Psikiyatrik bozukluklarýn sýnýflandýrýldýðý kitaba. Somatizasyon Bozukluðu. Özet



Benzer belgeler
Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

Major Depresyon Tanýsý Alan Hastalarda Somatik Belirtilerin Yoðunluðunun Ýntihar Düþüncesi, Davranýþý ve Niyetine Etkisi

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Özgün Problem Çözme Becerileri

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Pratisyen Hekimlerin Akýlcý Ýlaç Kullanýmý Konusunda Bilgi ve Tutumlarýnýn Deðerlendirilmesi

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

Birinci Trimester Gebelerde Depresyon ve Anksiyete Bozukluðu

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Dersin adı: Elektif (Çocuk Psikiyatrisi) Görüşme Saatleri: Salı:14:00-15:00

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

5. SINIF 4.GRUP 4. KURUL RUH SAĞLIĞI, TIP ETİĞİ, TIP HUKUKU, ADLİ TIP, KLİNİK FARMAKOLOJİ

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ PSĠKĠYATRĠ ANABĠLĠM DALI DERS BĠLGĠLERĠ FORMU

Lisans ODTÜ Psikoloji Öğretim Üyesi Ufuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 2012-halen

Sınıflandırma ve Tanı Koyma. Osman Sezgin M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü PDR Anabilim Dalı

SÜRÜCÜ BELGESİ İLE İLGİLİ İŞLEMLERDE PSİKİYATRİK MUAYENE REHBERİ

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR. Sayf alar (1) 12(2 ) (2) (3)

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7)

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

10:30-12:00 Vizit 13:30-15:00 Psikiyatrik Belirtiler ve Muayene 1- Dr.Cengiz Kılıç 15:30-17:00 Psikiyatrik Belirtiler ve Muayene 2- Dr.


5. SINIF 4.KURUL 2.Döngü

pecya Somatik Yak ınmalar İle Psikiyatri Polikliniğine Başvuranlarda DSM-III-R Tanıları*

ACİL TIP ACİL TIP STAJININ AMACI

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

Yrd. Doç. Dr. Fatih Özcan ÖZGEÇMİŞ

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

5. SINIF 4.KURUL 1.Döngü

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SİNİR-DUYU BLOĞU

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI


ÇARŞAMBA 09:30 Koma A Gülsen YILDIZ BABACAN NÖROLOJİ

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Y. Lisans Tıp İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

5. SINIF 4.KURUL 3.Döngü

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

Travmatik Toplumlarda Depresyon: Güneydoğu Örneklemi. Doç. Dr. Mehmet Yumru Özel Terapi Tıp Merkezi AKEV Üniversitesi

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Psikiyatride dil, hem taný (inceleme) hem de

ÇOĞUL KİŞİLİK BOZUKLUĞU: BETİMSEL VE VORDAMSAL ÖĞELERİN KISA GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

5. SINIF 4.GRUP 4. KURUL RUH SAĞLIĞI, TIP ETİĞİ, TIP HUKUKU, ADLİ TIP, KLİNİK FARMAKOLOJİ

İstismar olgularında adli uygulamada yaşanan güçlükler. Doç. Dr. Ayten ERDOĞAN Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ EBELİK LİSANS

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş,

ANABİLİM/BİLİM DALI Programı MEZUN TEZKONUSU

Transkript:

