KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİ. Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ 2015-2016 Güz Dönemi



Benzer belgeler
KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİ. Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ Güz Dönemi

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

Nar, Kestane ve Enginar Döllenme Biyolojisi

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

ERİK YETİŞTİRİCİLİĞİ ERİK FİDANI VE AĞACI İKLİM İSTEKLERİ

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Çayın Bitkisel Özellikleri

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Meyva Bahçesi Tesisi

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

Ceviz Yetiştiriciliği

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı. Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı)

Ümit SERDAR Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, SAMSUN. Geliş Tarihi:

ASMANIN ÇOĞALTILMASI

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ

zeytinist

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU. Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Ferragnes Badem Çeşidi ve Özellikleri. Badem Yetişriciliği İklim ve Toprak Özellikleri

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

Bu anaçlar tohumla üretilir. Yabani elmaların tohumundan elde edilen bitkilere çöğür, kültür çeşitlerinin tohumdan elde edilenlere ise yoz denir.

Çelikle Çay Üretimi. Ayhan Haznedar -Ziraat Mühendisi

Bağcılıkta Yeşil (Yaz) Budaması Uygulamaları

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır.

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERDE TANE

Taksonomi. Familya: Compositea Tür : Cichorium endive Çeşit : Cichorium intybus (witloof)

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bahçıvanlık kursu 2015

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

CEVİZ (JUGLANS) YETİŞTİRİCİLİĞİ

Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

: Menşe Adı : Kale Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı Başvuru Sahibinin Adresi : Hükümet Konağı Kale/DENİZLİ Ürünün Adı

BAKLAGİLLER Familya: Leguminosae Alt familya: Cins: Tür: Cins: Tür: Cins: Tür: Cins: Tür:

Gemlik Zeytini. Gemlik

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU

Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

Budama, seyreltme, gübreleme gibi bahçe işleri daha kolay ve ekonomik olarak yapılabilir.

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Yaklaşık ton üretimle

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

CEVİZ YETİŞTİRİCİLİĞİ 1.CEVİZ BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ EKOLOJİK İSTEKLERİ 1.1. AĞACIN GÖRÜNÜMÜ Tohumdan gelişen ceviz ağaçları çok gösterişlidir.

İbreliler. Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Sequoiadendron giganteum (Mamut Ağacı) Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR SAÜ PMYO

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

BAHÇE BİTKİLERİNİN ÇOĞALTILMASI

mümkün olduğu takdirde hasta fidecikleri yakmak gerekir. Ayrıca sık ekimlerden kaçınmalı, tohum gerektiğinden daha fazla derine ekilmemeli, aşırı

Orman Altı Odunsu Bitkiler

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

AHUDUDUÇEŞİTLERİ. Şadan Yakut Doç. Dr. Hüdai Yılmaz.

MEYVECİLİKTE BUDAMA GENEL PRENSİPLER

GENUS: ABİES (GÖKNARLAR)

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR

ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER

BÖRÜLCE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Börülce YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever. Organik madde oranı

AYVANIN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

Antepfıstığında Gübreleme

CEVİZ YETİŞTİRİCİLİĞİ

VEJETATİF ÇOĞALTMA (EŞEYSİZ)

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

Uygun koşullar altında gelişen bir bitkinin ilk çiçek taslaklarının görüldüğü zamana kadar geçen dönemi gençlik (juvenile) olarak isimlendirilir.

Umbelliferae. Daucus carota L. (HAVUÇ) Apium graveolens var. dulce (YAPRAK KEREVİZİ) Apium graveolens var. rapaceum (KÖK KEREVİZİ) Anethum graveolens

Japon Erik Fidanı -Japon Erik Ağacı ve

Yarı bodur çeşitlerin gelişmeleri ve yetiştirilmeleri diğerlerinden farklılık göstermektedir. Bu farklı özellikleri şöylece sıralayabiliriz;

Picea (Ladin) Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin)

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde, su tutan ağır (killi) topraklarda dikimden evvel drenaj problemi halledilmelidir.

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ

BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola

DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

Sulama Ot Mücadelesi ve Çapalama Gübreleme ve Toprak Islahı Seyreltme Gölgeleme veya Siperleme Budama Yerinde Kök Kesimi

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

Odunsu (Sert) Çeliklerle üretme

Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

Transkript:

KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİ Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ 2015-2016 Güz Dönemi

Yaprağını döken meyveler grubunda yer alan kestane, dünya üzerinde ılıman iklim kuşağının nemli, yağışlı ve nispeten serin bölgelerinde yayılmıştır. Kestanenin, dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış 12 kadar türü bulunmaktadır.

KESTANENİN BİTKİ SİSTEMATİĞİNDEKİ YERİ Kestane, bitkiler aleminin Fagales takımına, Fagaceae familyasının Castanea cinsine girmektedir. Kestanenin kültür bakımından önemli birkaç türü bulunmaktadır. Bu türler, dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelmiştir.

AVRUPA KESTANELERİ (C. SATİVA MİLL.) Yayılma alanı en geniş olan kestane türüdür. İspanya dan başlayarak, doğuya doğru Güney ve Orta Avrupa, Balkanlar, Anadolu üzerinden Kafkaslara kadar yayılım gösterir. Kuzey Afrika da da bulunur. Bu türün birçok formu vardır. Meyveleri yenir. Süs ağacı olarak da önem kazanmıştır. Botanikçiler tarafından C. vesca, C. vulgaris, Fagus castanea şeklinde de adlandırılmıştır.

AVRUPA KESTANELERİ (C. SATİVA MİLL.) Ağaçları 30 m kadar yükselebilir. Tomurcukları iridir. Yaprakları uzun, mızrak şeklinde ve uçları sivridir. Yapraklarının boyu 8-25 cm, kenarları iri ve testere dişlidir. Genç yapraklarının alt yüzeyi tüylüdür. Yaprağın üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi açık yeşildir. Meyve genişliği 2.5 cm olup, bir yumak (kirpi)içerisinde genellikle 2-3 adet kestane bulun

AMERİKAN KESTANELERİ (C.DENTATA BORKH.) Kuzey Amerika da yayılmıştır. Dik ve uzun boylu ağaçları 30 m kadar yükselebilir. Yaprakları uzun, tüysüz ve iri dişlidir. Yaprak boyu 12-24 cm ve mızrak şeklindedir. Meyveleri çok küçük (150-320 meyve/ 1 kg), tatlı, tohum zarları tohumdan kolay ayrılır. Bir yumak içerisinde 2-3 adet kestane bulunur. Meyveler yumak içerisine sıkıca yerleşmiştir.

JAPON KESTANELERİ (C. CRENATA SİEB. & ZUCC.) Japonya nın yerli bitkilerindendir. Meyveleri yenir. Süs ağacı olarak da kullanılır. Diğer kestane türlerine göre daha küçük ağaçlar meydana getirir. Ağaçları 10 m boyunda veya daha alçak boyludur. Tomurcukları küçüktür. Yaprakları uzun (8-16 cm) ve sivri uçlu, yaprak kenarları kertiklidir.

JAPON KESTANELERİ (C. CRENATA SİEB. & ZUCC.) Yumağın dikenleri kısa ve enli olup, dallanma gösterir. Meyve genişliği 2.5 cm den fazladır. Diğer türlere göre bodur geliştiğinden, erken meyveye yatar. Kestane kanserine dayanımı, Çin kestaneleri kadar iyi değildir. Meyveleri en iri olan türdür. Bir yumakta 2-3 meyve bir arada bulunur.

ÇİN KESTANELERİ (C. MOLLİSSİMA BL.) Çin in orta ve kuzey bölgelerine yayılmıştır. Meyveleri yenir. Süs ağacı olarak da kullanılır. Geniş bir iklim ve toprak koşullarına adaptasyon yeteneğine sahiptir. Ağaçları dinlenme döneminde -29 C ye kadar dayanabilir. Kestane kanserine en dayanıklı türdür.

