Kamusal Mallar Tanımında Farklı Görüşler



Benzer belgeler
KAMU MALI VE HİZMETİ TANIMI

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları

Courses Offered in the MSc Program

Courses Offered in the MsC Program

Courses Offered in the PhD Program

Semester I. PSPA 105 Introductionto Law Hukuka Giriş C 3 5 ECON 101 Introduction to Economics İktisada Giriş I C 3 5

Komisyon MALİYE ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU EKONOMİSİ (MALİYE) ANABİLİMDALI. KÜRESEL KAMUSAL MAL OLARAK BARIŞ ve GÜVENLİK.

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

DERS PROFİLİ. Kamu Maliyesi ECO321 Güz Yrd. Doç. Dr. Sevinç Rende

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE SANAYİLEŞMENİN DİNAMİKLERİ VE TEKNOLOJİNİN ETKİNLİĞİNDE SANAYİLEŞME

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

KALKINMA PLANLARINDAN EĞİTİME BAKIŞ: KAMUSAL MALLAR TEORİSİ PERSPEKTİFİNDEN EDUCATION IN DEVELOPMENT PLANS: PERSPECTİVE OF PUBLİC GOODS THEORY

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

1. YARIYIL (GÜZ) 2. YARIYIL (BAHAR)

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 6.Bölüm: Tüketici Davranışı Teorisi

KAMU MALİ YESİ Liberalizmin öncüleri Fizyokratlardı Transfer harcamaları n unsurları : Faiz ödemeleri, Fon ödemeleri, Kamulaş

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

Temel üretim sistemleri sınıflandırması:

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

MALİYE BÖLÜMÜ 2013 VE SONRASI GİRİŞLİ ÖĞRENCİ MÜFREDATI

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)


2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

Ekonomi I. Ne Öğreneceğiz?? Ne Öğreneceğiz?? Tüketicilerin neden öyle davrandıkları ve neden fiyatı düşen bir maldan normal olarak daha fazla,

Case & Fair & Oster. Bölüm 16 Dışsallıklar, Kamusal Mallar ve Sosyal Tercih

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İKT101U İKTİSADA GİRİŞ

Ekonomi I FĐRMA TEORĐSĐ. Piyasa Çeşitleri. Tam Rekabet Piyasası. Piyasa yapılarının çeşitli türleri; Bir uçta tam rekabet piyasası (fiyat alıcı),

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri

Bölüm 10 Pazarlama Fonksiyonu. I) Pazarlama Stratejilerine Giriş

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

TURİZM PAZARLAMASI REKLAM

EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER )

Prof. Dr. Orhan ŞENER. Görevi Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı ( dan itibaren)

İKTİSAT. İktisata Giriş Test Dolmuş ile otobüs aşağıdaki mal türlerinden

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

İşletme - Ders 1. Temel Ekonomik Kavramlar

Sağlık Kuruluşlarında Maliyet Yönetimi ve Güncel

ÜRETİM ve MALİYETLER. Üretim Fonksiyonu Kısa Dönemde Üretim Fonksiyonu. Doç.Dr. Erdal Gümüş

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE)

MALİYE SORU BANKASI O P T I M U S TAMAMI ÇÖZÜMLÜ BİRHAN ÇELİK. Maliye Teorisi. İdari Hakimlik. Kamu Harcamaları. Sayıştay.

DENİZLERDE BÖLGESEL SU ÇEKİLMESİNİN METEOROLOJİK ANALİZİ

Yeni Dış Ticaret Teorileri

İŞLETME ve İŞLETME İkinci Öğretim BÖLÜMLERİ 1. SINIF (Bahar Dönemi) 2. SINIF (Bahar Dönemi)

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

FİNANSAL YÖNETİM. Finansal Planlama Nedir?

İŞLETME ve İŞLETME İkinci Öğretim BÖLÜMLERİ 1. SINIF (Bahar Dönemi) 2. SINIF (Bahar Dönemi)

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

Kamu Ekonomisi-I. Karma Malların Kamuca ve Piyasa Tarafından Sağlanmasının Doğurduğu Etkinsizlikler

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İktisada Giriş I. 31 Ekim 2016

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İKT 207: Mikro iktisat. Faktör Piyasaları

Onur Özsoy Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sağlık Ekonomisi Dersi

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

İçindekiler kısa tablosu

MALİYE SORU BANKASI OPTIMUS TAMAMI ÇÖZÜMLÜ BİRHAN ÇELİK. Maliye Teorisi. İdari Hakimlik. Kamu Harcamaları. Sayıştay. Kamu Gelirleri.

Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

2017 ÖNCESİ NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT NÖ-İÖ BÖLÜMLERİ LİSANS ÖĞRETİM PLANI

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

Yar. Doç. Dr. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Mikroşebekeler ve Uygulamaları

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

Sayı: / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

SAY 203 MİKRO İKTİSAT

Rekabet üstünlüğü, bıçaklarla yapılan bir kavgada, bir tabancaya sahip olmak gibidir.

Standart Ticaret Modeli

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

Ekonominin Kapsamı. ve Yöntemi PART I INTRODUCTION TO ECONOMICS. Prepared by: Fernando & Yvonn Quijano

Ders İçeriği (2. Hafta)

Ekonomi Nedir? Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından. faydalanılmıştır.

