editör Turan Türkmen Grafik Tasarım: Ülgen Güneş ulgen@eksenmedyagrup.com Şükran Pala sukran@eksenmedyagrup.com Esra Satır esra@eksenmedyagrup.

Benzer belgeler
OTOMOTİV SEKTÖRÜ RAPORU (2014/1)

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

İnşaat Sanayi KSO da buluştu

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

POMPA ve KOMPRESÖRLER

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ RAPORU (2012/2)

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

2. İşbirliği-Güç birliği Destek Programı. 5. KOBİGEL Kobi Gelişim Destek Programı. 8. Kredi Faiz Desteği

GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül 2012

KURUYEMİŞ SEKTÖR RAPORU

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ RAPORU (2014/1)

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

plastik sanayi İKİNCİ 500 FİRMA FİRMALARININ DEĞERLENDİRMESİ İÇİNE GİREN PLASTİK Barbaros aros DEMİRCİ Genel Sekreter PLASFED - PAGDER

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

Araştırma Notu 15/177

Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi. Faaliyet Raporu

Teori ve Uygulamalar 10 ENDÜSTRİ OTOMASYON

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Ekonomi Bülteni. 23 Mayıs 2016, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu

GİTES DEMİR-ÇELİK ve DEMİR DIŞI METALLER EYLEM PLANI

Murahhas Aza. Denetimden Sorumlu Komite Üyesi. Denetimden Sorumlu Komite Üyesi. Denetleme Kurulu Üyesi

KOBİGEL KOBİ GELİŞİM DESTEK PROGRAMI PROJE TEKLİF ÇAĞRISI

Demiryolu Taşımacılığı ve Bilişim Teknolojileri. Mete Tırman

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

Çeyrek Finansal Sonuçları

ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

ENFLASYON ORANLARI

OMURGA GAYRİMENKUL PORTFÖY YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİ 2015 YILI ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU OMURGA GAYRIMENKUL PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

KÜRESEL EKONOMİK ÇEVRE

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KONYA TİCARET ODASI İÇİNDEKİLER. 1- Konya Perakende Güven Endeksi (KOPE) 2 Konya Hizmet Sektörü Güven Endeksi (KOHİZ)

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Basın Bülteni. Marmaray Projesinde Rota Teknik İmzası BD

Küresel Ekonomik İlişkiler Komisyonu - I

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir.

TÇMB 52. GENEL KURULU AÇILIŞ KONUŞMASI 20 Şubat 2010 / Ankara. Sayın Divan, Değerli Arkadaşlarım, Değerli Misafirler,

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi.

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili?

YERLİ ÜRETİCİLER TARAFINDAN ÇİN HALK CUMHURİYETİ MENŞELİ PVC İTHALATINA YÖNELİK YAPILAN KORUNMA ÖNLEMİ BAŞVURUSUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

2007 YILI EGE BÖLGESĐ NĐN 100 BÜYÜK FĐRMASI

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

DOĞAN GRUBU TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ POLİTİKASI

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

EV TEKSTİL SEKTÖRÜ 1. ÜRÜNÜN TANIMI: 2. TÜRKİYE DE ÜRETİM: 3. TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ:

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM VERİLERİ BÜLTENİ

Türkiye. Mersin Hinterlandı Mersin Firmaları

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

2015 OCAK ÖZEL SEKTÖR DI BORCU

Girişimcileri destekleyen

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. İş Sağlığı ve Güvenliği Fayda-Maliyet Analizi Proje Raporu

GRUP ŞİRKETLERİNE KULLANDIRILAN KREDİLERİN VERGİSEL DURUMU

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Ç13 2Ç13 3Ç13 4Ç13 1Ç14 2Ç14

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

Transkript:

Tabii ki ve iyi ki, Türkiye mizde iyi şeyler oluyor! Örneğin; bu yıl 17-20 Mart tarihleri arasında İstanbul da düzenlenen WIN Eurasia Automation Fuarı, katılımcıların sergilediği yenilikçi ürünler ve çözümlerle Avrasya da Endüstri 4.0 ın gelişimine en büyük katkılardan birini sundu. Fuar süresince gerçekleşen forumlar ve panellerde de üretim sektöründe geleceğin teknolojileri ön plandaydı. Bu fuarda Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneğimiz ENOSAD desteğiyle düzenlenen ve 4 gün boyunca devam eden Otomasyon Forumu ile fuarın ikinci günü düzenlene Endüstri 4.0 Paneli, bizce fuarda zirve yaptı. (Haberin ayrıntıları, iç sayfalarımızda!) Şimdi, küresel ölçekte Dördüncü Sanayi Devrimi olarak da kabul edilen Endüstri 4.0, artık giderek global ekonomiyi baştan aşağıya etkiliyor ve kelimenin tam anlamıyla her sektörü değiştirmeye başladı bile. Bu yeni gelişmeyle birlikte, üretim sürecindeki makine, bilgisayar, sürücü ve kontrol cihazlarının birbiriyle iletişim kurabilmesi ve insanlardan neredeyse tamamen bağımsız olarak kendilerini koordine ve optimize edebilmeleri mümkün. Bu gelişme üretim süresini, maliyeti ve enerji kullanımını azaltırken üretim kalitesini artırıyor ve akıllı fabrikaları sektörün merkezine taşıyor. Bu gelişme, istesek de istemesek de, etkilerinden kaçınamayacağımız bir süreç demektir. Bu süreci, kaçınılmaza teslim olmak yerine, bir fırsat olarak değerlendirmek çok daha akılcı, kazançlı ve verimli olmaz mı? Dolayısıyla hem firmalar hem sektörler bazında bu sürece hızla hazır olmamız gerekir diye düşünüyoruz. Bu noktada, gerek WIN Eurasia Automation Fuarı kapsamında konuya eğilinmesi hem de ENOSAD ın etkinlikleriyle Endüstri 4.0 bağlamında Avrupa nın bile önünde gitmesi, her hâlükarda kutlanacak bir olaydır. (Bu arada bir hatırlatma da yapmak lazım. 11 14 Şubat taki WIN Eurasia Metalworking Fuarı nın Robotik Özel Bölümü, ENOSAD işbirliği ile gerçekleşmiş; yapılan organizasyonda yer alan sunumlar, uygulamalar ve çözüm gösterileri, fuara katılımı yükseltmişti.) Sözü uzatmayalım. Dikkat çekme noktamız şu: Endüstri 4.0 a her düzeyde (Firma, Sektör, Üniversite, Meslek, Kişi, Girişimci, Yatırımcı ) daha yoğun olarak bakmalıyız. Duyurumuz şu: ENOSAD ın 2. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre Ve Sergisi çalışmaları devam ediyor. Çağrımız şu: Herkesi çalışmalara -katkı ve katılımlarıyla- bekliyoruz. Görüşmek üzere Sevgilerimle. Turan Türkmen editör EKSEN Yay nc l k Fuarc l k Tan t m Hiz. Ltd. fiti. Ad na imtiyaz sahibi ve Sorumlu Yaz flleri Müdürü Turan Türkmen turan@eksenltd.com Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ya mur Denizhan denizhan@boun.edu.tr Rek lam ve Halk la İlişki ler Md.: Birsen Salman birsen@eksenltd.com Yayın Kurulu: Prof. Dr. Abdülkadir Erden / At l m Üniversitesi Mekatronik Müh.Böl.Bşk. Prof. Dr. Me tin Gö ka flan / TÜ. Kon trol Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Galip Cansever / Y.T.Ü. Elek trik Elek tro nik Müh. Fak. Dek. Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@eksenmedyagrup.com Yayın Danışmanları: Prof. Dr. Alinur Büyükaksoy / Geb ze le ri Tek. Ens. Rek. Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl. Prof. Dr. Er sin Tu lu nay / ODTÜ Prof. Dr. Gök sel De mi rer / ODTÜ Çevre Mühendisli i Prof. Dr. Gü ven Ön bil gin / 19 May s Üniversitesi Prof. Dr. Mübeccel Demirekler / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl. Prof. Dr. Mu am mer Er mifl / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl. Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elek tro nik Müh. Böl. Prof. Dr. Sa vafl Ay berk / Ko cae li Ü. Çev re Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Tun cel Öz den / TÜ B TAK Enst. Ana liz Lab. Böl. Bflk. Prof. Dr. U ur Çel tek li gil / Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Se ta Bo gos yan / TÜ. Kon trol Müh. Böl. Prof. Dr. Yu suf Tan / Bo aziçi Ü. Medical Engineering Prof. Dr. Kemal Leblebicio lu / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl. Doç. Dr.. Hak k Çav dar / Karadeniz Teknik Ü. Doç. Dr. Yu suf A. Us ka ner / Özçelik A.fi. Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl. Yrd. Doç. Dr. Si bel Ulu da De mi rer / Çan ka ya Ü. End. Müh. Böl. Dr. Meh met Çe vik / Dal Engineering Dr. Müh. Ah met Din çer / Bosch Rex roth A.fi. Sevtap İnan / Siemens M. Halil Başaran / Rockwell Otomasyon Levent Fadıloğlu / Schneider Cengiz Meriç / Hipafl Emin Ol cay / Akbil A.fi. Çağrı Hekimoğlu / Esit Gök tu Gür / Schneider H. Cen giz Ce lep / Entek Otomasyon Hasan Basri Kayak ran / Emf Motor brahim Erkan Yenel / Norm Enerji smail Obut / Hidroser Mahmut Bertan / Weidmüller Niyazi Sar maden / Medel Oral Av c / Piomak Özkal Güner / Schneider Electric Sedat Sami Ömero lu / E3Tam Gökhan Yücel / Phoenix Contact fiahnur Agaik / GSD Osman Kutan / ABB Talat Avc / P nar Müh. T. Ha kan Özer / SOD Yön. Krl. Bflk. Tuncay Soydafl / Festo Yavuz Çopur / Pilz Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik Tolga Bizel / Mitsubishi Electric Hakan Aydın / Mitsubishi Electric Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM Teknik Editör: Emeç Erçelik editor@eksenmedyagrup.com Editör: Alper Öz editor@eksenmedyagrup.com Taluy Denizhan info@eksenmedyagrup.com Grafik Tasarım: Ülgen Güneş ulgen@eksenmedyagrup.com Şükran Pala sukran@eksenmedyagrup.com Esra Satır esra@eksenmedyagrup.com Reklam Koordinatörü:Cahide Avflar Demir cahide.avsar@eksenmedyagrup.com Halkla İlişkiler ve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@eksenmedyagrup.com Abo ne ve Ma li İşler: Şerife Yılmaz finans@eksenltd.com Uluslararası İlişkiler:Hazal Yalçın info@eksenmedyagrup.com Temsilciliklerimiz: Ne jat Cofl kun Tel: 00.44.171.377 00 76 N G L TE RE info@eksenmedyagrup.com Me tin Ya vuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - AL MAN YA info@eksenmedyagrup.com z mir Tem sil ci li i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30 Merkez: EKSEN Yay nc l k Fuarc l k Tan t m Hiz. Ltd. fiti. Mefl ru ti yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Beyo lu- stanbul / TÜRKİYE Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24 E-mail: info@eksenmedyagrup.com www.eksenmedyagrup.com Baskı: Doğa Basım Yıllık abonelik: 120.- TL. Yıllık yurtdışı abonelik: 100 Euro Endüstri ve Otomasyon Yayg n süreli bir yay nd r, Ayda bir yay nlan r Dergimizde yer alan ilanlar n sorumlulu u ilan verenlere, makalelerdeki fikirler ve yorumlar yazarlar na aittir. Tüm haklar Eksen Yay nc l k a ait olup, izinsiz kullan lamaz ve yay nlanamaz. Eksen Yay nc l k; bas n ve yay nc l k ilkelerine uymay taahhüt eder. DERGİSİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYESİDİR.