ÇİN KESTANELERİ (C. MOLLİSSİMA BL.) Ağaçları 20 m kadar boylanırlar. Yaprak uzunluğu 8-15 cm, kenarları iri dişli, alt yüzü tüylü, ucu sivridir. Bir yumak içerisinde 2-3 meyve bulunur. Meyve iriliği tiplere göre çok değişir. 60-300 adet meyve / 1 kg Meyve kalitesi en düşük olan kestane türüdür. Diğer türlerin kalitesi birbirine yakındır.

KESTANENİN ANAVATANI VE YAYILIŞI Avrupa kestaneleri, Akdeniz ülkelerinin yerli bir türüdür. Bu türün anavatanının neresi olduğu bilinmemekle birlikte Anadolu olması kuvvetli bir ihtimaldir. Akdeniz dışında kestane Fransa, Batı İsviçre, Batı Almanya, Güney Hollanda, Belçika, Güney İngiltere ve İrlanda da da yetiştirilmektedir. Kestane Anadolu da Doğu Karadeniz den başlayarak, tüm Karadeniz boyunca yayılmakta, Marmara çevresi ve Batı Anadolu dan Antalya kıyılarına kadar ulaşmaktadır.

BESİN DEĞERİ (100 GR)

BESİN DEĞERİ Taze kestane meyvesinde; % 40-45 oranında karbonhidrat % 5 yağ % 5 protein % 40-45 nem bulunur. Kestanenin yağ içeriği düşük, kolestrol içeriği sıfırdır. Düşük oranda Na, yüksek oranda K içerir. Orta düzeyde, ancak yüksek kalitede proteine sahiptir. Bu nedenle, kaliteli ve enerji verici bir besindir.

BESİN DEĞERİ Kestane çiçekleri, bal elde edilmesinde arıcılık bakımından önemlidir. Ağacının çeşitli kısımlarından, dericilikte önemli olan tanen elde edilir. Kestanenin odun ve kabuğunda % 6-12 oranında tanen bulunur. Dayanıklı olan odunu çeşitli amaçlarla kullanılır.

BESİN DEĞERİ Kestane meyveleri taze olarak suda veya sütte pişirilmiş, ateşte közlenmiş olarak tüketildiği gibi, işlenmiş olarak da tüketilir. Kurutulmuş kestanelerden elde edilen un, İspanya da "kestane ekmeği" ve bunun yanı sıra, bazı özel yemek ve çorbaların yapımında kullanılır. Birçok geleneksel et yemeğinin yapımında da kullanılır. Garnitür ya da salatalarda Kestane şekeri, kestane pastası, kestane pudingi, kestaneli dondurma, çikolatalı kestane tatlısı, kestane püresi ve kestane konservesi.

DÜNYA DA KESTANE ÜRETİMİ YAPAN İLK 5 ÜLKE (FAO,2015) 2013 Üretim (ton) Alan (ha) Çin 1.650.000 Çin 305.000 Kore 67.902 Bolivya 42.180 Türkiye 60.019 Türkiye 39.180 Bolivya 58.666 Portekiz 35.200 İtalya 49.459 Kore 33.073 2012 Üretim (ton) Alan (ha) Çin 1.650.000 Çin 305.000 Kore 70.000 Bolivya 44.000 Türkiye 57.881 Türkiye 38.780 Bolivya 57.000 Kore 36.500 İtalya 52.000 Portekiz 34.800 2011 Üretim (ton) Alan (ha) Çin 1.600.000 Çin 300.000 Kore 64.586 Bolivya 43.856 Türkiye 60.270 Türkiye 38.440 Bolivya 56.000 Kore 36.000 İtalya 50.134 Portekiz 34.648

KESTANE ÜRETİMİMİZDEKİ DÜŞÜŞÜN SEBEBİ Ülkemiz kestane üretimindeki bu düşüşün sebebi kestane kanseri (Crphonectria parasitica) ve mürekkep (Phytopthora cambivora) hastalıkları nedeniyle olan ağaç ölümleridir. Sonuç olarak Türkiye nin kestane varlığı gün geçtikçe kaybolmaktadır.

2014 YILI İLLER BAZINDA KESTANE ÜRETİMİ (TUİK,2015) İller Üretim (ton) Alan (da) Afyon 2 - Antalya 73 80 Artvin 251 126 Aydın 20.989 63.970 Balıkesir 1.384 753 Bartın 2.898 710 Bitlis 14 5 Bursa 2.081 4.687 Çanakkale 811 147 Denizli 1.888 847 Düzce 547 - Giresun 344 - Isparta 15 - İstanbul 50 - İller Üretim (ton) Alan (da) İzmir 10.176 25.257 Kastamonu 10.321 3.279 Kocaeli 422 1.239 Kütahya 1.168 41 Manisa 2.493 3.850 Muğla 87 52 Ordu 264 - Rize 500 - Sakarya 72 25 Samsun 603 - Sinop 4.242 96 Tokat 1 - Trabzon 103 - Yalova 783 6.000 Zonguldak 1.180 -

KESTANENİN MORFOLOJİK VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

HABİTÜSÜ Genellikle 15 m, bazen de 30-35 m yüksekliğe ulaşan, yayvan taçlı, ulu ağaçlar oluşturur. Genç ağaçlar dikine büyür. Ağacın yaşı ilerledikçe, taç yayvanlaşır.

GÖVDE Düzgün ve dik bir gövde oluşturur. Gövde ve kabuğu önceleri düzgün yüzeylidir. Ağacın yaşı ilerledikçe, kabuk kalınlaşır ve çatlar. Gövde çapı 3 m ye ulaşan kestane ağaçları vardır.

KÖKLER Derine giden bir kök sistemine sahiptir. Bu sayede kayalık arazilerde bile büyük ağaçlar oluşturur. Meyilli arazilerde ise, toprak erozyonunu önleme açısından büyük öneme sahiptir.

DALLAR Çok dallanır. Genç dallar kızıl kahverengidir. Bir yaşındaki dalların kabuğu üzerinde belirgin lentiseller bulunur. Kalın dallarda kabuk parçalı durumdadır.

TOMURCUKLAR Odun ve çiçek tomurcukları olarak 2 tiptir. Odun tomurcuklarından yaprak veya sürgün meydana gelir. Çiçek tomurcukları, erkek ve dişi çiçek tomurcuğu olarak 2 ye ayrılır. Kestane monoik bir meyve türü olduğu için, erkek ve dişi çiçekler aynı ağacın dalları üzerinde farklı yerlerde ve birbirine yakın bulunur.

YAPRAKLAR Çiçeklerden önce oluşurlar. Yani, ağaç üzerinde önce yapraklar, sonra çiçekler meydana gelir. Yaprakların şekli ve büyüklüğü, kestanen türüne göre değişir. Yaprakları uzun, mızrak şeklinde ve sivridir.

ÇİÇEKLER Erkek ve dişi çiçekler, içinde bulunan mevsimde oluşan sürgünler üzerinde meydana gelir. Erkek ve dişi çiçek tomurcukları ya ayrı ayrı, ya da birlikte bulunur. Birlikte bulundukları durumda erkek çiçek tomurcuğu üstte, dişi çiçek tomurcuğu altta yer alır.

ERKEK ÇİÇEKLER C. sativa türünde erkek çiçekler; sürgünlerin alt, orta ve üst kısımlarında, yaprak koltuklarında oluşur. Erkek çiçekler, uzun ve silindirik bir çiçek ekseni üzerinde, spiral şekilde dizilmişlerdir. Şekilleri bir püsküle benzer. Birçok erkek çiçeğin bir araya gelmesiyle oluşan bu yapıya püskül, kedi kuyruğu, catkin, chaton gibi isimler verilmiştir. Kestenelerde 2 tip çiçek püskülü bulunur. I. Saf çiçek püskülleri: Sadece erkek çiçekler yer alır. II. Karışık püsküller: Hem erkek hem de dişi çiçekler bulunur.

