TÜRK YE GERONTOLOJ AJANDASI 2020



Benzer belgeler
1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

İçindekiler Şekiller Listesi

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

ARAŞTIRMA PROJESİ NEDİR, NASIL HAZIRLANIR, NASIL UYGULANIR? Prof. Dr. Mehmet AY

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Araştırma Notu 15/177

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Danışma Kurulu Tüzüğü

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Brexit ten Kim Korkar?

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

İÇİNDEKİLER. 1. Projenin Amacı Proje Yönetimi Projenin Değerlendirilmesi Projenin Süresi Projenin Kapsamı...

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

AvivaSA Emeklilik ve Hayat. Fiyat Tespit Raporu Görüşü. Şirket Hakkında Özet Bilgi: Halka Arz Hakkında Özet Bilgi:

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ PROGRAMI PROJE UYGULAMA EĞİTİMLERİ

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ GİRİŞ NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

B REYSEL EMEKL L K S STEM

TKY de Karar Almaya Katılımın ve Örgütsel Bağlılığın Kişisel Performansa Etkisi

MY16 Bulut PBX Benimseme Teklifi Hüküm ve Koşulları

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

HİZMET ALIMI İHALELERİNDE İŞ DENEYİMİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR 1. GİRİŞ

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

Cümlede Anlam İlişkileri

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

FELSEFE GRUBU ÖĞRETMENİ

ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

Transkript:

2020 TÜRK YE GERONTOLOJ AJANDASI 2020 Türkiye de Bilim nsanlar n n Gözünde Ya l l k Sorunlar : Görü ler, Planlar, Talepler, Tutumlar Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü Prof. Dr. smail Tufan 1

çindekiler EK LLER... 3 TABLOLAR... 3 ABSTRACT... 4 G R... 5 1 GERONTOLOJ : ARA TIRMALARDA GÜNCEL DURUM VE TEOR... 6 1.1 Uluslararas Perspektif... 6 1.2 Türkiye de Durum... 7 1.3 Ajanda2020 nin Teorik Model... 9 2 ARA TIRMANIN SORULARI VE H POTEZ... 12 3 METOT... 14 3.1 Ara t rma Dizayn... 14 3.2 Ölçüm Arac ve Ölçek... 16 3.3 Denekler... 17 4 BULGULAR... 18 4.1 Deskriptif statistikler... 18 4.2 Reliabilite, Faktör Analizi, Korelasyon Analizleri... 18 5 TARTI MA VE GELECE E YÖNEL K GÖRÜ LER... 25 6 KAYNAKÇA... 27 7 EK... 29 7.1 Tablolar... 29 7.2 Ek ekiller... 34 7.3 Soru Ka d... 39 7.4 Uzmanlara Gönderilen Yaz... 49 2

ekiller ekil 1: Teorik model... 11 ekil 2: Kat l m-paradoksu teorisi... 13 ekil 3: Eylem plan... 15 ekil 4: Likert-ölçe i.... 17 ekil 5: Deskriptif istatistikler.... 18 ekil 6: Aç klanabilen varyans oranlar... 20 ekil 7: Kat l m paradoksu: Problemi görme, planlar üretme, kararlar alma, taleplerde bulunma.... 23 ekil 8: Çözüm uygulamalar na kat lamama e ilimi.... 24 Ek'teki ekiller ekil 9: Deneklerin cinsiyete göre da l m... 34 ekil 10: Deneklerin ya gruplar na göre da l m... 34 ekil 11: Bireysel yeterlik... 35 ekil 12: Ekonomik yeterlik... 35 ekil 13: Altyap birikimi... 36 ekil 14: Sosyal birikim... 36 ekil 15: Çerçeve ko ullar... 37 ekil 16: Öngörüler... 37 ekil 17: Planlar, Talep, Kararlar... 38 ekil 18: Kat l m paradoksu... 38 Tablolar Tablo 1: Ajanda2020 ye kat lan uzmanlar n çal ma alan ve cinsiyeti... 17 Tablo 2: Ajanda2020 ye kat lan uzmanlar n ya grubu ve cinsiyeti... 17 Tablo 3: Item lerin reliabilite analiz sonuçlar.... 19 Tablo 4: Tutumlarda ya, cinsiyet ve uzmanl k alan n n etkileri.... 21 Tablo 5: Kat l m paradoksu (korelasyon hesaplar yla).... 22 Ek'teki Tablolar Tablo 6: Deskriptif istatistikler (devam bundan sonraki iki sayfadad r).... 29 Tablo 7: Ya faktörüne ba l korelasyonlar (devam arka sayfadad r).... 32 3

Abstract Türkiye Gerontoloji Ajandas 2020, farkl alanlarda çal an uzmanlardan olu an bir denek grubu üzerinde yap lan ampirik ara t rmadan ve bu uzmanlarla yap lacak bir toplant dan meydana gelen bir çal mad r. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü taraf ndan tasarlan p yürütülmü tür. Burada iki standart soru ka d n n ikisini de cevapland ran 210 uzman n ya lanma ve ya l l kla ba lant l tutumlar Likert-ölçe i ile yönetilen sorulara verilen cevaplara dayan larak analiz edilmektedir. Ön ara t rma üniversite ö rencileri aras nda yap lm t r. Bu ara t rmada kullan lan ve tutum ölçümü aç s ndan uygun sorulardan olu turulan 8 adet Item-bataryas ile uzmanlar n tutumlar belirlenmi tir. Ara t rman n bir bölümünü içeren bulgular burada sunulmaktad r. Uzmanlar yöneltilen sorular, ya am durumu modeli ve kat l m-paradoksu-teorisi olarak adland r lan iki tezin kavramlar ndan hareket edilerek yöneltilmi tir. Sorularda, ya l lar n bireysel ve ba lamsal yeterlikleri ve çerçeve ko ullar üzerine uzmanlar n ne dü ündü ü ve geronolojik çal malar kat lma iste i belirlenmeye çal lmaktad r. statistiksel analizler, denek grubunda, ampirik verilerle uyumsuz abart l pozitif bir ya l görüntüsünün belirginle ti ini göstermi tir. Gerontolojik sorunlar alg lama, bunlara yönelik plan ve önerilerde bulunma, kararlar kat l mda istekli görünen uzmanlar, ara t rman n stratejisi olarak kullan lan gerontolojik çal malara ça r ya olumsuz yan t vermi lerdir. Denek grubundaki bireylerin ya yükseldikçe, çal malara kat l m iste inde belirgin azalma meydana geldi i saptanm t r. Ara t rman n hipotezi udur: Türkiye de ya l lar n her yönden (ekonomik, fiziksel, sosyal, psi ik) çok olumsuz görünen durumu, buna yönelik çözüm giri imi yapabilme olana bulunan aktörlerdeki, ya lanma ve ya l l görmezlikten gelme e ilimiyle (tutumuyla) ba lant l d r. Bulgular, bu hipotezin kesin kan t n de il, fakat dikkate al nmas n gerektiren yöndedir. Ortaya ç kan sonuç, uzmanlara daha yo un ekilde gerontolojik bilgi transferinin gerçekle mesi gerekti ine i aret etmektedir. 4

