1434 Hicrî - 2013 Miladî İstanbul



Benzer belgeler
İbadetin Manası ve Çeşitleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Cümlede Anlam İlişkileri

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Bu feryadımı askeriyeden atılan subayların feryadına bir tercüman olması hasebiyle dile getiriyorum.

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

2010, GÜÇLÜ BİR YENİ YIL!

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

SEYİTGAZİ İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ KONULARI

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

"Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."

TORKIYE'DE MiSYONERLİK

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

METEOROLOJİ SEMİNERİ

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Toktamış Ateş'i kaybettik

Nejat Yalkı'yı kaybettik. Acı haberin kısa zamanda duyulması tüm meslektaşlarda ve kendisini tanıyanlarda derin, unutulması güç acılar yarattı.

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ

İTİKAD-2. Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN. Misal Gençlik Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

Ali Hadi ORHUN (1949 mezunu)

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

Büyükşehir Bodrum halkına yeni süreci anlattı

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Cumhuriyet Halk Partisi

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ. ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

Dil ve Oyun. Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

ÖZEL İZMİR AMERİKAN KOLEJİ KAYIT TAKVİMİ VE KILAVUZU

AKICI OKUMA TEKNİKLERİ. Özkan ÇAĞLAR-Rehber Öğretmen

EUZU - BESMELE. Kovulmuş Şeytan dan Allah a Sığınırım. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla KUR AN EUZÜ - BESMELE İNSAN

33. BÖLÜM İLK VE SON SORUŞTURMA İNŞAAT SAHİBİNE PARA CEZASI İNŞAATA YIKIM KARARI VE BU KARARIN İPTALİ SUÇLAMA; KARARA İTİRAZ ETMEMEK!

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

BÜLTEN. Dünya barışına katkı sağlayacak yeni nesiller yetiştirelim.

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler


Özet şeklinde bilgiler

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

MÜSİAD Kadın Girişimciler Zirvesi. Kapanış Konuşması. 27 Mayıs İş Dünyamızın, STK'ların Değerli Bşk ve Temsilcileri,

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

.. KUTSAL IKLIMDE DUA

BINGOL VALILIGI ii Milli Eğitim Müdürlüğü ...,... "" EGITIM-OGRETIM YILI ÇALIŞMA TAKVIMI. BiNGÖL

5651 Sayılı Kanun Sayılı Kanun Maddesinin Amacı

Düzelti Ömer ÇETİNKAYA 1. Baskı, Haziran Baskı:... Ofset Tel: Y0003- ISBN: Diyanet İşleri Başkanlığı

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Sohbetimizin temel konusu tasavvufun mahiyeti ve tasavvufun

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Bir Yazı da Gönül Dünyâsı ndan I. Şâh-ı Nakşîbend (RhA) Hazretleri nin talebelerinden Emîr Hüseyin (RhA) de birgün şöyle anlatmıştır:

Transkript:

1 ١

Hat: Abdulselam TUNÇ Grafik Tasarım, İç Düzen ve Kapak ARAPÇA TASARIM EVİ www.arapcatasarimevi.com 0535 734 27 17 Kaside-i Bürde Prof. Dr. Musa YILDIZ Baskı ve Cilt 1434 Hicrî - 2013 Miladî İstanbul

3 ٣

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 Mehmed Zâhid KOTKU (K.S.) Hazretlerinin Hayatı...13 Kaside-i Bürde ve İmam-ı Busirî (K.S.) Hazretleri... 14 HERGÜN OKUNACAK EVRÂD... 17 Duâ ve İşrak Namazı ile ilgili Hadîs-i Şerifler... 18 Kur an-ı Kerim okumaya başlarken okunacak Duâ... 20 Yâsin-i Şerif Sûresi... 24 Salat-ı Tefriciye Duâsı... 36 Esmâ-ül Hüsnâ (Cenâb-ı Hakk ın 99 ismi)... 42 Uyurken ve Sabah Kalkınca Okunacak Dualar... 48 PAZARTESİ EVRÂDI... 53 Tevekkül Âyetleri... 54 Hıfz (Korunma) Âyetleri... 68 7 Korunma Âyeti...76 Hasbiyallah (Allah bana yeter) Duâsı... 82 Korunma Duâsı... 86 Bürde Kasidesi (69-90)... 92 Pazartesi Günü Duâsı... 96 SALI EVRÂDI... 101 Selamet (Kurtuluş) Âyetleri... 102 Şifâ Âyetleri... 114 İsm-i  zam Duâsı... 114 Besmele-i Şerife Duâsı... 120 Yâ İlâhî Duâsı... 122 Âşıkların Reisi Veysel Karanî nin (K.S.) Duâlarından bir kısım... 124 Hüsn-ü Hâtime (Güzel Ölebilme) ve İman Duâsı... 126 İmanı Yenileme Duası... 128 Hüsn-ü Hâtime ve İman Duâsı... 128 4 ٤

Abdülkâdir-i Geylânî nin Salavat Duâsı... 132 Nur Duâsı... 142 Bürde Kasidesi (91-114)... 144 Salı Günü Duâsı... 148 ÇARŞAMBA EVRÂDI... 151 Tehlil Âyetleri... 152 Şehabeddin in (K.S.) Duâsı... 168 Hızır Aleyhisselam ın Duâsı... 178 Büyük Duâ... 184 Esmaullah (Allah ın İsimleri) Duâsı... 194 İsm-i Celil Duâsı... 202 Bürde Kasidesi (115-137)... 204 Çarşamba Günü Duâsı... 208 PERŞEMBE EVRÂDI... 211 Duâ Âyetleri... 212 Peygamberimizin (S.A.V.) Duası... 250 Adem Aleyhisselam ın Duâsı... 252 Hazret-i Ebu Bekr in (R.A.) Duâsı... 256 Hazret-i Ali nin (R.A.) Duâsı... 260 Hazret-i Hamza nın (R.A.) Duâsı... 260 Hazret-i Cafer-i Sâdık ın (R.A.) Duâsı... 260 Bürde Kasidesi (138-161)... 264 Perşembe Günü Duâsı... 268 CUMA EVRÂDI... 273 Hamd Âyetleri... 274 Şükür Duâsı... 292 Hamd Hakkında Hadîs-i Şerifler... 304 Sultan Abdülkadir-i Geylânî nin (r.a.) Duâsı... 312 Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ism-i şerifleri... 320 Ebu Bekr es-sıddık ın (r.a.) Kasidesi... 326 Bürde Kasidesi (1-23)... 330 Cuma Günü Duâsı... 334 5 ٥

CUMARTESİ EVRÂDI... 339 İstiğfar Âyetleri... 340 Hz.Ukkaşe'nin (r.a.) Şirkten Korunmak için okuduğu Duâ.. 356 Melevân (Salavat-ı Şerifeler)... 362 Ya Allah Duâsı... 364 Ashâb-ı Kirâm ın ve bütün Mü minlerin Duâsı... 374 Bürde Kasidesi (24-45)... 380 Cumartesi Günü Duâsı... 384 PAZAR EVRÂDI... 387 Tesbih Âyetleri... 388 Muhammed Aleyhisselam ın Tesbihi... 414 Adem Aleyhisselam ın Tesbihi... 414 Nuh Aleyhisselam ın Tesbihi... 414 İbrahim Aleyhisselam ın Tesbihi... 414 İsmail Aleyhisselam ın Tesbihi... 416 İshak Aleyhisselam ın Tesbihi... 416 Yusuf Aleyhisselam ın Tesbihi... 416 Eyyub Aleyhisselam ın Tesbihi... 418 Yunus Aleyhisselam ın Tesbihi... 418 İsa Aleyhisselam ın Tesbihi... 418 Mikâil Aleyhisselam ın Tesbihi... 420 Azrail Aleyhisselam ın Tesbihi... 420 İmam-ı Â zam Hazretlerinin Tesbihi... 420 İsm-i Âzâm ı Açıklayan Duâ... 434 Bürde Kasidesi (46-68)... 446 Pazar Günü Duâsı... 450 Her Günün Tesbihi... 454 SECDE ÂYETLERİ... 456 Okuyucuya Hatırlatma (Sonsöz)... 462 Tehlil Hatmi Duâsı... 468 Hâcegân Hatmi Duâsı... 476 6 ٦

Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri (Rahmet ullahi Aleyh) Önsöz Her dersime başladığım hitabımla, bu dersime Esselâmü aleyküm ve rahmetullah (Allahın selâmı ve rahmeti üzerinize olsun) diyerek başlıyorum. Aziz kardeşlerim; Peşinen belirteyim ki, Müslümanlık yalnız, ibadetle ayakta duramaz. İslâmın beş esasını benimsemedikçe Müslüman olunamaz. Bu esaslardan herhangi birini bilerek terk etmek dinden çıkmaya yeter. İslâm da itikad (inanç) hiç şüphesiz ki en mühim bir konudur. Amentü ile ifade edilen altı esas imanın şartıdır. İmanı takip eden ameller: Namaz, Oruç, Hac, Zekât ve Kelime-i Şehadettir ki bu şehadet, imanın dışında değil içindedir. Bu hususta geniş bilgi vermek, kısa ders saatleri içinde mümkün değildir. İlmihal kitaplarını okuyup, inceleyip bilginizi artırmanızı tavsiye ederim. İslâm dini, insanın mutluluğu için değişmez prensipler koymuştur. Bu prensipler, geçici yani günlük değil, ebedidir. Uygulandığı nisbette insan mutlu ve huzurlu olur ve mutluluğu devamlı olur. Kişiler için mutluluk veren yüce İslâm dini, toplumları da sağlam ve kuvvetli hale getirir. Zira bu din içinde ahlakî değerler de vardır. Müslüman; kimseyi incitmez yani elinden ve dilinden emin olunan kişi demektir. Herkese iyilik yapar. Yemez, yedirir. Giymez, giydirir. Kimsenin aleyhinde bulunmaz. Varlığı ile öğünmez. Kibir, haset (kıskançlık), ucub (kendini beğenmişlik), riya (gösteriş), hırs, kin, şöhret, gazab (kızma), fitne (bozgunculuk), fesat (ara açma) ve emsali çirkin huylardan uzak, cesur, cömert, mütevazi (alçak gönüllü), haline razı (kanaatkar), muhlis 7 ٧

(ihlaslı), hakkın verdiğine razı, şöhret ve gazabdan arınmış, şefkatli ve merhametli, velhasıl ahsen-i takvim (en güzel) sıfatları taşıyandır. Ahsen-i takvimi biraz daha açıklamaya çalışalım: Geniş mana itibariyle huy güzelliği ve olgun bir akla sahip olmak demektir. Hüsn-ü zan sahibi (güzel düşünen)dir, ne aldanır ne de aldatır. Halim ve selim (yumuşak huylu), kibar, edepli, âlim (bilgili), salih (güzel işler yapan), zâhid (dünyaya aldanmayan), âbid (ibadetini yapan), müttakî (Allah tan sakınan) işte bu suretle yaratılan en şerefli varlıktır. Bu yaradılışa ve Yaradan a sonsuz şükürler dilden düşürülmemeli... Şükrün içinde, Allah a ibadet ve itaat, muamelatta (alış-verişte) ve münakehatta (evlilik konularında) eksiksiz Allah ın emirlerine uymak ve hakka kulluk etmekte vardır. Bunların hiç birisini ihmal ve terk edemezsiniz. Etmemeniz dini görevinizdir. Âdemoğlu bilmeyerek Allah ın emirlerine uygun olmayan hareketler yapmış olabilir. Bilinmeyenler için af dilemeli ve bilinenler içinde tevbe ve istiğfar etmelidir. Af ve tevbe-i istiğfar, yaşadığımız müddetçe ve her an yapılmalıdır. Hem dünya ve hem âhiret mutluluğunun, Allah ın emrine tam bir uyum ile elde edilebileceği bir an hatırdan çıkarılmamalıdır. İslâm da inanç, ibadet, aile yuvası kurma ve her türlü işlerin ne suretle yapılacağı tesbit edilmiştir. Bunun aksine hareket edenlerin cezaları da tayin edilmiştir. Cezaya çarptırılmamak Müslüman ın elindedir. Bu uğurda gayret sarf etmenizi tavsiye ederim. Zira Allah ın cezalandırması insanların cezalandırması gibi değildir. Sonu bitmeyen bir hayat vardır. Bu hayat, ya devamlı olarak cennet nimetleri ile devam edebilir veya cehennem ateşi ile sürebilir. Müslümanlar cennet nimetlerine adaydırlar. Hidayet yolunu Allah bize kapatmasın. (Amin) 8 ٨

Aziz kardeşlerim! Müslüman yaşamayı, Müslüman ölmeyi ve ilelebed cennette kalmayı Hak Teâla bize nasip etsin. Amin! Bu isteğimizin aşağıdaki duaları okuyarak, kabulünü niyaz ederim. Bu güne kadar pek çok dua kitapları yayınlanmıştır. Ben âciz kardeşiniz, siz aziz kardeşlerime ve diğer Müslüman kardeşlerime bir hizmet olur düşüncesiyle, muhterem hocamız Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevî (k.s.) Hazretlerinin tertip ettiği ve bizlere emanet ettikleri ve iki bin sahifeyi tutan üç kitaptan aldığımız ve bunlara ilaveten Buharî, Tirmizî, Câmi-üs Sâğir ve Râmuz kitaplarından aldığımız, ve Kur an-ı Kerim de Cenab-ı Hakk ın bizlere öğrettiği dualar; Allah a hamd etmeye dair âyet-i kerimeler ile tehlil (La ilahe illallah) ve tevhide ait âyet-i kerimeleri, bir de bunlara ilaveten evliyaların isimlerinin anıldığı yerlere, İlahî rahmetin ineceğinden onları da eklemek sureti ile bu dua kitabını istifadenize sunmaktayım. Dualarınızla bizim de Hakkın rızasına ermemize sebep olursunuz. Abdest alıp tam bir ihlâs ile okuyacağınız dualarınızı Cenab-ı Hak kabul buyursun. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şefaatçimiz olsun. Âmin! Bu okuyacağımız Kur an duaları, Usame (r. a.) in Resulullah (s.a.v.) Hazretlerinin emri ile Kur an-ı Kerim den toparladığı yedi günlük duadır. Şöyle ki: Üsame (r.a.) bir zamanlar, Acemistanın İsfahan şehrine gitmiş. O gün orada (Karamıta) denilen sapık bir mezhep hakimmiş. Mübarek ve muhterem Usame Hazretlerini hapse atmışlar ve sabrı tükeninceye kadar da işkence etmişler. Bir Cuma gecesi rüyasında Resul-i Ekrem (s.a.v.) hazretlerini görmüş. Resul-i Ekrem (s.a.v.) hazretleri; Ya Usame! Kalk Kur an-ı Kerim i al ve ondan yedi günlük dua çıkar. Haftanın her günü için hususi bir dua belirle ve her gün o duayı oku. Muhakkak sen hapisten çıkar ve bu halinden daha güzel bir hale erişirsin. Cuma günü için Kur an-ı Kerim de 9 ٩

