4 DE 2 DE 2 DE 3 DE 6 DA 5 DE 7 DE 8 DE



Benzer belgeler
Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de


SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

35 YKR. ABD li turistler Ýlicek Köyünde. Muhtar Özdoðan (Saðda) Turistlerle

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

*** TOSYA KENT REHBERİ ***

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ


Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

Toktamış Ateş'i kaybettik

ÖDP : Maraþ'ý unutmayacak unutulmasýna izin vermeyeceðiz

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK


sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Yaz l Bas n n Gelece i

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

Baþkan Hisarcýklýoðlu: Reformlarýn hayata geçmesi için hükümetle çalýþacaðýz

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Türkler ve Kürtler þehitler için aðladý. Aleviler hem Þiiliðin hem þeriatýn kýskacýnda

Kahraman: Pankobirlik doðru yönetilmiyor. Saðlýk-Sen iþyeri odasý açýldý. Osmancýk'a 'Tabiat Parký' projesi

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

frekans araştırma

Ortak Ýsmi Hisse Tutarý Ortaklýk Payý (%) Ýzulaþ A.Þ YTL 18,13. Ýzbeton A.Þ YTL 15,03. Ýzenerji A.Þ

A Ç I K L A M A L A R

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de


============================================================================

T.C. GAZİEMİR KAYMAKAMLIĞI

Kullanım kılavuzunuz AEG-ELECTROLUX EHG7835X

17 ÞUBAT kontrol

A t t i l â Þ e n k o n

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi


Her þeyin azý karar çoðu zarar derler. Ahmet Arif'in dizelerindeki gibi "Zemheri de uzadýkça uzadý"

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli?


KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

kaldýrmalýyýz iddiasýný dile getiren Zararsýz, Türkiye de son yýllarda saðlýk konusunda önemli deðiþimler... 2 DE

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

interview INTERVIEW Ernst WELTEKE Haziran 99

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Vergi Ýdaresindeki Deðiþimler (1.Bölüm) Pazar, 22 Ocak 2012

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

ÝNÞAAT ÝÞKOLUNDA ENDÜSTRÝ ÝLÝÞKÝLERÝ **

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç.

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

LYS MATEMATÝK II Soru Çözüm Dersi Kitapçýðý 5 (MF-TM)

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

Hüseyin Seyfi. Söyleþi. Devamý 5 DE

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili


Müftülüðümüzden Haberler

ÖZELLEÞTÝRMEDE ÇALIÞANLARIN MÜLKÝYET SAHÝPLÝÐÝ: KARDEMÝR ÖRNEÐÝ

MEZARLIKLAR MÜDÜRLÜĞÜ

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

yargýtay kararlarý T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ YARGITAY ÝLAMI ESAS NO : 2002/6042 KARAR NO : 2002/6339 KARAR TARÝHÝ :

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

maliyet muhasebesi ders notlarý Gönderen : guliz - 18/12/ :27

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Afsiad açýlýþ 1 Perþembe, 28 Mayýs 2009


Polis 'Adın çıkar evine git' deyip ölüme göndermiş - Evrensel.net

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

Kanun Numarası: 545 Kabul Tarihi: 26/1/2006 Yayımlandığı R.Gazete:3/2/2006 Sayı : Yayımlandığı Düstur Tertip5 Cilt : 45

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

BY BYY DEMET ÖĞRETMENİM

Transkript:

Malatya'nýn Hekimhan ilçesi Devlet Hastanesinde Alevi bir kadýn çalýþana karþý yapýlan satýrlý saldýrýnýn ardýndan, hastane müdürüne dek uzanan mezhep ayrýmý iddiasý çýktý. Hastane mutfaðýnda çalýþan Semanur TAKMAZ (38), müdür Nazmi KURT'un eski aþçýbaþýna kendisi için "Alevilerin ellerinin deðdiði yenmez, Bu kadýnýn elini birþeye vurdurma" diyerek mezhep ayrýmý yaptýðý ve hakarette bulunduðu iddiasýyla þikayetçi oldu. Eski aþçýbaþý ile bir hastane personeli Takmaz lehine ifade vererek müdür Nazmi Kurt'u suçladý. Hastanenin yeni aþçýbaþý Ýbrahim Gür'ün müdürün talimatý üzerine ayný ifadeleri kullandýðýný, yemekle ilgilenmesini engelleyip hakaret ettiðini savunan Takmaz, tartýþma sýrasýnda Gür'ün satýrlý saldýrýsýna uðrayarak sað elinden 25 gün iþ göremez þekilde yaralandý. Gür hakkýnda kasten yaralamadan dava açýldý. Hekimhan Kaymakam vekili Sabri Uzun'un Semanur Takmaz'ýn suçlamasýyla ilgili iki tanýða raðmen "tüm hastane personelinin ifadeleri birlikte deðerlendirilmeli" gerekçesiyle müdür Nazmi Kurt hakkýnda iþlem yapmama kararý almasý dikkat çekti. 2 DE 4 DE 2 DE 3 DE Bünyan Belediye Baþkaný Mehmet Özmen, yaklaþýk 300 yýllýk olduðu tahmin edilen Bünyan Halýsý'ný kurtarma ve koruma adýna "Kirkitten Ekonomiye" isimli proje geliþtirdiklerini belirterek, "Bu projeyle Bünyan halýsý hem tekrar dünyaya açýlacak hem de 200 ev hanýma istihdam imkaný saðlamýþ olacaðýz" dedi. Bünyan Belediye Baþkaný Mehmet Özmen, ÝHA muhabirine yaptýðý açýklamada, dünyada marka haline gelen Bünyan halýlarýnýn, Çin'de taklitlerinin yapýldýðýný iþaret ederek, bu deðerli el sanatýna öncellikle Bünyan Belediyesi'nin sahip çýkmasý gerektiðini vurguladý. Bu amaçla belediye olarak bir proje geliþtirdiklerini kaydeden Baþkan Özmen, "Bünyan el halýsýný kurtarma ve korumasý adýna "Kirkitten Ekonomiye" isimli projeyi 2010 yýlýnda hayata geçireceðiz. 6 DA 7 DE 5 DE Ulukýþla Hüseyingazi Köy Meclisi Derneði ve Porsuk Köy Meclisi Derneði baþkanlarý bölgelerinde siyanürlü maden çýkarýlmasý sorununu anlatmak ve destek almak için Adana ve Mersin de bulunan muhalefet bileþenlerini ziyaret etti. Niðde Ulukýþla halkýnýn siyanürlü altýna karþý mücadelesi sürüyor. Adana da DÝSK,TMMOB ÝKK, Ziraat Mühendisleri Odasý, SES, BES, Kültür SanatSen, Türk-Ýþ, TTB, Halkevleri, ÖDP ve TKP nin katýldýðý toplantýda Hasangazi Köy Meclisi Dernek Baþkaný Hüseyin Özçelik, Porsuk Köy Meclisi Derneði Baþkaný Bülent Erdem ve emekli öðretmen Ali Rýza Baysal yörelerinde yaþadýklarý sorunlarý anlattý. Siyanürlü altýný istemiyoruz Niðde ilinin Maden köyünde Gümüþtaþ AÞ nin siyanür linç yöntemiyle maden ayrýþtýrma iþletmesi kurmak istediðini, fakat halkýn yürüttüðü mücadele sonucunda baþarýsýz olduðunu anlatan dernek yöneticileri, þirketin bu baþarýsýzlýðýnýn ardýndan gölet yapýlmak üzere daha önce kamulaþtýrýlan Porsuk bölgesine göz diktiði söylendi. 8 DE