SORU SETİ 10 MALİYET TEORİSİ - UZUN DÖNEM MALİYETLER VE TAM REKABET PİYASASINDA ÇIKTI KARARLARI - TEKEL

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

SAY 203 MİKRO İKTİSAT

Bölüm 6. Kamusal Mallar ve Dışsallıklar

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

Enerji ve İklim Haritası

Madde doğrultusunda, markanın tescil edilebilmesi için esas olarak iki temel unsurunun bulunduğu söylenebilir. Bunlar;

Tarımda inovasyon küresel ölçekte stratejik değer kazandı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

Case & Fair & Oster Bölüm 1 Ekonominin Kapsam ve Yöntemi. Bölüm 3 Talep, Arz ve Piyasa Dengesi

ĠġLETME ve ĠġLETME Ġkinci Öğretim BÖLÜMLERĠ 1. SINIF (Bahar Dönemi) 2. SINIF (Bahar Dönemi) Kodu

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

Bu bağlamda, hekim ile hasta arasındaki ilişki, asimetrik enformasyonun önemli bir formu olarak değerlendirilebilir.

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Transkript:

Kamusal Mallar Tanımında Farklı Görüşler Zeliha GÖKER * Özet Kamusal mallar tanımı zaman içinde değişmekte, içinde bulunulan dönemdeki politik deneyimler ve gerçekleri yansıtmaktadır. Geniş kabul gören tanıma göre kamusal mallar tüketiminde bireyler arasında rekabet olmayan, tüketiminden kimsenin dışlanamadığı mallardır. Bu tanım malların doğasında var olan özelliklerine dayanmaktadır. Fakat özel ve kamusal mallar arasındaki bu geleneksel farkın artık terk edilmesi gerektiği tartışılmaktadır. Çünkü bu görüşe göre özel ve kamusal mallar arasındaki sınır toplum tarafından belirlenir. Toplum bu malların özel sektör yerine kamu sektöründe üretilmesini tercih ettiği için bu mallar kamusaldır. Standart tanımı revize eden bir başka tanıma göre ise kamusal mallar tüketiminden kimsenin dışlanamadığı yani fiilen ortak tüketimin söz konusu olduğu mallardır. Anahtar Kelimeler: Kamusal Mallar, Tüketimde Rekabet Yokluğu, Tüketimden Dışlayamama Different Aspects on Public Goods Definition Abstract The concept of public goods has changed over time. The concept prevalent during any one era has tended to reflect the realities and policy experiences of its time. According to most widely definition, public goods are goods whose consumption is free from rivalry and non payers cannot be excluded from consumption. This definition rests on the inherent properties of the good itself, referring to criteria such as non-rivalness and non-excludability. But it is argued that the traditional distinction between public and private goods should be abandoned because the boundary between public and private goods is socially constructed. They are public because society chooses to put the goods in the public * Yrd.Doç.Dr., Akdeniz Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Öğretim Üyesi 108

Z. GÖKER sector instead of the private sector. The other revise the standard definition of public goods is that, public goods are those that are nonexclusive- that is de facto public in consumption. Key Words: Public Goods, Non-Rivalness, Non-Excludability JEL Classification: H40, H41 1. Giriş Kamusal malların varlığı halinde, bu malların üretiminde piyasanın başarısız olacağı ya da etkin düzeyden daha az üreteceği gerekçesiyle devlete, bu malların devlet tarafından sağlanması anlamında önemli bir rol verilmektedir. Ancak kamusal malların nasıl tanımlanacağına ilişkin literatürde bir görüş birliği mevcut değildir, bu mallar ile ilgili pek çok tanım yapılmaktadır. Bazı iktisatçılar kamusal mal tanımı yaparken malların sahip oldukları temel özellikleri dikkate alırken, bazıları ise bu özelliklere itibar etmemektedirler. Oysa hangi malların kamusal mal olarak kabul edileceği aynı zamanda ekonomide kamu sektörünün hacmini de belirleyeceği için önemli bir konudur. Literatürde kamusal mallar tanımının zaman içinde değiştiği, içinde bulunulan dönemdeki politik deneyimler ile gerçekleri yansıttığı görülmektedir (Desai 2003:63-65). Bu çalışmada Samuelson dan günümüze kadar kamusal malların tanımında öne çıkan belli başlı farklı görüşler ortaya konmaktadır. Ancak burada konu ile ilgili pek çok tanımı sıralamak yerine, tanım yaparken malların sahip oldukları temel özelliklerin dikkate alınıp alınmamasına göre bir sınıflandırma yolu tercih edilmiştir. Elbette Samuelson dan önce de, D.Hume, A. Smith gibi önemli iktisatçılar kamusal mallar ile ilgilenmişlerdir. Özellikle konuya E.Sax, U.Mazzola, M.Pantaleoni, K.Wicksell gibi iktisatçıların çok önemli katkıları söz konusudur. Ancak literatürde modern kamusal mallar teorisinin Samuelson a dayandırılması sebebiyle başlangıç noktası olarak Samuelson un tanımı dikkate alınmıştır. Samuelson ve Musgrave kamusal mal tanımı yaparken malların sahip oldukları özellikleri esas almışlardır. Bu özellikler, malın tüketiminde bireyler arasında bir rekabetin olup olmaması, malın faydasından ilave kullanıcının dışlanıp dışlanamayacağı, malın tüketiminde üçüncü kişilere yayılan fakat fiyatlandırılamayan faydaların (dışsallıklar) varlığı olarak sıralanabilir. Malların özelliklerine dayalı tanımların çok tartışıldığı ve genel kabul gördüğü bu dönem, piyasa başarısızlıkları nedeniyle devletin ekonomide payının arttığı döneme denk düşmektedir. Ancak daha sonra Buchanan, Malkin ve Wildavsky gibi iktisatçılar bu tanımlara, kamusal faaliyetleri haklı çıkarma çabasında olduğu için karşı çıkarak, kamusal mal tanımının malların sahip oldukları özelliklere dayandırılamayacağını savunmuşlardır. Günümüzde ise Kaul ve Mendoza her iki yaklaşımı da içerecek şekilde kamusal mal tanımı yapmaktadırlar. 2. Malların Temel Özelliklerine Dayandırılan Kamusal Mal Tanımı: Samuelson ve Musgrave Samuelson un 1954 yılında yazdığı, Kamu Harcamalarının Saf Teorisi başlıklı kısa makalesi, modern kamusal mal teorisinin temeli olarak kabul edilmektedir. 109

