THKP-C/HDÖ MARKSÝZM- LENÝNÝZM BÝR DOGMA DEÐÝL, EYLEM KILAVUZUDUR III ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ



Benzer belgeler
THKP-C/HDÖ TÜRKÝYE DEVRÝMÝNÝN ACÝL SORUNLARI I ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I

THKP-C/HDÖ YENÝ OPORTÜNÝZM ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Yeni Oportünizm Üzerine

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir?

KURTULUÞ CEPHESÝ. Devrim yolu engebelidir, dolambaçlýdýr, sarptýr; onyýllarýn mücadelesidir. Kýzýldere ve On lar

THKP-C/HDÖ BDS : BÝR PRAGMATÝK SAPMA ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. BDS : Bir Pragmatik Sapma

ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

KURTULUÞ CEPHESÝ. THKP-C/HDÖ 27 No lu Bildiri. Emperyalist Savaþ Stratejisi: Terörizm. Devrimci Terör ve Terörizm

KURTULUÞ CEPHESÝ DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM ERÝÞ YAYINLARI

KURTULUÞ CEPHESÝ 30. YIL TÜRKÝYE DEVRÝMÝNÝN ACÝL SORUNLARI ITHKP-C/HDÖ ERÝÞ YAYINLARI. 30. Yýlýnda Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I

KURTULUÞ CEPHESÝ. 26 Ocak 1976 Beylerderesi. Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi Ulaþ Bardakçý Yüksel Eriþ, Nedim Atýlgan, Mustafa Atmaca

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

MAHÝR ÇAYAN BÜTÜN YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI. Mahir Çayan Bütün Yazýlar

MAO ÇE-TUNG ASKERÝ YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI. Mao Çe-tung Askeri Yazýlar

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

KURTULUÞ CEPHESÝ. Mevcut Durum ve Devrimci Görevler

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

KURTULUÞ CEPHESÝ. Milli Krizin Geliþme Dinamikleri ve Solda Özerkleþme Eðilimleri. eodal Tacirlere Politik-Ticaret Dersleri

THKP-C/HDÖ POLÝTÝKLEÞMÝÞ ASKERÝ SAVAÞ STRATEJÝSÝ VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. PASS ve Devrimci Taktiðimiz

TKHP-C/HDÖ REVÝZYONÝZMÝN REVÝZYONU ERÝÞ YAYINLARI. THKP-C/HDÖ Revizyonizmin Revizyonu

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Simge Özer Pýnarbaþý

THKP-C/HDÖ THKP-C/HDÖ VE 15 YIL ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. THKP-C/HDÖ ve 15 Yýl

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

m3/saat AISI

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler


Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi Halkýn Devrimci Öncüleri 28 No lu Bildirisi. 20 Mart 2003, 04:32 Globalizm in Sonu

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Devrimin Yolu. Savaþta Sýnýrsýz Güç Kullanýmý ve Yüksekova da -16 lar. Þemdinli de Çete Edebiyatý

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

KURTULUÞ CEPHESÝ KURTULUÞ CEPHESÝ LAÝKLÝK VE ÞERÝATÇILIK ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI. Laiklik ve Þeriatçýlýk Üzerine

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

KURTULUÞ CEPHESÝ. Dünya Ekonomisinde Durgunluk. Güçlü Ekonomiye Geçiþ Programý (!)

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

Kanguru Matematik Türkiye 2015

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.


KURTULUÞ CEPHESÝ. Tehdit Altýnda Türkiye. Ýç Pazarýn Yeniden Paylaþýmý. Türkiye Laik Kalacak Ama Nasýl? Laikliðin Tarihsel Evrimi ve Þeriatçýlýk

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

KURTULUÞ CEPHESÝ. Suni Denge. Lübnan, Diyarbakýr, TSK, TÝT, TAK. Ýþsiz Üretim Merkezleri: Üniversiteler

14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.


KURTULUÞ CEPHESÝ. Mahir Çayan: Oligarþik Dikta. ABD nin Terörizme Karþý Savaþ ý ve Demokrasi [ABD de Askeri Mahkemeler] Ýþkenceyi bile düþünme zamaný

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

17 ÞUBAT kontrol

NÝKÝTÝN EKONOMÝ POLÝTÝK ERÝÞ YAYINLARI. Nikitin Ekonomi Politik

Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz. V. İ. Lenin, Ne Yapmalı?

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Yönergeyi dikkatlice oku. Gözden hiçbir þeyi kaçýrmamaya dikkat et. Þifrenin birini testin iþaretlenen yerine ( Adayýn Þifresi ), diðer þifreyi de

CLAUSEWÝTZ SAVAÞ ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI. Clausewitz Savaþ Üzerine


KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

KURTULUÞ CEPHESÝ. Hayata Dönüþ Operasyonu ve Oligarþinin Siyasal Zoru. ... Ve Genelkurmay Devreye Girer: Postmodern Darbe

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY


ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.


Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

Transkript:

THKP-C/HDÖ MARKSÝZM- LENÝNÝZM BÝR DOGMA DEÐÝL, EYLEM KILAVUZUDUR III ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ 1

ÝKÝNCÝ BASKI

, 1977-78 yýllarý arasýnda kaleme alýnmýþ ve THKP-C/HDÖ Genel Komitesi ne sunulmuþtur. Bu tarihte sadece beþ nüsha çoðaltýlmýþtýr. Eriþ Yayýnlarý - 2003 (Birinci baský: 1995)

