TEHDİT ALTINDAKİ GÜÇ YENİLENEBİLİR DOĞAL KAYNAKLARIMIZDAN YERALTI SULARIMIZIN ÜZERİNDEKİ STRES FAKTÖRLERİ VE ÖNERİLER Hasan Göksel ÖZDILEK Genelkurmay Başkanlığı Lojistik Plan Daire Başkanlığı Bakanlıklar-Ankara E-Posta: G-Ozdilek@turkserve.net ÖZET Türkiye ne yerüstü ne de yer altı suları bakımından zengin ülkeler sınıfına girmektedir. Bir yandan yağışların gideren düzensizleştiği bir yandan da gerek endüstrileşme gerekse şehirleşmeden dolayı yer altı sularımızın beslenmelerinin olumsuz yönde etkilendiği bir ortamda bir taraftan hem hızlı bir nüfus hem de kişi başına tüketilen su miktarının artışı yer altı su kaynaklarımız üzerindeki stresi arttırmakta diğer taraftan da hızla artan tehlikeli, endüstriyel ve tarımsal maddelerin ve bu tür kaynaklardan kaynaklanan atıkların da miktarlarının artması yer altı su kaynaklarımızın kirlenmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada özellikle kurak yaz aylarında kullanılabilir su miktarının az olduğu ve kentsel ve tarımsal amaçlı olarak kullanılan su ve sulama suyunun gelecek kaygısı taşımadan kullanıldığı ve nüfus artış hızları diğer bölgelerimizle kıyaslandığında göreceli olarak yüksek olan bölgelerimiz olan Trakya, Ege ve Akdeniz bölgelerimizdeki yer altı su kaynaklarımızın durumu ve bunları tehdit eden faktörler irdelenmekte ve çözüm önerileri getirilmektedir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: yeraltı suyu, Trakya, Ege ve Akdeniz Bölgeleri, su havzaları, Türkiye. STRESS FACTORS AND SOME RECOMMENDATIONS ON GROUNDWATER RESOURCES THAT ARE AMONG HARDLY REPLENISHABLE NATURAL RESOURCES ABSTRACT Turkey has not been listed under water-wise rich countries as either surface or groundwater resources. Not only the stress on the national groundwater resources in terms of the quantity has been in the increasing order, first because while precipitation patterns have been changed and industrialization and urbanization greatly impact the infiltration into the soil and second a rapid population growth and the inclining annual unit water consumption per capita, but also an increasing quantity of hazardous, industrial and agricultural materials and the associated wastes from the point of quality issue has been a concern for the limited groundwater resources of Turkey. In this study, the groundwater resources that are mainly used for irrigation especially during water scarce summer seasons when arid climatic conditions are in effect and domestic water supplies are investigated along with the current threats that are stress factors for limited groundwater resources and prospective solutions that can be projected as applicable in the Thracian, Aegean and Mediterranean Regions, which also have relatively higher population growth rates compared to that in the other regions of the country. KEYWORDS: groundwater, Thracian, Aegean and Mediterranean Regions, water basins, Turkey. 258
