KADININ STATÜSÜ VE SAĞLIĞI İLE İLGİLİ GERÇEKLER



Benzer belgeler
Kadın işçiler. Dr. Nilay ETİLER Kocaeli Üniversitesi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

Temel Sosyo-Ekonomik Göstergeler

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

Araştırma Notu 16/191

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

KADINLAR AÇISINDAN SAVUNMASIZLIK/ÖRSELENEBİLİRLİK. Prof. Dr. Şevkat BAHAR ÖZVARIŞ

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

Araştırma Notu 14/163

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ DEMOGRAFİK GÖSTERGELER

Kadınların Çok Yönlü Güçlendirilmesi Projesi

KADIN DOSTU KENTLER - 2

DOĞURGANLIĞI BELİRLEYEN DİĞER ARA DEĞİŞKENLER 7

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE

ÜLKEMİZDE KADIN SAĞLIĞI KADINLA İLGİLİ YAPILAN ULUSLAR ARASI TOPLANTILAR

Bin Yıl Kalkınma Hedefleri Açısından Türkiye de Çalışma Yaşamında Kadınların Durumu

Dünya Nüfus Günü, 2013

Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması 2011 Harran Üniversitesi-UNFPA

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

M2 S1. Üreme Sağlığı. Tanım, Üreme Hakları, Bütüncül Yaklaşım. Doç. Dr. Günay SAKA 12 Mayıs 2011

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Nüfus Projeksiyonlarında Yaşlı Nüfus ve Yaşlılara Yönelik Sosyal Politikalar

E İTLİK VE ÇALI MA YA AMINDA KADINLAR

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

İNSAN VE TOPLUM. KÜTAHYA

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

İŞGÜCÜ VE İSTİHDAM Demografik Fırsat Penceresi

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Araştırma Notu 17/212

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Kadın Olmak? Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TÜRKİYE DE KADIN İSTİHDAMI

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bilecik Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Bilecik İl Genel Meclis Toplantı Salonu

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ 2006 NÜFUS VE KONUT SAYIM SONUÇLARINA GÖRE REVİZE EDİLMİŞ EKİM 2004 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI.

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Araştırma Notu 17/206

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Anadolu Üniversitesi

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği. Sürdürülebilir Kalkınma Ders Notu

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

Araştırma Notu 18/229

Araştırma Notu 15/176

Grafik 9 - Lise ve Üzeri Eğitimlilerin Göç Edenler İçindeki Payları. Kaynak: TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İhtisas Komitesi Fatma YÜCEL

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

AYLIK İSTİHDAM DEĞERLENDİRMELERİ

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ

Kütahya nın Sosyo-Ekonomik Göstergeleri

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU İzmir Bölge Müdürlüğü 1/64

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Eşit? Son 20 yılda üniversiteye kaydolan kadın sayısı 7 kat arttı 2009 da kadınların %51 i yükseköğretim öğrencisi

KADINLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE STATÜLERİ 3

En çok sanayi sektöründe çalışan kadınlar iş yaşamından çekilip evine dönüyor 1

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ İŞGÜCÜ

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

Yrd.Doç.Dr.Ebru Z.BOYACIOĞLU Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi

Araştırma Notu 16/195

Dünya nüfusunun 1.2 milyarını adolesanlar oluşturmaktadır (dünya tarihindeki en yüksek rakam..) Bu nüfusun %85 i gelişmekte olan ülkelerde.

Kadın girişimciliğini geliştirmek yoluyla ekonomik ve sosyal yaşamda kadının konumunu güçlendirmek vizyonuyla kurulduk.

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Transkript:

KADININ STATÜSÜ VE SAĞLIĞI İLE İLGİLİ GERÇEKLER Hazırlayanlar: Prof. Dr. Ayşe Akın Öğr. Gör. Dr. Sarp Üner Uzm. Psk. Şengül Altan arslan Naci Yıldırım Doç. Dr. Dilek Aslan Uzm. Psk. Türküler Erdost Yrd. Doç. Dr. Nüket Paksoy Erbaydar Sos. Çiğdem Esin Uzm. Dr. Aslıhan Coşkun Özgü Karaca Editör : Prof. Dr. Ayşe Akın ANKARA 2008

T.C. BAŞBAKANLIK KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ISBN : 978-975-19-4335-4 Baskı Adedi : 1200 Tasarım, Baskı : Afşaroğlu Matbaası 0.312 425 22 44 farukafsar@gmail.com 2

İÇİNDEKİLER Sunuş... 5 Önsöz-I... 7 Önsöz-II... 9 Bölüm 1 : Giriş ve Sayılarla Türkiye...11 Bölüm 2 : Kadının Sosyal Statüsü... 23 Bölüm 3 : Kadın ve Sağlık... 51 3.1. Kadın ve Erkeklerde Hastalık ve Ölüm Nedenleri... 53 3.2. Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığı ve Sağlık... 57 3.3. Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığının Kadın Sağlığına Etkileri... 62 3.3.1. Kadın ve Üreme Sağlığı... 62 3.3.2. Kadına Yönelik Şiddet... 91 3.3.3. Tütün Kullanımı ve Kadın Sağlığı... 102 3.3.4. Beslenme Sorunları ve Kadın Sağlığı...110 Bölüm 4 : Ulusal ve Uluslararası Düzeyde Kadın Haklarını ve Kadın Sağlığını İyileştirmeye Yönelik Çalışmalar...119 3

