İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ 1 PROF.DR. NEVZAT ŞİM Ş EK DOKUZ EYLÜL ÜNİ VERSİ TESİ İ KTİ SADİ VE İ DARİ Bİ L İ MLER FAKÜLTESİ 2018-2019 10.DERS İKT-3003
Thomas Robert Malthus (1766-1834) 2 1798 - Nüfusun Prensipleri Üzerine Bir Deneme Malthus un nüfus hakkındaki görüşleri, Klasik iktisadın ücret fonu, ücretin belirlenmesi, işgücü piyasasında denge, rantın belirlenmesi gibi analizlerinin önemli bir parçası olmuştur. Ricardo-Malthus ilişkisi Ricardo nun ölümünde kadar mektuplaşıyorlar.»ailem dışında hiç kimseyi bu kadar sevmemiştim.» Ricardo, geçimlik ücret, azalan verimler ve rant konularında Malthus un nüfus konusundaki görüşlerinden yararlanıyor. Karamsar bir iktisatçı Malthus un katkıları Nüfus teorisi Say kanununa karşı çıkması, ekonomide genel arz fazlasının olacağını savunması
Her 25 yılda bir Gıda maddeleri aritmetik olarak artıyor 1,2,3,4,5,6, = x +1 Nüfus geometrik olarak artıyor 1,2,4,8,16,32 = 2 x Bu nedenle nüfus, geçimlik gıda maddelerini aşma eğilimi içinde olacaktır. Nüfus artışı, kritik bir eşiği aşma eğiliminde olursa, ücretler de çok düştüğünden, insanlık, açlık, yokluk ve sefalet ile karşı karşıya kalacaktır. Bu tabiatın doğal gelişim yasasıdır. "Doğaya yardımcı olacak başka yok etme yolları bulmalıyız. Yoksullara temizliği öğütleyeceğimize, tersi alışkanlıkları teşvik etmeliyiz. Kentlerimizde yolları, daha dar yapmalıyız, daha çok insanı evlere tıkıştırmalı ve vebanın dönüşüne davetiye çıkarmalıyız. Kırsal alanda köyleri durgun suların civarında, bataklıklarda ve sağlıksız yerlerde kurmalıyız. Ama her şeyden önce de yok edici salgın hastalıkların yaygınlaşması için belirli ahlaksız ve günahkar çareler bulmalıyız." Malthus (1970), An Essay on the Principles of Population, Penguin, ss. 179-180'den aktaran Oya Kermes. Malthus - Nüfus Teorisi 3 Point of crisis Plentitude Scarcity
Malthus - Efektif Talep Refah dönemlerinde zenginler, gelirlerinin önemli bir bölümünü tasarrufa ayırırlar. Tasarrufların yatırıma yöneltilmesi sonucu istihdam düzeyi artar. Piyasaya yeni mallar gelir. Efektif talep yetersizliği: İşçilerin alım güçleri düşük olması nedeniyle, tüketim talebin yeterli bir hızla artmaz. Satılamayan mal sorunu ortaya çıkar. Sonuç: Durgunluk 4
Jean Baptiste Say (1767-1832) 1803 - Politik İktisat Üzerine Bir Deneme. Say in yaşadığı dönemin özellikleri Amerikan ve Fransız devrimleri Napolyon'un siyasi iktidarı Sanayi devriminin başlangıç dönemi Sanayi devriminde ortaya çıkan üretim artışının bir sınırı olup olmadığı Say Kanunu İktisat biliminin konusu, iktisadi olaylar ve faaliyetler arasında zaman ve yer bakımından değişmez ilişkiler kurmak İktisat politikasının konusu, belli bir hedefe ve amaca varabilmek için tedbir ve araçları belirlemek Yapmış olduğu katkılar Teorilerin olgular ve gözlemlerle test edilmesi gereği Emek-değer teorisi yerine sübjektif fayda teorisi Girişimcinin rolü Piyasalar / mahreçler kanunu. 5
Say Soyut Teorileşme Eleştirisi 6 Gerçekçi olmayan modellemelere karşı Ricardo yu eleştiriyor, "teorileri en iyi ihtimalle entelektüel merakı giderici olsa da, pratikte hiçbir şekilde uygulanamayan, boş hayalcilerden başka bir şey değildirler", diyor. Adam Smith'i, övüyor, O nun "aydınlatıcı gösterimlerle desteklenmiş en sağlam politik iktisat prensiplerini" bir araya topladığını düşünüyor. İstatistiksel ve matematiksel iktisada karşı Örnek, Fransız şarabının bir sonraki yıla ilişkin fiyatı, asla tam olarak hesaplanamaz. Çünkü arzı ve talebi, her yıl çeşitli faktörlerin etkisiyle değişir. Arz, servetteki beklenmedik değişmeye, ürünün kalitesine, önceden kalan arz miktarına, sermaye piyasalarına, faiz oranlarına, ihracat piyasasına ve yasaların ve hükümetin istikrarına bağlıdır. Talep, talep edilen miktara, değişen tüketici zevk ve imkanlarına, genel ekonomik koşullara, ikame içeceklere vb. bağlıdır.