Samuelson bu çalışmasında malları, özel mallar ve ortak tüketim malları olarak iki gruba ayırmakta ve şu şekilde tanımlamaktadır; Bireyler (1,2, i, s) arasında, özel mallar (X 1, X n ), X j = ΣX i j ilişkisine göre paylaşılır, ortak tüketim mallarından (X n+1, X n+m ) ise, her bireyin tüketiminin, diğerlerinin tüketimini azaltmaması anlamında müşterek yararlanılır, öyle ki her birey ve her ortak tüketim malı için X n+j = X i n+j eşitliği eş zamanlı olarak sağlanır. (1954:387) Samuelson un birden fazla bireyin eşzamanlı bireysel tüketimini dikkate alan tamamen talep yönlü bu tanımında, özel ve kamusal mallar arasında tam bir dikotominin varlığı kabul edilmekte, kamusal mal tanımı tüketimde rekabet yokluğuna dayandırılmaktadır. Kamusal malın tüketiminde rekabetin olmaması ilave kişinin tüketiminin, diğerlerinin tüketim miktarını ya da tükettikleri malın kalitesini etkilememesi olarak açıklanabilir. Tüketimde rekabetin olmaması herkesin aynı miktar kamusal mal tüketmesi anlamına gelmektedir. Ancak bu, herkesin aynı faydayı elde edeceği anlamını taşımamaktadır. Tüketimde rekabet olmadığı için özel mallardan farklı olarak kamusal mallarda bireysel talep eğrileri dikey toplanmaktadır. Samuelson bu çalışması ile modern kamusal mallar teorisine iki önemli katkı sağlamıştır. Bunlardan ilki kamusal mal tanımı, diğeri de kamusal malların etkin sunum koşulu ile ilgidir (Pickhardt, 2006: 441-443). Kamusal malların etkin sunum koşuluna göre bireylerin, özel mal ile kamusal mal arasındaki marjinal ikame hadleri toplamı, özel mal ile kamusal mal arasındaki marjinal dönüşüm haddine eşit olmalıdır. Bireylerin ilave kamusal mal tüketmek için vazgeçmeye hazır oldukları özel malların toplamı, ekonomide söz konusu kamusal malın üretilmesi için vazgeçilmesi gereken özel mal miktarına eşit olmalıdır. 1955 yılında eleştirileri dikkate alarak yazdığı ikinci makalesinde ise Samuelson yine iki çeşit mal tanımı yapmakta ancak, bu tanımların uç (polar) durumlara karşılık geldiğini, oysa pek çok devlet faaliyetinin bu iki aşırı uç arasında yer aldığını, bu aşırı uçların bir karışımı olarak analiz edilebileceğini ifade etmektedir. Dolayısıyla da bu çalışmasında özel mallar ile kamusal mallar arasındaki dikotomi varsayımından vazgeçmektedir (1955:350). Literatürde geniş yer bulan bu çalışmalarında Samuelson, kamu harcamaları teorisinde daha önce pek kabul görmeyen marjinal fayda teorisini kullanarak bedavacı kavramına açıklık getirmiş, rasyonel, fayda maksimize edici bireylerin kamusal mallara ilişkin tercihlerini açıklamayacaklarını, bedavacı gibi davranacaklarını ileri sürmüştür. Fakat Samuelson analizlerinde tercihlerin açıklanması sorunu üzerinde durmamıştır. Tercihlerin ortak akıl, ahlaki gözlemci tarafından bilineceği varsayımını yapmıştır (1954: 388). Samuelson daha sonra kamusal malları, iki veya daha fazla insanın fayda fonksiyonuna aynı anda giren mallar anlamında, tüketim dışsallığı yaratma özelliğine sahip mallar olarak tanımlamaktadır. Özel mallar ile kamusal mallar arasındaki dikotomi varsayımına yeniden geri dönerek, pek çok malın iki aşırı ucun Bedavacı, kamusal malların faydasından kimse dışlanamadığı için kamusal mallara ilişkin gerçek tercihlerini açıklamaktan kaçınan kişidir. Bu davranış biçimi kamusal malların yetersiz üretime neden olmaktadır. 110