ERKEK ÇİÇEKLER Her erkek çiçekte 6 parçalı bir perigon, 18-20 adet erkek organ bulunur. Çiçeklenme zamanında, erkek çiçeklerin başçıkları, çiçek örtüsünün dışına çıkarak parlak sarı renkleri ile dikkat çekerler. Başçıkların patlamasıyla çiçek tozları çevreye yayılır ve tozlanma meydana gelir. Bu tip çiçeklerin erkek organları normal boyuttadır ve Longistamine olarak adlandırılır. Çiçek tozlarının çimlenme oranı yüksektir.

ERKEK ÇİÇEKLER Bazı çeşitlerde, çiçeklenme zamanında çiçek örtüsünün dışında başçıklar görülmez. Bu tip çiçeklerin bazılarında başçıklar, ya hiç meydana gelmez ya da çiçek örtüsünün dışına çıkamazlar. Ayrıca, bunların erkek organları da kısa boyludur. Bu durumda, Brachystamine ve Astamine tipte çiçekler söz konusudur. Brachystamine tiplerde anterler sayı ve boyut olarak normal bazılarında ise anormaldir. Böyle anterler genellikle açılmaz ve çok az çiçek tozu verir. Astamine tipte ise erkek organ sayısı çok azdır. Bu tiplerin çiçek tozlarının çimlenme oranı çok düşük veya çimlenmezler.

DİŞİ ÇİÇEKLER Dişi çiçekler bağımsız olarak ikili, üçlü kümeler halinde bulunur. Karışık püsküller üzerinde bir veya birkaç çiçek kümesi yer alabilir. Dişi çiçek kümelerinin çevresi, primer ve sekonder brakte yapraklardan oluşan bir kapsül tarafından çevrilmiştir. Bu kapsül büyüyerek, dikenli yumakları (kirpi veya cupula) oluşturur. Her dişi çiçekte 6 adet dişi organ bulunur. Yumurtalık üst durumlu, çoğu 6 gözlü, bazıları ise 2-3 gözlü olup, her gözde 2 tohum taslağı yer alır.

Çiçeklenme ve Tozlanma Kestanelerde çiçeklenme genellikle Haziran ayı içerisinde meydana gelmektedir. Çiçeklenme; başlamaktadır. Erken çiçeklenen çeşitlerde; Mayıs sonu-haziran başı Orta zamanda çiçeklenen çeşitlerde; Haziran ortalarında Geç çiçeklenen çeşitlerde; Haziran sonlarında Çiçeklenmenin erken veya geç başlamasına Nisan ve Mayıs ayı sıcaklıkları etkili olmakta, çiçeklenme bu 2 ayın ortalama sıcaklığının 13.5 C den yüksek olduğu yıllarda erken, düşük olduğu yıllarda ise geç başlamaktadır.

Kestanelerde çiçeklenme, önce erkek çiçekler çiçeklenmekte, sonra dişi çiçekler, en son olarak ta karışık eşeyli püsküllerdeki erkek çiçekler çiçeklenmektedir. Kestaneler rüzgarla tozlanmaktadır. Çiçek tozları rüzgarla 60-65m kadar uzaklığa taşınabilmektedir. Etkili bir tozlanma olması açısından, tozlayıcının ana çeşitle arasındaki mesafe bu kadar olmalıdır.

Döllenme ve Meyve Tutumu Kestanelerde, meyvenin yenen kısmı olan tohum, döllenme sonucu meydana geldiğinden, tozlanma ve döllenme koşullarının normal bir ürün elde etmede büyük önemi bulunmaktadır. Normal bir tozlanma, döllenme ve meyve tutumu için; 1. Kestane bahçesinde çiçeklenme zamanı birbirine uyan en az 2 çeşit bulunmalıdır. 2. Esas çeşitlerin tozlayıcılık yönünden kısır olmaları durumunda, hem bu çeşitleri, hem de birbirini tozlayacak 2 tozlayıcı uygun aralıklarla bahçeye yerleştirilmelidir. 3. Tozlayıcıların ana çeşide uzaklığı en çok 60m olması gerekmekle birlikte, bu mesafenin 20m ye kadar indirilmesi tozlanmayı en yüksek düzeye ulaştıracaktır. Bu nedenle, düzgün planlı bahçelerde her 3. sırada 3. ağacın tozlayıcı olarak seçilmesi gerekir. Dağlık arazilerde ise her 8-10 ağacın ortasına bir tozlayıcı yerleştirilir.

A B C OOOOOOOO OOOOOOOO OO OO OO OOOOOOOO OOOOOOOO OO OO OO OOOOOOOO OOOOOOOO OO OOO OOO OO OOO OOO OO OOO OOO OO OOO OOO OO OOO OOO OO OOO OOO OO OOO OOO OO OOO OOO 0 OO OO 0 OO OO 0 OO OO 0 OO OO 0 OO OO 0 OO OO 0 OO OO 0 OO OO Kestaneliklerde esas çeşit ile tozlayıcı çeşitlerin yerleşim düzeni A: Bir tozlayıcı çeşitb ve C: İki tozlayıcı çeşit 0: Esas çeşit : Birinci tozlayıcı çeşit : İkinci tozlayıcı çeşit

Kestanelerde kendine uyuşmazlık yaygındır. Kendine verimlilik yönünden, tür ve tipler arasında farklılıklar saptanmıştır. Bazen tipler, hibritler ve türler arasında birbirleri ile uyuşmazlık da görülmektedir. Kestanelerdeki uyuşmazlığın, çiçek tozu veya dişi çiçeklerdeki uyuşmazlık genlerinden kaynaklandığı zannedilmektedir. Kestanelerde erkek çiçek kısırlığı yaygındır. Bu durum, genellikle erkek organların morfolojik yapısından kaynaklanır. Erkek çiçek kısırlığının, esas olarak 2 farklı gen tarafından kontrol edildiği ileri sürülmüştür. Avrupa daki Marrone grubu çeşitlerde, yüksek oranda erkek çiçek kısırlığı görülür.

MEYVE Kestane meyvesi, botanik olarak tam bir meyvedir. Kabuk, yumurtalığın çeperinden oluşur. Yenen kısım olan tohum, tohum taslağının döllenen yumurta hücresinin gelişerek embriyoyu oluşturması ve bu embriyonun gelişmesi sonucu meydana gelir. Tohumun yenen kısmı etli 2 kotiledondan oluşur. Tohum kabuğu (testa), integümentlerden oluşur. Döllenmeden sonra, brakte yapraklarının birleşmesi ve büyümesi ile 2-4 dilimli ve dikenli yumak oluşur. Bir yumak içinde 1-7 adet meyve bulunabilir. Genellikle yumakta 2-3 meyve oluşur, ancak 2 meyve bulunması idealdir.

MEYVE Meyvelerin dip tarafları açık renkli, diğer tarafları kahverengidir. Kaliteli ve iri bir kestane meyvesi 15-20 g ağırlığındadır. Kabuk meyvenin % 21-25 ini oluşturur.

POMOLOJİK SINIFLANDIRMA Standart bir kestane çeşidinde; Erkencilik Yüksek verim İri ve lezzetli meyve Kabuğun ince olması ve kolay soyulması Uzun süre depolanma yeteneği Şekerlemede dağılmaması Kestane hamuruna uygunluk Hastalıklara dayanıklı olması gibi özellikler aranır.

