Nurettin KALDIRIMCI MEKTUBU



Benzer belgeler
Konuyla ilgili, görüş ve düşüncelerimi, aşağıdaki başlıklar altında sizinle paylaşmak istiyorum:

Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu. Doç. Dr. A. Barış BARAZ

REKABET HUKUKU TEORİSİ

REKABET HUKUKU ve KOBİLER. Neşe Nur Onuklu

Yrd. Doç. Dr. Nesrin AKIN SUNAY Doğuş Üniversitesi Hukuku Fakültesi Ticaret Hukuku ABD May 2016-Trier

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

STANDART VE STANDARDİZASYON

Dikkat!... burada ilk ünite gösterilmektedir.tamamı için sipariş veriniz SATIŞ TEKNİKLERİ KISA ÖZET KOLAYAOF

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ETKİLİ YÖNETİMİ

Tarımın Anayasası Çıktı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

I. Dünya Savaşı öncesi dağıtım ve satış yönlü

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

TÜRKİYE DE TÜM YÖNLERİYLE ATIK YÖNETİMİ PANELİ. Rekabet Hukuku Kapsamında Yetkilendirilmiş Kuruluşlar

SCA Davranış Kuralları

4054 SAYILI REKABETİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN ŞERHİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

REKABET KURUMU REKABET RAPORU ÖZETİ Ahmet ÇELİK

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

Sigortacılık Etik İlkeleri

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

İdari Yargının Geleceği

REKABET KURUMU, ÖZERKLİK VE İŞLEVSELLİK

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

2014 Rekabet Mektubu

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

Mal ve hizmet müşterileri, işletmeler ve daha. sunumlarının yaratılması, benimsetilmesi, örgütler ve bireyler tarafından örgütsel

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

FAKTORİNG SEKTÖRÜ ETİK İLKELERİ

Pazarlamanın Önemi. Toplumsal açıdan önemi. İşletmeler açısından önemi. Para Uzmanlık Pazar - 1. BBY 465, 6 Ekim 2015

(3) Ray Sigorta A.Ş. bünyesinde, her seviyede sürdürülen, iç ve dış seçme ve yerleştirme uygulamaları bu yönetmelik kapsamındadır.

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

SAĞLIK HİZMETLERİ PAZARLAMASI

Dijital pazarlama bir satış yöntemi değil; ulaşılan sonuçları sayesinde satış artışı sağlayan, bir ilişkilendirme ve iletişim sürecidir.

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

Türkçe'de daha çok yenilik olarak kullanılan, Latince innovatus'tan türetilen, İngilizcede innovation sözcüğü karşılığında inovasyon kelimesi

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u

DOĞAN GRUBU SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Indorama Ventures Public Company Limited

CODE DE CONDUITE DU GROUPE GROUPAMA GROUPAMA GRUBU ETİK ŞARTLARI

SAĞLIK HİZMETİ GERİ ÖDEMELERİ VE YALIN UYGULAMALAR GENEL SAĞLIK SİGORTASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MART 2017

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

ELEKTRİK PİYASASINDA BUGÜN İTİBARİYLE KARŞILAŞILAN TEMEL SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Aralık 2015

Üniversite ile Sanayi Arasındaki Köprüler: Teknoloji Transfer Arayüzleri. Mahmut Kiper TTGV, Başuzman

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI. A. Banu Demirbaş. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum...

Pazarlama: Tanım, Tarihçe, Kavramlar

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

İŞLETMELERİN AMAÇLARI. İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar

Teknoloji Geliştirmede ve Eğitimde Üniversite Sanayi İşbirliği

KENTSEL YAŞAM KALİTESİ DERNEĞİ. Binalar Ağaçlardan Yüksek Olmasın

İŞLETME YÖNETİMİ VE ORGANİZASYONDA TEMEL KAVRAMLAR

PAZARLAMA KARMASINDA TUTUNDURMA VE YENİ TUTUNDURMA STRATEJİLERİ PAZARLAMA İLKELERİ

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

GİRİŞİMCİNİN GÜNDEMİ

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - Altunışık, R., Özdemir, Ş. & Torlak, Ö. (2012). Modern Pazarlama.

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

DEVLET TEŞVİKLERİ HIRSIZLIĞI TEŞVİK EDİYOR!..

Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK GENEL SAĞLIK SİGORTASI VERİLERİNİN GÜVENLİĞİ VE PAYLAŞIMINA İLİŞKİN BİRİNCİ BÖLÜM

DOLAR YÜZDE 30 İÇ PİYASA YÜZDE 100 ARTTI

İNTEGRAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. ÇIKAR ÇATIŞMALARI POLİTİKASI

AR& GE BÜLTEN. Otomotivde Yeni Dönem! Otomotiv Sektöründeki Rekabet Koşulları Yenileniyor!