Giri Ya am süresinin uzamas Türk toplumunu gelecek y llarda belirgin ekilde de i tirecektir. Bu de i imden günlük ya am n pek çok alan etkilenecektir. Ya am süresinin uzamas (bunun her türlü izi Türkiye de vard r) nedeniyle meydana gelen sosyodemografik de i imler, ya l lardan toplumun beklentilerini de de i tirecektir. Ya l lar n, toplumun s rt ndaki maddi ve manevi yük olarak görülmeleri için bugünden ba layarak aktif ekilde ya l lar n ya am durumunu düzeltmeye çal mak gerekmektedir. Türkiye Gerontoloji Ajandas 2020 (Ajanda2020), Antalya kentindeki Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü taraf ndan haz rlanm t r. Bilim adamlar 1 aras nda yürütülmü ampirik ara t rman n ad d r. Ara t rmaya denek olarak kat lan bilim adamlar n n, ya lanma ve ya l l kla ilgili tutumlar n da içermektedir. Ocak A ustos 2008 döneminde derlenen verilerin analizine dayanmaktad r. Ara t rman n sadece bu k sm yla ilgili bulgular burada tart lacakt r. Gerontolojik literatürü biraz kar t r nca ister istemez kazan lan y llar sözü ile kar la l r. Bat ülkelerindeki ya l lar aç s ndan bak ld nda ya am süresinin uzamas na ek olarak büyük ölçüde sa l klar n uzun süre koruyabildikleri, ekonomik güvenlik alt na al nm olduklar, sa l k ve bak m hizmetlerinden önemli ölçüde yararlanabildikleri gibi sebepler, kazan lan y llardan söz edilmesini hakl ç karmaktad r. Fakat Türkiye deki ya l lar n genel durumu buna hiç uymuyor. Türk ya l s aç s ndan bak ld nda ya l l k daha çok kaybolan y llara benziyor. Bunun sebebi ya am süresinin daha k sa olu u de ildir. Aksine ya am süresi h zl bir t rman göstermektedir. leri ya l l k Türk toplumunun da gerçeklerinden biridir. Ancak ya am süresinin uzamas yla kazan lan y llar, kazançl y llar olarak nitelendirmek genellikle mümkün de ildir. Bir Türk atasözü der ki: Kom u kom usunun kaybolan merkebini sl k çalarak arar. Henüz 2006 y l nda kurulan Gerontoloji Bölümü nün vizyonu, ya l insanlar n, e er bu resimde kalacak olursak, kaybolmu y llar n imdiye dek yap lmam bir ciddiyetle aramakt r. Sadece nerede oldu u merak edildi i için de il, aksine neden kayboldu unu bulup, bir daha olmamas n sa layacak müdahalelerde bulunabilmek içindir. Kurt Lewin in u sözü AJANDA2020 nin temel ç k noktas d r: Kitap ortaya koymaktan ba ka bir ey yapmayan ara t rmalar, yeterli de ildir (al nt : Hinte & Karas, 2003) 2. Ancak bu yol takip edilirse ya l l Türkiye de de kazançl y llara dönü türülebilme ans yükselir. Durum tespiti için incelenen veriler, ya l lar n her yönden olumsuz bir tablo çizdiklerini göstermi tir. Analiz edilen veriler T.C. Ba bakanl k statistik Kurumu na aittir. Toplam 68 milyon ki iyi kapsamaktad r (TÜ K, 2002) 3. Türk ya l s n n en önemli sorunlar n n hastal k, engellilik, bak ma muhtaçl k, yoksulluk ve ya l kad na özgü sorunlar oldu u kesinlik kazanm t r (Tufan, 2007) 4. Bunlar dikkate al nd nda klasik ya l görüntülerinin Türk toplumunda yayg n oldu undan hareket edilebilir. Türkiye nin nüfusu Bat ülkeleriyle kar la t r ld nda çok gençtir. Fakat bu durum ayn zamanda yanl bir dü üncenin ayakta kalmas na da yol açm t r. Ya l l k ve ya lanman n, toplumsal sorun olarak alg lanmas na 1 Bilim adam : Türkçeye yrle mi kavram olarak bunu kullanmay tercih ediyorum, fakat tabii ki bilim kad nlar n da bu kavram n içinde görüyorum. 2 Hinte, W. & Karas, F. Die Aktionsforschung in der Gemeinwesenarbeit, Handbuch Aktivierende Befragung : Konzepte, Erfahrungen, Tips für die Praxis. Ed: M.Lüttringhaus & H. Richers. Arbeitshilfen für Selbsthilfe- und Bürgerinitiativen, Nr. 29. Stiftung Mitarbeit: Bonn, (2003). Pp: 36-54. 3 T. C. Ba bakanl k statistik Kurumu, Ankara, (2002). 4 Tufan,. Birinci Türkiye Ya l l k Raporu, GeroYay: Antalya, (2007). 5

engel te kil etmi tir. Bu yüzden Gerontoloji Bölümünün hedefi, toplumsal ya lanmay görmezlikten gelme e iliminin ortadan kalkmas n sa lamakt r. Bunun için iki gruba ula abilmek gerekir: Birincisi sosyal politikalar n aktörleridir, di eri ise bilim insanlar d r. Bu giri imlerden biri olan Ajanda2020, bilim camias nda nab z yoklama niteli i ta maktad r. Farkl alanlarda çal an uzmanlar n ya lanma ve ya l l kla ilgili dü ünceleri nedir? Ya l l k problemine yönelik nas l bir tutum içersindedirler? Ya l l n gelece i ve ya l lar n güncel durumunu nas l de erlendirmektedirler? Bu sorulardan hareket ederek haz rlanm t r. 1 Gerontoloji: Ara t rmalarda Güncel Durum ve Teori 1.1 Uluslararas Perspektif Bat ülkelerinde 1920 li y llar n ortalar nda gerontolojik ara t rmalara geçilmi tir (Wahl, 2004) 5. Ba lang çta t bbi perspektif ön planda yer alm t r. 1950 li y llardan sonra ya lanman n psikolojisi ve sosyolojisi ara t r lmaya ba lanm t r (Wahl, 2004). Bugün disiplinler aras bilim olarak kabul edilmektedir (Kruse & Martin, 2004) 6. Ya lanman n biyolojik, t bbi, psikolojik, sosyal yönlerini ara t rmaktad r (Owald et. al. 2006) 7. Amaç, ya lanma süreçlerine yap lan müdahalelerle ya l l kta ya am kalitesini yükseltmektir. Biyoloji, T p, Psikoloji ve Sosyolojinin yan s ra Antropoloji, Pedagoji, Bak m Bilimi gibi pek çok alanda ya lanma ara t r larak, bu hedef ula lmaya çal lmaktad r. Ya lanman n çok boyutlulu unu ve yönlülü ünü dikkate alan konseptleriyle Gerontoloji Bat ülkelerinde ya l lar n ya am kalitesinin yükselmesine önemli katk larda bulunmu tur (Wahl & Heyl, 2004) 8. Bu geli melerin d nda kalan Türkiye de, görülecektir ki, ya l lar n durumu, Bat l ya l dan belirgin ekilde ayr lmaktad r. Bu yüzden Türkiye de de Gerontolojiden beklenen disiplinler aras bak (Lehr, 2006) 9 ve gerontologlar n yeti mesine katk s olan kurumlardan, farkl disiplinlerin teorilerini, konseptlerini, metotlar n ve bulgular n dikkate almalar ve en az ndan bunlar tezlerine entegre etmeleridir (Kruse & Martin, 2004) 10. Gerontolojinin, uygulama alanlar na yapt olumlu etkiler, ya l lar n ya am ko ullar nda kan tlanabilir pozitif de i imlere yol açm t r. Bunu günlük ya amda kendi gözlemlerimizden de bilmekteyiz. Gerontolojik uygulama alanlar Bat ülkelerinde giderek ço almaktad r (Wahl & Tesch-Römer, 2002) 11. Nitekim Wahl ve Heyl (2004), henüz ilk cümlede buna dikkat çekmekte, say lar giderek ço alan genç gerontologlardan bahsetmektedirler. 5 Wahl, H.-W. Entwicklung gerontologischer Forschung, Enzyklopädie der Gerontologie: Alternsprozesse in multidisziplinärer Sicht, Ed: A. Kruse & M. Martin. Huber: Bern, Göttingen, Toronto, Seattle, (2004). Pp: 29-48. 6 Kruse, A. & Martin, M. Enzyklopädie der Gerontologie: Alternsprozesse in multidisziplinärer Sicht. Huber: Bern, Göttingen, Toronto, Seattle, (2004). 7 Oswald, W.D., Lehr, U., Sieber, C. & Kornhuber, J. Gerontologie: Medizinische, psychologische und sozialwissenschaftliche Grundbegriffe, 3., vollständig überarbeitete Aufl., Kohlhammer: Stuttgart, (2006). 8 Wahl, H.-W. & Heyl, V. Gerontologie: Einführung und Geschichte. Kohlhamer: Stuttgart, (2004). 9 Lehr, U. Alternstheorien Einführung, Gerontologie: Medizinische, psychologische und sozialwissenschaftliche Grundbegriffe, 3., vollständig überarbeitete Aufl., Ed: W.D. Oswald, U.Lehr, C. Sieber, J. Kornhuber. Kohlhammer: Stuttgart, (2006). Pp: 19-20. 10 Kruse, A. & Martin, M. Vorwort, Enzyklopädie der Gerontologie: Alternsprozesse in multidisziplinärer Sicht, Ed: A. Kruse & M. Martin. Huber: Bern, Göttingen, Toronto, Seattle, (2004). Pp: 9-10. 11 Wahl, H.-W. & Tesch-Römer, C. Angewandte Gerontologie in Schlüsselbegriffen. Kohlhammer: Stuttgart, (2002). 6

