TÜRKİYE SİYASAL SİSTEMİNDEKİ TIKANIKLIKLAR VE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI



Benzer belgeler
ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

3.Meclisin faaliyetlerine ara vermemesi şeklinde olan meclisin her zaman açık olması yasamanın hangi ilkesi ile ilgilidir?

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Cumhuriyet Halk Partisi

AÇIK AÇIK SÖYLEYELİM!

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

YÜRÜTME FONKSİYONU BAKIMINDAN CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNİN ANALİZİ

Öğrencinin adı ve soyadı: Numarası:

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Doç. Dr. Melikşah YASİN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. İdarenin Yasama Tarafından Denetlenmesi

ANAYASA HUKUKU DERSİ

1.Cumhurbaşkanının Meclise geri gönderemediği ve kabule etmek zorunda olduğu tek kanun aşağıdakilerden hangisidir? I. Cumhurbaşkanı. II.

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

Halka Gitme Zamanı Sayfa 1

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

GÜCLÜ DEMOKRASİ GÜCLÜ MECLİS MECLİS CUMHURBASKANINI VE BAKANLARI DENETLİYOR

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

1982 ANAYASASI, ANAYASANIN HAZIRLANMASI, KABUL EDİLMESİ VE TEMEL İLKELERİ

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

İ Ç İ N D E K İ L E R

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

ĐŞLETME BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU DERSĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAV CEVAP ANAHTARI

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi Fihristi

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Devrim Öncesinde Yemen

ANAYASA HUKUKU DERSĐ ( GÜZ DÖNEMĐ FĐNAL SINAVI) Đktisat ve Maliye Bölümü

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

(Đktisat, Đktisat ĐÖ ve Maliye Bölümleri)

2 Ders Kodu: KMY Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Yüksek Lisans

İŞLETME BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU. 29 Mayıs 2014 saat: 10:30 yarıyıl sonu sınavı (toplam 40 çoktan seçmeli soru = 80 puan)

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

Başkanlık Sistemiyle İlgili Birkaç Temel Tespit

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

27-31 Temmuz Önümüzdeki Hafta Neleri Takip Edeceğiz?

10. Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç kaç gün içinde yeni bakan atanır? A) 5 gün B) 10 gün C) 15 gün D) 20 gün E) 25 gün

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

HÜKÜMET SİSTEMİ TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA BAŞKANLIK YA DA YARI-BAŞKANLIK SİSTEMLERİNİN TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Seçim Barajını Yönetimde İstikrarı Azaltmayan Bir Seviyeye Düşürmek Mümkün mü?

YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan. Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

Doğruluk Payı Aylık Rapor Kasım 2014

MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

ÖSYM. kpss. yeni sınav sistemine göre hazırlanmıştır. GENEL KÜLTÜR VATANDAŞLIK DENEME. Gerçek Sınav Tadında...

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN DIŞ İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

DAYTON BARIŞ ANTLAŞMASINA GÖRE BOSNA-HERSEK DEVLETİ

Biz yeni anayasa diyoruz

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Cumhuriyet Halk Partisi

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Doğru bir Başkanlık sisteminin olmazsa olmazları : Katı Güçler ayrımı ve Denge-Denetim Mekanizmaları:

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

Türkiye de Seçim Sistemi TBMM de Eşit Temsili Sağlıyor mu?

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

Araştırma Notu 15/181

Türkiye ye Özgü Yeni Bir Hükümet Modeli: Cumhurbaşkanlığı Sistemi

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

Transkript:

TÜRKİYE SİYASAL NDEKİ TIKANIKLIKLAR VE BAŞKANLIK TARTIŞMALARI

TÜRKİYE SİYASAL NDEKİ TIKANIKLIKLAR VE BAŞKANLIK TARTIŞMALARI Türk Siyasi tarihinde oluşan sistem tıkanıklıklarına çözüm olarak hükümet sisteminin değiştirilmesi zaman zaman gündeme gelmiştir. Bu durum siyasiler tarafından çokça tartışılmıştır. Özellikle başkanlık sistemine geçilmesi yönünde dönem dönem hareketlenmeler olmuş, söylemler geliştirilmiş lakin bir türlü bu sisteme geçilecek siyasi irade tam manasıyla oluşamamıştır. Rahmetli Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal 1993 yılında yaptığı bir konuşmada Başkanlık Sistemini ilkin 1983 te getirmek istediğini ancak o dönemde ekonomik sıkıntıların hat safhada olması nedeniyle ekonomik reformlara yöneldiğini belirtiyor. Aynı şekilde 1987 yılında yine bu yönde bir girişimi olduğunda kendi partisinden destek bulamadığını belirtir Özal. Bu konuda Özal ın karşısında duran en net isimlerden Demirel 90 lı yıllarda yaşanan siyasi krizlerden sonra 1 Ekim 1999 tarihinde TBMM nin yeni yasama yılını açış konuşmasında şöyle diyordu: Cumhurbaşkanı, iki turlu seçimle, halk tarafından seçilmelidir. Eğer meclisiniz muvafık görürse, iki defa seçilmelidir. Bunun bir takım mahzurları vardır, ama, maksadınız, eğer demokrasiyi güçlendirmekse, demokrasinin kurumlarına daha çok otorite kazandırmaksa, mutlaka halkın rızası ve yetkisine Cumhurbaşkanlığı makamını bırakmak lazımdır. BAŞKANLIK NE GEÇİŞ DENEMELERİ 2000 yılının şubat ayında hükümeti oluşturan partilerin genel başkanları öncülüğünde verilen, Cumhurbaşkanı nın görev süresini 5 yıla indirip bir kişinin en fazla 2 kere cumhurbaşkanı seçilmesine olanak tanıyan teklif ile Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi milletvekillerince verilen Cumhurbaşkanlığı görev süresini 5 yıllık süre için halk tarafından seçilmesine olanak tanıyan ve bir kimsenin en fazla iki defa seçilmesine izin veren değişiklik teklifi önerilmişti. Ancak bu ikinci öneri Meclis Anayasa Komisyonunca kabul edilmemiş, genel kurula gelen ilk öneri de kabul için yeterli çoğunluğa ulaşılamayarak reddedilmiştir.yine 2004 yılı AB İlerleme raporunda %10 luk baraj eleştirildiğinde dönemin Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek barajın istikrarı korumak için getirildiğini eğer bunun aksi düşünülecekse Başkanlık Sisteminin ülkeye getirilmesi gerektiğini ifade ederek Türkiye de Başkanlık Sistemi tar-

tışmalarını yeniden alevlendirmiştir. Ancak şunu da belirtelim ki Çiçek in yaptığı bu konuşma dönemin Başbakanı Erdoğan a sorulduğunda Türkiye de mevcut parlamenter sistemin işlediğini dolayısıyla böyle bir tartışmaya girilmesinin doğru olmadığını söylemiştir. Son olarak 2007 yılında Ak Parti nin girişimleriyle referanduma sunulan ve Cumhurbaşkanının 5 yıllığına doğrudan halk tarafından seçilmesine yönelik teklifin kabul edilmesi, ak partili siyasilerin Başkanlık Sistemini kamuoyu nezdinde tartışmaya açması Başkanlık Sistemi tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Peki neden Türkiye de Başkanlık Sistemi bu kadar sık gündeme geliyor? Parlamenter sistemle yönetilen Türkiye nin başka bir sorunu yok mu da sürekli siyasal sistemi sorgulanıyor? Bir ihtimal Türkiye nin siyasal sistemindeki sorunları kabul ettiğimizde neden Parlamenter Sistem içinde bir çözüm aranmıyor da doğrudan Başkanlık Sistemine geçilmesi yönünde beyanlarda bulunuluyor? Başkanlık Sistemi Türk toplum yapısına ve siyasal kültürüne ne ölçüde uyar? Neden istikrarlı bir yönetimi elde eden iktidarlar bir süre sonra Başkanlık Sistemine geçilmesi yönünde görüş bildiriyorlar? İşte bu sorular Türkiye de Başkanlık Sistemi tartışmaları çerçevesinde cevabı aranan sualler. İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti nin Siyasi tarihinde yaşanan sorunları incelemekte fayda var. Kuruluşundan itibaren geçen 91 yılda tam 62 hükümet gören Türkiye nin tahmin edersiniz ki en büyük sıkıntısı istikrarsız hükümetler. Hükümetlerin kısa sürede değişmesi ve istikrarsız olması elbette ki sağlıklı bir siyasal hayatı engelleyen en önemli faktör. Maalesef bu durum devletin Sosyal Devlet ilkesinin gereklerine yerine getirmesini engelliyor. Yakın tarihte tecrübe ettiğimiz siyasi ve ekonomik krizler, zayıf hükümetleri fırsat bilen anarşist grupların baş göstermesi, sokakta güvenliğin kalmaması, eğitim, sağlık, ulaşım gibi Sosyal Devlet ilkesi çerçevesinde karşılanacak temel ihtiyaçların istikrarsız koalisyon hükümetleri tarafından karşılanamaması hepimizin malumu. Teoride hükümetin her kesimi temsil edecek şekilde oluşturulmasının demokratik bir tutum olduğu ileri sürülürken ülkemizde bu durum hükümetlerin kurulamamasına, hükümet krizlerine dönüşmesine hatta askeri darbelerle bu krizlerin nihayetlenmesine sebebiyet vermiştir. İç sorunlarını çözemeyen Türkiye dış politikada da istediği adımları atamamış, uluslararası güç odaklarının etkisi altında kalarak itibarını zedelemiştir.