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

TARSUS TİCARET BORSASI

Yapı Kredi Finansal Kiralama A. O. Ücretlendirme Politikası

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİ (PZL208U)

MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİ

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

(H o ş g e l d i n i z)

Elektronik ticaret e-ticaret

Canan Ercan Çelik TEİD, Yönetim Kurulu Üyesi Borusan Holding Kurumsal Fonksiyonlar Başkanı

ALKOLLÜ İÇKİLERİN SATIŞINA VE SUNUMUNA İLİŞKİN GETİRİLEN YENİ DÜZENLEMELER RGT: 04/08/2017. Mevzuat 14/08/2017. Av. Çağlar Kaçar,

İÇİNDEKİLER. Önsöz... Birinci Bölüm TÜRK ÖZEL HUKUKUNUN DAYANAKLARI

Ankara, Türkiye. Başkanları 26 Şubat- 2 Mart 2007

Indorama Ventures Public Company Limited

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Türkiye de Yazılım Sektörü Tanıtım Sunumu. Murad Tiryakioğlu Afyon Kocatepe Üniversitesi

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

Transkript:

nı a k ş a B mu u r ın u n K I t C e M b I a R LDI Rek A K n i t t Nure. r D. f o Pr T E B A K E R 2013 U B MEKTU

2013 Yılı Rekabet Mektubu, bilgi amaçlı olarak hazırlanmış olup, Rekabet Kurumu nun onayı olmaksızın çoğaltılabilir, dağıtılabilir, kısmen veya tamamen kullanılabilir.

Sayın Yetkili, Değerli Okuyucu, Rekabet Kurumu Başkanı olarak size sunduğum bu Beşinci Mektup, önceki yıllarda da ifade ettiğimiz üzere, Kurum olarak üstlendiğimiz kamu görevini en iyi şekilde yerine getirme çabasının bir ürünüdür. Bu çabanın içinde, başarılı olmak arzusu kadar sizleri bilgilendirme ve desteğinizi sağlamak amacı da vardır. Bu yılki Mektup un ana temasını Rekabet Politikası ve Tüketicinin Korunması İlişkisi olarak seçtik. Mektup, esas itibariyle, rekabetçi ortam ile tüketici hak ve menfaatleri arasındaki ilişkileri açıklamak için kaleme alınmıştır. Konuya ilişkin olarak bugüne kadar edindiğimiz bilgi ve deneyimi sizinle paylaşmayı görev ve sorumluluk telâkki ettiğimizi ifade etmek isterim. Sosyal statüsü, meslek ve meşguliyeti ne olursa olsun, üretilen mal ve hizmetleri talep eden ve tüketen her bireyin ortak paydası tüketici olmaktır. Tüketici refahı ile toplumsal gelişme, bu iki olgu ile de rekabetçi düzen arasında karşılıklı bir etkileşim ve sebep sonuç ilişkisi vardır. Bu açıdan, hem toplumsal hayat hem de kamu yönetimi çerçevesinde, rekabet hukuku ve politikası ne kadar önemli araçlar ise tüketici haklarının korunması ve geliştirilmesi de o ölçüde zorunludur. Toplum ve birey olarak, âdil bir rekabet ortamının varlığı ve işleyişinin ne anlama geldiğini ve tüketici hukukunun önemini bilmek durumundayız. Bir başka açıdan ifade etmek gerekirse, bu kavram ve olgulara dair duyarlılığı; hak ve menfaatlerimizi bilmeyi, sorumluluk ahlâkı ve bilinçli davranışların gerekliliğini kastediyorum. Etkin uygulanan bir rekabet politikası, piyasaların daha rekabetçi bir yapıya kavuşmasını sağlarken, teşebbüsleri yenilik yapmaya, daha ucuz ve daha kaliteli ürünler üretmeye zorlayacaktır. Böyle bir ortam, teşebbüslerin rekabet gücünü artırdığı gibi, tüketicilerin özgürlük ve güçlerini de artırarak, tüketici refahının yükselmesine hizmet edecektir. Yine bu süreçte, tüketicilerin bilinçlenmeleri, kârı, kazanmayı ve büyümeyi hak etmiş teşebbüslerin ödüllendirilmesini; başarısız teşebbüslere itibar edilmemesi ise piyasaların daha iyi çalışmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla, iyi belirlenip doğru uygulandığında, rekabet ve tüketici politikaları birbirlerini besleyip güçlendirecek, bunun sonucunda da toplumsal gelişme ve bireysel refah artacaktır! Mektup la, esas hedef kitlemiz ve paydaşımız olarak kabul ettiğimiz bütün vatandaşlarımıza ve küçük büyük bütün teşebbüslere bir mesaj vermek istiyoruz. Ayrıca, sivil toplum örgütlerine, siyasetçilere ve diğer kamu yöneticilerimize de mesajımızı ulaştırmak için çaba göstereceğiz. Mektubumuzun duyurulmasını, medyanın ve ilgili bütün kuruluşların bir sosyal sorumluluk projesi olarak algılamalarını umuyoruz. Mektup un, hayat kalitemizi artırma veya daha iyiye ulaşma yolu nda yararlı bir araç olmasını temenni ediyor, bu vesileyle en derin selam ve saygılarımı sunuyorum. Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI Başkan

