EŞİTSİZ EĞİTİM VE TOPLUMSAL İŞBÖLÜMÜNÜN YENİDEN ÜRETİMİ*



Benzer belgeler
Cumhuriyet Halk Partisi

Politika Notu 09/2 ÇALIŞAN ANNELERİN ÇOCUKLARI DAHA BAŞARILI. Yönetici Özeti

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

İŞLETME YÖNETİMİ VE ORGANİZASYONDA TEMEL KAVRAMLAR

oranları genel yapıyla benzerlik göstermekte ve yüzde 24,4 ile Orta Doğu dışındaki ülkelere göre oldukça düşük bir seviyede bulunmaktadır.

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI

Tedarik Zinciri Yönetimi -Bileşenler, Katılımcılar, Kararlar- Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

Çocuk Hakları Kongresi, Şubat 2011, Istanbul

Meslek seçmek;hayat biçimini seçmek demektir.bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir.

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

DERS NOTU : EĞİTİM SOSYOLOJİSİNDE ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR

A- YENİLEŞİM YÖNETİMİ

SAĞLIĞI GELİŞTİRME KAVRAMI

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

MEVLANA ÜNİVERSİTESİ AKRAN DANIŞMANLIĞI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (ÇAKUZEM)

Türkiye de Kadın İşgücünün Durumu: Kocaeli Örneği

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

tepav Eğitim ve beceriler üzerine bazı tespitler Ozan Acar Ankara, 12 Mart 2007 economic policy research foundation of turkey

YÖNETİCİ ÖZETİ ÇALIŞMA YAŞAMINDA UZUN DÖNEMLİ EĞİLİMLER: EŞİTSİZLİKLER VE ORTA GELİR GRUPLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER

EĞİTİMİN TOPLUMSAL SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

DÜNYADA İSTİHDAM VE SOSYAL DURUM - EĞİLİMLER (WESO) 2016

Araştırma Raporu. Eğitim yetersizliğinin işsizlik ve ekonomik duruma etkisi. Pozisyon: Başkan Vekili. Giriş

AYLIK İSTİHDAM DEĞERLENDİRMELERİ

Araştırma Notu 13/159

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İMALAT MÜHENDİSİ/ÜRETİM MÜHENDİSİ

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 29

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

ÖĞRENMEDE EŞİTLİK? 2009 PISA sonuçlarının bölgesel analizi. Philippe Testot- Ferry Bölge Eği*m Danışmanı UNICEF ODA/BDT Bölge Ofisi

MEF ÜNİVERSİTESİ LİSANS ÖĞRENCİLERİ BURS YÖNERGESİ

GÖRÜNTÜ VE SES SİSTEMLERİ DALI AMACI:

ENFLASYON YOKSULU VURUYOR. Yönetici özeti

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014

KAĞIT TEKNOLOJİSİ TEKNİKERİ

Eğitimin Toplumsal Temelleri. Yrd. Doç. Dr. Adnan BOYACI

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

Planlama Nedir? Planlama Ne Değildir? Başarılı Bir Plan Pazarlama Planlaması

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

BROADACRE CITY. Frank Lloyd Wright. Doç. Dr. Zeynep Enlil Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Katılımcının Yaşı n % TOPLAM

Günümüzde, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler, hızla gelişen ülkemizde nitelikli iş gücüne olan ihtiyacın her geçen gün artmasına neden olmuştur.

Dr. Yasemin ESEN ÖZGEÇMİŞ. Yardımcı Doçent Doktor. Ankara Üniversitesi. Sosyal Bilgiler Eğitimi.

