ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI



Benzer belgeler
Ultrasonografi Giriş Dr. Funda Karbek AKARCA

USG görüntüleme nedir?

ULTRASON GÖRÜNTÜLEME

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 3. ÜNİTE: DALGALAR 3. Konu SES DALGALARI ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. Sınıf. Soru Kitabı. Dalgalar. Ünite. 3. Konu. Ses Dalgası. Test Çözümleri. Sismograf

Elektromanyetik Dalga Teorisi Ders-3

ULTRASONİK MUAYENE YÖNTEMİ

TEMEL TIBBİ CİHAZ KILAVUZU ULTRASONOGRAFİ

Uterus ve Overlerin Doppler US ile Değerlendirilmesi TURKRAD 2009

Radyolojik Teknikler - I Ultrasonografi

FİZ217 TİTREŞİMLER VE DALGALAR DERSİNİN 2. ARA SINAV SORU CEVAPLARI

1. IŞIK BİLGİSİ ve YANSIMA

Doppler Ultrasonografisi

Doppler Ultrasonografi. Araş. Gör. E. Pınar TÖRE Danışman: Yrd. Doç. Dr. Nureddin ÇELİMLİ

ALTERNATİF AKIMIN TANIMI


SES DALGALARı Dalgalar genel olarak, mekanik ve elektromanyetik dalgalar olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Elektromanyetik dalgalar, yayılmak için bi

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

6. DENEY Alternatif Akım Kaynağı ve Osiloskop Cihazlarının Kullanımı

Doç. Dr. Sabri KAYA Erciyes Üni. Müh. Fak. Elektrik-Elektronik Müh. Bölümü. Ders içeriği

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

2. Işık Dalgalarında Kutuplanma:

Ünite. Dalgalar. 1. Ses Dalgaları 2. Yay Dalgaları 3. Su Dalgaları

ULTRASONİK SİSTEMLER. Ultrason:

Doç. Dr. Sabri KAYA Erciyes Üni. Müh. Fak. Elektrik-Elektronik Müh. Bölümü. Ders içeriği

ANALOG ELEKTRONİK - II. Opampla gerçekleştirilen bir türev alıcı (differantiator) çalışmasını ve özellikleri incelenecektir.

ULTRASONİK EĞİTİM ÇALIŞMA NOTLARI

Waveguide to coax adapter. Rectangular waveguide. Waveguide bends

EET-202 DEVRE ANALİZİ-II DENEY FÖYÜ OSİLOSKOP İLE PERİYOT, FREKANS VE GERİLİM ÖLÇME

Ses Dalgaları. Test 1 in Çözümleri

OSİLOSKOP I. KULLANIM ALANI

Elektromanyetik Dalgalar. Test 1 in Çözümleri

Ses Dalgaları Testlerinin Çözümleri. Test 1 in Çözümleri

6. Osiloskop. Periyodik ve periyodik olmayan elektriksel işaretlerin gözlenmesi ve ölçülmesini sağlayan elektronik bir cihazdır.

YAKLAŞIM SENSÖRLERİ (PROXIMITY) Endüktif, Kapasitif ve Optik Yaklaşım Sensörleri

MMT 106 Teknik Fotoğrafçılık 3 Digital Görüntüleme

2. Ayırma Gücü Ayırma gücü en yakın iki noktanın birbirinden net olarak ayırt edilebilmesini belirler.

MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEMENİN TEMELLERİ. Yrd.Doç.Dr. Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Medikal Fizik AD.

