Mikro Besinli Gübreleme Yoluyla Beslenme Yetersizliği İle Mücadele Türkiye de Çinkolu Gübre Üretiminin Artırılması ve Kamu Sağlığının Geliştirilmesi Toros Tarımsal Sanayi Grubu ndan Esin Mete nin Mütalaası Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler 4. Konferansı Önce Tarım Alt Etkinliği, 12 Mayıs 2011 Günaydın Hanımlar ve Beyler, Toros Tarımsal Sanayii Grubu, Önce Tarım koalisyonu ile koalisyonun kurucularından biri olan Uluslararası Gübre Sanayii Birliği ndeki (IFA) üyeliği münasebetiyle doğrudan ilişkilidir. Bugün sizlerle, burada, şirketimin merkezinin bulunduğu Türkiye de yürütülen heyecan verici bir projenin tarihçesini ve sonuçlarını paylaşmak istiyorum. 1990 ların başında kompoze gübrelere çinkonun eklenmesi, tarımın önemine, özellikle de tarım, beslenme ve insan sağlığı arasındaki ilişkiye bakışımızı değiştirdi. Sürdürülebilir zirai uygulamalara örnek teşkil eden bu çalışma, ana hatlarını Robyne Anderson ın tayin ettiği Önce Tarım prensiplerinin çoğu ile yakın bir çizgide olduğu gibi, aynı zamanda üniversiteleri, girişimcileri ve resmi kurumları da içine alan kamu ve özel sektör ortaklığının başarılı bir örneğidir. Çok sayıda vitaminin yanı sıra özellikle demir, çinko, selenyum ve iyot gibi mikro besinlerin eksikliği yaygın bir durumdur ve dünya nüfusunun yarıdan fazlasını etkilemekte olup genelde birçok mikro besin eksikliği birlikte gözlemlenir. Dünya nüfusunun üçte biri, başta büyüme, bağışıklık sistemi, üreme sağlığı ve zihinsel gelişme olmak üzere insan sağlığını tehdit eden çinko eksikliği tehlikesiyle karşı karşıyadır¹. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yoksul ülkelerdeki en önemli sağlık tehditleri arasında çinko eksikliğini beşinci sıraya yerleştirmektedir. WHO, tüm dünyada her yıl 800.000 insanın çinko eksikliğine bağlı nedenlerle hayatını kaybettiğini tahmin etmektedir. ¹ (Hotz ve Brown, 2004) 1
Türkiye de, Orta Anadolu Bölgesinde tahıl ekilen toprakların çoğu, bitkinin alabileceği çinko açısından oldukça zayıftır. Bu topraklarda yetişen tahıllar sağlıksız büyümekte ve düşük çinko konsantrasyonu içermektedir. Tahılın düşük düzeyde çinko içermesi, Türkiye nin kırsal alanlarında yaşayan nüfus açısından ciddi sağlık sorunları teşkil etmektedir. Dolayısıyla, düşük tahıl rekoltesi bir yana Orta Anadolu da yaşayan insanlar ve çiftlik hayvanları ciddi bir besin eksikliğiyle karşı karşıyadır. Bu bölgesel problem, 1990 ların başında tanımlanmıştır. 1992 yılında, Çukurova Üniversitesi ve Tarım Bakanlığı na bağlı araştırma enstitülerininin işbirliğiyle, rekolte açığını gidermeye yönelik zirai stratejilere odaklanan bir proje başlatıldı. Proje, çinko uygulamasının tahıl rekoltesinde gözle görülür bir artış sağladığını gösterdi. Vaktiyle tahıl üretiminin ekonomik açıdan uygulanabilir olmadığı ve üretimin hektar başına 0,25 ton gibi düşük miktarlarda olduğu bazı bölgelerde, rekoltenin altı ila sekiz kat arasında artabileceği gözlendi.² Sonuç olarak, zirai avantajlar çok çarpıcıydı. Öncelikle çinkolu gübrenin bitki gelişimi ve üretim miktarı üzerindeki etkileri yağmurlama sulamada beklenenden çok daha belirgin olmuştur. İkinci olarak, çinko ile işlem görmüş topraklarda büyüyen ya da çok yüksek çinko konsantrasyonlu tohumlardan elde edilen bitkilerde fide gelişiminin çok daha iyi ve bu bitkilerin çevresel etkilere toleransının daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu uygulamayla tahılın çinko içeriğinin ve biyoelverişliliğinin artırılmasına katkıda bulunulması ise üçüncü ve nihai avantajı teşkil etmektedir. Sonuçlar o kadar olumluydu ki, Türkiye gübre sanayii ve elbette şirketim Toros Tarım da araştırmalara katıldı. Çukurova Üniversitesi, Tarım Bakanlığı ve Toros Tarım arasında, %1 çinko içeren kompoze gübreler (NP ve NPK) üretmek ve gidirik üretim miktarını artırmak üzere bir işbirliği oluşturuldu. 2 (Cakmak ve ark., 1996; Cakmak ve ark., 1999) 2
