4 TARIM TARIM İŞLETMELERİNİN YILLIK FAALİYET SONUÇLARI Tarım işletmeleri her yıl birçok girdi kullanarak masraflarını karşılar ve çeşitli üretim faaliyetlerini yürütürler. Bu faaliyetler sonucunda elde edilen gelirlerle işletmelerini geliştirmeye çalışırlar. Yapılan giderler yanında elde edilen gelirler işletmelerin ve yürüttükleri üretim faaliyetlerinin başarı derecelerini ortaya koyar. Üretim faaliyetlerinin birbirine üstünlükleri yanında, işletmelerin başarı derecelerinin de karşılaştırılması bu sayede mümkün olur. Bu bölümde, öncelikle işletme sonuçlarının ölçülmesinde kullanılan bazı kavramlar açıklanacaktır. Bölümde nakdî (parasal) ve aynî giderler, itibari giderler, amortisman, fırsat maliyeti, satın alma maliyeti, değişken masraflar ile sabit masraflar açıklandıktan sonra işletme sonuçları; gayri safi üretim değeri, gayri safi hasıla, saf hasıla, tarım geliri, brüt kâr, safi kâr başlıkları altında ele alınacaktır.
# 4. Tarım İşletmelerinin Yıllık Faaliyet Sonuçları 55 4.1 İşletme Masrafları İşletme giderlerinin bir kısmı çiftçi tarafından ödenmekte, bir kısmı ise ödendi var sayılarak kâğıt üzerinde hesaplanmaktadır. Bunlardan birinci gruptakilere gerçek (nakdi) giderler, diğerlerine aynî giderler adı verilmektedir. Yabancı işçi ücretleri, üretimde kullanılan girdilerin masrafları (tohum, gübre, akaryakıt, ilaç v.b.), kiralanan arazinin kira karşılığı, borç faizleri nakdî giderlerdendir. İşçi ücretleri nakdî olabileceği gibi aynî veya her ikisinin karması şeklinde de olabilir. Ayda 500 TL ve günde üç öğün yemek ile barınacak yer verilen bir işçinin giderleri buna bir örnek olup yemek ve barınma yeri karşılığı gibi aynî giderler paraya çevrilerek nakdî giderlere dahil edilmelidir. Mal karşılığı girdi temin edilmesi de nakit gibi kabul edilmelidir ki buna takas denilmektedir (Aras, 1988. S: 101-104). Ekonomik anlamda üretim masrafları hesaplanırken bazı giderler aslında yapılmadığı halde yapılmış gibi düşünülerek masraflara dahil edilmektedir. Bunlara itibari giderler denilir. Çiftçi ailesinin iş gücü ve yönetim karşılığı, mülk arazinin kira karşılığı ve öz sermayenin faizi bu tip giderlerdir. 4.1.1 Amortisman Amortisman, kullanımı birden fazla yıla dağılan bina, makine, hayvan, uzun ömürlü malzeme ve plântasyonlar gibi sermaye unsurlarının her yıl için hesaplanan yıllık değer kaybını ifade eder. Muhasebe yönünden amortisman konusu, bir masraf dağıtım işleminden ibarettir. Uzun ömürlü olan, yıpranmaya ve aşınmaya tabi demirbaşın bu yüzden meydana gelecek değer eksilişleri, üretim yılları arasında amortisman yoluyla dağıtılmış olmaktadır. Amortisman hesaplanmamış olsaydı, demirbaş masrafının tamamı alındığı yıl içinde görülecek, diğer yıllara bir masraf dağıtılmayacaktı. Bu durumda demirbaşın alındığı yılda üretim masrafları çok yüksek, diğer yıllarda az gibi görülecek, işletmenin masraf yapısı çarpıtılmış olacaktı. Çok ömürlü girdilere amortisman ayrılması bu yanlışlığı gidermektedir. Diğer yandan her yıl amortisman payı kadar tasarruf yapan veya malzemesini yenileyen işletmeler, belli bir müddet sonra tamamen yıpranmış makine ve malzeme ile yüz yüze kalmamış olurlar.