Somatizasyon Bozukluðu Yrd. Doç. Dr. Levent SEVÝNÇOK* Özet Somatizasyon genel týpta ve konsültasyon-liyazon psikiyatrisinde sýk karþýlaþýlan karmaþýk bir sorundur. Somatizasyon belirtileri ile baþvurulara sýklýkla birinci basamak saðlýk kurumlarýnda rastlanmakta, bu tür hastalarýn genel saðlýk hizmetlerindeki "gizli psikiyatrik hastalýklarýn" %50'sini oluþturduðu tahmin edilmektedir. Somatizasyon bozukluðunda (SB) karþýlaþýlan belirtiler sýklýkla özgül deðildir ve çeþitli týbbi bozukluklarla örtüþebilir. Fizik muayene ve laboratuvar deðerlendirmesinde yakýnmalarýn organik kökenli olduðunu destekleyecek bir bulgu elde edilemez. SB'nin en sýk ve en önemli komplikasyonlarý yineleyen cerrahi giriþimler, ilaç baðýmlýlýðý, ayrýlma ya da boþanmalar ve intihar giriþimleridir. SB nin ayýrýcý tanýsýnda dikkatli bir þekilde ele alýnmasý gereken psikiyatrik bozukluklar anksiyete bozukluklarý, duygudurum bozukluklarý (özellikle depresyon) ve þizofrenidir. Psikiyatrik bozukluklarýn sýnýflandýrýldýðý kitaba (DSM-IV) göre Somatizasyon Bozukluðu (SB) (tarihsel olarak histeri ya da Briquet's sendromu olarak bilinir) 30 yaþýndan önce baþlayan, yýllarca devam eden, aðrýyla birlikte gastrointestinal, cinsel ve yalancý nörolojik belirtilerin de olduðu bir bozukluktur. SB nin temel özellikleri fiziksel etkenlerle tam olarak açýklanamayan, týbbi olarak dikkat çeken ve kiþinin yaþantýsýnda önemli kýsýtlanmalara yol açan birçok yineleyici fiziksel yakýnmalardýr. Fizik muayene ve laboratuvar deðerlendirmesinde bu yakýnmalarý destekleyecek organik bir bulgu elde edilemez. * Adnan Menderes Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, AYDIN SB yineleyici, birden çok belirtiyle seyreden önemli somatik yakýnmalarýn bulunduðu klinik bir durumdur. Somatik bir yakýnma týbbi tedavi ile sonuçlanýyorsa ya da toplumsal, mesleki ya da diðer önemli iþlevsellik alanlarýnda önemli bozulmalara yol açýyorsa klinik olarak önemli kabul edilir. SB nin taný ölçütlerine göre somatik yakýnmalar 30 yaþýndan önce baþlamalý ve yýllarca sürmelidir (DSM-IV ün A ölçütü). Çoðul somatik yakýnmalar bilinen herhangi bir týbbi durum ile açýklanamýyor olmalý ya da bir maddenin doðrudan etkileri sonucu oluþmamýþ olmalýdýr. Bunlar genel bir týbbi duruma eþlik ediyorsa, fiziksel yakýnmalar ve bunun sonucu olarak ortaya çýkan toplumsal ya da mesleki bozulmalar öykü, fizik muayene veya laboratuvar testlerden beklenenden daha fazla olmalýdýr (C ölçütü). En azýndan 4 farklý bölge (örn. baþ, sýrt, eklemler, ekstremiteler, göðüs, rektum) ya da iþlevle (örn. menstrüasyon, cinsel iliþki, idrar yapma) iliþkili aðrý öyküsü olmalýdýr (B1 ölçütü). Aðrý dýþýnda en az iki gastrointestinal belirti öyküsü bulunmalýdýr (B2 5