2015/16 Akademik Yılı Kıbrıs Türk Toplumuna Yönelik AB Burs programı. Ek D. Seçim Süreci Değerlendirme Kriterleri: Aşamalar 1 3

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ

Olcay KİREMİTCİ*, LaleYILDIZ*, A.Meliha CANPOLAT* *Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1:

Araştırma Notu 12/134

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Proje Adı: Türkiye Akademisinde Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Yansımaları. Araştırma Şirketi Araştırma Veren Veri Toplama Firması

TÜRKİYE DE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLıK HİZMETLERİNDE NELER OLUYOR? SORUSUNU YANıTLAYABİLMEK İÇİN

Araştırma Notu 14/162

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 26

Internationale Gesellschaft fur Ingenieurpadagogik (IGIP)

OKUL - SANAYi ORTAKLAŞA (OSANOR) EGiTiMI. Prof. Dr. iıhan AKHUN (.)

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BURS VE KISMİ ZAMANLI ÇALIŞMA BAŞVURU FORMU

TÜRKİYE NİN MÜHENDİS KIZLARI BİLGİ NOTU

GENEL YETENEK ve EĞİLİM BELİRLEME SINAVI 11 NİSAN 2015

Üniversitelerin Yeniden Yapılanmalarının Kısa Tarihçesi*

MESLEKİ EĞİTİM İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLABİLR Mİ?

Türkiye de Erken Çocukluk Gelişimi ve Binyıl Kalkınma Hedefleri Yolunda Gelişmeler. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Yıldız YAPAR.

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

2. GÜN : Stratejik Planlamanın Temel Kavramları Vaka : İstihdam ve Ekonomi Bakanlığında Değer Uygulaması

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ

TURİZM VE OTEL İŞLETMECİLİĞİ MESLEK ELEMANI

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

Araştırma Notu #002 HER HARCAMA DÜZEYİ İÇİN FARKLI ENFLASYON. Seyfettin Gürsel ve Nazan Şak. Yönetici Özeti

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.


izmirmba: Farklı düşün!

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Türkiye de Kadın Alanındaki Koordinasyon Mekanizmalarının Analizi. Ülker Şener Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

İZMİR KREŞ ATÖLYESİ NOTLARI (Ocak 2013) 1-BAKIM HİZMETLERİ NASIL DÜZENLENMELİ VE BU DÜZENLEMEDE KAMUNUN YERİ NE OLMALIDIR?

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

ÖRME TEKNİKERİ TANIM A- GÖREVLER

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

BAŞKAN. Prof. Dr. Peyami BATTAL Rektör ÜYE. Prof. Dr. Ahmet KAZANKAYA Rektör Yardımcısı ÜYE ÜYE. Prof. Dr. Şefik TÜFENKÇİ Ziraat Fak. Dek.

Ö RENME GERÇEKLEŞMİYOR!

İKİNCİ ÖĞRETİM SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ VE EKONOMİSİ TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

Transkript:

EŞİTSİZ EĞİTİM VE TOPLUMSAL İŞBÖLÜMÜNÜN YENİDEN ÜRETİMİ* Somuel BOWLES (Çev: Kemal İnal) ** Kapitalizmde serbest Pazar ekonomisinin eşitsizlikçi/eşitsizleştirici güçlerine eğitimin eşitleştirici gücüyle karşı koyulabileceği savı, liberalizmin ideolojik argümanlarından biridir. Ancak bu sav gerçekdışıdır. Amerikan (ABD) eğitim tarihine ilişkin veriler, karşıt bir görüşün oluşturabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu çerçevede aşağıda şu konular tartışılacaktır: 1) Amerikan okulları, eşitlikçi bir yapının değil, kapitalist işverenlerin disipline edilmiş ve becerili kılınmış bir emek gücüne olan gereksinimini karşılamak ve düzenin çıkarlarına yönelik toplumsal denetimin bir mekanizmasını oluşturmak için kurulmuştur; 2) iyi eğitilmiş emeğin ekonomik önemi artarken, eğitim sistemindeki eşitsizlikler, mevcut sınıfsal yapıyı bir kuşaktan diğerine yeniden üretmede daha fazla önem kazanmıştır; 3) Amerikan okul sistemi sınıf eşitsizliklerini giderek yaygınlaştırmıştır; 4) Okul kurulları ile eğitimdeki karar verme organları üzerindeki eşitsiz denetim, okul sistemindeki yaygın eşitsizliklere yönelik yeterli bir açıklama sağlanamamaktadır. Eğitimdeki eşitsizlikler, kapitalizme dayalı toplumsal yapının bir parçası olarak görülmekte ve kapitalizm varoldukça bu eşitsizliklerin süreceği belirtilmektedir. 1-Kapitalizmin evrimi ve kitlesel eğitimin doğuşu kapitalizm öncesi toplumlarda temel üretici birim aile idi. Bu aile yapısı içindeki bir erkeğin, çalışma saatleri, ne üreteceği ve nasıl üreteceği konularında serbestliği söz konusuydu. Toplum yapısında çeşitli eşitsizlikler vardı.ama işin özerklik derecesindeki farklılıklar azdı. Çocuklara gerekli üretim becerilerinin öğretilmesi (sosyalleştirme) geleneği kuşaktan kuşağa oldukça yavaş değişiyordu. Çalışma hayatına girişlerinde çocukların yeni bir toplumsal ilişkiler boyutuna uyarlanmaları gerekmiyordu. Çocuklar, somut becerileri aile içinde yaparak/yaşayarak öğreniyor ve toplumsal ilişkilere uyarlanıyorlardı. Çocukların politik ilkeleri ve ideolojileri öğrenmeleri gerekmiyordu. Aile dışındaki tek toplumsallaştırıcı kurum kilise idi. Bazı çocuklar aileleri dışında çıraklık yaparak zanaat öğrenebiliyorlardı., Okulların rolü, kilisede bir konum ya da devlet bürokrasisinde önemsiz bir görev elde edilmesiyle sınırlıydı. Az sayıdaki üniversite, entelektüelliğe dayalı aristokratik bir eğitim veriyordu. Ancak, kapitalist üretimin ve özellikle fabrika sisteminin yaygınlaşması, toplumsallaştırmanın ve üretimin temel birimi olan ailenin rolünü zayıflattı. Küçük köylü çiftçiler ya topraklarından atıldılar ya da kapitalist üretim tarzıyla rekabete girdiler. Giderek, üretim araçlarının mülkiyeti büyük ölçüde toprak sahiplerinin ve kapitalistlerin ellerinde toplandı. Artan üretimle birlikte, emekçilerin çalışması küçük bir yönetici grubun üzerindeki denetimine son verilmesi, kapitalist toplumlardaki eğitimin rolünü anlamada özellikle önemlidir. Kapitalistleşme sürecinde, denetleyenler ile denetlenenler arasında oluşan toplumsal emek bölünmesi, eğitimde sınıfsal eşitliğin sağlanmasının önünde önemli bir engel olarak görülecektir. Hızlı ekonomik gelişme, işgücünün mesleki dağılımında ve yeni mesleki beceri ihtiyacında çeşitli değişimlere yol açmıştır. Aile içindeki beceri eğitimi, yeni koşulları karşılamıyordu. Kilise de laik ve akılcı düşüncenin eleştirisine uğramıştı. Köylü nüfusun toplumsal ve coğrafi yalıtımına son verilmesi, büyük ölçekli emekçi göçlerine yol açmıştı. Kentlerde çeşitli ekonomik eşitsizliklerle birlikte asimilasyon, bütünleşme ve denetim gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkmıştı. Süreç içinde giderek işçi sınıfı düzen açısından bir tehdit oluşturmaya başlamıştı. Krizlerin sonucunda tüm kapitalist ülkelerde ortaya çıkan sonuç, kitlesel eğitimin doğuşu olmuştur. Eğitimin kapitalist sistem için birçok işlevi gerçekleştireceği düşünülmüştür. Fabrikada çalışmada gereken çeşitli niteliklerdisiplin, dakiklik, aile dışındaki kontrolün kabulü ve bir başkasının işine gösterilen toplumsal sorumluluk-artık okulda öğrenilecekti. * Makalenin çevirisi yer darlığı nedeniyle özetlenmiş, dipnotlara ve kaynakçaya yer verilmemiştir. Samuel Bowles'un "Unequal Education and the Reproduction of the Social Division of Labor" adlı bu makalesi, Jerome Karabel and A. H. Halsey (Eds.), Power and Ideology in Education, New York: Oxford University Press, 1977'den çevrilmiştir. ** A.Ü. Eğitim Bil, Fak. Araştırma Görevlisi 14 Eğilim ve Yaşam, Bahar'99