ABB kablosuz ev otomasyonu çözümü sunuyor ABB 65 ÜRÜN ve UYGULAMALAR Hızlı, Güvenli Ve Yüksek Verimli Otomasyon MITSUBISHI ELECTRIC 80 ÜRÜNLER Dünyanın 185 mm2 Kesitli İlk Yüksek Akım Yay Sıkıştırmalı Klemensi WAGO Yüksek Sıcaklıklarda ve Yüksek Rakımlarda Yumuşak Yolverici Kullanımı ABB ABB ABB, PointGrab in varlık analiz sensörleriyle bina otomasyonunun geleceğini sunuyor. BECKHOFF TwinCAT IoT: Buluta giden hızlı, standartlaştırılmış rota Genel mimari model - Demiryolu sektörü için standart otomasyon çözümleri PILZ NETES MÜHENDİSLİK Fluke 120B Serisi Endüstriyel ScopeMeter El Tipi Osiloskoplar SCHNEIDER Schneider Electric ten hız kontrol cihazı : Altivar 320 TEKNOLOJİDE YENİLİKLER Yapay Görme ile Çelik Levhaların Optimal Denetimi 10 14 DOSYA Otomotiv Sektörü, Son 8 Yılın Zirvesinde! Otomotiv Sektörü nün Resmi Değerlendirmesi Ototmotiv Sektörü nün Gelecek Perspektifi SCHUNK SCHUNK PGN-plus Permanent: Parça Tutucu Alanında Yeni bir Kalite BOSCH REXROTH Otomasyonda Endüstri 4.0 dönüşümü başlıyor Bosch Rexroth tan IPC tabanlı yeni bir kontrol sistemi: IndraMotion MLC 104 HABERLER Enosad, Otomasyon Forumu ve Endüstri 4.0 Paneli İle, Wın Eurasıa Automatıon Fuarı nda Zirve Yaptı! General Electric ve GÜRİŞ ten Türkiye nin Rüzgâr Enerjisi İhtiyacını Karşılayacak Güçlü İşbirliği BR OTOMASYON Multi-touch özellikli Panel PC 900: B&R dan yeni bir amiral gemisi PILZ PSENopt Advanced Serisi ile Emniyetli ve Esnek Üretim İmkânı Mitsubishi Electric ve Taisei Corporation ın güç birliğiyle Bir Üstün Teknoloji ve Mühendislik Harikası: Marmaray ABB, ana dağıtım panosu System pro E Power ı tanıttı. Otomasyon Devinin Motivasyon Toplantısı

TEKNOLOJİDE YENİLİKLER TEKNOLOJİDE YENİLİKLER 10 11

TEKNOLOJİDE YENİLİKLER 12

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri OTOMOTİV SEKTÖRÜ, SON 8 YILIN ZİRVESİNDE! Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinden (OİB) yapılan yazılı açıklamaya göre, otomotiv endüstrisi, liderliğini sürdürdüğü şubat ayında, genel ihracat artışını katladı. Türkiye ihracatının yüzde 3 artış ile 10 milyar 790 milyon dolar olduğu şubat ayında, otomotiv endüstrisi yüzde 17 artışla 1 milyar 985 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Otomotiv endüstrisi, böylece hem küresel krizin yaşandığı 2008 yılından bu yana en yüksek şubat ayı ihracat rakamına hem de Türkiye ihracatından son yıllarda aldığı en yüksek pay olan yüzde 18,4 seviyesine ulaştı. Sektöre dair ilk verimiz, Milliyet Gazetesi nin Mart 2016 tarihli ve Otomotivde 8 yıldır böylesi görülmedi! başlıklı haberi. Haberin devamında ise, Otomotiv sektörü yüzde 17 artış ve 1 milyar 985 milyon dolar dış satım ile 2008 yılından bu yana en yüksek şubat ayı ihracat rakamına ulaştı. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Sabuncu İhracatın en çok yapıldığı Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve İspanya gibi gelişmiş ülkelere yüzde 48 e varan oranlarda artış kaydedildi dedi. Türkiye ihracatının lokomotifi konumundaki otomotiv endüstrisi, yüzde 17 artış ve 1 milyar 985 milyon dolar dış satım ile 2008 yılından bu yana en yüksek şubat ayı ihracat rakamına ulaştı. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, şubat ayı ihracat rakamlarını değerlendirirken, son yılların en iyi şubat ayı performansını sergilediklerine dikkati çekti. Sabuncu, en büyük pazar olan AB ülkelerinin sektör ihracatından aldığı payda bugüne kadarki en yüksek oran olan yüzde 81 e ulaşıldığını belirterek, şunları kaydetti: İhracatın en çok yapıldığı Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve İspanya gibi gelişmiş ülkelere yüzde 48 e varan oranlarda artış kaydedildi. Almanya ya yönelik ihracat artışında, bu ülkeye yönelik yan sanayi ihracatının yüzde 9, binek otomobiller ihracatının yüzde 26 ve otobüs-midibüs-minibüs ihracatının yüzde 41 artması etkili oldu. Sabuncu, sektörün yıl sonunda 23 milyar dolar ihracat hedeflediğini hatırlattı. Şubat ayı verilerine göre, ürün grubu bazında da ihracatta yüzde 36 yı bulan artışlar yaşandı. Sektör ihracatından yüzde 38 pay alan otomotiv yan sanayi, yüzde 11 artışla 761 milyon dolar ihracata imza attı. Yüzde 29 paya sahip binek otomobiller ise yüzde 3 artışla 583 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Yüzde 23 paya sahip eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı yüzde 36 gibi yüksek bir artışla 467 milyon dolar, otobüs-minibüs-midibüs ihracatı da yüzde 32 artarak 127 milyon dolar oldu. Türkiye otomotiv endüstrisinin en büyük pazarı olan Almanya ya artış, ocak ayının ardından şubatta da yükselerek sürdü. Almanya ya ihracat yüzde 32 artışla 339 milyon dolar olurken, diğer en büyük pazarlardan Birleşik Krallık a yüzde 5 artışla 236 milyon dolar, Fransa ya yüzde 11 artışla 215 milyon dolar, İtalya ya yüzde 48 artışla 195 milyon dolar, İspanya ya yüzde 12 artışla 125 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Hedef pazarlardan Hollanda ya ihracat artışı yüzde 172 gibi oldukça yüksek bir orana ulaşırken, Belçika ya ihracatta ise yüzde 15, Rusya ya da yüzde 33 lük düşüş yaşandı. Ülke grubu bazında endüstrinin en büyük pazarı olan AB ülkelerinde, şubat ayı itibarıyla bugüne kadar alınan 14 15

