teminata bağlanan miktar ile aynı olarak belirlenmesi halinde, teminata bağlanan tutar Hazine'ye irat kaydedilecek. İnceleme sonucunda Bakanlar Kurulu nca ilave gümrük vergisinin teminata bağlanan miktardan daha yüksek olarak belirlenmesi durumunda ise teminata bağlanan tutar Hazine ye irat kaydedilecek, ancak aradaki fark tahsil edilmeyecek. Bakanlar Kurulu tarafından ilave gümrük vergisi teminata bağlanmamış ürüne ilave gümrük vergisi getirilmesi halinde bu karar kapsamında geçmişe yönelik herhangi bir işlem tesis edilmeyecek. DTM'nin Ocak 2011 ayında başlattığı soruşturma için 9 aylık bir süresi olmasına rağmen soruşturmanın bundan daha önce tamamlanması bekleniyor. TEKSTİL VE KONFEKSİYON İTHALATINDA ALINACAK İLAVE VERGİLER DOKUMA KUMAŞ - En az gelişmiş ülkeler (EAGÜ) 0 + (% 11, MİN. 0.75 USD/KG MAK. 3.75 USD/KG) - Özel teşvik düzenlemelerinden yararlanacak ülkeler (ÖTDÜ) 0 + (% 11, MİN. 0.75 USD/KG MAK 3.75 USD/KG) - Gelişme yolundaki ülkeler (GYO) 6.4 + (% 18, MİN. 1 USD/KG MAK. 4 USD/KG) - Diğer ülkeler (DÜ) 8 + (% 20, MİN. 1.25 USD/KG MAK. 4.25 USD/KG) DOKUMA VE ÖRME GİYİM EŞYASI - En az gelişmiş ülkeler (EAGÜ) 0 + (% 17, MİN. 3.5 USD/KG MAK. 16 USD/KG) - Özel teşvik düzenlemelerinden yararlanacak ülkeler (ÖTDÜ) 0 + (% 17, MİN. 3.5 USD/KG MAK. 16 USD/KG) - Gelişme yolundaki ülkeler (GYO) 9.6 + (% 27, MİN 4.5 USD/KG MAK 18 USD/KG) - Diğer ülkeler (DÜ) 12 + (% 30, MİN. 5.5 USD/KG MAK. 20 USD/KG) Not: İlave Gümrük Vergisi oranları, vergi sütunlarında 'artı' işaretinden sonra parantez içerisinde gösterildi. Sayı: 373 - Nisan 2011 11

Bizden SENDİKAMIZDAN İŞ HUKUKU VE ÇALIŞMA HAYATINA İKİ KAYNAK KİTAP Sendikamız geçen ay işletmeler için rehber niteliği taşıyan iki yeni kitap yayınladı. Kitaplardan biri, Prof. Dr. Fevzi Şahlanan'a ait. Şahlanan'ın Aralık 2004 ten bu yana dergimizde yayınlanan Yargıtay Karar incelemeleri, İş Hukuku ile İlgili Yargıtay Kararları: Karar İncelemeleri adıyla kitap haline getirildi. SGK Başmüfettişleri Murat Göktaş ve Cüneyt Olgaç'ın imzasını taşıyan ikinci kitap ise 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hükümleri Çerçevesinde İşveren Uygulama Rehberi' adını taşıyor. Bugüne kadar Türk tekstil sektörü için birçok projeye imza atan Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, geçen ay iki yeni çalışmayı daha tamamladı. Sendikamız, biri çalışma hayatı, diğeri de iş hukuku alanında iki ayrı önemli başucu kitabına imza attı. Kitaplardan biri, sendikamızın yayın organı 'Tekstil İşveren Dergisi'ni takip edenlerin yakından tanıdığı bir isim olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fevzi Şahlanan'a ait. Prof. Şahlanan'ın Aralık 2004 ten bu yana dergimizin Hukuk ekinde yayınlanan yazıları İş Hukuku ile İlgili Yargıtay Kararları: Karar İncelemeleri adıyla kitap haline getirildi. İkinci kitap ise Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hükümleri Çerçevesinde İşveren Uygulama Rehberi' adını taşıyor. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hükümleri çerçevesinde hazırlanan bu kitabı hazırlayanlar ise yine alanında uzman isimler olan SGK Başmüfettişleri Murat Göktaş ve Cüneyt Olgaç. İşletmeler için önemli bir başvuru kaynağı olacağını düşündüğümüz her iki kitabın da geçen ay baskısı tamamlanarak, dağıtımına başlandı. Kitaplarla ilgili bilgi veren sendikamız Genel Sekreteri Başar Ay, İş Hukuku ile İlgili Yargıtay Kararları: Karar İncelemeleri nin gelen yoğun ta- lepler üzerine kitap haline getirildiğini belirtiyor. Başar Ay, Prof. Dr. Fevzi Şahlanan'ın kitabına yazdığı sunuş bölümünde bu süreci şöyle anlatıyor: "Dergimiz içerisinde yer alan Yargıtay Kararları ve karar incelemeleri bölümü, gördüğü yoğun ilgi üzerine Mayıs 2006 sayımızdan itibaren ayrı bir hüviyet kazanarak Hukuk eki haline dönüştürülmüştür. Sendikamızın internet sitesinde de yer alan Hukuk ekimiz işçi ve işveren kesimi arasındaki İş Hukuku na ilişkin davalarla ilgili Yargıtay Kararları ve karar incelemelerine yer vermesi nedeniyle sadece tekstil sektöründe faaliyet gösteren işletmelerimiz için Sayı: 373 - Nisan 2011 12

