ЖАШ ТҤРКОЛОГДОРДУН III СИМПОЗИУМУ III. GENÇ TÜRKOLOGLAR SEMPOZYUMU БИЛДИРҤҤЛӨР BĠLDĠRĠLER



Benzer belgeler
ТYРК ЭЛДЕРИНИН САЛТТУУ СПОРТТУК ОЮНДАРЫ TÜRK HALKLARININ GELENEKSEL SPOR OYUNLARI THE TRADITIONAL SPORTS GAMES OF TURKIC PEOPLES

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

TÜRK DÜNYASI VATANDAŞLIĞI DERS PROGRAMI GELİŞTİRİLMESİ VE ETKİLİLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PROJESİ İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ. Tel: GENEL BİLGİLER. Lisans Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği, 1990

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

ERSOY ve. Bakıslar. Genc. Mehmet Akif. İstiklal Marşı na. Sempozyumu M a r t / B A R T I N. İstiklal Marşı nın Kabulünün

ÖZET Hazırlayan Üniversite Anabilim Dalı Bilim Dalı Tezin Niteliği Mezuniyet Tarihi Danışman

Lisans : Ġlahiyat Fakültesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1992

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

DĠYARBAKIR DA YETĠġEN KÜLTÜR VE SANAT ĠNSANLARI: 2 ULUSLARARASI SEZAĠ KARAKOÇ SEMPOZYUMU (5-7 NĠSAN 2012/DĠYARBAKIR)

Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

ÖZET. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi. Mezuniyet Tarihi:

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

Doktora Tezi: Kırım Hanlığı nı Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi ( )

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

HER YÖNÜYLE MAHMUT GOLOĞLU SEMPOZYUMU MAYIS 2014 TRABZON PROGRAM

TÜRK DİLİ VE AVRASYA DA TARİHİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU ULUSLARARASI MAYIS 2013 PROGRAM

TYPK т и л д у у елкелердун

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ. Türkoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Atatürk-Alatoo Üni

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ YÖNETİM KURULU KARARLARI

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

Ali Hadi ORHUN (1949 mezunu)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FORMLARI. Araştırma Stajı Uygulama Formu

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

VEDAT ALİ TOK, ESKİMEYEN TÜRK EDEBİYATI ÜZERİNE MÜLAKATLAR, LAÇİN YAYINLARI, 2007 KAYSERİ, 209s.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Lisans Ders İçerikleri 1.Yarıyıl

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. : Nursulu ÇETĠN. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tarih Kazak Üniversitesi, üstün baģarılı 1995 Kamu Yönetimi

ÖZGEÇMİŞ Profesör Dr. Profesör Dr.

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

МАНАС ДАСТАНЫНЫН ЖҮСҮП МАМАЙ ВАРИАНТЫНДА КЕЗДЕШКЕН -ГАнЫ ЖАНА -ГАлЫ МҮЧӨЛӨРҮНҮН КОЛДОНУЛУШ ӨЗГӨЧӨЛҮГҮ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans. Edebiyat Fakültesi Y.Lisans - - -

MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1

İstanbul da Kurulan Cumhuriyetin İlk Milli Hemşirelik Okulu Kızılay Hemşirelik Lisesi

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ YÖNETİM KURULU KARARLARI

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

ÖLÜMÜNÜN B R NC YILDÖNÜMÜNDE BAHT YAR VAHAPZADE SEMPOZYUMU

2014 YILI FAALİYETLERİ

Prof. Dr. Okan YEŞİLOT Müdür, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye

BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRKİYE DEKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUYAN TÜRK ASILLI ÖĞRENCİLERİN OKUMA ALIŞKANLIKLARINA YÖNELİK ANKET ÇALIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

ÖZGEÇMĠġ. Derece Alan Üniversite Yıl. Enstitüsü

PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

XIX. YÜZYIL ANTEPLİ MUTASAVVIF ŞAİR MAHREMÎ VE DİVANI NDA HAKİKÎ AŞK VE HAKİKÎ SEVGİLİ TEZAHÜRLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

КАРАХАНИДДЕР ДООРУНДА КЫРГЫЗСТАНДЫН АЙМАГЫНДА ЖАШАГАН ААЛЫМДАР ЖАНА АЛАРДЫН ЭМГЕКТЕРИ

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

Kırgınlığım anlatılmaz On üç yaģında görücü kesti sözü Karanlıklar doğurdu içime, çürüttü özü.

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

ZÂTÎ'NİN "HAZER ET" GAZELİ

T.C. ÇEKMEKÖY KENT KONSEYĠ BAġKANLIĞI 2009 YILI KASIM AYI ÇEKMEKÖY ĠLÇESĠ KENT KONSEYĠ TOPLANTI TUTANAĞI

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

ÖDEV- 4. TÜRK BAYRAĞI VE ĠSTĠKLAL MARġI

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

ELMALILI M. HAMDİ YAZIR SEMPOZYUMU

ÜCRET SĠSTEMLERĠ VE VERĠMLĠLĠK DERSĠ. EKOTEN TEKSTĠL A.ġ.




MERHABA. Takım ruhuyla çıktığımız bu yolda önceliklerimiz ve hedeflerimiz:

Sözleşmeli Mütercim-Tercüman (Kürtçe) pozisyonu için yapılacak olan yazılı sınava katılmaya hak kazananlar

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

Program. AÇILIŞ 15 EKİM :00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

Şeytan Der ki Ey İnsan!..

NET TURĠZM TĠCARET VE SANAYĠ ANONĠM ġġrketġ. ESAS SÖZLEġME DEĞĠġĠKLĠĞĠ Y E N Ġ

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1


Âmil Çelebioğlu nun Bibliyografyası *

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

ġaġr VE YAZARLAR SÖZLÜKLERĠNDE MADDE BAġLARININ ĠÇERĠK PLANI VE CAHĠT SITKI TARANCI ÖRNEĞĠ Erdoğan BOZ ÖZET

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İstanbul'da mart ayında hangi etkinlikler var?

Transkript:

ЖАШ ТҤРКОЛОГДОРДУН III СИМПОЗИУМУ 19-май Ататҥрктҥ эскерҥҥ, жаштар жана спорт майрамына арналат III. GENÇ TÜRKOLOGLAR SEMPOZYUMU 19 Mayıs Atatürk ü Anma Gençlik ve Spor Bayramına Armağan БИЛДИРҤҤЛӨР BĠLDĠRĠLER

УДК ББК Кыргыз-Түрк «Манас» университети Гуманитардык факультет Түркология бөлүмү Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü Жаш Тҥркологдордун III симпозиумунун билдирҥҥлөрҥ. III. Genç Türkologlar Sempozyumu Bildirileri Б.: 2011. 312 б. ISBN Бул эмгекте 2009-жылдын 19-20-май айында Жаш Түркологдордун III симпозиумунда жасалган билдирүүлөр орун алды. УДК ББК ISBN KТМУ, 2011

Кыргыз-Тҥрк «Манас» университетинин басылмалары: 149 Конференциялар тизмеси: 20 Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Yayınları: 149 Kongreler Dizisi: 20 Гуманитардык факультет Тҥркология бөлҥмҥ Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü ЖАШ ТҤРКОЛОГДОРДУН III СИМПОЗИУМУ 19-май Ататҥрктҥ эскерҥҥ, жаштар жана спорт майрамына арналат III. GENÇ TÜRKOLOGLAR SEMPOZYUMU 19 Mayıs Atatürk ü Anma Gençlik ve Spor Bayramına Armağan БИЛДИРҤҤЛӨР BĠLDĠRĠLER 19-20- май, 2009-ж. / Бишкек 19-20 Mayıs 2009 / BiĢkek Бишкек-2011 BiĢkek-2011

ЖАШ ТҤРКОЛОГДОРДУН III СИМПОЗИУМУ III. GENÇ TÜRKOLOGLAR SEMPOZYUMU Төрагалар Проф., док. Сулайман Кайыпов Проф., док. Угур Орал BaĢkanlar Prof. Dr. Sulayman Kayıpov Prof. Dr. Uğur Oral Уюштуруу тобу Илхан Шахин Лайли Үкүбаева Кадыралы Конкобаев Бурул Сагынбаева Таалай Абдиев Гөксел Өзтүрк Айхан Челикбай Ибрахим Шахин Чынар Жылкычиева Угур Солдан Мирзат Ракымбек уулу Ажар Дүйшембиева Düzenleme Kurulu Ġlhan ġahin Layli Ükübayeva Kadıralı Konkobayev Burul Sagınbayeva Taalay Abdiyev Göksel Öztürk Ayhan Çelikbay Ġbrahim ġahin Çınar Cılkıçiyeva Uğur Soldan Mirzat Rakımbek uulu Acar DüyĢembiyeva Секретариат Нурдин Усеев Селман Башаран Sekreterya Nurdin Useyev Selman BaĢaran

