.Ü.F.N. Hem. Derg (2008) Cilt 16 - Say 63: 150-156 ISSN 1304-4869 Araflt rma Yaz s Braden Risk De erlendirme Ölçe i ile Serebrovasküler Hastal Olan Hastalarda Bas Yaras Riskinin ncelenmesi (*) Investigation with Braden Scale of Pressure Wound Risk in the Patients with Cerebrovascular Disease Mukadder MOLLAO LU**, Fatma ÖZKAN TUNCAY***, Tülay KARS FERTELL *** letiflim / Correspondence: Mukadder Mollao lu Adres / Address: Cumhuriyet Üniversitesi, Sa l k Bilimleri Fakültesi, Hemflirelik Bölümü ç Hastal klar Hemflireli i A.D. Sivas Tel: 0346 219 10 10/1347 e-mail: mukaddermollaoglu@hotmail.com ÖZ Amaç: Bas yaralar nda en etkin yaklafl m risk alt ndaki hastalar n tan nmas ve bas yaras aç lmas n n önlenmesidir. Bu çal flma, Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi nde Serebrovasküler Hastal k (SVH) tan s ile yatan hastalarda bas yaras riskini belirlemek amac yla tan mlay c olarak yap ld. Yöntem: Veriler, Hasta Bilgi Formu ve Braden Risk De erlendirme Ölçe i ile elde edilerek, SPSS program nda de erlendirildi. statistiksel de erlendirme yüzdelik hesaplama ve Ki-kare testleri ile yap ld. Bulgular: Çal flmada hastalar n yar s ndan fazlas n n bas yaras yönünden çok yüksek risk tafl d, serebral kanama tan s ile yatan, 56 yafl n üzerinde ve obes olan, yat fl süresi 22 günü aflan, albumin düzeyi düflük ve Extremite fiuur Pupil Takibi (EfiPT) puan 4-7 aras nda olan hastalar n bas yaras yönünden daha fazla risk alt nda oldu u belirlendi. Sonuç: Çal flmada bas yaralar SVH l hastalar için önemli bir risk olarak bulundu. Bas yaralar n n oluflmas nda etkili risk faktörlerinin kontrolü için sa l k bak m ekibine özellikle hemflirelere e itim programlar n n düzenlenmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Bas yaras, bas yaras nda risk de erlendirme, nöroloji-yo un bak m üniteleri, bas yaras n önleme. ABSTRACT Purpose: The most effective approach in pressure wound is the identification of patients at risk and their prevention. This research was conducted as a descriptive study to determine the risk for pressure wound development in patients admitted to Cumhuriyet University Hospital with the diagnosis of CVD. Method: The data were obtained using a Patient Information Form and the Braden Scale for predicting pressure wound risk and analyzed in the SPSS program. Percentage calculation and Chi square tests were used in the statistical analysis. Results: It was determined that more than half of the patients were found to be at high risk for pressure wound development and that those at highest risk were the patients who had the diagnosis of cerebral hemorrhage, who were over 56 years, obese, hospitalized for more than 22 days, had a low albumin level, and had the Glasgow Coma Scale score of 4-7. Conclusion: In this study pressure wound was found to be a high risk in patients with CVD. Accordingly it is recommended that factors affecting pressure wound in CVD patients be evaluated and that education programs be organized for health care team needs to take necessary precautions, particularly the nurses on controlling these factors. Key Words: Pressure wound, pressure wound risk assessment, neurology intensive care unit, pressure wound prevention. G R fi Bas yaras, vücudun özellikle kemik ç k nt lar - n n bulundu u bölgelerinde, uzun süreli ya da yineleyen bas lara ba l olarak deri ve derialt dokular nda