değil, tüm iş ve hukuk çevreleri tarafından büyük bir beğeni kazanmıştır ve merakla izlenmektedir. Birçok hukuki yayında kaynakça olarak gösterilen Hukuk ekimiz, Aralık 2004 tarihinden itibaren Prof. Dr. Fevzi Şahlanan tarafından hazırlanmaktadır. Gelen yoğun talepleri değerlendiren sendikamız, dergimizde Aralık 2004-Ocak 2011 tarihleri arasında yayınlanan Prof. Dr. Şahlanan ın Yargıtay Kararları ile ilgili yapmış olduğu yorumları kitap haline getirmiş bulunmaktadır Prof. Dr. Fevzi Şahlanan ise kitabın önsözünde, 40 yıllık meslek hayıtının objektif ve hukukun doğru olarak yorumlanması ve uygulanması çabası içinde geçtiğini hatırlatarak, Bu temel anlayış, kitapta yer alan kararların seçiminde ve değerlendirilmesinde de egemen olmuştur diyor. Şahlanan, çalışmanın kitap haline getirilmesini ise şöyle anlatıyor: Bilindiği gibi Yargıtay 9. Hukuku Dairesi nin tarafımızdan seçilen bir kararı her ay Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Dergisi nde değerlendirilmektedir. 2004 yılının Aralık ayında yayınlamaya başladığımız karar incelemeleri aradan geçen 6 yıl içerisinde ciddi bir birikime ulaşmıştır. Başlangıçta sendikanın aylık yayın organı olan dergi içerisinde yer alan karar incelemeleri günümüzde dergi ile birlikte okuyucuya bir 'Hukuk Eki' olarak sunulmaktadır. Dergi içerisinde yer alan veya 'Hukuk Eki' olarak sunulan bu yayınların okuyucunun kolaylıkla ulaşabilmesi ve sözkonusu aylık yayınlar arasında kolaylıkla ilgi kurulabilmesi düşüncesiyle topluca bir kitap olarak yayınlanması uygun görülmüştür." Prof. Dr. Fevzi Şahlanan, Yargıtay Kararları'nın İş Hukuku açısından önemini ise şöyle anlatıyor: "Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nun İş Hukuku na ilişkin kararları, uyuşmazlığa konu somut olayın çözümünün ötesinde, konuya ilişkin mevzuatın uygulanması ve yorumu açısından Yüksek Mahkeme nin görüşlerini ortaya koymakta ve yol gösterici bir nitelik taşımaktadır. Bu kararların akademik çevrelerce bilimsel açıdan objektif olarak değerlendirilmesi ve tartışılması ise yargı ile öğreti arasında karşılıklı bir etkileşim yoluyla İş Hukuku nun gelişimine katkı sağlamaktadır. Bu konudaki yayınların, toplantıların, seminerlerin temel amacı da budur. Nitekim bu olgu akademik çevrelerde olduğu kadar Yargı çevrelerinde de zaman zaman ifade edilmektedir. Çalışma hayatı için önemli rehber Sendikamızın geçen ay yayınladığı ikinci çalışma olan 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hükümleri Çerçevesinde İşveren Uygulama Rehberi' isimli kitapta ise sosyal güvenlikle ilgili son mevzuatları bulmak mümkün. Kitabı SGK Başmüfettişi olan iki isim yazdı. Bu isimlerden Murat Göktaş, 1997 yılında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden mezun oldu. 2008 yılında SGK İstanbul İl Müdür Yardımcılığı görevine atandı. 2009 yılında SGK Başmüfettişliği'ne getirildi. 