T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ



Benzer belgeler
Biyoterörizm ve Besin Güvenliğine Diyetisyen Yaklaşımı: Mevcut Hızlı Teşhis Yöntemleri

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Vektör kaynaklı Viral Enfeksiyonlar. Koray Ergünay

BİYOLOJİK TEHDİTLER GİRİŞ BİYOLOJİK SİLAHLARIN TARİHÇESİ BİYOLOJİK AJANLARIN SINIFLANDIRILMASI BİYOLOJİK SALDIRILAR VE KORUNMA

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

Gıda Zehirlenmeleri. 10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri

Arboviruslar. Prof.Dr.Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Ebola virüsü İstanbul'a geldi!

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

BOTULİNUM ANTİTOKSİN. Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

Seyahat Tıbbı Epidemiyolojisi ve Bilgi Kaynakları

SU VE BESİNLER İLE BULAŞAN HASTALIKLAR VE KORUNMA YOLLARI

YERSİNİA ENFEKSİYONLARI. Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ

BULAŞICI HASTALIKLARA GİRİŞ

KORUMA. Doç. Dr. Levent GÖRENEK GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mik. AD.

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Hepatit B ile Yaşamak

Biyolojik Silahlar 1/ 51

7.EKMUD Kongresi,Antalya-Türkiye GÜNAYDIN

Viral gastroenteritlerin laboratuvar tanısı

PAKETLEME TALİMATI 602 (PT 602)

Gıda zehirlenmeleri neden önemlidir?

Gıda Kaynaklı İnfeksiyon Hastalıkları

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

HİJYEN VE SANİTASYON

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/11) Akreditasyon Kapsamı

Viral gastroenteritlere bağlı salgınlar Türkiye ve Dünyada Güncel Durum

IDC Savunma Sanayi Nakliye Ticaret A.Ş. HIZLI BİYOLOJİK PATHOJEN/TOKSİN ve KİMYASAL GAZ TESPİT SİSTEMLERİ

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Bugün, bu yeni H1N1 alt tipinin oluşturduğu panik, 2000 li yılların başından beri süregelen pandemi beklentisinin bir sonucudur.

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

Salgın Analizi. Prof.Dr.IŞIL MARAL. Halk Sağlığı Uzmanı, Mikrobiyoloji Doktoru (PhD) Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

SAĞLIK MESLEK LİSELERİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ XII. SINIF BULAŞICI HASTALIKLAR VE BAKIMI DERSİ İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİ PROGRAMI

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

BİYOLOJİK SİLAHLAR ve BİYOTERÖRİZM

T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. ENFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI YILI DÖNEM V DERS PROGRAMI

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

UZM. DR. SALİH MAÇİN Şırnak Devlet Hastanesi

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. ENFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI YILI DÖNEM V DERS PROGRAMI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

BİTİRME SINAVI SORULARI /Çarşamba

TEK SAĞLIK YAKLAŞIMIYLA ZOONOTİK HASTALIKLARA BAKIŞ (SAĞLIK BAKANLIĞI PERSPEKTİFİ)

GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir.

Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler. Enfeksiyon Hastalıklarının Genel Belirtileri. Enfeksiyon Hastalıklarında Görülen Ateş Tipleri

Biyolojik Risk Etmenleri

TULAREMİ: Etken ve Epidemiyoloji. Doç.Dr. Aynur Karadenizli Kocaeli Üniversitesi Mikrobiyoloji AD

GURM (Strangles) (su sakağısı)

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Dünyada ve Türkiye de İnfluenza Epidemiyolojisi. Dr. Nurbanu Sezak Atatürk EAH Enfeksiyon Hst. ve Kln. Mikrobiyoloji Kliniği Kasım 2015

Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz?

Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı

DANG HUMMASI. Yrd. Doç.Dr. Banu Kaşkatepe

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar

ORDUDA VE HACILARDA MENİNGOKOK AŞILAMASI. Dr. Levent Akın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

KUDUZ HASTALIĞINA KARŞI HAVADAN AŞILAMA VE KUDUZ HASTALIĞI İLE MÜCADELE

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

Hastalık sahra altı Afrika da ve güney Amerika da yaşayanlarda ve bu bölgeye seyahat edenlerde görülür.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Francisella tularensis:

TULAREMİ DE KORUNMA VE KONTROL

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene

TÜRKİYE ULUSAL VEREM SAVAŞI DERNEKLERİ FEDERASYONU 71. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

INFLUENZA. Dr Neşe DEMİRTÜRK. Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları AD

Gebelere hangi aşıları önerelim? Kılavuzlar ne öneriyor? Dr. Selim BÜYÜKKURT

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

Aliye Baştuğ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Ekmud VHA Kursu

Renksiz, Kokusuz ve Tatsız Kimyasal Tehlike: Sarin

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bulaşıcı Hastalıklar Epidemiyolojisi. Araş. Gör. Dr. S. Utku UZUN Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi

Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

TÜBİTAK'tan kimyasal silaha karşı büyük buluş

Transkript:

1 T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOLOJİK SİLAHLAR Hazırlayan Mustafa Berat ÇELEN Danışman Doç. Dr. Gökçen YUVALI ÇELİK FarmasötikBiyoteknoloji Bitirme Ödevi MAYIS 2013 KAYSERİ

