REHBERLİK SERVİSİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ 1.İÇ ÖZGÜVEN



Benzer belgeler
ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÖZ GÜVEN

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

ÇOCUKLARDA BENLİK SAYGISI GELİŞİMİ

REHBERLİK SERVİSİ ÇOCUKLARDA ÖZ GÜVEN GELİŞİMİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

KUMKALE İLKOKULU/ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ MART AYI KATALOĞU

1/23/2015. Karne Ne Anlatır. Ocak Beylikdüzü A.K.Koleji Rehberlik Servisi Veli Paylaşımı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur.

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser.

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

Okul fobisi nasıl gelişir?

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Ericson a Göre Psikososyal Gelişim ve Evreleri

Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

KARNE ALAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI

LİSE REHBERLİK SERVİSİ

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Bir gün bir öğrenci velisi, kızı Elif in tırnaklarını yemesi konusunda benimle görüşmek istediğini ve bu konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

ANNE BABA TUTUMLARI. ÇOCUGUN GELĠġĠMĠNE ETKĠLERĠ

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

SINAVLARDA YAŞANAN KAYGISININ VELİLERE ÖNERİLER


ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

Sevgili Anne ve Babalar;

HAKİM ÖMER ONSUN İLKOKULU ERASMUS + KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE FARKINDALIK YARATILMASI VELİ SEMİNERİ MAYIS 2017

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

AĐLE ĐÇĐ ETKĐLĐ ĐLETĐŞĐM

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

1. Doğumdan İki Yaşına Kadar Görülen Sosyal ve Duygusal Gelişim

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu EBEVEYN TUTUMLARI

SORUMLULUK Değerli Velilerimiz, Sorumluluk Nedir? Sorumluluk Sahibi Bireyler;

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

ENVAR EĞİTİM KURUMLARI

Özgüven Gelişiminde Anne Baba Rolü

DEĞERLER EĞİTİMİ ARKADAŞLIK

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI

AİLE İÇİ İLETİŞİM. Aile İçi İletişimi Etkileyen Ve Bozan Faktörler

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

AİLE İÇİ ETKİLİ İLETİŞİM

Okul Aile İlişkilerinin Yasal Dayanağı

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

ÖZGÜVEN. 6. Olumsuz ifadelerinizin, olumlu benlik konuşmalarıyla yer değiştirmesini sağlayın.

BÜYÜYORUM, DEĞĠġĠYORUM, GELĠġĠYORUM

SUZUKi METHODU ile KEMAN EĞİTİMİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

sıklıkla kullanırız. Ancak bunların farkına varırsak değiştirebiliriz.

DUYGUSAL GELİŞİME UYGUN ETKİNLİKLER

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ AÇISINDAN AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ

ĠTÜ GELĠġTĠRME VAKFI BEYLERBEYĠ ÖZEL ANAOKULU VE ĠLKÖĞRETĠM OKULU EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 1.VELĠ BÜLTENĠ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:1

Ebeveyn Davranışları Ölçeği (Parental Behavior Scale)

Ailenin önemi. Aile Anne-Baba olmak, dünyanın en zor ve en güzel mesleğidir.

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

Kanatları Kırılan Çocuklar Cuma, 02 Ekim :21

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir.

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

Okul Dönemi Çocuklarda

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Sosyalleşme bebeğin üç ay dolaylarında insanla objeler arasındaki farkı görerek değişik tepkiler göstermesiyle başlar. Üçüncü ayın başından itibaren

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

AKRAN İ LİŞKİ LERİ. PDR Bülteni Sayı: 03

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

Transkript:

1989 REHBERLİK SERVİSİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ Özgüven, insanın kendisiyle barışık olması, kendini olduğu gibi kabul etmesi; yani olumlu benlik algısıdır. Başka bir deyişle kendisi olmaktan memnun olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir. Her insanın, bir gerçek egosu vardır; bir de olmayı istediği, arzu edilen egosu vardır. Bu iki egoyu da bilen ve bunları birbirinden ayırabilen bir kişinin benlik saygısı olduğunu söyleyebiliriz. Bir insanın hem olumlu yönleriyle hem de olumsuz yönleriyle yüzleşebilmesi; özgüven sahibi olduğu, benlik saygısının yerinde olduğu anlamına gelir. Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit özgüvenden bahsetmektedirler. Bunlardan birincisi iç, diğeri dış özgüvendir. İç özgüven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz seklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır. Ayrıca bunlar, özgüvenin nitelikleridir diyebiliriz. 1.İÇ ÖZGÜVEN A)Kendini Sevme: Kendini seven çocuklar gereksinimlerine değer verirler. Kendi ihtiyaçlarını başkalarınınkilerle eşit olarak değerlendirirler. İstedikleri şeyleri elde etme konusunda suçluluk duymazlar. İhtiyaçlarının karşılanmasını hakları olarak görürler. Övgü almayı ve ödüllendirilmeyi açık açık talep ederler. Başkalarının kendileri ile ilgilenmesinden ve kendileri için bir şeyler yapmasından çok hoşlanırlar. İyi nitelikleriyle gururlanır.

