1 Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Öğretim Üyesi.



Benzer belgeler
T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI BASIN DUYURUSU

GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

MANİSA TİCARET BORSASI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

(A) Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE EKONOMİK KRİZLER VE TARIMA YANSIMALARI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Türkiye nin Tarımsal Ürün İthalatı-İhracatı ve Hedefleri

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

T.C. Kalkınma Bakanlığı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

MISIR DOSYASI. Türkiye`de mısır; yem, nişasta, glikoz, yağ ve son yıllarda biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır.

TEPGE BAKIŞ Temmuz 2012 / ISSN: / Sayı:14/Nüsha:2

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

TARIM SİGORTALARI VE UYGULAMALARI

Makroekonomik Değerlendirme, İhracat Performansımız ve Bölgesel Gelişmeler. 13 Kasım 2013

Tarımın Anayasası Çıktı

MACARİSTAN ÜLKE RAPORU

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

DEVLET DESTEK VE TEŞVİKLERİ ÇİZELGESİ (EYLÜL 2015)

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

SAKARYA DA TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖR ANALİZİ VE ÖNERİLER RAPORU PROJESİ SAHA ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI SONUÇLARI

Türkiye de Yabancı Bankalar *

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi TOPLUMSAL ONARIM VE HUZURLU GELECEK TARIM

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

TEB MALİ YATIRIMLAR A.Ş YILI I. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem :

Döneminde Tarımsal Destekleme

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

AYDIN COMMODITY EXCHANGE AĞUSTOS 2013 AYDIN DIŞ TİCARET BÜLTENİ.

İşbirliği Yapılacak Kurum/Kuruluş. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar. GTHB Meslek Kuruluşları Üniversiteler

MALİYE POLİTİKASI II

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

LİSANSLI DEPOCULUK NEDİR?

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

EKONOMİ BAKANLIĞI GİRDİ TEDARİK STRATEJİSİ

TARIMIN KURTULUŞU LİSANSLI DEPOCULUK LİSANSLI DEPOCULUK

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Arasındaki Dönemin Değerlendirilmesi

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

DÜNYA ÜRETİM TÜRKİYEDE ÜRETİM

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

ŞANLIURFA DIŞ TİCARETİ BİLGİ NOTU

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

FASIL 11 TARIM VE KIRSAL KALKINMA

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TR 2 BATI MARMARA BÖLGESI TARIM MASTER PLANI

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı

KIRSAL YAPIDA TOPLUMSAL DEĞİŞİM

TARIMSAL DESTEKLER. Burhan DEMİROK Daire Başkanı

TARSUS TİCARET BORSASI

TARIM STRATEJİSİ ( )

LİSANSLI DEPOCULUK VE ÜRÜN İHTİSAS BORSACILIĞI SİSTEMİ. 4. Ulusal Pamuk Zirvesi

VOB la Gelecek ece Yönetimi

2000 Sonrasında Tarım Kanunu ve Getirdikleri

Aynur PALA

Sektörün İtici Gücü: Tarımsal İşletmeler. Dedeman Oteli 18 Nisan 2012

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

TÜRKİYE'DE GÜBRE DESTEKLEME UYGULAMALARI

Transkript:

1980 Lİ YILLARDAN SONRA TARIM POLİTİKALARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Müslüme NARİN 1 Türkiye de tarım, ekonomideki ağırlığı giderek azalmasına karşın, nüfusun üçte birine yakın bölümünü bünyesinde barındırması ve istihdam oranının yüksekliği gibi nedenlerle Cumhuriyet in kuruluşundan itibaren önem verilen bir sektör olmuştur. Ancak 1980 li yıllardan itibaren gerek dünyada gerekse Türkiye de tarım politikalarında ve tarımsal yapıda önemli değişimler yaşanmaya başlamıştır. Özellikle 2000 yılından itibaren Türkiye deki tarım politikalarının değişiminde; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (DB)'nın yönlendirmeleri etkin rol oynamıştır. Bu bildirinin amacı, dünyada ve Türkiye deki tarım politikalarındaki değişiklikler, bu değişikliklerin arkasında yatan nedenler ve tarım politikalarındaki değişikliklerin Türkiye tarım sektörü üzerinde yarattığı etkileri incelemektir. Bu doğrultuda öncelikle Türkiye de tarım sektörünün ekonomideki yerine, yapısına ve bu alanda yaşanan sorunlara değinilmiştir. Türkiye de uygulanan tarım politikaları, 1980-1999 ile 2000 ve sonrası olmak üzere iki dönemde ele alınmıştır. 1990 lı yıllardan itibaren Türkiye nin tarım politikalarının oluşturulmasında etkin rol oynayan DTÖ, AB, IMF ve DB nin yönlendirmeleri incelenmiş, bu yönlendirmeler ve iç gelişmeler doğrultusunda Türkiye nin tarım politikalarındaki değişimler değerlendirilmiştir. Anahtar sözcükler: tarım politikaları, tarımsal destekleme politikaları, doğrudan gelir desteği, Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması, AB tarım politikaları, ABD tarım politikaları GİRİŞ Tarım sektörü, doğa koşullarından büyük ölçüde etkilenen ve buna bağlı olarak da üretim, pazarlama, fiyat oluşumu ve tarımsal gelirle ilgili birçok sorunla karşı karşıya kalan bir sektördür. Bu sorunların ardında tarım ürünleri talebi ve arzının diğer sektörlere göre farklı özellikler taşıması yatmaktadır. Bilindiği gibi tarım ürünleri talebinin fiyat ve gelir esnekliği oldukça düşüktür. Tarım ürünleri arzı ise doğa koşullarından büyük ölçüde etkilenmekte ve yapısal özelliklerinden dolayı fiyatlara gecikmeli yanıt vermektedir. Düşük esnekliğe sahip talep ile üretimde yıldan yıla ortaya çıkan değişmeler, tarım ürünleri fiyatlarını büyük ölçüde dalgalandırmakta, bu da tarımsal ürünleri girdi olarak kullanan sektörleri, tarımsal ürünlerin tüketici bütçesi içerisindeki payını, dışsatımını ve üretici gelirlerini etkilemektedir. Tarım sektörünün genel sorunlarının yanı sıra her ülkenin kendine özgü sorunları da bulunmaktadır. Bu yüzden her ülkede uygulanan tarım politikaları, ülkelerin kendi tarım sektörüne ilişkin sorunların çözümüne yönelik olmuştur. Türkiye de tarım, ekonomideki ağırlığı giderek azalmasına karşın, nüfusun üçte birine yakın bölümünü bünyesinde barındırması ve istihdam oranının yüksekliği gibi nedenlerle Cumhuriyet in kuruluşundan itibaren önem verilen bir sektör olmuştur. Ancak 1980 li yıllardan itibaren gerek dünyada gerek Türkiye de tarım politikalarında ve tarımsal yapıda önemli değişimler yaşanmaya başlamıştır. Özellikle 2000 yılından itibaren Türkiye deki tarım politikalarının değişiminde; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (DB)'nın yönlendirmeleri etkili olmuştur. Bu bildirinin amacı, dünyada ve Türkiye deki tarım politikalarındaki değişiklikler, bu değişikliklerin arkasında yatan nedenler ve tarım politikalarındaki değişikliklerin Türkiye tarım sektörü üzerinde yarattığı etkileri incelemektir. Bu doğrultuda öncelikle Türkiye de tarım sektörünün ekonomideki yeri, yapısı ve yaşanan sorunlara değinilecektir. Türkiye de uygulanan tarım politikaları, 1980-1999 ile 2000 ve sonrası olmak üzere iki dönemde ele alınacaktır. Türkiye nin tarım politikalarının belirlenmesinde etkili olan, 1990 lı yıllarda başlayan ve esas olarak 2000 li yıllarda artarak devam eden DTÖ, AB Ortak Tarım Politikaları, IMF ve DB nin yönlendirmeleri incelenecektir. Son olarak da Türkiye nin genel olarak tarım politikalarındaki değişimler değerlendirilecektir. 1 Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Öğretim Üyesi.

1. TÜRKİYE TARIM SEKTÖRÜNÜN EKONOMİDEKİ YERİ VE SORUNLARI Türkiye de tarım sektörü, 1980 li yıllara kadar ekonomiyi sürükleme görevini başarılı bir biçimde sürdürmüştür. Ulusal kaynaklara dayalı sanayileşme politikası ile birlikte devlet, tarıma diğer sektörlerden daha fazla öncelik vermiştir. Bu doğrultuda tarım sektörüne, tarımsal üretimin artırılmasına, sektördeki sorunların çözümüne yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak önemli ölçüde kaynak aktarılmıştır. Nüfusun büyük bölümünü bünyesinde barındıran tarım sektörü, yıllarca gayrisafi millî hâsılaya, istihdama ve ihracata önemli katkılarda bulunmuştur. 1980 yılından sonra uygulanan liberalleşme ve serbestleşme süreciyle birlikte devlet tarım sektöründen giderek çekilme eğilimine girmiştir. Bu süreç, AB Ortak Tarım Politikasına uyum, Uruguay Turu görüşmeleri sonucunda imzalanan tarım anlaşmalarının getirdiği yükümlülükler, IMF ve DB gibi uluslararası kuruluşların yönlendirmeleriyle yeni boyutlar kazanmıştır. 1.1. Tarımın Ulusal Gelir İçindeki Yeri Tarımın gayrisafi yurtiçi hâsıla (GSYH) içindeki payı, uzun bir durağan dönemden sonra hızla düşmeye başlamıştır. 1920 li yıllarda tarımın GSYH içindeki payı %45 iken, 1960 lı yılların sonuna kadar bu oranda büyük bir değişme olmamış, %40 civarında kalmıştır. Ancak bu dönemden sonra tarımın GSYH içindeki payı hızlı bir biçimde düşme göstermiş, bu oran 1980 yılında %24,2, 1990 yılında %16,3 düzeyine kadar gerilemiştir. Son yıllarda tarımsal üretim artışı, nüfus artış hızının gerisinde kalmıştır. 1990 2000 döneminde nüfus %18,3 oranında artarken, tarımsal üretimdeki artış %13,8 olarak gerçekleşmiştir (TÜİK, 2010). 1998 yılından itibaren tarım sektöründeki gelişmeler ise Tablo 1 de görülmektedir. Son on iki yıllık dönemde tarımın ulusal gelir içindeki payı giderek düşmüş ve 2010 yılında %9,2 düzeyine inmiştir. Tablo 1. Tarımın GSYH içindeki Payı ve İç Ticaret Hadleri, 1998 2010 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 GSYH (Milyar TL) (sabit fiyatlarla, 1998=100) 70,2 67,8 72,4 68,3 72,5 76,3 83,5 90,5 96,7 101,3 101,9 97,0 105,7 Tarım (Milyar TL) (sabit fiyatlarla, 1998=100) 8,5 8,0 8,6 7,9 8,7 8,5 8,7 9,3 9,4 8,7 9,1 9,5 9,7 Tarımın GSYH içindeki payı (%) 12,1 11,8 11,9 11,6 11,9 11,1 10,4 10,2 9,7 8,6 9,0 9,8 9,2 Sabit fiyatlarla tarımın büyüme oranı (%) - -5,7 7,4-8,1 9,3-2,2 2,7 6,6 1,3-7,0 4,6 3,7 2,4 İç ticaret haddi (Tarım/Tarım dışı) (1998=100) 100 84,1 84,1 75,5 90,0 94,4 96,9 97,4 90,6 93,2 89,8 89,8 99,4 Çalışan başına reel tarım katma değer (Milyon TL) (sabit fiyatlarla, 914 899 1103 975 1160 1181 1176 1788 1918 1776 1820 1792 1702 1998=100) Çalışan başı. reel tarım KD büyüme (%) - -1,6 22,7-11,6 19 1,8-0,4 52,0 7,3-7,4 2,5-1,5-5,0 Kaynak: TÜİK, 2010; TÜİK, 2011. 1923-1967 arasındaki 44 yıllık dönemde yıllık ortalama %7,3 büyüyen tarımsal katma değer, 1968-1980 döneminde %1,3, 1968-1990 döneminde %1,2, 1968-2000 döneminde %1,3 oranında büyümüştür (TÜİK, 2010). Tarımsal katma değerin özellikle 1960 lı yıllardan itibaren büyüme hızının oldukça yavaşladığı görülmektedir. Son on iki yıllık dönemde ise sabit fiyatlarla tarımsal katma değerin büyüme oranları testere ağzına benzer bir eğilim göstermektedir. Tablo 1 den de görüleceği üzere, birkaç istisna dışında, tek yıllarda negatif ya da oldukça düşük, çift yıllarda ise göreli olarak yüksek büyüme gerçekleşmiştir. 1998-2006 döneminde GSYH yılda ortalama %4 büyürken, tarımsal katma değer %1,3 büyümüştür. 2007 yılında kuraklığın etkisiyle hem sabit fiyatlarla tarımsal katma değer, hem tarımsal katma değerin GSYH içindeki payı küçülmüş, tarımsal katma değer de -%7 düzeyine düşmüştür. Ancak 2008 yılından itibaren büyüme devam etmiştir. 1998-201 döneminde çalışan başına tarımsal katma değerin büyümesinde büyük bir istikrarsızlık olduğu görülmektedir. Örneğin 2005 yılında çalışan başına katma değer %52 artmış görünmektedir. Bu olağandışı artışta en büyük etken, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine geçilmiş olmasıdır. 2007 yılından sonra tarım ürünleri fiyatlarındaki hızlı artışa rağmen, iç ticaret hadlerinin 1998 e göre hâlâ tarım aleyhine seyrettiği görülmektedir (Tablo 1).