bulunan bütün hamd (Allah ı övme) âyetlerini, Cumartesi günü Kur an daki bütün istiğfar (bağışlanma) âyetlerini, Pazar günü Kur an daki bütün tesbih âyetlerini, Pazartesi günü bütün tevekkül âyetlerini, Salı günü selâmet (sıkıntılardan kurtuluş) âyetlerini, Çarşamba günü bütün tehlil (La ilahe illallah) âyetlerini, Perşembe gününde Kur an-ı Kerimde bulunan bütün dua âyetlerini toplamasını ve bu duaları günü gününe okunmasını tavsiye etmiştir. O mübarek zât Peygamber efendimizin emrine uyarak bu duaları hazırlamış ve okumaya başlamış. Allah ın izniyle bu duaların tesiriyle hapisten kurtulmuştur. Bundan dolayı, her kim samimiyetle ve inanarak bu duaları okursa, mutlaka isteklerinin Allah-ü Teâlâ nın izniyle gerçekleşeceğinden şüphe edilmemelidir. Sonra bir çok dualar vardır ki, mesela; Abdülkâdir-i Geylânî nin, Ahmed-i Rufaî Hazretlerinin, Hasan-ı Şazelî nin, Muhammed Bahaeddin-i Nakşibendî Hazretlerinin ve daha nice büyüklerin hazırladıkları günlük ve haftalık dualar vardır. Fakat bu yedi günlük Kuran Evrâdı (duaları) gibi büyük bir dua kitabı meydana getirmenin imkânı yoktur. Onun için bunun kıymetini iyi bil ve her günkü duayı, günü gününe oku, niyetini iyi tut. Cenab-ı Hak senin ihtiyaç duyacağın her şeyi bilir ve sana mükafatını da verir. Yeter ki sen her daim onun yolunda ol, emirlerine itaat et ve yasaklarından da uzak ol. Sonra emirlerini ve yasaklarını iyi öğren ve mutlaka etrafındaki insanlara ve özellikle komşularına bunları öğretmeye çalış. Bunu yapmadığın takdirde hakkın yolunda olmazsın. Bunu da iyi bilesin. Bu da Hazret-i Peygamberin (s.a.v.) tavsiyeleridir. Bunu da Ahmed bin Hanbel in Müsned inde zikredilen, Usame b. Zeyd in (r.a) hadîslerinden öğrenmekteyiz. Ayrıca hepimizin bildiği bir âyet-i kerime vardır, meâlen şöyledir: Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. (66/Tahrim 6) Yani insanların evvela kendilerini, sonrada kendi yakınlarını dünya ve âhiret ateşinden kurtarmaya çalışması başlıca görevlerinden olmakla beraber, çocuklarını 10 ١٠

güzelce öğretip, Allah ın ve Resulünün emirlerini güzelce tutması, yine Allah ın yasaklarını ve günahları bilip onlardan kaçması; ailesini, yakınlarını, dost ve arkadaşlarını, özellikle de komşularını kendisinin yaptığı hayırlı şeyleri yapmaya, günah ve yasak şeylerden kaçındırmaya çalışması zorunlu vazifelerimizdendir. Çünkü Müslümanlık nasihatle ayakta durur denilmiştir. Şu halde cehennemin ve dünyanın azabından hem kendini, hem de başkalarını kurtarmak her Müslüman ın görevi değil midir? Bu okuduğumuz duaların, yaptığımız ve yapacağımız bütün ibadetlerin Allah ın huzurunda kabul olabilmesi için günahlardan tamamıyla sıyrılıp kurtulmak gerekir. Kötü huylar bu günahlardan hiç de aşağı değildir. Mesela; bir eşkiyâ dağda yol keser, hırsızlık yapar para kazanır, bir diğeri de şehirde oturduğu yerde seni lafıyla kandırıp paralarını kolaylıkla alır. Şimdi bunların ikisi de eşkıya, biri gizli biri de aşikâr. İkisi de birbirinden tehlikeli. İşte günahlar da böyle, birisi aşikâr günah: Zina, kumar, adam öldürme gibi, diğeri: Kibir, gösteriş, kıskançlık ve sair gizli günah. Bunların hepsinden sakınmak ve kaçınmak nasıl gerekli ise ibadetlerin kabul edilmesi için de mutlaka bütün büyük ve küçük günahlardan, bütün kötü huylardan ve günahlardan, hele de para sevgisinden (kendini kurtar da göreyim seni) kaçınmak lazımdır. Allah hepimizi korusun. İnsan para sevgisine ve günaha kapılınca artık gözleri perdelenir. Hakkı görmez olur. İşte o zaman farkında olmadan doğruya yanlış, yanlışa da doğru dedikleri artık hepimizin gözü önünde meydana gelen hadiselerdendir. Onun için aziz ve muhterem kardeşim! Bu duaları güzelce oku, ibadetlerini de yap, sonra da günahlardan hem kendin kaç, hem de başkalarını kaçındır. Müslümanlık ancak böyle yaşar. Müslümanlıkta buna Emr-i bil ma ruf, nehy-i anil münker (iyiliği emretmek kötülükten sakındırmak) denir. Müslümanlığın can damarıdır, iyiliği emretmek kötülükten sakındırmak. 11 ١١

Sonra ikinci kısımda ise Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mübarek ağızlarından duyulmuş olan dualar vardır ki bunlar hepimizin baş tacıdır. Bunlara ek olarak başka dualar da vardır. Bizleri duadan unutmamanıza vesile olur ümidiyle sizlere takdim ediyoruz. Hak Teâla cümlemizden ve cümlenizden razı olsun. Ebu Bekir Sıddık Hazretlerinin (r.a.) yukarıda bahsettiğimiz Âyet-i kerime hakkında söyledikleri meşhurdur. İnsanın gerek kendisini ve gerek diğerlerini ateşten koruması ve kurtarması, ancak cihad ve cihada yardım ile olacağından kimsenin şüphesi yoktur. Cihaddan ve ona yardımdan kaçmak, hem İslâmın yok olmasına sebep olur, hem de cehennemin içine düşülmüş olmasına sebep olur. Cihadın mutlaka kâfirlere karşı yapılması da şart değildir. Düşman ve kâfirler ile yapılan cihada küçük cihad denildiği bilinmektedir. Asıl cihad, örnek bir Müslüman olduğumuzu tüm dünyaya göstermeye çalışmaktır. Onun için aziz kardeşim, sana sözlerimi tekrar edeyim: Müslümanlık bir taraftan ibadet etmek diğer taraftan da yasak ve günahlardan kaçmaktır. İşte bunları öğren ve mümkün olduğu kadar her müslümana da öğretmeye çalış. Yalnız ibadetle kulluk tamam olmaz. Her hâl ü kârda hem ibadet, hem inanç, hem evlilik ve hem de alış-verişte Müslüman usulünden ve yolundan dışarı çıkma ve bunu her Müslümana söylemekten de çekinme vesselâm. Zira dua Muhhu l-ibadeh (ibadetin özü) yani kulun Allah-ü Teâlâ ya yalvarıp yakarmasıdır ki, kulun Hakka bu kadar yakın olduğu başka bir hal yoktur. Bu da Cenab-ı Hakk ın en sevdiği haldir ki, kulunu bu halde ümitsiz ve üzüntülü bırakmaz. Elbette ve elbette isteklerini fazlasıyla verir. Sen de bundan habersiz kalma. Senin kendi uydurduğun dua, dua değil, asıl dua Hakkın sana öğrettiği Kur an lafızlarıdır. Sen bu duaları canı gönülden oku ve bizleri de dualarından ayırma. 12 ١٢

Bu evradı Hazırlayan MEHMET ZÂHİD KOTKU Hazretlerinin (K.S.) Kısa Hayat Hikayesi Hoca Efendi, Miladî 1897 (Rumi 1313) yılında Bursa da doğdu. Ailesi, 1883 de (Rumî 1297) Kafkasya dan Bursa ya göç eden Müslümanlardandır. Seyyid ve ehl-i tarik bir zat olan babası İbrahim Efendi, 1929 yılında 76 yaşında Bursa nın İzvat Köyü nde vefat etmiştir. Babası Onu: Oğlum Mehemmed diye çağırırmış. Soyadı mütevazi (alçak gönüllü) anlamındadır. Annesi Sabire Hanım, 1900 yılında Bursa da vefat etmiştir. Okuluna devam ederken Birinci Cihan Harbi nedeniyle 1916 da 19 yaşında askere alındı ve çeşitli cephelerde görev yaptı. 10 Temmuz 1919 dan itibaren askerlik görevine İstanbul da 25 K 30 şubede yazıcı olarak devam etti. Hatıra defteri kayıtlarından Mart 1922 tarihinde hala bu görevde olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul da bulunduğu yıllarda dini toplantı, ders ve vaazların sürekli katılımcısı idi. 16 Temmuz 1920 günü Cuma namazını Ayasofya Camii nde kıldıktan sonra Gümüşhaneli Tekkesine giderek Şeyh Ömer Ziyaeddin Efendi ye intisab etti. Onun 18 Kasım 1921 de vefatı üzerine irşad makamı olan Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi mürşidliğinde tasavvufî eğitimine devam eyledi. Defalarca halvete girdi. Seyr-ü sülukunu tamamladı. 1924 yılında 27 yaşında hilafet namesini ve Râmuz-ül Ehâdîs, Hizb-i Azam, Delail-i Hayrat ve Kaside-i Bürde icazetnamelerini aldı. Bu süre zarfında hafızlığını da tamamladı. Hocasının işareti üzerine muhtelif kasaba ve köylerde dini hizmetler ifa etti. 30 Kasım 1925 tarihli kanunla Tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Bursa ya döndü ve evlendi. 1929 senesinde babasının ölümü ile boşalan İzvat Köyü İmam-Hatipliği görevine başladı. Burada 16 sene kadar hizmet ettikten sonra 1945 senesinde Bursa da Üftade Camii imamlığına atandı. Bu görevi 1952 yılına kadar devam etti. 1952 senesinde Abdülaziz Bekkine Efendi nin vefatı ve bağlılarının sürekli istekleri üzerine İstanbul Çivicizade Camii İmam-Hatipliği görevine tayin oldu. Bu meyanda Zeyrekteki Ümmü Gülsüm Mescidi İmam Hatipliği görevini de ifa etti. 1 Ekim 1958 de Fatih İskenderpaşa Camii İmam Hatipliği görevine atandı. 13 Kasım 1980 (5 Muharrem 1401) Perşembe günü 83 yaşında vefatına kadar 22 sene bu göreve devam etti. 14 Kasım 1980 Cuma günü Süleymaniye Camii nde kılınan cenaze namazından sonra Kanuni Sultan Süleyman Türbesi Hazinesinde kendisinden feyz aldığı hoca ve üstadlarının yanındaki istirahatgahına defn oldu. 13 ١٣