2 T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOLOJİK SİLAHLAR Hazırlayan Mustafa Berat ÇELEN Danışman Doç. Dr. Gökçen YUVALI ÇELİK Farmasötik Biyoteknoloji Bitirme Ödevi MAYIS 2012 KAYSERİ

i BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim. Mustafa Berat ÇELEN

ii Biyolojik Silahlar ʼ adlı Bitirme Ödevi Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi ne uygun olarak hazırlanmış ve Farmasötik Biyoteknoloji Anabilim Dalında Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir. Tezi Hazırlayan Mustafa Berat ÇELEN Danışman Doç. Dr. Gökçen YUVALI ÇELİK Farmasötik Biyoteknoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç.Dr.Dilşad Onbaşılı ONAY: Bu tezin kabulü Eczacılık Fakültesi Dekanlığı nın../../.... tarih ve..sayılı kararı ile onaylanmıştır. / / Prof. Dr. Müberra KOŞAR Dekan

iii TEŞEKKÜR Bitirme ödevi çalışmalarımın her aşamasında benden bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen, değerli danışmanım Doç.Dr.Gökçen YUVALI ÇELİK e, hayatımın her anında maddi ve manevi destekleri ile yanımda olan aileme ve üzerimde emeği geçen tüm öğretmenlerime sonsuz saygılarımı ve teşekkürlerimi sunarım. Mustafa Berat ÇELEN Mayıs 2013, Kayseri

iv BİYOLOJİK SİLAHLAR Mustafa Berat ÇELEN Erciyes Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Bitirme Ödevi, Mayıs 2013 Danışman: Doç. Dr. Gökçen YUVALI ÇELİK ÖZET Biyolojik savaş veya biyoterörizm, mikroorganizmalar ve mikrobiyal, bitkisel veya hayvansal kökenli toksinlerin insan, hayvan ve bitkilerde hastalık oluşturmak ve ölüme neden olarak toplumda panik ve afet yaratmak amacıyla kasıtlı kullanımıdır. Biyolojik savaş ajanlarının terörist saldırılarda kullanılması, bu ajanların kolay elde edilebilmeleri ve düşük maliyetle büyük miktarlarda üretilebilmeleri, genel güvenlik sistemlerince saptanamamaları ve kolayca taşınabilmelerine bağlanabilir. Bu derlemede, biyolojik savaş ve biyoterörizm kavramları, biyolojik silah ajanlarının özellikleri, tarih içerisindeki gelişimi,kullanılan ajanların özellikleri incelenmiştir. Anahtar Sözcükler: Biyolojik Silahlar, Biyolojik Silah Ajanları, Bakteriler, Parazitler, Virüsler, Kitle İmha, Biyoterörizm

v BIOLOGICAL WEAPONS Mustafa Berat ÇELEN Erciyes University, Faculty of Pharmacy Graduation Project, May 2013 Advisor: Assoc. Prof. Dr. Gökçen YUVALI ÇELİK ABSTRACT Biological warfare or biological terrorism is the intentional useof microorganisms, and toxins, generally of microbial, plant or animal origin to produce disease and death in humans, livestock and crops, leading to disaster and panic in the community. The attraction of biological warfare agents foruse in terroristic attacks is attributed to easy access to a wide range of disease-producing biological agents, to theirlow production costs, to their non-detection by routine security systems, and to their easy transportation from oneplace to another. This review examines concept and history of biological war and bioterrorism, agents of bioterrorism and their specifications, and components of biological defence. Key Words: Biological Weapons, Biological Weapon Agents, Bioterrorism, Bacteries, Viruses, Parasites, Mass Destruction

vi İÇİNDEKİLER BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK... i KABUL ONAY... ii TEŞEKKÜR... iii ÖZET... iv ABSTRACT... v İÇİNDEKİLER... vi TABLOLAR LİSTESİ... viii KISALTMALAR... ix 1. GİRİŞ VE AMAÇ... 1 1.1. Biyolojik Silah Ajanları... 1 2. GENEL TANIMLAR... 4 2.1.Biyolojik Silahların Tarihçesi ve Tanımı... 4 2.1.1.Tarihçe... 4 2.1.2.Tanım... 6 2.2. Biyolojik Silah Çeşitleri... 6 2.2.1.Bakteriler... 6 2.2.1.1. Şarbon (Anthrax)... 6 2.2.1.1.1.Şarbonun Biyolojik Silah Olarak Önemi... 7 2.2.1.2. Clostridium Perfringens... 7 2.2.1.3. Clostridium Botulinum (Botulinum Toksini)... 8 2.2.1.3.1.Botulinum Toksininin Biyolojik Silah Olarak Önemi... 8 2.2.1.4. Yersina Pestis (Veba)... 9 2.2.1.4.1.Yersina Pestis Bakterisi nin Biyolojik Silah Olarak Önemi... 9 2.2.1.5. Francisella Tularensis (Tularemi)... 12 2.2.1.5.1.Francisella Tularensis Bakterisi nin Biyolojik Silah Olarak Önemi 12 2.2.2.Viruslar... 16