2013 REKABET MEKTUBU Yeni Dünya, Yeni İnsan, Yeni Yönetim Küreselleşmenin büyük bir dönüşüm yaşattığı çağımızın modern toplumları, bugün eskisinden çok daha hür ve güçlü olan bireyi esas alarak her anlamda yönetim sistemlerini gözden geçirmek durumundadırlar. Nitekim ünlü Amerikalı İktisatçı Thomas L. Friedman 2007 yılında yazdığı Dünya Düzdür adlı eserinde, dünyanın artık yuvarlak değil düz olduğunu ilan ederken, bu sıra dışı çıkışı ile başta internet devrimi olmak üzere 21. yüzyılı şekillendiren unsurların, küreselleşmeyi ve rekabeti esaslı biçimde etkilediğine ve dünyanın merkezine bireyi koyduğuna dikkat çekmektedir. Bu yeni süreç, dünyada sadece demokrasileri daha açık hale getirmek ve güçlendirmek gibi bir sonuç doğurmamış, vatandaşları/bireyleri, sadece siyasi ve sosyal alanda değil, ekonomik hayatta da güçlü tüketici olarak yeniden konumlandırmıştır. İyi yönetilmek isteyen, iyi yönetim hakkı na sahip bireylerin bulunduğu toplumların siyasi ve bürokratik sisteme yönelik talepleri artmıştır. Bu talep ve beklentiler, kurum ve kuruluşların daha başarılı ve duyarlı, yöneticilerin daha yetenekli ve sorumlu olmalarını zorunluluk haline getirmiştir. İnsan ihtiyaçlarını karşılamak için mal ve hizmet üreten çağdaş teşebbüsler rekabet ortamında yarışır, kâr etmeye çalışır, ayakta kalma hesabı yaparken, bu yeni süreçte, tüketici odaklı, ahlâk ve hukuk temelli bir yaklaşımı benimsemek zorundadırlar. Hukukîlik, şeffaflık, öngörülebilirlik, ekonomiklik, katılımcılık, sorumluluk ve hesap verebilirlik gibi kavramlarla ifade edilen etkili yönetim ya da yönetişim, kamuya veya özel sektöre ait bütün organizasyonlar için sürdürülebilirlik şartı olmuştur. Tüketici Duyarlılığı Artıyor, Rekabetçi Ortam Gelişiyor Günümüz dünyasında, bir yandan siyasi, sosyal ve kültürel dönüşümler yaşanır; bireyler öne çıkar, demokrasiler kaçınılmaz biçimde katılımcılık yönünde dönüşürken, ekonomik hayatta tüketicilerin yeri ve rolü, yeni bir egemenlik olgusunu gündeme getirmiştir. Bu yeni egemenlik, tahtında tüketicinin oturduğu ve öncekilerden çok daha farklı ve özgürlükçü bir sistemdir. Bu sistem, tam olarak olmasa bile, ekonomik anlamdaki gücü şirketlerin elinden alarak tüketici egemenliğine doğru gelişen bir süreci başlatmıştır. Yeni zamanlarda, artık, sadece siyaset ve bürokrasi kurumu değil ekonomi dünyasının aktörleri olan teşebbüsler de tüketicinin sesine kulak vermek zorundadırlar. 1

Tüketici egemenliği, bir ülkede hangi malların ne kadar üretileceğine tüketicilerin karar vermesini, yani kaynak tahsisini tüketicilerin yönlendirmesini ifade eder olmuştur. Piyasa ekonomisinin üstünlüğü, bu talep ve eğilime, diğer sistemlerden daha iyi cevap verebilmesinden kaynaklanmaktadır. Toplumların refah düzeylerinin yükseltilmesi tüketici egemenliğinin en etkin biçimde tesis edilmesine bağlıdır. Bu şekilde toplumun ekonomik kaynakları tüketici ihtiyaçlarının temini için kullanılabilecektir. Böyle bir sistemde, tüketicilerin almak istedikleri ürünler tüketicilerin istedikleri miktar ve kalitede üretilecek, böylece hem ihtiyaçların tatmini sağlanacak hem de ekonomik kaynakların israf edilmesinin önüne geçilecektir. Tüketici egemenliğinin sağlanabilmesi için olmazsa olmaz koşul rekabetçi bir piyasadır. Çünkü tüketicinin egemen olmadığı yarışmacı olmayan piyasalarda hangi malın ne kadar, ne zaman, hangi kalitede üretileceğine karar verenler, üreticilerdir. Oysa rekabetçi piyasalarda, üreticiler artık, nihai karar birimi değil, öngörü ve hesap birimidirler. Diğer yandan, başarılı olmaya çalışan teşebbüsler arasındaki tüketici odaklı yarış, daha güçlü teşebbüslerin ortaya çıkmasına da imkan vermiştir. Âdil Rekabet Ortamı Tüketiciye Ne Kazandırır? Rekabetçi anlayışın ya da serbest piyasacı yaklaşımın niçin tercih edilmesi gerektiğine dair tartışmalar bitmese de, bu yaklaşımı benimseyenlerin ortak noktası, böyle bir yaklaşımın, ülke ve toplumların kalkınma ve gelişmesi açısından etkin olduğu şeklindeki varsayımdır. Çoğu ülke ve toplum tarafından benimsenen bu anlayış ya da yaklaşımın genel kabul gördüğü ve bütün dünyada uygulanmaya çalışıldığı da herkesçe bilinmektedir. Ulaşılmak istenilen ekonomik kalkınma ve gelişmeden beklenen pratik sonuçlardan en önemlisi, bireylerin ya da vatandaşların ya da tüketicilerin refahı; hayat standardı ya da kalitesinin yükselmesidir. Bir başka açıdan, rekabet kurallarının nihâi hedefi, tüketicinin refah düzeyini artırmak amacıyla ve bu kuralların uygulanması suretiyle tüketiciye sağlanabilecek her türlü faydadır, denilebilir. Bu faydalar tüketicinin önüne farklı biçimlerde çıkmaktadır: Düşük Fiyat ve Yüksek Kalite: Teşebbüsler rekabetçi ortamda ayakta kalabilmek için fiyatlarını düşürmekte ve ürün kalitelerini artırmaktadır. Maliyetlerini aşağı çekemeyen, fiyat ve kalite bakımından rakiplerinin gerisine düşen teşebbüsler pazar paylarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Seçim Özgürlüğü: Rekabetçi bir ortam, ürün ve marka çeşitliliği demektir. Tüketici pek çok alternatif arasından istediği fiyat ve kalitedeki ürünü seçme şansına sahiptir. 2