GİRİŞ Yeraltı suları zengin olduğu halde fazla kullanma ve kirlenme tehditlerine karşı fazlaca zarar gören su kaynaklarındandır. Pek çok kurak ve yarı kurak iklime sahip ülkede yeraltı suları büyük oranlarda gerek şehirlerde gerekse tarımsal sulama ve endüstriyel işlem suları olarak kullanılmaktadır. Ancak aşırı nüfus artışı, şehirleşmeye ve endüstrileşmeye bağlı olarak toprak kaynaklarının filtrasyon kapasitelerinin azalması ve/veya su kalitesinin toprağa filtrasyon sırasında bozulması, bilinçsiz ve israf boyutunda su tüketimi, yağışlar sonucu yeraltına iletilen suyun en fazla gerçekleştirildiği ancak aşırı tarımsal ilaç kullanımı ve çok çeşitli toprak kirletici deponi alanları ile yağışın topraktan yeraltına iletimi sırasında kirlenmesi sonucu yeraltı sularının dünyadaki ve ülkemizdeki durumu kritik şekilde etkilenmektedir. Bu çalışmada Türkiye de hızlı nüfus artışı yaşanan Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde yer alan illerimizdeki (İstanbul ve Kocaeli bu çalışma dışında tutulmuştur) yer üstü ve yeraltı suları hakkında bilgiler değerlendirilmiş ve mevcut durumun kısa ve öz bir analizi yapılmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM Trakya, Ege ve Akdeniz Bölgelerimizin kıyı şeridinde yer alan illerimizin yüzölçümleri, 1990-2000 nüfuslarından yola çıkarak hesaplanan 2004 ve 2010 yıllarına ait nüfusları, o ilde bulunan su havzalarının kapladıkları alan, havzanın yıllık ortalama debisi, su havzalarını tehdit eden faktörler, illerin yıllık ortalama yağış miktarları, yağış miktarının akışa geçen kısmı, o ilde DSİ tarafından tespit edilen yer üstü ve yeraltı su miktarları ve kullanılan yer altı su miktarları sırası ile Tarım Bakanlığı il master planları (2002), Devlet Planlama Teşkilatı (1998) ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (2003) veri tabanlarından yararlanılarak bir araya getirilmiştir. Halihazır durumda bile bir çok ilimizin şu an mevcut yeraltı su potansiyelinden daha fazla miktarda su çektikleri tespit edilmiştir. Ayrıca bu illerimizdeki yıllık nüfus artışlarının yüksek olduklarını belirtmekte de fayda vardır. BULGULAR VE TARTIŞMA Toplanan verilerden yola çıkarak yıllık ortalama yağışın yeryüzüne düşen su miktarına göre yapılan sınıflandırmaya göre genel olarak fakir olarak nitelendirilebileceği Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı şeridindeki illerimizin halihazırda kale alınmasa da yakın gelecekte yeraltı suyu bakımından sıkıntı ile karşılaşacağını söylemek mümkündür. Çizelge 1 de incelenen bölgede yer alan illerin yüzey alanları, 2000 Nüfus Sayımının kesin sonuçlarından yola çıkarak 2004 yılına (günümüze) ait il nüfusları, İllerin yıllık ortalama yağışları, akış/yağış oranları, mevcut etütlere göre illerin toplam yüzey suyu ve emniyetle kullanılabilir yıllık yeraltı suyu ve halihazırda kullanılan yeraltı su miktarı sunulmaktadır. Sekil 1 de yeraltı sularımız üzerindeki stres harita üzerinde gösterilmektedir. Tablo1 de de gösterildiği gibi özellikle İçel, Adana ve Hatay illerinde yıllık emniyetle kullanılabilir yeraltı suyundan fazla miktarda yeraltı suyu kullanıldığından bu illerde yeraltı suyu üzerindeki stres Şekil 1 de gösterildiği gibi yüksektir. Tablo 2 de yeraltı suları üzerindeki önemli stres faktörleri (yeraltı sularında kirlenmeye neden olan faktörler) sıralanmaktadır. Tablo2 de yer alan foseptikler, atık depoları, çöplükler, hayvan otlatma bölgeleri, maden atık yatakları ve ne yazık ki ülkemizde hala önemi kavranamamış olan tehlikeli ve zararlı atık döküm alanlarından kaynaklanan kirleticiler Türkiye de en önemli yeraltı suyu kirletici faktörlerdir. Öte yandan kazalarda ve petrol istasyonlarından oluşan sızıntılar, endüstriyel ürün depolama sahaları, tarımsal 259
