MSPD Çalışma Raporları : 2002/1. Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri 1997-2000. Yasemin Türker Kaya



Benzer belgeler
KARLILIĞIN BELİRLEYİCİLERİ ANALİZİ: TEORİ VE ORTA ÖLÇEKLİ BİR BANKA UYGULAMASI

Uluslararası Karşılaştırmalar İtibariyle Bankacılık Sektörü. Ocak 2017

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARLILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN PANEL VERİ ANALİZİ İLE İNCELENMESİ : TÜRKİYE ÖRNEĞİ

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

Uluslararası Karşılaştırmalar İtibariyle Bankacılık Sektörü. Ocak 2018

Uluslararası Karşılaştırmalar İtibariyle Bankacılık Sektörü. Ekim 2018

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Türkiye de Sigara Fiyatları ve Tüketim İlişkisi

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE GELİR-GİDER ANALİZİ VE KARLILIK PERFORMANSININ BELİRLEYİCİLERİ

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Bankacılık sektörü Mart. Mayıs 2008

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN KARLILIK ANALİZİ:

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARLILIĞIN BELİRLEYİCİLERİ

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

H. Ali Ata GİRİŞ Ekonomide yaşanan kriz sonrası dönemde bankacılık sisteminde de yeniden düzenleme ve yapılandırılmaya gidilmiştir. Böylece yaşanan kr

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

Bankacılık Sektör Ekim Raporu - 22 Kasım 2013 Sayı: 10 Sayfa: 1

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

1Ç08 finansallarında öne çıkan gelişmeler:

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

ARACILIK MALİYETLERİNE MAKRO BİR BAKIŞ

Anadolu Sigorta. 3Ç 2004 sonuçları. 26 Ekim 2004 HSBC

SESSION 2C: Finansal Krizler 381

Fon Bülteni Temmuz Önce Sen

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU NUN 31 ARALIK 2014 TARİHİ İTİBARİYLE BİTEN HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

Türk Bankacılık Sektörünü Etkileyen Makro Ekonomik Faktörlerin Ampirik Analizi

MAYIS 2012 FON BÜLTENİ

GARANTİ BANKASI 1Ç2016 Sonuçları

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU. Yatırım Ve Yönetime İlişkin Bilgiler

Türkiye de Ticari Bankaların Performansını Etkileyen Faktörler

GRAFİK LİSTESİ. Grafik I.7.

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU A. TANITICI BİLGİLER

AKBANK 3Ç2015 Sonuçları

YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

1Y08 finansallarında öne çıkan gelişmeler:

Groupama Emeklilik Fonları

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

Uluslararası gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve Bankacılık sektörü. Ocak 2013

Türkiye de Yabancı Bankaların Varlığının Yatırım ve GSMH Üzerindeki Etkisinin Analizi

Journal of Economics, Finance and Accounting (JEFA), ISSN: Year: 2015 Volume: 2 Issue: 1

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü

Halka Arz Tarihi 07/11/2008 Portföy Yöneticileri. Fon Toplam Değeri 527, Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

ING EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

2019 FAALİYET PLANI SUNUMU. 9 Ocak 2019

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

BİZİM PORTFÖY KATILIM 30 ENDEKSİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON) NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Grafik I.1.1 Küresel ve Gelişmiş Ülkelerde Büyüme Oranları Grafik I.1.2 İmalat Sanayi PMI Endeksleri... 6

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 08 /

Rapor N o : SYMM 116/

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

Finans Portföy Yönetimi A.Ş. tarafından yönetilen

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları. Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

LİKİDİTE VE KARLILIK ARASINDAKİ İLİŞKİ İMKB 100 İMALAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE AMPİRİK BİR ÇALIŞMA

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

Yatırım Ve Yönetime İlişkin Bilgiler

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ

Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Türkiye Bankacılık Sistemi 1, 2 Eylül 2007

BİZİM PORTFÖY BİRİNCİ KİRA SERTİFİKASI KATILIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT-KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

ING EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

BİZİM PORTFÖY İKİNCİ KİRA SERTİFİKASI KATILIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Sayı: / 10 Ekim 2012 EKONOMİ NOTLARI. Türkiye nin Net Döviz Pozisyonu 1. Doruk Küçüksaraç Özgür Özel Sinem Uçarkaya

Bankacılık Aylık Görünüm

2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması

Bankacılık sektörü 2010 Ocak-Eylül dönemindeki gelişmeler. Ekim 2010

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri ,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

YATIRIM. Ders 3: Portföy Teorisi. Bölüm 1: Problemi Oluşturmak

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi 5. Hafta


BİZİM PORTFÖY İNŞAAT SEKTÖRÜ KATILIM HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON) NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A.

7. Orta Vadeli Öngörüler

ALLIANZ HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

Rapor N o : SYMM 116 /

ING EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU A. TANITICI BİLGİLER

Bölüm 7 Risk Getiri ve Sermayenin Fırsat Maliyetine Giriş. Getiri Oranı. Getiri Oranı. İşlenecek Konular

Grafik I.3. ABD Enflasyon, İşsizlik ve Fed Bilanço Büyüklüğü Değişiminin Gelişimi 2

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

Halka Arz Tarihi Portföy Yöneticileri

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A

Haziran 2011 Finansal Sonuçları. Konsolide Olmayan Veriler

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

Türkiye de Bankacılık Sektörü

VAKIF PORTFÖY BIST30 ENDEKSİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

BANKA KÂRLILIĞININ BELİRLEYİCİLERİ: DÖNEMİ TÜRK MEVDUAT BANKALARI ÜZERİNE BİR İNCELEME

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

FİBA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

Transkript:

MSPD Çalışma Raporları : 2002/1 Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri 1997-2000 Yasemin Türker Kaya Mali Sektör Politikaları Dairesi Haziran 2002

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU MSPD Çalışma Raporları No: 2002/1 Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri 1997-2000 Yasemin Türker Kaya * Haziran 2002 Bu çalışma Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluğu yazarına aittir. * Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Uzmanı E-Mail: yturker@bddk.org.tr Tel: + 90 312 455 6784 Fax:+ 90 312 424 1749