АЛГЫ СӨЗ Университетибиздин Гуманитардык факультетинин Түркология бөлүмү салтка айланган Жаш түркологдордун симпозиумун республикалык деңгээлден эл-аралык деңгээлге көтөрүү тууралу чечим чыгарган. Бул чечимдим негизинде 2009-жылдын 19-20-май күндөрүндө Жаш түркологдордун эл аралык 3-симпозиуму өткөрүлгөн. Симпозиум түрк дүйнөсүнүн улуу инсаны, даанышман, лидер Мустафа Кемал-Ататүрктү эскерүү, жаштар жана спорт майрамына арналып Түркология: жаш муун жаңы кадамдар деген темада өтүп, ага Кыргызстандын белгилүү илимпоздору менен Кытай Эл Республикасындагы кыргыздардын өкүлү, боордошубуз проф., др. Макелек Өмүрбай катышкан. Ал 2008-жылы университетибизде болуп, Кытайда кыргыз тилинде жарыяланып жаткан Тил жана котормо журналынын 100 санын, тактап айтканда буга чейинки бардык сандарын, ошондой эле атайын кыргызстандыктар үчүн кириллица менен жарыяланган сандарын китепканабызга белек кылган. Жаш түркологдордун 3-симпозиуму чындап эле эл-аралык деңгеэлде өткөрүлдү деген ойдобуз. Симпозиумга катышуу үчүн Кыргызстандан, башка өлкөлөрдөн да көптөгөн докладдар келип түшкөн. Бул докладдардын саны жүз онго жетип, арасынан элүү төрт доклад тандалып алынган. Симпозиумубузга Кыргызстандын жогорку окуу жайларында билим алып жаткан түрк, монгол, хакас, татар сыяктуу улуттардын өкүлдөрү да катышкан. Симпозиумга университетибизден, Бишкек Гуманитардык университетинен, И. Арабаев атындагы Кыргыз мамлекеттик университетинен, Жусуп Баласагын атындагы Кыргыз улуттук университетинен, Стамбул Маданият университетинен (Түркия), Кара-Деңиз техникалык университетинен (Түркия), Мармара университетинен (Түркия), Сүлейман Демирел университетинен (Казакстан), Өзбекстан Физиология институтунан (Өзбекстан) келген жаш түркологдор бири-бири менен таанышып, илимий нукта пикир алмашышкан. Жаш түркологдордун симпозиумдарын уюштуруунун дагы бир себеби түркологиянын маселелерине кененирээк токтолуу жана бул тармакта жаңы маалыматтарга ээ болуу. Бул жаатта түркологиянын актуалдуу маселелери тууралуу кээ бир жагдайларды белгилеп кетүү зарыл. Түркология белгилүү

6 болгондой, көп багытты өз кучагына алган илим. Биз жаш түркологдордун симпозиумунда бул илимдин филологиялык багытына гана токтолобуз. Азыркы доор түркологиялык изилдөөлөргө кеңири мүмкүнчүлүктөрдү тартуулаган доор. Учурда түркологияга мүмкүнчүлүктөрдү тартуулаган шарттар төмөнкүлөр: 1. Түрк тилдүү элдер бири-биринен алыстоо доорун артка таштап, тескерисинче, жакындашуу, жуурулушу мезгилине кирген убагы. Түрк тилдүү элдерге тиешелүү бардык маселелер жакындан иликтенип, орток изилдөөлөрдүн саны да күндөн күнгө артууда. 2. Ар кандай тарыхый-коомдук шарттарда жашап келген түрк тилдүү элдер ар түрдүү идеологиялар менен да сугарылып келген. Бул элдер бир-эки тилди (эне тили жана орус тили же англис тили) билүү менен чектелсе да азыр алардын тилдерин терең изилдөө мүмкүнчүлүктөрү түзүлдү. Кыргыз- Түрк Манас университети буга бир мисал. Тил дилдин ачкычы болуп эсептелет. Демек, көп тил билүү жаш түркологдор үчүн чоң артыкчылык. 3. Ушул тапта бир жагынан ааламдашуу процесси өтө тездик менен жүрүп жатса, башка бир жагынан улуттардын баштапкы көрөңгөгө умтулуусу да күч алууда. Биз түрк тилдүү элдер, тегибизди канчалык терең изилдесек, түрк дүйнөсүнүн анын ичинде түркологиянын абдан чиеленишкен маселелерин чечкенге да ошончолук жакындай алабыз. Албетте, бул чоң маселелер дароо чечиле койбойт. Ар бир күндүн, ар бир айдын, ар бир жылдын кадырын билип, акырындык менен илгерилөөбүз керек. Аталган маселелерди чечүү процесси жаш түркологдордун кадамдары менен башталары шексиз. Өз эмгектери менен түркология илимине зор салымдарын кошкон Махмуд Кашгари, Жусуп Баласагындардын жолун улаган залкар түркологдор Касым Тыныстанов, Кусейин Карасаев, Константин Кузьмич Юдахин, Игорь Алексеевич Батманов жана учурда бул тармакта эмгектенип жаткан Бүбүйна Орузбаева (Кыргызстан), Тоору Хаяши (Япония), Такаши Осава (Япония), Осман Фикри Серткая (Түркия), Питер Зиме (Германия) ж.б. атактуу илимпоздор өздөрүнүн илимий-педагогикалык эмгектери менен жаш түркологдорго өрнөк болууда. Бүгүнкү күндө жаңы муун жогоруда аты аталган жана аталбай калган окумуштуулардын эмгектерин окуп, түркология маселелерин дагы да тереңдетип изилдөөнү өзүнүн ыйык милдети катары эсептеши керек. Азыркы мезгил илимге анча маани берилбестен, руханий баалуулуктар экинчи орунда калып, материалдык баалуулуктарга өзгөчө маани берилген кыйын бир мезгил. А бирок, ушундай шарттарда да симпозиумдарыбызга катышып жаткан жаштарыбыз сыяктуу илимге кызыккан жаш муундун

7 болушу түркология илиминин келечеги такыр эле караңгы, туңгуюк эмес экендигинен кабар берип, бизди каниет алдырат. Илим жолу оңой жол эмес. Ал ийне менен кудук казгандай мээнетти, өжөрлүктү, талыкпаган изденүүнү талап кылган жол. Бирок, ким анын ысыгына күйүп, суугуна тоңуп, алдыдагы ар кандай тоскоолдуктарга туруштук берип жеңе билсе, илимге кеткен өмүрдүн кайтарымы да ошончо болот. Акырында, жаш түркологдор, илим жолуңар байсалдуу болсун демекчимин! Ал эми биздин чакыруубузду кабыл алып, илимге келген жаш муундар менен илимий пикир алышууга катышышкан, отурум башчылары катары иштеп, симпозиумдун жогорку деңгээлде өтүшүнө көмөк көрсөтүшкөн кесиптештериме түркология бөлүмүнүн окутуучупрофессорлор жана студенттер жамаатынын атынан терең ыраазычылык билдирем. Устат жана шакирттик байланыштарыбыздын сапарынын узак жана арыбас болушун, ушул байланыштардын дагы да өсө беришин каалайм! Проф., док. Лайли Ҥкҥбаева Тҥркология бөлҥмҥнҥн башчысы

SUNUġ Üniversitemiz Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü, artık bir gelenek haline gelen Genç Türkologlar Sempozyumlarının ulusal seviyede gördüğü ilginin uluslararası seviyeye taģınmasına karar vermiģtir. Bu karar doğrultusunda 19-20 Mayıs 2009 tarihinde Uluslararası III. Genç Türkologlar Sempozyumu düzenlenmiģtir. Sempozyum, Türkoloji: Genç Nesil ve Yeni Adımlar konu baģlığı altında, Türk Dünyasının Büyük Ġnsanı, Bilge, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı na armağan edilmiģ ve Sempozyuma Kırgızistan ın büyük ünlü bilim insanlarıyla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti ndeki Kırgızların temsilcisi Prof. Dr. Makelek Ömürbay katılmıģtır. Prof. Dr. Makelek Ömürbay, 2008 yılında Üniversitemize gelmiģ, Çin Halk Cumhuriyeti nde Kırgızca çıkmakta olan Til cana Kotormo (Dil ve Çeviri) dergisinin yüz sayısını, yani o zamana kadarki bütün sayılarını ve aynı zamanda Kırgızistanlı okuyucular için Kiril alfabesinde özel olarak basılmıģ sayılarını Üniversitemizin kütüphanesine hediye etmiģtir. III. Genç Türkologlar Sempozyumunu, kelimenin tam anlamıyla uluslararası seviyede yapıldı diye düģünüyoruz. Sempozyuma katılmak için Kırgızistan Cumhuriyeti dıģında, yurt dıģından da birçok müracaat olmuģtur. Bu müracaatlar arasında yüz on tebliğden elli dört tebliğ kabul edilmiģtir. Kırgızistan ın yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören Türk, Moğol, Hakas, Tatar v.b. milletlerden de katılanlar olmuģtur. Sempozyuma baģta Üniversitemizden olmak üzere BiĢkek Sosyal Bilimler Üniversitesinden, ĠĢenalı Arabayev Kırgızistan Devlet Üniversitesinden, Yusuf Balasagun Kırgız Millî Devlet Üniversitesinden, Kırgızistan Cumhuriyeti Milli Bilimler Akademisinden, OĢ Devlet Üniversitesinden, Ġstanbul Kültür Üniversitesinden (Türkiye), Karadeniz Teknik Üniversitesinden (Türkiye), Marmara Üniversitesinden (Türkiye), Süleyman Demirel Üniversitesinden (Kazakistan), Özbekistan Cumhuriyeti Fizyoloji Enstitüsünden (Özbekistan) katılan genç Türkologlar birbirleriyle tanıģma ve bilimsel fikir alıģveriģinde bulunma imkânı elde etmiģlerdir. Genç Türkologlar Sempozyumlarının bir diğer yapılma sebebi de Türkoloji nin meselelerini daha geniģ olarak ele almak ve bu çerçevede yeni bilgilere ulaģmaktır. Bu bağlamda Türkoloji nin güncel sorunları hakkında birkaç söz söylemek gerekir. Türkoloji bilindiği gibi birçok alanı içine alan bir bilimdir.

