Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, dili, sesi



Benzer belgeler
Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Puslu Manzaralar. Yazar Volkan DURMAZ Cuma, 16 Ağustos :35 - Son Güncelleme Cuma, 16 Ağustos :44 1 / 9

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Cümlede Anlam İlişkileri

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Yanlış Anlaşılan Faizci

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

Uyumayan Şehir. Uyumayan Şehir New York için artık bir slogan. Çoğu kişi gibi ben. de New York u izlediğim filmlerden tanıdım ve gerçekte filmlerdeki

TÜRK DİZİLERİ. Türk dizilerinde bu ay konumuz MEDCEZİR KARAKTERLERİMİZ MİRA BEYLİCE SELİM SEREZ ASIM ŞEKİP KAYA BEREN BEYLİCE FARUK BEYLİCE TUĞÇE

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

Bu konuda cevap verilecek sorular?

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

Beşiktaş Belediyesi. 1 milyar kadın...

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Beck depresyon ölçeği

Derleyenler FERYAL SAYGILIGİL - BEYHAN UYGUN AYTEMİZ Gülebilir miyiz Dersin?

Toplum olarak biraz fazla mı televizyon seyrediyoruz? Bunun sebepleri nelerdir?

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

Kur an ın Bazı Hikmetleri

ANAOKULU VELĠ DEĞERLENDĠRME ANKETĠ VELĠ ADI: ÇOCUĞUNUZUN ADI: ÖĞRETMENĠNĠZĠN ADI: MAĠL ADRESĠNĠZ? TARĠH: OKULUN FĠZĠKSEL OLARAK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Havayolu Pilotlarının Sırları

Büyük kuşlar için kutu yuvalar. Peçeli baykuş yuvası

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

Taylan Özgür Demirkaya

Autobiographie - Istanbul - Orhan Pamuk

Bilişim Sistemleri. Modelleme, Analiz ve Tasarım. Yrd. Doç. Dr. Alper GÖKSU

Bu feryadımı askeriyeden atılan subayların feryadına bir tercüman olması hasebiyle dile getiriyorum.

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ACENTE PORTAL QUICKRES/TROYA ACENTE BAŞVURU KILAVUZU

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Meme kanseri taramasi

Yusuf Yıldırım. Kategori: Türk Romanı Çarşamba, 28 Nisan :19 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4066

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

TÜRKİYE DE HASTANEDE YATAN HASTALARIN AKILCI İLAÇ KULLANIMINA YÖNELİK BİLGİ VE DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Soner Yalçın ı hem Sözcü hem de sahibi olduğu site sansürledi!

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Koyun et, süt, yapağı, deri ve gübreleri ile insanlara ekonomik güç veren önemli bir hayvandır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Konforun Tanımı Değişti...

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

Van da Deprem Sürüyor! Barınma Sorunu, Açlık Grevi ve İlgisizlik 500 Çocuğun Yaşamını Tehdit Ediyor

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Hayalci. Akıllı. Yaramaz. Utangaç. Zıpır. Püskül. Zeytin. Cingöz. Hayat çok güzel!

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

Pozİsyonları Üzerİnde Tartışmalar

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Araştırma Notu 15/177

Akran Koçluğu Koçluk Becerileri

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Aliağa Atatürk Ortaokulu / Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Çalışma Soruları

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

Mühendislikte Deneysel Metodlar I Dersi Deney Föyü

FRANCESCA SIMON FELAKET HENRY İLE SPOR

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

BİLGİ BELGE MERKEZİ VE YAYIN HİZMETLERİ

Xerox ConnectKey Teknolojisine sahip Çok Fonksiyonlu Yazıcılarla (MFP'ler) Kullanım İçin

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

DEVLET DESTEKL SERA S GORTASI TEKN K ARTLAR, TAR FE VE TAL MATLAR

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların... dili, sesi

ANDREA G. PINKETTS: İtalya kara edebiyatının günümüzdeki en tanınmış yazarlarından Andrea G. Pinketts 1961 yılında Milano da doğdu. Kahramanı Lazzaro gibi gazetecilik ve yazarlıkla uğraştı. Renkli kişiliği ile öne çıkan Pinketts, polis soruşturmaları sonucunda hakikate ulaşma temasını araştıran Kabadayılar Okulu adlı edebiyat akımının kurucusudur. Pek çok dile çevrilen, Scerbanenco ve Mystfest ödüllerini kazanan Pinketts in önemli kitapları arasında: (1994), (1995, Courmayeur Festivalinde Polisiye Kitap Ödülü),,, (1996) ve (1997), [ ı, Çev. Nilgün Onart, Ayrıntı Yay, 2011] yer alıyor.

Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı

Ayrıntı: 706 Kuzunun Kusuru Kitabın Özgün Adı İtalyanca dan Çeviren Son Okuma Giangiacomo Feltrinelli Editore, 1994 First published as in April 1994 by Giangiacomo Feltrinelli Editore, Milan, Italy Kapak İllüstrasyonu Kapak Düzeni Kapak Tasarımı Birinci Basım 2013 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-740-5 Sertifika No.: 10704 Dizgi Baskı AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Kuzunun Kusuru Andrea Pinketts Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı

TIKANMA HIRSIZIN GÜNLÜ Ü DEN ZC FLAMENKO NUN Z NDE Duende ODA H ZMETÇ S N N GÜNLÜ Ü GÖRÜNMEZ CANAVARLAR ADSIZ DEVLER ANNEM ÇARPIŞMA MELEKLER FAH ŞE KAÇAKLAR VE MÜLTEC LER CENNETTE B R GÜN DAHA SEVDALI TUTSAK YALANIN ERDEM SA NIN O LU UYKU GÜNCE ARA BÖLGE BEYAZ ZENC LER BALKON YERALTI EDEBİYATI DİZİSİ AMER KA MEKTUPLARI N NN ŞKENCE BAHÇES BETTY BLUE SIKIGÖZET M PARAVANLAR ERSK NE N N KUTUSU BROOKLYN E SON ÇIKIŞ CENAZE MERAS M TEK NS Z YOLDA BİR DÜŞ İÇİN AĞIT SUÇLULUK KİTABI ÖLÜM PORNOSU BÜYÜK MAYMUNLAR LAZZARO, DIŞARI ÇIK BİZ RÜYA GÖRÜRKEN ÇAMUR KRALININ KIZI HÜCRE VAHŞİ OĞLANLAR ACI DÜŞLER BULVARI KİRLİ, PASLI, BOZUK YOK EDİCİ UNUTULMUŞ ADANIN KARARSIZ SEÇMENİ DEVRİMİN KIZLARI TRAVESTİ KURGUDANDA GARİP

Kuzunun Kusuru Andrea Pinketts Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı

Andrea

İnsan belirsiz zamanı puroyla ölçer. JORGE LUIS BORGES, Benim başıboş dolaşmam gecenin çeşitliliğine kendini kaptırır ve orada yaşar. JORGE LUIS BORGES, Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. O akşam erken geldim. ANDREA G.PINKETTS, Bu romanda anlatılan olaylar ve kişiler tamamen hayalidir. Mekanlar ise değildir. Ama zaten onlar gücenmezler.

Kuzunun Kusuru Yağmur yağınca, yağar. Bazı hallerde çiseler, En uç sınırlarda dolu yağar. Ama yağmur yağınca, yağar. Sadece su buharı olduğuna Ve, kuşkusuz, yarın gökyüzünün mavi olacağına İnanmak istiyorsun, napoliten bir şarkıdaki gibi. Ama yağmur yağınca yağar. Ve her defasında tufan olabilir. 11

