AFETE DUYARLI TOPLUM Afet Risklerinin Azaltılması ve Toplumsal Direncin Arttırılmasına Yönelik Türk Kızılayı Yaklaşımı Dr. Mehmet GÜLLÜOĞLU, Ankara Doktor, Türk Kızılayı Genel Müdürü, Ankara mehmet.gulluoglu@kizilay.org.tr ÖZET: Çağdaş Afet Yönetimi, afetlerin önlenmesi ve olası zararların azaltılabilmesi için, afete yol açabilecek tehlike ve risklerin iyi bilinmesi ve bu tehlike ve riskleri olay olmadan önce engelleyecek veya zararlarını en düşük düzeyde tutacak önlemlerin, en akılcı yol ve yöntemlerle alınmasını gerektiren topyekûn bir mücadeledir. Bu mücadele içerisinde, en sade vatandaştan en yetkili makamlara kadar herkese görev ve sorumluluk düşmektedir. Afet riskinin azaltılması ve 2015 sonrası afete duyarlı bir toplum oluşturmak için; ileriye dönük, eylem ve sonuç odaklı, toplumsal tehlikelere karşı dirençli ve her şartta kendini toparlayabilen bir toplum yaratma süreci önem arz etmektedir. Türk Kızılayı da, ulusal ve uluslararası kurumlarla işbirliği içerisinde, kazanılan tecrübeleri dikkate alarak toplumda afetlere yönelik direnç oluşturmak ve bu direncin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla; halkın geneline yönelik; ABCD Temel Afet Eğitim Programı, Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması (YOTA) Eğitim Programı, Toplum Afet Gönüllüsü (TAG) Eğitim Programı; toplum liderlerine yönelik Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi Afet Zararlarını Azaltma Programı; ilköğretim öğrencileri ve öğretmenlerine yönelik Kızılay ile Güvenli Yaşamı Öğreniyorum eğitim ve bilinçlendirme programlarını hayata geçirmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Afet yönetimi, afet zararları, zarar azaltma, YOTA, TAG, TLT 1.AFET ZARAR AZALTIMI Bilindiği üzere; afet, etkilerini minimize edebilmek için birçok kurum ve kuruluşun koordineli bir biçimde görev almasını gerektiren fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar meydana getiren, normal yaşamı ve insan aktivitelerini durduran veya kesintiye uğratan, toplumları veya insan topluluklarını etkileyen doğal, teknolojik ve insan kökenli olaylara denilmektedir. Her çeşit afetle başa çıkabilme olgusu da; kısaca Afet Risk Yönetimi ve Afet Zarar Azaltma kavramlarını içeren ve meydana gelecek olası hasarları asgariye indirmeyi amaçlayan bir strateji olarak değerlendirilmektedir. Afetleri tamamen önlemek mümkün olmadığından yapılması gereken; afet öncesi süreci en iyi şekilde değerlendirip, afetlere meydana gelmeden önce olabildiğince hazırlıklı olmaktır. Afetler oluşmadan önceki süreç ne kadar iyi değerlendirilirse, oluşan afetin etkilerinden o oranda korunulmuş olur. Afet Zarar Azaltımı (Disaster Risk Reduction-DRR) konusunda gerekli ve uygulanabilir planlarını hazırlayan, güncellemelerini yapan, bu planlardan edinilen kazanımları etkin şekilde uygulayabilen toplumlar, afet kaynaklı zararlara karşı direnci en yüksek toplumlardır.