ÝÇÝNDEKÝLER 7 Birinci Baskýya Önsöz 15 Giriþ 20 Birinci Bölüm Emperyalist Hegemonya Altýndaki Ülkelerde Halk Savaþý Zorunlu Bir Duraktýr 21 I. Milli Kriz Üzerine 29 II. Evrim ve Devrim Aþamalarý Çalýþma Tarzý 33 III. Halk Savaþý Teorisi ve Askeri Sanatý 42 a) Halk Savaþýnýn Askeri Sanatý 59 b) Gerilla Savaþý: Bir Yöntem 79 c) Halk Savaþýnýn Stratejik Aþamalarý 88 Ýkinci Bölüm Emperyalizmin III. Bunalým Dönemi ve Suni Denge 101 I. aþizm Üzerine 113 II. Suni Denge 123 Üçüncü Bölüm Öncü Savaþý 125 I. Strateji ve Taktik Üzerine 140 II. Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi nin Genel Ýlkeleri 144 III. Öncü Savaþýnýn Askeri Sanatý 156 a- Silahlý Propaganda: Bir mücadele Biçimi 181 b- Kýr ve Þehir Gerilla Savaþý 196 c- Etkinin Yaratýlmasý-Etkinin Örgütlenmesi 206 IV. Öncü Savaþýnda Örgütlenme Anlayýþý 208 a- Devrimciler Örgütü-Ýþçiler Örgütü 213 b-gruplar ve Parti 221 c- Partinin onksiyonlarý 229 d- Öncü Savaþýnda Örgütlenme Anlayýþý 237 V. Öncü Savaþýnýn Pratiðinde Ortaya Çýkan Sorunlar 239 a- Kitle-Kitle Baðý-Arka Cephe 246 b- Yayýn Politikasý 254 c- Halk Kurtuluþ Cephesi 265 d- Askeri Örgütlenme ve Parti 272 e- Öncü Savaþýnýn Baþlangýcýnda Ortaya Çýkan Sorunlar

277 Dördüncü Bölüm Latin-Amerika da Öncü Savaþý 282 I. Latin-Amerika nýn Genel Yapýsý 292 II. Latin-Amerika da Devrim Stratejisi 297 a- okoculuk Üzerine 306 b- Þehir Gerillasý ve Þehir Mücadelesinde Militarizm 312 Beþinci Bölüm Tarihsel Geliþim 315 I. 1960-71 Dönemi 324 II. 1971-72 Dönemi ve 12 Mart 341 III. Kýzýldere Sonrasý 341 a- Birinci Dönem (1972-74) 348 b- Ýkinci dönem (1975-26 Ocak 1976) 358 c- 26 Ocak 1976 Sonrasý 368 IV. 5 Haziran Seçimleri ve Sonrasý 381 Sonsöz

BÝRÝNCÝ BASKIYA ÖNSÖZ Eylem Kýlavuzudur, bundan 18 yýl önce kaleme alýndý. Yazýnýn amacý, o dönemde oportünizmin Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi ne yönelik tahrifatlarýný bir bütün olarak ele almak ve örgütün stratejik görüþlerinin bir bütün olarak ortaya koymaktý. Bu yazý, Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I den sonra, THKP-C/HDÖ nün görüþlerinin bir bütün olarak ortaya konulmasý açýsýndan ayrý bir yere sahipti. Ancak yazýnýn kaleme alýnmasý, doðrudan doðruya, 1976 ortalarýnda örgüt saflarýnda ortaya çýkan sað-sapmanýn yaratmýþ olduðu çeþitli tahrifatlarýn düzeltilmesi ve bu baðlamda kadrolarýn eðitimi açýsýndan kararlaþtýrýlmýþtý. 1976 yýlýnda, salt Öncü Savaþý üzerine bir yazýnýn kaleme alýnmasý ve yayýnlanmasý, o dönemdeki THKP-C/HDÖ Merkez Yönetimi tarafýndan kararlaþtýrýlmýþtý. Ancak bu konuda görevlendirilen kiþinin hazýrladýðý taslak metin, ayný zamanda ortaya çýkan saðsapmaya dayanak olabilecek yanlýþlýklar içerdiðinden, bu konuda yayýn çýkartýlamamýþtý. Þubat 1977 de toplanan THKP-C/HDÖ Genel Komitesi, ortaya çýkan sapmalar ve oportünist tahrifatlarý göz önüne alarak, Öncü Savaþý anlayýþýnýn bir bütün olarak ortaya konulmasý için böyle bir yazýnýn yayýnlanmasýna yeniden karar verdi. THKP-C/HDÖ 7

Bu baðlamda, yazýmýna baþlanýlan Eylem Kýlavuzu, üç kýsým olarak düþünülmüþtü. Ve ilk kýsmýn yazýmýna Mart 1977 de baþlanýldý. Eylem Kýlavuzu-I ve Eylem Kýlavuzu-II nin yazýmý Haziran 1977 de tamamlanmýþtýr. Örgütümüzün yayýn politikasý gereðince Genel Komite de deðerlendirildikten ve gerekli düzenlemeler yapýldýktan sonra yayýnlanmasý düþünülen Eylem Kýlavuzu I-II, Aðustos 1977 deki polis operasyonlarý sýrasýnda kaybolmuþtur. Böylece ilk iki kýsým, Genel Komite tarafýndan henüz deðerlendirilemeden yitirilmiþtir. Bu durumun ortaya çýkmasý üzerine, Eylem Kýlavuzu nun üçüncü kýsmý yeniden düzenlenmiþ ve ilk iki kýsmý kapsayacak bir biçimde geniþletilmiþtir. Bu geniþletme, bir yandan Öncü Savaþýný, Halk Savaþý ile baðlantýlý olarak ortaya konulmasý þeklinde olurken; diðer yandan, Latin-Amerika daki Öncü Savaþý deneyimleri ile örgütümüzün Öncü Savaþý deneyiminin ilk yýlýnýn deðerlendirmesini kapsayacak biçimde olmuþtur. Böylece Ekim 1977 de baþlanýlan yazým çalýþmalarý Haziran 1978 de tamamlanmýþ ve deðerlendirilmek üzere 5 adet çoðaltýlarak Genel Komite üyelerine daðýtýlmýþtýr. THKP-C/HDÖ ve 15 Yýl yazýmýzda ortaya koyduðumuz gibi, bu süreç içinde örgütümüz bir yandan polis operasyonlarýna karþý düzenlemeler yaparken, diðer yandan örgüt saflarýnda ortaya çýkan yeni bir sað-sapmayla mücadele etmek durumunda kalmýþtýr. Ve bu tarihten itibaren Eylem Kýlavuzu-III, pek çok kadro tarafýndan okunmamýþ olmasýna raðmen, ortaya çýkan sað-sapmaya karþý bir mücadele aracý olmuþtur. Oysa Eylem Kýlavuzu-III, örgütümüzün Genel Komitesi tarafýndan ele alýnarak son haline getirilmiþ bile deðildi. Daha tam deyiþle, Eylem Kýlavuzu-III, taslak metin olarak hazýrlandýðý haliyle bulunuyordu ve üzerinde en küçük bir düzeltme bile yapýlmamýþtý. Bu nedenle, örgütümüzün Genel Komitesi nin onayladýðý bir örgüt yazýsý haline gelmemiþti. Ama sað-sapma, yazýyý son haline gelmiþ bir metin olarak ele alarak eleþtirme ye giriþmiþ ve kendi saðcý görüþlerinin karþýsýnda en büyük engel olarak, her zaman, Eylem Kýlavuzu-III ü görmüþtü. Benzer durum 1980 baþlarýnda ortaya çýkan pragmatizm sapmasý açýsýndan da ortaya çýkmýþtýr. Yazýldýðý dönemin koþullarýna göre biçimlenmiþ olan metin, kendi içersinde, o dönemdeki çeþitli 8 THKP-C/HDÖ