Bölüm 7 Tahribatsız Malzeme Muayenesi

Mekanik İp dalgalarının faz hızı. Dinamik. İhtiyacınız Olanlar:

SESİN MADDEYLE ETKİLEŞİMİ

ANALOG FİLTRELEME DENEYİ

Biyomedikal Sistemler Dersi. Örnek Kısa Sınav Soruları (Toplam 123 Soru) Ultrasonografik Sistemler (30 Soru)

Sensörler. Yrd.Doç.Dr. İlker ÜNAL

Doppler Ultrasonografi: Karotis ve Vertebral Arterler. Dr.S.Süreyya Özbek EÜTF Radyoloji

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ

DENEY FÖYÜ 7: Seri ve Paralel Rezonans Devreleri

Ders 11: Sismik Fazlar ve Hareket Zamanları

FİZ201 DALGALAR LABORATUVARI. Dr. F. Betül KAYNAK Dr. Akın BACIOĞLU

Suya atılan küçük bir taşın su yüzeyinde oluşturduğu hareketler dalga hareketine örnek olarak verilebilir. Su yüzeyinde oluşan dalgalar suyun alt

GÖRÜNTÜ İŞLEME HAFTA 2 SAYISAL GÖRÜNTÜ TEMELLERİ

DOPPLER İN UYGUN KULLANIMI

EET-202 DEVRE ANALİZİ-II DENEY FÖYÜ OSİLOSKOP İLE PERİYOT, FREKANS VE GERİLİM ÖLÇME

ELEKTRİK DEVRELERİ-2 LABORATUVARI VIII. DENEY FÖYÜ

DENEY FÖYÜ 4: Alternatif Akım ve Osiloskop

ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ

MIT Açık Ders Malzemeleri Fizikokimya II 2008 Bahar

5. Elektriksel Büyüklüklerin Ölçülebilen Değerleri

Antenler, Türleri ve Kullanım Yerleri

Işığın izlediği yol : Işık bir doğru boyunca km/saniye lik bir hızla yol alır.

RF MİKROELEKTRONİK GÜRÜLTÜ

DALGA YAYILMASI Sonsuz Uzun Bir Çubuktaki Boyuna Dalgalar SıkıĢma modülü M={(1- )/[(1+ )(1-2

Mekatronik Mühendisliği Lab1 (Elektrik-Elektronik) Seri ve Paralel RLC Devreleri

SESÖTESEL GÖRÜNTÜLEMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ VE GÖRENEKSEL GÖRÜNTÜLEME İLE DOKU HARMONİK GÖRÜNTÜLEMENİN KARŞILAŞTIRILMASI

FİZ4001 KATIHAL FİZİĞİ-I

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

4.1. Deneyin Amacı Zener diyotun I-V karakteristiğini çıkarmak, zener diyotun gerilim regülatörü olarak kullanılışını öğrenmek

Akustik Temizleyici Seçimi. Tipik bir yaklaşım.

Deprem Mühendisliğine Giriş. Onur ONAT

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5.

DALGALAR. Dalgalar titreşim doğrultusuna ve Taşıdığı enerjiye göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.

ÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 5 : IŞIK

FİBER OPTİK ÜTÜLEME DIODE LAZER!

Elektromanyetik Dalgalar. Test 1 in Çözümleri

Soru-1) IŞIK TAYFI NEDİR?

Tahribatlı Tahribatsız Deney Yöntemleri

Dijital Kıskaçmetre TES 3010 KULLANMA KLAVUZU

Elektromanyetik Dalga Teorisi

BÖLÜM 2. FOTOVOLTAİK GÜNEŞ ENERJİ SİSTEMLERİ (PV)

3.5. Devre Parametreleri

12. SINIF KONU ANLATIMLI

Çukurova Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği

DENEY 4: SERİ VE PARALEL REZONANS DEVRELERİ

DENEY-4 RL DEVRE ANALİZİ. Alternatif akım altında seri RL devresinin analizi ve deneysel olarak incelenmesi.

SİNAN VE AKUSTİK TEKNOLOJİSİ. Ferhat ERÖZ 09/03/2014

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

ALTERNATİF AKIMIN TEMEL ESASLARI

ELASTİK DALGA YAYINIMI

Işığın Modülasyonu HSarı 1

ELEKTRİK DEVRELERİ-2 LABORATUVARI IV. DENEY FÖYÜ


ELEKTRİKSEL EYLEYİCİLER

Bipolar Transistörlerin çalışmasını teorik ve pratik olarak öğrenmek.