SEVÝNÇOK L. ölçütü). SB olan çoðu kiþiler bulantý ve karýnda þiþkinlik tanýmlarlar. Kusma, ishal ve yemeklere toleranssýzlýk daha nadir olur. Gastrointestinal yakýnmalar sýklýkla gereksiz radyolojik incelemelere ve cerrahi giriþimlere neden olur. Aðrý dýþýnda en azýndan bir cinsel ya da üreme ile ilgili belirti olmalýdýr (B3 ölçütü). Kadýnlarda bu belirtiler düzensiz adet görme, menoraji ya da gebelik boyunca kusma þeklinde olabilir. Erkeklerde ise ereksiyon ya da ejekülasyon sorunlarý ile ilgili belirtiler olabilir. Son olarak aðrý dýþýnda nörolojik bir durumu gösteren en azýndan bir belirti bulunabilir (koordinasyon ya da denge bozulmasý, paralizi ya da lokal zayýflýk, yutma güçlüðü ya da boðazda düðümlenme, afoni, idrar retansiyonu, varsanýlar, dokunma ya da aðrý duyusunun kaybý, çift görme, körlük, saðýrlýk ya da nöbetler gibi konversiyon belirtileri; amnezi gibi disosiyatif belirtiler; bayýlma dýþýnda bilinç kayýplarý) (B4 ölçütü). Somatizasyon bozukluðundaki açýklanamayan belirtiler istemli olarak taklit edilemez, ya da ortaya çýkarýlamaz (yapay bozukluk ya da temaruzda olduðu gibi) (D ölçütü). Tarihçe DSM-IV SB taný ölçütleri, þimdiye dek farklý isimlerle, sendrom olarak da tanýmlanmýþ, týbbi nedenlerle açýklanamayan çok sayýda fiziksel yakýnmalarýn tanýmlanmasýna yönelik uzun bir çabanýn ürünüdür. Özgün olarak "histeri" olarak bilinen bu sendromun ilk olarak 4000 yýl kadar önce eski Mýsýr'da tanýmlandýðý tahmin edilmektedir. Mýsýr týbbýnda uterusun fiziksel olarak yer deðiþtirmesinin belirtilerin ortaya çýkmasýna neden olduðuna inanýlýyordu. Tedavi "dolaþan uterusun" uygun yerine getirilmesine yönelik olarak yapýlýyordu. Yüzyýllar sonra Freud histeri kavramýna büyük bir dikkat ve önem göstermiþtir. Psikoanalizin birçok ilkesinin histerinin detaylý incelenmesiyle ortaya çýktýðý görülmektedir. Paul Briquet 1859'daki bir yazýsýnda þimdiki SB nin temelini oluþturacak bir histeri formundan söz etmiþtir. Briquet histeriyi açýklanabilir bir organik patoloji bulunmaksýzýn dramatik týbbi yakýnmalarla belirli bir sendrom olarak tanýmlamýþtýr. Purtell ve arkadaþlarý ise 1951'de Briquet'nin kavramýný yeniden ele almýþlar ve eþlik eden birtakým belirtiler belirleyerek bu olguya nicel bir boyut eklemiþlerdir. Bu çoklu açýklanamayan yakýnmalar sendromunu 1962'de Perley ve Guze toparlayarak tanýmlamýþtýr. Guze 1970'de daha net tanýmlanan bir "Briquet's sendromu" önermiþtir. DSM-III sendromu "SB" olarak adlandýrmýþtýr. Yaygýnlýk Çalýþmalar SB nin yaþam boyu yaygýnlýðýnýn kadýnlarda %0.2 ile %2 arasýnda, erkeklerde ise %0.2'den az olduðunu göstermektedir. Oranlardaki farklýlýklar deðerlendirmeyi yapanýn bir hekim olup olmamasýna, deðerlendirme yöntemine ve çalýþýlan örneklemin demografik özelliklerine baðlý olabilir. Etiyoloji SB nin etiyolojisi bilinmemekle birlikte ailesel bir bozukluk olduðu üzerinde durulmaktadýr. Birçok çalýþmada SB olan hastalarýn kadýn birinci derece akrabalarýnýn yaklaþýk %20'sinin SB taný ölçütlerini karþýladýðý bulunmuþtur. Guze ve arkadaþlarý (1986) "kör" bir aile çalýþmasýnda SB nin ailesel özelliðini göstermiþtir. Bu çalýþmada ayný zamanda erkek ve kadýn akrabalarda SB ile antisosyal kiþilik arasýndaki iliþki gösterilmiþtir. Ayrýca çeþitli çalýþmalarda SB olan kadýn hastalarýn erkek akrabalarýnda antisosyal kiþilik bozukluðu ve alkolizm riskinin arttýðý belirtilmiþtir. Kadýnlardaki somatizasyonun antisosyal kiþilik ile ortak bir etiyoloji paylaþtýðý da ileri sürülmektedir. Erkeklerdeki somatizasyon anksiyete bozukluklarýyla daha çok iliþkili olabilir. Bohman ve arkadaþlarý (1984) Ýsveç'te yaptýklarý bir evlat edinme çalýþmasýnda, SB'de genetik ve çevresel etkenlerin önemini vurgulamýþlardýr. Örneðin, 3 yaþýna kadar evlat edinilmiþ kýz çocuklarýnýn biyolojik ebeveynleri alkolik ya da antisosyal olduklarý takdirde yüksek oranda görülen SB'de 5 kat bir artýþ olduðu belirtilmektedir. Evlat edinilmiþ çocuklardaki SB riskinin evlat edinen ebeveynin toplumsal durumuna göre deðiþtiði de bildirilmiþtir. Bu bulgular bu hastalýðýn geliþiminde biyolojik ve çevresel etkenlerin önemini göstermiþtir. Deneysel nöropsikolojik testler SB olan bireylerin dikkat ve bellek ile ilgili sorunlarla iliþkili olarak bilgi iþlemede güçlük yaþadýklarýný göstermektedir. Flor Henry ve arkadaþlarý (1981) SB olan hastalarýn nöropsikolojik iþlevlerini araþtýrmýþ ve bunlarý normal kontrol grubuyla, depresif hastalarla ve þizofrenik hastalarla karþýlaþtýrmýþtýr. Normal kontrollerle karþýlaþtýrýldýðýnda SB olan bireylerin frontal lobda iþlev bozukluðu olduðunu gösteren iki taraflý simetrik bozukluklar saptanmýþtýr. Yazarlar ayný zamanda baskýn olmayan hemisfer iþlev bozukluðu da bulmuþlar, arka bölgelerin aksine ön bölgelerde bozukluðun daha fazla olduðunu bildirmiþlerdir. SB olan hastalarda normal kiþiler ve depresif kiþilere göre baskýn hemisfer bozukluðu daha fazladýr. Bu 6