1.2. Tarımın İstihdam İçindeki Yeri Ekonomik gelişme sürecinde tarım kesiminde yaşayan nüfusun ve tarımsal işgücünün mutlak olarak azalması ve toplam istihdam içindeki payının düşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Türkiye de de 1920 li yıllardan itibaren bu yönde bir gelişme olduğu görülmektedir. 1920 li yıllarda %75 düzeyinde olan kırsal nüfus, 1950 li yıllara kadar sabit kalmıştır. Ancak 1960 lı yıllarda kırsal kesimden kentlere doğru hareketlenme, özellikle 1980 yılından sonra daha da hızlanmış ve kırsal nüfus mutlak olarak azalmaya başlamıştır. 1980 yılında %56 olan tarımsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı, 1990 da %40 a, 2000 yılında ise %35 civarına düşmüştür (TÜİK, 2011). 1980 yılında %54 olan tarımsal istihdamın toplam istihdam içindeki payı, 1990 yılında %45,9 a, 2000 yılında ise %36 ya gerilemiştir (TÜİK, 2010). Son on iki yılda tarımsal istihdamın toplam istihdam ve kırdaki istihdam içindeki payları Tablo 2 de görülmektedir. Tablo 2. Tarımın İstihdam İçindeki Yeri 1998-2010 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Toplam istihdam (milyon kişi)* 22,3 21,5 21,6 21,5 21,4 21,1 21,7 22,0 20,9 21,2 21,2 21,3 22,6 Tarımda istihdam (milyon kişi)* 9,3 8,9 7,8 8,1 7,5 7,2 7,4 6,5 5,7 5,6 5,0 5,3 5,7 T. istihdam içindeki payı (%) 41,7 41,4 36,1 37,7 35,0 34,1 34,1 29,5 27,3 26,4 23,6 24,9 25,2 T. kırdaki istihdam içindeki (%) 75,7 78,1 70,2 72,3 68,1 67,8 67,2 64,2 61,9 61,2 60,8 62,6 62,9 Kırsal işsizlik oranı (%) 3,3 3,9 3,9 4,7 5,7 6,5 5,5 6,3 6,2 6,8 7,2 8,9 7,3 * 2005 ve sonrasına ilişkin sonuçlar, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre düzenlenmiştir. Kaynak: TÜİK, 2010; TÜİK, 2011, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2011a: 3. Tarım sektörünün, toplam istihdamın son altı yıldır yaklaşık dörtte birini sağlamaya devam ettiği görülmektedir. 2000 li yıllarda da tarımsal istihdamın toplam istihdam içindeki payı düşmeye devam etmiştir. Ayrıca tarımda istihdam edilen kişi sayısı da azalmıştır. Ancak 2008 yılından itibaren küçük de olsa artmıştır. Kırsal işgücündeki değişiklikler ise daha hızlı olmuştur. 1998-2008 döneminde tarımın kırdaki istihdam içindeki payı%75,7 den %60,8 e düşmüştür. 2009 ve 2010 yıllarında ise artış olduğu görülmektedir. Kırsal işsizlik oranında ise hızlı bir artış olduğu, ancak 2010 yılında %7,3 e düştüğü dikkat çekmektedir. 1.3. Tarımın Dış Ticaret İçindeki Yeri Tarımın ekonomi içindeki yerini belirleyen diğer bir unsur da dış ticaretteki payıdır. Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı ülkelerde temel döviz kaynağı tarım ürünleri ihracatıdır. Türkiye nin ihracatı da uzun yıllar tarım ürünlerine bağlı kalmıştır. Tablo 3. Tarımın Dış Ticaret İçindeki Yeri 1998-2010 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Toplam ihracat (milyar ABD doları) Tarım ürünleri ihracatı (milyar ABD doları) Gıda ürünleri ihracatı (milyar ABD doları) Tarım-Gıda ih. toplam (Milyar ABD doları) Tarım ve gıda ür. ihracatının toplam içindeki payı (%) Toplam ithalat (milyar ABD doları) Tarım ürünleri ithalatı (milyar ABD doları) Gıda ürünleri ithalatı (milyar ABD doları) Tarım-Gıda ith. Toplam (milyar ABD doları) Tarım-gıda ithalatının toplam içindeki payı (%) Tarım-gıda ihracatının ithalatı karşılama oranı Kaynak: TÜİK, 2010; TÜİK, 2011. 27,0 26,6 27,8 31,3 36,1 47,2 63,2 73,5 85,5 107,3 132,0 102,1 113,9 2,4 2,1 1,7 2,0 1,8 2,1 2,5 3,2 3,5 3,7 3,9 4,3 4,9 2,4 2,0 1,8 2,0 1,9 2,7 3,4 4,3 4,3 5,2 6,5 5,9 6,7 4,8 4,1 3,5 4,0 3,7 4,8 5,9 7,5 7,8 8,9 10,4 10,2 11,6 17,8 15,4 12,6 12,8 10,2 10,2 9,3 10,2 9,1 8,3 7,9 10,0 10,2 45,9 40,7 54,5 41,4 51,6 69,3 97,5 116,8 139,6 170,1 202,0 140,9 185,5 2,1 1,6 2,1 1,4 1,7 2,5 2,8 2,8 2,9 4,6 6,4 4,6 6,5 1,5 1,1 1,2 1,0 1,4 1,6 1,9 2,1 2,5 2,7 3,8 2,9 3,4 3,6 2,7 3,3 2,4 3,1 4,1 4,7 4,9 5,4 7,3 10,2 7,5 9,9 7,8 6,6 6,1 5,9 6,0 5,9 4,8 4,2 3,9 4,3 5,0 5,3 5,3 1,3 1,5 1,1 1,7 1,2 1,2 1,3 1,5 1,4 1,2 1,0 1,4 1,2

Pamuk, tütün, fındık ve kuru meyve ihracatta ön sıralarda yer almıştır. 1980 2006 döneminde, Türkiye de tarım ürünleri ihracatında önemli bir artış olmamış, aksine tarım ürünlerinin toplam ihracat içindeki payı %7,5 ten %6 ya düşmüştür. Aynı dönemde toplam ithalat içindeki payı ise artan bir seyirle 1980 deki %0,64 düzeyinden 2000 yılında %3,8 düzeyine çıkmıştır (TÜİK, 2011). Tarım sektörünün dış ticaret istatistiklerinden 1980 sonrası dönemde Türkiye nin tarım ürünlerinde net ihracatçı konumdan net ithalatçı konumuna doğru bir değişim gösterdiği görülmektedir. Özellikle son yıllarda tarım ve gıda ithalatı ihracata oranla daha hızlı artış göstermiştir. 1998-2010 döneminde tarım ve gıda ithalatı yıllık ortalama %9,2, ihracatı ise yıllık ortalama %8 düzeyinde artmıştır (Tablo 3). 2007 yılındaki kuraklığın ve dünya mal fiyatlarındaki artışın etkisiyle tarım ürünleri ihracatının ithalatı karşılama oranı 2008 yılında %1 olmuştur. Dış ticaretin ham ve işlenmiş tarım ürünleri bileşiminde önemli değişiklik olmamıştır. Ağırlıklı olarak yağlı tohum, meyve, sanayi bitkileri ve hayvan yemleri ithal edilirken, ihracatta yaş sebze ve meyve önemli yer tutmaktadır (Ekonomi Bakanlığı, 2011). 1.4. Tarım Sektöründe Yaşanan Sorunlar Planlı dönemin başından bu yana toplam GSYH, nüfus, istihdam ve dış ticaret içindeki payı düşmekle birlikte, Türkiye de tarım sektörü ekonomik ve sosyal yönden önemini hâlâ korumaktadır. Bununla birlikte tarım sektörünün, evrensel özelliklerinin yanı sıra, Türkiye ye özgü yapısal özellikleri ve sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlar aşağıda sıralanmıştır: 2006 yılında yapılan Tarımsal İşletme Yapı Araştırması sonucuna göre 2 ; Türkiye de toplam arazilerin %24,1 i sulanabilir araziden oluşmakta, %75,9 unda ise kuru tarım yapılmaktadır. Dolayısıyla tarımsal üretim, büyük ölçüde doğa koşullarına bırakılmış olup, risk ve belirsizlik faktörlerini güçlendirmektedir. Ülke nüfusunun 2010 yılı itibariyle yaklaşık %24 ü köy ve beldelerde yaşamaktadır. Ancak aynı yıl GSYH içinde tarımın payı %9,2 düzeyindedir. Ayrıca tarım sektöründe nüfus artış hızının ülke nüfus artış ortalamasının üstünde olması, miras yoluyla tarım arazilerinin parçalanarak küçülmesine yol açmıştır. Ekilebilir tarım arazilerinin %60,9 u beş dekar, %32,9 u ise 5-9 dekar arasındadır. Bunlardan beş dekarlık arazinin parçalılık durumu %39, 5-9 dekarlık arazının ise %31,7 dir (TÜİK, 2011). Bu verilerden tarım arazilerinin hem küçük hem de parçalı olduğu görülmektedir. Bu durum, veremliliğin azalmasına ve işletmelerin küçülmesine neden olmuştur. Bunun sonucu olarak, üreticilerin kârlı tarım yapma olanağı kalmamıştır. Mazot, gübre, ilaç, tohumluk, tarım makineleri, yem gibi, ağırlıklı olarak ithalata dayalı temel tarımsal girdilerinin fiyatlarındaki büyük artışlar, üretim maliyetini artırarak üreticilerin kârlarını büyük ölçüde azaltmış, hatta zarar ederek borçlanmalarına neden olmuştur. Örneğin 2002 yılında ortalama 1,2 TL olan bir litre mazot fiyatı 2011 yılında 3,7 TL ye çıkarak üç kat, gübre (A.Nitrat %33) fiyatı ton başına 193 TL den 780 TL ye yükselerek dört kat artış göstermiştir (TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2011a: 15; Yıldırım, 2011). Ayrıca tarım makinelerinin geri teknolojiyle üretilmesi, toprağın ıslah edilememesi de verimliliği azaltan diğer unsurlardır. Üretim planlaması yapılamadığı için, üreticiler bazı yıllar gereğinden fazla, bazı yıllar ise az üretmekte, ürünün bol olduğu yıllarda ise ürünlerini satamamaktadır. Dolayısıyla üretici geliri sürekli dalgalanmakta, dolayısıyla diğer sektörlerin talebini de etkilemektedir. 1980 yılından sonra liberalleşme eğilimi ile devletin tarım sektöründen giderek çekilmesi sonucu, geçmişte çiftçilere çeşitli hizmetler sunan Zirai Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğü, Topraku Genel Müdürlüğü gibi kurumların dağıtılması hizmet alımının aksamasına, dolayısıyla verimliliğin düşmesine yol açmıştır. Son yıllarda DB, IMF, AB, DTÖ gibi uluslararası kuruluşların tarım sektörüne yönelik müdahaleleri, uygulanan politikaların sık sık değiştirilmesine yol açmıştır (Gökçen, 2007). 2 Genel tarım sayımları kapsamında yapılan çalışmaların dışında, tarımsal işletmelerin yapısını belirlemek amacıyla 2006 yılında tarımsal işletme yapı araştırması uygulanmaya başlanmıştır. Bu çalışma ile tarımsal işletmelerin fiziksel büyüklüklerinin belirlenmesi ve işletmeler için gruplandırma yapılması, bu gruplandırma için çiftlik ve ekonomik büyüklüğü temel alınarak işletmelerin sınıflandırılması amaçlanmıştır. Bu araştırmanın sonuçları 17 Aralık 2008 tarihinde yayımlanmıştır (TÜİK, 2011).

