James Clerk Maxwell Özdek ve Devim



Benzer belgeler
Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

Gelin bugün bu yazıda ilkokul sıralarından beri bize öğretilen bilgilerden yeni bir şey keşfedelim, ya da ne demek istediğini daha iyi anlayalım.

Fizik 203. Ders 6 Kütle Çekimi-Isı, Sıcaklık ve Termodinamiğe Giriş Ali Övgün

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ

idea NEWTON PRINCIPIA

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK)

EKVATORAL KOORDİNAT SİSTEMİ

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü TOPOGRAFYA (HRT3351) Yrd. Doç. Dr. Ercenk ATA

17. yy. Dehalar Yüzyılı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

2. Konum. Bir cismin başlangıç kabul edilen sabit bir noktaya olan uzaklığına konum denir.

Bölüm 3. Maddenin Isıl Özellikleri ve TERMODİNAMİK. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

Bölüm 3: Vektörler. Kavrama Soruları. Konu İçeriği. Sunuş. 3-1 Koordinat Sistemleri

Bilimsel Bilginin Oluşumu

TOPOĞRAFYA Temel Ödevler / Poligonasyon

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

Matematik Ve Felsefe

İNŞ 1012 STATİK. Ders notları

Biyomekanik Newton Hareket Kanunları

Alles logo! 2 Çevrilecek metinler

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

Mühendislik Mekaniği Statik. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

7.DENEY RAPORU AKIM GEÇEN TELE ETKİYEN MANYETİK KUVVETLERİN ÖLÇÜMÜ

Tanımlar, Geometrik ve Matemetiksel Temeller. Yrd. Doç. Dr. Saygın ABDİKAN Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ. JDF329 Fotogrametri I Ders Notu

Boyut: Belirli bir doğrultuda ölçülmüş bir büyüklüğü ifade etmek için kullanılan geometrik bir terim.

MÜHENDİSLER İÇİN VEKTÖR MEKANİĞİ: STATİK. Bölüm 1 Temel Kavramlar ve İlkeler

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

Cismin Ağırlığı Düzlemsel Alanda Ağırlık Merkezi - İntegrasyon Yöntemi Örnekler Düzlemsel Eğride Ağırlık Merkezi - İntegrasyon Yöntemi

İleri Diferansiyel Denklemler

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A

2 SABİT HIZLI DOĞRUSAL HAREKET

Bernoulli Denklemi, Basınç ve Hız Yükleri Borularda Piezometre ve Enerji Yükleri Venturi Deney Sistemi

AST413 Gezegen Sistemleri ve Oluşumu. Ders 3 : Kepler Denklemlerinden Ötegezegen Keşiflerine

Mühendislik Mekaniği Statik. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

3. KUVVET SİSTEMLERİ

TİTREŞİM VE DALGALAR BÖLÜM PERİYODİK HAREKET

ÜNİTE 1: FİZİK BİLİMİNE GİRİŞ

3-1 Koordinat Sistemleri Bir cismin konumunu tanımlamak için bir yönteme gereksinim duyarız. Bu konum tanımlaması koordinat kullanımı ile sağlanır.

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Bir Bakışta Fen Bilimleri Kazanım Defteri

1. Aşağıdakilerden hangisi fizik bilim insanının özelliklerinden değildir?

MALZEME BİLGİSİ DERS 5 DR. FATİH AY. fatihay@fatihay.net

Süreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu)

BÖLÜM 4: MADDESEL NOKTANIN KİNETİĞİ: İMPULS ve MOMENTUM

MAK 210 SAYISAL ANALİZ

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Ekim :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 09 Ekim :53

Isı ve Sıcaklık. Test 1'in Çözümleri

VEKTÖR UZAYLARI 1.GİRİŞ

Dönme. M. Ali Alpar. Galileo Öğretmen Eğitimi Programı. Sabancı Üniversitesi Nesin Matematik Köyü Şirince

Navigasyon; bulunduğumuz konum, gideceğimiz hedef, hedefin uzaklığı gibi bilgileri göz önünde bulundurarak tekneyi ve ekibi güvenli bir şekilde

Bölüm 7. Manyetik Alan ve. Manyetik Kuvvet. Copyright 2008 Pearson Education Inc., publishing as Pearson Addison-Wesley

TEMEL İNŞAATI ZEMİN İNCELEMESİ

TEMEL MEKANİK 6. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Dayıoğlu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü

7. BÖLÜM İÇ ÇARPIM UZAYLARI İÇ ÇARPIM UZAYLARI İÇ ÇARPIM UZAYLARI İÇ ÇARPIM UZAYLARI .= Genel: Vektörler bölümünde vektörel iç çarpım;

ÖĞRENME ALANI TEMEL MATEMATİK BÖLÜM TÜREV. ALT ÖĞRENME ALANLARI 1) Türev 2) Türev Uygulamaları TÜREV

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEK OKULU ELEKTRONÖROFİZYOLOJİ TEKNİKERLİĞİ FİZİK DERSİ AKAN BAKKALOĞLU 1

Page 1. b) Görünüşlerdeki boşluklar prizma üzerinde sırasıyla oluşturulur. Fazla çizgiler silinir, koyulaştırma yapılarak perspektif tamamlanır.