Tarım Ekonomisi 56 Amortisman itibari giderden farklıdır, gerçek bir giderdir ama cari dönem için nakdî değildir. Gider önceden nakden yapılmış, cari dönem başına düşen miktarı hesaplanmıştır. Arazi açma, topraktan ibaret su ve drenaj kanalları, toprak ıslahı tesis masrafları (teraslama gibi) bir sermaye artışı kabul edilerek toprağın değerine ilave edilir. Toprak ve toprağın değerini artırıcı uzun ömürlü arazi ıslahı (meliyorasyon) uygulamaları için amortisman hesaplanmaz (Aras, 1988, s. 68). Amortisman hesaplama yöntemleri. Amortisman çeşitli şekillerde hesaplanabilir. Burada bunlardan üçü üzerinde durulacaktır. Tarımda amortisman genellikle demirbaşın satın alma değeri üzerinden: A=(D-H)/n eşitliğine göre hesaplanmaktadır. Eşitlikte A, yıllık amortisman payını; D, demirbaşın mal oluş değerini; H, demirbaşın hurda değerini; n ise ekonomik ömrünü göstermektedir. Bu metoda doğru hat metodu denilmesinin sebebi, her yıla aynı yıpranma payının düşmesidir. Bu yolla hesaplanan amortisman oranı sabittir. Çoğu zaman demirbaşın hurda değeri çok küçük olduğundan dikkate alınmaz, bu takdirde formül A=D/n olarak ifade edilir (Aras,1988. S: 67-75). Azalan bilanço metodunda da amortisman oranı sabittir. Ancak sabit olan bu amortisman oranı doğru hat yöntemindeki gibi satın alma değerine değil, demirbaşın her yılki yıpranma değeri düşüldükten sonra geri kalan kıymetine tatbik edilir. Bu yolla amortisman hesaplanırken, amortisman oranının %20 den fazla olması arzu edilmez. Çünkü bu takdirde makinenin ekonomik ömrü sonucunda hesaplanan hurda değeri, gerçek değerinden çok yüksek görülebilir (Aras, 1988, s. 74). Satın alma değeri 10 bin olan bir makinenin doğru hat metoduna göre hesaplanan yıllık amortisman payı, makinenin ekonomik ömrü 5 yıl ve hurda değeri 0 olduğundan 2000 liradır (=10/5). Aynı makinenin azalan bilanço yöntemine göre yıllık amortisman payları aşağıda gösterilmiştir (yıllık amortisman oranı %20): Hizmet yılı Yıllık amortisman Yıl sonu değeri (defter değeri) 1 2.000 8.000 2 1.600 6.400 3 1.280 5.120 4 1.024 4.096 5 819 3.276.8
# 4. Tarım İşletmelerinin Yıllık Faaliyet Sonuçları 57 Görüldüğü gibi bu yolla demirbaşın satın alma değerinin tamamı amorti edilmemektedir. Beş yıl sonunda amorti edilemeyen değer (3.276.8 TL), makinenin hurda değeri olarak kabul edilmektedir. Amortisman hesaplanmasında bir diğer yöntem yıllar toplamı yöntemidir. Bu yöntem de azalan bilanço yöntemine benzer, bir farkla ki bu yöntemde, doğru hat yönteminde olduğu gibi, aletin ekonomik ömrü sonunda kalan değeri sıfır dır. Aynı örneğe yıllar toplamı yöntemine göre amortisman hesabını uygulayalım. Aletin ekonomik ömrü 5 yıl olduğuna göre, yıllar toplamı 15 dir (1+2+3+4+5= 15). Bu rakam amortismanın dağıtılacağı toplam pay kabul edilerek buna göre bir paya düşen amortisman miktarı hesaplanır. Örneğimizde bir payın karşılığı 666.67 TL dir (=10000/15). Yıllara düşen amortisman miktarlarını bulmak için, bu rakamı sırasıyla 