vii 2.2.2.1. Variola Virus (Çiçek Virüsü)... 16 2.2.2.1.1.Variola Virus un Biyolojik Silah Olarak Önemi... 17 2.2.2.2. Alfa Viruslar (Ensefalit Etkeni)... 18 2.2.2.3. Arena Viruslar, Flavi Viruslar, Filoviruslar (Hemorajik Ateş Etkenleri)18 2.2.3. Parazitler... 21 2.2.3.1. Cryptosporidium SPP.... 21 2.2.3.2. Cyclospora Cayetanensis... 21 2.2.3.3. Entamoeba Histolytica... 22 2.2.3.4. Giardia Intestinalis... 22 2.2.3.5. Mikrosporidia... 22 2.2.3.6. Toxoplasma Gondi... 23 2.3. Biyolojik Silahların Kullanım Yolları... 23 2.4. Biyolojik Silahları Atma Araçları... 23 3. BİYOLOJİK SİLAH AJANLARININ ÖZELLİKLERİ... 25 3.1.Biyolojik Silah Kullanımının Avantajları... 25 3.2. Biyolojik Silah Kullanımını Sınırlandıran Faktörler... 27 4. BİYOLOJİK SİLAHLARIN KONTROLÜ GİRİŞİMLERİ VE ULUSLARARASI HUKUK... 29 5. BİYOTERÖRİZMDE SAVUNMA VE KORUNMA... 31 6. TARTIŞMA VE SONUÇ... 32 6. KAYNAKLAR... 33 ÖZGEÇMİŞ... 40

viii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Potansiyel biyolojik silah/savaş ajanı grupları... 2 Tablo 2. Biyolojik Silah Ajanları... 3 Tablo 3. 20.yy la kadar biyolojik saldırıların tarihçesi... 5 Tablo 4. Vebanın klinik karakteristikleri... 11 Tablo 5. Tulareminin genel özellikleri... 14 Tablo 6. Viral Hemorajik Ateş (VHA) Etkenleri... 20 Tablo 7. Biyolojik ajanların etkilerinin karşılaştırılması... 26

ix KISALTMALAR DSÖ BM BoNT BSA MVA KİS NBC :Dünya Sağlık Örgütü :Birleşmiş Milletler :Botulinum Nörotoksini :Biyoolojik Silah Ajanı :Modified Vacciniavirus Ankara : Kitle İmha Silahları :Nükleer Biyolojik ve Kimyasal Silahlar

1 1. GİRİŞ VE AMAÇ İnsanlık tarihi boyunca devletler ve toplumlar, diğer devletler veya toplumlar üzerinde üstünlük sağlamak amacıyla zamanın teknolojik olanaklarını kullanmışlardır. 20.yy daki bilim ve teknolojideki gelişime kadar savaşlarda kullanılan silahlar patlayıcı madde bazlı iken, kimya, fizik ve mikrobiyoloji alanındaki hızlı ilerlemeye bağlı olarak kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar geliştirilmiştir. Günümüzde klasik olarak askeri silahlar, patlayıcı bazlı (konvansiyonel) silahlar ve kitle imha silahları (KİS) olarak iki ana grupta incelenmektedir (1). Tek bir kitle imha silahı bile yüksek patlama gücüne sahip yüzlerce, hatta binlerce konvansiyonel silahtan daha fazla tahrip gücüne sahiptir. KİS genellikle, kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar ile bunları taşıma kabiliyeti olan füzeleri içeren bir tanımlamadır. KİS yapı ve etkileri açısından; nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar (NBC) olarak üç kategoriye ayrılmaktadır. Biyolojik silahlar daha geniş etki potansiyeline sahip olmaları, etkilerinin kalıcı ve giderek artan özellik göstermesi, diğer kitle imha silahlarına göre daha kolay ve ucuza elde edilebilmeleri ve kullanım kolaylığı gibi özellikleri nedeniyle diğer KİS dan ayrılmaktadır (2). Klasik olarak, Biyolojik Silahlar sadece yaşayan canlılara kitlesel zarar veren organizmalar (bakteri, riketsiya, virüs, mantar ve parazit) ile bitki, hayvan ve ya mikroorganizmalar tarafından üretilen toksinler olarak tanımlanmaktadır (3). 1.1. Biyolojik Silah Ajanları Konvansiyonel, nükleer ve kimyasal silahlar gibi diğer KİS ile karşılaştırıldığında biyolojik silahların çeşitliliği onları diğerlerinden ayıran en önemli özelliği oluşturmaktadır. Bulaşıcılığı yüksek, kolay ve hızlı üretilebilen, aşı ve tedavisi kullanıcı tarafından kendi yandaşlarına kolaylıkla uygulanabilen hemen hemen tüm mikroorganizmalar biyolojik saldırı amaçlı kullanılabilir (4). Biyolojik silahlar, mikroorganizmalar, biyolojik olarak elde edilmiş maddeler (Biologically derived bioactive substances- BDBS) ve yapay olarak dizayn edilmiş biyolojik maddeleri taklit

2 eden maddeler olmak üzere üç grupta incelenebilir. Mikroorganizmalar; hedef konağı enfekte eden ve çoğalarak hastalık oluşturan veya doğada patojen olmayan ancak genetik olarak patojenite özelliği kazandırılmış organizmalardır. Biyolojik olarak elde edilmiş maddeler ise; hedef konakta hastalık ve ya ölüme neden olan, çoğunlukla mikrobiyal orijinli metabolizma ürünleri (toksinler, hormonlar, nöropeptid ve sitokinler) olarak tanımlanabilir. Üçüncü grupta ise; laboratuarlarda çeşitli biyolojik işlemler sonucunda sadece belli hedeflere veya hücre tipine yönelik geliştirilmiş yapay maddeler yer almaktadır (5).Tablo 1 de potansiyel biyolojik savaş ajan grupları verilmiştir. Tablo 1. Potansiyel biyolojik silah/savaş ajanı grupları (5) 1. Bakteri, Riketsiya, Klamydia, Parazit, Mantar ve Virüsler 2. Mikrobiyal toksinler 3. Hayvansal toksinler 4. Bitki ve deniz yosunu kaynaklı toksinler 5. Yılan ve örümcek zehirleri 6. Nöropeptidler Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birleşmiş Milletler (BM), Kuzey Atlantik İttifakı Örgütü (NATO) ve Biyolojik Silahlar Konvansiyonu gibi kuruluşlara göre 43 mikroorganizma (15 bakteri, 24 virüs, 2 mantar ve 2 parazit ) biyolojik silah olarak geliştirilme ve kullanılma potansiyeline sahiptir (6). Biyolojik silah üretimi amacıyla üzerinde çalışıldığı tespit edilen, biyolojik silah olarak kullanılan veya kullanılma potansiyeline sahip olan önemli mikroorganizmalar ve toksinleri, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yayılım ve kullanım kolaylığı, oluşturacağı hastalık ve ölüm sayısının şiddeti ve kullanılma olasılığına dayanarak üç bölümde kategorize edilmiştir ( Tablo 2 ) (7).