2 Genelkurmay ýn Taraf ýn Alevi þehide Sünni tören haberine iliþkin açýklamasý bir tevil yollu ikrar dýr. Laikliðin teminatý diye sýrtlarý sývazlanan Alevilere yönelik askerin tarifi, Diyanet kökenli tariflerden daha geri. Genelkurmay ýn Aleviliðe duyduðu ilgi, istihbarat raporlarý ve istihbaratçý yetiþtiren derslerle sýnýrlý. 13 Eylül 2009 Pazar günü Taraf ýn manþet haberine ( Alevi Þehide Sünni tören ), benzer durumlarda hep olduðu gibi Genelkurmay dan yalanlama deðil, ama hukuk dilinde tevil yollu ikrar denilen mahiyette bir cevap geldi. 18 Eylül de yapýlan Basýný Bilgilendirme Toplantýsý nda, Genelkurmay Ýletiþim Daire Baþkaný Tuðgeneral Metin Gürak, törenin ailenin bilgisi dahilinde yapýldýðýný söyledi. Önce olayý hatýrlayalým: 7 Eylül günü Eruh ta meydana gelen çatýþmada hayatýný kaybeden askerlerden biri, Jandarma Baþçavuþ Murat Taþ, Amasyalý bir Alevi idi. Ailesi Ýstanbul Alibeyköy de ikamet etmekteydi. Dolayýsýyla Murat Taþ ýn cenazesi Alibeyköy Cemevi ne getirilmiþti. Tören düzenlenecek ve defnedilecekti. Ama cenaze töreni henüz baþlamýþtý ki, yanýndaki askerlerle olay yerine intikal eden bir yarbay, Murat Taþ için resmî cenaze töreni Ataköy de yapýlacak diyerek, törenin yarýda býrakýlmasýna neden oldu. Cemevi dedesi ve toplanan cemaatin þaþkýn bakýþlarý altýnda, Murat Taþ için Alevilerin son görevlerini yapmalarýna izin verilmeyerek, Taþ ýn cenazesi Ataköy Camii nde aralarýnda Deniz Baykal ýn da bulunduðu resmî zevat ýn katýldýðý törene götürüldü. Cemevi dedesi Hüseyin Güzelgül ve Alevi örgütleri, haklý olarak bu olaya tepki gösterdi. Genelkurmay ise, ailesinin bilgisi dahilinde demekle yetindi. Ama mesele bununla geçiþtirilecek gibi deðil... Öncelikle þunu belirtelim: Hayatýný kaybeden bir Alevi yurttaþýn cenazesi,kendisinin vasiyeti veya ailesinin istemi doðrultusunda cemevinin yaný sýra camide düzenlenecek bir törenle de defnedilebilir. Aleviler bundan ne rencide olur, ne de gocunur. Tanýnan bir þahsiyet olmasý bakýmýndan hatýrlatmakta fayda olabilir: Geçtiðimiz Mart ayýnda hayatýný kaybeden þair ve söz yazarý Yusuf Hayaloðlu nun cenazesi önce cemevi, sonra da camide düzenlenen törenlerin ardýndan topraða verilmiþti. Hayaloðlu nun yakýnlarý ve sevenleri, her iki yerde düzenlenen törene de katýlmýþlardý. Buradaki sorun ise, TSK nýn cemevinde düzenlenen törene fiilen izin vermemiþ olmasýdýr. Resmî törenlerini yine bir camide yapabilirlerdi; ama cemevinde düzenlenen töreni hangi hakla engellediler? TSK Alevileri nasýl görüyor? TSK, yeri geldiðinde laikliðin güvencesi diyerek sýrtlarýný sývazladýðý Alevilerin inanç ve ibadetlerine, kimlik ve deðerlerine ne denli saygýlý? Murat Taþ olayý, tipik bir ayrýmcýlýk örneðidir ve vurgulamak gerekir ki, münferit bir olay deðildir; bir anlayýþýn tezahürlerinden sadece biridir. Üstelik bunun belgesi de var! Ergenekon dava dosyalarýnda yer alan gizli ibareli belgelerden biri, Alevi Örgütleri/Azýnlýk ve Misyonerlik Faaliyetleri baþlýðýný taþýyor. Ege Ordusu Ýstihbarat Baþkanlýðý tarafýndan hazýrlanan bu raporda yer alan görüþe göre, cemevlerinin yasal statüye kavuþturulmasýný talep eden Alevi örgütleri AB sürecini istismar ediyorlar! Bu istismar tesbitinin gerekçesi ise, AB Komisyonu nun Kasým 1998 de yayýmlanan Türkiye hakkýndaki Ýlerleme Raporu. Bu raporda Aleviler için Sünni olmayan Müslüman azýnlýk tanýmý kullanýldý. Azýnlýk tesbitine en baþta Alevi örgütleri tepki gösterdi. Ancak Alevi örgütlerinin tepkisi bir yana, Ergenekon soruþturmasýnýn 227 nolu klasörünün 211, 241 ve 284. sayfalarýnda yer alan söz konusu rapor, Alevi örgütlerini ve bu örgütlerin çalýþmalarýna destek veren Alevileri, cemevlerini kilise, sinagog ve camilerle eþit statüye kavuþturulmasýný talep etmekle, AB sürecini istismar ediyorlar suçlamasýna maruz býrakýyor... Buradan anlaþýlan odur ki, Aleviler Genelkurmay ýn gözünde azýnlýk bile deðillerdir. Peki nedirler? Bu sorunun da cevabý var. Bunun için de Genelkurmay Baþkanlýðý Silahlý Kuvvetler Ýstihbarat Okul Komutanlýðý nýn ders notlarýna bakmamýz gerekiyor. Dikkat edin: Ýstihbarat Okul Komutanlýðý... Zaten Alevilerin normal bir derse konu olmalarý, Cumhuriyet tarihi boyunca söz konusu olmamýþtýr. Onlar daima istihbarat raporlarýnýn konusu olagelmiþlerdir. Bu ders notlarýnda, istihbarat subayý olarak yetiþtirilen öðrencilere aþýrý sað faaliyetler, aþýrý sol faaliyetler, sol ve saðdaki cemaatler, dernekler, vakýflar, siyasi partiler, medya organlarý, þirketler ve terör örgütleri hakkýnda bilgiler veriliyor. Aleviler de gizli ibareli bu notlar içerisinde yer alan konu baþlýklarýndan biri. Genelkurmay ýn Alevilerle ilgili bir tarifi var ve o tarif, söz konusu ders notlarýnda þu þekilde ifade ediliyor: Günümüzde Þiilikle karýþtýrýlan inanç þekillerinden birisidir. Sünni mezheplerde Hz. Peygamber den sonra gelen halifeleri ve imamlarý tanýmak ve tâbi olmak esas iken; Alevilikte Hz. Peygamber den sonra gelen imamlardan sadece Hz. Ali ve onun soyundan gelen imamlar tanýnmaktadýr. Bu durum, Aleviliði Sünni mezheplerden ayýran en önemli nedenlerden iken Þiilerle de anlaþtýklarý tek konudur. Alevilik bir mezhep olmayýp, Sünni mezhepler içinde bir yaþam þeklidir. Alevilik, Þiiliðin katý kurallarýna kesinlikle uymaz. Aleviliðin oluþumu konusunda araþtýrma yapan bilim insanlarýnýn görüþüne göre; Anadolu Selçuklularý döneminden itibaren þehirleþmeye geçen Türk boylarý, medreselerin açýlmasý ile kitabý, kültürü tanýmýþ; Ýslam ý bu kültürden öðrenip uygulayanlar Sünni olarak, bu kültürü alamayan kýrsalda yaþayan Türkler ise Ýran ýn etkisi ile Alevi (Hz.Ali yi savunurlar) olarak kalmýþlardýr. Gizli notlarýn devamý da þöyle: Alevilik, medrese kültürü olmayan, kýrsalda yaþayan eski Gök Tanrý dini ve Þiiliðin etkileri görülen, Hz. Ali yi sevip baðlananlarýn bir yaþam tarzý olarak tanýmlanabilir. Burada çuvaldýzý biraz da kendimize batýrmak durumundayýz. Alevi örgütlerinin ve bir bütün olarak Alevilerin açýlým ve çözüm tartýþmalarýnýn gündemde olduðu bugünlerde, en büyük ortak hassasiyetlerinden biri, Aleviliðin kendi dýþýmýzdaki birileri tarafýndan tarif edilmesine karþý çýkmalarýdýr. Bu hassasiyetin, tarihi boyunca baský altýnda kalmalarýndan ileri gelen bir anlamý var. Bu nedenle Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý baþta olmak üzere, bu tip tarif ve tanýmlara karþý çýkýyor, Alevileri tarif etmenin Alevilerden baþka kimsenin iþi olmadýðýný savunuyorlar. Genelkurmay ýn Alevi tariflerini dönüp bir kez daha okuyalým. Diyanet kökenli tariflerden farký var mý? Yok... Gözden kaçýrýlmamasý gereken bir husus da, Genelkurmay ýn Alevilere ve Aleviliðe duyduðu ilginin, aþýrý sað ve sol örgütler, cemaatler vb. baþlýðý altýnda kendisine yer buluyor olmasýdýr. Alevilerin Murat Taþ ý kendi inanç ve ibadetlerine göre defnetmelerine izin verilmemesinin sebeb-i hikmeti, iþte bu ayrýmcý anlayýþýn ürünüdür... Taraf Alevi Haber Ajansý Malatya'nýn Hekimhan ilçesi Devlet Hastanesinde Alevi bir kadýn çalýþana karþý yapýlan satýrlý saldýrýnýn ardýndan, hastane müdürüne dek uzanan mezhep ayrýmý iddiasý çýktý. Hastane mutfaðýnda çalýþan Semanur TAKMAZ (38), müdür Nazmi KURT'un eski aþçýbaþýna kendisi için "Alevilerin ellerinin deðdiði yenmez, Bu kadýnýn elini birþeye vurdurma" diyerek mezhep ayrýmý yaptýðý ve hakarette bulunduðu iddiasýyla þikayetçi oldu. Eski aþçýbaþý ile bir hastane personeli Takmaz lehine ifade vererek müdür Nazmi Kurt'u suçladý. Hastanenin yeni aþçýbaþý Ýbrahim Gür'ün müdürün talimatý üzerine ayný ifadeleri kullandýðýný, yemekle ilgilenmesini engelleyip hakaret ettiðini savunan Takmaz, tartýþma sýrasýnda Gür'ün satýrlý saldýrýsýna uðrayarak sað elinden 25 gün iþ göremez þekilde yaralandý. Gür hakkýnda kasten yaralamadan dava açýldý. Hekimhan Kaymakam vekili Sabri Uzun'un Semanur Takmaz'ýn suçlamasýyla ilgili iki tanýða raðmen "tüm hastane personelinin ifadeleri birlikte deðerlendirilmeli" gerekçesiyle müdür Nazmi Kurt hakkýnda iþlem yapmama kararý almasý dikkat çekti. Semanur Takmaz, müdür Nazmi Kurt, Baþhekim Fatih Birol ve özel temizlik þirketinin patronu Raif Karakuþ'un bir odada kendisine þikayetten vazgeçme baskýsý yaptýðýný, kabul etmeyince iþten çýkarýldýðýný öne sürdü. Ayrýmcýlýk Ýslam Dinine Aykýrý Dava konusu olay 23 Nisan 2009 tarihinde Hekimhan Devlet Hastanesi'nde meydana geldi. Semanur Takmaz hastane müdürü Nazmi Kurt hakkýnda hem savcýlýða hem kaymakamlýða þikayette bulundu. Takmaz savcýlýða verdiði suç duyurusunda "Hekimhan Devlet Hastanesi yemekhanesinde temizlik iþlerinde çalýþtýðým sýrada sanýk benim Alevi olduðumdan bahsederek 'bunlar pistir, Alevilerin ellerinin deðdiði yenmez, elini birþeye vurdurmayýn' demek suretiyle hem mezhepçilik yaptý hem de hakaret etti. Sanýk bu sözleri aþçý Osman Keskin'e söyledi, o da bana iletti' dedi. Takmaz yeni aþçýbaþý Ýbrahim Gür'ün de müdür Nazmi Kurt'un talimatýyla ayný ifadelerle hakarette bulunarak yemeðe elni sürdürtmediðini belirterek kaymakamlýða þikayet etti. Takmaz, 'Adý geçenlerin çalýþtýklarý yerde mezhepçilik yapmalarý gerek islam dinine ve gerekse yasalara aykýrý olduðundan gereðinin yapýlmasýný arz ederim" dedi. Ýki Tanýk Tahmaz Lehine Ýfade Verdi Semanur Takmaz'ýn þikayeti üzerine kaymakamlýðýn talebiyle yazýlý ifade veren hastanenin eski aþçýbaþý Osman Keskin olayý þöyle anlattý: "Hekimhan Devlet Hastanesinde aþçýlýk yaptýðým zaman müdür Nazmi Kurt beni çaðýrdý, 'Ustam Sema haným Alevi, elini yemeðe sürmesin' dedi. Niye diye sordum. 'Bunlar pistir' dedi. Ben Sema hanýmýn temiz ve titiz, iþine baðlý ve dürüst bir kiþi olduðunu söyledim. 'Ben memnunum, insanlara mezhep ayrýmý yapmam' dedim. Müdürle ara sýra cuma namazýna giderdik, kendisiyle sorunum yok ama yalan söylemem doðru olmaz. Ýþten ayrýldýðým zaman Sema hanýma 'Müdür bey Alevisin diye senin yemeðe elini sürmeni istemiyor, haberin olsun, dikkat et' dedim." Hastane memuru Sadýk Çavuþ da yazýlý ifadesinde Semanur Takmaz'ýn Alevi olmasý nedeniyle elini yemeðe sürmemesi þeklinde müdür Nazmi Kurt'un talimatýyla ilgili hastanede sürekli dedikodu olduðunu "Aleviler temiz olmaz, elinin deðdiði yenmez" ifadesini Kurt'un aðzýndan bizzat duyduðunu öne sürdü. Çavuþ, Kurt'un Alevilere dair sarfettiði bir çirkin ifadeyi de açýklamak istemedi. Satýrlý Saldýrýya Dava Açýldý Semanur Takmaz 23 Nisan 2009 tarihinde hastane mutfaðýnda çalýþýrken aþçý Ýbrahim Gür'ün müdür Nazmi Kurt'un talimatýný hatýrlatarak aþaðýlayýcý þekilde, "Sen elini yemeðe sürme, temizliðini yap" demesi üzerine "Neden elimi sürmeyeyim, elimde ne var?" diye karþý çýktýðýný söyledi. Takmaz bu tartýþma sýrasýnda aþçý Gür'ün elindeki satýrla kendisine saldýrdýðýný ve sað elini yaraladýðýný, eline 9 dikiþ atýldýðýný, 25 gün iþ göremez raporu aldýðýný, parmaklarýný hala uyuþma nedeniyle iyi kullanamadýðýný söyledi. Olay sonrasý ihbar üzerine polis hastaneye geldi. Gür hakkýnda iþlem yaptý, suç eþyasý satýra el koydu. Gür hakkýnda kasten yaralamadan Hekimhan Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açýldý. 23 Temmuz'daki duruþmaya taraflar geldi. Takmaz þikayetini tekrar etti. Gür yaralamanýn kaza sonucu meydana geldiðini iddia etti. Duruþma 1 Ekim'de. Semanur Takmaz olayýn ardýndan hastane baþhekimi, yemek þirketi sahibi ve müdür Nazmi KURT tarafýndan bir odaya alýnarak Ýbrahim Gür'le ilgili þikayetinden vazgeçmesi halinde iþine devam edebileceði yönünde baský yapýldýðýný, þikayetinde ýsrarcý olmasý üzerine iþten çýkarýldýðýný söyledi. Bir erkek diðeri kýz iki çocuk sahibi Semanur- Ali Hikmet çifti iþsiz. Mahkeme 1 Ekim 2009 Perþembe günü Hekimhan Adliyesi'nde görülecek. Bölgedeki Alevi kurumlarý Semanur Takmaz için harekete geçti. Baþta Malatya olmak üzere çevre illerdeki Alevi örgütleri 1 Ekim'de Hekimhan Adliyesi önünde buluþacak. NOT: Bu haberde Divriði Gazetesi'nin Aðustos 2009 tarihli 36. Sayýsýndan yararlanýlmýþtýr. Alevihaberajansi.com