B) Kendini Tanıma: Kendini tanıyan çocuklar güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadırlar. Hiçbir zaman kalabalığın içinde kaybolmazlar. Kendi değerlerini bilirler. Kendilerine uygun arkadaşlar bulurlar. Başkalarının görüşlerine açıktırlar ve eleştirildiklerinde hemen savunmaya geçmezler. Eksik yönlerini geliştirme ve değiştirme özellikleri vardır. Yapıcı olacağına inanırlarsa yardım almaya açıktırlar. C) Kendine Açık Hedefler Koyma: Kendilerine başarabilecekleri hedefler belirlerler. Bunları başarmak içinde başkalarına bağımlı olmazlar. Yeterince motive oldukları için başkalarına kıyasla hedefleri gerçekleştirmede daha istekli ve enerjiktirler. Tutarlı davranırlar çünkü hedef belirlerken en ayrıntılı noktaları önceden tahmin edebilirler. Özeleştiriyi öğrenmişlerdir. Kendi ilerlemelerini kontrol edebilirler. Kolay karar verebilirler. D) Pozitif Düşünme: Pozitif düşünen çocuklar iyi deneyimler yasama ve bunlardan iyi sonuçlar elde etme konusunda umutları vardır. İnsanlar hakkındaki düşünceleri genellikle olumludur. Her sorunun bir çözümü olduğuna ve daima, geleceğin geçmişten daha iyi olacağına inanırlar. Yaşamlarındaki değişikliklere çabuk uyum sağlarlar. 2.DIŞ ÖZGÜVEN A) İletişim: İletişim konusunda beceriler kazanmış olan bir çocuk başkalarını anlayışla, sakin ve dikkatle dinleyebilir. Her yaştan ve her kesimden insanla konuşacak bir şeyler bulabilirler. Yüzeysel konulardan, daha derin sohbetlere ne zaman, nasıl geçeceklerini bilirler. Başkalarının sözsüz ifadelerinden ve beden dilinden anlarlar. Utanıp sıkılmadan toplum önünde konuşurlar. B) Kendini İyi İfade Edebilme: Kendini iyi ifade eden çocuklar, dolaysız yoldan ve açıkça gereksinimlerini söylerler. Kendilerinin ve başkalarının haklarını korurlar. Teşvik etmeyi bilirler ve karşısındakinin de kendisini teşvik etmesini isterler. Övgüyü kabul ederler, başkasını övebilirler. Gerektiğinde etkin bir şekilde şikayet ve mücadele ederler. C) Duygularını Kontrol Edebilme: Duyguları ile başa çıkabilen çocuklar duygularının esiri olmazlar. Beklenmedik davranışlar göstermezler. Korkuları ve endişeleri ile başa çıkabildikleri için riskleri göze alabilirler. Mutsuzluklarının kendilerini sürekli engellemesine izin vermedikleri için sıkıntılı dönemlerini kısa sürede atlatabilirler. Anlaşmazlık olduğunda kendilerini iyi savunurlar. Kıskançlık, öfke gibi doğal olan duyguları yaşadıklarında suçluluğa kapılmazlar. İlişkilerinde neşe, sevgi ve mutluluk ararlar. Kimseye körü körüne kapılmazlar. ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİNİN NEDENLERİ İnsan hiçbir zaman özgüvene sahip ya da özgüvenden yoksun bir birey olarak dünyaya gelmez. Bu tamamen yaşamakla ilintili bir durumdur. İnsanın geçmişindeki ve özellikle bebeklik ve çocukluk dönemindeki yaşantısının izleri onun kendisine ve dolayısıyla çevresine bakışını belirler. Bireyi gelecekte etkileyecek olan, kendisinde olumsuz izler bırakan yaşam süreci, nasıl bir yaşam sürecidir ya da başka bir deyişle hangi yaşam sürecinin değişik sahneleri bireyi gelecekte etkiler ve onu özgüvenden yoksun bırakır? 1. Bebeklik Yaşamı Örnek olay:25 aylık olan Cansu anne ve babasıyla birlikte bir tatil günü babaannesini ziyarete gider. Babaannesi Cansu ya yakın ilgi gösterir. Ayrıca evin bahçeli olması Cansu yu çok mutlu eder. Eve gelir gelmez hemen bahçeye çıkmak isteyen Cansu ya annesi üstün başın kirlenir diye izin vermek istemez; ama Cansu annesini dinlemez. Bahçede koşup oynayan ve çevreyi ilgiyle izleyen küçük çocuk yolda karıncalar görür ve merakla onları incelmeye başlar. Bir süre sonra Cansu nun gözleri ağacın yapraklarına takılmıştır. Cansu babasının sesine irkilir, babası ondan gelmesini ister; ancak babasının sesini duymazlıktan gelir ve gitmek istemez. Bu duruma sinirlenen babası kolundan tuttuğu gibi Cansu yu eve getirir. haydi dedenin elini öp der. Cansu bunu reddeder, buna kızan babası sen beni dinlemiyorsun diyerek silkeler. Cansu ağlayarak annesine yönelir ve ona sarılmak ister annesi de sen babanın sözünü hiç dinlemiyor-