3 Tablo 2. Biyolojik Silah Ajanları (7) KATEGORİ AJANLAR Variola major (Smallpox, A çiçek) Bacillus anthracis (şarbon) Yersinia pestis (veba) Clostridium botulinum toksini Francisella tularensis (tularemi) Filovirüs Arenavirüs Coxiella burnetti (Q humması) B Brucella sp. Burkholderia mallei Alpha virüs Ricin toksini Clostridium perfringens toksin Staphylococcus enterotoksin B Salmonella spp Shigella dysenteriae Eschericia coli O157:H7 Criptosporidium parvum Nipah virüs C Hanta virüs Tickborne hemorajik ateş virüsü ÖZELLİKLERİ Ulusal Güvenlik açısından yüksek risk oluşturan biyolojik ajanlar Ortamda kolayca yayılabilmesi ve insandan insana bulaşma özelliği ile ikincil-üçüncül vakaların gelişmesi Yüksek mortalite ve halk sağlığını tehdit potansiyeli Halk arasında panik ve sosyal karışıklıklara neden olması Halk sağlığı açısından özel hazırlıklar gerektirmesi İkincil öneme sahip ajanlar: Orta dereceli yayılım. Orta düzeyde morbidite ve düşük. Mortalite Spesifik CDC tanı kriterleri ile surveyans sisteminin geliştirilmesine ihtiyaç Kolay elde edilebilir olması Üretimi ve yayılımının kolay olması Yüksek morbidite ve mortalite potansiyeli Yüksek Halk sağlığını tehdit potansiyeli Tickborne ensefalit virüsü Sarı humma virüsü Çoğul ilaç dirençli tüberküloz

4 2. GENEL TANIMLAR 2.1.Biyolojik Silahların Tarihçesi ve Tanımı 2.1.1.Tarihçe Biyolojik ajanların silah olarak kullanılması tahmin edildiğinden daha eski bir geçmişe dayanmaktadır. Bu ajanların kullanımına ait en eski veriler MÖ 6. yüzyıla dayanmaktadır. Biyolojik savaşın bilinen en eski örneği, Asurlular tarafından düşmanların içme suyu için kullandıkları kuyu ve rezervuarları insan ve hayvan ölüleri ile kirletilmesidir. Aynı dönemlerde, Asyalılar da düşmanın su kaynaklarını zehirlemek için Rye ergot alkolodilerini (çavdar mahmuzu) kullanmışlardır (8). Güney Amerika yerlileri tarafından çeşitli bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen biyolojik toksinlerin, mızrak ve okların uçlarına sürülerek kullanılması ile aynı şekilde okların dışkıya ya da çürümüş ete batırılarak kullanılması da biyolojik savaşın ilk örnekleri olarak kabul edilebilir (9). Yazılı belge olmasına karşın, Yunan ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde de biyolojik silahların kullanıldığı bilinmektedir (10). Tarihsel olarak kayıtlı biyolojik silah kullanımları Tablo 3 de verilmiştir (11). I. Dünya Savaşı'nda Almanya, geliştirdiği biyolojik silahları düşman birliklerinin lojistik olanaklarını ve süvari birliklerini savaş dışı bırakmak amacıyla kullanmıştır. Fransız ordusuna gönderilecek olan süvari atlarını Burkholderia mallei (ruam hastalığı etkeni) ve Romanya'dan Rusya'ya gönderilecek olan koyun ve sığırları ise B. Anthracis ile sabotaj amacıyla enfekte etmişlerdir. Benzeri sabotajları, ABD, İspanya ve Arjantin den Fransa ya gönderilecek koyun, sığır ve atlara gerçekleştirdiklerine dair belgelerde bulunmaktadır (12). I. Dünya Savaşını takiben biyoteknolojideki gelişmelere paralel olarak Belçika, İngiltere, Kanada, Fransa, Hollanda, İtalya, Polonya, Macaristan ve Sovyetler Birliği gibi ülkeler biyolojik silah geliştirme programlarına başlamışladır (13).