DENEY 1. İncelenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

BÖLÜM I GİRİŞ (1.1) y(t) veya y(x) T veya λ. a t veya x. Şekil 1.1 Dalga. a genlik, T peryod (veya λ dalga boyu)

9SINIF MATEMATİK. Denklemler ve Eşitsizlikler

FRAKTAL VE TARİHÇESİ. Benoit Mandelbrot

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

AKIŞKANLAR MEKANİĞİ. Doç. Dr. Tahsin Engin. Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü

MAK Makina Dinamiği - Ders Notları -1- MAKİNA DİNAMİĞİ

STATİK MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ. Behcet DAĞHAN. Behcet DAĞHAN. Behcet DAĞHAN. Behcet DAĞHAN

GÜNEŞ SİSTEMİ. SİBEL ÇALIK SEMRA SENEM Erciyes Üniversitesi İstanbul Üniversitesi

Elipsoid Yüzünde Jeodezik Dik Koordinatlar (Soldner Koordinatları) ve Temel Ödev Hesapları

idea DESCARTES ANLIĞIN YÖNETIMI IÇIN KURALLAR İDEA A1 2011/03

9. SINIF Geometri TEMEL GEOMETRİK KAVRAMLAR

DİNAMİK. Ders_9. Doç.Dr. İbrahim Serkan MISIR DEÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü. Ders notları için: GÜZ

EKVATORAL KOORDİNAT SİSTEMİ_devam. Serap Ak

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A

STATİK YRD.DOÇ.DR. KAMİLE TOSUN FELEKOĞLU

C = F-32 = K-273 = X-A B-A. ( Cx1,8)+32= F

Fen ve Mühendislik Bilimleri için Fizik

8.333 İstatistiksel Mekanik I: Parçacıkların İstatistiksel Mekaniği

Eğer piramidin tabanı düzgün çokgense bu tip piramitlere düzgün piramit denir.

Uzaydaki Gözümüz Neler Görüyor? Hubble ın Gözüyle

RİJİT CİSMİN DÜZLEMSEL KİNETİĞİ: ENERJİNİN KORUNUMU

Uygulamada Gauss-Kruger Projeksiyonu

Şekil 6.2 Çizgisel interpolasyon

Fotogrametrinin Optik ve Matematik Temelleri

Fiziksel bir olayı incelemek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunlar; 1. Ampirik Bağıntılar 2. Boyut Analizi, Benzerlik Teorisi 3.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

Fen ve Mühendislik Bilimleri için Fizik

JDF 116 / 120 ÖLÇME TEKNİĞİ / BİLGİSİ II POLİGONASYON

Düşen Elmanın Fiziği

1.ÜNİTE MODERN ATOM TEORİSİ -2.BÖLÜM- ATOMUN KUANTUM MODELİ

TOPOĞRAFYA. Ölçme Bilgisinin Konusu

Alınan Yol Geçen Zaman Sürat. m (metre) s (saniye) m/s (metre/saniye) km (kilometre) h (saat) km/h(kilometre/ saat

1.36 hafta. 2.Cumartesi veya Pazar günü. 3. Günlük 4 saat. 4.Toplam 144 saat

Karar Ağaçları. Karar Ağaçları. Arş. Gör. Melike ERDOĞAN

HAREKET HAREKET KUVVET İLİŞKİSİ

Rijit Cisimlerin Dengesi

Yıldızlara gidemeyiz; sadece onlardan gelen ışınımı teleskopların yardımıyla gözleyebilir ve çözümleyebiliriz.

Bu tanım aralığı pozitif tam sayılar olan f(n) fonksiyonunun değişim aralığı n= 1, 2, 3,, n,

Transkript:

James Clerk Maxwell Özdek ve Devim Çeviren Aziz Yardımlı idea istanbul

İDEA CEP KİTAPLARI 033 İdea Yayınevi Şarap İskelesi Sk. 2/106-107 34425 Karaköy İstanbul iletisim@ideayayinevi.com / www.ideayayinevi.com Bu çeviri için AZİZ YARDIMLI 1996-2011 JAMES CLERK MAXWELL Matter and Motion (1876) Özdek ve Devim) I. BASKI 1996 IDEA CEP KITAPLARINDA ÜÇÜNCÜ BASKI 2011 Tüm hakları saklıdır. Bu yayımın hiçbir bölümü İdea Yayınevinin ön izni olmaksızın yeniden üretilemez. İDEA CEP KİTAPLARI DİZİSİ 033 / DOĞABİLİM 2 SÜRELİ YAYIN YAYININ ADI: Özdek ve Devim YETKİ SAHİBİ / SORUMLU MÜDÜR: ALİYE ZEYNELOĞLU YÖNETİM YERİ: İDEA YAYINEVİ Şarap İskelesi Sk. 2/106-107 34425 Karaköy İstanbul YAYININ SÜRESİ: 30 GÜNDE BİR BASKI: BAYRAK MATBAASI Davutpaşa Cad. 14/2 34015 Topkapı İstanbul DAĞITIM: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu 34517 Esenyurt İstanbul Printed in Türkiye ISSN 2146-3549 İDEA SY 2011/10

Önsöz (1877) On sekizinci yüzyılın sonuna dek tam olarak doğal fenomenleri bir cisim ve bir başkası arasında etkide bulunan kuvvetlerin sonucu olarak kavrama uğraşına girişen fizik bilimi şimdi açıkça sonraki ilerleme evresine girmiştir: Bundan böyle bir özdeksel dizgenin enerjisi o dizgenin betilenim ve devimi tarafından belirlenmiş olarak kavranır, ve bundan böyle betilenim, devim ve kuvvet ideaları fiziksel tanımları tarafından aklanan en yüksek düzeye dek genelleştirilirler. Bu temel düşünceler ile tanışmak, onları tüm yanları altında irdelemek, ve düşünce akışını sağın dinamik uslamlama süreçleri boyunca ilerletme alışkanlığını kazanmak Fizik Biliminin öğrencisinin eğitiminin temeli olmalıdır. Öyleyse temel Özdek ve Devim öğretilerinin aşağıdaki bildirimi genel olarak Fizik Biliminin incelemesine bir giriş olarak görülmelidir. J. Clerk Maxwell 5

İçindekiler Bölüm 1. GİRİŞ 9 Bölüm 2. DEVİM ÜZERİNE 22 Bölüm 3. KUVVET ÜZERİNE 33 Bölüm 4. BİR ÖZDEKSEL DİZGENİN KÜTLE ÖZEĞİNİN TANIMI 50 Bölüm 5. İŞ VE ENERJİ ÜZERİNE 59 Bölüm 6. ÖZET 82 Bölüm 7. SARKAÇ VE YERÇEKİMİ 94 Bölüm 8. EVRENSEL YERÇEKİMİ 106 Maxwell Üzerine / Aziz Yardımlı 125 Çözümleme 129 Sözlük 137 Dizin 141 7

ÖZDEK VE DEVİM Bölüm 1 Giriş Konu 1. Fizik Biliminin Doğası Fizik Bilimi bilginin doğa düzeni ile, ya da başka bir deyişle, olayların kurallı ardışıklığı ile ilgili bölümüdür. Ama fizik bilimi adı sık sık az ya da çok kısıtlı bir yolda kullanılır, ve dirimli varlıklarda gözlenen fenomenler gibi daha karmaşık fenomenlerin irdelemesi dışlayan ve en yalın ve en soyut türden fenomenleri irdeleyen bilim dallarına uygulanır. Tümü içinde en yalın durum bir olayın ya da fenomenin belli cisimlerin düzenlemesindeki bir değişim olarak betimlenebileceği durumdur. Böylece ayın devimi onun yeryüzü ile göreli konumundaki değişimlerin birbirlerini izleyiş düzenleri içinde bildirilmesi ile betimlenebilir. Başka durumlarda düzenlemede belli bir değişimin yer aldığını bilebilir, ama o değişimin ne olduğunu saptayamayabiliriz. 9