SOMATÝZASYON BOZUKLUÐU bulgu antisosyal kiþilik bozukluðundaki bulgularla uyumludur. SB olan kiþilerde þizofrenik hastalara göre baskýn olmayan hemisfer bozukluðu daha azdýr. SB olan hastalarýn özelliklerini açýklayabilmek için baþka kuramlar da ortaya atýlmýþtýr. Özellikle Shapiro ve Horowitz "histerik" bilgi iþlemenin klinik özelliklerin çoðundan sorumlu olduðunu ileri sürmüþlerdir. Bilgi iþlemedeki bozukluklar somatik yakýnmalar, belirsizlik ve çevresellikle iliþkili ruhsal durum bulgularýnýn yaný sýra bu hastalarda ve bunlarýn biyolojik akrabalarýnda belirgin olabilen toplumsal, kiþiler arasý ve mesleki sorunlar için temel olabilir. Ford ve Quill SB olan kiþilerin somatize etmeyi aile ortamýnda, kendileri için önemli kiþilerden destek ve bakým görebilmek amacýyla duygularý ifade etmenin bir aracý olarak öðrendikleri kuramýna dayalý bir toplumsal iletiþim modeli geliþtirmiþlerdir. Eþlik eden özellikler ve bozukluklar SB olan kiþiler genellikle yakýnmalarýný renkli, abartýlý biçimde anlatýrlar. Sürekli olarak çeþitli hekimlerden yardým ararlar. Bu tutum karmaþýk ve bazen de riskli tedavilerin uygulanmasýna neden olabilir. Anksiyete belirtileri ve depresif duygudurum sýklýkla eþlik edebilir ve hasta bu nedenlerle ruh saðlýðý uzmanýna baþvurabilir. Ýmpulsif ve antisosyal davranýþ, intihar tehditleri ve giriþimleri, evlilik sorunlarý olabilir. Bu kiþilerin yaþantýlarý da týbbi öyküleri kadar karmaþýktýr. Sýk ilaç kullanýmý yan etkilere ve maddeyle iliþkili sorunlara neden olabilir. Bu bireyler sýklýkla çeþitli týbbi muayenelere, tanýsal iþlemlere, cerrahi giriþimlere ve hospitalizasyonlara maruz kalýrlar. Majör depresyon, panik bozukluk ve maddeyle iliþkili bozukluklar SB'ye sýklýkla eþlik ederler. Histriyonik, sýnýrda ve antisosyal kiþilik bozukluðu en sýk eþlik eden kiþilik bozukluklarýdýr. Kültür ve cinsiyetle ilgili özellikler Somatik belirtilerin tipi ve sýklýðý kültürlere göre deðiþebilir. Örneðin, ellerin ve ayaklarýn yanmasý ya da kafada solucan veya derinin altýnda karýncalar dolaþmasý biçimindeki yakýnmalar Afrika ve Güney Asya bölgelerinde rastlanan yalancý nörolojik belirtilerdir. Erkek üreme iþlevleriyle iliþkili belirtiler semen kaybý hakkýnda yaygýn kaygýlarý olan kültürlerde daha sýk görülür (örneðin, Hindistan'daki Dhat sendromu gibi). Gidiþ SB'de belirtiler tipik olarak 25 yaþýndan önce baþlar. Belirtiler sýklýkla ergenlik dönemine kadar ortaya çýkar. Bir kiþiye yaþamýnýn herhangi bir döneminde SB tanýsý konulsa da belirtilerin 30 yaþýndan önce baþlamýþ olmasý gereklidir. Ýlerleyen yaþlarda bu tanýnýn konulmasý, belirtilerin nedeni olarak fiziksel bozukluklarýn dýþlanmasýnýn güç olmasýndan ötürü zordur. Çalýþmalar 55 yaþýndan sonraki SB hastalarýnýn somatizasyon belirtilerinin sayýsý ve hastaneye baþvurma oranlarý yönünden genç hastalardan çok farklý olmadýðýný göstermektedir. SB hastalarý týbbi hastalýðý olan kiþilere göre daha fazla psikolojik belirti ve toplumsal yetersizlik gösterirler. Toplumsal yetersizlik önemli boyutlara çýkabilir ve daha çok iþ ve ebeveynlik sorumluluklarý ile ilgilidir. SB hastalarý diðer hastalarla karþýlaþtýrýldýklarýnda daha düþük sosyoekonomik düzeydeki insanlardýr. Bu kiþiler saðlýklarýyla týbbi hastalýðý olan bireylere göre daha fazla meþgul olurlar, kendilerini "çok aðýr hastadan daha aðýr hasta" olarak görürler ve saðlýk durumlarýný "çok þiddetli" olarak algýlarlar. SB hastalarý ortalama olarak ayda 7 günlerini hasta olarak yataklarýnda geçirirler. SB hastalarý saðlýklarýnýn aþýrý derecede bozuk olduðuna inanmalarýna karþýn, uzun süreli izlemde SB de ölüm oranlarýnýn yüksek olmadýðý bulunmuþtur. Örneðin Coryell (1981) SB hastalarýnýn ölüm oranlarýnýn genel nüfusa eþit olduðunu ve majör depresif bozukluk geçiren kiþilerden daha düþük olduðunu bulmuþtur. Somatizasyon hastalarý saðlýk hizmetlerinden fazlasýyla yararlanma eðilimindedir ve ruh saðlýðý birimlerine baþvurmaktan çok genel týbbi hizmet almayý tercih ederler. Somatizasyon belirtileri ile baþvurulara sýklýkla birinci basamak saðlýk kurumlarýnda rastlanmakta ve bu hastalýðýn genel saðlýk hizmetlerindeki "gizli psikiyatrik hastalýklarýn" %50'sini oluþturduðu tahmin edilmektedir. SB nin en sýk ve en önemli komplikasyonlarý yineleyen cerrahi giriþimler, ilaç baðýmlýlýðý, ayrýlma ya da boþanmalar ve intihar giriþimleridir. Hastalýðýn tanýnmasý ve uygun bir tedavi yaklaþýmýnýn saðlanmasý halinde ilk iki komplikasyon önlenebilmektedir. Ayýrýcý taný SB'de görülen belirtiler sýklýkla bu hastalýða özgül deðildir ve çeþitli týbbi bozukluklarla örtüþebilir. Cloninger'e göre (1986), SB ve fiziksel hastalýðý ayýrdetmede önem taþýyan üç özellik vardýr: 1. Çeþitli organ ve sistemlerin tutulumu, 2. Erken baþlangýç ve yapýsal anormalliðe ait her- 7