İÇ GÜVENLİK PAKETİ Halbuki kalkınma istatistiklerine baktığımızda Türkiye nin kalkınmasını tek parti iktidarlarından oluşan güçlü hükümetler tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Gelişmeleri takip eden, çağa ayak uyduran, yürütmeye tam anlamıyla hakim olan ekipler bir elin parmakları gibi tek beyin tarafından yönetilerek ve tüm siyasi tartışmalardan uzak kalarak tüm enerjilerini kalkınmaya, gelişmeye harcamışlardır. Hiç kuşku yok ki uzlaşı kültürünün bu kadar zayıf olduğu ülkemizde koalisyon hükümetleriyle başarıyı hedeflemek yalnızca bir hayal. Zayıf hükümetler istikrarı sağlayamadıkları için bir süre sonra seçime gitmesi de ayrı bir problem. 400-500 milyon dolar uğruna IMF den medet uman Türkiye nin seçimlere yüklüce paralar harcamasına bakıpta seçimlerin ülkeye katkısı hakkında kuşkuya düşmemek elde değil! YASAMANIN YÜRÜTMEYİ DENETLEYEMEMESİ Bir diğer meseleye bakacak olursak mevcut sistemde yürütmenin yasama tarafından denetlenememesidir. Parlamenter sistemin temelini yasamanın yürütmeyi denetleme mekanizmaları oluşturur. Teoriye göre yasama verdiği soru önergeleriyle, gensorularla gerektiğinde hükümet düşürülebiliyor. Bu nedenle yürütme kendi sınırları içinde faaliyet gösterirken yasamanın hep denetimi! altında işlem yapacağı ileri sürülüyor. Ancak Türkiye gibi uzlaşı kültürün olmadığı, sıkı parti disiplinin olduğu ülkelerde kendi partisi içinden çıkarılan yürütmenin yine oraya çıkarılanlar tarafından düşürülmesi pek ihtimali olmayan bir durum. Kaldı ki 1961 yılından 1995 yılına kadar verilen 252 gensoru önergesinden yalnızca iki tanesi kabul edilmiştir. Bunlarda 1977-1980 arasında ülkeyi askeri darbeye götüren krizin oluştuğu dönemde gerçekleştirmiştir. BAKANLAR KURULU OLUŞUMU Göreve getirilen bakanların siyasi anlaşmalar neticesinde oluşması Türkiye siyasal hayatını karmaşıklaştıran bir başka mesele. Gerçekten ihtisas alanlarına göre değil de bir takım siyasi hesaplar, anlaşmalar neticesinde oluşturulan bakanlar kurulu yürütme erkini hakkıyla yerine getirememektedir. CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN ÇATIŞMASI Türk siyasal hareketinde belki de en dikkat çeken ayrıntı başbakanlarla cumhurbaşkanın sürekli kavgalı olması. Gerçekten de mevcut sistemde yürütmenin çift başlı olması Cumhurbaşkanı ve