Afet öncesi hazırlık ve zarar azaltma kapsamında yapılacak faaliyetler kısaca; Meydana gelebilecek olaylardan toplumun en az zararla ve fiziksel kayıplarla kurtulabilmesi için gereken teknik, idari ve yasal tüm önlemleri olay vuku bulmadan önce almak, Afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınmanın her aşamasına dâhil etmek; böylelikle mevcut riskin artmasını önlemek ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak, Toplumun her kesiminin olayların etkilerinden en az zararla kurtulabilmesi için gerekli bilgilerle donatılmasını sağlayacak eğitim programları uygulamak ve toplumda bir zarar azaltma kültürü oluşturmak olarak özetlenebilir. Afet öncesi süreçte yapılacak hazırlık çalışmalarında en önemli faaliyet geniş katılımlı zarar azaltımı ve organize afet müdahalesi konusundaki eğitimler ve tatbikatlardır. Afete hazırlılık çalışmalarının temelinde eğitim programları yer almaktadır. Eğitilmiş insan gücüne sahip olmadan, doğal veya insan kaynaklı afetlerle mücadele için mevcut fiziki kapasiteleri etkin bir şekilde kullanabilmek mümkün değildir. Büyük harcamalarla oluşturulan altyapı tesisleri ve teknolojik sistemlerin, afetleri önleme ve zararlarını azaltma bakımından fayda sağlayabilmesi, ancak eğitilmiş iş gücüne ve afet bilinci yüksek toplumun mevcudiyetine bağlıdır. Afet bilincini geliştirebilmiş ve bu kültürü oluşturabilmiş toplumların afetlerle başa çıkabilme yetenekleri, oluşturamayanlara kıyasla çok daha yüksektir. Bu bilincin gelişmesi gerek toplumu oluşturan bireyler gerekse toplumla direkt ya da dolaylı olarak ilişkili tüm kurum/kuruluşların afetlerle ilgili olarak doğru bilgilerle aydınlatılması ve özgün programlarla eğitilmesiyle gerçekleşir. Genel olarak afet eğitimleri, maruz bulundukları tehlikelerden kaynaklanan riskler hakkında halkın bilinç düzeyini arttırmayı, bilgilendirme yoluyla toplumda afetlerlerden korunma kültürü oluşturmayı, davranışsal gelişim ve sürdürülebilirliği amaçlar. Ayrıca afete müdahale döneminde yapılacak çalışmalara yönelik aramakurtarma, ilkyardım, afet tıbbı, psikolojik destek, gönüllü hizmetler gibi eğitimlerle afet sahasında görev alacak uygun nitelikli kişiler eğitilir. Afet öncesi dönemde zarar azaltma çalışmalarını yürüteceklere ise yine bu amaca yönelik özgün eğitimler verilmektedir. 2.TÜRK KIZILAYI AFET RİSK AZALTMA EĞİTİM FAALİYETLERİ 1999 depremleri ile başlayıp günümüze kadar uzanan süreçte, ulusal afet yönetiminde büyük adımlar atılmış, afet zararlarının azaltılması da sistem içerisinde önemli bir kavram olarak yerini almıştır. Türk Kızılayı da, afet zararlarının azaltılması ve toplumsal direncin arttırılmasına yönelik; 1- ABCD Temel Afet Eğitim Programı, 2- Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması (YOTA) Eğitim Programı, 3- Toplum Afet Gönüllüsü (TAG) Eğitim Programı, 4- Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi Afet Zararlarını Azaltma Programı, 5- Kızılay ile Güvenli Yaşamı Öğreniyorum eğitimleri ile birlikte toplumun her kesiminde afete karşı farkındalık ve direnç yaratmayı amaçlamıştır. Keza, Türk Kızılayı toplumsal direncin; tehlikelere maruz kalınması halinde daha hızlı bir iyileşme becerisine sahip olunması demek olduğunun farkındadır. Etkili bir afet risk yönetimi sürdürülebilir gelişmeye de katkı