Bat toplumlar nda Gerontoloji ve gerontolojik uygulamalar aras ndaki ba lant lar n daha iyi sa lanmas için çerçeve ko ullar n n daha iyi düzeye gelmesine de çal lmaktad r. Bak ma muhtaç ya l lar n hukuksal haklar (Klie, 2006) 12, Gerontoloji ve Bak m Bilimi aras nda ortak çal ma alanlar n n belirlenmesi ve giri imler (Klie & Brandenburg, 2003) 13 ya da ku aklar aras ili kiler (Lüscher & Liegle, 2003) 14, ama yan zamanda ya l lar için sosyal politik bilimsel çal malar (Schulz-Nieswandt, 2006), Gerontolojinin Bat daki yüksek konumunu ortaya birkaç örnektir. Ya lanman n çok boyutlulu u, ya lanma süreçlerine müdahalelerde demografik de i imlerin, birey, toplum ve sosyal güvenlik sistemlerinin, sosyal politikalar n ve kültürel perspektiflerin dikkate al nmalar n gerekli k lmaktad r. Moleküler Biyolojiden Gerontopsikiyatriye, sosyal hizmetlerden göçmenli e, ya l l kta dinden ya l l n kültürel yorumlar na kadar her aç dan ara t r lan ya lanma (bkz. Kruse & Martin, 2004), Bat l ya l s aç s ndan bak l nca, ya l l k anlaml ve kazançl bir ya am dönemi olarak kar m za ç kmaktad r. Tabii ya l l a tozpembe gözlükle bakmamak, aksine zorluklar n, risklerini göz önüne almak gerekir. Fakat ya 70 ve üzerinde olan ya l lar daha ne kadar ya amak isterlerdi sorusu yöneltilmi, günlük ya am nda k s tl olmayanlar n %90 n en az 6 ile 20 aras nda ve daha fazla ya amak istediklerini söylemi tir. Hatta bir bak mevinde yatalak durumdakilerin %12 si 6 ile 20 y l, ayn orandaki di erleri 20 y l n üzerinde ya amay arzu etti ini söylemi tir (Martin & Kliegel, 2005) 15. Bu bulgulardan hareket ederek, Bat l ya l lar n önemli ölçüde anlaml ya am sürdürdü ü dü ünülebilir. Bununla Türk ya l s aç s ndan tam tersinin geçerli olmas gerekmez. nsan n en zor ko ullarda dahi kendine anlam ç karak bir varl k oldu u da bilinmektedir (Oerter & Montada, 2002). Fakat bundan daha iyisi, iyi ko ullarda alg lanabilen anlamlard r. Bu yüzden Türk ya l s ne durumda, k saca da olsa, buna bakmak laz m. 1.2 Türkiye de Durum Türkiye deki temel sorun sadece gerontolojik tezlerin noksanl de ildir, ayn zamanda gerontolojik hedefler takip eden disiplinler aras ara t rma ve uygulamalara da rastlanmamaktad r. Bu yüzden Gerontolojinin kendisinden beklenenlere yan t verme ans pek fazla de ildir. Ajanda2020, farkl alanlardan gelen bilim adamlar n, ya lanma ve ya l l kla ilgilenmeye yönelten bir ara t rmad r. Türkiye s n rlar içinde imdiye kadar tek gerontologun yeti memi olmas tesadüften çok, ya lanma ve ya l l a ilgisizli in sonucudur. Psikolojide tutum ve ilgi tesadüfen birlikte ele al nan kavramlar de illerdir. Tutumlar, davran lar idare eden kuvvetlerdir (Toman, 1973) 16. Dolay s yla tutumlar, insan, içinden ilgi duydu u eylere sürüklemektedir. Türk bilim camias nda son birkaç y la kadar ya l lara yönelik giri imlerin yok denilecek kadar az oldu u dikkate al n rsa, ya l lar n, bilimin ve hizmet sektörlerinin ilgi alanlar d nda alg land klar söylenebilir. 12 Klie, T. Rechtskunde, 8. überarbeitete und aktualisierte Aufl., Vincentz: Hannover, (2006). 13 Klie, T. & Brandenburg, H. Gerontologie und Pflege: Beiträge zur Proffessionalisierungsdiskussion in der Pflege alter Menschen, Vincentz: Hannover, (2003). 14 Lüscher, K. & Liegle, L. Generationenbeziehungen in Familie und Gesellschaft, UVK Verlagsgesellschaft: Konstanz, (2003). 15 Martin, M. & Kliegel, M. Psychologische Grundlagen der Gerontologie. Kohlhammer: Stuttgart, (2005). 16 Toman, W. Einführung in die Psychologie. Band 2: Affektivität, Motivation, Persönlichkeit, Soziale Kontexte. Rombach: Freiburg, (1973). 7

Türkiye Gerontoloji alan na henüz yeni girdi. Ya l l k ara t rmac l Türkiye de tam olarak bilinen bir alan olmad gibi gerontolojik bak ta da büyük eksiklik vard r. Türk ya l s n n durumu bunun en belirgin göstergesidir. Türkiye de ya l l k ve yoksulluk aras nda s k ba lant lar n bulundu u, ya l lar n hem erken hem de a r kronik hastal klara yakaland klar saptanm t r. Ya 60-64 aras ndaki bireylerin %27 si, 80 ya n üzerindekilerin %54 ü engellidir. 2002 y l nda 80.000 den fazla ya l n n ev kazalar sonucu engelli kald belirlenmi tir. Ya l lar n neredeyse %50 nin sa l k hizmetlerin yararlanamad, 10 ya l dan 3 nün sosyal güvenlikten yoksun oldu u, 10 ya l dan 9 nun hiçbir geliri olmad belirlenmi tir. %80 den fazlas n n 5 y ll k temel e itimden yararland, hatta %40 n n daha da az okula gitti i, bu yüzden okuryazarl k oran n n ya l lar aras nda çok dü ük oldu u da ortaya konulmu tur (TÜ K, 2002; Tufan, 2007). Ya l lar aras nda kad nlar n ve engelli ya l lar n durumu de il sadece, gençler aras nda da yayg n olan engellilik ve genç kad nlar n e itim ve çal ma alanlar na entegre edilememeleri, gelece in ya l lar aç s ndan çok olumsuz bir gidi at n göstergeleri olarak kabul edilmelidir. 20-59 ya lar aras nda yakla k 15 Milyon ev kad n emekli olamam gelece in yoksul ve ba ml kad nlar n meydana getirecektir ve yoksullu un, hastal klar n, engelliliklerin ve bak ma muhtaçl n yayg n olaca na dair göstergeler mevcuttur. Demografik ya lanman n h zl bir süreç içersinde geli ti i de saptanm t r. 1960 tan bu yana 60+ ku a %57, buna kar n 80+ ku a %266 ço alm t r. Kesin rakamlar bilinmeyen Alzheimer hastas ya l lar n say s minimum 250.000 dir. Yine eldeki eksik veriler ve uluslar aras bulgulardan hareket ederek hesaplanan bak ma muhtaç ya l say s n n minimum 600.000 oldu undan hareket etmek gerekir (Tufan, 2007). Fakat Türkiye nin ya lanmayla ba lant l en büyük sorunlar ya l lar de il, asl nda gençliktir. Gençlerin nüfustaki yüksek oran, ayn zamanda ya lanan insan say s n n çok fazla oldu u anlam na gelmektedir. Bunlar seri dalgalar halinde art arda ya lanacaklard r ve onlar n durumu göstermektedir ki ya lanma süreçlerine gerontolojik-bilimsel bulgulara ve teorilere dayanan müdahaleler yap lmad takdirde gelecekteki ya l lar n durumu bugünkü ya l lardan çok daha iyi olmayacaklard r. Ya l 30 ve a a s nda 40 milyona yak n insan n ya ad Türkiye de toplumsal ya lanman n güçlü etkileri 2050 y llar nda iyice kendisini hissettirecektir. Kaba tahminlerden hareket ederek 2020 ye kadar 60+ ku a n n nüfustaki pay n n en az %15 e ve 2050 de %30 a yükselece inden hareket etmek gerekir. Bugün 72 milyonluk nüfusta ya l lar n pay %9 u a m t r; 2050 de 100 Milyona ula aca tahmin edilen nüfusun 30 Milyonunu 60 ya n üzerindeki bireyler meydana getirecektir. Henüz 6 milyon ya l s n n ihtiyaçlar n kar lamakta zorlanan Türkiye nin sosyal güvenlik sistemi, imdiden finansal çökü tehlikesiyle burun buruna gelmi tir. Yakla k 6 milyon ya l dan 2,1 milyonunun sosyal güvenli i olmad n, bunlar n 1,2 milyonunun kad n oldu unu dikkate al rsak, sanki ya l kad nlar n sosyal güvenlik aç s ndan erkeklere göre daha avantajl olduklar intiba uyanabilir. Fakat bunun sebepleri asl nda kad n n ya lanma sürecinde daima kar kar ya kald dezavantajlard r ve Türk kad n n n ekonomik ba ml l n n göstergelerinden biridir. Bütün ya lanan toplumlarda oldu u gibi Türkiye de de kad nlar n ortalama ya am süresi erkeklerden daha uzundur. Yeni do an bir k z ortalama 72, erkek 68 y ll k ya am beklentisine sahiptir (TÜ K, 2005) 17. Bu durum ya l nüfusta kad nlar n ço almas na yol açarken, dul kad nlara, e i emeklilik maa al yorduysa, dulluk maa ba lanmaktad r. Böylece daha önce e i üzerinden sosyal güvenlik kapsam nda yer al rken, e i öldükten sonra da yine onun sayesinde bu olanaktan yararlanmaya devam 17 T. C. Ba bakanl k statistik Kurumu, Ankara, (2005). 8