Okulun toplumsal ilişkileri, iş yerinin toplumsal ilişkilerine göre düzenlenecek ve böylece çocukların/gençlerin toplumsal işbölümüne uyarlanmaları sağlanacaktı. Ayrıca, öğrenci okulda devletin u- zantısı olan öğretmenin otoritesini kabul edecekti. Eğitim, görünüşte herkese açık olacak ve böylece toplumsal konum, meslek ve zenginlik, doğum ile değil, eğitimle elde edilecekti. Eğer öğrenciler okulda verilen bilgi ve hayat tarzını öğrenmede başarısız kalırlarsa onlara müfredat aracılığıyla burjuva ideolojisi aktarılacaktı. Amerika'daki parasız/kamu (public) ilk ve orta öğretim hareketi, özellikle Massachusetts'deki yeni oluşan endüstriyel kapitalist sınıfın egemenliğindeki eyaletlerde 19. yüzyılda doğmuştu. Ülkenin birçok bölümündeki okullar, kapitalist üretim ile ilgili değerlerin içselleştirilmesi gereği nedeniyle işçilere tam anlamıyla dayatılmıştı. Sınıfsal tabakalaşma da hızlıca yaygınlaşan eğitim sistemi içinde de görülüyordu. Üst sınıfların çocukları özel okullara giderlerken, işçi sınıfından olan çocuklar devlet liselerinin daha ilk sınıflarından ayrılmak zorunda kalıyorlardı. Üst sınıflar, iş dünyasının doruklarına tırmanabilmelerinde çocukları için gerekli gördükleri üniversite eğitimine yönelik para ye güçlerini kullanmaya başlamışlardı. 1-8 yıldan daha az eğitim alan aileler 2-8-11 yıl arası eğitim alan aileler 3-12 yıl ve daha fazla eğitim alan aileler eğitim 20. yüzyılın başlarında çok sayıda işçi sınıfı ve göçmen aile çocukları, devlet liselerine gitmeye başlamışlardı. Orta öğretimde, sınıfsal tabakalaşma sistemi müfredata da yansımıştı. Öğrencilerin sınıfsal konumlarına göre farklı programlara (müfredata göre) yerleştirilmesi, sınıfsal yapının "açıklığına" yönelik ciddi kuşkular doğurmuştu. Toplumsal sınıf ile öğrencinin yükselmesi arasındaki ilişki, "ilerici" bir reform ile gözlerden gizlenmeye çalışıldı. Bu "ilerici" reform, "nesnel" eğitsel değerlendirme idi. Bu dönemde eğitimdeki sınıfsal tabakalaşma emeğin tabakalaşmasıyla birlikte el ele gelişti. Toplumda kişinin statüsü, geliri ve kişisel özerkliği, büyük ölçüde kendisinin iş ilişkileri hiyerarşisinde bulunduğu konuma bağlanıyordu artık. Toplumsal işbölümündeki konumlar, kaç yıl okula gidildiği ve alınan eğitimin niteliğini gösteren eğitsel diplomalarla ilişkilendirilmeye başlanmıştı. Gençleri sınıfsal konuma yerleştirmenin bir mekanizması haline gelen eğitim, sınıfsal yapının meşrulaştırılmasında da önemli bir rol oynamaya başlamıştı. O halde, okulların modern sınıfsal yapıyı yeniden üretme ve meşrulaştırmada önemli bir rol oynadığı düşüncesi, bu makalenin temel tezidir. 2- Amerikan okullarında sınıfsal eşitsizlikler Eşitsiz eğitim, toplumsal işbölümünü yeniden üretir. Üst toplumsal sınıftan olan öğrenciler, alt toplumsal sınıftan olan öğrencilere göre daha fazla eğitim alırlar. Üst toplumsal sınıf kökenli öğrencilerin aldıkları eğitimin miktar ve içeriği, ailelerine benzer biçimde kendi yükselişlerini kolaylaştırır ya da zorlaştırır. Sınıfsal konuma (ailelerin gelir, meslek ve eğitim düzeyleri açısından) göre alınan eğitimin gelir açısından nasıl değiştiği Tablo 1'de gösterilmektedir. Buna göre, okulda geçirilen yılların sayısındaki farklılıklar, toplumsal sınıf eşitsizliklerine işaret etmektedir. Tablo 2'de ise bu eşitsizliklerin kolej açısından da sürdüğü, ailelerin geliri azaldıkça koleje gidememe oranının da arttığı görülmektedir. Tablo 1: Ailenin Eğitim ve Gelir Düzeyine Göre Parasız Devlet Okullarına Kayıtlı 16-17 Yaşlarındaki Erkek Çocukların Oranı Parasız Devlet Okullarına Tipik (en sık görülen) Değer Kayıtlı 16-17 Yaşlarındaki Düzeyinin Altında Olan Kayıtlı Erkek Çocukların Oranı Çocukların Yüzdesi 66.1 71.3 75.5 77.1 78.6 82.9 84.9 86.1 89.5 90.7 92.1 94.2 Kaynak: Bureau of Census, Census of Population, 1960, Vol, Vol,PC.(2), Tablo 5. 47.4 35.7 28.3 21.8 25.0 20.9 16.9 13.0 13.4 12.4 9.7 16.9 Eğitim ve Yaşam, Bahar r 99 15