SUNUŞ Kadınlar, eşitlikçi ulusal ve uluslararası mevzuatın varlığına rağmen, ülkelerinin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun hala hayatın temel alanlarında ayrımcılığa maruz kalmakta, ayrımcılığın yaşandığı alanlardan biri olan sağlıkta da varolan haklardan eşit şekilde yararlanamamaktadırlar. Kadınların sağlık hizmetlerine erişimi ve mevcut hizmetlerden yararlanmasında dünyada ve ülkemizde hala sorunlarla karşılaşılmaktadır. Kadınların sağlık hizmetlerinden tam, eşit ve yüksek standartlarda faydalanmaları kadının temel insan haklarından biridir. Sağlık bilgisine erişim, yeterli beslenme ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı kadının sağlık hakkı kapsamında değerlendirilmektedir. Kadın sağlığı, aile ve toplumdan kaynaklanan psiko-sosyal faktörler, kadının bireysel sağlık durumu, doğurganlık davranışı, sağlık hizmetlerinin kalitesi gibi pek çok faktörden etkilenmekte ve duygusal, sosyal ve fiziksel iyiliği kapsamaktadır. Kadınların sağlık sorunları ve hastalık riskleri erkeklerden farklı nitelik taşımakta, hemen hemen tüm toplumlarda kadınların erkeklere göre daha fazla hastalık ve stres yaşadıkları bilinmektedir. Ayrıca sağlıksız koşullarda çalışma ve şiddete maruz kalmanın yanında sağlıksız yaşam biçimi de kadınlar için çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Sağlık alanındaki eşitliğin, kadınların sağlık hizmetlerinden erkeklerle eşit düzeyde yararlanmasının ötesinde kadın sağlığını etkileyen toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı ve sosyo-ekonomik koşulları da içermesi gerektiği anlayışı, kadın sağlığına yönelik çalışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır. Kadın sağlığını, üreme sağlığıyla sınırlandıran bakış açısının yerini biyolojik, genetik, çevresel, psiko-sosyal ve ekonomik faktörlerin bir sonucu olarak gören yaklaşım almıştır. Bu yaklaşımla birlikte toplumsal cinsiyet sağlık alanındaki kilit kavramlardan biri olarak kabul edilmiştir. 5

Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜKSAM) ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa hazırlanan bu kitabın kadın sağlığı konusunda varolan sorunların giderilmesine yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesine ve eşitlik yolunda yapılan çalışmalara güç katacağına inanıyorum. Nimet ÇUBUKÇU Devlet Bakanı 6

ÖNSÖZ-I Kadının insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını güçlendirmek, hak, fırsat ve imkanlardan erkeklerle eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak üzere faaliyetlerini sürdüren Genel Müdürlüğümüz, politika uygulayıcılarına ve uzmanlarına yönelik olarak sürdürdüğü eğitim programlarının yanı sıra, kitap basımını da önemli bir bilinçlendirme aracı olarak görmektedir. Kültürel faktörler ve cinsiyete dayalı ayrımcılıktan olumsuz etkilenen kadınların sağlık hizmetlerine tam ve eşit ulaşabilmesi için söz konusu hizmetlerin planlanmasında ve stratejilerin oluşturulmasında toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilişkisinin kurulması son derece önemlidir. Bu kitabın, sağlık politikalarının oluşturulması ve uygulanması aşamalarına toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısının dahil edilmesi konusunda sektörle ilgili kurum, kuruluş ve politika uygulayıcılarına yol gösterici olacağı düşüncesiyle kitabın hazırlanmasında katkısı olan herkese teşekkür ederim. Esengül CİVELEK Genel Müdür 7

ÖNSÖZ-II İnsan hakları ve temel özgürlükler bağlamında değerlendirildiğinde kişilere yönelik her türlü ayrımcılık kabul edilmezdir ve bunun önüne geçilmesi gereklidir. Kadına yönelik ayrımcılık, tüm ayrımcılıklar içerisinde önemli bir yere sahiptir ve insanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, çeşitli şekillerde ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Bu durum kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel yaşama erkeklerle aynı oranda katılımını engellediği gibi bunun ötesinde ve daha önemli olarak kadının insan haklarını tehdit etmekte, özgür ve eşit yaşama şansını elinden almaktadır. Temel hak ve özgürlüklerin korunup güçlendirilmesinde, eşitlikçi, köklerini adaletten alan bir düzenin kurulması, uluslararası işbirliğinin oluşturulması ve konunun yasal bağlayıcılığının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Dünyada, özellikle de son 10 yılda bu doğrultuda hiç de yadsınamayacak adımlar atılmıştır. 1946 yılında Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu nun kurulması, çabaların mihenk taşı olmuştur. Bunun ardından, 1975 yılında sonradan devamı da gelecek olan Birinci Kadın Konferansı nın gerçekleştirilmesi, 1979 yılında Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi nin imzalanması, 1993 yılında Kadınlara Karşı Şiddetin Önlenmesi Deklarasyonu, 1995 yılında Pekin de düzenlenen 4. Dünya Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi nin ve 2000 yılında Yeni Binyıl Kalkınma Hedefleri Bildirgesi nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesi, kadının güçlendirilmesi ve tam olarak hak ettiği konuma gelmesi açısından önemli gelişmelerdendir. Kuşkusuz sözkonusu atılım ve çabaların uluslararası alanda kabul görmesi, konuya sahip çıkılması ve kararların yaşama geçirilmesi bu alanda gelinen noktanın olmazsa olmaz belirleyicilerinden ve etkenlerinden olmuştur. Diğer birçok ülkede olduğu gibi Türkiye de de temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalar TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir ve imzalanan sözleşmeler uygulamalara yansıtılmaktadır. Esasen, Türkiye de kadın hakları konusundaki atılımlar Cumhuriyet in ilanı ile hız kazanmıştır. Özellikle kadınların kamusal alanda kendilerine yer bulmalarını sağlayacak 9