Kýrþehir, Yunus Emre'yi anacak Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Kýrþehir Kültür ve Turizm Ýl Müdürü Fuat Dursun, Yunus Emre'yi anmanýn bir vefa borcu olduðunu belirterek, Yunus u anlamak için Yunus ça yaþamak lazým dedi. Kýrþehir ve Aksaray arasýnda kalan Ulupýnar kasabasýndaki Ziyaret Tepe de bulunan anýt mezarda Yunus Emre yi anmak için bir program düzenleneceði bildirildi. Açýklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Ýl Müdürü Fuat Dursun, hoþgörü, sevgi ve vefanýn yok sayýldýðý bir ortamda gönül dünyalarýmýzý aydýnlatmak için Yunus Emre'yi anmanýn vefa borcu olduðunu söyledi. Dursun, "Onun fikir ve düþüncelerini, dünyevi görüþünü, hayata bakýþýný anlamak, bizim hayatýmýza yön veren en büyük ilkedir. Yunus u Yunus yapanýn eti ve kemiði olmadýðýný, bütün dünyanýn saygý duyduðu kiþinin, asaleti, ruh güzelliði, pozitif yaþam tarzý, hoþgörü ve sevgidir dedi. Yunus Emre'nin ne kadar çok sevildiðinin bir iþaretinin de 16 anýt mezarýnýn olmasýna baðlayan Dursun, "Türkiye'nin deðiþik bölgelerinde 13, Azerbaycan'da da 3 anýt mezarý var. Yunus Emre'ye atfedilen mezar sayýsý 16'dýr. Mezarlarýn çokluðu, Yunus Emre'nin nasýl bir sevgi ile sevildiðini göstergesidir. Kýrþehir ve Aksaray il sýnýrýnda bulunan anýt mezarda da Yunus Emre'yi anma töreni düzenliyoruz. Bizim Yunus Emre'ye layýk olabilmemiz için Yunus gibi yaþamamýz lazým. Önemli olanda Yunus u anlamak için Yunus ça yaþamak lazýmdýr" þeklinde konuþtu. Kent Haber 28 Eylül Bireysel Silahsýzlanma Günü Ölümlerde Bireysel Silahlanma Ýkinci Sýrada Taksim'de Bireysel Silahsýzlanma Günü nedeniyle Umut Vakfý'nýn düzenlediði protestoda sessiz ayakkabýlar yürüdü. Dedeman, yasal düzenleme talep etti. Sadece Ýstanbul'da ortalama 8 kiþiden 1'i silahlanma nedeniyle hayatýný kaybetti. Umut Vakfý kurucusu Nazire Dedeman ýn yaný sýra Þiþli Belediye Baþkaný Mustafa Sarýgül ün de katýldýðý dünkü programda Dedeman bireysel silahlanmanýn hâlâ bir tehdit olarak ciddiyetine dikkat çekti: Trafik kazalarýndan sonra ölüm nedenlerinde bireysel silahlanma ikinci sýrada geliyor diyen Dedeman yaklaþýk 16 yýldýr sürdürdükleri mücadelede en önemli adýmýn ateþli silahlarýn kontrolsüzlüðüne, yurttaþlarýn birbirine karþý silahlanarak sessiz sedasýz sürdürdükleri savaþa bir ad koymak olduðunu ifade etti. Dedeman ýn verdiði bilgilere göre her yýl ortalama 3 bin kiþi ateþli silahla öldürülüyor, ortalama 700 kiþiyse kazaen öldürülüyor. Dedeman silahlanmaya teþvik eden toplumsal algýlarýn payý dýþýnda baþka bir sorun olarak yasalarýn yetersizliðini eleþtirdi, 6136 sayýlý Ateþli Silahlar hakkýndaki yasanýn hâlâ yeniden düzenlenmesi gerektiðini kaydetti. Dedeman konuþmasýný 15 yýl önce bireysel silahlanma nedeniyle oðlunu kaybetmiþ bir annenin mesajýyla sonlandýrdý: Hak ve sorumluluklarýný bilen, uygulayan, talep eden yurttaþlar olarak çocuklarýmýzý korumak ve onlara barýþ kültürünün hakim olduðu bir toplum býrakmak hepimizin görevi. Teneke Trampet in de silahlanmaya karþý söyledikleri þarkýnýn ardýndan her yýl olduðu gibi bu yýl da ayakkabýlar kýrmýzý halýya karanfillerle býrakýlarak bireysel silahlanma protesto edildi. Umut Vakfý nýn açýkladýðý verilere göreyse: Türkiye de hareket halinde 8 milyon araçtan 6 sýnda ateþli silah var. Araçta silah bulundurmanýn yaptýrýmýyla alkollü araç kullanmak ayný kategoride deðerlendiriliyor. Polis sorumluluk bölgesinde meydana gelen asayiþ olaylarýnda 2007 e kýyasla 2008 in ilk üç ayýnda; silah kullanýmýnda yüzde 57 artýþ var. Takibi gerektiren olaylarda silah kullanýmý yüzde 30 arttý. Bireysel silahlanmanýn genel durumuna iliþkinse 2007 verilerine göre suçlarda her 25 yaralanmaya karþý 1 ölüm var. Ölenlerin yarýsý kadýn yarýsý erkek. Ölen her 100 kiþiden 3 ü yabancý. Ýstanbul da ise TÜÝK in verdiði rakamlara göre adli otopsi yapýlan 4196 kiþiden 503 ü yani yüzde 12 si ateþli silahla öldü. Yani oratama 8 kiþiden 1 i silahlanma sonucu hayatýný yitirdi. Bunlarýn yüzde 5.2 si yani ölen ortalama 20 kiþiden 1 i ise çocuk.(ezö/eü) Bianet Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Yaþar ALKAN Hedefi Türkiye ve giderek AB ve Avrasya ekonomisinde söz sahibi olmasýný saðlayacak nitelikte ve nicelikte, üretimi ve istihdamý geliþtirecek ortakademede yönetici ve giriþimci yetiþtirmek olan, Kapadokya Meslek Yüksek Okulu 2009-2010 eðitim - öðretim dönemine törenle baþladý. Yeni eðitim öðretim dönemiyle birlikte 6 derslikli ek binanýn açýlýþý da Vali Osman AYDIN tarafýndan yapýldý. Açýlýþ töreni, saygý duruþu ve istiklal marþýnýn okunmasýnýn ardýndan, Kapadokya Meslek Yüksek Okulunun kurucusu ve Ýlke Eðitim Vakfý Mütevelli heyeti Baþkaný, Alev ALATLI nýn konuþmasýyla baþladý. Törenin son bölümünde konuþan Vali AYDIN : Ülkemiz nüfusu 70 milyonu aþtý. Nüfusumuzun büyük bir bölümü genç nüfustan oluþmaktadýr.ülkemizin en büyük sorunu iþsizlik ve kalifiye iþgücünün az olmasýdýr. Bu sorunu çözebilmek için mesleki eðitime önem vermekteyiz. ÝÞKUR vasýtasýyla iþ garantili kurslar açýyoruz. Kapadokya Meslek Yüksek Okulunun kalifiye iþgücü arzý yönünde yapacaðý katkýlar çok önemlidir. Ben huzurlarýnýzda okul yöneticilerine teþekkürlerimi sunuyorum. dedi Kapadokya Meslek Yüksek Okulu 17 Programdan oluþuyor. 1- AÐIRLAMA HÝZMETLERÝ (Ýngilizce) (Turizm ve Otel Ýþletmeciliði) 2- AÐIRLAMA HÝZMETLERÝ (Turizm ve Otel Ýþletmeciliði) 3- ATÇILIK VE ANTRENÖRLÜÐÜ 4- BANKACILIK ve SÝGORTACILIK 5- DIÞ TÝCARET 6- LOJÝSTÝK 7- MENKUL KIYMETLER VE SERMAYE PÝYASASI (Borsa ve Finans) 8- SÝVÝL HAVA ULAÞ. ÝÞLETMECÝLÝÐÝ 9- SÝVÝL HAVA ULAÞ. ÝÞLETMECÝLÝÐÝ (Ýngilizce) 10- TURÝST REHBERLÝÐÝ (Ýngilizce) 11- UYGULAMALI ÝNGÝLÝZCE - TÜRKÇE ÇEVÝRMENLÝK 12- AÞÇILIK 13- BÝLGÝSAYAR PROGRAMCILIÐI 14- GELENEKSEL EL SANATLARI 15- MÝMARÝ RESTORASYON 16- ORGANÝK TARIM 17- ÞARAP ÜRETÝM TEKNOLOJÝSÝ MUSTAFA SÜMEN GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 3009 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 00 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 441 33 38 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Huzurevi 441 33 38 Hacýbektaþ Noterliði 441 35 23 Hacýbektaþ Öðretmen evi 441 31 20