sağlar. Fakat, afet risk yönetiminin sürdürülebilir olması için öncelikli olarak topluma iyi anlatılması, toplum tarafından benimsenmesi ve sahiplenilmesi gerekmektedir. Özellikle erken yaşlarda verilecek afete karşı direnç eğitimleri toplumun gelecekte daha sağlam temeller üzerinde durmasını sağlayacaktır. Bilindiği üzere, Türkiye de afetler sıkça yaşanmakta ve afet sonrası müdahale faaliyetleri kapsamında harcanan mali kaynak çok ciddi rakamlara ulaşmaktadır. Afet Risklerinin Azaltılması için Sendai Çerçevesinde de (2015-2030) yer aldığı üzere; Afetlerin bir sonucu olarak, 700 binin üzerinde kişi hayatını kaybetmiş, 1.4 milyon üzerinde insan yaralanmış ve yaklaşık 23 milyon insan da evsiz kalmıştır. Türk Kızılayının uzun yıllardır yürüttüğü eğitim programları ile afet zararlarının azaltılması yönünde ulusal düzeyde sağladığı katkı aşağıda özetlenmiştir. 2.1 Temel Afet Eğitim Programı (ABCD) Bu eğitimle; her bir bireyin deprem başta olmak üzere içinde bulunduğu diğer risk ve tehlikelere karşı farkındalığını arttırmak, her bir bireye maruz kaldığı tehlikeyi nasıl azaltabileceğini öğretmek, afete hazırlık konusunda bireyleri adım atmaları için cesaretlendirmek amaçlanmıştır. Söz konusu eğitimin an itibariyle toplam faydalanıcı sayısı 33.253 kişidir. 2.2Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması Programı (YOTA) Bu programın amaçları arasında; yapıların taşıyıcı sistemine ait olmayan unsurların, sarsıntı sırasında uçarak, kayarak ve düşerek yaralanmalara, can kayıplarına ve ekonomik kayıplara neden olmasını önlemek en başta gelmektedir. Bir deprem sırasında, yapısal olmayan bazı elemanlar, zarar görebilir ya da insanlar için tehlike yaratabilir. Yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanabilecek tehlikeler ve risklerin belirlenme usulleri ve belirlenen bu tehlike ve risklerin nasıl bertaraf edileceği hakkında kamuoyunda bilinç oluşturmak, konuyla ilgili tüm profesyonellere ve teknisyenlere, tehlike azaltma ve sabitlemenin nasıl yapılabileceği konusunda bilgi aktarmak ve toplumda yaygınlaşmasına katkıda bulunmak bu programın ana faaliyetleri arasında sayılabilir. Bu programda yapısal olmayan maddelerden kaynaklanan tehlikelere karşı farkındalık yaratmak asıl amaç olduğu için çok büyük çabalar harcamadan küçük adımlarla potansiyel tehlikeleri azaltmak toplumun afetlere karşı direncini önemli ölçüde arttıracaktır. 2.3Toplum Afet Gönüllüleri Programı İnsanları doğal afetlere karşı hazırlıklı hale getirmek, güvenli bir çevrede yaşama bilincini geliştirmek, mahalleler bazında ve kuruluşlarda yerel hazırlıkları etkinleştirerek, toplumsal dayanışmayı arttırmak ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile vatandaş işbirliğini geliştirerek koordinasyonu sağlamak amacı ile toplum afet gönüllüleri projesi geliştirilmiştir. Bu programın gerçekleştirilmesinde afet öncesinde bulunduğu mahallede gerekli çalışmaları yapacak, depremin hemen sonrasında ise görevlilere ve profesyonel ekiplere yardım edecek, kötü niyetli kişileri ve davranışları önleyecek, zarar göreni ve ihtiyaç sahibini doğru tespit edecek, toplumun dayanışma gücünü, moralini yükseltecek, dışarıdan yardıma gelen insanlara yol gösterecek, mahallede yaşamın olağan şekilde sürmesine katkı sağlayacak gönüllü vatandaşlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu program genel ilke olarak afet hazırlıklarının başlama noktasının hane halkı olduğu varsayımından yola çıkmıştır.