100 ü aşkın eğitim semineri veren Göktaş, halen Çalışma Hayatı adlı bir de canlı yayın programı yapıyor. Kitaba Göktaş ile birlikte imza atan Cüneyt Olgaç ise 1998 yılında Hacattepe Üniversesi İİBF Maliye Bölümü'nden mezun oldu. Kopenhag Üniversitesi Ekonomi Enstitüsü'nde master programına katıldı. Halen SGK Başmüfettişliği ve Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürüyor. Sosyal Güvenlik Dergisi Genel Yayın yönetmenliği de yapan Olgaç ın çalışma hayatı alanında yayınlanmış 5 kitabı ve 250'den fazla makalesi bulunuyor. Göktaş ve Olgaç'ın sendikamızın katkılarıyla yayınlanan 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hükümleri Çerçevesinde İşveren Uygulama Rehberi kitabında, sosyal güvenliğin temel kavramlarından işyerinin tesciline veya devrine kadar birçok konuda tanımlar ve mevzuata yer veriliyor. Kitapta sosyal güvenlikte primler ve teşvik uygulamaları başlığı altında prim oranları, genel sağlık sigortası primi, işsizlik sigortası primi, sigorta prim teşvikleri, yemek parası, çocuk zammı, aile yardımı ve kıdem-ihbar tazminatı konularındaki mevzuatlar yer alıyor. Kitabın 'aylık prim-hizmet belgelerinin sosyal güvenlik kurumuna verilmesine dair usul ve esaslar' başlığı altındaki bölümünde ise e-bildirgeden bildirime ilişkin sürelere kadar tüm detaylı mevzuata ulaşmak mümkün. Kitapta asgari işçilik uygulaması ve uzlaşma müessesesi ise ayrı bir başlık altında inceleniyor. Yine sosyal güvenlik sistemindeki para cezaları da ayrı başlıkta konu ediliyor. İş kazasının tanımından meslek hastalığının tanım ve kapsamına, geçici iş görememezlik ödeneğinden ölüm geliri ve bağlanma usulllerine kadar birçok konuya açıklık getiren kitapta ayrıca terimler sözlüğü ve örnek bildirim formları da ek olarak yer alıyor. Sendikamız Genel Sekreteri Başar Ay, kitap için hazırlanan sunuş yazısında Türk çalışma hayatının ilklerine imza atan ve yalnızca iş barışının değil ülke ekonomisinin de sigortası olma misyonunu sürdüren Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası'nın, ülke istikrarına ve Türk milli eğitimine her zaman büyük katkılar sağlayan bir teşkilat olarak çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, bu doğrultuda sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yer alan mesleki konularda üye işyerlerini ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapılan yayınlara bir yenisinin daha eklendiğine dikkat çekiyor. Ay, "Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yürürlüğe konulan hükümlerin uygulama esaslarını anlatan bu eseri, değerli üyelerimiz için bir başvuru kaynağı olması temennisi ile işletmelerin beğenisine sunuyoruz" diyor. Sayı: 373 - Nisan 2011 13

Vergi Dünyası YURTDIŞI HEDİYELİK EŞYADA BAZI İNCE NOKTALAR Nisan ayı geldi. Yurtdışına çıkışlar yavaş yavaş hızlanacak. Yurtdışına çıkanlar, Türkiye ye beraberlerinde (yurtdışında aldıkları da dahil) kişisel eşyaları ve hediyelik eşyalarla birlikte dönüyorlar. Bunun dışında bir de yurtdışından posta ile gelen eşyalar var. Bilmeyenler olabilir, bu konuda bazı düzenlemeler oldu ve önceki uygulamalar değişti. Bu yazımızda, son durumu Gümrükler Genel Müdürlüğü nün 2010/46 Sayılı Genelgesi doğrultusunda açıklayacağız. Yolcu beraberi eşya Yurtdışından, yolcu beraberinde getirilen eşyalarla ilgili ikili bir ayırım var. 1. Kişisel Eşya: Yurtdışına çıkanlar, ülkeye dönerken beraberlerinde bir kısmını da yurtdışından aldıkları kişisel eşyaları getiriyorlar. Bu konuda rahatlatıcı bir haber verelim; gümrük vergisi açısından yurtdışından getirilen kişisel eşyaların değeri yönünden herhangi bir sınırlama yok. Örneğin, 5 bin ya da 25 bin dolarlık kişisel eşya (yurtdışında alınanlar dâhil) getirilebilir. Hiçbir vergi ödenmez. Ancak 2009/15481 Sayılı Kararname Eki Ek-9 daki listede yer alan eşyalar (sigara, alkol, kozmetik ürünler, elektronik/dijital eşya, vs.) için, değerine bakılmaksızın karşılarında yazılan miktarlarla sınırlı bir kısıtlama var. 2. Hediyelik Eşya: Yurtdışından getirilen hediyelik eşyalarda 430 Euro luk bir sınırlama var. Hediyelik eşyanın değeri bu tutarı aşarsa, aşan kısım; - AB ülkelerinden getirilen hediyelik eşyalar için yüzde 18, - AB dışındaki ülkelerden getirilen hediyelik eşyalar için yüzde 20, oranında vergiye tabi tutuluyor. Sayı: 373 - Nisan 2011 14