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri Araç toplam pazarı 52.825 adet oldu. 55.331 adet olan 2015 yılı Şubat ayı otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar %4,53 oranında küçüldü. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlara göre %32,98 artış gösterdi. Türkiye Otomotiv pazarında, 2016 yılı ilk iki aylık dönemde otomobil satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,1 azalarak 63.946 adete geriledi. Geçen sene aynı dönemde 65.351 adet satış gerçekleşmişti. 2016 yılı Şubat ayı Otomobil Satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %0,56 azalarak 40.588 adete geriledi. Geçen sene Şubat ayında 40.817 adet satış gerçekleşmişti. Otomobil pazarı, 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlara göre %49,51 artış gösterdi. en yüksek paya ulaşıldı. Şubat ayında yüzde 81 lik paya ulaşan AB ülkelerine ihracat, yüzde 21 artışla 1 milyar 605 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün ikinci en büyük pazarı Ortadoğu ülkelerine de yüzde 27 artışla 110 milyon dolar ihracat yapıldı. Yılın ikinci ayında alternatif pazarlar arasındaki Amerika ülkelerine yüzde 13, Afrika ülkelerine yüzde 15 düşüş yaşandı deniliyor. İkinci adımda, sektörün önde gelen yapılanmalarından olan Otomoiv Distribütörleri Derneği nin sitesinde yer alan Şubat 2016 tarihli Türkiye Otomotiv Pazarı Sektörel Değerlendirme sine bakıyoruz. Değerlendirmeye göre, Türkiye Otomotiv Sektörü 2016 yılı Ocak-Şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre toplam pazar %7,5 azalarak 87 bin 963 adet, üretim %3,2 artarak 218 bin 280 adet ve ihracat %4,8 artarak 167 bin 482 bin adet oldu. İhracat değeri ise %2 oranında artarak 3 milyar 575 milyon dolar seviyesine ulaştı. Türkiye Otomotiv Sektörü 2016 yılı Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre toplam pazar %7,4 azalarak 54 bin 223 adete, üretim %10,7 artarak 120 bin 691 adete ve ihracat %22,4 artarak 98 bin 682 bin adete ulaştı. İhracat değeri ise %16 oranında artarak 2 milyar 27 milyon dolar seviyesine ulaştı. Türkiye Otomotiv toplam pazarı (otomobil, hafif ticari araç ve ağır ticari araç) 2016 yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,51 azalarak 87.963 adet oldu. Geçen sene aynı dönemde 95.109 adet satış gerçekleşmişti. 2016 yılı Şubat ayı toplam pazarı 54.223 adet oldu. 58.533 adet olan 2015 yılı Şubat ayı toplam pazar satışlarına göre %7,36 oranında küçüldü. Türkiye Otomotiv Pazarı, 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlara göre ise %28,32 arttı. Türkiye Otomotiv pazarında 2016 yılı ilk iki aylık dönemde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı 85.538 adet olarak gerçekleşti. 89.946 adet olan 2015 yılı aynı dönemi otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar %4,90 oranında azaldı. 2016 yılı Şubat ayı Otomobil ve Hafif Ticari Türkiye Otomotiv pazarında, hafif ticari araç pazarı 2016 yılı Ocak-Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre %12,34 oranında azalarak 21.592 adet seviyesinde gerçekleşti. Geçen sene aynı dönemde 24.631 adet satışa ulaşılmıştı. Hafif Ticari Araç Pazarı 2016 yılı Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre %15,69 oranında azalarak 12.237 adet seviyesinde gerçekleşti. Geçen sene Şubat ayında 14.514 adet satış gerçekleşmişti. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlara göre %2,70 azaldı. Türkiye Otomotiv pazarında, ağır ticari araç pazarı 2016 Ocak-Şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre %53,03 azalarak 2.425 adet oldu. 2015 yılı aynı döneminde 5.163 adet satış gerçekleşmişti. Ağır ticari araç pazarı 2016 Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre %56,34 azalarak 1.398 adet oldu. 2015 yılı Şubat ayında 3.202 adet satış gerçekleşmişti. 2016 yılı Şubat sonu otomobil pazarı motor hacmine göre incelendiğinde, en yüksek paya %96,2 oranıyla yine 1600cc altındaki otomobiller 61.518 adet ile sahip oldu. Ardından %2,93 pay ile 1600-2000cc aralığındaki otomobiller ve %0,86 pay ile 2000cc üstü otomobiller yer aldı. 2015 yılı aynı döneme göre, 1600cc altındaki otomobil satışlarında %1,52 ve 1600-2000cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında %17,99 azalış görülürken, 2000cc üstü otomobillerde %0,55 artış görüldü. 2016 yılı iki aylık döneminde 85kW altı 1 adet ve 121kW üstü 3 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. 2016 yılı Şubat sonu otomobil pazarı ortalama emisyon değerlerine göre incelendiğinde, en yüksek paya %46,25 oranıyla 100-120 gr/km arasındaki otomobiller (29.577 adet) ve ardından yine %24,78 pay ile 120-140 gr/km arasındaki otomobiller (15.846 adet ) sahip oldu. 2016 yılı Şubat sonu dizel otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine göre %1,29 oranında azaldı. 2016 yılı Şubat sonu otomobil satış adetleri, 2015 yılı aynı dönemi ile kıyaslandığında, dizel payı %61,90 dan %62,41 e (39.910 adet) yükseldi. 2016 yılı Şubat sonu otomatik şanzımanlı otomobil satış adetleri 2015 yılı aynı döneme göre %19,80 arttı. 2016 yılı Şubat sonu otomobil satış adetleri geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, otomatik şanzımanlı otomobil satışlarının payı %44,99 dan %55,05 e (35.202 adet) yükseldi. 2016 yılı Şubat sonu otomobil pazarı segmentinin %80,12 sini yine vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerinde yer alan araçlar oluşturdu. Segmentlere göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine %49,59 pay alan C (31.709 adet) segmenti ve ardından %30,02 pay ile B (19.196 adet) segmenti ulaştı. 2016 yılı Şubat sonu otomobil pazarı kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde, en çok tercih edilen gövde tipi yine Sedan otomobiller (%47,69 pay, 30.494 adet) oldu. Sedan otomobilleri, %30,43 pay ve 19.456 adet satış ile H/B ve %16,15 pay ve 10.328 adet satış ile SUV otomobiller takip etti. 2016 yılı Şubat sonu Hafif Ticari Araç Pazarı gövde tipine göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine %68,67 pay ile Van (14.827 adet), ardından %12,40 pay ile Kamyonet (2.678 adet), %11,36 pay ile Minibüs (2.453 adet) ve %7,57 pay ile Pick-up (1.634 adet) yer aldı. TÜİK verilerine göre, 2015 yılında Türkiye 2. el araçları toplam pazarı %13,4 artarak 6 milyon 360 bin adet ile yeniden el değiştirdi. 2014 yılı aynı dönemde 5 milyon 610 bin adet 16 17