sun, üstelik üstünü de kirletmişsin ben senin gibi çocuk istemem, diyerek onu iter. Cansu hıçkırarak ağlamaya başlar. Yorum: Cansu ya gösterilen tepkilerle ona kendi algılamasının düşünce ve davranışının önemli olmadığı, ilgi ve isteklerini bir yana bırakıp ailesinin isteği doğrultusunda davranması gerektiği öğretilmektedir. Aile içindeki etkileşimlerde bu gibi mesajlar çocuğa sık sık verilirse onun psikolojik gelişimi boyunca merak etme ve keşfetme hevesi kırılır, öğrenme isteği azalır kendi düşünceleri yönünde hareket etmemeyi öğretir. Bu da çocukta özgüven eksikliğine yol açar. İnsanda güven duygusu yaşamın ilk yıllarında başlar. Erikson a göre ilk yıllar güvene karşı güvensizlik evresidir. Anne bebeğin ihtiyaçlarını giderirse güven duygusu gelişir. Buna karşılık bebeğin isteklerine karşı duyarsız kalırsa bebeğin ihtiyaçlarını gidermezse güvensizlik duygusu gelişir. Yaşamın ikinci yılında bebek bağımsız ve özerk olarak hareket etmeye başlar. Anneye bağlıdır, annenin yanından ayrılmak istemez ancak özerk olmanın da tadını çıkarmak ister. Burada bebeğin her isteğinin yerine getirilmesi ya da aşırı baskıyla cezalandırılması kişilik gelişim bakımından sağlıklı değildir. Yaşamın ikinci ve üçüncü yıllarında çocuğun kendi kendine kontrol etme yeteneğini anne baba olumlu yönde etkiler ve destek verirse çocuk özerklik içinde bir özgüven duygusu kazanır. Çocuk çevresine karşı daha ilgili duyarlı ve keşfedici olarak davranır. Bu evrede çocuğun özellikle kendi bağımsız oyunlarına pek müdahale etmemek gerekir. 2. İhmal edilme Örnek Olay: Ahmet babasının işten dönüşünü büyük bir heyecanla bekler; çünkü Ahmet in elinde babasına verilecek beşle dolu bir karne vardır. Babası işten geldiğinde yüzü asıktır ve o günün karne günü olduğunu bile hatırlamaz. Günlük iş yaşamının getirdiği yorgunluk, kaygı, stres onun bilincinin tümünü katlamıştır. Ben yorgunum, beni yalnız bırak ifadesiyle çocuğa bakar. Çocuğu gördüğü an öff şimdi bir de bu var başımda diye düşünür ve mümkün olduğu kadar onu görmemeye, görmemeye çalışır. Yorum: Bu ilişki içinde bu babanın çocuğu babam beni sevmiyor yargısına varır ve sağlıklı gelişimine engel olur. Karşılanması gereken en temel gereksinimlerinin başında sevgi gelir ve bunu güven duygusu