10 Biz Genç Türkologlar Sempozyumunda Türkoloji nin sadece Dil ve dil bilim ile ilgili tarafını ele almaktayız. YaĢadığımız zaman, artık Türkoloji araģtırmaları için geniģ olanakların olduğu bir zamandır. Türkoloji araģtırmalarının günümüzdeki imkânlarını meydana getiren koģulları aģağıdakiler olarak görülmektedir: 1- Türk Halkları, birbirinden uzaklaģma dönemini geride bırakmıģ, tam tersine yakınlaģma, bütünleģme dönemine gelmiģtir. Türk halkları hakkındaki bütün meseleleri yakından tanıyıp görmekteyiz. Buna ilaveten ortak araģtırmaların da günden güne arttığına Ģahit olmaktayız. 2- Her türlü tarihî-toplumsal koģullarda yaģayabilen Türk milletleri, günümüze kadar çeģitli ideolojik Ģartlarda yaģamıģtır. Bu halkların bildiği diller bir iki dille (ana dili, Rusça veya Ġngilizce) sınırlı kalmıģ olsa da artık günümüzde Türk dillerini özgürce, istenilen Ģekilde, derinlemesine öğrenmek için imkânlar sağlanmıģtır. Buna bir örnek, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi dir. Dil, gönlün anahtarıdır. Demek ki, çok dil bilmek günümüzün genç Türkologlarını, Türkoloji ye götüren mükemmel bir olanak olacaktır. 3- Günümüzde bir taraftan küreselleģme süreci çok hızlı yürümekte, bir taraftan da milletlerin asıl temellerine geri dönmeye çalıģması ciddi önem kazanmaktadır. Biz Türk Halkları, ne kadar soyumuzun kökünü araģtırmaya ve öğrenmeye çalıģırsak, Türk Dünyasının meselelerini, bu meselelerin içindeki Türkoloji nin çok karmaģık sorunlarını araģtırıp bulmaya da o kadar yakınlaģmıģ oluruz. Elbette bu büyük meseleler hemen çözülmez. Her bir günün, ayın ve yılın kıymetini bilerek yavaģ yavaģ çözüme yaklaģmamız gerek. Bu çözüm yolunun Genç Türkologların bugünkü yeni nesliyle baģlayacağı vazgeçilmez gerçektir. Genç Türkologların önünde kendi bilimsel buluģları ile dünya Türkoloji bilimine büyük katkıda bulunmuģ KaĢgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip (Balasagunlu Yusuf) in açmıģ olduğu ulu yolu devam ettiren büyük Türkologlar Kasım Tınıstanov, Kuseyin Karasayev, Konstantin Kuzmiç Yudahin, Ġgor Alekseyeviç Batmanov ve günümüzün bu alana emek sarf eden Türkologları Bübüyna Orozbayeva, Tooru HayaĢi (Japonya), TakaĢi Osava (Japonya), Osman Fikri Sertkaya (Türkiye), Peter Zieme (Almanya) v.b. büyük bilim insanlarının bize örnek olmasının altında onların bilimsel-pedagojik tecrübeleri yatmaktadır. Günümüzde yeni nesil, ismi anılmıģ ve anılmamıģ diğer büyük Türkologların eserlerini, kendi alanlarını daha da derinleģtirerek araģtırmalıdır, bu onların en kutsal görevi olmalıdır. Ġçinde bulunduğumuz zaman, bilime o kadar da önem verilmeyen, manevi değerlerin ikinci planda kaldığı, maddiyatın ön plana çok çıktığı zor bir zamandır. Buna rağmen bu koģullar altında sempozyumlarımıza katılan bugünkü gençler gibi bilime ilgi gösteren yeni neslin hepsi, Türkoloji biliminin geleceğinin karanlık ve belirsiz olmadığını haber vererek, olumlu bir intiba bırakmaktadır. Bilim yolu

11 kolay bir yol değildir. Bilim yolu, iğne ile kuyu kazmak gibi zaman, azim ve yorulmadan aramayı, araģtırmayı talep etmektedir. Fakat bilim ateģiyle yanıp tutuģarak, önündeki her türlü engellere katlanıp bu zorlukları yenen kiģi için bilime adanmıģ bu ömrün meyvesi de o derece çok olur. Son olarak genç Türkologların bilim yolunun açık olmasını dilerim. Bizim davetimizi kabul edip, bilim için gelen yeni nesil ile bilimsel fikir alıģveriģinde bulunan, oturum baģkanlığı yapan, Sempozyumun yüksek seviyede geçmesi için emek vermiģ bütün meslektaģlarıma, Türkoloji Bölümünün öğretim elemanları ve öğrencileri adına Ģükranlarımı sunuyorum. Hoca ve öğrenci olarak iliģkilerimizin her zaman devamını, daha da geliģmesini dilerim. Prof. Dr. Layli ÜKÜBAYEVA Türkoloji Bölümü BaĢkanı

МАЗМУНУ / ĠÇĠNDEKĠLER АЛГЫ СӨЗ... 5 SUNUġ... 9 Erdem SARIKAYA: Bahtiyar Vahabzâde nin Gurub Düşünceleri Eserinde Klâsik Türk Şiiri Unsurları Ve Gazel Şeklinde Yazılmış Şiirleri... 15 С. К. АДЫРБЕКОВА: Түрк тилдериндеги гипоним кубулушу (кыргыз жана өзбек тилдеринин материалдарынын негизинде)... 31 Abdulselam ARVAS: Şairnâmeler Üzerine... 37 Ч. ЭШИМБЕКОВА: Кыргыз тилиндеги паронимдер... 49 M. Onur HASDEDEOĞLU: Cengiz Aytmatov un Eserlerinde Öğretmen Tipleri... 57 Ажар ДҮЙШЕМБИЕВА: Чыңгыз Айтматовдун «Гүлсарат» повести америкалык сында... 73 Berna SOYLU: «Füyuzat» Jurnalında Dıl Məsələlərı... 85 Гүлзина БАЙДЫЛДАЕВА: Этнолингвистика тууралуу кыскача маалымат... 97 Hamide GÜLER: Kültürlerarası İletişim Bağlamında Dil Kaynaklı İletişim Engelleri ve Empati: Empatik Süreçte Kültürlerarasılık ı Yeniden Düşünmek... 103 Шааркан АБДУЛЛАЕВА: Этнолингвистика илиминин калыптанышы жана өнүгүшү... 115 Özüm SUBAġI: Türk Kültüründe Atın Önemi ve At ile İlgili Türk Atasözleri... 121 А. ДҮЙШЕНОВ: Кыргыз тилиндеги лакап аттар... 129 Selman BAġARAN: Yerli Bir Rastignac (Orhan Pamuk un Ömer Karakteri Üzerine)... 139 Перизат ЭСТЕБЕСОВА: Улуттук маданияттын анималисттик коду... 153 ġaban AYDOĞDU: Түркі халықтары эпикалық жырларында баласыздық зары... 161

14 Бурул ЭЛЕБЕСОВА: Жамила повестинин ичинен орун алган айрым көрүнүштөргө түрк чыгармаларынын салыштырылышы... 169 M. Nurullah CĠCĠOĞLU: Kız Saykal Destanı... 177 Дилбар БАЙТАКОВА: Кыргыз тилиндеги тавталогия кубулушу... 183 Нуршоола ИСАЕВА: "Сынган кылыч" романы адабий сындын жана адабият таануунун күзгүсүндө... 193 Gülten BAKKAL: Bahtiyar Vahapzade nin Eserlerinde Türkiye ve Türk Dünyası... 201 Элебес НАРБАЕВ: Кубатбек Жусубалиевдин «Кожожаш мерген» повестиндеги символдук образдардын семантикасы... 211 Ҳусниддин МАМАДАЛИЕВ: IX-XII асрларда Ўрта Осиё халқлари этник ҳаётида тилларнинг ўрни... 225 Нуржан АЛИМЕРЕКОВА: 1920-40 жылдардагы кыргыз поэзиясынын сөз менен сүрөт-портрет тартуу маселеси... 235 Safa KIRVELĠ: Cengiz Aytmatov un Orman-Göğsü Gezegeni ve Peyami Safa nın Simeranya Ülkesi Hakkında... 249 А. ОБОЛБЕКОВА: С. Станалиевдин «Жылдын Узак Күнү» романына анализ... 263 Sema NOYAN: Aytmatov ve Elçin ile Anar ve George Orwell in Romanlarında Siyasi Baskının Sorgulayan İnsan Üzerindeki Etkisi... 269 Азиза САТИМБАЕВА: Касым Каимовдун аңгемелериндеги мүнөз түзүү чеберчилиги... 293 Kemal GÖZ: Aşım Cakıpbekov un Edebî Kişiliği... 299