Tablo 2: Aile Gelirine Göre 1967'de Lise Mezunları Arasında Koleje Devam Etme Oranı (a) Aile Geliri (b) Koleje Gitmeme Oranı Toplam (Dolar olarak) 53.1 3000'in altında 80.2 3000-3999 arası 67.7 4000-5999 arası 63.7 6000-7499 arası 58.9 7500-9999 arası 49.0 10000-14999 arası 38.7 15000 ve üstü 13.3 (a) Ekim 1965'de 10., 11. ve 12. sınıflarda olan ve daha sonra liseden mezun olan kişilere işaret eder. Kaynak: U.S. Department of Commerce, Bureau of the Census, Current Population, Report Series P-20, No. 185, July 11, 1969. p.6 Koleje devam etme, hem iki hem de dört yıllık kurumlara işaret etmektedir. (b) Ekim 1965 öncesi 12 aylık aile geliri. Okula yıl bazında daha fazla devam eden üst toplumsal sınıflardan öğrencilerin alt toplumsal sınıflara göre eğitsel kamu harcamalarından daha fazla yararlandıkları görülmektedir, okul türüne göre harcama miktarları ise daha ciddi bir eşitsizlik konusudur. Öte yandan, yoksul çocukların gittiği ilköğretim düzeyindeki okullar, çeşitli açılardan (araç-gerek, kitap, öğretmen, eğitsel süreçle ilgili girdiler vb.) dezavantajlı bir konuma sahiptir. Okullara ayrılan harcamalar ile okulların bulunduğu kent yerleşmeleri arasında da doğrusal bir orantı olduğu görülmektedir. Okul girdileri düzeyiyle okulların bulunduğu semt sakinlerinin geliri arasındaki korelasyon, bir başka eşitsizliğe işaret etmektedir. Eğitimdeki eşitsizlikler sadece gidilen okulda geçirilen sürede ya da her öğrenciye tahsis edilen kaynaklardaki farklılıkla sınırlı değildir. Eğitimin içeriği ya da niteliğindeki farklılıklar, öğrencilerin sınıfsal konumundaki farklılıkları yansıtır. Eğitimdeki toplumsal ilişkiler, çoğu öğrencinin ileride girecekleri iş/mesleki konumun toplumsal ilişkilerine işaret eder. Bu ilişkiler okullara göre farklılaşmaktadır. Liselerde öğrencilerden otoriteye karı itaat ve saygı göstermeleri beklenirken, kolej öğrencilerine geniş ölçekli hareket serbestliği tanınır. Farklılaşma eğitimin her düzeyinde görülür. Farklı toplumsal sınıflardan olan öğrencilere okullarda farklı toplumsallaşma kalıpları öğretilir. Okullardaki toplumsallaşma kalıplarında görülen sınıfsal eşitsizlikler, okullara ayrılan mali eşitsizlikleri güçlendirmektedir. Üst toplumsal sınıflardan olan çocuklara ekonomiyi komuta etmede gerekecek toplumsallaşma kalıpları öğretilirken, işçi sınıfına hitap eden okullardaki yönetici, öğretmen ve öğrencilere fabrika tarzını yansıtan ve toplumsal ilişkiler tarzı empoze edilir. Yoksul çocukların gittikleri okullara verilen Okula yıl hazmda daha fazla devam eden üst toplumsal sınıflardan öğrencilerin alt toplumsal sınıflara göre eğitsel kamu harcamalarından daha fazla yararlandıkları görülmektedir. mali desteğin azlığı, öğrencilere üretim hattındaki hammaddeler gibi davranılmasına yol açmaktadır. Bu da itaat ve dakikliğe yüksek prim ödeme anlayışını yerleştirmektedir. Bu tür okullarda öğretmenlere öğrencileriyle tek tek ilgilenebilmeleri ve bağımsız/yaratıcı emeğin oluşumu için çok az zaman kalmaktadır. Zengin çocukların gittiği daha yüksek düzeyde finanse edilmiş okullar ise, bağımsız emek için gerekli bilgi ve becerilerin iletilmesinde daha fazla olanak sağlamaktadır. Eğitimdeki eşitsizlik akademik başarıdaki farklılıklara da yansımaktadır. Başarı testlerinden alınan puanlara bakıldığında, aileleri yüksek eğitimli olan çocukların, aileleri daha az eğitimli olan çocuklardan daha yüksek başarılar elde ettikleri görülmektedir. Bu eşitsizliğin büyük ölçüde çocuğun ya da öğrencinin ilk toplumsallaşmasında ve ev ortamındaki farklılıklarla bağlantısı vardır (Bu konuya biraz ileride ayrıntılı olarak değinilecektir). Öte yandan, koleje girmede de sınıfsal eşitsizlikler ortaya çıkmaktadır. Koleje giriş, aynı ölçüde "akademik yeteneğe" sahip çocuklar için bile büyük oranda eşit değildir. Bu durum Tablo 4'de görülmektedir. 16 Eğilim ve Yaşam, Bahar'99

