SOSYAL GÜVENLİĞİN DÖNÜŞÜMÜNDE EMEKLİLİK SİSTEMLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI



Benzer belgeler
SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU ASG 109 SOSYAL GÜVENLİĞE GİRİŞ DERSİ. Öğretim Görevlisi Yusuf Can ÇALIŞIR

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

ABD'DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

SEDA ÇAYIR - FUNDA GÖREN

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders

SOSYAL GÜVENLİK REFORMU. A.Tuncay TEKSÖZ TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış

ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU ASG 109 SOSYAL GÜVENLİĞE GİRİŞ DERSİ. Öğretim Görevlisi Yusuf Can ÇALIŞIR

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

MUKAYESELİ HUKUK VE TÜRK HUKUKUNDA İŞSİZLİK SİGORTASI İÇİNDEKİLER ÖZET KISALTMALAR TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ BÖLÜM I İŞSİZLİK

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

Türkiye de Sağlık Harcamalarının Finansal Sürdürülebilirliği

TAMAMLAYICI VE DESTEKLEYİCİ SAĞLIK SİGORTALARI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm İKTİSADİ GÜVENLİK ARAYIŞLARI

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

TÜRK HUKUKUNDA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ VE VERGİLENDİRİLMESİ

Türkiye de Sosyal Koruma Harcamaları:

FİNANSAL MUHASEBE [BAŞLANGIÇ DÜZEYİ] SOSYAL GÜVENLİK.

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

sosyal politikalar;vatandaşların asgari gelirlerini,sağlık,barınma ve eğitimi haklarını koruma altına alır. Refah devletinin 2.Dünya Savaşı ve 1970

YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

OTOMATİK KATILIMLI BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

1 - ALMANYA. 1- İş verenin ek emeklilik yükümlülüğünü doğrudan kendisinin üstlenmesi;

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

SOSYAL GÜVENLİK HAKKI AÇISINDAN YAŞLI BAKIMI

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

19 Kasım 2015 İstanbul

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

AB de MESLEKİ EMEKLİLİK

Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

AMAÇ İSG alanında devlet, işçi, işveren taraflarının yeri ve önemini, faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile bu alanda hazırlanmış

Farklı dallar için temel kavramlar ve ilkeler

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Türkiye de Sosyal Güvenlik Harcamalarına Tarihsel Bir Bakış

Mesleki Deneyim. Eğitim Bilgileri. Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU. Profesör Marmara Üniversitesi Doçent Marmara Üniversitesi

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Transkript:

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ANA BİLİM DALI SOSYAL GÜVENLİĞİN DÖNÜŞÜMÜNDE EMEKLİLİK SİSTEMLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Yüksek Lisans Dönem Projesi Serter ORAN Ankara-2010

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ANA BİLİM DALI SOSYAL GÜVENLİĞİN DÖNÜŞÜMÜNDE EMEKLİLİK SİSTEMLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Yüksek Lisans Dönem Projesi Serter ORAN Proje Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK Ankara-2010

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...I KISALTMALAR.....IV TABLO LİSTESİ..VII ŞEKİL LİSTESİ......VIII GİRİŞ.....1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN KRİZİ VE SOSYAL GÜVENLİKTE DÖNÜŞÜM 1.1. Sosyal Güvenlik Kavramı 4 1.1.1. Sosyal Güvenliğin Konusu...5 1.1.2. Dar Anlamda Sosyal Güvenlik 6 1.1.3. Geniş Anlamda Sosyal Güvenlik......7 1.1.4. Sosyal Güvenliğin Amaçları. 8 1.2. Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Tarihsel Gelişimi...9 1.3. Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Krizi ve Yeniden Yapılanma...14 I

İKİNCİ BÖLÜM EMEKLİLİK SİSTEMLERİNİN DÖNÜŞÜMÜ VE ÖZEL EMEKLİLİK PROGRAMLARI 2.1. Emeklilik Sistemlerinin Oluşumu ve Gelişimi. 21 2.2. Özel Emeklilik Programlarından Beklenen Avantajlar.... 28 2.2.1. Fayda Esaslı Emeklilik Programları...30 2.2.2. Katkı Esaslı Emeklilik Programları...... 31 2.3. Farklı Ülke Deneyimleri Çerçevesinde Özel Emeklilik Programlarının Ortaya Çıkardığı Sonuçlar....34 2.3.1. Farklı Bir Deneyim: Şili........ 34 2.3.2. Diğer Latin Amerika Ülkelerinin Deneyimi...... 38 2.3.3. Avrupa da Farklı Refah Rejimlerine Sahip Ülkelerdeki Uygulamalar.44 2.3.3.1. İngiltere 44 2.3.3.2. İtalya 47 2.3.3.3. Fransa...52 2.3.3.4. İsveç. 60 2.3.3.5. Geçiş Ekonomisi Ülkelerinde Özel Emeklilik Programları: Polonya Örneği...67 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN KRİZİ VE SOSYAL GÜVENLİKTE YAŞANAN DÖNÜŞÜM 3.1. Türkiye de Sosyal Güvenlik Sisteminin Gelişimi.69 3.2. Türkiye de Sosyal Güvenlik Sisteminin Krizi ve Dönüşümü...71 3.3. Türkiye de Tamamlayıcı Bir Program Olarak Bireysel Emeklilik Sistemi..81 3.3.1. Bireysel Emeklilik Sistemine İlişkin Görüşler...82 II