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri örleri Derneği (ODD), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) ve bu derneklerin üyelerinin destekleriyle ERA Research & Consultancy tarafından gerçekleştirilmiş. olarak gerçekleşmişti. 2015 yılında toplam otomobil ve ticari araç 2.el pazar %13,2 artarak 5.814.936 adete ulaştı. Otomobil pazarı %75,6 pay ve 4.396.961 adet ile ilk sırada yer aldı. Otomobil pazarını %17,8 pay ve 1.033.050 adet ile kamyonet pazarı izledi. İlginçtir, anlaşılan Otomtotiv Sektörü ne ilişkin bu olumlu değerlendirme yaklaşımı, geçen yıldan beri sürüyor. Örneğin bu pozitif yaklaşımı, Otomotiv Sanayii Derneği sitesinde bulunan KPMG Türkiye 2015 Otomotiv Yöneticileri Araştırması Türkiye Otomotiv Sektöründe Yeni Stratejik Yatırım Hedefleri 2015 araştırmasında da görüyoruz. Araştırma, KPMG Türkiye yönetiminde Otomotiv Distribüt- Araştırmanın Genel değerlendirme verileri şöyle: Vergilerin önemi giderek artıyor. Hurda araç programı ve çevre dostu araçlar da önem kazanıyor. Yöneticilerin %88 lik bir kısmı pazarın büyüyeceğini öngörüyor, ancak büyümenin yavaşlaması bekleniyor. Vergi yükleri otomotiv sektörünün büyümesinde %13 lük bir farkla en önemli konu. Katılımcıların %63 ü BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) otomotiv üreticilerinin Avrupa pazarına girmesini ve bu yatırımların kısa sürede gerçekleşmesini bekliyor. Doğu Avrupa ülkelerinin puan kaybetmesi Türkiye ye büyüme fırsatı olarak yansımadı. Türkiye otomotiv sektöründe, önümüzdeki 5 yıl için yeni yatırım beklentisi önemli oranda azaldı. Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve iç pazarın büyümesi, yeni bir yatırım gelmesi için en önemli koşullar. Araştırmanın Pazar a ilişkin değerlendirme verileri, araştırmaya katılanlar nezdinde, aşağıdaki gibi: ODD Pazar tarafında vergiler, milli gelir artış hızı ve kriz sonrası Avrupa nın geleceği bu sene de en önemli konular arasında. Pazardaki başarının %25 oranında fiyat ve satış teşviklerine bağlı olduğuna inanılıyor. Finansal hizmetler de buna dahil edilirse toplam oran %47 de seyrediyor. Yöneticilerin çoğunluğu kâr merkezlerinde kârlılıkların azalmasını bekliyor. Müşteri memnuniyetinin yolu, müşterinin ihtiyaçlarına özel satış, servis ve yan hizmetlerinden geçiyor. Güvenlik özellikleri alım kararlarında önem kazanarak yakıt verimliliğinden sonra ikinci sıraya yerleşti. Servis ve yedek parçanın yanında iletişim üçüncü en önemli satış sonrası hizmet konusu. Katılımcıların %86 sı oto kiralama sektöründeki büyümenin, otomotiv pazarının en az %10 üzerinde gerçekleşmesini bekliyor. OYDER Kârlılığın alınan riskleri karşılamaması ve Sağlayıcılar ile ilişkilerdeki eşitsizlik, büyük bir farkla yetkili satıcılık mesleğinin en önemli konuları. Sektör hakkındaki hükümet politikaları ve Ekonomik çalkantılar ve istikrarsızlık, mesleği etkileyen en önemli dış faktörler. Yetkili satıcılar 5 yıl içinde MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) sisteminin emisyona bağlı olarak değişmesini bekliyor. 4 yetkili satıcıdan 3 ü Araç alımının halen sınıf tanımında sosyal bir etkisi olduğuna inanıyor. Yetkili satıcıların önümüzdeki 5 yıllık süreçte profesyonel olarak kullanılmış araç (2.el) satış organizasyonu kurmaları bekleniyor. Araştırmanın Sanayi ye ilişkin değerlendirme verileri ise şöyle: OSD Üreticiler önümüzdeki 5 yılda üretimin artacağından %100 emin. Kapasite artışı beklentisinde daha düşük seviyeye doğru bir eğilim var. Türkiye ye yeni bir yatırım gelmesinin önündeki engellerin başında bu sene, çok büyük bir artışla iç pazarın yetersizliği geliyor. Gelişmekte olan pazar ülkeleri ile ikili anlaşmaların önemi artıyor. Ar-Ge ve ürün geliştirme faaliyetlerine verilen önem halihazırda çok yüksek bir seviyedeyken daha da önem kazandı. Yeni araç projelerinde tedarik sanayisi ile ortak tasarımda en önemli konu olan Ar-Ge ve test altyapısının kurulmasına verilen önem daha da arttı. TAYSAD Ar-Ge bu sene de tedarik sanayisinin öncelikli konusu. Tedarik zinciri yönetimine gösterilen ilgi ise düşüyor. Elektrikli/elektronik araç teknolojileri bu sene en olumlu stratejik yatırım alanı olarak değerlendiriliyor. Yeni küresel yatırımlar için teşvik ve yatırım ortamının iyileştirilmesinin yanında Ar-Ge işbirliği ihtiyacının da altı çiziliyor. Rusya %14 lük bir düşüşe rağmen ilk sıradaki yerini korurken Çin arayı kapatmaya başladı. Doğu Avrupa ülkelerine ilgi ise yeniden artıyor. Rusya ya yatırım planları gerilerken Çin, Doğu Avrupa, Almanya ve Hindistan önem kazanıyor. Araştırmada, Türkiye ye önümüzdeki 5 yıllık süre içinde yeni bir yatırım gelmesini (şu an Türkiye de üretim yapmayan bir otomobil/hafif ticari araç üreticisinin gelmesini) bekliyor musunuz? sorusuna verilen cevaplara göre; Türkiye otomotiv sektörü yöneticilerinin %61 i geçen 18 19

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri üç yıl içinde %15 gerilemiş durumda. Çin den yeni yatırım gelmesini bekleyenlerin oranı da düşüş gösteriyor; 2013 teki %28 seviyesinden %21 e geriledi. Bu doğrultuda, Avrupa ve Çin den yatırım gelmeyeceğini düşünen katılımcıların diğer bölgelerden de yatırım beklemediğini söylemek mümkün. Araştırmada, Türkiye otomotiv sektörü yöneticilerine önümüzdeki 5 yıl içerisinde Türkiye ye yeni yatırım gelmesi için hangi gelişmelerin önem taşıdığını sorulduğunda, %81 ile Yatırım ortamının iyileştirilmesi birinci, %74 ile İç pazarın büyümesi ikinci, %47 ile Bölgedeki jeopolitik risklerin azalması üçüncü sırada belirtilmiş. Bu sonucun değerlendirmesi ise şöyle: Şu bilinen bir gerçek ki, Türkiye de halihazırda yatırım yapmış olan üreticiler, yatırımlarını artırıyorlar. Ancak yeni otomotiv üreticilerinin planları konuşulmuyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi sadece teşvik anlamına gelmeyip bunun dışında vergi kanunlarından hukuki düzenlemelere, lojistik ve altyapıdan rekabet kurallarına kadar birçok unsuru barındırmaktadır. Araştırmada, Önümüzdeki beş yıllık süreçte, Türkiye otomotiv pazarında başarılı olmak için hangi konular önem kazanacaktır? sorusuna verilen cevaplara göre; üç senedir fiyatlandırma ve satış teşvikleri ilk sırada yer alıyor. Finansal hizmetler biraz daha önem kazanarak %22 ile ikinci sıraya çıkarken, geçen sene %20 ile ikinci sırada yer alan yeni ürün geliştirme konusu %6 azalarak gündemin gerilerine düşmüş görünüyor. Aynı zamanda ürün kalitesinin iyileştirilmesi de %6 lık bir artış göstermiş. Bir önceki sene bayi ağının genişliği/kalitesi değer kaybetmişken, bu sene yeniden önem kazanıp %14 e çıktığını görülüyor. En sabit trendi ise pazarlama faaliyetlerinde gözlemleyebiliyor. Bu konunun ikinci kez gerileme gösterdiğini de söylemek mümkün. sene Türkiye ye beş yıl içinde yeni bir yatırım gelmesini bekliyorken, bu sene bu oran %55 e gerilemiş görünüyor. Yatırım beklemediğini belirten katılımcıların oranı 2013 te %23 iken bu yıl oranın %42 ye çıkmış olması dikkat çekici bir gelişme. Diğer taraftan, çoğunluk (%28) halen yatırımın Avrupa dan geleceğine inanıyorsa da bu beklenti 20