Yetenek Kapasite (b) Tablo 4:11. Sınıfa Gelen Bir Erkek Öğrencinin Koleje Girme Olasılığı (a) Sosyo-ekonomik kapasiteler (b) Düşük Yüksek 1 2 3 4 Düşük 1.06.12.13.26 2.13.15.29.36 3.25.34.45.65 Yüksek 4.48.70.73.87 (a) John C. Flannagan and William W. Cooley, Project TALENT, One-Year Follow-up Studies, Cooperative Research Project Number 2333, School of Education, University of Pittsburgh, 1966'da verilen ABD lise öğrencileri örneklemine dayanıldı. (b) Sosyo-ekonomik indeks, aile geliri, babanın mesleği ve eğitimi, annenin eğitimi gibi ölçülerin birleşimidir. Yetenek ölçeği, genel akademik yetenekleri ölçen testlerin bileşiminden oluşmaktadır. Amerikan okul sistemindeki toplumsal sınıf e- şitsizlikleri ve okulların/eğitimin toplumsal işbölümünün yeniden üretiminde oynadığı rol açıkça yadsınmaktadır. Her ne kadar Amerikan eğitim sisteminde geçmişten gelen birtakım eşitsizlikler hafifletilmiş olsa da bunların yerini yeni eşitsizlikler almıştır. Mevcut veriler, Amerikan okullarının eğitimde fırsat eşitliği yarattığına ilişkin çok az veri sunmaktadır. Örneğin, kolejden mezuniyet, giderek öğrencinin sınıfsal konumuna bağlı olmaya başlamaktadır. Mevcut veriler, bir öğrencinin o- kullarda öğrenim gördüğü yıl sayısının, en azından 50 yıl öncesinde olduğu gibi babanın toplumsal sınıf konumuna bağlı olduğunu göstermektedir. Eğitimin, kalıtımsallaşmış zenginlik ve ayrıcalık eşitsizliklerini telafi ettiği sävu, okul sistemindeki toplumsal sınıf eşitsizliklerinin yaygınlığıyla yanlışlanmaktadır. 3- Sınıfsal Kültür ve Sınıfsal İktidar Hiyerarşik üretim yapısı üzerinde temellenen toplumsal işbölümü, farklı sınıfsal alt kültürlerin oluşmasına neden olur. Her alt kültürün değerleri, farklı sınıfsal konumlardaki çocukların aldıkları eğitimin miktar ve tipine etki eden aile temelli toplumsallaşma ve sınıfsal ayrımlar aracılığıyla kuşaktan kuşağa iletilir. Eğitimdeki bu sınıfsal ayrımlar, okul finansmanını, öğrenci başarısını değerlendirmeyi ve eğitim hedeflerinin temel ilkelerini denetleyebilmek için üst sınıflarca sürdürülür. Meslek/iş alanında görülen kişilik özellikleri, hem ailede hem de okulda geliştirilir, işletmecilerin ve profesyonellerin çocuklarına geniş bir seçenekler seti içinde kendine güven gibi kişilik özellikleri, işçi