10 MAXWELL Böylece su donduğunda biliriz ki tözün molekülleri ya da en küçük parçaları buzda ve suda değişik yollarda düzenlenmiş olmalıdır. Yine biliriz ki buzdaki bu düzenleme belli bir türde bakışım göstermelidir, çünkü buz bakışık kristaller biçimindedir, ama şimdilik buzdaki moleküllerin edimsel düzenlemesine ilişkin sağın bir bilgimiz yoktur. Ama ne zaman düzenlemenin değişimini tam olarak betimleyebilirsek, yer almış olan şey üzerine düzeyi açısından eksiksiz bir bilgi taşırız, üstelik henüz benzer bir olayın her zaman yer almasının zorunlu koşullarını öğrenmek zorunda olabilsek de. Bu nedenle fizik biliminin birinci bölümü cisimlerin göreli konum ve devimleri ile ilgilidir. Konu 2. Özdeksel Bir Dizgenin Tanımı Her bilimsel işlemde belli bir bölgeyi ya da konuyu araştırmamızın alanı olarak sınırlamakla başlarız. Dikkatimizi bu alana sınırlamalı, giriştiğimiz araştırmayı tamamlayıncaya dek evrenin geri kalanını göz ardı etmeliyiz. Buna göre, fizik biliminde ilk adım bildirimlerimizin konusu yaptığımız özdeksel dizgeyi açık olarak tanımlamaktır. Bu dizge herhangi bir karmaşa derecesinde olabilir. Tek bir özdeksel parçacıktan, sonlu büyüklükte bir cisimden, ya da herhangi bir sayıda böyle cisimden oluşabilir, ve giderek bütün özdeksel evreni kapsayacak denli genişletilebilir. Konu 3. İçselin Ve Dışsalın Tanımı Bu dizgenin bir parçası ve bir başkası arasındaki tüm ilişkilere ya da eylemlere içsel ilişkiler ya da eylemler denir. Dizgenin bütünü ya da herhangi bir parçası ile dizgede içerilmeyen cisimler arasındaki ilişkilere dışsal ilişkiler ya da eylemler denir. Bunları ancak dizgenin kendisini etkiledikleri düzeye dek inceler, ve dışsal cisimler üzerindeki etkilerini irdeleme dışı bırakırız. Dizgede içerilmeyen cisimler arasındaki ilişki ve eylemler irdeleme dışında

ÖZDEK VE DEVİM 11 bırakılacaktır. Onları dizgemizin bu başka cisimleri de kapsamasını sağlamaksızın araştıramayız. Konu 4. Betilenimin Tanımı Özdeksel bir dizge parçalarının göreli konumları açısından irdelendiğinde, göreli konumların toparlanmasına dizgenin betilenimi denir. Dizgenin verili bir kıpıdaki betileniminin bir bilgisi dizgenin her noktasının konumunun o kıpıdaki her başka nokta açısından bir bilgisini imler. Konu 5. Çizgeler Özdeksel dizgelerin betilenimi modellerde, planlarda ya da çizgelerde temsil edilebilir. Model ya da çizgenin özdeksel dizgeyi yalnızca biçimde andırması gerekir, zorunlu olarak başka herhangi bir bakımdan değil. Bir plan ya da harita gerçekte üç boyutta olabileni ve ancak bir model tarafından tam olarak temsil edilebileni kağıt üzerinde iki boyutta temsil eder. Çizge terimini özdeksel bir dizgenin özelliklerini incelememizi sağlayan ve düzlem olabilen ya da olmayabilen herhangi bir geometrik betiyi belirtmek için kullanacağız. Böylece, bir dizgenin betileniminden söz ettiğimiz zaman, kafalarımızda oluşturduğumuz imge bir çizgenin imgesidir ki betilenimi tam olarak temsil eder, ama özdeksel dizgenin başka özelliklerinden hiç birini taşımaz. Betilenim çizgelerinin yanısıra hız, gerginlik vb. çizgeleri de olabilir ki, bunlar dizgenin biçimini temsil etmeseler de, göreli hızlarının ya da iç kuvvetlerinin incelenmesini sağlayabilirler. Konu 6. Bir Özdeksel Parçacık İncelememizin amaçları için, değişik parçaları arasındaki uzaklıkları gözardı edilebilecek denli küçük olan bir cisme bir özdeksel parçacık denir. Böylece belli gökbilimsel araştırmalarda gezegenlerin ve giderek güneşin bile her biri bir özdeksel parçacık ola-

12 MAXWELL rak görülebilir, çünkü bu cisimlerin değişik parçalarının eylemleri arasındaki ayrımı dikkate almayız. Ama çevrimlerini araştırırken onları özdeksel parçacıklar olarak ele alamayız. Giderek bir atom bile, onu çevrime yetenekli olarak düşündüğümüzde, birçok özdeksel parçacıktan oluşuyor olarak görülmelidir. Bir özdeksel parçacığın çizgesi hiç kuşkusuz hiçbir betilenimi olmayan matematiksel bir noktadır. Konu 7. İki Özdeksel Parçacığın Göreli Konumları İki özdeksel parçacığın çizgesi örneğin A ve B gibi iki noktadan oluşur. B nin A ile göreli konumu A dan B ye çizilen AB doğru çizgisinin yön ve uzunluğu tarafından belirtilir. Eğer A dan başlar ve AB çizgisi tarafından belirtilen yönde ve o çizginin uzunluğuna eşit bir uzaklıkta giderseniz, B ye ulaşırsınız. Bu yön ve uzaklık AB ye koşut ve eşit olan ab gibi herhangi bir başka çizgi tarafından eşit ölçüde iyi olarak belirtilebilir. A nın B açısından konumu B den A ya çizilen BA çizgisinin, ya da BA ya eşit ve koşut ba çizgisinin yön ve uzunluğu tarafından belirtilir. Açıktır ki BA = BA. Bir çizgiyi uçlarında harfler yoluyla adlandırmada harflerin sırası her zaman çizginin çiziliş sırasıdır. Konu 8. Vektörler* AB anlatımı geometride yalnızca bir çizginin adıdır. Burada çizginin çizilmesi işlemini, iz bırakan bir noktayı belli bir yönde belli bir uzaklık boyunca ilerletme işlemini belirtir. Bir işlemi belirttiği için, AB ye bir vektör denir, ve işlem tam olarak aktarımın yön ve uzaklığı tarafından tanımlanır. Vektörün kökeni de denilen başlangıç noktası herhangi bir yerde olabilir. *[Özdek ve Devim de Maxwell vektör simgesini harflerin üzerine yerleştiren bir doğru çizgi ile gösterir.]