ARAÞTIRMA Ülkenin her yerinde okullar açýlýyorken okullu olduðum günler yani kendi benliðimle yabancýlaþtýðým zamanlar geldi aklýma. Ben ilkokula Diyarbakýr'da baþladým. Annem, evimize en yakýn okul "elit tabakanýn", Ofis semti sakinlerinin gittiði bir okul olduðundan biraz daha "kýrsal" olan Baðlar semtindeki Þair Sýrrý Haným Ýlköðretim Okulu'na "daha az ezilirim kaygýsýyla" kaydýmý yaptýrdý. Tabii ben tek kelime Türkçe bilmiyordum, sadece anadilim olan Kürtçe'yi biliyordum. Okulun ilk günü annemin ellerinden ayrýlýp soðuk bir sýraya, tanýmadýðým ama ayný dili konuþtuðum bir kýzýn yanýna oturdum. Bir de hiç sevmediðim simsiyah bir elbise giydirmiþti bana annem. Annem bana çok yakýþtýðýný söylüyordu ama ben kendimden nefret ediyordum o giysinin içindeyken. Tüm bunlar bir tarafa okulda olup biten hiçbir þeyi anlamýyordum. Her sabah "ne okuyorduk?", "Bu kadýn (öðretmen) ne diyor?" sorularý aklýmda uçuþurken, sýra arkadaþým ile þuna karar verdik: okulun ayrý bir dili var ve burada o dili bize öðretecekler. Okul yeni þeyler demekti, annemin de söylediði gibi. Sýnýf arkadaþlarýmdan birçoðu nasýlsa "okul dili"ni biliyorlardý. Öðretmen ile konuþuyorlardý ama ben sadece benim gibi olanlarla konuþuyordum. Okulda en mutlu olduðum zamanlar ders aralarýndaki boþluklar yani teneffüslerdi çünkü arkadaþlarýmla Kürtçe konuþuyordum ve oyun oynuyorduk. Ardýndan sýnýfa giriyordum ve sýnýfta olup biten hiçbir þeyi anlamýyordum. Okul dilini bilen arkadaþlarým benden daha çok mutlu idi. Öðretmenim Binnaz Haným çok güzel bir kadýndý, okul dilini çok kibar konuþuyordu. Onunla daha yakýn olmak istiyordum ama bir türlü konuþamýyordum. Bir gün eve gittim ve anneme 'anne biz neden farklýyýz?' dedim. Annemin çok üzüldüðünü ve beni alýp ders çalýþmaya götürdüðünü hatýrlýyorum benim dersleri anlamamam onu da sinirlendiriyordu týpký Binnaz Hoca gibi. Annem ara sýra cimcikliyordu beni ve çok caným acýyordu. Ama asýl iþkence okulda oluyordu, öðretmenimiz ne sorsa herkes parmak kaldýrýyordu ama ben hiç parmak kaldýramýyordum. Öðretmenim beni sýra arkadaþýmdan da ayýrmýþtý ve okul dilini konuþabilen birini oturtmuþtu yanýma. Öðrenmem lazýmdý bu okul dilini artýk kesinlikle anlamýþtým. Arkadaþlarýmýn ailelerinin bazýlarý benim aileme benziyordu bazýlarý ise benzemiyordu. Ben de bana ve aileme benzemeyen onlar gibi olmayý istiyordum. Çünkü onlar daha þanslýlardý, en azýndan ben öyle olduklarýný düþünüyordum. Aradan yýllar geçti, annem ile her akþam çalýþtýðýmýz halde ben zar zor okul dilinin harflerini öðrenmiþtim. Fiþleri de bir araya getirebiliyordum. Sýra matematiðe gelmiþti ki annemler benim okulumu deðiþtirdiler, bu kez bize yakýn olan Ofis semti sakinlerinin gittiði o elitlerin okulu, Mehmetçik Ýlköðretim Okulu'ndaydým artýk. Haydaaaa þimdi de baþka okulda tekrar acýlar içindeydim. Yepyeni bir çevre. Ve bu çevredekilerle hiç ama hiç anlaþamýyordum. Bir de öðretmenim erkekti. Binnaz Haným beni en azýndan pat diye kaldýrmýyordu sýnýfýn ortasýnda ve kötü not vermiyordu. Bu öðretmen beni utandýrmak için elinden geleni yapýyordu sanki. Çarpým tablosunu sýra ile okuyacaktýk ve bana sýra gelmeden teneffüs zilinin çalmasý için dua etmekten baþka çarem yoktu. Okuldakilere benzemem lazýmdý artýk anlamýþtým. Bir gün bir baktým -bir Cuma günü- Ferzo Dayým ve dedemler beni okuldan almaya gelmiþler, þapkalarýný bile çýkarmamýþlar. Ben onlarý görünce nereye kaçacaðýmý þaþýrdým ama beni buldular. Dedem bana bir de "were, were (gel gel)" demez mi? Ben de onlara "Herin" (gidin) dedim ve kýzdým. Dedem kolumdan tutuyor bense gitmemek için diretiyordum. Nasýl erken giderdim o gün Cuma idi ve Ýstiklal Marþý'ný okuyacaktýk. Herkes okuyordu o marþý ve ben de okumalýydým. Dedemleri atlatmýþtým o gün ve akþam eve çok sinirli gitmiþtim. Gider gitmez deliler gibi aðlamýþtým 'Anne neden Bawo (dede) geliyor okula, neden beni utandýrýyor, þapkasýný çýkarsa bari, bir de Kürtçe bana Were, Were diyor' diye kýzmýþtým. Annemin umutsuz yüzü gözlerimin önünden gitmiyor hâlâ. Dedem beni özlemiþti ve okullu halimi görmek için bana sürpriz yapmak istemiþti. Van'dan bizi görmek için gelmiþlerdi. Ama ben onlardan utanmýþtým. Þimdi dedemin bir gün daha fazla yaþamasý için yýllarýmý veririm. Beni dedemden utandýran, ana dilimden utandýran bir sistemin içindeydim. Beni benim öz benliðimden uzaklaþtýran kendime yabancýlaþtýran bir sistemdi okul. Okullu olamadým bir türlü. Okul da beni kabul edemedi bir türlü. Meðer Biz 'Kürtmüþüz' Babamýn tayini çýktý. Önce babam gitmiþti, ardýndan biz bindik otobüse ve yepyeni bir yere gittik: Adapazarý. Ýlkokul 5. sýnýfa geçmiþtim, ama yeni okulumda gidecektim yeni sýnýfýma. Okul müdürü beni sýnýfa götürdü. 'Çocuklar bu yeni sýnýf arkadaþýnýz Zozan' dedi. Herkes bir aðýzdan "Neeee? Adý ne? Tozan mý? Kozan mý?" diye konuþmaya baþladý. Sýnýftaki kargaþa üzerine Müdür "Zozan" diye yeniledi. Teneffüs oldu, sýnýf arkadaþlarým sýra ile yanýma gelip "Ne Milletsin? Ermeni misin?, Ne biçim isim o?" diye sordular. Akþam eve gittim ve anneme "Anne biz ne milletiz?" diye sordum. Annem "Biz Kürdüz ama kimseye söyleme" dedi. O herkesten farklý olduðumuzun adýný koymuþtum artýk Biz Kürt'tük. Duymaktan en çok korktuðum þey Kürt olduðumuzdu, çünkü çok iyi biliyordum baþýma gelecekleri. "Eee ne diyecektim þimdi ben yarýn arkadaþlarýma" diyerek ve aðlayarak uyudum o gece. Çocukça rüyalar görmek isterdim, rüyalarýmýn dili de karýþmýþtý. Lise Yýllarý ve artan baský Ýlkokuldan mezun oldum ve Anadolu Lisesi sýnavlarýna girdim. Ailemin benden hiç umudu yoktu ama Vangölü Anadolu Lisesi'ni kazanmýþtým. Van'a okumak üzere gittim. Anneannemlerde kalýyordum. Okula servisle gidiyordum. Servisin girdiði bir ara sokakta "Biji Kürdistan" yazýsýný gördüm. O yazý aklýma kazýndý ve Kürtler hakkýnda sorular sormaya baþladým. Asýl sorgulama dönemim Sakarya Anadolu Lisesi'ne geçiþimle baþladý. Lisede daha yoðun bir baský ile karþý karþýya idim. Tartýþmasýz bir günüm bile geçmiyordu. Sýnýfa girer girmez "Zozan, Zozmayan" baþka bir yerden "Zozan Borazan" diye sesler geliyordu kulaðýma. Mutlaka bir þekilde laf yiyordum sýnýfýmýn 'nadide' üyelerinden. Tarih dersinde bir öðrenci kalkarak ve beni iþaret ederek þöyle demiþti: "Hocam, bu isyan eden Kürtlerin hala baþýný kesememiþiz, buralara kadar gelmiþler". En kötü dersimiz ise Türkçe idi benim için, çünkü kompozisyon yazýyorduk. Ben her zaman sosyal konularý seçiyordum, ezilmiþliði, ezilmiþliðin üzerimizdeki etkilerini belirten kompozisyonlar yazýyordum. En çok eleþtiri benim kompozisyonlarýma geliyordu. Nihayet öðretmenim beni bir gün çaðýrdý ve "Efendi ol, sen de bu ülkenin evladýsýn, zehirini bu okula yayma" diye haþladý beni ve týrnaklarýmýn uzun olmasýný bahane ederek beni okuldan eve yolladý. O gün de tartýþmayý en çok sevdiðim þarkýcýnýn adýnýn Ahmet Kaya olmasý çýkarmýþtý ve elbirliði ile okuldan dýþarý çýkarýlmýþtým. Oysa Ahmet Kaya belki de onlara göre benim sevdiðim en masum sanatçý idi. Grup Yorum, Þiwan Perwer ve Zülfü Livaneli'nin isyan þarkýlarýnda kendimi buluyordum ama saklýyordum herkesten. Dershanede nihayet yaþýtým olan Kürtlerle tanýþtým, Halkevine ve o zamanlar adý HEP olan siyasi partinin gençlik kollarýna gidip gelmeye baþladým. Okulda yaptýðým hararetli tartýþmalar için daha çok çalýþmam gerektiðini düþünerek bol bol kitap okuyordum. Özellikle Halkevinde çok mutlu oluyordum, benim gibi düþünen insanlarla birlikte olarak kendimi bulmuþ kadar mutlu oluyordum. Sakarya'ya çok yaðmur yaðardý, þemsiye herkesin hayatýnda ayrýlmaz bir parça gibiydi. Özellikle benden nefret eden bir oðlan ne yapýp edip bana yakýn bir sýrada durarak Ýstiklal Marþý okunurken "oku, oku" diyerek sýrtýma batýrýrdý þemsiyesini. O oðlan sonradan Hukuk Fakültesini kazanarak ülkü ocaklarýnýn militaný olacaktý ve kader bizi onunla hayatýmýzýn ileriki dönemlerinde karþýlaþtýracaktý. Lisenin sonuncu döneminde gözaltýna alýndým. Bu gözaltý nasýl olduysa tüm çevrem tarafýndan duyuldu. Okula birkaç gün gidemedim. Gittiðim gün okul müdürü çaðýrdý, "attýðýn adýmlara dikkat et, tasdiknameni veririm gözünün yaþýna bakmam" diye tehdit etti. Akþam babamýn iþyerine aðlaya aðlaya gittim okulda olanlarý anlattým, babam bana taksiye binip eve gitmemi söyledi. Aþaðýya indim bir taksiye bindim, taksici bana "Ýn aþaðýya, koynumuzda yýlan beslemiþiz, bu ülkenin ekmeðini yiyorsunuz, ayýp, ayýp. Ýn aþaðýya" dedi. O günden sonra okulda yanýmda kimse oturmak istemedi. Kimin yanýnda oturtsa beni öðretmenler ertesi gün aileleri gelip kýzlarýnýn yerlerini deðiþtirmelerini istiyorlardý. Hatýrlýyorum en istikrarlý sýra arkadaþým okula sonradan kayýt yaptýran biri idi yani benim ünümü duymamýþtý ailesi. Okul yýllýðýma "aþýrý milliyetçi olan Zozan" diye yazmýþtý arkadaþlarým, "bize otlu peynir ile çiðköfteyi býkmadan ikram ederdi" diye bir ekleme de yapmýþlardý. Aslýnda ne kadar da duru bir þekilde anlatmýþlardý durumumu, ben ýsrarla onlara kendi kültürümü ve halkýmý anlatmaya çalýþýyordum. Bunu yaparken ben 'aþýrý milliyetçi' onlar da 'normal' oluyorlardý. (ZÖ/EZÖ) Bianet