Başbakanı çatışmaya götürüyor. Hatta bunun için farklı ideolojilerden beslenmelerine gerek yok. Özal Demirel, Ecevit Sezer in aynı siyasi köklerden beslenmeleri, devlet yönetiminde birbirleriyle çatışma içinde olmalarını engelleyememiştir. Hatta Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan ın bile zaman zaman küçük sürtüşmelerine şahit olduk bu sistemde. Peki ya neden? Aslına bakarsanız bu duruma en çok 82 Anayasasının parlamenter sistemin cumhurbaşkanı anlayışından daha fazla yetki tanıması buna neden oldu. Üniversite Rektörlerinin, Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin ve başkanının atamasını yapmak, YÖK üyelerini seçmek gibi yetkiler Cumhurbaşkanına verilmesi yürütme arasında ikilik çıkmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı nın başbakana anayasa kitapçığı fırlatmasına kadar giden bu ikilikler ülkenin zaten olmayan istikrarına bir darbe daha vurdu. SIKI PARTİ DİSİPLİNİ Siyasi partilerin sıkı disiplin içerisinde olması onların ülkenin en temel ihtiyaçları mevzubahis olduğunda dahi bir araya gelmelerini engelliyor. Bu bir bakıma Türk toplum yapısının da genel bir tezahürü. Günümüzden örnek verecek olursak Chp den Ak Parti ye geçen bir kişi iktidara boyun eğmekle itham edilirken tam tersi olduğu durumlarda da o kişinin ihanetle suçlanmasına neden oluyor. SEÇİM BARAJI Seçim sistemimize baktığımızda demokratik katılımın tam manasıyla sağlanamadığı görülüyor. %10 luk seçim barajı çoğulcu demokrasinin önünde duran en büyük engel. Hakikaten %9 luk oy alan bir partinin mecliste temsil edilmesinin önüne geçilmesi milli iradenin tam manasıyla meclise hakim olmasını engelliyor. HÜKÜMET SİSTEMLERİ Elbette ki bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye nin önünü açmak Yeni Ve Güçlü Türkiye yi oluşturmak, bölgesinde lider bir ülke olmak için bu sorunları çözmek zorundayız. Bunun farkında olan yöneticilerimiz bu soruna çözüm bulmak için yıllarca fikir üretmişler, araştırmalar yaptırmışlar. Bu konudaki fikirlerimize gelmeden önce kısaca Başkanlık Sistemi, Parlamenter Sistem ve Yarı- Başkanlık Sisteminden bahsetmemiz uygun olur.