Tarım ürünleri arz ve talep esnekliğinin düşük olması ve üretim döneminin diğer sektörlere göre daha uzun olması, tarımsal desteklemeleri ve tarıma dayalı sanayilere yönelişi gündeme getirmektedir. IMF ve DB nin yönlendirmesiyle, 2000 yılına kadar verilen girdi ve kredi destekleri, doğrudan gelir desteği (DGD) biçimine dönüştürülmüştür. Bu uygulama ise gerçek üreticilere katkı sağlamamış, daha çok tarımla hiç uğraşmayan toprak sahiplerinin yararına olmuştur. Yeterince örgütlenememelerinden dolayı çiftçiler, ürettikleri ürünleri pazarlamada sorunlarla karşılaşmaktadır. Çiftçilerin örgütlenmesi ve ürünün pazarlanmasına yönelik destekler, Türkiye de çok yetersiz ve istikrarsızdır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (TKB) nin güdümünde olan tarımsal amaçlı kooperatifler, pazarlama konusunda hizmet vermemekte ve genellikle kendi üyelerine girdi ve kredi sağlanması gibi konularda sınırlı destekte bulunmaktadır. Ayrıca tarım satış kooperatifleri, kendi yükümlülükleri altındaki ürünlerin, finansman durumuna göre yıldan yıla değişen miktarlarda olmak üzere destekleme alımından ve dışsatımından sorumlu olmuştur (Öztürk ve Narin, 2004: 15). 1980 li yıllardan itibaren dışalımın serbestleştirilmesiyle tarım ve hayvancılık alanlarında, özellikle de hayvancılıkta üretim daralmıştır. Önceleri bölgenin en büyük hayvan üretici ve ihracatçısı olan Türkiye, günümüzde ithalatçı konuma gelmiştir. Yem Sanayi, Et ve Balık Kurumu (EBK) ve Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) nun özelleştirilmesi ile üretici, ürününü değerinin çok altında satma ya da imha etme yoluna gitmiştir (Güney, 2007). 2. 1980-1999 DÖNEMİ TARIM POLİTİKALARI 1970 li yılların sonunda Türkiye ekonomisinin girdiği bunalımdan kurtulabilmesi için uygulamaya konulan 24 Ocak 1980 İstikrar Tedbirleri, tarım politikalarını da büyük ölçüde etkilemiştir. Bu istikrar tedbirlerinden sonra liberalleşme politikalarının hayata geçirilmesiyle birlikte, hükümetlerin tarıma karşı koruyucu ve düzenleyici tavrı değişmiştir. Tarımsal üretimin piyasa koşullarına bırakılmasını sağlayacak biçimde politika değişikliğine gidilmiştir. Bu doğrultuda istikrar tedbirlerinin tarım sektörüne yönelik ilk uygulaması, gübre fiyatlarını önemli ölçüde artırmak olmuştur. Bunun yanı sıra kimyasal gübre ve diğer girdilere sağlanan girdi sübvansiyonları kaldırılmış, büyük ölçüde dışa bağımlı modern girdilerin fiyatları serbest döviz kuruna göre piyasalarda dalgalanmaya bırakılmıştır. Bu dönemde tarım sektörüne sağlanan kredilerin kullanım koşulları ağırlaştırılmış, tarım ürünleri dış ticaretinde korumacılık azaltılmıştır. Bunların yanı sıra 1980 yılından itibaren ürünlere yönelik tarımsal destekleme fiyatları düşürülmüş ve destekleme kapsamı daraltılmıştır (Şahinöz, 2001: 97; Şahinöz, 2011: 463). 1980 li yıllarda tarım ürünleri piyasalarını düzenleyici kamu kurumlarının etkinliği de azalmıştır. Tarımsal kamu kuruluşlarının yeniden yapılanmasına gidilmiştir. Bu doğrultuda, 1985 yılında T.C. Tarım Bakanlığı bünyesindeki Ziraat İşleri, Zirai Mücadele, Hayvancılığı Geliştirme, Gıda İşleri, Veteriner İşleri ve Su Ürünleri Genel Müdürlükleri kaldırılmıştır. Ayrıca tarımsal altyapı alanında önemli fonksiyonları olan Toprak-Su Genel Müdürlüğü de kaldırılarak, Yol-Su-Elektrik Genel Müdürlüğü ile birleştirilmiştir. Bakanlığın uzman birimlerinin kapatılması ve çeşitli yapılar içinde dağıtılmasından dolayı, yönetimde önemli aksaklıklar ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye deki birçok kuruluş tarım yönetiminde söz sahibi olmuştur. Oysa tarım sektörünün etkin verimli olabilmesi, iyi işleyen bir tarımsal kamu yönetimi ile olanaklıdır (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004: 45). Tarım sektörüne yönelik politikalardaki bu önemli değişiklik, tarım sektörü için olumsuz sonuçlar doğurmuştur. 1980 li yıllarda tarımsal üretim artış hızı düşmeye başlamış, iç ticaret hadleri tarım aleyhine dönmüştür (TÜİK, 2011). Ayrıca katma değeri düşük tarımsal hammaddelerin ya da tarıma dayalı sanayi mallarının ihracatı ile istenilen döviz gelir elde edilememiştir. 1932 yılında buğdayla başlayan, zaman içinde kapsamı genişletilen destekleme alımları (fiyat desteği), 1980 li yılların başından itibaren düşürülmüş, 1990 yılında desteklenen ürün sayısı ona indirilmiştir. Ancak 1990 lı yılların başında siyasi kaygılarla mevcut hükümet tarafından destekleme kapsamındaki ürün sayısını artırılmış (24 ürün), destekleme fiyatları iyileştirilmiş ve tarımsal kredi miktarı artırılarak çiftçilerin birikmiş borçlarının bir bölümünü silinmiştir (Şahinöz, 2011: 465). Ayrıca destekleme alımlarının yanı sıra, 1993 yılında ürün bazında prim sistemi uygulanmaya başlamıştır. Bu uygulamalar, 1990-1994 yılları arasında iç ticaret hadlerinin tarım lehine gelişmesine yol açmıştır.

Girdi sübvansiyonları, gübre, tohumluk, yem, tarımsal ilaç, sulama, damızlık hayvan ve suni tohumlamada kesintili olarak uygulanmıştır. Ürün bazında uygulanan süt ve et teşvik primi gibi sübvansiyonlar, hayvancılık kesiminde yine kesintili olarak verilmiştir. Kredi sübvansiyonu ise ağırlıklı olarak girdi sağlanmasında kullandırılmış ve piyasadan daha uygun koşullarda sağlanmıştır (Abay vd, 2005). 1990 lı yıllarda tarım sektörü ile ilgili bir başka gelişme ise tarım lehine gözlenen değişime karşın Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) özelleştirmelerinin gerçekleşmiş olmasıdır. Bu dönemde, Türkiye de tarımın gelişmesinde çok önemli işlevler üstlenmiş olan SEK, YEM SANAYİ, EBK, ORÜS, TZDAŞ gibi tarımsal (KİT) lerin özelleştirmeleri tamamlanmıştır. Tarımsal KİT lerin özelleştirilmesine yönelik 3.3. başlığı altında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bir başka gelişme ise 1994 krizidir. Bu krizden tüm ekonominin yanı sıra tarım sektörü de olumsuz etkilenmiştir. 5 Nisan 1994 tarihinde alınan ekonomik önlemler çerçevesinde tarım sektörü ile ilgili olarak; destekleme fiyatlarının belirlenmesinde ürünün dünya fiyatları ile yurtiçi faktör fiyatlarındaki gelişmelerin dikkate alınması, destekleme kapsamındaki ürünlerin hububat, tütün ve şeker pancarıyla sınırlandırılması, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri (TSKB) lerine tanınan kredi ayrıcalıklarının kaldırılması, girdi destekleri ve prim uygulamasına yönelik desteklerin bütçe kapsamına alınması öngörülmüştür. Bu kararlar doğrultusunda, desteklemeye konu olan tarımsal ürün sayısı dokuza kadar düşürülmüş, bütçe sorunları ve tarım sektöründe veri kaydının tam olmaması yüzünden prim sistemi uygulamasına son verilmiştir. Tarımsal desteklerin bütçe üzerindeki yükünü azaltmaya yönelik bu önlemlerin bazıları kısa bir süre uygulanmış, ancak 1997 yılından itibaren tekrar eski uygulamaya dönülmüştür. 1995 yılında gübre sübvansiyonu oranı artırılmış, 1997 yılında tütün kotası kaldırılmış, 1998 yılında kütlü pamuk, zeytinyağı ve yaş ipek kozasında, 1999 yılında yağlık ayçiçeği ve soyada prim sistemi uygulamasına başlanmış ve destekleme fiyatlarının belirlenmesinde dünya fiyatlarından gittikçe uzaklaşılmıştır. Bu uygulamalar 1999 yılının sonuna kadar sürdürülmüştür (Gökdemir, 2002: 15). 1990 lı yılların diğer bir özelliği ise 1995 yılında yürürlüğe giren DTÖ kapsamında imzalanan Tarım Anlaşması ve 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren AB ile imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması, tarım politikalarının dışsal belirleyicileri niteliğine dönüşmüş olmasıdır. DTÖ Tarım anlaşması uyarınca ülkeler, pazara giriş, iç destekler ve dışsatım sübvansiyonlarına ilişkin olarak indirim taahhüdünde bulunmuşlardır. Bu anlaşma doğrultusunda gelişmekte olan bir ülkeler grubuna giren Türkiye, iç destek toplamının toplam tarımsal üretim değerinin %10 u geçmemesi nedeniyle bir indirim yapmamış, dışalımda gümrük vergilerini 10 yılda %24 oranında azaltmıştır (Yücer, 2005: 12-14). AB Gümrük Anlaşması nda ise temel olarak tarım ürünleri kapsam dışında bırakılmış olmakla birlikte, içeriğinde süt, tahıl ve şeker bulunan işlenmiş tarım ürünleri kapsama alınmıştır (Günaydın, 2006: 18). Ayrıca 1995 yılında hazırlanan 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000) nda tarım politikalarının DTÖ Tarım Anlaşması ve AB Ortak Tarım Politikalarında beklenen gelişmelere uygun olarak düzenleneceği belirtilmiştir. Bu doğrultuda, tarımsal destekleme politikaları üretimin serbest rekabet şartlarında piyasa sinyallerine göre şekillenmesi ve kamu kaynaklarının daha rasyonel kullanılması hedeflenmiştir. Bu çerçevede tarım ürünleri fiyatlarına devlet müdahalelerinin azaltılarak, bunun yerine kayıtlı üreticilere DGD verilmesi; girdi sübvansiyonların aşamalı olarak kaldırılması; arz fazlası olan ürünlerin üretimleri, ürün kalitesi ve tipleri ile arazi durumu dikkate alınarak ekim alanlarının sınırlandırılması ve bunların yerine iç ve dış talebi olan ürünlerin üretimine yönelme sağlanması hedeflenmiştir (TC Kalkınma Bakanlığı, 2011). DTÖ ile yapılan Tarım Anlaşması doğrultusunda, tarıma verilen girdi sübvansiyonu ve fiyat desteği gibi destekleme politikaları azaltılmış, tarım ürünlerini ve üreticilerini uluslararası piyasalardaki fiyat dalgalanmalarından koruyan ve yerli üretimi teşvik eden gümrük vergileri düşürülmüş, küçük üreticinin dünya piyasalarında rekabet edemeyerek üretimden kopuş süreci hızlandırılmıştır. 1980 sonrasında tarıma uygulanan politikalar, tarımdan sanayiye kaynak aktarımı mekanizması olarak işlemiştir. Kırsal kesimdeki yoksullaşma ile de tarım ürünleri üreticileri, üretime dönük yatırımlarını kısarak, geçimlik üretimin toplam üretim içindeki payını artırarak, tarım dışı sektörlerde çalışarak ve dolayısıyla refahını azaltarak hayatta kalmaya çalışmışlardır (Kaymak, 2009: 137).