Prof. Dr. Şükrü KIZILOT Hemen belirtelim, hangi eşyaların kişisel, hangilerinin hediyelik eşya olduğu, gümrük muayene memurunun takdirine bağlı. Posta ile gelen Posta ile gelen eşyalarda muafiyet 430 değil 150 Euro ile sınırlı. Buna göre, gönderim başına değeri 150 Euro yu aşmayan eşyalar vergiden muaf. Gümrük yetkilileri, posta ile gelen eşyalara, hangi sıklıkta geldiğine göre bakıyor ve devamlılık arz ettiği kanaatine vardıkları takdirde, 150 Euro luk muafiyeti de uygulamadan, ticari eşya olarak değerlendiriyorlar. Posta ile gelen, ticari bir özellik taşımayan ve değeri 151-1.500 Euro arasında olan eşyalar; AB ülkelerinden gönderilmişse yüzde 18, bunun dışındaki ülkelerden gönderilmişse, yüzde 20 oranında vergiye tabi tutuluyor. Değeri 1.500 Euro nun üzerinde olan posta ya da kargo ile gelen mallar ise mal ithalatı kapsamında değerlendiriliyor. Cep telefonu Cep telefonunun (TV, müzik çalar ve video oynatabilme özelliğine sahip olanlar dâhil) vergiden muaf olabilmesi için yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde olması gerekiyor. Her bir yolcunun, iki takvim yılında bir adet ile sınırlı olmak üzere, telefonun değerine bakılmaksızın cep telefonunu gümrük vergilerinden muaf olarak yurda getirmeleri mümkün. Kullanılabilmesi için telefonun yurda girişten itibaren bir ay içinde GSM operatörlerinin yetkili mağazalarına gidilip pasaporta yazdırılması gerekiyor. Ayrıca hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenerek cep telefonu getirilmesi mümkün değil. Yurtdışına gidenlerin, bu yazıyı gitmeden önce bir daha okumalarında yarar var. 5.000 dolarlık sınır Konumuz yurtdışına çıkışla da ilgili. Bu nedenle, yurtdışına çıkışta beraberinizde taşıyacağınız nakit parayı da hatırlatalım. Yurtdışına çıkarken, kişi başına 5 bin dolar ya da buna eşit yabancı parayı yanınızda çıkartabiliyorsunuz. Daha fazla olursa, müsadere ediliyor ve ceza kesiliyor. Banka kartı ile harcama yönünden ise hiçbir sınırlama yok. Kartınızın ya da kartlarınızın durumuna göre 50 bin ya da 200 bin dolar harcayabilirsiniz. Yurtdışına para havale etmeniz yönünden de sorun yok. 50 bin ya da 500 bin doları hiçbir sorgu sual olmadan havale edebilirsiniz. Ancak beraberinizde 5 bin doların üzerinde para olursa, işin rengi değişiyor. Nasıl, fıkra gibi değil mi? Sayı: 373 - Nisan 2011 15

Konferans BU FIRSAT BİR DAHA GELMEZ, TORBA YASA FIRSATINI KAÇIRMAYIN Kamuoyunda 'Torba Yasa' olarak bilinen borçların yeniden yapılandırılmasını öngören kanundan yararlanmak için zaman azalıyor. Yasa, sendikamızın Danışma Kurulu Toplantısı'nda Şükrü Kızılot ve Ekrem Sarısu'nun da katıldığı toplantıda masaya yatırıldı. Konuşmacılar yasanın büyük bir fırsat olduğunu belirterek, 2 Mayıs'a kadar herkesi başvuru yapmaya çağırdılar. Kamuoyunda 'Torba Yasa' olarak bilinen borçların yeniden yapılandırılmasını öngören kanun sendikamızın Danışma Kurulu Toplantısı'nda masaya yatırıldı. Toplantıda, Gazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölüm Başkanı ve dergimiz yazarı Şükrü Kızılot ile Posta Gazetesi yazarı Ekrem Sarısu, uygulamanın mali ve sosyal güvenlikle ilgili bölümleri hakkında üyelerimize bilgi verdi. Toplantının açılışında konuşan sendikamız Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin, düzenlemenin herkesin menfaatine olduğunu belirterek, "Yasada çok güzel şeyler var. Ama bunlar bedavayla kapanacak şeyler değil. Yani bir miktar parasını verirseniz büyük yükten kurtulabiliyorsunuz. Eğer 'Parayı vermeden ben bundan sıyrılayım' diyorsanız, onu yapamıyorsunuz. Üstünüzdeki bu yükten kurtulmak istiyorsanız, bir miktar para verip bu fırsattan istifade etmeliyiz. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında ilk defa bu kadar geniş kapsamlı, af diyeceğimiz bir fırsat çıkmıştır" dedi. Daha sonra söz alan Şükrü Kızılot ise Torba Yasa'nın adının bile 832 kelimeden oluştuğunu ve 141 adet yasada değişiklik yaptığını belirterek, "Kapsama giren alacaklar yönüyle baktığımızda, gazetelerden okuduğunuz; vergiler, idari para cezaları, sosyal güvenlik primi, odalara olan aidat borçları, elektrik, su, doğalgaz borçları, kaynak kullanım destekleme primi, liste uzayıp gidiyor ve 31 Aralık 2010 tarihine kadar olan borçları ve bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannameleri Sayı: 373 - Nisan 2011 16

kapsıyor. Bu yönüyle neredeyse herkesi ilgilendiriyor" şeklinde konuştu. Devletin birikmiş alacağının ciddi boyutta olduğunu belirten Şükrü Kızılot, "2011 yılı bütçesinde herhangi bir tahsilat konulmamış durumda. SSK, Bağ-Kur ve vergi yapılandırılmasıyla ilgili alacakların belli bir kısmı 2011 yılında tahsil edilecek. Ama 2011 yılı bütçesi hazırlanırken ve kabul edildiği aşamada da buradan bir lira gelir gözükmüyor ve kuşkusuz buradan devlete ciddi anlamda bir gelir olacak. Mayıs ayında ödemeler başlayacak. O yüzden 2011 yılında bütçenin zaman zaman fazlalık vereceğini görebileceğiz. O sevindirici bir şey" dedi. Anaparada indirim olmadığını söyleyen Kızılot, şunları söyledi: "Faizler siliniyor ve yeniden hesaplanıyor; düşük oranlı bir faiz ve 36 aya kadar vade oluyor. Örneğin, 2005 yılında 38 olan oran TEFE oranına göre alındığında 13 te 1 e falan iniyor. Gecikme faizi ve gecikme zammı oranları yıllara göre değişiyor. TEFE oranları da değişiyor. Şöyle bir cümle kullanırsam çok yanlış olmaz: Birikmiş borçların işlemiş faizlerinin ortalama olarak 4 te 3 ü silinecek, 4 te 1 i tahsil edilecek, dersem genel mesajı vermiş olurum. Borcu olanlar başvuru süresini aman kaçırmasınlar. 2 Mayıs'ta bitiyor. Bu tarihe kadar dilekçelerin verilmesi gerekiyor. Ondan sonra da ödemeler başlıyor. Yani Mayıs ta vergilerin taksiti, Haziran da da sigorta primlerinin taksitleri başlıyor. Bakanlar Kurulu nun bir ay uzatma yetkisi var. Tahmin ediyorum uzatacak. Ayrıca ödemelerin aksama noktası da çok önemli. İkiden fazla bir takvim yılında aksatma olmayacak. Yani 1 Ocak-31 Aralık arasındaki döneme takvim yılı diyoruz. Bir takvim yılında ikiden fazla aksaklık olmayacak. Aksayan taksitlere her ay yüzde 1.40 faiz uygulanacak. Üç tane aksarsa o zaman 'yok arkadaş sen hakkını kaybettin' denecek. Eskiye dönecek, o nedenle ne yapıp yapıp, bulup buluşturup bunu ödemek gerekiyor. Ciddi de bir tahsilat olacağa benziyor. Çünkü iş sıkı tutuluyor bu kez." Yasadaki bazı konulara da açıklık getiren Şükrü Kızılot, "Eğer haciz varsa, hacizler kalkmayacak, devam edecek. Sadece ödenen kısma isabet eden haciz kalkacak. O da çok düşük oranlı bir kısım. Ama banka kartıyla ödenirse, onların tamamı peşin ödeme gibi kabul edilecek. Fakat faizi uygulanacak. Maliye 'seçenekleri biliyorsunuz, durumunuza göre kararınızı siz verin' diyor. Ayrıca 'Peşin ödersek indirim var mı' diye çok soruyorlar. Hayır, peşin ödemeye kesinlikle indirim yok. Anaparada hiçbir şekilde bir indirim söz konusu değil. Ama vadeli ödeyenle, peşin ödeyen arasında bir ayırım yapılmış, O da şu; her yıl için yüzde 5 faiz konmuş. Bir yıl vadeli mi ödeyeceksiniz 12 ay, onun üzerine yüzde 5 ekliyor toplam borcunuz ortaya çıkıyor. 