3.3.2. Bireysel Emeklilik Siteminin Kurumsal Yapısı.85 3.3.3. Bireysel Emeklilik Sisteminin Kişiler Açısından Kapsamı....86 3.3.4. Bireysel Emeklilik Sistemine Katılma ve Hak Kazanma Koşulları...86 3.3.5. Bireysel Emeklilik Sisteminin Katılımcılara Sunduğu Emeklilik Çeşitleri...88 3.3.6. Bireysel Emeklilik Sistemine Tanınan Vergi Avantajları..89 3.3.7. Bireysel Emeklilik Sisteminin Değerlendirilmesi..90 SONUÇ.. 96 KAYNAKÇA...100 ÖZET.112 ABSTRACT...114 III

KISALTMALAR AB ABD AFP ANSES BAÜ BES bkz CNAVTS CPF CSSA EC EGM EGÖ EU EYD G.E.H GSMH GSYH GY ILO IMF Avrupa Birliği Amerika Birleşik Devletleri Administradora de Fondas de Pensiones (Bireysel Emeklilik Fonu Yönetici Şirketleri) National Social Security Administration (Ulusal Sosyal Güvenlik Yönetimi) Brüt Asgari Ücret Bireysel Emeklilik Sistemi Bakınız National Office for the Old Age Security of Private Sector Wage Earners Central Provident Fund (Merkezi Tedarik Fonu) Comprehensive Social Security Assistance Scheme European Commission (Avrupa Komisyonu) Emeklilik Gözetim Merkezi Ek Gönüllü Ödeme European Union En Yüksek Değişim Gönüllü Ek Hesap Gayri Safi Milli Hâsıla Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Genel Yönetim International Labor Organization (Uluslararası Çalışma Örgütü) International Monetary Found (Uluslararası Para Fonu) IV

INPS ISA ISSA KİT MD MPF MVDA NAS OASDI OECD ÖS PAP PAYG PEPS SERPS SGK SSGSS SSK SSP TBMM TOBB TÜSİAD UN v.s National Social Security Institude (Ulusal Sosyal Güvenlik Kurumu) Individual Savings Account (Bireysel Tasarruf Hesabı) International Social Security Association (Uluslararası Sosyal Güvenlik Kurumu) Kamu İktisadi Teşebbüsü Mevcut Değil Mandatory Provident Fund (Zorunlu Tedarik Fonu) Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri Notional Account System Yaşlılık, Kaza, Maluliyet Sigortası İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Örgütü Özel Sektör People s Action Party (Halk Hareketi Partisi) Pay As You Go (Dağıtım Esasına Dayalı Model) Personal Equity Plans (Bireysel Yatırım Planları) State Earnings-Pension Scheme (Devlet Kazanç Bağlantılı Emeklilik Programı) Sosyal Güvenlik Kurumu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Sosyal Sigortalar Kurumu State Second Pension (İkinci Emeklilik) Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği United Nations (Birleşmiş Milletler) Vesaire V

Z.Ö.B.H Zorunlu Özel Bireysel Hesap VI

TABLO LİSTESİ Tablo 1: Sosyal Güvenlik Programlarının Gelişimi Tablo 2: Dünyada Emeklilik Sistemlerinin Oluşumu (1889-1994) Tablo 3: Tablo 4: Tablo 5: Tablo 6: Tablo 7: Tablo 8: Tablo 9: Tablo 10: Tablo 11: Fayda ve Katkı Esaslı Emeklilik Programlarının Kıyaslanması Çeşitli Ülkelerde Özel Emeklilik Fonlarının Zorunlu/Gönüllü Olusuna Ait Bilgiler Latin Amerika Ülkelerinde Çok Ayaklı Emeklilik Sistemleri Kamu ve Özel Emeklilik Sistemlerinde İşgücünün Kapsam Oranı İtalyan Zorunlu Kamu Emeklilik Sistemi İsveç de İşverenlerin Ödediği Yasal Katılım Payları Seçilmiş Bazı Afrika Ülkelerinde Sosyal Güvenlik Sosyal Güvenlik Kurumlarının Aktif-Pasif Oranları Sosyal Güvenlik Kurumlarına Yapılan Bütçe Transferleri

ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1: Şekil 2: Şekil 3: Şekil 4: Şekil 5: Bazı Seçilmiş OECD Ülkelerinde Yoksulluk Oranları Dünya Bankası nın Emeklilik Stratejisi İsveç de Uygulanan Emeklilik ve Sigorta Piramidi 2005 Yılında Gelir Düzeyi Bakımından BES e Katılım 2008 Yılında Gelir Düzeyi Bakımından BES e Katılım