izler. Çocukla sevgiyle beraber beden temasının da kurulması gereklidir. Kucaklayarak beden temasının sağlanması, çocuğun kabul edildiği anlamına gelir ve bu aynı zamanda çocuğa sevildiği, sayıldığı ve değerli olduğu mesajını yansıtır. Sevildiğini düşünen çocuk kendini eksiksiz ve yeterli görür. Çocuğun güven geliştirebilmesi için aile ilişkileri çok önemlidir, sürekli sözünden dönen, çocuğunu ciddiye almayan ve kendi isteklerini daha önemli gören anne baba çocuğa güvensizlik duygusu aşılar. Çocuk zamanla çevresine de güvenmemeye başlar. Güvensizlik duygusunun baskın olduğu aile ortamından gelen bir kişi kimseyle dayanışma içine giremez ve işbirliğine yönelemez. Böyle bir kişi kendi dahil hiç kimseye güvenmez, inanmaz. Çocuğun karşılanması gereken diğer bir psikolojik gereksinim de özdeşim kurabileceği bir modelin olmasıdır. Model olan kişi çocuğa örnek olarak yol gösterir, onun yapabileceği ya da yapamayacağı davranışlarının sınırlarını belirtir. Sosyalleşmesi ve dış dünyayı tanıması için bir köprü görevi görür. Çocuğun karşılanması gereken gereksinimlerinden bir tanesi de duygu ve heyecanlarını yaşamasıdır. Çocuk sevinç, korku, hüzün, kızgınlık gibi duygu ve heyecanları yaşamalı ve aile, bu duyguların açığa çıkmasına izin vermelidir. Bu tür duyguları yaşamasına izin verilmeyen ailede yetişen çocuk donuklaşır, hayatı anlamsız görür. Hayatın heyecan ve zevk verici bir yönünü bulamaz ve kendi hayatına yön veremez. Kendi hayatına yön veremeyen bir insan özgüveni yeterli birey olamaz. Çocuğun doğuştan gelen temel psikolojik gereksinimleri karşılanmadığı takdirde ona senin varlığın ya da yokluğun önemli değil mesajı verilmiş olur. Bu mesaj sık sık verildiğinde çocuk kendini değersiz ve çaresiz görür. Hata bendedir düşüncesiyle kendini suçlar ve sevilmeye layık olmadığını hisseder. Bu da çocuğun kendine güven geliştirememesine yol açar. 3. Baskı İnsan çocukluğunda disipline edilirken maruz kaldığı yöntemlerin etkisini yaşamı boyunca büyük ölçüde hisseder. Anne babalar tarafından sıklıkla kullanılan bu yöntemlerden biri de baskıdır. Baskı yöntemiyle disipline edilmeye çalışılan çocuk olumlu bir yapılanmadan yoksun, toplumla bütünleşemeyen, özgüveni yetersiz bir takım kişilik çarpıkları olan birey haline gelirler.