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri OTOMOTİV SEKTÖRÜ NÜN RESMİ DEĞERLENDİRMESİ Bu çerçevedeki en kapsamlı ve yeni veriler, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nın Otomotiv Sektörü Raporu 2015/2 çalışmasında görülüyor. Rapora göre, Türkiye de otomotiv sanayinin güçlü sermaye yapısı, yabancı ortaklıklar, güçlü yan sanayinin varlığı, nitelikli işgücü, coğrafi konum, esnek üretim yapabilme yeteneği, kalite sisteminin sağlanmış olması rekabet açısından sektörün güçlü yanlarını oluştururken; düşük kapasite kullanım oranından kaynaklanan yüksek üretim maliyeti, dış pazarlarda yaşanan sorunlar, ana - yan sanayi ilişkilerinin yetersizliği ve yeterli sinerji yaratılamaması gibi unsurlar sektörün zayıf yönlerini oluşturmaktadır. Günümüzde otomotiv sektöründe uluslararası boyutta çok ciddi bir rekabet yaşanmaktadır. Geçmişte ağırlıklı olarak fiyat rekabeti söz konusu iken, günümüzde fiyatla beraber kalite, ürün çeşitliliği ve geleceğe yatırım rekabet açısından önemli unsurlar halini almıştır. Özellikle doymuş pazarlarda, satışları müşteri tercihleri belirlemekte ve dolayısıyla ürün geliştirme, marka ve model yaratabilme gibi unsurlar önem kazanmaktadır. Bu kapsamda Ar-Ge harcamaları önem kazanmakta ve bu harcamaların önemli bir kısmı çevre normlarına uyum, alternatif yakıt kullanımı, yakıt tasarrufu, güvenlik, hafiflik gibi alanlara ayrılmaktadır. Otomotiv sanayinde yaşanan büyük rekabet sonucunda azalan kâr oranları, Ar-Ge harcamalarının artması ve yeni teknoloji kullanımına yönelik yüksek yatırım gerekliliği nedeniyle, şirketler arası birleşme yoluyla güç birlikteliklerde artış görülmektedir. Bugün gelinen noktada, üretim ve pazarlama alanlarında küresel entegrasyon büyük oranda tamamlanmıştır. Otomotiv sektörü, üretimde kalite yönetimi ve verimlilikteki yetkinliğini, küresel ve gelişmiş pazarlara yaptığı ihracat ile kanıtlamıştır. Otomotiv sektöründe gerek ithalat anlamında gerekse ihracat anlamında birçok ürün dış ticarette yer almaktadır. Bu sektörde ithalat ve ihracat dengesi oldukça önemlidir. İthal ve ihraç edilen mamullerin mali yükü oldukça fazladır. Bu yükün dengede tutulması ülke ekonomisi için oldukça önemlidir. Otomotiv sektörü piyasadaki değişimlerden çok hızlı etkilenmektedir. Bu nedenle yıldan yıla bu sektörde dalgalanmaların fazla oluşu son derece normal karşılanmaktadır. Diğer taraftan, otomotiv sanayisinde teknolojinin gelişim gösterdiği elektrikli araçlar konusu da üzerinde stratejik planlar yapılması gereken bir konudur. Hem çevreye duyarlı olması hem de yakıt maliyetini azaltması bakımından otomotiv sektörünün elektrikli araçlara doğru yöneleceği tahmin edilmektedir. Özellikle, binek araçlarının yüksek miktarda karbon salınımlarına neden olduğu düşünülürse, Kyoto Protokolünün getirdiği yükümlülükler konusunda hassas davranan ülkeler açısından bu konu önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, birçok ülke bu araçlara yönelik satın alma vergisinde indirim ve yol vergisinden muafiyet başta olmak üzere çeşitli teşvikler uygulamaya başlamıştır. Bu noktada, ülkemizde bu yeni teknolojiye sahip araçların teşviki konusunda da çalışmalara başlanmış, ilk etapta ülkemizde motorlu araç satın alımlarında uygulanan ÖTV de indirime gidilmiştir. Bu çerçevede, Bakanlar Kurulu nun 2011/1435 sayılı kararı ile değiştirilen ÖTV uygulamasına göre; sade elektrikli otomobiller motor güçlerine göre sınıflandırılmış ve en düşük yüzde 3 ile en fazla yüzde 15 olmak üzere bir ÖTV uygulanmıştır. Bu uygulamanın elektrikli araçlara olan rağbeti artıracağı öngörülmektedir. Türkiye otomotiv sektöründe uygulanan üretim yöntem ve teknolojileri, uluslararası düzeyde ana firmaların kullandıkları yöntem ve teknolojilerle eşdeğerdedir. Dünyada zamanla kendini göstermeyi başaran Türk otomotiv sektörü, gelişimini devam ettirebilmek için verimlilik, üretim, ihracat gibi birçok yönden öne geçmek zorundadır. Bu konuda dünyada hızla gelişen teknolojilerin yakından takip edilmesi, ana ve yan sanayi arasında işbirliği, teşvikler, yatırımların arttırılması gibi birçok unsur ön plana çıkmaktadır. Olumsuzlukların giderilmesi için gerekli önlemlerin alınması, sektörün daha da genişleyip güçlenmesini sağlayacaktır. Otomotiv sektörü bugün olduğu gibi gelecekte de Türk ekonomisi için hayati önem taşıyan konumunu koruyacaktır. Vergi gelirlerine, istihdama ve ödemeler dengesine çok büyük katkılar yapan bu sektörün daha da gelişip uluslararası rekabet gücünü artırması, Türkiye ekonomisinin büyümesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu rapor kapsamında, otomotiv sektörünün dünya ekonomisi ve ülkemizdeki durumu, üretim ve istihdam yapısı, dış ticareti, bölgesel ve kümelenme yapısı, diğer sektörlerle etkileşimi, Ar-Ge ve yatırım politikaları, gelecekteki stratejisi ve projeksiyonları değerlendirilmiştir. Sektörün Genel Durumu: Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının gerçekleştiği sektörlerden birisidir. Sektörde, Ar-Ge ve üretim kapsamında 85 Milyar Euro luk yatırım harcaması gerçekleştirilmekte ve yatırım yapılan ülkelerde 433 Milyar Euro nun üzerinde vergi geliri sağlanmaktadır. Otomotiv sektörünün 2 Trilyon Euro civarında cirosu bulunmaktadır. Bu veri, dünyada ilk sıralarda yer alan sayılı büyüklükteki ülkelerin ekonomisine karşılık gelmektedir. Diğer bir ifadeyle, eğer otomotiv sektörü bir ülke olsaydı, bu ülke dünyanın altıncı büyük ekonomisi olacaktı. Dünya ekonomisi ölçeğinde bu kadar büyük bir paya sahip olan sektör 8 milyondan fazla doğrudan istihdama sahiptir. Bu rakam dünya imalat sektörü istihdamının yüzde 5 inden daha fazladır. Dünya otomotiv sektöründe dolaylı istihdam ile birlikte 50 milyondan daha fazla kişinin istihdam edildiği tahmin edilmektedir. Dünya otomotiv sanayisinde küresel ölçekte 20 civarında ülkede faaliyet gösteren yaklaşık olarak 50 adet motorlu taşıt üreticisi firma bulunmaktadır. Üretim genel olarak otomobil ve ticari araç olarak sınıflandırılmaktadır. Sanayide yapılan üretimin yüzde 90 gibi büyük çoğunluğunu otomobil ve kamyonetlerden oluşan hafif araçlar sınıfı oluşturmaktadır. Üretim adetleri otomobil sınıfına göre nispeten az olan diğer araç sınıfları (minibüs, midibüs, otobüs, kamyon, çekici vb.) ise istatistiklerde ticari araç- 24 25

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri lar olarak anılmaktadır. Dünyada 2014 yılında motorlu araç üretimi, bir önceki yıla göre %3,9 artarak 1.170.445 adet gerçekleşmiştir. alanlarında küresel entegrasyon büyük oranda tamamlanmıştır. Otomotiv sektörü, üretimde kalite yönetimi ve verimlilikteki yetkinliğini, küresel ve gelişmiş pazarlara yaptığı ihracat ile kanıtlamıştır. Türkiye otomotiv sektöründe uygulanan üretim yöntem ve teknolojileri, uluslararası düzeyde ana firmaların kullandıkları yöntem ve teknolojilerle eşdeğerdedir. Sektörün Türkiye deki Genel Durumu: Türkiye de otomotiv sektörü 1960 lı yıllardan itibaren önemli gelişmeler kaydetmiştir. Sektör, 1990 lı yıllarda ihracata yönelik rekabetçi bir nitelik kazanmış ve 1990 lı yılların sonlarına doğru Türkiye de dünyanın önde gelen otomotiv firmalarının Türk ortaklarla kurdukları tesislerle birlikte önemli bir konum elde ederek bunlardan bazıları ortak oldukları yabancı otomotiv firmalarının ihracat üssü haline gelmiştir. İhracatta yaşanan bu büyüme, önde gelen üreticilerin Türkiye deki tesisleri küresel üretim planlarına dâhil etmesiyle ortaya çıkmıştır. Küresel ve bölgesel satış amacıyla her geçen gün daha çok sayıda model Türkiye de üretilirken, Türkiye de üretilmeyen diğer araçlar ise ithal edilmektedir. Türkiye nin bu şekilde küresel üretim planlamasına dâhil olması, AB ile yapılan ve 1996 dan beri yürürlükte olan Gümrük Birliği ile mümkün olmuştur. Bugün gelinen noktada, üretim ve pazarlama Sektördeki Üretim Eğilimleri ve Üretilen Başlıca Ürünler: Dünya otomotiv sanayisinin başlangıcından 1970 li yıllara kadar süren, ölçek ekonomisi ilkesine dayalı, esnek olmayan bant tipi üretim teknolojisi, model değişim süresinin uzun olması ve çalışanlara sorumluluk bilinci verilmeyişi gibi önemli sakıncaları beraberinde getirmiştir. 1970 li yıllarda Japonya tarafından başlatılan yalın üretim otomotiv sanayisinde önemli bir devrim olmuştur. Yalın üretim anlayışı ekonomiklik anlayışı ile atölye tipi üretimin esneklik anlayışını birleştirmiştir. Bu anlayışın beraberinde getirdiği, sürekli iyileştirme, tam zamanında üretim gibi uygulamalar bir yandan yaratıcılığı ve çalışanların işletmeye olan bağlılığını arttırmış, diğer taraftan da üretim maliyetlerinde tasarruf yapılmasına imkân sağlamıştır. Türkiye de de üretim için işbirliği yapılan küresel firmalarla Türkiye deki ortakları arasındaki yoğun entegrasyonun gerçekleşmesi ihracata yönelik rekabetçi bir sanayi niteliği sürecini başlatmış ve geliştirmiştir. Bu nedenle otomotiv sanayinde uygulanan üretim yöntem ve teknolojileri, uluslararası düzeyde ve ana firmaların kullandıkları yöntem ve teknolojilerle eşdeğerdir. Ayrıca özellikle son yıllarda gelişen Ar-Ge olanak ve kapasitesi ile Türkiye deki otomotiv sanayi de, üretim yöntemleri ve ürün teknolojisini geliştirme çabalarını arttırmaktadır. Otomotiv sektörü genel olarak, karayolu taşıt araçları (binek otomobil, otobüs, minibüs, midibüs, çekici, kamyon, traktör vb.) ve bu araçların üretiminde kullanılan parçaları imal eden bir sanayi dalı olarak tanımlanmaktadır. Otomotiv sektörü, tüm sanayileşmiş ülkelerde ekonominin lokomotifi olarak kabul edilmektedir. Bunun sebebi, diğer sanayi dalları ve ekonominin diğer sektörleri ile çok yakından ilişkili olmasıdır. Bu sektörde meydana gelen değişmeler ekonomiyi önemli derecede etkilemektedir. Otomotiv sanayinde ana sanayi olarak adlandırılan motorlu taşıt aracı üreticileri ile yan sanayi olarak adlandırılan aksam, parça ve sitem üreticileri arasında karşılıklı bağımlılık vardır. Uzun vadeli, şeffaf ve karşılıklı güvene dayalı ilişkilerin temelini oluşturan bu bağımlılık gelecekte sadece üretimde değil tasarım alanın da geliştirilmek zorundadır. Özellikle sanayinin toplam rekabet gücünü geliştirmek ve daha yüksek katma değer yaratmak üzere yeni stratejik hedeflerin belirleneceği önümüzdeki dönemde bu konu daha da önem kazanmaktadır. Otomotiv yan sanayi firmalarının, bazı mamuller dışındaki tüm parçaları içeren ürün gamı, ülkemizde imal edilen taşıt araçlarının yüzde 85 90 oranında yerli imal edilmesine imkân verecek çeşitliliktedir. Taşıt araçları imalat sanayine yönelik üretim yapan firmalarca imal edilen başlıca ürün gruplarını aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür: * Komple motor ve motor parçaları * Aktarma organları * Fren sistemleri ve parçaları * Hidrolik ve pnömatik aksamlar * Süspansiyon parçaları * Emniyet aksamları * Kauçuk ve lastik parçalar * Şasi aksam ve parçaları * Dövme ve döküm parçalar * Elektrik ekipmanları ve aydınlatma sistemleri * Akü * Oto camları * Koltuklar Türk otomotiv yan sanayi gerek üretim miktarı gerekse kalite olarak iç piyasada kendini kabul ettirmenin yanında, uluslararası pazarlarda rekabet gücüne ulaşmış bulunmaktadır. Sektör, teknolojik olarak kendini geliştirmiş, üretim kapasitesi ve verimlilik açısından da büyük bir aşama kaydetmiştir. Sektördeki firmaların büyük bölümü ISO kalite belgelerini almış ve dış pazarlara yönelik üretimlerini arttırmışlardır. Otomotiv yan sanayi dalında gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında faaliyet gösteren firmalara ve bununla birlikte yenileme pazarına doğrudan veya 26 27