36 aya kadar taksit imkânı sağlanıyor. 36 ay bildiğiniz gibi üç yıl ettiği için toplam yüzde 15 faiz eklenecek. Ve her yıl itibarıyla da ikiden fazla taksitin aksatılmaması gerekiyor. Bunu bir kez daha belirteyim. Bu, normal bildiğimiz esnaf, sanatkar, tüccar, şirket, vatandaşla ilgili tablo" dedi. Sadece futbol kulüpleri için 84 ay taksit imkânı tanındığını da anlatan Şükrü Kızılot, İl Özel İdareleri ve belediyelere olan borçlarda da 36 taksitte 72 ayı bulabilen bir ödeme kolaylığı yapılacağına dikkat çekti. Şükrü Kızılot, matrah artırımı konusunda ise şu bilgileri verdi: "Genel olarak biliyorsunuz bundan önceki yıllarda da uygulandığı için matrah artırımında vergi incelemesi yok. Burada öncelikle şu ipucunu vermek istiyorum. Varlık Barışı Yasası çıktı, bazı şirketler veya işadamları yüzde 2 ödeyerek ya yurtdışından para getirdiler ya da yurtiçinde belli bir miktar beyanda bulundular. Burada da o durumda olanlar var. Şimdi bu matrah artırımı 2006 dan başlıyor, 2006, 2007, 2008, 2009 varlık barışından dolayı eğer beyanda bulunduysanız matrah artırımı yapmanıza gerek yok. Hatta o Varlık Barışı'ndan getirdiğiniz para, matrah artırımından daha sağlam bir para. Şöyle ki: İşlemi itibarıyla hem Gelir Vergisi yönünden hem Kurumlar Vergisi yönünden hem KDV yönünden bütün matrah farklarını kapsıyordu. Oysa burada matrah artırımında her bir vergi türü için ayrı ayrı artırım, ayrı ayrı vergi ödemek gerekiyor. Matrah artırımı yapanlar 2006-2007 yi artırmazsanız olabilir. Dikkat çekmek istiyorum: Sonradan unutulabilir, 'Biz atladık, dört yıllık birden matrahı artırdık oysa biz iki yıllık da varlık barışından ödeme yapmıştık' dememeniz için belki notlarınıza, o durumda olanlar, varlık barışını unutma, diye kendi kendinize bir not düşmenizde yarar var. Önce Ku- Sayı: 373 - Nisan 2011 17

Konferans 30 Kasım 2010 ve geçmiş aylara ait prim borçlarının aftan yararlandığını belirten Ekrem Sarısu, şunları söyledi: "İdari para cezalarında da 31 Aralık 2010 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin olarak kesilen idari para cezaları af kapsamında. Af kapsamından yararlanmak için öncelikle 2 Mayıs 2011 tarihine kadar bir başvuru yapmamız şart. Ama beklemeyin, hemen yarın gidip başvurunuzu yapın. Neden, derseniz; başvuru hemen para ödeme anlamına gelmiyor. Prim borçlarını yapılandırdığımızda peşin ödeyebiliyoruz, 36 aya kadar taksitle ödeyebiliyoruz. Peşin ödemenin güzel tarafı şu, Haziran 2011 Perşembe günü mesai saati sonuna kadar yaptığımız ödemeler peşin sayılıyor ve kanunun yayınlandığı 25 Şubat 2011 ile 30 Haziran 2011 tarihleri arasındaki dönem için herhangi bir faiz, fark ödemiyoruz. Bu güzel bir imkân. Prim borçlarının aslından silinme yok, aslını ödüyoruz. Gecikme cezası ve gecikme zamları siliniyor. Bunların yerine de enflasyon oranında bir gecikme zammı hesaplanıyor. Gerçekten çok ciddi ve büyük avantajlar var. Bir yılda altı eşit taksitle ödersek borca yüzde 5, 1.5 yılda dokuz eşit taksitte ödersek yüzde 7, 2 yılda 12 eşit taksitle ödersek yüzde 10, 3 yılda 18 eşit taksitle ödersek yüzde 15 taksitlendirme faizi ilave ediliyor. Taksit şöyle hesaplanıyor: Prim borcunun aslı, prim borcuna vade tarihinden kanunun yayınlandığı 25 Şubat 2011 tarumlar Vergisi yönünden bahsedersek, 'şirketinizin beyan ettiği kazancı 2009 yılında yüzde 5 artırın' deniyor. Geriye dönük de 20, 25, 30 artırdığınızda ve bununla ilgili olarak da yüzde 20 oranında bir vergi ödediğinizde vergi incelemesi, kurumlar vergisi yönünden yapılmayacak. Vergisini düzenli olarak ödeyenlere burada bir avantaj sağlanarak 'yüzde 15 olacak' deniyor. Diyelim ki şirketiniz 2009'da 200 bin lira kazanç bildirmiş. Yüzde 15 artıracak. 