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠNDE KLÂSĠK TÜRK ġġġrġ UNSURLARI VE GAZEL ġeklġnde YAZILMIġ ġġġrlerġ Erdem SARIKAYA 1. Bahtiyâr Vahabzâde ve Klâsik Türk ġiiri ÇağdaĢ Azerî edebiyatının en tanınmıģ Ģairlerinden, aynı zamanda fikir ve siyaset adamı kimliğiyle Azerbaycan tarihinde kelimenin tam anlamıyla bir menzil görevi üstlenmiģ olan Bahtiyar Vahabzâde 1, bir edebiyat erbabı olarak Azerbaycan insanının duygu ve düşünce dünyasını yansıtmasıyla tanınmıştır. 2 BeĢir Ayvazoğlu nun ifadesiyle, Sovyetler Birliği döneminde Türkiye deki kültür ve edebiyat çevreleriyle temas kurmaya cesaret eden ilk Azerî aydın 3 olan Vahabzâde, Azerbaycan dili ve kültürünün tanınmasına, bağmsızlığnın kazanılmasına öncülük etmiş bir toplum önderidir. 84 yıllık ömrünün 70 yılını bu yolda mücadele ederek geçirmiştir. 4 Ayrıca, Sovyet devri Azerî Ģiiri ya da modern Azerî Ģiiri olarak adlandırılan dönemin en önemli Ģairlerindendir. Arş. Gör., Ġstanbul Kültür Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. e.sarikaya@hotmail.com 1 Bahtiyar Vahapzâde, 16 Ağustos 1925 tarihinde Azerbaycan ın ġeki Ģehrinde doğar. Köylü bir ailenin çocuğudur. Ġlk eğitimini doğduğu ġeki Ģehrinde ikmâl eden Ģair, 1934 yılında 9 yaģındayken ailesiyle birlikte Bakü ye gelir ve orta eğitimine burada devam eder. 1947 yılında Bakü Devlet Üniversitesi, Filoloji Fakültesi nden mezun olur. Aynı bölümde asistanlığa baģlar ve 1951 yılında yüksek lisansını, 1964 yılında ise doktorasını aynı üniversite tamamlar. Bu tarihten itibaren üniversitedeki öğretim üyeliği görevini sürdürür. 1980 yılında Azerbaycan Ġlimler Akademisi üyeliğine seçilen Ģair aynı zamanda 1980-2000 yılları arasında beģ dönem milletvekilliği yapar. 13 ġubat 2009 tarihinde Bakü deki evinde vefat eder. ġairin ayrıntılı biyografisi için bkz.: Akpınar, Y., (1998), Vahabzâde Bahtiyar, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergâh Yayınları, Ġstanbul, s. 496-497; Mayadağlı, H. Z., (1998), Bahtiyar Vahapzâde Hayatı ve Eserleri, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, s. 1-41. 2 Akpınar, Y., (1994), Bahtiyar Vahapzâde nin Ġki Gorhu Adlı Manzumesi, Azerî Edebiyatı Araştırmaları, Dergâh Yayınları, Ġstanbul, s. 394. 3 Ayvazoğlu, B., (2009), Büyük Dost: Bahtiyar Vahapzâde, Türk Edebiyatı 425, s. 30-35. 4 Çetinoğlu, O., (2009), Türk Dünyasndan Bir Yıldız Daha Kaydı: Bahtiyar Vahabzâde, Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi 267, s. 39.

16 ERDEM SARIKAYA ġiiri, okuyanlarını büyüsü altına alan bir tür olarak kabul edip, mısra formunda söylenen her sözün Ģiir olarak değerlendirilemeyeceğini savunan 5 Vahabzâde, Ģiirinde mütefekkir bir Ģair duruģuyla karģımıza çıkar. Vahabzâde nin Ģiirlerinde mütefekkir bir insanın düģünceleri ile karģılaģırız. Bunlar ferdin ve cemiyetin çeģitli problemleri üzerinde toplanan, tahlilci bir zekânın ilhamıyla yazılmıģ Ģiirlerdir. 6 Ahmet Bican Ercilasun un ifadesiyle ana dilini namusu olarak kabul ederek üzerine titreyen, tüm varlığının ana dilinin varlığıyla devam ettiğini söyleyen 7 Bahtiyar Vahabzâde, Modern Azerî edebiyatının hazırlayıcılarındandır. ġairin, Ģiirlerinde görülen klâsik Türk Ģiiri unsurları ise dikkat çeker. Klâsik Türk Ģiirini, özellikle bu geleneğin Azerî sahasında yetiģmiģ iki büyük üstadı olan Fuzûlî ve Nesimî yi kendisine birer edebî kaynak olarak alan Ģairin 8, Ġsmet Zeki Eyüboğlu nun Ölü Edebiyat baģlıklı makalesine 9 cevap olarak kaleme aldığı, Yel Kayadan Ne Aparır? baģlıklı yazısı 10 ise klâsik Ģiir geleneğine verdiği değeri gösteren önemli bir vesikadır. Klâsik Türk Ģiiri geleneğini, hayal dünyası, kelime kadrosu vb yönlerden eleģtiren ve taklitçi olmakla suçlayan Eyüboğlu na karģı Vahabzâde, klâsik Türk Ģiirini müdafaa eder. Bu Ģiir geleneğinin etkileģim içerisinde olduğu coğrafya ve kültür dairesinden beslendiğini kabul eden Vahabzâde, artık tüm özellikleriyle bu edebî geleneğin bize ait olduğunu ve orijinal eserlere sahip olduğunu sözlerine ekler. Bahtiyar Vahabzâde ye göre Ġsmet Zeki Eyüboğlu, Fuzûlî baģta olmak üzere, klâsik Türk Ģiiri geleneği içerisinde yer alan Ģairlerin yaratıcılık güçlerinden habersizdir. Bundan dolayı da Eyüboğlu nun klâsik Türk Ģiirini ölü edebiyat olarak adlandırması yanlıģtır. Çünkü bu geleneğin Ģairleri yüzyılların ardından günümüze seslenmektedirler. Bu büyük Ģahsiyetlerin değerini tarih vermiģtir. O yüzden Vahabzâde ye göre bu büyük Ģairlerin ne Eyüboğlu gibi eleģtirmenlerin eleģtirilerinden korkusu ne de kendisi gibi klâsik Türk Ģiiri severler tarafından korunmaya ihtiyaçları vardır: Bu setirleri yazarken mene ele geldi ki, Nesimî ve Füzulî uca bir kayanın zirvesinde dayanıb 5 Mayadağlı, (1998), s. 76. 6 Akpınar, Y., (1994), XIX. Ve XX. Yüzyıllarda Azerî Edebiyatı: Sovyet Devri Azerî Edebiyatı, Azerî Edebiyatı Araştırmaları, Dergâh Yayınları, Ġstanbul, s. 83. 7 Ercilasun, A. B., (1997), Bir Azerî ġairi: Bahtiyar Vahabzâde, Türk Dünyası Üzerine İncelemeler, 2. Baskı, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 440-458. 8 Mayadağlı, (1998), s. 98. 9 Ġsmet Zeki Eyüboğlu nun sözü edilen yazısı ilk olarak Varlık dergisinin, 1972 yılı Ağustos sayısında yayımlanmıģtır. Biz ise sözü edilen yazının tam metnini içeren Ģu eserden yararlandık: Eyüboğlu, Ġ. Z., (1999), Ölü Edebiyat, Osmanlı Divan Şiiri Üzerine Metinler, Haz.: Mehmet Kalpaklı, YKY, Ġstanbul, s. 269-272. 10 Bahtiyar Vahapzâde nin sözü edilen yazısı ilk olarak Varlık dergisinin, 1973 yılı ġubat sayısında yayımlanmıģtır. Biz ise sözü edilen yazının tam metnini içeren Ģu eserden yararlandık: Vahapzâde, B., (1992), Azerbaycan dan Cevap: Yel Kayadan Ne Aparır?, Çağdaş Türk Şiveleri Azerî Türkçesi ve Edebiyatı Metinleri, Ege Üniversitesi Yayınları, Ġzmir, s. 228-230.

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 17 Eyyuboğlu nun hücumuna, menim de müdafieme gülürler. Ona göre ki, bu Ģehsiyyetin Eyyüboğlu kimilerin hücumundan gorhusu yohdur, menim kimilerin de müdafiesine ehtiyacı 11 Klâsik Türk Ģiiri geleneğine bağlı olan Bahtiyar Vahapzâde nin bu bağlılığı Ģiirlerinin biçim ve muhtevâ özelliklerinde de yer yer kendisini gösterir. Biz bu çalıģmamızda Bahtiyâr Vahabzâde nin bizzat kendisi tarafından seçilen Ģiirlerini içeren Gurub DüĢünceleri 12 isimli eserinde yer alan Ģiirlerindeki klâsik Türk Ģiiri estetiğine dair unsurların kullanım özelliklerini ve gazel formunda yazmıģ olduğu Ģiirlerindeki geleneğin dıģındaki kullanımlarını göstermeye çalıģacağız. 2. Gurub DüĢüncelerinde Klâsik Türk ġiiri Unsurları Modern Azerî edebiyatının usta Ģairi Bahtiyâr Vahabzâde nin Ģiir dünyası çok geniģtir. Etrafında gördüğü her Ģey onda derin düģünceler uyandırır. Vahabzâde nin Ģiirinin bizi sürüklediği yolda hem derinlikler, hem enginlikler vardır. Tezatlar ve zıddiyetler içinde gider geliriz. Bazen gerçeğe düģer, bazen hayale tutunarak göklere yükseliriz. Bazen geçmiģin ihtiģam dolu yollarında at çapar, bazen bugünün kara gecelerinde sıkıģırız. Ancak hiç bir ümitsizliğe, kötümserliğe kapılmayız. 13 ġairin Ģiir dünyasını besleyen pek çok kaynak vardır. Bu kaynakların arasında klâsik Türk Ģiiri geleneğine ait unsurlar da önemli bir yer tutar. Vahabzâde nin Gurub DüĢünceleri isimli kitabında yer alan Ģiirlerin 14 önemli sayılabilecek bir kısmında klâsik Türk Ģiiri unsurlarının bir anlatım ögesi olarak kullanıldığı görülür. 15 Bu noktada hemen belirtilmelidir ki, Vahabzâde klâsik Türk Ģiiri geleneği içerisinde yer alan bir Ģair değildir. O, pek çok modern Türk Ģairinde olduğu gibi geleneğin anlatım yollarını ve enstürümanlarını kendi 11 Vahapzâde, (1992), s.. 230. 12 Vahapzâde, B., (1995), Gurub Düşünceleri, Akt.: BeĢaret Ġsmail, Ġstanbul. 13 Ercilasun, A. B., (1997), Vahabzâde nin ġiirleri Arasında, Türk Dünyası Üzerine İncelemeler, 2. Baskı, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 467. 14 Eserde yer alan Ģiirlerin pek çoğu günümüz okuyucusunun anlayabileceği sadeliktedir. Ancak biz herhangi bir atlamaya sebep vermemek için, Ģiirler üzerinde çalıģırken özellikle Azerî Türkçesinin sözlük repertuvarına ait olan kelimeleri doğru anlamlandırabilmek için Ģu iki sözlükten yararlandık: Altaylı, S., (1994), Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, c. 1-2, MEB Basımevi, Ġstanbul; Develi, H., (1992), Azerî Türkçesi Lügati, 3. Baskı, Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum. 15 Eserde yer alan Ģiirlerdeki klâsik Türk Ģiiri unsurlarının belirlenmesi sırasında belirtilen eserlerin dıģında Ģu kaynaklardan faydalanılmıģtır: Pala, Ġ., (2007), Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, 15. Baskı, Kapı Yayınları, Ġstanbul; Onay, A. T., (2000), Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı, Haz.: Cemâl Kurnaz, Akçağ Yayınları, Ankara; Levend, A. S., (1984), Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, 4. Baskı, Enderun Kitabevi, Ġstanbul.