kapillerlerin tamamen kapanmas ve o bölgede dolafl m n durmas sonucu ortaya ç kan nekroz ve ülserayonlard r (Özgenel, Kahveci, Ak n, Özbek ve Özcan 2002). Bas yaras hastal k ve ölüm riskini art rd, hastanede yat fl süresini uzatt ve tedavi maliyetini yükseltti i için önemli bir sa l k sorunu olarak kabul edilmekte, bireyin fiziksel, psikolojik, sosyal aç dan sa l - n etkilemekte ve yaflam kalitesini azaltmaktad r (Bergquist 2005; Lindgren, Unosson, Krantz ve Ek 2002). Hastanede yatan hastalar aras nda bas yaras prevalans n n %0.4 ile %38 aras nda de- * 9. Ulusal ç Hastal klar Kongresi nde poster bildirisi olarak sunulmufltur (Antalya, 5-9 Eylül 2007), ** Doç. Dr. Cumhuriyet Üniversitesi, Sa l k Bilimleri Fakültesi, Hemflirelik Bölümü, ***Arfl. Gör. Cumhuriyet Üniversitesi, Sa l k Bilimleri Fakültesi, Hemflirelik Bölümü Yaz n n gönderilme tarihi: 08.03.2008 Yaz n n bas m için kabul tarihi: 10.11.2008 150
Mukadder MOLLAO LU, Fatma ÖZKAN TUNCAY, Tülay KARS FERTELL iflti i, bak mevlerinde ise %2.2-%23.9 oran nda görüldü ü bildirilmektedir (Lyder 2006). Tüm hastalarda t bbi problemlerle birlikte bas yaras görülme olas l n n artt, kardiyovasküler hastal klarda %41, akut nörolojik hastal klarda %21 ve ortopedik yaralanmalarda %15 oran nda oldu- u bildirilmektedir (Özgenel ve ark 2002). Yatarak tedavi gören hastalarda bas yaras görülme s kl etkili faktörlere ba l olarak de iflmekte, bu oran yo un bak m hastalar, k r olan bireyler, felçli bireyler ve nörolojik bozuklu u olan bireylerde daha fazla olmaktad r (Acaro lu, Aflt ve fiendir 2002; Dharmarajan ve Ahmed 2004; Karada 2003). Son y llarda yap lan araflt rmalar bas yaralar n n s kl n n hastanede yatan hastalarda % 9 kadar oldu unu göstermektedir. Bu rakamlar n yo un bak m ünitelerinde % 11, akut nörolojik vakalarda % 27'ye kadar yükseldi i bildirilmektedir (NPUAP 2001). Sa l k bak m na iliflkin kay t sistemlerini gelifltirmifl olan ülkelerde ve kurumlardaki veriler incelendi inde problemin boyutlar daha net görülebilmektedir. ABD de her y l bir milyondan fazla kiflide bas nç yaralar geliflti i belirtilmektedir (Mawson, Siddique ve Biundo 1993; NPUAP 2001). Ulusal Bas nç Yaras Öneri Paneli nin (NPUAP- 2001) 1990-2000 y llar aras nda yap lm fl olan 300 çal flman n sonuçlar - na dayanarak haz rlad rapora göre, ABD de bas nç yaralar n n insidans akut bak m alanlar nda % 0.4-38, uzun süreli bak m alanlar nda %2.2-23.9 ve evde bak mda %0-17 dir (NPUAP 2001). Nörolojik sistemi ilgilendiren hastal klar n birço- u, bireylerde ciddi flekilde s n rl l k ve yetersizlik yaflatan hastal klar olarak kabul edilmektedir. Bu hastal klar aras nda en yayg n olan Serebrovasküler Hastal klar (SVH) d r. SVH, kiflinin ba- ms zl n do rudan etkilemekte, hemipleji, parapleji gibi oluflturdu u his kay plar nedeni ile k s tl l klar getirmektedir (Lewis, Collier ve Heitkemper 2001; Sucuo lu 1997). Hemipleji ya da parapleji nedeni ile hareket k s tl l yaflayan bireyler, özellikle kontraktür ve bas yaralar geliflimi için risk tafl maktad rlar (Hoeman 1996; Lyder 2006; Sucuo lu 1997). Paraplejik ve kuadroplejik hastalarda, görülen duyu kayb nedeni ile hasta iskemiye ba l herhangi bir rahats zl k ve a r duymad için pozisyon de ifltirme gere ini duymamaktad rlar. Öte yandan medüller lezyonun distalinde kalan kaslar n paralizisi sonucu ortaya ç kan kuvvet kayb da hastan n s k s k pozisyon