KAPAK Dünya binbir çiçekli bir kültür bahçesidir. Yaþar Kemal, dünyanýn sahip olduðu ve geçen onyýllar içinde daha çok farkýnda olunan bu kültür çeþitliliðindan gitgide daha sýk söz ederken, hiç kuþku yok ki hep bir endiþenin kararlý izleyicisi olarak karþýmýza çýkýyor. Sahip olduðumuz kültür çeþitliliðini korumak yerine sorunlarýn çözümünün baþlýca aracý olarak seçilen zor ve þiddetin egemenliði altýnda yaþamak bu arada neleri geri dönülmez biçimde kaybettiriyor, önce yaratýcý yazarlar görüyor. Yaþar Kemal, özellikle son on yýl içinde gitgide artan duyarlýðýyla bu tehlike için söz alýyor, Dünyamýz þimdi tek kültürlü bir dünyaya doðru baþýný almýþ gidiyor. Bu, insanlýðý insanlýktan çýkaran bir durumdur, diyor. Ülkenin yüz yýldýr yaþayageldiði en önemli sorun olan Kürt sorununu bütün kardeþlik ve bir arada yaþama duygularýný hoyratça çiðneyerek çözümsüzlüðe itenlerin hiç deðilse kendilerinin baðýþlanmasýný saðlayabilecek yeni açýlýmlara bile ne denli kayýtsýz kaldýklarý düþünülürse, tek kültürlülük arayýþýnda saklý zorbalýðýn insanlýðýn önünden kaldýrýlmasý gereken ilk engel olduðu hemen söylenebilir. Binbir Çiçekli Bahçe, Yaþar Kemal in bir kitapta toplanmamýþ yazýlarýný, konuþmalarýný içeriyor. Dünya edebiyatýnýn yaþayan en büyük romancýlarýndan biri olan Yaþar Kemal, çaðýnýn ve çok sorunlu ülkesinin kaygýlar içindeki entelektüellerinden biri olarak düþüncelerini apaçýk, dupduru biçimde dile getirirken, edebiyat anlayýþýný da açýklýyor. Yaþar Kemal romanýnýn kaynaklarý Onun halk edebiyatýnýn sözlü ve yazýlý kültürü içinden çýkarýp içselleþtirdiði, önce sestir, sonra söz. Kimileri Yaþar Kemal in romanlarýnda bir durumu ya da hareketi hak ettiðinden çok uzun anlattýðýndan ya da söz yinelemelerinin çokluðundan söz açar ki, onun nasýl yazdýðýný doðru anlamamaktan gelen bir yanýlgýdýr bu. Oysa destanlardan, masallardan, manilerden ve bilmecelerden, halk hikâyelerinden, halk þiirinden beslenmiþ bir dilin yinelemelerden aldýðý güç, ayný zamanda þiir dilinin iç biçim özelliklerinin düzyazýya taþýnmasý biçiminde açýða çýkar. Yaþar Kemal in bir durumu ya da hareketi uzun uzadýya anlatmasýnýn baþlýca nedeni söz kaynaðýnýn bu büyük zenginliðidir. Düþünelim ki, iyi bir olasýlýkla yaklaþýk on bin sözcükle yazýyorsak, Türkçe Sözlük te geride kalan doksan bin sözcüðü hemen aklýmýza getirip yazý diline aktaramýyoruz demektir. Bunun için yazarýn kendi söz daðarýný ayrýca çalýþýp oluþturmasý gerekir. Yaþar Kemal in kaynaðýndaki sözcük sayýsýysa, hiç kuþku yok ki Türkçe Sözlük teki yüz bin sözcüðü de geçer. Bu dil Türkmen ve Kürt kültür ve geleneðinden, Çukuruova nýn ve Toroslarýn yaþam biçiminden ve doðasýndan gelerek öylesine zenginleþmiþtir ki, bütün olanaklarýyla kullanýlýrken anlatýyý zaman zaman taþkýnlaþarak oluþturur. Öte yandan, Yaþar Kemal in romanlarýnýn epik özelliðinin bir ucu epopelerden çýkýþýna baðlanýr, öbür ucu dünya edebiyatýnýn büyük gerçekçi döneminin klasiklerine. Dilinden düþmeyen yazarlar Stendhal, Puþkin, Dostoyevski, Gogol, Dickens, Faulkner ya da Kafka ise, romanlarý da onlarýn yaný baþýnda, onlarýn gördükleri hayaller içinde yaratýlýr. Edebiyatýn bu iç içe geliþmesi Yaþar Kemal i her zaman yakýndan ilgilendirdi ve bu arada roman anlayýþý da zaman içinde ilkelerini kurarak oluþtu. Roman sanatýnýn yapýmbiçimiyle ilgili düþüncelerini bulunduklarý yerlerden çýkardýðýmýzda özgün düþüncelerle karþýlaþýrýz; Yaþar Kemal in hesabýný romanlarýyla verdiði bu düþünceler, roman sanatýmýzýn da göz önünde tutmasý gereken noktalarýn önemli bir bölümünü oluþturur. Binbir Çiçekli Bahçe deki yazýlarýnda arada bir cümlede geçen sözler, elbette ardýnda uzun bir geçmiþin birikimini taþýr. Sözgelimi, Kafka da Gogol ün tezgâhýndan geçmiþtir, der Yaþar Kemal. Bu anlayýþ onu roman sanatýnýn geleneksel deðerlerine pek çok çaðdaþýndan daha sýký baðlý tutmuþtur. Postmodernizmin romandaki karþýlýklarýný ya da edebiyatý insandan uzak tutup biçimsel öðelere yaklaþtýran, sonunda kendine kapanan anlayýþlarý eleþtirir. Günümüzde birtakým moda akýmlar yaratýlýyor, onu da yenilik sanýyoruz, diyor Yaþar Kemal. Gerçekleþtirmek istediði yenilik, asýl olarak onun insaný görme biçimlerinde aranmalýdýr. Gene de yirminci yüzyýl baþýnda modernizmin yükseliþini gerçekleþtiren büyük yazarlara duyduðu yakýnlýk, Yaþar Kemal in roman anlayýþýnýn katý olmadýðýný yeterince gösterir ki, kendine en yakýn gördüðü çaðdaþý Faulkner dýr. Üstelik bir adým daha atýp, Joyce un getirdiði olanaklardan sonra bir Zola, bir Gorki, bir Þolohov, hata bir Tolstoy gibi roman yazmak çok zor... Sürrealistlerin getirdikleri olanaklarý da yabana atamayýz, Beckett ve Yeni Dalga romancýlarýnýn getirdiklerini de, derken, okurlarý ve yazarlarýyla bizim edebiyatýmýz Yaþar Kemal i nasýl bir yere koymaktadýr? Bu sorunun ardýndan, onun bir Gogol ve Ölü Canlar tutkunu olduðunu da belirtelim. Puþkin den sonra en büyük Rus yazarýnýn Gogol olduðu düþüncesini sýk sýk dile getirmesi, onun romaný nasýl gördüðünü çok iyi anlatýr. Deðil mi ki Gogol Ölü Canlar için, Bu romanla yeni bir Ýlyada yazdým, demiþtir, Homeros u atalarýndan, Akdeniz i anayurdu bilen Yaþar Kemal için ufuk çizgisi çekilmiþtir. Arada elbette Don Quijote vardý; Don Kiþot ne kadar önemliyse, Palto da o kadar önemlidir, derken, sanýrým önemli bir baþlýk açmaktadýr; öte yandan, deðil yalnýzca Çehov ve öteki Rus yazarlarý, Kafka nýn Dava sýnýn da Palto dan çýktýðýný anýþtýrýr ki, bu iki büyük baþyapýtý yan yana koyup birbirine koþut biçimde okumak, bugüne dek belki de aklýmýza getirmediðimiz bir saptamayý, edebiyata nasýl bakmak gerektiðini gösterir. Bir yazar ve mit yaratmak Yaþar Kemal için bütün büyük romanlar bir mitin ardýndan mý gider. Gelgelelim, hem her çaðýn bir yaratma biçimi vardýr, hem de mitleri yaratan insan, ayný zamanda kendini anlatan edebiyata yol açmýyor mu; Ýnce Memed ya da Yer Demir Gök Bakýr ýn Taþbaþ ý mite dönüþmüþ insanlarsa, Kimsecik üçlüsünde çocuk Mustafa nýn korkusu insanoðlunun yarattýðý mitlere gösterilebilecek çok çarpýcý bir mitse, Anavarza birbiri ardýndan görünüp sonra gelene yerini terk eden bir dizi mitin yaratýldýðý dünyaysa, Yaþar Kemal evrensel mit yaratýcýlarý arasýnda elbette apayrý durmaktadýr. Günümüzde romanýn canevi nerelerde kuruluyor? Rusya sosyalizmden sonraki bunalýmýný ayný zamanda derin bir kültür bunalýmý olarak yaþadýðý için romancýlarýnýn önünü de týkamýþ olabilir mi? Orta Avrupa kendine yenik düþmüþ; Batý Avrupa yeni zamanlar kültürü içinde roman sanatýnýn yerini deðiþtirmiþ durumda. ABD nin yeriyse, roman sanatýnda da her zaman ayrý; orada roman gerçek edebiyatýn tacýný her zaman parlatacak enerjiye de, zenginliðe ve duyarlýða da sahip. Güneyde ise G.G. Marquez in önünde koþtuðu, Yaþar Kemal in çok sevdiði Amado ile ondan sonra gelen kuþaktan romancýlar var. Yaþar Kemal iþte burada duruyor. Latin Amerika edebiyatýnýn büyülü gerçekçiliðini özellikle Yüzyýllýk Yalnýzlýk tan sonra keþfettik; oysa Yaþar Kemal daha ilk romanlarýndan baþlayarak kendine özgü bir büyülü gerçekçilik kurmuþ ve bundan elli beþ yýl önce, Ýnce Memed in ilkiyle bunun parlak bir örneðini vermiþti. Bu nedenle Yaþar Kemal i hiç kimseye benzetemeyiz, ne sevdiði yazarlardan etkilenerek kurulmuþtur onun romaný, ne de dünya edebiyatýna akan sularýn yarattýðý deltayý gördükten sonra. Hiç kimseye benzemeyen, hiç kimsenin etkisi altýnda bulunmadan, yaþadýðý hayatýn kültüründen yaratýlmýþ bir mucizedir Yaþar Kemal romaný. Onu anlamak için yeterince çalýþmadýðýmýz da kuþkusuz. Yaþar Kemal in düþünce dünyasý Yaþar Kemal in yeni kitabý Binbir Çiçekli Bahçe, yazarýn düþünce dünyasýna bir pencere açýyor. Kitap, Yaþar Kemal in Kürt sorunu hakkýnda, barýþtan ve insan haklarýndan yana tavýr alan yazý ve konuþmalarýyla baþlýyor. Aðustos ayýnda Radikal de dizi olarak yayýmlanan Cem Erciyes in yaptýðý Kürt sorunuyla ilgili Yaþar Kemal röportajý da, iki yýl önce Türkiye Barýþýný Arýyor konferasýnda Yaþar Kemal in yaptýðý konuþma metni de kitabýn hemen baþýnda okurla buluþuyor. Yaþar Kemal, 1995 te Türkiye de düþünce özgürlüðü mücadelesinde önemli bir direniþ olan Düþünce Özgürlüðü ve Türkiye kitabýndaki yazýsýný da kitaba almýþ. Ayrýca yine o yýllarda Der Spiegel deki yazýsý için açýlan davada, DGM de okuduðu savunmasýný da okuyabiliyoruz. Yaþar Kemal in o konuþmasýnýn son cümleleri adeta, 1960 lardan itibaren yazdýðý tüm yazýlarý, yaptýðý tüm konuþmalarý özetliyor. Benim yazýlarým, halkýmýza birer çaðrýdýr, diyor Yaþar Kemal ve þöyle devam ediyor: Öncelikle batýdaki, doðudaki çocuklarý, savaþta ölmüþ analarý çaðýrýyorum. Bu savaþ en çok sizin yüreðinizi yaktý. Herkesi çaðýrýyorum, sayýn yargýçlar sizleri de bu savaþý durdurmak isteyenlere katýlmaya çaðýrýyorum... Kitapta, 1961 den 2009 a uzanan geniþ bir zaman diliminden gelen pek çok yazý var. Tamamý, insan onurundan, özgürlüklerden ve doðaya saygýdan yana tavýr alan metinler bunlar. Yaþar Kemal, bazen haklarý için yürüyen gazetecilere destek veriyor, bazen Ecevit ve Demirel i gerçek demokrasi adýna uyarýyor... Dünya Gazeteciler Birliði nin Ýstanbul daki toplantýsýnýn açýlýþýnda Biri yer biri bakar, kýyamet ondan kopar. Biri Yiyor, milyonlar bakýyor. Kýyametin kopmasýný mý bekleyelim? diye sesleniyor. Benim bütün meselem doðadýr diyerek, ýsrarla doðanýn korunmasýndan bahsediyor. Tabii ki edebiyat da var. Yaþar Kemal in Dede Korkut üzerine gerçekten çok özel bir inceleme yazýsý, Gogol ve roman sanatý üzerine yazdýklarý, Ýnce Memed in Ýngilizce baskýsý için hazýrladýðý önsöz gibi az bilinen ama çok önemli yazýlarý yer alýyor kitapta. Kimlikler baþlýðý altýnda ise Orhan Kemal, Abidin Dino, Ara Güler, Zülfü Livaneli, Mehmet Uzun gibi dostlarýný anlatan yazýlar var. Kitabýn son bölümü söyleþilere ayrýlmýþ. Burada da Yaþar Kemal, Le Monde, Cumhuriyet ve Radikal gazeteleriyle Yeni Atlas dergisindeki röportajlarýný toplamýþ. Bu röportajlar ve Gazetecilik Günlerim baþlýklý konuþmasý da Yaþar Kemal in yazar kimliðine ve o kimliðin ana ögelerine dair anlattýklarýný içeriyor. Bu bölümün kuþkusuz en ilginç yazýsý, Radikal in geçen 23 Nisan da yayýmladýðý, dokuz yaþýndaki Helin Zeynep Miser in yaptýðý röportaj. Binbir Çiçekli Bahçe Yaþar Kemal, Yapý Kredi Yayýnlarý, 2009, 294 sayfa, 15 TL. http://notoskitap.blogspot.com Radikal