18 ERDEM SARIKAYA sanatkârlık gücüyle harmanlayıp yeniden üreten Ģairlerdendir. 16 2. 1. ġekil Unsurları 2. 1. 1. Nazım ġekli Bahtiyar Vahabzâde, incelemeye çalıģtığımız eserinde yer alan Ģiirlerin bir kaçında gazel nazım Ģeklini kullanmıģtır. Genellikle aģk ve aģk ile ilgili konuların anlatıldığı gazel nazım Ģeklinin 17 ana özellikleri, eserde yer alan Vatan (s. 205) ve Gazel olarak adlandırılmıģ diğer dört Ģiirde (s. 206-209) 18 kendisini gösterir. Aa/ ba/ ca/ da.. Ģeklinde kafiyelenmiģ olan bu Ģiirlerde kısmen konu ortaklığının var olduğu görülür. 19 Ayrıca Ģair, bu Ģiirlerinin birtanesi hariç diğerlerine isim vermemiģ, bu Ģiirlerini Gazel baģlığı altında kitabına dâhil etmiģtir. Bu noktada Vahabzâde geleneklidir. 20 ġairin gelenekli olduğu diğer bir nokta ise Ģeklen gelenekli olan Ģiirlerinin en son beytinde yine geleneğin kendisinden beklediği Ģekilde davranması ve Bahtiyar mahlasını kullanmasıdır. Bahtiyâr ım ki vatan aģkına yandım, yanarım Hele yatmıģları gafletten uyandırmak için (Gazel: 2/ b. 6/ s. 207) 21 2. 2. 2. Aruz Vezni Bahtiyar Vahabzâde, klâsik Türk Ģiirinin bel kemiğini oluģturan aruz veznine hâkimiyetini eserindeki Ģiirlerinde kendisini gösterir. ġair, sadece Ģekil olarak geleneğe bağlı kaldığı Ģiirlerinde değil, değiģik Ģekillerde yazdığı Ģiirlerinde de aruz veznini baģarıyla kullanmıģtır. Bu tip Ģiirlerin en güzel örneği Allah manzumesidir. Tamamı altı dörtlükten oluģan bu Ģiir, mef û lü/ me fâ î lü/ me fâ î lü/ fe û lün kalıbıyla yazılmıģtır: Ġdrakte yol açmıģ geceden gündüze Allah Güldürmesen öz gönlünü, gülmez yüze Allah Dünyaya Ģafaklar gibi Tanrım sepelenmiģ 16 Modern Türk Ģiirinde geleneğin izleri hakkında incelemeler ve ayrıntılı bilgi için bkz.: Macit, M., (2005), Gelenekten Geleceğe: Modern Türk Şiirinde Geleneğin İzleri, 2. Baskı, Kapı Yayınları, Ġstanbul. 17 Ayrıntılı bilgi için bkz.: Mermer, A.-Keskin, K. N., (2005), Eski Türk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 32-33. 18 Gurub Düşünceleri isimli eserden yapılan Ģiir alıntıları ve bu Ģiirlerle ilgili diğer göndermeler dipnot olarak verilmeyecektir. 19 ġiirlerde ele alınan konuların özellikleri çalıģmamızın üçüncü bölümünde incelenecektir. 20 Biz bu Ģiirlerden örnekler verdiğimizde herhangi bir karıģıklığa meydan vermemek için Ģiirlere kitapta yer alıģ sırasına göre numaralar verdik. 21 ġairin gazel nazım Ģekliyle kaleme aldığı Ģiirlerinden yapılan alıntılarda beyit numarasını verirken b. kısaltması kullanılmıģtır.

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 19 Kalbin gözü yanmazsa görünmez göze Allah (Allah/ s. 23) Gazel formunda yazdığı Ģiirlerinde daha çok fe i lâ tün/ fe i lâ tün/ fe i lâ tün/ fe i lün kalıbını kullanan Ģair, bir Ģiirinde fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün (fe i lâ tün)/ fâ i lâ tün(fe i lâ tün)/ fâ i lün ve bir Ģiirinde de mef û lü/ me fâ î lü/ me fâ î lü/ fe û lün kalıbını kullanmıģtır. Vahabzâde, Ģiirlerinde aruza hakimdir. Aruz ile yazdığı Ģiirlerinde genellikle aruz kusurlarına rastlanmaz. Kullandığı dili baģarıyla aruz kalıplarına tatbik eder. Eldeki Ģiirlerinde yer alan aruz uygulamasına dair örnekler ise Ģu Ģekildedir: Ulama: Ömrüm boyu ben kul gibi oldum sana muhtaç Allah ını idrak için insan dine muhtaç (Gazel 4/ b. 1/ s. 209) Zihaf: Beni sevdâya salan cevheri görmek diledim Meğer varmıģ bir özek bir kat özekten öteye (Gazel 3/ b. 2/ s. 208) Bahtiyar Vahabzâde nin Ģiiri Ģekil yönünden ayrıntılı bir incelemeyi gerektirmektedir. ġair, kafiye konusunda kimi zaman pürüzlü seçimler yapsa da elinden gelen hassasiyeti gösterir. ġiirini diğer zenginleģtiren bir husus ise atasözü ve deyim kullanımlarına yer vermesidir: Ġki seven kalbin karıģtığı yer Kol dibi olsa da cennet olurmuģ (Nispilik/ s. 21) 2. 2. Muhtevâ Unsurları 2. 2. 1. Dinî Unsurlar 2. 2. 1. 1. Allah Ezelî ve ebedî varlığıyla fânî âlemi kuģatan büyük yaratıcının ismi, esmâ-i hüsnâyı meydâna geiren diğer isimler ve genel olarak ulûhiyyet bahisleri müslüman milletlerin dinî hayatlarında önemli bir yer tuttuğu gibi onların edebiyat, kültür ve sanat hayatına da büyük çapta tesirler etmiştir. ( ) Divan edebiyatında ise Cenab-ı Hak la doğrudan ilgili olarak müstakil neviler mevcuttur.( ) Türk kültür ve edebiyatında Allah ın varlığını, birliğini, isim ve sıfatlarını, bunların çeşitli tecellilerini, O nun yüceliğini ve övgüsünü konu edinen

20 ERDEM SARIKAYA çeşitli edebî türler meydana gelmiş ve bu alanda çok zengin örnekler edebiyat tarihindeki yerini almıştır. 22 Bahtiyar Vahabzâde nin Ģiirlerinde Allah bir anlatım unsuru olarak kendisine yer bulur. Vahabzâde, Allah ı Ģiirine konu ederken Ġslamî inançlara uygun olarak davranır. Ġnsanlığı Allah ın özünden gelen bir cevher olarak görür: Sen benim özümsün, ben senin özün. (Bu Vahdette/ s. 17) Gördüğümüz tüm yaratılmıģlar Allah ın cevherinden kaynağını almaktadır. Varlıklar birer görüntüdür. Allah, görünen sıfatlarda değil yaratılıģın kendisindedir: Gördüklerimiz zahirdir, batna nüfuz et Batındaki cevherdeki fitrettedir Allah. (Allah/ s. 23) YaratılmıĢ her zerrede olduğu kadar insanlığın mayasının her noktasında da Allah ın cevherinin kudreti gizlidir. Bu kudretin varlığını anlamamak acizliktir. O nun cisme ihtiyacı yoktur, varlığı her Ģeyin üstündedir: Allah! Biliriz cism değil, ya nedir Allah? En yüksek olan hakta, hakikattedir Allah. (Allah/ s. 23) Vahabzâde, düģünmeyi Allah ın birliğini ve büyüklüğünü anlamak için kendisine temel alır. O nun alçaklıkta, düģmanlıkta iģi yoktur: Zulmette, cehalette, adavette görünmez. Ġlgarda, sadakatte, muhabbettedir Allah. (Allah/ s. 24) 2. 2. 1. 2. Kur ân-ı Kerîm: Allah ın kelamı olarak bilinen Kur ân-ı Kerîm kutsal kitapların sonuncusudur. Mahiyeti açısından pek çok özelliğe sahip olan Kur ân-ı Kerîm, edebiyat geleneğimiz ve tarihimiz içinde önemli bir kaynaktır. ġairler, Kur ân-ı Kerîm den yer yer ayetler iktibas ederler ya da Kur ân ın isimini Ģiirlerinde lafzen anarlar. Bu durumda çoğu kez Hz. Muhammed in ismi de geçer. 23 Vahabzâde, Kur ân ı dinlerken nura boyandığını söyler. Dilini anlamadığını 22 Haz.: DĠA, Allah: Edebiyat, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 2, Diyanet Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 1989, s. 499. 23 Kur ân-ı Kerîm in edebiyat tarihimizdeki yeri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Uzun M., (2002), Kur ân: Edebiyat, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 26, Ġstanbul, s. 414-417.