5 Tablo 3. 20.yy la kadar biyolojik saldırıların tarihçesi (14,15) TARİH MÖ 184 MS 1155 MS 1155 MS 1346 MS 1495 MS 1500 ler MS 1650 MS 1710 MS 1763 MS 1797 MS 1800 ler BİYOLOJİK SALDIRI Hannibal ve Yunan Kralı Eumenes arasındaki deniz savaşında, Hannibal ın denizcileri tarafından Yunan gemi güvertelerine içi zehirli yılanlarla dolu testilerin atıl Kral Barborosa tarafından İtalya Tortona daki su kaynaklarının insan cesetleriyle kirletmesiması. Tatar ordusunun günümüzde Ukrayna sınırlarında yer alan Feodossia (Kaffa) kentini kuşatmaları esnasında mancınıkla vebadan ölmüş insan ve hayvan cesetleri atması. Takip eden yıllarda veba gemilerdeki fareler aracılığı ile Avrupa kıtasına taşınmış ve 1348-52 yılları arasında epidemi oluşturarak 25-30 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. İspanyollar tarafından Napoli de Fransızlara lepralı hasta kanı ile karıştırılmış şarapların verilmesi. İspanyol Kaşif Pizarro nun Orta ve Güney Amerika da yerlilere çiçek virüsüyle kontamine kıyafetleri vermesi. Polonya ordusu tarafından kuduz köpek salyası içeren kürelerin düşman birliklerine atılması. Rus ordusu tarafından Estonya da İsveçlilere karşı vebalı cesetlerin kullanılması. Kuzey Amerika da İngiliz ve Fransızlar arasındaki savaşta Fransa tarafında yer alan Kızılderililere,Kuzey Amerika daki İngiliz Kuvvetlerinin komutanı olan Sir Jeffrey Amherst tarafından çiçek hastalarının yattığı hastaneden alınan kontamine battaniyeler ve mendillerin dağıtılması. Napolyon İtalya seferinde kuşattığı Mantua Şehrinde yaşayanlara sıtma hastalığı bulaştırmaya çalışmıştır. Kuzey Amerika da beyaz yerleşimcilerin yerli halka çiçek ya da kızamık nedeniyle ölmüş kişilerin battaniyelerini dağıtması. Amerikan İç Savaşı sırasında çiçek ve sarı humma virüsü içeren kıyafetlerin dağıtılması.

6 2.1.2.Tanım Biyolojik silahlar, diğer canlılar üzerinde zararlı etkiler yaratmak amacıyla kullanılan bakteri, virüs vb. bulaşıcı ajanlardır. Genellikle bu tanım, biyolojik yolla elde edilen toksinleri ve zehirleri de kapsayacak şekilde genişletilir. Biyolojik savaş araçları, yaşayan mikroorganizmalardır (bakteri, protozoa, riketsia, virüs ve mantar). Bunun yanı sıra; bazı çevrelerce kimyasal olarak kabul edilen, bitkiler ve hayvanlar tarafından üretilen toksinler de, büyük bir çoğunluk tarafından 1972 Biyolojik Silahlar Konvansiyonu nda da belirtildiği üzere biyolojik ajan olarak kabul edilmektedir. (16) Bu silahlar hem mikroskopik olduğu için, hem de bir inkübasyon süresi sonunda etkiliolduğu için, bunlara maruz kalanlar, semptomlar ortaya çıkana kadar hedef olduklarının farkına varamazlar; bu arada salgın önlenemeden yayılmış olur. Biyolojik silah maliyeti çok düşüktür. 1969 daki Birleşmiş Milletler verilerine göre bir kilometrekarelik alanda konvansiyonel silah kullanımı 2000 dolar, nükleer silah kullanımı 800 dolar, kimyasal silah kullanımı 600 dolar, biyolojik silah kullanımı ise 1dolar maliyet getirmektedir. Aynı zamanda biyolojik silahların hedef kitlelere yönelik uygulanması kolaydır (17). 2.2. Biyolojik Silah Çeşitleri 2.2.1.Bakteriler Ölümcül, kolayca elde edilebilen ve düşük maliyet ile büyük miktarlarda üretilebilen, aerosol formda stabil olan, kolayca geniş alanlara yayılabilen ve insandan insana bulaşan bakteriyel patojenler biyolojik savaş veya biyoterörizm ajanı olarak kullanılabilirler. 2.2.1.1. Şarbon (Anthrax) Şarbon basili (Bacillus anthracis) spor oluşturma özelliği sonucu dezenfektanlara, ısı ve nem değişikliklerine direnebilir; bu nedenle antraks sporları dış ortamda uzun yıllar canlı kalabilir. Biyolojik silah olarak şarbon basili, dayanıklı olan spor şekliyle kullanılmakta ve hedef kitlelerin sporları solunum yoluyla alması sağlanmaktadır. İnhale edilen sporların bir kısmı alveolar makrofajlarda parçalanır; canlı kalanlar mediasten lenfganglionlarına gider. 60 güne kadar uzayabilen, ortalama bir haftalık bir