yasal ve yapısal reformlar birçok diğer ülke için de örnek olmuştur. Özellikle 1934 yılında kadınların milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını kazanmaları, dünyadaki durumla karşılaştırıldığında erken bir ilerleme olarak değerlendirilebilir. 1990 yılında Başbakanlığa bağlı olarak Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü nün kurulması ve Genel Müdürlüğün kadın ve toplumsal cinsiyet alanında varlık göstermesi, kısa bir sürede kurumsallaşarak son derece etkili savunuculuk çalışmaları yürütmesi, ülkede duyarlılık ve bilinç oluşumuna katkıda bulunması ve belki de en önemlisi dağınık kadın çalışma gruplarını bir araya getirerek sinerji yaratması ülke açısından çok büyük bir şans ve fırsat olmuştur. Bilindiği gibi 4. Dünya Kadın Konferansı nda alınan kararlar paralelinde ülkemizde Üniversitelerde Araştırma ve Uygulama Merkezleri kurulmuştur. Ülke genelinde sayısı 15 i bulan Üniversite Araştırma ve Uygulama Merkezleri nden birisi olan Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜKSAM), 2001 yılında kurulmasından bu yana kadın sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmek, gerek ulusal gerek uluslararası alanda araştırmalar yapmak, eğitime yönelik etkinliklerde bulunmak, Yeni Binyıl Kalkınma Hedefleri arasında da yer alan toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kadının güçlendirilmesinin teşvik edilmesi amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir. Diğer Üniversite Araştırma ve Uygulama Merkezlerinden farklı olarak kadın sağlığı konusuna odaklı faaliyetler yürüten HÜKSAM, farklı disiplinlerin ve farklı sektörlerin işbirliğinin önemini de gözeterek etkinliklerini planlamaktadır. Bu bağlamda daha önce yine T. C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) işbirliği içinde yayınlanmış olan ve 2004 yılından bu yana ülke genelinde kaynak kitap olarak yararlanılan Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Sağlık kitabı, artan gereksinim ve talep doğrultusunda güncellenip genişletilerek Türkiye de Kadının Statüsü ve Sağlığı ile İlgili Gerçekler adı ile yeniden yayına hazırlanmıştır. Özellikle de, kadın sağlığında belirleyici ve çok önemli rolü olan karar vericilerin ve yasa yapıcıların yararlanacağı bilgileri içeren bu yapıtın, Türkiye de kadın sağlığının gelişmesi, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyete duyarlı bakış açısının yaygınlaşmasına katkı sağlayacağına inanıyor, emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla, Prof. Dr. Ayşe AKIN Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü 10

BÖLÜM 1 GİRİŞ VE SAYILARLA TÜRKİYE 11

GİRİŞ Halen 6.7 milyarı aşan dünya nüfusunun en az yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü nün (DSÖ) sağlık tanımına göre; Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, bireyin bedensel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır. Bu kitap kapsamında Kadın Sağlığı, DSÖ nün sağlık tanımına göre incelenmekte; kadın sağlığını etkileyen fiziksel, çevresel ve toplumsal faktörler ele alınarak diğer ülkeler ve Türkiye deki durum değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, kadın sağlığının belirleyicilerinden olan Kadının Toplumsal Statüsü toplumsal cinsiyet rolleri ve ayrımcılığı üzerinde durulmakta toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadın sağlığı üzerine etkileri ele alınmakta ve kadın sağlığı yönünden önemli olan gelişmeler başta olmak üzere, kadın haklarını iyileştirmeye yönelik ulusal ve uluslararası gelişmeler özetlenmektedir. 13

Türkiye Yönetim biçimi : Cumhuriyet Yüzölçümü : 783 562.38 km 2 Kuruluş tarihi : 29.10.1923 Başkent : Ankara Nüfus (DİE, 2000) : 67.803.927 Kadın: 33.457.192 Erkek: 34.346.735 Kentsel nüfus oranı (%): 59,3 Kentsel nüfus artış hızı ( ): 32,6 Cinsiyet oranı: Her 100 kadın için 103 erkek 2007 yılı nüfusu: 70.586.256 Kadın: 35.209.723 Erkek: 35.376.533 (TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı) Nüfus artış hızı ( ) (2006): 12,4 (TÜİK, 2007) Kilometrekareye düşen kişi sayısı (DİE, 2000): 88 Ortalama hane halkı büyüklüğü (DİE, 2000): 4,5 Medyan yaş (DİE, 2000): 24,83 Kadın: 25,30 Erkek: 24,41 14