oportünist tahrifatlara ve sapmalara karþý belli bir polemik özelliðine de sahiptir. Bu boyutu ile, kimi eleþtiriler, tarihsel olarak geçmiþin malý olmuþtur. Ama içeriði ve kapsamý ile, örgütümüzün Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi kavrayýþýný ortaya koymasýyla özel bir yere sahiptir. Eylem Kýlavuzu-III ün örgütümüz açýsýndan özel yeri, her zaman, örgüt saflarýnda ortaya çýkan sað ve pasifist eðilimlere ve sapmalara karþý bir savaþ aracý olmasýyla da sýnýrlý deðildir. Aradan geçen 17 yýla raðmen, sadece Genel Komite üyeleri için çoðaltýlmýþ beþ nüshasýnýn dýþýnda bir baþka nüshasý bulunmamaktadýr. 1978-79 arasýnda deðiþik biçimlerde çoðaltýldýðý iddia edilmiþse de (ki saðcý görüþlere sahip olan ve örgütümüzle her türlü iliþkisi kesilenlerin demagojik bir biçimde bunu ileri sürmüþlerdir. Amaçlarý örgüt tüzüðüne aykýrý davranýldýðýný kanýtlayarak, kendi aykýrý faaliyetlerini haklý ve mazur göstermektir), bugüne kadar böyle bir nüsha ortaya çýkmamýþtýr. Bugün Eylem Kýlavuzu-III ü, taslak metin olarak hazýrlandýðý haliyle yayýnlamaya karar verildiðinde, üzerinde düzeltmeler ve düzenlemeler yapýlmamýþtýr. Okuyucunun hemen göreceði gibi, Eylem Kýlavuzu-III de ifade edilen görüþler, örgütümüzün baþlangýcýndan itibaren izlediði görüþlerdir. Bu açýdan, Eylem Kýlavuzu-III, örgütümüzün uzun yýllar kendi çizgisini kararlýlýkla izlediðinin bir göstergesidir de. Yukarda da belirttiðimiz gibi, Eylem Kýlavuzu-III, yazýldýðý tarihsel koþullarýn dili ve terminolojisiyle kaleme alýnmýþtýr ve sadece Genel Komite nin deðerlendirmesi için beþ adet çoðaltýlmýþtýr. Bu nedenle pek çok örgüt üyesi tarafýndan okunmamýþtýr. Ama buna raðmen, her dönemde, sað ve pasifist eðilimlere ve sapmalara karþý, kadrolarýn örgütümüzün stratejik görüþlerine sahip çýkmasýnda bir simge olmuþtur. Bu özelliði ile örgütümüzün tarihinde en çok sözü edilen, ama okunmamýþ bir yazý olma niteliðine sahip ilk ve tek metin olmuþtur. Þüphesiz Eylem Kýlavuzu-III ün ele aldýðý kimi konular, günümüzde eski önemini yitirmiþtir. Yazýda eleþtirilen kimi örgütlenmeler, bugün ya yoktur, ya da çizgilerini çoktan terk etmiþlerdir. Bu açýdan, yapýlan eleþtiriler kendi dönemine iliþkin kalmaktadýr. Ancak her durumda, gerek örgütümüzün tarihsel geliþimini kavramak için, gerekse ülkemiz solundaki tarihsel dönüþümleri görmek için, Eylem Kýlavuzu-III belli bir iþlevi de olacaktýr. Bu THKP-C/HDÖ 9

açýdan ülkemiz devrimci mücadelesinin belli bir tarihsel kesitini vermesi açýsýndan da önemlidir. 26 Ocak Harekâtý ile 1977 yýlýnda Öncü Savaþýna baþlayan örgütümüzün, bu harekâttan itibaren kitleler tarafýndan nasýl benimsendiðini burada uzun uzun anlatmayacaðý. Ama bu harekât sonrasýnda, örgütümüzün adýnýn kamuoyunda Acilciler olarak tanýnmasý, ayný zamanda örgütümüzün tarihsel geliþimi açýsýndan özel bir yere sahip olmuþtur. 1978 yýlýnda ortaya çýkan sað-sapmanýn, örgütümüzün kamuoyunda tanýnan adýný, yani Acilciler adýný nasýl kendi sað-pasifist amaçlarý için kullandýðýný hemen herkes bilmektedir. O güne kadar örgütümüzün açýklama, bildiri ve yazýlarýnda yer alan Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi/ Halkýn Devrimci Öncüleri (Acilciler) imzasý, bu geliþmeden sonra, sadece Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi/ Halkýn Devrimci Öncüleri (THKP-C/HDÖ) olarak kullanýlmaya baþlanýlmýþtýr. Bunun temel nedeni, Acilciler adýyla yapýlmýþ bir dizi açýklama ve fiillerin, örgütümüzle hiçbir iliþkisinin olmadýðýný kamuoyuna açýk ve net bir biçimde ortaya koymaktýr. Ancak bu sað ve pasifist unsurlarýn Acilciler adýný kullanarak yaptýklarý öylesine olumsuz durumlar ortaya çýkarmýþtýr ki, Acilciler adý, bu kiþilerin fiilleri ile yýpratýlmýþ ve hatta kirletilmiþtir. Bu nedenle, örgütümüzün Genel Komitesi, Acilciler adýnýn örgütümüzün tarihindeki gerçek yerine konulabilinmesi için belirli bir zamanýn gerekli olduðuna karar vermiþtir. Ve bu zaman, ayný zamanda, Acilciler adýnýn temizlenmesi, arýndýrýlmasý demek olacaktý. Bugün þunu açýk bir biçimde ve onurla söyleyebiliriz ki, gerek Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi adý, gerekse örgütümüz tarihinde özel bir yere sahip olan Acilciler adý, örgütümüzün mücadelesinde gerçek yerine oturmuþtur. THKP-C adýna kopartýlan fýrtýnalar kadar, Acilciler adýný sömürmeye ve kendi kiþisel çýkarlarý için kullanmaya çalýþanlarýn yarattýðý bozulmalar bugün sona ermiþtir. Ve örgütümüzün THKP-C nin tek ve gerçek temsilcisi olduðu, artýk hiçbir itiraza yer vermeyecek kadar açýktýr. Eðer bugün, hala örgüt açýklamalarýnda ve yazýlarýnda THKP-C/HDÖ imzasýný kullanýyorsak, bunun tek nedeni THKP-C nin kurucu ve önder kadrolarýna duyduðumuz saygýdandýr. Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi ve Türkiye Halk Kurtuluþ Cephesi olarak Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi ne baðlý bir mücadeleyi, kendi belirlediðimiz strate- 10 THKP-C/HDÖ