sınıfı ailelerinin çocuklarına ise yönetenlere itaat etme öğretilir. Ailenin sınıfsal konumu ve çocuğun kişilik. özellikleri öncelikle evde işlense de okul ve diğer toplumsal kurumlar tarafından güçlendirilir. Nitekim, işçi sınıfına hitap eden liselerin otoriter nitelikteki toplumsal ilişkileri, işçi sınıfına mensup çocukların yaşadığı disiplin yönelimli ilk toplumsallaşma kalıplarını tamamlamaktadır. Üst toplumsal sınıflardan çocukların gittiği zengin okullarındaki görece özgür yetiştirme uygulamaları, zengin ailelerin çocuklarını bağımsız biçimde yetiştirme uygulamasını zenginleştirip şekillendirir. Kısaca okullar, öğrencileri kendi toplumsal sınıflarının arzu ve beklentilerini geliştirmeye yönlendirir. Okulların toplumsal sınıf farkı gözetmeksizin tüm öğrencilere ortak sosyalleşme kalıpları sunduğu, bir ölçüde doğrudur. Disiplin, mülkiyete saygı, rekabet ve dakiklik, tüm okulların müfredatında yer alsa bile, bir okulun çocuğun kişilik, değer ve beklentilerini değiştirme yeteneği oldukça sınırlıdır. Çocukların farklı okul tiplerine olan heveslerinin ailede geliştirilen kişilik özellikleri, değerler ve beklentilere bağlı olduğu görülmektedir. Okullar, ev ve mahalle çevresinin toplumsallaştırma süreçlerini engellemekten ziyade tamamlamaya ve güçlendirmeye çalışarak etkili olur. Ailedeki toplumsallaşma süreci ile okullardaki tamamlayıcı ilişki, sınıfsal kültür kalıplarını kuşaklar arasında yeniden üretme işlevini görür, işgücü pazarının işleyişi, sınıfsal kültürdeki farklılıkları, gelir eşitsizliklerine ve mesleki hiyerarşilere aktarır. Toplumsal sınıf kültürü, bireyin yüksek Zengin çocukların gittiği daha yüksek düzeyde finanse edilmiş okullar, bağımsız emek için gerekli bilgi ve becerilerin iletilmesinde daha fazla olanak sağlamaktadır. gelirli/ayrıcalıklı bir mesleği elde etmesinde temel rol oynar. Ancak, eğitsel becerilerle daha sonra elde edilen mesleki başarı arasındaki yakın ilişki, sınıfsal sistemi kuşaklar arasında yeniden üreten mekanizmaları maskeleyecek meritokratik bir görünüm oluşturur. O halde konuya artık bir de politik iktidar boyutu eklemek gerekmektedir. Üst toplumsal sınıfların denetimindeki politik iktidar, üst toplumsal sınıf kökenli çocuklara eşit olmayan Eğitim ve Yaşam, Bahar'99 17