Ricardo nun emek değer teorisi açıklamasını eleştiriyor. «değişmez bir değer ölçüsü, saf bir hayalden ibarettir» Sübjektif fayda teorisini savunuyor. Fayda ya da tüketicinin bir mal veya hizmete değer verme şekli, o mal veya hizmetin üretimini belirler. Say Değer Teorisi 7
Say Girişimcinin Rolü 8 Girişimciyi, toprak sahibi, işçi ve sermayedardan ayrı bir iktisadi karar birimi olarak ifade ediyor. Girişimcinin halihazırda zengin olması gerekmez, ödünç alınmış bir sermaye ile iş yapabilir. "İktisadi kaynakları düşük verimli bir alandan yüksek verimli bir alana kaydırır." Ortalamanın üstünde kâr fırsatları kollar. Risk alır. Kâr maksimizasyonunu amaçlar.
Say Mahreçler Kanunu Mahreçler (Say) Kanunu: Her arz kendi talebini yaratır. Satışların azlığı, para kıtlığı yüzünden değil, öteki ürünlerin kıtlığı yüzündendir. «Bir ürün üretilir üretilmez o andan itibaren kendi değerine tamamen eşit ölçüde olmak üzere başka ürünler için bir piyasa yaratır.» X'in arzı Y için talep yaratır. Herkesin üretimi, arzu ettiği seviyeye çıkarmasına, böylece iktisadi faaliyetin tam istihdam seviyesine çıkmasına ve bu düzeyde devam etmesine, talep yönünden hiç bir engel yoktur. Genel aşırı üretim ya da genel talep yetersizliği söz konusu değil. 9
Say İktisadi Büyüme 10 Say, iktisadi büyümeyi de incelemektedir. İyi bir yönetimin amacı, üretimi arttırmak, kötü yönetimin amacı tüketimi özendirmektir. Yeni ve daha iyi ürünlerin üretimi, yeni pazarlar (mahreçler) açar, tüketimi arttırır.
Say Tasarruf 11 Mahreçler Kanunu, kazanılan gelirin derhal ve tamamen harcanacağı varsayımına dayanır. Para ekonomisinde, insanlar, elde ettikleri gelirlerin bir kısmını para biçiminde tasarruf ederler. Tasarruflar, faiz karşılığında girişimcilere ödünç verilir, gelirin tüketilmeyen kısmı bu kez yatırım malları piyasasında harcanır. Klasik faiz teorisi, para ekonomisinde mahreçler kanununun can simididir.
1848 Politik İktisadın İlkeleri Klasik teorinin, kendine yöneltilen eleştirileri dikkate alan ve sanayi devrimi sonrasında toplumsal yapıda meydana gelen değişmeleri dikkate alan içeriğe ihtiyacı, John Stuart Mill i ortaya çıkarmıştır. Babası James Mill (1773-1836) Üniversite eğitimi almadı, babası tarafından yetiştirildi. "Ben sevginin olmadığı ve korkuların hakim olduğu bir ortamda büyüdüm." https://www.britannica.com/biography/j ohn-stuart-mill 45 yaşında (1851) Harriet Taylor ile evlendi. John Stuart Mill (1806-1873) Sosyalizme yönelmesinde karısının büyük etkisi olduğu söylenir. 12
J. S. Mill Üretim ve Bölüşüm Kanunları Politik İktisadın İlkeleri, 1890 yılına kadar iktisadın temel kitabı kabul edilmiştir. "Politik iktisat, zenginliğin niteliği ve onun üretimi ile bölüşümünü belirleyen yasalar ile ilgilidir." Üretim kanunları, fiziksel ve doğal kanunlar gibidir, değiştirilemez. Milli gelirin bölüşümü kanunları sosyal kanunlardır, nispidir. Böyle bir ayrım, J.S. Mill'in reformcu amaçları yönünden, yararlı olmuş, "sosyal adalet" sorununu ayrı olarak ele alma imkanı vermiştir, 13
J. S. Mill Üretim Kanunları 14 1. Kişisel çıkar kanunu 2. Tam rekabet kanunu 3. Nüfus kanunu 4. Rant kanunu 5. Arz-talep kanunu 6. Ücret kanunu 7. Karşılıklı talep kanunu
J. S. Mill Üretim Kanunları Kişisel Çıkar Kanunu Hedonizm, en yüksek tatmini, hayatın amacı haline getiren bir doktrindir. 15