jik rotaya göre sürdürmekte kararlý ve ýsrarlý olduðumuz, dost ve düþman herkes tarafýndan açýkça kabul edildiði ortadadýr. THKP- C/HDÖ (Acilciler) adý, her zaman örgütümüzün, her türlü THKP-C adýný sömürmek ya da kendi oportünist amaçlarý için kullanmak isteyenlerden farklýlýðýnýn bir simgesi olmuþtur ve olmaya devam edecektir. Yeri gelmiþken belirtelim ki, örgütümüz hiçbir dönemde ve hiçbir yerde, büyük özveriler ve kanlarla oluþturulmuþ THKP-C adý için olduðu kadar, Acilciler adý için de zora, þiddete baþvurmamýþtýr. Gerek THKP-C ile, gerekse Acilciler ile uzaktan yakýndan iliþkisi olmayanlarýn, bu isimleri kullanmalarýný engellemek pekâlâ mümkündü. Ve pekâlâ bu kesimlerin zor ve þiddet yöntemleriyle yol getirilmesi olanaklýydý. Ancak hiçbir devrimci örgüt böyle bir yönteme asla baþvuramaz ve vurmamalýdýr. Elbette ki, kendisinin ve kendi mücadelesinin farkýný kitlelere anlatmak ve göstermek durumundadýr. Ama her durumda, tarihin kaçýnýlmaz yargýsýný esas almak durumundadýrlar. Ve bu yargý, bugün tartýþýlmaz bir biçimde ortadadýr. Hâlâ gerek THKP-C adý üzerinde, gerekse Acilciler adý üzerinde hesaplarý olanlar olacaktýr. Onlara söylenenler tarih tarafýndan söylenmiþtir ve küçük hesaplarýn artýk sona ermesinin zamaný gelmiþ ve hatta geçmiþtir. Bugün, örgütümüz THKP-C/HDÖ olarak eylemini ifade etmeyi sürdürüyorsa, bunun tek nedeni THKP- C nin kurucu ve önder kadrolarýna olan tarihsel baðlýlýðýmýz ve saygýmýzdan ileri geldiðini herkes bilmelidir. Sözümüzü bitirirken belirtelim ki, Eylem Kýlavuzu-III de yer alan görüþlerimiz, zaman içersinde daha da geliþtirilmiþtir. Bu geliþimin tarihsel temellerini ortaya koymasý açýsýndan da, Eylem Kýlavuzu-III ün yayýnlanmasý gerekli olmuþtur. Kýsacasý, Eylem Kýlavuzu-III, salt tarihsel bir belge deðil, ayný zamanda örgütümüzün görüþlerinin o tarihsel dönemin söylemi içinde açýklandýðý bir metindir. YAÞASIN ÖNCÜ SAVAÞI TÜRKÝYE HALK KURTULUÞ PARTÝSÝ-CEPHESÝ YAÞASIN HALK SAVAÞI HALKIN DEVRÝMCÝ ÖNCÜLERÝ KURTULUÞA KADAR SAVAÞ GENEL KOMÝTESÝ Ocak 1995 THKP-C/HDÖ 11

MARKSÝZM-LENÝNÝZM BÝR DOGMA DEÐÝL, EYLEM KILAVUZUDUR III

GÝRÝÞ Þu anda iktidar mücadelesi yapan partimiz iktidarý alabilecek güçte ve aþamada deðildir. Ancak, düzenli or- dular savaþý aþamasýnda bütün yurt çapýnda yönetimi ele geçirmeden söz etmek mümkündür. Ve biz bugün bu aþamayý yaþadýðýmýzý asla iddia etmiyoruz. Biz sadece halkýmýzýn ihtilâlci savaþýnýn bu aþamaya gelebilmesi için gerilla savaþýnýn þart olduðunu iddia ediyor ve bu amaçla dövüþüyoruz. Evet, 1971 yýlýnda THKP I Nolu Bildirisi böyle diyordu. Bugün 1971 hareketine kaldýðý yerden devam eden THKP-C/HDÖ, 71 döneminde Mahir Çayan yoldaþ tarafýndan formüle edilmiþ olan Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi nin ýþýðýnda gerilla savaþýný sürdürmektedir. Ancak 1971 yenilgisi sonrasýnda, THKP-C nin tüm örgüt yapýsýnýn yýkýlmasý ve savaþan kadrolarýný yitirmesi, belirli bir süre durulmasýna neden olmuþtur. Bu geçici suskunluk döneminde, 71 hareketinin yenilgisini fýrsat bilen tüm revizyonist, oportünist ve pasifist gruplar sola egemen oldu. Bu revizyonist, oportünist ve pasifist gruplarýn varlýk þartý ve teorik ifadelerinin temelinde Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi ne saldýrmak yatar. Bir kýsým revizyonistler açýkça ihanetlerini sergilerken, yeni ve yepyeni oportü- THKP-C/HDÖ 15