Afetler konusunda; mahallede oturanların, kuruluşlarda çalışanların afetle birlikte yaşama bilincinin yükseltilmesi gerektiğini savunur ve toplum afet gönüllüsünün belirlenmesinde, konuya ilgi duyan, sözü dinlenen veya konu ile ilgili teknik bilgisi olanların bulunmasına dikkat eder. İnsanların mahallesinde, sokağında, evinde, işyerinde, ailesi veya iş arkadaşlarıyla beraber, afete karşı bilinçli ve hazırlıklı olmasını önemli görür. Toplum afet gönüllülerinin içinde cinsiyet, yaş ve meslek konularında çeşitliliğe ve kolayca bir araya gelecek şekilde yapılanmaya dikkat eder. Toplum Afet Gönüllüleri Programı afetler ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği ve beraber çalışma kültürünü geliştirir ve kuruluşlardaki toplum afet gönüllülerinin, mahalledeki çalışmalarda da yer almasını, katkı sağlamasını önemli bir konu olarak değerlendirir. Sorunları ve ihtiyaçları yerinde tespit etme ve birlikte aramaçözme bilinç ve düşüncesinin pekiştirilmesi vasıtası ile toplumsal dayanışmayı arttırır. Toplum afet gönüllüsü afetlere yönelik yapılacak çalışmaya kendi isteğiyle katılan kişiyi ifade eder. Bu kişileri mahallede veya işyerinde olmasına göre mahalle afet gönüllüsü, kuruluş afet gönüllüsü olarak da tanımlamak mümkün olabilir. 2.4 Türk Kızılayı ile Güvenli Hayatı Öğreniyorum Projesi Türk Kızılayı tarafından hazırlanan ve ilköğretim çağındaki çocuklara tehlikelerden korunmayı Güvenli Yaşamı Öğreniyorum sloganıyla öğretmeyi amaçlayan kitap, okullarımıza dağıtılmıştır. Bu kitaba Kızılay ın internet sayfasından da erişmek mümkündür. Türk Kızılayı ile Güvenli Hayatı Öğreniyorum Projesi ile öğrencilerin, ailelerin, öğretmenlerin afet, afete hazırlık, güvenlik, sosyal sorumluluk ve gönüllülük konularındaki farkındalıklarını arttırmak amaçlanmıştır. 2012 yılında Projeye ait hazırlanan kitap ve takvim Türkiye genelindeki ilkokullarda, 470.000 sınıfa asılmıştır. Toplam faydalanıcı sayısı 850.575 öğrenci ve 49.475 öğretmen olarak belirlenmiştir. 2.5 Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi Afet Zararlarını Azaltma Programı Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile birlikte yaptığımız çalışmalar sonucunda edindiğimiz tecrübelerle 2006 yılında Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi Afet Zararlarını Azaltma Programı geliştirilmiştir. Bu kapsamda toplumda yetki ve statü sahibi bireylerin mensubu olduğu kurumlar belirlenmiş ve işbirliği protokolleri imzalanmıştır. 1- Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı (2007) 2- Milli Eğitim Bakanlığı (2008) 3- İçişleri Bakanlığı (2009) 4- Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı (2010) 5- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü (2010) Program ile; olası afet zararlarını azaltmak için toplum liderleri (öğretmen, din görevlisi, muht ar ve toplum destekli polisler) aracılığıyla toplumda afetlere karşı hazırlıklı olmak ve zarar azaltma kültürünü oluşturmak,