Türk Bankacılık Sisteminde Karlılığın Belirleyicileri: 1997 2000 Özet 15 Mayıs 2001 tarihinde kamuya açıklanan Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Türk bankacılık sisteminin süregelen yapısal sorunlarını aşmaya yöneliktir. Bu programın temel amaçları, bankacılık sisteminin mali ve operasyonel yapısının güçlendirilmesi ve sistemdeki etkinliğin ve rekabetin kalıcı olarak yerleştirilmesidir. Programın başarısıyla birlikte, şu ana kadar üzerinde fazlaca durulmamış olan sektörün karlılığı ve etkinliği konularının daha fazla önem kazanacağı beklenmektedir. Bu bağlamda bankacılık sisteminde karlılığın belirleyicilerinin analitik bir çalışmayla araştırılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Çalışmada 1997-2000 dönemi için panel data kullanılarak karlılık göstergelerinin (net faiz marjı, aktife göre getiri, özkaynağa göre getiri) mikro ve makro belirleyicileri, Ho ve Saunders (1981) tarafından geliştirilen iki aşamalı yaklaşım kullanılarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen tahmin sonuçlarına göre, net faiz marjının temel mikro belirleyicileri olarak özkaynaklar, likidite, personel harcamaları, mevduatlar ve piyasa payı; makro belirleyicileri olarak ise enflasyon ve konsolide bütçe açığı anlamlı bulunmuştur. Aktife göre getirinin temel mikro belirleyicileri olarak özkaynak, likidite, personel harcamaları, krediler, kötü aktifler ve mevduatlar elde edilmiştir. Aynı değişkenin makro belirleyicileri olarak ise enflasyon ve konsolide bütçe açığı anlamlı bulunmuştur. Yapılan tahmin sonuçlarına göre, özkaynağa göre getirinin bankacılık sektörüne özgü belirleyicileri olarak özkaynaklar, menkul değerler cüzdanı, likidite, personel harcamaları, krediler, mevduatlar, yabancı para pozisyonu ve piyasa payı anlamlı bulunmuştur. Makro belirleyiciler arasında ise enflasyon, konsolide bütçe açığı ve reel faiz anlamlı bulunmuştur. Değerlendirme ve yorumları için Zeynep Ada Eroğlu, Ercan Türkan ve Ahmet Akıncı ya teşekkür ederim.

Determinants of Profitability in Turkish Banking System: 1997-2000 Abstract This paper studies the determinants of profitability indicators using panel data during the period 1997-2000 for Turkish banking sector. A two-step approach is applied to measure the relative importance of the micro and the macro elements to determine profitability. Within the micro determinants; capital, liquidity, personnel expenditures, deposits and market share are found to have a significant influences on net interest margins. Among the macro variables, inflation and budget deficits have significant effect on net interest margins. The results suggest that capital, liquidity, personnel expenditures, loans, nonperforming loans and deposits are the micro determinants of return on assets (ROA). In addition, inflation and the budget deficits have significant contribution among the macro variables. The findings of this study also revealed that, the most important contributors of return on equity (ROE) are capital, securities portfolio, liquidity, personnel expenditures, loans, deposits, FX position and market share. Inflation, budget deficits and real interest rate are found significant impacts on ROE.

İÇİNDEKİLER I. GİRİŞ... 1 II. METODOLOJİ... 2 III. MODEL... 2 IV. ÇALIŞMADA KULLANILAN DEĞİŞKEN SETİNİN TANITIMI... 3 V. TAHMİN SONUÇLARI... 4 A. Birinci Aşama Regresyon Sonuçları... 4 B. Birinci Aşama Regresyon Sonuçlarına İlişkin Değerlendirme... 6 C. İkinci Aşama Regresyon Sonuçları... 10 D. İkinci Aşama Regresyon Sonuçlarına İlişkin Değerlendirme... 12 VI. GENEL DEĞERLENDİRME... 13 KAYNAKLAR... 16

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 1 I. GİRİŞ 1980 lerin başından itibaren uygulamaya konulan serbestleşme politikaları, Türk bankacılık sisteminde de etkisini göstermiş ve bu politikaların sonucu olarak pek çok olumlu gelişme yaşanmıştır. Mali serbestleşme ile birlikte sisteme giriş imkanları genişlemiş, bunun sonucu olarak banka sayısında ve istihdamda ciddi artış yaşanmıştır. Rekabet ve dünya mali piyasalarıyla bütünleşme sonucu bankaların hizmet çeşitliliği artmıştır. Ancak, bütün bu olumlu gelişmelere rağmen Türk bankacılık sistemi özkaynak yetersizliği, kamu bankalarının sistemdeki ağırlığının yarattığı bozucu etkiler, küçük ölçekli ve parçalı bankacılık yapısı, bankaların yetersiz iç kontrol ve risk yönetimi sistemleri, banka bilançolarındaki saydamlığın yetersizliği, zayıf aktif kalitesi gibi taşıdığı yapısal sorunlar nedeniyle temel fonksiyonu olan aracılık hizmetlerini etkin ve yeterli ölçüde yerine getirmekten hızla uzaklaşmış ve sistemik risklere karşı duyarlılığı artmıştır. Bu yapısal sorunlara ilaveten, genel makroekonomik ortamdaki istikrarsızlıkların da etkisiyle bankacılık sektörü son dönemde ciddi bir krizin içine girmiştir. 15 Mayıs 2001 tarihinde kamuya açıklanan Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Türk bankacılık sisteminin yukarıda belirtilen yapısal sorunlarını aşmaya yöneliktir. Bu programla bankacılık sisteminin mali ve operasyonel yapısının güçlendirilmesi ve sistemdeki etkinliğin ve rekabetin kalıcı olarak yerleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu programın başarılı olmasıyla birlikte, bankacılık sisteminde karlılığın ve etkinliğin sürdürülmesinin daha da önem kazanacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda, bankacılık sisteminde karlılığın belirleyicilerinin analitik bir çalışmayla ortaya konmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Çalışmanın temel motivasyonunu da bu düşünce oluşturmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde metodoloji, üçüncü bölümde ise bankacılık sektöründe karlılığın belirleyicilerinin tespitinde kullanılan model sunulmaktadır. Dördüncü bölümde ise çalışmada kullanılan değişken seti tanıtılmaktadır. Çalışmaya ilişkin tahmin sonuçları beşinci bölümde verilmekte ve elde edilen sonuçlar değerlendirilmektedir. Son bölüm ise genel değerlendirmeye ayrılmıştır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 2 II. METODOLOJİ Çalışmada Ho ve Saunders (1981) tarafından geliştirilen iki aşamalı yaklaşım (two-step approach) kullanılmıştır. Bu yaklaşımın ilk aşamasında bankaların karlılık göstergeleri (net faiz marjı, aktife göre getiri, özkaynağa göre getiri), eldeki panel data setinde yer alan bankacılığa özgü açıklayıcı değişkenler (mikro değişkenler) ve zaman kukla değişkenleri (time dummies) kullanılarak tahmin edilmektedir. Kullanılan metoda göre birinci aşama tahmin sonucunda elde edilen zaman kukla değişkenleri ve sabit değişkenin katsayıları toplamı, sistemdeki saf karlılığı/saf faiz marjını (pure spread) göstermektedir. İkinci aşamada ise saf karlılık bağımlı değişken olarak kullanılarak makroekonomik belirleyicileri araştırılmaktadır. Bu tahmin sonucunda elde edilen sabit terim makro ve mikro değişkenler tarafından açıklanamayan yapısal faktörleri temsil etmektedir. Saunders ve Schumacher (2000), Brock ve Suarez (2000), Afanasieff ve diğerleri (2001) bu yaklaşımı kullanan çalışmalara örnek olarak verilebilir. III. MODEL Ampirik çalışmanın ilk aşamasında tahmin edilen denklem aşağıda sunulmaktadır. k = α + δd + β + ε (1) it X it Bu denklemde k it bankaların karlılığını (i=1,...,n banka sayısı; t=1,...,t dönem sayısı) temsil eden bağımlı değişkeni ; D dönemsel (T dönem için) kukla değişken vektörünü, X it bankacılık sektörüne özgü mikro açıklayıcı değişkenler vektörünü, ε it ise istatistiksel hata terimini göstermektedir. Tahmin sonucunda elde edilen katsayılar ise α, δ, ve β ile gösterilmektedir. Yukarıda tahmin edilen denklemden saf karlılık; it sk t =α+δ t formülüyle hesaplanmakta ve ampirik çalışmanın ikinci aşamasında makroekonomik göstergeler kullanılarak açıklanmaktadır. İkinci aşamada tahmin edilen denklem aşağıda sunulmaktadır. sk = φ + γz + u t t t (2)