etmektedir. Öte yandan dul kad nlara, e i öldükten sonra, e i emekli de ildiyse, ama kad n n babas emeklilikten yararlan yorduysa, bu kez dul kad na (erkeklere bu olanak tan nmam t r) yetim maa ba lanmaktad r. Kad n ya am boyunca ekonomik aç dan hep erke e ba ml d r, ba ml l e ine, hatta babas na kadar gerilere uzanmaktad r. Bugünün ev kad nlar gelecekte ayn duruma dü ecektir (TÜ K, 2002; Tufan, 2007). Sosyal güvenlik gelecekte de ya l lar n sorunlar n n ba nda gelecektir. Çünkü Türkiye de 72 milyonu çal an 14 milyon ki i beslemektedir. Kamu sektöründe çal anlar n (2,9 milyon) sadece %3 ü sigortas zd r. Buna kar n özel sektörde çal anlar n (5,8 milyon) %29 u, kendi hesab na çal anlar n (4,2 milyon) %52 si, ücretsiz i çi olarak aile i letmesinde çal anlar n (1 milyon) %62 si ve i veren konumundaki bireylerin (0,35 milyon) %21 inin sosyal sigortas yoktur. Burada birkaç yüz bin çocuk i çi konusuna dahi girmeye gerek yoktur, çünkü sayd m z, ampirik verilerle kan tlanm bütün veriler gelece in ya l lar aç s ndan adeta alarm sireni çalmaktad r (Tufan, 2007). Ampirik verilerle ileri ya l l k olgusunun ortaya ç kt, 1960 y l ndan bu yana ya l lar aras nda en h zl ço alan kesimin ya 80 nin üzerindeki bireyler oldu u saptanm t r. Ya 60 n üzerindekiler ayn dönemde %57 lik, fakat 80+ ku a %266 l k art göstermi tir 1960-2002 döneminde nüfusun %25, buna kar n ya l nüfusun toplam nüfustaki art n n %628 oldu u görülmü tür (Tufan, 2007). Öte yandan Türkiye de nüfusun %12 den fazlas engellidir (Türkiye Özürlüler Ara t rmas, 2002) 18. Her ne kadar ya l lar aras nda engellilik ve bak ma muhtaçl k oran hat safhaya eri se de, mutlak say lar daha çok olan genç ve çocuk engellileri özellikle dikkate alan bir Gerontlojiye de Türkiye de acilen ihtiyaç vard r. Her ne kadar 2008 y l ba nda yasalla an sosyal güvenlik reformu toplumsal ya lanmaya yönelik bir önlem olarak kabul edilebilse de sadece emeklilik ya n yükseltmekle s n rl kalan bu reform(!) problemin özüne dokunmam t r. Ya l lar n sa l k sorunlar n n yan s ra, psi ik ve sosyal sorunlar, topluma kat l mdaki dezavantajlar, alg lanan ve alg lanamayan bariyerler, ya l l Türkiye de kalitesiz bir ya am dönemine dönü türmektedir. 1.3 Ajanda2020 nin Teorik Model Bilim adamlar ndan Türk ya l s n ekonomik, sosyal ve psi ik yeterlikleri bak m ndan de erlendirmeleri istenmi tir. Hans Thomae (1998) 19, ya l lar n sosyal durumunun tarifinden ba ms z olarak, ya l lar n farkl yeterliklerine yönelik taleplere özellikle dikkat çekmektedir. Schulz-Nieswandt n (2006) 20 ya am durumu modelinde, ekonomik, sosyal ve psi ik yeterlikler, günlük ya am yeterli i olarak kabul edilmektedir. Ya am durumu, birey ve çevre aras ndaki ili kilere dayanan, birikimlerle (rezerv) aç klanan bir teoridir. Bireyin, günlük ya am yeterli inin yan s ra, kognitif ve psi ik yeterli i, bireysel birikimler olarak tan mlanmaktad r. Çevreye ait nitelikler olarak ekonomik, altyap sal ve sosyal birikimler ba lamsal birikimler olarak tan mlan r. Bireysel ve ba lamsal birikimlerin yan s ra bireyin sa l k durumu, konut ve konut çevresi, trafik sistemi, teknik-ayni-çevre ve 18 T. C. Ba bakanl k Türkiye statistik Kurumu, Türkiye Özürlüler Ara t rmas. Yay n Numaras 2913. D E Matbaas : Ankara, (2002). 19 Thomae, H. Probleme der Konzeptualisierung von Alternsformen, Psychosoziale Gerontologie, Band 1: Grundlagen. Jahrbuch der Medizinischen Psychologie 15. Ed: A. Kruse. Hogrefe, Verlag für Psychologie: Göttingen, Bern, Toronto, Seattle, (1998). Pp: 35-50. 20 Schulz-Nieswandt, F. Sozialpolitik und Alter. Kohlhammer: Stuttgart, (2006). 9

yerle imsel altyap özellikleri de çerçeve ko ullar kavram alt nda toparlanm t r (Schulz- Nieswandt, 2006, S.14ff.). Türk ya l s yla ilgili veriler, bireysel ve ba lamsal rezervlerinin çok dü ük oldu una i aret ederek, bunlar düzeltme olanaklar bulunan aktörlerin, ya l l toplumsal sorun olarak tan mlamaktan kaç nmalar, çerçeve ko ullar n n da olumsuz bir görünüm çizmesine yol açmaktad r. Türkiye nin hedefleri kesin tan mlanm bir ya l l k politikas dahi olmad dikkate al n rsa, toplumsal ya lanmay sosyal sorunlar çerçevesinde alg lad söylenemez. Bu yüzden ya l l kla ba lant l sorunlar n, genellikle bireysel ve ailesel sorunlar kategorisinde alg lanmaya devam edilmektedir. Yeterlik, de i imleri, geli meleri veya kay plar kognitif, duygusal davran larla i leme koyma kapasitesidir. Schulz-Nieswandt n (2005) dedi i gibi bilgi veya enformasyona indirgenemez. Ba ka bir deyi le, bilgi, yeterlik aç s ndan gerekli, fakat belirleyici tek ko ulu de ildir. Kognitif yeterlik, tutumlarla ba lant l d r, yani duygu yüklü dü ünce ve davran boyutlar na sahiptir. Davran lar n tutumlar taraf ndan yönlendirildi ine (Toman, 1973) de inmi tik. Di er taraftan dü ünme yetene inin özelliklerinden biri, alg lanan düzene koymak, olgu ve davran lara anlam yüklemektir. Dolay s yla sosyal kognisyon, yani sosyal dü ünce ve davran lar n sebepleri, ki inin kendisi ve ba kalar taraf ndan bunlar n bilinçli alg lan na ve de erlendirili ine dayan r (attribution). Bunlar n içine bireyin ba kalar taraf ndan alg lan, çevredeki nesnelerin alg lan (sosyal alg lama) ve sosyal aç dan önemli unsurlar n alg lan girmektedir (Pöppel, Bullinger & Härtel, 1994, S.231) 21. Demek ki kognitif yeterlik, ya l lar n tutumsal yeterli ini kast etmektedir ve kendi sosyal dü ünce ve davran lar da bunun içinde yer almaktad r. Fakat burada bizi ilgilendiren ya l lar n kendilerini nas l alg lad klar de il, aksine ba kalar taraf ndan nas l alg land klar d r. Ba kalar kavram n n anlam ise ara t rmaya denek olarak kat lan bilim adamlar d r. Schulz-Nieswandt n (2006) ya am durumu modelinden hareket ederek, a a da ematik olarak yeterlik kavram n n göstergeleri belirlenmi tir. Amac m z ya l lar n bireysel ve ba lamsal yeterliliklerini ve çerçeve ko ullar n tespit etmek de il, aksine, bilim adamlar n n ya l lar bu aç lardan nas l alg lad klar d r. Dolay s yla amac m z bilim adamlar n n sosyal alg lamalar na ula mak, bunlar n ard ndaki olumlu veya olumsuz tutumlar görünür hale getirmektir. Türk ya l s n n objektif ya am ko ullar ndan kaynaklanan olumsuz görüntüsünün ard nda, daha çok olumsuz beklentilerin yatt ndan hareket edilmi tir. 21 Pöppel, E., Bullinger, M., & Härtel, U. Medizinische Psychologie und Soziologie. Chapman & Hall, (1994). 10