GİRİŞ Risk kavramı bilinen en eski kavramlardan biridir. İnsanlar var olduğundan bu yana riskler de her zaman var olmuştur. Riskler çok çeşitli olaylar doğurmuştur. Risklerin ortaya çıkardığı durumlar ile yüzleşen insan bu risklerden kurtulma yollarını denemiş ancak bunun imkânsız olduğunu anladıktan sonra riskleri önleme ve etkilerini en aza indirmek için birtakım yöntemler geliştirmiştir. Risklerin hayatın bir parçası olduğunun anlaşılması üzerine ilk çağlardan başlayarak çeşitli önlemler alınmıştır. Risklerin yarattığı olumsuz sonuçların önlenmesi için ilk adımlar aile içinde atılmış daha sonra toplumsal risklere karşı çözüm mekanizmaları gerçekleştirilmiştir. Zaman ilerledikçe gerek düşünce yapısındaki değişmeler, gerek toplum yapısındaki değişmeler tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler ile b irlikte düşünüldüğünde yeni ihtiyaçların da oluşmasına zemin hazırlamıştır. Risklere karşı geliştirilen önlemler aile içinden çıkıp birtakım sandıklar, dini kurumlar aracılığı ile yürütülse de örgütlenme yapısının düz ensiz olması sebebi ile istenen düzeye ulaşılamamıştır. Toplumsal bilinç düzeyinin yakalanması ile bireyler birlikte hareket etme fırsatını yakalamıştır. Sanayi toplumuna geçilmesi ile birlikte bireyin risklere karşı korunması için daha sistematik ve düzenli bir yapının hayata geçirilmesi amaçlanmıştır. İşte bu sayede sosyal güvenlik sistemleri tarih sahnesine çıkmıştır. Bireyin iradesi dışında karşılaşacağı ve yaşamı için tehlike oluşturan olaylar, gelecek kuşaklar için de söz konusu olduğundan, her dönem ve her toplum için, zamandan ve mekândan uzak, evrensel bir ihtiyaç olarak kabul edilmiş olan sosyal güvenlik; çağdaş uygarlığın simgelerinden biri olmuştur. ILO nun 1944 tarihinde Philedelphia Konferansında yaptığı tanımlamaya göre de sosyal güvenlik: Halkın hastalık, işsizlik, yaşlılık, ölüm sebebiyle geçici veya sürekli olarak kazançtan mahrum kalması durumunda düşeceği fakirliğe karşı tıbbî bakımdan dolayı, çocuk sayısının artması ve analık halinde korunmasına yönelik umumi tedbirler sistemidir". Sosyal güvenlik alanındaki gelişmeler ile birlikte devlet önemli görevler üstlenmiş, yeni sorumluluklara sahip olmuştur. Sosyal güvenlik zaman içinde önemli 1

belgelerde de yer alarak birey için son derece hayati önem taşıyan bir hak ol arak şekillenmiştir. Sosyal güvenlik sistemleri en parlak dönemini II. Dünya Savaşının bitmesini takip eden dönem ile 1970 li yılların ilk yarısında meydana gelen ve tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik krizlerin ortaya çıktığı dönem arasında yaşamıştır. Ekonomik krizler ile birlikte küreselleşme sürecinin hız kazanması ve buna pa ralel ol arak n eo-liberal politikaların tüm dünyada kabul görmesi refah devletinin içerik olarak zayıflamasına neden olmuştur. Bu gelişmelere paralel olarak işsizlik artış göstermiş, yoksul olan kesim daha da yoksul olmuş, refah düzeylerinde düşme yaşanmış, gelecek kaygısı artmıştır. Bu dönemde özellikle de gelişmekte olan ülkeler artan kamu harcamalarına finansman yaratmak için ek kaynak bulma veya harcamaları kısmak yönünde bir tercih yapmak zorunda kalmıştır. Tercihlerin yapıldığı dönem aynı zamanda sosyal güvenlik sistemlerinin tartışılmaya başlandığı dönem olarak da karşımıza çıkmaktadır. Sosyal güvenlik sistemlerinin krizi son otuz yılda tartışılan önemli konulardan biri olmuştur. Krizden kurtulmanın yolları aranırken IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar yayınladıkları raporlarda devletin sosyal güvenlik sistemlerine olan katkısını en aza indirerek sistemlerin özelleştirilmesini önermiştir. Sonuçta neticede bu düşünceler kabul görmüş, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler emeklilik sistemleri de dâhil olmak üzere dönüşüm çalışmalarını başlatmıştır. Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra tek kutuplu hale gelen dün yada s osyal güvenlik s istemleri de yeni görünüm ka zanmaya başlamıştır. Zamanla gerek s osyal güvenlik s istemlerine g erekse emeklilik s istemlerine yönelik yeni alternatifler geliştirilmiştir. Dünya Bankasının önerdiği Üç Ayaklı Emeklilik Sistemi yavaş yavaş kabul görmeye başlarken, birçok gelişmiş ülke sistemin gelişimini yakından takip etmiştir. Bu alternatiflerden bazıları mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin tümüyle dönüşümünü içerirken bazı alternatifler d e sistemin sıkıntıları azaltmaya yönelik çözümler getirmeye çalışmıştır. Bu noktada da tamamlayıcı özelliğe sahip özel emeklilik programları oluşturulmuştur. Bu programlar sosyal güvenlik sistemlerine alternatif olarak değil tamamlayıcı unsura sahip programlar olarak geliştirilmiştir. Programlara katılım ise ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Farklı refah rejimlerine sahip ülkeler içinde bazıları sisteme katılımı zorunlu tutarken bazıları ise gönüllülük esasına dayandırmıştır. 2