BAŞKANLIK Başkanlık sistemini, hem yürütme organının başı, hem de devlet başkanı olan başkanın, belirli bir süre için halk tarafından seçildiği ve yasama organının başkanı düşüremediği, başkanın da yasama organını feshedemediği bir sistem olarak tanımlayabiliriz. Görüldüğü gibi bu sistemde yürütme organı tek başlıdır ve başkanın kabinesinde yer alanlar, onun sadece danışmanı, yardımcısı konumundadırlar. Amerika Birleşik Devletleri'nin eski Başkanlarından Lincoln'ün bakanlarıyla yaptığı bir toplantıda oya sunduğu konuya ilişkin oylama sonucunu "7 hayır, 1 evet. Evetler galiptir" şeklinde açıklaması, yürütme organının başkan eksenli oluşunu vurgulamaktadır. PARLAMENTER SİSTEM Parlamenter sisteme gelince, bu sistemi Epstein, yürütme iktidarının yasama iktidarından kaynaklandığı ve ona karşı sorumlu olduğu anayasal demokrasi tipi olarak tanımlamaktadır. Bu tanımdan yola çıkıp, yürütme organının oluşumuna bakarsak, şöyle bir tablo ile karşılaşırız. Parlamenter sistemde yürütme organı ikili bir yapılanma göstermektedir ve bu yapının birinci kanadını devlet başkanı, ikinci kanadını ise başbakan ve bakanlardan meydana gelen bakanlar kurulu oluşturmaktadır. Rejim monarşik bir nitelikte ise, başka bir deyişle devlet başkanı seçimle değil de, soy esasına göre belirleniyorsa, bu belirlemede yasama organının bir rolü olamaz. Ancak, söz konusu olan bir cumhuriyetse, Cumhurbaşkanı'nı seçen ya sadece parlamentodur, ya da parlamentonun da içinde yer aldığı bir seçiciler kuruludur. İkinci kanada gelince, bu kanat parlamentodan kaynaklanmaktadır. Gerçekten, ya İngiltere örneğinde olduğu gibi, devlet başkanının görevlendirdiği bir parlamenter (başbakan) hükümeti kurmakta ve yeni hükümet izleyeceği politikayı gösteren bir programı yasama organına sunup onun güvenini istemektedir; ya da Federal Almanya ve Japonya'da olduğu gibi, başbakanı parlamento seçmektedir. Parlamenter sistemde yürütme organının birinci kanadını oluşturan devlet başkanı sorumsuz olduğu halde; ikinci kanadın, yani bakanlar kurulunun yasama organına karşı kolektif, ayrıca bakanların da bireysel sorumluluğu vardır. Bu siyasal sorumluluğun bir sonucu olarak, yasama organı, soru, genel görüşme, meclis araştırması, gensoru gibi çeşitli denetim araçlarıyla hükümeti denetleyebilir ve güvenini kaybettiğinde düşürebilir. Buna karşılık, parlamenter sistemlerin çoğunda, yürütme organının da, yasama meclisini feshetme yetkisi ile donatıldığı görülmektedir.

YARI BAŞKANLIK Bir diğer sistem ise başkanlık ve parlamenter sistemin bazı unsurlarını birleştiren bir sistem olan Yarı-başkanlık sistemidir. Bu sisteme göre cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir ve güçlü yetkileri vardır. Ayrıca aynı parlamenter sistemde olduğu gibi yasama organına karşı sorumlu bir hükümet mevcuttur. BAŞKANLIK NİN UYGULANABİLİRLİĞİ ÜZERİ- NE TARTIŞMALAR Yukarda bahsettiğimiz gibi Başkanlık Sisteminin Türkiye ye uygulanabilirliği sürekli tartışılmıştır. Reel bir sonuca ulaşmak için konuya kazuistik bir şekilde bakmanın yanında Türk toplumunun yapısının da iyi irdelenmesi gerekir. Siyasi tarihimizde cereyan eden bazı olaylara hangi reflekslerle karşılık verdiğimiz de doğru sonuca ulaşmamızda faydalı olacaktır. İfade etmek gerekir ki çoğu akademisyen siyasal hayatımızdaki sorunların parlamenter sistem içerisinde çözülebileceğini, başkanlık sisteminin bize yabancı olduğunu, u riski almaktansa mevcut sistemde bir takım düzenlemeler yapılmak suretiyle sorunların halledilebileceğini(özellikle rasyonelleştirilmiş parlamentarizm üzerine gidilerek), başkanlık sisteminin diktatörlük getireceğini ve böylece demokrasinin askıya alınacağını ifade ederler. AZ BİR FARKLA SEÇİMLERİN NETİCELENMESİ Başkanlık Sistemine karşı olanların dayanak noktalarından bir tanesi de başkanlık sistemi içinde seçimi kazananların her şeyi kazandığı kaybedenlerin ise her şeyi kaybettiğidir. Bunun demokratik olmadığını, az bir farkla seçimi kaybeden tarafın buna itiraz etme ihtimalinin bulunduğunu ve bunun kaos oluşturabileceğini ileri sürer. YASAMA YÜRÜTMENİN HESAP VERİRKEN BİRBİ- RİNİ SUÇLAMASI Aynı şekilde 5 yılın sonunda seçmene hesap verme zamanı geldiğinde söz konusu başarısızlığı yasama organına atıp sorumluluktan kurtulabileceğini belirtir. YASAMA YÜRÜTME UYUŞMAZLIĞI Başkanlık sistemine karşı olanların savunduğu diğer bir sorun da Başkanlık Sisteminde yasama ile yürütme arasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlık halinde bunu çözebilecek bir mekanizmanın kurulmamış olduğudur. Gerçek-