de ifltirebilme yetene ini ortadan kald rmaktad r. Spinal kordun komplet kesilerinde distalde kalan medulla segmenti bir süre sonra lokal refleks aktivitesini yeniden kazan lmakta ve bu refleks aktivite istenmeyen kas lmalara neden olmaktad r. Kas lmalar genellikle fleksiyon ve addüksiyon fleklinde kendini göstermektedir. Böylelikle birbirine yaklaflan her iki alt ekstremitenin birbirleri ile sürekli sürtünmeleri sonucu her iki dizin medial yüzlerinde, iç malleoller üzerinde ve ayak taban n n medial kenarlar nda bas yaralar oluflmaktad r. Di er taraftan bu türdeki kas lmalar s ras nda her iki büyük trokanter ç k nt lar da daha belirgin hale gelecek ve hastan n uzun süre yan yatmas sonucu trokanterik yaraler de meydana gelebilmektedir (Fife ve ark 2001; Özgenel ve ark 2002). Bas yaralar nda en etkin yaklafl m risk alt ndaki hastalar n belirlenmesi ve bas yaras aç lmas n n önlenmesidir. Önleyici giriflim ve tedavi yöntemlerinin baflar s, etyolojik (risk) yöntemlerin iyice anlafl lmas ile mümkün olabilir. Bas yaralar n n görülme s kl n n azaltmada risk faktörlerinin belirlenmesi önemlidir (Cox, Laird ve Brown 1998; McNees, Braden, Bergstorm ve Ovington 1998; Lindgren ve ark 2002). Bas yaralar sa l k bak m sisteminde kalite göstergelerinden biri olarak ele al nmakta olup, önlenmesi ve tedavisi holistik bak m anlay fl na sahip multidisipliner ekip yaklafl m n gerektirmektedir. Bas yaralar - n n önlenmesinde en büyük rol, ekibin önemli üyelerinden biri olan ve hastaya kesintisiz bak m hizmeti sunan hemflireye düflmektedir. Önlemede bas yaralar na yol açabilecek karmafl k risk faktörlerinin hemflire taraf ndan dikkatle de erlendi- 151
Braden Risk De erlendirme Ölçe i ile Serebrovasküler Hastal Olan Hastalarda Bas Yaras Riskinin ncelenmesi rilmesi ve bu do rultuda giriflimlerin planlanmas son derece önemlidir (Mollao lu 2007). Bu çal flma, SVH olan bireylerin bas yaras risk durumlar n belirlemek için yap lm flt r. YÖNTEM Bu çal flma, Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi nde SVH tan s ile yatan hastalar n bas yaras riskini belirlemek amac yla tan mlay c olarak yap ld. Çal flman n evrenini, Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi nöroloji, nöroflirurji, yo un bak m ünitelerinde 15 fiubat- 15 A ustos 2006 tarihleri aras nda SVH tan s ile yatan toplam 128 hasta oluflturdu. Evreni oluflturan bireylerden ilk kez SVH geçiren, bas yaras olmayan ve çal flmaya kat lmaya istekli olan toplam 104 birey örneklem kapsam na al nd. Örneklem evrenin % 81.25 ini temsil etti. Örnekleme al nan bireylere çal flma ile ilgili bilgi verildi ve kat l mlar için sözel onam al nd. Ayr ca çal flman n sürdürülebilmesi için kurumdan da yaz l izin al nd. Hastalara iliflkin veriler, Hasta Bilgi Formu ve Braden Risk De- erlendirme Ölçe i ile elde edildi. risklidir. 75 yafl n üzerindeki kiflilerde ise 15-18 puan aras da düflük riskli olarak kabul edilmektedir. Toplam puan n düflük olmas bas yaras geliflme riskinin yüksek oldu unu göstermektedir (Karada 2003; Lyder 2006). Elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 10.0 program nda de erlendirildi. Veriler say ve yüzde da l mlar n içeren tan mlay c istatistiklerden sonra yüzdelik hesab ve ki-kare testi ile de erlendirildi. BULGULAR Araflt rma örneklemimizi oluflturan ve yafl ortalamas 68.03±10.08 olan hastalar n %54.8 inin kad n, %70.2 sinin evli oldu