Leyla Yıldırım Bölüm BÖLÜM 2

MANYETİK REZONANS TEMEL PRENSİPLERİ

BÖLÜM X OSİLATÖRLER. e b Yükselteç. Be o Geri Besleme. Şekil 10.1 Yükselteçlerde geri besleme

ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN temellerinin atıldığı Çanakkale zaferinin 100. yılı kutlu olsun.

Transkript:

BÖLÜM 1.1 ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI Temel Ultrasonografi Fiziği Ultrasonografik Ses Dalgasının Oluşumu Ses Dalgasının Doku ile Etkileşimi Görüntü Oluşumu Ultrasonografi Tekniği ve Parametreler Prob Frekans ve Önayar ( Preset ) Seçimi Gri-Skala Kazanç Ayarı Odak Ayarı Yardımcı Teknikler Doku Harmonik Görüntüleme Bileşik ( Compound ) Görüntüleme Panoramik Görüntüleme Kromatik Görüntüleme Elastografi TEMEL ULTRASONOGRAFİ FİZİĞİ İnsan kulağı 20-20.000 Hz (20 Hz - 20kHz) arasındaki frekansa sahip ses dalgalarını duyabilir. İşitilebilir bu limitin üzerindeki frekansta ses dalgalarına ultrasonik, altındakilere infrasonik ses dalgaları adı verilir. Görüntüleme alanında kullanılan ultrasonografideki ses dalgalarının frekansı 1-20 MHz (MHz = 10 6 Hz) arasındadır. Ses dalgasının diğer sinüzoidal dalgalar gibi üç ana bileşeni bulunur. Bunlar amplitüd, frekans ve dalgaboyudur. Ayrıca dalganın hızı ve yönü gibi fiziksel özellikleri de bulunmaktadır. Ultrasonografi için ses dalgalarının hızı tüm dokular için 1540 m/sn, yönü de doğrusal olarak kabul edilmekte, cihazlar bu varsayım üzerine görüntü oluşturmaktadır. ULTRASONOGRAFİK SES DALGASININ OLUŞUMU Ultrasonografide ses dalgasını oluşturan yapı, prob içerisinde yer alan transduser adı verilen yapıdır. Enerjiyi bir formdan diğerine dönüştüren cihaz ya da gereçlere transducer - çevirteç adı verilmektedir. Örneğin kol saatlerinde yer alan kuartz gibi maddeler hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek saatin gerekli enerjisini sağlamaktadır. Ultrasonografide ise bunun tam tersi geçerlidir. Ultrasonografi prob kristalleri, elektrik enerjisi uygulandığında titreşimle yanıt verir, yani elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştürür ve ses dalgası oluştururlar. Buna piezo-elektrik etki denilmektedir. US probları, piezoelektrik etki oluşturan kurşun zirkonat titanat kristal yapısı sayesinde ses dalgası oluşturur.