ten de parlamenter sistemin aksine Başkanlık Sisteminde ne yasama görev süresi içerisinde yürütme tarafından düşürülebilir ne de yasama yürütmenin görevine son verebilir. Aralarında çıkacak muhtemel uyuşmazlıkların çözülememesi bir yönetim krizine yol açar. Görevi süresince işlevselliği kaybeden başkan istifa etmediği sürece görevinde kalır ve bu da siyasal sistem krizine neden olur. Yürütmenin işlevini gerçekleştirmesi için yasama organından beklediği yasaların çıkmaması yürütme organını kilitler, onu iş yapamaz hale gelir. Bunu çözecek tek unsur uzlaşı kültürüdür. Zaten ABD check & balance mekanizmasını tam da bu husus üzerinde işlettiğinden siyasal düzenini işletiyor. Uzlaşı kültürünün zayıf olduğu ülkemizde bunun gerçekleşmeyeceğini öngörmek çok da zor değil. İSTİKRARLI HÜKÜMET Başkanlık sisteminin olumlu yanlarına gelecek olursak ilk başta belirtmemiz gereken husus tek bir kişi tarafından yönetilmenin ve temsil edilmenin Türk toplumuna uygun olacağıdır. 400 yıllık bir Selçuklu tarihi ve 600 yıllık Osmanlı geleneğinden alışık olduğumuz bir tek adam yönetimimiz var. Aynı şekilde Türkiye Siyasi tarihini incelediğimizde kalkınmamızı sağladığımız tarih aralıklarında tek bir yöneticinin adı geçer. Menderes dönemi, Özal dönemi, Erdoğan dönemi bunlara örnek verilebilir. Yaşanan siyasi kutuplaşmaları bir kenara koyarsak ekonomik kalkınmamızı, refah seviyemizi, yaşam standartlarımızı hep bu dönemlerde artırdık. ATAERKİL AİLE YAPISI Kanaatimize göre geleneklerimizden gelen ataerkil aile yapısının da başkanlık sisteminin uygulanmasına uygun olduğunu ifade edebiliriz. Sonuç olarak diyebiliriz ki hayatımızın her alanında tek kişinin yönetimine alışık olduğumuz halde devletin yürütme organının oluşumunda farklı görüşlerin temsil edilmeye çalışılması 1961 anayasasının pratikte getirdiği sorunları karşımıza çıkarır. Edindiğimiz tecrübelerimizden bunu tahmin etmek hiç de zor değil. Siyasi hayatımızdaki sorunlardan bahsederken ifade ettiğimiz istikrarsız hükümetlerin Başkanlık Sisteminde oluşması çok zor. Bu sistemde Başkan görev süresi boyunca sadece cezai suçlarından (impeachment) dolayı görevden alınabilir. Bu da programını seçim endişesi olmadan ve mecliste çıkabilecek problemlerden etkilenmeden yalnızca kendisinin belirleyeceği ekiple gerçekleştirmesine olanak tanır. Aynı zamanda bu kadar geniş yetkileri olan başkanın doğrudan halkın oylarıyla seçilmiş olması yaptıklarına meşruiyet kazandırarak askeri vesayet riskini azaltır. Bundan sonra yetki kendisindedir. 5 yılın sonunda Başkan halka hesap verir.