Müşteri/Tüketici Memnuniyeti: Rekabetçi ortamda ayakta kalmak, kâr edip büyümek isteyen teşebbüsler, tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarına cevap vermek, tüketicilerin zararlarını karşılamak, onları bilgilendirmek, sattıkları mal ve hizmetlerin gerektirdiği hizmetleri yapmak, ekonomik olduğu kadar psikolojik açıdan da onları memnun etmek gibi sorumluluklar üstleneceklerdir. Kısaca ifade etmek gerekirse, âdil rekabet ortamında, Müşteri velinimettir! Teknolojik İyileşme ve Gelişme: Teşebbüsler rekabetçi bir ortamda pazar paylarını artırabilmek için mevcut ürünlerini geliştirmek ya da yeni ürünler üretmek durumundadırlar. Hayatımızı kolaylaştıran birçok ürünün varlığı, teşebbüsler arasındaki bu yarışın bir sonucudur. Teknolojik gelişmelerle, mal ve hizmet üretiminde sağlanan iyileşmeler, sağlıklı ve güvenli bir çevrenin ortaya çıkmasına da katkıda bulunacaktır. Rekabetçi Düzenin Gerekliliği ile Tüketici Haklarının Korunması ve Geliştirilmesine Dair Hukukî Temel Nedir? Tarihi süreç içinde bir zorunluluk ya da toplumsal bir tercih olarak ortaya çıkan ve serbest rekabeti kurumsallaştırmayı amaçlayan rekabet hukuku, esas olarak ülkelerin iktisadi kalkınma ve gelişmesini ve bu durumun sürdürülebilirliğini hedefler. Kuralsız ve âdil olmayan bir rekabet anlayışı ve ortamının yol açtığı olumsuz sonuçlar, sonuçta devletin/kamunun müdahalesini gerektirmiş, piyasaların disipline edilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Rekabetçi sistem, tüketici için daha fazla mal ve hizmet, daha düşük fiyat ve daha yüksek kalite demektir. Bu rekabetçi sistemi ortadan kaldırmaya yönelik her hamle, aslında, tüketicinin ya da bireyin özgürlüğüne indirilmiş bir darbe niteliğindedir. Tüketicinin egemenliğine gölge düşürecek türden rekabet ihlalleri, tüketicileri istedikleri malı, istedikleri kadar, istedikleri çeşitlilikte, istedikleri zaman, istedikleri yerde, farklı beğeni ve zevklere göre elde etme imkânından mahrum bırakacaktır. Rekabetin olmadığı ya da rekabetin ihlal edildiği durumlarda, mal ve hizmetlerin fiyatları belirlenirken, tüketicilerin o mala ya da hizmete atfettikleri önem dikkate alınmaz. Gerçek talebe göre şekillenmeyen böyle bir piyasada tüketici istediği mal ve hizmete ulaşmak için uzun zaman bekler ya da talebi dışında belirlenmiş âdil olmayan fiyatlarla karşılaşır. Tüketicinin ve rekabetin korunması arasındaki bu yakın ilişkiye Anayasamızda da dikkat çekilmektedir. Anayasa nın 167. maddesi Devlet, para, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler ; 172. maddesi ise Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder hükümlerini içermektedir. 172. maddenin gerekçesi- 3