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 3 Bu denklemde sk saf karlılığı, Z t makro değişken vektörünü, u t ise istatistiksel hata terimini göstermektedir. Denklemde tahmin edilen katsayılar ise φ ve γ ile gösterilmiştir. IV. ÇALIŞMADA KULLANILAN DEĞİŞKEN SETİNİN TANITIMI Çalışmada TC Merkez Bankası Bankalar Gözetim Sistemi Tekdüzen Raporlama Paketinde yer alan özel ve kamu bankalarına ait dönemsel veriler kullanılmıştır. Dolayısıyla veri seti panel data özelliği taşımaktadır. Tahmin dönemi olarak 1997-2000 seçilmiş olup çalışmada kullanılan banka sayısı 44 tür. Çalışmada kullanılan bağımlı değişkenler, açıklayıcı mikro değişkenler aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. ve makro Tablo 1: Değişken Tanımlamaları DEĞİŞKENLER AÇIKLAMA Bağımlı Değişkenler NFM Net faiz marjı (net faiz gelirleri/toplam varlıklar) ROE Net özkaynak getirisi (net gelir/toplam özkaynaklar) ROA Net varlık getirisi (net gelir/toplam varlıklar) Açıklayıcı değişkenler (mikro) SER Toplam özkaynak/toplam varlıklar LIK Likit varlıklar/toplam varlıklar MDC Menkul değerler cüzdanı/toplam varlıklar NPL Tahsili gecikmiş alacaklar (net)/toplam varlıklar PER Personel harcamaları/toplam varlıklar FDG Toplam faiz dışı giderler/toplam varlıklar KRE Toplam krediler/toplam varlıklar MEV Toplam mevduatlar/toplam varlıklar PAY Toplam varlıklar/sektör toplam varlıkları YPP (YP yükümlülükler-yp varlıklar)/toplam varlıklar DUMKAMU Kamu bankaları için kukla değişken Açıklayıcı değişkenler (makro) ENF ortalama yıllık enflasyon KBD Dönemsel konsolide bütçe açığı/gsmh (çeyrek nominal) BUY Ortalama yıllık büyüme RFA Reel faiz oranı (O/N faiz dönem ortalaması-ortalama yıllık enflasyon)/(1+ortalama yıllık enflasyon) Çalışmada kullanılan değişkenlerin tahmin dönemine ait tanımsal istatistikleri aşağıda sunulmaktadır. 1 1 Tabloda yer alan değerler verisi bulunan bankalar kullanılarak hesaplanmıştır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 4 Tablo 2: Değişkenlere İlişkin Tanımsal İstatistikler ORTALAMA MEDYAN STANDART SAPMA NFM 0.04 0.04 0.05 ROE 0.04 0.14 1.49 ROA 0.01 0.01 0.07 SER 0.11 0.09 0.11 LIK 0.25 0.21 0.13 MDC 0.15 0.13 0.09 NPL 0.03 0.01 0.14 PER 0.02 0.02 0.02 FDG 0.04 0.04 0.03 KRE 0.36 0.36 0.13 MEV 0.57 0.62 0.20 YPP 0.14 0.09 0.14 PAY 0.03 0.01 0.04 ENF 0.74 0.73 0.15 KBD 0.22 0.22 0.09 BUY 0.03 0.05 0.06 RFA -0.02-0.07 0.13 V. TAHMİN SONUÇLARI A. Birinci Aşama Regresyon Sonuçları Bağımlı Değişken: NFM Metot: GLS-Genelleştirilmiş En Küçük Kareler (yatay kesit ağırlıklı) Örneklem Dönemi: 1997:1 2000:4 Kullanılan toplam yatay kesit sayısı: 44 Toplam panel gözlem sayısı: 583 (dengelenmemiş) Değişken Katsayı Std. Hata t istatistiği C 0.020 0.010 1.961 SER 0.152 0.016 9.580 MDC -0.004 0.008-0.456 LİK 0.033 0.012 2.806 PER 0.705 0.214 3.299 KRE 0.014 0.010 1.488 MEV -0.048 0.003-17.684 NPL -0.064 0.095-0.673 PAY 0.179 0.025 7.004 DUMKAMU -0.007 0.005-1.556 YPP 0.015 0.006 2.477 İstatistikler R 2 0.768 Bağımlı değişken ort. 0.065 Adj.R 2 0. 758 St. hata ( bağımlı değ.) 0.060 Std. hata (regresyon) 0.029 Hata kareleri toplamı 0.480 F-istatistiği 73.879 Durbin-Watson ist. 0.942