ekil 1: Teorik model (Kaynak: Schulz-Nieswandt, 2004) Yeterlik Bireysel Ba lamsal Çerçeve Ko ulu Günlük ya am yeterli i Kognitif yeterlik Psi ik yeterlik Ekonomik birikimler Altyap sall birikimler Sosyal birikimler Sa l k kamet Hukuki Teknik- Ayni Çevre Ya l lar n bilim insanlar n n sosyal alg lamalar na dayanan görüntüleri Meslek Gelir Servet Tesisler: Eri ilebilirlik, girilebilirlik, mevcudiyet, Benimsemek, hizmet E, çocuklar, akrabalar, tan d klar vs. Fiziksel, Psi ik sa l k (ojektif), sübjektif sa l k Konut, konut çevresi, mimari yap lar (örn. kurumlar) Örn. bak m yasas 11

2 Ara t rman n Sorular ve Hipotez Ajanda2020 her ne kadar iddial bir kavram gibi görünse de, bu giri imin temel sebebi, böyle bir ajandan n Türkiye de gerçekle tirilebilirli i konusundaki kayg lar m zd r. Çünkü ya lanma ve ya l l k dikkate de er bir konu olarak alg lanmamaktad r. Bunun gerekçesi olarak nüfusun genç olu u gösterilemez. Çünkü Gerontolojinin ortaya ç kt dönemlerde Bat toplumlar da genç bir nüfus yap s na sahiplerdi. Hatta 19. yüzy lda Quetelet ve Galton, 20. yüzy l n hemen ba nda Metschinikoff gibi isimlerin ya lanmayla ilgilenen öncüler olduklar dü ünülürse, Türk ayd nlar n n hala genç nüfus kavram yla hareket etmeleri, üphesiz bir tutum meselesidir ve ya l l a ve ya lanmaya ilgisiz kalan bir tutumla aç klanabilir. Bu negatif ç k noktas n n gerekçeleri sadece bilimsel alandaki ilgisizlikle s n rl da de ildir. Genel bir ilgisizlikten rahatl kla söz edilebilir. Türkiye ye ilk defa gelen bir yabanc büyük kentleri saran beton apartmanlar n aras ndaki swimmingpool leri ve tenis kortlar n görünce, Türkiye de yüzmeye ve tenise çok büyük bir merak ve ilgi oldu unu zannedebilir. Oysa üç taraf denizle çevrili bu ülkenin yüzme ve tenis dallar nda olimpik bir madalyas veya ünlü bir sporcusu yoktur. Buna kar n yoksul, hasta ve bak ma muhtaç ya l s hem çok, hem de ço almaktad r. Ya lanma ve ya l l n Türkiye de sosyal problem olarak görülmedi ine dikkat çekildi. Bunun sebepleri Ritter ve Hohmeier e (1999) 22 göre iki davran la aç klanabilir: Ya çözüm giri imlerine yönelme ya da çözüm giri iminden kaç nma durumlar yla ba lant l d r. Çözüm giri imleri, uygun artlar yarat l ncaya kadar sürebilir veya problemle hiç ilgilenilmez ve kal c hale gelebilir. Sorunlara pasif davran la tepki veriliyorsa ya da çözüm giri imlerine yönelme olmuyorsa, bu durumda da üç davran gözlemlenmektedir. As l soruna çözüm aramak yerine, ba ka sorunlar yaratarak bunlara çözüm aramak veya sorunu görmezlikten gelmek, gizlemek veya alg layamamak, hatta inkara varan davran lar ortaya ç kmaktad r. Türkiye de imdiye kadar toplumsal ya lanma yoktur diyen olmam t r. Bu yüzden toplumun giderek ya lanaca n alg lama konusunda kan m zca bir sorun yoktur. Daha ziyade bu sorunu tan mlamaktan kaç nma e ilimleri alg lanmaktad r. Ama sosyal sorunlar tan mlanmad klar sürece var olduklar ndan söz edilemez. Bu yüzden imdiye dek çözüm olanaklar na sahip olan aktörler, tan mlanmayan sorunu da yok say yor gibi bir izlenim yaratmaktad rlar. Sosyal problemlerin tan mlar n ise daima iktidar yap lar belirlemektedir, bunun ard nda daima ç karlar yatmaktad r. Sorunla kar kar ya kalanlar n ise iktidar özellikleri çok azd r (Cloerkes 2001 23 : Tufan, 2006 24 ). Dolays s yla Türk ya l s n n kendi sorunlar n tan mlamas mümkün de ildir. Say lar giderek ço ald halde sosyal problem olarak tan mlanmay n ard nda ise ya l lar n sosyoekonomik zay f gücü vard r. Türkiye de ta lanma ve ya l l k, toplumsal sorun olarak tan mlanmaya çal lal, aradan henüz çok az bir süre geçmi tir. Kesin tarih verilemez, fakat 2000 li y llar n ba lang c nda henüz toplumsal ya lanmadan söz eden yoktu. 2005 y l nda Antalya da düzenlenen Birinci Uluslararas Sosyal ve Uygulamal Gerontoloji Sempozyumu ile kamuoyuna bu sorun duyuruldu. imdiye kadar üç sempozyum yap ld. Fakat hiçbirine davet edilen yüksek düzey politikac lar kat lmad. Bunun sebebi tan mlamaktan kaç nma olabilece i gibi ard nda sorunu 22 Ritter, U.P. and Hohmeier, J. Alterspolitik. Oldenbourg Verlag: München, Wien, (1999). 23 Cloerkes, G. Soziologie der Behinderten. Eine Einführung, 2.Aufl.. Edition S. Univ. Verlag Winter: Heidelberg, (2001). 24 Tufan,. Türkiye de Ya lanmak ve Ya l l k, GeroYay: Antalya, (2006). 12

alg layamama durumuna yatabilir. Muhtemelen her ikisinden de biraz al rsak, tan mlama olanaklar na sahip aktörlerin tutumlar n daha iyi anlayabiliriz. Bilim camias n n sosyal sorunlar tan mlamadaki gücü inkar edilemez, hatta sosyal sorunlar ilk tan mlayanlar genellikle ayd nlar olmaktad r. Geriatri d nda son y llara kadar ya lanma olgusunu inceleyen, sorunu ciddi ekilde tart maya açan, önerilerine eylemlerini de katan Türk ayd nlar n n say s, bunu yapmayanlardan çok azd r. Özellikle sosyal bilimciler konuya çok yabanc kalm görünmektedir. Siyasi partilerin programlar nda da toplumsal ya lanma ve ya l l k, emeklilikle s n rl tutulmaktad r. Oysa Türkiye deki emeklilerin ortalama ya 45 civar ndad r (Tufan, 2007). Listeyi daha fazla uzatmaya gerek yoktur. Belirtilen sebepler ara t rman n hipotezi için yeterlidir: Türkiye de ya l lar n her yönden (ekonomik, fiziksel, sosyal, psi ik) çok olumsuz görünen durumu, buna yönelik çözüm giri imi yapabilme olana bulunan aktörlerdeki, ya lanma ve ya l l görmezlikten gelme e ilimiyle (tutumuyla) ba lant l d r. ekil 2: Kat l m-paradoksu teorisi (Kaynak: Palm, 1987; al nt yap lan kaynak: Reinert, 1998). Kat l m Problemi Alg lama Çözüm planlar Çözüm kararlar Çözüm getirecek uygulamalar Bu e ilimin var olup olmad sorunun yan s ra, varsa, devam edip etmeyece i sorusu da Türk ya l s n n gelecekteki durumu aç s ndan büyük bir önem kazanmaktad r. Kat l m- Paradoksu olarak adland r lan bir teoriden hareket ederek bu tespit edilmeye çal lm t r. (Tomas Palm, 1987 25 ; al nt yap lan kaynak: Reinert, 1998 26 ). Buna göre bireyler problemlere çözüm giri imlerinin farkl a amalar nda farkl davran lar ortaya koymaktad rlar. Daha önceki bilgileri de dikkate al rsak, çözüm eylemlerinin a amas na göre bireylerde tutumlar n gücü yön de i tirmekte, davran lar buna ba l olarak belirgin ekilde de i mektedir. 25 Tomas Palm, Information för bättre demokrati, ekonomi och folkhälsa, Informationens möjiligheter. Ed: Malle Jöever. Stockholm, (1987). 26 Reinert, A. Mobilisierung der Kompetenz von Laien Die Methode der Planungszelle/Bürgergutachten, Wege zur Zukunftsfähigkeit ein Methodenhandbuch. Arbeitshilfen für Selbsthilfe- und Bürgerinitiativen Nr. 19. Ed: H. Apel, D. Dernbach, T. Ködelpeter & P. Weinbrenner. Stiftung Mitarbeit: Bonn, (1998). Pp: 115 126. 13