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri dolaylı olarak ana sanayi tarafından belirlenen teknik dokümanlarına uygun orijinal ve eşdeğer mamul, yarı mamul ve sistem üretilmektedir. Ancak daha yüksek yerli katkı için motor-vites kutusu ve diferansiyel kutusu ndan oluşan güç ünitesi ile elektrik/elektronik kontrol sistemleri nin de seri olarak üretimi gereklidir. Sektörün Alt Sektörleri ve Etkileşim Halinde Olduğu Diğer Sektörler: Otomotiv sektörü, ekonomiye katkısı ve diğer sektörlere öncülük etmesi açısından en önemli sektörlerden birisidir. Otomotiv sanayi sahip olduğu yapı nedeni ile birçok sektörle bağlantısı olan bir sektördür. Bu sektörler üzerinde oldukça fazla etkisi olması; otomotiv sektörünün bulunmuş olduğu ülkenin ekonomisi üzerinde büyük bir etkiye sahip olmasına neden olmaktadır. Otomotiv sanayi demir-çelik, hafif metaller, petrokimya, lastik, plastik gibi temel sanayi dallarının başlıca ürün alıcısıdır ve otomotiv sektöründeki teknolojik gelişmelerin paralelinde bu sektörleri de teknolojik gelişmeye zorlayan ve katkı sağlayan bir sektördür. Turizm, alt yapı ve inşaat ile ulaştırma ve tarım sektörlerinin gerek duyduğu her çeşit motorlu araçlar otomotiv sektörü ürünleri ile sağlanmaktadır. Bu nedenle sektördeki değişimler, ekonominin tümünü yakından ilgilendirmektedir. Otomotiv sektörü kendi bünyesi dışında, hammadde ve yan sanayi ile nihai ürünlerin tüketiciye ulaşmasını sağlayan pazarlama, bayii, servis, akaryakıt, finans ve sigorta sektörleriyle de yakından ilişkili olup savunma sanayinin gelişmesine de en önemli desteği veren sanayi dalı niteliğindedir. Gelişmiş pazarlardaki çevreye ve güvenliğe yönelik yüksek standartlar ve tüketici istekleri, otomotiv sanayinde yoğun bir teknolojik gelişmeye yol açmaktadır. Bunun sonucu olarak, müşteri tercih ve beklentileri büyük oranda değişikliğe uğramakta ve bütün ürün segmantasyonu değişmektedir. Otomotiv sanayi tedarik zinciri içinde doğrudan ve dolaylı olarak çok geniş istihdam olanakları sağlayan bir sanayi dalıdır. Tedarik zinciri ham madde tüketici arasındaki tüm işlevleri kapsamaktadır. Burada hedef, tüketicinin talepleri doğrultusunda rekabetçi bir üretimi gerçekleştirmektir. Tedarik zinciri içinde kalite, maliyet, lojistik ve tasarım/ teknoloji yönetimi ortaktır. Özellikle araç üretimi ile ham madde ve aksam parça üretimin tam bir uyum içinde bulunması gerekir. Bu amaçla her alanda motorlu taşıt aracı üretim ile aksam parça üretimi yapan kuruluşlar arasında uzun vadeli stratejik işbirliğini kurulması gereklidir. Otomotiv sanayinin diğer sektörlere göre durumunun değerlendirilebilmesi için İSO tarafından, üretimden satışlar, satış hâsılatı, brüt katma değer, öz kaynak, net aktifler, vergi öncesi dönem kârı/zararı, ihracat ve istihdam kriterleri çerçevesinde hazırlanan Türkiye nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmasına göz atmakta fayda bulunmaktadır. Bu kapsamda otomotiv sektörü, tekstil ve gıda sektörleri ile kıyaslanmıştır. 2014 yılı için ISO 500 çalışmasında yer alan 500 firma ile ilgili temel parametrelerde, listedeki otomotiv sanayi firmalarının toplam içindeki payı düzenli ve istikrarlı olarak artmıştır. Buna göre: 1982 2014 yılları arasında otomotiv sanayii firmalarının Üretimden Satış toplamındaki payları yüzde 5 ile yüzde 16 arasında yer almıştır. Küresel kriz nedeni ile 2008 yılında yüzde 5 e kadar gerilemiştir. 2012 yılında bu değer yüzde 12, 2013 yılında ise yüzde 14 olmuştur. 2014 yılında, otomotiv sanayinin brüt katma değerdeki payı % 4 olmuştur. ISO 500 kapsamında en fazla ihracat yapanlar arasında yer alan otomotiv firmalarının payı 1982-1999 yılları arasında 500 firma toplamında % 3 ila % 10 arasında seyrederken 2003 yılı itibari ile artmaya başlamıştır. Küresel kriz nedeni ile 2008 yılında 500 büyük sanayi kuruluşu arasında ihracat payı % 7 seviyesine kadar gerileyen otomotiv sanayinin payı, 2012 yılında yüzde 21, 2014 yılında ise % 24 olmuştur. Otomotiv sanayiinde ücretli çalışanların payı ilk 500 sanayi kuruluşu içinde 1983 te sadece yüzde 3 iken bu oran istikrarlı olarak artmıştır. 1982-2008 yılları arasında istihdam yüzde 16 ya kadar ulaşmıştır. 2012 yılında istihdam payı yüzde 11, 2014 yılında ise yüzde 11 olmuştur. Sektörün Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler: Günümüzde otomotiv sektöründe uluslararası boyutta çok ciddi bir rekabet yaşanmaktadır. Geçmişte ağırlıklı olarak fiyat rekabeti söz konusu iken, günümüzde fiyatla beraber kalite, ürün çeşitliliği ve geleceğe yatırım rekabet açısından önemli unsurlar halini almıştır. Özellikle doymuş pazarlarda, satışları müşteri tercihleri belirlemekte ve dolayısıyla ürün geliştirme, marka ve model yaratabilme gibi unsurlar önem kazanmaktadır. Bu kapsamda Ar-Ge harcamaları önem kazanmakta ve bu harcamaların önemli bir kısmı çevre normlarına uyum, alternatif yakıt kullanımı, yakıt tasarrufu, güvenlik, hafiflik gibi alanlara ayrılmaktadır. Otomotiv sanayinde yaşanan büyük rekabet sonucunda azalan kâr oranları, Ar-Ge harcamalarının artması ve yeni teknoloji kullanımına yönelik yüksek yatırım gerekliliği nedeniyle, şirketler arası birleşme yoluyla güç birlikteliklerinde artış görülmektedir. Küreselleşmiş bir sektör olan otomotivde, firmaların son derece dinamik, değişken bir pazarla yüz yüze geldiği görülmektedir. Dolayısıyla firmalar, bu yeni durumla birlikte ortaya çıkan fırsatlara ve tehditlere ayakta kalabilmek için hızla tepki verebilmelidir. Ancak tekil olarak pek çok firmanın, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların bu durumla baş etmesi mümkün gözükmemektedir. Kümelenme kavramı da burada ortaya çıkmaktadır. Yeni fikir ve hünerlerin başarıyla uygulanması şeklinde sürekli yenileşim, birlikte yürütülen araştırma, ürün tasarımı, pazarlama, tedarik, eğitim ve diğer işbirlikçi faaliyetler, küme içindeki işletmeleri küresel pazarda yarışmaya muktedir kılmaktadır. Bu örgütlenme biçimiyle birlikte; öğrenmek ve çalışmak, fırsat ve tehditlerle başa çıkabilmek, iç veya dış pazarlarda gerekli zenginleştirilmiş rekabetçi üstünlükler elde etmeye odaklanmak için kuruluşlar arasındaki bağların güçlendirilmesi sağlanabilmektedir. Türkiye deki otomotiv sektörü yerleşim olarak Doğu Marmara Bölgesinde yoğunlaşmıştır. Türkiye deki otomotiv kümesi, tedarik zinciri yapısına dayalı olarak organize olmuştur ve kümenin veri/bilgi iletişimi hakkında açıklama yapmak zordur. Yenilikçiliğe ve yaratıcılığa dayalı rekabetçi üstünlükler sanayi kümelerine güçlü bir yarışmacı pozisyon sağlamaktadır. Sınırlı bilgi akışına sahip Türkiye deki otomotiv kümeleri gibi kümelerde eğilim, fiyat/maliyet avantajına dayalı olarak rekabet yapılmaktadır. Dolayısıyla farklı bir bakış açısına göre sadece bir topaklaşma, yığılma olarak değerlendirilmesi gereken Doğu Marmara Otomotiv Kümesinin bilgi/teknoloji tabanlı bir kümeye doğru evrilmesini hızlandıracak çalışmalar yapılmasında yarar bulunmaktadır. Sektörün Kapasite Kullanımı: Otomotiv sanayinde motorlu taşıt yıllık üretim kapasitesi 2013 yılı itibariyle 1,56 milyon adedi geçmiştir. 1990 lı yılların başında özellikle otomobilde talebin her yıl yüzde 25 ler düzeyinde ve istikrarlı olarak artışı ile ana ve yan sanayide yoğun yatırımlar yapılmıştır. Kapasite artışı yanında özellikle rekabet için teknoloji yenileme, yeni model yatırımları ile Ar-Ge çalışmaları bu dönemde büyük hız kazanmıştır. Öte yandan 1990 lı yıllarda ana ve yan sanayideki üretici firmalarla, pazarlama kuruluşlarında yeniden yapılanma çalışmaları tamamlanmıştır. 28 29