Z. GÖKER karışımı olmak yerine, tüketim dışsallığı yaratarak kamusal mal uç tanımının içinde yer aldığını ifade etmektedir (Pickhardt, 2006: 444). Musgrave (1959:10), Samuelson un özel mallar ile kamusal mallar arasındaki dikotomi varsayıma karşı çıkarak, kamusal malların tüketiminde rekabet yokluğu nedeniyle söz konusu olan ortak tüketim koşulunun, bedeline katkıda bulunsun ya da bulunmasın herkese uygulanması gerektiğini savunmaktadır. Dolayısıyla kamusal malları tanımlarken rekabet yokluğuna ilave olarak, tüketimden kimsenin dışlanamamasını da gerekli görmektedir. İlave kullanıcının dışlanamaması teknolojik yetersizlik ya da yüksek maliyetler nedeniyle ekonomik olarak uygulanabilirliğin zor olmasından kaynaklanabilir. Bu durumda vergileme gücüne sahip olan devlet bu tür malların sağlanmasında önemli bir role sahip olmaktadır. Bu noktada ders kitaplarında yer alan standart tanımın Musgrave ve Samuelson un 1955 yılında yazdığı makaleye dayandığı söylenebilir. Buna göre tüketimde rekabetin ve tüketimden dışlamanın mümkün olduğu mallar özel mallar olarak, tüketimde rekabetin ve tüketimden dışlamanın mümkün olmadığı mallar ise kamusal mal olarak tanımlanırken, bu iki uç arasında kalan mallar da karma mallar olarak sınıflandırılmaktadır. Musgrave, Samuelson un kamusal mallarda eş zamanlı tüketim varsayımından söz etmezken, kamusal malların tüketiminden kimsenin dışlanamaması özelliği üzerinde durmaktadır. Bunun için verdiği nehir örneğinde, nehrin yukarısında oturan A için, suyun temiz tutulmasına yönelik olarak yaptığı harcamalar özel mal niteliğinde iken, nehrin aşağı kısmında oturan B için bu harcamaların saf kamusal mal niteliğinde olduğunu çünkü A nın, B yi temiz suyun faydasından dışlayamadığını ama tersinin geçerli olmadığını savunmaktadır. Ancak suyun akış yönü dikkate alındığında, A tarafından temizlenen su önce A ya fayda sağlamakta, sonra B için yararlı olmaktadır. Dolayısıyla aynı anda değil, sıralı faydalanma ya da tüketimin söz konusu olması nedeniyle, Samuelson un tanımına göre B için, A tarafından suyun temizlenmesi saf kamusal mal niteliğinde değildir (Pickhardt 2006:448). Eş zamanlı tüketimi kamusal malların temel özelliği kabul eden Myles te (1995:264) kamusal malları özel mallardan ayıran esas özelliğin pek çok kullanıcıya aynı anda fayda sağlaması olduğunu, özel malların ise sadece tek bir kullanıcıya fayda sağladığını savunmaktadır. Samuelson ve Musgrave kamusal mal tanımı yaparken malın teknik özelliklerini dikkate almakla birlikte, bu özelliklerin neler olduğu konusunda hemfikir değildirler. Bu noktada diğer iktisatçılar için de benzer farklılıkların olduğu kolayca söylenebilir. Demzets (1970:295), Kindleberger (1986:2) gibi bazı iktisatçılar için kamusal mal tanımında tüketimde rekabetin olmaması en önemli özelliktir. Bu durumda televizyon, radyo yayınlarında olduğu gibi tüketimde rekabet yokken, tüketimden dışlamanın mümkün olduğu mallar kamusal mal olarak kabul edilmektedir. Kamusal malların tanımında bu kıstasın kullanılması halinde, bu nitelikte malların üretiminin mutlaka devlet tarafından sağlanması da gerekmemektedir. TV örneğinde olduğu gibi özel firmalar da bu malları sunabilir. Pauley (1967:120) ise tüketiminde rekabet varken, tüketimden alıkoymanın mümkün olmadığı malları kamusal mal kabul etmektedir. Buna göre havanın tüketiminde rekabet vardır; birinin havayı kirletmesi, diğerlerinin soluduğu havanın kalitesini etkiler. Ancak faydasından kimseyi mahrum bırakmak mümkün değildir. 111