Nüfus Piramidi, Nüfusun Ya ve Cinsiyet Yap s, 1955 2000 2010 Nüfus Nüfus Piramidi, Piramidi, Nüfusun Nüfusun Ya Yaş ve Cinsiyet ve Cinsiyet Yap s, Yapısı, 1955 1955 2000 2000 2010 2010 1955 1955 1955 Kaynak: 2000 Genel Nüfus Say m, D E, 2003. Kaynak: 2000 Genel Nüfus Sayımı, DİE, 2003. Kaynak: 2000 Genel Nüfus Say m, D E, 2003. Kaynak: TÜ K, Türkiye statistik Y ll, 2006 Kaynak: Kaynak: TÜ K, TÜİK, Türkiye statistik İstatistik Yıllığı, Y ll, 2006 2006 15 9 9

Bazı Demografik Göstergeler, 2002-2006 (Türkiye) Toplam doğurganlık hızı (kadın başına) Katkılı yenilenme hızı (kadın başına) 2002 2003 2004 2005 2006 2,24 2,22 2,21 2,19 2,18 1,09 1,08 1,08 1,07 1,06 Net yenilenme hızı (kadın başına) 1,05 1,04 1,04 1,03 1,03 Çocuk doğurmada ortalama yaş 27,2 27,2 27,1 27,1 27,1 Kaba doğum hızı ( ) 19,6 19,4 19,1 18,9 18,7 Doğum sayısı (bin) 1,362 1,361 1,360 1,361 1,362 Doğuşta beklenen yaşam süresi (yıl) Toplam Erkek Kadın 70,7 68,4 73,2 70,9 68,6 73,4 71,1 68,8 73,6 71,3 68,9 73,8 71,5 69,1 74,0 Kaba ölüm hızı ( ) 6,2 6,2 6,2 6,2 6,3 Ölüm sayısı (bin) 429 436 443 450 456 Bebek ölüm hızı ( ) Toplam Erkek Kadın 26,7 29,8 23,4 25,6 28,6 22,4 24,6 27,5 21,5 23,6 26,4 20,6 22,6 25,3 19,8 Nüfus artış hızı ( ) 13,5 13,2 12,9 12,6 12,4 Yıl ortası nüfus (bin) 69,302 70,231 71,152 72,065 72,974 Not 1. Yıl ortası nüfus tahminleri Not 2. Ulusal Nüfus Projeksiyonları, 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması ve 2000 Genel Nüfus Sayımına göre 2005 yılında yenilenmiştir. Kaynak: TÜİK, Türkiye İstatistik Yıllığı, 2006. 16

Türkiye de Nüfus Sayım Say m Yıllarına Y llar na Göre göre Do um, Doğum, Ölüm H zlar Hızları ve ve Nüfus Art Artış Hızı (1935-2000) H z (1935-2000) 60 50 40 45,8 KABA DO UM HIZI KABA ÖLÜM HIZI NÜFUS ARTI HIZI Binde 30 31,4 22,2 20 10 0 19,6 18 7,1 1935-1940- 1945-1950- 1955-1960- 1965-1970- 1975-1980- 1985-1990- 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 2000 Kaynak: DİE D E Yayınları Yay nlar ve Sağlık ve Sa l k Bakanlığı Bakanl AÇSAP AÇSAP Genel Müdürlüğü Genel Müdürlü ü Verileri Verileri Anne ölüm oran (yüzbin canl do umda): 28.5 (Türkiye Ulusal Anne Anne ölüm oranı (yüzbin canlı doğumda): 28,5 (Türkiye Ulusal Anne Ölümleri Çalışması, 2005) Ölümleri Çal mas, 2005) Gebeli e ba l ölüm oran (yüzbin canl do umda): 38.3 (Türkiye Ulusal Gebeliğe bağlı ölüm oranı (yüzbin canlı doğumda): 38,3 (Türkiye Ulusal Anne Anne Ölümleri Çal mas, 2005) Ölümleri Çalışması, 2005) 2003 Türkiye Nüfus ve Sa l k Ara t rmas sonuçlar na göre; 2003 Türkiye deal çocuk Nüfus say s ve Sağlık (Evli kad nlar): Araştırması 2.5 sonuçlarına göre; Sahip olunan çocuk say s (Evli kad nlar): 4.04 İdeal çocuk sayısı (Evli kadınlar): 2,5 45-49 ya kad nlarda canl do an çocuk say s : 3.7 Sahip olunan çocuk sayısı (Evli kadınlar): 4,04 45-49 ya kad nlarda ya ayan çocuk say s : 3.2 45-49 yaş kadınlarda canlı doğan çocuk sayısı: 3,7 Çocuk do urmaya ba layan ergen (%): 7.5 45-49 yaş kadınlarda yaşayan çocuk sayısı: 3,2 Çocuk doğurmaya başlayan ergen (%): 7,5 Halen evli kad nlar aras nda aile planlamas yöntemi kullanma durumu Halen evli kadınlar arasında aile planlaması yöntemi kullanma durumu Herhangi bir yöntem kullanma: %71,0 11 Herhangi bir modern yöntem kullanma: % 42,5 17