DİKTATÖRLÜK MESELESİ Başkanlık Sisteminin ülkemize diktatörlük getireceği, demokrasinin askıya alınacağı, farklı siyasi grupların başkan tarafından sindirilebilineceği bazı yazarlar tarafından ileri sürülür. Sanki Türkiye bu zamana kadar çok demokratik yönetilmiştir, her 10 yılda bir darbe olmamıştır, vesayet heveslileri Ordu Göreve pankartlarıyla sokaklara çıkmamış, seçilmiş başbakanımızı darağacında asmamışız gibi. Tüm bunlar olduğunda Başkanlık sistemi yoktu. Bugünde bir başkanlık sistemi yok. Lakin güncel tartışmalara baktığımızda Erdoğan a yöneltilen diktatörlük ithamları burada bir tezat oluşturuyor. Şöyle ki bir ihtimal başbakanın diktatör olduğunu kabul ettiğimizde bu diktatör mevcut sistem içinden çıkmıştır. Dolayısıyla eğer demokrasi dışına çıkılacaksa bu her sistemde oluşabilir. Aynı şekilde Başkanlık Sisteminin darbelere neden olacağı belirtilir. Doç. Dr. Murat Yanık ın ifade ettiği gibi darbelerin temelinde yatan sosyo - ekonomik, sosyo kültürel sebepler vardır. Hangi sistem uygulanırsa uygulansın darbe olacaksa bunu engellemek çok zordur. Önemli olan darbe yollarını kapamaya çalışarak, darbe ihtimalini en aza indirmektir. SONUÇ Başkanlık sisteminin tarihçesi ve genel yapısına bakıldığından Türk toplumu için parlamenter sisteme kıyasla daha uygun olduğu kanaatindeyiz. Özellikle yüzlerce yıllık devlet geleneğinde tek adamlar tarafından adaletli bir şekilde yönetildiğine inanan toplum Başkanlık Sistemine zorlanmadan uyum sağlayacağını düşünüyoruz. Parlamenter sistemin tarihçesini ve onu ortaya çıkartan sosyolojik nedenleri incelediğimizde hükümdara karşı başlatılan bir özgürlük mücadelesinin sonucu olduğunu görürüz. 18. Yy da halk hükümdarı denetlemek için bir parlamento kurarak yasama erkini ele geçirmeye gayret eder. Aynı tarihlerde Osmanlı Devletine baktığımız zaman hükümdarın tek başına yönetimi halk tarafından yine kutsal sayılmıştır. Bunun sonucu olarak halk ufak çapta yerel isyanları saymazsak hükümdara karşı ayaklanmamıştır. 19. Yy da Avrupa ya giden ve orda eğitim alan Jön Türkler diye tabir ettiğimiz aydınlar hükümdarın yetkisinin sınırlanması gerektiğini ileri sürüp kamuoyu oluşturmuşlardır. Bunun dışında toplumun kendi iç dinamiklerinden çıkmış, hükümdarın yetkilerini sınırlandırmayı hedefleyen bir hareket görülmemiştir. Dolayısıyla tek adam tarafından yönetilmenin Türk toplumunun genlerine çok daha uygun olduğu kanaatindeyiz.

Tabi bunun yanında bir takım çekincelerimiz de mevcut. Örneğin Türkiye de sıkı parti disiplininin olması, uzlaşı kültürünün zayıf olması, halkın kutuplaşmış olması başkanlık sisteminin uygulanmasında problem olacağını düşündüğümüz hususlar. Eğer yasama ve yürütme arasında kurulacak olan check & balance mekanizması halkın kutuplaşmasına kurban edilirse sistemin meşruiyeti sorgulanır hale gelir. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Türk Tipi bir başkanlık sistemi seçeneği üzerinde durulmalıdır. Bunun için yapılması gereken Türk toplum yapısının iyice irdelenmesi ve gerekirse Türk Siyasi hayatından edinilmiş tecrübelerle Rasyonelleştirilmiş bir Başkanlık Sistemi nin hayata geçirilmesidir. Mehmet PEHLİVAN İnsan Hakları ve Hukuk Komisyonu Başkanı FAYDALANILAN KAYNAKLAR *Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Nisan 2005 sayısı) *Prof Dr Erdal Onar Türkiye nin Başkanlık veya Yarı-Başkanlık Sistemine Geçmesi Düşünülmeli midir? *Doç. Dr. Murat Yanık 1997 Yüksek Lisans Tezi Başkanlık Sistemi ve Türkiye de Uygulanabilirliği *Wikipedia *Yar. Doç. Dr. Mehmet Kahraman Hükümet Sistemi Tartışmaları Bağlamında Başkanlık ya da Yarı-Başkanlık Sistemlerinin Türkiye de Uygulanabilirliği