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 21 ancak kendisini saran sihirle sanki onun mânâ derinliklerinde gezinmeye baģladığını söyler. Ancak kendisini saran bu sihrin de ne olduğunu da tam olarak bilememektedir: Kur ân ı dinledim, nura boyandım, Dili kanmasam da mânâyı kandım DüĢtüm birden bire sesin sihrine Anlayabilmedim, onun sihri ne. (Gaibden Ses/ s. 114) Kur ân-ı Kerîm den bir ıģık, bir nur alan Ģair, Hz. Muhammed in her zaman doğru yolu bu kitapla bize iģaret ettiğini dile getirir: Ulu Kur ân-ı Kerîm den gözümüz aldı ıģık, Bize gösterdi müdâm düz yolu peygamberimiz. (Peygamberimiz/ s. 69) 2. 2. 1. 3. Âyetler: Nûrü n-âlâ-nûr Özellikle divan Ģairleri, beslendikleri Ġslâm coğrafyasının temel referans kaynağı olan Kur ân-ı Kerîm den doğrudan ya da dolaylı olarak iktibaslar yapmıģlar ve Ģiirlerinde Kur ân-ı Kerîm den çeģitli âyetleri Ģiirlerinde lafzen ya da mânen kullanmıģlardır. 24 Bahtiyar Vahabzâde nin incelemeye çalģtığımız eserinde lafzen ve iktibas-ı gayr-ı tâm olarak nitelendirebileceğimiz bir iktibas ile karģılaģıyoruz. Nûr sûresinin 35. âyetinde geçen Nurü n-âlâ-nûr 25 ifâdesini alıp Ģiirinde kullanır: Ama nur üstüne nur gölge salmaz Sevgili, kocalır, sevgi kocalmaz (Sevgi Kocalmaz/ s. 85) 2. 2. 1. 4. Hz. Muhammed: Son hak dinin peygamberi olan Hz. Muhammed edebiyata hayatı, savaģları, üstün vasıfları, peygamberliği sırasında yaptıkları, karakteri vb. özellikleriyle konu olur. 26 24 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz.: AkkuĢ, M., (2000), Divan Edebiyatında Ġktibas ve ġiirde Lafzî Ayet Ġktibasları Üzerine Bir Deneme, Osmanlı Edebiyatı Araştırmaları, Atatürk Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum, s. 155-168. 25 Bu söz, daha çok yapılan bir iģin beğenilmesi durumunda, daha iyi, pek iyi, pek âlâ, fevka l-âde, çok güzel gibi ifadeler yerine kullanılır. Ayrıntılı bilgi için bkz.: Yılmaz, M., (1992), Edebiyatımızda İslâmî Kaynaklı Sözler, Enderun Kitabevi, Ġstanbul, s. 133. 26 Fayda, M.-Kandemir, M. Y.-DurmuĢ, Ġ.- Özel, A.-Topaloğlu, B., Dönmez, Ġ. K.- Çağrıcı, M.- Çelebi, Ġ.- Uludağ, S.-DurmuĢ, Ġ.-Kanar, M.-Uzun, M.-Toker, H.-Serin, M.-Özcan, N.-Avcı, C.-

22 ERDEM SARIKAYA Bahtiyar Vahabzâde, Ģiirlerinde mucizelerinden bahsederek, Hz. Muhammed i över: Yolunun yolcusuyuz, ey ulu peygamberimiz Adı Ģefkatle, ıģıkla dolu peygamberimiz. (Peygamberimiz/ s. 69) 2. 2. 1. 5. Ġtikadî Kavramlardan: Hayır ve ġer: Ġnanç dünyamızın iki zıt kutbu olan hayır ve Ģer Vahabzâde nin Ģiirinde kendisine yer bulur. ġair, insanlığın bu iki zıt kutup arasındaki sınırını yitirmesinden yakınmaktadır: Ġnsan sınırını yitirdi Hayırla Ģer arasında (Hayırla ġer Arasında/ s. 81) 2. 2. 2. Tasavvufî Unsurlar 2. 2. 2. 1. Devriye Teorisi: Varlığın ortaya çıkıģını izah eden devriye teorisi 27 Ġslâm mistisizminde önemli bir yere sahip olup Vahabzâde nin Ģiirlerinde de ele aldığı konulardan bir tanesidir. Nasıl anne karnına düģen bebek yokluktan varlığa doğru bir yola çıkmıģsa dünyaya geldiğinde de bunun tam tersine bir yol izleyecek, varlıktan yokluğa doğru bir yürüyüģe çıkacaktır. Öyle ki, düģünce ana betnine Yokluktan varlığa bir yol tuģlanır, Dünyaya geldiğinde, dönüp tersine, Varlıktan yokluğa sefer baģlanır. (Yazla KıĢa Bir Akıl/ s. 17) ġairin bu ifadeleri bize sûfîlerin devriye nazariyesini hatırlatmaktadır. Dünya hayatına baģlayan insan, içindeki varlıktan vazgeçmeli ve ruhunu arındırmalıdır. Bu da varlık içinde, varlığın tüm istek ve arzularından sıyrılmak ile olur. 2. 2. 2. 2. Vahdet: Ġslâm mistisizminin diğer önemli kavramlarından olan vahdet 28, Vahapzâde nin Ģiirlerinde Ġslâmî düģünceye uygun olarak iģlenir. ġair, bütün BirıĢık, A.-Görgün H., (2005), Muhammed, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 30, Diyanet Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s. 408-481. 27 Devriye teorisi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Cebecioğlu, E., (2005), Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, 3. Baskı, Anka Yayınları, Ġstanbul, s. 165-166. 28 Vahdet hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Cebecioğlu, (2005), s 681-682.

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 23 yaratılmıģların özünde tek bir yaratıcı olduğunu Ģiirlerinde sıklıkla vurgular: Sen benim özümsün, ben senin özün Yok imiģ arada bir serhaddimiz. Gösteren aynanın, görünen yüzün Farkını görmedik bu vahdette biz. (Bu Vahdette/ s. 17) 2. 2. 2. 3. Gönül-Kalp: Tasavvufî Ģiirde ilahî hitabın mahalli ve muhatabı; marifet ve irfan denilen tasavvufî bilginin kaynağı, keşf ve ilham kaynağı 29 olarak kabul edilen gönül/kalp, klâsik Türk Ģiiri geleneği içerisinde yer alan Ģairlerin de sıklıkla kullandıkları bir anlatım ögesidir ve çeģitli benzetmelere malzeme olur. Bahtiyar Vahabzâde nin Gurub Düşünceleri isimli eserinde yer alan Ģiirlerde de bu unsurun kullanıldığı görülür. ġair, genelde dünyanın, özelde tüm yaratılmıģların sırrının kalpte olduğunu vurgular: Dünyanın sırrıdır kalbin sırrı Sırrın tılsımıyle yaģıyoruz. (Gam-Ģâdlık/ s. 11) 2. 2. 3. KiĢiler Klâsik Türk Ģiirinin Ģahıs kadrosu oldukça geniģ bir yelpazede kendisini gösterir. Geleneğin baģlarında peygamber efendimiz baģta olmak üzere dinler tarihinde isimleri geçen tüm peygamberler, halifeler, din büyükleri, Ġslâm kültür coğrafyasının beslendiği tüm ilmî sahalarda ün yapmıģ Ģahsiyetler, padiģah ve Ģehzadeler, devlet adamları vb.. tarihî kiģilerin yanı sıra Arap ve Fars mitolojisinden gelen efsanevî Ģahsiyetlerin de Ģiirlerde ismen anıldığı görülür. 30 Bu geniģ Ģahıs kadrosu özellikle mahallîleģme üslûbunun ağırlığını hissettirdiği XVIII. asırdan itibaren daha da geniģler. Daha önce sözünü ettiğimiz kullanımların dıģında Ģiire günlük hayattan tipler ve insanlar girmeye baģlar. 31 29 Uludağ, S., (1999), Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, 4. Baskı, Marifet Yayınları, Ġstanbul, s. 296. 30 Klâsik Türk Ģiirinde anlatım ögesi olarak kullanılan efsanevî Ģahıslar hakkında ayrınıtlı bilgi için bkz.: Tökel, D. A., (2000), Divan Şiirinde Mitolojik Unsurlar: Şahıslar Mitolojisi, Akçağ Yayınları, Ankara. 31 Divan Ģiirinin yenileģme dönemine ait metinlerde yerlî malzemenin sıklıkla kullanıldığı görülür. Özellikle Ģiire gündelik hayattan giren tiplerin ismen anılması zaman zaman Ģiirlerin anlaģılmasını da zorlaģtırır. Yerli malzemenin kullanılması konusunda yüksek lisans tez çalıģması olarak hazırladığımız Ebubekir Celalî Divanı önemli bir örnek olarak karģımıza çıkmaktadır: Sarıkaya, E., (2008), Ebubekir Celalî Divanı: Karşılaştırmalı Metin-İnceleme, Ġstanbul Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. (DanıĢman: Doç. Dr. Ömür Ceylân)