3. 2000 VE SONRASI DÖNEM TARIM POLİTİKALARI 2000 yılından itibaren Türkiye nin tarım politikalarındaki değişimde, daha çok IMF ve DB nin yönlendirmeleri etkili olmuştur. Bunların yanı sıra AB üyeliği sürecinde yayımlanan Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal Program ile son İlerleme Raporu da tarım sektörü ile ilgili önemli belirlemeler içermiştir. Ayrıca DTÖ Cenevre Çerçeve Anlaşması da tarım politikalarını etkilemiştir. 3.1. Dışsal Belirleyiciler ve Tarım Politikaları Türkiye tarım politikalarına yöne veren kuruluşlar, bu kuruluşlarla imzalanan ve tarım sektörü açısından belirleyici anlaşmalar, DTÖ, AB, IMF ve DB olarak sayılabilir. Dünya Ticaret Örgütü: Uruguay Turu sonrası dünya tarım politikalarında liberal eğilimler etkili olmaya başlamıştır. Tarım anlaşmasının imzalanmasıyla ülkelerin uluslararası tarım ürünleri ticaretinden daha fazla pay alabilmek için pazara giriş, ihracat sübvansiyonları ve iç destek alanlarında uyguladıkları korumacı önlemler tamamen kaldırılmamış, ancak sınırlandırılmıştır. Böylece tarım ürünleri ticareti serbestleştirilerek karşılaştırmalı üstünlüğe dayalı bir tarım ticareti oluşturulması için ilk adım atılmıştır (Ay ve Yapar, 2005: 64-65). Ancak uygulanan politikaların yarattığı sonuçlar açısından, karşılaştırılmalı üstünlükler yerine daha çok mutlak üstünlüklerin çalıştığı dünya ticaretinin yeni yapısı, gelişmiş ülkeler için avantajlar sağlamış, az gelişmiş ülkelerin tarım ticaretindeki zorluklar daha da artmıştır (Günaydın, 2009: 176). Az gelişmiş ülkelerin ticareti saptırıcı destekleri fark etmeleriyle, başını ABD nin çektiği bazı ülkelerin tüm çabalarına karşın, yeni bir liberalizasyon süreci yaratarak DTÖ İleri Tarım müzakereleri Seattle (1999), Doha (2001), Cancun 3 (2003) ve Cenevre (2004) de tıkanmıştır. Avrupa Birliği: Türkiye nin AB ye uyum çalışmaları, 9 Aralık 1999 yılında Helsinki Zirvesinde AB adaylığının açıklanmasından sonra hızlanmıştır. Özellikle Türkiye nin 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile imzaladığı Müzakere Çerçeve Belgesi nin Tarım ve Kırsal Kalkınma faslında, tarım sektörü ile ilgili neredeyse aşılması olanaksız hükümler yer almıştır. Bu fasılda yer alan hükümler, değişik ürünler için geliştirilen ve çiftçilere ve sektörde yer alan ürün işleyicilerine verilen destekler, bazı ürünlere yönelik üretimle ilgili kota düzenlemeleri, bu ürünlerin ithalatına yönelik kısıtlamalar, ek tarifeler gibi hususları kapsamaktadır. Ayrıca tarımla uğraşan ve gelir düzeyi düşük kırsal kesimin ihtiyaçlarını karşılamaya, gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesine yönelik tedbirlerin bulunduğu AB kırsal kalkınma politikasının uygulanabilmesi için zemin teşkil eden planlama, programlama, izleme ve değerlendirme, mali yönetim ve kontrol ile politika amaçlarına ulaşmak için kurulması gereken sistemler ve idari araçlar da bu başlık altında ele alınmıştır (TC Avrupa Birliği Bakanlığı, 2011). Tarım sektörüne yönelik olarak belirlenen bu hükümler Türkiye nin tarım politikalarının yönünü değiştirebilecek niteliktedir. Müzakere Çerçeve Belgesi sonrasında, toplam 35 dosya ile yürütülen AB müzakerelerinde, Tarım ve Kırsal Kalkınma; Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı; Balıkçılık başlığı altında üç dosyanın tarıma ilişkin olduğu görülmektedir (TC Avrupa Birliği Bakanlığı, 2011). Bu dosyalardan en önemli olanı Tarım ve Kırsal Kalkınma Dosyası, içlerinde Kıbrıs sorunu ve desteklerin tümünün doğrudan gelir desteği biçiminde olmaması nedeniyle getirilenler de dâhil olmak üzere, toplam altı açılış kriterinin karşılanamaması nedeniyle askıya alınmıştır (Günaydın, 2009: 177). Uluslararası Para Fonu: Türkiye de de uygulanan tarım politikalarıyla tarımda yaşanan sorunların çözülememesi ve 1990 lı yılların ikinci yarısında ekonomide yaşanan sorunlar yüzünden tarım sektörü, IMF ye sunulan niyet mektuplarında yer almıştır. 2000 yılı sonrası tarım politikalarının çerçevesi, 9 Aralık 1999 tarihinde imzalanan Stand by anlaşması ve bu çerçevede sunulan niyet mektubunda Yapısal Reform başlığı altında Tarım Reformu ile çizilmiştir. Bu reform, aslında 1980 yılında alınan kararların yenilenerek güçlendirilmiş biçimidir. Tamamen finansal kaygılarla oluşturulan reform programında, sosyo-ekonomik gelişme, sosyal uzlaşma, sürdürülebilir kırsal kalkınma ya da gıda güvencesi gibi ülkenin geleceğini ilgilendiren konular yer almamıştır (Şahinöz, 2011: 473). 3 Ayrıntılı bilgi için bkz. Korkut Boratav, Cancun daki Tarım Politikaları Tıkanması Üzerine Çeşitlemeler, Özgür Üniversite Forumu, Küreselleşme Çağında Tarım Sorunu, Sayı: 28, İstanbul, 2004, ss. 12-25.

1999 yılında sonra IMF ye verilen çeşitli niyet mektuplarında, tarımla ilgili birçok taahhütte bulunulmuştur. Bu taahhütler; mevcut destekleme sisteminden vazgeçilerek doğrudan gelir desteğine geçilmesi, destekleme alım fiyatlarının dünya borsa fiyatlarına göre belirlenmesi, Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin yeniden yapılandırılması, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş, ÇAYKUR ve TEKEL in özelleştirilmesi, Tütün Kanunu ve Şeker Kanunu nun çıkarılması, Ziraat Bankası nın sübvansiyonlu tarım kredi sistemine son verilmesi olarak özetlenmiştir (Günaydın, 2009: 178; Narin, 2008: 195 196). IMF programı altında Türkiye, Kasım 2000 ve Şubat 2001 aylarında iki önemli kriz ile karşı karşıya kalmış, ekonomide önemli daralmalar yaşanmıştır. IMF ye verilen taahhütlerin yerine getirilmesi DB projeleri ile desteklenmiştir. Dünya Bankası: IMF e sunulan niyet mektubunda ana hatları belirlenen program çerçevesinde, DB Yapısal Uyum kredileri ile destekleneceği hükmü doğrultusunda, DB ile 2001 yılında Tarım Reformu Uygulama Projesi (TRUP-ARIP 4 ) imzalanmıştır. Bu proje ile tarım reformuna 600 milyon dolar finansman desteği sağlanmıştır. Proje ile ilgili olarak 2004 yılında yapılan orta dönem gözden geçirme çalışmaları sonucunda, projeye kırsal kalkınma bileşenleri eklenmiş ve 2008 yılına kadar uzatılmasına karar verilmiştir (World Bank, 2011). ARIP Projesi, Doğrudan Gelir Desteği ne geçiş, Çiftçi Geçiş Programı ile alternatif ürün projelerinin geliştirilmesi, Tarım Satış Kooperatiflerinin Yeniden Yapılandırılması ve Proje Destek Hizmetleri nden oluşmaktadır. ARIP projesinin 2005 öncesi ve sonrasına ilişkin oluşturulan projeler Tablo 4 te görülmektedir. Tablo 4. ARIP Projesinin Yapısı: 2005 Öncesi ve Sonrası Doğrudan Gelir Desteği Çiftçi Geçiş Programı Tarım Satış Kooperatiflerinin Yeniden Yapılandırılması Proje Destek Hizmetleri Çiftçi Kayıt Sistemi Arazi Kayıt Sistemi Alternatif Ürün Programı Arazi Toplulaştırma Köy Bazlı Yatırım Destek Programı (KBKYP) Çiftçi Örgütlerinin Kurumsal Yapısının Güçlendirilmesi Projesi (IRFO) Çevre Amaçlı Tarım alanlarının Korunması Projesi (ÇATAK) Kalkınma Kooperatifi Yeniden Yapılanma Desteği - İş kaybı tazminatı ödemesi - Yeniden yapılanma desteği Lisanslı Depoculuk - TMO -Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Kamu Bilgilendirme Kampanyası Danışmanlık Hizmetleri İzleme ve Değerlendirme Proje Yönetimi Kaynak: World Bank, 2009: 7. Proje, DB nin teknik ve finansal desteğiyle gerçekleştirilecektir. Finansal destek, IMF ile yapılan anlaşmada belirtilen taahhütlerin gerçekleştirilmesine bağlanmıştır. Bu desteğin miktarı, DGD uygulama kolaylıkları, üreticilerin alternatif alanlara yönlendirilmesi, tarımsal veri sistemi, TSKB lerin yeniden yapılandırılması, tarım kesiminde faaliyet gösteren devlet işletmelerinin özelleştirilmesi, kamuoyu bilgilendirme kampanyası, proje yönetimi alt projeleri için ayrı ayrı belirlenmiştir (World Bank, 2011). 3.2. İç Gelişmeler ve Tarım Politikaları 2000 yılında hazırlanan 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005) da yer alan tarım politikasının esasları da tarım reformuna uygun hazırlanmıştır. Bu planın Tarımsal Gelişme kısmında; DTÖ nün öngördüğü yükümlülüklerin yerine getirilmesi, AB Ortak Tarım Politikalarına uyumun sağlanması ve uluslararası ticaretteki gelişmelerin izlenmesi gerekliliği belirtilmiştir. Bu doğrultuda Plan da; rekabet gücü yüksek ve sürdürülebilir nitelikte bir tarım sektörü için çiftçi kayıt sistemi kurulması, tarım ürünlerine yönelik sigorta sisteminin oluşturulması, tarım-sanayi işbirliği ve bütünleşmesinin 4 ARIP, The Agricultural Reform Implementation Project.

sağlanması, Toprak Mahsulleri Ofisi, ÇAYKUR ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. etkinliğinin artırılması için yeniden yapılandırılması, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerin özerkleştirilmesi, çevreye uyumlu tarımsal kalkınma çalışmalarının desteklenmesi, genel hayvan sayımının yapılması ve hayvan ıslahı çalışmalarının sürdürülmesi gibi politika hedefleri yer almıştır. Ayrıca tarımsal destekleme politikalarında doğrudan gelir desteği uygulanması yönünde pilot uygulamanın başlatıldığı da belirtilmektedir (TC Kalkınma Bakanlığı, 2011). 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu nda, tarım politikalarının esasları, DTÖ Tarım Anlaşması ve AB ile yapılan anlaşmalar sonucunda tarımın olumsuz yönde etkilenmesini önlemek amacıyla önlemler alınması, DGD ye geçilmesi ve buna ilişkin yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilmektedir (TC Kalkınma Bakanlığı, 2011). IMF ye verilen niyet mektupları çerçevesinde 2001 yılında 4634 sayılı Şeker Kanunu 5, 2002 yılında 4733 sayılı Tütün Kanunu 6 çıkarılmıştır. Bu kanunlarla şeker ve tütün ürünleri ile bu ürünlerin üretimini yapan kuruluşlarla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Türkiye tarım politikalarının şekillenmesinde, DB ile 2001 yılında imzalanan ARIP dışında, 2004 yılında ulusal düzeyde hazırlanan Tarım Stratejisi (2006 2010) 7 belgesi önemli rol oynamıştır. Bu belgeyle, kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutunu bütün olarak ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım kesiminin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu belgeye göre AB Ortak Tarım Politikaları na uyum ve DTÖ Tarım Anlaşması nın esas alınması, piyasa koşullarında tarımsal üretime yönelik olarak piyasa mekanizmalarını bozmayacak destekleme araçlarının uygulanması temel alınmıştır. Bu belgede tarımsal destekleme araçları; DGD, fark ödemeleri, hayvancılık destekleri, çevre amaçlı tarımsal alanların korunması (ÇATAK) programı destekleri, telafi edici ödemeler, ürün sigorta ödemeleri, kırsal kalkınma destekleri, rekabete dayalı araştırma hibeleri dâhil Ar-Ge hizmetleri, dışsatım teşvikleri, gerektiğinde bazı girdi destekleri, kredi destekleri ve benzer destekleme araçlarının kullanımı olarak sıralanmıştır (TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2011b). Tarım Strateji belgesinin ardından 2006 yılında kabul edilen 5488 sayılı Tarım Kanunu 8 ile üreticilerin üretim planlaması yapabilmelerini sağlayacak öngörülebilir ve istikrarlı bir ortamın oluşturulması hedeflenmiştir (TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2011c). 2006 yılında hazırlanan 9. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007 2011) nda ise tütün ve şeker pancarı sektörlerinde piyasaların rekabetçi bir yapıya dönüştürülmesi ve piyasaların bu bağlamda düzenlenmesi ve denetlenmesi amacıyla gerekli düzenlemelerin hayata geçirildiği, tarımda reform çalışmaları kapsamında şeker ve tütün gibi arz fazlası ürünlerden alternatif ürünlere geçiş sağlanarak üretiminin taleple uyumlu hale getirilmesine yönelik düzenlemelerin yapıldığı; 2001 yılından itibaren tarımsal destekleme kapsamında girdi ve destekleme alımları yoluyla verilen fiyat desteklerinden vazgeçilerek üreticiler doğrudan gelir desteği aracılığıyla desteklenmeye başlandığı; çiftçi kayıt sistemi oluşturularak, çiftçilerin, doğrudan gelir desteği başta olmak üzere, tarımsal desteklerden faydalanabilmeleri bu sisteme kayıtlı olmalarına bağlandığı; Tarım satış kooperatifleri ve birlikleri yeniden yapılandırılarak özerk hale getirildiği belirtilmiştir (TC Kalkınma Bakanlığı, 2011). 3.3. Tarım Sektöründe Özelleştirme 1990 lı yılların başında tarımsal destek politikalarında tarım lehine gözlenen değişime karşın, Türkiye de tarımın gelişmesinde çok önemli işlevler üstlenmiş olan tarımsal KİT lerin özelleştirilmesine ilişkin kararlar alınmıştır. 1985 yılında DB desteğiyle hazırlanan Özelleştirme Ana Planı sonrasında, 1986 yılında çıkarılan 3291 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi Hakkında Kanun 9 a dayanılarak, 1993 yılından itibaren özelleştirmeler başlamıştır. Bu dönemden günümüze kadar özelleştirilen tarımsal KİT ler Tablo 5 te görülmektedir. 5 19.04.2001 tarih ve 24378 sayılı Resmî Gazete. 6 09.01.2002 tarih ve 24635 sayılı Resmî Gazete. 7 30.11.2004 tarih ve 2004/92 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı. 8 25.04.2006 tarih ve 26149 sayılı Resmî Gazete. 9 06.06.1986 tarih ve 19126 sayılı Resmî Gazete.