u, %53.8 inin okur-yazar olmad belirlendi. Örneklemimizin %51 ini nöroloji servisinde, %34.6 s n yo un bak m, %14.4 ünü ise nöroflirurji servislerinde yatan hastalar oluflturmaktad r. (Tablo 1). Tablo 1. Çal flmaya Al nan Hastalara liflkin Tan t c Özellikler (n:104) Hasta Bilgi Formu; lgili literatür ve çal flmalardan yararlan larak, araflt rmac lar taraf ndan haz rlanan bu form, bireylerin sosyo-demografik özelliklerini ve bas yaras geliflmesine yol açabilecek de iflkenleri sorgulamaya yönelik 14 sorudan oluflmufltur. Braden Risk De erledirme Ölçe i; Barbara Braden ve Nancy Bergstorm taraf ndan 1987 y l nda gelifltirilen ölçe in (Bergstrom, Braden, Kemp, Chempage ve Ruby 1998) ülkemiz için geçerlik ve güvenilirlik çal flmas ilk olarak 1997 y l nda O uz taraf ndan yap lm fl daha sonra bu çal flma 1998 y l nda P nar ve O uz (1998) taraf ndan tekrarlanm flt r. Ölçek, uyaran n alg lanmas, nemlilik, aktivite, hareket, beslenme, sürtünme-tahrifl olmak üzere alt risk faktörünü içermektedir. Sürtünme ve y rt lma hariç, her bir de iflken 1-4 aras nda puanlanmaktad r. Toplam puan 6-23 aras nda de iflmektedir. 12 puan ve alt çok riskli, 13-14 puan orta derece riskli, 15-16 puan düflük Çal flmada Braden Risk De erlendirme Ölçe ine göre hastalar bas yaras riski yönünden de erlendirildi inde, %51,9 u çok yüksek risk tafl rken, % 22.1 inin ise s n rda risk tafl d belirlendi (Tablo 2). 152
Mukadder MOLLAO LU, Fatma ÖZKAN TUNCAY, Tülay KARS FERTELL Tablo 2. Çal flmaya Al nan Hastalar n Braden Risk De erlendirme Ölçe ine Göre Da l m Braden Risk De erlendirme Ölçe i de eri ile bas yaras n etkileyen faktörler karfl laflt r ld nda; serebro vasküler kanamas olan, 60 yafl ve üzeri, beden kitle indeksine göre obesite olan, yat fl süresi 22 gün ve üzeri olan, hipoalbuminemisi olan ve EfiPT de eri 3 ve alt olan bireylerin bas yaras geliflme riskinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde daha yüksek oldu u (p<0.05) saptand (Tablo 3). Tablo 3. Hastalar n Baz Özellikleri ile Braden Risk De erlendirme Ölçe i De erleri Aras ndaki liflki *Fark yaratan grup 153
Braden Risk De erlendirme Ölçe i ile Serebrovasküler Hastal Olan Hastalarda Bas Yaras Riskinin ncelenmesi TARTIfiMA Braden Risk De erlendirme Ölçe i ile serebrovasküler hastal olan hastalarda bas yaras riskinin incelenmesi amac yla yap lan bu çal flmada; hastalar m z n %51,9 unun bas yaras yönünden çok yüksek risk tafl d, % 22.1 inde ise s n rda risk tafl d belirlenmifltir. Literatür bilgileri de- erlendirildi inde; nörolojik bozuklu u olan bireylerin bas yaras geliflimi yönünden riskli oldu una iliflkin benzer çal flma sonuçlar bulunmakta (Kurtulufl ve P nar 2003; Landi ve ark 2006) ve SVH, bas yaras geliflimi için önemli bir risk faktörü olarak tan mlanmaktad r (Casimiro, Lorenzo ve Usan 2002; Dharmarajan ve Ahmed 2004; Lyder 2006). Bulgular de erlendirildi inde; serebro vasküler kanamas olan hastalar n %66,7 sinin bas yaras geliflimi yönünden çok yüksek riskte oldu u belirlendi ve bu oran serebro vasküler infarkta göre anlaml düzeyde yüksek bulundu (p<0.05). Serebro vasküler kanaman n ço unlukla 50 yafl üzerindeki kiflilerde görülmesi, ileri derecede fonksiyon kay plar na neden olmas ve düzelmenin daha yavafl geliflmesi nedeniyle, bu bireyler daha fazla yata a ba ml kalmakta ve yaflad klar his kay plar ndan dolay, bas nç hissini alg layamamaktad rlar (Berker 