Bu hafta ilköðretim okullarýnda ve liselerde 15 milyon öðrenci, 600 bin öðretmen ders baþý yaptý. 2009-2010 eðitim-öðretim yýlýnda öðrencilerimize, öðretmenlerimize ve velilerimize kolay gelsin diyor, sabýrlar ve baþarýlar diliyoruz. Eðitim alaný çok ciddi sorunlarla karþý karþýyadýr. Bu sorunlarýn en öne çýkaný eðitimi giderek bir hak olmaktan çýkartan özelleþtirme uygulamalarýdýr. Önceki hükümetler ve özellikle AKP hükümeti döneminde doruða ulaþmýþ olan piyasacý uygulamalarla devlet eðitimle ilgili kamusal sorumluluðundan yani herkese ayrým gözetmeksizin nitelikli ve parasýz eðitimi sunma görevinden iyice sýyrýlmýþ, eðitim kiþilerin maddi olanaklarýna göre yararlanabilecekleri bir ayrýcalýða dönüþmüþtür. Eðitim bir hak olmaktan çýkarýlarak maddi gücü oranýnda bireylerin ulaþabildiði bir ayrýcalýða, yüksek kar getirici iþlevi olan bir yatýrým alanýna dönüþtürülmüþtür. Bugün eðitimin mali sorumluluðu velilerin sýrtýna yüklenmiþtir. Velilerin çocuklarýnýn eðitimi için devasa miktarlarda para harcamasý gerekmektedir. Eðitimde özelleþtirmenin somut örneklerini okullarda baðýþ, karne parasý, kurs ücreti vb. taleplerde görmek mümkündür. Bunlarýn yanýnda sýnav merkezli eðitimin piyasasýný oluþturan, emek gücünün yoðun sömürüldüðü, devasa bir sermaye birikiminin gerçekleþtirildiði alanlardan birisi olan dershanelere velilerin yaptýðý harcamalar çok büyük miktarlara tekabül etmektedir. Eðitim sisteminde okullarý þirket, öðrencileri ve velileri müþteri olarak kabul eden düzenlemeler, çýkarýlan yönetmeliklerle uygulamaya konulmuþtur. Toplam Kalite Yönetimi (Bir iþletme yönetim modeli olarak, üretimin her unsurunun daha fazla kar için yeniden düzenlenmesidir.) Okul Geliþim Modeli gibi uygulamalar, her okulu bir iþletme olarak gören uluslararasý sermayenin o kurumun çalýþanlarýný, veli ve öðrencileri bir bütün olarak iþletme mantýðýna hazýrlama projesidir. Eðitimde özelleþtirmenin diðer adýmlarýndan biri de apolet yasasý olarak bilinen, öðretmenlerin bir kýsmýný baþöðretmen ve uzman öðretmen olarak sýnýflandýran diðer kýsmýný da öðretmen olarak kategorize eden ve ayný iþi yapan kiþiler arasýnda ücret eþitsizliðine neden olan uygulamadýr. Bu yýl atama bekleyen öðretmenlerin puan ve sýralamasý henüz açýklanmamýþtýr. Atanamayan öðretmenler istediði yere neden atanamadýðýný merak etmektedir. Ýlk kez böyle bir uygulama yapýlmaktadýr. Yoksa bilgisayar atamalarýnda bir hata oluþturuldu da bizim mi haberimiz yok? Atama listeleri ve puan durumunu belirtir tablonun derhal açýklanmasýný istiyoruz. Bütçeden eðitime ayrýlan pay günden güne düþerken, gelir daðýlýmýndaki adaletsizlik, çalýþan kesimlere yönelik vergi yükü devasa boyutlardayken, kayýt dýþýlýðýn alýp baþýný gittiði bir ortamda sermaye kesimine ciddi bir vergi uygulanmamakta, eðitime ayrýlacak kaynaðýn olmadýðý tezi öne sürülerek eðitimin faturasý halka çýkarýlmaktadýr. Eðitim kamusal bir hizmet alanýdýr. Eðitimin piyasalaþtýrýlmasýna son verilmelidir. Eðitim herkes için eþit ve parasýz olmalýdýr. Eðitime bütçeden daha çok pay ayrýlmalý, kamunun kaynaklarý sermayenin ihtiyaçlarý doðrultusunda deðil, tüm toplumun insanca yaþam olanaklarýný gerçekleþtirmek için kullanýlmalýdýr. Þakir Þenol Özgürlük ve Dayanýþma Partisi Kýrþehir Ýl Baþkaný Sulucakarahöyük/ KAYSERÝ Bünyan Belediye Baþkaný Mehmet Özmen, yaklaþýk 300 yýllýk olduðu tahmin edilen Bünyan Halýsý'ný kurtarma ve koruma adýna "Kirkitten Ekonomiye" isimli proje geliþtirdiklerini belirterek, "Bu projeyle Bünyan halýsý hem tekrar dünyaya açýlacak hem de 200 ev hanýma istihdam imkaný saðlamýþ olacaðýz" dedi. Bünyan Belediye Baþkaný Mehmet Özmen, ÝHA muhabirine yaptýðý açýklamada, dünyada marka haline gelen Bünyan halýlarýnýn, Çin'de taklitlerinin yapýldýðýný iþaret ederek, bu deðerli el sanatýna öncellikle Bünyan Belediyesi'nin sahip çýkmasý gerektiðini vurguladý. Bu amaçla belediye olarak bir proje geliþtirdiklerini kaydeden Baþkan Özmen, "Bünyan el halýsýný kurtarma ve korumasý adýna "Kirkitten Ekonomiye" isimli projeyi 2010 yýlýnda hayata geçireceðiz. Bu sayede halýlarýn tekrar dünyaya açýlacaðýný hem de 200 ev hanýmýna istihdam imkaný saðlamýþ olacaðýz" dedi. "200 Ev Hanýmýna Ýþ Ýmkaný" Bünyan halýlarýnýn sadece Türkiye'de deðil, dünya da marka haline geldiðine deðinen Özmen," Bünyan el halýlarýnýn önündeki en büyük sorunlardan birinin Çin tarafýndan taklitlerinin yapýlmasýdýr. Makine halýlarý karþýsýnda, her evden gelen kirkit sesi, birbirinden deðiþik motifler ve modellerin hepsi zamanla tükendi. Her evde bir tezgah varken bugün 13 bin nüfuslu Bünyan'da toplam 30 tezgah kaldý. Yapanlarda geçimini saðlamak adýna mecbur olarak yapýyor. Zaman içerisinde halý tezgahýnýn geriye býraktýðý kirlilikten isyan eden ev hanýmlarý, evlerinden tezgahý çýkarmýþlar. Bünyan el halýsýný kurtarma ve koruma gibi önemli iþler yapabilme adýna 'Kirkitten Ekonomiye' diye proje hazýrladýk. Bu proje AB hibe projesi kapsamýnda 2010 yýlýnda baþlayacak. Eðer oradan cevap gelmezse belediye kapsamýnda olan halýcýlýk iþletmesiyle hayata geçirip yaklaþýk 200 ev hanýmýna iþ imkaný saðlayacaðýz" diye konuþtu. " Bünyan Halýsýnýn Geçmiþi" Bünyan halýlarýn tarihi hakkýnda da bilgiler veren Özmen,"Bünyan'ýn halýda ismini duyurmasý, Bünyan'ýn yerleþim yeri olarak büyümesiyle ve buna baðlý olarak halý üretiminin artmasýyla baþlar. Bünyan halýlarýnýn kendine özgü motifleri vardýr. 18 ve 19. yüzyýllarda nüfusun artmasýyla üretimde artmýþtýr. O zamanlarda ilçede kilim, ipek halýcýlýðý ve yünlü halýlarda dokunmakta imiþ. Bünyan halýcýlýðýnýn gerçek anlamda atýlým yapmasý ise 1914-1916 yýllarýnda gerçekleþmiþtir. Bu tarihlerde kilim tezgahlarý halý dokunmasýna uygun hale getirilmiþtir. Günümüzde Bünyan'da halýcýlýk ev halýcýlýðý olarak devam etmektedir. Halýcý esnaflar tezgahlarý hazýrlayýp halý dokuyan ailelere daðýtmakta gerekli iplikler verilmekte bu sistem içerisinde halýlar imal edilmektedir. Herhangi bir atölye veya fabrika türü üretim söz konusu deðildir. 1908-1909 yýllarýndan itibaren Bünyan halýlarýnda malzeme olarak suni boyalarla boyanmýþ fabrikasyon yün ipliðiyle pamuk ipliði kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Bu dönem halýlarýnda kullanýlan motifler genelde düzenleme olarak ifade edilen geometrik esaslý motifler kullanýlmýþtýr" dedi. Yeni projeyle birlikte halýcýlýkta bilinen modellerin haricinde farklý modellerin de üretileceðini söyleyen Özmen, hediyelik eþya boyutunda da üretimlerin yapýlacaðýný sözlerine ekledi. Kent Haber DÝJÝTAL SÝSTEMLER Otomatik kaþe Logolu kaþe Ýmza kaþesi Düz ve Oval kaþe Cep kaþeleri Kaþeler kendi imalatýmýzdýr OKUL ÇANTALARI Defter, Kalem,Silgi ve tüm okul kýrtasiye ihtiyaçlarý uygun fiyatlarla HER MARKA FOTOKOPÝ, FAX, YAZICI Kartuþ ve Tonerleri Sarf Malzemeleri HACIBEKTAÞ 441 38 41