Tablo 5. Tarım Sektöründeki Özelleştirme Şirket Adı Satış Tarihi Satış Bedeli (ABD Doları) SEK (Süt Endüstrisi Kurumu) 1993-1998 69.619.759 YEM SANAYİ 1993-1995 21.416.710 EBK (Et ve Balık Kurumu) 1995-2000 59.179.460 ORÜS (Orman Ürünleri Sanayi A.Ş.) 1996-2000 32.263.564 TZDAŞ (Türkiye Zirai Donatım Kurumu) 1998-2000 6.624.450 TÜGSAŞ (Türkiye Gübre Sanayi) 1999-2005 241.276.413 TEKEL 2003-2011 2.423.492.574 T. ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. 2009-2011 760.867 Kaynak: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 2011. Birçok yapısal sorunlarını çözememiş tarım sektöründeki özelleştirmeler, tarımın kurumsal altyapısını bozmuştur. Türkiye 1990 lı yıllarda tarım sektöründe başlattığı özelleştirmenin bedelini, 2000 li yıllarda ödemiştir. Uygulanan özelleştirmelerle bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretim miktarında ve fiyatlarında önemli istikrarsızlıklar görülmüştür (Şahinöz, 2011: 465). 3.4. Sözleşmeli Tarımın Desteklenmesi Türkiye de sözleşmeli üretim uygulaması, yeni bir uygulama olmamasına karşın, sözleşmeli üreticilik dönemin özellikleri ve taşıdığı önem nedeniyle yeni bir nitelik kazanmıştır. Türkiye de bu anlamda ilk uygulama 1965 yılında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından tohum üretiminde başlatılmış, ancak 1980 lerden itibaren tohumculuk sektörünün özelleştirilmesi ve bu alanın yerli ve yabancı tohum tekellerine devredilmesiyle birlikte, TİGEM sözleşmeli tohum üretiminden çekilmiştir. Sözleşmeli üreticiliğin uygulandığı bir başka alan ise şeker pancarı yetiştiriciliğidir. Türkiye Şeker Fabrikaları (TŞFAŞ) tarafından yine 1965 yılında sözleşmeli üretim uygulanmaya başlatılmıştır. Özel sektörde 1970 li yıllarda uygulamaya başlanan sözleşmeli üreticilik modeli, 1980 li yıllarda hızla yaygınlaştırılmıştır. Sözleşmeli üretim, şeker pancarından sonra en yaygın olarak sanayi tipi domateste görülmüştür (Oral, 2002). Türkiye'de sözleşmeli üretimle ilgili ilk düzenleme, 1996 yılında yürürlüğe giren "Sözleşmeli Tarımsal Ürün Yetiştiriciliği ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ 10 " ile yapılmıştır. Ardından "Sözleşmeli Ürün Yetiştiriciliği ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ 11 " ile "Hayvancılığın Geliştirilmesi Hakkında Kararın Uygulama Esasları Tebliği 12 " yayımlanmıştır, 7. 8. ve 9. Beş Yıllık Kalkınma Planlarında, Şeker Kanunu ve Tütün Kanunu nda, tarım master planlarında sözleşmeli tarımın desteklenmesi öngörülmüştür. Özellikle tütün kanununda çiftçi adeta sözleşmeli tarıma mahkûm edilmiştir. Bu uygulamayla dünyada genelindeki üreticilere, Türkiye gibi ülkelerde sebze, meyve gibi bazı alanlarda üretim yapma şansı verilmiştir. Ancak çiftçinin elinden ürününü en düşük fiyattan alabilmek için sözleşmeli tarım uygulamasıyla, üretici tarım sanayi için kendi tarlasında ya da bahçesinde çalışan bir çeşit işçiye dönüştürmüştür (Ulukan, 2009: 151). Ulukan (2009: 152) çalışmasında, salça sanayindeki firmaların anlaşarak ürün fiyatını belirlemeye çalıştığını, böylece ortaya çıkan azelci (oligopolistik) bir yapı karşısında örgütsüz durumdaki sözleşmeli üreticilerin eşitsiz durumunun daha da netleştiğini ifade etmektedir. 3.5. Tarım Sigortaları Üreticilerin doğal afetler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla 2005 yılında 5663 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu 13 çıkarılmıştır. Kanun çerçevesinde, kısa adıyla TARSİM olarak adlandırılan, Türkiye Tarım Sigortaları Sistemi yürürlüğe girmiştir. Devlet Destekli Tarım Sigortaları poliçesi, 1 Haziran 2006 tarihinden itibaren kesilmeye başlanmış ve üreticilerin sigorta poliçelerinin %50 si devlet tarafından karşılanmaktadır. 2006 yılında ilk olarak dolu, hayvan hayat sigortası ve 90 ilçede pilot olarak don sigortası uygulamaları başlatılmıştır. Sigorta kapsamı zaman içinde 10 30.06.1996 tarih ve 22682 sayılı Resmî Gazete. 11 01.08.1998 tarih ve 23420 sayılı Resmî Gazete. 12 27.02.1999 tarih ve 23624 sayılı Resmî Gazete. 13 21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmî Gazete.

genişletilerek 2011 yılı itibariyle bitkisel gürün, süt sığırı, erkek besi sığırı, sera, kümes hayvanları, hasar fazlası ve su ürünleri sigortası da eklenmiştir. Ayrıca çiçekleme dönemi don sigortasına 2/3 oranında prim desteği verilmektedir (TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2011). Devlet destekli tarım sigortaları kapsamında 1 Haziran 2006 tarihinden 31 Aralık 2010 tarihine kadar yaklaşık toplam 1.170.098 adet poliçe hazırlanmış, 10,8 milyar TL lik toplam sigorta bedeli, 473 milyon TL lik toplam prim, 236,4 milyon TL devlet prim desteği ödenmiştir (TARSİM, 2010: 5). 3.6. Lisanslı Depoculuk Tarım ürünleri doğası gereği, gerekli depolama koşulları sağlanmazsa, kısa sürede bozulabilme özelliğine sahiptir. Tarım ürünlerinin kısa sürede bozulmasını önlemede, en etkin yöntem uygun koşullarda depolanabilmesidir. Ancak Türkiye de hasat sonrası görülen en büyük sorunlardan biri de depolamadır. Bu sorunun aşılması amacıyla ARIP Projesi çerçevesinde, 2005 yılında 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu 14 çıkarılmıştır. Bu kanun çerçevesinde uygulamaya ilişkin sekiz yönetmelik 15 hazırlanmıştır. Çıkarılan kanun ve yönetmelikler çerçevesinde, lisanslı depo kurma ve işletme hakkı alabilmek için, en az bir milyon TL sermayeli anonim şirket olmak ve depolanabilecek ürünlerin rayiç değerinin %15 i kadar teminat vermek gerekmektedir (TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2011). Bu durumda, lisanslı depo kurulması ve işletilmesi büyük ölçekli yatırım gerektiğinden, yasal düzenlemeler 2005 yılında çıkarılmış olmasına karşın, lisanslı depoculuk yatırımları istenen düzeyde gerçekleşmemiştir. Lisanslı depoculuğu teşvik etmek amacıyla, depodaki ürünleri temsil eden senetlerin alınıp satılmasından elde edilen tüm kazançlar, 2014 yılı sonuna kadar kurumlar vergisi, gelir vergisi, KDV ve damga vergisinden muaf tutulmuştur. Ayrıca lisanslı depoculuk yatırımları, yatırım teşvik sistemi aracılığıyla da desteklenmektedir. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmelikler kapsamında, Türkiye genelinde bu güne kadar yedi adet işletmeye lisanslı depo işletmesi kuruluş izni verilmiş, bu işletmelerden yalnız TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A. Ş. ye 25.07.2011 tarihinde faaliyet izni alabilmiştir (TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2011). 4. TARIM POLİTİKALARININ SONUÇLARI 1995 yılında yürürlüğe giren DTÖ Tarım Anlaşması nın Türkiye tarım sektörü üzerinde çok önemli bir etkisi olmamıştır. Bu anlaşma doğrultusunda gelişmekte olan ülkeler grubuna giren Türkiye, iç destek toplamının toplam tarımsal üretim değerinin %10 u geçmemesi nedeniyle bir indirim yapmamış, dışalımda gümrük vergilerini 10 yılda %24 oranında azaltmıştır. AB Ortak Tarım Politikası müktesebatının uygulanma süreci, 3 Ekim 2005 tarihinde imzalanan Müzakere Çerçeve Belgesi nden sonra belirleyicilik özelliği ağırlık kazanmaya başlamıştır. Türkiye nin tarım alanında üç dosya ile yürüttüğü müzakereler, özellikle Tarım ve Kırsal Kalkınma dosyası, açılış kriterleri karşılanmadığı için askıya alınmış durumundadır. Bu gelişmelere karşın, Türkiye nin mevcut ve çıkarılacak tarım mevzuatını AB Ortak Tarım Politikası müktesebatına uydurma çabaları, tarım sektörüne zarar veren sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu ortamda, AB nin 2004 yılında ortaya koyduğu Etki Değerlendirme Raporu nda, Türkiye nin AB ne karşı yalnızca koyun eti, bakliyat, fındık ve yaş meyve sebze alanında rekabetçi olduğunu belirtmesi, olası bir üyelik ya da üyelik öncesi imzalanacak karşılıklı-sıfırlama (double-zero) anlaşması 16 kapsamında, AB sürecinin yaratabileceği yıkıcı etkileri göstermesi bakımından önemlidir (Özkaya, Günaydın, Bozoğlu, Olhan ve Sayın, 2010: 9). 14 17 Şubat 2005 tarih ve 25730 sayılı Resmî Gazete. 15 Bu yönetmelikler: Hububat, Baklagiller ve Yağlı Tohumlar Lisanslı Depo Yönetmeliği, Fındık Lisanslı Depo Yönetmeliği, Pamuk Lisanslı Depo Yönetmeliği, Zeytin Lisanslı Depo Yönetmeliği, Zeytinyağı Lisanslı Depo Yönetmeliği, Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu Yönetmeliği, Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği, Yetkili Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi Hakkında Yönetmelik. 16 Karşılıklı-sıfırlama (double-zero) anlaşması: Gümrük vergileri ve ihracat sübvansiyonlarının karşılıklı sıfırlandığı, üyelik öncesi aday ülkelerle imzalanan anlaşmalar.