etkinlikler ve yolların kış aylarında buz tutmaması için yollara atılan tuz en önemli atık niteliğinde olmayan ancak Türk yeraltı sularını kirleten en önemli faktörlerdir. Tablo 1. Trakya, Ege ve Akdeniz kıyı şeridindeki illerimizin belli başlı özellikleri İli (n = 13) Toplam alan, km 2 2004 nüfusu (bin) Yıllık ortalama yağış, mm Akış_ yağış, % Toplam yüzey suyu, hm 3 yıl -1 Toplam yeraltı suyu, hm 3 yıl -1 Kullanılan yeraltı suyu, hm 3 yıl -1 Edirne 6.276 402 616,3 21-128,3 128,3 Tekirdağ 6.218 702 616,2 21-170 167,80 Yalova 850 177 738,3 32-7,5 - Bursa 10.891 2.350 677,5 32 3536 410 - Çanakkale 9.737 510 629,1 36 5861 326 - Balıkesir 14.528 1.120 635,7 36 5861 326 - İzmir 12.762 3.709 691,1 23 5264 1034 - Aydın 8.317 1.009 657,7 25 - - - Muğla 13.338 788 941,4 25 - - - Antalya 20.591 2.036 1.052,3 25 16211 365 - İçel 15.953 1.859 736,2 37-87 266 Adana 14.030 1.991 663,5 37-644 730 Hatay 5.403 1.286 1.124,1 37 2.900 294 399 Toplam 138.894 17.939 9.779,4 - - - - Ortalama 10.684 1.380 752 29 - - - Türkiye de yeraltı sularını kirleten başlıca kaynaklardan olan atık deponi sahaları, çöplükler, maden yataklarından kaynaklanan asidik sular ve maden atık yatakları, hayvan otlatma bölgeleri ve bunlardan en önemlisi kuşkusuz tarımsal aktivitelerdir. Örneğin Çukurova Bölgesi Türkiye de tüketilen tüm tarımsal ilaçların %40 ını kullanmaktadır (Zeren ve Erem, 2000). Devlet Planlama Teşkilatı Meriç-Ergene Havzasında tekstil ve gıda endüstrilerinden ve evsel atıklardan kaynaklı Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı (BOİ), Askıdaki Katı Madde (AKM), alkaliler, amonyak ortofosfat ve termal kirlenmenin, Susurluk ta Bursa ve Balıkesir deki endüstrilerden kaynaklanan ve kentsel alanlardan meydana gelen Çözünmüş Oksijen (ÇO), Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı, amonyak, ortofosfat ve Kimyasal Oksijen İhtiyacı şeklindeki kirlenmenin, Gediz Havzasında da çeşitli sanayi ve evsel atıklar ve sulama suyu sızıntılarından kaynaklanan azot, fosfat, ağır metaller, Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı ve Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) kirlenme parametrelerinin yüksek derece olduğunu bildirmiştir (DPT, 1997). Bir yandan da aynı bölge içinde El Niño dan önceki bir yıllık dönemde kış yağışları artmış ancak La Niña dan sonraki bir yıllık dönemde kış yağışları azalmıştır (Türkeş, 2000). Yağışların düzensizleşmesinin yanı sıra burada detaylı olarak incelenmemekle beraber deniz suyunda küresel ısınma sonucu meydana gelebilecek 1 cm lik deniz seviyesi yükselmesi (ki dünyada bazı yerlerde uzun dönemde 60 cm ye kadar varan deniz seviyesi yükselmesi beklenmektedir) bile kıyısal yeraltı sularının tuzlanması, deniz-yeraltı suyu dengesinin bozulması ile birlikte yeraltı sularının karaya doğru geri çekilmesi ve denizin hemen kıyısında yer alan sulak alanların (deltalar, sazlıklar, lagünler vb.) tuzlu deniz suyu tarafından işgal edilmesi sonuçlarını doğuracaktır. Bu sadece su kaynaklarını değil hem biyotik hem de abiyotik kaynakların da geniş ölçüde onarılamayacak şekilde negatif yönde etkilenmesine neden olacaktır. 260