Islanmış kurtlar, sırılsıklam kuzular, kör kütük sarhoşlar, Yağmur yağınca yağar, Ve damlalar yeni doğanları vaftiz eder. Saklanan kurtlar ve bundan yararlanan kuzular. Yağmur sadece insanı şaşırtır, onu savunma haline geçirir, Zararsız savunmalar, şemsiyeler veya yağmurluklar gibi. Ama yağmur yağınca, yağar. Bronzlaşmak yararsız eğer gireceksen çamurlu suya, zengin olmak yararsız.. Ya da sosyalist olmak. Ve damlalar, tesadüfen, eğiktir, Tıpkı hayatta doğru yolda giden Hiçbir şey yok demek gibi. Ve o zaman anlarsın ki gökyüzü tersine bir denizdir Ve her an bunu sana kanıtlar. Zamanın kaygılandırıcı etkileri vardır İnsan davranışı üzerinde. Dolunay, bence, kurt adam olmadan, Psikopatların cinayet eğilimlerini etkiler. Evet. Ama yağmur? Yağmur yağarken bir adamı nasıl öldürürsün? Hiç insanca değil. Islak bir şey. Bir kuzu olmalısın yararlanan iklimin zayıf bir anından bir kurt olmak için. Üstelik kötü de olmalısın. Ama yağmur yağınca, yağar. Yağmur yağıyordu. 12

1 C eset, bir gün önceki gazetenin magazin sayfasını okuyordu. Fal taşı gibi açılmış gözlerini ıslak otlar üzerindeki kuru kâğıda dikmişti. Asfalt yoldan ona bakanlar yüzünü gazeteye gömmüş, yere uzanıp yatmış biri sanırlardı. Ölmüş olduğundan elbette okumuyordu. Ne güneşleniyor ne de sabahın yedi buçuğunda doğacağa benzemeyen güneşi bekliyordu. Ama okumadığı kesindi. Ancak hiç kimse, ruhunun artık bir yerlere gidecek hali kalmamış bedenini terk etmeden önce salt meraktan, Odeon Sineması nda hangi filmin oynadığını ve yeni bir özel televizyonun ünlü, çapkın bir eleştirme- 13

ninin reenkarnasyon hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için oyalanıp oyalanmadığını bilemezdi. Milano nun dış mahallelerinden her yöne giden asfalt yolun kenarlarına biriken seyirciler bir yandan yola bir yandan da cesede göz atarak polisin gelmesini beklerlerken, cesedin hâlâ orada olup olmadığını, başına gelenler hariç her şeyden söz eden o gazeteyi okumak için başka bir yere gidip gitmediğini denetliyorlardı. Meraklılar arasında yarım düzine kamyoncu, birkaç ihtiyar ve Pogliaghi vardı. Kamyoncular, kırk yaşlarında iri memeli bir Venedikli kadının işlettiği, Meksika evlerini andıran, yakınlardaki beyaz bir binanın girişindeki bir kafe barda toplanıyordu. Kımıldadığında bir kamyon görüntüsünü çağrıştıran koskoca memelerinin nasıl hopladığını görmek için kahve makineleri ve kim bilir nereden gelmiş * şişeleri arasında gidip gelen kadını seyrediyordu hepsi. Kadının kendisi kadar iri memelere ve ifadesiz bir yüze sahip, on beş yaşındaki kızı da annesinin müşterilere içki verirken memelerinin oynaşmasını izliyordu. Anasıyla arasındaki tek fark kızın sutyen kullanmamasıydı:...kendiliğinden kalkık duruyorlar anne. Bu Mariona adlı kafe bara kamyoncuların üşüşme nedenini açıklıyor. Müşterilerin düşündüğü gibi Mariona, iri Maria demek değildi. Tembel, yarı alkolik ve iri göğüslü kocasının ve o iki haspanın babasının soyadıydı. Bir ceset bulunduğu, yani bir yaşamın sona erdiği haberi yayıldığında Mariona Baba kafede yalnızdı. Karısıyla kızı kamyoncuların peşine takılıp dışarı koşmuştu. Tombul vücutları yine hoplayıp duruyor ama bu defa kamyoncular bunu fark etmiyordu. Mariona Baba kendi lokalinde göze çarpıcı büyük hacimli aile fertleri olmaksızın yalnız kalmaktan yararlandı. Kadehine kavun likörü doldurup kafasına dikti ve nihayet ıssız lokalde, uzun bir zaman sonra tembel köpeğin dikkatinin kendi üzerinde * Sadece İtalyan üzümleriyle yapılan bir cins elma konyağı. (ç.n.) 14