POMOLOJİK SINIFLANDIRMA Avrupa ülkelerinde kestaneler Marrone (yüksek kaliteli tipler) ve Chataigne (sıradan kestane tipleri) olmak üzere 2 gruba ayrılmaktadır. Bu 2 grubu birbirinden ayıran başlıca özellikler şunlardır; 1. Marrone grubu kestanelerde, tohum kabuğu tarafından bölünmüş tohumlu meyve oranı %20 den az; Chataigne lerde ise bu oran daha yüksektir. 2. Meyvelerden enine kesit alındığındığında, Marrone larda tohum kabuğunun genellikle tohumu bölmediği, tohumun içine girmediği; buna karşılık Chataigne lerde bunun aksi olduğu görülğür. 3. Marrone lar, diğerlerinden daha iri meyvelidirler.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Bu gruba girenlerin meyve irilikleri yıllara göre az çok değişmekle birlikte, genel olarak çok iri ve iri meyvelidirler.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Sarıaşlama (51111) Bursa yöresinde yetiştirilen bu çeşit diğer yörelerde de görülür. Meyveleri yuvarlağa yakın oval, meyve kabuğu ince, tipik kestane renginde parlak, tüysüz, yüzeyi aralıklı hafif çizgilidir. İç krem renginde, tohum zarı tohuma çokça girer ve taze iken zor soyulur. Verimli bir çeşit olup, Ekim ayının ilk 10 günü içerisinde hasat edilir. Orta mevsimde (Haziran ortası) çiçeklenir. Tozlayıcıları; Dursun kestanesi, 52510 ve çiçeklenme zamanı uyan diğer tiplerdir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Osmanoğlu (Bursa Erkenci) (51101) Erkenci bir çeşit olup, Bursa nın Kızık köylerinde yetiştirilmektedir. Meyveleri genellikle yuvarlağa yakın oval şekilli, meyve kabuğu ince, tipik kestane renginde parlak, hafif tüylüdür. Meyve içi krem renkli, tohum zarı tohuma çokça girer ve taze iken zor soyulur. Verimli bir çeşit olup, Eylül ayının 2. haftası hasat edilir. Erken (Haziran başları) çiçeklenir. Erkek çiçekleri kısırdır. Tozlayıcıları; Karamehmet, Firdola, Sarıaşlama ve çiçeklenme zamanı erken-orta olan diğer tiplerdir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Vakit Kestanesi (Ayıtabanı) (52112) Yalova kıyı yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri konik, meyve kabuğu orta kalınlıkta, tipik kestane rengine yakın koyulukta, parlaktır. Meyve içi krem renkli, tohum zarı tohuma çokça girer ve taze iken zor soyulur. Çok verimli bir çeşittir. Eylül ayının son haftasında derilir. Orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri kısırdır. Tozlayıcıları; Sarıaşlama, Dursun kestanesi ve çiçeklenme zamanı uyan diğer tiplerdir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Seyrekdiken (Acemoğlu) (63110) İzmit-Yenice-Balaban yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri dikdörtgenimsi, çanta şekillidir. Kabuk kalın, orta koyulukta ve parlaktır. Meyve içi krem renkli, tohuma az girer ve taze iken zor soyulur. Oldukça verimli bir çeşit olup, Ekim ayının ikinci haftasında hasat edilir. Orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri uzun stamenli ve verimlidir. Tozlayıcıları; Sarıaşlama ve Dursun kestanesi dir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Dursun Kestanesi (61316) İnegöl-Esenköy yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın, elips şeklindedir. Meyve kabuğu ince, koyu ve parlaktır. İç krem renkli, tohum zarı tohuma çok girer ve taze iken zor soyulur. Verimli bir çeşit olup, orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri verimlidir. Tozlayıcıları; Sarıaşlama ve Seyrekdiken (Acemoğlu) tipleridir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Aşı Kestane (51206) İnegöl-Yenice yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın elips şeklindedir. Meyve kabuğu kalın, orta kalınlıkta ve parlaktır. Meyve içi krem, tohum zarı meyvelerin 1/5 inde tohuma çok girer ve taze iken orta derecede kolay soyulur. Oldukça verimli bir çeşit olup, Eylül sonu Ekim ayının ilk haftasında hasat edilir. Orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri verimlidir. Tozlayıcıları; Sarıaşlama, Seyrekdiken (Acemoğlu) ve Dursun Kestanesidir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER Sarı Kestane (52104) Yalova-Şenköy yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri üçgenimsi yuvarlaktır. Meyve kabuğu kalın, orta koyulukta ve parlaktır. Meyve içi krem renginde, tohum zarı tohuma 2/3 oranında çok girer ve taze iken zor soyulur. edilir. Oldukça verimli bir çeşittir. Eylül sonu-ekim başında hasat Erkek kısır bir çeşittir. Tozlayıcıları; Sarıaşlama, Dursun Kestanesi ve Seyrekdiken (Acemoğlu) tipleridir.

ERKENCİ ÇEŞİTLER Bursa erkenci dışında, bu çeşitler genellikle çok küçük meyveli gruba girmektedir. Ayrıca, çok erkencidirler.

ERKENCİ ÇEŞİTLER Karamehmet (62304) Karamürsel (Tepeköy) yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın, meyve kabuğu koyu, az parlak ve kalıncadır. Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez ve taze iken zor soyulur. Orta derecede verimli olan bu çeşit her yıl meyve verir. Eylül ayının ilk haftası hasat edilir. Meyveleri çok küçüktür. Erken çiçeklenir (Mayıs sonu-haziran başı), erkek çiçekleri verimlidir. Tozlayıcıları; Hacıibiş, Firdola tipleridir.

ERKENCİ ÇEŞİTLER Hacıibiş (62305) Karamürsel (Tepeköy) yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın, meyve kabuğu kalındır. Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez. Taze iken zor soyulur. Orta derecede verimli ve her yıl vermeye eğimlidir. Eylül ayının ilk haftası hasat edilir (Karamehmet ten birkaç gün önce). Erkek çiçekleri verimlidir. Tozlayıcıları; Karamehmet ve Firdola dır.

ERKENCİ ÇEŞİTLER Firdola (62309) Karamürsel yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın, meyve kabuğu orta koyu, az parlak ve kalıncadır. Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez, taze iken zor soyulur. Genellikle çok verimli olan bu çeşit her yıl meyve verir. Eylül ayının ikinci haftasında hasat edilir. Erken çiçeklenir, erkek çiçekleri verimlidir. Tozlayıcıları; Karamehmet ve Hacıibiş dir.

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİT VE TİPLER Bu çeşit ve tipler genellikle orta iri ve küçük meyveli olup, belirgin özellikleri, tohum zarının daha kolay soyulması ve tohum içine girmemesidir.

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİT VE TİPLER Mahmutmolla (51112) Bursa Cumalıkızık ta az sayıda yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın oval şekillidir. Meyve kabuğu ince, orta derecede parlaktır. Meyve içi krem renkli olup, tohum zarı tohuma az girer veya girmez. Taze iken orta derecede kolay soyulur. derilir. Verimli ve her yıl veren bir çeşittir. Eylül ayının son haftasında Orta veya geç mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri verimsizdir. Tozlayıcıları; 613165 ve Sarıaşlama ve çiçeklenme zamanı uyan tiplerdir.

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİT VE TİPLER Hacıömer (52214) Yalova da bulunmuş olup, farklı yörelerde aynı isimde başka tipler de yetiştirilmektedir. Meyveleri genellikle yuvarlağa yakın, meyve kabuğu ince, orta koyuya yakın, koyu ve parlaktır. Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez. Taze iken orta derecede kolay soyulur. Meyveleri orta irilikte ve küçüktür. Geç çiçeklenen bir çeşittir (Haziran sonu-temmuz başı). Erkek çiçekleri iyi bir tozlayıcı olarak önerilmemektedir. Tozlayıcıları; Dursun kestanesi, Seyrekdiken (Acemoğlu), 52510 ve geç çiçeklenen diğer tiplerdir.

YABANCI KESTANE ÇEŞİTLERİ İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde çeşit seçim çalışmaları ileri bir düzeye ulaşmış, çeşit değerlendirme amaçlarına göre farklı çeşitler geliştirilmiştir. Bu ülkelerde ayrıca hastalıklara dayanıklı melez tiplerde elde edilmiştir. ABD de ise genellikle Çin kestanelerinden yapılan seleksiyonlarla ve melezleme çalışmaları ile yeni tip ve çeşitler geliştirilmiştir.

MARIGOULE Avrupa x Japon kestanesi melezi, 1956, INRA, FRANSA

Kestane kanserine nispeten dayanıklı, verimli, iri, Taze tüketime uygun bir çeşittir.