4. Fiziksel Ceza Özgüven eksikliğinin önemli nedenlerinden biri de kişinin çocukluğundan sıklıkla fiziksel şiddete mazur kalmasıdır. Çocuğun disiplininde dayağın yaygın olarak kullanılması onun dünyasında ve gelecekle ilgili yaşamında ilerde telafisi mümkün olmayan pek çok derin psikolojik yara açtığı inkâr edilemez bir gerçektir. Sürekli baskı görerek ve dövülerek büyütülen bir çocuk bütün davranışlarını anne babanın istediği bir biçimde yönlendirilmeye çalıştığından doğal davranma ve kendini ifade etme fırsatını bulamaz. Doğal duygu ve heyecanlarını öldürür, kendine özgü kişisel özelliklerini tanıyamaz ve bunları ortaya çıkaramaz. İstenilen bir kalıp içinde davranmaya zorlandığından hatta robotlaşır. Dayak her şeyden önce çocuk için bir utanç kaynağıdır. Dayak yiyen çocuk önce onurunu korumaya çalışır ancak çaresiz onuru zedelenir. Dövüldükçe iç dünyasında korku, öfke ve kin duyguları besler. Sıklıkla dövülen çocuk sen kötü bir çocuksun, sen dövülmeye layık bir çocuksun gibi suçlayıcı ve aşağılayıcı sözlere giderek kendine mal eder. Böylece sevilmeye layık olmadığını ve değersiz olduğunu düşünen çocuk kendisini özde kusurlu bir yaratık olduğuna inanarak bilinçsizce kendinden utanç duymaya başlar. Kendisinden utanç duyarak ürkek ve korkak bir şekilde büyüyen böyle bir çocuğun küçük yaşlardan itibaren özgüven eksikliğinin temelleri atılmış olur. Bu çocuklar içlerinde biriktirdikleri korku, öfke ve kin duygularını bazen içe bazen de dışa yansıtırlar. Bu duygularını içlerine bastıran çocuklar kendini aşağı gören güvensiz çocuklardır. Bunlar çok hayal kurarlar aşırı hassas ve alıngandırlar. Buna karşılık içlerindeki kızgınlık ve kin duygularını açığa vuran çocuklarda agresif içerikli tavır ve davranışlar vardır. Kolayca şiddete başvuran bu çocuklar uyumsuz ve isyankârdırlar. 5. Mükemmeliyetçilik Örnek Olay: Ulaş ilköğretim sekizinci sınıf öğrencisidir. Babası her şeyin en iyisini olmasını isteyen biridir. Başarılı bir öğrenci olabilmesi için babasından çok baskı görmüştür. Çünkü babasının yurt dışı ve Amerika sevdası çocuğun başarısına bağlıdır. Ne var ki ulaş derslerinde babasının istediği başarıyı yakalayamamıştır. Ulaşın derslerindeki başarı konusunda umduğunu bulamayan babası onu sevgisinden yoksun bırakmaya başlamıştır. Neticede ulaş çok çekingen bir çocuk olmuştur. Sessiz ve içe kapanıktır, son zamanlarda hiç odasından çıkmamaya ve hiç kimseyle görüşmemeye başlamıştır. Özgüven eksikliğinin nedenlerinden biri de kişinin küçük yaşlardan itibaren katı mükemmeliyetçi bir tutumla yetiştirilmesidir. Mükemmeliyetçi anne babalar çocuklarına karşı genellikle çok yüksek beklenti içindedirler. Yaptıkları her işte ve girdikleri her sınavda onların en başarılı olmalarını beklerler ve sevgilerini genellikle böyle koşula bağlarlar. Sınıfın birincisi olursan seni severim, şunu şöyle yaparsan sana küserim, böyle davranırsan değer veririm gibi tutumlarla koşullu bir sevgi oluştururlar. Oysa sevgiyi belirli koşullara başlamak doğru değildir. Çocuklar var olduğu için sevilmeli ve değer verilmelidir. Yüksek beklenti çocuğu psikolojik baskı altına alır, huzursuz kaygı yapar. İstenilen sonucu elde edemeyince anne babaya karşı utanç duymaya başlar. Kendinde eksiklikler arar ve giderek kendisine olan güvenini kaybeder. Katı mükemmeliyetçi bir şekilde yetişen bireyler bilinçaltında yer eden duygulardan dolayı hayatta başarılı olacaklarına inanmaz, mutlu olmazlar. Onlara göre başarı ve mutluluk en mükemmeli yakalayabilmektir. Ömür boyu huzursuz ve doyumsuz bir yaşam sürmeye kendilerini mahkum ederler. 6. Sürekli Eleştiri ve Yergi Örnek Olay: ayça ilköğretim yedinci sınıfta okuyan bir genç kızdır. O eleştiri ve suçlamaya sürekli maruz kalarak yetiştirilmiştir. Oturması kalkması ders çalışması, anneye yardımcı olması ve arkadaşlıkları gibi hemen hemen her konuda eleştiriyle karşı karşıyadır. Ayça okul değiştirmiş ve yeni okuluna, yeni sınıfına bir türlü alışamamış, uyum sağlayamamıştır. Bu nedenle arkadaşları tarafından dışlanır. Babasına göre ise tek suçlu ayça dır. Çünkü o, sınıftaki