Çözüm süreçlerine en çok kat l m n problemi alg lama safhas nda oldu u görülmektedir. Günlük gazeteler bir sürü toplumsal problemden ikayetçi olan ayd nlarla doludur. Genel olarak herkes özel ya am nda politik, sosyal veya sportif sorunlar tart r, yani sorunlar en az ndan kendi perspektifinden alg lar. Buna kar n soruna çözüm aray veya plan safhas nda kat l m n belirgin ekilde azald görülür. Bunu takip eden çözüm yollar ndan hangisinin seçilece i karar a amas na gelindi inde kat l mda yine azalma olmaktad r. En dü ük kat l m ise karar uygulamaya s ra geldi inde ya anmaktad r. 3 Metot Türkiye de ya l lar aç s ndan önemli görülen sorunlardan ve gerontolojik literatürde yer alan güncel konular aras ndan yap lan seçimle, ara t rma sorular tasarlanm ve ön ara t rma kapsam nda teste tabi tutulmu lard r. ki a amadan meydana gelen standart soru ka tlar yla yap lan ampirik ara t rmada 7-kademeli Likert-Ölçe i kullan lm t r. Türk bilim insanlar n n kendi alanlar ndan ya l, ya lanma ve ya l l kla ba lant l sorunlar alg lay ndan kaynaklanan tutumlar belirlenmeye çal lm t r. Üçüncü ve son a amada uzmanlarla görü me yap lacakt r. Ara t rman n bir bölümüyle s n l olan bulgular birinci ve ikinci a amalara aittir. Mart -May s 2008 döneminde gerçekle tirilen birinci a aman n ard ndan Temmuz-A ustos 2008 döneminde ikincisi tamamlanm t r. Aral k ay çersinde yap lmas dü ünülen üçüncü a amada Ajanda2020 ye kat lan uzmanlar Antalya ya davet edilecek ve Türkiye nin ya l l k sorunlar disiplinler aras boyutta tart maya aç lacakt r. Amaç, ya l lar n ya am ko ullar nda uzun vadede olumlu de i im sa layacak önerileri masya yat rmak ve gerontolojik alanda disiplinler aras çal malar için bir platform yaratabilmektir. Finansal destek almadan gerçekle tirilen, tasar m, yürütme, verilerin bilgisayara aktar m ve analizleri taraf mdan yap lan bu ara t rmada üniversite ö rencileri üzerinde denenen sorularla tasarlanan ve farkl alanlardan çal an bir uzman grubunun cevaplar na dayanan bulgular hem kar la t rma olana olmad ndan hem uzman popülasyonunu yans mad ndan genelleme yapmamak gerekir. 3.1 Ara t rma Dizayn Literatür taramas ve ya l lar n Türkiye de durumu ile ilgili analizlerle ba layan Ajanda2020 ara t rmas önceden tasarlanan belli bir eylem plan dahilinde yürütülmektedir. Yürütülmektedir denilmesinin nedeni henüz son a amas olan ara t rmaya kat lan bilim insanlar yla yapaca m z toplant n n Aral k 2008 ortalar nda gerçekle tirilecek olmas d r. Literatür taramas ve ya lar n durumuyla ilgili analizler devam ederken, ara t rmaya ça r ve ara t rma hakk nda bilgi veren bir metin haz rlanarak, farkl üniversitelerde çal an 750 civar nda bilim insan na ula t r ld. Yani henüz ilk soru ka d ellerine geçmeden önce Ajanda2020 hakk nda bilgi sahibi oldular. Bununla amac m z hem konunun önemini vurgulamak, hem de ya lanma ve ya l l k üzerine dü ünmelerini sa lamakt. Literatür taramas ve durum analizleri yap ld ktan sonra bunlara dayanan sorular n tasar mlar ba lad. Bu a amada ayn zamanda kavramlar n tan m ve indikasyonlar üzerine çal malar yap ld. Tasarlad m z sorular ön ara t rma kapsam nda 40 ki ilik bir ö renci grubu üzerinde denedik. Bunlara eri mekte fazla bir sorun ya anmam t r. Akdeniz Üniversitesi ö rencileri aras ndan seçti imiz, farkl bilim dallar nda ö renim yapan ö rencilere 150 14

sorudan olu an ve 7-basamakl Likert-Ölçe iyle cevaplamalar istedi imiz sorular denemi olduk. Ön ara t rma, as l ara t rmada kullanaca m z Likert-Ölçe inin tasar m açs ndan önemliydi. Faktör analizi yönetimi ve reliabilite testleriyle ön ara t rmadan ç kan sonuçlara dayanarak uygun görünen 66 sorunun kullan lmas na karar verilmi tir. Bu sorular n 33 ü burada sunulan bulgularla ilgilidir. Ara t rma süreci üç a amadan olu maktad r: 1. Birinci soru ka d yla ilgili verilerin derlenmesi 2. kinci soru ka d yla ilgili verilerin derlenmesi ve 3. Her ikisine de kat lan bilim insanlar yla yap lacak olan toplan. Soru ka tlar denek adaylar na internet üzerinden gönderildi. Birinci soru ka d yakla k 750 ki iye gönderildi, bunlardan 327 si cevaplanm olarak geri döndü. kinci soru ka d sadece bu 327 ki iye gönderilmi tir. Bunlardan cevaplanm olarak 210 nu geri döndü. Dolay s yla Aral k ay ortalar nda yap lmas dü ünülen Ajanda2020-Toplant s teorik olarak bu 210 ki iyle gerçekle tirilecektir. Ancak toplant ya, gerekçelerini a a da sunaca m, ara t rman n hipotezlerinden birini olu turan sebepten ötürü toplant ya bu rakamdan belirgin ekilde daha az uzman n kat lmas n beklemekteyiz. ekil 3: Eylem plan AJ ANDA2020 Literatür Taramas Türkiye deki ya l larla igili Analizler Sorular n Haz rlanmas, Tan mlamalar, ndikasyonlar ÖN ARA TIRMA Denek: 40 ki i Akd. Üniv. ö rencileri Soru ka d n n denenmesi L KERT-ÖLÇE Tasar m Ön ara t rma verilerilerinin analizleri, soru ka d na sorular n seçimi Bilim nsanlar AJANDA2020 ki soru ka d tasarland AJANDA2020 hakk nda bilgi, kat l ma ça r metni Geri dönen cevaplar @ 1. Soru ka d 1. Soru ka d internetten gönderildi Nihai Rapor Bilim insanlar yla Toplant Analizler & Ara Rapor Verilerin kayda geçilmesi 2. Soru ka d internetten gönderildi Sadece 1. Soru ka d n cevaplayana Birinci soru ka d : Ya l lar n güncel ve gelecekteki durumlar de erlendirilmektedir. 15