Bazı iktisatçılar ise kamusal mallarda her iki özelliğin de birlikte bulunması gerektiğini savunmaktadırlar (Pindyck, R. ve D.Rubinfield, 1989:638-9; Cornes ve Sandler 1986:240-245). Ancak bu katı tanıma sadece ulusal savunma ve deniz feneri gibi pek az mal girmektedir. Tüketimde rekabet yokluğu ve tüketimden dışlayamama özelliklerine ilave olarak kamusal malın tanımlanmasında başka kıstaslar arayan iktisatçılar da vardır. Stiegler (1976), bu iki kıstasa ilave olarak reddin mümkün olmamasını da saymaktadır. Reddin mümkün olmaması, bir barışseverin (pacifist) nükleer silahlarla korunması örneğinde olduğu gibi, bireyin kamusal malın tüketiminden kaçınmasının mümkün olmamasını ifade etmektedir. Malların sahip olduğu teknik özelliklere dayanarak yapılan bu tanımlarda, hangi kıstasın kullanılacağına ilişkin bir görüş birliği mevcut değildir. Bir görüşe göre TV yayını, bir diğer görüşe göre hava kamusal mal tanımına girerken, bir başka görüşe göre her ikisi de kamusal mal sınıfına girmemektedir. Literatürde kamusal malların alt kategorileri olarak ifade edilen çeşitli malların tanımı da esas olarak yine malların sahip oldukları temel özelliklere dayanmaktadır. Bunlar arasında dışlama maliyeti düşük olan bedelli mallar (tiyatrolar, otoyollar); ortak kullanım malları (denizlerden avlanan balıklar) (Eecke 2002:4) ve talebin kapasiteyi aştığı ve dışlamanın teknik olarak mümkün olduğu kulüp mallarından söz edilebilir (Cornes ve Sandler 1994:382-384). 3. Kamusal Mallar ile Özel Mallar Arasındaki Geleneksel Farkın Terk Edilmesi: Malkin ve Wildawsky Kamusal mal tanımının malların sahip oldukları özelliklere dayandırılmasına karşı çıkan Buchanan (1968:171-87), devlet tarafından sunulan malları kamusal mal olarak tanımlamaktadır. Bir başka karşı çıkış ise Malkin ve Wildavsky den gelmektedir. Malkin ve Wildavsky (MW) (1991:355) ye göre kamusal mallar ile özel mallar arasındaki sınır toplum tarafından belirlenir. Bu nedenle bir toplumda kamusal mal olarak nitelenen bir mal, diğer bir toplumda özel mal olarak karşımıza çıkabilir. Bu malların kamusal olmasının tek nedeni toplumun bu malların özel sektör yerine kamu sektörünce sağlanmasını tercih etmesidir. MW (1991:361-365) her iki kıstasın da- tüketimde rekabetin olmaması ve tüketimden dışlamanın mümkün olmaması - tartışmalı olduğundan söz ederek, mutlak olarak sağlanmalarının nadir bir durum olduğu görüşündedirler. Buna göre malların tüketiminde rekabet olmaması için talebin kapasiteyi aşmaması gerekir. Aksi halde ilave kişinin tüketimi diğerlerinin faydasının azalmasına yol açar. Örneğin sirk çadırında izleyici sayısı kapasitenin altında iken tüketiciler arasında bir rekabet yoktur. Ancak kapasitesinin üzerinde izleyici sayısı, diğerlerinin sıkışmasına neden olarak onları olumsuz etkiler. Bundan başka güvenlik hizmetleri ve itfaiye hizmetlerinde de talebin kapasiteyi aşması söz konusu olabilir. Bu hizmetlerde belli bir noktadan sonra ilave kullanıcının korunması için daha fazla kişi çalıştırılması ihtiyacı ise maliyetlerin artmasına yol açar, bu nedenle tüketimde rekabet yokluğundan söz edilemez. TV yayınlarında rekabet yokluğuna da itiraz etmektedirler. TV yayınları bir kez yayınlandığında, ilave kullanıcı için yayını kullanılabilir hale getirmek amacıyla katlanılan marjinal maliyet sıfırdır, dolayısıyla tüketiminde rekabet yoktur (Pindyck ve Rubinfield 1989:638). Ancak MW (1991:362) tüketimde rekabet yokluğu 112

Z. GÖKER özelliğinin mükemmel olmadığını çünkü TV yayınlarından yararlanmak isteyen ilave kullanıcının, bunun için televizyon almak ve elektrik bedelini ödemek zorunda olduğunu öne sürmektedirler. Coğrafi olarak uzak bölgelerdeki ilave kullanıcılar için ise alıcıların güçlendirilmesi amacıyla ek maliyete katlanmak gerekmektedir. Bu durumda marjinal maliyet hem üretim hem de grup büyüklüğüne bağlı olarak değişmektedir. Diğer yandan ekmek özel bir maldır fakat aç bir insanın karnını doyurması toplumun diğer kesiminin mutlu olmasını sağlıyorsa, ortaya çıkan bu dışsallık nedeniyle aç adamın karnını doyurması, hiçbir maliyet yaratmadan diğerlerinin mutlu olmasını sağladığı için ekmek tüketiminde de mükemmel rekabet söz konusu değildir (Malkin ve Wildavsky,1991:362). MW, tüketimden dışlanamazlık kıstasına da benzer şekilde itiraz etmektedirler. Buna göre malın tüketiminden kimsenin dışlanamaması değişmez bir özellik değildir. Zaman ve arz edenin bu amaç için tahsis edeceği kaynaklara bağlıdır. Satıcılar yeterince çaba sarf ettiklerinde ve buna eğilimli olduklarında dışlanabilirlik her zaman mümkündür. Örneğin itfaiye hizmetlerinden hizmetin özelliği gereği kimsenin dışlanmasının mümkün olmadığı öne sürülmektedir. Oysa örneğin kapılara konulacak bir işaretle bedelini ödemeyenlerin hizmetten yararlanması engellenebilir. Ulusal güvenlik örneğinde ise kişi kendisini bu hizmetin dışında tutmak isteyebilir ya da bedelini ödemekten kaçınanların ülkeden sınır dışı edilmesi ile ulusal güvenlik hizmetlerinden dışlanması mümkün olabilir. Nükleer saldırı örneğinde olduğu gibi bütün saldırılar için bu durum geçerli olmasa da özellikle bölgesel düzeyde savunma hizmetlerinde dışlanabilirlik olasıdır (1991:363-364). Dolayısıyla MW ye göre kamusal mallar ile özel malları ayırt eden objektif bir yol mevcut değildir. Sınırları toplum belirler. Kamu ve özel malları istediğimiz gibi tanımlayabilir miyiz sorusunun cevabı evettir. Ancak malların teknik özellikleri, piyasa tahsisinde etkinliği belirleyebilir. Yani dışlama maliyeti farklı mallar için aynı olmayabilir. 4. Her İki Yaklaşımın Sentezi: Kaul- Mendoza Kaul ve Mendoza (2003:80) tüketimde rekabet ve tüketimden dışlamanın mümkün olup olmamasına göre malları otomatik olarak özel ve kamusal mal biçiminde sınıflandırmanın yeterli olmadığı görüşündedirler. Çünkü malların sahip oldukları temel özelliklere rağmen toplumsal olarak farklı değerlendirilebileceklerini, toplumun malın faydasında değişiklik yapabileceğini; politik tercihlerle malların, özel ya da kamusal mal haline getirilebileceğini savunmaktadırlar. Dolayısıyla malların sahip oldukları temel özellikler ile toplumun fiilen (de facto) belirlediği özelliklerin farklılığına dikkat çekmektedirler. Bazı mallar için temel özellikler ile fiilen belirlenen özellikler aynı olabilir fakat pek çok mal için aynı değildir. Bu genişletilmiş tanıma göre kamusal mallar tüketiminden kimsenin dışlanamadığı; fiilen ortak tüketimin söz konusu olduğu mallardır. Tablo 1 de mallar sahip oldukları temel özelliklere-tüketimde rekabet ve tüketimden dışlayabilme- göre sınıflandırılmıştır. 113