SEVÝNÇOK L. hangi bir fiziksel belirti olmaksýzýn gözlenen kronik bir seyir, 3. Ýlgili olabilecek fiziksel bozukluða özgü belli laboratuvar anormalliklerin olmamasý etiyolojinin belirsiz kaldýðý olgularda göz önünde tutulmalýdýr. Klinisyen çeþitli týbbi bozukluklarýn SB ile karýþabileceði konusunda dikkatli olmalýdýr. Örneðin, multipl sklerozis ve sistemik lupus eritematozus gibi bazý hastalýklar çok açýk olmayan fiziksel belirtilerle birlikte belirsiz iþlevsel ve duyusal bozukluklar gösterebilir. Akut intermittan porfiri SB ile karýþabilecek þekilde epizodik aðrý öyküsü ve çeþitli nörolojik bozukluklar gösterebilir. Somatik belirtilere ek olarak SB olan hastalarýn insan iliþkilerinde ve psikolojik yapýlarýyla ilgili yakýnmalarý olabilir. Cloninger'e göre (1986), SB nin ayýrýcý tanýsýnda dikkatli bir þekilde ele alýnmasý gereken üç psikiyatrik bozukluk vardýr: anksiyete bozukluklarý (özellikle panik bozukluðu), duygudurum bozukluðu ve þizofreni. En çok sorun yaratan ayýrým anksiyete bozukluklarý ile SB arasýnda olur. Yaygýn anksiyete bozukluðu olan kiþilerde sýklýkla SB hastalarýnda da bulunan çeþitli fiziksel yakýnmalar olabilir, fakat anksiyete ve kaygý odaðý fiziksel yakýnmalarla sýnýrlý deðildir. Anksiyete bozukluðu olan bireylerde SB'de de olan hastalýk kaygýlarý ve hipokondriyak yakýnmalar olabilir. Benzer þekilde SB olan hastalar sýklýkla panik ataklarý bildirirler. Panik bozukluðunda da çoðul somatik belirtiler olabilir, fakat bunlar özellikle panik ataklarý sýrasýnda olur. Panik bozukluðu SB ile birlikte olabilir. Somatik belirtiler panik ataklarý dýþýnda oluyorsa her iki taný da düþünülmelidir. Özellikle histriyonik kiþilik özelliklerinin varlýðý, konversiyon ve disosiyatif belirtiler, cinsel ve menstrüasyonla ilgili sorunlar ve toplumsal iliþkilerdeki bozulmalar SB tanýsýný destekler. Ayrýca cinsiyet de göz önünde tutulmalýdýr. Erkekler SB den çok anksiyete bozukluklarýndan yakýnýrlar. Kesin taný güç olmasýna raðmen klinik açýdan önemlidir. Çünkü SB nin týbbi tedavisi anksiyete bozukluklarýndakinden farklýdýr. Duygudurum bozukluðu olan bireylerde (depresyon ya da mani, fakat özellikle depresyon) somatik yakýnmalar dile getirebilirler. Sýk olarak temel yakýnma baþ aðrýsý, gastrointestinal bir bozukluk ya da açýklanamayan bir aðrýdýr. Bu belirtiler duygudurum bozukluðunun tedavisi ile iyileþirken, SB'deki fiziksel yakýnmalar devam eder. Diðer taraftan SB olan kiþiler sýklýkla depresif yakýnmalardan bahsederler. Majör depresyonun eþlik ettiði SB olgularýnda majör depresyon ve bazý somatik yakýnmalarýn birlikte olduðu hastalardan daha fazla depresif yakýnma olur. SB olan hastalarýn daha fazla suçluluk, konsantrasyonda azalma, karmaþýk düþünce, kendine güvende azalma, ölüm düþünceleri, özkýyým planý, özkýyým giriþimi ve iþtah artýþý bildirdikleri ve daha çok madde kötüye kullanýmý ve antisosyal belirtiler gösterdikleri bulunmuþtur. Þizofrenide de açýklanamayan somatik yakýnmalar olabilir. Dikkatli bir ruhsal muayenede sanrýlar, varsanýlar, formal düþünce bozukluðu görülecektir. Nadiren somatik belirtiler SB ölçütlerini karþýlayacak yoðunlukta olabilir. Böyle olduðu takdirde her iki taný da koyulabilir. Nadiren yoðun somatik belirtiler gösterip de o an psikozu olmayan bir hastada daha sonra þizofreni tablosu geliþebileceði akýlda tutulmalýdýr. Bununla birlikte özellikle kadýnlarda görülen SB de varsanýlarýn sýk olarak görülebileceði unutulmamalýdýr. Bu gibi durumlarda psikoz tanýsý konusunda dikkatli olunmalý, gereksiz nöroleptik kullanýmýndan kaçýnýlmalýdýr. Tedavi SB nin tedavisi güçtür ve üstünlüðü gösterilmiþ belirli bir tedavi saptanamamýþtýr. Birinci basamak hekimleri genellikle SB olan hastalarý tedavi edebilmelerine karþýn, tedavi ile ilgili birtakým sorunlarýn ele alýnmasýnda bir psikiyatrýn danýþmanlýðýna gerek duymaktadýrlar. Çalýþmalar psikiyatrik danýþmanlýk altýnda yürütülen birinci basamak saðlýk hizmeti maliyetinin daha düþük olduðunu göstermektedir. Harcamalardaki azalmalar daha çok hastaneye yatýþlardaki azalmaya baðlýdýr. Yapýlan çeþitli çalýþmalar tedavi ile ilgili üç önemli hedefi ortaya koymaktadýr: 1. Hastayla sýký bir terapötik ortaklýk kurulmalýdýr. Genellikle bu hastalar belirtileri için fiziksel açýklamalar bulabilmek amacýyla çeþitli hekimleri ziyaret etmektedirler. Bu incelemeler sýrasýnda bu hastalara açýklayýcý bir organik bozukluk bulunamadýðý, sorunun kaynaðýnýn ruhsal olduðu söylenmektedir. Bu tür tutumlar gereksiz tanýsal iþlemler ve tedavilere neden olabilir. Bunu önlemek için terapötik bir ortaklýk gereklidir. Böyle bir ortaklýk kurmada ilk adým hekimin, hastanýn acý ve ýzdýrabýný kabul etmesidir. Hekim daha sonra hastanýn týbbi öyküsünü ve týbbi kayýtlarýný dikkatli bir þekilde incelemelidir. Böyle bir süreç genellikle yeni baþlayan terapötik baðlarý güçlendirir. Bu tutum hastaya hekimin onu anlamak için zaman ayýrýp çaba harcamaya istekli 8