7 Serkan KILINÇ- Hayati YALÇIN TRABZON, GÜMÜÞHANE - Doðu Karadeniz genelinde bir süredir etkili olan yoðun yaðmur, yüksek kesimde kara dönüþtü. Gümüþhane de dün gece baþlayan kar yaðýþý nedeniyle sabah saatlerinde kent merkezinde kar kalýnlýðý 10 santimetreyi buldu. Kar kalýnlýðý Zigana ve Ovit geçitlerinde ise 30 santimetreye ulaþtý. Eylül ayýnda kar beklemeyen yöre insaný yollarda, köylerde ve yaylalarda mahsur kaldý. Bölgenin sahil kesimi dün geceyi gök gürültülü saðanak yaðýþlarla geçirdi. Ancak hava sýcaklýðýndaki düþüþ yüksek kesimde kar yaðýþýný da beraberinde getirdi. Gümüþhane yi Trabzon a baðlayan Zigana ve Rize yi Erzurum a baðlayan Ovit Daðý geçitlerinde kar kalýnlýðý 30 santimetreye ulaþtý. Ovit geçidinde dün gece tipi nedeniyle kesilen ulaþým bu sabah kontrollü olarak açýldý. Zigana geçidinde de özellikle sabaha doðru þiddetini artýran kar yaðýþý ulaþýmý olumsuz etkiledi. Hazýrlýksýz yakalanan araçlar zeminde kayarak yol kenarýnda biriken kar yýðýnlarýna saplandý. Sürücüler kendi imkanlarý ile araçlarýný çýkartmaya çalýþtý. Azerbaycan dan Kayseri ye mobilya götüren bir TIR, Zigana yolu üzerinde kayarak yoldan çýktý. TIR ýn kasasýnýn büyük bölümünün karayolu üzerinde kalmasý özellikle zirveden gelen araçlar için tehlike yarattý. Karayolu ekiplerince sabah erken saatlerde baþlatýlan çalýþmalarla yolun büyük bölümü ulaþýma açýldý, ancak Eylül ayýnda kar beklemeyen ve hazýrlýksýz olan sürücüler özellikle 2 bin rakýmlý Zigana Tüneli çevresindeki bölgelerde karlý zeminde araçlarýný kontrol etmekte zorlandý. Sürücüler tünelin her iki yanýnda yol kenarlarýna park ettikleri araçlarýna zincir taktý, zinciri bulunmayanlar da zincir edinmeye çalýþtý. Gümüþhane'de Kar 10 Santimetreyi Buldu Gümüþhane de gece boyunca devam eden kar yaðýþý kentte etkili oldu. Sabahýn ilk ýþýklarý ile kar örtüsü altýnda kalan kentte hava sýcaklýðý gece eksi 2 dereceye düþtü, meyve bahçeleri de zarar gördü. Torul ve Kürtün ilçelerinde çok sayýda köy ve yayla yolu, bir süredir aralýksýz devam eden yaðmurun neden olduðu toprak kaymalarý ve dün gece etkili olan kar yaðýþý nedeniyle ulaþýma kapandý. Öðle saatlerine kadar devam eden kar yaðýþý yerini yaðmura býraktý. Bu arada, Kürtün Ýlçesi'nin Günyüzü Köyü'nde meydana gelen toprak kaymasý nedeniyle Harþit Çayý üzerinde bir küçük gölet oluþunca, dere yataðý yakýnýnda bulunan 150 öðrenci kapasiteli Üçtaþ Ýlköðretim Okulu, olasý bir tehlike gözönüne alýnarak öðretime kapatýldý. Ancak toprak birikintisinin suyun basýncýyla açýldýðý ve biriken su miktarýnýn da giderek azaldýðý öðrenildi. Trabzon'da 25 Köy Yolu Ulaþýma Kapandý Trabzon Valiliði nden yapýlan açýklamaya göre kentte son 2 gündür etkili olan kötü hava koþullarý sonucunda kar, yaðmur ve küçük çaplý toprak kaymalarý nedeniyle il genelinde 25 köy yolu ulaþma kapandý. Kapanan 470 kilometrelik yolun açýlabilmesi için 22 ekip, 21 greyder, 16 kamyon ve 1 lastik yükleyici ile çalýþmalar sürüyor. Vali Dr. Recep Kýzýlcýk, Ýl Özel Ýdare ekiplerinin yol açma çalýþmalarýný aralýksýz sürdüreceðini belirterek, Arsin, Dernekpazarý, Köprübaþý ve Sürmene de 1, il merkezi, Düzköy ve Hayrat ilçelerinde 2, Çaykara 3, Maçka 3, Þalpazarý, Tonya ve Yomra ilçelerinde de 3 er köy yolunun ulaþýma kapalý bulunduðunu söyledi. Bu arada, Rize nin yüksek kesiminde de etkili olan yaðýþ nedeniyle Güneysu Ýlçesi'nin Handüzü, Ýkizdere Ýlçesi'nin Çaðrankaya ve Çamlýhemþin Ýlçesi'nin Kito yaylalarýna ulaþým saðlanamýyor. Eðribel Geçidi'nde Kar 10 Santimetreye Ulaþtý Kötü hava koþullarý Giresun un yüksek kesimlerinde de etkili oluyor. Giresun- Sivas karayolu üzerinde bulunan 2 bin 200 rakýmlý Eðribel Geçidi'nde kar kalýnlýðý 10 santimetreye ulaþtý. Hazýrlýksýz yakalanan bazý araçlarýn kaydýðý, bir TIR ýn ise kayarak yan yattýðý ve araç trafiðini olumsuz etkilediði bildirildi. Halen kar yaðýþýnýn devam ettiði geçitte, TIR ýn kaydýðý yerden çekilebilmesi için bölgeye vinç beklendiði öðrenildi. Bu arada, Doðu Karadeniz bölgesinin diðer illerinde olduðu gibi Giresun da da yüksek kesimde ulaþým sorunu yaþanýyor. Kar kalýnlýðýnýn yer yer 15 santimetreyi bulduðu bölgenin yüksek kesiminde çok sayýda yöre sakininin köy ve yaylalarda mahsur kaldýðý bildirildi. Ýl Özel Ýdaresi ve Karayollarý ekipleri ulaþýma kapanan yollarý açmak için çalýþmalarý aralýksýz sürdürüyor. (dha) BURSA / GAZÝANTEP - Futbol yine, Asla sadece futbol deðildir in sýnýrlarýna uzandý ama bu kez yaþananlar nahoþtu, hem de tribünler hükümetin demokratik açýlým taleplerine karþý olduðunun altýný ýsrarlý çizdi. Önceki gün Bursa Atatürk Stadý nda oynanan Bursaspor- Diyarbakýrspor maçýnda yaþananlara göz atalým. Mücadeleden ev sahibi ekip 4-0 lýk galibiyetle ayrýlýrken karþýlaþmaya yaþanan olaylar damgasýný vurdu. Yeþil-Beyazlý tribünler, Diyarbakýrspor a Türkiye nin diðer stadyumlarýnda da reva görülen pankart ve tezahüratlar eþliðinde seslendi. Maçýn ilk dakikalarýndan itibaren Bursaspor tribünlerinde, Türk bayraklarý açýlarak terör lanetlendi, sloganlar atýldý ve tekbir getirildi. Yeþil-Beyazlý taraftarlar, Ýstiklal Marþý nýn okunmasýndan sonra da, Mehmetçiðiz, Türküz ve Ne mutlu Türk üm diyene yazýlý pankartlar açtý. Bu esnada yaklaþýk 400 kiþinin bulunduðu Diyarbakýrspor misafir tribününde hareketlenme baþladý. Tribünler arasýndaki sataþmalar, 26 ncý dakikada iki takým taraftarlarýnýn birbirlerine taþ ve koltuk atmasýna dönüþtü. Hemen müdahale eden çevik kuvvet, iki tribün arasýnda tampon oluþturdu. Olaylar yüzünden stada çevik kuvvet takviyesi yapýldý. Bu arada havada uçuþan taþ ve koltuklardan ise en çok büyükleriyle birlikte maçý izlemek için gelen çocuklar etkilendi. Büyükler, korku dolu gözlerle olaylarý izleyen çocuklarý, kendilerini siper ederek korumaya çalýþtýlar. Çocuklarýný taþ yaðmurundan korumaya çalýþan babalar görüntüye geldi. Baþkan Sümer: Biz PKK lý mýyýz? Karþýlaþma sonrasýnda ise her iki takýmýn yöneticileri arasýnda tartýþma çýktý. Bursaspor Baþkaný Ýbrahim Yazýcý ve Yeþil-Beyazlý yöneticiler, maçýn ardýndan kapalý tribün çýkýþýnda, Bursasporlu taraftarlarýn arzu edilmeyen tezahüratlarýna iliþkin konuk takým baþkaný Çetin Sümer ve yöneticilerle görüþerek özür diledi. Baþkan Sümer, Bu ülke hepimizin. PKK dýþarý diye tezahürat yapýyorlar. Ben PKK mýyým. Çok ayýp dedi. Bu sýrada devreye giren bir kiþi, Diyarbakýrsporlu yöneticilere, Boþ verin konuþmayýn, býrakýn gidiyoruz dedi. Bu kiþi konuþmasýný þöyle sürdürdü: Biz PKK lý deðiliz. Yunanistan a gelmedik. Siz de Diyarbakýr a gelmeyin. Bunun hesabýný vereceksiniz diye baðýrdý. Bu konuþmaya sinirlenen Bursaspor Baþkaný Yazýcý, bu kiþiye Sen niye karýþýyorsun, burada baþkandan özür diliyorum. Duyduðum üzüntüyü dile getiriyorum þeklinde konuþtu. Daha sonra taraflar arasýnda tartýþma çýktý. Tartýþma, emniyet güçlerinin ve diðer yöneticilerin araya girmesiyle önlendi. Baþkan Yazýcý, yaptýðý açýklamada, tasvip etmedikleri olaylarýn yaþandýðýný, bu yüzden de Diyarbakýrspor Baþkaný Çetin Sümer ve yöneticilerden özür dilediðini belirtti. Diyarbakýr a sakýn gelmeyin Yazýcý, Diyarbakýrlý yöneticilerden özür dilerken bazý kiþiler provoke edici sözler söyledi. Benimle, Diyarbakýr a sakýn gelmeyin, asarýz keseriz tehdit ederek konuþtular. Olaylarý tasvip etmiyoruz ama oldu bir kere. Diyarbakýrspor- Fenerbahçe maçýnda daha büyük olaylar oldu, ancak geride kaldý, unutuldu. Sonuçta Sayýn Baþkan la öpüþerek ayrýldýk diye konuþtu. Çýkan olaylarda 10 kiþi yaralanýrken beþ kiþi de gözaltýna alýndý. Gaziantepspor-Ankaragücü maçýnda ise Gençlik 27 adlý taraftar grubu, Biz açýlýmý yaptýk. Ne mutlu Türküm diyene yazýlý bir pankart açtý. Bu esnada bazý taraftarlar da Þehitler ölmez, vatan bölünmez sloganlarý attý. Hani politik pankart yasaktý? Bu sezon baþýnda yayýmlanan bir genelgeyle tribünlerde ideolojik içerikli pankart asýlmasý yasaklanmýþtý. Federasyonun son yaþanan olaylar karþýsýnda ne yapacaðý merak konusu. Servisi, aa, dha)