Gençlik kısırlığı dönemi uzun (5 yıl) Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Terme: 6702 g/ağaç

Derim tarihi: 29 Eylül-8 Ekim Meyve Ağırlığı (g): 16.1 ± 3.5 Kabuk Rengi : Siyahımsı kahverengi

TESCİL EDİLEN KESTANE ÇEŞİTLERİMİZ

ÜLKEMİZDE KESTANE ISLAHI KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR Ülkemizde kestane ıslahı konusunda ilk çalışmalar, Ayfer ve ark. (1977) tarafından 1975 yılında Marmara Bölgesinde başlatılmıştır. Çeşit seçimine yönelik araştırmalar daha sonraki yıllarda Ege ve Karadeniz Bölgelerinde yapılmış ve bu bölgelerde lokal seleksiyonlar şeklinde devam etmektedir (Özkarakaş ve ark., 1995; Serdar, 1999; Serdar ve Soylu, 1999; Akça ve Yılmaz, 1999; Serdar, 2002; Ertan ve Kılınç, 2005).

ÇEŞİT TESCİL ÇALIŞMALARI Halen Türkiye de Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından 1990 yılında tescil edilen 11 kestane çeşidi bulunmaktadır (Anonim, 2004).

TESCİL EDİLMİŞ STANDART ÇEŞİTLER İRİ ÇEŞİTLER: Sarıaşlama, Osmanoğlu, Vakit, Seyrekdiken, Dursun, Sarı ERKENCİ ÇEŞİTLER: Karamehmet, Hacıibiş, Firdola HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİTLER: Mahmutmolla, Hacıömer SARIAŞLAMA

ÇEŞİT TESCİL ÇALIŞMALARI Ondokuz Mayıs Üniversitesinde 6 kestane genotipinin çeşit tescil denemeleri tamamlanmıştır (TÜBİTAK Projesi, Proje No:TOVAG-105O073).

KESTANE ÇEŞİTLERİMİZ SİNOP ORİJİNLİ GENOTİPLER (Serdar, 1999) ERSİNOP, ERFELEK, ÜNAL SAMSUN ORİJİNLİ GENOTİPLER (Serdar ve Soylu, 1999) ERYAYLA ve SERDAR Bu genotiplerle ilgili deneme bahçeleri 1998-1999 yıllarında Ordu nun Fatsa ve Samsun un Terme ilçesi olmak üzere 2 lokasyonda kurulmuştur.

ERSİNOP Erkencilik için seçilmiştir. Derim tarihi: 8-17 Eylül Meyve Ağırlığı (g): 5.7 ± 1.1 Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 373.7 g, Terme: 3705.0 g Kabuk Rengi ve Parlaklığı: :Siyahımsı kahverengi, parlak

ERSİNOP Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor İç Rengi: Krem Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ERSİNOP Çok erkenci Önemli Özellikler Kestane kanserine 552-8 e göre daha dayanıklı.

ERYAYLA Erkencilik için seçilmiştir. Derim tarihi: 16-25 Eylül Meyve Ağırlığı (g): 4.7 ± 0.7 Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 2840.0 g, Terme: 4860.0 g Kabuk Rengi ve Parlaklığı: :Koyu kahverengi, mat

ERYAYLA Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor İç Rengi: Beyaz Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ERYAYLA Önemli Özellikler Erkenci, gençlik kısırlığı dönemi kısa Kestane kanserine dayanım: Orta

ÜNAL Kestane şekeri yapımı için seçilmiştir. Derim tarihi: 17-25 Ekim Meyve Ağırlığı (g): 8.0± 1.6 Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 1930.0 g, Terme: 6461.0 g Kabuk Rengi ve Parlaklığı: Koyu kahverengi, parlak

ÜNAL Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor İç Rengi: Beyaz Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ÜNAL Önemli Özellikler Kestane kanserine daha dayanıklı, verimli

ERFELEK Genel kalite için seçilmiştir. Derim tarihi: 3-6 Ekim Meyve Ağırlığı (g): 9.3 ± 1.8 Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 3021.0 g, Terme: 4605.0 g Kabuk Rengi ve Parlaklığı: Koyu kahverengi, parlak

ERFELEK Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor İç Rengi: Beyaz Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ERFELEK Önemli Özellikler Gençlik kısırlığı süresi kısa Kestane kanserine dayanımı : Orta Verimli

SERDAR Kestane şekeri yapımı, genel kalite ve kestane balı üretimi için seçilmiştir. Derim tarihi: 20-28 Ekim Meyve Ağırlığı (g): 6.5 ± 1.5 Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 5912.0 g Kabuk Rengi ve Parlaklığı: Kırmızımsı kahverengi, parlak

SERDAR Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor İç Rengi: Beyaz Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

SERDAR Önemli Özellikler Yılda iki defa çiçek açıyor, Gençlik kısırlığı dönemi çok kısa, Kestane kanserine daha dayanıklı

İKLİM İSTEKLERİ Ilıman iklim meyve türlerinden olan kestane, nemli ve ılıman yöreleri sever. Kışın yaprağını döker ve dinlenmeye girer. Kış dinlenme döneminde -35 C sıcaklığa dayanır. Sıcaklığın ani düşmesi gövde ve dallarda don çatlakları oluşturur. Çiçeklenmesi geç olduğundan, ilkbahar donlarından genellikle zarar görmez. Yazın sıcaklığın fazla yükselmesinden ve şiddetli kuraktan zarar görür. Sıcaklık yüksek olursa meyvelerin içi gelişmez ve buruşuk kalır.

İKLİM İSTEKLERİ Meyvelerin gelişmesi ve olgunlaşması için, uzun bir vejatasyon süresine ihtiyacı vardır. Bu süre, çiçeklenmeden meyve olgunlaşmasına kadar 150-170 gündür. Meyve olgunlaştırmasına kadar olan bu sürede 2000-3000 C lik sıcaklık toplamına ihtiyaç duyar. Kestane, Bursa da 500-600 m yüksekliğe kadar olan yerlerde kaliteli meyve verir. Kış dinlenme ihtiyacı, özellikle C. sativa da oldukça azdır. Yıllık yağışın 1000 mm yi geçtiği yerlerde yeterli suyu alır. Sonbaharın çok kurak geçmesi, meyvelerdeki dikenli kabuğun çatlamasını engeller.

TOPRAK İSTEKLERİ Kestane, kökleri toprak içerisinde derine giden bir bitkidir. Bu nedenle, toprağın gevşek yapılı ve derin olması gerekir. Toprak bakımından oldukça toleranslıdır. Kayalık arazilerde bile yetişir. Fakat, kestane ağacının normal gelişmesi ve yeterli, kaliteli meyve verebilmesi için, toprağın hafif, geçirgen, serin ve derin olması gerekir. Kestanenin doğal olarak yetiştiği yerlerde, topraklar asit özelliktedir (ph 5.5-6.0 dır). Kirece karşı duyarlıdır. İdeal kireç oranı %1 olup, max. kireç %4 olmalıdır. Kireç oranı %6 yı geçerse kloroz meydana gelir ve ağaçlar kuruyabilir.

ÇOĞALTMA VE AŞILAMA YÖNTEMLERİ Çeşitlerin, niteliklerini aynen koruyarak çoğaltımları ancak vegetatif yöntemlerle olabilmektedir. Kestanelerin vegetatif yolla çoğaltımında daldırma, çeliklerin köklendirilmesi ve benzeri yöntemlerden yararlanılmakla birlikte, en çok uygulanan ve en güvenilir yöntem aşılamadır.

ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ Kestanede vejetatif çoğaltma, daldırma, çeliklerin köklendirilmesi, doku kültürü ve aşılama yöntemleriyle yapılmaktadır. Kestanenin çelikle ve doku kültürü ile çoğaltması konularında araştırmalar yapılmış, ancak bu yöntemlerde sınırlı ölçüde başarı elde edilmiştir (Soylu, 1983; Soylu ve Ertürk, 1999). Bu nedenle Ülkemizde en fazla kullanılan yöntem aşı ile çoğaltmadır. Kestanede en uygun aşı zaman ve yöntemlerinin belirlenmesi konusunda değişik araştırmalar yapılmıştır.