7 periyod içinde sporlar açılır, üreyen ve toksin salgılayan bakteri formuna dönüşürler; akciğer şarbonu şeklinde infeksiyon gelişir. Hemoraji, ödem, nekroz ile seyreden tabloda ateş yükselir,solunum zorluğu, siyanoz, hipotansiyon, şok, genellikle menenjit ve 36 saat içinde ölüm görülebilir. Mortalite çok yüksektir. Bir gramın milyonda biri kadar şarbon basilinin solunum yolundan alınması o kişinin ölümüne yol açabilir. 1993 te ABD Teknoloji Dairesi kaynaklı bir hesaplamada Washington üzerine 100 kg şarbon sporu atıldığı varsayılmış, ölü sayısının 3 milyona kadar çıkabileceği ve bunun etkisinin bir megatonluk nükleer savaş başlığı etkisinden çok; bir hidrojen bombası etkisine ise eşit ya da daha çok olacağı açıklanmıştır (18). 2.2.1.1.1.Şarbonun Biyolojik Silah Olarak Önemi Şarbona neden olan B.anthracis, sık kullanılan biyolojik silahlar arasında yer almaktadır. Bakterinin üretilmesi kolay ve ucuzdur. Gram pozitif, aerobik, sporlu ve hareketsiz bir basildir. İnsanlarda B.anthracis basilinin solunum, sindirim yolu ile alınması ve cilt ile teması sonucu hastalık oluşmaktadır (19).Sporları kuruluk, ısı, ultraviyole ışını, gama radyasyon ve çeşitli dezenfektanlara dirençlidir. Biyolojik silah olarak B.anthracis sporları sıklıkla aerosol olarak kullanılmakta ve yüksek oranda hastalığa ve mortaliteye sebep olmaktadır. İnhalasyon şarbonunun yüksek oranda mortaliteye sahip olması, spor oluşturması ve diğer biyolojik ajanlar ile karıştırıldığında çevresel koşullara dayanıklı olması, biyolojik ajan olarak kullanılmasını açıklamaktadır (20). 2.2.1.2. Clostridium Perfringens Yiyecek zehirlenmesinin yaygın görünen bir çeşidi. Bakteri oda sıcaklığı ve üzeri sıcaklıkta bırakılmış et üzerinde ortaya çıkar. Anthrax gibi sporlar üreterek toprakta yaşayabilir. Et üzerinde etkisi çok yoğun olmasa da, savaş alanlarında kullanıldığında açık yaralar üzerine yerleşerek hızla kangren oluşumuna yol açar. Meydana gelen kangren müdahale edilmediği takdirde önceleri sancı ve kabarıklıklara daha sonra ise şok, sarılık ve ölüme yol açar. Bakteri, Anthrax kullanılarak iyileştirilebilir. Ancak labarotuvar koşullarında antibiyotiğe dayanıklı versiyonlarını üretmek mümkün. Bunu sağlamak için insanlara yapılan aşı benzeri bir sistem kullanılıyor ve bakteriye, az miktarda antibiyotik enjekte edilerek bağışıklık kazanması sağlanıyor (21).

8 2.2.1.3. Clostridium Botulinum (Botulinum Toksini) Botulinum toksini; anaerobik sporlu bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilen birbiri ile benzer özellikler taşıyan yedi nörotoksinin ortak adıdır. Botulinum nörotoksini (BoNT) doğada bilinen en potent toksindir ve alınış yoluna göre üç farklı klinik tablo görülmektedir (22). Gıdalarda bakterinin üremesiyle açığa çıkan toksinin oral yolla alınması ile gıda kaynaklı intoksikasyon oluşurken, intestinal botulizm ve yara botulizmi aktif olarak konakta çoğalan bakterinin ürettiği toksin ile meydana gelmektedir (23). Biyolojik silah olarak aerolize BoNT kullanılması durumunda, intestinal ve yara botulizmi görülmez, dördüncü klinik form olan inhalasyon botulizmi gelişir (24). 2.2.1.3.1.Botulinum Toksininin Biyolojik Silah Olarak Önemi BoNT, ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) tarafından yapılan biyolojik silahlar sınıflandırılmasında Kategori A da yer almaktadır. BoNT, ilk kez Japon Biyolojik Silah Geliştirme Grubu tarafından 1930 l u yıllarda biyolojik savaş ajanı (BSA) olarak geliştirilmiş ve Mançurya da savaş esirleri üzerinde kullanılmıştır (25). 1930-1940 yılları arasında Sovyet Biyolojik Silah Geliştirme Programını yürüten Kızıl Ordu Bakteriyoloji Enstitüsünde Clostridium perfringes, Clostridium tetani ve C. botilinum üzerinde çalışmalar yürütülmüştür. II. Dünya Savaşında ABD tarafından da üretilen BoNT, alınan kararla diğer BSA larla birlikte 1969-72 yılları arasında imha edilmiştir (26). 1995 yılındaki Birleşmiş Milletler verilerine göre; Irak tarafından potensitam olarak bilinmeyen 19 000 lt botulinum toksini üretildiği ve 12000 lt botulinum toksininin 100 bomba ve 16 füzeye yerleştirildiği bildirilmiştir (27). Japonya da bulunan Yüce Gerçek (Aum Shinrikyo) tarikatının farklı zamanlarda Tokyo da botulinum ile birkaç kez saldırı girişimlerinde bulunduğu da bilinmektedir (28). 0.1-0.3 µm çapındaki toksin partikülleri, aerosol şeklinde yayılmaya uygundur. Bu amaçla, balistik füzeler veya havadan sprey kullanımı yoluyla kolaylıkla hedef kitleye yayılabilir. BoNT un aerosol şeklinde üretimi pek çok ülke tarafından gerçekleştirilmiştir ve bugün içinde bazı ülke ve terorist grupların elinde bulunduğu bilinmektedir (29). BSA olarak aerosol yolla kullanım olasılığı bulunsa da, teknik nedenler bunu hemen hemen imkansız kılmaktadır. Solunum yolu ile BoNT alınmasına bağlı inhalasyon botulizmi deneysel olarak primatlarda ve insanlarda laboratuar