ÖZDEK VE DEVİM 13 Sonlu bir doğru çizgiyi tanımlamak için yön ve uzunluğunu olduğu gibi kökenini de bildirmeliyiz. Bununla birlikte, koşut olan (ve aynı parçalara doğru çizilen) ve aynı büyüklükte olan tüm vektörler eşit olarak görülürler. Örneğin bir hız ya da kuvvet gibi belli bir yönü ve belli bir büyüklüğü olan her nicelik bir vektör olarak alınabilir ve yönü vektöre koşut olan ve uzunluğu belirli bir ölçeğe göre vektörün büyüklüğünü temsil eden doğru bir çizgi yoluyla bir çizgede belirtilebilir. Konu 9. Üç Parçacıklı Dizge Sonra üç parçacıklı bir dizgeyi irdeleyelim. Betilenimi A, B, C gibi üç noktadan oluşan bir çizge tarafından temsil edilir. B nin A açısından konumu AB vektörü tarafından, ve C nin B açısından konumu BC vektörü tarafından belirtilir. Açıktır ki bu verilerden A bilindiği zaman B yi ve sonra C yi bulabiliriz, ve böylece D Beti 1 C üç noktanın betilenimi tam olarak belirlenir. A B C nin A açısından konumu AC vektörü tarafından belirtilir, ve bu son açıklamaya göre AC nin değeri AB ve BC nin değerlerinden çıkarsanabilir olmalıdır. AC işleminin sonucu çizim noktasını A dan C ye taşımaktır. Ama sonuç çizim noktasının ilkin A dan B ye ve sonra B den C ye götürülmesi durumunda olan ile aynıdır, ve bu AB + BC işlemlerinin toplamıdır. Konu 10. Vektörlerin Toplaması Bu nedenle vektörlerin toplamı için kural şöyle bildirilebilir: Köken olarak herhangi bir noktadan ardışık vektörleri bir dizi içinde çizin, öyle ki her bir vektör önceki vektörün

14 MAXWELL sonunda başlasın. Dizinin kökeninden ucuna doğru giden çizgi vektörlerin toplamı olan vektörü temsil eder. Toplamanın sırası ilgisizdir; çünkü eğer BC + AB yazarsak, belirtilen işlem BC ye koşut ve eşit AD yi çizerek ve sonra DC yi birleştirerek yerine getirilebilir, ki bu, Euklides, I, 33 e göre, AB ye koşut ve eşittir, öyle ki bu iki işlem yoluyla, onları hangi sıra içinde yerine getirirsek getirelim, C noktasına varırız. Vektörleri hangi sıra içinde alırsak alalım, aynı şey her sayıda vektör için doğrudur. Konu 11. Bir Vektörün Bir Başkasından Çıkarması C nin B açısından konumunu A açısından B ve C nin konumlarının terimlerinde anlatmak için, B den C ye ya BC doğru çizgisi boyunca geçerek ya da B den A ya ve sonra A danc ye geçerek ulaşabileceğimizi görürüz. Bu nedenle BC = BA + AC = AC + BA çünkü toplama sırası ayrıdır. = AC AB çünkü AB BA ya eşit ve karşıttır. Ya da C nin B açısından konumunu anlatan BC vektörü B nin vektörünün C nin vektöründen çıkarılması yoluyla bulunur, çünkü bu vektörler herhangi bir ortak A kökeninden sırasıyla B ve C ye çizilmişlerdir. Konu 12. Vektörlerin Kökeni Özdeksel bir dizgeye ait olan herhangi bir sayıda parçacığın konumları belli bir noktadan bu parçacıkların her birine çizilen vektörler aracılığıyla tanımlanabilir. Bu noktaya vektörlerin kökeni, ya da daha kısa olarak, köken denir. Bu vektörler dizgesi bütün dizgenin betilenimini belirler; çünkü eğer bir B noktasının herhangi bir başka A noktası açısından konumunu bilmeyi istersek, bu OA ve OB vektörlerinden AB = OB OA