30 bin lira yapar. 30 bin liranın eğer vergisini düzenli ödediyseniz 30 bin liranın yüzde 15 i 4 bin 500 lira eder. 4 bin 500 liralık bir artırım yaptığınızda vergide, ödediğinizde, vergi incelemesi yapılmayacak. Eğer 2009 da vergilerinizi biraz aksatmışsanız o zaman yüzde 20 den ödeyeceksiniz. Diğer yıllarda da gördüğünüz gibi 2008 yılı yüzde 20 artırılacak, 2007 yılı yüzde 25 artırılacak, 2006 yılı ise yüzde 30 artırılacak. Bu arada bana göre 2006 yılını artırmasanız da olabilir, diye düşünüyorum. Nedeni de şu: Maliye Bakanlığı'ndaki yetkili, 'Biz incelemelerde frene bastık. 2006 yılında kimseyi incelemeyi istemiyoruz. Matrah artırımları için belli bir süre var. Arkadaşlarımıza söyleyeceğiz bırakın defteri kitabı, elinizdekileri bir an önce temizleyin ve gidin il il dolaşın, anlatın, devlete de para lazım, bunları izah edin, diyeceğiz. Ve ondan sonra da 2012 den başlayarak bir strateji belirleyeceğiz' dedi. Dolayısıyla 2006 yılının bundan sonra inceleme istenmesi zayıf bir ihtimal. Hepinizin de bildiği gibi 2006 yılı, 2011 yılının sonunda zaman aşımına uğruyor. 2006 yılının, 2012 de inceleme istenmesi hukuken mümkün değil. Kişisel görüşüm bu, tabii ki kararı siz vereceksiniz. Eğer şirket çok düşük kazanç bildirdiyse veya zarar ettiyse o zaman Maliye, '2009 yılında 24 bin 460 liradan aşağı kabul etmem' diyor. Mesela şirketiniz 100 bin lira kazanç bildirdi. Yüzde 15 artırırsa 15 bin lira eder. O zaman 15 bin liranın vergisini ödemek yerine Maliye, '24 bin 460 liradan aşağıyı kabul etmiyorum. Asgari matrahın bu olacak' diyor. Gelir Vergisi yönünden de oranlar Kurumlar Vergisi'ndeki gibi aynı 15, 20, 25. Yani 2006, 2007, 2008, 2009 da gelir elde etmiş olup, bu gelirini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar, matrah artırımı yapıp kurtulabilecekler. Kira geliriniz var bildirmediniz, çok komik rakamlarla bunları sıfırlıyorsunuz. 2009 yılında 1 milyon kira gelirini bildirmeyen birisi 489 lira ödediğinde 'sen 2009 da kira geliri elde etmişsin hani bunun vergisi' denilemeyecek. Eş dost, komşu varsa yani dört yıldır gizleyen birisi, 1.700 lira civarında ödediğinde isterse 4 yılda bir milyon lira kira gizlesin, ona bundan sorgu sual yok. Para ödemeye alışık değilim, tansiyonum yükselir, diyorsa 36 aya kadar da vade var. Kaçırılacak fırsat değil." Sosyal güvenlik uygulamaları Torba Yasa'yı çalışma hayatı açısından yorumlayan Ekrem Sarusu ise Torba Yasa 'nın sosyal güvenlik prim borçlarını da yeniden yapılandırdığına dikkat çekerek, "Yasa SSK prim borcu, Bağ-Kur prim borcu, isteğe bağlı prim borcu, sigortalılıkları durdurulanların borcu, özel inşaatlar ve ihale konusu işleri nedeniyle asgari işçilik üzerinden hesaplanan prim borçları, idari para cezaları, işverenlere iş kazası ve meslek hastalığından işverenlerimize rücu edilen borçlar, sosyal güvenlik kurumunun yaptığı fazla ve yersiz ödemeler ve sosyal güvenlik kurumuna olan kira borçları yeniden yapılandırılıyor" dedi. Sayı: 373 - Nisan 2011 18