9 kaynaklı enfeksiyon şeklinde görülmüştür. Bugüne kadar solunum yolu temasına bağlı sadece üç botulizm olgusu tanımlanmıştır (30). 2.2.1.4. Yersina Pestis (Veba) Veba, Yersinia pestis in oluşturduğu fatal seyirli akut bakteriyel bir enfeksiyondur (31).Dünyada bilinen en eski ve en tehlikeli zoonozlardan birisidir. Y.pestis doğada 200 den fazla serbest yaşayan kemirgende bulunabilir. Ana rezervuarları sıçan, sincap, bayır sıçanları, yabani tavşanlar ile bu hayvanlardaki bit-pire gibi ektoparazitlerdir (32). Y.pestis, 1894 yılında Pastör Enstitüsü'nden bakteriyolog Alexandre Yersin tarafından, HongKong' daki bir veba epidemisi sırasında keşfedilmiştir (33). Y.pestis, tarih boyunca neden olduğu üç büyük pandemi ile önemli kayıplara yol açmıştır. Veba ile ilgili ilk kayıtlar, MS. 542 yılında Mısır da başlayan ve kısa sürede tüm Avrupa ya yayılan pandemiye aittir. Altmış yıl süren bu pandemide Kuzey Afrika, Avrupa, Orta ve Güney Asya da nüfusun %50-60 ının (yaklaşık 100milyon kişi) hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Vebanın asıl korku yarattığı ve kara ölüm olarak adlandırıldığı ikinci büyük pandemi, 1346 da başlamış ve Avrupa nüfusunun dörtte birini oluşturan 20 ila 30 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur. 1894 yılında Çin ve Hindistan ı etkileyen üçüncü pandemi 12 milyondan fazla insanının ölümüyle sonuçlanmıştır. Bugün için gelişen hijyen koşulları, halk sağlığı uygulamaları ve antimikrobiyal tedavi olanakları vebanın neden olabileceği pandemi riskini ortadan kaldırırken, küçük ölçekli salgınlar dünya genelinde hala görülmeye devam etmektedir (34). Veba, temel olarak bubonik formda Afrika, Asya, Güney Amerika ve ABD nin Güney-Batısındaki kırsal bölgelerde görülmektedir (35). Tümdünyada yılda 1000-6000 (ortalama 1500 olgu/yıl)arasında vaka görüldüğü tahmin edilmektedir (36). 1997 yılında DSÖ ye 14 ülkeden 274 üölümle sonlanan 5419 vaka bildirilmiştir (37). 2.2.1.4.1.Yersina Pestis Bakterisi nin Biyolojik Silah Olarak Önemi Y.pestis biyolojik saldırı için iyi bir adaydır. Aerosol formda kullanıldığında primer akciğer vebası şeklinde oldukça büyük salgınlara neden olabilir. Kemirici populasyonu enfekte edilerek de hastalığın insanlara yayılması sağlanabilir (38, 39).Y. pestis dış ortam koşullarına oldukça duyarlıdır ve aerosol yolla salındığında dış ortamda yalnızca bir saat canlı kalabilir. Ancak kemirgenlerde oral, intradermal, subkutanöz ve IVyolla

10 enfeksiyon gelişimi için 1-10 bakteri yeterlidir (40). İnsanlarda ise solunum yolu ile enfeksiyon gelişimi için 100-20000 bakteriye gerek olduğu tahmin edilmektedir (41).Veba etkeni olan Y.pestis in dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde görülmesi, kültür ortamında kolaylıkla üretilebilir olması, aerosol şeklinde yayılabilmesi ve bunun sonucunda yüksek morbidite ve mortalitesi olan pnömomik formda hastalığa yol açması biyolojik silah olarak kullanılan ajanlar listesinin başında yer almasına neden olmaktadır (42). Y.pestis insanların tamamında hastalık oluşturabilir ve hastalığın geçirilmesi kısa süreli bir immünite yaratmaktadır. Ayrıca pnömoni formundaki epidemilerde sekonder yayılım yani insandan insana bulaşma ihtimali olması, biyolojik silah ajanı olarak seçiminde ön plana çıkmasını sağlamaktadır (43).ABD 1950 ve 1960 lı yıllarda Y.pestis ile saldırı amaçlı biyolojik silah olarak ilgilenmiş ve üretimini gerçekleştirmiştir. Ancak, biyolojik silah programının 1970 lerin başında sonlandırılması ile bu yöndeki çalışmalarının durduğu bilinmektedir (44). Bununla birlikte, eski SSCB de 10 danfazla enstitüde binlerce bilim adamı tarafından veba üzerinde biyolojik silah amacıyla çalışıldığı, ayrıca biyolojik silah programı olan diğer ülkelerde de vebanın bu amaçla kullanıldığı bilinmektedir (45).İlk kez, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon Ordusu nun 731. üniti tarafından veba ile enfekte pirelerin Çin şehirlerinin üzerine defalarca atıldığı bilinmektedir. Ancak bu yaklaşımın ne kadar etkili olduğu belirlenememiştir. Yalnız, mikroorganizmanın daha kesin ve etkili olan aerosol formuna dönüştürülmesinin ABD ve SSCB tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Vebanın siviller açısından ciddi tehlike olarak algılanması 1995 yılında Ohio da Y.pestis i posta yolu ile yaymak üzere iken yakalanan Larry Wayne Harris ten sonra olmuştur (46). 50 kg lık Y.pestis, normal iklim koşullarında 500.000 kişinin yaşadığı yerleşim alanına 2 km lik bir uçuşla havadan bırakılacak olursa 10 km lik alana yayılacağı, 55.000 kişinin ölümüne ve 100.000 den fazla kişinin de etkilenmesine neden olacağı bildirilmiştir (47).