KASİDE-İ BÜRDE VE İMAM-I BUSİRÎ (K.S.) HAZRETLERİ Kaside-i Bürde nin yazarı, Muhammed bin Said bin Hammad bin Abdullah el-busirî dir (k.s.). Babasının Mısır ın Busir karyesinden olması münasebetiyle bu ismi almıştır. Hicrî 608 (1212 M.) de doğmuş ve Hicrî 696 (1296 M.) Mısır ın İskenderiye şehrinde vefat etmiştir. Halen türbesi de oradadır. Büyük bir şairdir. Fesahat ve belagatta eşsizdir. Bir rivayete göre Mısır da vezirlik de yapmıştır. İlk önceleri şiir ve başka uğraşılarla ilgilendiğini Kaside-i Bürde nin 140. beytinde şöyle ifade eder: O na övgü ile hizmetim; Olsun vesile affına Şiirle ve boş işlerle, geçmiş ömrün günahına Mısır sultanlarının yakınları arasına girdikten sonra güzel şiirleriyle onları öven, düşmanlarını da hicv eden pek çok şiir yazmıştır. Bir gün evine giderken yolda rastladığı güzel yüzlü yaşlı bir zat ona: Ya Busirî! Bu gece rüyanda Resulullah ı gördün mü? diye sorar. İmam-ı Busirî: - Hayır görmedim! diye cevap verir. Bu muhavereden sonra o yaşlı zat başka bir şey söylemeden ayrılır. Ne var ki İmam-ı Busirî nin gönlüne, o anda Hazret-i Peygamber in aşk ve muhabbeti düşer. O gece, rüyasında Hazret-i Peygamberi görür ve içinin neşe ve huzurla dolduğunu fark ederek uyanır. Bunun üzerine Peygamber Efendimizi (s.a.v.) medh eden ve nice peygamber aşıklarını muhabbet deryasında yıkayan Mudariyye, Hemziyye gibi bir çok medhiyeler yazar. Kaside-i Bürde nin 149. beytinde bunu şöylece dile getirir: Düşüncemi övgüsüne, yönlendirildiğimden beri, Başı darda her insana, O Resulü buldum hami. Daha sonraki yıllarda vücudunun yarısı felç olur. Yürüyemez ve hareket edemez duruma düşer. İşte o zaman bu Kaside-i Bürde yi yazıp bununla Cenab-ı Hakk tan şifa dilemeye yönelir. Kasideyi bitirdiği gece rüyasında Hazret-i Peygamber i görür ve Kasideyi Peygamber Efendimize okur. Tamamı 161 beyitten ibaret bulunan Kaside nin 51. Beyti nin birinci mısraını 14 ١٤

- Hakkında ilmin son hükmü; O da bir insandır ancak. olarak okuduktan sonra ikinci mısrasını hatırlayamayarak takılır kalır, Bunun üzerine Resul-ü Ekrem Hazretleri: Oku ya İmam! diye buyurur. İmam-ı Busirî: - İkinci mısrayı hatırlayamadım ya Resulallah! der. Bunun üzerine mucize içinde mucize olmak üzere Peygamber Efendimiz: Yaratmıştır O nu Allah, en hayırlı kul olarak şeklinde ikinci mısrasını ikmal buyurarak beyti tamamlar. Kasidenin tamamen okunmasından sonra Resulullah mübarek elleriyle İmam-ı Busirî nin felçli uzuvlarını mesh eder. Ne derin muhabbetin eseridir ki, İmam-ı Busirî uyandığı zaman hastalığının zail olduğunu görüp Allah a şükreder. O gecenin sabahında sıhhatine kavuşmuş olarak ve sürur içinde camiye giderken yolda Şeyh Ebu r-reca Hazretleri ne rastlar. Ebu r-reca ona: - Ya Busirî! Fahr-i Alemi övdüğün kasideyi getir! der. İmam-ı Busirî: Resulullah (A.S.M.) Efendimizi övdüğüm kasidelerim pek çok hangisini istiyorsunuz? diye sorunca Şeyh Ebu r-reca: Gönül yakan o hasret mi? Selemdeki komşuları, Gözünden akan yaşlara, karıştırıyor kanları. Diye başlayan kasideyi istiyorum. Çünkü sen onu Peygamber in (s.a.v.) huzurunda okurken işittim ve Peygamber Efendimiz in (s.a.v.) çok memnun olduğunu gördüm de. Bu kasideyi daha hiç kimsenin duymadığını bilen İmam-ı Busirî hayretler içinde kalır. 161 kıt adan meydana gelen Kaside-i Bürde on bölüm üzere düzenlenmiştir. 1-12...Hz. Peygamber e (s.a.v.) duyulan aşk ve özlem 13-28...Nefsin kötülüğü ve terbiye edilme gereği. 29-58...Hz. Peygamber e (s.a.v.) övgü 59-71...Hz. Peygamber in (s.a.v.) doğumu. 72-87...Hz. Peygamber in (s.a.v.) mu cizeleri 88-104...Kur an-ı Kerim in üstünlük ve erdemleri. 15 ١٥

105-117...Hz. Peygamber in (s.a.v.) Mi racı 118-139...Hz. Peygamber in (s.a.v.) Cihadları 140-151...Hz. Peygamber den (s.a.v.) şefaat dileme. 152-161...Allah a yakarış ve dua. Kaside-i Bürde Haftalık vird olarak şu şekilde okunmaktadır: 1-23...Cuma Günü 24-45...Cumartesi Günü 46-68...Pazar Günü 69-90...Pazartesi Günü 91-114...Salı Günü 115-137...Çarşamba Günü 138-161...Perşembe Günü Kasidenin altında çizgi bulunan duraklarında birer defa, çizginin yanında 3 rakamı bulunan duraklarında 3 er defa, Kasidenin her günkü kıraatının en sonunda ise birer defa olmak üzere; Mevlaya Salli ve Sellim daimen ebeda Ala Habibike hayril halki küllihimi Veya bunun Türkçe anlamı olan Sonsuz salat ve selamlar, eyleriz Mevlam daima Bütün yaratılanların en üstünü Habibine beyti okunacaktır. 16 ١٦

Bu kısım hergün okunacaktır. 17 ١٧

ا لا ح اد يث فى ف ض اي ل ادل ع ا ء : ا ء ا د ة. ل ا : ا د ا ٦٠ : ا ء ا د ا د ا ء ا ن م : ا ء ح ا و د ا و ر ا ات و ا ر ض : و ا ء ح ا ة ا ء ح ا و ا ة ح ا. : ا ا ا ر و ة و ا ا ل ر ق. Hergün Okunacak Evrâd 18 ١٨