SOMATÝZASYON BOZUKLUÐU olduðunu gösterir. Ayrýca bu adým özgül olmayan motor ve duyusal anormalliklerle görülebilen týbbi bozuklularý dýþlamada önemlidir. SB tanýsý akla geldikten sonra tanýsal deðerlendirme bireysel yakýnmalara göre deðil, nesnel kanýtlara dayanarak yapýlmalýdýr. 2. Hastayý SB nin özellikleri ile ilgili olarak eðitmek gereklidir. Cloninger (1986) hastayý taný konusunda bilgilendirmeyi ve SB nin çeþitli yönlerinin tanýmlanmasýný önermiþtir. Hastaya "deli" olmadýðýný, týbbi olarak bilinen bir hastalýðý olmasýna karþýn bu durumun süregen bir ruhsal veya fiziksel yýkýma veya ölüme yol açmayacaðýný açýklamak onu rahatlatýr. Ancak klinisyen hastalýðýn gidiþi, hedefler ve tedavi planlarýný tartýþma noktalarýnda dikkatli bir denge kurmalýdýr. 3. Tutarlý güvenceler saðlamak gereklidir. SB olan hastalar sýklýkla hekimin yeterli bir deðerlendirme yapmadýðý konusunda kaygýlýdýr ve bu nedenle farklý bir hekimden yardým isteyebilirler. Bu durumda ortaya çýkarýlamayan fiziksel hastalýklarýn düzenli olarak deðerlendirildiði konusunda hastaya güven verilmeli ve hekim deðiþtirmenin sözkonusu durumun karmaþýklýðýný arttýracaðý belirtilmelidir. Hastaya yakýnmalarýný açýklayacak hiçbir fiziksel neden olmadýðý, ancak yakýnmalarýn "stres" ile bir baðlantýsý olabileceði anlatýlmalýdýr. Yakýnmalarýn gözden geçirilmesiyle belirtilerin kiþilerarasý, toplumsal ya da mesleki sorunlarla bir iliþkisi olduðu gösterilmelidir. Bu tip iliþkilerin tartýþýlmasý hastaya böyle sorunlarýn somatik ya da psikolojik belirtileri ortaya çýkartabileceði konusunda içgörü kazandýrýr. Bu ilkelerin uygulanabilmesi büyük ölçüde SB nin klinik yönden ele alýnmasýný kolaylaþtýrýp gereksiz tanýsal ve terapötik iþlemleri de içeren ciddi komplikasyonlarý önleyebilir. Bu genel ilkelere ek olarak SB nin tedavisinde baþka noktalar da önemlidir. Daha önce de belirtildiði gibi bu hastalar sýklýkla anksiyete ve depresyondan da yakýnýrlar. SB'de farmakoterapi bilinçli kullanýlmalý, bu hastalarýn ilaçlarý uygunsuz biçimde kullanabileceði, ilaç baðýmlýðý geliþtirebilecekleri, intihar giriþimlerinde yüksek doz ilaç alabilecekleri unutulmamalýdýr. Klinisyen hastanýn ailesiyle iyi bir iliþki geliþtirmelidir. Bu, hastanýn toplumsal yapýsýnýn daha iyi anlaþýlmasýný ve dolayýsýyla hastanýn karmaþýk yaþam tarzýnýn anlaþýlmasýný kolaylaþtýrýr. Uygun olduðunda klinisyen aþýrý talepler, yönlendirmeler ve dikkat çekme davranýþýna katý sýnýrlamalar getirebilmelidir. Yararlanýlan ve Önerilen Kaynaklar 1. Almgren PE, Nordgren L, Skantze H (1978) A retrospective study of operationally defined hysterics. Br J Psychiatry, 132:67-73. 2. American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 4. baský, Washington, DC, American Psychiatric Association, 1994. 3. Bendefeldt F, Miller LL, Ludwig AM (1976) Cognitive performance in conversion hysteria. Arch Gen Psychiatry, 33:1250-54. 4. Bohman M, Cloninger CR, von Knorring AL et al. (1984) An adoption study of somatoform disorders, III: cross-fostering analysis and genetic relationship to alcoholism and criminality. Arch Gen Psychiatry, 41:872-78. 5. Bridges KW, Goldberg DP (1985) Somatic presentation of DSM-III psychiatric disorders in primary care. J Psychosom Res, 29:563-69. 6. Cloninger CR, Guze SB (1970) Psychiatric illness and female criminality: the role of sociopathy and hysteria in the antisocial women. Am J Psychiatry, 127:303-11. 7. Cloninger CR, Reich T, Guze SB (1975) The multifactorial model of disease transmission, III: familial relationship between sociopathy and hysteria (Briquet's syndrome). Br J Psychiatry, 127:23-32. 8. Cloninger CR, Sigvardsson S, von Knorring AL et al. (1984) An adoption study of somatoform disorders, II: identification of two discrete somatoform disorders. Arch Gen Psychiatry, 41:863-71. 9. Cloninger CR, Martin RL, Guze SB et al. (1986) A prospective follow-up and family study of somatization in men and women. Am J Psychiatry, 143:873-78. 10. Coryell W (1981) Diagnosis-specific mortality. Arch Gen Psychiatry, 38:939-42. 11. DeSouza C, Othmer E, Gabrielli W Jr et al. (1988) Major depression and somatization disorder: the overlooked differential diagnosis. Psychiatric Annals, 18:340-48. 12. Escobar JI, Golding JM, Hough RL et al. (1987) Somatization in the community: relationship to disability and use of services. Am J Public Health, 77:837-40. 13. Flor-Henry P, Fromm-Auch D, Tapper M et al. (1981) A neuropsychological study of the stable syndrome of hysteria. Biol Psychiatry, 16:601-26. 14. Goodwin DW, Guze SB (1989) Psychiatric Diagnosis, 4th Edition. New York, Oxford University Press. 15. Guze SB, Cloninger CR, Martin RL et al. (1986) A followup and family study of Briquet's syndrome. Br J Psychiatry, 149:17-23. 16. Kellner R (1990) Somatization: theories and research. J Nerv Ment Dis, 178:150-60. 17. Ludwig AM (1972) Hysteria: a neurobiological theory. Arch Gen Psychiatry, 27:771-77. 9