Türkiye de de 1990 lı yılların ortalarından başlayarak sosyal güvenlik sistemlerinin krizine karşı dönüşüm çalışmaları başlamıştır. Özellikle de 2001 ekonomik krizi ile de çalışmalara hız verilmiş, mevzuatta yapılan değişimler ve yeni kabul edilen yasalar ile birlikte her ne kadar Türkiye de üç ayaklı modelin ikinci ayağına dair bir oluşum olmamasına rağmen üç ayaklı sistemin oturtulması için sistemin üçüncü ayağı olan ve gönüllülük esasına dayalı Bireysek Emeklilik Sistemi yasalaşmış ve teşvik edilmeye başlanmıştır. Sosyal güvenlik s istemlerinde v e e meklilik s istemlerinde me ydana gelen dönüşümlerin anlatıldığı bu çalışmanın birinci bölümünde sosyal güvenlik kavramı, sistemin tarihsel gelişimi ve son olarak da sosyal g üvenlik s istemlerinin k rizi v e yeniden yapılandırılması konusunda tartışmalar değerlendirilecektir. İkinci bölüm çalışmanın temel sorunsalı üzerinedir. Bu bölümde ö ncelikle emeklilik sistemlerinin dönüşümü ve tamamlayıcı bir program olarak özel emeklilik programları ve programlardan beklenen avantajlar incelenecektir. Daha sonra farklı ülke deneyimleri çerçevesinde özel emeklilik programlarının doğurduğu sonuçlar, Şili ve Diğer Latin Amerika ülkeleri, farklı refah rejimine sahip farklı Avrupa ülkeleri, İngiltere, İtalya, Fransa ve İsveç, geçiş ekonomisi olarak tabir edilen ülkelerden olan Polonya örnekleri üzerinden değerlendirilecektir. Çalışmanın son bölümünde öncelikle T ürk s osyal güvenlik s isteminin tarihçesine değinilecektir. Sosyal güvenlik sisteminin sahip olduğu sorunlar temel alınarak sistemin krizi ve yaşanan dönüşüm hayata g eçen p olitikalar, m evzuattaki değişimler incelenerek gerekli değerlendirmeler yapılacaktır. Son ol arak da gönüllülük esasına dayalı olan Bireysel Emeklilik Sisteminin Türkiye deki gelişimi, sisteme yönelik görüşler, sistemin kapsamı, sistemin kurumsal yapısı, sisteme katılım, bireysel emekliliğe hak kazanma koşulları ve vergi avantajları kapsamında değerlendirilecektir. 3

I.BÖLÜM I. SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN KRİZİ VE SOSYAL GÜVENLİKTE DÖNÜŞÜM 1.1 SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI Birey, insanlık tarihinin her döneminde, kendisini yokluğa iten, geleceğini tehdit eden olaylardan korunma duygu ve çabası içinde olmuştur. Doğanın ve ekonomik yaşamın bireyin önüne çıkardığı tehlikelerin olumsuz sonuçlarına karşı korunma ve güvenlik duygusu, insanlık tarihi ile özdeştir (Güzel ve Bozer, 2008:1). Bu amaçla, birey var olan tehditleri bertaraf etme çabasına girişmiş, yeri geldiğinde tek b aşına mücadele vermiş yeri geldiğinde toplu olarak hareket etme ihtiyacı hissetmiştir. Bu mücadelelerin sonucu başarı ile sonuçlandığı gibi başarısızlık doğuran sonuçlarla da karşılaşılmıştır. Birey yaşadığı tecrübelere paralel olarak ileride k endisi iç in sorun yaratabilecek durumlar için önlem alabilmiştir. Ancak önceden tahmin edemeyeceği ve önlem alamayacağı durumlarla da yüzleşmek zorunda kalmıştır. Hastalık, iş görememe, sakatlık, işsizlik, yaşlılık gibi riskler sonucunda birey kendi geleceğini garanti altına alma yolunda gerek bireysel olarak gerekse toplu olarak girişimlerde bulunmuştur. Ancak 20. yüzyılın ilk yarısına kadar bu girişimlerden sistematik sonuçlar elde edememiştir. Sosyal güvenlik ihtiyacının aile içerisinde giderilmesi, ekonominin büyük ölçüde tarıma dayandığı dönemlerde olmuştur. Nüfus artısı, kıt kaynakların ihtiyaçları karşılayamaması ve tarıma dayalı ekonominin ortaya çıkardığı yapı, sosyal güvenlik ihtiyacının aile içerisinde giderilmesini zorlaştırmış ve şehirlere göç başlamıştır. Şehirlere göç edenler yaşamlarını devam ettirebilmek için zor çalışma koşullarında ücretli çalışmaya başlamışlardır. Bu gelişmeler sonucunda, sosyal güvenlik ihtiyacı aile içerisinde giderilemeyecek hale gelmiştir. Sanayi devrimi ve sanayileşme sürecinin başlaması, ekonomik yapıyı tam anlamıyla değiştirmiş ve sosyal yapıda da derin değişikliklere yol açmıştır. Bu değişiklikler devlet tarafından 4