2 TEMEL ULTRASONOGRAFİ VE DOPPLER Prob içerisinde yanyana dizilmiş olan kristaller tek tek ya da gruplar halinde kısa vuru (puls) aralıkları (1 µs) ile titreşir ve ses dalgası oluşturur. Oluşan dalgalar prob önünde bir ses cephesi meydana getirir. Bu cephe, yakın bölge (Fresnel zonu) ve uzak bölge (Fraunhofer zonu) olmak üzere farklı özellikte iki ses alanından oluşur. Yakın alan ile uzak alan arasındaki dar bölge sesin odaklanmış olduğu en yoğun ve en homojen alandır. Odak bölgesinin iki tarafında odaklanamayan zayıf ses dalgaları az da olsa her zaman vardır. Bu alandaki dalgalara yan-lob dalgaları adı verilir. doku yüzey yapısı ve yansıtıcının çapıdır. Ortaya çıkabilecek temel fiziksel olaylar yansıma, kırılma, saçılma ve soğrulmadır. Dokuların ses dalgasına olan direncini tanımlayan akustik empedans (Z), dokunun yoğunluğu (ρ) ile ses dalgası hızının (c) çarpımı ile belirlenir. Ses dalgası, akustik empedansı farklı iki doku arayüzüne ulaştığında dalganın bir kısmı iletilir, bir kısmı ise geri yansır. Buna noktasal yansıma ( specular reflection ) denir. Yansıma sonucu oluşan ekonun şiddeti I = (Z 2 Z 1 ) 2 / (Z 2 + Z 1 ) 2 formülüyle ifade edilir. Buna yansıma katsayısı adı verilir. Formülden anlaşılabileceği üzere dokular arası empedans farklılığı arttıkça yansıyan eko artar, dokular arası empedanslar eşitse yansıma olmaz. Ses dalgasının doku arayüzlerine dik açıyla gelmesi durumunda yansıma maksimum olur, dik açı dışındaki ilişkilerde ise diğer fizik ilkeler devreye girer. Ses dalgasının 90 den farklı bir açıyla ulaşması durumunda ses dalgası geldiği açıyla yansır ve probun saptama alanından dışarı çıkar. Snell kanununa göre kritik açının altında gelen dalgalar kırılır, üzerinde gelenler geldiği açıyla yansır. GÖRÜNTÜ OLUŞUMU Resim 1.1.1. ODAK, YAKIN BÖLGE, UZAK BÖLGE Yüksek bir yansıtıcı yüzey (noktalı ok) sayesinde izlenen ses dalgasının bölgeleri. SES DALGASININ DOKU İLE ETKİLEŞİMİ Ses dalgaları, elektromanyetik dalgalardan farklı olarak, boşlukta hareket etmez ve ilerlemek için bir ortama gereksinim gösterir. Sesin hareketi, ortam içerisindeki moleküllerin sıkışması ve gevşemesi (kompresyon-dekompresyon) ile gerçekleşir. Aynen deniz yüzeyindeki dalgalarda olduğu gibi ortamın net bir yer değiştirmesi söz konusu olmamasına karşın dalga ortam içerisinden geçerek ilerler. İlerleyen ses dalgası, geçtiği ortama göre değişen fiziksel etkiler gösterir. Dokular içerisinde ses dalgasının hareketini belirleyen temel fiziksel etmenler dokunun ses direnci (akustik empedans), sesin geliş açısı, Ultrasonografide görüntü oluşumu ses dalgasının gönderilmesi ve yansıyan ses dalgasından (eko) alınan verinin işlenmesi ilkesine dayanır. Verinin işlenmesinde temel alınan iki parametre vardır, bunlar zaman ve yansıyan dalganın şiddetidir. 1) Zaman Gönderilen ile alınan ses dalgası arasında geçen süre Mesafe = Hız * Zaman (x=v*t) formülüne göre hesaplanır. Ses dalgasının gitmesi ve dönmesi iki kat mesafe anlamına geleceğinden hesaplama 2x=V*t formülüne göre yapılır. Cihazlar ses dalgasının doku içerisindeki hızını sabit ve 1540 m/sn olarak kabul eder, tüm hesaplamaları buna göre yapar. V değeri sabit ve bilinen bir değer olduğundan mesafe zamanla doğru orantılı olarak hesaplanabilir. Böylece gönderilen dalga ile dönen eko arasındaki süreyi hesaplanarak ekonun hangi derinlikten geldiği belirlenebilir.

ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI 3 2) Ekonun şiddeti (amplitüdü) Yansıyan dalganın amplitüdü yansıtıcı arayüzün yansıtma özelliğini belirler. Yüksek yansıtıcı arayüzlerden yüksek yansıma, düşük arayüzlerden düşük yansımaya ait amplitüdte ses dalgaları geri alınır. Ses dalgası, yansıtma özelliği olmayan dokulardan doğrudan geçer ve hiç yansıma oluşmaz. Yansıma sonucu elde edilen eko elektronik olarak sinyale dönüştürülür ve şiddetine göre derecelendirilir. Elde edilen sinyaller derecesine göre farklı şekillerde görüntüye dönüştürülür: A-mod (Amplitüd - Şiddet modu) Ultrasonografinin ilk bulunan bu yönteminde sinyaller şiddet grafiği olarak gösterilir. B-mod (Brightness - Parlaklık modu) (Griskala ultrasonografi) Sinyaller amplitüdüne göre derecelendirilir ve her bir dereceye bir parlaklık tonu atanır. Genellikle en yüksek yansıma beyaz, en düşük yansıma siyah olacak şekilde değişen gri tonlarında bir görüntü ortaya çıkar. Gri ton sayısı bit derinliği tarafından belirlenir ve bu değer 2 8 =256 dır. Ekojenite Yansıyan ses dalgasının şiddetini, dolayısıyla görüntüdeki yapının parlaklığını tanımlamada kullanılan kavramdır. Ekojenite, yansıma katsayısına bağlı rölatif bir kavramdır ve kullanılan US parametrelerine bağımlıdır. Cihazlar arasında hatta önayarlar arasında değişkenlik gösterir. Standardize edilemediği için tutarlı bir şekilde ölçülemez. Ekojenite ile ilgili yapılabilecek ölçümler, ölçümün yapıldığı o cihazın, o anda kullanılan ayarlarına özgü gri-ton ölçümüdür. Bu nedenle ekojenite, bir dokunun diğerine göre karşılaştırmasıyla ifade edilir. Anekoik - Ses dalgasının hiç yansımaması nedeniyle siyah olarak izlenen alanlardır. Hipoekoik (Hipoekojenik) - Bir alanın diğer bir alanla karşılaştırılmasında, o alanın karşılaştırılan alana göre ses dalgasını daha az yansıttığını tanımlar. Görüntüde siyaha yakın gri tonlarında görülür. Hiperekoik (Hiperekojenik) - Bir alanın diğer bir alanla karşılaştırılmasında, o alanın karşılaştırılan alana göre ses dalgasını daha fazla yansıttığını tanımlar. Görüntüde beyaza yakın tonlarında görülür. Homojen ekojenite - Refleksiyon düzeyi ne olursa olsun birbirine yakın ekojenitelerde yansımalar gösteren doku ya da lezyonları tanımlamak için kullanılır. M-mod (Motion - Hareket modu) Elde edilen sinyaller amplitüd-zaman eğrisi olarak hareketli görüntüye dönüştürülür. Yöntem eski olmakla birlikte kalp kapak ve duvar hareketlerini değerlendirme gibi alanlarda halen kullanılmaktadır. Heterojen (inhomojen) ekojenite - Farklı ekojenitelerden oluşan alan ya da lezyonları tanımlar (solid doku içerisinde kistik alan gibi).

ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI 5 GRİ-SKALA KAZANÇ AYARI Ses dalgasının şiddeti, seyri sırasında doku ile girdiği fiziksel etkileşimler sonucunda derinlikle orantılı olarak zayıflar. Bu sorunu gidermek için cihazlar zaman bileşeni üzerinden yaptığı hesaplamalarla aldığı ekonun şiddetini yükseltir. Bu işleme gri-skala (B-mod) kazancı adı verilmektedir ( Time Gain Compensation, TGC, kısaca gain olarak da kullanılmaktadır). Kazanç ayarları derin dokularda daha yüksek, yüzeyel dokularda daha düşük olacak şekilde seçilerek ekranda homojen bir görüntü sağlanır. Kazanç ayar parametreleri ekranın bir tarafında sayısal olarak, bir eğri olarak ya da her ikisi birden olacak şekilde bulunur. Resim 1.1.4. UYGUN GRİ-SKALA KAZANCI Proba yakın alanlarda daha düşük, derin dokularda daha yüksek tutularak homojen hale getirilmiş görüntü. Resim 1.1.5. ÇOK DÜŞÜK GRİ-SKALA KAZANCI Proba yakın kazançlar çok düşük tutulduğundan yüzeydeki dokulardan alınan eko görüntüde gösterilemiyor ve bu alanlar olduğundan daha siyah görülüyor. Resim 1.1.6. ÇOK DÜŞÜK GRİ-SKALA KAZANCI Proba yakın kazançlar düşük, yüzeydeki dokular siyah görülüyor, bu alanda bir patoloji olması durumunda saptanması olanaksız. Resim 1.1.7. ÇOK YÜKSEK GRİ-SKALA KAZANCI Kazançlar çok yüksek seçildiğinde elde edilen sinyal çok yükseltildiğinden ve zeminde var olan gürültü daha fazla ortaya çıktığından görüntü parlar ve olması gerekenden daha beyaz görülür.