ÖZDEK VE DEVİM 15 denklemi yoluyla bulunabilir. Köken olarak herhangi bir noktayı seçebiliriz, ve şimdilik şu değil de bu noktayı seçmemiz için hiçbir neden yoktur. Dizgenin betilenimi başka bir deyişle, parçalarının birbirleri açısından konumları köken olarak hangi nokta seçilirse seçilsin aynı kalır. Bununla birlikte, birçok araştırma kökenin uygun bir seçimi ile kolaylaşır. Konu 13. İki Dizgenin Göreli Konumları Eğer her biri kendi kökeni olan iki ayrı dizgenin betilenimleri biliniyorsa, ve sonra eğer bu iki dizgeyi diyelim ki iki dizgeden birincisi ile aynı kökeni olan daha büyük bir dizgenin içerisine almayı istersek, ikinci dizge- Beti 2 P nin kökeninin konumunu birincinin konumu. açısından saptamalı, ve ikinci dizgede birincideki çizgilere koşut çizgiler O O.. çizebilmeliyiz. Sonra, Konu 9 a gö re, ikinci dizgedeki bir P noktasının O birinci kökeni açısından konumu, o noktanın O ikinci kökeni açısındanop vektörünün, ve O ikinci kökeninin O birinci kökeni açısından OO vektörünün toplamı tarafından temsil edilir. Konu 14. İki Dizgenin Karşılaştırması İçin Üç Veri İki ya da daha çok sayıda küçük dizgeden büyük bir dizgenin bu oluşumunun bir örneğini her biri kendi arazisini ölçüp haritalayan iki komşu ulus ölçümleri her iki ülkeyi tek bir dizgede kapsamak üzere bağıntılamada anlaştıkları zaman buluruz. Bu amaç için üç şey zorunludur. 1. Bir ülke tarafından seçilen kökenin öteki tarafından seçilen ile bir karşılaştırması. 2. İki ülkede kullanılan gönderme yönlerinin bir karşılaştırması.

16 MAXWELL 3. İki ülkede kullanılan uzunluk ölçünlerinin bir karşılaştırması. 1. Uygar ülkelerde enlem her zaman ekvatordan, ama boylam Greenwich ya da Paris gibi keyfi bir noktadan hesaplanır. Öyleyse, İngiltere nin Fransa nınkine uyan bir haritasını yapmak için Greenwich Gözlemevi ve Paris Gözlemevi arasındaki boylam ayrımını saptamalıyız. 2. Bir ölçüm gökbilimsel aletler olmaksızın yapıldığında, gönderme yönleri kimi zaman manyetik pusula tarafından verilen yönler olmuştur. Batı Hint adalarının kimilerinin ilk incelemelerinde durum sanırım buydu. Bu ölçümlerin sonuçları adaların yerel betilenimlerini doğru olarak verse de, mıknatısın inceleme zamanında asıl kuzeyden sapması saptanıncaya dek yeryüzünün genel bir haritasına doğru olarak uydurulamadı. 3. Fransa nın ölçümünü İngiltere ninki ile karşılaştırmak için, Fransız uzunluk ölçüsü olan metre İngiliz uzunluk ölçünü olan yarda ile karşılaştırılmalıdır. Yarda 30 Temmuz 1855 Parlamento Kararı 18 ve 19 Vict. c. 72 tarafından tanımlanır ve yürürlüğe girer: Hazine dairesinde saklanan bronz çubuktaki iki altın tapadaki enine çizgilerin özekleri arasındaki doğru çizgi ya da uzaklık 62 Fahrenheitta asıl ölçün olacak, ve eğer yiterse, eşlemleri ile değiştirilecektir. Metre yetkesini 1795 te Fransa Cumhuriyeti nin bir yasasından alır. Borda tarafından yapılan ve eriyen buz sıcaklığında olan belli bir platin çubuğun uçları arasındaki uzaklık olarak tanımlanır. Yüzbaşı Clerk in ölçümleri tarafından metrenin 39,37043 İngiliz parmağı uzunluğunda olduğu bulunmuştur. Konu 15. Uzay İdeası Şimdi bir özdeksel dizgenin betilenimi açısından dikkat edilecek şeylerin çoğunun üzerinden geçtik. Bununla birlikte, geriye konunun metafiziği ile ilgili ve fizik ile çok önemli bir ilişkisi olan birkaç nokta kalır.