yapılanan sosyal güvenlik sistemlerine olan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. İlk kez 1881 de Alman Şansölyesi Otto Von Bismarck tarafından sosyal sigorta sistemi kurulmuştur (Dilik, 1989). II. Dünya Savaşının bitiminden sonra ortaya çıkan refah devletinin, beraberinde getirdiği uygulamalar bireyin geleceğini garanti altına alma yolunda çağdaş yaklaşımı ortaya çıkarmıştır. Sosyal güvenlik sistemleri bu adımlardan belki de en önemlisidir. Bireyin uzun yıllar boyunca mücadele verdiği risklere karşı sosyal güvenlik sistemleri birey ve risk arasındaki ilişkiye yeni bir boyut kazandırmıştır. Sosyal Güvenlik, bu dönemde kişinin, yaşamını alt-üst e debilecek r iskler ile h iç karşılaşmamasını hedefleyen biçimde önleyici yaklaşımı ön plana çıkarmıştır Bu alanda iş kazalarının önlenmesi, aralıklı doğumları hedefleyen nüfus planlaması, yaşlıların-işsizlerin-özürlülerin de steklenmesi v e s orunlarının hafifletilmesi, bu hedeflerin başta gelenlerindendir. (Fişek, 2007) Sosyal Güvenliğin genel kabul görmüş tek bir tanımı yoktur. Bu güne kadar sosyal güvenliğin birçok tanımı yapılmıştır. Ancak sosyal güvenliğin herkes tarafından kabul edilen bir tanımını yapmak oldukça zordur. Bu zorluk, sosyal güvenlik kavramı ile sosyal güvenliğin amaç ve hedeflerini ifade eden sosyal güvenlik politikaları kavramı ve bu politikalar doğrultusunda oluşturulan hukuki yapı ve kurumları ifade eden sosyal güvenlik sistemi kavramının zaman zaman birbirinin yerine kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, bu kavramların tümünün odak noktasında ise bireylerin sosyal risklere karşı korunması ilkesi bulunmaktadır. Sosyal güvenlik, sebebi ne ol ursa ol sun t ehlikeye maruz k alarak muhtaç duruma düşen fertlerin ve ailelerin uğradıkları tehlikenin zararlarından kurtarılarak, yaşadıkları toplum içinde, diğer insanların hizmetine ihtiyaç duymadan, insan haysiyetine yaraşır asgari bir hayat standardına kavuşturulmaları olarak tanımlanmıştır. (Alper,1999:5) 1.1.1 Sosyal Güvenliğin Konusu Sosyal güvenlik sistemleri, bireylerin bugün ve gelecekte karşılaşabilecekleri sosyal risklere karşı onları korumak için ortaya çıkmış sistemlerdir. Bu bakımdan sosyal güvenliğin konusunu temelde sosyal güvenlik kavramının ortaya çıkmasına da 5

sebep olan sosyal riskler oluşturmaktadır. S osyal r iskler bi reylerin t oplumda yaşamak zorunda olmaları sebebiyle karşılaştıkları risklerdir. Sosyal g üvenlik ihtiyacı doğuran riskler, başta meydana geliş sebeplerine göre olmak üzere, ortaya çıkardıkları zararlara veya sürelerine göre olmak üzere çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Nedenlerine göre sosyal riskler (Alper, 2008); - İnsanların iradi ve gayri iradi olarak sebep oldukları kaza ve hırsızlık gibi riskler, - Tabiat kuvvetlerinin sebep olduğu deprem, su baskınları gibi doğal afetlerle ilgili riskler, - Biyolojik faktörlerin sebep olduğu hastalık, yaşlılık ve ölüm gibi riskler, - İktisadi faktörlerin sebep olduğu işsizlik gibi riskler, olarak sınıflandırılmaktadır. 1.1.2 Dar Anlamda Sosyal Güvenlik Bireyin e konomik güvencesini s arsan riskler, d eğişik görünümlerde ortaya çıkar. Bu risklerin sınırlarını belirlemek, aynı zamanda sosyal güvenliğin kapsamını belirleme anlamına gelir. Dar anlamda sosyal güvenlik, insanın karşılaşacağı risklerin sonuçlarına karşı korunması ve ona bu konuda bir güvenliğin sağlanması düşüncesinden hareketle ortaya çıkmıştır. Sosyal güvenlikle sağlanacak risklerin neler olacağı ülkelerin ekonomik ve siyasal yapısına bağlı olarak değişmekle birlikte çağdaş sosyal güvenlik sistemleri bütün sosyal riskleri değil, iş kazaları, hastalık, işsizlik, yaşlılık, malullük, ölüm gibi en çok rastlanan ve en çok zarar veren sosyal riskleri kapsamlarına alarak sosyal koruma sağlamaya çalışılmaktadır (Oral, 2002: 6). Çağdaş güvenlik sistemleri, bireyin yaşamını olumsuz yönde etkileyen tü m riskleri değil, onun ekonomik güvencesini ilk anda sarsabilecek sosyal riskleri kapsamına almıştır. Fizyolojik, sosyo-ekonomik ve mesleksel nitelikli sosyal risklere karsı bir güvence sağlanmıştır. Sosyal güvenliğin kapsamı böylece daralmış olmaktadır. Sosyal g üvenlik s istemlerinin bü yük böl ümünde e konomik g üvence, gelirin yeniden dağıtımı şeklinde sağlanmaktadır. Gelirden yapılan kesintiler, biriken 6