SEVÝNÇOK L. 18. Martin RL (1988) Problems in the diagnosis of somatization disorder: effects on research and clinical practice. Psychiatric Annals, 18:357-62. 19. Murphy GE, Wetzel RD (1982) Family history of suicidal behavior among suicide attempters. J Nerv Ment Dis, 170:86-90. 20. Quill TE (1986) Somatization disorder. One of medicine's blind spots. JAMA, 254:3075-79. 21. Smith GR Jr, Monson RA, Ray DC (1986) Psychiatric consultation in somatization disorder: a randomized controlled study. N Engl J Med, 314:1407-13. 22. Smith GR Jr (1994) The course of somatization and its effects on utilization of health care resources. Psychosomatics, 35:263-67. 23. Woerner PI, Guze SB (1968) A family and marital study of hysteria. Br J Psychiatry, 114:161-68. 8. Anadolu Psikiyatri G nleri 22-26 Haziran 1999 - Diyarbak r Konu: Bedenselle tirme * A r * Anksiyete * Cinsellik * ocuk ve Ergen * Depresyon * G * Kad n * Konversiyon - Temaruz * Kltr * Travma ve iddet Kongre Sekreteri: Do. Dr. Aytekin S r Dicle niversitesi T p Fak ltesi Psikiyatri Anabilim Dal 21280 - Diyarbak r Tel: 0412 248 82 84 Faks: 0412 248 84 40-248 85 20 e-mail: a.sir@usa.net D CLE N VERS TES TIP FAK LTES PS K YATR ANAB L M DALI & PS K YATR DERNE 10