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri Seçilmiş Yıllara Göre Üretim Kapasiteleri (Adet) 2002 1.021.000 2007 1.317.000 2013 1.566.853 Kaynak: OSD Otomotiv sanayinde son 10 yıllık süreçte yıllık üretim kapasitesi yüzde 60 civarında artmıştır. Ulaşılan bu noktada, kapasite kullanım oranlarının önemi daha da artmaktadır. Kurulu yüksek kapasitenin düşük oranlarda kullanılması üretim maliyetlerinin artışındaki temel etkenlerden biridir. Söz konusu olumsuzluk, özellikle kriz dönemlerinde kendini daha da şiddetli hissettirmektedir. Otomotiv sanayinde bulunan kapasite fazlasının mali yükü; pazardaki büyümenin sınırlı kalması, müşterilerin daha düşük fiyatla daha yüksek kalite/ performans/konfor isteklerinden doğan yoğun rekabet, Ar-Ge harcamalarının artışı sonucunda azalan kar oranları gibi nedenlerle daha da artmaktadır. Sektörün İşyeri Sayısı ve İstihdamı: Otomotiv sanayi, tedarik zinciri içinde doğrudan ve özellikle dolaylı olarak çok geniş istihdam olanakları sağlayan bir sanayi dalıdır. Gelişmiş otomotiv sektöründe, uluslararası sürdürülebilir rekabet için üretim ve yönetimde yetenekli insan gücünün varlığı temel olarak kabul edilmektedir. 2013 yılı için Türkiye de motorlu kara taşıtları imalatı istihdamı 171.595 kişi olmuştur. İmalat sanayi toplam istihdamı içindeki payı açısından motorlu kara taşıtları yüzde 4,86 ile sektör payları ortalamasının yüzde 0,8 üzerinde yer almıştır. Sektörün Üretim Değeri: Satışa dayalı stok değişmelerini ve mal ve hizmetlerin yeniden satışını içeren birim tarafından üretilen miktarı ölçen değer olarak tanımlanan üretim değeri, otomotiv sanayi için 2013 yılı verilerine göre (NACE Rev.2 Kod 29 baz alındığında) 70,9 milyar TL dir. Toplam imalat sanayinin aynı yıl üretim değerinin 854 milyar TL olduğu göz önünde bulundurulursa, üretim değeri bakımından otomotiv sanayinin imalat sanayi içindeki payının yüzde 8,3 olduğu görülmektedir. Sektörün Cirosu ve Katma Değeri: Ciro referans dönemi sırasında gözlem birimi tarafından fatura edilmiş, toplamları kapsar ve bu üçüncü kişilere sunulan hizmet ve mal piyasa satışlarına karşılık gelir olarak tanımlanan ciro, otomotiv sanayi için 2013 yılı verilerine göre (NACE Rev.2 Kod 29 baz alındığında) 77,2 milyar TL dir. Toplam imalat sanayinin aynı yıl cirosu 898 milyar TL olduğu göz önünde bulundurulursa, ciro bakımından otomotiv sanayinin imalat sanayi içindeki payının % 8,6 olduğu görülmektedir. İşletme sübvansiyonları ve dolaylı vergiler dikkate alınarak hesaplanan, işletme faaliyetlerinden elde edilen gayrisafi gelir olarak tanımlanan faktör maliyetiyle katma değer, otomotiv sanayi için 2012 yılı verilerine göre (NACE Rev.2 Kod 29 baz alındığında) 13 milyar TL dir. Toplam imalat sanayinin aynı yıl katma değeri 162 milyar TL olduğu göz önünde bulundurulursa, katma değer bakımından otomotiv sanayinin imalat sanayi içindeki payının yüzde 8,02 olduğu görülmektedir. Sektörün Ar-Ge Faaliyeti: Otomotiv sanayindeki kapasite fazlasının mali yükünü karşılayabilmek, sektördeki rekabetçi ortam, pazardaki büyümenin sınırlı kalması, müşterilerin daha seçici hale gelmeleri ve talep ettikleri ilave donanımların maliyetlerinin karşılanabilmesi için çözüm üretmek üzere sektördeki Ar-Ge harcamaları artmaktadır. Son on yıllık süreç içerisinde, otomotiv konusunda, özellikle rekabet öncesi AR-GE projelerinin hayata geçirilmesi için önemli çalışmalar yapılmıştır. 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun un amacı; Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar- Ge ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmektir. Uygulaması Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen 5746 sayılı Kanunun Ar-Ge Merkezi Belgesi kapsamında sağlanan teşvik ve muafiyetler, ülkemizde Ar-Ge payının artırılmasında büyük katkısı bulunan işletmeler için büyük önem taşımaktadır. Ülkemizin AB sürecinde yaptığı anlaşmalar çerçevesinde Gayrı Safi Yurt İçi Hâsılası (GSYİH) ndan Ar-Ge ye ayırdığı payın 2023 yılına kadar yüzde 3 e çıkarılması ve bu payın en az 2/3 ünün özel sektör tarafından karşılanması öngörülmektedir. 5746 sayılı Kanun kapsamında ülkemizde Ar-Ge alt yapısını oluşturmuş, çok sayıda Ar-Ge personeli çalıştıran ve ülkemizin GSYİH daki Ar-Ge payına katkıda bulunan büyük işletmelerin bu çalışmalarını daha da geliştirmelerini ve kendi teknolojilerini üretmelerine imkân sağlanmıştır. 2015 yılı 3. Çeyreği sonu itibariyle, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca toplam 209 işletmeye Ar-Ge Merkezi Belgesi verilmiştir. Otomotiv sanayi 62 Ar-Ge Merkezi kuruluşu ile 209 merkez arasında ilk sırayı almaktadır. Kurulan Ar-Ge Merkezlerinin 12 si ana sanayi şirketlerinde 48 i yan sanayi şirketlerinde, 2 si ise Otomotiv Tasarımı ve Mühendislik şirketlerinde yer almaktadır. Sektörün Dış Ticareti: Otomotiv sektöründe gerek ithalat anlamında gerekse ihracat anlamında birçok ürün dış ticarette yer almaktadır. Bu sektörde ithalat ve ihracat dengesi oldukça önemlidir. İthal ve ihraç edilen mamullerin mali yükü oldukça fazladır. Bu yükün dengede tutulması ülke ekonomisi için oldukça önemlidir. Otomotiv sektörü piyasadaki değişimlerden çok hızlı etkilenmektedir. Bu nedenle yıldan yıla bu sektörde dalgalanmaların fazla oluşu son derece normal karşılanmaktadır. Türkiye nin yıllara göre otomotiv ihracat ve ithalat verilerinin gösterildiği Şekil dan da görülebileceği üzere, 2014 yılında Fasıl 87 (GTİP) kapsamındaki motorlu kara taşıt araçları dış ticaretinde, toplam 15,7 milyar dolar ithalata karşılık 18,1 milyar dolar ihracat gerçekleşmiştir. İhracatta AB nin ağırlıklı pazar olması önemli bir ihracat planlamada önemli bir üstünlük sağlarken aynı zamanda risk unsuru da oluşturmaktadır. Bu nedenle ihracatın diğer pazarlarda da geliştirilmesi gerekmektedir. Sektörün Maliyet Bileşenleri: Otomotiv sektörünün 30 31

DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri DOSYA / Otomotiv ve Yan Sanayi Üretimi Teknolojileri nansal başarı ve dolaylı olarak da maliyet bileşenleri üzerinde etkisi olmaktadır. en önemli sorunları arasında hiç şüphesiz kapasite kullanım oranlarının düşüklüğü gelmektedir. Atıl kapasite seviyesinin yüksek oluşu işletme maliyetlerinin yükselmesine neden olmakta, bu da ürün fiyatlarına yansımakta ve dolayısıyla da pazarlama faaliyetleri de zorlaşmaktadır. İşgücü maliyeti, yatırımcılar açısından büyük önem taşıyan bir kriterdir ve yeni yatırımların hangi ülkeye yapılacağı konusunda belirleyici rol oynamaktadır. Türkiye deki işgücü maliyeti, Batı Avrupa ülkelerine göre daha düşük olmakla birlikte; Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya, Hindistan ve Çin e göre rekabetçi değildir. İşçilik ücretlerinin yüksek olduğu Avrupa ülkelerinde otomasyon konusu süratle önem kazanmakta ve üretim merkezlerinde uygulaması artmaktadır. Ülkemizde rekabet avantajını arttırabilecek, ilk yatırım maliyeti yüksek olan bu konudaki çalışmaların yalın üretim anlayışı ile birleştirilip geliştirilmesi gerekmektedir. Sanayinin rekabet gücünün devamı ve özellikle rakip ülkelere göre önemli bir üstünlük sağlayan işgücünün korunması, işçi-işveren ilişkilerinin sağlıklı bir ortamda korunmasına bağlıdır. Çalışma barışının tarafların ortak çabaları ile sürdürülmesi, sanayinin üretim ve ihracatının devamının sağlanması ve yeni yatırımların Türkiye ye çekilebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Günümüzde otomotiv sektöründe maliyetlerin azaltılması konusunda önemli adımlar gerçekleştirilmektedir. En önemli maliyet azaltma çalışmaları arasında üretim noktalarının pazarlara yakın kurulmasıdır. Bu üretim modeli, bir taraftan yatırımcı şirkete ucuz işgücü, hammadde temini ve çeşitli teşviklerden yararlanma gibi maliyet düşürücü katkı sağlarken; diğer taraftan yatırımın yapıldığı ülkede yeni istihdam yaratması, yerli sanayiye ve ekonomiye kaynak sağlaması nedenleriyle de toplumlarda yerli üretimi sahiplenme duygusu yaratarak, ürüne sosyoekonomik rekabet gücü kazandırmaktadır. Detaylı bir analiz gerçekleştirildiğinde otomotiv sektöründe işlev gören bir firmayı etkileyen oldukça fazla faktörün olduğu açıktır. Öyle ki bu faktörler; işletmenin hem içyapısı ile ilgili hem de dış faktörler ile ilgilidir. Bir işletmenin pazarda etkin bir konuma ulaşabilmesi bu sorunlar ve faktörler ile baş edebilme gücüne bağlıdır. Otomotiv sektöründeki firmaların finansal başarı elde etmelerinde uygulamış oldukları pazar ve finansal stratejilerinin, sermaye yapısının, yönetim ve üretim yapısının yanında makro bir takım göstergelerin de etkisi olduğu açıktır. Bu sektördeki firmaların finansal başarısını etkileyen bu göstergeler içerisindeki her bir göstergenin veya bir kaç göstergenin birlikte etki derecesini tanımlayabilmek hem ülke ekonomisi açısından hem de firmalar ve onlara kaynak sağlayacak yatırımcılar açısından büyük bir önem taşımaktadır. İhracatın, işletmelerin iç pazarlar dışında, dış pazarlarda da etkili olarak önemli maliyet bileşenlerinden düşük kapasite kullanım oranlarının yükselmesini sağlayacağı ve bunun sonucunda da işletmenin finansal başarısını arttıracağı açıktır. Bunun dışında, yabancı ortak yüzdesi, Ar-Ge proje sayısı, patent sayısı gibi değişkenlerin ihracat oranı ve fi- Sektörün 2014 2023 Projeksiyonu: Dünyada ekonomik ve sosyal anlamda gelişmiş ülkelerin tümü (ABD, Japonya, AB üyesi birçok ülke) uzun dönemli toplumsal, ekonomik ve siyasi hedefleri ile uyumlu bir bilim ve teknoloji vizyonu geliştirmişlerdir ve bu vizyonu güncellerken teknoloji öngörüsü çalışmalarını etkin bir araç olarak kullanmaktadırlar. Ancak, ortaya konulan belgelerin, genel geçerliliği tartışmasız unsurlar içermelerine ve önemli bazı kurumsal ve yasal değişiklikler getirmelerine karşın, hedefleri bakımından tam olarak uygulamaya konuldukları söylenemez. Bunun nedenleri olarak, bilim ve teknoloji alanında paylaşılan bir ülke vizyonunun ortaya konulamamış olması ve önerilen politikaların ilgili bütün kesimler tarafından ortaklaşa sahiplenmelerinin sağlanamaması gösterilebilir. Bu tür bir vizyonun oluşturulması doğrultusunda 2002 2003 yıllarında TÜBİTAK ın koordinasyonunda yürütülen Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Çalışması çerçevesinde yapılan bir çalışmanın sonucunda oluşturulan raporda, Türkiye otomotiv sektörünün gelecek yıllarda teknoloji alanındaki yetkinliklerine dayandırılan senaryolar üretilmiştir. Bu senaryolarda tüm aktörlerin üzerinde anlaştıkları nokta; Türkiye nin son yıllarda otomotivde bir üretim merkezi olmasının yabancı firmaların kendi stratejilerine bağlı olarak geliştiği ancak üretim merkezi özelliğini korumak için teknoloji ve ölçekten kaynaklanan sorunların var olduğudur. Bu sorunlara çözüm üretilememesi halinde söz konusu avantajların da kaybedilme tehlikesi vardır [8]. Söz konusu çalışmada Otomotiv Sanayinin 2023 Yılına Uzanan Gelecek Vizyonu ve Hedefleri arasında aşağıdaki hususlar vurgulanmıştır: -Yoğun rekabet nedeni ile, motorlu taşıt aracı üreticileri arasında yaşanan birleşmeler artarak devam edeceğinden dolayı, her biri yaklaşık 10 milyon adet/yıl kapasiteli en çok 5 üretici şirketin oluşacağı görülmektedir. Yaşanmakta olan birleşmeler ve küresel işbirliği daha da artacağından, Türkiye yi de etkileyerek sektördeki üretim belirli şirketlerde kalacaktır. -Üreticiler üretim alanlarını da gelişmekte olan ülkelere daha fazla kaydırarak bunun yerine tasarım, Ar-Ge, teknoloji ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değer yaratan alanlarda yoğunlaşacaklardır. Çin Halk Cumhuriyeti yeni üretim ve Ar-Ge potansiyeli ile sanayici ülkelere eklenecektir. - Aksam parça üretiminde de benzer oluşumlarla firma sayısı azalacak, bunlar ile motorlu taşıt üreticileri daha organik ve uzun vadeli iş ortaklığı temeline dayanan bir yapılanmaya gidecektir. Pazarlarda etkinlik daha çok Ar-Ge ile sağlanacaktır. -Yeni ürün geliştirmek amacı ile Türkiye deki şirketlere daha fazla görev düşecek ve Türkiye de otomotiv alanındaki inovasyon yetkinliği artacaktır. -Mekatronik, yeni malzemeler, yeni hurda araç yönetimi, düşük yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu, elektronik kontrol, yeni yakıtlar ve tahrik sistemleri, sürücü konforu, ortak araç platformu geliştirme, müşteri odaklı tasarım ve araç ağırlığını azaltma başlıca Ar-Ge alanlarını oluşturacaktır. Alternatif yakıtlar, sıfır emisyon ve özellikle Hidrojen yakıtı konusunda Ar-Ge çalışmaları genişletilecektir. Bu kapsamda, sektörün var olan yeteneklerinin sistematik/metodolojik bir değerlendirmesi yapılmadıysa da, sektörle ilgili olarak yapılmış pek çok çalışma sonuçlarına dayanarak, önümüzdeki yılların taşıt teknoloji konuları arasında hibritler, yakıtlar (biyoetanol, yenilenebilir yakıtlar, optimize yakıtlar, yakıt hücreleri ve hidrojen bileşenleri), ortak güvenlik (araçtan araca etkileşim, araç altyapı etkileşimi, akıllı ulaşım için otomatik araç), malzemeler (hafif araç konseptleri, akıllı nano taşıyıcılar ile malzemelerin çok katmanlı korunumu, hafif çok amaçlı alaşımlar), elektrikli araç teknolojileri (büyük ölçekli ve ucuz elektrik elde etme yöntemleri, elektrik dağıtım ve güvenliği teknolojileri, batarya ve şarj teknolojileri ile bunların alt yapıları) sayılabilir. 32 33