2000; Yagura, Miyai, Seike, Suziki ve Yanagihara 2003). Serebro vasküler kanamal hastalar n yaflad bu yetersizli e paralel olarak bas yaras geliflimi yönünden daha riskli oldu u bilgisi çal flma bulgular n desteklemektedir. Literatürde bas yaras gelifliminin yafl art fl na paralel olarak artt, 65 yafl ve üzerinin deri turgorunun bozulmas ve kronik hastal klar n daha s k görülmesi nedeni ile riskli oldu u ve ileri yafl grubunda bas ya gecikmifl bir hiperemik yan t olufltu u bildirilmektedir (Allen 2006; Jaul 2001; Kurtulufl ve P nar 2003; Nixon, Cranny ve Bond 2007, P nar 2004). Casimiro ve ark. (2002) yaflla birlikte azalan fiziksel hareket, deri turgoru ve deri perfüzyonunda azalma ve beslenme düzeyindeki de iflimler nedeni ile bireylerin bas yaras yönünden daha fazla risk tafl d klar n belirtmektedirler. Bas yaras n n incelendi i benzer çal flmalarda da yara geliflen olgular n yafl ortalamalar n n ço unlukla 65 yafl üzerinde oldu u (Hug ve ark 2001; Williams, Stotts ve Nelson 2001), bas yaras gelifliminde 65 yafl alt ile 65 yafl ve üzerindeki gruplar aras nda ileri derecede anlaml fark bulundu u saptand. SVH olan bireylerde bas yaras riskini belirlemeye yönelik yap lan bu çal flmada 60 yafl ve alt grubundaki bireylerin bas yaras yönünden daha yüksek düzeyde risk tafl d belirlendi. Literatürden farkl olarak böyle bir sonucun, bu yafl grubundaki hasta say lar n n yetersizli inden kaynaklanabildi i düflünülebilir. Çal flmada bas yaras riskini art ran bir di er etmen BK olarak belirlendi. Obez olan hastalar n %76,6 s n n bas yaras yönünden çok yüksek risk tafl d görüldü. SVH risk faktörlerini belirlemeye yönelik yap lan birçok çal flmada, BK normal de erler d fl nda olan hastalar n, bas yaras geliflimi için daha riskli oldu unu belirlenmifltir (Allen 2006; Berlowitz ve ark 2001; Casimiro ve ark 2002; Kurtulufl ve P nar 2003; Nixon ve ark 2007). Obez bireylerde ya dokusundaki kanlanman n azalmas na paralel olarak sürtünmeye toleransta azalma nedeni ile kaflektik bireyler ise daha fazla bas ya maruz kald klar için bas yaras n n h zl geliflti i bildirilmektedir (Kurtulufl ve P nar 2003). Çal flmada yat fl süresi 22 günden fazla olan hastalar n ço unlu unun (%87.5) bas yaras yönünden çok yüksek risk tafl d ve gruplar aras na fark n istatistiksel olarak anlaml oldu u belirlendi. Schoonhoven, Bouseme ve Buskens (2007) in yapm fl olduklar çal flma sonucuna göre bas yaras n n genellikle hastan n kabulünden sonraki ilk dört hafta içinde görüldü ü belirlenmifltir. Yap - lan benzer bir çal flmada, bas yaras geliflen hastalarda hastanede yat fl süresinin daha uzun oldu- u ve bas yaras ile yat fl süresi aras nda pozitif ve ileri derecede anlaml iliflki oldu u bulunmufltur (Kurtulufl ve P nar 2003). Dharmarajan ve 154
Mukadder MOLLAO LU, Fatma ÖZKAN TUNCAY, Tülay KARS FERTELL Ahmed (2004) bir haftadan uzun süre yata a ba- ml olman n bas yaras riskini %28 art rd n belirtmifllerdir. Bas yaras n n oluflmas nda en önemli risk faktörlerinden birisi de serum albumin düzeyinin düflük olmas d r (Bansal, Scott, Stewart ve Cockerell 2005; Dharmarajan ve Ahmed 2004; Lyder 2006; Nixon ve ark 2007). Kurtulufl ve P nar (2003) n yapm fl oldu u çal flmada; serum albumin düzeyi azald kça, bas yaras evresinin ilerledi i belirlenmifltir. Benzer olarak Hug ve ark. (2001) çal flmas nda, serum albumin düzeyi 3,5 gr/dl alt nda olan