arkadaşlarını aşağı görmüş, beğenmemiş, hatta onlara karşı kendisini üstün göstermeye çalışmıştır. Babasının bu düşünceleri ayça nın utanç ve eksiklik duygularını körüklemiştir. İnsan çocukluğunda sürekli aşağılanmış, suçlanmış ya da her olumsuz davranışı anında yüzüne çarpılarak yetişmişse ortaya çıkan kişilik aksaklıkları arasında özgüven eksikliği de olacaktır. Horlanan, aşağılanan, suçlanan çocuğa bu mesajlar sıklıkla verildiğinde çocuğun kişilik gelişimi zedelenir, kedinde eksiklikler arar. Davranışları sürekli eleştirilen çocuk, özvarlığını benimseyemez, kendini sevemez ve olduğu gibi kabul edemez. Kendinden utanmaya başlar. Özgüven eksikliğinin en önemli kaynağı olan utanç duygusu böylelilkle çocukluk yıllarında bilinçaltında yer etmiş olur. 7. Aşırı Koruma Örnek Olay: Üç kız çocuğundan sonra dünyaya gelen Mehmet in aile içindeki yeri bir başka olmuştur. El bebek, gül bebek, nazlı ve gereğinden fazla ilgi görerek büyütülen Mehmet in isteklerine bir sınır getirilmemişti. Aşırı korunup kollanmanın yanı sıra onun hiç de hoş olmayan davranışlarına hoş görüyle bakan aile, fazlasıyla şımarttığı bu çocuğa ne bir görev nede bir sorumluluk yüklemişti. Öyle bir ortamda büyüyen Mehmet, aşırı koruyucu tutum nedeniyle kişiliğini kazanamamış, pasif ve güvensiz biri olarak aile fertlerine bağımlılık duygusu geliştirmiştir. Aşırı koruyucu bir yaklaşımla yetişmiş çocuklar bağımlı bir kişilik geliştirirler. Anne babalar çocukların yaşına uygun yapabilecekleri işleri kendileri üstlendikleri takdirde, çocuğun mücadele azminden yoksun ve bağımlı bir birey olarak yetişmesi önlenemez. Çocuğunun üzerine aşırı derecede titreyip, onu gözünün önünden ayırmama, arkadaşlarıyla oyun oynarken ona arka çıkmaya çalışma, başına bir şey gelmesinden korkup dışarıya çıkmasına ya da arkadaşlarıyla beraber olmasına izin vermeme, kendi yemeğini kendi yiyebilecek bir çocuğu kendi eliyle besleyip karnını doyurma, çocuğun gelecekte pasif, özgüvenden yoksun bir birey olarak hayata bakmasına zemin hazırlar. 8. Okul İnsan yaşamının en önemli evrelerinden biri de öğretmen ve okuldur. Öğretmeniyle ilişkisinde çocuğun hayal kırıklığına uğraması, öğretmenin kompleksli olması, arkadaşlarıyla kaynaşamamasından dolayı sorunlar yaşaması ve bu nedenle kendini suçlaması, özgüven eksikliğinin derinleşmesine neden olur. Öte yandan okulda ön planda olan çocuğun derslerindeki başarısıdır. Başarısız öğrenciler çevresindeki kişiler tarafından pek hoş karşılanmaz. Bu çocuklar bazen aşağılanıp iteklenirken, bazen de onlara kızılarak ya da umursanmayarak değer verilmemektedir. Çevreleri tarafından bu tip tepkiler gören çocukların birtakım eksiklikler ve duygusal kırıklıklar yaşaması kaçınılmaz olur. Öğretmeni başarısız öğrencileri küçümsemesi, dışlaması çocuğun kişiliğini zedeler. Ayrıca öğrencileri birbirleriyle kıyaslaması ya da başarılı öğrencileri örnek göstermesi, başarısız ve kendine güvenmeyen öğrencileri daha da olumsuzluğa iter. 9. Arkadaşlık Özgüveni olan sağlıklı bir birey olarak insanın toplumda yerini alabilmesinde arkadaşlık deneyimleri çok önemlidir. Arkadaşlık, çocuğu daha sosyal yapar ve sosyal yaşantı için gerekli uyum ve işbirliğini öğretir. Bununla beraber liderlik, yönetme, yönetilme, gruba katılma ve sorumluluk alma gibi yetenekleri arkadaşlık ilişkilerinde kazanır. Arkadaşlık deneyimini yeterince yaşamayan, arkadaş gruplarından uzak kalarak büyüyen çocuklar yetişkin olsalar da özgüven hususunda yetersiz olurlar.