olduğunu hissetti. Birbirinden tembel iki köpeğin karşılaşmasıydı bu. Bu arada polis olay yerine varmıştı. Ceset bulunalı yarım saat olmuştu ama kimsede telefon jetonu yoktu. Marionalar ise kendi telefonlarını kullandırmaktan hoşlanmazdı. Özellikle polis çağırmak için. İhtiyarlar yorum yapıyorlardı. Saatlerdir uyanıktılar. Uzun süre gözleri kapalı kalmaktan korktuklarından fazla uyumazlardı. Ölüm horlamanın var olmadığı bir uykuydu. Bir sokak serserisi... Soğuğa dayanamamış olmalı. Yaşlı mı? Hayır Değil mi? Neyse... O hastalık değildir inşallah... Bel soğukluğu mu? diye sordu olayla yakından ilgilenen biri. Yok canım... Veba bu... hani şu uyuşturucu düşkünlerine ve ibnelere musallat olan hastalık... Aaa evet, AIDS Bırakın bu salakça konuşmaları diye susturdu herkesi Pogliaghi. Yaşlılar sustu. Belki Pogliaghi, genç olarak olay hakkında az şey biliyordu ama durumu daha iyi anlıyordu. Bir seksen bir boyundaydı (o bir santime çok önem verirdi) fakat tuhaf derecede zayıf oluşu onu daha uzun gösteriyordu. İnce ama mermi biçiminde. Ya da fitil. Bir de kakmalı ve arabesk süslemeli * çizmesi nedeniyle boyu daha uzun görünüyordu. Merminin tepesini andıran başı siyah, kısa ve biraz dağınık saçlarıyla kartal yuvasını andırıyordu. Ne dediniz siz? Kimliğinizi gösterir misiniz? diye araya girdi bir polis. Kendisine tiksinti veren cesedin yanında * Bir tür Meksika çizmesi. (ç.n.) 15

ayakta dikilirken bir ara bakışlarını çevirip Pogliaghi yi görmüş ve dediklerini işitmişti. Bir polisin sesi. Cesedin dile gelmesinden daha kötü bir şeydi bu. Yaşlılar homurtuyu kesip geri çekildiler. Kamyoncular birden Hamburg, Bergamo ya da Bologna ya gitmek zorunda olduklarını anımsadılar. Ya da Atlantis e. Kuşkusuz orada kimse onları bulamazdı. Marionalar bile koşmaya hazırlanır gibi göğüslerini şişirdiler, sonra nefes vererek polisin gözüne batmamak için göğüslerini iyice küçülttüler. Hiç kimse sorguya çekilmekten hoşlanmaz. İnsanlar bu yüzden okulu asıyor. Oysa Pogliaghi böyle yapmıyor. Nitekim konuştu: Ben Duilio Pogliaghi. Doğum tarihimi ister misiniz? 24 Nisan 1960. Kontrol edebilirsiniz Mesleğiniz? diye sordu polis. Pogliaghi nin kendinden emin tavrından, yolun alt tarafındaki boşlukta dikilmekten ve sonuç olarak Pogliaghi nin yanında kısa kalmaktan rahatsız olmuştu. Hiçbir şey. Yani borsada görevliydim. İki gün sonra taksiciliğe başlıyorum. Ehliyetim var zaten. Görmek ister misiniz? Pogliaghi yalnızca görmek ister misiniz? demişti. Ama onun görmek ister misiniz i görmek ister misin pislik anlamına geliyordu. Pislik açıkça söylenmemişti ama gizlice vurgulanmıştı. Nitekim polis, otoritesinin ( pislik in otoritesi) tehlikeye girmesinden duyduğu bir anlık sıkıntıdan sonra bağırdı. Olaya tanık oldunuz mu? Pogliaghi kendisini otuz yaşında bir ergen gibi gösteren sivilceleri eliyle ovarak tekrarladı: Saçma sapan konuşmayalım. Ne olayı? Bu gece yağmur yağdı. Gazete ise kupkuru. Bu sokak serserisinin başı gazete kâğıdına dayalı. O halde, eğer salak biri değilsem hem gazete hem de ceset yağmurdan sonra buraya getirilmişler. Şimdi kendime soruyorum, bir kimse niçin öldürücü bir darbeyle karşılaşma- 16