fonlar aracılığıyla sosyal güvenlikten yararlanan kişiler arasında yeniden dağıtılmaktadır Diğer bir i fadeyle, d ar anlamda s osyal güvenlik, s osyal r isklerle karşılaşan bireylerin ekonomik güvencelerini sağlamaya yönelik yeniden dağıtım konusundaki organizasyonun tümünü ifade etmektedir (Güzel ve Okur, 2004). 1.1.3 Geniş Anlamda Sosyal Güvenlik Sosyal güvenlik kavramı oldukça dinamik bir kavramdır. Bu nitelik, sosyal korumanın amaç ve kapsamında bir genişlemeye neden olmakta; sosyal politika ile sosyal güvenlik arasında aynı yönde belirli bir bütünleşmeye yol açmaktadır. Ortaya çıkış nedeni, sosyal risklerin etkisini azaltmak olan sosyal güvenlik politikaları, ekonomik ve sosyal gelişmelere koşut olarak yepyeni bir içerik ve görünüm kazanmıştır. Bu sebeple dar bir sosyal güvenlik tanımının ötesinde; bireye ekonomik güvence sağlama, riskleri ortaya çıkmadan önleme ve kişiliği geliştirme gibi konular da sosyal güvenliğin amaçları arasında değerlendirilerek sosyal güvenliğin boyutları genişletilmiştir (Aydın,1999:6; Güzel ve Okur, 2004); Bireye ekonomik güvence sağlanması. Risklerin sonuçlarını telafi e tme, s osyal güvenlik politikalarının sadece bir yönüdür. Diğer yönleriyle bu politikaların temel amacı bireye yaşamının her döneminde yeterli bir gelir düzeyi sağlayarak, sosyal güvenlik gereksinimini sürekli tatmin etmektir. Bu açıdan bakıldığında sosyal güvenlik hukuku, bireysel güvenceyi sağlamaya yönelik bir yeniden dağıtım hukuku olmaktadır Tüm bireyleri karşılaşabilecekleri risklere karsı korumayı ve risklerin zararlı sonuçlarını ortadan kaldırmayı sağlamak. Sosyal güvenlik, ilk ortaya çıktığı dönemlerde sosyal risklerin sonuçlarını telafi etmeye çalışmıştır. Ancak bir süre sonra bu risklerin ortaya çıkmasının önlenmesinin daha kolay ve daha ucuz olduğunun anlaşılması üzerine, riskleri telafi eden önlemlere ilaveten bu risklerin ortaya çıkmasını engelleyen önlemlerden ve tekniklerden de yararlanılmasına başlanmıştır. Kişiliğin geliştirilmesine imkân sağlanması. Sosyal Güvenliğin bir diğer yönü ise, kişiliğin geliştirilmesi ile ilgilidir. İnsan hakları Evrensel Bildirisinin 22. Maddesinde herkes toplumun bir ferdi olarak sosyal güvenlik hakkına sahiptir; sosyal güvenlik, 7

bireyin onuru kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların tatmin edilmesi temeline dayanır. Denilmektedir. Bu düşünceye göre, kendisini s osyal güvenlik s ayesinde e konomik güvenceye s ahip gören ve s osyal risklere karşı korunan bireyler, kişiliklerini geliştirme imkânına daha rahat kavuşabileceklerdir. Bireyler arasında ayrım gözetmeksizin tüm nüfus kapsam altına alınacaktır. Sistem, d evletin kontrolü altında tümüyle yasal temellere dayandırılarak uygulanacaktır. 1.1.4 Sosyal Güvenliğin Amaçları Sosyal güvenliğin temel amacı her şeyden önce her hangi bir nedenle kısmen ya da tamamen çalışamaz duruma düşen ve bu nedenle gelir kaybına uğrayan ve muhtaç duruma düşenlere, insan onuruna yaraşır asgari bir hayat sürmeleri için gerekli olan geliri sağlamaktır (Tuncay, 1992). Sosyal g üvenlik h astalanma ve ya sakatlanma suretiyle kazanma gücünü kısmen ya da tamamen kaybedenleri, iyileştirmek için onlara sağlık yardımları yapmakta, sakatları yeniden çalışma hayatına döndürmek için iyileştirme hizmeti sağlamakta ve kazaları engelleyen önlemler almaya çalışmaktadır. İşsizliği yenmeye, çalışanlara işsiz kaldıkları sürece yardım yapmaya, dar gelirli insanların konut ihtiyaçlarını uygun ölçüde karşılamaya çaba göstermekte ve aileye ek maddi yükler getiren, evlenme, doğum, gibi olaylarda aileye yardım etmektedir. Sosyal güvenlik doğuşu itibarı ile ekonomik yönden güçsüzleri, i nsanca yaşamak için yeterli geliri olmayanları korumayı amaçlamıştır. Bir toplum içinde yaşayan bu insanların ihtiyaçlarını kendilerinin sağlamasının olanaksız olduğu düşüncesinden hareketle ekonomik yönden güçlü olanların da bu sisteme katkıda bulunmalarını sağlamaktadır. Görüldüğü gibi sosyal g üvenlik yoksulluğu önlemenin ötesinde daha geniş amaçlara sahiptir. Geniş anlamda bireylere, sosyal riskler karsısında bir güvenlik duygusu sağlama fonksiyonu görmektedir. Sosyal güvenliğin temel görevleri bireylere ve ailelerine iktisadi ve sosyal risklerden dolayı hayat seviyeleri veya hayat standartlarında belirli bir çizginin altına düşülmeyeceği garantisini vermektedir (Oral, 2002). 8