Herhangi bir geleneksel yöntem kullanma: % 28,5 Halen evli kadınlar arasında aile planlaması yöntemi bilenlerin oranı: %99,7 Artık çocuk istemeyen kadınların oranı: %63,4 Doğum öncesi bakım alma: %81,1 Sağlık kuruluşunda gerçekleşen doğumlar: %78 Sağlık personeli yardımı ile doğum: %83 Her 10 gebelikten 1 tanesi çoklu risk kategorisindedir. Her 3 gebelikten en az 1 tanesi ise herhangi bir yüksek risk faktörü taşımaktadır. İsteyerek düşük (100 gebelikte): 11,3 Kendiliğinden düşük (100 gebelikte): 10,0 Ölü doğum (100 gebelikte): 1,3 Toplam düşük hızı (15-49 yaş arası, kadın başına): 0,38 Neonatal ölüm hızı: %17 Post neonatal ölüm hızı: %12 Çocuk ölüm hızı: %9 Genel doğurganlık hızı (GDH) (15-44 yaş arası) ( ): 79 Türkiye de Y llara Yıllara göre Göre Bebek Bebek Ölüm Ölüm H zlar Hızları (Binde) (Binde) 250 200 150 100 50 208 168 134 96 65,2 59,3 52,6 40 36,8 29 0 1963 1968 1978 1983 1988 1990 1993 1997 1999 2003 Kaynak: DİE D E ve ve T.C. T.C. Sağlık Sa l k Bakanlığı Bakanl kayıtları kay tlar Türkiye de cinsiyete göre bireylerin üzerine kay tl gayrimenkul/araçlar n 18oran (%, 2006) Kay tl gayrimenkul/araçlar Erkek Kad n Yok 39.6 80.2

Bazı Ülkelerde Nüfus, Toplam Doğurganlık Hızı ve Doğumda Beklenen Yaşam Süresi Toplam nüfus (000) Toplam doğurganlık hızı Doğumda beklenen yaşam süresi - 2004 Ülkeler 2004 1994 2005** Kadın Erkek Norveç 4.598 1,9 1,8 82 77 İsveç 9.008 1,9 1,7 83 78 Brezilya 183.913 2,5 2,3 75 67 Türkiye 70.586,256* 2,8 2,18*** 74*** 69*** ABD 295.410 2,0 2,0 80 75 Zimbabwe 12.936 4,5 3,6 37 34 Nijerya 128.709 6,5 5,8 46 45 Kaynak: The World Health Report 2006. *TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı. ** Human Development Report, 2007/2008. *** TÜİK, Türkiye İstatistik Yıllığı, 2006. Türkiye de Cinsiyete ve Yaş Gruplarına Göre İlk Evlenme Yaşı (%, 2006) Yaş Cinsiyet < 18 18-24 25-29 30-34 35 Erkek 6,9 58,2 28,2 5,1 1,7 Kadın 31,7 58,7 7,7 1,3 0,6 Kaynak: TÜİK, Aile Yapısı Araştırması, 2006. İlk evlenme yaşı: (TÜİK, Evlenme ve Boşanma İstatistikleri 2006 Yılı Sonuçları) Erkek: 26,1 Kadın: 22,8 19

Kad n 31.7 58.7 7.7 1.3 0.6 Kaynak: TÜ K, Aile Yap s Ara t rmas, 2006. lk evlenme ya : (TÜ K, Evlenme ve Bo anma statistikleri 2006 Y l Sonuçlar ) Erkek: 26.1 KADININ STATÜSÜ VE SAĞLIĞI İLE İLGİLİ GERÇEKLER Kad n: 22.8 İntiharlar: ntiharlar: Cinsiyete Cinsiyete ve ve Yıllara y llara Göre göre İntihar intihar Sayıları say lar (Türkiye) 3 000 2 584 2 705 2 707 2 703 2 500 2 301 s a y 2 000 1 500 1 000 1 990 1 890 1 815 1 853 1 802 1 122 1 156 1 125 1 111 1 114 834 765 693 742 688 1 677 1 392 907 909 1 574 1 131 1 681 1 740 1 026 963 Toplam Erkek Kad n 500 0 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 y l Kaynak: TÜ K, statistik Göstergeler, 1923-2006. Kaynak: TÜİK, İstatistik Göstergeler, 1923-2006. Cinsiyete göre intihar sayılarına bakıldığında erkeklerin kadınlara göre daha fazla intihar davranışı gösterdiği görülmektedir. Bu oran yıllara göre değişiklik göstermekle birlikte, hangi yıl olursa olsun erkekler arasında intihar etme davranışı daha sıktır. 15 20

Cinsiyete göre intiharlar say lar na bak ld nda erkeklerin kad nlara göre daha fazla intihar davran gösterdi i görülmektedir. Bu oran y llara göre de i iklik göstermekle birlikte, hangi y l olursa olsun erkekler aras nda intihar etme davran KADININ STATÜSÜ VE SAĞLIĞI İLE İLGİLİ GERÇEKLER daha s kt r. Türkiye de intihar İntihar nedenlerinin Nedenlerinin cinsiyete Cinsiyete göre Göre yüzde Yüzde da l m, Dağılımı, 2005 2005 50,00 40,00 30,00 20,00 Erkek Kad n 10,00 0,00 Hastal k Aile geçimsizli i Geçim zorlu u Ticari ba ar s zl k Hissi ili ki ve istedi i ile evlenmeme Ö renim ba ar s zl Di er Bilinmeyen Erkek 16,55 10,40 10,92 3,51 5,80 0,98 7,87 43,97 Kad n 19,31 18,90 3,63 0,21 7,79 1,45 6,13 42,58 Kaynak: TÜ K statistik Göstergeler, 1923-2006. Kaynak: TÜİK İstatistik Göstergeler, 1923-2006. Türkiye de intiharlar n intiharların cinsiyete göre göre nedenleri incelendi inde; incelendiğinde; hem hem kad nlarda kadınlarda hem hem de de erkeklerde erkeklerde hastalık hastal k en en önemli önemli intihar intihar nedenidir. nedenidir. Aile Ancak geçimsizliği aile geçimsizli i nedeni ile intiharlara nedeni kadınlar ile intiharlara arasında kad nlar daha sık aras nda rastlanmakta daha iken, s k erkeklerde rastlanmakta geçim iken, zorluğuna erkeklerde bağlı geçim intiharların zorlu una fazlalığı ba l dikkat intiharlar n çekicidir. fazlal dikkat çekicidir. Suçluluk: Yıllara ve Cinsiyete Göre Cezaevine Giren Hükümlüler, (Türkiye, 2001-2005) Yıl Cinsiyet 2001 2002 2003 2004 2005 Erkek 108.987 96.007 96.633 97.939 51.463 Kadın 3.250 2.948 3.243 3.369 1.253 Toplam 112.237 98.955 99.876 101.308 52.716 Not: Yer değiştiren hükümlüleri kapsamaz. Kaynak: TÜİK, Türkiye İstatistik Yıllığı, 2006. 21