Çiftçiler tarafından benimsenmesini sağlamak için çinkolu gübreler başlangıçta, sadece üç ana bitki besin maddesi içeren gübrelerle aynı fiyattan satışa çıkarıldı. Burada, projenin halk sağlığı üzerindeki etkilerini vurgulamaktan ziyade çiftçinin önce çinkoyla gübrelemenin üretim miktarı üzerindeki farkı görmesini sağlamaktı. Ekonomik avantajları çiftçilere tanıtmak, projenin başarılı olması için çok önemliydi. Yeni gübreler, Toros Tarım ın ziraat mühendisleri ve şirketin pazarlama ekibi tarafından, yerinde sunumlar ve uygulamalarla çiftçilere tanıtıldı. Toros Tarım, aynı zamanda, çinkolu gübrelerin yaygın kullanımının yararlarını göstermek için çiftçilere yönelik eğitim seminerleri, televizyon ve radyo sunumları gerçekleştirdiler. İçeriğin ek maliyetini yansıtacak şekilde yeniden fiyatlandırmaya gidilmesine rağmen, Türk çiftçiler birkaç yıl içinde çinkolu gübre kullanımını, gözle görülür bir oranda artırdılar. 1993 yılında 2.000 ton ile gübreler piyasaya çıktı. Bugün, Türkiye deki çinko eksikliği probleminin tanımlanmasından yaklaşık 20 yıl sonra, üretilen ve uygulanan toplam çinkolu gübre miktarı yılda 400.000 ton ile rekor düzeye ulaşmıştır. Türkiye nin temel besin maddesi buğdayla başlayan çinkolu gübre uygulaması, tüm tarla ve bahçecilik ürünlerine yayılmış ve çiftçilerin ekilen birim alandan elde ettiği gelirde artış sağlanmıştır. Türkiye deki arpa ve buğday insan tüketiminin yanı sıra hayvan yemi olarak kullanılmak üzere de üretilmektedir. Türkiye de çinko eksikliği bulunan topraklardaki çinkolu gübre uygulaması ile sağlanan ekonomik faydanın yılda 100 milyon ABD doları civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu örnek çalışma, tarım, beslenme ve sağlık arasındaki yapıcı ilişkiyi açık bir biçimde göstermektedir. Bununla birlikte, biyolojik zenginleştirmenin sadece çinkoda değil, selenyum ve muhtemelen iyotta da mikro besin eksikliklerine çözüm üretecek bir strateji olduğu ortaya çıkmaktadır. Tarımda biyolojik zenginleştirme, mikro besin eksiklikleri ile mücadele etmek için kullanılabilecek birçok stratejiden biridir. Diğerleri ise şunlardır: İlaç kullanarak destekleme, Yiyeceklere eklenen katkı maddeleri aracılığıyla biyolojik zenginleştirme, Diyet değişiklikleri ve çeşitlendirme, Bitki ıslahı yoluyla biyolojik zenginleştirme. 3
Gıda ürünlerinde biyolojik zenginleştirme ve takviye pahalı uygulamalar olup, gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle de kırsal bölgelerde uygulaması kolay olmayacaktır. Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü (IFPRI) destek maliyetinin yılda kişi başı 2,65 ABD doları olduğunu tahmin etmektedir. Örneğin Hindistan da yılda 28 milyon hamile kadının anemik olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayının yarısını tedavi etmek için yılda 37 milyon ABD doları gerekmektedir.³ Bir başka strateji de gen ıslahı yoluyla biyozenginleştirme olup, yenilen kısımlarda yüksek mikro besin içerikli yeni kültür bitkileri yetiştirmeyi gerektirir (örneğin, buğday tanesi ya da tapyoka kökü). Bu yetiştirme stratejisi verimli ancak önemli kaynaklar gerektiren uzun vadeli bir süreçtir. Çinko eksikliği olan tahıllar kapsamında, gübreleme, tüm dünyada nispeten daha kolay alınabilen bir önlemdir. 4 Son araştırmalar, hem organik hem de mineral kaynaklarla bitki beslemeye odaklanan sistemli uygulamaların çinko alımını daha da artırabileceğini göstermektedir. Toprağa gübre ve çiftlik gübresi gibi çeşitli organik malzeme eklemek, toprakta bitkinin alabileceği çinkonun toplam miktarını büyük oranda artırabilir. 5 3 Bouis et al., 2000. 4 Cakmak, I & Lyons G (2011). Agronomic biofortification of food crops with micronutrients ( Mikro besinli gıda hasadında agronomik biyozenginleştirme ), Fertilizers and Human Health te (IFA) yayımlanacak makale. 5 Marschner, 1993; Zuo ve Zhang, 1999. 4