1.2 SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Bugünkü anlamda modern sosyal güvenlik anlayışı ve sistemleri 19 uncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren Sanayi Devrimini yaşayan ül kelerde, s anayi toplumunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Sanayi Devrimi ve ortaya çıkardığı bir takım sosyal ve ekonomik sorunlar sosyal devlet ilkesinin yaygınlık kazanmasına ve bununla beraber modern anlamda sosyal güvenlik anlayışının temellerinin atılmasına yol açmıştır. Sanayi Devrimi ile b irlikte s anayi toplumunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkan sosyal güvenlik, zaman içerisinde bu ülkelerin sanayi yatırımlarını da finanse eder hale gelmiş, ancak bu alandaki ilk önemli gelişmeler İkinci Dünya Savası sonrasında yaşanmıştır. Sosyal g üvenlik kurumları, bugünkü anlamına, genişliğine ve yaygınlığına ulaşabilmek için uzun bir evrim geçirmiştir. Sosyal güvenliğin doğuşu ve gelişmesi, bir bakıma eski çağlarda aileye (geniş aile) yüklenmiş olan sorumluluğun daha güçlü topluluklara ve topluma mal edilmesinin bir tarihi olarak düşünülebilir. Gerek ataerkil geniş aile ve gerekse toplulukların cemaat yapı ve özellikleri uzun yıllar birey ve ailelerin sosyal güvenlik sorunlarını da üstlenmişlerdir. Ancak süreç içerisinde a rtan nüf us, ekonomik gelişme ve insan ilişkilerinin de yatay ve di key genişlemeleri sonucunda gerek geniş aile ve gerekse cemaat yapıları, aile ve bireylerin sosyal güvenliklerini karşılamaları konusunda yetersiz kalmaya başlamışlarıdır. Ancak Talas ın (1983:321) de belirttiği gibi özellikle, yoksul sınıflar söz konusu olduğunda, ailenin kaynakları son derece yetersizdir kalmaktadır. Orta Çağ Avrupa sında sosyal güvenlik daha çok geleneksel metotlarla yani meslek kuruluşları ve kilisenin etkinlikleri ile sağlanmaktadır. Sanayi öncesi toplumlarda aile, karşılıklı yardım sandıkları ve dinsel nitelikli hayır kurumları, yoksul ve hasta insanlara destek olma işlevini üstlenmişlerdir. Özellikle Orta Çağ da kilisenin oluşturduğu hayırsever kurumlar yoksullara yardım elini uzatan baslıca kurumlar olmuştur. 16. yüzyıldan itibaren de, kilisenin denetimindeki yardım kurumlarının yanında devletlerin oluşturdukları kurumlar da ortaya çıkmaya başlamıştır. 17. yüzyılda kilisenin özel yardım (sadaka) kurumları, sosyal koruma aracı olarak etkin bir rol oynamıştır. Bu gelişmelerle beraber 18. yüzyılda o güne kadar uygulanmakta olan yardım düzenekleri konusunda önemli değişiklikler 9