sosyal sorumluluk bilincini arttırmak, kurumlararası işbirliğini geliştirmek, toplum katılımını ve gönüllülüğü özendirmek amaçlanmıştır. Program kapsamında 68 ilde yapılan valilik makamı ziyaretleri ve mülki idare amirleri toplantıları ile 1.873 yöneticiye ulaşılmış ve yetiştirilen eğiticiler sayesinde 66.351 toplum liderine eğitim verilmiştir. 3.SONUÇ VE ÖNERİLER Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de afet yönetiminde acil durum (kriz) yönetiminden afet zararlarının azaltmasına yönelik çalışmaların yer aldığı risk yönetimine geçilmesinin gerekliliği üzerine ortak görüş hâkim olmuştur. Ülkemizde doğal ve insan kaynaklı büyük afetlerin zararlarının önceden yapılacak planlama ve eğitim çalışmaları ile azaltılmasından ziyade, acil durumlar ortaya çıktıktan sonra uygulanacak müdahale ve iyileştirmeye yönelik uygulamalar ağırlıktadır. Bir başka deyişle afet yönetiminde gelişmiş ülkelerdeki gibi risk yönetimi çalışmalarına önem verilmesi gerekmektedir. Afet eğitimleri, toplumda afet bilincinin gelişmesi ve afet kültürünün toplumda yerleşmesi için afet öncesinde gerçekleştirilen hazırlık faaliyetleri içerisinde en önemli hazırlık ve zarar azaltma faaliyeti olarak göze çarpmaktadır. Afet zararlarının azaltılması yönünde ulusal düzeyde atılması gereken öncelikli adımlara ilşikin Türk Kızılayının önerileri şu şekildedir; 1- Afet zararlarının azaltılmasına yönelik toplumda farkındalık yaratmak ve daha dirençli bir toplum oluşturmak amacıyla bu alanda çalışmalar yürüten paydaşların rol ve sorumluluklarını tanımlayacak yasal düzenlemeler yapılması, 2- Türk Kızılayının ve zarar azaltma konusunda faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarının toplumun afet konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülen halk eğitimi programlarına dâhil edilmesi, 3- Afet zararlarının azaltılmasına ilişkin üniversiteler veya ilgili kurum ve kuruluşlarının teknik desteği ile standart eğitim modüllerinin oluşturulması ve eğiticiler yetiştirilmesi, 4- Eğitim programlarının özellikle zarar görebilir (vulnerable) grup lar başta olmak üzere afetlerden orantısız şekilde etkilenen insanların zarar görebilirliklerinin, cinsiyet, yaş, engellilik seviyesi ve kültürel perspektifleri dikkate alınarak oluşturulması, 5- Afet riski azaltma politika ve önlemlerinin uygulanabildiği etkin ve sürdürülebilir bir uluslararası işbirliğinin sağlanması ve farklı ülkelerde yürütülen başarılı risk azaltma uygulamalarının Türkiye de de hayata geçirilmesi, 6- Türkiye afet yönetimi sisteminde yer alan tüm ilgili hizmet gruplarında (barınma, beslenme, arama kurtarma, psikososyal vb.) afet riski azaltma stratejisi, politikaları, planları, kanun ve yönetmeliklerinin
geliştirilmesi ve uygulanması için tüm düzeylerde uygun finans ve lojistiği de kapsayan gerekli kaynakların tahsis edilmesi, 7- Etkin medya kullanımı ile yerel, ulusal ve bölgesel seviyelerde kamu farkındalığının arttırılması yönünde iletişim politikaları benimsenmesi gerekliliği aşikardır. Türk Kızılayı olarak toplumda afet bilinci oluşturulması ve bu bilincin ilköğretim çağındaki çocuklardan başlanarak toplumun her kademesine yaygınlaştırılması gerekliliğinin konu ile ilgili tüm paydaşlar tarafından benimsenmesinin elzem olduğuna inancımız sonsuzdur. Türk Kızılayı geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de söz konusu bilinci oluşturma ve yaygınlaştırma faaliyetleri için her türlü çabayı sarf etmeye devam edecektir. 4.FOTOĞRAFLAR a. Güvenli Hayatı Öğreniyorum Eğitimi b. Güvenli Hayatı Öğreniyorum Eğitimi c.toplum Liderleri Teşkilatlandırma Projesi
KAYNAKLAR Sendai Framework for disaster Risk Reduction 2015-2030. United Nations, 1-36. Kadıoğlu, M., Gürkaynak, İ. ve Boydak, A. H. (2004). Güvenli Yaşamı Öğreniyorum, Türk Kızılayı Derneği, Türkiye.