24 ERDEM SARIKAYA Bahtiyar Vahabzâde nin Gurub Düşünceleri isimli eserinde yer alan Ģiirlerde pek çok kiģi ismen anılmaktadır. Ġsmi anılan bu kiģilerin içerisinde özellikle yakın dönem dünya tarihinde tanınmıģ YevtuĢenko, PuĢkin, Kafka, gibi kiģiler de vardır. Ancak bu kiģiler ve anlatım ögesi olarak Ģiirde kullanılmaları bizim çalıģmamızın dıģındadır. Bununla beraber Ģair, Ģiir edebiyatı tarihimizin önemli isimlerinden Yûnus Emre ve Fuzûlî nin isimlerini Ģiirlerinde değiģik Ģekillerde anar. Örneğin, Ģaire göre, Fuzûlî nin Ģiiri, Türk dilinin verdiği imkânlar ile dünyaya yayılmıģ ve gönüllerde kendisine yer edinmiģtir: Yüreklere yol açan Fuzûlî nin sanatı, Ey dilim, kudretinle dünyalara yol açmıģ (Ana Dili/ s. 33) Yûnus Emre ise Vahabzâde ye göre yüklendiği muhabbet yüküyle yüzyılları aģıp günümüze gelmiģtir. Sevgi kaynağı olan Yûnus un Ģiiri dinleyenlerinin kalbini muhabbetle olgunluğa ulaģtırır: Yedi yüz yıldır ki, Yunus kervanı Muhabbet yüküyle yol gelir hele, Kemâle erdirir kalbi, vicdânı Muhabbet ünvanlı hediyesiyle (Yûnus Kervanı/ s. 73) ġairin ismen andığı diğer bir kiģi ise Ġmam Hüseyin dir. Kerbela toprağında yazdığı bir Ģiirinde Ģair Ġmam Hüseyin in adını lafzen anar: Cami baģtan baģa bir hazinedir Yatar Ġmam Hüseyn taģ-kaģ içinde. (Açlardan Toklara/ s. 48) Bahtiyar Vahabzâde, eserinde sadece tarihî kiģilerin isimlerini anmakla kalmaz. Klâsik mesnevi kahramanlarından Mecnûn da Ģairin Ģiirlerinde kendisini gösterir. ġair, Türkçe hakkında yazdığı bir Ģiirinde Mecnûn un derdini en güzel Ģekilde Türkçe ile anlatığını söyler: Ana dilim, sendedir halkın aklı, hikmeti Arapoğlu Mecnûn un derdi sende dil açmıģ (Ana Dili/ s. 33) 2. 2. 4. AĢk, ÂĢık, Sevgili Klâsik Türk Ģiirinin temel konularından olan aģk ve bu iliģkinin temel kiģileri

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 25 olan âģık ve sevgili Bahtiyar Vahabzâde nin Ģiirlerinde geçen önemli unsurlardır. 32 Vahabzâde bu noktada geleneğe daha yakındır. ġaire göre aģk her Ģeyi güzelleģtirir: Ġki seven kalbin karıģtığı yer Kol dibi olsa da cennet olurmuģ. (Nispilik/ s. 21) Vahabzâde, bir divan Ģairi gibi kendisini âģık ile özdeģleģtirir. Kendisini sevgilinin varlığından dolayı sevmektedir: Diyorsun ki kendini yaman sevensin, Diyorum:-Bunun da sebebi sensin. Kendimi sevmezdim, belki aksine, Bir zaman kendimden bakıp usandım Öyle ki, yürekten bağlandım sana Ben de kendi öz gözümde değer kazandım (Diyorsun/ s. 86) Kendisini klâsik âģık tipiyle özdeģleģtiren Ģair bu yüzden bazı Ģiirlerinde rind bir edâyla okuyucusuna seslenir: BaĢımda bin sesli sevdâlarım var Gönlümde bin renkli hülyâlarım var, Uykumda bin türlü rüyalarım var. Servet neme lâzım, pul neme lazım. (Neme Lazım/ s. 225) ġair, gam unsurunu konu edindiği Ģiirlerinde gamın düģünce ile ilgili olduğunu belirtir: Keder düģüncedir, gam düģüncedir Gamın pençesinde düģünürüz biz. (Gam-Ģâdlık/ s. 11) Görüldüğü üzere gam düģünce ile ilgilidir. AĢk ise kalbe hitap eder: Kendin bir âlemsin, aģkın bir âlem Sen olan gönülde ne keder, ne gam (Muhabbet/ s. 221) Ancak, gam ve dert âģığın yoldaģıdır. ÂĢık sevgiyle olduğu kadar dert ve gam 32 Klâsik Türk Ģiirinde aģk ve kahramaları hakkında ayrıntılı bilgi içn bkz.: Pala, Ġ., (1999), Âh mine l- Aşk, Ötüken NeĢriyât, Ġstanbul, s. 285-317.

26 ERDEM SARIKAYA ile güzelleģir. Aynı durum gam için de geçerlidir: Dert, elem, sevginin yoldaģıdır. Di gel ki, sevende gam güzelleģir. (Sevinç Ak Gam Siyah/ s. 19) ÂĢığı yücelten âģıklığıdır. ġair bunun için minnettardır: BaĢımı koyarım günde yüz kere Bir kez ayağını koyduğun yere AĢkındır yücelten beni göklere Bu aģkın gücüne minnettarım ben. (Muhabbet/ s. 221) ÂĢığı yaģatan sevgilidir. Sevgili olmayınca âģık kendine bile yabancılaģır: Sensiz benim kendime Kendim bile sır olur Binbir fikrim hayalim Sensiz dönüp bir olur (Sensiz/ s. 230) Bahtiyar Vahabzâde, aģk iliģkisi ve kahramanlarını ele alıģında geleneklidir. Örneğin sevgilisinin vefasız olduğundan bahseder: Nice yol vade verip ahde vefa kılmadı yar, Bahtiyâr, kalbin ahir düģtü talandan talana (Gazel 1/ b.7/ s. 206) ġair tek bir Ģiirinde klâsik Ģiirin sevgili tipi anlayıģının dıģına çıkar. Klâsik Türk Ģiirinde sevgili, yaģlanmayan, hiçbir zaman ölmeyen bir varlık iken Vahabzâde sevgilisinin yaģlandığını söyler: Ama nur üstüne nur gölge salmaz, Sevgili kocalır, sevgi kocalmaz. (Sevgi Kocalmaz/ s. 85) 2. 2. 5. Felek: Klâsik Ģairlerin bir Ģikâyet makamı olarak kabul ettikleri felek, gök demektir. Cem i eflâktir. Eskilere göre gök tabakası felekler dokuzdur. Her semâda bir yıldız tasavvvur edilmiştir. Bu yedi seyyâr yıldızdan herbirinin dünyaya ve dünya üzerindeki canlı cansız her şeye hâkim ve müessir olduğu farzolunmuş, her yıldız az çok uğurlu, uğursuz sayılmış ve herbirinin hususî tabiatleri, hakim olduğu iklimleri, hâkimiyet saatleri olduğu sanılmış, işte bu sebeple dünyada olup biten

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 27 her şey feleğe isnâd olunmuştur. 33 Dünyanın sabit olup bu felek dediğimiz yıldız tabakalarıyla çevrilmiģ olması ve bu tabakaların dünyanın tersine dönmesi yüzünden insanların iģlerinin bir türlü yolunda gitmemdiğine inanılmıģtır. ĠĢte felek, Vahabzâde nin Ģiirine bu noktada konu olur: Ters kurulmuģ ezelden bu dünyanın gerdiģi Sen mi düzelteceksin bu ters yönü ters iģi (Ġki Kabahat/ s. 60) 2. 2. 6. Çiçekler Dünyasından Bir Örnek: Gül Hem tasavvufî Ģiirde hem de klâsik Türk Ģiirinde sıklıkla kullanılan bir anlatım ögesi olarak gül, önemli bir semboldür. Tasavvufî sembolizmde ilâhî güzelliği ifade ettiği gibi, Allah ın sevgilisi Muhammed i (Habîbullah) de temsil etmektedir. ( ) Gonca hâlinde gül birliği, açılmış gül ise birliğin çokluk hâlinde görünüşünü temsil eder. Gülşen, yani gül bahçesi gönül açıklığı, yahud kirinden pasından temizlenerek ilahî güzelliğin yansımasına hazır hâle gelmiş kalptir. 34 Vahabzâde nin incelemeye çalıģtığımız eserinde yer alan Ģiirlerde ise gül bir tabiat unsuru olarak karģımıza çıkar: Bildin mi niçin öyle güler bahçede güller Gül güldü ki, gülsün onu gördükte gönüller (Gül Güldü ki/ s. 20) 3. Bahtiyar Vahabzâde nin Gurub DüĢünceleri Eserinde Yer Alan Gazel ġeklinde YazılmıĢ ġiirleri Bahtiyar Vahabzâde nin Gurub Düşünceleri isimli eserinde yer alan gazel nazım Ģekliyle yazılmıģ olan Ģiirler Ģekil bakımından geleneğin belirlediği ölçütlerde olup, bu Ģiirlerin asıl orijinal tarafı konularında ve Ģairin bu Ģiirlerindeki üslûp özelliğindedir. Bu noktada, kitapta yer alan gazel nazım Ģekliyle yazılmıģ Ģiirlerin ilkinin Vatan baģlığını taģıması bizce rastlantı değildir. Kaldı ki bu Ģiirlerin kitapta yer alıģ sırası da kronolojik bir takip gözetmemektedir. ġair, kitabına aldığı gazel nazım Ģekliyle yazılmıģ Ģiirlerinde vatan, vatan aģkı, ilâhî aģk, beģerî aģk gibi konulardan bahseder. Bu bölümdeki beģerî ve ilâhî aģktan bahseden Ģiirlerinde Vahapzâde geleneklidir. Vatan ve vatan aģkından bahsettiği Ģiirlerinde ise daha çok arayıģlar devri Türk Ģiirinin ilk mümesillerini andıran bir tavır içindedir. ġinasî, Namık Kemal ve Ziya PaĢa nın, divan Ģiirinin nazım Ģekli 33 Onay, (2001), s. 209. 34 Ayvazoğlu, B., (2007), Güller Kitabı, 9. Baskı, Kapı Yayınları, Ġstanbul, s. 95-96.