J. S. Mill Üretim Kanunları Tam Rekabet Kanunu Tam rekabet kanunu, tüketicilere ucuza mal ve hizmet sağlar, üreticiler arasında teknik gelişmeyi uyarır, eşitlik ve adaleti sağlar. Tam rekabet üç fonksiyon görür. Gelişme fonksiyonu Esneklik fonksiyonu Denge fonksiyonu 16
J. S. Mill Üretim Kanunları Nüfus Kanunu Neo Malthusçu: Nüfus artışı sınırlandırılmadan refaha kavuşulamaz. 17
J. S. Mill Üretim Kanunları Rant Kanunu 18 Azalan verimleri, politik ekonominin en önemli ilkelerinden biri olarak görüyor. Toprakların üretime alınma sırası, en iyi topraktan en fakirine doğru olmayabilir, en fakirinden en zenginine doğru da olabilir. Azalan verimlerin etkisi insanlar doğaya egemen oldukça geçici olarak kontrol altına alınabilir. Rant, marjinal topraklarda da doğabilir: Mutlak rant. Müdahale önerisi: Özel mülkiyetin yol açtığı bir dengesizlik olduğundan vergi yolu ile alınmalıdır.
J. S. Mill Üretim Kanunları Arz-Talep Kanunu 19 Smith'in kullanım değeri ve mübadele değeri ayrımını yanlış bulmaktadır. Fayda, bir şeyin, bir isteği tatmin etme, bir amaca hizmet etme kapasitesi olarak tanımlanırsa, elmas böyle bir kapasiteye yüksek derecede sahiptir, o nedenle kullanım değeri de vardır. Mübadele değeri ile fiyat birbirinden ayrılmalıdır. Fiyat, her hangi bir şeyin para ile ifade edilen değerini, (mübadele) değer, o malın satın alma gücünü ifade eder (Dikotomi anlayışı). Arz, satışa sunulan mal miktarıdır. Talep, satın alma gücü ile birleştirilmiş satın alma arzusudur. Arz miktarı ve talep miktarı mal grubuna bağlı olarak değeri / nispi fiyatı belirliyor. Arzı kesinlikle sınırlı olan mallar, Arzı sabit maliyet koşulları altında sonsuz şekilde artabilen mallar, "Miktarı istendiği zaman arttırılabilen şeylerin değeri, tesadüfi durumlar ve üretimin kendi düzenlenmesi için gerekli süre içindeki durum hariç, talep ve arza dayanmaz, aksine talep ve arz ona dayanır." Arzı, artan maliyet koşulları altında artabilen mallar.
J. S. Mill Üretim Kanunları Ücret Kanunu Emek talebini, dolayısıyla ücretleri, her yıl ücret fonu olarak ayrılan bir sermaye tutarı işçi sayısı ile birlikte belirler. Ücret, ücret fonu olarak ayrılan tutarın işçi sayısına bölümü ile elde edilir: Ücret = (Ücret Fonu) / (Çalışan Sayısı) O halde, nüfus veri iken ücret fonu artarsa, ücret artar, ücret fonu sabitken nüfus artarsa ücret azalır. 20
J. S. Mill Üretim Kanunları Karşılıklı Talep Kanunu 21
J.S. Mill Reform Düşünceleri ve Genel Değerlendirme 22 Azalan verimler yasası politik iktisadın en önemli yasasıdır. Faktör paylarının uzun dönem trendi, Ricardocu görüşe uygun olarak gerçekleşir. Arz ve talep kanunlarını doğru bir biçimde ifade etmiş, arz ve talep kavramlarını değişik fiyat seviyeleri ile ilişkilendiren birer şedül olarak düşünmüştür. Ekonomik ve sosyal reformlara önem vermiştir. araziden elde edilen hak edilmemiş gelirlerin vergilendirilmesi monopollerin kontrolü nüfus artışının önlenmesi için işçilerin eğitilmesi pazarlık güçlerini arttıracak sendikalar kurarak örgütlenmeleri miras hakkının sınırlandırılması Hem Ricardo'nun ilkelerine bağlı kalarak, hem de saf teorinin ötesine geçerek Klasik teori tamamlanmıştır. İki konuda eksik kalmıştır Değer Teorisi Marjinalizm tartışmalarının dışında kalmıştır. Monopol Teorisi Cournot u keşfedip kapsamlı bir monopol teorisi geliştirememiştir.