ÖZDEK VE DEVİM 17 Çeşitli betilenimleri tümünü içeren tek bir dizgeye bileştirme yöntemini betimledik. Bu yolda kollarımızı uzatarak araştırabileceğimiz küçük bölgeye yürüyerek ya da taşınarak ulaşabileceğimiz daha uzak bölgeleri ekleriz. Bunlara başkalarının raporları yoluyla öğrenebileceklerimizi, ve konumlarını ancak bir hesaplama yoluyla saptadığımız girilemez bölgeleri ekleriz, ta ki sonunda, yerlerden birine ötekinden girilebilir olsun ya da olmasın, her yerin başka her yer açısından belirli bir konumu olduğunu anlayıncaya dek. Böylece dünyanın yüzeyinde yapılan ölçümlerden dünyanın bilinen nesneler ile göreli özeğinin konumunu çıkarsarız, ve dünyanın hacmındaki kilometre küplerin sayısını dünyanın özeğinde ya da kabuğunun doğrudan araştırabileceğimiz o ince katmanının altındaki bir başka yerde neyin varolabileceğine ilişkin herhangi bir varsayımdan bütünüyle bağımsız olarak hesaplarız. Konu 16. Descartes ın Yanılgısı O zaman diyebiliriz ki, bir şey ve bir başkası arasındaki uzaklık aralarındaki herhangi bir özdeksel şeye bağımlı değildir ki Descartes şu sözlerinde bunu ileri sürüyor görünür (Felsefenin İlkeleri, II. 18): Boş bir kapta olan birşey eğer yerini doldurmak üzere herhangi birşey içeri girmeksizin kabın dışına alınacak olsaydı, kabın yanları, aralarında hiçbirşey olmadığı için, birbirlerine değerlerdi. Bu önesürüm Descartes ın uzayı oluşturan uzunluk, genişlik ve derinlikte uzamın özdeğin biricik özsel özelliği olduğu yolundaki inağı üzerine dayanır. Özdeğin, ya da genel olarak görüldüğünde cismin doğası, der, bir şeyin sert ya da ağır ya da renkli olmasından değil, ama yalnızca uzunluk, genişlik ve derinlikte uzamlı olmasından oluşur (İlkeler, II. 4). Böylece özdeğin özelliklerini uzayın özellikleri ile karıştırarak, eğer bir kabın içerisindeki özdek bütünüyle çıkarılabilseydi, kabın içeresindeki uzay bundan böyle varolmazdı biçimindeki mantıksal vargıya

18 MAXWELL ulaşır. Gerçekte tüm uzayın her zaman özdek ile dolu olması gerektiğini varsayar. Descartes ın bu görüşüne temel dinamikte sağlam görüşlerin önemini gösterebilmek için değindim. Özdeğin birincil özelliği aslında onun Birinci Doğa Yasası dediği şeyde seçik olarak bildirildi (İlkeler, II, 37): Her bireysel şey, kendinde olduğu ölçüde, aynı durumda sürer bu ister devim, isterse dinginlik durumu olsun. Newton ın devim yasalarına geldiğimiz zaman, kendinde olduğu ölçüde sözlerinde, doğru olarak anlaşıldıklarında, özdeğin gerçek birincil tanımının, ve niceliğinin gerçek ölçüsünün bulunacağını göreceğiz. Bununla birlikte, Descartes hiçbir zaman kendi sözlerinin (quantum in se est [= kendinde olduğu ölçüde; İng. metinde: in so far as in it lies ]) tam bir anlayışına erişemedi, ve böylece özdeği uzay ile başlangıçtaki karıştırmasına geri düştü uzay ona göre tözün biricik biçimi, ve varolan herşey yalnızca uzayın değişkileri olmak üzere. Bu yanılgı Descartes ın büyük yapıtının her bölümüne yayılır, ve Spinoza nın dizgesinin enson temellerinden birini oluşturur. Yanılgıyı daha modern zamanlara dek izlemeye çalışmayacağım, ama herhangi bir metafizik dizgesini inceleyenlere onun fiziksel ideaları ele alan bölümünü dikkatle irdelemelerini salık vermeyi isterim. Newton ile birlikte, zaman ve uzay idealarını ilişkileri onlar tarafından eşgüdümlü kılınan özdeksel dizgenin ideasından ayrı olarak kabul etmenin (en azından düşüncede) bilimsel ilerlemeye daha büyük bir katkısının olduğunu bulacağız. Konu 17. Zaman İdeası En ilkel biçimindeki zaman ideası büyük bir olasılıkla bilinç durumlarımızda bir ardışıklık düzeninin kabul edilmesidir. Eğer belleğim eksiksiz olsaydı, kendi deneyimim içerisindeki her olayı zamansal bir dizideki doğru yeri ile ilişkilendirebilirdim. Ama bir olay çifti arasındaki aralığı