DTÖ ve AB sürecinde, 2000 li yıllarda Türkiye tarım sektörünün değerlendirilmesi, tarıma ayrılan kaynaklar incelendikten sonra, alt başlıklar altında değerlendirilecektir. 2002-2010 döneminde Türkiye de tarıma ayrılan kaynaklar ve bu kaynakların GSYH ve Bütçe içindeki payları Tablo 6 da özetlenmiştir. Tablo 6. 2002-2010 Döneminde Tarıma Ayrılan Kaynaklar (Milyon TL) Konusu 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Tarımsal Destekleme Ödemeleri (TKB) 1.868 2.804 3.084 3.681 4.789 5.628 5.826 4.938 5.605 Tarımsal Kredi Faiz Desteği (Ziraat Bankası) 0 0 2 36 147 223 404 475 532 Tarımsal Ürünlerin Alımına İlişkin Sübvansiyon (TMO) 550 296 190 152 186 232 437 418 1.369 Tarımsal Ürünler İhracat Desteği (DFİF) 136 126 89 113 144 178 165 250 302 Tarımsal Amaçlı Kooperatiflere Kredi Desteği (TKB) 16 18 77 90 95 79 94 132 139 Tarımsal KİT lere Sermaye Desteği 107 191 109 45 67 65 120 111 192 Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kop.ne Aciz Vesikası Ödemeleri 55 34 22 10 23 67 100 102 129 GAP Kırsal Kalkınma ve GAP illeri DAP Hayvancılık İşlet. Des. (TKB) 0 0 0 0 0 0 0 85 108 Diğer Tarımsal Destekler (TEKEL, 2090 Sayılı Kanun, TSK Kredi Faizi) 40 50 50 46 37 45 34 256 53 Toplam Tarıma Verilen Destekler 2.772 3.519 3.623 4.173 5.488 6.517 7.180 6.767 8.429 GSYH içindeki payı (%) 0,79 0,77 0,65 0,64 0,72 0,77 0,76 0,71 0,82 Bütçe içindeki payı (%) 1,3 2,0 2,0 2,3 2,7 2,7 2,6 1,7 2,0 Kaynak: TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, 2011: 21. 2000 2010 döneminde tarıma ayrılan kaynaklar ve bu kaynakların GSYH içerisindeki payı artış göstermiş, ancak hiçbir zaman %1 düzeyine çıkmamıştır. Bu desteklerin bütçe içerisindeki payı ise 2008 yılına kadar artmış, ancak 2008 küresel krizinin etkisiyle 2009 yılında düşmüştür. Bu payın 2010 yılı itibariyle arttığı gözlenmektedir. Tarımsal destekleme bütçesinin dağılımı Ek Tablo 1 de ayrıntılı olarak görülebilir. 4.1. Tarımsal Desteklemelerde Değişim IMF ve DB aracılığıyla Türkiye de uygulanan tarım politikalarında en çok vurgulanan konu, diğer tüm tarımsal desteklerden vazgeçilerek DGD sistemine geçilmesidir. DGD, DTÖ Uruguay Turu Tarım Anlaşması nın üretimle bağlantısız olması nedeniyle ticarete zarar vermeyen destekler olarak nitelediği grupta yer almaktadır. DTÖ ye göre; girdi ve çıktı destekleri, üretim kararı ve miktarını etkilediği için, dünya genelinde karsılaştırmalı üstünlüklerin gerçekleşmesini engellemektedir. Bunun aksine avantajlı olarak ürünün üretilebilmesi için üretimden bağlantısız desteklerin önemli rol oynadığı belirtilmektedir. IMF ve DB nin yönlendirmeleriyle, 2000 yılı itibariyle Türkiye de tarıma yönelik geleneksel destekleme politikaları büyük ölçüde kaldırılmış, bunun yerine DGD uygulamalarına başlanmıştır. DGD, üretim yapan çiftçiye doğrudan tarımsal üretim yaptığı birim alan üzerinden verilen bir gelir ödeme sistemidir. Bu uygulama ile yoksul üreticiye ulaşamayan desteklerin amacının ve etkinliğinin artırılması, tarım sektörünün rekabet üstünlüğü elde etmesi hedeflenmiştir. DGD 17, ilk olarak 2000 yılında Ankara-Polatlı, Antalya-Serik ve Manavgat, Adıyaman-Merkez ve Kâhta ile Trabzon-Akçaabat ve Sürmene ilçelerinde pilot uygulamayla başlamıştır. Pilot uygulamanın ardından 2001 yılında ülke genelinde uygulamaya geçilmesi ve çiftçi kayıt sisteminin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu uygulamaya göre tarım arazileri üzerinde fiilen tarımsal üretim kaynaklarını kullanarak bitkisel üretim yapan çiftçilere dekar başına ödeme yapılmıştır. Ödeme yapılacak arazi 17 Doğrudan gelir desteğine ilişkin yasal düzenlemeler şöyle sıralanabilir: 12.12.2000 tarih ve 2000/2172 sayılı BKK, 03.04.2001 tarih ve 24362 sayılı Resmî Gazete; 2001/15 nolu uygulama tebliği, 21.06.2001 tarih ve 24439 sayılı Resmî Gazete; 2002/4165 sayılı BKK, 14.06.2002 tarih ve 24785 sayılı Resmî Gazete; 2002/41 nolu TKB ve Hazine Müsteşarlığı uygulama tebliği, 31.07.2002 tarih ve 24832 sayılı Resmî Gazete; 2003/13 nolu uygulama tebliğ, 02.05.2003 tarih ve 25096 sayılı Resmî Gazete; 2004/22 nolu tebliğ, 13.05.2004 tarih ve 25461 sayılı Resmî Gazete; 2005/21 nolu tebliğ, 30.04.2005 tarih ve 25801 sayılı Resmî Gazete; 2006/27 nolu tebliğ, 30.05.2006 tarih ve 26183 sayılı Resmî Gazete; 5488 sayılı Tarım Kanunu nun 19. maddesi doğrultusunda 2007/14 nolu tebliğ, 16.02.2007 tarih ve 26436 sayılı Resmî Gazete; 2008/13487 sayılı BKK, 16.04.2008 tarih ve 26849 sayılı Resmî Gazete.

büyüklüğünün üst sınırı da 200 dekar olarak belirlenmiştir. DGD uygulaması, AB de verimliliği destekleyen, üretimi planlayan ve bölgesel farklılıkları dikkate alan bir yapıdayken, Türkiye de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olan tarım arazileri üzerinde fiilen tarımsal üretim kaynaklarını kullanarak bitkisel üretim yapan üreticileri kapsamıştır. Ancak denetimin yetersiz olduğu birçok durumda, üretim yapana değil, arazi sahibine destekleme verilmiştir. Özellikle 200 dekarlık arazileri için kira sözleşmeleri yapan büyük toprak sahipleri, DGD den daha çok yararlanmışlardır. 2002 yılında çiftçi tanımlamasında 78 yaş üst sınırı getirilmiş ve ödeme yapılacak arazi büyüklüğü 500 dekara çıkarılmıştır. 2005 ve 2006 yılı uygulamalarında arazi büyüklüğü alt sınır bir dekar, üst sınır 500 dekar olarak açıklanmıştır. 2007 yılı için toprak analizi yapılan arazilere dekar başına 1 YTL, organik tarım yapılan arazilere dekar başına 5 YTL ilave DGD ödemesi yapılmasına ilişkin karar alınmıştır. 2000 yılından itibaren uygulanan DGD sistemine ilişkin arazi büyüklüğü ve dekar başına yapılan ödeme Tablo 7 de görülmektedir. Tablo 7. Uygulanan Doğrudan Gelir Desteği Yıllar Arazi Büyüklüğü Yapılan Ödeme (YTL) 2000 İlk yıl pilot uygulama yapılmıştır. Alt sınırı 500 m 2-199 dekar 5 ABD Doları 2001 0 200 dekar 10,0 2002 =1 200 dekar 13,5 2003 100 m 2-500 dekar 16,0 2004 100 m 2-500 dekar 16,0 2005 >1 500 dekar 10,0 2006 >1 500 dekar 10,0 2007 >1 500 dekar 7,0 Dekar başına ödenen DGD zaman içinde düşürülerek, 2007 yılında 7 YTL olarak ödenmiştir. 2006 yılına göre oluşan aradaki fark, alan bazlı olmak üzere mazot ve gübre desteği olarak ödenmiştir. 2008 yılından itibaren DGD uygulamasına son verilmiş, yerine alan bazlı desteklerden organik tarım, iyi tarım, toprak analizi, mazot ve gübre desteği, sertifikalı tohum ve fidan desteği, çevre amaçlı tarım alanlarının korunması amacıyla verilen desteklerin arttığı görülmektedir. Ülke genelinde çiftçi kayıt sistemi yıllar itibariyle giderek genişlemiştir. Tablo 8 de DGD den yararlanacak kayıtlı çiftçi, kayıt alanı ve toplam destek tutarı görülmektedir. Ancak 2005 yılından itibaren alt sınır bir dekara yükseltildiğinden ve 2008 yılından itibaren DGD den vazgeçilmesi nedeniyle kayıtlı çiftçi sayısında azalma olmuştur. Tablo 8. DGD'nin Ülke Genelinde Uygulamasına İlişkin Bazı Sonuçlar Yıllar Kayıtlı Çiftçi (Milyon Kişi)* Kayıtlı Alan (Milyon Ha)* Destek (Milyon TL/Da) Desteklenen Arazi Sınırı (Da) Toplam Destek (Milyon YTL)** 2001 2.18 12.2 10,0 200 84 2002 2.58 16.5 13,5 500 1.877 2003 2.77 16.7 16.0 500 2.530 2004 2.75 16.7 16.0 500 2.125 2005 2.70 16.6 10.0 500 1.673 2006 2.6 16.5 10.0 500 2.653 2007 2.61 16.7 7.0 500 1.640 2008 2.38 15.8 - - 1.140 2009 2.33 15.4 - - 0 2010 2.32 15.6 - - 0 Kaynak: *TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, 2011: 21. **TC Kalkınma Bakanlığı (2011), Yıllık Programlar. Ayrıca DGD nin ödenmesinde birçok sorunla karşılaşılmış olup, bu sorunlar aşağıda sıralanmıştır: Girdi ve çıktı desteklerinin elemine edildiği ortamda, destek ile üretim arasında ilişki kuramayan üretici, sözü edilen ödemelerin yapılan işlem için gerekli harcamaları karşılama oranına ve desteğin ödenme zamanlamasına yabancılaşmıştır. Ödemelerin sürekli olarak en az bir yıl gecikmeli yapıldığı ortamda, alınan DGD ödemesinin hangi yıla ait olduğunun bile sorgulanamadığı bir durum ortaya çıkmıştır. Örneğin 2006 yılı ödemesinin 2.653 YTL nin 1 Milyar YTL sin 2004 yılına aittir (Narin, 2008: 200).