kinci soru ka d : Be sorudan ibarettir. lk soru ka d nda fikirlerini dile getiren bilim insanlar, bu kez aktif olmaya ça r lmaktad r. Üçüncü a ama: Aral k 2008 de yap lacak toplant d r. Amac m z sadece hipotezi kontrol etmek de ildir. Ayn zamanda bilim camias nda ya lanma ve ya l l k konular na dikkat çekmek, bilimler aras çal malar n ba lamas için bir temel atmakt r. Sorular bilerek genel görü lere yönelik olarak tasarlanm lard r. Uzmanlarla yap lacak toplant da, bu görü lerin ard ndaki gerekçeler tespit edilecektir. Ya lanma ile ilgili gelece in kosepsiyonlar n tasarlayabilmek için izlenen yol üç ad mdan meydana gelmektedir: Durum tespiti: Ajanda2020 kapsam nda yap lan durum tespiti, Türkiye de uzman görü lerine dayanan ya lanma ve ya l l kla ilgili bir bilanço niteli indedir. Hedef perspektifi: Uzmanlarla bir araya geldikten sonra ya l lar n ya am durumlar n genel olarak düzeltecek acil giri imler belirlenecektir ve gelecek dönemlerde Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü aç ndan bunlar hedef perspektifleri olarak kullan lacakt r. Önlem ve Stratejiler: Hedef perspektiflerine yönelik olarak yapmay dü ündü ümüz bilimsel ara t rma ve çal malardan ç kacak sonuçlara göre ya l l k politikalar için önlemsel ve stratejik öneriler ortaya konulacakt r. 3.2 Ölçüm Arac ve Ölçek Her ne kadar bilim insanlar ndan ya l lar n durumunu de erlendirmeleri istendiyse de, sa l kl de erlendirme yapabilmek için gerekli olan ampirik bilgilerde çok büyük eksiklik vard r. Ajanda2020 asl nda bu eksikli e dikkat çeken bir çal mad r. Ard nda ise ya lanma ve ya l l k olgular yla ilgili tutumlar n yatt varsay m ndan hareket etmektedir. Dolay s yla talep edilen de erlendirmeler asl nda bir tutum ölçümü olarak dü ünülmü tür. Diekmann a (2007, S.241) 27 göre basit ve kullan m kolay olan Likert-Ölçe i, asl nda bir ölçek yöntemi de ildir. Çünkü Likert-tekni inde detayl ekilde tan mlanm bir ölçüm modeli ko ulu aranmamaktad r. Rating-ölçe i türlerinden biri olan Likert-ölçe inde soru yerine bir görü belirtilir ve deneklerden bu görü e bipolar cevap ölçe iyle kat l p kat lmad klar n belirtmeleri istenir. Likert-ölçe inin avantaj farkl içerikte çok say da Item in ayn ölçekle tasarlanabilmesine sa lad olanakt r. Ama dezavantaj, cevaplar n birden fazla anlama gelebilece idir. Likert-ölçe inden söz edebilmek için ölçülmek istenilen tutumun bir tek Item ile de il, birden fazla Item, yani bir Item-bataryas ile tespit edilmesi ve farkl say sal de ere sahip cevaplar n kurall bir hesaplama ile toplam de erinin belirlenmesidir Hesaplama kural genellikle Item-skorlar n n basit ortalamas na dayanmaktad r. Bütün ifadeleri içeren Item-bataryas sistemi ve hesaplama kural birlikte Likert-ölçe i olarak tan mlanmaktad r (Borg & Staufenbiel, 2007, S.21-22) 28. Ajanda2020 kapsam nda kullan lan Likert-ölçe i 7-basamakl d r, yani bipolar skala üzerinde yedi cevap alternatifi yer almaktad r. A a da Ajanda2020 nin ilk sorusu örnek olarak verilmi tir. 27 Diekmann, A. Empirische Sozialforschung: Grundlagen, Methoden, Anwendungen, 18.Aufl., Rowohlt: Reinbek bei Hamburg, (2007) 28 Borg, I. & Staufenbiel, T. Theorien und Methoden der Skalierung, 4.vollständig überarbeitete und erweiterte Aufl., Huber: Bern, (2007). 16

ekil 4: Likert-ölçe i. Kesinlikle do ru Yar yar ya Kesinlikle yanl 1. Ya l lar günlük ya am ödevlerinin üstesinden gelme konusunda ba ar l bir tablo çiziyorlar. 3.3 Denekler Elektronik posta yoluyla Türkiye nin farkl üniversitelerinde çal an 750 uzmana gönderilen birinci soru ve ikinci soru ka tlar n n ikisine 210 u cevap vermi tir. Ara t rman n denek grubu bunlardan meydana gelmektedir. Sosyoloji, Psikoloji, Siyasal Bilimler, Pedagoji, Hukuk, Ekonomi, Sa l k Bilimleri, Tarih ve Felsefe alanlar nda çal an uzmanlar n 139 u erkek, 71 i kad nd r. Böylece %66,2 sini erkekler, %33,8 ni kad nlar meydana getirmektedir. Deneklerden kendileri hakk nda fazla bilgi vermeleri istenmemi tir. Birbirimizi tan mad m z, sadece internet üzerinden ula t m z uzmanlarda ortaya ç kabilecek olas bir güvensizli i göz önüne alarak demografik verileri cinsiyet, ya, unvan, medeni durum, çocuk say s gibi sorularla s n rl tutup, güvensizlik yaratabilecek, örne in ekonomik durumlar hakk nda bilgi vermeleri istenmi tir. Tablo 1: Ajanda2020 ye kat lan uzmanlar n çal ma alan ve cinsiyeti Uzmanl k Alan Toplam Erkek Kad n Say % Say % Say % Sosyoloji 39 18,6 24 17,3 15 21,1 Psikoloji 32 15,2 25 18,0 7 9,9 Siyasal Bilimler 26 12,4 18 12,9 8 11,3 Pedagoji 23 11,0 15 10,8 8 11,3 Hukuk 22 10,5 14 10,1 8 11,3 Ekonomi 21 10,0 13 9,4 8 11,3 Sa l k Bilimleri 17 8,1 12 8,6 5 7,0 Tarih 16 7,6 10 7,2 6 8,5 Felsefe 14 6,7 8 5,8 6 8,5 Toplam 210 100,0 139 100,0 71 100,0 Tablo 2: Ajanda2020 ye kat lan uzmanlar n ya grubu ve cinsiyeti Ya Grubu Toplam Erkek Kad n Say Yüzde Say Yüzde Say Yüzde 25 29 15 7,1 10 7,2 5 7,1 30 34 22 10,5 17 12,2 5 10,5 35 39 46 21,9 29 20,9 17 21,9 40 44 62 29,5 37 26,6 25 29,5 45 49 27 12,9 22 15,8 5 12,9 50 54 28 13,3 16 11,5 12 13,3 >=55 10 4,8 8 5,8 2 4,8 Toplam 210 100,0 139 100,0 71 100,0 17

4 Bulgular Ara t rma hipotezinin denek grubunda geçerli olup olmad çal malar na ilk önce deskriptif istatistiklerle ba land. Daha sonra faktör analizleri, korelasyon (Speraman Rho), reliabilite (Cronbach-Alpha) ve çapraz tablo hesaplar (Ki-Kare hesaplar ve Phi) ile veriler üzerinde daha detayl analizler uyguland (Bu istatistik yöntemleri için örne in bkz. Bortz, 2005) 29. A a da bu çal malardan elde edilen bulgular iletilmi tir. 4.1 Deskriptif statistikler Toplam 33 soru yöneltilen deneklerin 7-basamakl Likert-Ölçe ine dayanan cevaplar n n deskriptif da l mlar a a daki grafikte toplu halde görülmektedir. Sorularda dile getirilen dü ünceye kat lma e ilimine i aret eden 1,2 v3 de erleri grafikte pozitif, kat lmama e ilimine i aret eden 5,6 ve 7de erleri ise negatif kavram yla ifade edilmi tir. Ölçe in merkezini ifade eden 4 de eri ise karars z olarak tan mlanm t r. A a da sorularda yer alan ifadeler ve kodlar, Likert-ölçe ine dayanan da l mlar bölüm Ek te verilmi tir. Yerden kazanmak için tablolarda sadece kodlar kullan lacakt r. Grafikten hemen alg land gibi pozitif de erlendirmeler ço unluktad r. Sadede grafi in alt bölümünde durumun terse döndü ü dikkat çekmektedir. Ara t rma hipotezinin do ru olabilece ine dair ilk sinyal, tutumlarda ortaya ç kan bu terse dönü ile alg lanm t r. ekil 5: Deskriptif istatistikler. Günlük ya am yeterli i Kognitif yeterlik Psi ik yeterlik Ekonomik yeterlik Mesleki biyografi Gelir durumu Tesis mevcudiyeti Tesislere eri ebilirlik Tesislerin uygunlu u Tesislerin benimsenirli i Hizmet "anlay Çocuklar yla ili kiler Kom uluk ili kileri E itimin soyutlanma riskini azaltmas E itim düzeyi yükselecek, topluma kat l m artacak Gelecekte bireysel yeterlik Gelecekte ba lamsal yeterlik Gelecekte çerçeve ko ullar Ya l lara uygun altyap eksikli i Ya l lar n sorunlar n alg lama noksanl Disiplinler aras çal malar yap lmal Bilim insanlar na dan lmal Bilim insanlar yönetimde etkin olmal Yerle im bölgeleri ya l lara göre uyarlanmal Bak m sigortas gerekli Ya l lara uygun trafik sistemi gereksiz Ya l çal malar na kat lma iste i Sempozyuma kat lma iste i Derne e üyelik AjandaAjanda2020 toplant s an akt lma iste i Gönüllü çal ma iste i Gerontolojik faaliyetlere genel ilgi 0% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100% Pozitif Karars z Negatif 4.2 Reliabilite, Faktör Analizi, Korelasyon Analizleri Tutum ölçümünde sekiz item-bataryas olu turulmu tur. Alt s ya am durumu teziyle (bireysel yeterlik, ba lamsal yeterlik ve çerçeve ko ullar ), ikisi kat l m-paradoksu teziyle ba lant l d r. Ön ara t rmada uygun görülen sorulardan olu turulan item-bataryalar n n reliabilitesi, yani cevaplardaki tutarl l k Cronbach-Alfa de eriyle belirlenmi tir. 29 Bortz, J. Statistik für Human- und Sozialwissenschaftler, 6. Aufl., Springer: Heidelberg, (2005). 18