Tablo 2. Yeraltı Suyu Kirlenmesinde Rol Oynayan Başlıca Faktörler (Keller, 1995) Kirletici nitelikte olan Atık olmayan Toprağa veya yeraltı Kasıtsızca toprağa veya Atık niteliği olmayan suyuna deşarj eden yeraltı suyuna deşarj maddeleri deşarj eden kirletici kaynaklar eden kirletici kaynaklar kaynaklar Sprey sulama Yüzey havuzları Yeraltındaki boru ve tanklar Foseptikler Çöplükler Kazara oluşan dökülmeler Kanalizasyon arıtma Maden yataklarından Yolun buzlanmasını önlemek çamurunun toprağa kaynaklanan asitli sular amacıyla depolanan tuz uygulanması yığınları ve bu tuzun yollara uygulanması İnfiltrasyon veya Hayvan otlatma bölgeleri Tarımsal aktiviteler perkolasyon hazneleri Atık depoları Maden atık yatakları Maden cevheri yığınları Tuzlu su enjeksiyon Tehlikeli ve zararlı atık Ürün depolama havuzları kuyuları deponi sahalarından kaynaklanan kirleticiler 30ºD 40ºD 40 K Şekil 1. (ölçeksiz) Kıyısal bölgelerde yer alan tehdit altındaki yeraltı su kaynaklarımız Ulusal Çevre Eylem Planı (1997) ülkemizde yer altı suyu konusunda yaşanan bazı problemleri; Kemalpaşa vadisi yeraltı suyunda siyanür tespiti; Çukurova, Bursa ve Bornova'da kullanılan tarımsal haşere ilaçları ile kimyevi gübrelerden kaynaklanan yeraltı suyu kirlenmesi; bazı yerlerde su havzalarına ve akarsu boylarına toprak dolması yüzünden su tablalarının bozulması; Göller Bölgesi ve İskenderun- Uluçınar-Arsuz Ovası gibi yerlerde yeraltı sularının tuzlu maden sularından veya yüksek tuz ve sülfit içerikli jeolojik formasyonlardan geçtiği yörelerde aşırı su kullanımından kaynaklanan tuzlanma; ve deniz suyunun girişimi (Çeşme, Marmaris ve Bodrum örnek olarak verilebilir) şeklinde sıralamıştır. Çetin ve arkadaşları (2001) 24 yıl önce aşağı Seyhan Ovası nda ortalama 103 cm den çıkan yer altı suyunun 1999 yılı itibarı ile 155 cm den çıktığını bildirmişlerdir. 261
Bir yandan da artan nüfus bölgedeki su kaynakları üzerinde olan stresi gün geçtikçe artırmaktadır. 2000 Genel Nüfus Sayım Sonuçlarına göre Tablo 3 de sıralanan iller Türkiye nüfusunun %24,15 ini barındırmakta iken 2010 yılında bu illerin nüfusunun Türkiye nüfusuna oranının %25,18 e çıkacağı tahmin edilmektedir. Bir yandan da nüfus yoğunluğu 2000 yılından 2010 yılına kadar %25 oranında artacak yani 2000 yılında kilometrekareye düşen 119 kişi yerine 2010 yılında 149 kişi düşecektir. Bu açıdan yeraltı suları üzerinde meydana gelecek olan stresi tahmin etmek çok güç olmayacaktır. Tablo 3. Trakya, Ege ve Akdeniz Kıyı Şeridinde Bulunan Türk Su Havzaları İli Su havzası Su havzası Ortalama Tehlikeler alanı, km 2 debi, m 3 s -1 Edirne Meriç-Ergene 14.560 38 Betonlaşma, endüstriyel faaliyetler, tarımsal ilaçlar Tekirdağ ve Çanakkale Müteferrik Marmara suları 24.100 253 Betonlaşma, endüstriyel faaliyetler, turizm tesisleri Balıkesir Susurluk 23.765 162 Hızlı nüfus artışı, hızlı kentleşme, İzmir Müteferrik Kuzey Ege Suları endüstrileşme 9.032 66 Hızlı nüfus artışı, hızlı kentleşme ve endüstrileşme İzmir Gediz 17.118 58 Endüstrileşme ve kentleşme İzmir Küçük Menderes 7.165 36 Endüstrileşme ve kentleşme Aydın Büyük Menderes 24.903 97 Tarımsal ilaçlar, endüstrileşme Muğla Müteferrik Batı 22.615 265 Betonlaşma, aşırı Akdeniz Suları sulama Antalya Antalya Suları 14.518 329 Betonlaşma, aşırı su kullanımı, aşırı kentleşme İçel ve Müteferrik Doğu 22.484 328 Betonlaşma, Adana Akdeniz Suları endüstrileşme, aşırı sulama, tarım ilaçları Adana Seyhan 20.732 238 Betonlaşma, endüstrileşme, aşırı sulama Adana Ceyhan 21.222 184 Betonlaşma, endüstrileşme, aşırı sulama, ilaçları Hatay Hatay Suları (Asi) 10.885 35 Endüstrileşme, betonlaşma, TOPLAM 13 havza (13 il) 247.831 2.089 (161) sulama, ilaçları tarım aşırı tarım 262