hastalarda bas yaralar n n daha s k görüldü ü saptanm flt r. Hipoalbumineminin interstisyel ödeme yol açmas ve bu nedenle hücreye besin ve oksijen tafl nmas n n azalmas ve sonuçta hücrenin beslenmesinin bozulmas ile bas yaras geliflti i belirtilmektedir. Bununla birlikte bas yaras olan bireylerin tedavisinde kullan lan albüminin yara iyileflmesinde yard mc oldu u belirlenmifltir (Casimiro ve ark 2002). Çal flmam zda albumin düzeyi düflük olan bireylerin %53,8 inin bas yaras yönünden çok yüksek risk tafl d bulgusu, bu bilgileri desteklemektedir. SONUÇ VE ÖNER LER Sonuç olarak SVH tan s ile yatan hastalar n bas yaras riskini belirlemek amac yla yap lan bu çal flmada, hastalar n yar s ndan fazlas n n bas yaras yönünden çok yüksek risk tafl d ve serebral kanama tan s ile yatan, 56 yafl n üzerinde ve obes olan, yat fl süresi 22 günü aflan, albumin düzeyi düflük ve EfiPT puan 4-7 aras nda olan hastalar n bas yaras yönünden daha fazla risk oluflturdu u belirlendi. Bu sonuçlar do rultusunda; SVH l hastalar n bas yaras riskini en aza indirmek için tüm sa l k ekibi ile birlikte özellikle hemflirelerin gerekli önlemleri almas, risk tafl yan hastalar n bas yaras yönünden izlenmesi, riski yüksek olan bireyler için koruyucu önlemlere daha fazla a rl k verilmesi, kliniklerde bas yaras - n önlemeye yönelik rehberler gelifltirilmesi, bu rehberler do rultusunda önleyici ve tedavi edici yaklafl mlar n planlanmas önerilebilir. KAYNAKLAR Acaro lu, R., Aflt, T., fiendir, M. (2002). Dekübitüs yara bak m ürünlerinin seçimi ve kullan m na iliflkin bir çal flma. stanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemflirelik Yüksekokulu Dergisi, 12(48): 23-34. Allen, G. (2006). Pressure ulcer risk factors; infections in foot and ankle surgery; skin prep techniques; wound infection predictors. Journal of Advenced Nursing, 83(3): 750-751. Bansal, C., Scott, R., Stewart, D., Cockerell, C. J. (2005). Decubitus ulcers: A review of the literature. International Journal of Dermatology, 44: 805-810. Bergquist, S. (2005). The quality of pressure ulcer prediction and prevention in home health care. Applied Nursing Research, 18: 148-154. Bergstrom, N., Braden, B., Kemp, M., Chempage, M., Ruby, E. (1998). Predicting pressure ulcer risk. A Multisite Study of the Predictive Validity of Braden Scale. Nursing Research, 47(5): 261-269. Berker, E. (2000). Neuroscience Nursing. 3th edition, Mosby Year Book inc., St. Louis. Berlowitz, D. R. ve ark. (2001). Evaluation a risk-adjustment model for pressure ulcer development using the minimum data set. JSGS, 49: 872-876. Casimiro, C., Lorenzo, A. G., Usan, L. (2002). Prevelance of decubitus ulcer and associated risk factors in an instiutionalized Spanish elderly population. Nutrition, 18: 408-414. Cox, K. R., Laird, M., Brown, J. (1998). Predicting and preventing pressure ulcers in adults. Nursing Management, 41-45. Dharmarajan, T. S., Ahmed, S. A. (2004). Giderek büyüyen bas nç yaralar sorunu. Sendrom, 14(5): 30-36. Hug, E. ve ark (2001). Bir e itim hastanesinde bas yaras prevalans ve gelifliminde etkili risk faktörleri. Fiz T p Rehab Dergisi, 47(6): 3-11. Fife ve ark (2001). Incidence of pressure ulcers in a neurologic intensive care unit. Crit Care Med, 29(2): 288-290. Hoeman, S. P. (1996). Nursing Rehabilitation Process and Application. 