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 5 Bağımlı Değişken: ROA Metot: GLS-Genelleştirilmiş En Küçük Kareler (yatay kesit ağırlıklı) Örneklem Dönemi: 1997:1 2000:4 Kullanılan toplam yatay kesit sayısı: 44 Toplam panel gözlem sayısı: 583 (dengelenmemiş) Değişken Katsayı Std. Hata t ist. C 0.000 0.011-0.036 SER 0.247 0.114 2.157 MDC 0.013 0.012 1.116 LIK 0.037 0.006 5.779 PER -0.959 0.277-3.459 KRE 0.032 0.008 4.058 MEV -0.038 0.004-10.267 NPL -0.119 0.015-8.133 PAY 0.087 0.053 1.629 YPP 0.005 0.005 0.894 DUMKAMU 0.009 0.008 1.026 İstatistikler R 2 0.780 Bağımlı değişken ort. 0.029 Adj.R 2 0.770 St. hata (bağımlı değ.) 0.063 Std. hata (regresyon) 0.030 Hata kareleri toplamı 0.507 F-istatistiği 78.916 Durbin-Wat son ist. 1.047 Bağımlı Değişken: ROE Metot: GLS-Genelleştirilmiş En Küçük Kareler (yatay kesit ağırlıklı) Örneklem Dönemi: 1997:1 2000:4 Kullanılan toplam yatay kesit sayısı: 44 Toplam panel gözlem sayısı: 583 (dengelenmemiş) Değişken Katsayı St. Hata t ist. C 0.057 0.022 2.607 SER -0.483 0.050-9.645 MDC 0.390 0.019 21.096 LIK 0.807 0.038 20.984 PER -2.606 0.614-4.244 KRE 0.474 0.025 18.826 MEV -0.491 0.014-33.929 NPL 0.222 0.152 1.468 PAY 1.605 0.091 17.695 YPP 0.157 0.021 7.381 DUMKAMU 0.043 0.014 2.985 İstatistikler R 2 0.698 Bağımlı değişken ort. 0.667 Adj.R 2 0.684 St. hata (bağımlı değ.) 1.264 Std. hata (regresyon) 0.710 Hata kareleri toplamı 281.313 F-istatistiği 51.395 Durbin -Watson ist. 1.455

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 6 Tablo 3: Birinci Aşama Regresyon Sonuçlarına İlişkin Özet Tablo NFM ROA ROE SER + * + ** - * MDC - + + * LIK + *** + * + * PER + * - * - * KRE + + * + * NPL - - * + MEV - * - * - * YPP + + + * PAY + * + + * DUMKAMU - + + * Açıklamalar * ** *** ile gösterilen değişkenler %1 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. ile gösterilen değişkenler %5 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. ile gösterilen değişkenler %10 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. B. Birinci Aşama Regresyon Sonuçlarına İlişkin Değerlendirme 1. Bankaların toplam özkaynaklarının toplam varlıklara oranını temsil eden SER değişkeni ile NFM ve ROA arasında pozitif ilişkiler bulunurken, ROE ile negatif bir ilişki elde edilmiştir. Bankaların yüksek sermaye oranlarına sahip olması, sağlam bir mali bünyeye sahip olduklarını göstermektedir. Yüksek sermayeyle çalışan bankaların sermayelerindeki artış ödeyememe/temerrüde düşme risklerini (default risk) azaltarak, fonlama maliyetlerini düşürmekte ve bunun sonucu olarak faiz marjları ve karlılıkları artmaktadır. 3. denklemde, ROE değişkeniyle SER arasında elde edilen negatif ilişki, sermaye arttıkça, sermayeye göre karlılığın düştüğünü göstermektedir. Her üç denklemde de SER değişkeni için elde edilen katsayılar istatistiksel olarak anlamlıdır. Uluslararası literatür incelendiğinde, Abreu ve Mendes (2001), Brock ve Suarez (2000), Saunders ve Schumacher (2000), Demirgüç-Kunt ve Huizinga (1999) tarafından yapılan çalışmalarda benzer sonuçlar elde edildiği görülmüştür. Guru ve diğerleri (1999) tarafından yapılan çalışmada ise sermaye/toplam varlıklar ile ROE arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Yazarlara göre, yüksek sermaye/toplam varlıklar oranı bankalar için düşük kaldıraç oranı dolayısıyla düşük riskin göstergesi olmakta ve düşük risk de düşük getiri ile sonuçlanmaktadır. 2. Bankaların menkul değerler cüzdanının toplam aktiflere oranını gösteren MDC değişkeniyle NFM arasında negatif bir ilişki bulunurken, ROA ve ROE değişkenleriyle pozitif ilişkiler elde edilmiştir. Ancak ilk iki denklemde elde edilen katsayılar istatistiksel olarak anlamlı değildir. MDC ile ROE ve MDC ile NFM