DGD ve daha sonra prim ödemeleri sistemi aşırı kırtasiyecilik yaratarak alanda çalışan tarım Bakanlığı teknik elemanlarını asıl görevlerini yapamaz hâle getirmiştir. Özellikle yayım ve kontrol hizmetleri yapılamaz hale gelmiştir. Tarım bütçesi içinde miktar ve oran olarak prim desteklerinin payı artmasına karsın, tarım bütçesinin yetersizliği veri iken, mısır istisnası bir tarafa bırakıldığında, destekleme primlerinin yağ bitkilerinde üretim açığının kapatılmasında etkili olamamasıdır. Bunun yanında, AB nin her yıl yayımladığı İlerleme Raporlarında mevcut AB OTP sisteminden uzaklaşma olarak tanımlanan ve eleştirilen destekleme primleri, nihayet süregelen müzakerelerde en önemli tarım dosyası olan Tarım ve Kırsal kalkınma dosyasının askıya alınmasında kullanılan altı gerekçeden birisini oluşturmuştur. DGD sistemi, Türkiye tarımını üretimden koparan önemli bir etken olmuştur. Bu durum, kamuoyunda sıklıkla eleştirilmiştir. Bu doğrultuda, Tarımsal desteklerdeki değişim, 60. Hükümet tarafından 10 Ocak 2008 tarihinde açıklanan Eylem Planı nda, Tarımsal destekleme uygulamaları gözden geçirilecek, tarım sektörünün rekabetçi bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunacak şekle dönüştürülecektir" biçiminde yer almıştır (TC Kalkınma Bakanlığı, 2008: 17). Yine aynı tarihte Başbakan Erdoğan, tarımda uygulanan DGD yi kaldıracaklarını, 2007 yılından kalan ödemelerin yapılacağını, 2008 yılı için araziye değil ürüne destek verileceğini açıklamış ve bütçeye DGD ödeneği konulamamıştır. Buna karşın, 2008 yılında hazırlanan Ulusal Program da, AB nin mevcut 1782/2003 sayılı Tüzüğüne uyum sağlamak amacıyla, üretimden bağımsız ve basitleştirilmiş tarımsal destek sisteminin (SPS) uygulanmasına yönelik kanun çıkarılacağı taahhüt edilmektedir. 2011 sonrasında yayımlanacağı taahhüt edilen kanunun kapsamı; mevcut bütün gelir ödeme programlarının entegre edilmesi ve bunların, ödeme hakları ve eşdeğer dekar sayısı olacak şekilde çiftlik arazisine dayandırılması ve çapraz uyumun korunması olarak ifade edilmektedir (TC Dışişleri Bakanlığı, 2008: 112). Görüldüğü üzere, iç politika alanına yönelik mesajlar ile AB taahhütleri arasında önemli çelişkiler bulunmaktadır. DGD ve prim ödemeleri, tarım ürünlerini girdi olarak satın alan işletmelere, düşük fiyattan bu ürünleri satın alma olanağı sağlamıştır. Dolayısıyla DGD ve pirim ödemeleri desteklerinden esasında, bu işletmeler yararlanmaktadır. 4.2. Ekim Alanlarında Değişim 1990 yılında 18,9 milyon hektarı bulan tarla bitkileri ekim alanının, 2000 yılından itibaren düştüğü, 2010 yılında 16,4 milyon hektara gerilediği görülmektedir. Tablo 9 da Türkiye de tarım alanlarının büyüklüğü ve toplam tarım alanları içindeki payları verilmiştir. Tablo 9. Türkiye de Tarım Alanları Tarım Alanları Ekilen Alan (tarla bitkileri) 1990 2000 2002 2006 2009 2010 Bin ha % Bin ha % Bin ha % Bin ha % Bin ha % Bin ha % 18.868 67,7 18.207 69 18.123 68,19 17.560 67,9 16.217 66,8 16.438 67,3 Nadas 5.324 19,1 4.826 18,3 5.040 18,96 4.691 18,1 4.323 17,8 4.249 17,4 Sebze bahçesi 635 2,3 793 3 831 3,13 779 3 811 3,3 729 3 Bağlar 580 2,1 535 2 530 1,99 514 2 479 2 478 2 Meyve bahçesi 1.583 5,7 1.418 5,4 1.435 5,4 1.623 6,3 1.686 6,9 1.694 6,9 Zeytin Bahçesi 866 3,1 600 2,3 620 2,33 712 2,8 778 3,2 826 3,4 Toplam 27.856 100 26.379 100 26.579 100 25.879 100 24.294 100 24.414 100 Kaynak: TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, 2011: 2. 2000-2010 döneminde, nadasa bırakılan tarım alanları dışında kalan, toplam işlenen tarım alanı 1.4 milyon hektar azalmıştır. Bu durum, nüfusu hızla artan Türkiye nin gıda güvenliği açısından, dikkatle değerlendirilmesi gereken bir değişimdir. Bu dönemde işlenen tarım alanlarının azalmasının ardında, uygulanan tarım politikalarının etkili olduğu düşünülmektedir. 4.3. Bitkisel Üretimde Değişim Türkiye deki bitkisel ürünlerin büyük bölümünde üretim, 2000-2009 döneminde azalmıştır. 2000-2009 döneminde seçilmiş bazı bitkisel ürünlerin üretim miktarları Tablo 10 da görülmektedir. Tablo 10. Seçilmiş Bazı Bitkisel Ürünlerin Üretim Miktarları (1000 ton) Ürünler 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Buğday 21.000 19.000 19.500 19.000 21.000 21.500 20.010 17.234 17.782 20.600

Arpa 8.000 7.500 8.300 8.100 9.000 9.500 9.551 7.307 5.923 7.300 Mısır 2.300 2.200 2.100 2.800 3.000 4.200 3.811 3.535 4.274 4.250 Pirinç 210 216 216 223 294 360 418 389 452 450 Nohut 548 535 650 600 620 600 552 505 518 563 Fasulye 230 225 250 250 250 210 196 154 155 181 Tütün 200 144 153 112 134 135 98 75 93 81 Ş.Pancarı 18.801 12.633 16.523 12.623 13.517 15.181 14.452 12.415 15.488 17.275 Pamuk 1.295 1.354 1.457 1.337 1.371 1.291 1.477 1.321 1.077 1.021 Ayçiçeği 800 650 850 800 900 975 1.118 854 992 1.057 Soya 45 50 75 85 50 29 47 31 35 38 Patates 5.370 5.000 5.200 5.300 4.800 4.090 4.397 4.246 4.225 4.425 Domates 8.890 8.425 9.450 9.820 9.440 10.050 9.855 9.945 10.985 10.476 Elma 2.400 2.450 2.200 2.600 2.100 2.570 2.002 2.458 2.505 2.782 Fındık 470 625 600 480 350 530 661 530 801 500 Kiraz 230 250 210 265 245 280 310 398 338 418 Portakal 1.070 1.250 1.250 1.250 1.300 1.445 1.536 1.427 1.427 1.690 Kaynak: TÜİK, 2011. Türkiye de buğday üretimi, 2000-2004 arasında düşmüş, sonra 2006 yılına kadar artış göstermiştir. Ancak 2007 yılındaki kuraklık nedeniyle Türkiye, kendine yetecek oranda buğday üretememiş ve 2007 yılında 2.5 milyon ton, 2008 yılında 3.6 milyon ton, 2009 yılında ise yaklaşık 3 milyon ton buğday ithal etmek zorunda kalmıştır. Uygulanan prim desteği ve tohumluk kalitesinde yükselme nedeniyle, mısır ve pirinç üretimi 2000-2009 döneminde artış göstermiştir. Üretimdeki artışa karşın, Türkiye nin mısır ve pirinçte dışa bağımlılığı sürmektedir. Özellikle pamuk üreticisinin mısır üretimine yönelmesi, ancak mısır fiyatlarının düşmesi nedeniyle, bu bağımlılık daha da artacak gibi görünmektedir. Soya üretiminde de benzer bir durum görülmekte olup, soya tüketiminin büyük bir bölümü ithal edilmektedir. Arz açığı bulunan yağ bitkilerinin üretiminde de aynı durum görülmekte, ham yağ ithalatı yapılmasına karşın, arz açığını kapatmak mümkün olamamıştır. Yağ bitkilerinden yalnızca ayçiçeği üretiminde artış olmuştur. 2000 li yıllarda çıkarılan Şeker ve Tütün Kanunları, tütün ekin alanını ve üretimini geriletmiş, şeker pancarı ekim alanı yaklaşık aynı kalmasına karşın, üretimi azalmıştır. Tahıllar ve yağlı bitkilerin üretiminde düşüşe karşın sebze ve meyve üretiminde artışların olduğu görülmektedir. 4.4. Hayvansal Üretimde Değişim 2000 2010 döneminde Türkiye nin canlı hayvan sayısı Tablo 11 de verilmiştir. Nüfusun yıllık ortalama %1,5 arttığı Türkiye de sığır varlığı son on yılda bazı yıllar düşmesine karşın genel olarak sabit kalmıştır. Öte yandan manda, koyun ve keçi sayısında ise önemli düşmeler gerçekleşmiştir. Kanatlı hayvanların sayısında, istisnaları dışında, artış görülmektedir. Tablo 11. Hayvan Sayısı (1000 adet) Yıl Sığır Manda Koyun Keçi Toplam Kanatlı Toplamı 2000 10.761 146 28.492 7.201 46.600 264.451 2001 10.548 138 26.972 7.022 44.680 223.141 2002 9.804 121 25.174 6.780 41.879 251.100 2003 9.788 113 25.432 6.772 42.105 283.675 2004 10.069 104 25.201 6.609 41.983 302.799 2005 10.526 105 25.304 6.518 42.543 332.799 2006 10.871 101 25.617 6.643 43.232 349.402 2007 11.037 85 25.475 6.286 42.883 273.549 2008 10.860 86 23.975 5.594 40.515 248.574 2009 10.724 87 21.750 5.128 37.689 234.082 2010 11.370 85 23.090 6.293 40.838 238.973 Kaynak: TÜİK, 2011. Kanatlı hayvan sayısının ve beyaz et üretiminin sürekli bir artış eğiliminde olması, kârlılığı yüksek ve sermaye yoğun üretim tekniğinin kullanılıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Sığır işletmeciliğinde de büyük sermaye girişleri başlamıştır. Bu durum büyük işletmelerin küçük işletmeler aleyhine bir rekabet baskısı yaratmıştır. Kârlılığın düşük olduğu koyun yetiştiriciliği ise daha çok küçük işletmelerce gerçekleştirilmektedir (Özkaya, Günaydın, Bozoğlu, Olhan ve Sayın, 2010: 15).

Türkiye de hayvansal üretim Tablo 12 de görülmektedir. Süt ve beyaz et üretiminde önemli artışlar gerçekleşmiş, 2008 yılına kadar artan kırmızı et üretimi, sonrasında düşmüştür. Yumurta üretiminde ise genel olarak bazı dönemlerde artış, bazı dönemlerde biraz düşmeler yaşanmıştır. Tablo 12. Hayvansal Üretim Yıl Süt (bin ton) Kırmızı Et (bin ton) Beyaz Et (bin ton) Yumurta (milyon adet) 2000 9.794 491 662 13.509 2001 9.496 436 630 10.575 2002 8.409 421 727 11.555 2003 10.611 367 905 12.667 2004 10.679 447 915 11.056 2005 11.108 409 979 12.052 2006 11.952 439 935 11.734 2007 12.329 576 1.100 12.725 2008 12.243 483 1.123 13.191 2009 12.542 413 1.324 13.833 2010 13.544-1.444 11.841 Kaynak: TÜİK, 2011. SONUÇ Türkiye de 1980 li yıllardan itibaren uygulanan liberalleşme ve serbestleşme süreciyle birlikte devlet, tarım sektöründen giderek çekilme eğilimine girmiştir. Özellikle 2000 li yıllarla birlikte tarım politikaları farklı bir boyuta girmiştir. 1932 yılından 2000 li yıllara kadar uygulana gelen fiyata dayalı destekleme yöntemi olan destekleme alımları DTÖ, IMF ve DB nın yönlendirmeleriyle şekil değiştirmiştir. Destekleme alımları biçiminde uygulanan tarımsal destekleme politikaları, iç politikalar yönünden IMF nin denk bütçe kısıtına, dış politikalar yönünden de ticaret saptırıcı politikaları yönünden DTÖ nün engeline takılmıştır. Türkiye ile DB arasında 2000 yılında yapılan anlaşma çerçevesinde ARIP hayata geçirilmiştir. Bu projeyle fiyat ve girdi desteklerinin kaldırılması, DGD ye geçilmesi ve tarım kesiminde faaliyet gösteren devlet işletmelerinin özelleştirilerek hükümet müdahalesinin azaltılması amaçlanmıştır. Böylece Türkiye tarım politikalarında dönüşüm süreci başlamıştır. 2000-2007 döneminde uygulanan DGD nin, Türkiye nin tarımsal üretim düzeyi ve üreticinin sosyo-kültürel yapısıyla uyumlu bir destekleme yöntemi olmadığı görülmüştür. Ayrıca DGD ödemelerinde sürekli aksamalarla karşılaşılmıştır. Bütün bu aksaklıkların yanı sıra, uygulamanın yararı da olmuştur. Ülkedeki tarım arazilerinin büyük bölümü kayıt altına alınmış ve çiftçi kayıt sistemi oluşturulmuştur. 2004 yılında ise çiftçi kayıt sisteminde kayıtlı olan çiftçilere yetiştirdikleri ürün grubuna göre destek verilmeye başlandığından, ülkede ürün deseni de oluşturulması yolunda adımlar da atılmıştır. 2000 li yıllarda uygulamaya konulan DGD, tarım sektörünün sorunlarına çözüm üretememiştir. Bu nedenle 2008 yılından itibaren verimliliğe ve bölgesel ürün desenine göre destek verilmesi gündeme gelmiştir. Uygulamada olan prim sistemi de alan bazlı desteklere dönüştürülmüştür. 1998 2010 döneminde, tarımsal katma değerin GSYH içindeki payı giderek düşmüş, iç ticaret hadleri tarım aleyhine seyretmiştir. Toplam istihdam içinde tarım sektörü istihdamının 1998 yılında %41,7 olan payı, 2010 yılında %25,7 düzeyine gerilemiştir. 2000 li yıllarda tarıma ayrılan kaynaklar ve bu kaynakların GSYH içerisindeki payı artış göstermiş, ancak hiçbir zaman %1 düzeyine çıkmamıştır. Bu desteklerin bütçe içerisindeki payı ise 2008 yılına kadar artmış, ancak 2008 küresel krizinin etkisiyle 2009 yılında düşmüş, 2010 yılında %2 olarak gerçekleşmiştir. Kaynakça Abay, C., E. Olhan, Y. Uysal, F. Yavuz ve B. Türekul, (2005), Türkiye de Tarım Politikalarındaki Değişim Türkiye Ziraat Mühendisliği 6. Teknik Kongresi, 3-7 Ocak 2005, Ankara, www.zmo.org.tr/resimler/ekler/1ce689121e39821_ek.pdf?tipi, (25.11.2011). Avrupa Komisyonu (2007), Türkiye 2007 İlerleme Raporu (COM (2006)663), 6 Kasım 2007, SEC (2007) 1436, Brüksel, http://www.abgs.gov.tr/index.php?l=1&p=41014, (03.12.2011). Ay, Ahmet, Yapar Sinem (2005), Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması ve Türkiye, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 13, ss. 57-81.