ÖZDEK VE DEVİM 19 bir başka çift arasındaki aralık ile karşılaştırmam, gerçi olanaksız olmasa da, güç olacaktır, örneğin şu sıralar yorgunluk duymaksızın çalışabileceğim zamanın çalışmaya ilk başladığım sıralarda olduğundan daha büyük mü yoksa küçük mü olduğunu saptamak gibi. Başka kişiler ile ilişkilerimiz yoluyla, ve biçimdeş ya da dizemli bir yolda yer almakta olan doğal süreçlere ilişkin deneyimimiz yoluyla, içinde ister bizimle ister başkaları ile ilgili olsun her tür olayın yerini bulması gereken bir zamandizinsel dizgeyi düzenleme olanağını kavramaya başlarız. Herhangi iki olaydan, diyelim ki Corona Borealis teki yıldızda 16 Mayıs 1866 da Mr. Huggins tarafından izgeölçer ile incelenen ışıksal etkilere neden olan edimsel karışıklık, ve ilkin Profesör Adams ı ya da M. Leverrier i Neptün gezegeninin 23 Eylül 1846 da Dr. Galle tarafından bulunuşunda sonuçlanan araştırmaları başlatmaya götüren ansal telkin, ilk sözü edilen olay ötekinden ya önce ya sonra ya da onunla aynı zamanda olmuş olmalıdır. Saltık, gerçek ya da matematiksel zaman Newton tarafından özdeksel şeylerin hız ya da yavaşlıklarından etkilenmeden değişmez bir oranda akıyor olarak kavranır. Ayrıca süre olarak da adlandırılır. Göreli, görünürde ve sıradan zaman cisimlerin devimi tarafından günler, aylar ve yıllar yoluyla hesaplandığı biçimiyle süredir. Bu zaman ölçüleri geçici olarak görülebilir, çünkü gökbilimin ilerlemesi bize günlerin, ayların, ve yılların uzunluklarındaki eşitsizliği ölçmeyi ve böylelikle görünürdeki zamanı ortalama güneş zamanı denilen daha biçimdeş bir ölçeğe indirgemeyi öğretmiştir. Konu 18. Saltık Uzay Saltık uzay her zaman kendine benzer ve devimsiz kalan birşey olarak kavranır. Uzay parçalarının düzenlenmesi zaman bölümlerinin sırasından daha öte değiştirilemez. Onları yerlerinden deviniyor olarak tasarlamak bir yerin kendisinden uzaklaştığını tasarlamaktır.

20 MAXWELL Ama bir zaman bölümünü bir başkasından ayırdetmek için onlarda yer alan değişik olaylar dışında hiçbirşeyin olmaması gibi, bir uzay parçasını bir başkasından ayırdetmek için de onun özdeksel cisimlerin yeri ile ilişkisi dışında hiçbirşey yoktur. Bir olayın zamanını bir başka olaya gönderme yoluyla olmanın dışında, ya da bir cismin yerini bir başka cisme gönderme yoluyla olmanın dışında betimleyemeyiz. Hem zamana hem de yere ilişkin tüm bilgimiz özsel olarak görelidir. Bir insan kendini sözcüklere karşılık düşmesi gereken düşünceleri oluşturma sıkıntısına sokmadan onları biraraya getirme alışkanlığını kazanınca, onun için bu göreli bilgi ve saltık denilen bilgi arasında bir karşısav oluşturmak, ve bir noktanın saltık konumuna ilişkin bilgisizliğimizi yetilerimizin sınırının bir örneği olarak göstermek kolaydır. Bununla birlikte, bir noktanın saltık konumunu bilmenin bilincindeki bir anlığın durumunu imgelemeye çalışacak herkes daha sonra her zaman göreli bilgimiz ile yetinecektir. Konu 19. Fizik Biliminin Genel Düzgüsünün Bildirimi Sık sık alıntılanan bir düzgü vardır: Aynı nedenler her zaman aynı etkileri üretecektir. Bu düzgüyü anlaşılır kılmak için aynı nedenler ve aynı etkiler ile ne demek istediğimizi tanımlamalıyız, çünkü açıktır ki hiçbir olay bir kereden daha çok yer almaz, ve böylece nedenler ve etkiler tüm bakımlardan aynı olamazlar. Gerçekte denmek istenen şey, eğer nedenler yalnızca olayın yer aldığı saltık zaman ya da saltık yer açısından ayrılıyorsa, bunun etkiler için de böyle olacağıdır. Yukarıdaki düzgüye eşdeğer olan aşağıdaki bildirim daha belirli, uzay ve zaman ideaları ile daha belirtik olarak bağıntılı, ve tikel durumlara uygulanmaya daha yetenekli görünür: Bir olay ve bir başkası arasındaki ayrım yer aldıkları zamanların ya da yerlerin yalın ayrımlarına değil, ama