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 7 arasında elde edilen pozitif ilişkiler menkul değerler cüzdanındaki büyümenin bankaların karlılığını artırdığını göstermektedir. Bilindiği gibi, 1990 lı yılların başından itibaren kamunun artan borçlanma ihtiyacı bankacılık sektörü tarafından finanse edilmiş ve bankalar asli aracılık hizmetlerinden uzaklaşarak risksiz bir plasman alanı olarak görülen DİBS portföylerini genişletmişlerdir. 2 Kamu kağıtlarının yüksek getiriye sahip olması, bankaların faiz marjlarını ve karlılıklarını artırmalarını sağlamıştır. MDC ile karlılığı temsil eden ROA ve ROE arasındaki ilişkilerin farklı işaretlerde ve anlamlılık düzeylerinde olması, bu ilişkinin robust (dirençli, duyarsız) bir yapıda olmadığını göstermektedir. Daha önce Türker-Kaya (2001) tarafından yapılan çalışmada da menkul değerler cüzdanının toplam varlıklar içindeki payının artmasının net faiz marjını artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. 3. Bankaların likit varlıklarının (MDC dışında) toplam aktiflere oranını gösteren LIK değişkeni ile karlılık göstergeleri arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. LIK ile NFM arasındaki pozitif ilişki, bankaların düşük getirili likit varlık tutmalarının faiz marjlarını açmalarına yardımcı olduğunu göstermektedir. LİK değişkeni ile karlılık göstergeleri (ROA, ROE) arasındaki ilişkilerin pozitif olması ise bankaların faiz marjlarındaki açılmayı karlılıklarına da yansıtabildikleri şeklinde yorumlanmıştır. Her üç denklem de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Literatürde yer alan çalışmalar incelendiğinde, Brock ve Suarez (2000) tarafından yapılan çalışmada benzer sonuçlar elde edilirken, Afanasieff ve diğerleri (2001) tarafından yapılan çalışmada likidite ile net faiz marjı arasında negatif ilişki bulunmuştur. Yazarlar bu sonucu, yüksek likiditenin bankaların likidite riskini düşürdüğünü ve bunun sonucu olarak bankaların açtıkları krediler üzerindeki faiz marjını indirdikleri şeklinde yorumlamışlardır. Bu noktada vurgulanması gereken bir husus bankaların likidite durumunun karlılıkla ilişkisinin dönem bağımlı olabileceğidir. Bankaların belirsizliğin yüksek olduğu bir ortamda likit kalma istekleri rasyonel bir davranış olarak yorumlanabilecekken, düşük belirsizlik ortamında likit kalmanın benzer şekilde değerlendirilmesi güç olabilecektir. 4. Bankaların personel harcamalarının toplam aktiflere oranını gösteren PER değişkeni ile karlılık göstergeleri arasındaki ilişki litaratürde iki farklı şekilde yorumlanmıştır. Aydoğan ve Çapoğlu (1989) tarafından yapılan çalışmada personel harcamalarının toplam aktiflere oranı bankacılık sektöründe verimliliğe ilişkin göstergeler arasında insan gücü faaliyetlerindeki etkinliği gösteren değişkenler alt 2 Türkiye de bankaların menkul değerler cüzdanının ortalama yüzde 70-80 lik kısmı devlet iç borçlanma senetlerinden (DİBS) oluşmaktadır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 8 grubunda yer almaktadır. Bu bağlamda, PER değişkenini işgücü verimliliğini gösteren bir değişken olarak değerlendirmek mümkündür. Ancak aynı değişken kimi çalışmalarda bankaların operasyonel (işletme) giderlerinin en önemli kalemi olması nedeniyle bir maliyet unsuru olarak da değerlendirilebilmektedir (Demirgüç- Kunt ve Huizinga,1999). Elde edilen tahmin sonuçlarına göre, PER değişkeni ile NFM değişkeni arasında pozitif bir ilişki, bankaların işletme giderlerindeki artışları faiz marjlarına yansıtabildiklerini göstermektedir. Ancak PER değişkeni ile ROA ve ROE arasında elde edilen ilişkilerin negatif olması, bankaların yüksek personel giderlerinden doğan maliyetleri faiz marjına benzer şekilde müşterilerine dolayısıyla karlılıklarına yansıtmada başarısız olduklarını göstermektedir. PER değişkeninin işgücü verimliliği göstergesi olarak değerlendirilmesi durumunda, karlılık göstergeleriyle elde edilen negatif ilişkinin, işgücü verimliliği arttıkça (PER düştükçe) karlılığın arttığı şeklinde yorumlanması mümkündür. Her üç denklem de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Daha önce Guru ve diğerleri (2000) ve Demirgüç-Kunt ve Huizinga (1999) yapılan çalışmalarda karlılık göstergeleri ile PER arasında negatif ilişki bulunmuştur. Bu çalışmalarda elde edilen sonuçlar, bankaların yüksek işletme giderleriyle çalışmalarının (etkin olmayan bankalar) karlılıklarını düşürdüğü şeklinde yorumlanmıştır. Abreu ve Mendes (2001) tarafından yapılan çalışmada ise bankaların toplam istihdam giderleriyle net faiz marjları arasında pozitif bir ilişki elde edilmiştir. Yazarlar, bankaların operasyonel maliyetlerini temsil eden istihdam giderlerindeki artışa net faiz marjlarını artırarak karşılık vermelerinin bankaların ayakta kalmaları için zorunlu olduğu değerlendirmesini yapmışlardır. Aynı çalışmada, toplam istihdam giderleri ile ROA/ROE arasında beklenen negatif ilişki elde edilmiş ancak denklem istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. 5. Bankaların kredi portföylerinin toplam aktiflere oranını gösteren KRE değişkeni ile üç denklemde kullanılan bağımlı değişkenler arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bu ilişki, bankaların kredi portföylerindeki genişlemeyi yüksek faiz marjlarına ve karlılığa dönüştürebildiklerini göstermektedir. Bu bağlamda, bankaların izledikleri kredi politikalarının karlılık performanslarını olumlu etkilediği söylenebilir. Üç denklemde de elde edilen katsayılar istatistiksel olarak anlamlıdır. Karlılığın belirleyicileri üzerine daha önce yapılan çalışmalardan Abreu ve Mendes (2001), Demirgüç-Kunt ve Huizinga (2001) de benzer sonuçlar elde edilmiştir. Demirgüç-Kunt ve Huizinga (1999) da yapılan çalışmada ise toplam krediler/toplam varlıklar ile net faiz marjı arasında pozitif bir ilişki elde edilirken,