8 TEMEL ULTRASONOGRAFİ VE DOPPLER PANORAMİK GÖRÜNTÜLEME Genişletilmiş görüntüleme alanı ( Extended Field of View ) adı da verilen bu yöntemde probun geniş bir alanda hareket ettirilmesi sırasında cihaz elde ettiği görüntü kümesini hafızasında biriktirir ve kümeyi birleştirilmiş tek bir görüntüye dönüştürür. Görüntü alanı sınırlı olan lineer problar için ya da konveks probla çok büyük lezyonların görüntülenmesinde yardımcıdır. KROMATİK GÖRÜNTÜLEME Gri-skala incelemede ekran gösteriminin ( display ) gri renkten farklı bir renge ait tonlarda seçilmesidir. Görüntü oluşturmada gri-skala görüntülemeden farklı bir parametre kullanılmaz. Yöntemle kenar keskinliğinin belirginleştirilmesi ya da görsel algı farklılığı oluşturarak detay saptanmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Resim 1.1.15. PANORAMİK GÖRÜNTÜLEME Geniş alanlar, büyük tümörler aynı görüntüde izlenebiliyor. Resim 1.1.16. KROMATİK GÖRÜNTÜLEME Aynı bölgenin farklı renklerde gösterimi.

ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI 9 ELASTOGRAFİ Doku esnekliğini ölçme işlemine doku elastografisi adı verilmektedir. Doku esnekliği pek çok biyofiziksel yöntemle ölçülmekte, üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalar sonucunda doku esnekliğini değerlendirmede pratikte kullanılabilen yöntemlerinden birisi de ultrasonografi olmuştur. Yöntemin duyarlık ve özgüllüğü, farklı doku, organ ve patolojilerde sınanmakta, üzerindeki klinik çalışmalar yoğun şekilde süregitmektedir. Tümör dokusunun sağlam dokudan daha sert olduğu çoğu tümör için geçerli ve iyi bilinen bir genellemedir. Elastografinin temel ilkesi bu genellemeden köken alır, normal doku ile tümör dokusu arasındaki elastikiyet farkını ortaya koyarak tümörün saptanmasını veya karakterize edilmesini amaçlar. Doku elastikiyetini ortaya koymada farklı firmaların farklı fizik ilkelere dayanan yöntemleri olsa da genel olarak yöntem, ses dalgasının doku içerisinde ilerlerken oluşturmuş olduğu kompresyon-dekompresyon hareketinden bilgi edinme temeline dayanır. Elde edilen nitel ya da nicel bilgi farklı şekillerde görüntüye dönüştürülür. Farklı doku sertliklerini renk skalası ile görüntüye dönüştürmek en yaygın kullanılan yöntemdir. Renkli görüntü üzerine konan ROI ( region of interest ) ile nicel değerler elde etmek, karşılaştırmalar yapmak mümkün hale gelmiştir. Doku elastografisi başlangıçta yalnızca meme, tiroid gibi yüzeyel dokularda çalışılabilirken artık günümüzde derin dokularda da kullanılabilmekte, konveks hatta endokaviter problar ile de elastografi yapılabilmektedir. Resim 1.1.17. ELASTOGRAFİ Soldaki örnekte meme kanseri, sağdaki örnekte testis tümörü tanısı almış hastalarda iki farklı marka cihazda, yüzeyel problarla elde edilmiş sonoelastografi görüntüleri görülüyor. Elastikiyeti az alanlar mavi ile kodlanıyor. Resim 1.1.18. ELASTOGRAFİ Karaciğerde parankim (soldaki resim) ve tümör (sağdaki resim) örneklemesi. Doku sertliği ve kilopascal (kpa) birimi ile ölçüm değerleri sol altta görülüyor.