11 Tablo 4. Vebanın klinik karakteristikleri (48) KLİNİK TANIMLAMA - İnkübasyon süresi: 1-6 gün Pnömonik (akciğer) Veba Ani başlayan şiddetli baş ağrısı, halsizlik, yüksek ateş, kusma, abdominal ağrı, diyare, göğüs ağrısı ve hemoptizi. Akciğer gr a f i s in d e multilober konsolidasyon, kavite veya bronkopnömoni. Septik şokla birlikte hızla solunum yetmezliği gelişimi Bubonik Veba Ateş (38.5-40 C), titreme, baş ağrısı, güçsüzlük ve bubo. Sıcak, eritematöz, ve yapışkan deriyle çevrili etrafında ödemli bubo. Septisemik Veba Septik şok, vaskülitle birlikte DIC, meningokoksemiyitaklit eden siyanotik peteşi, purpura ve geniş ekimozlar, Küçük arterlede tromboza bağlı vücudun uç bölgelerindegangren (kara ölüm), Multi-organ yetmezliği Olguların %5 inde menenjit gelişimi. ÖN TANI Örneklerin boyanması (Gram, Giemsa, Wright, Wayson vb. ile immünhistokimyasal) ELISA, DFA ve PCR TANI Klinik örneklerden Y.pestis in izolasyonu. Y. pestis F1 antijenine karşı gelişen spesifik antikorlarıngösterilmesi: çift serum örneğinde antikor titresindebelirgin (4 kat) artışın varlığı veya Aşı öyküsü olmayan bir bireyde tek örnekte 1:128 titredeantikor varlığı Klinik örneklerden F1 antijeninin DFA yöntemiylegösterilmesi. TEDAVİ Akciğer vebası: negatif basınçlı odada izolasyon(mümkünse) İlk seçenek olarak gentamisin veya streptomisin ve alternatif olarak siprofloksasin Menenjit gelişen olgularda kloramfenikol kullanılmalı. Akciğer vebalı olgu ile yakın temas edenlerde (<2mt)doksisiklin ve siprofloksasin ile 7 gün süreylekemoproflaksi uygulamalıdır. Diğer antibiyotikler (kloramfenikol, sulfadiyazin,tmp-smx vb) kullanılabilir.

12 2.2.1.5. Francisella Tularensis (Tularemi) Tularemi, Francisella tularensis in neden olduğu kuzey yarım küreye özgü bir zoonozdur (49). Hastalık, Japonya ve Rusya da 1800 lü yıllardan beri bilinmesine rağmen, 1911 SanFrancisco depreminden sonra McCoy tarafından Kaliforniya'nın Tulare bölgesinde sincaplarda görülen veba benzeri bir hastalık olarak tanımlanmış ve bakterisi izole edilmiştir. Avrupa ve SSCB de 1930 ve 1940 da kontamine suya bağlı salgınların görülmesi hastalığın epidemik özellikler taşıyabileceğini göstermiştir (50). Dış ortam koşullarına oldukça dayanıklı olması, çok düşük sayıda bakterinin hastalığa neden olabilmesi (deri altından 10 ve akciğer yoluyla 10-50 bakterinin enfeksiyon oluşturabilmesi), kolay dağılabilmesi ve oluşturduğu klinik tabloların ciddiyeti nedeni ile tercih edilen biyolojik silah ajanları arasındadır (51). 2.2.1.5.1.Francisella Tularensis Bakterisi nin Biyolojik Silah Olarak Önemi F. tularensis in biyolojik silah olarak geliştirilmesine yönelik ilk çalışmalar 1930 lu yıllarda başlamıştır (52). İlk biyolojik silah üretimi ve denemeleri Japon Ordusu tarafından 1932-1945yılları arasında Mançurya da gerçekleştirilmiştir. Ayrıca II. Dünya Savaşı sırasında Doğu Avrupa da Alman ve Rus Askerleri nde görülen farklı klinik tularemi formlarının, F.tularensis in Ruslar tarafından askeri saldırı amaçlı kullanımına bağlı olabileceği öne sürülmüştür (53). Savaş sonrası farklı ülkelerde F.tularensis üzerindeki çalışmalar devam etmiş ve 1960 yılında ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından silah haline getirilmiştir. Günümüzde tularemi üzerindeki çalışmalar ABD de halen devam etmektedir. Ancak bu çalışmalardaki amacın; hastalığın patofizyolojisinin anlaşılması, aşı geliştirilmesi ve olası saldırı durumlarında koruyucu önlemler alınmasına yönelik olduğu belirtilmektedir (54). Eski SSCB de F. Tularensis üzerindeki çalışmaların 1990 lı yılların başına kadar devam ettiği ve bugün için kullanılan antibiyotiklere dirençli, geliştirilmekte olan aşılarla oluşacak immün cevaptan etkilenmeyecek bir suş ile silah oluşturdukları iddia edilmektedir. F. tularensis, biyolojik silah olarak aerosol formda ortama verilebileceği gibi, gıda veya küçük su kaynaklarına yönelik sabotaj amacı ile de kullanılabilir. Ayrıca, enfekte vektörler aracılığı ile hem insan hem de hayvanlara karşı kullanılabilir. Doğada rastlanan ve daha benign bir form olan ülseroglandüler formundan ziyade, ölümcül seyirli olan pnömonik ve tifo benzeri tablo oluşturabilmesi için aerosol yolla bulaşabilecek bir silah haline