olmuştur. Avrupa da dinsel ve moral düşüncelerinin ve mesleksel dayanışma duygularının geliştirdiği sosyal yardımlaşmalar, Sanayi Devriminden sonra yavaş yavaş önemini yitirmiştir. 19. yüzyılın başlarından itibaren özellikle Batı Avrupa ülkelerinde loncaların yıkılması ile birlikte bu yardım kuruluşlarının yerleri, bir süre herhangi bir biçimde doldurulamamıştır (Akkaya, 2000). Sanayi Devriminin sonucu kırsal kesimden kentlere yoksul insanlar göç etmişlerdir. Kentlere akan bu yeni insanlar kentlerin kıt olanakları sonucu yoksul, işsiz kesimi oluşturmuşlardır. Bunun yanında üretime emeği ile katılan üretici güçlerin oluşumuna da katılan bu kesim yoksulluk, açlık, konut, sağlık gibi problemlerle iç içe yaşamaya başlamışlardır. Böylece vasıflı işgücünü küçük zanaat hayatından, vasıfsız işgücünü de kırsal bölgelerden kentlere akın edenlerden oluşan yepyeni b ir s anayi işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan işçi sınıfının yer, ücret, sağlık koşulları gibi sorunlarının yanı sıra tehlike faktörlerine karşı sosyal güvence ihtiyacı oluşmuştur. İşçi sınıfı kendi çabalarıyla sosyal güvenlik sistemi oluşturmak için bir takım problemleri aşmaya çalışmıştır. Önce sorunun içinde olan çalışanlar halk biriktirme sandıkları kurarak kendi sorunlarına önlem almak istemişlerdir. Fakat ücretlerinin düşük, ailelerin kalabalık olması nedeniyle iş kazası, hastalık gibi sorunlar yoğunlaşmış ve biriktirme sandıkları yeterli olamamıştır. Bütün bu olumsuz şartlardan kurtulmak veya bu olumsuzlukları en az düzeye indirmek için işçi sınıfı bir takım örgütlenmelere ve çalışmalara yönelmiştir. Bunlar sendika kurmak, toplu pazarlık ve toplu iş sözleşmesi yapmak ve grev yapmak şeklinde olmuştur. Bütün bu sendikal faaliyetler, toplu iş sözleşmeleri ve grev faaliyetleri sosyal güvenliğin gelişimini sağlayıcı unsurlardır. Bu unsurların ülkelerin ekonomik ve s osyal yapısına göre işlevsellik kazandığı görülmektedir. Gelişmiş ülkeler vatandaşlarının tamamına yakınını sosyal güvenlik kapsamına almayı başarmışlardır. Ancak, sosyal güvenlik bugünkü anlamını kazanabilmesi için oldukça uzun bir aşama geçirmiştir. Bu aşama her ülkede ekonomik, politik ve sosyal gelişme düzeyine bağlı olarak yavaş yavaş veya hızlı bir seyir takip etmiştir (Tuncay, 1992). Sosyal güvenliğin önemli bir bileşenini oluşturan sosyal sigorta yasalarının ilk örnekleri Almanya da yürürlüğe girmiştir. Almanya nın sanayileşmesi 19.yüzyılın ortalarında İngiltere ve Fransa dan daha geç başlamış, fakat hızlı bir 10

gelişme göstermiştir. İngiltere ve Fransa dan oldukça geç ortaya çıkmış bulunan Alman işçi sendikaları da bu dönemde hızlı bir gelişme göstermiş ve politik alanda Bismarck ı etkili sosyal tedbirler almaya zorlamıştır. İngiltere de sosyal sigortacılık 17. yüzyılda ihtiyaç içinde bulunanlara yardım yapılmasına yönelik uygulamayla başlamış fakat Almanya dan daha geç gelişmiştir. Almanya da atılan ilk adım iş kazaları konusunda olmuştur. 1883-1889 yılları arasında üç önemli yasa kabul edilmiştir. 1883 yılında kabul edilen Hastalık Sigortası Yasası sanayi işçileri için zorunlu hale getirilmiştir. 1884 tarihli İş Kazaları Yasası ikinci önemli yasadır. Bu yasaya göre işveren iş kazalarının neden olduğu kalıcı hasarları karşılamak zorundadır. İşe dönemeyecek kadar büyük zarara uğramış işçilere ücretlerinin %66,6 sını ödemek işverenler için zorunlu tutulmuştur. 1889 yılında kabul edilen Yaşlılık Sigortası Yasası ilk kez biz zorunlu e meklilik sistemini kurumsallaştırmıştır. 19. yüzyılda A lmanya güçlü sosyalist düşünce akımlarının merkezi olması, Bismarck ı bunlara karşı bir yandan geleneksel baskı politikasını izlerken, öte yandan, sosyal politika alanında reform hareketlerine girişerek sosyalistlerin etkisini silmek ve devlete sosyal bir nitelik kazandırarak, işçileri sistemle bütünleştirmek çabası içine sokmuştur (Güzel ve Okur, 2004). Olağanüstü olarak nitelendirilen Alman sosyal güvenlik sistemi söz konusu ortamda oluşmuş ve gelişmiştir. 1895 yılından başlayarak Hollanda, Norveç, İtalya, Belçika gibi ülkelerde yürürlüğe konan sosyal sigorta yasalarının temelinde Bismarck tarafından oluşturulan A lman S osyal S igorta M odeli yatmaktadır. Bismarck d öneminde geliştirilen bu sistemin genel özelliği tazmin edici felsefenin ön planda olmasıdır. Ayrıca sistemde teknik ve kur umsal a nlamda büt ünsellik bulunmamaktadır. Bismarck Modeli olarak da adlandırılan modelde sosyal güvenlik hakkı, kural olarak mesleki faaliyet ölçütüne bağlı olmaktadır. Kişilerin bağımlı ya da bağımsız çalışma statülerine bağlı olarak, sosyal güvenlik sisteminin kapsamına alınması söz konusudur. Sistemin finansman kaynağı ise esas olarak kazanç esasına dayalı sigorta primleridir (Güzel, 2005). Batılı sanayileşmiş ülkeler, II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, sosyal devlet kurumlarını hayata geçirmişler ve bundan bekledikleri yararları önemli ölçüde sağlamışlardır. Bu gelişmede sosyalist ü lkelerin kitlelere yönelik v aatlerinin cazibesinden duyulan kaygı da önemli bir rol oynamıştır. Batı ülkeleri, sivil toplum 11