Tablo 1: Malların Sahip Oldukları Özelliklere Göre Kamusal Mallar 1.ÇEYREK (Rakip- Dışlanabilir) Süt Arazi Eğitim 2.ÇEYREK (Rakip değil- Dışlanabilir) Araştırma ve geliştirme Ticari olmayan bilgi *Kurallar ve standartlar *Mülkiyet hakları rejimi *Televizyon yayınları *İnsan haklarına uymak 4.ÇEYREK(Rakip-Dışlanamaz) *Atmosfer *Vahşi tabiat 3. ÇEYREK (Rakip değil- Dışlanamaz) *Ay ışığı *Barış ve güvenlik/ karmaşa *Kanunlar ve düzen/ anarşi *Finansal istikrar/aşırı finansal oynaklık *Ekonomik istikrar *Büyüme ve kalkınma potansiyeli (eğitimli işgücü gibi) *Etkin/etkin olmayan piyasalar *Bulaşıcı hastalıkların kontrolü Kaynak: Kaul, I ve R.Mendoza (2003: 82) Buna göre 1.çeyrekte yer alan mallar özel mallardır; tüketiminde rekabet vardır ve tüketimden dışlamak mümkündür. 3.çeyrekte tam kamusal mallar, 2 ve 4.çeyreklerde yarı kamusal mallar yer almaktadır. Tablo 2 de ise malın statüsünün belirlenmesinde malların sahip oldukları özellikler yanında toplumun rolü de dikkate alınmaktadır. Tablo 2: Malların Statüsünün Toplum Tarafından Belirlenmesi: Genişletilmiş Kamusal Mal Kavramı 1.ÇEYREK ÖZEL MALLAR Süt Toprak Eğitim 2.ÇEYREK 2A. DIŞLANABİLİR YAPILMIŞ RAKİP OLMAYAN MALLAR *Patentli bilgi *Kablolu televizyon 2B. DIŞLANAMAZ YA DA DIŞLANAMAZ YAPILMIŞ RAKİP OLMAYAN MALLAR *Kamu televizyonculuğu *Kurallar ve standartlar *Ticari olmayan bilgi *Mülkiyet hakları rejimi *İnsan haklarına uymak 114