nistler piyasaya çýktýlar. Bu yepyeni oportünistlerin en temel özelliði, 1971 silahlý devrimci hareketine sahip çýkarak, onu tahrif etmekti. Þanlý direniþ, manifesto, kanlý saldýrganlýða karþý duranlar diyerek amaçlarýný gizlemeye özel gayret gösterdiler. Oportünizmin en iðrenç ve en tehlikelisi olan bu kiþilerin gayretleri kýsa sürede açýða çýktý. Kimisi uluslararasý revizyonizmin çizgisini açýkça savunurken, kimileri de sovyet sosyal emperyalizmini keþfettiler (!). Bir kýsmý ise, 65-71 Dev-Genç in þanlý mücadelesi paravanasý ile legal olanaklarýn tükenmediðinden bahsederek gazetecilik konusunda netleþme yolunu tuttular. Bu koþullar içinde, ülkedeki teorik keþmekeþ ve kavram karýþýklýðý daha üst boyutlara sýçradý. Artýk genel Marksist-Leninist ilkeler deðil, en basit konu bile anlaþýlmaz ve anlatýlamaz hale geldi. 1971 öncesinden farklý olarak illegal örgütlenmenin gerekliliði iyice açýða çýkmasýna raðmen, illegal örgütlenme ve mücadele, en büyük saldýrý ve hakaretlere maruz býrakýldý. Bu arada yolunu iyice þaþýranlar, MÝT arþivlerine taþ çýkartýcý Acilciler listesi düzenlemeye baþladý.71 öncesi gibi gazete ve dergi çýkarma baþlý baþýna eylem haline gelirken; dernek ve sendika içinde fraksiyonlar savaþý, devrimci (!) mücadele oldu. Legal yayýn organlarýnda Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi istenildiði gibi eleþtiri lirken, THKP- C/HDÖ nin illegal faaliyetleri bu organlarda alay konusu yapýlýyordu. Oysa ki: Ýllegal propaganda yöntemlerini kýnamayý ve bununla legal basýnda alay etmeyi sosyal-demokrat parti üyeliði ile baðdaþýr saymak sosyalizme ihanettir. 1 akat Türkiye solu onca ihanetlerle karþýlaþmýþtýr ki, bu tür ihanetler hafif kalýr! Ýhanet-döneklik-pasifizm-tahrifatlar ve yeniden ihanetler. Ýþte 1971 sonrasý Türkiye solunun genel görünüþü. Bu koþullar içinde neyin doðru, neyin yanlýþ olduðunun birbirinden ayrýlmasý olanaksýzlaþtý. Ancak THKP-C/HDÖ, Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I broþürü ile bu koþullara karþý ilk çýkýþý gerçekleþtirdi. akat yara kangren olmuþtu. 1976 yýlýna girildiðinde THKP-C/HDÖ kangren olan yerleri kesip attý ve 1971 sonrasý ilk 1 Lenin, Sosyalizm ve Savaþ, s. 29 16 THKP-C/HDÖ

silahlý devrimci eylemleri gerçekleþtirdi. Genç ve tecrübesiz kadrolara sahip olan THKP-C/HDÖ, ilk deneyini yine bu yýl yaþadý. Malatya-Beylerderesi nde, 26 Ocak 1976 günü, içlerinde iki THKP-C/HDÖ merkez yöneticisinin olduðu üç yoldaþýmýz oligarþinin resmi zor güçlerince katledildiler. THKP-C örgütü 1972 Kýzýldere den sonra ikinci büyük katliamý yaþadý. Bu dönemde, soldaki saldýrý ve suçlamalar daha da artarak geliþti. Ancak örgütümüz kýsa sürede yeniden çalýþmalara baþladý ve 1976nýn son ayýnda Öncü Savaþýna bir bütün olarak baþlama kararý aldý. Ýlk olarak 26 Ocak ve 19 Þubat Harekâtý düzenlendi ve THKP/HDÖ I Nolu Bildirisi ile THKC/HDÖ I Nolu Açýklamasý yayýnlandý. Artýk zayýfta olsa, iktidar mücadelesi yapan bir örgüt mevcuttu. Þu gün savaþýn birinci aþamasýný tamamlamýþ bulunan THKP-C/HDÖ, solda geniþ bir ayrýþmayý saðladý. Ancak herþey birden ortadan kalkmaz. Belirli bir zaman, bir süreç geçmesi gerekir. Oportünizmin ve revizyonizmin etkinliði bugün hâlâ devam etmektedir. Bugünkü teorik keþmekeþ ve kavram kargaþalýðý her zamankinden daha fazla pratik önem taþýmaktadýr. Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi nin kelime kelime ele alýnýp, yorumlandýðý bir ortamda yaþanmaktadýr. Öyle ki, bu devrimci stratejinin tespitleri her türlü spekülasyona ve saldýrýya maruz kalmaktadýr. Böyle bir stratejinin olmayacaðýndan, stratejinin adýna kadar her þey oportünizm tarafýndan tahrif edilmektedir. Askerileþmiþ politik savaþ stratejileri, politikleþmiþ askeri savaþ taktikleri ortaya atýlýrken, bir çýrpýda Mao Zedung ve Giap tarafýndan formüle edilip zafere ulaþarak doðruluðunu kanýtlayan Halk Savaþý, kitlelerin mücadelesi düzeyine indirgeniverdi. Yýllardýr tartýþýlýp, sonuca baðlanmýþ Öncü Savaþý, ülkemize özgü bir taktik evre ye, ara aþama ya indirgendi. Silahlý propaganda legal olanaklarýn tükendiði bir ortamýn mücadele biçimi oldu. Marks, Engels, Lenin tarafýndan çözümlenmiþ devlet anlayýþý yeniden keþfedildi (!). aþizm konusu, devlet biçimi-özü-tipi-içeriði vs. si arasýnda, karmakarýþýk edildi. Anti-faþist mücadele anti-mhpist mücadeleye dönüþtü. Anti-emperyalist mücadele tamamen unutuldu, devrimci ajitasyon ve propaganda bezirganlýk olarak lanse edildi. Kitlelerin ekonomik-demokratik amaçlý hareketleri falanca siyasetin kadrosal hareketi haline getirildi. Suni dengeyi devam ettirmek amacý- THKP-C/HDÖ 17