SONUÇ Yeraltı sularımızın ne tür bir tehdit altında olduğu bu ve bundan önceki birçok çalışmada gözler önüne serilmiştir. Ancak, çözüm yolları bilinmekle beraber ne yazık ki uygulamaya geçirilememektedir. Örneğin tarımda yeraltı damla sulaması hızla tüm su sıkıntısı çekilen yerlerde uygulanmalıdır. Hala önemi kavranmamış olan endüstriyel ve kentsel atık deponi sahalarından yeraltına sızan kirletici kaynaklar kontrol altına alınmalıdır. Ne yazık ki endüstri ve kentlerden kaynaklanan atık suların çok küçük bir kısmı arıtılmaktadır. Sağlanabilecek uzun vadeye dayalı kredilerle aslında ilk yatırım maliyeti yüksek olsa da kendini kısa sürede amorti etme yeteneği olan atıksu tasfiye tesisleri etkin şekilde işletilmeli buralardan elde edilebilecek olan elektrik (metan gazı), gübre olarak kullanılabilecek olan arıtma çamuru ve tasfiye edilmiş su çeşitli alanlarda (tarımda arıtma çamuru gübre ve tasfiye edilmiş su sulama suyu olarak; kentlerde elde edilebilecek olan enerji düşük maliyeti ile kentsel elektrik enerjisinin sağlanmasında interkonnekte sisteme bir alternatif olarak, tasfiye edilmiş su rekreasyonel sulama suyu (özellikle park ve bahçe sulamada), atıksu çamuru da dolgu malzemesi olarak; ve endüstride işlemden geçirilmiş su proses veya soğutma suyu) kullanılabilir. Katı atıklar bazında Türkiye de hala yaygın şekilde uygulanmayan kompostlaştırma, anaerobik ayrıştırma veya benzer yöntemlerle elde edilebilecek ürünler yüksek değere sahip tarımsal girdi olarak kullanılabilir. Ne yazık ki yeniden kullanım ve geri kazanım ilkeleri ülkemizde hala bilinmeyen prensiplerdir. Katı atıkların etkin bertarafı bir nebze kentsel alanlardan toplanan Çevre Temizlik Vergisi nin amacına uygun olarak etkin şekilde kullanılması ile sağlanabilir. Sonuç olarak dünyada çevre üzerine olan insan etkilerinin en aza düşürülmeye çalışıldığı bir ortamda gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için sahip olduğumuz insan ve yeryüzü kaynaklarını daha etkin kullanmamız gerekmektedir. Alışılagelmiş yöntemlerin dışında yöreye ve imkanlara göre çevre koruma tedbirlerinin alınması ve uygulanması öncelikli hedefimiz olmalıdır. KAYNAKLAR Çetin, M., Özcan, H., ve Topaloğlu, F., 2001, Monitoring and Evaluation of In Situ Hydraulic Conductivity and Groundwater Quality of the Pilot Area in the Lower Seyhan Plain, Adana, Turkey. Türkiye Toprak İlmi Derneği Bildiri Özetleri http://www.toprak.org.tr/isd/isd_73.htm DSİ Bölge Müdürlükleri, 2003, http://www.dsi.gov.tr/bolge/bolgeler.htm Keller, E.A., 1995, Environmental Geology, Prentice-Hall, Inc., 576. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Sanal Kütüphane İl Master Planları, 2002, http://www.tarim.gov.tr/arayuz/6/icerik.asp?efl=sanalkutuphane/sanal_kutup hane.htm&curdir=sanal_kutuphane..\masterplan/masterplan.htm Türkeş, M., 2000, El Niño-Güneyli Salınım Ekstremeleri ve Türkiye deki Yağış Anomalileri, Çevre Bilim ve Teknoloji, 1, 1, 1-13. DPT (Devlet Planlama Teşkilatı), Ulusal Çevre Eylem Planı, 1998, http://www.dpt.gov.tr/dptweb/ekutup98/ucep/ucep_0.html.zeren, O. ve Erem, G., 2000, Adana ve İçel İllerindeki Pestisid Kullanım Düzeyi, Çevre Bilim ve Teknoloji, 1, 1, 29-33. 263