rihine kadar hesaplanan enflasyon faizi, bir de taksit seçeneğimize göre hesaplanan taksitlendirme faizini yazıp topluyoruz, tercih ettiğimiz taksit sayısına böldüğümüzde ödeyeceğimiz taksit tutarı çıkıyor. Taksitleri her ay ödemiyoruz, iki ayda bir ödüyoruz. İlk taksit 30 Haziran 2011 Perşembe günü mesai saati sonuna kadar ödeniyor. Ancak dava açılmaması gerekiyor. Bu konuda açılmış davamız varsa vazgeçiyoruz, kanuni yollara başvurmuyoruz. İsteğe bağlı sigorta borçları da, prim borçları da af kanunundan yararlanıyor. İşadamlarımızın bir bölümü isteğe bağlı sigortalı veya eşi çocukları, ailesinde, çevresinde çok sayıda isteğe bağlı sigortalı var. İsteğe bağlı prim borçları da 30 Kasım 2010 ve geçmiş aylar olacak. Af kanununun yayınlandığı 25 Şubat 2011 tarihine kadar ödenmemiş bulunacak. İsteğe bağlı prim borçlarında da aynı 2 Mayıs'a kadar başvuru var. İşadamlarımızı ilgilendiren çok önemli ve bilinmeyen bir konu da sosyal güvenlik destek primi borçları. Sosyal güvenlik destek primi borçları da yararlanıyor. Destek primi şu: Sisteme 8 Eylül 1999 tarihinde geldi. Biliyorsunuz 8 Eylül 99 da bir kanun çıktı, emekli olmayı oldukça zorlaştırdı. Emekli olma çok zorlaştığı için de toplum buna 'mezarda emeklilik yasası' dedi. Emekli olup emekli aylığını kestirmeden Bağ-Kur'lu olmayı gerektiren bir iş yapan yani kendi nam ve hesabına çalışan şirket ortağı olan anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyeliği yapanların, sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekir. Bunu kimse bilmiyor, çoğu kişi de ödemedi. Şu anda on bin lira civarında ortalama borç geliyor. Destek primi 8 Eylül 1999 da Bağ-Kur'dan emekli olanlara geldi. 2 Ağustos 2003 te de diğer kurumlardan yani SSK, Emekli Sandığı ve sigorta ve bankaların özel vakıf emekli sandıklarından emekli olanlar için geldi. Sonra siyasi otorite bu güzel tatlı bir para, çünkü destek priminin hep getirisi var götürüsü yok, tekrar bir yasa yaptılar. 28 Ocak 2004 tarihinden sonra da tüm şirket ortakları, anonim şirketin yönetim kurulu başkanları, anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri ve kurucu ortak, anonim şirket kurucu ortakları için de bu zorunluluk geldi. Ama 1 Ekim 2008 den itibaren anonim şirket kurucu ortakları Bağ-Kur sigortalısı olma zorunluluğundan çıktığı için kurucu ortaklar için 1 Ekim 2008 den sonra bu zorunluluk yok. Destek primi borcu için aftan yararlanmak için öncelikle 2 Mayıs'a kadar gidip bir destek primi tescili yaptırmak gerekiyor. Tahakkuk eden prim borcunun aslını ve enflasyon oranında hesaplanan gecikme bedelini aynı diğerleri gibi klasik şekilde Haziran sonuna kadar ödersek başka bir bedel ödemeden, ama taksitle ödersek tercih ettiğimiz takside göre makul bir faiz ilave edilecek ve gecikme cezası ve gecikme zammının tamamı silinecek. Bir sıkıntılı konu da özel inşaat ve ihale konusu işlerdeki asgari işçilik üzerinden hesaplanan primler. Özel inşaatlar bittiğinde dosyasının kapatılıp belediyeden iskân, oturma izni alabilmek için SSK ya gidip bir ilişiksizlik belgesi almamız gerekiyor. O belgeyi istediğimizde de SSK dosyayı açıyor, inşaatın maliyetine göre bir işçilik bildirilmiş mi, bildirilmemiş mi onu kontrol ediyor, eksik işçilik bildirildiyse onu çıkartıyor. Onun üzerinden bir prim hesaplıyor. Onu ödersek ilişiksizlik belgesi alıp belediyeye götürüp iskân belgesi alıyoruz. İşte bundan dolayıdır ki büyük kentlerde konutların, binaların çok büyük bir bölümü, yüzde 80 e yakın olduğu ifade ediliyor maalesef oturma izni, iskânı yok. İşte yasa buna da imkân getiriyor 30 Kasım 2010 tarihinden önce bitmiş olan özel inşaatlar ve ihale konusu işler için eksik işçilik primi tebliğ edilmişse kuruma başvurarak ödeyebilirsiniz." Sayı: 373 - Nisan 2011 19