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 9 toplam krediler/toplam varlıklar ile vergi öncesi kar/toplam varlıklar arasında negatif bir ilişki elde edilmiştir. 6. Bankaların n et tahsili gecikmiş alacaklarının toplam aktiflere oranı (NPL) ile faiz marjı ve karlılık göstergeleri arasında yapılan regresyonlardan, yalnızca ROA ile yapılan tahmin istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Buna göre, bankaların kötü aktifleri arttıkça, karlılıkları düşmektedir. Brock ve Suarez (2000) tarafından yapılan çalışmada da faiz marjları ile kötü aktifler arasında negatif bir ilişki bulunmuş ve bu sonuç yazarlar tarafından iki şekilde yorumlanmıştır. Birincisi, yetersiz karşılık politikaları sonucu artan kötü aktifler, bankaların gelirlerinin ve dolayısıyla faiz marjlarının düşmesine neden olmaktadır. İkinci yorum ise özellikle yüksek kötü aktife sahip bankaların büyüyen bu problemden bir an önce kurtulmak için marjlarını indirdikleri şeklindedir. Ancak, bu durum bankacılık sistemini denetleyen otoritenin sorunlu bankaları kapatmadığı ve yüksek risk-yüksek büyüme stratejisini teşvik edebileceği varsayımının geçerliliğine bağlı olmaktadır. Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı kapsamında bankaların kötü aktiflerinin çözümlenmesine yönelik mevcut çabaların Türk bankacılık sisteminin karlılığının sürdürülebilirlik kazanmasına da katkıda bulunacağı düşünülmektedir. 7. Bankaların toplam mevduatlarının toplam aktiflere oranını gösteren MEV değişkeni ile faiz marjı ve karlılık değişkenleri arasında ters yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç, bankaların yabancı kaynakları arasında yüksek maliyete sahip olan mevduatların payının artmasının, faiz marjlarının daralmasına ve karlılığın düşmesine neden olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Bu bağlamda, bankaların kaynak maliyetlerindeki artışı nihai fiyatlarına ve dolayısıyla tüketicilere yansıtmada başarısız oldukları yorumu da yapılabilmektedir. Tahmin sonucunda elde edilen katsayılar istatistiksel olarak anlamlıdır. 3 8. Yapılan tahmin sonuçlarına göre, bankaların yabancı para net açık pozisyonlarının (yabancı para yükümlülükler-yabancı para varlıklar) toplam aktiflere oranını gösteren YPP değişkeni ile net faiz marjı, ROA ve ROE değişkenleri arasında pozitif ilişki bulunmaktadır. Ancak bu ilişkilerden yalnızca ROE ile YPP arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır. Türk bankaların son yıllarda yüksek kur riski üstlenerek karlılıklarını artırdıkları gözönünde tutularak, bankaların açık pozisyonlarını temsil etmesi amacıyla konulan YPP değişkenindeki artışın 3 Bankaların mevduat ve özkaynak dışındaki yabancı kaynaklarının karlılık göstergeleriyle ilişkisi araştırılmış ancak tahmin edilen her üç denklem de istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığından gösterimde yer almamıştır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 10 (bankaların pozisyon açmasının) bankaların karlılığını artırması anlamlı bulunmuştur. 9. Bankaların toplam varlıklarının sektör toplam varlıklarına oranı (PAY) ile NFM, ROA ve ROE arasında elde edilen pozitif ilişkilerden, PAY ile ROA arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. İstatistiksel olarak anlamlı bulunan diğer iki ilişki bankaların piyasa payları, dolayısıyla piyasa güçleri arttıkça faiz marjlarını açabildiklerini ve karlılıklarını artırabildiklerini göstermektedir. Afanasasieff ve Lhacer (2001) tarafından yapılan çalışmada banka büyüklüğüyle faiz marjı arasında, Guru ve diğerleri (2000) tarafından yapılan çalışmada ise bankaların piyasa payları ile karlılıkları arasında pozitif ilişki bulunmuştur. Yine literatürde yer alan Demirgüç-Kunt ve Huizinga (1999) tarafından yapılan çalışmada banka yoğunlaşma oranı ile banka karlılığı arasında ve banka büyüklüğüyle faiz marjları arasında pozitif ilişkiler elde edilmiştir. 10. Türk bankacılık sisteminde yer alan bankaların sermaye yapılarına göre kamu ve özel bankalar olarak ayrıştırılmasının bankaların faiz marjını ve karlılıklarını etkileyip etkilemediklerinin araştırılması amacıyla, kamu bankaları için 1, özel bankalar için 0 değeri alan bir kukla değişken (DUMKAMU) tahmin sürecine dahil edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, bu kukla değişken ile faiz marjı ve ROA arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak anlamlı bulunmamış ancak ROE ile istatistiksel olarak anlamlı, pozitif bir ilişki elde edilmiştir. Son yıllarda mali bünyeleri önemli ölçüde bozulan kamu bankalarının bu süre boyunca sistem üzerinde yarattığı bozucu etkiler ve istikrarsızlıklar dikkate alındığında, sistemde özel bankalara göre daha karlı çalıştıkları şeklinde yorumlanabilecek bu sonuç ihtiyatla karşılanmakla birlikte bu duruma geçtiğimiz dönemde kamu bankalarının artan görev zararlarına yürüttükleri yüksek faizler sonucu sahip oldukları sanal karlılığın neden olduğu düşünülmektedir. C. İkinci Aşama Regresyon Sonuçları Çalışmanın metodoloji bölümünde anlatıldığı gibi birinci aşama tahmin sürecinde zaman kukla değişkenleriyle sabit terimin toplanmasıyla elde edilen saf faiz marjı/saf karlılık değişkenleri, ikinci aşamada makro değişkenlerle açıklanmaktadır. Aşağıda birinci aşama tahminleri sonucunda elde edilen saf faiz marjı/saf karlılık değişkenlerinin tanımsal istatistikleri verilmiştir. Buna göre, 1997-2000 yılları arası dönemsel verilerle yapılan tahmin sistemdeki ortalama saf faiz