Genel olarak sosyal ara t rmalarda 0,8 de eri yeterli kabul edilmektedir (Diekmann, 2007). Toplam-skor ile her item in korelasyon de erleri de hesaplanm t r. Bunun sonucunda baz lar n n toplam-skor ile daha dü ük bir korelasyona sahip olduklar saptanm t r. Bu durumda, koralsyon de eri küçük olan item i devre d b rakarak Cronbach-alfa de eri yükseltilebilmekte, yani cevaplar aras ndaki tutarl l k artmaktad r. Bu da tutum ölçümlerinin daha sa l kl olmas n sa lamaktad r. Tabloda (*) i aretli de erler di erlerine göre bir hayli küçüktür. Be tane olduklar görülen bu itemlerden ikisi devre d b rak larak, Cronbach-Alfa de erlerinde belirgin bir yükselme sa lanm t r. Tabloda hangilerinin analizlerin d na çekildi i de gösterilmi tir. Tutumlar iyi ölçemedi i anla lan item leri analizlere katmayarak, ba lang çta 33 olan soru say s, 31 e indirilmi tir. Tablo 3: Item lerin reliabilite analiz sonuçlar. Item_Nr Cronbach-Alfa Item-Total Correlation Uygun görünmeyen (*) Item-Total Correlation Uygun görünmeyen (*) devre d b rak ld ktan sonra SK1B 0,72 0,72 B REYSEL SK2B 0,84 0,76 0,76 YETERL K SK3B 0,63 0,63 SK4BA1 0,63 0,63 BA LAMSAL SK5BA1 0,80 0,67 0,67 YETERL K 1 SK6BA1 0,63 0,63 SK7BA2 0,49* SK8BA2 BA LAMSAL 0,64 Item 7 nin ç kar lmas kazanç sa lamad, SK9BA2 YETERL K 2 0,79 0,56 De i iklik SK10BA2 0,60 yap lmam t r. SK11BA2 0,59 SK12BA3 0,66 0,73 SK13BA3 BA LAMSAL 0,73 0,80 0,80 SK14BA3 YETERL K 3 0,69 0,67 SK15BA3 0,37* Ç kar ld SK16ÖG YETERL KLER 0,63 0,63 SK17ÖG ÜZER NE 0,79 0,67 0,67 SK18ÖG ÖNGÖRÜLER 0,62 0,62 Item_Nr Cronbach-Alfa Item-Total Correlation Item-Total Correlation Uygun görünmeyen (*) Uygun görünmeyen (*) devre d b rak ld ktan sonra SK19KP1 0,67 0,67 SK20KP1 KATILIM 0,68 0,68 SK21KP1 PARADOKSU -1 0,83 0,62 0,62 SK22KP1 0,61 0,61 SK23KP1 0,54 0,54 SK30ÇK 0,53 0,61 SK31ÇK ÇERÇEVE 0,56 0,70 0,61 SK32ÇK KO ULLARI 0,59 0,67 SK33ÇK 0,02* Ç kar ld Item_Nr Cronbach-Alfa Item-Total Correlation Item-Total Correlation SK24KP2 SK25KP2 KATILIM 0,47* 0,57 SK26KP2 PARADOKSU -2 0,48* 0,80 SK27KP2 0,61 SK28KP2 0,63 SK29KP2 0,54 Item 24 ve Item 26 n n ç kar lmas kazanç sa lamad, De i iklik yap lmam t r Cronbach-Alfa Uygun görünmeyen (*) devre d b rak ld ktan sonra 0,84 0,80 0,79 0,86 0,79 Cronbach-Alfa Uygun görünmeyen (*) devre d b rak ld ktan sonra 0,83 0,81 0,80 Reliabilitenin yan s ra ölçülmek istenilenin ölçüp ölçmedi i de önemlidir. statistiksel aç dan bunun anlam, tutumu ölçmeye çal an istem-bataryas n n tek boyutlu olmas n n gerekti idir. statistik aç s ndan cevaplanmas gereken soru, item bataryas ndaki tüm sorular tek faktöre indirgemenin mümkün olup olmad d r. Dolay s yla tek faktörle aç klanabilen varyans oran na bakmak gerekir. Faktör analizleri, bütün item-bataryalar nda tek faktöre indirgeme yap labildi ini göstermi tir. Faktör analizlerinde uygulan farkl yöntemlerden burada kullan lan temel faktör metodu olmu tur. Kat l m paradoksunu ölçmeye çal an item de 19

boyut indirgemesi sonucunda tek faktörle aç klanabilen varyans oranlar n n bir hayli dü ük olduklar dikkat çekmektedir. Di erlerinde ise yeterince yüksektirler (Faktör analizleri için örn. bkz. Bortz & Döring, 2006) 30. ekil 6: Aç klanabilen varyans oranlar (Faktör Analizi; Temel Faktör Metodu) Item Bireysel Yeterlik Ba lamsal Yeterlik 1 Ba lamsal yeterlik 2 Ba lamsal Yeterlik 3 Öngörüler Çerçeve Ko ullar Kat l m Paradoksu 1 Kat l m Paradoksu 2 Tek Faktörle aç klanabilen Varyans %75 %71 %55 %78 %71 %73 %59 %49 Yorum Tatmin edici düzeyde Tatmin edici düzeyde Dü ük düzeyde Tatmin edici düzeyde Tatmin edici düzeyde Tatmin edici düzeyde Dü ük düzeyde Dü ük düzeyde Reliabilite ve faktör analizlerinin yan s ra deneklerin cevaplar na ya, cinsiyet ve uzmanl k alanlar n n etkileri korelasyon hesaplar ve ki-kare testiyle belirlenmi tir. ki kategoriden meydana gelen cinsiyete ba l olas etkiler Phi katsay s hesaplanarak belirlenmi tir. A a daki tabloda bunlar n sonuçlar topluca verilmi tir. Bo b rak lan yerlerde istatistiksel manidarl k p 0,05 düzeyinin üzerindedir. Korelasyon hesaplar n * ve ** i aretleriyle gösterilen istatistiksel manidarl k düzeyi tabloda verilmi tir. Görüldü ü gibi cevaplara cinsiyetin ve uzmanl k alan n n etkisinden söz edilemez. kisinde de sadece iki soruda buna rastlanm t r. Dolay s yla imdilik bunun tesadüfen ortaya ç kt ndan hareket edilmesinde daha do ru olur. Buna kar n denelerin ya yla cevaplar aras nda ba lant bulundu unu kabul etmeyi gerektiren bulgular elde edilmi tir. Korelasyon hesaplar, neredeyse bütün cevap da l mlar n n ya faktörüyle ilgile im içersinde oldu unu göstermi tir. SPSS program yla yap lan analizler, bu program n sundu u bir olanakla güvenilirli i artmaktad r. 10.000 adet örneklemi temel alarak çapraz-tablo da l mlar üzerinde uygulanan ki-kare-testleri 31 sorunun 11 nde ya a ba l istatistiksel manidarl n bulundu unu göstermi tir. Bunlardan hareket ederek, deneklerin ya l yla, ya l l k ve ya lanmaya yönelik tutumlar aras nda tesadüfe dayanmayan bir e ilimin varl ndan söz edilebilir. 30 Bortz, J. & Döring, N. Forschungsmethoden und Evaluation für Human- und Sozialwissenschaftler, 4. überarbeitete Aufl., Springer: Heidelberg, (2006). 20