Türkiye de Cinsiyete Göre Bireylerin Üzerine Kayıtlı Gayrimenkul/Araçların Oranı (%, 2006) Kayıtlı gayrimenkul/araçlar Erkek Kadın Yok 39,6 80,2 Müstakil ev / apartman dairesi 28,3 11,5 İşyeri (büro/dükkan) 3,1 0,7 Arsa, tarla, bağ, bahçe vb. 13,2 5,2 Otomobil (özel kullanım) 14,4 2,2 Traktör, yat vb. 1,3 0,1 Diğer 0,2 0,1 Kaynak: TÜİK, Aile Yapısı Araştırması, 2006. Bireylerin sahip olduğu müstakil ev veya apartmanların %11,5 i kadınlar adına, %28,3 ü erkekler adına kayıtlıdır. Kadınların %80,2 sinin, erkeklerin ise %39,6 sının üzerine kayıtlı gayrimenkul ya da araç bulunmamaktadır. Türkiye de Cinsiyete Göre Kadınların Ücretli/Maaşlı Çalışmasını Uygun Bulanların Oranı (%, 2006) Erkek 77,0 Kadın 90,0 Kaynak: TÜİK, Aile Yapısı Araştırması, 2006. 22

BÖLÜM 2 KADININ SOSYAL STATÜSÜ 23

Kad n ve k z çocuklar n n insan haklar, evrensel insan haklar n n ayr lmaz bir parças d r. Kad nlar n, ulusal, bölgesel ve uluslararas düzeyde siyasi, sivil, ekonomik, sosyal ve kültürel ya ama e it ve tam kat l m ; cinsiyete dayal her türlü ayr mc l n ortadan kald r lmas, uluslararas toplumun KADININ STATÜSÜ VE SAĞLIĞI İLE İLGİLİ GERÇEKLER birincil hedefidir. (Viyana Deklarasyonu ve Eylem Program, Bölüm 1, Parag. 18) Kadın ve kız çocuklarının insan hakları, evrensel insan haklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Kadınların, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde siyasi, sivil, ekonomik, Toplumsal sosyal ve cinsiyet kültürel e itli i yaşama ve eşit toplumsal ve tam katılımı; cinsiyette cinsiyete hakkaniyeti dayalı sa lamak her türlü için ayrımcılığın çal malar ortadan yürütülmesi, kaldırılması, kad na uluslararası yönelik toplumun her türlü birincil iddet hedefidir. biçiminin (Viyana önlenmesi, Deklarasyonu kad n n kendi ve Eylem do urganl Programı, Bölüm hakk nda 1, Parag. söz sahibi 18). olmas n n sa lanmas nüfus Toplumsal ve kalk nmayla cinsiyet ilgili eşitliği programlar n ve toplumsal temel cinsiyette hedefleridir. hakkaniyeti (ICPD sağlamak Eylem için Plan, çalışmalar Madde yürütülmesi, 4) kadına yönelik her türlü şiddet biçiminin önlenmesi, kadının kendi doğurganlığı hakkında söz sahibi olmasının sağlanması nüfus ve kalkınmayla ilgili programların temel hedefleridir. (ICPD Eylem Planı, Madde 4). Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet Kavramlar Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet Kavramları Cinsiyet (sex) kişinin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri, toplumsal cinsiyet (gender) ise toplumun bireylere verdiği rol, görev ve sorumluluklar, toplumun bireyi nasıl algıladığı ve bireyden beklentileri ile ilgili bir kavramdır. Cinsiyetin, kişisel özelliklerin ötesinde, toplumsal yapılarla ve ilişkilerle bağlantılı bir öznellik boyutu olan toplumsal cinsiyet kavramı, kız-oğlan olarak dünyaya gelen insanların zaman içinde kültürel ve sosyal etkileşimler ve öğrenmeler sonucu kadın-erkeğe dönüşmeleridir. 19 Cinsiyeti doğa belirlerken, toplumsal cinsiyeti kültür belirlemekte ve toplumsal cinsiyet kimliği hakkındaki anlayışlar, bunlarla bağlantılı olan cinsel tutum ve eğilimlerle birlikte, çok erken yaşlarda oluşmaktadır. 25