Dua ve işrak namazıyla ilgili hadisi şerifler. Bera bin Azib den (r.a.): Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Dua ibadettir. Çünkü Allah-ü Teâlâ şöyle buyuruyor: Bana dua edin ki Ben de size icabet edeyim (karşılık vereyim.). (Mü'min 60) Ebu Musa dan (r.a.): Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Dua, Allah-ü Teâlânın askerlerinden bir ordudur ki kaçınılmaz kazayı bile önleyebilir. (İbn Hibban ve Deylemî) Hazret-i Ali den (r.a.): Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Dua, müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur. (Ebu Ya la ve Hakîm) İbn-i Abbas dan (r.a.): Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Dua rahmetin anahtarı, abdest namazın anahtarı, namaz da cennetin anahtarıdır. (Deylemî) Enes den (r.a.): Allah ın Nebi si Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Her kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra oturup güneş doğuncaya kadar Allah ı zikreder ve iki rekat (işrak) namazını kılarsa kendisine tam bir hac ve umre sevabı verilir. (Üç defa tam buyurdu). Allah ın Resulü doğru söyledi. Dua Hakkında 19 ١٩

ا ر ا ز ه ذ ا ادل ع اء ي ق ر ا ق ب ل ت لا و ة ال ق ر ا ن ال ك ر يم ا ا و ل و ا ر ا ى و ء ر ى و و و ى و ار ز و آ ء ا و ا اف ا ر و ا ا ا و و آ ا ر اء ة ا آ ن ء ا و ر أ ا ن محمد ا و ء و ر وح ا ات ا و د ا ن و ا ط ا ب و ل ا و ر ا ر ت و ا ة ا ان و ء ا ن ا ا أ ر و ا ر ب ا و ء ا Hergün Okunacak Evrâd 20 ٢٠

KUR'AN-I KERİM OKUMAYA BAŞLARKEN OKUNACAK DUA Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla Ey Allah ım! Sen O (Kur anı) hak ile indirdin, O da hak ile indi. Allah ım! Kur an a olan bağlılığımı, düşkünlüğümü artır, onu gözüme nur, kalbime şifa kıl. Ey Allah ım! Onunla dilimi süsle, onunla yüzümü güzelleştir, onunla bedenimi kuvvetlendir. Sana itaat ederek gecenin ve gündüzün belli saatlerinde onu okumayı bana nasip et. Beni, peygamber (s.a.v.) ve O nun en hayırlı yakınları ile haşret. Rahman (olan Allah) ın rızası için, iman ehlinin kabirlerinin nurlanması için, bütün peygamberlerin efendisi, güneşi, Resullerin ay ışığı olan, Efendimiz Muhammed (s.a.v.) in ruhu için, şeytanın kovulması, günahların silinmesi, tövbelerin kabulü, derecelerin yükselmesi, cehennem ateşinden kurtuluş için, iman üzere kalmak ve Rahmana kavuşmak için Kur an okumaya niyet ettim. Ey Merhametlilerin en merhametlisi! (Rahmetinle dualarımı kabul et.) Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah a mahsustur. Kur'an-ı Kerim Okumaya Başlarken Okunacak Dua 21 ٢١

ا ا ي ا ات و ا ر ض و ا ت و ا ر ا وا ن ١ ا ي ا ه و ا ا ون ٢ و ا ا ات و ا ر ض و و ن ٣ ا ا ي ا ا ا و ا د ة ا ا ي ا ا ٢٢ ا ا ا ا وس ا م ا ا ا ا ر ا ن ا ن ٢٣ ا ا ا ر ئ ا ر ا ء ا ٢٤ ا ا و ر ض و ا ات ا Hergün Okunacak Evrâd 22 ٢٢

Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla. Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hala putları) Rab leri ile denk tutuyorlar. Sizi bir çamurdan yaratan, sonra bir ömür (bir yaşama süresi) takdir eden ancak O dur. Bir de O nun katında belirlenmiş bir ömür vardır. Siz hala şüphe ediyorsunuz. O göklerde de, yerde de (var olan) Allah tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir. (6/En am Sûresi 1-3) Rahmân ve Rahîm Olan Allah'ın adıyla O, öyle Allah tır ki, O ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır. O, öyle Allah tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir. O, yaratan, var eden, şekil veren Allah tır. En güzel isimler O nundur. Göklerde ve yerde olanlar O nun şanını yüceltmektedirler. O, azizdir, hikmet sahibidir. (59/Haşr Sûresi 22 24) Hergün Okunacak Evrâd 23 ٢٣

٣ ا ٢ ا ا ١ و ا ان اط ٤ ا ا ر ٥ ا ل ٦ ن ؤ ا ا ر ا ن ٧ ا ا ا ا ٨ و ن ا ذ ن ا ا و ا ون ٩ و اء ء ا ر ا م ر ن ١٠ ا ر ا ا و ا ه و ا تي ١١ ا و ا ة ١٢ ا م ه ء ا و و ا ر ا Yâ-sîn Sûresi 24 ٢٤

YASİN SÛRESİ Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla. 1.Yasin, 2.Hikmet dolu Kur an hakkı için, 3.Sen şüphesiz peygamberlerdensin. 4.Doğru yol üzerindesin. 5.(Bu Kur an) üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. 6.Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. 7.Andolsun ki onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. 8.Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır. 9.Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler. 10.Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. 11.Sen ancak zikre (Kur an a) uyan ve görmeden Rahman dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele. 12.Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz da) sayıp yazmışızdır. Yâ-sîn Sûresi 25 ٢٥

و ا ب ا ب ا ا ذ ء ا ن ١٣ ا ذ ا ر ا ا ز ا ا ا ١٤ ن ا ا ا و ا ل ا ء ا ن ا ا ن ا ١٥ ر ا ا ن ١٦ و ا ا غ ا ا ا ا ١٧ و اب ا ا ١٨ ئ ا ئ ذ ا م ن ١٩ و ء ا ٢٠ ا ر ل م ا ا ا ا ا ئ ا ا و ون ٢١ و د و ٢٢ ء ا ن و ا ي ا ا ا ا ن د ن ا ئ و ون ٢٣ ا ا ذ ا ل ٢٤ ا ا ل ا اد و ا ٢٧ ن ٢٥ ن ٢٦ ر بى Yâ-sîn Sûresi 26 ٢٦

13.Onlara şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti. 14.İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler. 15.Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer insansınız. Rahman, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz. 16.(Elçiler) dediler ki: Rabbimiz biliyor, biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. 17. Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir dediler. 18.(Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler. 19.Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz. 20.Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Ey kavmim! Dedi, bu elçilere uyunuz. 21. Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tabi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir. 22. Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmişim! Hâlbuki hepiniz O na döndürüleceksiniz. 23. O ndan başka tanrılar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların (putların) şefaati bana hiçbir fayda vermez ve onlar beni kurtaramazlar. 24. İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum. 25. Şüphesiz ben, Rabbinize inandım, beni dinleyin. 26-27- Gir cennete! denildi. Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim de bilseydi. Yâ-sîn Sûresi 27 ٢٧

و ا ه ا ء و ذ ا و ا ة ا ٢٨ ا ن ون ة ٢٩ ا د ر ل ا ا ؤ ن ٣٠ ا و ا ا ٣١ و ا ن ن ا ا ا ون ا ر ض ا ا ٣٢ و ا ون و ا ن ٣٣ و ت و ا ب و ا ن ٣٤ ا ه و ا ا ون ٣٥ ض و ر ا ز و اج ا ي ا ن ا و ن ٣٦ و ا ا ا ر ذ ا ن ٣٧ و ا ي ذ ا ا ٣٨ و ا ر ه ز ل د ن ا ٣٩ ا ا ن ر ك ا و ا ر ا و ن ٤٠ Yâ-sîn Sûresi 28 ٢٨

28- Biz ondan sonra, onun milletini helak etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik. 29- (Onları helak eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. 30- Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeye görsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar. 31- Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimleri helak ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler. 32- Elbette onların hepsi (kıyamet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar. 33- (Bu hususta) ölü toprak onlar için (önemli) bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan taneli bitkiler çıkardık. İşte onlar bunlarla beslenmektedirler. 34- Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık. 35- Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hala şükretmeyecekler mi? 36- Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah) bütün eksiklerden münezzehtir. Allah ı tesbih ederim. 37- Gece de onlar için bir ibret alametidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler. 38- Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu aziz ve âlim olan Allah ın takdiridir. 39- Ay için de, bir takım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilal) olur da geri döner. 40- Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler. Yâ-sîn Sûresi 29 ٢٩