Z. GÖKER 4.ÇEYREK 4A.KISMEN DIŞLANABİLİR YAPILMIŞ RAKİP MALLAR *Atmosfer: havayı kirletme izinleri *Balık stokları: avlanma kotaları *Geçiş ücretli yollar 4B.DIŞLANAMAZ YA DA DIŞLANAMAZ YAPILMIŞ RAKİP MALLAR *Atmosfer *Vahşi hayat: balık yatakları *Kamu parkları *Temel eğitim ve sağlık hizmetleri Kaynak: Kaul, I ve R.Mendoza (2003: 83) 3. ÇEYREK SAF KAMUSAL MALLAR *Ay ışığı *Barış ve güvenlik/ karmaşa *Kanunlar ve düzen/ anarşi *Finansal istikrar/aşırı finansal oynaklık *Ekonomik istikrar *Büyüme ve kalkınma potansiyeli (eğitimli işgücü gibi) *Etkin/etkin olmayan piyasalar *Bulaşıcı hastalıkların kontrolü Malların niteliğinin belirlenmesinde toplumsal tercihlerin de önemli olduğu Tablo 2 nin Tablo 1 den farkı 4. ve 2. çeyrekte ortaya çıkmaktadır. 4.çeyrek 4A da kısmen dışlanabilir yapılmış rakip mallar yer almaktadır. Buradaki kısmen sözü, bu malların temel özelliklerinde bir değişiklik olmadığını, örneğin balık yatakları ve atmosferin hala rakip ve dışlanamaz olduğunu ancak politik düzenlemelerle malların kullanımlarına bir sınır getirildiğini (kotalar vasıtasıyla avlanabilecek balık miktarının, kirletme izinleri vasıtasıyla da karbon gazı salınımının sınırlandırılması) ifade etmektedir. 4B de ise iki tür mal yer almaktadır. Birincisi ortak kullanım mallarıdır. Bu tür malların tüketiminde rekabet olmamakla birlikte, bu malların yoğun kullanımı sürdürülebilirliklerini tehdit etmektedir. İkinci tip mallar ise temel eğitim ve sağlık hizmetleri gibi özel mal niteliği taşıyan ancak politik tercihlerle tüketimden dışlanamaz yapılmış mallardır (erdemli mallar). Tüketimde rekabetin olmaması kaynakların aşırı kullanımına neden olduğu için, aşırı kullanımın sınırlandırılmasına yönelik tedbirler, malların ikili yapısına neden olmaktadır. Atmosfer Tablo 1 de, tüketiminde rekabet olan ancak herkesin kullanımına açık bir mal olarak 4.çeyrekte yer almaktadır. Tablo 2 de ise atmosfer yine 4. çeyrekte hem 4A hem de 4B de gösterilmektedir. 4B de atmosfer ortak kullanım malı olarak yer almaktadır, ancak günümüzde küresel çevre sorunları nedeniyle atmosferin bu statüsüne karşı çıkılmaktadır. Kyoto Protokolünde düzenlendiği gibi karbon salınımı ya da kirletme hakkı izne bağlanmaktadır. Tabii ki bu izinler atmosferi özel mal yapmamaktadır fakat kullanımını sınırlayarak korumaya çalışılmakta, herkesin daha fazla yararlanması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla Tablo 2 de atmosfer iki defa gösterilmekte; atmosferi korumaya yönelik ulusal ve uluslararası düzenlemeler nedeniyle 4A da, temiz ya da kirli herkesin kullanımına açık olduğu için de 4B de yer almaktadır (Kaul ve Mendoza 2003: 85). Toprak hem tüketiminde rekabet olan hem de mülkiyet haklarının tesis edilmesiyle diğerlerinin tüketimden dışlanabildiği özel bir maldır. Bu nedenle Tablo 1 de 1.çeyrekte yer almaktadır. Ancak bazı toplumlar toprak, orman, su, bitki ve hayvan türleri gibi doğal kaynakları ortak kullanım malı olarak düzenlemektedirler. Bu da tüketimden dışlamanın mümkün olmasının, malın her zaman özel olmasını sağlayamadığını göstermektedir. 4B de yer alan kamu parkları buna örnek olarak gösterilebilir. 115

Stiglitz (2000) ve Rozen (1999) tüketimde rekabetin olmamasını standart tanımdan biraz daha geniş anlamda ele alarak, ilave kullanıcının kamusal mallardan çok düşük ya da sıfır maliyetle yararlanabilmesi olarak tanımlamaktadırlar. Bu anlamda bilgi, tüketiminde rekabet olmayan bir mal türüdür. Örneğin bir kimyasal formül konuyla ilgili kişiler arasında e-mail yoluyla kolayca paylaşılabilir. Ancak pek çok bilgi unsurundan, yeni araştırmaları ve buluşları teşvik edeceği gerekçesiyle, mülkiyet hakları vasıtasıyla diğerlerini dışlamak mümkündür. Bu nedenle bilgi hem 2A hem de 2B de yer almaktadır. Toplum, 2B de olduğu gibi tüketiminde rekabet olmayan malların faydasından kimsenin dışlanmamasını isteyebilir. 2B de kurallar ve haklar gibi somut olmayan mallar dışlanamaz yapılarak geniş tabanlı tüketim desteklenmektedir. Bu malların hem tüketiminde rekabet yoktur hem de ilave tüketiciler, mevcut tüketiciler için bu malların faydasını artırıcı bir işleve sahiptir. Daha fazla insan belli bir kuralı kabul ettiğinde yani tükettiğinde, kural daha fazla güvenilir hale gelir ve yerleşmiş, benimsenmiş olur. Kurala daha önce uyanlar ( mevcut tüketiciler) da yaptıkları şeye ilişkin güven tazelemiş olurlar. Örneğin kredi kartlarında başka şeylerin yanı sıra belirlenen standartlar, bu kartların tüm dünyada yaygın olarak kullanılmasını sağlamakta, ilave kullanıcı sayısının sürekli artması ise kartların kullanımını ve geniş kabul görmesini kolaylaştırmıştır (Kaul 2003:4). Eğitim Tablo 2 de 3 kez yer almaktadır. Özel mal olarak 1. çeyrekte, insan hakları olarak değerlendirilmesinin yanı sıra eğitimli insanın yarattığı pozitif dışsallıklar nedeniyle 4. çeyrekte ve eğitimli insanın daha verimli olmasıyla ekonomik büyüme ve kalkınmaya sağladığı katkılar nedeniyle de 3.çeyrekte yer almaktadır. 3. çeyrekte barış, kanunlar ve düzen, finansal istikrar, piyasa etkinliği, salgın hastalıkların önlenmesi gibi bütün bireylerin yararlandığı, faydaları bölünemez, eşit tüketimin söz konusu olduğu mallar yer almaktadır. Bu mallar eksik üretildiklerinde daha belirgin olmaktadırlar. Örneğin karmaşa, barıştan daha fazla fark edilir. Bu nedenle kamusal kötüler de 3. çeyrek de gösterilmiştir. Malların özel-kamusal mal niteliğini toplumsal tercihlerle değiştirmek bazı faktörlere bağlıdır. Bunların başında teknoloji gelmektedir. TV yayınları örneğinde olduğu gibi daha önceleri bu yayınlardan kimseyi alıkoymak mümkün değilken, günümüzde teknolojik yenilikler buna olanak sağlamaktadır. Bir diğer faktör ise bütçe kısıtıdır. Özel mal niteliğindeki temel eğitimi kamusal mal olarak herkese sunmak devletin bütçe imkânları çerçevesinde mümkün olabilir. Dolayısıyla bu faktörler değiştiğinde tabloda malların yeri de değişebilmektedir (Kaul 2001:4). 5. Sonuç Samuelson un 1954 yılında yazdığı makalesi hem kendinden öncekilere göre yeni bir yaklaşım olması hem de çalışmanın başlığı, uzunluğu ve normatif neoklasik ve matematiksel yaklaşımı ile pek çok iktisatçıyı kışkırtması sebebiyle kamusal mallar teorisinde iyi bir etki yaratmıştır. Üstelik zamanlaması da, piyasa başarısızlıkları nedeniyle devletin rolünün arttığı bir döneme denk düştüğü için ilginçtir. Malların sahip oldukları temel özelliklere dayanan Samuelson un tanımı, günümüzde genişletilerek toplumsal tercihlerin rolüne vurgu yapılmaktadır. Bu tanıma göre pek çok nedenle malların özellikleri değiştirilerek özel mallar kamusal mal haline getirilebilir. Buna karar veren ise sadece toplumdur. Malların sahip 116