Günümüzde genel olarak kabul edilen gerçeklerden birisi; toplumsal cinsiyet rol kalıplarının toplumsal eşitsizliklerde önemli bir etkiye sahip olduğudur. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kavramı, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliklere işaret ederken, bu eşitsizliklerin sadece fiziksel farklılıklardan kaynaklanmadığı; aynı zamanda kaynakların ve fırsatların cinsiyetler arasında dağılımı ve kullanımında eşitsizlikler olduğu anlamına gelmektedir. Bu eşitsizlikten daha fazla etkilenen cinsiyetin kadın olduğu kabul edilen bir diğer gerçektir. Kadınlar eğitimde, sağlıkta, çalışma yaşamında, siyasi hayata katılımda, sosyal ve ekonomik haklara sahip olmada, hakları kullanmada; toprak ve sermaye gibi kaynaklara sahiplikte engellerle karşılaşmakta ve eşitsizliklere uğramaktadır. Ekonomik faaliyet alanında birçok eşitsizliklerle karşı karşıya kalan kadınlar; benzer sebeplerle aile reisliği, mülkleri yönetme, iş kurma ve yürütme gibi konularda erkeklerle eşit değildir. Kadınlar daha çok kayıt dışı sektörlerde, geçici, gündelik, yarı zamanlı, düşük ücretli, kötü koşullu, ücret karşılığı olmayan işlerde (aile işçiliği) çalışmakta, ayrıca pazarlık gücünden yoksun olduklarından işe alınmada, ücretlendirme ve yükseltmelerde de ayrımcılığa uğramaktadırlar. Kadınlar dünya nüfusunun %50 sinden fazlasını temsil ettikleri, iş saatlerinin %66 sını doldurdukları halde dünya gelirlerinin sadece %10 una, mülkiyetlerin de %1 ine sahiptirler. Kadınlara karşı ayrımcılık dünyanın hemen her ülkesinde görülmekle beraber farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Dünyanın dört bir yanında cinsiyetinden dolayı kız bebekler doğmadan düşürülmekte, aldırılmakta, doğduktan sonra boğulmakta, kız çocuklarına kadın sünneti uygulanmakta, genç kızların cinsellik konusunda eğitim alma hakkı engellenmekte, kadınlar tecavüz sonucu oluşan gebeliği ailesinin inançları nedeniyle sürdürmek zorunda kalmakta, kadınlar kendilerine verilen düşük değer nedeniyle ve sağlıkları önemli görülmediğinden genellikle sağlık hizmetlerine daha az ulaşmaktadır. Ayrımcılığa yol açan geleneksel yaklaşımlar ve daha değersiz görülme gibi nedenlerle kız çocuklarının eğitime ulaşmasında zorluklar vardır. Eğitimin, bütün çocuklar için önemi bilinmekle birlikte kızlar, eğitime katılımda genel olarak tüm dünyada dezavantajlıdır. Geçen yirmi yılda önemli atılımlar yapılmasına rağmen hala ilköğretime başlamayan 130 milyon çocuğun çoğunluğunu (2/3 ünü) kızlar oluşturmaktadır. Ayrıca hala okuma yazma bilmeyenler arasında bir erkeğe karşın iki kadın bulunmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde kadınlar oy kullanma hakkını ancak yirminci yüzyılın ortalarında elde etmişlerdir. Ancak oy kullanma hakkı kadınların parlamentoya seçilmeleri için yeterli olmamaktadır. Ulusal parlamentolarda da kadın sayısında artış olmasına rağmen bu konudaki gelişme oldukça yavaştır. 1945 yılında dünyada yalnızca 26 parlamentoda kadın varken ve par- 26