Boratav, Korkut (2004), Cancun daki Tarım Politikaları Tıkanması Üzerine Çeşitlemeler, Özgür Üniversite Forumu, Küreselleşme Çağında Tarım Sorunu, Sayı: 28, İstanbul, 2004, ss. 12-25. Gökçen, Hazım (2007), Tarım Sektöründe Sorunlar ve Çözümler, http://www.hazimgokcen.com/hzm/index.php?showtopic=21, (15.11.2011). GÖKDEMİR, Bülent (2002), Tarımsal Reform ve Rekabet Politikası, Rekabet Dergisi, Sayı: 11, ss. 15 46, http://www.rekabet.gov.tr/word/dergi12bulent.doc, (25.11.2011). Günaydın, Gökhan (2006), Türkiye Tarım Sektörü, Tarım ve Mühendislik, Sayı: 76-77, 2006, ss. 12-27, www.zmo.org.tr/resimler/ekler/46e3ece1fc8b24b_ek.pdf?dergi=139, (22.11.2011). Günaydın, Gökhan (2009), Türkiye Tarım Politikalarında Yapısal Uyum : 2000 li Yıllar, Mülkiye Dergisi, Cilt: XXXIII, Sayı: 262, ss. 175-221. Kaymak, Muammer (2009) 1980 Öncesinin Sorunsalından Hareketle 1980 Sonrası Türkiye Tarımı, 3-6 Eylül 2009, Karaburun Bilim Kongresi, Bugüne Bakmak: 1980 Sonrasında Türkiye de Yaşanan Toplumsal Dönüşüm Süreçleri, (Hazırlayanlar, Erkin Başer, Nihat Koçyiğit, Mustafa Öziş), Ankara, 2011. Narin, Müslüme (2008), Türkiye de Uygulanan Tarımsal Destekleme Politikalarında Değişim, Ekonomik Yaklaşım Dergisi, Aydın Güven Gürkan Özel Sayısı, Cilt: 19, ss. 183-225. Oral, Necdet (2002), Küresel Sömürgecilik Aracı: Sözleşmeli Üretim, BİA Haber Merkezi, http://eski.bianet.org/diger/makale10595.htm, (02.12.2011). Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (2011), Türkiye de Özelleştirme, http://www.oib.gov.tr/yayinlar/yayinlar.htm, (25.11.2011). Özkaya, Tayfun, Günaydın, Gökhan, Bozoğlu, Mehmet, Olhan, Emine, Sayın, Cengiz (2010), Tarım Politikaları ve Tarımsal Yapıdaki Değişmeler, Türkiye Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, 11-15 Ocak 2010, http://www.zmo.org.tr/yayinlar/kitap_goster.php?kodu=82, (15.11.2011). Öztürk, F. ve M. Narin (2004), Türk Tarım Politikaları ve Doğrudan Gelir Desteği, DPT, Türkiye İktisat Kongresi, 5-9 Mayıs 2004, İzmir/Türkiye. Şahinöz, Ahmet (2001), Tarım Sektörü, Türkiye Ekonomisi, Sektörel analiz, Türkiye Ekonomi Kurumu, (Ed. Ahmet Şahinöz), Ankara, ss. 73-105. Şahinöz, Ahmet (2011), Neolitik ten Günümüze Tarım Ekonomi ve Politikaları, Ankara. T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (2004), Tarımsal Yapıda Değişme ve Gelişmeler, II. Tarım Şurası, II. Komisyon Raporu, Ankara, 2004. Tan, Sibel (2009), Tarım Reformu Uygulama Projesi Kapsamında Kırsal Kalkınma Projeleri: Çanakkale İli Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı Örneği, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2, ss. 51-62, http://girisim.comu.edu.tr/dergiall/eskisyilr/4in2/tan.pdf, (26.11.2011). TARSİM, Tarım Sigortaları Havuzu (2011), Faaliyet Raporları, http://www.tarsim.org.tr/page.php?act=viewpage&name=faaliyet_raporu, (12.12.2011). TC Avrupa Birliği Bakanlığı (2011), Temel Belgeler, http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=113&l=1, (28.11.2011). TC Dışişleri Bakanlığı (2008), Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı, Aralık 2008, http://www.mfa.gov.tr/data/dispolitika/ab/up2008_tr.pdf, (18.11.2011). TC Ekonomi Bakanlığı (2011), Fasıllara Göre Dış Ticaret, http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=71611b6a-d8d3-8566-4520f6335c0ddb91, (23.11.2011). TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (2011), BÜGEM Faaliyetleri, Kasım 2011, http://www.tarim.gov.tr/tarimsal_urun_fiyatlari,birimfaaliyetleriguncelbilgiler.html, (10.12.2011).

TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2011a), Tarımsal Veriler, Kasım 2011, www.tarim.gov.tr/files/birimfaliyetleri/tepge.pdf, (23.11.2011). TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2011b), Tarım Stratejisi (2006-2010), http://www.tarim.gov.tr/%5cfiles%5csanal_kutuphane2%5ctarimstratejisi%5ctarimstratejisi_2006 _2010belgesi.htm, (15.11.2011). TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2011c), Tarım Kanunu, http://www.tarim.gov.tr/files/mevzuat/kanun_son/son_kanun.htm, (15.11.2011). TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (2011), Lisanslı Depoculuk Kanun ve Yönetmelikleri, http://www.icticaret.gov.tr/default.aspx?tabid=286&articlecategoryid=165, (09.12.2011). TC Kalkınma Bakanlığı (2008), 60. Hükümet Programı, Eylem Planı, 10 Ocak 2008, http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/ep2008.pdf, (28.11.2011). TC Kalkınma Bakanlığı (2000), Tarımsal Politikalar ve Yapısal Düzenlemeler, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, http://www.dpt.gov.tr/portaldesign/portalcontrols/webicerikgosterim.aspx?enc=83d5a6ff03c7b4 FC49C855C86828FA2E, (15.11.2011). TC Kalkınma Bakanlığı (2011), Kalkınma Planları ve Yıllık Programlar, http://www.dpt.gov.tr/portaldesign/portalcontrols/webicerikgosterim.aspx?enc=83d5a6ff03c7b4 FC3712B3AA8761DC70455EDD505C91856E7FE60BFD028C293D, (12.11.2011). TC Maliye Bakanlığı (2011), Merkezi Yönetim Bütçesi Büyüklükleri 2000 2013, http://www.bumko.gov.tr/tr/genel/belgegoster.aspx?f6e10f8892433cffaaf6aa849816b2efd FD2E3D99D08F44F, (30.09.2011). TC Merkez Bankası (2011), IMF Niyet Mektupları ve Stand-by Anlaşmaları, http://www.tcmb.gov.tr/yeni/iletisimgm/imfniyet.html, (25.11.2011). TÜİK (2010), İstatistik Göstergeler 1923-2009, Aralık 2010. TÜİK (2011), İstatistikler, http://www.tuik.gov.tr/start.do, (22.11.2011). Ulukan, Umut (2009), Türkiye Tarımında Yapısal Dönüşüm ve Sözleşmeli Çiftçilik, ss. 142-169, 3-6 Eylül 2009, Karaburun Bilim Kongresi, Bugüne Bakmak: 1980 Sonrasında Türkiye de Yaşanan Toplumsal Dönüşüm Süreçleri, (Hazırlayanlar, Erkin Başer, Nihat Koçyiğit, Mustafa Öziş), Ankara, 2011. World Bank (2009), Implementation Completion and Results Report, On a Loan in the Amount of US$600 Million to the Republic of Turkey for an Agricultural Reform Implementation Project, November 23, 2009, http://wwwwds.worldbank.org/external/default/main?pagepk=64187835&pipk=64187936&thesitepk=523679 &sitename=wds&menupk=64187283&callback=&projectid=p070286&sitename=wds&menupk =64187283&callBack=, (26.11.2011). World Bank (2011), Agricultural Reform Implementation (ARIP), http://web.worldbank.org/external/projects/main?pagepk=64312881&pipk=64302848&thesitepk=4 0941&Projectid=P070286, (26.11.2011). Yıldırım, Ali Ekber (2011), Tarımda Girdi Fiyatları Dünya, 16.10.2011, http://www.dunya.com/tar%c4%b1mda-girdi-fiyatlar%c4%b1-ali-ekberyildirim_57_134253_yazar.html, (23.11.2011). Yücer, A. (2005), Dünya Ticaret Örgütü İleri Tarım müzakereleri ve Türkiye, Avrupa Birliği Tarım Müzakerelerine Hazırlık Konferansları, Konferans XV 25 Mayıs 2005, http://www.tarim.gov.tr/files/ab_tarim/abhazirlik_konferanslar/konferans_anasayfa.htm, T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI APK Kurulu Başkanlığı, (25.11.2011).

Ek Tablo 1. Tarımsal Destekleme Bütçesinin Dağılımı (Milyon YTL) Tarımsal Destekleme 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Alan Bazlı Tarımsal Destekleme Ödemeleri 621 1.877 2.530 2.480 2.353 2.759 2.607 2.124 1.247 2.056 2.238 2.358 Doğrudan Gelir Desteği 500 1.877 2.530 2.125 1.673 2.653 1.640 1.140 0 0 0 0 Alan Bazlı Ek Ödeme (Organik Tarım, İyi Tarım, 0 0 0 0 0 0 10 0 13 81 150 170 Toprak Analizi) Mazot desteği 0 0 0 355 410 0 480 492 469 512 510 600 Gübre desteği 121 0 0 0 270 0 345 352 596 622 625 710 Sertifikalı Tohum ve Fidan Kullanımı 0 0 0 0 37 50 56 85 90 120 130 ÇATAK (Çevre Amaçlı Tarım Alanlarının 0 0 0 0 0 2 3 5 6 9 30 30 Korunması) Fındık 0 0 0 0 0 0 0 0 0 652 710 710 Alternatif Ürün Ödemeleri 0 0 0 0 0 0 0 0 4 9 17 8 Tütün 0 0 0 0 0 0 0 0 4 8 8 0 Fındık 0 0 0 0 0 0 0 0 0 1 9 8 Telafi Edici Ödemeler 0 0 0 0 56 67 79 79 74 81 76 0 Patates siğili desteği 0 0 0 0 13 14 23 23 11 8 0 0 Çay budama tazminatı 0 0 0 0 43 53 56 56 63 73 76 0 Fark Ödemesi Hizmetleri 362 240 395 334 897 1.292 1.797 1.848 2.007 2.056 2.523 2.236 Arz Açığı Olan Ürünlere Ödemeler 336 200 269 294 622 1.085 1.273 1.135 826 923 1.516 1.310 Hububat 0 0 0 0 205 120 435 610 1.008 996 820 731 Çay 26 40 39 40 70 87 89 103 113 115 135 160 Bakliyat (Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek) 0 0 0 0 0 0 0 0 60 22 58 35 Hayvancılık Destek Ödemeleri 49 75 126 209 345 661 741 1.095 908 1.158 1.670 1.868 Kırsal Kalkınma amaçlı Tarımsal Destekler 0 0 0 0 0 0 80 109 247 304 302 409 Tarım Sigortası Destekleme Hizmetleri 0 0 0 0 0 2 40 47 61 80 240 264 Diğer Tarımsal Amaçlı Destekler 0 84 0 61 57 33 23 39 175 30 73 45 Toplam 1.032 2.276 3.051 3.084 3.652 4.746 5.288 5.262 4.645 5.684 7.046 7.180 Afetten Zarar Gören Çiftçilere Yardım Ödemeleri 0 0 0 0 0 46 355 577 29 137 28 10 GAP Eylem Planı Kırsal Kalkınma ve Hayvancılık Destekleri 0 0 0 0 0 0 0 25 75 126 114 120 Genel Toplam 1.032 2.276 3.051 3.084 3.708 4.793 5.643 5.864 4.749 5.947 7.188 7.310 (1) Tahmin, (2) Program Kaynak: TC Kalkınma Bakanlığı (2011), Yıllık Programlar. 2011 (1) 2012 (2)