و ا ا ذ ر ا ا ن ٤١ و ٤٢ و ا ن ن ٤٣ ا ر ا و ا و و ون ٤٤ و ا ذ ا ا ا ن ٤٥ و ا ا ت ر ا ا ا ر ز ا ا ٤٦ و ا ذ ا ا ا ء ا ا ا وا ا ل ا ن ا ا ل ٤٧ و ن ا ا ا ن و ا ة ا ون ٤٨ د و ن ن ٤٩ و ا ا ا اث ا ذ ا ر ا ٥٠ و ن ر ن ا ٥١ و ا ٥٢ ا ن ن ا ق و ا و ا و ا ة ذ ا ون م ٥٣ ئ و و ن ا ن ٥٤ Yâ-sîn Sûresi 30 ٣٠

41- Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir. 42- Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık. 43- Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar. 44- Ancak bizim tarafımızdan bir rahmetin (onlara ulaşması) ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır. 45- Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar). 46- Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeye görsün, ille de ondan yüz çevirmişlerdir. 47- Allah ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarf ediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki; Allah ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz. 48- Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler. 49- Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar. 50- İşte o anda onlar ne bir vasiyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. 51- Nihayet Sur a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler. 52- (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman ın vadettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler. 53- Olan müthiş bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar. 54- O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız. Yâ-sîn Sûresi 31 ٣١

ا ن ا ب ا ا م ن ٥٥ و ا ز و ا ل ا ر ائ ن ٥٦ ر ب ر م ٥٧ ن و ٥٨ و ا ز وا ا م ا ا ن ٥٩ ا ا ا ٦٠ و ا ن وا ا اد م ا ن و ا ا ا ن ه ٦٢ ا ون ٦٣ ا ا م ون و ا ن ا و ا اط ٦١ ا ٦٤ ا م ا ا و ا و ا ر ا ن ٦٥ و ء ا ا ا اط ون ٦٦ و ء ا ا و ن ٦٧ و ه ا ا ن ٦٨ و و ان ذ ا ا ن و ا ه ٧٠ ا ا ل و ن ر ٦٩ Yâ-sîn Sûresi 32 ٣٢

55- O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler. 56- Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar. 57- Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir. 58- Onlara merhametli Rabb in söylediği selâm vardır. 59- Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar! 60- Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır demedim mi? 61- Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur demedim mi? 62- Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hala akıl erdiremiyor musunuz? 63- İşte, bu size vaat edilen cehennemdir. 64- İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin! 65- O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder. 66- Dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlardı, ama nasıl göreceklerdi? 67- Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi ne de geri gelmeye! 68- Kime uzun ömür verirsek biz onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı? 69- Biz ona (Peygamber e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur an dır. 70- Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye. Yâ-sîn Sûresi 33 ٣٣

ا و و ا ا ا ا و ر ٧١ و ذ ن ن ٧٢ و و ر ب ا ون ٧٣ و ا وا د ون ا ا ون ٧٤ ن و ون ٧٥ ا ون و ن ٧٦ ا و ا ن ا ه ذ ا ل و ب ٧٧ و ا م و ر ٧٨ ا ي ا ا و ل ة و ٧٩ ا ي ا ا ر ا ذ ا ا ون ٨٠ ا و ا ي ا ات و ا ر ض د ر ا ن و ا ق ا ٨١ ا ا ه ا ذ ا ا ر اد ئ ا ن ل ن ن ٨٢ ا ي ه ت ء و ا ن ٨٣ Yâ-sîn Sûresi 34 ٣٤

71- Görmüyorlar mı ki, biz kudretimizin eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara sahip olmuşlardır. 72- Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler. 73- Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar ve içilecek sütler vardır. Hala şükretmezler mi? 74- Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah tan başka ilahlar edindiler. 75- Hâlbuki bu (sahte) ilahların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bu sahte ilahlar için hizmete hazır askerler durumundadırlar. 76- (Resulüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz. 77- İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş. 78- Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek? diyor. 79- De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir. 80- Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz. 81- Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kâdir değil midir? Evet! Elbette kâdirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır. 82- Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı Ol demekten ibarettir. O şey hemen oluverir. 83- Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O na döneceksiniz. Yâ-sîn Sûresi 35 ٣٥

ة ا ا ا ا ا ن ا و ئ ن ا ٥٦ ا و ا ا ة و محمد ن ا ى ا و ج ا ب و ا ائ و ل ا ئ و ا ا و ا م ا و آ و م د و ا ا ا ى ا ا ه) ا ٢٥) ا ا م و ب ا و ئ ا و ا ة و ا ا ا اب ا ا و ة و ر ا Hergün Okunacak Evrâd 36 ٣٦

Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla. Allah ve melekleri, Peygamber e çok salâvat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salâvat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin. (33/Ahzab: 56) Allah ım! Efendimiz Muhammed e (s.a.v.) salâtın (rahmetin) en güzeliyle salât (rahmet) et ve O na tam bir selâmla selâm et. O öyle bir zattır ki, onunla düğümler çözülür, sıkıntılar gider, ihtiyaçlar karşılanır, emellere ve güzel sonuçlara ulaşılır, yağmur O nun yüzü suyu hürmetine istenir. O na, her an (her göz açıp kapama süresi içinde) ve her nefeste, sana malum olan sayıda salât ve selâm et Allah ım. O nun yakınlarına ve dostlarına da salât ve selâm olsun. Allah'tan bağışlanma diliyoruz. (Bu istek 25 defa tekrarlanır.) Azim ve Kerim olan, kendisinden başka ilah olmayan, Hayy (canlı) ve Kayyum (her an kaim) olan Allah tan mağfiret diliyor ve O na tevbe ediyoruz. Tevbemizi kabul etmesini, bizi bağışlamasını ve doğruya hidayet etmesini istiyoruz. Muhakkak ki O, tevbeleri çok kabul eden ve merhametli olandır. (Biz), kendisine zulmeden, kendisi için ne ölüm, ne hayat, ne de ölümden sonra dirilme üzerinde gücü olmayan (aciz) bir kulun tövbesiyle tevbe ediyoruz. Salât-ı Tefriciyye Duası 37 ٣٧

ا ا ر بى ا ا ا و ا ك و ا ك و و ك ا ا ذ ا ء ا ا ا ب ء و ا ا ا ا ا ا ا و ك ا ر بى و ا ك و ا ذ بى ا ا ا ب و ا ا ق ا ا و ا ف و ا و ا ا ئ ف ئ و ر ر و ا ا ا و ا و ا ا و ب ك ا ا ى ء ا و ا د ا ا ب ا ا و ي ت ا ق و ا ب ا و ا ه و ا ا ا Hergün Okunacak Evrâd 38 ٣٨

Allah ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum. Gücümün yettiği kadar seninle olan ahdime ve sana verdiğim söze sadığım. Yaptığım hataların şerrinden sana sığınırım. Benim üzerimdeki nimetlerini anıyorum ve günahımı da itiraf ediyorum. Beni bağışla. Biliyorum ki günahları ancak sen bağışlarsın. Allah ım! Sen mülkün sahibisin. Senden başka Melik yoktur. Seni tesbih eder ve sana hamd ederim. Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ediyorum. Bütün günahlarımı bağışla. Çünkü günahları senden başka bağışlayacak yoktur. (Allah ım!) Beni güzel ahlaka ilet. Senden başka beni güzel ahlaka eriştirecek yoktur. Kötü ahlakı da benden uzaklaştır. Kötü ahlakı benden uzaklaştıracak olan ancak sensin. Davetine uydum, yüce huzuruna geldim. Hayırların hepsi senin elindedir. Sana kötülük ulaşamaz. Ben senden geldim ve sana döneceğim. Ey Rabbimiz! Sen çok mübarek ve çok yücesin. Mağfiretini diliyor ve sana dönüyoruz. Allah ım! Hatalarımı kar ile, kar suyu ile temizle. Beyaz elbisenin lekelerden temizlendiği gibi benim de kalbimi günahlardan temizle. Allah ım! Doğu ile batı arasını uzak kıldığın gibi, günahlarımla benim aramı da uzak kıl. Bir olan ve ortağı olmayan Allah tan başka ilah yoktur. Mülk onundur, hamd (övgü) O nadır. Hergün Okunacak Evrâd 39 ٣٩