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 11 marjının (SFM) %2, saf ROA in (SROA) %2 ve saf ROE nin (SROE) ise %4 olduğunu göstermektedir. 4 Tablo 4: Saf Faiz Marjı/Saf Karlılık Tanımsal İstatistikler SFM SROA SROE Ortalama 0.018 0.007 0.040 Medyan 0.017 0.006 0.048 Std. Sapma 0.013 0.014 0.095 Gözlem sayısı 16 16 16 Daha önce belirtildiği gibi, ikinci aşamada birinci aşama sonucu elde edilen saf faiz marjı ve saf karlılık göstergelerinin makro belirleyicileri araştırılmaktadır. İkinci aşamaya ilişkin tahmin sonuçları aşağıda sunulmaktadır. Bağımlı Değişken: SFM Metot: En Küçük Kareler Gözlem Dönemi: 1997:1 2000:4 Gözlem Sayısı: 16 Değişken Katsayı Std. Hata t ist. Olasılık C -0.048 0.020-2.321 0.041 ENF 0.069 0.024 2.909 0.014 KBD 0.079 0.031 2.533 0.028 BUY -0.019 0.040-0.478 0.642 RFA 0.031 0.023 1.362 0.200 İstatistikler R 2 0.336 Durbin-W atson ist. 1.952 Adj.R 2 0.094 F ist. 1.391 Std. Hata (regresyon) 0.013 Hata kareleri toplamı 0.002 Bağımlı Değişken: SROA Metot: En Küçük Kareler Gözlem Dönemi: 1997:1 2000:4 Gözlem Sayısı: 16 Değişken Katsayı Std. Hata t ist. Olasılık C -0.062 0.027-2.319 0.0407 ENF 0.067 0.028 2.376 0.0368 KBD 0.099 0.042 2.355 0.0382 BUY -0.043 0.047-0.914 0.3803 RFA 0.016 0.023 0.698 0.4995 İstatistikler R 2 0.392 Durbin-Watson ist. 1.827 Adj.R 2 0.172 F ist. 1.778 Std. hata (regresyon) 0.013 Hata kareleri toplamı 0.002 4 İkinci aşama tahmin sürecine geçmeden birinci aşamada elde edilen denklemlerdeki istatistiksel olarak anlamlı bulunmayan değişkenler ayıklanmıştır, dolayısıyla en az %10 anlamlılık düzeyindeki değişkenlerin yer aldığı denklem setinden saf faiz marjı ve saf karlılık değişkenleri hesaplanmıştır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 12 Bağımlı Değişken: SROE Metot: En Küçük Kareler Gözlem Dönemi: 1997:1 2000:4 Gözlem Sayısı: 16 Değişken Katsayı Std. Hata t ist. Olasılık C -0.449 0.181-2.481 0.0305 ENF 0.526 0.197 2.666 0.0220 KBD 0.528 0.294 1.797 0.0999 BUY -0.079 0.345-0.229 0.8232 RFA 0.326 0.152 2.149 0.0547 İstatistikler R 2 0.386 Durbin-Watson ist. 1.744 Adj.R 2 0.163 F ist. 1.729 Std. hata (regresyon) 0.090 Hata kareleri toplamı 0.089 Tablo 5: İkinci Aşama Regresyon Sonuçlarına İlişkin Özet Tablo SAFFM SAFROA SAFROE C - ** - ** - ENF + ** + ** + ** KBD + ** + ** + *** BUY - - - RFA + + + *** Açıklamalar * ** ile gösterilen değişkenler %1 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. ile gösterilen değişkenler %5 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. *** ile gösterilen değişkenler %10 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. D. İkinci Aşama Regresyon Sonuçlarına İlişkin Değerlendirme 1. SFM, SROA ve SROE değişkenleriyle enflasyon arasında pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Bu sonuç, literatürde yer alan bazı çalışmalarda elde edilen bulgularla aynı yöndedir (Demirgüç-Kunt ve Huizinga, 1999; Demirgüç-Kunt ve Huizinga, 1999; Brock ve Suarez, 2000; Afanasieff ve Lhacer, 2001). Buna göre, bankalar enflasyon altında gelirlerini giderlerinden daha fazla artırmaktadırlar. 2. Kamunun maliye politikalarının bankacılık sektöründeki karlılık üzerine etkilerini araştırmak için konulan KBD değişkeni anlamlı sonuçlar vermiştir. Kamunun mali dengelerinde bozulma KBD değişkenindeki artışla temsil edilmekte olup, bu durum bankaların karlılıklarını artırmaktadır. Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde kamunun mali dengelerinin sürekli bozulması (kamu açıklarının artması), kamunun mali piyasalarda artan fon ihtiyacını doğurmuş ve bunun sonucu olarak kamu, yüksek iç borçlanma faizleriyle ve özellikle bankacılık sektöründen borçlanmıştır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 13 Bankalar da geleneksel aracılık hizmetlerinden ziyade kamuya borç vermeyi daha risksiz ve karlı bulmuşlardır. 3. GSMH büyümesi (BUY) ile karlılık göstergeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilememiştir. Ancak elde edilen negatif ilişkiler literatürde yer alan kimi çalışma sonuçlarıyla örtüşmektedir (Brock ve Suarez, 2000; Afanasieff ve Lhacer 2001). Bu çalışmalarda büyüme ile karlılık göstergeleri arasındaki negatif ilişki, ekonomi büyüdükçe bankaların aracılık maliyetlerinin düştüğü şeklinde yorumlanmıştır. Bunun en önemli nedeni olarak, büyümeyle birlikte sistemde rekabetin artması ve makroekonomik istikrarın sağlanması görülmektedir. Literatürde büyümeyle faiz marjları arasında pozitif ilişkilerin elde edildiği çalışmalar da bulunmaktadır (Afanasieff ve Lhacer, 2001; Demirgüç-Kunt ve Huizinga, 1999). Elde edilen sonuçlar bankaların ekonominin genelindeki büyümeyle birlikte artan kredi talepleri karşısında faiz marjlarını artırdıkları şeklinde yorumlanmıştır. 4. Reel faiz oranıyla karlılık göstergeleri arasında pozitif ancak istatistiksel olarak zayıf ilişkiler elde edilmiştir. Tahmin edilen denklemlerden yalnızca saf ROE nin modellendiği denklemde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir. Buna göre reel faiz oranlarındaki artış bankaların karlılıklarını olumlu yönde etkilemektedir Daha önce Demirgüç-Kunt ve Huizinga (1999) tarafından yapılan çalışmada da reel faizler ile faiz marjı ve karlılık arasında pozitif ilişkiler elde edilmiştir. Türkiye örneğinde geçtiğimiz dönemde kamunun borçlanma gereğindeki artış sistemde oluşan reel faizleri yukarı çekmiş ve bankalar kamunun temel fon sağlayıcısı durumuna gelmişlerdir. Bunun sonucu olarak bankalar daha karlı ve risksiz bir plasman alanı olarak gördükleri menkul kıymetler portföylerini genişletirken, kredi arzlarını azaltma yoluna gitmişlerdir. Tahmin döneminde reel faizlerin nispeten düşük olmasının, elde edilen ilişkilerin istatistiksel zayıflığının nedeni olduğu düşünülmektedir. VI. GENEL DEĞERLENDİRME Bu çalışmada karlılığın temel göstergeleri olarak kabul edilen net faiz marjı, aktife göre getiri ve özkaynağa göre getiri değişkenlerinin belirleyicileri literatürde yer alan iki aşamalı yaklaşım kullanılarak araştırılmıştır. Elde edilen tahmin sonuçlarına göre net faiz marjının temel mikro belirleyicileri olarak özkaynaklar, likidite, personel harcamaları, mevduatlar ve piyasa