5,4,3,2 ve 1 le çarpmalıyız: Birinci yıla ait amortisman miktarı: (5)(666.67)= 3 333.3 TL İkinci yıla ait amortisman miktarı: (4)(666.67)= 2 666.7 TL Üçüncü yıla ait amortisman miktarı: (3)(666.67)= 2 000.0 TL Dördüncü yıla ait amortisman miktarı: (2)(666.67)= 1 333.3 TL Beşinci yıla ait amortisman miktarı: (1)(666.67)= 666.7 TL Yıllar toplamı yöntemine göre, herhangi bir yılın amortisman miktarı, aşağıdaki eşitlik yardımı ile hesaplanabilir: A y = 2D(n y + 1) n(n + 1) Eşitlikte, A y yıllık amortisman miktarını; D, aletin satın alma maliyetini; n, aletin ekonomik ömrünü, y amortismanın hesaplandığı yılı göstermektedir. Eşitliği kullanarak birinci yılda makinenin yıpranma payını hesaplayalım: (2)(10000)(5 1 + 1) A 1 = = 3333.33 TL 5(5 + 1) edilir. Diğer yıllara düşen amortisman miktarları da aynı eşitliğin kullanılması ile elde
Tarım Ekonomisi 58 4.1.2 Değişken masraflar İşletme masrafları, işletmeye yatırılan aktif sermayenin faizi hariç, üretim masraflarının toplamıdır. Üretim miktarına bağlı olarak artan veya azalan masraflara, değişken masraflar denir. Değişken masraflar ne kadar yüksekse, işletmede entansite o kadar fazladır. Bitkisel üretimde değişken masraflara örnek olarak; tohum, gübre, akaryakıt ve yağ, tarımsal ilaçlar, sulama suyu, pazarlama, nakliye ve geçici işçilik masraflarını gösterebiliriz. Hayvansal üretimin değişken masrafları ise; yem, veteriner, ilaç, pazarlama, nakliye, sürü yenileme ve geçici işçi masraflarıdır. 4.1.3 Sabit masraflar Sabit masraflar, işletmedeki üretim miktarına bağlı olmaksızın yapılan masraflardır. Sabit masraflara örnek olarak amortisman, bina tamir bakımı, vergi, sigorta, daimi iş gücü ve aile iş gücü karşılığını gösterebiliriz. Makine masrafı amortisman eşiğine kadar sabit masraf, bu eşiğin ötesinde ise değişken masraf karakterini taşır. Örneğin bir traktörün yıllık çalıştırılma süresinin 1000 saat olduğunu kabul edelim. Eğer bu traktör yılda 1000 saat veya daha az çalıştırılıyorsa yıllık amortismanı sabit masraf, 1000 saatten daha fazla çalıştırılıyorsa değişken masraf olarak değerlendirilir (Erkuş ve Demirci 1985, s. 33). 4.2 Satın Alma Maliyeti ve Fırsat Maliyeti Üretimde kullanılan her girdinin bir satın alma maliyeti yanında bir de fırsat maliyeti vardır. Bir girdinin fırsat maliyeti, o girdinin kullanıldığı amaç dışında kullanılabileceği en elverişli amacın getirebileceği gelirdir. Bir başka tarife göre; feda edilen en kârlı faaliyetin geliri, üretime alınan faaliyetin fırsat maliyetidir (İnan, 1992. s. 57). Bunu bir örnekle açıklayalım. Bir çiftçinin ambarında 100 kg. kimyasal gübre olduğunu düşünelim. Çiftçi bu gübreyi buğday arazisinde kullandığı takdirde, elde edeceği verim artışına bağlı olarak gelirinin 100 TL, arpa için kullandığı takdirde 90 TL artacağını varsayalım. Çiftçi buğday arazisini gübrelemeyi tercih ederse fırsat maliyeti 90 TL olacaktır. Eğer çiftçi bu gübreyi arpa üretiminde kullanırsa fırsat maliyeti bu kez 100 TL olacaktır.