ne bakıldığında, tüketicilerin korunmasının toplumsal bir problem olduğu ve bu alanda alınacak tedbirlerin hem tüketicileri koruyacak hem de üretici ve satıcıları rekabete yönlendirecek nitelikte olması gerektiği belirtilerek tüketicinin fiyat ve kalite açısından korunmasının serbest rekabet şartlarının sağlanması ve tekel ve kartellerin önlenmesi ile güvenceye alınabileceğinin vurgulandığı görülmektedir. Bu bağlamda, rekabetle ilgili 4054 sayılı, tüketicilerin korunması ile ilgili olarak da 4077 sayılı Kanunlar çıkarılmıştır. Tüketici hakları, insan hakları alanındaki gelişmelerin somut uzantılarından biridir. Ülkemizin de onayladığı, Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakları Bildirgesine göre tüketiciler, temel ihtiyaçların karşılanması, sağlık ve güvenlik, bilgilendirilme/eğitilme, zararların tazmini, sağlıklı bir çevrede yaşama, ekonomik çıkarların korunması, seçme ve temsil edilme/örgütlenme başlıkları altında toplanabilecek temel haklara sahiptir. Rekabet Kurumu nun Temel Görevi ve Sorumluluğu Nedir? Rekabet Kurumu nun varlığı, ülkemizdeki siyasi sistemin, hukuk devleti anlayışı ve demokrasi ile kamu yönetimi ve ekonominin, çağdaş dünya çizgisinde geliştiğinin göstergelerinden biridir. Anayasamızın 167. maddesinin gereğini yerine getirmek üzere TBMM tarafından kabul edilen ve rekabet hukukunun temel zeminini teşkil eden 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun un 1. Maddesi, amacın ne olduğunu belirlemektedir: Bu Kanun un amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır. Kanun un 20. maddesi ise, Rekabet Kurumu nun niçin teşkil edildiğini açıklamaktadır: Mal ve hizmet piyasalarının, serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu Kanun un uygulanmasını gözetmek ve Kanun un kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve mâli özerkliğe sahip Rekabet Kurumu teşkil edilmiştir. Bu durumda, Kurum olarak, Misyonumuz, rekabet ortamının sağlanması, korunması ve geliştirilmesidir şeklinde belirleyip benimsediğimiz temel amaç, varlık gerekçemizi gösterir nitelikte anlamlı ve yol gösterici bir rehber olmaktadır. Kanunla tanımlanmış bu görevimizi yerine getirirken, rekabet ihlallerini önlemek amacıyla sadece soruşturma açıp gerekirse ceza vermek yeterli olmamakta, bunun yanında rekabetçi anlayışın kamu ve özel sektör dünyasında benimsenip anlaşılması ve desteklenmesi için rekabet savunuculuğu yapmak da aslî görev ve sorumluluklarımız arasına girmektedir. 4

Rekabet Kanunu nda başlıca üç başlık altında toplanabilecek eylemler ve yasaklamalar öngörülmektedir: 1-Teşebbüsler kimi zaman gizli ya da açık anlaşmalarla aralarındaki rekabetten vazgeçerek, kârlarını birlikte artırma yoluna gidebilmektedirler. Bu anlaşmaların en somut ve en ciddi örneği, teşebbüsler arasında fiyatların ve miktarların tespiti, pazar paylaşımı veya ihalelerde danışıklı hareket gibi eylemlerle vücut bulan kartellerdir. Bu tür bir anlaşma nedeniyle ortaya çıkan, fiyatların yüksek seviyede belirlenmesi, üretim miktarının kısılması ya da kalitenin düşürülmesi gibi sonuçlardan tüketiciler zarar görür. Teşebbüslerin bölgeleri ya da müşteri gruplarını paylaşmaları, rekabet ortamını bozarak tüketici tercihlerinin sınırlanmasına yol açar. 2-Bazı piyasalarda bir teşebbüs rakiplerine göre daha güçlü konumda veya hâkim durumdadır. Hatta bazı piyasalarda tek bir teşebbüs faaliyet gösteriyor olabilir. Hâkim durumda olan teşebbüsler genellikle rakiplerinin ve müşterilerinin davranışlarını dikkate almaya ihtiyaç duymayacak büyüklükte bir pazar gücüne sahiptir. Bu güç nedeniyle kimi zaman, rakiplerin faaliyetlerini zorlaştırmak, ayırımcılık yapmak, pazara yeni girişleri engellemek için fiyatları iyice düşürmek veya müşterinin almayı istediği bir malı satmak için diğer bir malın satın alınmasını şart koşmak gibi yollarla tüketici tercihleri kısıtlanabilir, tüketicinin zararına yüksek fiyatlar uygulanabilir. 3-Teşebbüsler, piyasalardaki durumlarını ve mâli yapılarını güçlendirmek amacıyla diğer teşebbüslerle birleşme yoluna gidebilirler. Günümüzde sıkça görülen bu durum teşebbüslerin sağlıklı bir yapıya kavuşmasını ve maliyetlerini aşağıya çekmelerini ve diğer bazı avantajları beraberinde getirir. Ancak her birleşme veya devralma tüketicinin lehine sonuç doğurmayabilir. Bazı firma evlilikleri piyasada rekabet ortamını bozacak nitelikte çok güçlü teşebbüslerin ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle, hangi tür birleşme ve devralmaların ekonomik etkinliği artırdığının, hangilerinin ise rekabeti önemli ölçüde sınırlandırdığının belirlenmesi gerekmektedir. Hâkim durumda olan bir teşebbüs, rakiplerinin baskısından uzak şekilde ürettiği mal ve hizmetleri maliyetinin çok üstünde fiyatlarla satma imkânına sahip olabilmektedir. Tüketici refahı bu durumda yalnızca yüksek fiyatlardan dolayı değil, ürün çeşitlerinin sınırlanması, yeni ve daha kaliteli ürünlerin geliştirilememesi gibi nedenlerle de azalabilmektedir. Rekabet Kurulu 15 Yıl Boyunca Tüketici Yararına, Hangi Alanlarda, Hangi Kararları Aldı? Genel olarak rekabetin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili bir kanunun ve bir kurumun varlığı, ülkemiz piyasalarında rekabetçi bir duyarlılık ve uygulamanın ortaya çıkması bakımından bizâtihi önemlidir ve görülen veya görülmeyen çok 5