na yönelik faþist milis saldýrýlarýn sonucunda yüzlerce ilerici, yurtsever ve devrimci katledilirken seyredenler; saldýrý sonrasýnda ölü paylaþým savaþlarý vermeyi ve bu amaçla karþýt fraksiyona Öncü Savaþý ilan etmeyi sosyalist ya da devrimci mücadele olarak gündeme getirdiler. Artýk sol yeni bir ölüm haberini ve katledilen ilerici-yurtsever-devrimcinin hangi fraksiyondan olduðunu öðrenmeyi bekleyenler yýðýný haline döndü. Siyasi haftalýk-15 günlük-aylýk dergilerde, bu bekleyiþe teorik açýklamalar getiren tefrikalar yayýnlýyordu. Ýþte bu ortam içerisinde, bir kez daha, Marksizm-Leninizmin bir dogma deðil, eylem kýlavuzu olduðunu sergilemek zorunlu olmuþtur. Burada konularý ele alýrken, ülkemiz solunun genel yapýsýný dikkate aldýk. Bu yüzden Halk Savaþýný ve Öncü Savaþýný detaylý bir biçimde açýkladýk. Broþür okunduðunda görülecektir ki, pek çok þey yýllar önce çözümlenmiþ sorunlarý içermektedir. Yazýmýzda mümkün olduðunca geniþ alýntý yaptýk. Bu konu da bazý spekülasyonlara yol açacaðý açýktýr. Ancak ülkemiz solunun içinde bulunduðu iliþkiler ve koþullar içinde böyle bir þeyi yapmamak, söylenenlerin hiç ama hiç anlaþýlmamasýna yol açacaktýr. Daha Halk Savaþýnýn ne olduðu bilinmediði bir ortamda, Öncü Savaþýnýn taktik ve teknik sorunlarýna deðinmek zorunluluðu bizi buna itmiþtir. Son olarak bir noktayý daha belirtelim: Broþürde bazý yerlerin Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I ile çeliþtiði ileri sürülebilir. Her þeyden önce 1975 yýlýnda yayýnlanmýþ olan Acil in bu yazýnýn temelini teþkil ettiðini en dikkatsiz bir okuyucu bile görecektir. Ancak her þey, her formülasyon belirli koþullarýn ürünüdür ve o koþullardan soyutlanamaz. Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I in yazýldýðý dönem, THKP-C/HDÖ nün asgari örgütlenmeyi sürdürdüðü dönemdir. Zorunlu olarak içerdiði konular, bu dönemin özellikleri ve amacý üzerinde yoðunlaþmayý gerektiriyordu. Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I de temel olarak Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi nin dayandýðý emperyalizm tahlili ve stratejinin genel ilkeleri ele alýnmýþtýr. Zaman içinde, hazýrlýklarýn tamamlanmasý ile Öncü Savaþýna baþlanýlmasý, bu genel tespitleri derinleþtirmiþ ve somutlaþtýrmýþtýr. Ýleri sürülebilecek olan Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I ile olan çeliþme, iþte bu þekilde genelin özgülleþmesi ve teorinin derinleþmesinden baþka bir þey deðildir. Zaten böyle 18 THKP-C/HDÖ

bir çeliþme yi ileri sürmek, geliþimi ve mücadeleyi reddetmekten baþka bir þey olmamaktadýr. Örgütümüzün tarihsel geliþimini ele alýrken bu açýkça görülür. Bu sözlerimizden çeþitli oportünistlerin büyük sevinç duyacaklarý da açýktýr. Bunlara son sözü de Lenin e býrakalým: Sosyal demokrasinin muhaliflerine son bir söz daha. Onlar bizim tartýþmalarýmýza þeytanca alkýþ tutmakta ve sinsice gülmektedirler; kuþkusuz onlar bizim broþürümüzden yalnýz partimizin baþarýsýzlýk ve kusurlarý ile ilgili bölümleri seçip kendi amaçlarý için kullanmayý deneyeceklerdir. Rus sosyal-demokratlarý daha þimdiden böylesine ufak tefek þeylerden tedirgin olmayacak kadar ve bunlara karþýn özeleþtiri görevini sürdürerek, iþçi sýnýfý hareketi büyüdükçe; kuþkusuz ve kaçýnýlmaz olarak üstesinden gelecekleri kendi yanlýþlarýný inatla sergileyecek kadar çelikleþmiþlerdir. Broþür beþ bölümden oluþmaktadýr. Birinci bölüm, en geniþ biçimde Halk Savaþý konusu iþlenmiþtir. Ýkinci bölüm, Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi nin dayandýðý emperyalizm tahlili kýsa ve öz olarak belirtilmiþtir. Daha detaylý olarak Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I ve Oligarþi broþürlerimizde yer almaktadýr. Üçüncü bölüm, Öncü Savaþý üzerinedir. Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi bütünselliði içinde, Öncü Savaþý ve silahlý propaganda detaylý biçimde ele alýnmýþtýr. Dördüncü bölüm, ülkemizde en çok konuþulan, ama en az bilinen Latin-Amerika üzerine genel bir deðerlendirmeyi içermektedir. Son bölümde ise, Türkiye deki devrimci mücadelenin geliþimi, 65-71 dönemi, 71 de THKP-C nin durumu ve THKP-C/HDÖ nün tarihsel geliþimi ele alýnmýþtýr. Yer yer çeþitli oportünist ve revizyonist görüþlerin eleþtirisine yer verilmekle beraber, temel olarak Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stratejisi konusundaki oportünist tahrifat ve suçlamalar ele alýnmýþtýr. Haziran 1978 THKP-C/HDÖ 19

BÝRÝNCÝ BÖLÜM EMPERYALÝST HEGEMONYA ALTINDAKÝ ÜLKELERDE HALK SAVAÞI ZORUNLU BÝR DURAKTIR Emperyalist hegemonya altýndaki, bütün sömürge, yarýsömürge ve geri-býraktýrýlmýþ ülkeler devriminde Halk Savaþý zorunlu bir duraktýr. Emperyalizmin deðiþik bunalým dönemlerinin, farklý iliþki ve çeliþkileri bu zorunluluðu asla ortadan kaldýrmaz. Bugün THKP-C/HDÖ nün tahlil ve tespitleri dýþýnda, tamamen unutulmuþ ve unutturulmuþ olan Halk Savaþý teori ve pratiðini kavramak gereklidir. Ancak bundan sonra Öncü Savaþý ve onun amaçlarý anlaþýlabilinir. 20 THKP-C/HDÖ