ء و و ا و ا ا ا ا و و ا ا ن ا و ل و ة ا ا ا ا و ه ا ا ن و ه ا ن و ز و ر د و ه ا ن و اد ن ا د ا ء و ن ا د ا ر ض و ن ا ذ و ا ا ذ و ا ا ا ذ و ن ا د و ا ذ و ل و ة ا ذ : ا ل و ا ء ا د ه و ل ا و ا ن و ا ا د ا Hergün Okunacak Evrâd 40 ٤٠

Diriltir ve öldürür. O her şeye kadirdir. Allah-ü Teâlâyı noksan sıfatlardan tenzih eder, kemal sıfatlarla tavsif ederim. Bütün hamdler Allah a aittir. Allah tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Yüce ve azametli olan Allah ın gücünden ve kuvvetinden başka güç ve kuvvet yoktur. Allah ı hamd ile tesbih ederim. Azim olan Allah ı hamd ile tesbih eder, mağfiret dilerim. Mahlûkatı sayısınca, rızası miktarınca, Arşın ağırlığınca ve kelimelerin sayısınca Allah ı hamd ile tesbih ederim. Gökyüzünde yarattıkları sayısınca Allah ı tesbih ederim. Yeryüzünde yarattıkları sayısınca Allah ı tesbih ederim. Yer ve gök arasında yarattıkları sayısınca Allah ı tesbih ederim. Yaratıcısı olduğu mahlukat sayısınca Allah ı tesbih ederim. Yine bunlar sayısınca Allahu ekber. Bunlar sayısınca Elhamdü lillah. Bunlar sayısınca La ilahe illallah. Bunlar sayısınca Allah tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur, derim. Allah-ü Teâlâ buyuruyorki: Rahman ve rahim olan Allah ın adıyla: En güzel isimler (El- Esma-ül Hüsna) Allah ındır. O halde O na o güzel isimlerle dua edin. (A raf Sûresi 180) Allah ın Resulü (s.a.v.) de şöyle buyurur: Allah ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları sayarsa (anarsa) cennete girer. (Buhari-Müslim) Hergün Okunacak Evrâd 41 ٤١

ا ا ي ا ا جل جلاله ا ا جل جلاله ا جل جلاله ا د ود جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا م جل جلاله ا ر جل جلاله ا ر جل جلاله ا ز اق جل جلاله ا جل جلاله ا ل جل جلاله ا ل جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ر جل جلاله ا ح جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله جل جلاله ا ا ر جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ر جل جلاله ا جل جلاله ا ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ر جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا وس جل جلاله ا جل جلاله ا ر ئ جل جلاله ا ب جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله جل جلاله ا ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله Hergün Okunacak Evrâd 42 ٤٢

ALLAH: Bu isim Allah ın (C.C.) has (özel) ismidir. Bütün isimlerin ifade ettiği güzel manaları kendisinde toplamıştır. İsm-i Azamdır. er-rahman: Bütün yarattıklarına, rahmeti ile muamele eden. er-rahim: Çok merhamet edici. el-melik: Bütün mahlukatın hakiki sahibi. el-kuddûs: Her türlü eksiklikten uzak ve temiz. es-selâm: Tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran. el-mü MİN: Kendine sığınanlara aman verip koruyan. el-müheymin: Gözetici ve koruyucu. el-aziz: Mağlûb edilmesi mümkün olmayan. el-cebbar: Kırılanları onaran, Dilediğini yaptırmaya muktedir. el-mütekebbir: Her şeyde büyüklüğünü gösteren. el-halik: Her şeyi yoktan var eden. el-bari: En uygun şekilde yaratan. el-musâvvir: Şekil veren. el-gaffar: Mağfireti bol olan. el-kahhar: Her şeye, galib ve hakim. el-vehhab: Nimetleri bağışlayıp duran. er-rezzak:yaratılmışlara, ihsan eden. el-fettah: Müşkülleri açan ve kolaylaştıran. el-alîm: Her şeyi bilen. el-kabid: Sıkan, daraltan. el-bâsit: Açan, genişleten. el-hafid: Alçaltan. er-rafi : Yükselten. el-muiz: İzzet veren. el-müzill: Zillete düşüren. es-semi : İyi işiten. el-basîr: İyi gören. el-hakem: Hakkı yerine getiren. el-adl: Tam adaletli. el-latîf: En ince işlerin bütün inceliklerini bilen. el-habîr: Her şeyin iç yüzünden, haberdar olan. el-halim: Yumuşak davranan ve cezaları geriye bırakan. el-azîm: Bütün büyüklüklerin sahibi. el-gafûr: Mağfireti çok. eş-şekûr: Rızası için yapılan işleri, daha ziyadesiyle karşılayan. el-aliyy: Her şeyden yüce olan. el-kebîr: Büyük. el-hafîz: Yapılan işlerin kaydını tutan, âfât ve belâlardan saklayan. el-mukît: Azıkları beden ve kalplere gönderen. el-hasîb: Herkesin bütün tafsilat ve teferruatıyla hesabını iyi bilen. el-celîl: Heybet sahibi. el-kerîm: Keremi, bol. er-rakîb: Bütün varlıklar üzerinde gözcü. el-mücîb: Dua edip yalvaranların isteklerini işitip cevap veren, onları cevapsız bırakmayan. el-vasi : Geniş olan. el-hakîm: İşleri hikmetli olan. el-vedûd: Kullarını seven. el-mecîd: Her türlü övgüye lâyık. Esmâ-ül Hüsnâ 43 ٤٣

ا جل جلاله ا ى جل جلاله ا ا جل جلاله ا جل جلاله ا د ر جل جلاله ا و ل جل جلاله ا ا جل جلاله جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ئ جل جلاله ا جل جلاله ا ا جل جلاله ا ر جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله جل جلاله ا ا ر جل جلاله ا جل جلاله جل جلاله ا ؤ ف ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا م جل جلاله ا جل جلاله ا م جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ذ وا ل و ا ام جل جلاله ا ب جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ا ا جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا د ى جل جلاله جل جلاله ا جل جلاله ا اب جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ر جل جلاله ا جل جلاله ا جل جلاله ا ر جل جلاله ا جل جلاله ا د ق جل جلاله ا ار ث جل جلاله ا ر جل جلاله Hergün Okunacak Evrâd 44 ٤٤

el-bais: Ölüleri diriltip kabirlerinden kaldıran. eş-şehîd: Her yerde hâzır ve nâzır olan. el-hakk: Varlığı hiç değişmeden duran. el-vekil: Kendisine tevdi edilen işleri en güzel şekilde neticelendiren. el-kaviyy: Kuvvetli. el-metîn: Sağlam. el-veliyy: Kullarına dost olan. el-hamîd: Övülen, medhedilen. el-muhsî: Her şeyin sayısını bilen. el-mübdi : Mahlûkatı örneksiz olarak yaratan. el-muîd: Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan. el-muhyî: Hayat veren. el-mümît: Canlı mahlûku öldüren. el-hayy: Her şeye gücü yeten. el KAYYÛM: Gökleri, yeri, her şeyi ayakta tutan. el-vacid: İstediğini, istediği vakit bulan. el-macid: Şânı büyük. el-vahid: İsimlerinde ve sıfatlarında tek olan. el-ehad: Eşi benzeri olmayan. es-samed: Hâcetlerin giderilmesi için tek merci. el-kadir: İstediği gibi yapmaya gücü yeten. el-muktedir: Kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden. el-mukaddim: İstediğini öne alan. el-muahhir: İstediğini arkaya bırakan. el-evvel: Başlangıcı olmayan. el-ahir: Sonu olmayan. ez-zahir: Aşikâr olan. el-batin: Gizli olan; duyu organları ile idrâk edilemeyen. el-valî: Mahlûkatın işlerini yoluna koyan. el-mütealî: Pek yüce, münezzeh. el-berr: İyilikte bulunan. et-tevvab: Tevbeleri kabul eden. el-mün İM: Nimet veren. el-müntekim: Suçluları cezaya çarptıran. el-afüvv: Affı çok. er-raûf: Çok şefkatli. MALİKÜ L-MÜLK: Mülkün hem sâhibi, hem hükümdârı. ZÜ L-CELALİ ve l İKRAM: Büyüklük ve fazl-ı kerem sahibi. el-rabbü: Besleyen, terbiye eden. el-muksit: Bütün işlerini birbirine uygun yapan. el-cami : İstediğini, istediği yerde toplayan. el-ganiyy: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan. el-muğnî: İstediğini zengin eden. el-mu Tİ: Veren. el-mani : İstemediği bir şeyin meydana gelmesine müsâade etmeyen. ed-darr: Elem ve zarar veren. en-nafi : Hayır ve fayda veren. en-nûr: Alemleri nurlandıran, aydınlatan. el-hadî: Hidayet veren. el-bedî : Örneksiz, îcad eden. el-baki: Varlığının sonu olmayan. el-varis: Servetlerin hakiki sahibi. er-reşid: Bütün işleri bir nizam üzere âkıbetine ulaştıran. es-sabûr: Çok sabırlı olan. es-sadik: Doğru, ve dürüst. es-settar: Günahları gizleyen. Esmâ-ül Hüsnâ 45 ٤٥