# 4. Tarım İşletmelerinin Yıllık Faaliyet Sonuçları 59 Bir birim girdiden azami gelirin sağlanması için o girdinin mevcut kullanımından elde edilen gelirin, fırsat maliyetine eşit veya ondan fazla olması lâzımdır. 4.3 İşletme Başarısının Ölçülmesi İşletmelerin bir üretim dönemi sonucunda elde ettikleri başarı çeşitli şekillerde ifade edilebilir. Bu başarı ölçüleri işletmeleri çeşitli açılardan tanımamıza yardımcı olduğu gibi onların üretim yapısını, girdi kullanım özelliklerini, masraf yapılarını, üretim faaliyetlerinin birbirlerine nispi üstünlüklerini, kredi kullanabilme imkânlarını, risk yüklenme kapasitelerini göstermektedir. Şimdi sırasıyla bu ölçüleri tanıyalım. 4.3.1 Gayri safî üretim değeri İşletmenin bir üretim dönemi içinde ürettiği bitkisel ve hayvansal ürünlerin değeri ile prodüktif kıymet artışları gayri safî üretim değerini oluşturur. Normal büyüme ve artma sayesinde işletmenin yıl sonu envanter kıymetinde (meyveli, meyvesiz ağaçlar, iş ve irat hayvanları vb.) meydana gelen kıymet artışları, prodüktif kıymet artışları olarak adlandırılmaktadır. 4.3.2 Gayri safî hasıla Tarım işletmelerinde bir çalışma yılı zarfında, ekonomik faaliyetler sonucunda yeni üretilen mallar yanında ürün işleme, mübadele ve yeniden değerlendirme yoluyla sermaye kısımlarında meydana gelen artışların kıymetçe ifadesi gayri safî hasılayı vermektedir (Laur 1962, s. 367). Gayri safî hasılanın hesaplanması büyük özen ister. Bu hesaplamada yapılabilecek hataları ortadan kaldırmak veya azaltmak için gayri saf hasılaya dahil olan ve olmayan unsurlar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir. Öncelikle gayri saf hasılaya dahil edilmesi gereken unsurları sıralayalım:
Tarım Ekonomisi 60 (1) Bitkisel ve hayvansal kaynaklı bütün ürünlerin değeri (2) Prodüktif kıymet artışları (3) İşletmedeki iş gücü ve makinenin diğer işletmelerde tarımsal faaliyetlerde çalıştırılması ile elde edilen gelirler.(bazı ekonomistler bu şekilde elde edilen gelirin, yan gelir olması, işletmenin var oluş sebebini oluşturan faaliyetlerin gelirlerine oranla daha az olması görüşünü ileri sürmektedirler.) (4) İşletmecinin sahip olduğu ikametgâhın kira karşılığı (5) İşletmenin, işçilere veya diğer işletmelere aynî olarak verdiği ürünlerin değeri (6) İşletmeden temin edilen odun, çalı ve benzerlerinin kıymetleri Gayri saf hasılaya dahil edilmemesi gereken unsurlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: (1) İşletmede üretilmeyen malların ve arazi, alet-makine sermayesinin satışından elde edilen gelirler (2) Pazar kıymetinin değişmesinden (konjonktürel) dolayı işletme sermayesinde meydana gelen kıymet artışları (3) Tarım dışı faaliyetlerden elde edilen gelirler (4) Satın alma yoluyla; toprak, makine ve diğer demirbaşlarda meydana gelen kıymet artışları (aynı zamanda üretim masraflarında da gösterilmez) (5) İşletmenin bir şubesinden diğerine devredilen; ot, gübre, tohumluk, damızlık vb. çiftlik ürünleri (bu gibi ara ürünler, üretim masraflarında da yer almazlar). Hataya yol açmamak için gayri saf hasıla kıymeti hesaplanırken, yıl sonunda demirbaşın değerleme işi, yıl başında esas alınan değer biçme yöntemi ile yapılmalıdır (Erkuş vd. 1995. s. 176). Bu sayede gayri safî hasıla, fiyat değişmelerinden etkilenmemiş olur. İşletmelerin gayrı safî hasılalarının karşılaştırılmasında genellikle tarıma elverişli arazi veya tarla arazisinin 1 dekarına isabet eden değerleri dikkate alınmaktadır. Ayrıca gayri safî hasılanın aktif sermayeye, 1 TL lık işletme masrafına, 1 TL lık işçilik masrafına ve işletmede kullanılan erkek iş gücü birimi başına düşen miktarları da hesaplanmaktadır.