önemli sonuçlar doğurmuştur. Günlük hayatı kolaylaştıran gıda, ulaşım, haberleşme, eğitim, sağlık gibi temel mal ve hizmet alanlarındaki rekabetçi ortam, teknolojinin gelişmesine, başarılı teşebbüslerin ortaya çıkmasına, maliyetlerin düşmesine ve tüketici refahının artmasına imkân sağlamıştır. Kısaca, tüketici refahının artırılması, rekabet hukukunun temel amaç ve hedeflerinin başında gelmektedir. Rekabet Kurulu nun bugüne kadar almış olduğu bazı kararlardan yola çıkarak, rekabet kuralları ile tüketici refahı arasındaki ilişkiyi biraz daha somutlaştırabileceğimizi düşünüyorum. Örneğin Rekabet Kurulu, otomotiv sektöründeki teşebbüslerin Kanun un 4. maddesini ihlal ettikleri sonucuna ulaşırken, bu teşebbüsler arasında yapılan gizli görüşmelerin, teşebbüslere tüketiciler aleyhine olarak fiyatları yükseltme veya kampanya ve indirimlerden vazgeçme imkânı vermesini dikkate almıştır. Cep telefonlarına getirilen sim kilit sistemi uygulamasının önüne geçilerek, doğrudan tüketicinin seçim yapma özgürlüğünü sınırlandıran bir duruma son verilmiştir. Tıpkı bunun gibi, ADSL kararında, yalnızca internet hizmetinden faydalanmak isteyen tüketicilerin kullanmadıkları bir telefon hattına da para ödemelerinin engellenmesi hedeflenmiştir. Çimento ve hazır beton üreticilerine ya da otobüs işletmecileri ve sürücü kurslarına yönelik inceleme ve soruşturmalar, önemli ve olumlu sonuçlar doğurmuştur. Bir ilimizdeki kömür dağıtımı ve satışı ile ilgili Kurul kararında, rekabet ihlali sonucuna ulaşılmasının gerekçesini, o ilimizdeki tüketicilerin rekabete açık diğer coğrafi pazarlarda oluşan fiyatlara göre ortalama % 60-70 oranında yüksek fiyatlara mâruz kalması oluşturmuştur. Yine birçok ilimizde, ekmek üreticileri cezalandırılırken, üreticiler arasındaki anlaşma sonucunda tüketicilere daha pahalı ve kalitesiz ekmek satıldığının altı çizilmiştir. Öte yandan, Rekabet Kurumu nun görev alanı yalnızca rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaların veya uyumlu eylemlerin engellenmesi, hâkim durumun kötüye kullanılmasının önlenmesi yahut hâkim durum yaratabilecek birleşme veya devralma işlemlerinin kontrolüyle sınırlı değildir. Kamuya ait teşebbüslerin, lisans, imtiyaz ve benzeri varlıklarının özel sektöre devrini öngören özelleştirme işlemleri de Rekabet Kurulunun iznine tabidir. Rekabet Kurulu enerjiden telekomünikasyona, limanlardan, gıdaya kadar çok çeşitli sektörlerde gerçekleştirilen bu işlemleri incelerken, özelleştirme sonucunda pazarın olabilecek en rekabetçi yapıya kavuşmasını, böylelikle tüketici refahının korunmasını gözeterek hareket etmiştir. 6