lamenterlerin sadece %3 ü kadınken, 1999 yılında 179 parlamentoda kadın parlamenter oranı ancak %13,2 ye ulaşmıştır. Aralık 2007 verileri dünyada parlamentolarda kadın oranının % 17,7 olduğunu göstermektedir. Parlamentolarda halen 36.294 erkeğe karşılık 7.793 kadın bulunmaktadır ki bu kadın-erkek eşitliğinin çok uzağında bir rakamdır (http:// www.ipu.org/wmn-e/world.htm). kavram, Yoksulluk çal ma giderek ya am nda kadın laşmaktadır kad nlar n (feminization e it olmayan of durumunu poverty). ve Yeryüzünde ev içindeki mutlak yoksulluk dü ük statülerini sınırındaki 1,5 yans tan milyar kişinin bir göstergedir. % 70 ini kadınlar Birçok oluşturmaktadır. kad n çal ma 700 olana milyon kadın yeterli bulamamakta, yiyecek ve çal an içme suyu kad nlar ile sağlık ise dü ük ve eğitim ücretli olarak hizmetlerinden istihdam edilmektedir. mahrumdur. Türkiye nin (Ak n durumu A., Bahar da Özvar, dünya genelinden., 2006; UN, pek 2000) farklı değildir. Yoksulluğun kadınlaşması, çalışma yaşamında kadınların eşit olmayan durumunu ve ev içindeki düşük statülerini yansıtan bir göstergedir. Toplumsal Birçok Cinsiyet kadın E itli i: çalışma Yasalar olanağı önünde bulamamakta, kad n ve erke e çalışan e it kadınlar davran lmas ; ise düşük ücretli aile olarak ve toplum istihdam içinde edilmektedir kad n ve erke in (Akın A., kaynaklardan, Bahar Özvarış, imkanlardan Ş., 2006; ve UN, hizmetlerden 2000). e it Toplumsal biçimde yararlanmas d r. Cinsiyet Eşitliği: Aile ve toplum içinde kadın ve erkeğin kaynaklardan, imkanlardan ve hizmetlerden eşit biçimde yararlanması, yasalar önünde kadın ve erkeğe eşit Toplumsal davranılmasıdır.. Cinsiyette Hakkaniyet: F rsat ve sorumluluklar n kad n ve erke e adil bir biçimde da t lmas demektir. Bu kavram çerçevesinde kad n ve erke in farkl Toplumsal Cinsiyette Hakkaniyet: Fırsat ve sorumlulukların kadın ve erkeğe adil gereksinimlerinin ve gücünün oldu u kabul edilmektedir. Bu farkl l ktan yola bir biçimde dağıtılması demektir. Bu kavram çerçevesinde kadın ve erkeğin farklı gereksinimlerinin ve gücünün olduğu kabul edilmektedir. Bu farklılıktan yola çıkarak, fırsat ve ç karak, iki cinsiyet aras ndaki dengeyi düzeltecek ekilde, kad nlar n mevcut gereksinimine uygun olarak da t lmas n sa layan program ve politikalar n sorumlulukların, farklı cinslerin gereksinimlerine uygun olarak ve cinsiyetler arasındaki geli tirilmesi gerekmektedir. dengeyi kuracak şekilde dağıtılmasını sağlayan program ve politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri toplumsal olarak kurgulanmakta ve ö retilmektedir. K z Toplumsal cinsiyet rolleri toplumsal olarak kurgulanmakta ve öğretilmektedir. Kız ve ve erkek çocuklara toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde nas l davranmalar erkek çocuklara toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde nasıl davranmaları gerektiği ve gerekti i ö retilmektedir. Çocukluklar ndan itibaren k z ve erkek çocuklara çocukluklarından itibaren birbirlerinden farklı davranmaları, giyinmeleri, duygularını farklı birbirlerinden farkl davranmalar, giyinmeleri, duygular n farkl biçimlerde biçimlerde göstermeleri, farklı ilgi alanları edinmeleri öğretilmektedir. göstermeleri, farkl ilgi alanlar edinmeleri ö retilmektedir. Birçok ülkede toplumsal cinsiyet normlar aile, sosyal çevre, dini kurumlar, medya gibi toplumsal kurumlar taraf ndan üretilmekte ve devam ettirilmektedir. Genellikle de yasalar taraf ndan resmi bir statü kazanmaktad r. Örne in, evlilikle ilgili 27

yasalar Birçok erke in ülkede kad ndan toplumsal daha cinsiyet üstün normları oldu u varsay m yla aile, sosyal çevre, olu turulmu tur dini kurumlar, medya ve erke in gibi toplumsal lehine hükümler kurumlar içermektedir. tarafından üretilmekte ve devam ettirilmektedir. Genellikle de yasalar tarafından resmi bir statü kazanmaktadır. Örneğin, kimi ülkelerde evlilikle Kad n n ilgili Statüsü, yasalar kad nlar n erkeğin kadından eri im ve daha yararlanma üstün olduğu hakk varsayımıyla olan e itim ve oluşturulmuştur çal ma ve erkeğin lehine hükümler içermektedir. ya am na kat l m ; gelir düzeyi ve mülkiyet durumu ile belirlenmektedir. Kadının Statüsü, kadınların erişim ve yararlanma hakkı olan eğitim ve çalışma yaşamına katılım; gelir düzeyi ve mülkiyet durumu ile belirlenmektedir. KADININ STATÜSÜ NÜFUS kadın erkek erkek kadın İLKOKUL ÖĞRENİMİ erkek kadın GELİR ÇALIŞMA SÜRESİ kadın erkek erkek kadın MÜLKİYET Kaynak: Population Action International, 1998. Population Action International tarafından 99 gelişmekte olan ülkede yapılan bir değerlendirmeye göre; kadınlar nüfusun yarısını oluştururken statülerini belirleyen temel Population Action International taraf ndan 99 gelişmekte olan ülkede yap lan bir değerlendirmeye göre; kad nlar nüfusun yar s n oluştururken statülerini belirleyen göstergelere bakıldığında erkeklerle eşit statüde olmadıkları görülmektedir. İşyerinde ve temel göstergelere bak ld ğ nda erkeklerle eşit statüde olmad klar görülmektedir. evdeki toplam çalışma süreleri erkeklere oranla iki kat daha fazla olmakla birlikte eğitim İş yerinde seviyeleri, ve evdeki gelir toplam ve mülkiyet çal şma payları süreleri erkeklerinkine erkeklere oranla oranla çok iki daha kat azdır daha (Population fazla Action birlikte International, eğitim, 1998). gelir ve mülkiyet paylar erkeklerinkine oranla çok daha olmakla azd r (Population Action International, 1998). Sosyal Statü: Toplumun ve sosyal çevrenin bireye atfettiği sosyal değer dir. Kadının sosyal statüsü pek çok psikososyal faktörün etkilemesi ve etkileşmesi ile bu faktörlerin bir bileşkesi olarak ortaya çıkan bir sonuçtur. Ancak bu sonuç, kadın sağlığı ile ilgili pek çok olumlu ya da olumsuz tablonun hazırlayıcısı olarak rol oynamaktadır. 28 23