Ulukýþla Hüseyingazi Köy Meclisi Derneði ve Porsuk Köy Meclisi Derneði baþkanlarý bölgelerinde siyanürlü maden çýkarýlmasý sorununu anlatmak ve destek almak için Adana ve Mersin de bulunan muhalefet bileþenlerini ziyaret etti. Niðde Ulukýþla halkýnýn siyanürlü altýna karþý mücadelesi sürüyor. Adana da DÝSK,TMMOB ÝKK, Ziraat Mühendisleri Odasý, SES, BES, Kültür Sanat- Sen, Türk-Ýþ, TTB, Halkevleri, ÖDP ve TKP nin katýldýðý toplantýda Hasangazi Köy Meclisi Dernek Baþkaný Hüseyin Özçelik, Porsuk Köy Meclisi Derneði Baþkaný Bülent Erdem ve emekli öðretmen Ali Rýza Baysal yörelerinde yaþadýklarý sorunlarý anlattý. Siyanürlü altýný istemiyoruz Niðde ilinin Maden köyünde Gümüþtaþ AÞ nin siyanür linç yöntemiyle maden ayrýþtýrma iþletmesi kurmak istediðini, fakat halkýn yürüttüðü mücadele sonucunda baþarýsýz olduðunu anlatan dernek yöneticileri, þirketin bu baþarýsýzlýðýnýn ardýndan gölet yapýlmak üzere daha önce kamulaþtýrýlan Porsuk bölgesine göz diktiði söylendi. Bölge halkýnýn içme suyu zehirleniyor Tamamen hukuk dýþý bir uygulama ile bilimsel raporlarý göz ardý eden ve yöre halkýnýn muhalefetine raðmen 16 Eylül günü Ýl Özel Ýdaresi tarafýndan kamulaþtýrýlan alanýn Gümüþtaþ AÞ ye satýldýðýný söylediler. Satýlan alanýn yer altý sularýnýn Adana ve Mersin in içme suyunu oluþturan Çakýt Nehri'ne döküldüðünü söyleyen yöneticiler, saðlýklý bir yaþam mücadelesinin ortaklaþa yapýlmasý gerektiðini vurguladýlar. Ortak mücadele çaðrýsý yapýldý Adana kent muhalefetinin sözcüleri ise mücadelenin ortaklaþmasý önerisinin yaþamsal olduðunu ifade ederek, gerekli çalýþmalarýn baþlatýlmasý için bir an önce bir araya gelineceði ve Adana ayaðýnýn oluþturulacaðýný bildirdi. Ulukýþla yöre dernekleri temsilcileri daha sonra Mersin e geçerek Emek ve Demokrasi Platformu'nu ziyaret etti. Ayný temennilerde bulunan temsilcilere Mersin emek ve demokrasi platformu bileþenleri gerekli çalýþmalarýn baþlatýlacaðýný, koordineli bir sürecin hemen hayat bulmasý gerektiðini, Mersin de nükleer santrallere karþý yürütülen mücadeleyle bütünleþtirerek siyanüre karþý da halkýn temiz çevrede yaþama hakkýnýn mücadelesini vereceklerini söylediler. Ýnsanca yaþam için temiz çevre mücadelesi veren yöre derneklerinden olan Hasangazi Köy Meclisi'nin Baþkaný Hüseyin Özçelik le yürüttükleri çalýþmaya dair sohbet ettik. Sayýn Özçelik; bize dernekleþme sürecinizi anlatýr mýsýnýz? Derneðimizi 1 ay önce kurduk. Maden köyüne dadanan þirket oradan umduðunu bulamayýnca gözünü bizim topraklara çevirdi, biz de köylüler olarak yaþam hakkýmýzý savunmak için birbirimize kenetlendik. Derneðimizi de hak mücadelesinin merkezine oturttuk. Bugün köylerimizde çýkartýlmak istenen altýna karþý duruþ sergileyen derneðimiz ayný zamanda suyumuza sahip çýkmak için de, tarýmsal havzalarýmýzý korumak için de çalýþmalar yürütecek. Yaþadýðýnýz süreci bizimle paylaþýr mýsýnýz? Ulukýþla çevre köylerinin þu sýralar baþý maden þirketleri ile dertte. Bolkar Daðlarý'nda bulunan altýný maden þirketleri çýkartýp iþlemek istiyor. Gümüþ Taþ Madencilik AÞ nin 3 Nisan 2009 tarihinde Maden Köyü'nde yapmayý planladýðý ÇED toplantýsýna Maden, Alihoca ve Darboðaz Kasabasý'ndan topluca geldik ve bizim altýnýmýz kirazdýr diyerek toplantýyý yaptýrtmadýk. Böylelikle ilk raundu biz kazandýk. Firma yetkilileri bunun üzerine bizleri tehdit ederek iþletmesini Kayseri nin Develi bölgesine taþýyacaðýný ve asýl kaybedenin bizler olduðunu söyledi. Maden Köyünde kurulmak istenen iþletmenin durdurulduðundan bahsettiniz. Bunun nasýl baþarýldýðýný bizlere anlatýr mýsýnýz? Bütün köylüler iþletmeyi bölgelerinde kurulmasýný istemezse kurulmaz. ÇED toplantýsýnýn yapýlacaðý gün Maden Köyü, Alihoca Köyü, Hasangazi Köyü, Porsuk Köyü, Beyaðýl Köyü, Aktoprak Köyü köy meclisleri olarak ortak bir eylem yaptýk. Eylemimize yerelde bulunan sendikalar, demokratik kuruluþlar, siyasi partiler ve çevre örgütleri destek verdi. Ayrýca Ziraat Odasý'nýn genel merkezi öncülüðünde 30 u aþkýn oda ve demokratik kitle örgütü mücadelemizi destekledi. Toplantýnýn yapýlacaðý salonun önünde sürdürdüðümüz kararlý duruþ ihaleye girecek kiþilerin apar topar bölgeden kaçmalarýna neden oldu. Süreç ondan sonra nasýl iþledi? Maden Köyü Bolklar Daðý'nýn zirvesinde olan bir yer. Yapýlan bilimsel araþtýrmalar kurulacak iþletmenin çýkaracaðý zehirli ve öldürücü atýklarýn yeraltý sularýna karýþacaðýný söylemesi ve havzada bulunan tüm köylerin muhalefeti ihalenin iptal edilmesine yol açtý. Ancak Gümüþtaþ AÞ bu sefer gözünü Bolklar Daðý'nýn eteðinde bulunan Porsuk ve Hasangazi ye dikti. Porsuk Göletinin bulunduðu yer bundan 11 sene önce Porsuk, Hasangazi, Beyaðýl ve Ýlhan köylerinin sulama ihtiyacý için Köy Hizmetleri tarafýndan kamulaþtýrýlmýþtý. Þimdi bu kamulaþtýrýlan alaný Ýl Özel Ýdaresi siyanür atýk havuzu olarak kullanýlmak üzere þirkete satmaya çalýþýyor. Anlayacaðýnýz tamamen hukuk dýþý bir uygulama. Madem köylülerden gölet yapmak için kamulaþtýrma yapýyorsun o zaman ya yapacaksýn ya da arsayý bizlere geri vereceksin. 12 Aðustos günü Niðde Ýl Genel Meclisi'nin oturumunda bu satýþýn yapýlacaðýný duyduk ve tüm gücümüzle Ýl Özel Ýdaresi'nin önüne gittik. Kararlý duruþumuz sayesinde toplantý gerçekleþmedi. Ardýndan Hükümet Konaðýna kadar yürüyüþ düzenledik. Toplantý yapýlamayýnca 2 Eylül günü Ýl Encümeni ihalenin 16 Eylül'de yenilenmesine karar veriyor. Toplantýnýn yapýlamamasýnýn ardýndan 6 Eylül günü Niðde Valiliði tarafýndan ama þirketin sponsorluðunda Ýzmir Bergama ya tanýtým gezisi düzenleneceðini duyduk. Bu bizim beklediðimiz bir þeydi. Her yerde þirket ayný yöntemi uygular. Köyü ikiye bölmek ister. Bunu tehditle yapar, bunu rüþvetle yapar, bunu iþ sözü vermekle yapar Yöre muhtarlarý ve Ýl Genel Meclis üyelerinin katýlýmýn mecburi tutulduðu gezide siyanürün zararsýz olduðu gösterilmek istenir ve bunun geri dönüldüðünde köylülere anlatýlmasý istenir. Hemen biz de devreye girerek Bergama ya ulaþtýk. Niðde den þirket yetkilileriyle birlikte heyet geleceðini söyledik. Onlarla iletiþime girmelerini, gerçekleri anlatmalarýný istedik. Ama þirket yetkilileri buna izin vermemiþ. Gittikleri, gezdikleri yer iþletme bölgesi olmuþ. Gördükleri de havuzda yüzen iki ördek, havuzun yanýnda da bir aðaç. Ellerine siyanürün zararsýz olduðunu anlatan broþürlerle köye geri geldiler. Köy halkýný toplayýp methiyelerde bulunan muhtarlarýn karþýsýna geçip, þirket yetkililerinden baþka kiminle görüþtüklerini sorduk. Doktorlarla, ziraat mühendisleriyle, maden mühendisleriyle, kimya mühendisleriyle, yöre halkýyla, oranýn belediye baþkanýyla, muhtarlarýyla görüþüp görüþmediklerini sorduk. Tabi ki "hayýr" dediler. Bergama daki þirketin hakkýnda açýlan 73 mahkemeyi de kaybettiðini bilip bilmediklerini sorduk. Bir þey diyemediler. Muhtarlarýmýz þirket yetkilileri ve AKP li meclis üyeleri tarafýndan korkutulmuþlar. Hizmet gelmez demiþler, hükümet yardým etmez demiþler. "Biz bu altýn olmadan da yaþýyorduk, yarýn da yaþayabiliriz" dedik. Birkaç muhtar dýþýnda þimdi hepsi bizim yanýmýzda. Porsuk taki ihale günü neler yaþadýnýz? 16 Eylül günü satýþýn yapýlacaðý Ýl Özel Ýdaresi'nin önüne tekrar geldik. Önümüz polisler tarafýndan kesildi. Ýhaleye temsilci bazýnda girebileceðimizi söylediler. Biz de yöre derneklerimizin baþkanlarýyla birlikte salona gittik. Ýhalenin hukuk dýþý olduðunu, kamulaþtýrýlan alanýn amacýna ulaþmadýðýný, arsa üzerine kurulacak iþletmenin yöre ve bölge halkýnýn saðlýðýný bozacaðýný söyledik. Onlar da kanunun onlara verdiði yetkiyi kullandýklarýný söylediler. 27 dönümlük arsa Gümüþtaþ AÞ ye 135 bin TL ye satýlýyor. Bunu aþaðýda bulunan köylü arkadaþlarýmýza bildirdik ve olan oldu. Ne polisin panzeri durdurabildi köylüleri, ne de sýktýklarý biber gazlarý. Ýhaleye girenler arka kapýdan son anda kaçabildi. Satýþýn iptali için yapacaðýmýz þeyin güçlü olmasý gerekiyordu, bizde uluslararasý yol olan E-90 ý 2 saat boyunca araç trafiðine kapattýk. 1000 e yakýn kiþiydik. Ýhtiyarý genci, kadýný erkeði herkes yolda oturuyordu. 100 yaþýna gelmiþ nene bile oradaydý. Elinde de ben 100 yaþýndayým, torunum da benim kadar yaþayabilsin yazan kâðýt tutuyordu. Bir çocuk alnýna annesinin göz kalemiyle "yaþamak istiyorum" yazmýþtý. Anlatýlmaz bir duygusallýk vardý. Uzun bir zamandýr böyle bir beraberlik ortamýný ne gördüm ne de duydum. Burasý Türkiye ye örnek olacak. Çünkü kendi öz gücüyle ayakta duruyor. Kimseden maddi destek görmüyor. Bu birliktelik umut verici. Onun için arsanýn satýlýp satýlmamasý o kadar önemli deðil. Buraya þirketin fabrikasýný kurdurtmayacaðýz. Canýmýz pahasýna bile olsa. Eylem nasýl sonlandý? Ýki saat süren eylemimiz valiliðin 15 gün bizden süre istemesi üzerine bitti. Bu saatten sonra biz kimsenin ayaðýna gitmeyeceðiz. Onlar gelecek yanýmýza. Þimdi ne yapmayý düþünüyorsunuz? Yapacaðýmýz ilk iþ ihtar eylemleri olacak. Bolklar Daðlarý Platformu Kadýn Ýnisiyatifi 29 Eylül de Hasangazi Ýlköðretim Okulu'nun önünde sabah 9 da eylem yapacak. Valiliðin istediði süre 1 Ekim günü bitiyor. Bizde 1 Ekim'e kadar çocuklarýmýzý okula göndermeyeceðiz. Çocuklarýmýzýn ölüsünün okumuþ olmasý ya da olmamasý bir þeyi deðiþtirmiyor. Mücadelemizi büyütmeye kararlýyýz. Onlar öldürmek istiyor biz yaþamak. Temiz çevrede yaþamak, insanca yaþamak. Sürekli yaptýðýmýz köy bilgilendirme gezilerine yenilerini ekleyeceðiz. Mücadelemizi Çukurova ya yayacaðýz. Oradan da Türkiye ye. Son olarak söylemek istediðiniz bir þey var mý? Gözünüz bizde olsun, kulaðýnýz bizde olsun, yüreðiniz bizimle atsýn. Siyanürcüleri ülkemizden defetmek için birbirimize kenetlenelim. Gönüllü doktorlarý, ziraat mühendislerini köyümüze bekliyoruz. Bizden daha fazla bilirler bu illetin zararlarýný. Gelsinler anlatsýnlar, gelsinler bizleri bilgilendirsinler. Biz kendi imkânlarýmýzla anlatmaya çalýþýyoruz. Ýnternette araþtýrma yapýyor, önce biz öðreniyoruz sonra köylülere dilimiz döndüðünce anlatýyoruz. Gösterdiðiniz ilgi için yöre derneklerimiz adýna teþekkür ederim. Sendika.Org-Adana