10. Diğer Nedenler Özgüven eksikliğinin nedenlerinden biri de annenin veya babanın olmayışı ya da ailenin dağılmış olmasıdır. Aile içinde yaşanan ölüm ya da boşanma aile bireylerinin tümünü etkiler. Annesini ya da babasını kaybeden çocuğa çevredeki insanların acıyarak bakması, konuşmaları ve davranışlarıyla bunu açıkça belli etmeleri çocukta utanç duygusunu doğurur. Boşanma sonucu ailenin dağılması da çocukları olumsuz etkiler. Boşanma, kimi çocuklar için bir utanç kaynağıdır. Kim, küçük çocuklar da boşanmadan kendilerini sorumlu tutarlar ve suçlarlar. Yaptıkları yaramazlıklar sonucunda anne ile babanın arasını açtıklarını düşünürler. Ve içlerinde bilinçsizce bir suçluluk ve utanç duygusu oluşur. Özgüven eksikliğinin nedenlerinden biri de bireyin bir engelinin olmasıdır. Engelli k,işiler hayat koşullarına ayak uydurmada sıkıntı çekerler. Asıl sıkıntı, engelinden dolayı bazı işleri yapamayışından değil, toplumun kendine bakışı, değer yargıları ve davranışından kaynaklanır. Cinsellik, özgüven eksikliğinde rol oynayan bir diğer etmendir. Toplumda çocuğa cinsellikle ilgili bilgi vermek ayıp olarak karşılanmaktadır. Her çocuk cinsellikle ilgili bazı şeyleri merak eder. Bu konuda çocuklara bilgi verilmeyişi onların merakını daha da arttırır. Bu tür konuların ayıp olarak nitelendirilmesi, çocuğun kendinden yani düşüncelerinden utanç duymasına yol açar. Çocuğun, psikososyal gelişim evrelerinde, doğumla başlayan ve bir yaşına kadar devam eden dönem, temel güven duygusunun oluştuğu bir dönem olarak kabul edilir. Bu dönemde anne ilgisinin tutarlı, yeterli ve devamlı olması; bebeğin de dünyayı tutarlı, güvenli ve emin bir yer olarak algılamasını sağlar. Üç yaşına kadar, çocuğun, yetenekleri ile ilgili farkındalığının yeterli olmaması nedeniyle, kendisiyle ilgili algısında, çevresindeki kişilerin tutumları belirleyici olur. Üç yaşından sonra çocuklar, çevrelerindeki olayları anlamak için devamlı sorular sorar ve girişimlerde bulunurlar. Bu girişimleri sırasında çevrelerinden alacakları tepkiler de özgüven gelişiminin ikinci temel taşını oluşturur. İlkokula başlayan çocuk, artık bir sorumluluk yüklenmeye hazır hale gelmiştir; oyun oynama yerine bir şeyler üretme ve başarılı olma isteği ortaya çıkmıştır. Yetişkin dünyasında araç gereçleri kullanmak, çivi çakmak, masaya tabakları yerleştirmeye yardım etmek, meyveleri yıkamak gibi işleri yapmaya başlayıp çevreden takdir gördüğünde kendine olan güveni ve başarma isteği artar. Bu dönemde çocuklarda başarma duygusunu ortaya çıkarmak ve geliştirmek büyük önem taşır. Bu çağdaki okul yaşantısı, çocuğa kendi kapasitesinin farkına varması için uygun ortamlar sağlar ve farkındalık düzeyinin gelişimine etki eder. Özgüven gelişiminde bebeklikten ergenliğe kadar olan dönem, önemli ve belirleyici olmasına rağmen, aslında özgüven gelişimi, insanın yaşam boyu edindiği deneyimlerden etkilenerek sürer. Anne babaya öneriler: Ona, onu sevdiğinizi söyleyin, onu kucaklayın, dünyada tek ve özel olduğunu hissettirin. Onu başkalarıyla kıyaslamayın. Çabalarını övün, başarılarını fark edin yüreklendirin Çabalarından etkilendiğinizi bildirin. Yapamadığı veya başaramadığında ona karşı anlayışlı ve merhametli olun. Ailenin bir üyesi olduğunu kendisine hissettirin. Ona yaşının ve becerilerinin doğrultusunda görevler ve sorumluluklar verin. Farklı kurs ve etkinliklere yönlendirin hobiler edinmesine yardımcı olun. İletişiminiz güçlü olsun, açık ve net bir iletişim kurun. Ve onu dinleyin, sizinle bir şeyler paylaşmak istediğinde dikkatle gözlerine bakarak onu anladığınızı ifade edin. Duygularını paylaşması için izin verin Onun düşünce ve duygularınızı ne kadar önemserseniz O da sizin sözlerinizi o kadar önemseyecektir. Unutmayın!