Tüketici ve Rekabetle İlgili Politikalar Birbirini Besleyip Destekleyecektir! Çağımızın modern ekonomik düzenlerinde tüketicilerin iki kuvvetli silahı bulunmaktadır: Tüketicinin korunmasına ilişkin düzenlemeler ve uygulamalardan oluşan tüketici politikası ile rekabet ortamının korunması ve geliştirilmesine dair düzenlemeler ve bu düzenlemelerin uygulanmasını içeren rekabet politikası. Piyasaya ayıplı mal veya hizmet sunulmasının, aldatıcı reklam yapılmasının, haksız ticari uygulamaların önlenmesi, ürün güvenliğinin sağlanması ya da uğranılan zararın tazmini gibi tüketiciyi korumaya yönelik tedbirler almak tüketici politikasına ilişkindir ve ilgili mevzuata göre teşkil edilmiş kurum ve kuruluşların görev alanına girecektir. Rekabet politikasının esasını oluşturan rekabet kanunları ise, âdil oyun kurallarının belirleyici olduğu bir yarış ya da rekabet ortamının oluşmasını ve geliştirilmesini, bu çerçevede de rekabete aykırı davranışları önlemeyi amaçlar. Rekabet politikası yine aynı çizgide, şirketler arasındaki rekabetin, mal ve hizmet üretiminde çeşitliliği sağlamasını, kaliteyi yükseltmesini, gerek toplum gerek tüketiciler için en düşük maliyetin ortaya çıkmasına imkan verecek şekilde piyasaların işlemesini sağlar; oyunun kurallarını gözetir. Bu bakımdan her iki politika da tüketici refahı nı hedefler ve bu ortak amaçta buluşur. Tüketicilerin bilinçlendirilmeleri ve desteklenmeleri, aldatıcı reklam ve ilanlara, haksız ticari uygulamalara, karmaşık ve orantısız sözleşme hükümlerine, güvensiz ürünlere ve benzerlerine karşı korunmaları, onların sağlıklı karşılaştırma ve tercih yaparak başarılı teşebbüsleri ödüllendirmesine yol açacak; başarısız teşebbüslere itibar edilmemesi ise piyasaların daha iyi çalışmasını ve rekabetin güçlendirilmesini sağlayacaktır. Rekabetçi ve tüketiciye duyarlı bir piyasa düzeni, firmaları aldatıcı ve/veya yanlış yönlendirici yöntemler aramak yerine; fiyat, kalite, yenilik gibi piyasada üstünlük sağlayacak unsurlar üzerinde rekabete zorlayacaktır. Bilinmektedir ki, tüketicilerin belirleyici olmaya başladığı ortamlarda, başarılı olmaya çalışan, bu başarılarını sürekli kılmak isteyen teşebbüsler zamanla daha da güçlenmişlerdir Tüketici Sorumluluğu Nedir? Tüketiciler Rekabet Hukukunu Nasıl Güçlendirir? Bilinçli olmak, aynı zamanda sorumlu olmayı da gerektirir. Bu aynı zamanda ahlâki bir duruştur. Kurumumuza başvuran, bazı konulardaki şikâyetlerini ileterek meselelerine rekabet mevzuatı çerçevesinde bir çözüm bulunmasını talep eden bütün vatandaşlarımıza minnettarız. Rekabet Kurumu nun en önemli araştırma ve soruşturmaları, vatandaşlarımızdan gelen şikâyet veya başvurular 7

üzerine başlatılmıştır. Açıkça ifade etmek gerekirse, çeşitli piyasalardaki rekabete aykırı davranışlara dair elde ettiğimiz bilginin en önemli kaynağı, tüketici konumundaki vatandaşlarımızdır. Dolayısıyla, bu ilişki, rekabetçi anlayış ve uygulamaların etkinliği kadar, kurumsal faaliyet ve başarımız açısından da hayati önemi haizdir. Bu noktada önemle belirtmek istediğimiz bir husus şudur: Tüketici ya da vatandaşlarımızdan gelen ve haksız rekabet ya da tüketicinin korunması başlıkları altında toplanabilecek çok sayıdaki şikâyet veya başvuruya maalesef, cevap vermekte güçlük çekiyoruz. Daha doğrusu, bu başvurulara mevzuatımız gereği olumlu bir karşılık veremiyoruz. Zannedildiğinin aksine, haksız rekabetle ilgili konularda Rekabet Kurumu yetkili değildir. Bu konular, büyük çoğunluğu itibarıyla ya Ticaret Kanunu çerçevesinde ele alınmakta ve Ticaret Mahkemeleri tarafından çözüme bağlanmakta ya da Tüketicinin Korunması Kanunu hükümlerine göre hareket edilip Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Piyasa Gözetimi ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü ile diğer yasal merciler tarafından takip edilmektedir. Günümüz dünyasının değişen değer hükümleri çerçevesinde, siyasi, sosyal ve kültürel hayatın gelişmesi ve hayat kalitesi ni yükseltecek özellikler kazanmasında sivil toplumun yeri ve rolü her geçen gün daha çok önemsenmektedir. Bu bağlamda, ülkemizde, tüketici örgütlerinin daha da etkin olması en büyük temennimizdir. Ekonomik olduğu kadar sosyal ve siyasi açıdan da geliştiğimizin anlamlı göstergelerinden biri olarak kabul ettiğimiz; güçlü bir sivil toplum lobisi olarak çalışmalarını ve başarılı olmalarını ümit ettiğimiz her düzeydeki tüketici örgütü, Rekabet Kurumu nun en tabii müttefikidir. Bu noktada son derece önemli gördüğümüz bir diğer hususa kısaca değinmek istiyorum: Rekabet hukuku, yalnızca ihlal içerisinde bulundukları tespit edilen teşebbüslerin idari olarak cezalandırılmasını öngören kurallardan ibaret değildir. Rekabeti kısıtlayıcı davranışlardan zarara uğrayan tüketicilerin bu zararlarını tazmin ettirme imkânları da bulunmaktadır. Zira Rekabet Kanunu nun 58. maddesi, rekabetin engellenmesi ya da kısıtlanması sonucunda bundan zarar görenlerin, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödeyecekleri bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebileceklerini hükme bağlamıştır. Hatta talep üzerine hâkim, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilecektir. Kanunun bu hükmü, kuşkusuz, bir yandan tüketici refahında oluşan eksilmenin doğrudan telafi edilmesini, diğer yandan ise rekabet ihlallerine karşı ilave caydırıcılık sağlayarak rekabetçi düzenin daha etkin bir şekilde korunmasını ve geliştirilmesini amaçlamaktadır. Bu noktada, sonuç almak bakımından, tüketici örgütlerinin çabalarının çok önemli olduğunu belirtmekte yarar vardır. 8