I. MÝLLÝ KRÝZ ÜZERÝNE Devrim yapmanýn ilk þartý doðru emperyalizm tahlilidir. Doðru devrimci çizginin formüle edilmesi, dünyanýn doðru biçimde yorumlanmasýdýr. Ve bundan sonra (ve ana sorun) onu deðiþtirmektir. Bu andan itibaren herþeyi kadrolar belirler, örgütsel çalýþma belirler. (Stalin) Serbest rekabetçi kapitalizmin emperyalizme dönüþmesiyle birlikte, dünya çapýnda, (genelde ya da sistemin bütününde) devrimin objektif þartlarý olgunlaþmýþtýr. Bir baþka deyiþle, üretici güçlerin geliþimi mevcut üretim iliþkileri tarafýndan engellenmektedir. Ve bu ikisi arasýndaki çeliþki antagonizma kazanmýþtýr. Bu durum emperyalizmde süreklidir ve genel niteliktedir. Ýþte biz buna sürekli ve genel bunalým adýný veriyoruz. Bu nedenle, emperyalizm, kapitalizmin sürekli ve genel bunalýmlar dönemidir. akat, emperyalizmle birlikte eþitsiz geliþim yasasý belirginleþmiþ ve bulunmuþtur. Bu yasa, devrimin asla zamandaþ olmayacaðýný, önce bir ya da birkaç ülkede olacaðýný, diðer ülkelerinde burjuva ya da burjuva öncesi dönemde kalacaðýný gösterir. Devrim emperyalist dünya zincirinin zayýf olan halkasýnda olacaktýr. Bu yüzden, sistemin bütününde, devrimin objektif þartlarýnýn olgun olmasý yeterli deðildir, ayrýca her ülkenin kendi (milli) bunalýmýný yaþamasý ve bunun krize dönüþmesi þarttýr. Öz olarak söylersek, devrimin objektif þartlarý için milli krizin varlýðý zorunludur ve bu zorunluluk eþitsiz geliþim yasasýndan kaynaklanýr (Tek ülkede devrim olma esprisi). Bilindiði gibi eþitsiz geliþim yasasý çeþitli alanlarda ortaya çýkar. Sektörler arasýnda (tarým ile sanayi), sanayi kollarý arasýnda (üretim mallarý sektörü ile tüketim mallarý sektörü), bölgeler ve ülkeler arasýnda (ülkemizde doðu ile batý, dünyada emperyalist ile sömürge ülkeler) ve emperyalist ülkeler arasýnda eþitsiz geliþim yasasý mevcuttur. Birincisi, tarým buhranýný; ikincisi, ekonomi buhraný; üçüncüsü, devrimin eþitsiz geliþimini ülkede ve dünyada ; THKP-C/HDÖ 21

dördüncüsü, yeni paylaþým savaþlarýný gündeme getirir. Ülkemizde yanlýþ olarak eþitsiz geliþim yasasý, salt dördüncü için kullanýlýr. Bunun sonucu, TDAS-I in inkarcýlýðý (!) gündeme getirilir. Sanýrýz, bizim eþitsiz geliþim yasasýnýn klâsik biçimde iþlemediði, rolünün ikincil olduðu tespitimizin dördüncü için olduðunu söylemeye gerek yok.* Yaygýn bir bilgisizlik ve unutulmuþluk da, bölgeler ve ülkeler arasýndaki eþitsiz geliþim dir. Bu unutulunca toplumun homojenliði ve silahlý eylemlerin homojen etki yaratacaðý sanýlýyor. Ve giderekte, silahlý propagandanýn yetersizliði-geçersizliði gündeme getiriliyor. Eðer eþitsiz geliþim yasasý kapitalizmin mutlak yasasý (Lenin) ise, devriminde eþitsiz geliþmesi gerekir. Özellikle emperyalist hegemonya altýndaki ülkelerde netleþen bu durum ekonomik geliþme-sosyal uyanýþ iliþkisini belirler. Sosyal uyanýþýn (yeni topluma yönelik) ekonomik geliþmeye baðýmlýlýðý, yani ekonomik geliþmenin asgari düzeye gelme gerekliliði, ekonomik geliþimin eþitsizliði nedeniyle, ülke çapýnda eþdeðerde olamaz. Bunun sonucu olarak da, kitlelerin siyasi bilince eriþimi farklý ve eþitsiz olacaktýr. (Ekonomik ve politik geliþimin eþitsizliði) Bunun pratik sonucu þudur: Toplum, toplumsal olaylara karþý homojen bir yapýya sahip deðildir. Bu nedenle, devrimci eylem ve propaganda deðiþik alanlarda ve toplum katlarýnda, deðiþik etki yaratacaktýr. Bazý bölgelerde devrimci savaþ geliþirken, bazý bölgelerde ya yeni baþlamýþtýr, ya da hiç baþlamamýþtýr. 2 Bu Halk Savaþýnda, kýzýl siyasi iktidarýn bir bütün olarak deðil, parçalý olacaðý; önce bir ya da birkaç bölgede kurulacaðý; devrimin geliþimine göre geliþip-büyüyeceði demektir (kýzýl siyasi iktidar-kurtarýlmýþ bölge). Öncü Savaþýnda ise, ülke çapýnda yapýlan eylemin, farklý alanlarda farklý etki yaratmasý, temelde * Son günlerde TDAS-I e karþý yöneltilen saldýrýlar, yeniden yoðunlaþmýþtýr. DY oportünistleri 1976 yýlýnda TDAS üzerine Birkaç Söz adlý bir illegal (!) yazý çýkartmýþlardý. Ancak yazýnýn büyük tepki ile karþýlaþmasý ve bizim Eleþtiriler Üzerine yazýmýzda gereken cevabý almalarý üzerine yazýyý piyasa dan çektiler. 2 yýllýk bir kayboluþ tan sonra, bu kez legal olarak ortaya çýktý. Ancak, pekçok yer yeniden düzeltilmiþtir. Özellikle bunalýmbuhran-kriz üzerine yaptýklarý büyük eleþtiri (!) geri alýnmýþtýr. Ve son kýsýmdaki Marksizmle uzaktan yakýndan iliþkisi olmadýðý sonucu da çýkartýlmýþtýr. Bu gerçekten DY oportünizminin ahlâk ilerlemesini gösterir. Ancak Eleþtiriler Üzerine yazýmýzdaki noktalarý kýrparak, yeniden yayýnlanan Birkaç Söz, her zaman olduðu, gibi tek emperyalizm savunuluyor lafýný geveleyip duruyor. Acil i okumuþ bir kiþi, PDA ile ilgili alýntýya yapýlan yorumda ünlem iþaretinin (!) olmamasýndan yararlanan bu baylara sadece gülmektedir. 2 Mao Zedung, Seçme Eserler, Cilt: I, Aydýnlýk Yay. 22 THKP-C/HDÖ