Gıda güvenliğinin aksine, beslenme güvenliğinin geleneksel olarak sağlık profesyonellerinin alanına girdiği düşünülmektedir. Ancak sunduğum örnek, tüm tarım gıdası zincirinin -girdi sektörü de dahil olmak üzere- bu problemin çözümünde önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda, daha besleyici gıda ve yem üretmek ya da sağlık için çiftçilik, gıda ve beslenme güvenliği programlarının bir parçası olmalıdır. Bu tür çabaların ana ortakları olan tarım-gıda şirketleri, sürdürülebilir tarımsal uygulamaların artırılması hususunda liderlik etmelidirler. Tarımı sadece toplam üretim bakımından ele almak artık yeterli değildir. Onun yerine tarım verimli, sürdürülebilir ve besleyici bir gıda sisteminin temeli olarak görülmelidir. 5
Kaynakça: Alloway, B.J (2008). Zinc in Soils and Crop Nutrition. IFA. Bouis HE, Graham RD, Welch RM (2000) The Consultative Group on International Agricultural Research (CGIAR) Micronutrients Project: Justifications and objectives. Food Nutr Bull 21:374 381 Cakmak I, Yilmaz A, Ekiz H, Torun B, Erenoglu B, Braun HJ (1996) Zinc deficiency as a critical nutritional problem in wheat production in Central Anatolia. Plant Soil 180:165 172 Cakmak I, Kalayci M, Ekiz H, Braun HJ, Yilmaz A (1999) Zinc deficiency as an actual problem in plant and human nutrition in Turkey: A NATO-Science for Stability Project. Field Crops Res 60:175 188 Hotz C, Brown KH (2004) Assessment of the risk of zinc deficiency in populations and options for its control. Food Nutr Bull 25:94 204 IFPRI/CIAT (2002). Biofortified Crops for Improved Human Nutrition. International Food Policy Research Institute and International Center for Tropical Agriculture. www.idpas.org/pdf/1878biofortification.pdf Marschner H (1993) Zinc uptake from soils, In: Robson AD (ed) Zinc in Soils and Plants, Kluwer Academic Publishers, Dordrecht, The Netherlands, pp 59-77 Millennium Ecosystem Assessment (2005). Ecosystems and Human Well-being: Current States and Trends. Chapter 8: Food. www.maweb.org/documents/document.277.aspx.pdf Sandstead, M.W. (2006). Zinc requirements and the risks and benefits of zinc supplementation. Journal of Trace Elements in Medicine and Biology 20(1):3-18. WHO (2006). Neurological Disorders: Public health challenges. Section 3.6: Neurological disorders associated with malnutrition. World Health Organization. www.who.int/mental_health/neurology/chapter_3_b_neuro_disorders_public_h_challenges.p df Zuo, Y. and Zhang, F. 2009: Iron and zinc biofortification strategies in dicot plants by intercropping with gramineous species. A review. Agron. Sust. Dev. 29: 63-71 6
Uluslararası Gübre Sanayii Birliği (IFA) küresel gübre sanayisini temsil eden bir ticaret birliğidir. IFA üye ülkeleri, gübrenin, hammaddelerinin ve ara maddelerinin dağıtımı ve üretimi ile ilgili tüm etkinlikleri temsil eder. IFA üyelikleri, aynı zamanda, zirai araştırma ve eğitimindeki organizasyonları da içerir. IFA nın yaklaşık 85 ülkede 525 üyesi bulunmaktadır. Küresel gübre sanayii, yılda 170 milyon ton gübre besini üretmektedir. Bunlar, dünyanın her köşesinde, sürdürülebilir zirai üretim ve gıda güvenliğini desteklemek için kullanılır. www.fertilizer.org 7