# 4. Tarım İşletmelerinin Yıllık Faaliyet Sonuçları 61 4.3.3 Saf hasıla Tarım işletmelerinin başarısını ölçmeyi ve işletmeler arası karşılaştırmalar yapmayı sağlayan bir ölçü olan saf hasıla, gayri saf hasıladan toplam masrafların (değişken + sabit masraflar ) çıkarılması ile elde edilir. Borçsuz ve kira ile arazi işletmeyen bir işletmede saf hasıla, aktif sermayenin getirdiği faizdir. Buna aktif sermayenin rantı da denilebilir. (Saf hasıla hesaplanırken, kiracılık-ortakçılık payları, borç faizleri ve öz sermayenin faizi masraflara dahil edilmez.) 4.3.4 Tarımsal gelir Saf hasıladan borç faizleri ile kiracılık ve ortakçılık için ödenen paylar çıkarılır ve aile iş gücü ve yönetim karşılığı ilave edilirse tarımsal gelir elde edilir. 4.3.5 Brüt kâr Gerek işletmede yürütülen faaliyetlerin birbirleriyle ve gerekse işletmenin diğer işletmelerle karşılaştırılmasında en çok kullanılan ölçü brüt kârdır. Brüt kâr, gayri safî üretim değerinden, değişken masrafların çıkarılması ile elde edilir. Brüt kâr, işletmelerin plânlanmasında yaygın olarak kullanılan bir ölçüdür. 4.3.6 Safî kâr Tarımsal gelirden, aile iş gücü karşılığı ve öz sermayenin faizi çıkarılırsa, işletmenin elde ettiği safî kâra ulaşılmış olur (Doll, Rhodes and West, 1968, s: 28-29). Ekonomide kâr hesaplanırken, işletmeye yatırılan aktif sermayenin başka sahalarda kullanılması halinde elde edilecek gelirin de dikkate alınması gerekmektedir. Çiftçinin üretime tahsis ettiği arazi, alet-makine ile ekipmanı, bina v.s. gibi sermaye unsurlarına her yıl ödeme yapılmasa bile bunların da bir fırsat maliyeti vardır. Bu maliyet öz sermayenin faizi olarak ifade edilmektedir. Bunun gibi işletmede kullanılan aile iş gücü
Tarım Ekonomisi 62 karşılığının da hesaplanıp net işletme gelirinden çıkarılması sonucunda işletmenin safi kârı bulunmuş olur *. Kâr, üretime katılan bütün girdilerin masrafları çıkarıldıktan sonra geriye kalan toplamdır. Bu durumda işletmeci sıfır kâr elde etse bile kaynaklarını bir başka sahaya transfer etmeyi düşünmeyebilir. Zira kârın sıfır olması, bütün girdilerin (arazi kira karşılığı, aile iş gücü ve öz sermayenin faizi dahil) masraflarının karşılandığını göstermektedir. Safî kârın sıfırdan büyük olması, işletmecinin taşıdığı risklerin fazlalığından veya üretim faktörlerinin nisbî kıtlığından kaynaklanabilir (Doll, Rhodes and West, 1968 s. 29). 4.3.7 Örnek problem Çarşamba Ovasındaki bir işletmenin, 2010-2011 üretim dönemine ait işletme sonuçları aşağıda verilmiştir. İşletmenin mülkiyetinde bulunan arazi miktarı 29 dekardır, 1 dekar arazi de 60 TL ye kiralanmıştır. Belirtilen dönemde işletmenin hayvan ürünleri satışından elde ettiği gelir 800 TL, prodüktif demirbaş kıymet artışı 750 TL dir. Bitkisel üretime ait değerler aşağıdaki gibidir: Ekim/dikim alanı Verim Ortalama satış Yetiştirilen ürünler (dekar) (kg/da) fiyatı (TL/kg) Mısır 10 500 0.5 Şeker pancarı 3 5000 0.15 Domates 2 2000 0.2 Fındık 12 100 3.0 Kavaklık 3 - - İşletmecinin oturduğu evinin yıllık kira karşılığının 300 TL, öz sermayesinin faiz karşılığının da 1600 TL olduğu tahmin edilmektedir. Dönem esnasında işletme dışında elde edilen tarımsal gelir 200 TL dir. İşletmenin değişken masraflarının faiz karşılığı 220 TL dir. İşletme için hesaplanan amortisman toplamı 620 TL olup dönem esnasında aile bireylerinin iş gücü karşılığının 900 TL olduğu varsayılmaktadır. İşletme için hesaplanan diğer giderler; tohum (840 TL), gübre (690 TL), tarımsal mücadele (370 TL), sulama masrafı (340 TL), akaryakıt ve yağ (2200 TL), geçici işler için çalıştırılan işçilere yapılan ödemeler (400 TL), diğer makine değişken masrafları (180 TL), yem (365 TL), veteriner ücreti (45 TL), binaların tamir-bakım masrafları (35 TL), vergi ve * Ülkemiz şartlarında aktif sermayenin faizinin %8-10, aile iş gücü karşılığının ise, aynı işler için çevrede yabancı işçilere ödenen ücretlere eşit olması önerilmektedir (Erkuş vd. 1995, s. 179-182).