ANAÇLAR Anaçlarda aranan en önemli özellikler; çeşitlerle iyi uyuşma, çevre koşullarına, kuraklığa ve hastalıklara (Phytophthora) dayanıklı olmalarıdır. Kestanelerde anaç-kalem yönünden en iyi uyuşma aynı türe giren bireyler arasında olmaktadır. Çöğür anacı olarak kullanılacak tiplerde aranılacak bazı önemli nitelikler şunlardır; Tohumları yüksek çimlenme gücünde olmalıdır. Çöğürlerdeki gelişim homojen ve kuvvetli olmalı, birinci büyüme yılının sonunda aşılanabilecek olgunluğa ulaşmalıdır.

Tohumların Katlanması Kestane tohumlarının yüksek bir çimlenme gücüne erişebilmesi için, nemli ve soğuk (0-4 C) bir ortamda katlanmaları gerekir. Çeşit ve tiplere göre katlanma süresi değişmekle birlikte bazı çeşitlerin tohumları 4 C de 3.5 aylık bir katlama sonunda, %90 dan yüksek oranda çimlenmektedir. Bazı çeşitlerde ise 2.5-3 aylık bir katlama süresi yeterli olmaktadır.

Tohumların Araziye Ekilmesi ve Çöğürlerin Bakımı Katlamadan alınan tohumlar, araziye sıravari ekilirler. Çöğürler, 1 yıllık büyümeden sonra şaşırtılmadan yerlerinde aşılanacaklarından, tohumları sıravari ekmek en iyi yöntemdir. Ekimde S.A. 70-80cm, S.Ü. 25-30cm olacak şekilde ayarlanmalıdır. Katlama ortamı içinde çimlenmeye başlamış olan tohumların kök uçlarının koparılması, kazık kökün gelişimini engelleyip, saçak köklerin oluşumunu arttırdığından ve çöğürlerin gelişimini olumlu yönde etkilediğinden iyi bir uygulama olarak önerilebilir. Tohumların toprağa ekiminden sonra toprağın nemi kontrol edilerek gerekli zamanlarda sulama yapılmalıdır. Ayrıca çöğürlerin, uygun bir yöntemle gübrelenmesi ve yabancı otlarla mücadele edilmesi gerekmektedir.

Çöğürleri Aşılama Yöntemi ve Zamanı Kestanelerde göz ve kalem aşılarından birçokları uygulanmakta ise de, kolay uygulanması ve aşı kaleminden en yüksek ölçüde yararlanılması nedeniyle göz aşıları tercih edilmelidir. Göz aşılardan normal T aşı, ters T aşı yöntemlerinden her ikisi de iyi sonuç vermektedir. Ters T aşının içine yağmur suyu girmediğinden mantari enfeksiyon ihtimali az olmakta, ayrıca bu yöntemde kaynaşma daha çabuk ve iyi olmaktadır. Diğer taraftan, normal T aşının uygulanması daha kolaydır. Aşının tutmasında, aşının yapılma zamanının da önemli etkisi vardır. Genellikle yazın yapılan durgun göz aşılar, kestanelerde olumlu sonuç vermezken, ilkbaharda yapılan sürgün göz aşılardan olumlu sonuçlar elde edilmiştir.

Serdar ve Soylu (2005) Tüplü kestane fidanı üretiminde anaç yapraklandıktan sonra yapılan sürgün ters T aşısını, Açık köklü fidan yetiştiriciliğinde ise anaçta tomurcuk patlamasından sonra yapılan dilcikli aşıyı tavsiye etmişlerdir.

Özkarakaş ve Önal (1997) ise Eylül ayında yapılan durgun yama göz aşısını tavsiye etmişlerdir.

Sürgün aşıların yapılmasında aşağıdaki sıra izlenir; - İyi çeşitlerin hastalıksız ağaçlarından, ilkbaharda tomurcuklardan önce (Mart ayı) alınan aşı kalemleri nemli perlit veya temiz kum içinde buzdolabında (2-3 C) saklanır. - Aşılar, anaçların yapraklanmasından sonra ve soğuk tehlikesi geçip havaların kısmen ısındığı zaman (Mayıs ın ilk 2 haftası) uygulanır. - Önceden alınıp saklanan aşı kalemlerinden alınan durgun gözlerle, yukarıda açıklanan yöntemlerden birine göre aşı yapılır. Aşıların kuzey yöneye yapılması kurumayı önler. - Aşı tamamlandıktan sonra, anaçtaki sürgünlerden biri hariç diğerleri kesilir. Aşı gözleri sürmeye başladıktan sonra bu da kesilir.

Kestanede fidan yetiştirme süresini kısaltmak amacıyla tohum, ters radikula, hipokotil ve epikotil aşıları konularında araştırmalar yapılmıştır.

Ters Radikula Aşısı

Ters Radikula Aşısı

Ters Radikula Aşısı

Ters Radikula Aşısı

Hipokotil Aşısı

Hipokotil Aşısı

Bu aşı yöntemleri içerisinde en yüksek aşı başarısı ve yaşama oranı ters radikula aşılarından elde edilmiştir (Duman ve Serdar, 2005; 2006).

Yabani kestane ağaçlarının aşılanmasında kabuk aşı yöntemi başarılı sonuçlar vermektedir (Soylu ve ark., 2002). DEĞİŞTİRME AŞILARI

DEĞİŞTİRME AŞILARI

BAHÇELERİN KURULMASI VE BAKIMI

BAHÇE YERİNİN SEÇİMİ Kestane bahçesi tesisinde en önemli 2 nokta toprak ve yer dir. Toprağın geçirgen, iyi havalanabilir ve derin olması iyi bir gelişim için gereklidir. Diğer taraftan soğuğun toplandığı çukur vadilerde de kestanelik kurulmamalıdır. Böyle yerlerde ilkbahar ve sonbaharın kritik zamanlarında soğuktan zararlanmalar görülebilir. Kestaneler için en iyi yer, kendi ekolojisinde doğal olarak yetiştiği yüksekliklerdeki yamaç arazilerdir.

DİKİM ARALIKLARI VE ŞEKLİ Kestane yüksek ve yayvan taçlı ve uzun ömürlü bir tür olduğundan dikim aralıklarını diğer meyve türlerinden daha geniş tutmak gerekir. Genel olarak 10-12m lik dikim aralığı uygun olabilirse de ağaçların kuvvetli büyüdüğü verimli topraklarda, aralıkları 15m ye kadar yükseltilebilir.

DİKİM TEKNİĞİ Fidanların dikileceği çukurların önceden açılarak havalandırılması yararlıdır. Çukurları 40-50cm genişlik ve derinlikte açmak yeterlidir. Dikimde harçlı toprak kullanılmalı, yoksa çukurlardan çıkan üst topraktan çukura yeteri kadar doldurulmalıdır. Dikim çukurlarına suni kompoze gübrelerden 150-200g verilebilir. Bu durumda gübre çukur içindeki toprakla karıştırılmalı ve üstüne ayrıca birkaç kürek toprak serpilmelidir. Bu şekilde köklerin direk gübre ile teması engellenmiş olur. Aksi takdirde köklerde zararlanma ve fidanlarda kurumalar görülebilir.

İlk dikim yılında fidanları, toprağın nem durumuna göre 2-3 kez sulamak gerekir. Sonra ki yıllarda da sulama yapmak çok yararlıdır. Bu mümkün değilse toprak neminin muhafazasına yönelik önlemler alınmalıdır. Toprak neminin azlığı verimi ve meyve iriliğini olumsuz etkilemektedir. Toprak nemini muhafaza edebilmek için; Meyilli arazilerde sekiler yapmak Sekiler, yağışların toprak yüzeyinden akıp gitmesini önler. Sekiler en azından ağaçların taç genişliğinde yapılabilir. Malçlama yapmak. Toprak neminin korunmasında en etkili yöntemlerden biridir. İyi bir malç; uygulanması kolay, ucuz, yağışın toprağa işlenmesini kolaylaştırıp, nemin uçmasını önleyici, toprak sıcaklığını ayarlayıcı ve yabancı otların gelişimini engelleyici nitelikte olmalıdır.