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 14 payı anlamlı bulunmuştur. Aynı değişkenin makro belirleyicileri olarak enflasyon ve konsolide bütçe açığı anlamlı görülmektedir. Aktife göre getirinin temel mikro belirleyicileri olarak özkaynak, likidite, personel harcamaları, krediler, kötü aktifler ve mevduatlar elde edilmiştir. Makro belirleyiciler olarak ise enflasyon ve konsolide bütçe açığı anlamlı bulunmuştur. Yapılan tahmin sonuçlarına göre, özkaynağa göre getirinin bankacılık sektörüne özgü belirleyicileri olarak özkaynaklar, menkul değerler cüzdanı, likidite, personel harcamaları, krediler, mevduatlar, yabancı para pozisyonu ve piyasa payı anlamlı bulunmuştur. Enflasyon, konsolide bütçe açığı ve reel faiz anlamlı bulunan makro belirleyicilerdir. Mikro ve makro değişkenlerin karlılık üzerindeki açıklayıcılık gücü tanımlayıcı istatistikler aracılığıyla değerlendirilmiştir. Buna göre mikro ve makro değişkenler faiz marjı ve aktife göre getiri değişkenlerini yaklaşık benzer ağırlıklarla belirlerken, özkaynağa göre getirinin modellenmesinde makro değişkenlerin belirleyiciliğinin daha yüksek olduğu görülmektedir. 5 Üç farklı karlılık göstergesinin belirleyicileri birarada değerlendirildiğinde, %10 anlamlılık düzeyinde robust (duyarsız, dirençli) bir yapı gösteren mikro belirleyiciler olarak özkaynaklar, likidite, personel harcamaları ve mevduatlar, makro belirleyici olarak da enflasyon ve konsolide bütçe açığı görülmektedir. Bu çalışmanın bankacılık sektörüne yönelik politika uygulamaları üzerine muhtelif katkısının yukarıda sunulan belirleyicilerin değerlendirilmesi yoluyla olacağı düşünülmektedir. Örneğin, çalışmada elde edilen sonuçlar bankaların karlılık performanslarında kalıcılığı sağlamak için güçlü bir sermaye yapısının şart olduğunu göstermektedir. Bir diğer bulgu bankaların operasyonel yeniden yapılanmasının öneminin ortaya konmasıdır. Bankaların personel harcamalarında etkinliği sağlamadaki başarıları karlılıklarının temel belirleyicilerinden biri olmaktadır. Benzer şekilde, bankaların likidite yönetimindeki başarıları karlılık göstergeleri üzerinde etkili olmaktadır. Türk bankacılık sisteminde temel kaynak durumundaki mevduatlar, diğer yabancı kaynaklara göre yüksek kaynak maliyetine sahiptir (Ada- Eroğlu, 2001). Bu bağlamda, mevduatların toplam yabancı kaynaklar içerisindeki 5 Bu amaçla çalışmada kullanılan bağımlı değişkenlerin Tablo 2 ve Tablo 4 de sunulan tanımlayıcı istatistikleri kullanılmıştır. Mikro ve makro belirleyicilerin genel açıklayıcılık gücünün hesaplanmasına örnek vermek gerekirse; tahmin döneminde faiz marjı %4.49 iken saf faiz marjı %1.85 olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla mikro değişkenler ortalama faiz marjının %58.9 unu ((0.0449-0.0185)/0.0449*100), makro değişkenler ise kalan %41.1 ini açıklamaktadır. Benzer şekilde, mikro değişkenlerin net varlık getirisi için açıklayıcılık gücü %48.7, net özkaynak getirisi için açıklayıcılık gücü ise %6.5 olmaktadır.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 15 payının ve mevduat maliyetinin azaltılması yönünde politikalar geliştirilmesinin, bankaların karlılık performanslarını olumlu etkileyeceği ve sistemdeki etkinliği artıracağı beklenmektedir. Bu çerçevede, Merkez Bankasının zorunlu karşılıklara faiz ödemesi, mevduat faizi üzerinden alınan gelir vergisi stopaj oranının uzun vadeli mevduat lehine düşürülmesi gibi yeni düzenlemeler, mevduatın maliyetinin azaltılmasına katkıda bulunmuştur. Ayrıca, mevduatların ortalama vadesinin uzatılması ve bu yolla bankaların varlık ve yükümlülükleri arasındaki vade uyumsuzluğunu gidermeye yönelik politikalar geliştirilmesi, bankaların aracılık fonksiyonlarını etkili bir şekilde yerine getirmesine yardımcı olacaktır. Makro belirleyiciler arasında enflasyonun robust bir yapı göstermesinin geleceğe dönük politikaların oluşturulmasında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu düşünülmektedir. Dezenflasyon sürecini başarıyla tamamlamış olan ülke örnekleri incelendiğinde (İsrail, Brezilya, Meksika gibi) düşük enflasyon ortamına geçişle birlikte, bu ülkelerde yüksek oranlı reel kredi genişlemesinin gerçekleştirildiği görülmektedir (IMF, 2000). Bu bağlamda, hali hazırda uygulanmakta olan stand-by programının başarısıyla sağlanacak olan düşük enflasyon ortamında, bankaların karlılıklarını sürdürmek ve kalıcı yapmak için geleneksel aracılık hizmetlerine ağırlık verecekleri düşünülmektedir.

Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri: 1997-2000 16 KAYNAKLAR Abreu M. ve V. Mendes (2001): Commercial bank interest margins and profitability: evidence for some EU countries, City University Economics Department, Preliminary Draft Ada-Eroğlu, Z. (2001): Türk bankacılık sisteminde kaynak maliyeti, BDDK Mali Sektör Politikaları Dairesi Çalışma Raporları, 2001/5 Afanasieff, T. S., P. M. Lhacer ve M. Nakane (2001): The determinants of bank interest spread in Brazil, XXIX Encontro Nacional de Economia, 11-14/12/2001, Salvador da sunulan seminer makalesi Aydoğan, K. ve G. Çapoğlu (1989): Bankacılık sistemlerinde etkinlik ve verimlilik: uluslararası bir karşılaştırma, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları: 397 Barajaz, A., R. Steiner ve N. Salazar (1999): Interest Spreads in Banking in Colombia, 1974-96, IMF Staff Papers, Vol.46, No.2 Brock, P. L. ve L. R. Suarez (2000): Understanding the behaviour of bank spreads in Latin America, Journal of Development Economics, Vol.63, 113-134 Demirgüç-Kunt A. ve H. Huizinga (2001): The taxation of domestic and foreign banking, Journal of Public Economics, 79, 429-453 Demirgüç-Kunt A. ve H. Huizinga (1999): Determinants of commercial bank interest margins and profitability: some international evidence, The World Bank Economic Review, Vol.13, No.2, 379-408 Guru, B.K., J. Staunton ve Balashanmugam (1999): Determinants of commercial bank profitability in Malaysia, 12th Annual Finance and Banking Conference, 16-17 Aralık 1999, Sidney, Avustralya da sunulan konferans makalesi Ho T. S. Y. ve A. Saunders (1981): The determinants of bank interest margins: theory and emprical evidence, Journal of Financial and Quantatitive Analysis, 16, 518-600 IMF (2000): Turkey: Selected Issues and Statistical Appendix, IMF Staff Country Report No: 00/14 Saunders, A. ve L. Schumacher (2000): The determinants of bank interest margins: an international study, Journal of International Money and Finance, 19, 813-832 Türker-Kaya, Y. (2001): Türk bankacılık sisteminde net faiz marjının modellenmesi, BDDK, Mali Sektör Politikaları Dairesi Çalışma Raporları, 2001/4