و ا و ا ه ذ ا ه ا و ا ل و د و ا ا و ت و ا و د و ن ف و ف و ا ر ا ء وف وف و ء ر و أ و ل ا اء و ذ ب ا و ا و و ا ا ء و ا و ا ا و ا Hergün Okunacak Evrâd 46 ٤٦

Nimeti herkesedir. Kendinden başka İlah yoktur. Ey zatına denk bulunmayan, sıfatları başkalarına benzemekten uzak olan (Allah ım!). Ey âyetleri birliğine delil, yarattıkları Rablığına şahitlik eden, azlıktan kaynaklanmaksızın bir, bir sebebe dayanmaksızın var olan (Allah ım!). Ey iyilikleri ile bilinen, iyilikle vasıflanan! Sınırsız olmasıyla tanınan sıfatlarıyla sonsuz olan! İlk olan fakat varlığının başlangıcı olmayan! Her şeyden sonra var olmakta devam eden fakat sonu olmayan, cömert, merhametli! Merhamet ve bilgisiyle her şeyi kapsayan! Günahkarların ve isyancıların günahlarını, büyüklüğünden, iyiliğinden ve yumuşaklığından bağışlayan! Ey güzel huylu, benzeri bulunmayan, her şeyi işiten ve gören (Allah ım!). Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır. Hergün Okunacak Evrâd 47 ٤٧

ي ق ر ا ع ن د الن و م و ع ن د الص ب اح ا ا ى ا ا و ا ا ر ا و ا ا و ا و ا ء و ا و ا و ا و ا ر و و ه ا ة ا م و ا ص و د محمد ا ة و ا م و ا ا ا ة و ا م ا ا ا و ل ا و ا و و ا ه ا ا أ ر ا إ ا ئ ا ا م و ه و ا ذ ا ا م و ه ر ب ا ذ ا و ء ا ر ب ا ذ ا ا ا ا و اب ر ا اب ا ا Hergün Okunacak Evrâd 48 ٤٨

BU DUA UYURKEN VE SABAH KALKINCA OKUNUR Hamd bizi öldükten sonra diriltecek olan Allah a aittir. Dönüş O nadır. Biz Allah a aidiz. Bütün varlık Allah ındır. Büyüklük, büyüklenmek, yaratmak, emretmek, gece ve gündüz, gece ve gündüzde bulunan her şey Allah ındır. Şanı yücedir, birdir, ortağı yoktur. (Allah ım!) Biz İslâm fıtratı ve ihlâs üzereyiz, Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) in dini, babamız İbrahim (a.s) ın milleti (yolu) üzereyiz. Allah ım! Bu günümüzün önünü hayra vesile kıl, ortasını cennete kavuşmaya vesile kıl ve sonunu da cehennemden kurtuluşa vesile kıl. Rahmetinle (bunları ver) Ey merhametlilerin en merhametlisi. Allah ım! Bu günün ve yarının iyiliğini senden istiyorum. Yine bu günün ve yarının şerrinden de sana sığınıyorum. Tembellikten ve ihtiyarlığın kötülüklerinden sana sığınırım. Rabbim! Cehennem azabından ve kabir azabından sana sığınıyorum. Senden başka ilah yoktur. Seni tesbih ederim. Ben (günah işleyip) kendime yazık ettim. Uyurken ve Sabah Kalkınca Okunacak Dua 49 ٤٩

ا ا ا ئ ا ا ح و ا ء و ا ء و ا ر و ا و ا و ا و ا ة و ى ا و ا ذ ا ح و ا ء و ا ء و ا ر و ا و ا و ا و ا ة و ى ا ا ا ا ر و د و و ل و ة ا ا ا ا ذ اب و اب ا و ا و ا ت و ا ا ل ا ر ك ا ت و ا ت ٣ ا ن ات ا ت و ا ت ٣ Hergün Okunacak Evrâd 50 ٥٠

Allah ım! Senden sabah ve akşamın hayrını, kaza ve kaderin hayrını, ikametin ve yolculuğun hayrını, dünya ve âhiretin hayrını ve kalemin yazdıklarının hayrını istiyorum. Akşamın, sabahın, kaza ve kaderin, ikametin ve seferin şerrinden, dünya ve âhiretin şerrinden ve kalemin yazdıklarının şerrinden sana sığınırım. Allah a inanıyor ve güveniyoruz. İşlerimizin neticesini Allah a bırakıyoruz. Güç ve kuvvet ancak Allah a aittir. Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla. Allah ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, deccalın şerrinden sana sığınırım. Allah ım! Bize ölümü ve ölüm ötesi hayatı mübarek kıl. (3 defa) Allah ım! Bize ölüm anında acımızı hafiflet ve bizi ölümden sonra cezalandırma. (3 defa). Uyurken ve Sabah Kalkınca Okunacak Dua 51 ٥١

52 ٥٢

Pazartesi Günü okunacak dualar (EVRAD) 53 ٥٣

ا ذ ئ ن ا ن و ا و و ا ا ن ١٢٢ ا و ا ر و ر و و ا ا ا ذ ا ا ا ن ا ا ١٥٩ ا ن ا و ا ن ذ ا ا ي ه و ا ا ن ١٦٠ و ن ذ ا ز وا ك ئ ا ي ل و ا ن ٨١ و و ا و ض Pazartesi Evrâdı 54 ٥٤

TEVEKKÜL ÂYETLERİ Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla. O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız, Allah a dayanıp güvensinler. (3/Âl-i İmran 122) O vakit Allah tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever. (3/ Âl-i İmran 159) Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah a güvenip dayanmalıdırlar. (3/ Âl-i İmran 160) Başüstüne derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah a dayan; sana vekil olarak Allah yeter. (4/Nisa 81) Tevekkül Âyetleri 55 ٥٥

ا ا ا ا اذ وا ا ا ذ م ا ن ا ا ا ا و ا ا ا و ا ا ن ١١ و ا ا ا ن ٢٣ ا ن ا ا ا ذ ا و ن ا ن د ا ا ن ء ا ر و ر ء و ا ر ا ٨٩ ا و ا ا ا ن ا ا ذ ا ذ ا و و ا ذ ا ا ز اد ا و ر ن ٢ ا ذ ل ا ن و ا ض ء د و ا ن ا ٤٩ Pazartesi Evrâdı 56 ٥٦

Ey iman edenler! Allah ın size olan nimetini unutmayın; hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de Allah, onların ellerini sizden çekmişti. Allah tan korkun ve müminler yalnızca Allah a güvensinler. (5/Maide 11) Eğer müminler iseniz ancak Allah a güvenin. (5/Maide 23) Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah a dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın. (7/A raf 89) Müminler o kişilerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri titrer, kendilerine Allah ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve onlar yalnız Rablerine dayanıp güvenirler. (8/ Enfal 2) O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), Bunları, dinleri aldatmış diyorlardı. Hâlbuki kim Allah a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O dur. Yoksa orduların sayı ve teçhizat üstünlüğü değildir). (8/Enfal 49) Tevekkül Âyetleri 57 ٥٧