28 ERDEM SARIKAYA özelliklerini temel alarak nazım Ģekillerinin konu coğrafyalarında yaptıkları değiģiklikler bu noktada hatırlanmalıdır. 35 Bahtiyar Vahabzâde, bu Ģiirlerinde vatana ve vatan aģkına ayrı bir önem verir. Vatan aģkıyla bütün isteklerin büyüyeceğini söyler: Vatan aģkından yücelsin bütün isteklerimiz, YaĢasın arzuda, amaçta, temennâda, vatan. (Vatan/ b. 4/ s. 205) Vatan aģkıyla yanmasının nedeni gaflet uykusunda olanları uyandırmak içindir: Bahtiyar ım ki vatan aģkına yandım, yanarım Hele yatmıģları gafletten uyandırmak için (Gazel 2/ b. 6/ s. 207) 4. Sonuç Modern Azerî Ģiirinin önemli Ģairlerinden olan Bahtiyar Vahabzâde, klâsik Türk Ģiir geleneğinden Ģiirlerinde beslenmektedir. Klâsik Türk Ģiiri anlatım unsurlarını ustaca Ģiirlerinde kullanan Ģair, klâsik Türk Ģiirinin yapı taģlarından olan aruz veznini de baģarıyla kullanmaktadır. Gazel nazım Ģekliyle yazdığı Ģiirlerinde ise alıģılagelmiģ klâsik gazel konularının yanı sıra vatan konusunu baģarıyla iģlemiģtir. ġairin tüm Ģiirlerindeki klâsik Türk edebiyatı unsurlarının incelenmesi Ģairin gelenek karģısındaki durumunu daha iyi belirleyecektir. KAYNAKÇA AKKUġ, Metin, (2000), Divan Edebiyatında Ġktibas ve ġiirde Lafzî Ayet Ġktibasları Üzerine Bir Deneme, Osmanlı Edebiyatı Araştırmaları, Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum, s. 155-168. AKPINAR, Yavuz, (1994), Bahtiyar Vahapzâde nin Ġki Gorhu Adlı Manzumesi, Azerî Edebiyatı Araştırmaları, Dergâh Yayınları, Ġstanbul. AKPINAR, Yavuz, (1994), XIX. ve XX. Yüzyıllarda Azerî Edebiyatı: Sovyet Devri Azerî Edebiyatı, Azerî Edebiyatı Araştırmaları, Dergâh Yayınları, Ġstanbul. AKPINAR, Yavuz, (1998), Vahabzâde Bahtiyar, Türk Dili ve Edebiyatı 35 ArayıĢlar devri Türk Ģiirinde sözü edilen değiģimleri izleyebilmek açısından metin örnekleri için: Kutlu, ġ., (1981), Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Antolojisi, 2. Baskı, Remzi Kitabevi, Ġstanbul.

BAHTĠYAR VAHABZÂDE NĠN GURUB DÜġÜNCELERĠ ESERĠ 29 Ansiklopedisi, Dergâh Yayınları, Ġstanbul, s. 496-497. ALTAYLI, Seyfettin, (1994), Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, c. 1-2, MEB Basımevi, Ġstanbul. AYVAZOĞLU, BeĢir, (2007), Güller Kitabı, 9. Baskı, Kapı Yayınları, Ġstanbul. AYVAZOĞLU, BeĢir, (2009), Büyük Dost: Bahtiyar Vahapzâde, Türk Edebiyatı 425, s. 30-35. ÇELEBIOĞLU, Ethem, (2005), Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, 3. Baskı, Anka Yayınları, Ġstanbul. ÇETINOĞLU, Oğuz, (2009), Türk Dünyasndan Bir Yıldız Daha Kaydı: Bahtiyar Vahabzâde, Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi 267, s. 38-39. DEVELI, Hayati, (1992), Azerî Türkçesi Lügati, 3. Baskı, Atatürk Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum. ERCILASUN, Ahmet Bican, (1997), Bir Azerî ġairi: Bahtiyar Vahabzâde, Türk Dünyası Üzerine İncelemeler, 2. Baskı, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 440-458. ERCILASUN, Ahmet Bican, (1997), Vahabzâde nin ġiirleri Arasında, Türk Dünyası Üzerine İncelemeler, 2. Baskı, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 459-468. EYÜBOĞLU, Ġsmet Zeki, (1999), Ölü Edebiyat, Osmanlı Divan Şiiri Üzerine Metinler, Haz.: Mehmet Kalpaklı, YKY, Ġstanbul, s. 269-272. FAYDA, Mustafa-Kandemir, YaĢar.-DurmuĢ, Ġsmail- Özel, Ahmet-Topaloğlu, Bekir, Dönmez, Ġbrahim Kani- Çağrıcı, Mustafa- Çelebi, Ġlyas- Uludağ, Süleyman-DurmuĢ, Ġsmail-Kanar, Mehmet-Uzun, Mustafa- Toker, Halil-Serin, Muhittin-Özcan, Nuri-Avcı, Casim-BirıĢık, Abdülhamit-Görgün Hilal, (2005), Muhammed, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 30, Diyanet Vakfı Yayınları, Ġstanbul, s. 408-481. HAZ.: Dia, Allah: Edebiyat, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 2, Diyanet Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 1989, s. 499. KUTLU, ġemsettin, (1981), Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Antolojisi, 2. Baskı, Remzi Kitabevi, Ġstanbul. LEVEND, Agâh Sırrı, (1984), Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, 4. Baskı, Enderun Kitabevi, Ġstanbul. MACIT, Mustafa, (2005), Gelenekten Geleceğe: Modern Türk Şiirinde Geleneğin İzleri, 2. Baskı, Kapı Yayınları, Ġstanbul. MAYADAĞLI, Hüsniye Zal, (1998), Bahtiyar Vahapzâde Hayatı ve Eserleri, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara. MERMER, Ahmet-Keskin, Koç Neslihan, (2005), Eski Türk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Ankara. ONAY, Ahmet Talat, (2000), Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı, Haz.:

30 ERDEM SARIKAYA Cemâl Kurnaz, Akçağ Yayınları, Ankara. PALA, Ġskender, (1999), Âh mine l- Aşk, Ötüken NeĢriyât, Ġstanbul. PALA, Ġskender, (2007), Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, 15. Baskı, Kapı Yayınları, Ġstanbul. SARIKAYA, Erdem, (2008), Ebubekir Celalî Divanı: Karşılaştırmalı Metin- İnceleme, Ġstanbul Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. (DanıĢman: Doç. Dr. Ömür Ceylân) TÖKEL, Dursun Ali, (2000), Divan Şiirinde Mitolojik Unsurlar: Şahıslar Mitolojisi, Akçağ Yayınları, Ankara. ULUDAĞ, Süleyman, (1999), Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, 4. Baskı, Marifet Yayınları, Ġstanbul. UZUN, Mustafa, (2002), Kur ân: Edebiyat, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 26, Ġstanbul, s. 414-417. VAHABZÂDE, Bahityar, (1995), Gurub Düşünceleri, Akt.: BeĢaret Ġsmail, Türk Edebiyat Vakfı Yayınları, Ġstanbul. VAHABZÂDE, Bahtiyar, (1992), Azerbaycan dan Cevap: Yel Kayadan Ne Aparır?, Çağdaş Türk Şiveleri Azerî Türkçesi ve Edebiyatı Metinleri, Ege Üniversitesi Yayınları, Ġzmir, s. 228-230. YILMAZ, Mehmet, (1992), Edebiyatımızda İslâmî Kaynaklı Sözler, Enderun Kitabevi, Ġstanbul.

ТҤРК ТИЛДЕРИНДЕГИ ГИПОНИМ КУБУЛУШУ (КЫРГЫЗ ЖАНА ӨЗБЕК ТИЛДЕРИНИН МАТЕРИАЛДАРЫНЫН НЕГИЗИНДЕ) С. К. АДЫРБЕКОВА Тилдин эң негизги бирдиги болуп саналган сөздү ар кандай багытта тыбыштык түзүлүшү, курамы, уңгу мүчөгө ажырашы, этимологиясы, маани берүүчү өңүтү дагы башка көптөгөн багытта изилдөөгө болот. Азыркы тил илиминде сөздүн маани берүү жагына көп көңүл бурулууда. Буга тилдин маани берүүчүлүк жагын изилдөө актуалдуулугу күбө боло алат. Бирок сөздү тереңдеп талдай келгенде анын эң эле татаал кубулуш экенине ынанабыз. Сөздүн анык, түпкү маанисин түшүнүү аябай татаал. Ал түгүл кээде окумуштуу лингвисттер тарабынан түзүлгөн сөздүктөр дагы сөздүн маанисин так ачып бере алышпайт. Мындай учурда бүтүндөй бир илим жардамга келет.дал ушундай тилдик бирдиктердин маанилик жагын изилдөөчү илим семантика деп аталат. Бул термин тил илимине алгач ирет 1897-жылы М.Бреан тарабынан киргизилген (Новиков 1982,120;)Семантиканын предмети тилдик бирдиктердин маанисин изилдөө болуп саналат. Дүйнөлүк лингвистикада, анын ичинде орус лингвистикасында семантика илими жолго коюлган. Бул илим бонча Ю.Н.Караулов, Л. А. Новиков, А. А. Уфимцева, Ю. Д. Апресян сыяктуу көптөгөн лингвисттердин илимий эмгектери жарык көргөн (Караулов 1969,109; Новиков 1982,120; Уфимцева 1968,117; Апресян 1957, 85) Ал эми кыргыз тил илиминде семантика тармагы али да жолго коюла элек, жаш илимдердин катарын толуктайт. Семантика боюнча бүгүнкү күнгө чейин эч кандай илимий эмгектер: макалалар, диссертациялар, окуу китептери жарык көргөн эмес. Демек, семантика изилдөөгө, көңүл бурууга муктаж жаш илимдердин бири болуп саналат. Семантика илиминде «семантикалык талаа» түшүнүгү орун алган. Маанилик жактан бири-бирине жакын сөздөрдүн тобу семантикалык талаа деп аталат. Семантикалык талааны түшүнүү үчүн төмөнкү маселени карап чыгуу зарыл: И. Арабаев атындагы КМУ, Аткарган: 4-курстун студенти