Bu Mektup Bütün Vatandaşlarımıza ve Tüketici Örgütlerine Bir Çağrıdır! Tüketicilerimiz ya da bütün vatandaşlarımız, Rekabet Kurumu nun en önemli paydaşıdır. Ülkemizde rekabetin kurumsallaşması ya da rekabetçi anlayış ve uygulamaların yaygınlaşması bakımından tüketicilerin bilgisi, ilgisi ve desteği çok önemlidir. Tüketicilerin, yani bütün vatandaşlarımızın bu konudaki duyarlılığını çok önemsiyoruz. Avrupa Birliğinin 2007-2013 tüketici politikası stratejisinde de altı çizildiği üzere, tüketici, piyasaların hayati bir aktörüdür. Diğer yandan, tüketici hakları gelişip tüketici memnuniyeti ve refahı arttıkça, bu durum aynı zamanda rekabetçi bir düzenin var olduğunu ve iyi işlediğini de ifade edecektir. Öte yandan, Rekabet Kurumu nun başarılı olması tüketici haklarının da geliştiğinin göstergesidir. Rekabet hukukunun varlık ve uygulamasının somut faydalar doğurması yolunda bütün tüketicileri yani bütün vatandaşlarımızı bir imkân olarak görüyoruz. Özellikle Kanun un yaptırıma bağlanmış olan 4, 6 ve 7. madde hükümlerini uygulamakta olan Rekabet Kurumu na, Kanun daki özel hukuk ve tazminat hükümlerinin işletilmesi ile bütünlük ve destek sağlayacak olan en önemli unsurlar, tüketiciler ve özellikle de tüketici örgütleri olacaktır. İlişkili bakanlığımızla ortak mesaimizi geliştirmek önemli hedeflerimiz arasındadır. Bu noktada, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde teşkil edilen Piyasa Gözetimi ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü, tüketicilerin korunmasına yönelik doğrudan kamu hizmeti yapan, etkin olmaya çalışan önemli bir kamu organımızdır. Konuyla ilgili mevzuat çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren ve tüketici sorunlarının çözüme bağlanmasını ve onların çıkarlarının korunmasını sağlamak amacıyla oluşturulan tüketici konseylerinin, tüketici sorunları hakem heyetleri ve tüketici mahkemelerinin varlıklarını ve faaliyetlerini de çok önemsediğimizi ifade etmek isterim. Bu vesileyle, tüketici örgütlerinin güçlenmelerini ve başarılı olmalarını çok istediğimizi, kendileriyle diyalog içinde olmaktan memnuniyet duyacağımızı tekraren belirtmek isterim. Çünkü her düzeydeki tüketici örgütünün, sivil toplumun gelişip güçlenmesi, tüketici haklarının korunup geliştirilmesi için etkili bir araç olduğuna inanıyoruz ve onların çabalarını her bakımdan önemli ve anlamlı buluyoruz. Modern toplumun ve hayatın olumsuzluklarının azaltılmasında, özellikle, yazılı ve görsel bütün türleri ile medya, ihmal edilemeyecek bir konumdadır. Medyanın toplumsal bir güç; eğitici, uyarıcı, caydırıcı bir unsur olduğu konusunda hiç şüphe yoktur. Toplumsal sorumluluk açısından kurumsallaşmış, etkili bir medya 9

ortamının, rekabet ortamının oluşturulması ve tüketici haklarının savunulmasındaki rolü, başka bir güç veya yolla ikame edilemeyecek kadar önemlidir. Kısaca, 2013 yılında, doğrudan tüketiciler ve tüketici örgütlerine yönelik diyalog ve işbirliğimizi ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile genişletmek; bütün bu çevre ile temaslarımızı yoğunlaştırarak ve onların desteğini alarak, rekabet savunuculuğu hedeflerimizde daha iyi bir noktada olmak istiyoruz. Beşinci Rekabet Mektubu nu, bu süreçte önemli bir adım ve kilometre taşı olarak görüyoruz. Bu vesileyle, www.rekabet.gov.tr adresi, facebook ve twitter hesapları iletişim ve işbirliğimizin ortak ve etkin mecraları olsun istiyoruz. Tekrar belirtelim ki, rekabetçi bir düzenin tesisi ve işleyişi ile tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunması, sadece kamuya, kamu kurumlarına düşen bir görev değil, aynı zamanda herkese düşen bir sorumluluktur. Saygılarımızla, 10

Üniversiteler Mahallesi 1597. Cadde No: 9 06800 Bilkent / Çankaya - ANKARA