# 4. Tarım İşletmelerinin Yıllık Faaliyet Sonuçları 63 sigorta (40 TL) dır. Bu verileri kullanmak suretiyle işletmenin 2010-2011 üretim dönemine ait başarı ölçülerini sırasıyla hesaplayalım: (a) Gayri safî üretim değeri (GSÜD) Tarla ürünleri, sebze ve fındık için hesaplanan bitkisel üretim değeri toplamı 9150 TL dir: (10)(500)(0.5) + (3)(5000)(0.15) + (2)(2000)(0.2) + (12)(100)(3) = 9150 TL Bulunan bu değere, hayvancılıktan ve prodüktif demirbaş kıymet artışından elde edilen gelirler ilave edilirse, GSÜD= 10700 TL bulunur. (b) Gayri saf hasıla (GSH) Gayri safî üretim değerine, işletme dışı tarımsal gelir (200) ve zati ikametgâh kira karşılığı (300) eklendiğinde GSH değeri 11200 TL elde edilir. (c) Saf hasıla (SH) Gayri saf hasıla değerinden, değişken masrafların faiz karşılığı ile öz sermayenin faizi ve kiralanan arazinin kira bedeli hariç diğer masraflar çıkartılırsa, geri kalan değer saf hasıladır (11200-7025= 4175 TL). (d) Tarımsal gelir (TG) Saf hasıladan değişken masrafların faiz karşılığı (220) ve kiralanan arazinin kira bedeli (60) düşülüp, kalan değere aile iş gücü ve yönetim karşılığı (900) ilâve edilirse tarımsal gelir rakamı bulunmuş olur: 4175 -(220+60)+900 = 4795 TL (e) Brüt kâr (BK) Brüt kâr, GSÜD ile değişken masraflar (5650) arasındaki farktır: 5050 TL (f) Safi kâr (SK) Tarımsal gelirden, aile iş gücü karşılığı ve öz sermayenin faizi çıkarılınca safi kâra ulaşılmış olur: 4795 - (900+1600) = 2295 TL. İşletme başarı ölçüleri ve hesaplanma yöntemleri toplu olarak Tablo 4.1 de gösterilmiştir.
Tarım Ekonomisi 64 İşletme başarı ölçüleri Tablo 4.1 Tarım İşletmeleri Başarı Ölçülerinin Hesaplanması Sabit masraflar GSÜD GSH SH TG İDTG İKK DM AİK Diğer KOP BF ÖSF GSH + + + SH + - - - TG + + - - BK + - SK + - - GSÜD = gayri safi üretim değeri; GSH = gayri safi hasıla; SH = saf hasıla; TG = tarımsal gelir;bk = Brüt kâr; SK = safi kâr; İDTG = işletme dışı tarımsal gelir; İKK = ikametgah kira karşılığı; DM = değişken masraflar; AİK = aile iş gücü karşılığı; KOP = kiracılık ortakçılık payları; BF = borç faizleri; ÖSF = öz sermaye faizi. Tarım ekonomisi konularını bu bölümle kapatıp bundan sonraki bölümlerde tarımsal üretim ekonomisi konularına geçeceğiz. Her ne kadar tarım ekonomisi konuları burada değinilenler ile sınırlı değilse de diğer ekonomi dersleri kapsamında detaylı olarak verildiklerinden burada ayrıca incelenmemişlerdir. Tarım ürünlerinin pazarlanması, tarımda örgütlenme, tarım politikası ve tarımla ilgili diğer disiplinler tarım ekonomisi kapsamı çerçevesinde ele alınmaktadır *. * E.Rehber, B. Çetin, Tarım Ekonomisi, Vipaş A.Ş., Bursa, 1998. Z. Dinler, Tarım Ekonomisi, Bursa, 1991. F. Açıl, R. Demirci, Tarım Ekonomisi Dersleri, AÜ Ziraat Fakültesi Yayın no: 880, Ankara, 1984.