Z. GÖKER oldukları temel özellikler yanında (ya da bu özellikler tamamen göz ardı edilerek) toplumsal tercihlerin ön plana çıkarılması, bu tercihlerin nasıl belirleneceğinin önemini de artırmaktadır. Ne tür kamusal malların üretileceği ekonomilerin gelişme düzeyi ile yakından ilişkili olmakla birlikte, devletin düzenleyici rolünün ön plana çıkarıldığı günümüzde genel eğilim somut kamusal mallar yerine (yoksullar için ev), soyut kamusal mallar (finansal istikrar, bilgi yönetimi, hukuk kurallarının sağlanması) yönünde gelişmektedir. Diğer yandan bazı durumlarda dışlanabilir malların kamusal mal kabul edilmesi de bazı soyut kamusal malların varlığına bağlı olmaktadır. Örneğin insan haklarının geniş kabul görmesi temel eğitim gibi pek çok erdemli malın kamusal teminine olanak sağlamaktadır. Kaynakça Buchanan,J.M. (1968), The Demand and Supply of Public Goods, Chicago, Rand McNally. Cornes, Richard ve T.Sandler (1986), The Theory of Externalities, Public Goods and Club Goods, New York, Cambridge University Press. Cornes, Richard ve T.Sandler (1994), Are Public Goods Myths? Journal of Theoretical Politics, 6,(3),369-385 Demzets, Harold (1970), The Private Production of Public Goods Journal of Law and Economics 13,293-306. Desai,Meghnad (2003), Public Goods: A Historical Perspective I.Kaul,P.Conceiçao,K.Goulven ve R.Mendoza (der.) Providing Global Public Goods: Managing Globalization içinde, Oxford University Press US,s.63-77. Eecke,Wilfried (2002), In Defense of the Concept of Public Good Georgetown University Law Center Research Paper Series No.350220. Kaul, Inge (2003), Public Goods: A Positive Analysis http://www.sdnp.undp.org/gpgn/pdfs/positive_analysis.pdf Kaul,Inge (2001), Public Goods in the 21 st Century Global Public Goods: Taking the Concept Forward içinde, Discussion Paper 17, New York: UN Development Programme. Kaul,Inge ve R.Mendoza (2003), Advancing the Concept of Public Goods I.Kaul,P.Conceiçao,K.Goulven ve R.Mendoza (der.) Providing Global Public Goods: Managing Globalization içinde, Oxford University Press US,s.78-111. Kindleberger, Charles P. (1986), International Public Goods Without International Government American Economic Review 76,1-13. Malkin,Jesse ve A.Wildavsky (1991), Why The Traditional Distinction Between Public and Private Goods Should Be Abandoned Journal of Theoretical Politics, 3,(4),355-378. Musgrave, R.A.(1959), The Theory of Public Finance, New York, McGraw Hill. 117

Myles,G. (1995), Public Economics, Cambridge, Cambridge University Press. Pauley, Mark (1967), Mixed Public and Private Financing of Education: Efficiency and Feasibility American Economic Review 57.120-130. Pickhardt, Michael (2006), Fifty Years After Samuelson s The Pure Theory of Public Expenditure : What Are We Left With? Journal of History of Economic Thought, 28(4),s.439-460. Pindyck, Robert ve D.Rubinfield (1989), Microeconomics, New York, Macmillan. Rozen, Harvey (1999), Public Finance, New York, McGraw Hill. Samuelson, Paul (1954), Pure Theory for Public Expenditure and Taxation Review of Economics and Statistics, 36,387-9 Samuelson, Paul (1955), Diagrammatic Exposition of a Theory of Public Expenditure Review of Economics and Statistics 37,350-6 Stiegler, S.E.(1976), Dictionary of Economics and Business, Cambridge University Press. Stiglitz,J. (2000), Economics of Public Sector, New York, W.W.Norton 118