ekonomik ve politik geliþmenin eþitsizliði yasasýna dayanýr. Bugün, silahlý propaganda sadece sempati yaratýyor ya da yaratýlan etki (sempati) örgütlenmiyor eleþtirileri, bu yasayý anlayamadýðýndan gerçek dýþýdýr. Etkinin örgütleyici olmasý için, sempati ve güven evresinin geçilmesi gerekir. Bununda eþitsiz olacaðý açýktýr. Bazý eylemler bazý bölgelerde sempati yaratýrken, bir baþka yerde güven verebilir. Üçüncü bir bölgede ise, desteði saðlayabilir. Eþitsiz geliþim yasasýný bilen bir örgüt, çalýþmasýný buna göre ayarlar. (Bu yasa, ayný zamanda, etkinin yaratýlmasý ile etkinin örgütlenmesi arasýndaki çeliþkiyi ifade eder.) Bir ülkede milli krizin varlýðý, silahlý aksiyon (eylem) yöntemlerinin, kitleleri devrim safýna çekilmesinde kullanýlabileceði demektir. Bu ayný zamanda bir zorunluluktur. Egemen sýnýflar, ülke çapýnda bir bunalým olduðunda (ekonomik, politik ve sosyal bunalýmýn bütünleþmesidir bu) siyasal zoru askeri biçimde maddeleþtirirler. Bu ise devrim güçlerinin zora baþvurmasýný zorunlu kýlar. Aksi taktirde yenilgi ve pasifikasyon kaçýnýlmazdýr. Askeri savaþý gündeme getiren bu þartlarda, kitlelerin bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesi askeri savaþtan ayrýlamaz. Silahlý mücadele için objektif þartlarýn varolduðu durumlarda yýðýnlarý bilinçlendirme ve örgütlenme ile silahlý savaþý bu þekilde (revizyonistler gibi-b.n.) ayýrmak her çeþit oportünizmin ve pasifizmin evrensel karakteridir. 3 Geri-býraktýrýlmýþ ülkelerdeki milli krizin temelinde emperyalizme baðýmlýlýk yatar. Bu baðýmlýlýk, ülkenin iç dinamiðinin çarpýtýlmasýný getirdiðinden, ülke alt yapýsýndan (ekonomik) üst yapýsýna (politik) kadar bir milli kriz yaratýr. Milli krizinin varlýðý nedeniyle, egemen sýnýflar (ya da oligarþi), düzeni devam ettirebilmek için siyasal zoru askeri biçimde maddeleþtirmek zorundadýr. Bir baþka deyiþle, siyasal zorun askeri biçimde maddeleþmesini yaratan milli krizdir ve milli krizi yaratan da emperyalizme baðýmlýlýk ve emperyalist iþgaldir. Emperyalizmin iþgali, bizzat karþý tarafýn zora, þiddete, silaha baþvurmasý demektir. Bu ise silahlý savaþýn objektif þartlarýnýn mevcudiyeti demektir sözlerinin anlamý sanýrýz anlaþýlabilir. 3 Mahir Çayan, Devrimde Sýnýflarýn Mevzilenmesi. THKP-C/HDÖ 23

Kýsaca toparlarsak, emperyalist hegemonya altýndaki ülkelerde, iç dinamik çarpýtýlmýþ, emperyalizme (dýþ dinamik) baðýmlý kýlýnmýþtýr. Bu ise ülkedeki mevcut çeliþkileri, yani mevcut düzenin (iç dinamikle geliþmiþ) kaçýnýlmaz çeliþkilerini, daha da keskinleþtirmiþ ve sürekli hale getirmiþtir. Bu bunalým ekonomik-politik-sosyal, tüm hayatý etkilemektedir (milli kriz). Dünya devrim tarihi göstermiþtir ki, bu þartlarda düzeni sürdürebilmenin tek yolu siyasal zoru açýk hale getirmektir, yani askeri biçimde maddeleþtirmektir. Düzeni yýkmak isteyen güçler için tek yol da bu zoru parçalamaktýr. Yeni bir topluma gebe olan her toplumun ebesi zordur. (Marks) Askeri savaþ gündemdedir. Ama düzenin yýkýlabilmesi için bu objektif þartlarýn varlýðý yeterli deðildir. Ayrýca subjektif þartlar, kitlelerin bilinç ve örgüt düzeyi devrim için yeterli olmalýdýr. Ýþte, askeri savaþýn, milli kriz ve kriz nedeniyle, mevcut olduðu ülkelerde, subjektif þartlar da askeri savaþ metodlarýyla, savaþ içinde yaratýlýr. Bu, klâsik savaþ yöntemlerini geçersiz kýlar. Politikleþmiþ askeri savaþ yöntemleri gündeme gelir. Emperyalizmin iþgalinin varlýðý, bizzat karþý tarafýn zora baþvurmasý demektir. Karþý taraf zora baþvurduðu için devrimci temel politika askeri mücadeleyi temel alýr. Sýnýflarýn eyleme sokuluþu ve mücadele alanýnýn seçiliþi bu politikanýn ýþýðý altýnda olur. 4 Bir baþka deyiþle, mösyö burjuvazi ilk silahý çeken olmuþtur ve legal olanaklar bizzat burjuvazi tarafýndan yok edilmiþtir. Bugün ülkemizde pasifistler, milli krizin mevcut olmadýðýný iddia ederek, silahlý propagandaya karþý çýkmaktadýrlar. Özellikle KSD oportünizmi, silahlý propagandaya ilke olarak karþý çýkmamakta, ama þartlarýn olmadýðýný söylemektedir. DY-G oportünizmi ise bunu daha farklý yapmaktadýr. Ona göre silahlý propaganda için gerekli subjektif þartlar hazýr deðildir ve legal olanaklar tüketilmemiþtir. Kýsaca DY-G oportünizminin söylemek istediði, milli krizin boyutlarý silahlý mücadele için yeterli deðildir. Yakýndan bakýldýðýnda, birbirine küfür eden bu iki yepyeni oportünizm ayný þeyleri söylemektedirler: Ýlke olarak silahlý propagandayý kabul ediyoruz, ama milli kriz bunun için yeterli deðildir (olgun deðildir), olgun olmamasýnýn göstergesi de legal olanaklarýn tükenmemiþliðidir.* Bütün 4 Mahir Çayan, Devrimde Sýnýflarýn Mevzilenmesi. * DY-G oportünizmi, Bildirge deki evrim ve devrim aþamalarýnýn iç içe geçtiði 24 THKP-C/HDÖ