TERBİYE SİSTEMLERİ VE BUDAMA ŞEKİLLERİ Kestane ağaçları ilk gelişim yıllarında genellikle kuvvetli bir ana gövde (doruk dal) çevresinde yan dallardan oluşan bir taç yapmaktadırlar. Yan dallar ise ana gövde de katman oluşturacak şekilde meydana gelirler ve her yıl meydana gelen katman belirgin olarak görülür. Kestaneler için 2 terbiye sistemi önerilebilir. Bunlar, doğal büyümelerine uygun terbiye sistemi ile, doğal büyümelerine yaklaşan lider (doruk dallı)terbiye sistemleridir. 4 yaşlı bir kestane ağacının doğal büyüme şekli Doğal büyümesine göre şekillendirilmiş 3 yaşlı bir kestane fidanı

DOĞAL BÜYÜMELERİNE UYGUN TERBİYE SİSTEMİ Bu sistemde esas, ağacın doğal büyümesiyle meydana gelen katlarda fazla dallar ayıklanarak, her katta 3-4 dal kalacak şekilde bir seyreltme yapılıp, ana dallar belirlenir. Ana dallar, ağacın çeşitli yönlerinden ve katmanlar arasında birbirlerini engellemeyecekleri bir biçimde seçilirler. Ana dallar üzerinde de ikinci dereceden yardımcı dalların uygun aralık ve yönlerde gelişimi sağlanır.

LİDER (DORUK DALLI) TERBİYE SİSTEMİ Doğal büyüme şekline yaklaşan bu yöntemde taç, gövde (doruk dal) üzerinde ana dalların birbirinden farklı yükseklik ve yönlerde katman oluşturmamak üzere helezon şeklinde seçilmeleriyle meydana getirilir. Ana dal sayısı önceki yöntemden daha az ve seyrek olduğundan çatı daha kuvvetli, güneşlenme iyi, bakım ve derim işleri daha kolaydır. Doruk dalı hakim olan her iki sistemde de ağaçlar belirli bir yüksekliğe ulaşınca, büyümeyi kontrol etmek amacıyla doruk dal kesilebilir. Doruk dallı sisteme göre şekillendirilmiş 2 yaşlı bir fidanın görünümü

Terbiye sistemi ne olursa olsun ana dalların seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı önemli kurallar şunlardır; Ana dallar ağacın 4 yönünü kapsayacak şekilde, kuvvetli dallar arasından seçilirler. Ana dallar birbirine çok yakın yerlerden veya aynı noktadan çıkmamalıdır. Dar açılı dallar ileride kırılmaya eğilimli olduklarından, ana dalla doruk dal (gövde) arasında 50-70 derecelik bir açı bulunmalıdır.

DİKİM BUDAMASI Doruk dal uzun bırakılıp, hafif uç lama yapılır. Yan dallar, doruk dalın tepesi ile bunların uçlarından geçecek hat 45-50 derece olacak şekilde kesilirler. Alt dallar hafif, üst dallar biraz daha kuvvetli budanırlar. Fazla sürgünlerin bir bölümü ve köklerin yaralı, ölü kısımları ayıklanır.

GENÇ AĞAÇLARDA YAPILACAK ŞEKİL BUDAMASI Genç ağaçlarda budama, şekil budamasına ve çatıyı oluşturacak dalların seçimine dayanır. izlenir; Ağaçlarda çatı belirginleşinceye kadar aşağıdaki budama yöntemi Doruk dala ve ana dallara rakip sürgünlerle, içe doğru büyüyen kuvvetli sürgünler dipten kesilirler. Birbirine paralel büyüyen sürgünlerle, dal uçlarında birbirlerine çok yakın noktalardan çıkmış rakip sürgünlerde ayıklamalar yapılır. Ana dallardaki ikinci dereceden dallar, uygun aralıklarla dış yüze büyüyen sürgünler arasından seçilir. Böylece taçta uygun bir dal ve sürgün dağılımı sağlanır. Yıllık sürgünlerde fazla kısaltmalardan kaçınılır. Çünkü bu uygulama ile devamlı sürgün oluşumu meydana gelir ve geç meyveye yatar. Gerektiğinde büyümeyi kontrol etmek amacıyla uç alma yapılabilir. Aşırı budama yapmak bodurluğa yol açıp, verim düşüşlerine neden olabileceği için kaçınılmalıdır.

VERİM ÇAĞINDAKİ AĞAÇLARIN BUDANMASI Verim çağındaki ağaçlarda çatı esas olarak ortaya çıktığından, gerekli yerlerde yapılacak dal seyreltmesi yeterlidir. Tacın iç bölümlerinde kalmış dallar ve birbirini gölgeleyen dallarda ayıklama ve seyreltmeler yapılır. Bu dönemde, ağaç istenilen yüksekliğe ulaşıp daha fazla boylanması istenmiyorsa, doruk dalı kesilerek gelişim engellenir. Yıllık sürgünlerde kısaltma yapılmaz. Çünkü, verim çağındaki ağaçlarda tomurcuklar sürgün uçlarında oluşurlar.

YAŞLANMIŞ AĞAÇLARDA BUDAMA Yaşlanmış ve verimden düşmüş ağaçlarda, tacı oluşturan ana dallar kuvvetli budanarak yani sürgünlerin oluşumu sağlanır. Böylece ağaçta yeni bir verimlilik dönemi başlar.

DERİM VE MUHAFAZA

Meyvelerin olgunlaşma zamanına göre hasat 2 ay kadar sürer. Hasat zamanı çeşitlere göre değişir. Erkenci çeşitlerde hasat, Eylül ayının ortalarında başlar. Hasat zamanı, dikenli ve yumak meyvelerde oluşan bazı morfolojik değişiklikleri dikkate alarak belirlenir. Olgunluk döneminde gelen meyvelerde, yumakların koyu yeşil rengi açılır, kızıl kahverengiye kadar değişen renklere döner. Bazı çeşitlerde yumaklar çatlayarak açılır. Yumakların içinden, doğal rengini almaya başlamış olan çeşitler görünmeye başlar.

VERİM 10 yaşında bir kestane ağacı, genellikle 10 kg meyve verebilir. Ancak bazen aynı yaştaki ağacın, çok ender olarak olsa da 100 kg meyve verdiği de saptanmıştır. Kestane ağaçları 13 yaşında, tam verim çağına ulaşmaktadır.

DERİM VE MUHAFAZA Meyve ve dikenli yumakların kolay dökülmesini sağlamak amacıyla Ethephon dan yararlanma imkanları araştırılmış ve ümitvar sonuçlar elde edilmiştir (Soylu ve ark., 1987).

Kestaneler elle veya makine ile hasat edilir. Ülkemizde 1. yöntem (elle) uygulanır. Hasattan önce ağaçların altları temizlenir ve düzeltilir. Böylece, yere düşen veya düşürülen yumak ve meyvelerin toplanması kolaylaşır.

İŞLEME 1. yöntem: Meyveleri yumaktan çıkarmak için, bazı yörelerde yumaklar taştan yapılmış havuzlara doldurulur. Bunların üzerine eğrelti otu, ıslak çuval veya branda gibi materyaller örtülür. Burada kızışmaya terk edilir. Birkaç hafta sonra, dikenli kabuk çürür, gevşer ve meyveler yumaktan ayrılabilecek duruma gelir. Tahta tırmıklarla çekilerek, meyveler yumaklardan çıkarılır ve eleklerden geçirilerek ayıklanır. 2. yöntem: Meyveli yumakların, nemli ve serin bir ortamda 12.8-18.3 C sıcaklıkta, bir hafta süreyle tutulması halinde de, dikenli yumakların olgunlaştığı ve açıldığı bildirilmektedir.