2nd edition, Mosby Year Book, St. Louis. Jaul, E. (2001). Pressure sores unit-a one year study. Hrefuah, 140: 903-906. Karada, A. (2003). Bas nç yaralar : De erlendirme önleme ve tedavi. C.Ü. Hemflirelik Yüksek Okulu Dergisi, 7(2): 41-46. Kurtulufl, Z., P nar, R. (2003). Braden Skalas ile belirlenen hasta grubunda albümin düzeyleri ile bas yaralar aras ndaki iliflki. C.Ü. Hemflirelik Yüksek Okulu Dergisi, 7(2): 1-10. Landi ve ark (2006). Pressure ulcer and mortality in frail elderly people living in community. European Journal of Neurology, 13: 217 223. Lewis, M. S., Collier, C. L., Heitkemper, M. M. (2001). Medical-Surgical Nursing Assesment and Management of Clini- 155
Braden Risk De erlendirme Ölçe i ile Serebrovasküler Hastal Olan Hastalarda Bas Yaras Riskinin ncelenmesi cal Problems. 5th edition, Mosby Year Book, St. Louis. Lindgren, M., Unosson, M., Krantz, M. A., Ek, A. C. (2002). A risk assessment scale for the prediction of pressure sores development: Reability and validity. Journal of Advanced Nursing, 38(2): 190-199. Lyder, C. H. (2006). Assessing risk and preventing pressure ulcers in patients with cancer. Seminars in Oncology Nursing, 22(3): 178-184. Mawson, A. R., Siddiqui, F. H., Biundo, J. J. (1993). Enhancing host resistance to pressure ulcers: A new approach to prevention. Preventive Medicine, 22: 433-450. McNees, P., Braden, B., Bergstorm, N., Ovington, L. (1998). Beyond risk assessment: Elements for pressure ulcer prevention. Ostomy/ Wound Management, 44 (3A): 51-58. Mollaoglu, M. (2007). Nöroloji yo un bak m ünitelerinde stroklu hastalarda bas nç yaralar. Yo un Bak m Hemflireleri Dergisi, 11(1): 19-27. Nixon, J., Cranny, G., Bond, S. (2007). Skin alterations of intact skin and risk factors associated with pressure ulcer development in surgical patients: A cohort study. International Journal of Nursing Studies, 44: 655-663. NPUAP (2001). Pressure ulcers in America: Prevalence, incidence, and implication for the future. http://www.npuap.org/pressure_ulcers_in_america. Özgenel, G. Y., Kahveci, R., Ak n, S., Özbek, S., Özcan, M. (2002). Bas yaralar nda tedavi prensiplerimiz ve sonuçlar - m z. Uluda Üniversitesi T p Fakültesi Dergisi, 28(2): 27-32. P nar, R. (2004). Yafll larda bas yaralar. Sendrom, 14(5): 97-101. P nar, R., O uz, S. (1998). Norton ve Braden Bas Yaras De erlendirme ölçeklerinin yata a ba ml ayn hasta grubunda güvenirlik ve geçerli inin s nanmas. VI. Ulusal Hemflirelik Kongresi-Uluslar Aras Kat l ml Kongre Kitab, Damla Matbaac l k Ltd. fiti., 172-175. Schoonhoven, L., Bouseme, M. T., Buskens, E. (2007). The prevalence and incidence of pressure ulcers in hospitalised patients in The Netherlands: A prospective inception cohort study. International Journal of Nursing Studies, 44: 927-935. Sucuo lu, F. (1997). SVH geçiren bireylere uygulanan kendine bak m e itim program n n günlük yaflam aktivitelerindeki ba ms zl k düzeylerine etkisi. Yay nlanmam fl Bilim Uzmanl Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sa l k Bilimleri Enstitüsü, zmir. Yagura, M., Miyai, I., Seike, Y., Suzuki, T., Yanagihara,T. (2003). Benefit of inpatient multidiciplinary rehabilitation up to 1 year after stroke. Archives of Physical Medicine and Rehabilitation, 84(11): 1687-1691. Williams, D. F., Stotts, N. A., Nelson, K. (2001). Patients with existing pressure ulcers admitted to acute care. Journal Wound Ostomy Continence Nursing, 28(1): 36. 156