biçimde kazançlar olanağı sağlayan müfredat, öğretim yöntemleri ve seçme ölçütleri sunarlar. Amerikan eğitim sisteminde görülen bir diğer eşitsizlikçi öğe, başarıyı rekabete bağlayarak eşit olmayan eğitim sonuçlarını meşrulaştırmaya hizmet eden, üstünlüğü ödüllendirme ilkesidir. Nesnel olarak düzenlendiği iddia edilen başarı testleri, alt toplumsal sınıflardan ancak, çok sınırlı sayıda parlak öğrencinin yukarı tırmanmasını sağlayabilmektedir. Bu, alttan yukarı ttrmanabilme konusu gündeme getirilerek, toplumsal sistemin işleyişinin meşrulaştırılması sağlanmaya çalışılır. Üstünlüğü ödüllendirme (revvarding excellence) ilkesi dikkate alındıkça eğitimdeki eşitsiz sonuçların sorumluluğu, politik alanın dışında bir etmene, yani, yoksulların sınıf kültüründeki bazı çarpıklıklara bağlanmasına devam edilecektir. 4- Eğitimde Reformun Sınırları Eğitimde eşitliğin sağlanmasında başarılı politik stratejiler geliştirebilmek için anlamamız gereken tam da eğitsel eşitliğin kaynaklarıdır. Eğitim yapısının toplumsal üretim ilişkilerini yansıttığını öne sürdüm. Ekonomik sistemin gerekleri, eğitimin yaygınlaşmasını sağladı. Amerikan eğitimdeki mevcut eşitsizliğin kaynakları, sınıfsal alt kültürlerin güçlendirilmesinde ve okul sisteminin işleyişinde yer alan toplumsal sınıf eğilimlerinde bulundu. Eğitimdeki eşitsiszlikler, önce ekonomik kurumlarda köklendirihniştir. O halde, eğitimde eşitlik sadece okul sisteminde yapılacak düzenlemelerle sağlanamaz. Eğitimdeki reform çabaları, okul sisteminin eşit olmayan yapısının kabulü anlamına gelmektedir. Eğitim aracılığıyla sınıf atlama, bir yanılsamadır. Yine de eğitimdeki ırkçı ya da sınıfsal eşitsizlikleri azaltma gibi başarılı eğitim reformları, eğitimde eşitlik hedefine yönelik çabaları uyarabilir. Çünkü, eğitme girişte eşitlik, ya eğitsel becerileri ödüllendirme sözünü yerine getirecek ya da kitlesel bir hayal kırıklığıyla başa çıkmanın çözüm yollarını bulmada sistemi tehdit edecektir. Geçmişteki reform hareketlerinin politik başarıları, eşitliği olumlu açıdan çok az etkiledi. Eğitsel reform hareketleri başarısız kalmıştır, çünkü, bu reform çabaları, kapitalizmin temel kurumlarını sorgulamaksızın eğitimdeki eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Devlet politikalarında yapılan değişimlerle eğitimde eşitliği sağlama çabaları, eşitsizliğin önlenmesini çok az etkiler. Çünkü, Amerikan eğitim sistemindeki eşitsizliğin asıl kaynağı, devlet iktidarı alanında değil, ekonomik yapıda ve sınıfsal kültürle ilgili farklılıklarda bulunmaktadır. 18 Eğilim ve Yaşam, Bahar'99