Yeni hasat edilmiş meyveler, hemen yendiğinde, çok lezzetli olmadıkları görülür. Bu nedenle söz konusu meyvelerin olgunlaştırılması önerilmektedir. Buna kürleme denir. Kürleme için meyvelerin, kuru ve normal sıcaklıktaki bir odada, kısmen yumuşayıncaya kadar, en az 4 gün tutulması önerilmektedir. Kürlemenin iyi yapılıp yapılmadığını anlamak için, kürlenmiş meyvenin baş ve işaret parmağı arasında sıkılması gerekir. Hafif bir yumuşaklık hissedilirse, kürleme iyi yapılmış demektir. Hasattan sonra meyvelerde % 10-30 arasında bir nem kaybı sağlanarak, kürlemenin yapılabileceği ve böylece şeker oranının arttığı, karakteristik tadın ve istenilen yapının oluştuğu bildirilmektedir.

DEPOLAMA Ülkemizin bazı yörelerinde meyveli yumaklar, ağaç altında yığın halinde saklanırlar. Üzerleri eğrelti otu ve benzeri bitkiler ile örtülür. Ürün kayıpları kısmen az olduğundan, kış ortasına kadar bu şekilde muhafaza edilebilmektedir.

Bazı yörelerimizde de, tabanı beton kaplanmış ya da taş döşenmiş yerlerde bir kat kuru kum bir kat kestane olmak kaydı ile depolanmaktadır. Bu şekilde mart-nisan aylarına kadar saklanır. Kestaneler 50 C deki sıcak suda 45 dk bekletilerek, sterilize edilebilir. Daha sonra, beton zemine serilip, fanlarla birkaç günde kurutulur. Böylece 3-4 ay boyunca saklanabilir.

Soğuk hava depolarında kestaneler; 0-2 C sıcaklık, %20 CO 2, %2 O 2 ve % 95 oransal nemin sağlandığı koşullarda saklanabilir. Kestaneler bütün veya soyulmuş olarak, -40 C de 12 saatlik bir ön dondurmanın ardından, -20 C sıcaklık ve % 80-90 oransal nemde, 1 yıldan daha uzun süreyle dondurularak saklanabilir. Dondurma işlemi, genellikle yüksek kaliteli Marrone tipi çeşitler için uygundur.

DERİM VE MUHAFAZA Kestanenin soğukta muhafazası sırasında ambalaj seçimi konusunda, Bilgener ve Serdar (1997) delikli plastiği (her 50 cm 2 de 4 mm çapında delik) Kınay ve Karaçalı (2001) PE torba ve teneke kutuları, Yıldızeli (2003) LDPE/PvDC/OOP materyalini, Koyuncu ve ark. (2003) ise delikli polietilen torba ile üzeri streç filmle kaplanmış plastik kaseyi tavsiye etmişlerdir.

HASTALIK VE ZARARLILAR

HASTALIK VE ZARARLILAR Türkiye de kestane yetiştiriciliğinin en önemli iki sorunu; mürekkep hastalığı (Phytophthora cambivora) kestane kanseri (Cryphonectria parasitica) dır.

HASTALIK VE ZARARLILAR Mürekkep hastalığı 1950 li yıllardan bu yana bilinmektedir. Bu hastalığın, Marmara ve Karadeniz Bölgelerinde büyük tahribat yaptığı saptanmıştır (Erdem, 1951).

HASTALIK VE ZARARLILAR Mürekkep hastalığı ile mücadelede en etkili yöntem hastalığa dayanıklı anaçlarla yetiştiricilik yapmaktır. Hastalıkla bulaşık alanlarda, dayanıklı melez anaçlar kullanılabilir.

HASTALIK VE ZARARLILAR Kestane kanseri, Türkiye de ilk kez 1968 yılında, Marmara Bölgesinde görülmüştür (Akdoğan ve Erkam, 1968).

HASTALIK VE ZARARLILAR Hastalığın Karadeniz Bölgesinde ve Marmara nın çoğu yörelerinde yaygın olduğu ve önemli zararlara yol açtığı sonraki gözlemlerle ortaya konulmuştur (Ayfer ve ark., 1982; Serdar, 1994; Baykal ve ark., 2000).

HASTALIK VE ZARARLILAR Fakat son yıllarda Marmara ve Karadeniz Bölgelerinde yer yer iyileşmeler görülmeye başlanmıştır. Bu iyileşmelerin hipovirulent ırklarla ilgili olduğu düşünülmektedir (Soylu, 2006).

HASTALIK VE ZARARLILAR Kestane kanseri ile mücadelede en etkili yöntemlerden biri biyolojik mücadeledir.

HASTALIK VE ZARARLILAR Türkiye de bu alanda hypovirulent ırkların tespiti ile ilgili araştırmalar 1990 lı yıllardan sonra ağırlık kazanmış.

HASTALIK VE ZARARLILAR Biyolojik mücadele konusunda deneme çalışmalarına da başlanmıştır (Çeliker ve Onoğur, 2001; Tezcan 2002).

HASTALIK VE ZARARLILAR Hastalığın kültür çeşitlerindeki (C. sativa) etkisi farklı olup, bazı çeşitler daha dayanıklı görünmektedir (Baykal ve ark., 2000; Erper ve ark., 2004; Erincik ve Döken, 2006).

HASTALIK VE ZARARLILAR Kestane kanseri hastalığına Çin (C. mollissima) ve Japon kestaneleri (C. crenata) dayanıklıdır. Hastalığa dayanıklı tür ve hibritlerden elde edilen bazı genotipler ABD den Ülkemize getirilmiştir.

HASTALIK VE ZARARLILAR Kansere dayanıklı, üstün verim ve kaliteye sahip çeşitlerin elde edilmesi için bu genotiplerle seleksiyon ve melezleme çalışmaları yapılması planlanmaktadır (Serdar, 2006; Soylu ve Mert, 2006).

HASTALIK VE ZARARLILAR Kestane meyvelerinde en çok zarar yapan böcek türlerinin kestane iç kurtları (Cydia splendana, Curculia elephas) ve kestane kirpi güvesi (Pammene fasciana) olduğu belirlenmiştir (Seçkin 1981). Sinop ve Aydın da kestane iç kurtları nedeniyle meydana gelen kurtlanma oranları tespit edilmiştir (Tuncer ve Serdar, 1996; Karagöz ve Ertan, 2002).

KESTANE GAL ARISI

Kestane gal arısı, (Dryocosmus kuriphilus Yasumatsu) kestane tomurcuklarında oluşturduğu Galler ile sürgün gelişimi ve çiçeklenmeyi engellemekte bunun sonucunda meyve üretiminde % 50-70 arası verim kayıplarına neden olmaktadır. Çok fazla sayıda bulunduğunda ağaç ölümlerine de yol açmaktadır. Kestane gal arısının zarar görülmeyen bölgelere yayılması; genelde aşılama, ya da verim artırma amacıyla kullanılan ve bulaşık bölgeden çoğunlukla bulaşık kesilmiş dal, sürgün ve tomurcuk gibi bitki materyallerinin insan eliyle bir yerden bir yere taşınması ile olmaktadır.

Doğal yayılması ise rüzgar yoluyla Mayıs ayından, Temmuz ayı sonuna kadar olan zamanda ergin dişi uçuşları ile yayılmaktadır. Bu zararlının kontrol altına alınmasında kullanılan yöntemlerden birisi, bulaşık sürgünlerin budanarak yok edilmesi olup, sadece küçük kestane bahçelerinde kolaylıkla uygulanabilmektedir. Büyük kestane bahçelerinde ise mücadele çok zordur. Bu amaçla biyolojik mücadele başlatılmıştır

Yurtdışından getirilen 2 bin 600 adet ergin parazit uçma dönemi olan Nisan ayı başında Kestane Ormanlarındaki gal arılarının yuvalarına yerleşmeleri için doğaya salındı. Karantina etmeni olarak tanımlanan bu böcek Kestane ağacı, kestane fidanı ve kestane çeliği ile bölgeler arası taşınması mümkün olduğundan girişinin tespitinin ardından bulaşıklık tespit edilen yaklaşık 5 bin ha. büyüklüğündeki alana Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri ile birlikte karantina altına alınmış ve karantina tedbirleri uygulanmaya başlanmıştır.